Ana Sayfa Blog Sayfa 474

Dublin merkezli spor teknolojisi şirketi Kitman Labs, 52 milyon dolar yatırım aldı

Dublin merkezli spor teknolojisi ve analitik şirketi Kitman Labs, Guggenheim Investments tarafından yönetilen C Serisi finansman turunda 52 milyon dolar yatırım aldığını paylaştı.

Kitman Labs, seçkin spor kuruluşlarının verileri nasıl kullandığı ve işlettiği konusunda yeni bir endüstri standardı belirleyen spor teknolojisi ve analitik girişimidir. 2012 yılında kurulan şirket, organizasyonların, yetenek stratejileri, performans, sağlık, güvenlik ve gelişimi ile ilgili kararlara rehberlik eden gelişmiş analitik ile elde edilen verileri eyleme dönüştürülebilir, takıma özel içgörülere dönüştürmesine olanak tanıyan spor için bir işletim sistemi yarattı.

Eski yazılımlar, izleyiciler ve giyilebilir cihazlar arasındaki boşluğu doldurarak, bunları tek bir merkezi platformda birleştiren girişim, takımlar için sahada ve saha dışında performansı artıran gerçek zamanlı içgörüler oluşturuyor. Kişisel koçluk, tıp, spor ve veri bilimi alanlarında deneyime sahip 50’den fazla Performans Uzmanı ile Kitman Labs, benzersiz uzmanlık ve destek sağlar. NFL, NHL, MLB, NCAA, İngiltere Premier Ligi, La Liga, Serie A Bundesliga, Pro14 ve Premiership Rugby dahil olmak üzere 700’den fazla seçkin takım, şirketin teknolojisini kullanıyor.

Kitman Labs’ın kurucusu ve CEO’su Stephen Smith, aynı blog yazısında yaptığı açıklamada, verileri, insanları ve süreçleri bir araya getirerek takımları spor performansı ve yetenek stratejisi paradigmasına hızla geçmeleri için güçlendirdiklerini söylüyor.

ABD, İrlanda, Birleşik Krallık, Orta Avrupa, Avustralya ve Japonya’da ofisleri bulunan Kitman Labs, küresel çalışan sayısında %56’lık bir büyümenin ardından, 125 kişilik ekibini 100 kişi büyüterek, şirketin büyüklüğünde %80’lik bir artış elde etti. Şirket, 2022’de odağını sporun ötesine, askeri ve devlet hizmeti kategorisini de içerecek şekilde genişletmeyi hedeflediğini açıkladı.

AloTech, Call Center Studio markasıyla yurt dışındaki üçüncü ofisini Romanya’da açtı

Türkiye’nin önde gelen bulut tabanlı çağrı merkezi platformlarından AloTech, Call Center Studio markasıyla yurt dışında sürdürdüğü çalışmalarına hız kazandırıyor.

Türkiye’nin yanı sıra 27 ülkede faaliyet gösteren AloTech geçtiğimiz Ağustos ayında aldığı üç milyon dolarlık yatırımın ardından global operasyonlarını daha da büyüteceğini açıklamıştı. Şirket bu kapsamda Romanya’da bir ofis açtı. AloTech’in ABD ve İngiltere’de de birer ofisi bulunuyor.

Cenk Soyak: “Avrupa’daki etkinliğimizi artırmayı hedefliyoruz”

Romanya ofisi hakkında bilgi veren AloTech Kurucu Ortağı Cenk Soyak, “AloTech olarak faaliyet gösterdiğimiz çağrı merkezi yazılım pazarı, dünya genelinde en hızlı büyüyen pazarlar arasında yer alıyor. Analistler 2025 yılında dünyadaki her beş çağrı merkezinden dördünün bulutta çalışacağını öngörüyor. Biz de AloTech olarak küresel oyuncuların hakim olduğu bu pazarda kendi geliştirdiğimiz yazılımımız ile rekabet ediyor, faaliyet gösterdiğimiz ülke sayısını ve pazar payımızı hızla artırıyoruz.

Bu kapsamda halihazırda çalışmalarımızı sürdürdüğümüz yüksek potansiyele sahip ülkelerde ve yeni girmeyi hedeflediğimiz pazarlarda ofis açarak, etki alanımızı genişletiyor, iletişim ağımızı güçlendiriyoruz. Geçmiş yıllarda ABD ve İngiltere’de açtığımız ofislerin bu anlamda ciddi faydasını gördük. Şimdi de aynı bakış açısıyla Romanya’da bir ofis açtık. Romanya, yazılım sektörünün hızla yükseldiği, potansiyeli olan bir ülke. Bu ofis bize hem yazılım alanında hem de Avrupa pazarında etkinliğimizi artırma konusunda büyük avantaj sağlayacak” dedi.

Mekan içi tarım teknolojisi girişimi IGS, 42.2 milyon sterlin yatırım aldığını duyurdu

İskoçya merkezli tarım teknolojisi işletmesi Intelligent Growth Solutions Ltd (IGS), 2021 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda yapılan açıklamada, 42.2 milyon sterlin değerindeki B Serisi finansman turunu duyurdu.

Şirket, yeni fonlama ile birlikte COFRA AG, Cleveland Avenue LLC ve DC Thomson dahil olmak üzere bir dizi yeni yatırımcı tarafından desteklendi. Bugüne kadar toplamda 56 milyon sterlin yatırım alan şirket, teknik gelişmelerini ve uluslararası genişleme planlarını daha da ileriye taşımak için yeni sermayeyi kullanmayı planladığını paylaştı.

2013 yılında kurulan IGS, İskoçya’da tasarlanmış ve dünya çapındaki yerel yetiştiricilere teslim edilen birinci sınıf kapalı tarım teknolojisi üretiyor. Şirket, çiftçilerin çok sayıda farklı ürünü yetiştirmek için mükemmel bir şekilde tasarlanmış mikro iklimler yaratabilmelerini sağlıyor. Kapalı ve dikey çiftliklere odaklanan girişim, çiftçi ve yetiştiricilere, ilaç endüstrisi ve koku üreticilerine çok çeşitli teknik çözümler sunuyor. Örneğin, çiftçiler, talepteki değişiklikleri karşılamak için mahsullerin büyümesini hızlandırıp veya yavaşlatabiliyorlar. Buna ek olarak, kapalı tarım teknolojisinin kullanıldığı IGS çiftliklerinde su sürekli olarak dönüştürülür.

Girişim, dünya çapında dört kıtadan müşterilerle çalışıyor ve satışlarında son 12 ayda dört katına çıkan bir büyüme gördüğünü belirtiyor. IGS, bir dizi yenilik ve tarım teknolojisi aracılığıyla gıda yetiştiricilerine, yetiştirme koşulları üzerinde tam kontrole sahip olma yeteneği sağlarken, her bir mahsulün etkisini minimum ayak izi ile en üst düzeye çıkarmayı hedeflediğini söylüyor.

İskoçya’nın Başbakanı Nicola Sturgeon, konferansta yaptığı açıklamada, “Arkasında harika bir ekip ve Scottish Enterprise’ın desteğiyle IGS hızla büyüyor ve şu anda yaklaşık 150 çalışanı var. Bu yatırım, küresel büyümenin bir sonraki aşamasını mümkün kılacaktır” sözlerine yer verdi.

Barbaros Özbuğutu ile 1 milyar dolar değerlemeye giden iyzico’nun bugünü ve yarını

Türk girişimciler tarafından hayata geçirilen ve geçtiğimiz zaman içerisinde PayU tarafından azınlık hisselerinin satın alındığı yerli fintech iyzico’nun yeni ofisini ve exit sonrasında sürecini kuruculardan Barbaros Özbuğutu anlattı.

Barbaros, şuanki verileri doğrultusunda iyzico’nun bir unicorn olduğunu ancak henüz resmi hesaplanmış bir değerleme olmadığını dile getirdi. Ayrıca Türk kurucuların hisselerinin halen çoğunlukta olduğunu da söyledi.

Oyun girişimlerine kullanıcı edinimi için mobil geliştirme çözümleri sunan şirket: SocialPeta

Dünya çapında mobil oyun sektörü, günlük aktif kullanıcı sayısında ve elde edilen gelirlerde önemli bir artış gördü. Birçok rapor, bu sektörün önümüzdeki yıllarda büyümeye devam edeceğini tahmin ediyor.

Buna yanıt olarak, birçok şirket hızla değişen bu sektörde ayakta kalabilmek için değer katmanın yaratıcı yollarını arıyor. Mobil geliştirme şirketlerinin, doğru pazarlama kararlarını vermek için küresel işletmelerin düzenine ilişkin bir içgörüye sahip olması çok önemli hale geldi. İşte burada SocialPeta devreye giriyor, bu pazarlama zekası platformu, mobil geliştirme şirketleri de dahil olmak üzere birçok sektör için değerli olan devasa bir reklam veri tabanı ve araçlar sunuyor.

SocialPeta, Mobil Geliştiriciler ve Yayıncılar için Küresel Reklamcılık Zekası Sağlıyor

SocialPeta, uygulama zekası analitiği, reklam analizi, maliyet analizi ve işletmelerin satışlarını artırmalarına yardımcı olan daha birçok araç gibi analiz bilgileri sunan güçlü bir reklam zekası platformudur. Bu platform aynı zamanda farklı oyun şirketleriyle de ortaklık kurdu ve işini küresel olarak genişletmeye devam edtmekte. SocialPeta’nın ortaklık kurduğu şirketlerden bazıları şunlardır:

  • VNGGames (Vietnam)

VNGGames, geçtiğimiz aralık ayından bu yana reklam pazarlamasında SocialPeta ile işbirliği yapıyor. Platformdan gelen reklam öğeleri ve pazarlama ilhamıyla VNGGames, oyun yayınlama sürecini küresel olarak hızlandırmayı başardı. Geri bildirimlerine göre, iki ana özellik olan Reklam Yaratıcıları ve Maliyet İstihbaratı, oyun içi reklamcılıkta yaygın olarak kullanılmaktadır. İlk başta, reklam öğelerinden ilham almak için büyük veritabanını kontrol edebilirler. Ayrıca bir kampanya ayarlaması yapmak için rakiplerinin reklam performansını gözetleyerek yüksek kaliteli reklam öğeleri bulma konusunda zaman kazanabilirler. Reklam Maliyet Zekası özelliği ile firmalar reklam sektöründeki ortalama maliyet endeksini doğrudan kontrol edebilir ve izleyici tercihlerini anlayabilir, ardından maliyet kontrolünde onlara yardımcı olabilir.

  • Vasundhara Infotech (Hindistan)

Vasundhara Infotech, müşteriler için BT hizmetleri ve ürünleri sağlayan Hindistan merkezli bir iş ve teknoloji şirketidir. Hizmetlerinden bazıları web geliştirme, yazılım geliştirme, mobil uygulama ve oyun geliştirmeyi içerir.

Birçok şirketin karşılaştığı en büyük zorluk, reklamlarını doğru şekilde yönetmeye yardımcı olabilecek verilere ilişkin içgörü eksikliğidir. SocialPeta, Infotech’in yalnızca çalışma süresini kısaltmakla kalmayıp aynı zamanda büyümelerini ve gelirlerini artırmalarına yardımcı olan yeni trend yaratıcılar bulmasını kolaylaştırdı. Infotech’in CTO’su Somish, “Ürünü kullandıktan sonra kolayca yeni trend kreatifler bulabiliyoruz ve bu pazarda büyümemize yardımcı oluyor. Ayrıca diğer kreatiflere referans olarak bakarak fikir alıyoruz” dedi.

  • Gismart

Gismart, 800 milyondan fazla indirme ile mobil oyunların ve eğlence odaklı uygulamaların lider geliştiricisi ve yayıncısıdır. SocialPeta’nın tüm özellikleri arasında en çok Çin pazarıyla ilgilenien Gismart, SocialPeta ile Çin reklam kanallarında şu anda kimlerin yeni reklam kampanyaları yürüttüğünü, hangi reklam öğelerinin çalıştığını düzenli olarak kontrol ederek, hedef pazardaki reklam stratejilerini iyileştirebiliyor.

Gismart UA (User Acquisition) Müdürü Anastasia, mobil oyunların ve uygulamaların büyümesi için veriye dayalı analitiklerin çok önemli olduğunu söyledi. SocialPeta tarafından sağlanan reklam gösterimleri, trendler, popülerlik tahminleri ve diğer veriler, ekibe birçok yeni yaratıcı ilham ve trend zekası getirdi.

Yukarıdaki şirketler dışında, SocialPeta’nın küresel olarak Tencent Games, NetEase Games, SohaGame, AdSide Media, vb. gibi başka ortakları vardır. Özellikle, veriler çok değerli olduğundan, SocialPeta aktif olarak dünya çapındaki faaliyetlerini genişletiyor ve daha fazla global şirketle ortaklıklar kuruyor.

SocialPeta neler sunuyor?

  • Reklam Öğeleri

SocialPeta ile dünyanın en büyük reklam kitaplığına tek bir dokunuşla erişebilirsiniz. Burada, yalnızca gereksinimlerinizle ilgili anahtar kelimeyi arayarak rakiplerinizden reklam öğeleri fikirlerini kolayca bulabilirsiniz. Bu platform, aramanızı tercih ettiğiniz kategoriye, ülkeye, dile, ağa, formata, zamana ve işletim sistemine göre filtrelemenize olanak tanır. Ayrıca, aldıkları gösterimlere göre sıralanan trende uygun ve üst sıralarda yer alan reklam öğelerini de görebilirsiniz.

  • Reklamveren Analizi

SocialPeta’nın bir başka harika özelliği de reklamcılık trendlerinin derinlemesine analizidir. Bu araç, reklam teması, ayrıntılar ve metinler gibi öğelere odaklanarak reklamverenler üzerinde analiz yapar ve sonuçları ayrıntılı grafik temsillerle sunar. Bununla kullanıcılar, herhangi bir reklamverenin reklam stratejilerini ve performans zekasını kolayca kavrayabilir.

  • Rakipleri İzleme

SocialPeta’nın birçok yaratıcı aracı vardır ve reklam zekası verileri, rakiplerinin reklam performansını izlemeye ve analiz etmeye yardımcı olur. Yaratıcılık, lansmanlar, yayıncılar ve diğer şeyler açısından rakiplerinizin farklı yönlerini analiz etmeye yardımcı olan bir veritabanına sahiptirler. Bununla sektörünüzdeki liderlerin veya rakiplerin reklamlarını analiz edebilir ve izleyebilirsiniz, böylece reklam kalitenizi artırmanıza yardımcı olacak içgörüler elde edebilirsiniz. Sadece sektörün liderlerini bulun, reklam hedeflemeleriyle ne yaptıklarını görün ve stratejinize rehberlik etmesine izin verin.

  • Sonuç

Mobil ürünlerin başarısı, veri içgörülerinden ayrılamaz ve yalnızca pazar trendlerini ve rakip bilgilerini tam olarak kavrayarak öne çıkabilirsiniz. SocialPeta, 69’dan fazla yayın kanalından büyük miktarda veri toplayarak şirketlerin güçlü reklamcılık içgörüleri elde etmesini kolaylaştırır. Bu platform, veritabanını düzenli olarak geliştirir ve günceller, halihazırda ise günlük 1,2 milyon reklam verisi güncelleme kaydına sahiptir. Mobil geliştirme şirketleri, reklam zekası araçları ve reklam pazarlama verileriyle global çaptaki işlerini kolayca genişletebilir.

Sesli öğrenim platformu Omnicourse, 1 milyon dolar değerleme üzerinden Angel Effect’ten yatırım aldı

“Spotify of eLearning” önermesi ile ortaya çıkan Omnicourse, üyelerinin belli bir abonelik ücreti ile tüm kataloğa erişebildiği, uzmanların ise platforma yükledikleri öğrenim içerikleri sayesinde dinleme dakikaları üzerinden gelir kazandığı çift taraflı bir platform.

Omnicourse, 6 hafta gibi bir sürede MVP’sini hazırlayarak 8 Eylül’de Product Hunt’ta görücüye çıkmış, gün birincisi ve hafta ikincisi olmuştu.

Orkun Işıtmak‘tan erken aşama tohum yatırım

Bu başlangıçla birçok yatırım ağının dikkatini çeken Omnicourse, Product Hunt lansmanının hemen ardından, Türkiye’nin en tanınmış ve sevilen YouTuber’larından biri olan ve kendisi de girişimci olan Orkun Işıtmak‘tan erken aşama tohum yatırımı almıştı.

Bu erken tohum yatırımının ardından ekip kurma sürecine giren Omnicourse, son aylarda yatırım gruplarının üzerine en fazla konuştuğu girişimlerden biri haline geldi. Yatırım arama sürecinde, girişim henüz fikir aşamasındayken ilgisini gösteren ve süreçte Omnicourse’a düzenli destek olan Angel Effect, Omnicourse’a 1 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım yaptı.

Angel Effect Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Akar, Omnicourse yatırımı ile ilgili süreci ve fikirlerini şu şekilde özetledi: “Mevcut klasik çevrimiçi eğitim platformları video içeriklere odaklanıyor. Bu içerikler faydalı olsa da tüketimi zor ve tamamlanma oranları çok düşük. Sesli içerikler bu probleme iyi bir çözüm oluşturuyor. Omnicourse ekibinde, piyasadaki ihtiyacı doğru analiz edip bu ihtiyacı karşılayacak ürünü hızla gerçekleştirebilen bir bakış açısı gördük. İngilizce içeriklerle başlayarak globali hedeflemeleri ve kendilerini kategoriler konusunda sınırlamamaları da kararımızı belirleyen faktörler oldu.”

Angel Effect Genel Koordinatörü Sibel Eroğlu: “Yeni dünya ile birlikte öğreten profesyonellerin de devamlılık için kesinlikle öğretme modellerini değiştirmeleri gerekiyor. Omnicourse’un öğretim stratejilerinin dijital devrime uyum sağlaması, ilgi çekici ve etkileşimli tutmak için içeriklerine verdikleri önem, en önemlisi nerede olursan ol zamanına değer katacak bir uygulama olması bizi etkiledi diyebilirim.”

Çevrimiçi eğitim ile sesi buluşturuyor

Omnicourse’un değer önermesi, son yıllarda hızla büyüyen ve önümüzdeki on yılın dinamosu olarak görülen iki pazarı bir fikirde birleştirmesine dayanıyor.

2019’da 144 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan eLearning pazarının 2026’ya kadar 374 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu pazardaki bütün büyük oyuncuların odağında video eğitimler var. Öte yandan, podcast ve sesli kitap pazarlarındaki hızlı büyümeyle birlikte audio alanı da hem yeni platformlara, hem de Spotify, Facebook, Twitter gibi dev oyuncuların yatırımlarına sahne oluyor. Solo format podcast yayınlarında kişisel gelişim içeriklerinin oranı gün geçtikçe artıyor.

Bu tablodan hareket eden Omnicourse, eLearning pazarındaki mevcut platformların aksine sadece sesli eğitim içeriklerine odaklanıyor.

Neden sesli eğitim?

Facebook uygulamasından sorumlu Fidji Simo, Mayıs ayında audio yatırımlarını açıklarken “Konuşma ve ses, çevremizle iletişimin temel yapı taşları” demişti. Omnicourse ekibinin yaklaşımı da bu yönde: Mevcut sesli mecralarda oldukça başarılı içerikler olmasına rağmen, kişisel gelişim için eğitim amaçlı üretilmiş içeriklere ihtiyaç olduğunu belirtiyorlar.

Omnicourse kurucularından Muhammed Furkan Yılmaz ve Ali Kemal Şerbet, birlikte kurdukları şirketle 5 yıldır global pazara yazılım ve mobil uygulama ürünleri ürettiklerini ve burada gördükleri kullanıcı deneyimlerinden etkilendiklerini söylüyorlar.

Ali Kemal Şerbet, sesli içeriklere odaklanmalarının sebebini şöyle açıklıyor: “Günümüzde kişilerin kendilerini sürekli geliştirmesi zorunluluk haline geldi; fakat günlük hayatlarımız yoğun bir koşuşturma ile geçiyor. Dolayısıyla zamanı verimli kullanmak; yani sporda, yolda yahut evde iş yaparken faydalı içerikler dinleyebilmek bizce kritik bir fayda sağlıyor. Omnicourse yarattığı bu fayda ile kullanıcılarının hayatlarına dokunmayı hedefliyor.”

Furkan Yılmaz da Omnicourse’un işleyişiyle bu yaklaşımı tamamlıyor:
“Önemli olan, kullanıcının günlük koşuşturma içinde ihtiyaç duyduğu ve ilgilendiği eğitimlere ve öğrenim içeriklerine kolay ulaşabileceği bir sistem kurmak. Bunu sağlamak için arka planda detaylı bir tavsiye motoru çalıştırıyoruz. İdealimiz, kullanıcının arama yapmaya bile gerek görmeden aradığı konuyu bulup her ortamda rahatça dinleyebilmesi.”

İçeriğe odaklanan yaklaşım

Omnicourse’un kurucu ortağı ve CEO’su İsmail Postalcıoğlu dijital pazarlama kökenli. 2010’dan bu yana ajanslarda yerli ve global markaların içerik stratejileri üzerine çalışan Postalcıoğlu, ekibin iki ana performans göstergesini uygulama kalitesi ve içerik kalitesi olarak tanımlıyor:

“Kullanıcılara ihtiyaç duydukları kalitede eğitim ve öğrenim içeriği sağlamak için bu iki alanı da doğru yönetmemiz gerek. Amacımız, kullanıcıların uygulamaya girdiklerinde zaman kaybetmeden doğru içeriğe ulaşmaları. Uygulamanın yazılım ve UX açısından bunu sağlaması, kullanıcının da bu akışla ulaştığı içerikten tatmin olması gerekiyor. İkisi ancak birlikte olursa fayda yaratabilir.”

İçerik kalitesini arttırmak isteyen ekibin temel hedefi, bir uzmanlığı olan herkesin içerik üretebilmesini ve bundan pasif gelir elde etmesini sağlamak. “Give knowledge a voice” (“Bilgiye ses ver”) sloganıyla tespitlerini şöyle özetliyorlar: “Her tarz içeriğin bolca paylaşılabildiği bu ortamda, uzmanlığı paylaşmak bu kadar zor olmamalı.”

Şirketin kurucular dışında ilk tam zamanlı işe alımını ‘Creator Relations Manager’ pozisyonunda yapması da bu konuya verdikleri önemi gösteriyor.

Nasıl işliyor?

Omnicourse sistemi içinde iki tür içerik var: Birden fazla bölümden oluşan 40 ila 240 dakikalık dersler ve 5-15 dakika arasında tek bölümden oluşan, “learnbite” adındaki, bir kahve molasında dinlenebilecek kısa öğrenim içerikleri.

Kullanıcılar 7 günlük deneme süresi sonrasında aylık veya yıllık üyelikle uygulamadaki tüm içeriklere ulaşabiliyorlar. Omnicourse, üyeliklerden elde ettiği gelirin %40’ını içerik üreticilerine dinleme dakikalarına oranlı olarak dağıtıyor. İçerikler ekibin kontrolünden geçtikten sonra yayınlanıyor.

Şimdiye kadar, büyük çoğunluğu yurt dışından olmak üzere 200’den fazla “creator” başvurusu alan platform, yakın zamanda İngilizce içeriklerle yayına çıkmaya hazırlanıyor. Orta vadeli planlarında Creator App ve Recorder App planları var. Böylece bir telefona sahip olan her uzman/yaratıcı, tüm içerik üretimini ve yönetimini Omnicourse uygulama ekosisteminden yapabilecek.

Şirketlerin saatlik çalışanları işe almalarını kolaylaştıran Fountain, 85 milyon dolar yatırım aldı

İşletmelerin, dünyanın dört bir yanından saatlik çalışanları işe almalarına olanak tanıyan bir girişim olan Fountain, C Serisi finansman turunda 85 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu.

SoftBank Vision Fund 2 liderliğindeki Seri C yatırım turuna B Capital Group, Mirae Asset Venture Investment, Origin Ventures, Commerce Ventures, SemperVirens Venture Capital ve Uncork Capital gibi isimler de destek verdi. Şirket, bugüne kadar toplamda 119 milyon dolar yatırım almış oldu.

Saatlik çalışan işe alımları için hepsi bir arada başvuru takip platformu olan Fountain, yüksek hacimli işe alım ihtiyaçları olan işverenlere hızlı ve sorunsuz bir şekilde doğru adayları bulup işe almalarına yardımcı olarak küresel saatlik işgücü için fırsatlar yaratmayı hedefliyor. Şirket, birçok firmanın saatlik çalışan işe alma sürecinde zorlandığına dikkat çekiyor ve adayların başvuru ve sonrasındaki yolculuklarını mümkün olduğunca basitleştirip otomatikleştirerek doğru teknoloji ve ortaklıklar ile müşterilerinin yetenekli adayları işe almalarına yardımcı oluyor. Adaylar, Fountain platformu aracılığıyla istedikleri zaman, istedikleri yerde dakikalar içinde telefonlarından başvuru yapabiliyorlar.

Fountain, şu anda Deliveroo, AgileOne, Chipotle Mexican Grill, John Lewis & Partners ve Just Eat Takeaway dahil olmak üzere 250’den fazla müşteriye hizmet veriyor. Şirketin verilerine göre Fountain, şirketlerin yalnızca son 12 ayda 16 milyondan fazla başvuruyu işleme almasına ve 2021’de şu ana kadar 2 milyondan fazla kişinin işe alınmasına yardımcı oldu.

Fountain, yeni finansmanı işe alım platformunun inovasyonuna yatırım yapmaya devam etmenin yanı sıra satış ve mühendislik ekiplerini genişletmek için kullanmayı planladığını açıkladı. Şirket ayrıca, Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Asya’daki konumunu güçlendirmek için yeni sermayeden yararlanmayı bekliyor.

BELBİM ve Tmob iş birliği ile hayata geçirilen uygulama İstanbulkart Mobil yenilendi

Tmob | Thinks Mobility telekomünikasyon, perakende, e-ticaret, bankacılık ve havacılık sektörlerinde konusunda uzman, dinamik, genç ve sürekli büyüyen ekibiyle teknoloji alanında verdiği hizmetlerine yepyeni bir projeyle devam ediyor. Tmob, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin dijital toplu ulaşım ödeme sisteminin yenilenme yolculuğuna ortak olarak 12 yıldır kullandığı ve geliştirdiği ürünlerinden biri olan MFS Platformu (Mobile Financial Solutions) ile hayata geçirdikleri dijital cüzdanı İstanbul’un toplu ulaşımına da entegre etti.

Ulaşım ve yaşam kartı olarak hizmet veren İstanbulkart, mobil uygulaması olan İstanbulkart Mobil ile fiziksel kartın tüm yeteneklerini ve teknolojinin getirdiği avantajları dijitale taşıyan hizmetler sunuyor. Yeni İstanbulkart Mobil, kullanıcıların deneyim dünyasını değiştirmek ve aldıkları hizmet kalitesini artırmak amacıyla yepyeni tasarımı ve kullanıcı dostu arayüzü ile İstanbullularla buluşuyor.

IOS, Android ve diğer işletim sistemlerinde rahatça kullanılabilen yeni İstanbulkart Mobil, tüm indirim haklarını saklı tutarak sunduğu QR kodla ödeme özelliği sayesinde fiziksel karta olan bağımlılığı ortadan kaldırıyor. Yeni İstanbulkart Mobil’de bakiye yükleme, abonman yükleme, HES kodu eşleştirmesi daha kolay bir hale geliyor. IOS işletim sisteminde NFC entegrasyonuyla TL ve abonman talimatı tanımlama ve bakiye kontrolü işlemlerini mobil cihazlardan gerçekleştirme imkanı sunan İstanbulkart Mobil, kullanıcılarına özel kampanyalar ve indirim fırsatlarıyla da İstanbulluların hayatlarını kolaylaştırıyor. Yeni İstanbulkart Mobil’i yaklaşık 13 milyon İstanbullunun kullanması bekleniyor.

Tmob, benimsediği şirket kültürü ve yenilikçi vizyonu ile sorumlu bir işveren markası olarak hem çalışanları hem iş ortaklarına anlamlı bir etki oluşturabilecek güce sahip olduklarını tekrar hatırlatmayı amaçlıyor. Bu büyük proje ise dijitalleşmenin bir getirisi olarak iş kültürü ve davranış değişikliği ile işletmelerin sürdürülebilirlik gerekliliklerini yerine getirmesine çok büyük bir örnek olacak. Sektörde global bir çok marka ile gerçekleştirdikleri yenilikçi projeleriyle tanınmış olan Tmob, başarısı kanıtlanmış MFS projelerine BELBİM ile bir yenisini daha ekledi.

Rudi Dökmecioğlu: “Türkiye’nin en büyük hacimli dijital toplu ulaşım ödeme sistemini İstanbullular için yeniledik.”

Kullanıcı sayısı bakımından Türkiye’nin en büyük hacimli toplu ulaşım ödeme ve e-para cüzdan sisteminin dijitali İstanbulkart Mobil’in dünyanın en önemli metropollerinden biri olan İstanbul’u dijitalleşme ve yenilikçilik bakımından üst seviyeye taşıdığını söyleyen Tmob’un kurucusu ve CEO’su Rudi Dökmecioğlu “İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bu yenilikçi projesinin çözüm ortağı olmaktan ve İstanbulkart Mobil’in yenilenme yolculuğunda birlikte çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu çapta bir toplu taşımaya entegre dijital ödeme sistemi, projenin kapsamı, 8 ay gibi kısa bir sürede gerçekleşmesi ve diğer özellikleriyle dünyada örnek gösterilecek bir proje oldu. İstanbulkart Mobil’den 13 milyon İstanbullunun yararlanmasını hedefliyoruz. Diğer büyükşehir belediyelerinin de bu sistemi kendi şehirlerinde uygulamaya koyması için her türlü desteği vermeye hazırız.” dedi

Konuyla ilgili düşüncelerini dile getiren BELBİM AŞ Genel Müdürü Yücel Karadeniz:

“İstanbulkart’ı Şehir Yaşam Kartına dönüştürürken dijital inovasyonlarımızı da hızlandırdık”
“İstanbulkart’ı şehrin her noktasında kullanılabilen bir kart haline getirirken dijital inovasyonlarımızda hız kesmedik. İstanbulkart Mobil’in tasarımını ve arayüzünü daha kullanıcı dostu bir hale getirdik ve fonksiyonelliğini artırdık. Dijital kart özelliği sayesinde kullanıcılarımız ulaşım ödemelerini QR kod kullanarak kolayca yapabilir hale geldi. Aynı zamanda IOS işletim sisteminde de aktif hale gelen NFC özelliğiyle TL ve abonman talimatı tanımlama ve bakiye kontrolü işlemlerini mobil cihazlardan gerçekleştirebiliyoruz. Uygulamaya giriş prosedürleri 6 haneli rakamdan oluşan tek şifre ile giriş yapabilme desteği sağlarken parmak izi tanıma ve Face ID (yüz tanıma) özellikleriyle daha kolay ve güvenli bir hale geldi. Yeni İstanbulkart Mobil’e özel kampanyalar da İstanbulluların ve İstanbulkart Mobil kullanıcılarının hayatına olumlu şekilde dokunacak. İstanbullulara çok daha rahat bir kullanım sağlamayı ve deneyim dünyalarını daha üst seviyeye çıkarmayı amaçlıyoruz. Yeni İstanbulkart Mobil’in yenilenme ve tasarım sürecini de sektörün önde gelen şirketlerinden biri olan Tmob ile yürütmek de bizim için anlamlı ve heyecanlı bir yol oldu.”

Bu hizmete nasıl ulaşabilirsiniz?

Yeni İstanbulkart Mobil’i akıllı cep telefonunuza indirdikten sonra kullanıcı bilgilerinizle aktive ederek dakikalar içinde kullanmaya başlayabilirsiniz. IOS, Adroid ve diğer işletim sistemlerinde seçenekleri bulunan İstanbulkart Mobil’e ücretsiz olarak aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz: landing.istanbulkart.istanbul

Geri dönüşümün belirli süreçlerini dijitalleştiren atık yönetim platformu EcoTree, 433 bin euro yatırım aldı

Romanyalı atık yönetim platformu EcoTree, Sparking Capital ve SeedBlink tarafından yönetilen finansman turunu tamamlayarak 433 bin euro yatırım aldı.

EcoTree, işletmelere atık yönetimi için hepsi bir arada bulut yazılım çözümü sağlayan dijital bir platformdur. Girişim, 2017 yılında Bogdan Andronache, Alexandru Petrescu, Marius Cîrstea ve Dan Simota tarafından atık toplama ve geri dönüşümün belirli süreçlerini dijitalleştirmek ve kendisini döngüsel ekonomide bir oyuncu olarak konumlandırmak amacıyla kuruldu. Tüketicilerin katı atıklarından kaynağında değer elde etmenin kolay bir yolundan yoksun olduğuna dikkat çeken EcoTree, müşterilerine dünyanın her yerinden katı atıkları satın alma, satma ve ticaretini yapma olanağı verir ve geri dönüşümü kolaylaştırır.

Şirket, Romanya’da operasyonel süreçleri ve yasal belgeleri dijitalleştirerek atık yönetimi endüstrisine gerçek ve ölçülebilir faydalar, tam şeffaflık ve izlenebilirlik sağlayan ilk dijital platform olduğunu iddia ediyor.

Şu anda EcoTree’nin içecek, yiyecek ve perakende sektörlerinden çok uluslu müşterilerle aktif sözleşmeleri bulunuyor ve tüm atık türleri için lisanslı 40’tan fazla ülke çapında atık toplama şirketi platformda kayıtlı ve tam olarak çalışır durumda. Ayrıca, atık üreticilerinin temsilcileri olan 60’tan fazla kullanıcı, tüm atık operasyonlarını doğrudan EcoTree dijital platformu üzerinden yönetiyor.

EcoTree CEO’su ve kurucu ortağı Bogdan Andronache, Eu-Startups’a verdiği bir demeçte, “Müşterilerimizin platformdaki yoğun faaliyetlerinden elde ettiğimiz sonuçlar, şüphesiz, EcoTree’nin işletmelere modern bir teknoloji sunarak pazarın ihtiyaçlarına cevap verdiğinin bir doğrulamasıdır” dedi.

Andronache, yeni sermayenin şirketin 2022 yılı için hedeflerine, yani dijital imza yoluyla bürokratik süreçlerin %100 dijitalleştirilmesine ve aynı zamanda diğer Avrupa ülkelerinde iş modelinin içselleştirilmesinin planlanmasına yardımcı olması için kullanılacağını belirtti.

Otomatik olarak altyazı oluşturulup düzenlenmesine olanak tanıyan Amberscript, 8.65 milyon euro yatırım aldı

Konuşma tanıma girişimi Amberscript, Endeit Capital liderliğinde yürütülen A Serisi finansman turunda 8.65 milyon euro yatırım aldığını paylaştı.

Amberscript, alana özgü yapay zeka konuşma tanıma motorlarını bir “insan katmanı” ile birleştirerek, geleneksel manuel yöntemlerden sekiz kat daha hızlı teslim edilen ve piyasadaki en yüksek doğrulukta altyazılar ürettiğini iddia ediyor. Şirketin içerikleri, işitme güçlüğü çekenler için erişilebilir altyazı sağlamakla yükümlü olan birçok medya şirketi, hükümet ve üniversiteler gibi eğitim kurumları tarafından kullanılıyor. Amberscript, otomatik olarak altyazı oluşturulup düzenlenmesine izin vermesinin yanı sıra, dil uzmanları ve profesyonel altyazı yazarları tarafından ses veya videodan metin ve altyazı oluşturulmasına olanak tanıyor.

2017 yılında Peter Paul de Leeuw, Thomas Dienste ve Timo Behrens tarafından kurulan ve 2018 yılından itibaren faaliyet gösteren genç şirket Amberscript, müşterileri arasında hem Alman hem de Hollanda hükümetlerinin, üniversitelerin, kamu televizyon yayıncılarının ve Disney ve Puma gibi şirketlerin çeşitli kollarını sayıyor. Girişim, 25’ten fazla dilin konuşulduğu bir düzineden fazla milletten oluşan 40 kişilik bir ekibe ev sahipliği yapıyor.

Altyazıları manuel bir şekilde yazıya dökmek ve biçimlendirmenin fiziksel olarak imkansız olduğunu söyleyen Amberscript’in kurucusu ve CEO’su Peter-Paul de Leeuw, “Bu nedenle, son üç yılı en yetenekli insanları işe alarak ve bu süreci mümkün olduğunca otomatikleştirmemize ve optimize etmemize izin verecek en iyi teknolojiyi oluşturmaya harcadık” açıklamasında bulundu.

Endeit Capital’in stratejik desteğini alan girişim, sınıfının en iyisi ürünlerin geliştirilmesini hızlandıracak ve herkesin kolayca erişebileceği güvenilir ve yüksek performanslı çözümler sunmaya devam etmek için yeni sermayayi kullanmayı planladığını açıkladı.