Ana Sayfa Blog Sayfa 596

Brisa’nın dijital dönüşümünde bir başarı hikayesi: Karbon Veri Gölü

Dijitalleşmeyi şirket stratejisinin merkezine yerleştiren ve bu kapsamda büyük veri analizlerini merceğine alan Brisa, dijital dönüşüm yolculuğunun önemli bir adımı olarak SAP Türkiye ve SAP Gold Partner’i Vektora ile Karbon Veri Gölü projesini hayata geçirdi.

SAP’ın BW/4HANA çözümünü temel alan proje ile farklı platformlardan ve özellikle sahadan elde ettiği verileri anlamlandırıyor ve bunu gerçek ihtiyaçları karşılayacak şekilde kişiselleştirilmiş hizmete dönüştürmek için kullanıyor.

Bu sıra dışı projede her çalışan, veriye her platformdan ulaşabiliyor. Her an her yerden stok, satış rakamları gibi verilerin takibini yapabilmek ise hızlıca gerekli aksiyonları almaya imkân tanıyor.

Türkiye lastik sektörü lideri Brisa, tüm iş süreçlerinde dijitalleşmeyi odağına alıyor. Bu kapsamda farklı projeleri hayata geçiren Brisa, SAP Türkiye ve SAP Gold Partner’i Vektora ile BW/4HANA projesini hayata geçirdi. Vektora ile toplamda 11 ay sürede devreye alınan sistem için mevcut veri ambarı BW/4HANA platformunda yeniden tasarlandı, Power BI üzerinde şirket genelinde self servis raporlama kültürüne geçirildi ve MS Azure platformunda ileri analitik uygulamalarına uygun bir altyapı oluşturuldu.

Kurum içinde Karbon Veri Gölü Projesi olarak anılan proje, SAP ile birlikte farklı platformlardan elde edilen verilerin anlamlandırılıp hizmete dönüşmesini sağlayan tek, güvenli ve esnek bir sistem olarak konumlandırılıyor. Karbon Veri Gölü Projesi ile Brisa sahadan akan verileri birleştirip hem anlamlı sonuçlar elde ediyor hem de gerçek ihtiyacı karşılayacak şekilde kişiselleştirilmiş hizmetler sunuyor. Bu sayede her çalışan, veriye her platformdan kolayca ulaşabiliyor.

Brisa, analitik yolculuğunun temel taşlarından birini oluşturan Karbon Veri Gölü Projesi’yle veriyi değere dönüştürerek büyük kazanımlar elde etti. Karbon platformu üzerinden sağlanan veriler Brisa’nın Depo Sistemleri Otomasyonu’nu ve saha takip sistemi Genba Room’u da besliyor. Depo Optimizasyon Sistemi ile depodaki her süreç için uçtan uca izlenebilirlik sağlayan bu sistem global operasyonlarda optimizasyona destek oluyor. Ayrıca sistem sayesinde envanterin hangi seviyede kalacağı belirlenebiliyor. Brisa’nın dijital teknolojilerle satış örgütünü güçlendirmeye yönelik oluşturduğu Genba Room üzerinden ise stok durumunu, satış rakamlarını yakından takip ederek gerekli aksiyonları zamanında alabiliyor.

Karbon Veri Gölü Projesi’nin, önceden 400’ün üzerinde sorgu ile yönetilen raporlama altyapısını optimize edip yalınlaştırarak yaklaşık 40 sorguya indirdiğine değinen Brisa CIO’su Tekin Gülşen sözlerine şöyle devam etti: “Dijital dönüşüm, üretimden pazarlamaya, satış kanallarımızdan genel iş yapış biçimlerimize kadar, birçok alanı yeniden şekillendirmeye başladı. Bu kapsamda, önceliklerimize göre bir yol haritası oluşturduk. Bu konuyu dijital projelerin ötesinde, bütünsel bir kültür dönüşümü olarak ele aldık. Karbon Veri Gölü projemizle de karbonun elmasa dönüşmesi gibi büyük veriyi değere dönüştürmeyi amaçladık. Bu konuyu analitik yolculuğumuzun temel taşlarından biri olarak görüyoruz. İyi planlama ile ek ihtiyaçları zamanında görerek projeyi çok hızla devreye alabildik. Çalışanların doğru veriye en hızlı şekilde ulaşmasını ve bu verilerden öngörü oluşturmasını sağlamak adına teknolojinin yanı sıra veri analitiği üzerine çeşitli eğitimler de organize ettik. Öncelikli çıktılara odaklandık, bu da hızlı kazanımlar elde ederken projenin fazlarını devam ettirmemize olanak sağladı. Bunda elbette proje ortaklarımızın tecrübeli ve alanında uzman şirketler olmasının da etkisi büyük.”

Vektora Genel Müdürü Önder Şahin ise şunları söyledi: “Sektörünün lideri Brisa’nın “Cesaretle Yol Alırız” mottosunu her yaklaşımında uyguladığını, gerçekleştirdiğimiz Karbon SAP BW/4HANA projemizde iş ortağı olarak yakından gözlemleme şansı edindik. Analitik yaklaşımın gereklilikten ziyade kültüre dönüşmesine yardımcı olan Karbon projemiz ile Brisa yatırımını; çağımızın en hızlı yatırım aracı olan “veri”ye ve böylelikle de tüm çalışanlarına yapmış oldu. Çevik karar mekanizmasını şeffaf ve veriye dayalı yaklaşımı ile sürdüren Brisa’nın kazanımlarını iş ortağı olarak gözlemlemekten gurur duyuyoruz.”

Veri analitiği mimarisinin altyapısını sunan SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan ise “Günümüzde “Veri Odaklı Şirket” stratejisinin önemi ve yaygınlığı her geçen gün artıyor. Yaptığı işleri ve aldığı kararları veriye dayalı analizlerle yapan şirketler, daha çevik hale geliyor, hızlı aksiyon alabiliyor ve hem yaptığı iş hem çalışanları hem de ekosistemi için değer yaratıyor. Veri, günümüzde soluduğumuz hava gibi yeniden kullanılabilen ve kaynağı sınırlı olmayan bir değer. İçinde olduğumuz koşullarda büyük veriden ziyade bu verinin analitiği, anlamlandırılması ve verinin fayda sağlayacak şekilde kullanımı önem kazandı. Uçtan uca dijitalleşmeyi odağına alan Brisa da SAP’nin yol arkadaşlığı ile verilerini çalışanlar, paydaşlar, müşteriler ve tüm ekosistem için fayda sağlayacak hale dönüştürerek büyük kazanımlar elde ediyor. SAP Türkiye olarak Brisa’nın ‘Akıllı işletme’’ olma yolculuğundaki dönüşümüne destek olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.”

Mesut Çevik’in blockchain ve NFT odaklı yeni girişimi Avaxtars’ın hikayesi

Mesut Çevik, Ahmet Usta ve Ozan Akçora tarafından kurulan yerli girişimi Avaxtars, Avalanche blockchain ağı üstünde çalışan ve NFT teknolojisi üzerine inşa edilmiş Web tabanlı bir oyundur.

Oyun içerisinde satın alınabilecek 10000 farklı karakter var. Oyunu oynayabilmek için bu karakterlerden en az 1 tanesine sahip olmak gerekiyor. Her bir karakter eşsiz ve Avaxtars’ın veritabanında değil, karakteri alan oyuncuların cüzdanlarında saklanıyorlar.

Avaxtars’ın hikayesi

 

Edindiğimiz bilgilere göre kurucular, blockchain ağlarının bir getirisi olan ve gelecekte çok daha yaygın kullanımını görecekleri NFT teknolojisini oyun dünyasıyla bütünleştirerek, teknolojinin potansiyelinin sınırsız olduğunu göstermek için yola çıkmışlar.

Girişimin değer önerisi

Mesut Çevik: “Avaxtars, benzeri NFT projelerinden farklı olarak teknoloji, yazılım ve fintech sektöründe uzun yıllardır çalışmış deneyimli bir ekibin bir araya gelerek ortaya koyduğu kurumsal bir yapı. İsimlerimiz, kimliklerimiz ve yol haritamız ortada. Projenin Avalanche Blockchain ağı üzerinde çalışıyor olması, oyun içerisindeki karakter oluşturma, karakterlerin cüzdana aktarılması ve cüzdanlar arası etkileşim konusunda yüksek hız ve tepkisellik sunuyor.” dedi.

Avaxtars nasıl kullanılıyor?

Konuyla ilgili Mesut: “Her şeyden önce blockchain dünyasına adım atmış olmak gerekiyor veya bu oyun ile ilk adımı atmak gayet mümkün. Süreç bir veya daha fazla karakter edinilerek başlıyor. Şu anda ilk aşmada yeterince karakterin oyuncular tarafından, Avalanche ağı üstünde çalışan akıllı sözleşme altyapısı kullanılarak üretilmesini bekliyoruz. İkinci aşamada birden fazla karakter kullanılarak yeni karakterler üretilebilecek. Üçüncü aşamada ise artık görevler başlayacak. Karakterler çeşitli görevlere gidecek, eşyalar, araçlar ve yetenekler edinecekler. Internet ile birlikte hayatımıza giren klasik tarayıcı tabanlı oyunlara benzetebiliriz. En önemli farkı tüm karakter, eşya ve bileşenlerin bir blockchain ağı üstünde tutulması ve her türlü haklarının oyuncuların elinde olması. Bizim hiçbir koşulda buna müdahale etme şansımız yok.”

Hedefler

Son olarak ise Mesut: “Blockchain ekosisteminin kendine has yapısına uygun ve bu çerçevede bize güvenen tüm katılımcılarımızın beklentilerini karşılama gayreti içinde biz projemizi geliştirmeye devam edeceğiz. Beklentimiz güzel ve farklı bir proje ile ilerleyerek deneyim kazanmak, güzel bir deneyim yaşatmak ve elbette daha büyük ve farklı projeler için ilk adımı atmış olmak.” dedi.

Yatırım almadan yollarına devam etme kararı alan kurucular, yaz ayı içerisinde büyük bir projenin de lansmanını yapmaya hazırlanıyorlar. Yeni gelişmeleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

İçerik üreticilerinin bağış toplamasını sağlayan Patreon, 155 milyon dolar yatırım aldı

Patreon, Tiger Global liderliğindeki 155 milyon dolarlık yatırım turunda değerini üçe katlayarak 4 milyar dolara çıkardı. Yeni yatırım turunda Woodline Partners, Wellington Management, Lone Pine Capital ve New Enterprise Associates de yer alıyor.

2013 yılında YouTube’da müzik içeriği oluşturan Jack Conte, kendi sorununa çözüm arıyordu, milyonlarca insanın içeriklerini takip etmesine rağmen çok az gelir elde ediyordu. Bu yüzden takipçilerinin içerik üreticilerine destek vermek için doğrudan ona ödeme yapmalarına olanak tanıyan bir platform tasarladı. Bu platformu şu an Patreon’un kurucu ortağı olan Sam Yam ile 6 hafta içinde tam işlevli bir hizmete dönüştürdü. Girişim şu an, 6 milyondan fazla kullanıcıyı ve 200 binden fazla içerik oluşturucuyu platformunda barındırıyor. Patreon sayesinde içerik üreticiler bugüne kadar 2 milyar doların üzerinde para kazandı.

Sanatçıların ve içerik üreticilerin doğrudan kitleleri tarafından finansal destek almasına olanak tanıyan yaratıcı ekonomi platformu, sanatçıların işlerinin çoğunu online olarak yayınlamak zorunda kalması nedeniyle Covid-19 salgınında büyük ilgi gördü. Son aylarda birçok içerik üreticisinin yer aldığı sekiz yaşındaki Patreon şimdiden kapsamlı bir ağ oluşturdu. Geçen yıl bir blog gönderisinde Patreon, Mart 2020’nin ilk haftalarında 30 binden fazla içerik oluşturucunun uygulamaya kaydolduğunu belirtmişti. Patreon, şirketin hangi hizmetlerini kullandıklarına bağlı olarak içerik oluşturucuların içeriklerinden yüzde 5 veya 12 pay alarak gelir elde ediyor. Girişim, eylül ayında şirketin değerini 1.2 milyar dolara yükselten 90 milyon dolarlık bir tur tamamladı. Platformda video yaratıcıları, müzisyenler, ressamlar, topluluklar, yazarlar, gazeteciler, oyun yaratıcıları, eğitmenler ve kar amacı gütmeyen kuruluşlar yer alıyor.

TÜBİTAK, sürdürülebilir enerji desteklerine EIT InnoEnergy’nin üyelik faaliyetlerini de ekledi

TÜBİTAK, Uluslararası Ağlara Üyelik Desteği programı kapsamında, sürdürülebilir enerji için inovasyon odaklı faaliyetleri ve projeleri destekleyen, Avrupa’nın enerji odaklı en büyük yatırım ve teknoloji şirketi EIT InnoEnergy’nin üyelik faaliyetlerini de ekledi.

Enerji alanında faaliyet gösteren 26 farklı özel sektör kuruluşu, üniversite araştırma enstitüsü ve özel araştırma kurumlarının birlikteliği ve Avrupa Birliği EIT (European Institute of Technology) fonuyla 2010 yılında kurulan EIT InnoEnergy, hali hazırda Avrupa’nın bu alandaki en yüksek bütçeli yatırım, teknoloji geliştirme ve iş ağı olarak faaliyet gösteriyor.

Geride kalan 11 yıllık sürede EIT InnoEnergy, aralarında Türkiye’den yerli girişim DUCKT’ın da bulunduğu toplam 230 şirkete 420 milyon Euro yatırım yaptı.

Eylül 2017’de kurulan Türkiye ofisiyle birlikte ülkemizde de faaliyet göstermeye başlayan EIT InnoEnergy, enerji ve temiz çevre teknolojileri dikeyinde faaliyet gösteren özel sektör temsilcilerini, araştırma merkezlerini, üniversiteleri, vakıfları ve kamu kurumlarını finansman, iş ve pazar geliştirme, globalleşme, erken ve ileri aşama yatırım ile konsorsiyum ortaklıkları kurma gibi çeşitli başlıklarda desteklemektedir.

Türkiye’de EnerjiSA’nın da resmi partneri olduğu EIT InnoEnergy’nin iş ağında Avrupa genelinde 500’den fazla kurum bulunuyor. Siz de EIT InnoEnergy’ye üye olarak:

  • Uluslararası mecralarda EIT InnoEnergy’nin partneri olarak tanınabilir ve kurumunuza görünürlük kazandırabilirsiniz,
  • Yılın belirli dönemlerinde gerçekleştirilen ve Avrupa’da enerji sektörünün geleceğini tasarlama amacıyla düzenlenen “Partners Day” etkinliklerine doğrudan katılım hakkı sağlayabilirsiniz,
  • Dünyanın enerji dikeyindeki en büyük iş geliştirme etkinliği olan The Business Booster’a ücretsiz katılım hakkı kazanabilirsiniz,
  • EIT InnoEnergy’nin yatırım yaptığı teknoloji şirketleriyle ilgili detaylı rapor ve dokümanlara ücretsiz erişim ile şirketlerin geliştirdiği teknoloji ve uygulamalara öncelikli olarak erişim ve PoC yapma imkanı elde edebilirsiniz,
  • EIT InnoEnergy’nin yürttüğü master ve doktora programlarının mezunlarını öncelikli istihdam edebilme ve profesyonel kurslara şirket çalışanlarınızın/üyelerinizin indirimli veya ücretsiz olarak katılmasını sağlayabilirsiniz,
  • İnovasyon Projeleri başlıklı yüksek bütçeli finansman programlarına katılım için ücretsiz danışmanlık alabilir ve konsorsiyum kurma imkanı elde edebilirsiniz,
  • EIT InnoEnergy iş ağında yer alan tüm kurum ve organizasyonlarla öncelikli iş birliği yapabilme imkanı elde edebilirsiniz.

İşletmelere kodsuz araçlar sunan Bryter, 66 milyon dolarlık Seri B yatırım aldı

Kodsuz girişimler, tekrarlayan bazı işleri üstlenmek için uygulamalar geliştiren şirketler arasında ilgi görmeye devam ediyor. Bugüne kadar yaklaşık yüz global girişimin 2 bine yakın işletme yazılımı için kullanılan platform oluşturan yapay zeka tabanlı bir kodsuz girişim olan Bryter, şirket değerini ikiye katlamak için yeni yatırım turu duyurdu. Berlin merkezli girişim, 66 milyon dolarlık Seri B yatırım turunu tamamladı.

Bryter, yeni yatırım ile platformuna yatırım yapacağını ve geçen yıl açtığı New York ofisinden sonra ABD’de genişlemeyi planladığını açıkladı. CEO ve kurucu ortağı Michael Grupp bir röportajda, yatırımın araçlarının çok fazla talep görmesinden sonra gerçekleştiğini söyledi. Tiger Global yatırım turuna liderlik ediyor, mevcut yatırımcılardan Accel, Dawn Capital, Notion Capital ve Cavalry Ventures da birçok bireysel yatırımcısıyla birlikte turda yer alıyor. Yatırımın değerlemesi açıklanmadı ama Bryter’ın bugüne kadar yaklaşık 90 milyon dolar yatırım aldığı biliniyor.

Micha-Manuel Bues ve Michael Hübl ile girişimi kuran Grupp, geçtiğimiz kılın kodsuz girişimler için iyi bir yıl olduğunu belirtti. “Herkesin farkında olduğu durum, çoğu insanın aslında teknolojiyi işlerini halletmek için kullanıyor olması.” dedi. Hizmeti kullanan müşteriler arasında, McDonald’s, Telefónica, PwC, KPMG, Deloitte gibi müşterilerin yanı sıra bankalar, sağlık hizmetleri sunan şirketler ve endüstriyel işletmeler bulunmaktadır. Accel ve Dawn, Haziran 2020’de gerçekleşen Bryter’ın Seri A yatırım turunda 16 milyon dolarlık bir turun liderliğini yapmıştı. Sık gerçekleşen bu yatırım turları kodsuz girişimlere olan ilginin giderek arttığını gösteriyor. Bryter kodsuz girişimler arasında tek değil. Airtable, Genesis, Rows, Creatio ve Ushur son birkaç ayda yatırım alan ve teknoloji meraklısı olmayanlar için uygulamalı teknoloji geliştiren birçok girişim arasında yer alıyor. Otomasyon, bu faaliyeti harekete geçiren en büyük trend oldu. Günümüzde bilgi işçileri (programcılar, doktorlar, eczacılar, mimarlar, mühendisler, bilim adamları, tasarımcılar, muhasebeciler, avukatlar ve akademisyenler), bugünlerde zamanlarının çoğunu uygulamalarda geçiriyorlar. Bu işlerin bir kısmı hala bu işçilerin manuel olarak katılımını ve değerlendirmesini gerektirse de yazılım bu işlerin büyük bir kısmını otomatikleştirdi.

UiPath, Automation Anywhere ve Blue Prism gibi şirketlerin önderlik ettiği robotik süreç otomasyonu olan RPA, özellikle formları okuma ve çok sayıda veri girişi söz konusu olduğunda bu faaliyetin önemli bir bölümünü değerlendirdi. Ancak, belirli uygulamalarda RPA’nın tipik olarak kullanılmadığı birçok başka işlem ve etkinlik yer alıyor. Bu, teknoloji dışı çalışanların kişiselleştirilmiş ve ölçeklenebilir otomasyonu sağlamak için yapay zeka kullanan Bryter gibi kodsuz araçların önemli rol alabileceğini keşfettikleri yerdir. Grupp, çoğu durumda RPA’nın üzerinde durduklarını belirtti. Girişim, platformun uyumluluk, hukuk, veri, gizlilik, güvenlik, tedarik, yönetim gibi işlevleri içerdiğini ve eklenen özelliklerin arasında sanal asistanlar, sohbet robotları, etkileşimli self servis araçları olduğunu söylüyor. Bunlar, insanların yerine geçmez ancak içlerindeki bilgileri işlemek için harcanan zamanı azaltır ve teorik olarak müşterilerin hizmetlerle daha kolay etkileşim kurması için araçlar oluşturmak için de kullanılabilir.  Bu ölçeklenebilirlik ve teknolojiyi erken benimseyenlerin ötesine geçen bir kullanıcı havuzundan sağlanan müşteri kitlesi, yatırım turunu değerli kılan özellikler arasında yer alıyor.

Tiger Global ortaklarından John Curtius, “Bryter, üst düzey bir yazılım şirketinin tüm özelliklerine sahip. Gerçek bir müşteri sorununu çözen yüksek kalitede bir ürün, büyük bir pazar fırsatı ve birinci sınıf bir kurucu ekip. Bryter’ın müşterilerinden gelen geri bildirimler, son derece olumluydu. Girişimin önümüzdeki yıllarda yeni başarılara ulaştığını görmekten heyecan duyuyoruz.” dedi.

Arın Özkula, 500 İstanbul’un ortakları arasına katıldı

ABD merkezli yatırım fonu 500 Startups ile ortak olarak Enis Hulli ve Rina Onur Şirinoğlu tarafından 2016’da kurulan girişim sermayesi yatırım fonu 500 İstanbul, sektörün tecrübeli isimlerinden Arın Özkula’yı ortak olarak ekibe dahil etti.

500 İstanbul’a katılmadan önce Hollanda merkezli yatırım şirketi Revo Capital’in ortakları arasında yer alan Arın, burada yeni yatırımlar bulma, ikinci fonun geliştirilmesi ve portföy şirketlerine destek gibi alanlarda görev aldı.

Arın; Getir, Massive Bio, Zizoo ve Sonarworks yatırımlarında aktif rol oynadı ve fonun Doğu Avrupa’daki yatırım süreçlerine öncülük etti.

“Birbirimizi iyi tamamlıyoruz”

Daha önce Ünlü Private Equity ve Deloitte tecrübesi de olan Arın Özkula; Enis Hulli ve Rina Onur Şirinoğlu ile güçlü bir ekip olduklarını belirtti. 500 İstanbul’da yeni fonda hedefledikleri performansı gerçekleştirebilmek için doğru ekibi kurduklarını dile getiren Arın; takımın birbirini iyi tamamladığını, bu sayede “500 İstanbul II” girişim sermayesi yatırım fonuyla hedeflerine ulaşacaklarını belirtti ve şunları ekledi:

“500 İstanbul’da doğru platformu kurduğumuza inanıyorum. Üç ortak olarak biz ve ekibimizle, girişimcilerle yakın çalışma fırsatına sahibiz. Ortakların hem girişimcilik hem de yatırımcılık tecrübeleri var, birbirimizi iyi tamamlıyoruz. Ayrıca kendi ağımız ve 500 Global’in uluslararası bağlantıları sayesinde, girişimcilerin iş geliştirme ve fon toplama süreçlerine de aktif destek oluyoruz. Büyüme, insan kaynakları, finans gibi konularda da danışman ekibimiz, girişimcilere operasyonel destek hizmeti de veriyor. Tüm bunlar erken aşama girişimciler için doğru bir destek platformu olmamızı sağlıyor”

2 milyon Euro’ya kadar destek

“500 İstanbul II” girişim sermayesi yatırım fonu ile Türkiye ve Doğu Avrupa’da 25 girişime yatırım yapılması planlanıyor. Fon, 500 bin Euro’ya kadar yapacağı ilk yatırımların ardından, 2 milyon Euro’ya kadar devam yatırımları yapmayı hedefliyor. Fon ortaklarından Enis Hulli ise ekibi büyüterek fonu güçlendirdiklerini belirtti ve ekledi: “İlk fondaki stratejinin üzerine koyarak, ikinci fonda daha büyük bir tutarda devam yatırımları yapacağız. Bu süreçte de portföy şirketlerine sağladığımız operasyonel desteği arttırmayı planlıyoruz. Arın’ın aramıza katılmasıyla, bizi bu iki alanda ileriye taşıyacak bir ortak kazandık”

500 İstanbul, erken aşamadaki teknoloji şirketlerine yapacağı destekle Türkiye ve bölgede global ölçekte teknoloji ihraç eden firmaların ortaya çıkmasını hedefliyor.

Yerli girişim Bakiyem’in yeni ürünü Shopalm, ilk yatırımını aldı

2017 yılında bu yana müşterilerine online ödeme çözümleri sunan Bakiyem tarafından pandemi döneminde geliştirilen Pazar Bakiyem çözümü kısa sürede yakaladığı büyüme hızı ile spin off yaparak şirketleşti.

Shopalm markası ile çıkan yeni şirket, Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Eski Genel Müdürü ve Turkish Bank Yönetim Kurulu Üyesi Sertaç Özinal ve Escort Bilgisayar Kurucusu ve Alesta Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Özer tarafından ilk yatırımını aldı. “Avuç içinizdeki alışveriş” mottosuyla çalışmalarını sürdüren Shopalm artık yoluna Shopalm AŞ olarak devam ediyor.

“Avuç içinizdeki alışveriş” mottosuyla çalışmalarını sürdüren güvenli ve kolay mağazacılık girişimi Shopalm, ödemelere ve online satış hizmetine yeni nesil çözümler getiriyor. Firma ve bireysel kullanıcıların kolay, hızlı, yenilikçi yapısıyla ücretsiz online mağaza sahibi olmalarına olanak sağlayan ve bunu sosyal medya hesaplarına entegre eden Shopalm ile değişen ve dönüşen dünyada yerinizi almanız bir “tık” kadar kolay! Shopalm ayrıca Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Eski Genel Müdürü ve Turkish Bank Yönetim Kurulu Üyesi Sertaç Özinal ve Escort Bilgisayar Kurucusu ve Alesta Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Özer tarafından aldığı ilk yatırımla da yoluna Shopalm AŞ olarak devam ediyor.

Pandeminin etkisiyle hızlanan dijital değişim ve dönüşüm, yeni ekonominin tartışılmaz bir ihtiyacı. Piyasanın ihtiyaçlarına yönelik olarak hazırlanan güvenli ve kolay mağazacılık girişimi Shopalm, ödemelere ve online satış hizmetine yeni nesil çözümler getiriyor.

Firmaların ve bireysel satıcıların bir web sitesi olmadan da sosyal medya hesaplarından ve ücretsiz sunduğu online mağaza üzerinden satış yapmalarını ve kredi kartıyla ödeme almalarını sağlayan Shopalm, ödeme altyapısından sipariş takibine kadar bir e-ticaret sitesinde bulunan tüm özelliklerin bulunduğu bir online mağaza. Shopalm tüm bu hizmetlerine ek olarak kullanıcıların sosyal medya hesaplarından ödeme alma ve ürün tanıtım süreçlerini kolaylaştıran özellikleriyle de öne çıkan bir platform olma özelliği taşıyor. Anlaşmalı olduğu kargo firmalarıyla kullanıcıların avantajlı fiyatlarla kargo gönderim ve takip işlemlerini sağlayan Shopalm sayesinde kullanıcılar stok takip, raporlama, sipariş takip, faturalandırma gibi tüm süreçleri tek bir panel üzerinden yönetebiliyor.

E-ticarette ilerlemenin en kolay ve güvenli çözümü

E-ticarette ilerlemenin en kolay ve güvenli çözümünü sunan Shopalm, pek çok özelliği bir arada bulundurmasıyla da dikkat çekiyor. Dijital çağın hızla dönüştürdüğü dünyada tüm süreçlerde kullanıcısının yanında olan Shopalm ile özellikle dijitale yeni adım atanların soru işaretleri biterken, yükselişleri büyük bir hız kazanıyor.

Özellikle bireysel satıcıların sosyal medya üzerinden satış yaparken yaşadığı sıkıntıları ortadan kaldırmak hedefiyle Shopalm girişimini hayata geçirdiklerini ve gördükleri ilgiden çok memnun olduklarını belirten Shopalm Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Umut Yalçın, “Pandemi süreciyle birlikte bireysel satıcıların sayısında ve online alışverişe olan talep artışını hepimiz gördük. Artık insanlar kendi evlerinde ürettikleri ürünlerini sosyal medya üzerinden satışa çıkartıyor. Sosyal medya üzerinde yapılan satış süreçlerinin uzunluğu ve iş yükünün fazlalığı dikkatimizi çeken en önemli noktalardı. Biz de hem bireysel satıcıların hem de firmaların satış süreçlerine destek olmak ve ihtiyaçlarına cevap vermek için yeni ürünümüz Shopalm’i geliştirdik. Dijitalleşme sürecinde güvenlik kaygısını ve maliyetleri ortadan kaldırarak kullanıcılarımızın kolay ve hızlı satış yapmalarını sağlıyoruz. Ücretsiz sunduğumuz online mağaza üzerinden link ile ödeme alma özelliği sayesinde de sosyal medya hesapları üzerinden kolaylıkla satışlarını gerçekleştiriyorlar. Ürünümüzün en dikkat çeken özelliklerden biri ise ücretsiz sunduğumuz online mağazanın sosyal medya hesapları ile entegre olabilmesi. Kullanıcı Shopalm paneli üzerinde online mağazasına ürün yüklerken aynı zamanda Instagram, Facebook gibi sosyal medya hesaplarında ürün paylaşımı yapabiliyor. Kullanıcılarımıza yurt içinde ve yurt dışında ürünlerini satabilecekleri ve ödeme alabilecekleri bir online mağaza alt yapısı sağlıyoruz. Bu sayede hedefimiz, Türkiye’deki satışçıları yurt dışı pazarında da rekabet edebilir konuma getirmek” diyor.

Güvenli ücretsiz online mağaza Shopalm, kolay kurulum, kişiselleştirme, sosyal medyadan satış, sosyal medya hesaplarıyla entegrasyon, çoklu platform, link ile ödeme alma, sanal POS gibi başlıklarda toplanan pek çok özelliğiyle firmaların ve bireysel satıcıların en büyük yardımcısı konumunda.

 

Endüstriyel giyilebilir teknolojiler geliştiren yerli girişim Thread In Motion’dan yeni ürün: Glogi

Endüstriyel giyilebilir teknolojiler ve entegre yazılımlarını geliştiren yerli girişim Thread In Motion yeni ürünü Glogi‘yi duyurdu.

Tüm sektörlerin lojistik süreçlerine, bilhassa depo, mal giriş-çıkış, mal sayım, toplama, ayrıştırma gibi operasyonlara hizmet etmek amacıyla geliştirilen akıllı eldiven Glogi, zaman ve maliyetten yüzde 50 verimlilik sağlıyor. Ürünün gelişim süreci hakkında bilgi veren Thread in Motion Kurucu Ortağı ve CEO’su Kadir Demircioğlu, “Thread in Motion olarak temel amacımız her endüstride operasyonel süreçleri insanın hata payını azaltıp, izlenebilirliği artırarak hızlandırmak olarak özetleyebiliriz. Yola çıktığımız ilk günden beri geliştirdiğimiz akıllı eldivenler ile özellikle insanın aktif rol aldığı lojistik ve üretim süreçlerinde giyilebilir teknolojinin gücünü kullanarak hata yapılmasını engellemeyi ve verimliliklerini artırmayı hedefledik.

Glogi de bu bakış açısıyla ortaya çıktı. Otomotiv sektöründe global birçok marka ile birlikte başarılı işlere imza atmamızın ardından, yükselen ve büyüyen bir sektör olan lojistik alanında süreçleri daha hızlı ve verimli hale getirmek üzere çalışma gerçekleştirmeye başladık. Glogi üzerinde barındırdığı kamera ve barkod okuyucu ile ürünleri ve lokasyonları tanırken, haptik feedback mekanizmaları ile çalışanların hatasız işlem gerçekleştirmesine olanak sağlıyor. Eller serbest bir şekilde, depo yönetim ve izleme sistemleri ile entegre çalışan Glogi yüzde 50’nin üzerinde operasyonu hızlandırıyor. Ayrıca, Glogi ile entegre çalışan data analiz platformumuz, öngörümsel tahminleme metodu ve algoritmalarımız sayesinde süreçlerin daha sağlıklı ve sorunsuz ilerlemesi adına karar verici mekanizmalara yol gösteriyor. Bu sayede müşteri portföyümüz otomotiv ve lojistik olarak genişledi” dedi.

Yüzde 50 operasyonel verimlilik sağlıyor

Akıllı eldiven Glogi, kurumların mevcut sistemlerine entegre olarak çalışıyor ve iş süreçlerini daha ergonomik, daha hızlı ve az hata oranı ile takip edilebilir hale getiriyor. Glogi eller serbest çalışabilmesi sayesinde, her toplama veya barkod okuma operasyonunda minimum 4 saniyeye kadar kazanç sağlıyor. El terminalinin 10’da biri ağırlığı ve esnekliği sayesinde, personelin çok daha verimli çalışabilmesine fırsat sunuyor.

8 farklı ülkeye ihracat yapan şirket 100 milyon TL değerlemeyi geçti

Sabancı Holding Kurumsal Girişim Sermayesi Sabancı CVC’nin yatırımı ile birlikte güçlenip 100 milyon TL değerlemeyi geçen TIM, başta Almanya ve İngiltere olmak üzere 8 farklı ülkeye geliştirdikleri akıllı ürünleri ihraç ediyor. Ayrıca Demircioğlu, “Akıllı eldivenlerimiz operasyonel dataları depolarken, geliştirdiğimiz yazılım platformu bu dataları analiz ederek ilgili tüm süreçlerin optimizasyonuna olanak sağlıyor. Şirket olarak vizyonumuz da bu farklı alanlardaki data akışlarını kullanarak, bir Big Data şirketi konumuna gelmek” diye konuştu.

İki yerli girişim Podfresh ve Makromusic, içerik ortaklığı noktasında iş birliği yaptı

Türkiye’de girişimlerin, kurumlarla yaptığı iş birliklerinin yanı sıra kendi aralarında yaptıkları iş ortaklıkları bizi oldukça heyecanlandırıyor.

Türkiye’nin en geniş podcast ağı Podfresh; müzik severleri bir araya getiren Makromusic’in podcast içeriklerini sağlamak için çözüm partneri oldu.

Podfresh, makromusic ile gerçekleştirdiği bu partnerlik ile birlikte Podfresh podcast ağı içerisindeki yayınların dinleyicilerinin makromusic uygulaması üzerinde birbirleriyle etkileşime geçebilmelerine, birbirlerinin dinlediği yayınları keşfedebilmelerine ve dinleme deneyimlerini yükseltmeye olanak sağlayacak.

Ataberk Özaydın, Atakan Gülbahar, Aybars Göçerler ve Altan Özlü tarafından kurulan yeli girişim ve müzik odaklı sosyal medya uygulaması olan makromusic, benzer podcast ve müzik tercihleri olan ve aynı anda aynı podcast yayınları ve müzikleri dinleyen kişilerin eşleşip tanışmasına olanak sağlıyor. Bu kullanıcıların favori podcaster, sanatçı ve içerikler hakkında paylaşım yapabilmelerine olanak sağlıyor.

8. ayında 1.4 milyon indirmeye erişen ve 2 milyon değerleme ile yatırım alan makromusic, App Store ve Google Play Store’dan indirilebiliyor ve en popüler uygulamalar kategorilerinde kullanıcıların sık tercih ettiği uygulamalar listelerinin en başında yer alıyor.
Podfresh; podcast ağı bünyesinde yer alan 180’in üzerinde podcast yayın ve yayımcısıyla, markaların mesajlarını hedef kitlelerine direkt ulaştıran, Türkiye’nin ilk podcast prodüksiyon/içerik üretim ajansıdır.

Marketyo, müşteri deneyimini geliştirmek için Commencis’in veri analitiği platformu Dataroid ile iş birliği yaptı

Türkiye’nin hızlı büyüyen online perakende platformlarından biri olan Marketyo, dijital müşteri deneyimini ölçerek geliştirmek ve müşterileriyle anlık etkileşim kurmak amacıyla Commencis’in etkileşim yönetimi ve büyük veri analitiği platformu Dataroid ile iş birliğine gitti.

55 ilde 350 bin kullanıcı ile 400’den fazla teslimat noktasında hizmet veren online market alışverişi platformu Marketyo, kullanıcılarına kişiselleştirilmiş online market deneyimi yaşatırken, üyesi olan marketlere de e-ticarete açılma imkanı sağlıyor. Unilever iş birliği ile Mayıs 2020’de tüketiciler ile buluşan Marketyo, kısa sürede hızlı bir büyüme göstererek yeni nesil perakende uygulamaları arasında coğrafi olarak en yaygın uygulamalardan biri haline geldi.

Commencis Dataroid, şirketlerin pazarlama ve ürün yöneticilerine tek bir platform üzerinden müşteri etkileşimini analiz ederek yönetme olanağı sunuyor. Online market alışverişi platformu Marketyo, dijital kanalları üzerinde gerçekleşen müşteri etkileşim ve deneyimini anlık olarak ölçerek, gerçek zamanlı aksiyonlar almak ve kullanıcılarına kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmak üzere Dataroid’den yararlanıyor.

Marketyo CEO’su Özer Fırat, iş birliğiyle ilgili olarak şunları söyledi: “Marketyo’nun kaliteli hizmet anlayışının odağında kişiselleştirme yatıyor. Her alışverişçinin kendisi için özelleştirdiği ürünler var. Dataroid ile davranışsal verilere dayalı gerçek zamanlı analizler yapıyor, kullanıcıların mobil uygulamadaki davranışları ve deneyimi hakkında içgörüler elde ediyor ve bu sayede kullanıcılarla anlık iletişim kurarak onlara en uygun kampanya ve ürünleri önerme imkanı buluyoruz. Buna ek olarak kullanıcılarımızın uygulama içinde yaşadığı sorunları tespit ederek satın alma işlemlerini sorunsuz tamamlamalarını sağlayacak aksiyonları hızlı bir şekilde alıyoruz. Son 6 aylık dönemde, Dataroid platformu üzerinden gerçekleştirdiğimiz hedefli bildirim gönderimleriyle uygulama üzerinden verilen sipariş sayısını yüzde 15’e varan oranda artırmayı başardık. 2021 yılı sonuna kadar 81 ilde ve 500 teslimat noktasında olma hedefimiz doğrultusunda, dijital müşteri deneyimini iyileştirme çalışmalarımızda Commencis gibi güçlü bir partnerle iş birliği yapmaktan dolayı çok mutluyuz. Dataroid’in bu süreçte en önemli yardımcılarımızdan biri olacağına inanıyoruz.”

Commencis kurucu ortağı ve CEO’su Fırat İşbecer, konuyla ilgili olarak şöyle konuştu: “Perakende sektöründe müşterinin hızla değişen beklentilerini karşılamak için kullanıcı deneyimini anlık olarak ölçmeye yönelik çözümlerden ve büyük veriye dayalı analizlerden yararlanmak çok kritik. Bu amaçla geliştirdiğimiz Dataroid platformu, dijital altyapılara SDK’ları aracılığıyla, çevrimdışı kanallara da hazır API’lerle kolay ve hızlı bir şekilde entegre olarak, tek bir platform üzerinden müşteri etkileşimini yönetme imkanı sunuyor. Büyük veriyi anlık işleyen teknolojisiyle Dataroid, hedeflenen kullanıcıların kanalda tutundurulmasını, doğru iletişim yöntemleriyle yönlendirilmesini ve anlık kullanıcı yolculukları tasarlanmasını mümkün kılıyor. Yerel marketlerin dijital dönüşümüne katkı sağlayarak Türkiye’nin en büyük online market alışveriş platformu olma hedefiyle yola çıkan Marketyo’ya destek olmaktan dolayı son derece mutluyuz.”

E-ticaret, finansal teknolojiler, hava yolları gibi farklı alanlarda faaliyet gösteren birçok büyük ve orta ölçekli şirket ile startuplar tarafından kullanılan Dataroid, 40 milyondan fazla kullanıcının dijital deneyimini şekillendiriyor.