Ana Sayfa Blog Sayfa 444

Apple, iPad üzerinden App Store için uygulama geliştirebilmenizi sağlayan yeni Swift Playgrounds sürümünü yayınladı

Teknoloji devi Apple, kullanıcıları için oluşturduğu yeni sürüm ve hizmetlerini duyurmaya devam ediyor. Yazılımcılara oldukça önem veren Apple, Xcode ve Swift Playgrounds programlarını sürekli olarak güncelleyerek yazılımcıların işlerini kolaylaştırmayı hedefliyor. WWDC21 ile yazılımcıları sevindiren Apple, yayınlayacağı bir Swift Playgrounds sürümü sayesinde App Store’a uygulama atabilmenizi sağlayacağını belirtmişti.

iOS 15.2 ve iPadOS 15.2 sürümlerinin yayınlanması ile yayınlanan yeni Swift Playgrounds güncellemesi sayesinde yazılımcılar, bir Mac aygıtına sahip olmadan App Store’a uygulama geliştirebiliyorlar. iPhone ve iPad için doğrudan iPad üzerinden uygulama geliştirebiliyor olmak, yazılımcıları bir Mac almak veya taşımak konusunda olacağa benziyor.

Gerçek zamanlı uygulama önizlemesi sunan yeni Playgrounds, oldukça hızlı çalışıyor. Mac üzerinde yer alan Xcode uygulaması ile karşılaştırdığında inanılmaz bir fark yaşatan Swift Playgrounds, SwiftUI yazılım dilindeki değişiklikleri saniyeler içerisinde ekrana yansıtabiliyor.

Ek olarak App Store Connect entegrasyonu sayesinde kodlanan uygulamalar anlık olarak Apple’a gönderilerek App Store’a yüklenebiliyor. Ayrıca Apple, basit uygulama ikonları tasarlayabilmeniz için de bir tasarım aracını uygulamanın içerine yerleştirmişe benziyor.

Öğrencilerin kullanımı için de faydalı olabilecek bu uygulama için Apple, her yıl WWDC konferansı için dünyanın her yerinden farklı öğrencilere burs da vermekte. Geçtiğimiz senelerde sadece Xcode kabul ederken Apple, 2 senedir Swift Playgrounds ile geliştirilen projelere öncelik vermekte.

Güncellemede öne çıkan özellikleri sıralamak gerekirse:

  1. SwiftUI ile doğrudan iPhone ve iPad uygulamaları geliştirebilme
  2. App Store Connect ile entegrasyon
  3. Uygulama Önizlemesi
  4. Akıllı kod yazma önerileri
  5. Uygulama Projeleri ile projeyi Xcode’a taşıma imkanı
  6. UIKit desteği
  7. Kolay dosya arama
  8. Githup SPM desteği

Güncelleme test edildiğinde henüz pek bir hata gözlenmese de profesyonel yazılımcılar için henüz bazı desteklerin yer almadığını belirtmek mümkün.

Dinçer Lojistik’in ilk defa düzenlediği demo day finalini kazanan girişimler: Advoard Robotics, Hergele, Navlungo

‘Lojistiğin geleceğinde rota yeniden oluşturuluyor’ yaklaşımından yola çıkılarak bu sene ilk defa düzenlenen, yerli start up’ların buluştuğu Dinçer Lojistik Demo Day’de kazananlar belli oldu.

Otonom robotlarla e-ticaret, perakende ve endüstriyel alanlardaki mobilite sorunlarına çözüm getiren Advoard Robotics birinci olurken scooter ve e-mobilite alanlarında anahtar teslim iş modeli sunan Hergele ikinci, e-ihracat ve navlun süreçlerini dijitalleştiren Navlungo Lojistik de üçüncü oldu.

Ülkemizin geleceğini start-up’lar inşa edecek

Demo Day final oturumunda konuşan Dinçer Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Dinçer, “Bu sene ilk defa Demo Day düzenliyoruz, heyecanımız çok yüksek ve umarım heyecanımızı hiç kaybetmeyiz. Pandeminin de etkisiyle çok hızlı ve fazla değişim yaşıyoruz. Dijitalleşme konusunda birçok hazırlık zaten yapılmıştı. Fakat rekabet açısından önemi daha iyi anlaşıldı. Tüketici açısından dijitalleşmeye yönelik, hizmet kalitesine yönelik, şeffaflaşmaya yönelik taleplerin çok fazla arttığı bir dönemden bahsediyoruz. Doğal olarak lojistiğin de bu dönemde kendini yenilemesi, hizmet verdiği alanlarda yeni yaklaşımlar benimsemesi bir kat daha önemli hale geldi. ‘Lojistiğin geleceğinde rota yeniden oluşturuluyor’ lafını çok kullanıyoruz. ‘Rota oluşturmak’ sektörde fazlasıyla kullanılan bir terminoloji. Teknolojiyi merkezine alan, çok saygı duyduğum, çevik, yenilikçi fikirlere sahip start-up’lar ülkemizin geleceğinde önemli rol oynayacak. Yani, ülkemizin geleceği ile ilgili, dünya rekabetinde bulunduğu pozisyonu netleştirmesini ve güçlendirmesini sağlayacaklar” dedi.

Otonom robotlar birinci oldu

Dinçer Lojistik’in ilk defa düzenlediği Demo Day’de, otonom robotlarla e-ticaret, perakende ve endüstriyel alanlardaki mobilite sorunlarına çözüm getiren Advoard Robotics birinci olarak 25 bin TL’lik ödülü almaya hak kazandı. İş fikrini sunan İEÜ Mekatronik Mühendisliği ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümlerinde Dr. Öğretim Üyesi olan Asst. Prof. Pınar Oğuz Ekim kadın girişimci olması yönüyle de tebrik edildi. Advoard Robotics, geliştirdiği taşımacılık robotları ile depolarda siparişlerin 2-3 kata kadar daha verimli olarak toplanmasını sağlıyor.

Hergele’den anahtar teslim iş modeli

Dinçer Lojistik Demo Day’de ikinci iş fikri, sunumunu Burgay Çağlar’ın yaptığı bir e-mobilite Ar Ge şirketi ve paylaşım platformu olan Hergele oldu. Hergele, kendi tasarım ve mühendisliğiyle geliştirdiği e-scooterları üretiyor ve e-mobilite paylaşım platformları yazılım servisleri veriyor, kendi araç paylaşım platformunu kurmak isteyen girişimci ve işletmelere, e-scooterlar, son kullanıcı mobil uygulamaları, yönetim modülleri ve operasyon uygulamaları ile birlikte anahtar teslim iş modeli sunuyor. Hergele, ikincilik derecesiyle 15 bin TL’lik ödül kazandı.

Navlungo, süreçleri online’a taşıdı

Demo Day’in üçüncüsü ise sunumunu İsa Korkmaz’ın yaptığı, kargo ve navlun satın alma süreçlerini online sistemlere taşıyan Navlungo oldu. Navlungo sunduğu tüm dijital hizmetlerle zamandan ve maliyetten kazandırıyor, yüksek kalitede sunduğu planlama ve gönderi takip imkanlarıyla birlikte müşterilerin işlerini katma değerli bir iş modeline çeviriyor. Üçüncülük ödülü Navlungo’ya 10 bin TL kazandırdı.

Spotify, beş yıldızlı bir podcast değerlendirme özelliği kullanıma sunuyor

Dinleyicilerine 3.2 milyon podcast sunan Spotify, bugünden itibaren podcast’ler için derecelendirmeler sunmaya başladığını duyurdu. Spotify bunu şovların popülerliğini vurgulayacak ve bir podcast’in keşfedilebilirliğini artıracak bir yıldız derecelendirme sistemi olarak tanımlıyor.

Spotify, Apple Podcast’e benzer beş yıldızlı bir derecelendirme sistemini kullanıcılara sunacak. Podcast derecelendirmeleri, dinleyicilere en sevdikleri podcast şovlarını destekleme ve içerik üreticisi ile dinleyici arasında iki yönlü bir geri bildirim döngüsü sağlama fırsatı verir. Şirket, bu özelliğin önümüzdeki günlerde podcast’lerin Spotify’da olduğu neredeyse tüm pazarlarda kullanıma sunulacağını söyledi.

Spotify, özelliğin şu anda yalnızca beş yıldız üzerinden derecelendirme sistemi olacağını söylüyor. Yani, henüz Apple’ınkine benzer bir yazılı inceleme paylaşabileceğimiz bir özellik mevcut değil.

Spotify, beş yıldızlı oylama sisteminin içerik üreticilere içeriklerinin gidişatı hakkında fikir vermesini hedefliyor. Daha öncesinde de Spotify, Podcast Listeleri ve kişiselleştirilmiş öneriler gibi özellikler aracılığıyla podcast keşfine öncelik vermişti. Beş yıldızlı derecelendirme ise yalnızca dinleyicilerin en sevdikleri podcast’leri belirlemelerine yardımcı olmakla kalmayacak, diğer dinleyicilerin ve içerik üreticilerin de fikir edinmesini sağlayacak.

Bir podcast’i dinledikten sonra hayranlar 1-5 yıldız sistemi kullanarak ona bir puan verme fırsatına sahip olacaklar. Ortalama puan, podcast’in Spotify’daki gösteri sayfasında, gösterinin aldığı toplam puan sayısıyla birlikte herkese açık olarak gösterilecektir.

Geçtiğimiz ağustos ayında şirket ücretli podcast aboneliğinin yakın zamanda başlayacağını duyurmuştu. Şu anda yalnızca ABD’deki içerik üreticilerin kullanımına açık olan özellik sayesinde, her boyuttaki podcast’in belirli bölümleri yalnızca abone içeriği olarak işaretlenebiliyor. Ücretli podcast aboneliği ile bir bütün oluşturacak olan derecelendirme sistemi, potansiyel dinleyicilere podcast’in içeriği ve kalitesi hakkında bir fikir verecektir.

Almanya merkezli mekan içi tarım girişimi Infarm, 200 milyon dolar yatırım aldı

Almanya merkezli dikey tarım firması Infarm, D Serisi finansman turunu başarıyla tamamlayarak 200 milyon dolar yatırım aldığını açıkladı.

Qatar Investment Authority (QIA) tarafından yönetilen finansman turu, şirketin bugüne kadarki finansmanını 600 milyon doların üzerine çıkarırken, şirketin değerlemesini 1 milyar doların biraz üzerinde bir seviyeye getirdi. Böylece Infarm, Avrupa’nın ilk dikey tarım unicorn’u olarak yerini almayı başardı.

Girişim, mekan içi özel tarım dolapları ile doğrudan kökünden kopararak sebze tüketmenizi sağlıyor. Mini bir çiftlik olarak da adlandırılan Infarm, sebze ve meyvelerin dalından marketlere gelene kadarki uzun yolculuklarının önüne geçiyor. Şirket, toprağa dayalı tarıma göre çok daha az kaynak tüketirken üstün tazeliği korumak için 2013 yılında kuruldu. Şu anda ürettiği 75’ten fazla farklı bitki, salata ve yeşil yapraklı sebze çeşidine ek olarak şirket, önümüzdeki yıl portföyünü mantar, çeri domates, bezelye ve çilek gibi 40 yeni ürünle genişletmek için çalışıyor.

Infarm’ın tarım modeli, su ve besin maddelerini geri dönüştürerek ve bitkilerin buharlaşan suyunu kullanarak %95 daha az arazi ve %95 daha az su gerektirir. Dünya çapında 1.000’den fazla kişiden oluşan çok uluslu bir ekibe sahip olan Infarm, Amazon Fresh, Auchan, Casino, E.Leclerc, Edeka, Empire Company Ltd. dahil olmak üzere 30’dan fazla büyük gıda perakendecisi ile ortaklık kurmuştur.

Infarm kurucu ortağı ve CEO’su Erez Galonska, yaptığı açıklamada, bu stratejik yatırımın şirketin hızlı küresel genişlemesini sağlamak amacıyla kullanılacağını açıkladı. Galonska, finansmanın ayrıca Avrupa, Asya, Kuzey Amerika ve Orta Doğu’daki tüketicilere daha fazla ürün çeşidi yetiştirebilmek için Ar-Ge çalışmalarını destekleyeceğini belirtti. Ancak, finansmanın çoğu, Infarm’ın ABD, Kanada, Japonya ve Avrupa’nın diğer bölgelerine odaklanan uluslararası genişleme planlarına gidecek.

Adidas, 3 önemli NFT ortağı ile metaverse dünyasına adım atıyor

Dünyanın en büyük tekstil üreticilerinden biri konumunda olan Adidas, teknoloji dünyasında yeni adımlar atmaya devam ediyor. Genellikle ürünleri ile ilgili teknolojik atılımlar gerçekleştiren şirket, yeni paylaşımı ile 3 NFT ortağı belirleyerek metaverse dünyasına adım atıyor.

Geçtiğimiz günlerde Adidas’ın rakip markası olarak konumlandıran Nike, metaverse odağında yeni projelerini paylaşmış ve sanal ayakkabı şirketi RTFKT’yi satın almıştı. Nike’ın bu NFT atılımına karşın cevap niteliğinde bir atılım ile Adidas’da yeni bir NFT serisi başlatıyor.

Bored Ape Yacht Club, PUNKS Comic ve gmoney olmak üzere üç önemli NFT girişimi ile bir araya gelen Adidas, Into the Metaverse adını verdikleri bir NFT serisi ile kullanıcıların karşısına çıkıyor. Bu seri sayesinde NFT sahipleri, özel indirimlerden faydalanabilecek. Konu ile ilgili detaylı bilgi veren Adidas, bu indirimlerin toplulukları bir araya getireceğini ve geleceği şekillendirmede yardımcı olacaklarını belirtiyor.

Adidas, bu metaverse girişimi ile blockchain tabanlı oyun dünyası The Sandbox ve diğer platformlar için sanal giyilebilir ürünler üretecek. Aynı doğrultuda uygun fiziksel ürünler de tasarlanacak. Ek olarak şirket, NFT alanındaki en popüler topluluklardan birine katılmak için Bored Ape Yacht Club NFT’yi de satın aldığı biliniyor.

Adidas’ın NFT ürünleri ile ilgilenen alıcılar, dijital ve fiziksel Adidas ürünlerine şu anda sağlanabiliyor. İlk olarak öne çıkarılan ürünler arasında fiziksel olarak bir eşofman, üzerinde blockchain adresi yazan bir kapüşonlu sweat ve turuncu bir bere yer alıyor.

Adidas’ın kendi web sitesi aracılığıyla 17 Aralık itibari ile satılacak ürünlerin başlangıç fiyatı 0,2 ETH olarak belirlenmiş. Yaklaşık olarak 800 dolara karşılık gelen bu miktar için kaç tane NFT satılacağı bilinmiyor.

Cockroach Labs, 278 milyon dolar yatırım alarak 5 milyar dolar değerlemeye ulaştı

Veritabanı pazarının hızla büyüyen isimlerinden biri olan Cockroach Labs, 278 milyon dolarlık F Serisi ile 5 milyar dolar değerlemeye ulaştığını duyurdu.

Altimeter, Bond, Benchmark, Coatue, FirstMark, GV, Index Ventures, J.P. Morgan, Lone Pine Capital, Redpoint Ventures ve Tiger Global’in katılımıyla gerçekleştirilen finansman turuna
Greenoaks Capital öncülük etti.

Şirket için önemli bir dönüm noktası olan son finansman turu müşterilerinin üretim dağıtımlarındaki hızlı ilerlemelerinin bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Şirketin kurucu ortağı ve CEO’su Spencer Kimball, Ocak ayından bu yana şirkete yatırım yapmaya çok fazla ilgi olduğunu söyledi. Şirket ayrıca, Ekim ayında piyasaya sürdükleri sunucusuz bir ürünü beta olarak sunuyor.

Dünyanın en büyük teknoloji odaklı şirketlerinden bazılarıyla çalışan Cockroach Labs, 200’den fazla müşteriyle geniş ölçekte çalışıyor. Şirket, açık kaynak ekosisteminde gelişmiş veritabanı teknolojisi eksikliğinden dolayı hüsrana uğrayan küçük bir yazılım mühendisleri ekibi tarafından yeni nesil bir açık kaynak veritabanı sağlamak için 2015 yılında kuruldu.

CockroachDB artık 22.000’den fazla Github yıldızına ve 500’den fazla açık kaynak katılımcısına sahip. CockroachDB Serverless platformu, beta lansmanından yalnızca haftalar sonra 10.000’den fazla yeni kullanıcıyı kendine çekti. Şirketin müşterilerinin %50’den fazlası uygulamalarını CockroachDB Dedicated adındaki bulut hizmetinde çalıştırıyor.

Cockroach Labs, şu anda bulut yükleme tarafında Amazon ve Google ile ortaklık yapıyor ve 2022’de Microsoft Azure’u desteklemeyi planlıyor. New York, San Francisco ve Toronto’da ofisleri olan şirketin, ayrıca Denver, Seattle, Londra ve diğer şehirlerde ve ayrıca uzak Roachers’tan oluşan önemli bir dağıtılmış iş gücü var.

Belediye atıklarını geri dönüştürülebilir plastik maddeye dönüştüren UBQ Materials, 170 milyon dolar yatırım aldı

Lider iklim-pozitif termoplastik malzemelerinin geliştiricisi UBQ Materials, TPG Rise liderliğinde 170 milyon dolarlık bir finansman turunu başarıyla tamamladığını duyurdu.

TPG’nin yatırımı, şirketin özel iklim yatırım fonu olan TPG Rise Climate ve uzun süredir devam eden, çok sektörlü yatırım fonu The Rise Fund aracılığıyla yapıldı. UBQ Materials tarafından aktarılan bilgilere göre finansman turu, Battery Ventures ve M&G’nin Catalyst stratejisi gibi diğer önde gelen yatırımcıların katılımını içeriyor.

Patentli bir dönüştürme işlemi kullanan UBQ Materials, tüm organikler de dahil olmak üzere, çöp sahasına gidecek belediye katı atıklarını tamamen geri dönüştürülebilir bir plastik madde olan UBQ’ya dönüştürür. İklim açısından olumlu, maliyet açısından rekabetçi ve sürdürülebilir bir madde olan UBQ, ahşap veya betonun bir alternatifi olarak tanımlanabilir. İnşaat, otomotiv, lojistik, perakende ve ürünlerin genel karbon ayak izini dengelemek için hem kendi başına hem de geleneksel yağ bazlı reçinelerle birlikte kullanılabilir.

Şirket, belediye atıklarını işlevsel termal plastiklere dönüştürmekle kalmıyor, aynı zamanda su kullanmayarak ve atık üretmeyerek enerji açısından verimli bir malzeme çözümü sağlıyor.

Yatırım, Hollanda’da 2022’nin sonunda faaliyete geçecek büyük ölçekli bir tesis ile başlayarak, artan talebi karşılamak için UBQ’nun küresel genişlemesini finanse edecek. Turdan elde edilen fonlar ayrıca, UBQ’nun sertifikaları, araştırmaları ve yeni ürünlerini desteklemek için kullanılacak.

UBQ Yönetim Kurulu Başkanı ve Eş CEO’su Albert Douer, “UBQ, metan emisyonlarının önlenmesi ve yoğun karbonlu hammaddelerin değiştirilmesi yoluyla hükümetleri, markaları ve büyük üreticileri sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmalarında destekleyebilir” sözlerine yer verdi.

GastroClub’ın yeni uygulaması GastroPay ile restoranlarda temassız ödeme yapılabiliyor

Sosyal yaşamın büyük bir sekteye uğradığı süreç nedeniyle geleneksel koşullarla ödenen hesaplar yerini hızlı bir şekilde temassız ve güvenli ödeme hizmeti sağlayan dijital cüzdan uygulamalarına bıraktı.

Tüketicilerin bu dönemde hijyen konusunda daha hassas davranması ve kalabalık içerisinde bulunmayı tercih etmemeleri hızlı, temassız ve hesaplı ödeme çözümü sunan uygulamaları ön plana çıkardı.

Yeme-içme sektörünün gelecekte, yaşadığımız pandemi dönemini de düşündüğümüzde, daha fazla dijitalleşeceği öngörülüyor. Tüketiciler aynı zamanda gittikçe artan hayat pahalılığında onlara en çok kazandıran uygulamalara yöneliyorlar. Bu noktada üyelerini şehrin en iyi restoranlarıyla buluşturan GastroClub‘ın yeni uygulaması GastroPay kullanıcılarına hem fişe, faturaya, kredi kartına dokunmadan telefonlarından güvenli ve hesaplı bir şekilde mobil ödeme fırsatı sunuyor hem de hesaplarının en az yüzde 20’sini geri kazandırarak dışarıda yemek yemeyi daha erişilebilir ve ekonomik kılıyor.

GastroPay’le 6 ayda 50 bini aşkın kişi restoranda hesap ödeme alışkanlıklarını dijitale çevirdi

Mobil ödeme altyapısını bedelsiz olarak restoranlara açan GastroPay’e 500’den fazla restoranın başvurduğunu anlatan GastroPay Kurucu Ortağı Çağlar Karataş: “Son 6 ayda Türkiye’nin en büyük zincir markaları da dahil 1000’den fazla restoran ve kafe GastroPay ailesine katıldı. VISA sponsorluğumuz sayesinde kullanıcılarımıza restoranlarda ödedikleri hesabın ortalama %25’ini geri hediye ediyoruz. 6 ayda 50 binden fazla kullanıcımız restoranlarda hesabını GastroPay’le ödeyerek bizden 3,8 milyon kazandı.” dedi.

İstanbul’da en çok tercih edilen mutfaklar dünya mutfağı ve kebap

Yeni nesil mobil bir cüzdan uygulaması olan GastroPay verilerine göre temassız ve güvenli ödeme şeklini en çok tercih eden şehirler İstanbul ve İzmir olarak karşımıza çıkıyor. Bununla birlikte yeme-içme alışkanlıklarımızın gün geçtikçe daha çeşitli ve geniş bir gustoya evrilmeye başladığı görülüyor. GastroPay kullanıcıları çoğunlukla rahat ve samimi ortamlara sahip; casual dining diye adlandırdığımız Cookshop, Happy Moons, Midpoint gibi dünya mutfağı zincirlerini tercih ediyor.

İstanbul’daki tüketiciler Türk mutfağının en ünlü yiyeceği olan kebabı siparişlerinden eksik etmiyor. GastroPay ailesinin yeni üyesi Köşebaşı tüketicilerin kebap tercihinde en üst sıralarda yer alıyor. Gençler başta olmak üzere her yaşa hitap eden Snob Street Food burger denince en çok tercih edilen mekanlardan biri.

Gençleri lezzetli ve hesaplı deneyimlerle buluşturmayı hedeflediklerine değinen GastroPay Kurucu Ortağı Gizem Oral: ” İş birliği içerisinde olduğumuz restoranlarda GastroPay ile hesaplarının en az %20’sini geri kazandırarak bir sonraki ödemelerini avantajlı hale getiriyoruz. Böylelikle gençler için ulaşılabilir yeme-içme deneyimini bir üst seviyeye taşıyoruz” diye ekledi.

Fransa’da faaliyet gösteren hızlı market siparişi girişimi La Belle Vie, 28.2 milyon dolar yatırım aldı

Fransa merkezli hızlı market teslimat girişimi La Belle Vie, B Serisi finansman turunda 28.2 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu.

Left Lane Capital ve Quadrille Capital liderliğinde yürütülen finansman Capagro‘dan da destek gördü. Şirket, daha önce 2018 yılında 6,2 milyon ve 2020 yılında 13,1 milyon dolar yatırım almıştı. La Belle Vie, yeni finansmanı Fransa’daki diğer büyük şehirlere genişlemek için kullanmayı planlıyor.

Paris çevresinde 2015’ten beri çevrimiçi market işleten La Belle Vie, Cajoo, Gorillas, Flink, Getir, Zapp ve Gopuff gibi isimler rekabet ediyor. Başlangıçta sebze, meyve, et, balık ve peynir gibi taze ürünlere odaklanarak başlayan girişim, şu anda yerel bir gıda pazarında bulabileceğiniz her şeyi müşterilerine sunmayı taahhüt ediyor. Zamanla paketli ürünler ve bir süpermarkette bulabileceğiniz birçok ürünle teklifini genişletti ve şu anda daha çok çevrimiçi bir süpermarket olarak hizmet veriyor.

Şu anda, La Belle Vie 4.000 farklı taze ürün dahil 17.000 ürün sunuyor. Şirket, siparişinizi Ile-de-France bölgesinde 3 saatten daha kısa sürede teslim edebilir. 500 çalışanı var ve haftada 15.000 sipariş işliyor. Hızlı market girişimleriyle rekabet etmek isteyen La Belle Vie, Bam Courses adlı yeni bir marka başlattı. Bu hizmetiyle siparişler şirketin Paris’teki 7 dağıtım merkezinden birinden 15 dakika gibi bir süre içinde gönderilir. Bam Courses, şu anda yalnızca 2.500 ürün ve Paris ile sınırlıdır.

Haftanın 7 günü faaliyetlerine devam eden girişim, yalnızca pazar günleri sabah 9 ile akşam 23:00 arası çalışıyor. Sipariş vermek isteyen kişiler, La Belle Vie’nin web sitesini kullanarak veya AppStore ile Google Play’den uygulamayı indirerek istedikleri ürünleri sipariş edebilirler.

TikTok, Live Studio adını verdiği Twitch benzeri yayın platformunu test etmeye başladı

Sosyal medya platformu TikTok, yeni özellik ve hizmetlerini kullanıcıları ile paylaşmaya devam ediyor. Canlı yayınlarının sıklığı ve çok fazla ilgi görmesi nedeniyle TikTok, Twitch benzeri bir platform üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. TikTok Live Studio adı verilen bu platformun birkaç gündür Windows üzerinden test edilebiliyor.

Bazı özel kişiler tarafından test edilenilen bu platform, şu an için Windows bilgisayarlarda çalışabiliyor. Bilgisayarınıza indirdikten sonra TikTok hesabınız ile giriş yapmanızı sağlayan TikTok Live Studio, platformda doğrudan canlı yayın yapabilmenizi sağlıyor. Program içerisinde yer alan bazı özellikler ise oldukça dikkat çekiyor. Sohbet özelliği ile izleyicilere hızlıca ulaşabiliyor ve mesaj gönderebiliyorsunuz.

Henüz kimler tarafından programın kullanılabildiği açıklanmasa da birkaç şanslı kullanıcının platforma erişebildiği görülüyor. Sizde şansızını denemek ve TikTok Live Studio platformunu hemen test etmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Telefon üzerinden yapmak yerine bu platformu tercih etmelerinin, kullanıcılara platfromu yayın anında kullanabilmeleri olarak gösteriliyor. Ek olarak TikTok’un açıkladığı verilere göre kullanıcılar platformda video oyunları içeriği aradıkları görülüyor. Bu motivasyonla oluşturulan TikTok Live Studio, bu yönüyle Twitch ve YouTube Gaming’e rakip olacak gibi duruyor.

Henüz çok erken aşamada olan ve yeni yeni test edilebilen bu program, hali hazırda kullanılan OBS veya Streamlabs programlarından pek çok eksiği bulunduğunu belirtelim. Konu hakkında TechCrunch ile konuşan TikTok, Live Studio’nun piyasaya sürülmesinin garanti edilmediğini de belirtiyor ancak lansman gerçekleştiği taktirde rakip platformları inceleyerek programa ihtiyacı olan özellikler kazandırılacak.

Platformun bilgisayarlarda yer alması 16:9 video formatına bir geçiş yaptığı soruları da akıllarda yer aldı. Bu konuda ise TikTok tarafından hiçbir bilgi paylaşılmadı.