Ana Sayfa Blog Sayfa 616

Canlı görüşmeyle ürün satmayı sağlayan girişim Talkshoplive, 3 milyon dolar yatırım aldı

Tüm dünyayı etkise alan pandemiyle birlikte kullanıcıların alışveriş alışkanlıkları da önemli oranda değişti. E-ticaret platformları ciddi büyüme rakamlarına ulaşırken alışveriş alışkanlıklarının değişmesi de yeni alışveriş platformlarının doğmasını ve büyümesini sağladı.

2018 yılında Bryan Moore ve kardeşi Tina tarafından kurulan ve pandemi döneminde önemli ölçüde büyüme gösteren canlı görüşmeyle ürün satışı yapılmasını sağlayan platform Talkshoplive, Spero Ventures‘tan 3 milyon dolar tohum yatırımı aldığını duyurdu. Daha önce Fox ve CBS gibi önemli medya platformlarında çalışan Bryan Moore, kendi girişimini kurarken canlı yayınlanan alışveriş deneyimlerinden ilham aldığını belirtiyor.

Talkshoplive ile birlikte isteyen herkes, canlı video ile potansiyel müşterilere ulaşarak elindeki ürünleri tanıtabiliyor. Aynı zamanda canlı yayın sayesinde ürünle ilgili deneyimlerini anlatması ve ürünlerle ilgili soruların yanıtlanması da kolaylaşıyor. Özellikle küçük işletmelerinin satışlarını arttırması için müşterilerine yönelik bir ikna kanalı olan Talkshoplive, ünlü isimler tarafından da kullanılıyor. Paul McCartney ve Garth Brooks gibi ünlü isimler de platformda ürünlerle ilgili deneyimlerini anlatıyor.

Bu platform küçük işletmelerin daha fazla müşteriye ulaşmasının yanı sıra ünlü isimlerin de imzalı gitarı, özel eşyaları gibi nesneleri satması için uygun bir ortama sahip. Aynı zamanda platformun sosyal sorumluluk projeleri için de kullanılabilmesi olası.

BKM verilerine göre Ocak ayında Türkiye’de toplam kart sayısı yüzde 10 artış göstererek 260.8 milyon adede ulaştı

Bankalararası Kart Merkezi (BKM), 2021 yılının ocak ayına ilişkin verilerini açıkladı. BKM’nin verilerine göre, ocak ayı sonunda Türkiye’de 76,5 milyon adet kredi kartı, 140,3 milyon adet banka kartı ve 44 milyon adet ön ödemeli kart kullanılıyor.

2020 yılının ocak ayı ile kıyaslandığında kredi kartı adedinde yüzde 9’luk, banka kartı adedinde yüzde 5’lik, ön ödemeli kart adedinde ise yüzde 31’lik artış yaşandı. Toplam kart sayısı ise 260,8 milyon adede ulaşarak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 oranında artış gösterdi.

Ocak ayında 103 milyar TL tutarında kartlı ödeme yapıldı

BKM verilerine göre, kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlar ile ocak ayında yapılan toplam ödeme tutarı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16 artarak 103 milyar TL oldu. Bu ödemelerin 86,2 milyar TL’si kredi kartları ile yapılırken, 15,6 milyar TL’sinde banka kartları, 1,2 milyar TL’sinde ise ön ödemeli kartlar kullanıldı. Büyüme oranları özelinde incelendiğinde kredi kartı ile ödemelerde önceki yılın aynı dönemine göre büyüme oranı yüzde 13, banka kartı ile ödemelerde yüzde 28, ön ödemeli kartlar ile yapılan ödemelerde ise bu oran yüzde 145 olarak gerçekleşti.

Kartlarla yapılan ödemelerde en fazla artış elektronik eşya sektöründe görüldü

Ocak ayında kartlarla yapılan ödemelerin sektör dağılımı incelendiğinde geçen yılın aynı dönemine göre en fazla büyümenin yüzde 65 artış ve 7,8 milyar TL’lik ödeme ile elektronik eşya sektöründe olduğu görülüyor. Elektronik eşya sektörünü sırasıyla, yüzde 50 artış ve 4,5 milyar TL’lik ödeme ile yapı malzemeleri, yüzde 42 artış ve 31,7 milyar TL’lik ödeme ile market-gıda, yüzde 25 artış ve 1 milyar TL’lik ödeme ile bireysel emeklilik, yüzde 22 artış ve 5,5 milyar TL’lik ödeme ile de kamu-vergi ödemeleri sektörleri takip ediyor.

Kartlarla yapılan kamu-vergi ödemeleri geçen yıla göre yüzde 22 artarak 5,5 milyar TL oldu

Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin (MTV) ilk taksidinin de ödendiği ocak ayında, bu ödemeleri kapsayan “kamu-vergi ödemeleri” sektöründe kartlı ödeme tutarı 5,5 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu değer 2020 yılının aynı dönemine göre yüzde 22’lik bir büyümeye denk gelirken vergi ödemelerinin toplam kredi kartı ödemeleri içindeki payı yüzde 4,9’dan yüzde 5,2’ye yükseldi. Kamu tahsilatlarında kartlı ödemeler yaygınlaşmaya devam ederken, finansal okuryazarlığın artmasıyla beraber bilinçlenen kullanıcılar artık kartlarını vergi gibi zorunlu ödemelerde daha çok kullanıyor.

Kartlarla yapılan her 5 TL vergi ödemesinin 3 TL’si internetten gerçekleşti

Bu dönemde, kamu-vergi ödemelerinde internetten yapılan kartlı ödeme işlem tutarı ise, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29 artışla 3,2 milyar TL’ye yükseldi. İnternetten yapılan ödemeler kamu-vergi ödemelerinde gerçekleşen kartlı ödeme tutarının yüzde 59’unu oluşturdu, yani kartlarla yapılan her 5 TL vergi ödemesinin 3 TL’si internetten gerçekleşti.

Les Benjamins, kendi kripto parası Benjicoin’i çıkaracağını duyurdu

2011 yılında Bünyamin Aydın tarafından Türkiye’de kurulan ve tüm dünyada adı bilinen bir marka haline gelen lüks sokak giyimi ve yaşam tarzı markası Les Benjamins, kripto para dünyasına adım atıyor. Markanın kurucusu ve kreatif direktörü Bünyamin Aydın ile yönetim kurulu üyesi Fethi Kamışlı Sabancı, kendi sosyal medya hesapları üzerinden Les Benjamins’in kripto parası Benjicoin‘i duyurdu.

Les Benjamins’in resmi Instagram hesabı tarafından da paylaşılan hikayelerde, markanın çok yakında Benjicoin’i piyasaya süreceği işaret ediliyor. Ancak Benjicoin’in çıkışına ilişkin resmi bir tarih henüz açıklanmış değil.

2021 kripto paraların yılı olacak

Bitcoin başta olmak üzere tüm kripto para birimleri yıllardır dünyanın gündemini meşgul ediyor. Birçok kişi kripto paraları bir yatırım aracı olarak görse de geleceğin teknolojisinde blockchain tabanlı, bir merkeziyete bağlı olmayan kripto para birimleri yatırım aracından daha fazlası olacak. Pandeminin de etkisiyle birlikte dijitalleşen finans sektöründe kripto paralar, alışverişte de yaygın bir şekilde yakında kullanılabilir.

Les Benjamins de kripto para trendini yakalayarak önemli bir adım atmış durumda. Markanın kurucusu Bünyamin Aydın, teknolojiye büyük ilgi duyarken markanın yatırımcılarından Esas Ventures ve kurucusu Fethi Sabancı Kamışlı teknoloji girişimlerine önemli yatırımlar gerçekleştiriyor.

Doğan Holding, kitap yayıncılığındaki ortağı Egmont International’ın hisselerini satın aldı

Yayıncılıkta büyüme yolculuğuna tek başına devam etme kararı alan Doğan Holding, ortağı Egmont’un hisselerinin yüzde 50’sini de satın alarak tek pay sahibi oldu. Doğan Holding tek pay sahibi olmak üzere 16 Şubat 2021 tarihinde pay devir sözleşmesi imzaladı.

Doğan Grubu, Türkiye’de uluslararası standartlarda yayıncılık yapmak üzere 25 yıl önce İskandinav yayıncılık devi Egmont International Holding A/S ile Doğan Egmont Yayıncılık ve Yapımcılık A.Ş.’yi kurdu. Kurulduğu ilk günden itibaren istikrarlı bir şekilde büyüyen ve gelişen bu ortaklık Türkiye’nin en etkili yayıncılık markalarının sahibi oldu. Doğan Egmont markasına Doğan Kitap, onlara Dex, Doğan Novus, Ceo+, Doğan Solibri ve son olarak da Doğan Akademi markaları eklendi.

Eğitim yayıncılığı ve dijital yayıncılıkta sürekli atılım yaptı. Türkiye’nin en iddialı sesli kitap yayıncısı oldu. Yetişkin ve çocuk yayıncılığında yüzlerce yazarın binlerce kitabını hem ‘online’ hem de ‘offline’ satış kanallarıyla milyonlarca okurla buluşturdu ve buluşturmaya devam ediyor.

Bir süredir farklı alanlara odaklanan Egmont Publishing’in hisselerini Doğan Grubu’na satma kararında, yeni odak alanları ve uluslararası yatırım stratejileri etkili oldu. Pay devir sözleşmesini takiben Rekabet Kurulu’na yapılacak bildirimin olumlu sonuçlanması halinde, pay devir işleminin usulüne uygun olarak tamamlanması planlanıyor. Doğan Egmont bundan sonra Doğan Holding’in vizyonuyla yatırım yapmaya, yayıncılık sektöründeki güçlü ve iddialı pozisyonunu sürdürerek büyümeye devam edecek. Egmont Publishing yeni adıyla Egmont Story House ile içerik paylaşımı, ortak edisyonlar ve ürün geliştirme gibi alanlarda da iş birliği sürdürülecek. Doğan Holding’ten, Egmont’un hisselerinin satın alınmasıyla ilgili yapılan açıklamada, “Türkiye ekonomisi ve yayıncılık sektörü için hayırlı olmasını diliyoruz” denildi.

KOBİ’lerle IT uzmanlarını bir araya getiren Zomentum 13 milyon dolar yatırım aldı

Küçük, orta ve büyük işletmeler tüm dünyada başarılı olabilmek için teknoloji tarafında kendilerini güncel tutmak zorunda. Dijital dönüşümün özellikle pandemiyle birlikte hızlanması, tüm kurumlar gibi KOBİ‘leri de IT çözümlerine yönlendiriyor. Her ne kadar KOBİ’ler IT çözümlerine yönelseler de birçok küçük işletme, bünyesinde bir IT uzmanı çalıştıracak bir bütçeye sahip değil. Bu nedenle de işletmeler şirket dışındaki IT danışmanlarıyla çalışmayı tercih ediyor.

IT danışmanları ve IT uzmanları ile işletmeleri bir araya getiren Zomentum, Seri A turunda 13 milyon dolar yatırım aldı. Elevation Capital ve Accel’in katıldığı turda 13 milyon dolar yatırım alan şirket toplam yatırımını 17.1 milyon dolara yükseltti. Şirketin yeni yatırım turuna Eight Roads Ventures da dahil oldu.

IT çözümü sunanların satışlarını gerçekleştirmesi için tasarlanan Zomentum ile birlikte IT danışmanları ya da şirketler, çok kolay bir şekilde fiyat teklifi alabiliyor ve IT kanal ortağı ile kendisine en uygun anlaşmayı gerçekleştiriyor. Zomentum, kendi platformundaki IT çözüm ortaklarının belgeleri %70 daha hızlı oluşturduğunu ve %600 artışla iki kat daha fazla anlaşma gerçekleştirdiğini söyledi.

Yapay zeka ve veri bilimi teknolojileri üzerine odaklanan Zomentum, üç yıl önce daha önce Accel’de yatırımcı olarak çalışan Shruti Ghatge tarafından kuruldu.

Veri yönetimi girişimi Solidatus, Seri A turda 19.5 milyon dolar yatırım aldı

İngiltere merkezli veri yönetimi ve modelleme girişimi Solidatus, Seri A yatırım turunu 19.5 milyon dolar yatırımla tamamladı. Müşterilerinin de yatırımcı olarak katıldığı turda önemli bir fona ulaşan şirket, yeni sektörlere de açılmayı planlıyor.

AlbionVC liderliğinde gerçekleştirilen yatırım turuna Solidatus’un her iki büyük müşterisi HSBC Ventures ve Citi de katıldı. Bankacılık ve finans sektörünün iki dev isminin yatırım gerçekleştirdiği Solidatus, yeni yatırımla birlikte sektörel genişlemesinin yanı sıra ABD, Avrupa ve Asya’daki büyümesini de hızlandırarak küresel güçlü bir oyuncu olmak istiyor.

Solidatus şirketlerin verilerden para kazanmasını sağlıyor

İçinde bulunduğumuz dünyada verinin çok kıymetli olmasıyla birlikte verilerimizi birçok kurum ile paylaşıyoruz. Bu kurumlar, verileri ellerinde barındırsalar da sadece ihtiyaç duydukları çeşitli verileri kullanabiliyor ve verinin büyük bir kısmını anlamlandıramıyor. Solidatus ise bu verileri kategorize ederek yönetiyor ve her bir veri grubunu modelleyerek kurumlar tarafından daha anlaşılabilir olmasını sağlıyor.

Solidatus tarafından yönetilen ve modellenen verilerle birlikte kurumlar, bu verileri çeşitli amaçlarla değerlendirerek veriler üzerinden gelir elde edebiliyor. Solidatus’un en çok çalıştığı sektörler şu anda finans, ilaç ve perakende sektörleri olarak biliniyor.

Softtech’in her yıl hazırladığı Teknoloji Raporu’nun 2021 yılı versiyonu yayımlandı

Türkiye’nin öncü teknoloji şirketi Softtech‘in her yıl alanında uzman isimlerin öngörüleriyle hazırladığı 2021 Teknoloji Raporu yayımlandı.

Dünyaya yön veren gelecek teknolojilerin yer aldığı bu seneki raporda; Pandemi iş hayatının, finansın ve sektörlerin dijitalleşmesi, dijital göçebe, insan, teknoloji ve girişimcilik ekseninde kurumların dönüşümü konuları ele alınıyor. Teknoloji Radarı ile 2080 yılına kadar tahminleme gerçekleştiren raporun en dikkat çekici konularından biri yapay zeka ile metin üretebilen GPT-3 teknolojisinin, Artırılmış Gerçeklik başlığı ile yazdığı makale oluyor.

Gelecek yıllarda yükselişte olması beklenen teknoloji trendlerini değerlendirmek üzere “Teknolojilerin Geleceği”, “Finansal Teknolojiler”, “Sektörler, Dijitalleşme ve İnsan”, “Girişimcilik ve Ekosistem”den oluşan dört ana başlıkta Softtech tarafından hazırlanan “2021 Teknoloji Raporu” yayımlandı. Raporda yer alan teknoloji radarına göre Mobil Cihaz Dönemi olarak adlandırılan 2020 ila 2023 yılları arasında; 5G, uç yapay zeka, sesli asistan, sanal çalışma alanları, uzaktan çalışma, izleme teknolojileri, anında nokta atışı teslimat, sürdürülebilirlik ve çevre konuları öne çıkarken 2023-2028 yılları arasında ise yapay zeka iş arkadaşları, dijital göçebeler ve otonom araçlar gündeme geliyor. 2028 ila 2036 yıllarında akıllı şehirler, dijital iş hayatı, kuantum yapay zeka ve temel gelir radara girerken 2036 ila 2080 yıllarında; yapay şirket, insansı yapay zeka, dijital gerçeklik, artırılmış insan ve insan ömrü konuları karşımıza çıkıyor.

“İnsanların ve sektörlerin de kendini bu değişime şimdiden hazırlaması gerekiyor”

Rapora dair değerlendirmede bulunan Softtech Genel Müdürü M. Murat Ertem, “Teknoloji merkezinde geleceğe ışık tutmayı amaçladığımız Teknoloji Raporu, her yıl yayımlanması beklenen nitelikli bir kaynağa dönüştü. Dünya, Dijital Dönem’e hızla koşarken alanında uzman konuk yazarlarımız ile farklı uzmanlıkları ve bakış açılarını derleyerek bilgiyi paylaşıyor, teknolojiyi herkes için anlaşılabilir hale getirmeye çalışıyoruz. Gelecekte uçan arabalardan yapay zekalı iş arkadaşlarına, hayatımızı derinden etkileyecek bağlantı teknolojilerine kadar birçok teknoloji bizi bekliyor. İnsanların ve sektörlerin de kendini bu değişime şimdiden hazırlaması gerekiyor. Bugün yapay zeka ile metin üretebilen GPT-3 teknolojisinin yazdığı bir makale de raporumuzda yer alıyor. Bu ileri teknolojinin insanlara faydasının ne yönde olacağını anlatıyor, bu teknolojilere bireysel ve kitlesel anlamda hazırlanmamız gerektiğini vurguluyoruz. Gelecek teknolojiyle şekillenecek ve biz insanların bu değişimde yer almasını istiyoruz” dedi.

Raporda GPT-3 de makale yazdı

2021 Teknoloji Raporu’nun en yenilikçi içeriğini, gelişmiş dil işleme kabiliyetiyle hayatımıza giren yapay zekanın günümüz uç noktası GPT-3 yazıyor. 2020 Mayıs ayında San Francisco merkezli OpenAl firmasının tanıttığı yapay zeka ile metin üretebilen GPT-3 teknolojisinin yazdığı Artırılmış Gerçeklik makalesi okuyuculara, yapay zekanın gidebileceği noktayla ilgili fikir veriyor. GPT-3, hem oluşturduğu karşılıklı konuşmalarla hem de başarılı yazılarla daha önce mümkün olmayan birçok senaryonun hayata geçmesine imkân tanıyor. Bu teknolojiyi tanıtarak, kullanım alanı bulmak için inisiyatif başlatan Softtech, kendi bünyesinde Şubat ayında OPEN AI işbirliği ile başarılı bir GPT-3 Hackathon’u gerçekleştirdi. Softtech yazılım geliştiricilerinin üreteceği senaryolar ile yine Türkiye’de yenilikçi teknolojilerin öncüsü olmayı hedefliyor.

Robotlar işimizi elimizden almıyor

Gelecekte sanıldığının aksine robotlar ve otomasyon işlerimizi elimizden almıyor, istihdamı azaltmıyor aksine artırıyor. 2020 başında ortaya çıkan Covid-19 pandemisiyle beraber kurumların dijitalleşme ve otomasyon trendinin hızlandığı raporda yer alıyor.

2025 yılında iş dünyasında çalışan insan ve robot sayısının eşitlenmesi bekleniyor. Robotların iş dünyasında artan kullanımıyla birlikte 2025 yılına kadar 26 büyük ekonomide toplam 85 milyon iş ortadan kalkarken 97 milyon yeni iş ortaya çıkaracağı öngörülürken, toplam istihdamın yüzde 50’sinin evden çalışır hale geleceği düşünülüyor.

Kuantum bilgisayarların gelecek yıllarda hayatımıza girmesiyle birlikte, bugün çözülmesi yüz yıllar alan problemlerin, problem olmaktan çıkacağı da rapordaki bir diğer başlık olarak yer alıyor. Kişisel bilgisayarların ilk dönemlerinde yaşanılan yaygınlaşma ile ilgili çekincelerin benzerlerini yaşayan Kuantum Bilgisayarlar, bu aşamaların ardından kişisel bilgisayarların yerini almak yerine yanına konumlanacak yeni bir değer olacak. Kuantum Bilgisayarların yaşadığı yolculuk ve gelecek öngörüleri Amerika, Çin, Türkiye, Avrupa ve Avustralya ekseninden de raporda yer alıyor.

Yeni Neslin Çalışma Şekli: Dijital Göçebelik

Pandemiyle birlikte hayatımıza giren birçok yeni terimin yanına dijital göçebelik de ekleniyor. Dünyanın neresinde olursa olsun başka şehirdeki işine online kanallarla, seyahat ederek, uzaktan devam etmek olarak tanımlayabileceğimiz terim, yeni neslin ve geleceğin çalışma modeli olacak. Birçok ulusal ve uluslararası şirketin de dijital göçebelik çalışma şekline yönelik hazırlıklar yaptığını vurgulayan rapora göre; Z kuşağının yüzde 19’u, Y kuşağının yüzde 42’si, X kuşağının ise yüzde 22’si dijital göçebeler arasında yer alıyor. Türkiye’nin de pandemi döneminde yüzde 70’e çıkan evden çalışma oranı, dijital göçebeliğin ülkemizde de yaygınlaşacağını destekliyor.

Şehir içi ulaşımda uçan otomobil devri başlıyor

Rapor ayrıca şehir içi ulaşımda uçan otomobiller döneminin yakın gelecekte daha fazla yaygınlaşacağını rakamlarla ortaya koyuyor. Dünyada, 300’den fazla girişim elektrikli uçan otomobil üzerinde çalışıyor ve bunların yüzde 30’u önümüzdeki 5 yıl içerisinde ticari olarak hava taksi hizmetine başlamayı hedefliyor.

2025 yılından sonra, 5G hava ve su gibi olacak

Hayata geçmesi ile ilgili çalışmalar devam eden 5G teknolojisinin, hayatımızı değiştirecek bir teknoloji olması da raporun beklentileri arasında. Önceki nesillerden farklı olarak 5G, diğer sektörlerde de kullanılacak bir telekomünikasyon standardı değil; tarım, sağlık, otomotiv, enerji, eğitim, eğlence, finans başta olmak üzere bütün sektörlerin ihtiyaçlarını karşılamak için geliştirilmiş bir endüstri standardı olacak. Yaygın olarak kullanılacağı 2025 yılından sonra su, elektrik ve hatta hava gibi yokluğu düşünülemeyecek.

Girişimcilik kurumlar için de ana yaklaşım olacak

Rapor, teknolojiyi birden fazla boyutta incelerken girişimciliği ana odak merkezi olarak adresliyor. Yurt içi ve yurt dışı ekosistemlerdeki girişimlerin odakları ve girişimlere akan sermayenin yönünün, hem teknolojilerin hem de iş modellerinin belirlenmesinde önemli bir yere sahip olduğunun altı çiziliyor. Kurumların girişimlerle iş birliği yapmak, kuluçka ve hızlandırma programları ile desteklemek, yatırım yapmak, satın almak ve iç girişimler oluşturma konusundaki çalışma ve arzularının kaçınılmaz şekilde arttığına dikkat çekiliyor. Bunun en önemli nedenlerinden birisi de girişimlerin yakaladığı büyümeler ve sonucunda oluşan finansal değerlemelerin ülke ekonomilerini etkileyecek seviyelere ulaşması olarak görülüyor.

Teknoloji Radarı’na İş Hayatı, Yapay Yaşam, Dijital Yaşam ve Fiziksel Yaşam takıldı
Softtech’in Amerika, Çin ve Almanya ofislerinin ilgili ekosistemlerde ilişkide olduğu uzmanların da yazıları ile yer aldığı raporun, Teknoloji Radarı’nda; İş Hayatı, Yapay Yaşam, Dijital Yaşam ve Fiziksel Yaşam olmak üzere dört boyutta teknoloji trendlerinin, 2080 yılına uzanan tahminlemeleri de bulunuyor. Aracısızlaştırma, Bankacılık, Fintech/Techfin ve Kurumlar boyutlarında 10 yıllara uzanacak şekilde, teknoloji trendlerinin ne zaman radara gireceği vurgulanıyor.

Keiretsu Forum, globalde toplam 314 girişime yatırım yaptı

Dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen melek yatırımcı ağlarından Keiretsu Forum, girişimler için önemli kaynak sağlayıcılardan biri olmaya devam ediyor.

Keiretsu Forum, 2017 ve 2018 yıllarında olduğu gibi 2020 yılında da globalde en aktif erken aşama yatırım ağı seçildi. Pitchbook tarafından “En aktif erken aşama yatırımcıları” ve “En aktif geç aşama yatırımcıları” kategorilerinde birinci seçilen, dünyanın en büyük melek yatırımcı ağı olan Keiretsu Forum, 2020 yılında tohum, erken ve geç aşamadaki toplam 314 şirkete fon sağlayarak bir rekora imza attı.

Keiretsu Forum Kurucusu ve CEO’su Randy Williams, “Yatırımcılar ve girişimciler, kaliteli anlaşma akışını, erken ve geç aşamadaki yatırım fırsatlarını bir araya getirmeyi başarmak için ölçeğimizden ve kanıtlanmış yaklaşımımızdan yararlanıyor. 2021’de genel olarak önemli bir büyüme öngörüyoruz.” dedi.

Keiretsu Forum’un dünya genelindeki toplam yatırımlarından %80’ini Kuzey Amerikalı şirketler alırken, onu %15 ile Avrupalı ​​şirketler ve %5 ile Asya-Pasifik şirketleri izledi. Keiretsu Forum üyeleri 2020’de önemli ölçüde finansman alan CleanFiber, Elevat Iot, Healionics, Inmedix, Joylux, KitoTech MedicalLaminar Pharma, Light Line Medical, LumiThera, Nanobebe, Orasis Pharmaceuticals, OtoNexus Medical Technologies, Seneca Therapeutics, Shieldox, Soteria Battery Innovation Group, Steelhead Composite ve Turn Technologies şirketlerini de destekledi.

Keiretsu Forum Türkiye Genel Müdürü Duygu Eren ise, “Keiretsu Forum, yerel girişimlerin erken fark edilerek dünyaya açılmalarında önemli fırsatlar sunuyor. Aynı şekilde yabancı Start-up’ların Türkiye girişimcilik ekosisteminde faaliyet göstermelerine de aracı oluyoruz. 2020’de 11 Start-up’a 6 milyon TL’lik yatırım gerçekleştirdik. 2021’de çok daha fazla Start-up yatırımı ve çok daha fazla melek yatırımcı olacak. Girişimcilik eko sistemimiz açısından 2021’de çok güzel gelişmelerin olacağına inanıyoruz. Bundan sonra da yolumuza bu global bakış açısı ile devam edeceğiz” diye konuştu.

Üç boyutlu yazıcı üreten Zaxe, ilköğretimden üniversiteye kadar talep artışı yaşıyor

İlk olarak Aralık 2016’da 10 milyon TL değerleme üzerinden aldığı yatırım ile karşımıza çıkan ve geçtiğimiz yıl içerisinde hem hikayesini hem de yine 8 milyon TL değerlemeli bir yatırımla dikkatleri üzerine toplayan üç boyutlu yazıcı üreten yerli girişim Zaxe, ilköğretimden üniversiteye kadar eğitimin tüm kademelerinde robotik, teknoloji ve tasarım bölümleri tarafından tercih ediliyor.

Edindiğimiz bilgilere göre Zaxe, Türkiye’nin 2023’te Ay’a yapacağını açıkladığı bilimsel araştırma yolculuğunda kritik parçaların bir kısmını da kendi 3D yazıcılarıyla üretecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın köy okullarının 15 Şubat’ta açılacağını, 8. ve 12. sınıflardaki eğitimin ise 1 Mart’ta yeniden yüz yüze başlayacağını açıklamasıyla beraber, okul yönetimleri de teknik donanımla ilgili ihtiyaçlarını gidermek için kollarını sıvadı. Hem ilköğretim hem lise hem de üniversitelerden Zaxe 3D yazıcı için yoğun bir talep geldi.

Okullarda yer alan her 1 bilgisayarı aynı anda 1 öğrenci kullanabilirken, 3D yazıcı ile sıvı reçine, plastik, kauçuk ve metal malzeme ile ortaya konulan tasarım ürününde 1000 öğrencinin yaratıcılığı ortaya konulabiliyor. Öğrencilerin yaratıcılıklarının geliştirmesi, daha küçük yaşlardan itibaren bilim, mühendislik ve mimarlık alanlarına eğilimlerinin tespit edilmesi için 3D yazıcılar kullanılıyor. Öte yandan ulusal ve uluslararası yarışmalarda öğrencilerin başarı gösterebilmeleri için eğitim uzmanları, 3D yazıcıların okullarda olmazsa olmaz bir eğitim gereci olduğunda hem fikir olduklarını açıklıyor.

Tarihi Yapılar Canlanıyor

3D yazıcıların öğrencilere sunduğu birçok imkan söz konusu. 3D yazıcılar okul öncesi dönemden başlayarak, ilk, orta ve lise öğreniminde öğrencilerin sorunları birlikte ve daha yaratıcı şekilde çözmesini sağlıyor. Mühendislik tasarımı için prototip oluşturma, mimarlık için 3 boyutlu modeller yaratma, tarih öğrencileri içinse bugün sadece resimlerde gördükleri yapıları yeniden hayata geçirme fırsatını veriyor. Aynı zamanda endüstri alanında meslek liselerinde okuyan öğrenciler, bölümlerine göre ihtiyaçları olan çözümlerine yine 3D yazıcılarla ulaşabiliyor.

İlköğretimden Üniversiteye Yoğun Talep

Zaxe Genel Müdürü Emre Akıncı, 3D yazıcı kullanma yaşının 6’ya düştüğünü belirterek, geleceği şekillendirecek neslin şimdiden yol almaya başladığını söyledi. Dünyada ve Türkiye’de ana sınıfına giden öğrencilerin hayalini kurdukları oyuncakları, bilgisayara yükleyerek 3D yazıcıdan bastığını anlatan Akıncı, hem tasarım hem de sanat alanında yetişecek nesillerin uygulamaya daha küçük yaştan başladığının altını çizdi. Zaxe 3D yazıcıların hem okul grupları hem de hayırseverler tarafından okullarda öğrencilerin kullanımına sunulmak için satın alındığı bilgisini veren Akıncı, şunları söyledi:

Her Öğrenciye, 3D Yazıcı Hayali

“Zaxe 3D yazıcılar bugün hem ilköğretim ile liselerde hem de üniversitelerde yoğun şekilde kullanılıyor. 300 kadar ilköğretim ve lise kurumunda, 300’den fazla da üniversitede bizim yerli 3D yazıcımız faaliyet gösteriyor. 3D yazıcılarımızdan oldukça memnun olan zincir okul grupları ile üniversiteler yeni taleplerde bulunuyor. Aynı zamanda hayır severler de 3D yazıcıların öğrencilerin gelişiminde dijitalleşme kadar etkili olduğunu fark ettikçe, okullara bu imkanı sağlamak için harekete geçiyor. Özellikle yurt dışındaki okullarda 3D yazıcılarla öğrencilerin geleceklerini şekillendirecek uygulamalara imza atılırken, Türkiye’deki eğitim kurumlarında da 3D yazıcı kullanımının giderek arttığını görmek, bizi sektör temsilcisi olarak ayrıca sevindiriyor. Aynı zamanda bizim her bir öğrencinin 3D yazıcı sahibi olması hayalimiz var. Böylece Türkiye’deki eğitim seviyesi, yaratıcılığını kullanacak öğrencilerle beraber çok yükseğe çıkacaktır.”

Teknoloji Tasarım Dersi İçin

Birçok okul grubunun sunduğu eğitim olanakları arasında, 3D yazıcı ile öğrencilerin yaratıcılığının geliştirilmesine de odaklandıklarını vurgulayan Akıncı “Öğrencileri için daha fazlasını isteyen okul yöneticileri ve öğretmenler, 3D yazıcı ile çocuklara uygulamalı eğitim vermeyi tercih ediyorlar. İnsanın içindeki merak duygusunu uyandırmak ve bunu malzemeye aktarmak için 3D yazıcıların rakibi olan öğretici ve yararlı bir ürün yok. Dijitalleşme elbette önemli. Öğrenciler bunu bilgisayar ve tabletleriyle bir şekilde yaşıyor. 3D yazıcı dünyasında ise öğrenciler çok ucuz malzemeler kullanarak, birçok tasarıma imza atma imkanını yakalıyor. Bugün hem devlet hem de özel ilköğretim okullarının 6-7 ve 8. sınıfları için zorunlu olan teknoloji tasarım dersinin kitaptan değil de uygulamada hayata geçmesi noktasında da 3D yazıcılar eğitim kurumlarının vazgeçilmez yardımcıları olarak yerini alıyor” dedi.

Yüksek Öğretimde Kritik Öneme Sahip

3D yazıcıların üniversitelerde çok kritik bir öneme sahip olduğunun altını çizen Akıncı, “3D yazıcı ile bir tarih öğrencisi şu anda sadece fotoğraflardan gördüğü İskenderiye Feneri’ni bilgilerini yükleyerek, tasarımını kendisi yaparak basabiliyor. Bir tıp fakültesi öğretim üyesi, milyonlarca hastaya umut olacak bir ameliyat aparatının çizimini yapıp, baskısını alabiliyor. Mimarlık ve mühendislik öğrencileri ile endüstriyel tasarım bölümünde okuyan öğrenciler açısından 3D yazıcılar kağıt, kalem ve T cetveli kadar olmazsa olmaz bir ürün durumunda. O nedenle üniversitelerimizde 3D yazıcılarımız giderek daha çok kullanılıyor ve birçok alanda üniversite öğrencilerinin ve araştırmacıların ihtiyaçlarını karşılıyor” dedi.

Özgüvenleri Artıyor

Öğrencilerin 3D yazıcıyı basit tasarımı sayesinde oldukça verimli şekilde kullanabildiğini anlatan Akıncı “Öğrenciler küçük yaştan itibaren akıllı telefon ve tablet kullanarak büyüyorlar. Bu da onların 3D yazıcıları daha rahat kullanmalarını sağlıyor. Önce tasarım programını kavrayan öğrenciler, kendi tasarımlarını yaptıktan sonra yazıcıdan istedikleri malzeme ile ürünlerini alıyor ve yaratıcılıklarının tadını çıkarıyor, özgüvenleri de artıyor” diye konuştu.

Uzay Programının Parçası

Aynı zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan 2023 yılında Ay’a bilimsel proje yürütmek için mekik yollanması projesinde de, 3D yazıcılar başrolde olacak. Bugün NASA ve Avrupa Uzay Ajansı ile Hindistan ve Çin tarafından gerçekleştirilen uzay programlarında, en kritik parçalar, milimetrik hassasiyet gerektiren cihazlar, 3D yazıcılarla basılıyor. Türkiye’nin uzay programında da yine 3D yazıcılar ön planda yer alacak.

Site yönetimini dijitalleştiren Apsiyon’un ilk reklam filmi yayınlandı

Kurulduğu günden bu yana istikrarlı bir büyüme yakalayan ve son iki yıldır Türkiye’nin en hızlı büyüyen ilk 100 şirketinden biri olan Apsiyon, apartman ve site yöneticilerinin her zaman yanında olduğunu ilk reklam filmi ile izleyicilere anlatıyor.

Tek mekanda çekilen reklam filmi; aidat tahsilat takibinden sayaç okumaya, iş takibinden mobil uygulamaya, bakım-onarım ve stok takibinden muhasebe & finans işlemlerine kadar tüm süreçlerin uçtan uca nasıl yönetildiğini anlatıyor. Alper Üstündağ’ın anlatıcı olduğu reklam filminde, tüm süreçler teknolojiyle sorunsuz bir şekilde yönetilirken, site yöneticisini canlandıran usta oyuncu Somer Karvan’ın yaşadığı güven ve huzur gözlerinden okunuyor. Televizyon kanallarında yayınlanacak olan reklam filmi, tek bir yöneticinin toplu yaşam alanlarında Apsiyon ile neler yapabileceğini anlatıyor.

Apsiyon’un reklam filmleri: