Ana Sayfa Blog Sayfa 472

Amerika’daki büyümesini sürdüren Getir, New York’ta hizmet vermeye başladı

Avrupa kıtasının ardından Amerika’daki genişlemesine devam eden Getir, Şikago’dan sonra dünyanın en büyük ticaret ve finans merkezlerinden New York’ta hizmet vermeye başladı.

“10 dakikada market ürünleri teslimatı” modelini dünyada ilk kez 6 yıl önce başlatan Getir’in global yolculuğu Amerika kıtasında hızlanarak devam ediyor. Türkiye’den çıkan orijinal iş modeliyle 2021 yılında 7 Avrupa ülkesine ulaşan Getir, geçtiğimiz ay Şikago’da hizmet vermeye başlayarak ABD pazarına adım atmıştı. Faaliyet alanını 3 kıtada toplam 9 ülkeye genişleten Getir, bugün itibarıyla ABD’nin en kalabalık şehri olan New York’ta sipariş almaya başladı.

Geçtiğimiz ay Şikago ile başlayan ABD operasyonu ile şirket olarak bir dönüm noktasından geçtiklerini söyleyen Getir Kurucusu Nazım Salur; “New York, dünyanın her yerinden insanın olduğu Amerika’nın en önemli, en hareketli şehri. Dünya’nın en önemli ticaret ve finans merkezi. New York’ta zaman her şey demek, insanlar zamanla yarışıyor. Bu insanların günlük ihtiyaçlarına Getir’in yaygın ağıyla 10 dakikada ulaşabilecek olması, tüm ezberlerini bozan müthiş bir kolaylık olacak” dedi.

Getir’in bu yıl ocak ayında İngiltere ile başlayan global açılımı Hollanda, Almanya, Fransa, İspanya, İtalya ve Portekiz ile devam etti. Getir’in ABD’de Şikago ve New York’un ardından bir sonraki durağı ise Boston olacak.

İBB ve Game Factory iş birliğiyle oyun kuluçka merkezi OGEM açıldı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Game Factory iş birliğiyle Türk oyun sektöründeki kamu destekli ilk kuluçka merkezi OGEM (Oyun Geliştirme Merkezi) hayata geçti. Oyun stüdyolarını globale taşımayı hedefleyen OGEM; oyun geliştiricilere teknik ekipmandan pazarlamaya, ofis desteğinden mentorluklara kadar çeşitli fırsatlar sunacak.

“Türk oyun sektöründen daha fazla unicorn çıkmasına katkıda bulunacağız”

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, genç girişimcilere daha fazla destek olabilmek adına girişim kuluçkası alanında en başarılı firmalardan olan Game Factory partnerliğinde OGEM’i kurduklarını söyledi.

“Son birkaç yılda oyun sektörü müthiş bir gelişme gösterdi. Mobil oyunların da etkisiyle adeta kartopu etkisiyle büyüyen sektör, ülkemizde de hızlı bir şekilde gelişmeye başladı. Yerli oyun şirketlerimizin başarıları hepimizi gururlandırdı. Bunun üzerine özellikle genç girişimcilere daha fazla destek olabilmek hedefiyle girişim kuluçkası ve eğitimi alanında en başarılı firmalardan olan Game Factory partnerliğinde İBB Oyun Geliştirme Merkezi OGEM’i kurduk. Burada beklentimiz Türkiye oyun sektöründen daha fazla yıldız, daha fazla unicorn çıkmasına katkıda bulunmak. Gençlerimizin hayallerine bir adım daha yaklaşabilmelerini sağlamak.”

“Oyun sektörünün gelişmesinde İstanbul’un lokomotif rol oynayacağını düşünüyoruz”

İmamoğlu, OGEM sayesinde Türkiye’yi oyun sektörünün ana merkezlerinden biri yapmak istediklerinin altını çizdi.

“Buradaki ana amacımız Türkiye’yi oyun sektörünün ana merkezlerinden biri yapmak, OGEM bünyesindeki stüdyolara onlarca kapı açabilmek. İstanbul’da başlayan bu yolculuğun ülkemize yayılacağını, Türkiye’de çoğu sektörde olduğu gibi oyun sektörünün gelişmesinde de İstanbul’un lokomotif rol oynayacağını düşünüyoruz.”

“Oyun sektörünün büyümesi için kamu iştirakleri ciddi önem taşıyor”

Oyun geliştiricilere özel kuluçka merkezi Game Factory’nin CEO’su Efe Küçük, oyun sektörünün gelişimi için kamu iş birliklerinin ve bölgesel desteklerin önemine dikkat çekti.

“Hızlı bir şekilde büyüyen oyun sektöründe kamu ve kamu iştiraklerinin aldığı bölgesel aksiyonlar çok ciddi bir önem taşıyor. Kalkınma ve sektör gelişimi hepimizin konuştuğu ortak konulardan birisi. İBB’nin OGEM için verdiği destek ve vizyonlu iş birliği ile artık Game Factory olarak çok daha fazla girişimciye erişebilecek ve destek verebileceğiz.”

Oyun geliştiriciler Haliç’in kıyısında buluşacak

OGEM’e seçilen ekipler, 12 ay sürecek olan kuluçka destekleri kapsamında Haliç manzaralı fiziksel ofis imkanına sahip olacak. İstanbul’u Avrupa’nın oyun başkenti yapmayı hedefleyen İBB, OGEM sayesinde oyun geliştiricilerin bir arada olduğu ve birbirleriyle deneyimlerini paylaşabilecekleri bir ekosistem oluşturacak.

Türk geliştiriciler, yeni nesil ekipmanlarla dünya standartlarını yakalayacak

Yüksek bütçeli oyunlarda kullanılan mocap (hareket yakalama) gibi teknolojiler, OGEM’de oyun geliştiricilerin kullanımına sunulacak. Ayrıca ekipler tamamen işlerine odaklanabilsinler diye ihtiyaç duyacakları bilgisayar gibi ekipmanlar da tahsis edilecek. Böylelikle geliştiriciler, herhangi bir teknik sorun ve bütçe problemi yaşamadan hayalleri için çabalayacak.

Sektör profesyonelleri OGEM’de eğitim verecek

Google, Game Factory, Funmoth Games, Masomo, Bahçeşehir Üniversitesi, WePlay gibi kurumlar tarafından OGEM ekiplerine özel eğitimler verilecek. Yazılımdan tasarıma, ürün yönetiminden topluluk yönetimine, yatırımcı ilişkilerinden finansmana kadar geniş bir yelpazede eğitimlerin verileceği OGEM’de; oyun geliştiriciler nitelikli bir eğitim alma fırsatına sahip olacak.

Alanında uzman mentorlar, oyun geliştiricileriyle bir araya gelecek

Oyun geliştiriciler; yazılım, tasarım, pazarlama, iletişim, strateji, ekip yönetimi gibi ihtiyaç duydukları her alanda Game Factory’nin mentorları sayesinde sorunlarını çözüme ulaştıracak. Ayrıca Avrupa’nın oyun başkenti konumuna gelmeyi hedefleyen OGEM’de, düzenli olarak sektörel buluşmalar ve etkinlikler de gerçekleştirilecek.

Türk oyun geliştiriciler, oyunlarını dünyayla paylaşacak

Oyunların üretilebilmesi için ihtiyaç duyulan tüm destekleri sağlayacak olan OGEM, oyunların yayınlanma sürecinde de ekiplerin yanında olacak. Yüksek reklam bütçeleriyle birlikte yayınlanacak olan oyunlar sayesinde ekipler işlerini ticarileştirecek ve oyunlarından gelir elde edecek.

Başvurular açıldı

İBB ve Game Factory iş birliğiyle hayata geçen Türkiye’nin kamu destekli ilk oyun kuluçkası OGEM’in başvuruları ogem.istanbul/kayit-ol adresinden açıldı. Oyun geliştiren her seviyeden ekibin başvuru yapabileceği OGEM’e bireysel oyun geliştiriciler de oradaki ekiplere dahil olmak için başvuru yapabiliyor. Fiziksel ofis alanı, mentorluklar, eğitimler ve çok daha fazla destekten faydalanmak için hemen OGEM’e başvurun!

GO Sharing, Hollanda’da elektrikli araçlarıyla da hizmet vermeye başladı

E-moped ve e-bisikletle çok modlu ulaşım yaklaşımını misyon edinen GO Sharing, aralık ayının başından itibaren kullanıma sunduğu paylaşımlı araçlarıyla da kullanıcıların tüm yolculuklarına eşlik etmeyi hedefliyor.

Hizmet yelpazesini genişleten paylaşımlı mobilite girişimi GO Sharing, şu anlık sadece Hollanda’da hizmet verecek olan paylaşımlı elektrikli arabalarını piyasaya sürdü. Başlangıçta hizmet verecek 30 adet paylaşımlı elektrikli arabanın, Hollanda’nın Delft, Den Bosch, Lahey, Eindhoven ve Rotterdam şehirlerinde belirlenen şarj istasyonlarına park edebilmesi için Hollanda merkezli Q-Park şirketiyle bir ortaklık kuruldu.

GO Sharing, bu girişimiyle kullanıcıların en rahat şekilde hizmet alabilmesini amaçlarken, tüm yolculuklarında çok modlu ulaşım modellerini deneyimlemelerini amaçlıyor. Daha çevreci ve trafik sorununu ortadan kaldırabildikleri sürdürülebilir ulaşım modelini benimsediklerini aktaran GO Sharing CEO’su Raymon Pouwels, gelecekte paylaşımlı arabaların yaygınlaşacağını da öngörüyor.

GO Sharing CEO’su Raymon Pouwels; “Yolculuğunuz boyunca yanınızdayız”

Paylaşımlı mobiliteyi herkes için erişilebilir hale getirmek istediklerini belirten GO Sharing CEO’su Raymon Pouwels, mobiliteye yönelik küresel tutumu; araç sahipliğinden kullandığın kadar öde modeline doğru değiştirmeyi hedeflediklerini dile getiriyor. Ayrıca Pouwels, CO2 salınımını azaltmak kadar trafik sıkışıklığına ve park yeri bulma sorununa da çözüm sağlayan sürdürülebilir ulaşımın sağladığı avantajlardan tam olarak yararlanmanın tek yolunun paylaşımlı mobilite olduğuna dikkat çekiyor.

Aynı zamanda, bölgeler arası seyahatlerde e-moped kullanımının az da olsa arttığını ancak hala birçok kişinin kendi araçlarına veya kiralık araçlara daha çok güvendiğini belirten Pouwels, GO Sharing’in tüm yolculuk boyunca kullanılabilecek çok modlu ulaşım modeliyle bu algının değişeceğini ve gelecekte birçok kişinin ulaşım aracı olarak paylaşımlı araçları daha çok tercih edeceğini öngörüyor.

GO Sharing’in paylaşımlı elektrikli arabaları nasıl kullanılacak?

Şu an sadece Hollanda’da kullanıma sunulan paylaşımlı elektrikli arabalar için MINI Cooper ile iş birliğine giden GO Sharing, ortalama 234 kilometre menzile sahip ve 35 dakikada %80’i hızlı şarj olabilen MINI Cooper SE araçlarla hizmet vermeyi planlıyor. Bu hizmet için mevcut GO Sharing kullanıcıları, uygulama üzerinden paylaşımlı araç planında elektrikli arabaları kullanmayı seçebiliyor.

GO Sharing’i henüz kullanmamış kişilerin ise uygulamayı indirip yeni bir hesap açmaları ve hesaplarını onaylatmaları gerekiyor. Hesap onay aldıktan sonra, geçerli bir sürücü ehliyetine sahip olan 23 yaş ve üstü kullanıcılar, elektrikli arabalara rezervasyon yapabiliyor. Yolculuk için kullanıcılar, rezervasyon başına 4,99 euro açılış ücreti ile dakika başına 0,30 euro ödüyor.

Market teslimatlarını yeniden kullanılabilir ambalajlarla gerçekleştiren Pieter Pot, 9 milyon euro yatırım aldı

Market teslimatına sürdürülebilirlik odaklı bir bakış getiren Pieter Pot, 9 milyon euro yatırım aldı. SHIFT Invest, The Future Food Fund ve IQ Capital‘in katılımıyla desteklenen finansman turu, ETF Partners tarafından yönetildi.

2019 yılında kurulan Hollanda merkezli girişim, teslimatla ilişkili plastik atıkları azaltmayı hedefliyor. Döngüsel ekonomiye odaklanan Pieter Pot, ambalaj atıklarını azaltarak yoğun market teslimat alanında kendini farklılaştırmaya çalışıyor. Bunu nasıl yaptığına gelecek olursak, ertesi gün yiyecek teslimatları yeniden kullanılabilir plastik kaplarda gerçekleştiriliyor. Teslim edilen plastik kaplar daha sonra toplanıp temizleniyor ve yeniden kullanılmak üzere döngüsel ekonomide yerini alıyor. Şirket, bugüne kadar 700.000’den fazla konteynerini kullanarak teslimat yaptığını söyledi.

Forbes‘e konuşan Pieter Pot kurucusu ve CEO’su Jouri Schoemaker, plastik kullanımının düşük geri dönüşüm seviyeleri sebebiyle artmaya devam ettiğini ve önemli miktarda plastiğin çöplüklere gittiğini söyledi. Girişim, gıda ve market teslimatı da dahil olmak üzere e-ticaretin de plastik ambalajların yaygınlaşmasına katkıda bulunduğunu söyledi. Bunun yanı sıra, plastik üretimi emisyonlarla birlikte ağır olmaya devam ediyor.

Plastik ambalajların bir yan ürün olduğunu belirten Schoemaker, insanların ambalajlarla değil içindeki yiyeceklerle ilgilendiklerini söylüyor. Pieter Pot, ambalajları yeniden kullanılabilir hale getirerek, insanların davranışlarını önemli ölçüde değiştirmelerini talep etmeden tüketim kalıplarını kökten değiştirebiliyor.

Pieter Pot, 2022’de Hollanda dışındaki pazarlarda faaliyete geçmeyi planlayan şirketin genişleme gündeminde İngiltere, Fransa, Almanya ve İskandinavya yer alıyor. Şirket, sürdürülebilirliğe odaklanıp israfı azaltarak, hızlı teslimatlara odaklanan çevrimiçi market teslimatı için kalabalık pazarlar haline gelen merkezlerde yer almaya çalışıyor.

Gayrimenkul fotoğraf kalitesini optimize eden yerli girişim Oda Studio, 2.8 milyon dolar yatırım aldı

Yapay zeka doğrultusunda deneyime sahip olan MIT mezunlarından oluşan bir ekip tarafından kurulan Y Combinator girişimi Oda Studio, Collective Spark’ın da katılım gösterdiği yatırım turunda, Navitas Capital liderliğinde 2.8 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu.

Mert Karakuş, Hazal Mine Kansu ve Ege Özgirin tarafından kurulan şirket, yeni sermayeyi dünya çapında daha fazla emlak yöneticisine, aracı kuruma ve pazaryerine ulaşmak için kullanmayı planlıyor. Oda Studio bugüne kadar ABD, Meksika ve Türkiye dahil olmak üzere üç kıtada ve çeşitli ülkelerde müşteri edindi.

Oda Studio platformu, yeni bir mülk satın almak veya kiralamak isteyen potansiyel müşterilerin listeleme fotoğraflarına ilgi duyması fikrine dayanıyor. Emlak sektörünün düşük kaliteli ve tutarsız fotoğraflardan muzdarip olduğu düşünüldüğünde Oda Studio sektördeki büyük bir eksikliğe cevap veriyor.

Girişim, gayrimenkul fotoğraf kalitesini ve sunumunu otomatik olarak optimize ediyor. Ayrıca, mobilya, dekor ve elektronik parçalar ile fotoğrafları sahneliyor. İlan vermeden önce, kullanıcılar ilan fotoğraflarını Oda Studio web sitesine yükleyebilirler. Oda algoritmaları sayesinde yazılım, en iyi kapak fotoğrafını otomatik olarak seçer ve görüntü kalitesini iyileştirir.

Oda Studio, müşteri deneyimlerini iyileştirmek ve tercihlerini anlamak için müşterileriyle yakın işbirliği içinde çalışıyor. MIT mezunlarından oluşan bir ekip tarafından kurulan Oda Studio, AI ve CGI teknolojilerini kullanarak kullanıcı zevkine uygun fotoğraf geliştirme ve sahnelemeyi kişiselleştirerek, tüketicilerin gelecekteki yaşamlarını hayal etmelerine olanak tanıyor. Şirket, Mayıs 2021’deki lansmanından bu yana, 1 milyondan fazla görüntü işledi.

Oda Studio CEO’su Mert Karakuş, yaptığı açıklamada, “Gayrimenkul sektörünün farklı bölümlerinden yüksek talep gördük ve gelecek yılın Ocak ayına kadar gelirimizi ikiye katlamamız bekliyoruz” sözlerine yer verdi.

Twitter, iş odaklı mesajlaşma platformu Quill’i satın aldı

Sosyal medya platformu Twitter, kullanıcılarına yeni deneyimler sunmaya devam ediyor. Bu deneyimlere yeni bir tanesini daha ekleyecek olan Twitter, beklenmeyen bir hamle yaparak Slack rakibi olan iş odaklı mesajlaşma uygulaması Quill’i satın aldığını duyurdu. Slack için önemli bir rakip olan Quill’in Twitter ile nasıl bir ortak paydada buluşacağı merak ediliyor.

Geçtiğimiz hafta Twitter CEO’luğundan ayrılan Jack Dorsey, yerine Parag Agrawal’ı geçirmişti. Bu değişimin hemen ardından bir başka şirketi satın alması ile dikkat çekti. Şirket tarafından yapılan açıklamada Twitter’ın sadece Quill platformunu satın aldığı ve Quill’in mesajlaşma başarısını Twitter’a yansıtacaklarını belirtiyordu.

Anlaşma detayları konusunda ise hem Twitter hem de Quill tarafı sessizliğini koruyor. Buna ek olarak Quill tarafından yapılan açıklamada şu cümlelere yer veriliyor:

“Twitter ile birlikte, çevrimiçi iletişimi herkes için daha etkili hale getirirecek orijinal hedefimizi sürdürmeye devam edeceğiz.”

Anlaşmanın bir parçası olarak Quill platformunun şu an için hizmetlerine ara vermesi isteniyor. Bu nedenle kullanıcılara 11 Aralık gününe kadar mesajları dışa aktarma şansı tanınıyor. 11 Aralık sonrasında ise servis tamamen kapanacak ve sunuculardaki tüm veriler de silinecek.

Bu dışa aktarım işleminin sadece genel kanallardaki mesajları kapsıyor. Yani özel yapılan mesajlar, hiçbir şekilde dışa aktarıma sahil olamayacak. Ek olarak aktif olarak ücret öden kullanıcıların platformdan silinmesi ve para iadeleri içinde izin verişmiş durumda.

Mesajları dışa aktarmak isteyen ekip liderlerinin ise şu adımları takip etmesi yeterli oluyor:

  1. Ayarlara gidin,
  2. Dışa aktarmak istediğiniz ekibi seçin,
  3. Dışa Aktarmayı Başlat butonuna tıklayın.

İşlem sonrasında mail adresinizde .zip dosyasını indirebileceğiniz bir bağlantı sizleri karşılayacak.

Türkiye pazarına da giren e-ticaret yatırım şirketi Opontia, 42 milyon dolar yatırım aldı

Başarılı e-ticaret markalarının küresel yolculuğuna hız kazandıran Dubai merkezli e-ticaret yatırım şirketi Opontia, Seri A yatırım turunu tamamladığını duyurdu.

Orta ve Doğu Avrupa ile Ortadoğu ve Afrika (CEEMEA) Bölgelerinin en büyük dört e-ticaret pazarı olan Polonya, Türkiye, Suudi Arabistan ve BAE’de açtıkları ofislerle faaliyetlerine büyük bir ivme kazandırdıklarını belirten Opontia kurucusu ve eş-CEO’su Philip Johnston, “Seri A yatırım turunda 42 milyon dolar yatırım aldık. Ana yatırımcımız, Ortadoğu ve Afrika’daki en büyük girişim sermayesi fonu olan STV oldu.

Daha önce Opontia’ya tohum yatırımı yapan Raed Ventures ve Global Founders Capital (GFC) de yeniden yatırımcımız oldu. Bu sermaye yatırımlarının yanı sıra, Partners for Growth’den (PFG) de borç fonu şeklinde yatırım aldık. Salla’nın Kurucusu Salman Butt ve McKinsey Polonya Başkanı Wiktor Namysl de melek yatırımcılarımız arasında yer aldı. Finansal sağlamlığımız sayesinde, yeni hedef pazarlarda büyümeyi gündemimize aldık” dedi.

20 marka daha satın alacak

Yeni yatırım hedefleri hakkında açıklamada bulunan Opontia kurucusu ve eş-CEO’su Manfred Meyer, “6 ayda farklı ülkelerdeki yatırımlarımız aracılığıyla 50 kişilik bir ekibe dönüştük. Bu sürede 4 marka satın aldık ve 15 markayla ön sözleşme imzaladık. Önümüzdeki 6 ayda en az 30 yeni markayı bünyemize katmayı ve çalışan sayımızı ikiye katlamayı planlıyoruz. Ayrıca Mısır, Nijerya ve Pakistan’da ofis açmak için çalışıyoruz” diye belirtti.

Türkiye’de yeni başarı hikayelerine imza atacak

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de e-ticaret sektöründe yüksek potansiyele sahip girişimcileri küresel pazara kazandırmayı hedeflediklerini belirten Opontia Türkiye Genel Müdürü Yaman Alp Ungan, “Yaptığımız araştırmalarda, Türkiye, Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’da belirli bir aşamaya kadar gelebilen ancak küresel pazara açılmak için desteğe ihtiyacı olan çok sayıda e-ticaret girişimcisi olduğunu tespit ettik.Yatırım yaptığımız e-ticaret markalarına katma değerimize güzel bir örnek vermek adına, BAE merkezli medikal ürün üreticisi Novimed’i satın alarak kısa sürede gelirlerini 4, kârını 2 katına çıkardık. Türkiye’de de benzer başarı hikayelerine imza atacağız” dedi.

Yerli bulut mutfak girişimi Avane Cloud Kitchens, ilk turda Global Founders Capital’dan 1 milyon dolar yatırım aldı

Türkiye’nin ilk tam donanımlı bulut mutfak girişimi Avane Cloud Kitchens, dünyanın en büyük girişim sermayesi fonlarından birisi olan Global Founders Capital’dan ilk turda 1 milyon dolar yatırım aldı.

Ahmet Orhon tarafından kurulan Avane Cloud Kitchens, 200 metrekareyi geçmeyen tek bir mutfaktan, 30’un üzerinde paket yemek hizmeti veren sanal restoranı müşterileriyle buluşturmayı hedefliyor. Bu sanal restoranların %70’inin Avane’nin sıfırdan yarattığı markalar olması, %30’ununsa global ve bölgesel restoranların franchise’i olması hedefleniyor.

Bu doğrultuda, Avane şimdiden, kendi yarattığı ve hızla büyüyen ÇOSA, Veganista, Nane, Kengeres, Jay Jay Fries, Chef Amadeo gibi 15 markanın yanısıra, digital master franchise’ı olduğu dünyanın en büyük sushi zincir markası SushiMaster ve Türkiye’nin hızla büyüyen markaları Doyuyo! ve Et İşleri ile müşterilerine hizmet veriyor.

Avane, diğer bulut mutfak modellerinden farklı olarak, ürün geliştirme, satın alma, üretim, mutfak operasyonu, marka ve kanal yönetimi ile pazarlama faaliyetlerinin tamamını kendisi gerçekleştiriyor. Bu da Avane’nin paket mutfak restoran ekosisteminde ortaya çıkan değerin neredeyse tamamını içeride tutmasına ve bu sayede müşterilerine yüksek kaliteli ürünleri uygun fiyatlara sunmasına imkân sağlıyor.

Global Founders Capital İstanbul Ofisi’nin de ilk yatırımlarından olan Avane, daha önce Delivery Hero, LinkedIn, Trivago gibi global çapta girişimlere yatırım yapmış olan GFC’nin yatırımı, tecrübesi ve bağlantılarıyla bölgedeki bulut mutfak alanındaki öncülüğünü perçinlemiş oluyor.

Mart 2021’de faaliyetlerine başlayan Avane Cloud Kitchens, şu an itibariyle İstanbul Ataşehir, İstanbul Acıbadem ve İzmir Mavişehir’de bulunan üç mutfağında, toplam 45 sanal restoranla hizmet veriyor. Ocak 2022 itibariyle 4 mutfak ve 50 sanal restoran daha açacak olan Avane, GFC’nin uluslararası bağlantıları ve tecrübelerinden de faydalanarak 2024 yılı sonu itibariyle Türkiye’de 125, yurtdışındaysa 50 mutfak açmayı ve toplamda 4000’in üzerinde sanal restoranla hizmet vermeyi planlıyor.

Avane aynı zamanda Ocak 2022 itibariyle, whatsapp, app, web ve cağrı merkezi üzerinden hizmet verecek kendi yemek platformunu da hayata geçiriyor.

İmza töreninde, Ahmet Orhon ve ekibinden övgüyle bahseden Global Founders Capital ortağı Onur Erbay, “Avane, yemek, teknoloji ve verinin kesiştiği çok ilginç ve potansiyeli muazzam bir iş modeli, bu modelin farklı coğrafyalarda da başarılı olmasını bekliyoruz” diyerek Avane ekibine ve iş modeline duydukları inancı ifade ederken; GFC’ye süreç boyunca gösterdiği destek için teşekkür eden Ahmet Orhon, “Kârlı ve ölçeklenebilir iş modelimiz ile yatırımcıların yanı sıra bayi adaylarının da dikkatini çekiyoruz. İlk yılımızı henüz tamamlamamışken uluslararası bir yatırım almayı başardık. GFC’nin de desteğiyle, Avane Cloud Kitchens, Türkiye’de ve dünyada paket yemek endüstrisine kendi imzasını atmak için geliyor” diyerek ekledi.

İstanbul Kalkınma Ajansı, Türkiye’deki 17 fon aracılığıyla girişimlere 250 milyon lira destek verecek

İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) 2021 Yılı Bölgesel Girişim Sermayesi Destek Programı değerlendirme sonuçlarını duyurdu.

Teknoloji ve yenilik tabanlı şirketlere yatırım yapacak fonları desteklemek için 28 fondan talep alan İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA), bu fonlardan 17 adeti ile yatırım sözleşmesi müzakerelerine başlanacağını açıkladı.

Bölgesel Girişim Sermayesi Fonu’nun desteği ile kurulacak fonların yatırım yapacağı alanlarda öncelik yüksek katma değer taşıyanlar olarak belirlendi. Hızlı büyüme, ihracat yapma, yüksek istihdam oluşturma potansiyeli taşıyan girişimler öncelikle desteklenecek.
İSTKA, yapay zekâ, nesnelerin interneti, artırılmış gerçeklik, büyük veri, siber güvenlik, blokzincir, bulut teknolojileri, enerji depolama, ileri malzeme, robotik, mikro/nano/opto-elektronik, nanoteknoloji, biyoteknoloji, kuantum, sensör ve eklemeli imalat teknolojilerinin geliştirilmesi veya kullanılması yoluyla imalat ve hizmet sektörlerinde dönüşümü sağlayacak yenilikçi girişimcilere yönelik olarak tasarlanan fonları da öncelikli olarak destekleyecek.

2021 Yılı Bölgesel Girişim Sermayesi Mali Destek Programı kapsamında yatırım sözleşmesi müzakerelerine başlanacak 17 fon:

  • ACT Venture Partners Fonu 2
  • Revo Capital Fonu 2
  • Diffusion Capital Partners Fonu 2
  • Startup Istanbul Early Stage Fonu 1
  • TechOne Girişim Sermayesi Yatırım Fonu
  • Seedstars URU Capital Fonu 1
  • ScaleX Ventures Fonu 1
  • 500 Startups Istanbul Fonu 2
  • ZMT Ventures B.V.
  • Albaraka Start-up Girişim Sermayesi Yatırım Fonu
  • Founder One Girişim Sermayesi Yatırım Fonu
  • Lycian Capital Fonu 1
  • Neo Portföy Tarım, Gıda ve Teknolojileri Yatırım Fonu
  • Kalkınma ODTÜ Teknokent GSYF
  • Idacapital Kalkınma İnovasyonu Girişim Sermayesi Yatırım Fonu
  • Teknopark İstanbul Derin Teknoloji Girişim Sermayesi Yatırım Fonu
  • Halkbank- Yıldız Tekno GSYO

İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) Genel Sekreteri Erkam Tüzgen;

İstanbul girişimcilik ekosisteminin güçlendirilmesi Ajans olarak en önemli önceliklerimizden biri. Kamu hibeleri önemli bir destek olsa da girişimcilerin sürdürülebilir finansman modelleri ile desteklenmesi gerekiyor. Girişimcilerin yolunu açmak için paydaşlarımızla birlikte çok yönlü çalışmalar yürütüyoruz. Hibe desteklerimizin yanında yeni destek araçlarını da geliştiriyoruz.

Bölgesel Girişim Sermayesi Fonu uygulaması Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda ilk defa Ajansımız tarafından başlatıldı. Bu programı İstanbul’da hızlı büyüme ve katma değer yaratma potansiyeli taşıyan teknoloji ve yenilik tabanlı şirketlerin, ürün ve teknolojilerini ticarileştirme süreçlerinde ihtiyaç duyacakları finansman desteğini sağlamak üzere hayata geçiriyoruz.

Kamu-özel sektör ortaklığına dayalı bu program fonların fonu şeklinde çalışacak. 250 milyon liralık bu bütçeyi seçilen fonlar üzerinden start-up’lara aktaracağız. Böylece Ar-Ge’yi ve inovasyonu odağına alan teknoloji ve yenilik tabanlı şirketler, start-up’lar finansmana çok daha kolay erişecek.

Bölgelerin gelişmesine ve rekabet güçlerinin yükseltilmesine katkı sağlayacak girişim sermayesi uygulaması ile sadece girişimciler değil, onlarla birlikte yatırımcılar da kazanacak. Bu program aynı zamanda uluslararası yatırımcıların İstanbul girişimcilik ekosistemine çekilmesine de hizmet edecek. Biz tüm bu çalışmalarımızla İstanbul’u yerli ve yabancı girişimler ve yatırımcılar için uluslararası bir çekim merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz. Girişimcilerimizin dünya çapında daha büyük başarılar elde edebileceğine inanıyoruz. Bu programımız da bu hedefe yönelik önemli bir adım teşkil edecek.

BMW Group, 1 milyon elektrikli otomobil teslim etme hedefine ulaştığını duyurdu

İki yıl önce BMW Group, 500.000 adet elektrikli otomobil teslim ettiğini ve iki yıl içinde 1 milyon otomobil teslim etme sözü vermişti. Şirket, bu yıl bitmeden 1 milyonuncu elektrikli aracı olan iX xDrive40 SUV otomobilini Avrupa’daki bir müşteriye teslim ederek bu hedefe ulaştığını duyurdu.

2025 yılına kadar tamamen elektrikli 2 milyon otomobil teslim etmeyi hedefleyen BMW, ayrıca 2022’de bu yılki satışları ikiye katlamayı planlıyor. BMW AG’nin Müşteri, Marka ve Satışlardan sorumlu Yönetim Kurulu üyesi Pieter Nota, yaptığı açıklamada, 2030 yılına kadar satılan her iki BMW Group aracından en az birinin tamamen elektrikli olmasını planladıklarını belirtti.

BMW Group, kasım ayının ortalarında iki önemli ve yenilikçi amiral gemisi BMW iX ve BMW i4 modellerini piyasaya sürdü. Şirket, dünyanın dört bir yanından gelen yeni siparişlerde de görüldüğü gibi her iki modelin de büyük bir ilgiyle karşılandığını vurguladı.

BMW, önümüzdeki 10 yılda tamamen elektrikli 10 milyon otomobil piyasaya sürmeyi hedefliyor

Şirketin basın açıklamasında dikkat çeken önemli noktalardan bir diğeri ise, önümüzdeki yıl boyunca BMW Group’un, elektrikli ürün yelpazesini BMW 7 Serisi ve BMW X1’in tamamen elektrikli versiyonlarını içerecek şekilde genişletmesi oldu. Yüksek hacimli BMW 5 Serisi, 2023’te elektrikli otomobil serisine eklenecek.

Bunu MINI Countryman’in bir üst modeli ve tamamen elektrikli Rolls-Royce Spectre takip edecek. 2023 yılına kadar şirket, mevcut pazar segmentlerinin yaklaşık %90’ında yollarda en az bir tam elektrikli modele sahip olacak. Önümüzdeki 10 yıl içinde BMW Group, toplamda yaklaşık 10 milyon tamamen elektrikli otomobil piyasaya sürmeyi planlıyor.