Ana Sayfa Blog Sayfa 521

Parasız alışveriş platformu Barty, 2 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

İkinci el alışverişte yenilikçi geleneksel takası teknoloji ve makine öğrenme algoritmalarıyla yeniden tasarlayan yeşil fintech girişimi Barty, Keiretsu Forum Türkiye melek yatırımcılarından 2 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı.

Öte yandan bu yatırım turunda mevcut yatırımcılar ve Keiretsu Forum Türkiye üyeleri de takip yatırımı yapıyor.

2020’de kurulan çapraz takas platformu Barty’i dönüşüm ekonomisinin bir unsuru olarak tasarladıklarını ifade eden Barty Kurucu Ortağı ve CMO’su Öykü Sorgun, “Barty geleneksel takası teknoloji ve makine öğrenme algoritmalarıyla yeniden tasarlayan bir yeşil fintech girişimidir. Bireysel kullanıcılarımızın her eşyasını değerinde ve hızlı bir şekilde el değiştirilebileceği bir deneyim sunuyoruz. Kullanıcılarımızın Barty’de eşyalarını tokenize etmelerini, makine öğrenmesi ile değerlemelerini ve takas yapmalarını sağlıyoruz.” dedi.

Hızlı bir organik büyüme dönemi yaşadıklarını ve 9 ay içinde 150 binin üzerinde aktif kullanıcılarıyla harika bir topluluk oluşturduklarını da sözlerine ekleyen Sorgun, “18 farklı kategoriden 750 bin TL değerinde 13 binden fazla eşya takasını tamamladık. Böylece bu eşyalar yaşam döngüsüne yeniden katıldı. İkinci el eşya pazarı teknoloji temelli muazzam bir büyüme içinde. Biz bu pazarda, parasız alışveriş/takas modeli ile para ile alışverişin yapıldığı listeleme veya komisyon/işlem ücreti modellerinden ayrılıyoruz. Kendi bünyemizde geliştirdiğimiz makine öğrenme temelli fiyat tahminleme algoritmamız ile rekabetten ayrışmaktayız. Böylece hem takası hızlandıracak doğru değer tespitini kolaylaştırıyoruz hem de kapalı devre alışverişte değer dalgalanmalarının önüne geçiyoruz.” şeklinde konuştu.

Barty’nin tamamen ücretsiz olduğunun da altını çizen Sorgun, “Kullanıcılarımız üyelik ücreti, uygulama içi satın alma, komisyon/işlem ücreti ve reklamlara maruz kalmıyor. Bu sayede Barty’e yüklenen 100 eşyadan 38’i el değiştirmekte. Bu oran 2. el piyasasına göre 2.5 kat daha yüksek. Sistemdeki bütün takaslar Barty Puan ile yapılmakta. Bu paracığı uygulama üstünden kredi kartı veya Hopi, n11, Hepsiburada gibi kanallardan satıyoruz. Kullanıcımız edinmek istediği ürün içi yeteri kadar Barty Puan’ı sistemden temin edip hızla ve güvenle takasını tamamlayabiliyor.”

Sorgun ayrıca, “Kendine özgü bu takas konseptini uluslararası hale getirmek ve döngüsel ekonomide ürünlerin yaşam ömrünü daha büyük ölçeklerde uzatmak istiyoruz. Bu Barty’nin Keiretsu Forum ile 2. yatırımı. Barty’yi çok değerli Keiretsu Forum Türkiye yönetimi ve yatırımcılarının destekleri ile ilerlettik. Bu noktada Keiretsu Forum Türkiye melek yatırımcılarından aldığımız yatırım bizi daha da hızlandıracak.” şeklinde görüşlerini dile getirdi.

Yerli oyun girişimi Arvis Games, Re-Pie’dan 4.2 milyon TL yatırım aldı

Türkiye’nin faaliyet izni almış ilk alternatif yatırım fonu yönetim şirketi Re-Pie Portföy, farklı alanlara yaptığı yeni yatırımlarla büyümeye devam ediyor. Toplam portföy hacmini 3,6 milyar lira seviyesine çıkaran şirket, teknoloji ve yenilik odaklı iş modellerine yatığı yatırımlara bir yenisini daha ekledi.

Şirket, büyüme potansiyeli yüksek girişimlere yatırım yapmak amacıyla kurduğu ‘Birinci Karma Teknoloji Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’ çatısı altında, katma değeri yüksek oyunlar geliştiren Arvis Games’e yatırım yaptı.

Atakan Cankorur, Simon Karataş ve Tuna Pamir tarafından kurulan Arvis Games, iki lokasyon Kanada ve İstanbul merkezli faaliyet gösteriyor. 2019 yılında platform agnostik bir yapıda kurularak kutu oyunları, mobil ve PC oyunu kategorilerinde katma değeri yüksek oyunlar yapmak üzere yola çıkan Arvis Games, tasarladığı ürünlerle yüksek başarı elde ederek bu yıl Re-Pie Portföy’den 4.2 milyon lira yatırım aldı.

Hedef; 20 girişime yatırım

Fintech, oyun, nesnelerin interneti (IoT), sağlık ve enerji verimliliği teknolojileri gibi büyüme potansiyeline sahip alanlarda yirmiye yakın girişime daha yatırım yapmayı planlayan Re-Pie Portföy Yönetimi, Türkiye girişim ekosisteminin gelişmesinde önemli rol oynamayı hedefliyor.

Arvis Games Kurucu Ortağı ve CMO’su Simon Karataş, “İnteraktif yapıları nedeniyle oyunlar çağımızın en etkili medya araçları. Biz inovatif oyun tasarımı, derin hikâye ve güçlü sanatımız ile kullanıcılarımıza başka hiçbir araç ile deneyimleyemeyecekleri tecrübeler yaşatmayı amaçlıyoruz. Re-Pie’ın desteği ile hızımızı artırıp yakın gelecekte çok daha güçlü oyun çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.

Arvis Games Kurucu Ortağı ve oyun tasarımcısı Atakan Cankorur, “Amacımız yaptığımız oyunlarla kişilerin geçirdikleri zamanları unutulmaz anılara çevirmek. Oyunların bu potansiyeline inanan ve yeteneklerini benzersiz deneyimler yaratmak için kullanmak isteyen herkesi aramızda görmek istiyoruz” dedi.

Arvis Games’in hikayesi 2019 yılında başladı

İlk kutu oyunları Board Royale’e yurt dışında yüksek talep

‘Board Royale’ isimli kutu oyunu ile 2019 yılında dünyanın en büyük kitlesel fonlama platformu olan Kickstarter üzerinden 200 bin dolar gibi bir gelir elde eden Arvis Games, Board Royale’in yakaladığı başarının ardından, oyuna ilave paket olarak geliştirdikleri ‘Survival Evolved’ kampanyası ile tekrar Kickstarter üzerinden 250 bin dolar fon aldı. Arvis Games, Amerika, Kanada ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Avustralya ve Asya ülkelerinde oyunlarının dağıtımını yapan ekip, geniş bir kutu oyunu dağıtım ağına sahip. Board Royale ve Cardboard Republic tarafından kategorisinde 2020’nin en iyi 3. kutu oyunu seçilerek dünyada adından söz ettirmeyi başardı.

Re-Pie Portföy Yönetimi tarafından sağlanan Birinci Karma Teknoloji Girişim Sermayesi Fonu ile Arvis, teknoloji yatırımlarını artırarak mobil ve PC platformlarındaki oyunlarının geliştirmesini hızlandırmayı hedefliyor.

Yemeksepeti’nden evden çalışmayı sürdüren şirketler için bulut yemekhane çözümü: Yemeksepeti Kurumsal Cüzdan

Türkiye’nin hızlı ticaret platformu Yemeksepeti, hibrit çalışma modeline geçen şirketler ve çalışanları için Kurumsal Cüzdan uygulamasıyla bulut yemekhaneler yaratıyor.

Yemeksepeti, özellikle pandemi dönemiyle birlikte hibrit çalışma modeline geçen şirketlerin ‘’yemekhaneleri açacak mıyım, yemek sayısını nasıl ayarlayacağım’’ sorularına Kurumsal Cüzdan uygulamasıyla çözüm buluyor ve bulut yemekhaneler yaratıyor. 30 binden fazla restoranda geçerli olan Yemeksepeti Kurumsal Cüzdan sayesinde hem şirketlere hem de ister evden ister ofisten çalışmayı tercih eden çalışanlara farklı kolaylık ve avantajlar sağlanıyor. Kurumsal Cüzdan uygulaması Türkiye’de bu sektörde bir ilk ve tek olarak ayrıca dikkat çekiyor.

Yemeksepeti Kurumsal Cüzdan şirketler ve çalışanları için bulut yemekhane

Yemeksepeti Kurumsal Cüzdan ile şirketler, çalışanlarının Yemeksepeti Cüzdanı’na tıpkı dijital bir yemek kartı gibi aylık kullanım tanımlayarak Yemeksepeti’ne kayıtlı binlerce restoran üzerinden sipariş verebilmelerini sağlıyor. Şirketler Yemeksepeti Kurumsal Cüzdan’ın tanımlama esnekliği ile ofis yemekhaneleri açık olsa da belirli günler evden çalışanlarına sadece evden çalıştığı gün için bile kullanım tanımlayabiliyor. Böylece hibrit çalışma modeline geçen şirket ve çalışanlara hızlı, kolay ve temassız alışverişiyle Yemeksepeti eşlik ediyor.

Yemeksepeti Kurumsal Cüzdanı’nı finans, hizmet, hukuk, eğitim, sağlık, sigorta, sosyal hizmetler, medya ve iletişim gibi birçok farlı sektörden şirket kullanıyor. 30 binden fazla restoranda geçerli olan Yemeksepeti Kurumsal Cüzdan uygulamasının 2021 Ağustos ayı itibarıyla yaklaşık 7 bin kurumsal müşterisi var.

Yemeksepeti’nin yeni nesil ödeme sistemi Kurumsal Cüzdan kullanımındaki artış ile ilgili Yemeksepeti Chief Product Officer’ı Nedim Nahmias: “Dijitalleşme son birkaç yıldır tüm dünyada ve neredeyse her sektörde iş yapış şekillerimizin merkezindeydi. Pandemi ile bu sürecin daha da hızlanması ve dünyanın dijitalleşmeye öngörülenden daha fazla uyum sağlaması kaçınılmaz oldu. Bu uyumdaki artışı Yemeksepeti Cüzdan kullanıcı sayılarında da görebiliyoruz. Yeni dijital dünya sürekli gelişim gösterdiği için şirketlerin çok daha dinamik olmayı hedeflediği bu süreçte Kurumsal Cüzdan kullanıcısı şirketler hem çalışana değer politikalarına ek bir dijital çözüm sunuyor, hem de bütçe yönetimi, yemek israfı gibi konularda avantaj kazanıyor. Yemeksepeti olarak en yeni teknolojiyi her zaman merkezimize alıyor ve yeni nesil çözümler üzerinde çalışmaya devam ediyoruz.” dedi.

Dijital fitness platformu Whoop, 200 milyon dolar yatırımla 3,6 milyar dolar değerlemeye ulaştı

Fitness dünyasında bilinen bir girişim olma yolunda ilerleyen Whoop, 200 milyon dolar yatırım alarak 3,6 milyar dolar değerlemeye ulaştığını duyurdu.

SoftBank Vision Fund 2 tarafından yönetilen yatırım turuna katılan diğer yatırımcılar arasında, IVP, Cavu Venture Partners, Thursday Ventures, GP Bullhound, Accomplice, NextView Ventures ve Animal Capital yer alıyor.

Uyku, iyileşme ve direnç hakkında geri bildirimler vererek insanların potansiyellerini açığa çıkarmalarına ve anlamlı yaşam tarzı değişiklikleri yapmalarına yardımcı olan Whoop, kişiselleştirilmiş bir dijital fitness ve sağlık koçudur. Platform ayrıca, kalp atış hızı değişkenliği, solunum hızı ve uyku evrelemesi gibi temel sağlık göstergelerinin ölçümlerinde de kullanıcılarına geri bildirimler veriyor.

Şu anda dünyadaki en değerli bağımsız insan performansı şirketi olduğunu iddia eden Whoop, geçtiğimiz on iki ay içinde, üyeliğindeki hızlı büyüme ve teknolojisine yönelik ek ürün geliştirmeleri ile dikkat çekti.

Whoop kurucusu ve CEO’su Will Ahmed, “Küreselde büyürken SoftBank ile ortaklığımızı derinleştirmekten heyecan duyuyoruz” açıklamasında bulundu. Geçtiğimiz yıl önemli ölçüde bir büyüme sağlayan şirket, teknoloji potansiyelinin ve sağlık izleme sektörünün dünya çapında tam olarak yaygınlaşmadığını söylüyor.

Whoop, yeni finansmanın hangi amaçlarla kullanılacağına dair bilgi vermekten de çekinmedi. Açıklamaya göre yeni sermayenin bir kısmı, giyilebilir teknolojinin geleceğini inşa etmek için araştırma ve geliştirmeye yatırım yapmak amacıyla kullanılacak. Bunun yanı sıra, mühendislik, veri bilimi, analitik ve daha pek çok alanda küresel yeteneklerin Whoop ekibine katılması için kullanılması planlanıyor.

Stratejik uluslararası genişleme yoluyla yeni pazarlara açılmayı hedefleyen şirket, üyelik teklifini geliştirmek için önde gelen teknoloji şirketlerini satın alma planları yapıyor.

Hollandalı teknoloji devi Prosus, fintech platformu BillDesk’i 4.7 milyar dolara satın alıyor

Hollandalı teknoloji devi Prosus, Hintli ödeme devi BillDesk‘i 4,7 milyar dolar karşılığında satın aldığını duyurdu. Temmuz ayından beri üzerinde çalışılan anlaşmaya göre Prosus, BillDesk’i halihazırda Hindistan’da güçlü bir varlığı olan küresel fintech ve ödeme işi olan PayU ile birleştirmeyi planlıyor.

Küresel tüketici internet grubu ve dünyanın en büyük teknoloji yatırımcılarından biri olan Prosus, bugün Hintli dijital ödeme sağlayıcısı PayU ile BillDesk’in hissedarları arasında BillDesk’i 4,7 milyar dolar karşılığında satın almak için bir anlaşmaya varıldığını duyurdu. Satın alma işlemi ile birlikte, 20’den fazla pazarda faaliyet gösteren ödeme ve fintech platformu PayU‘nun, toplam ödeme hacmi bakımından dünyanın önde gelen çevrimiçi ödeme sağlayıcılarından biri olması hedefleniyor.

2000 yılında kurulan BillDesk, Hindistan’da bir başarı öyküsü ve ülkenin önde gelen ödeme şirketlerinden biridir. Prosus, Hindistan’daki dijital tüketicilerin, tüccarların ve devlet işletmelerinin değişen ödeme ihtiyaçlarını karşılayabileceklerine ve toplumun ayrıcalıksız kesimlerine daha fazla teknoloji sunabileceklerine inandığını belirtti.

Prosus tarafından yapılan açıklamada, BillDesk’in satın alınmasının PayU‘nun küresel olarak önde gelen çevrimiçi ödeme sağlayıcılarından biri haline geleceği ve toplam 147 milyar dolar tutarında bir ödeme hacmini yöneteceği vurgulandı. Prosus CEO’su Bob van Dijk, “Ödemeler ve fintech, Prosus için temel bir segment ve Hindistan bir numaralı yatırım hedefimiz olmaya devam ediyor” açıklamasında bulundu.

2005’ten bu yana en dinamik girişimcilerinden ve yeni teknoloji işletmelerinden bazılarını destekleyip onlarla ortaklık kuran Hindistan ile uzun ve derin bir ilişki kurduklarına dikkat çeken Dijk, BillDesk’in ürün ve hizmetler oluşturmada olağanüstü yeteneklere sahip Hintli girişimcilerin bir örneği olduğunu söyledi.

Getir kurucusu Nazım Salur, n11’e stratejik yatırım yapacaklarını duyurdu

Son zamanlarda gelişmelerinden ötürü adından sıkça söz ettiren yerli teknoloji şirketi getir‘in kurucusu Nazım Salur, kendi resmi twitter hesabından yaptığı açıklama ile getir’in n11.com‘a stratejik bir yatırım yapacağını duyurdu.

Dünyada bir ilki 2015 yılında Türkiye’de başlatarak ortalama 10 dakikada market ürünlerini kullanıcılarla buluşturan Getir, Türkiye’nin öncü açık pazar konseptli alışveriş platformlarından n11’in hisselerini kısmi satın alma işlemleri için kapsamlı inceleme sürecini başlattı.

Son dönemde yurt dışındaki önemli stratejik hamlelerde bulunan Getir bu işlem ile birlikte Türkiye’deki en büyük yatırımını yapmış olacak.

Doğuş Grubu ile Güney Kore’nin en büyük gruplarından SK Group’un ortaklığında Doğuş Planet çatısı altında Mart 2013’te kurulan n11, 20 milyondan fazla ürün ve 270 binden fazla iş ortağını 23 milyondan fazla kullanıcıyla buluşturuyor.

Nazım Salur’un açıklaması

Getir, büyümeye devam ediyor

1500 ürünü, haftanın 7 günü, gece gündüz, dakikalar içinde teslim eden Getir; GetirYemek, GetirBüyük, GetirSu ve GetirÇarşı hizmetleri ile de kullanıcılarının hayatlarını kolaylaştırıyor. 2021 yılının ilk altı ayında toplamda 1 milyar dolara yakın yatırım alarak 7 milyar 555 milyon dolar değerlemeyle ulaşan şirket; Türkiye’nin yanı sıra İngiltere’de 7 şehirde ve Hollanda, Almanya ve Fransa’da hizmet veriyor. Getir, yıl sonuna kadar İspanya, İtalya, Portekiz ve Amerika’da da faaliyete başlamayı hedefliyor.

Biliyorsunuz 2 hafta önce KAP’ta yapılan bir açıklama ile getir, araç kiralama hizmeti MOOV’un yüzde 75 hissesini satın alacağını resmi olarak paylaşmıştı. Doğrudan bu tip adımlar alakasız gibi görünse de dolaylı olarak bu tür stratejik adımların getir’e uzun vadede fayda sağlayacağı bizim öngörülerimiz arasında.

Ayrıca yine geçtiğimiz ay içerisinde paylaştığımız bir haberde GetGo isimli yeni bir girişim ile elektrikli araçlarla teslimat hizmetine başlayacağını da duyurmuştuk. Ancak bu henüz netlik kazanmadı ama üzerinde çalışıldığını biliyoruz.

Instagram, çok yakında doğum tarihi bilgisini zorunlu hale getirerek güvenlik sağlayacak

Popüler sosyal medya uygulaması Instagram, kullanıcı deneyimini arttırmaya yönelik çalışmalarını hayata geçirirken güvenlik alanındaki çalışmalarına da devam ediyor. Çok yakında kullanıcıları doğum tarihi bilgisini eklemesi konusunda zorlayacak Instagram, bunu güvenlik amacıyla yaptığını belirtiyor.

2019 yılından beri doğum tarihi bilgisinin eklenebildiği Instagram, daha öncesinde bir bilgi eklememeniz taktirde de uygulamayı kullanmanıza devam etmenizi sağlıyordu. Ancak Instagram’ın bu yeni atağı ile doğum tarihi bilgisi eklemek artık bir zorunluluk haline gelecek.

Instagram’ın yayınladı basın açıklamasına göre çok yakında şirket, henüz profilinize doğum tarihinizi eklemediyseniz uygulamayı açtığınızda size doğum gününüzü soracak. Bu bildiriyi ilk zamanlar gözden gelebileceksiniz ancak bu durum belirli bir noktaya kadar sürebilecek. Şirket ise konu hakkında uygulamayı kullanmak istiyorsanız elbet doğum günü tarihinizi eklemeniz gerektiğini belirtiyor.

Doğum tarihi bilgisi, içerikler üzerinde büyük bir etkisi bulunuyor. Güvenlik amacıyla yapılan bu adımda, hassas içerikleri görmeki isteyen kullanıcıların yaş bilgisinin bulunması ve yeterli yaş seviyesine ulaşmış olması gerekiyor.

Gençler için platformu daha güvenilir bir hale getirmeye çalışan şirket, 13 yaşından küçükler için Instagram’ın özel bir versiyonunu geliştirdiğini geçtiğimiz ilk baharda açıklamıştı. Bu adım, aynı zamanda özel Instagram versiyonunun erişimi için de imkan tanıyacak olabilir.

Ek olarak bu zorunluluk ile kendilerini takip etmeyen ve reşit olmayan kişilere direkt mesaj atamaması gibi özel korumaları dahil edebilecek şirket, reklamları denetlemek içinde bu bilgiyi kullanacak gibi duruyor.

Yaşları hakkında yanıltıcı bilgi veren insanların tespit etmek için yaş algılama odaklı bir yapay zeka da kullanacağını belirten Instagram, Facebook üzerinden bu teknoloji hakkında detaylı bir blog yayınlamıştı. Yapılan basın açıklamasına göre kullanıcı; 13 veya 18 gibi belirli bir yaşın üzerinde olduğunu söylerse, ancak yapay zekâ bunun aksini söylüyorsa, Instagram çeşitli yöntemler ile kullanıcıların yaşlarını doğrulamalarını zorunlu kılacak.

Özelliğin ne zaman zorunlu kılılacağı ise henüz belirli değil ancak Instagram’ın bu adımı, sosyal tacizin önüne kısmen de olsa geçecek gibi duruyor. Ek olarak Instagram kullanan çocuk sahibi ailelerin, çocukları için endişelenmeleri de kısmen son bulabilir.

Clubhouse, iOS kullanıcıları için Uzamsal Ses desteği sunmaya başladı

Pandeminin başlaması ile popülerleşen ve sadece davetiye ile uygulamaya giriş yapılabilen Clubhouse, yeni özellikler ve hizmetlerini duyurmaya devam ediyor. AirPods Pro ve AirPods Max’de çalışabilen Uzamsal Ses özelliğini sistemine dahil eden Clubhouse, iOS kullanıcılarının sırayla bu özelliği elde edebileceklerini duyurdu.

Sesli odalar misyonu ile yeni teknolojilerini uygulamasına dahil eden Clubhouse, iOS’in popülerleşen özelliği Uzamsal Ses’i kendi uygulamasına dahil ediyor. Yakın zamanda Netflix’in dahil ettiği bu popüler özellik ile Clubhouse, sesli odaların daha iyi bir deneyim sunması için geliştirerek gerçek bir oda deneyimi yaşatacak.

Uzamsal ses desteği ile kullanıcıların daha gerçekçi bir konuşma deneyimi yaşamasını sağlayacak şirket; kullanıcı seslerini farklı konumlardan vererek gerçek bir iletişim deneyimi sunacak. Varsayılan olarak destekleyen tüm iOS kullanıcılarında aktif edilen bu özellik, zamanla tüm kullanıcılara ulaşacak.

Hali hazırda aktif olarak belirtilen bu seçeneği, uygulama içinden kapatmak da mümkün olacak. Android için de aynı özelliğin yakında geleceğini açıklan Clubhouse, kullanıcıların aklına takılan bir soruyu cevaplayarak herkesi sevindirdi.

Apple’a göre sadece AirPods Pro ve AirPods Max’in sunduğu Uzamsal Ses’i Clubhouse, tüm kablolu veya kablosuz kulaklıklar için destekleyeceğini söyledi. Tek kucağa takılan kulaklıkların sıkıntı oluşturabileceğini de söyleyen şirket, mobil üreticiler ile bu sorunu çözmeye çalıştıklarını söyledi.

Özelliğin tüm kullanıcılara ne zaman ulaşacağı ise bilinmiyor. Aynı şekilde şirket, Android için de Uzamsal Ses desteğini ne zaman kullanıma alacağını belirtmiyor.

Audi, 2033 yılından itibaren tamamen elektrikli araç üretimine geçeceğini duyurdu

Popüler araba markası Audi, sürücü deneyimini arttırmaya çalışırken doğaya ve insana olan değerlerini korumaya devam ediyor. Teknoloji devleri ve araç üreticileri arasında popülerleşen doğaya saygı vizyonu, diğer şirketleri de harekete geçirmeye ve bazı kararlar aldırmaya itiyor.

Dizel motorları bırakarak daha verimli bir motor seçeceğine yönelen araç üreticileri, elektrikli modellere yönelim sağlıyor. Yakıt tasarrufunun maksimum düzeyde olduğu elektrikli araçlarda, aynı zamanda karbon salınımı da bir o kadar azalmakta. Bu nedenle popüler araba markası Audi, 2033 yılından itibaren tamamen elektrikli araç üretimine geçeceğini açıklıyor.

26 Ağustos günü gerçekleştirdiği basın toplantısı ile 10 yıllık hedeflerini paylaşan Audi, içten yanmalı dizel ve benzinli otomobil satışına son vereceğini söyledi. Bu sözlerin ardından 2033 yılından itibaren tamamen elektrikli araç üretimine geçeceğini açıklayan şirket, satış sonrası araç yazılımlarını güncelleştirebilmek için çalıştıklarını da dile getirdi. 2050 yılında ise karbon nötr olacağını söylenen Audi uzmanları, 20 yeni e-tron olarak adlandırılan yeni elektirikli araçların tanıtılabileceğini de söylüyor.

Elektrikli araç satışlarının zamanla artacağına tüm kalbiyle inanan Audi Dijitalleştirme Başkanı John Newman, otomobilleri test etmeye başladıklarını söylüyor:

“Yapmak istediğimiz şey, satıcılar için müşteriye yeni değer kaynakları yaratmak. Bu anlamda bunun karlılığını satıcılarımızla paylaşmayı hedefliyoruz.”

Volkswagen altında çalışan Audi, geçtiğimiz aylarda 2026 yılında son içten yanmalı motora sahip araçlarını üreteceğimi belirtmişti. Bu süreçte elektrikli araçlar için Volkswagen, Kuzey Amerika’da bir üretim tesisine 800 milyon dolarlık yatırım yapmıştı. Bu süreçte 1000 kişiye istihdam da sağlayan şirket, elektrikli araç sahipleri için önemli bir sorunu çözecek olan mobil şarj istasyonlarını da duyurmuştu.

Katma değerli projeler geliştiren yerli girişim Rise X, 1 milyon Euro değerleme üzerinden TTAF Elektronik A.Ş.’den yatırım aldı

Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezi Cube Incubation’da faaliyet gösteren Rise X Teknoloji A.Ş., 1 milyon euro değerlemeyle ise TTAF Elektronik A.Ş.’den yatırım aldı.

Yatırım kapsamında; 10 kişilik ekip için bilgisayarlar, bilgisayar aksesuarları, gerekli lisanslar, girişimin elektronik Ar-Ge süreçleri için gerekli olan Osiloskoplar, Güç Kaynakları, 3D Yazıcılar, Hassas ölçüm cihazları, Kalite ve Test Ekipmanları gibi tüm ekipmanlar sağlanırken 300 m2’lik alan Rise X’e tahsis ediliyor. Ayrıca Rise X teknolojinin geliştirmelerini yapabilmesi için 6 bin m2’lik bir üretim parkuru da girişimin hizmetine sunuldu.

Bunların yanı sıra teknik personel desteği, proje desteği, finansman desteği de TTAF Elektronik tarafından sağlanacak. Devam eden süreçte TTAF Elektronik’in tüm Ar-Ge süreçleri Rise X Teknoloji A.Ş. tarafından yürütülecek.

Cube Incubation’da katma değeri yüksek projeler geliştirmeyi hedefleyen Rise X; sistem mühendisliği, elektronik donanım tasarımı, gömülü yazılım geliştirme, mekanik üretim, yüksek teknoloji yazılım geliştirme yetenekleri ile entegrasyon ve üretim yeteneklerine sahip bir Ar-Ge şirketi olarak dikkat çekiyor.

Özellikle savunma sistemleri, otomotiv, sağlık ve endüstriyel teknoloji çözümlerinde yabancı kaynak alımlarını minimuma indirerek yerli üretimi ve yerli sanayiyi desteklemeyi amaç edinen girişim yeni dönemde TTAF Elektronik’le birlikte bu Ar-Ge süreçlerinin üretime dönmesini sağlayarak ihracata yönelik projeler geliştirmeye odaklanıyor.

Rise X Teknoloji Genel Müdürü Reha Atabey Açıkgöz: “Rise X olarak bilgi birikimimiz ve tecrübemizle ulusal ve uluslararası pazarlara yenilikçi ürünler geliştirme ve çözümler üretme misyonuyla hareket ediyoruz. Giderek dijital hale gelen dünyada başarılı bir çözüm oluşturmak için doğru teknolojiyi kullanmanın doğru stratejiyi kurgulamada kilit rol oynadığına inanıyoruz. Bu kapsamda TAFF Elektronik’ten aldığımız yatırım, Ar-Ge geliştirmelerimiz için kullanacağımız teknoloji parkuru ve ekipman desteğiyle ülkemiz için küresel arenada kritik öneme sahip alanlarda akıllı çözümler geliştirmeye odaklanacağız. Bu yatırımla Ar-Ge aşamasını gerçekleştirip ve prototip doğrulamalarını yaptığımız projeler TTAF Elektronik tarafında hızla seri üretime geçecek ve devamında iç ve dış piyasaya satışları gerçekleştireceğiz. Seri üretim her startupta olduğu gibi bizim için de çok kritik. Ancak bir girişimin imkanlarıyla bunu yapmamız pek mümkün olmuyordu. Artık ise TTAF Elektronik aracılığyla seri üretim, kalite, sertifikalandırma ve pazarlama aşamalarını daha verimli yöneteceğiz.” diyor.