Ana Sayfa Blog Sayfa 519

Samsung, 200 MP çözünürlüğe sahip mobil görüntü sensörü ISOCELL HP1 modelini duyurdu

Güney Koreli teknoloji devi Samsung, kullanıcılarına premium ürün anlayışına sahip yeni akıllı cihazlarını tanıtmaya devam ediyor. Kullanıcılarının karşısına 200 Megapiksellik çözünürlüğe sahip ISOCELL HP1 mobil görüntü sensörü ile çıkan Samsung, sektörde en üst seviye olan 108 MP’i 200’e taşımayı başarıyor.

Şimdiye kadar telefon piyasası için üretilmiş en yüksek çözünürlüğü sunan Samsung ISOCELL HP1, 1/1.22 inç boyutunda ve 0.64μm piksel boyutuna sahip bir mobil götünü sensörü. ChameleonCell teknolojisini barındıran sensör, çevrenin ışık durumuna göre piksel yağpısında değişiklik yapabiliyor.

Bu sensörün temel olarak öne çıkan özelliği ise düşük ışıkta çözünürlükten fedakarlık yaparak fotoğraf kalitesini arttırabiliyor. 2×2 pixel binning modunda 1.28μm 50 megapiksel fotoğraf çıktısı verebilen bu sensör, 4×4 pixel binning modunda ise 2.68μm 12.5 megapiksel çıktı verebiliyor.

30 fps 8K ve 120 fps 4K video desteği olan ISOCELL HP1’e ek olarak Samsung, ISOCELL GN5 modeli ile de kullanıcıların karşısına çıkıyor. 1/1.57 inç boyutundaki bu 50 megapiksellik sensör, Dual Pixel Pro sistemiyle yüksek derelendirmeye sahip otomatik netleme performansı sunuyor.

1μm piksel boyutuna sahip olan GN5, düşük ışıkta pixel binningi değiştirerek 12.5 megapiksellik çıktı verebiliyor. HP1 gibi 8K 30 fps video desteği bulunan GN5, 4K 120 fps desteğini de barındırıyor.

200 MP çözünürlüğe sahip bu mobil kamera sensörünün ilk olarak hangi akıllı telefonda yer alacağı ise bilinmiyor ancak Samsung üretimi bu sensörün ilk olarak Xiaomi tarafından kullanılması bekleniyor. ISOCELL GN5 için de henüz bir açıklama bulunmuyor.

Xiaomi tarafına bakıldığında ise Xiaomi 12 Pro veya Xiaomi 12 Ultra modellerindeki ana kameranın ISOCELL HP1 olacağı neredeyse netlik kazanmış durumda. Samsung’un HP1 görüntü sensörünü, 2022’nin Ocak ayında tanıtacağı Galaxy S22′de yer vermesi bekleniyor.

Yerli girişim Werk, APY Ventures’tan 150 bin dolar yatırım aldı

APY Ventures Startup Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’ndan 150 bin dolar çekirdek yatırımı alan Werk, pandemiyle birlikte çalışma hayatında yaşanan değişikliklerle kalıcı hale gelen ve büyük ivme kazanan remote ve hibrit çalışma ile takımların büyük bir ihtiyaç duyduğu iş birliği, verimlilik ve iletişim konularına yönelik uçtan uca bir çözüm sunuyor. 

Ağustos 2020’de Emin Görgün, Baran Öncel ve Saim Emre Kanat tarafından kurulan Werk, kullanıcılarına farklı projeleri, sprintleri ve takımları için oluşturabilecekleri farklı kanallar içerisinde iletişim, görev takibi, dokümantasyon, dosya paylaşımı, görev takvimi ve daha birçok konuda geliştirdiği özelliklerle bütüncül bir hizmet sunuyor. Werk ayrıca takımların yönetmekte zorlandığı dijital ürün kalabalığını ortadan kaldırıp daha iyi bir deneyim ve iş akışı sağlıyor.

“Werk’ün büyük bir ihtiyacı karşılayacağına inanıyoruz”

Dünyanın en iyi katılım bankası olma hedefini sürdüren Albaraka Türk, Türkiye startup ekosistemine yatırım yapmaya devam ediyor. Banka’nın yüzde 100 iştiraki olan Albaraka Portföy Yönetimi Genel Müdürü Emin Özer; Türkiye startup ekosisteminin gelişimi için girişimcileri desteklemeye devam ettiklerini belirterek, “Özellikle pandemiyle birlikte çalışma hayatında yaşanan değişikliklerle kalıcı hale gelen ve büyük ivme kazanan remote ve hibrit çalışma konusunda Werk’ün büyük bir ihtiyacı karşılayacağına inanıyoruz. Startup GSYF girişimcilik ekosistemi ile ilgilenen tüm yatırımcıların kolaylıkla yatırım yapabileceği, Borsa İstanbul’da işlem gören ilk Girişim Sermayesi Yatırım Fonudur. Startup GSYF Werk ile birlikte son bir yıldaki 10. Yatırımına imza atmış oldu.” dedi.

Hedef, Global Ölçekte Her Boyuttaki Takıma Verimlilik Sağlamak

Werk, uzaktan çalışan takımların kullandığı bir dijital araç olmaktan çok, iş yapış biçimlerine direkt etki ederek, bir takım oyuncusu statüsünde işin parçası haline gelmeyi hedefliyor. Tek bir platformda tüm süreçlerin yönetilmesini sağlayan Werk, geliştirdiği kolay kullanılabilir deneyimle non-tech takımların ve aynı zamanda teknolojik adaptasyonu yüksek ekiplerin de kolayca kullanabileceği bir çözüm oluşturuyor. 

Günlük Takım İçi İletişimi Kolaylaştıran Voice Chat:

Werk’ün odaklandığı başlıca problemlerden biri olan verimsiz video toplantıları çözmek için geliştirdiği asenkron ve senkron voice chat özelliği sayesinde gün içerisinde yapılan video toplantılara farklı bir alternatif getirerek ses kanalları aracılığıyla daha hızlı, daha verimli ve daha dinamik yapılmasını sağlıyor. Böylece ekip içerisinde kısa toplantılar, bilgi alışverişleri için video görüşme organize etmeye gerek olmadan, sanki ofis içerisinde, ekip arkadaşları yan yanaymış gibi iletişim kurabiliyorlar. Buna ek olarak, remote ve hibrit takımların asenkron bir şekilde kolabrasyon yapmasına olanak sağlayarak farklı zaman dilimlerinde iletişim problemlerini de ortadan kaldırıyor ve aynı anda, aynı görüşmede bulunma zorunluluğu olmadan bir konu üzerine görüşme yapılmasına olanak sağlıyor.

Tüm Süreçlerin Yönetimi Sağlayan Görev Yönetim Aracı

Uzun yıllardır farklı görev yönetim araçlarını aktif şekilde kullanan teknoloji takımlarına ek olarak pandeminin getirisi olan remote ve hibrit çalışmayla beraber teknik olmayan ekipler için de görev yönetim araçları bir ihtiyaç haline geldi. Fakat mevcut araçların karmaşıklığı ve kolay bir kullanım sağlanamamasından dolayı Werk, görev yönetim aracını daha basit ve herhangi bir eğitime ihtiyaç duymadan kullanılabilir hale getirdi. Olabildiğince esnek ve özelleştirilebilir bir görev yönetim aracı sunan Werk, aynı zamanda farklı takımlar için hazırlanan farklı görev yönetim şablonları ile de ön plana çıkıyor.

Mesajlaşmadan Daha Fazlası: Thread Chat

Werk’ün takım içi iletişimi sağlamada bir diğer özelliği olan thread chat, klasik mesajlaşmadan farklı olarak bir konu özelinde thread oluşturarak hangi mesajın hangi konuya ait olduğu ve kime cevap verildiği karmaşasını da ortadan kaldırıyor.

Zenginleştirilmiş Dokümanlar: Hyperdocs

Dokümantasyonun yalnızca bir yazı dizisinden ibaret olmadığını vurgulayan Werk, aynı zamanda bu kadar önemli bir elementin diğer özelliklerle de iyi bir uyum içerisinde olması gerektiğini düşünüyor ve bu sebeple hyperdocların tasklarla entegre olabilmesini, birden fazla kullanıcının aynı doküman üzerinde çalışabilmesini ve iletişim halindeyken de doküman paylaşımının basit ve etkili yollarla iletilmesini sağlıyor.

Twitter, YouTube’un katıl butonuna oldukça benzeyen Süper Takip özelliğini kullanıma sundu

Popüler sosyal medya platformu Twitter, gün geçtikçe kullanıcıları için yeni özelliklerini duyurmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Biletli Spaces özelliğini bazı kullanıcılar için aktif eden Twitter, bugün yaptığı açıklamada Süper Takip adını verdiği yeni özelliğini de kullanıma sundu.

İçerik üreticilerine daha yakın olmak ve kendini özel hissetmek isteyenlerin tercih edebileceği Süper Takip, aynı YouTube’un katıl butonuna benziyor. Bir kişiyi süper takip yaptığınız takdirde, kişinin paylaştığı özel tweetleri görüntüleyebiliyor ve o kişiyle iletişime daha rahat geçebiliyorsunuz.

Stripe aracılığı ile yapılabilen ödemelerde ücretlendirmeler 3 farklı şekilde alınabiliyor. İçerik üreticisinin seçebildiği bu 3 fiyat ise şöyle; 2,99$, 4,99$, 9,99$. Twitter, gelir elde edebilmek hakkında, 50 bin Amerikan doları kazanç sınırına ulaşana kadar içerik üreticilerinden gelirlerinin yüzde 97’sini elde edebileceğini söylüyor. Bu sınır aşıldığında ise üçüncü taraf ücretlendirmelerinin kesintisine uğrayacağını ve gelirlerinin sadece yüzde 80’ini kazanabileceklerini belirtiyor.

Bu özelliği kullanmak isteyen kullanıcılar için Twitter, bir bekleme listesi de oluşturdu. Gelir elde etme sekmesi aldından bu bekleme listesine başvuru da bulunulabiliyor. Bu bekleme listesi için ise en az 10 bin takipçinizin olması, en az 18 yaşında olmanız, son 30 gün içinde en az 25 tweet atmış olmanız gerekiyor.

Yakın zamanda içerik üreticileri için pek çok yeniliği hayata geçiren Twitter, çeşitli para kazanma stratejilerini uygulamasında deniyor. Süper Takip için en büyük gelir kapısı olarak nitelendiren Twitter, bu özelliğine haber bültenleri, anonim abonelikler, özel Spaces odaları ve Patreon benzeri abonelik katmanları eklemeyi planladığını söylüyor.

Şubat ayında duyurulan bu özellik, şu an için sadece iOS cihazlarda kullanılabiliyor. ABD ve Kanada’da başlanan özelliğin yakında tüm dünya ülkelerince kullanılabileceği ön görülüyor. Aynı zamanda Twitter, özelliğin Android ve Web’e çok yakında geleceğini de belirtiyor.

Xiaomi, “Xiaomi Automobile” adını verdiği elektrikli otomobil markasını duyurdu

Çinli teknoloji devi Xiaomi, kullanıcıları için yeni teknolojilerle dolu ürünlerini paylaşmaya devam ediyor. Otomobil sektöründe yer alacağı söylenen pek çok teknoloji firması içerisinde adı olan Xiaomi, elektrikli otomobil markası Xiaomi Automobile‘i tanıttı.

“Xiaomi Automobile Co. Ltd.” isimli şirketini kurarak otomobil sektörüne resmen giriş yapan Xiaomi, 300 kişilik bir ekip ile sektörde öne gelen araçlar geliştirmeyi hedefliyor. Şirket için ticari ve endüstriyel kayıtlarını resmen tamamladığını belirten şirket için toplam 20 bin kişi başvuru yapmış ancak 300 kişi kabul edilerek ekip oluşturulmuş.

Xiaomi CEO’su Lei Jun’un patronluğunda kurulan şirket için uzun bir süredir Xiaomi, bugüne dek bu projesini gizli bir şekilde yürütüyordu. Açıklamalara göre şirket için toplam 10 milyar yuanlık bir sermaye ayrıldı. 155 milyon Amerikan dolarına denk gelen bu sermaye, Xiaomi’nin elektrikli otomobil üretimi yapabilmesini sağlayacak.

Çin’de kendine bir ortak bulmak isteyen Xiaomi, uzun süredir bu konumda yer alacak şirketi arıyor ancak otomobil üreticileri, ortaklığa pek yanaşmıyor. Otomobil dünyasına oldukça önem veren şirket, tamamen elektrikle çalışan ve en yeni teknolojilerle donatılmış bir araç üretmeyi planlıyor. Bu aracı ile sektöre hızlı bir adım atmayı amaçlayan Xiaomi’nin henüz çok erken bir aşamada olduğunu da hatırlatmak gerek.

Yıllardır süre gelen Apple’ın otomobil üreteceği dedikoduları da halen devam ediyor. Xiaomi içinde benzer beklentilere sahip olunması ve gerçeğe dönüşmesi Apple tarafından otomobil bekleyenleri heyecanlandırıyor. Tabii ki Apple’ın henüz bu alanda bir adımı bulunmuyor.

E-ticaret şirketi Berlin Brands Group, 700 milyon dolar yatırım alarak 1 milyar dolar değerlemeye ulaştı

Küresel bir e-ticaret şirketi olan Berlin Brands Group (BBG), 700 milyon dolar değerinde olan büyük bir yatırım turunu kapatarak 1 milyar dolar değerlemeye ulaştığını duyurdu.

Berlin Brands Group, lojistik altyapısını ve teknoloji platformunu geliştirmeye devam etmek ve daha fazla şirket satın almak için kullanacağı hem öz sermaye hem de borçtan oluşan 700 milyon dolarlık bir yatırım turunu kapattı. Bain Capital liderliğinde yürütülen bu finansman, BBG’nin bu yılın başlarında özellikle ABD ve Birleşik Krallık’ta gelişmekte olan e-ticaret markalarını satın almak için 240 milyon dolarlık bir finansman turunu duyurmasının ardından geldi.

Şirketin kurucusu ve CEO’su Peter Chaljawski‘nin geliştirdiği ses ekipmanlarını Amazon’da ve diğer pazarlarda satmasıyla yolculuğuna başlayan girişim, zamanla üçüncü taraf markaları da satın alıp kendi işiyle birleştirebileceği daha geniş bir platforma dönüşmeyi başardı.

Chaljawski, “Bu finansman, küresel olarak marka edinme ve geliştirmenin yanı sıra operasyonel ve lojistik genişleme gibi stratejik hedeflerin üstesinden gelmemize yardımcı olacak” açıklamasında bulundu. Şirket ayrıca, Bain Capital’ın dünya çapındaki kurucularla çalışma deneyiminin, lider bir e-ticaret şirketi olarak gelişmesine yardımcı olacağına inanıyor.

Bugün toplamda 3.700 ürün ve 14 kendi markasına sahip olan Berlin merkezli şirket, Avrupa, Birleşik Krallık, ABD ve Asya’da ürün sattığı çeşitli pazarlarda yaklaşık 1,5 milyar e-ticaret müşterisine erişimi olduğunu söylüyor.

Bain Capital Genel Müdürü Miray Topay, BBG’nin, hızla değişen tüketim ürünleri alanında çığır açan bir lider konumunda olduğunu belirtti. Topay, yüksek verimli e-ticaret platformları aracılığıyla mevcut tüketici trendlerini karşılayan markalar geliştirme ve ölçeklendirme yeteneklerinin, şirkete önemli bir büyüme fırsatı sunduğunu da ekledi.

Fransa’da getir ile rekabet eden Cajoo, 40 milyon dolar yatırım aldı

Fransız girişim Cajoo, günümüzün en rekabetçi endüstrilerinden olan gıda dağıtım kategorisinde büyümek için 40 milyon dolar yatırım aldığını paylaştı.

Süpermarket devi Carrefour liderliğinde finanse edilen fonlama, Headline (eski adıyla e.ventures) ve mevcut yatırımcılar Frst ve XAnge gibi şirketlerden de katılım gördü. Carrefour, bu ortaklıkta yalnızca bir yatırımcı rolünde değil; Cajoo, Carrefour’un satın alma organizasyonundan faydalanacak.

Kendi mağazalarını işleten ve kendi ürün envanterini yöneten Cajoo, yaklaşık 15 dakika içinde siparişleri teslim ettiğini iddia ediyor. Son zamanların en rekabetçi kategorilerinden olan gıda dağıtım sektöründe hızla ilerleyebilmek için bu finansmanı kullanmayı planlıyor. Tamamen yeni bir market teslimatı kategorisi oluşturmaya çalışan ve sayıları her geçen gün artan girişimlerin arasında yerini alıyor.

Mayıs ayında getir’in Paris’teki faaliyetlerine başlamasıyla birlikte şirket, getir ile büyük bir rekabet içinde. Gorillas, Flink ve Zapp ile doğrudan rekabet eden Cajoo, perakendeciler ve onların çevrimiçi sipariş sistemleriyle ise dolaylı olarak bir yarış halinde.

Paris, Neuilly-sur-Seine, Levallois-Perret, Boulogne-Billancourt, Lille, Lyon, Toulouse, Bordeaux ve Montpellier olmak üzere kendi ülkesinde 10 şehirde hizmet veren girişim, yeni sermaye ile Avrupa pazarındaki konumunu güçlendirmeyi hedefliyor. Öncelikli olarak Cajoo, yıl sonuna kadar ekibini büyütmeyi, genel merkezindeki çalışan sayısını iki katına çıkarmayı hedefliyor.

Şimdiden Paris’te büyük bir rekabetle karşı karşıya olduklarını söyleyen Cajoo kurucu ortağı ve CEO’su Henri Capoul, bunun pazar doğrulaması olduğunu söylüyor. Şu anda bu büyüklükte hizmet veren tek Fransız şirketi olan Cajoo, Belçika, İtalya ve İspanya‘ya açılmayı hedefliyor. Capoul, ilerleyen zamanlarda bu listeye Portekiz‘in veya Doğu Avrupa ülkelerinin de eklenebileceğine dikkat çekti.

Twitter’ın hikayeler özelliğini kaldırmasından ardından Linkedln’de hikayeler özelliğini sonlandıracağını duyurdu

Profesyonel iş ağı oluşturmanızı sağlayan popüler sosyal medya uygulaması Linkedln, kullanıcı deneyimini arttırmayı hedefleyen özelliklerini eklemeye ve çıkarmaya devam ediyor. Son açıklaması ile şirket, yakın zamanda Twitter’ın hikayeler özelliğini kaldırması adımını takip ederek uygulamasındaki hikayeler özelliğini de kaldırıyor.

Snapchat uygulaması ile hayatımıza giren hikayeler özelliği, zaman içerisinde neredeyse tüm sosyal medya uygulamalarında yer almıştı. Özellikle Instagram’da sevilerek kullanılan bu özellik, Twitter için pek de yararlı olmamış ve uygulamadan kaldırılmıştı.

2020 yılının Şubat ayında hikayeler uygulamasını uygulamasına dahil eden Linkedln, bu özelliğe son vereceğini duyurdu. LinkedIn Ürünlerden Sorumlu Kıdemli Yöneticisi Liz Li tarafından yapılan açıklamaya göre platformun hikayeler özelliği Eylül ayı içerisinde sonlandırılacak.

Liz Li, bu özelliği uygulamadan neden kaldıracaklarını da açıklıyor. Kullanıcıların profillerinde kalıcı olmayan video veya görsel koymak istemediklerini söyleyen Li, hem kişiliklerini hem de uzmanlıklarını sergileyebilecekleri kalıcı içerikler tercih ettiklerini belirtti.

2020 yılının Mart ayında hikayeler benzeri özelliği Fleets’i test eden Twitter, Haziran ayından itibaren bu özelliği tüm kullanıcılarına sunmuştu. Bu adımı kullanıcılarının daha fazla iletişim kurması ve birbirlerine DM atması için yapan şirket, bir süredir özelliğin kullanım oranlarını yakından incelediğini belirtmişti.

Özelliğin yeterince sevilmediğini anlayan Twitter, geçtiğimiz Temmuz ayının ilk günlerinde sonlandırılmıştı. Sonuç olarak hikayeler özelliğinin Instagram ve Snapchat gibi görsellik üzerine kurulan sosyal medya uygulamalarında daha çok tercih edildiği açıkça belli oluyor.

İş Bankası, sürdürülebilir gelecek hedefleri doğrultusunda Geleceğe Orman uygulamasını hayata geçirdi

Türkiye İş Bankası, sürdürülebilir bir gelecek hedefi doğrultusunda geliştirdiği Geleceğe Orman uygulamasını hayata geçirdi.

Banka müşterileri İşCep uygulaması üzerinden Geleceğe Orman’a katılarak, çevreye duyarlı bankacılık işlemlerinin yanı sıra gündelik hayatlarındaki aktiviteleri karşılığında da karbon puanı kazanabilecekler. Kazanılan puanlar belli bir limite ulaştığında müşteriler adına TEMA Vakfı aracılığıyla fidan dikimi yapılacak. Geleceğe Orman uygulaması kapsamında ilk üç yılda toplam 1 milyon adet fidan dikimi yapılması öngörülüyor.

“Çevre duyarlılığını fidan dikimi ile ödüllendiriyoruz”

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Yalçın Sezen, uygulamaya ilişkin yaptığı açıklamada, şunları söyledi: “Kapsayıcı ve katılımcı bir yaklaşımla sürdürülebilir değer yaratan geleceğin bankası olma vizyonuyla hareket ediyoruz. Tüketiciler, fon yöneticileri, siyasi otoriteler ve sosyal kuruluşlar dünyanın her yerinde ürününü ya da hizmetini tükettiği, finansman olanağı sunduğu ya da bir şekilde paydaşı haline geldiği işletmelerin varoluş amaçlarını sorgular hale gelmiştir. Bankacılık da bundan ari değildir.

Yalçın Sezen, İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı

Bankamız, geçmişten bu yana Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim başlıkları altında doğan ihtiyaçlara yanıt oluşturmak gayretindedir. Bu çabaların bir örneği olan, çevre konusunda TEMA Vakfı ile iş birliğimiz çok eskilere dayanıyor. “81 İlde 81 Orman” projesi çerçevesinde 81 ilimizde yaklaşık 1.500 hektar alana 2.205.000 adet fidan dikildi. TEMA Vakfı’nın çocukların doğada daha fazla zaman geçirerek doğayı gözlemlemeleri, keşfetmeleri ve ekolojik okuryazarlık becerilerini güçlendirmeyi amaçlayan Minik TEMA ve Yavru TEMA Doğa Eğitim Programları’nı destekleyerek 2019’dan bu yana 342 bini aşkın çocuğa ulaştık. Maximum TEMA, Doğasever Maxipara gibi kartlarla çevreye desteğimiz devam etti.

Yeni uygulamamız Geleceğe Orman ile müşterilerimizle el ele vererek karbon ayak izimizi azaltıyoruz. Müşterilerimizin çevreye duyarlı yaklaşımlarını destekliyor; yazılı ekstre almamak, bisiklet kullanmak, yürüyüş yapmak gibi bilinçli adımlarında karbon puanı kazanmalarını sağlıyor, müşterilerimizin bu çabalarını fidan dikimi ile ödüllendiriyoruz. Herkesi Geleceğe Orman uygulamasına katılarak, farkındalığımızı artırmaya davet ediyoruz.” dedi.

İlk aşama için uygulama kapsamında 13 işlem bulunuyor. Uçtan uca dijital bir süreçle müşteri olma deneyimini sunan “Müşteri Olmak İstiyorum”, kredi kartı ekstresinin dijital olarak tercih edilmesi, Bankamatik işlemlerinde makbuz alınmaması ve sözleşme ile formların dijital ortamda onaylanması işlemleri ayrı ayrı 80 karbon puan ile ödüllendiriliyor. Bahsedilen düşük frekanslı işlemlerin yanı sıra temassız, mobil ya da QR kod ile ödeme yapılması, toplu taşıma kartı ödemelerinin gerçekleştirilmesi ve günde asgari 2.000 adım atılması gibi günlük hayat akışında sıklıkla tekrarlanan işlemler ve aktiviteler de her defasında 2 karbon puana kadar ödüllendiriliyor. Biriktirilen karbon puanların toplamı 1.000’e ulaştığında ise kullanıcılar bu puanları TEMA Vakfı’na fidan bağışı yapmak için kullanabiliyor ve TEMA Vakfı tarafından adlarına düzenlenmiş bağış sertifikalarına İşCep’ten ulaşabiliyorlar. Uygulamanın sürdürülebilir bir gelecek için ekosistem oluşturma yönündeki geliştirmeleri de bir yandan devam ediyor.
Çevre için eyleme geçme ihtiyacına, gündelik hayat akışında yenilikçi bir yanıt oluşturan Geleceğe Orman, İş Bankası müşterilerinin günlük yaşantılarıyla etkileşimli bir şekilde daha çevre dostu bir yaşam sürmelerine aracılık ediyor ve bunu yaparken müşterilerinden herhangi bir maddi karşılık beklemiyor.

Diyet ve yaşam koçu platformu Oviva, 67,5 milyon euro yatırım aldı

Kişiselleştirilmiş diyet ve yaşam tarzı koçluğu sağlayan ve dijital bir sağlık platformu olan Oviva, C Serisi fonlamada 67,5 milyon euro yatırım aldığını duyurdu.

Sofina ve Temasek tarafından ortaklaşa yönetilen yatırım turuna, mevcut yatırımcılar AlbionVC, Earlybird, Eight Roads Ventures, F-Prime Capital, MTIP ve birkaç melek yatırımcı katıldı.

2014 yılında, insanların diyet alışkanlıklarını iyileştirmek ve uzun vadede sağlıklarını ve refahlarını artırmak amacıyla kurulan Oviva, bireysel koçluk ve dijital platformunu birleştirmeyi başarıyor. Zürih merkezli şirket, İngiltere, Almanya, İsviçre ve Fransa dahil olmak üzere Avrupa genelinde faaliyetlerini sürdürüyor.

Yalnızca sertifikalı diyetisyenleri bünyesinde barındıran şirket, bugüne kadar 200.000’den fazla kişiye yeme alışkanlıklarıyla ilgili zorluklarda yardımcı oldu. Oviva ayrıca, sağlık kuruluşları, sigortacılar ve hekimlerle 5.000’den fazla ortaklık kurduğunu belirtiyor. Girişim, yalnızca Avrupa’da 300 milyondan fazla insanın diyet alışkanlıklarıyla tetiklenen sağlık sorunları olduğunu vurguladı.

Bugüne kadar 200.000 kişiye ulaşan şirket, yeni sermayeyi dijital bir sağlık platformu kullanabilecek milyonlarca insana ulaşabilmek ve Avrupa’daki pazar lideri konumunu güçlendirmek için kullanmayı planlıyor. Oviva ayrıca, 2022’nin sonuna kadar ekibini 800 çalışana çıkararak teknolojisini büyütmeyi ve daha geniş bir insan kitlesi için daha erişilebilir hale gelmeyi hedefliyor.

Oviva’nın CEO’su ve kurucu ortağı Eberhardt Kai, “Bir yandan, mevcut çalışanların daha fazla sorumluluk üstlenmesini sağlamak istiyoruz. Öte yandan, mevcut ve yeni hastalarımızın daha iyi sağlık ve esenlik elde etmelerine yardımcı olma yolculuğumuzda bize katılacak yeni yetenekler arıyoruz” açıklamasında bulunarak ekibi büyütmeye hazır olduklarına dikkat çekti.

Sofina CEO’su Harold Boël, Oviva’da büyük bir potansiyel gördüklerini ve dijital çözümlerin uygulanmasıyla önemli sağlık sorunlarının nasıl ele alınabileceğinin bir örneği olduğunu düşündüklerini söyledi.

Gurme yemek sipariş uygulaması Fuudy, 7.1 milyon dolar değerleme üzerinden 1.1 milyon dolar tohum yatırım aldı

Yemek siparişi için lüks bir alternatif olma hedefiyle yola çıkan yerli girişim Fuudy, yeni yatırım fırsatları ve yeni projelerle şirketin büyümesi ve gelişimi için çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyor.

Bu yatırım haberi bizim yayına bugün “yani geç” gönderildiği için ancak yayına alabiliyoruz. Umarız girişimin bundan sonraki haberlerini anında ulaştırabiliriz.

Tohum yatırım turunu 7.1 milyon doalr değerleme üzerinden 1.1 milyon dolar yatırım alarak tamamlayan Fuudy’nin yatırımcıları arasında fintech sektörünün bilinen isimlerinden Barbaros Özbuğutu, lüks moda sektörünün köklü markasının temsilcilerinden Can Hakko, yatırım sektörünün tanınan isimlerinden Actera Grup ortaklarından Yağız Çekin ve teknoloji yatırımının etkin isimlerinden Mehmet Kösem gibi sektörün önde gelenleri yer alıyor.

Yeme içme dünyasının tanınmış isimlerinden, Lucca ve Cantinery markalarının kurucusu Cem Mirap ve e-ticaret sektöründen İlker Baydar’ın güçlerini birleştirmesiyle ortaya çıkan Fuudy, teknoloji, lojistik ve yazılım alanlarında yapacağı iyileştirmelerle müşterilerine en iyi deneyimi sunmayı planlıyor. Şirket aynı zamanda misyonlarından biri olan sürdürülebilirlik alanında da yatırım yapacak.

Kısa süre içerisinde sadece restoranlardan eve iyi yemek servisi sunmanın ötesinde, Fuudy gurme ürünlerini de müşterilerine İstanbul, İzmir ve bu sene faaliyete geçen Bodrum’da ulaştırıyor. Alınan yatırım ile farklı farklı lokasyonlarda da yer almayı planlıyor.