Ana Sayfa Blog Sayfa 509

Gülsüm Çıracı, Pitchbook’un takip edilmesi gereken 64 kadın kurucu ve yatırımcı listesinde yer aldı

Geçtiğimiz Mart ayında 10 milyon dolarlık fonunu duyuran Startupfon’un kurucusu Gülsüm Çıracı, Pitchbook tarafından “Takip Edilmesi Gereken 64 Kadın Kurucu ve Yatırımcı” listesinde yer aldı.

Dünyaca ünlü risk sermayesi, özel sermaye ve M&A işlemleri dahil olmak üzere özel sermaye piyasalarını kapsayan veri ve araştırma şirketi olan Pitchbook, yazısında; 2021 yılının ilk yarısında ABD merkezli ve kadın kuruculara sahip startupların VC’lerden 2 milyar dolar topladığı bilgisini paylaştı.

Her ne kadar ABD’de durum bu olsa da özellikle Avrupa’da erkek ortak kurucu olmadan kadınlar tarafından yönetilen işlere sağlanan yatırımların son üç yılın en düşük seviyelerini gördüğünü vurguladı. Pitchbook, girişim ekosistemine ölçeklenebilir fikirler, ürünler sunan, yeni nesil kurucuları ve dünyayı şekillendirecek çözümlere fon sağlayan yatırımcı, yılların ve hatta on yılların deneyime sahip 64 takip edilmesi gereken kadın kurucu ve yatırımcıları öne çıkaran bir liste hazırlayarak onları kutladı.

Özellikle kadın yatırımcılar ve kurucuların oranının VC’lerde de artmasının girişim ekosistemine eşitliği de beraberinde getirdiğini ifade eden Pitchbook, 500 Startups Kurucu Partner ve CEO’su Christine Tsai, ve KFond’un partneri Carina Szpilka gibi global girişim ekosistemin tanınan isimlerinin bulunduğu listede Türkiye’den Gülsüm Çıracı’ya yer verdi.

Pitchbook; listeye dahil olan kişileri seçerken, pitcbook tarafından takip edilen 5 geniş endüstri dikeyinden biri veya girişimcilik, yatırım, teknolojide kadınlar ve/veya kadınlar için savunuculuk ve yatırımda yeterince temsil edilmeyen gruplar ile ilgili konular da dahil olmak üzere dijital alanlarda görünürlüklerini ve bulundukları coğrafyaları dikkate aldı.

Dünya çapındaki kadın yatırımcıların ve VC kurucularının yanı sıra, tarımdan taşımacılığa sağlık teknolojilerinden sürdürülebilir şehir projelerine kadar çeşitli sektörlerden kadın kurucuları listesinde öne çıkardı.

Pitchbook bu seçimle ilgili:

“Burada vurgulanan 64 kişi de dahil olmak üzere kadın kurucular ve yatırımcılar, yaratıcı ve yenilikçi kişilerdir. Yoldaki tüm engellere rağmen, topluluklarımızı ve dünyayı şekillendiren çözümleri inşa ediyorlar.”

Sanofi PharmUp’ın ikinci dönemini başarıyla tamamlayan girişimler: Oruba, Gene2info, Avokadio

Türkiye’de sağlık alanında yenilikçi çözümler geliştirmek üzere hayata geçen Sanofi’nin Girişimcilik Programı PharmUp‘ın ikinci dönemi girişimcilik alanındaki en köklü kurumlarından Endeavor’ın iş birliğinde gerçekleşti.

Programın yeni döneminde jüri üyeleri tarafından en çok beğenilen girişimler, 30 Eylül’de düzenenlen Demo Day’de açıklandı.

Bu yılki konu başlıkları; Akıllı Sağlık Cihazları ve Diagnostik Çözümler (giyilebilir teknolojiler ve hızlı test araçları), Medikal Eğitim ve İletişim Araçları, Sağlıklı Yaşam Çözümleri, Dijital Sağlık ve Teletıp, Veri Yönetimi ve Analitiği, Kurumsal Dijital Dönüşüm olarak belirlenen PharmUp’ta, altı girişimci programa katılmaya hak kazanmış ve mentörlük desteği ile eğitimler içeren 3 aylık bir hızlandırma döneminine katılmışlardı.

Birinci olan girişin: Oruba

Bu dönem sonunda ürünlerini olgunlaştırma şansı bulan girişimlerden Oruba; TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Erhan Akdoğan, Sanofi Türkiye, Afrika ve Orta Doğu Başkanı Cem Öztürk, Endeavor Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Cansen Başaran, Endeavor Türkiye Genel Sekreteri Aslı Kurul Türkmen ve Start-up Mentörü/Danışmanı Ozan Sönmez tarafından oluşan jüri üyelerinin değerlendirmeleri sonucunda PharmUp’ın ikinci dönem birincisi oldu.

Jüri üyeleri oyları ile Gene2info’yu programın ikincisi ve Avokadio’yu ise üçüncüsü olarak duyurdu.

Sanofi Türkiye, Afrika ve Orta Doğu Başkanı Cem Öztürk, “64 yıldır Türkiye’nin sağlıklı geleceği için çalışan ve inovasyona büyük önem veren yenilikçi bir ilaç şirketi olarak sektörümüzü daha ileriye taşıma potansiyeline sahip girişimlere katkı sağlamayı çok önemsiyoruz. Bu doğrultuda başlattığımız girişimcilik programımız PharmUp’ın bu yıl ikinci dönemini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz.” dedi.

Endeavor Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kurttepeli ise “Endeavor olarak her sektörden girişimciye destek sağlıyoruz. Hele ki içinde bulunduğumuz dönemde, özellikle sağlık sektöründe fark yaratan girişimcilerin önlerinin açılması ve yanlarında destek hissetmeleri son derece önemli. Öte yandan ekosistemde girişimci merkezli, iş birliğini ve etki yaratmayı hedef alan çalışmalar yürütmek bizim her zaman önceliğimiz oldu. Bu noktada Sanofi gibi ortak hedefler paylaştığımız bir partnerle yol almak bizim için büyük bir şans ve çok güzel bir deneyim. PharmUp bu sene sona erse de girişimcilerle çıktığımız yol uzun ve heyecanlı bir süreç, onlara desteğimiz her zaman devam ediyor. Bize program boyunca destek sağlayan mentor ve partnerlerimize teşekkür ediyor ve Demo Day’de seçilen girişimcilerin başarılarını kutluyorum. Ayrıca programa başvuran ve seçilen tüm girişimcileri de tüm gayretleri için, kısacası girişimci olmayı seçtikleri için kutlamak istiyorum.” dedi

Mobilite teknolojilere odaklanan Delphi Technologies, NEXUS Automotive International ve Mobilion Ventures’a yatırım yaptı

BorgWarner çatısı altında otomotiv ekipmanları konusunda geleceğe yönelik çözümler geliştiren Delphi Technologies, akıllı mobilite teknolojileri konusunda girişimleri destekliyor.

Delphi Technologies son olarak NEXUS Automotive International ve Mobilion Ventures isimli girişimlere önemli bir yatırım gerçekleştirdi. Mobilion adındaki girişim sermayesi fonuna yapılan 3 yıllık yatırımla birlikte Delphi Technologies; ileri kontrol ve güvenlik sistemleri, filo yönetimi ve navigasyonu, elektrikli araç çözümleri ve iletişim & bağlantı sistemlerinin dahil olduğu alanlara önemli bir erişim imkanı sağlıyor.

Bu alanlardaki satış sonrası ürün ve hizmetler, araçlar ve eğitim gibi konularda avantaj sağlayacak olan Delphi Technologies, uluslararası rekabette de etkinliğini daha da artırmış oluyor. Ayrıca kendi alanında ilk örnek olan bu girişimin, yeni ürün ve hizmetlerin piyasaya sunulma süresini yüzde 60’a varan oranda hızlandırması bekleniyor. Böylece küresel çaptaki CASE taleplerine ve sürdürülebilirlik girişimlerine hızlı şekilde cevap verilmesi gereken bir piyasada, fark yaratılması amaçlanıyor.

Mobilite piyasasında güçlü rekabet ve yeni fırsatlar

Mobilion Ventures girişimi, hız ve çevikliği sayesinde standart olan 5-6 yıllık gelişim sürecini 2 veya 3 yıla indirebiliyor. Bu avantaj da Delphi Technologies’e portföyünü çeşitlendirme fırsatı ve müşterilerine hızla değişen mobilite piyasasında önemli bir rekabet gücü veriyor. Konuyu değerlendiren Delphi Technologies Satış Sonrası, Küresel Pazarlama, Ürün ve Strateji Başkan Yardımcısı Neil Fryer, “Bağlantı, otonomi, paylaşım ve elektrifikasyon (CASE) olmak üzere 4 temel bağlantı alanındaki akıllı mobilite, dünyamızı zaten daha iyiye doğru değiştiriyor. Bu fon, en son teknolojileri kullanan en yeni fikirlere hızla erişerek bu fikirlerin geliştirilmesi ve piyasaya sunulması sırasında etkiye sahip olmamızı sağlayacağından dolayı, bu heyecan verici gelişmelerde hep lider olacağız” şeklinde konuştu.

Delphi Technologies’in yatırım yapılacak en iyi girişimleri seçme konusunda stratejik bir bakış açısı ortaya koyduğunu belirten Mobilion Ventures Kurucu ve Yönetici Ortaği Avi Feldman ise; “Delphi Technologies fon ortaklarımızdan biri olduğu için şanslıyız çünkü bu, bize pazarda benzersiz avantajlar sağlıyor. Böylece yatırımı yapmadan önce geliştirilmesi gereken alanları netleştirebiliyor ve en iyi teknolojilerle ve yeniliklerle sonuçlanacak doğru piyasa yaklaşımı konusunda ortaklarımızla plan yapabiliyoruz” ifadelerini kullandı. Fryer açıklamalarını “Akıllı mobilite segmentine yaptığımız bu yatırım, önemli bir girişim ve bu sayede çığır açan satış sonrası çözümlerde lider pozisyonumuzu koruyoruz. Hükümetler ve otomotiv şirketleri daha verimli ve sürdürülebilir mobilite için stratejiler uygularken fon da inovasyonu artıracak yeni teknolojileri önemli orada daha fazla kullanmamızı sağlayacak. Bu da müşterilerimiz için çok sayıda ticari fırsata dönüşerek, onlara gelecekteki gelir fırsatlarını maksimum seviyeye çıkaracak satış sonrası ürünler ve hizmetler sunmamızı sağlayacak” sözleriyle noktaladı.

Workup Girişimcilik Programı 8. dönem demo day

İş Bankası’nın girişim hızlandırma programı Workup Girişimcilik Programı‘nın 8. dönemine seçilen girişimler, bugün gerçekleştirilen demo day ile mezun oluyor.

Bangalore merkezli e-ticaret şirketi Meesho, 570 milyon dolar yatırım alarak 4.9 milyar dolar değerlemeye ulaştı

Bangalore merkezli Meesho, perşembe günü duyurduğu F Serisi ile Hintli girişimlerin son aylarda artan başarılarının bir örneği olmayı başardı. Şirket, son finansman turunda birçok yüksek profilli yatırımcının desteğiyle 570 milyon dolar yatırım alarak değerlemesini 4.9 milyar dolara çıkardığını duyurdu.

Nisan ayında 300 milyon dolarlık E Serisinin ardından 2,1 milyar dolar değerlemeye ulaştığını söyleyen şirket, altı aydan kısa bir süre içinde değerlemesini neredeyse üç katına çıkardı. Fidelity ve B Capital Group tarafından yönetilen F Serisi finansman turunda Prosus Ventures, SoftBank Vision Fund 2, Facebook ve Good Capital gibi isimler de karşımıza çıkıyor.

2015 yılında iki mühendis olan Vidit Aatrey (CEO) ve Sanjeev Barnwal (CTO) tarafından kurulan girişim, üretici, distribütör ve bayiler gibi tedarikçileri WhatsApp, Facebook ve Instagram gibi sosyal medya platformlarında müşterilerle buluşturan üç taraflı bir pazaryeri işletiyor. Bayiler, tedarikçilerden listelenen ürünleri satın alabiliyor ve müşterilere sattıklarında her işlemden komisyon alarak gelir elde edebiliyorlar. Meesho, şu anda Hindistan’ın e-ticaret devlerinden olan Flipkart ve Amazon Hindistan ile rekabet ediyor.

Nisan ayı itibariyle 13 milyon girişimci ve 100.000’den fazla tedarikçinin Meesho’yu kullandığını söyleyen şirket, yeni finansmanın ardından yeni rakamları paylaşmayı reddetti. Bugün 750’den fazla çalışana sahip olan Meesho, moda, yaşam tarzı, kişisel bakım, elektronik ve aksesuar ve otomotiv dahil olmak üzere her kategoride hizmet veriyor.

Şirket, bu yılın başlarında market kategorisine genişlemiş ve bu alanda da önemli bir büyüme sağlamıştı. Yeni sermayeyi kısmen araştırma ve geliştirme çabalarını genişletmek için dağıtmayı planladığını söyleyen girişim, önümüzdeki 18 ay içinde ekibini üç katına çıkarmayı ve yıl sonuna kadar 100 milyon işlem yapan kullanıcıya ulaşmayı da hedefliyor.

San Francisco merkezli Sisu Data, 62 milyon dolar yatırım aldı

İşletmelerin daha iyi kararlar almasına yardımcı olmayı amaçlayan Sisu Data, Green Bay Ventures liderliğindeki C Serisi finansman turunda 62 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu.

Andreessen Horowitz ve NEA finansman turunda karşımıza çıkan mevcut yatırımcılar olurken, yeni yatırımcı Geodesic Capital de tura katılım sağladı. Finansmanın, San Francisco merkezli girişimin 2018 yılındaki başlangıcından bu yana aldığı yatırımı toplamda 128 milyon doların üzerine çıkardığı biliniyor, ancak şirket şu anki değerlemesine dair bir açıklama yapmayı reddetti.

İşletmelerin “mümkün olan en iyi kararları alabilmesi” için dünyadaki verileri operasyonel hale getirmek misyonuyla eski bir Stanford Üniversitesi profesörü olan Peter Bailis tarafından kuruldu. Bailis yatırım haberinin ardından yaptığı açıklamada, “Bugün, işletmelerin çok büyük miktarda karmaşık verisi var, ancak bunları analiz etmek için yeterli zaman, insan veya doğru araçlar yok. Sisu’nun çözmeye çalıştığı büyük sorun tam olarak bu” sözlerine yer verdi.

Gelirini üç kattan fazla artırdığını söyleyen üç yaşındaki girişim, Mastercard, Samsung, Wayfair, Autodesk, Upwork ve Gusto gibi isimlerin de aralarında bulunduğu çok çeşitli sektörden müşterilere hizmet veriyor. Şirket, geçtiğimiz sene çalışan sayısını da iki katına katlayarak şu anda 65 kişilik bir ekibe sahip olduğunu belirtiyor.

Sisu’nun gerçek zamanlı teknolojisi analistlere ve iş liderlerine, yalnızca işlerinde neler olduğunu değil, bunun neden olduğunu ve hangi eylemlerin gerçekleştirileceğini anlamalarına yardımcı olmak için bulut verilerini analiz etmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor.

Green Bay Ventures eş genel müdürü Anthony Schiller, Sisu Data teknolojisi sayesinde şirketlerin “operasyonlarını, karlılığını ve iş başarısını iyileştirmede en iyi kararları vermeleri için” ihtiyaç duydukları içgörülerle donatıldığını belirtiyor.

Madrid merkezli gıda teknolojisi şirketi Katoo, 6.2 milyon euro yatırım aldı

Gıda tedarik endüstrisinde restoranlar ve tedarikçiler arasındaki iletişimi kolaylaştırmayı amaçlayan Madrid merkezli gıda teknolojisi şirketi Katoo, 6.2 milyon euro yatırım aldığını duyurdu.

İspanyol merkezli yatırımcı K Fund tarafından yönetilen finansman turuna Expa, FJ Labs, Soma Capital, VC Shilling Founders Fund ve mevcut yatırımcılardan GFC ve Otium Capital da katıldı. Glovo kurucu ortağı Sacha Michaud, Tiller kurucu ortağı Dimitri Farber ve TheFork kurucu ortağı Marcos Alves Cardoso da girişime destek veren isimler arasında yer aldı.

GFC ve Otium Capital liderliğindeki 3 milyon euro değerindeki bir turdan sadece 10 ay sonra gerçekleşen bu yeni finansman turu, Katoo’nun ürünlerini geliştirmeye devam etmesine, Portekiz pazarında da faaliyetlerine başlamasına ve Latin Amerika bölgesindeki genişlemesini hazırlamasına yardımcı olması için kullanılacak. Girişim ayrıca, tedarikçiler için manuel veri girişini ortadan kaldırmayı ve finansal ürünlerle nakit akışı sorunlarını çözmeyi planlıyor.

Son 9 ay içinde sipariş sayısının 8 kat arttığını söyleyen girişim, İtalya ve İspanya’da uygulama aracılığıyla yıllık yaklaşık 190 milyon euro işlem gerçekleştiriyor.

Katoo’nun kurucu ortağı ve CEO’su Diogo Cunha, “Restoranlar ve tedarikçiler arasındaki iletişimi kolaylaştırmak için Katoo’yu başlattık. Pandemi dönemi boyunca, araçlarımızın denklemin her iki tarafı arasındaki ilişkiyi daha az hata ve çok daha fazla verimlilikle daha hızlı hale getirdiğini kanıtladık. Şimdi onlara yardım etmeye devam etmeye, basitleştirilmiş ve merkezi ödemeler, ödeme mutabakatı ve finansman gibi finansal hizmetler sunmaya odaklanmış durumdayız” dedi.

K Fund ortağı Sergio Alvarez Leiva finansman haberinin ardından yaptığı açıklamasında “Katoo’nun Güney Avrupa’daki liderlik pozisyonunu pekiştirmek ve Latin Amerika’da daha da çoğaltmak için doğru yolda olduğundan eminiz” sözlerine yer verdi.

Yemeksepeti, genişlettiği hizmet yelpazesi kapsamında logosunu ve tasarımını yeniledi

20 yıl önce restoranları dijitalleştirerek başlattığı ekosisteme sanal marketlerinin ardından mahalle esnafını da dahil ederek büyüyecek Yemeksepeti, yeni “Aklındaysa Kapında” sloganıyla marka kounmlandırmasını yeniledi.

Yenilenen logo ve tasarım, Yemeksepeti’nin hizmet kapsamıyla birlikte dinamik bakış açısını da yansıtıyor.

Türkiye’nin hızlı ticaret platformu Yemeksepeti, 20 yıl önce zamanının çok ötesinde bir vizyonla restoranları dijitalleştirerek başladığı hizmet yolculuğunda ekosistemin ihtiyaçlarına göre değişmeye ve dönüşmeye devam ediyor. Tecrübesi, teknolojik gücü, geniş ve nitelikli operasyonel ağı ile Yemeksepeti, “Aklındaysa Kapında” diyerek, kullanıcılarının istedikleri her ürünü hızlı, güvenilir ve pratik şekilde dakikalar içinde kapısına ulaştırıyor.

Yenilenen marka konumlaması dahilinde Yemeksepeti ve alt markalarının logoları da bu dönüşümü yansıtacak şekilde yenilendi. Yemeksepeti’nin yemek siparişinden çok daha fazlası olduğunu vurgulayan marka, bundan böyle Nar Çiçeği rengini kullanarak, tüm hizmetlerin aynı çatı altında Yemeksepeti güvencesiyle sunulduğuna işaret ediyor.

Yeni kurumsal kimlik için seçilen narçiçeği rengi şirketin dinamizmini, canlılığını ve enerjikliğini sembolize ederken, müjdelerle dolu parlak bir geleceğe ve bolluğu simgeleyen, üretken bir döneme işaret ediyor.

Şirketlerin uzaktan işe alım süreçlerini şekillendiren Andela, 200 milyon dolar yatırım aldı

Teknoloji şirketlerinin uzaktan mühendislik ekipleri oluşturmalarına yardımcı olan Nijeryalı girişim Andela, Softbank Vision Fund 2 liderliğindeki E Serisi finansman turunda 200 milyon dolar yatırım alarak 1,5 milyar dolar değerlemeye ulaştığını duyurdu.

Şirketin yeni yatırımcısı olan Whale Rock ve mevcut yatırımcılardan Generation Investment Management, Chan Zuckerberg Initiative ve Spark Capital gibi isimler de tura katılım sağladı.

2014 yılında Nijerya’nın Lagos kentinde kurulan girişim, bugüne kadar 381 milyon dolar yatırım almış oldu. Andela’nın CEO’su Jeremy Johnson yaptığı yazılı açıklamada, girişimin ilk günlerinden itibaren uzaktan çalışma planının mühendislik alanında bilinen ancak sık uygulanmayan bir değişim olduğuna dikkat çekti. Şirketlerin küresel işe alım sürecini tercih etmesi beraberinde 10 kat fazla iş başvurusu getirdiğinden şirketler için aday değerlendirmesi yapmak, işe alım sürecini ve sonrasındaki küresel uyumluluk süreçlerini yönetmek zorlu olabiliyor.

2021 yılında dünyanın her yerinden çalışma arkadaşları edinmenin iyi bir fikir olduğunu belirten Johnson, şirketlerin bu süreci tek başına yönetmekte zorlandıklarına da dikkat çekti. Andela ise bu noktada devreye girerek firmaların dünyanın en iyi yeteneklerini keşfetmelerine yardımcı oluyor ve işe alma süreçlerini yeniden şekillendiriyor.

6 kıta ve 80’den fazla ülkeyi kapsayan bir mühendislik ağına sahip olduğunu söyleyen Andela, platformu aracılığıyla binlerce mühendisi Github, Cloudflare ve ViacomCBS gibi önde gelen teknoloji şirketlerine yerleştirdiğini belirtiyor.

Geçen yıl pandemi sırasında bölgesel bir genişlemenin ardından bu yılın başlarında da küresel bir genişleme sağlayan şirket, gelecekte küresel işe alım modelinin varsayılan pozisyon olacağını iddia ediyor ve bunun şirketlerin bugün yerel olarak işe alım yapmasından daha hızlı, daha kolay ve daha etkili olacağını vurguluyor.

Getir’in hizmet verdiği yedinci ülke İtalya oldu

Dünyada bir ilki 2015 yılında Türkiye’de başlatarak ortalama 10 dakikada market ürünlerini kullanıcılarla buluşturan Getir, hizmet verdiği ülkelere Avrupa’nın en büyük şehirlerini eklemeye devam ederek İtalya operasyonunu başlattı.

Geçtiğimiz haftalarda Barselona ve Madrid’de hizmete başlayan Getir, şimdi de Milano sokaklarını Getir moru ile renklendiriyor.

Kurulduğu ilk günden itibaren global bir marka olma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Getir, sadece bu yıl 1 milyar dolara yakın yatırım alarak 7,5 milyar doların üzerinde değerlemeye ulaştı. İtalya ile hizmet verdiği ülke sayısını 7’ye çıkaran Getir, Milano’nun ardından İtalya’da yeni şehirlere yayılmayı planlıyor.

Kısa bir süre içinde Portekiz pazarına ve yıl sonuna kadar da ABD pazarına girmeye hazırlanan Getir böylece Türkiye’ye ek olarak 1 yıl içinde 8 yabancı ülkede faaliyete geçmiş olacak.