Ana Sayfa Blog Sayfa 382

Sağlıklı atıştırmalık markası CEZY, Applied Value Group’tan 2 milyon TL yatırım aldı

Yatırım, yönetim danışmanlığı ve sosyal sorumluluk projeleri alanlarında faaliyet gösteren Applied Value Group, Türkiye’deki faaliyetlerine hız kesmeden devam ediyor. 30’dan fazla ülkede faaliyet gösteren ve bünyesinde 40’ı aşkın şirket bulunan grup, sağlıklı atıştırmalık markası CEZY’ye 2 milyon TL yatırım yaparak, yatırımcı olduğu şirket sayısını 4’e çıkardı.

Doğal içerikli ve fonksiyonel beslenme özellikle pandemi ile birlikte tüm dünyada hızla artan bir beslenme trendi haline geldi. “Sağlıklı atıştırmalık” markası CEZY de geleneksel yöntemlerle hazırlanan niş bir ürün. İçeriğinde aroma veya katkı maddesi bulundurmayan CEZY, 2018’den beri market raflarında yerini alıyor.

Applied Value Group, kadın girişimcileri ve kadın istihdamını desteklemeyi sürdürecek

Türkiye’deki faaliyetlerine hızlı bir şekilde devam ettiklerini belirten Applied Value Group Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Reyhan Baylan, “Yatırımlarımızın temelinde uzun vadeli taahhüt, şirket yapısında yapılacak iyileştirmeler ve tabii ki büyüme stratejisi yer alıyor. Yatırımlarımızın kısa vadeli sonuçlarına odaklanmıyoruz. Bu stratejiyle 2 milyon TL’lik yatırım gerçekleştirdiğimiz CEZY, büyüme potansiyeli oldukça yüksek bir marka. Grup olarak kadın istihdamı önem verdiğimiz konuların başında geliyor. CEZY de kadın istihdamını desteklemesiyle bizimle aynı paralelde hareket eden bir marka. Kısa sürede büyüyeceğini ve daha çok kadına istihdam sağlayacağını öngördüğümüz CEZY, yatırım vizyonumuzu yansıtması açısından bizler için büyük önem taşımakta. Markayı ihracat odaklı bir stratejiyle büyütmeyi planlıyoruz. Hedef lokasyonlarımız arasında; İskandinav Ülkeleri ve ABD geliyor. Applied Value Group olarak kadın girişimcileri desteklemeyi sürdüreceğiz” dedi.

Applied Value Group, 2025 sonunda 30-40 milyon dolarlık yatırıma ulaşmayı hedefliyor

Yatırımlarına devam edeceklerini açıklayan Baylan, “Bir sene içinde yatırımlarımızın 10 milyon dolar civarında olacağını, 2025 sonunda da 30-40 milyon dolar bandına çıkacağını tahmin ediyoruz. Türkiye’de yurtdışında incelediğimiz sektörleri eş zamanlı olarak değerlendiriyoruz. Bu kapsamda en son yatırımımızı da kadınlara istihdam yaratmaya yönelik bir girişim olarak belirledik. Gelecekte Türkiye için daha büyük bir ekip ve daha fazla yatırım da dahil olmak üzere pek çok planımız var” şeklinde sözlerini sürdürdü.

CEZY, kadın istihdamına öncelik verecek

CEZY Kurucusu Selen Canoğulları, “Sağlıklı atıştırmalık sektörü dünyadaki iş hacmini genişletmeyi sürdürüyor. Sektörünün 2019’da tüm dünyada 78.13 milyar dolarlık bir pazarı bulunurken bu pazarın pandemi ve sağlıklı yeme bilincinin artması ile önümüzdeki 4-5 yılda 110 milyar dolarlık bir hacme ulaşması bekleniyor. Amerika ve Avrupa ülkelerinde ‘atıştırmak’ günlük beslenmenin bir parçası. Ülkemizde de pazar genişlemeye devam ediyor” diyor.

Üretim kapasitelerini artırıp ürünü uluslararası pazarlara hazırlayarak ihracata başlamanın öncelikli hedefleri olduklarını belirten Canoğulları, “Ulusal pazarda yaygınlığımızı ve ulaşılabilirliğimizi artırmak da amaçlarımız arasında. Önümüzdeki dönemde; kendi üretim atölyemizi kurup en az 8 kadın istihdamıyla çalışmalarımıza başlamayı ve kapasitemizi ilk 6 ayda 10 katına çıkarmayı hedefliyoruz. Özellikle uluslararası pazarlarda pazar payı almayı başarabilirsek istihdamımızı sene sonunda 2-3 katına çıkarmayı planlıyoruz” dedi.

Emre Köksal tarafından ABD’de kurulan Datanchor, Alesta’dan yatırım aldı

ABD’de veri güvenliği alanında faaliyet gösteren Datanchor, Alesta’dan 80 bin dolar yatırım aldı.

Datanchor Inc., 2019 yılında, Columbus Inventor of The Year (Yılın Mucidi) ödülüne layık görülen Türk Profesör Emre Köksal tarafından ABD’de kurulmuştur. Datanchor, Inc., kendi geliştirdiği patentli Anchor teknolojisiyle organizasyonlara ait dosyaların izinsiz dolaşımını ve erişimini engelleyip dosyalar üzerindeki tüm aktivitelerin izlenmesine imkan tanıyor.

Anchor, hassas verileri korumanın ve kontrol etmenin daha iyi bir yoludur. Anchor, ağınızın etrafındaki geleneksel duvarlara güvenmek yerine, güvenliği doğrudan bireysel dosyalarınıza yerleştirir ve bunların yalnızca istenen kişi tarafından istenen yerde açılabilmesini sağlar.

Anchor ile hassas verilerinizi hızlı ve ekonomik şekilde koruyabilir, kritik içeriklerinize erişimi kolayca güvence altına alabilir ve kontrol edebilirsiniz.

Alesta Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Özer yatırıma ilişkin yaptığı açıklamada: “İştirak portföyümüze üst düzey veri güvenliği konusunda faaliyet gösteren Datanchor’un eklemekten ve faaliyet alanlarımızı genişletmekten mutluluk duyuyoruz. Günümüzde hassas ve kritik verilerin korunması ve bu verilere izinsiz erişimlerin engellenmesi organizasyonlar için çok önemli. Datanchor, bu konuda geliştirdiği patentli ve güvenilir çözümlerle bu veriler için üst düzey koruma sağlıyor ve gizliliğinizi koruma altına alıyor.” dedi.

AMD, bulut girişimi Pensando’yu 1.9 milyar dolara satın alıyor

Çip üreticisi Advanced Micro Devices (AMD), geçen Pazartesi günü yaptığı açıklamada, veri merkezi ürünlerini desteklemek, bulut ve kurumsal sektörlerden gelen artan talepten yararlanabilmek için bulut girişimi Pensando‘yu 1,9 milyar dolara satın alacağını duyurdu. AMD, satın almanın işletme sermayesi ve diğer operasyonları içermediğini belirtti.

2017 yılında dört eski Cisco Systems Inc mühendisinden oluşan bir grup tarafından kurulan Pensando’nun müşterileri arasında Goldman Sachs ve Microsoft‘un bulut birimi Azure gibi şirketler bulunuyor.

Girişim, tamamen programlanabilir bir işlemci ve kurumsal müşterilerin ve veri merkezi müşterilerinin bulut bilişim veri merkezleri gibi çalışmasına yardımcı olan bir yazılım platformu yapıyor.

Bulut bilişimde, müşteriler birkaç tıklamayla dünyanın farklı yerlerinde ihtiyaç duydukları kadar bilgi işlem gücü sipariş edebiliyorlar. Yazılım, verileri doğru fiziksel makinelere ulaştırmanın mekanik kısmıyla ilgileniyor.

AMD’nin Pensando platformunu işlemci ve grafik çipleri serisine eklemesini sağlayacak anlaşmanın bu yılın ikinci çeyreğinde tamamlanması bekleniyor.

Pensando’nun CEO’su ve tüm ekip, AMD’nin Veri Merkezi Çözümleri Grubuna katılacak. Pensando CEO’su Prem Jain satın almayla ilgili “AMD ailesine katılmaktan heyecan duyuyoruz. Ortak inovasyon alışkanlıklarımız, mükemmellik ve müşterilere amansız odaklanmamız, bunu ideal bir kombinasyon haline getiriyor. AMD ile birlikte, müşterilerimizin bilişimin geleceğine yönelik vizyonunu gerçekleştirecek yetenek ve araçlara sahibiz” dedi. 

Çip sektöründe AMD sürekli olarak Intel ve Nvidia ile rekabet halinde. Daha geçen ay Nvidia, veri merkezlerinde yapay zeka işlevlerini hızlandırmak için yeni bir çip tanıtmıştı.

Kronik hastalıklar için gıda desteği sunan Season Health, 34 milyon dolar yatırım aldı

New York merkezli sağlıklı beslenme girişimi Season Health, A Serisi finansman turunda 34 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Yatırım turu, Andreessen Horowitz liderliğinde gerçekleşti. Tura katılım sağlayan diğer yatırımcılar arasında LRV Health, Company Ventures, Cityblock CEO’su Toyin Ajayi, Shef ve Instacart’ın kurucuları yer alıyor.

Josh Hix ve Mustafa Shabib tarafından kurulan Season Health, diyabet ve böbrek sorunları gibi kronik hastalıkların tedavilerine “ilaç desteği olarak gıda” teklifi sunuyor. Dünyanın ilk dijital gıda eczanesi olduğunu iddia eden New York merkezli girişim, kullanıcılarının platforma kayıtlı diyetisyenlere erişebilmelerini kolaylaştırıyor. Aynı zamanda birden fazla klinik vaka için gıda reçeteleri sağlıyor. Season Health’in sunduğu uygun fiyatlı ürünler, tüketicilerin kapılarına kadar teslim ediliyor.

Season Health, iyi beslenmenin zorluklarını ele alarak tüm hane halkının diyet ve kişisel tercihlerini dönüştürmeyi hedefliyor. Şirket, programları sayesinde hastalar için daha iyi sağlık sonuçları sağladığını ve sigortacılar için bakım maliyetlerini düşürdüğünü belirtiyor. Season Health’in sigorta şirketleri için sunduğu teklif, gıda yardımı yönetim planlarını güçlendiriyor. Season üyeleri, diyetisyen bakımı, özel yemek tarifleri ve hazır yemek satıcıları ağına erişim sağlayabiliyor. Aynı zamanda yiyeceklerin doğrudan kapılarına ulaşmasını sağlayan özel bir teslimat sürecinden yararlanabiliyorlar.

Season Health, daha sağlıklı gıda alımı için hekimlerin önerdiği beslenme reçetelerinin verimliliğine dikkat çekse de, birçok hasta uygun gıdaları sürekli olarak satın alıp yemekte zorlanıyor. Şirket, klinik koşullar ve sosyoekonomik durumlara dayalı olarak gıda reçeteleri yazma konusunda sağlık çalışanlarını desteklemek için önde gelen sağlık sistemleriyle birlikte çalışıyor.

The Academys: Birey ve kurumlara espor ve oyun alanında eğitimler veren yerli girişim

Workup Girişimcilik Programı‘nın 8. dönemine seçilen girişimlerden The Academys, Espor sektöründe kariyer yapmak isteyenlere bir çok alanda eğitimler vererek, markalara özel turnuvalar, etkinliklerle markaların espor alanında ihtiyaçlarını karşılama ve eğitim gibi çözümleri sunuyor.

The Academys dünyanın ilk espor eğitim şirketi olarak çıktığı yolda, turnuva ve global organizasyonlar yapan bir şirket haline gelmiştir. Çok yakında çıkaracağı mobil uygulaması Nerf IT ile birlikte tüm bu hizmetlerini tek bir platformdan verecektir.

Burak Çevik tarafından Aralık 2016’da İstanbul’da kurulan girişimin 21 kişilik bir ekibi var. Burak, The Academys’in bugünkü olduğu konuma gelmesinin ana etmeninin özellikle ekip olduğunu vurguladı. Şirket içerisinde büyük bir aidiyet ve inanç söz konusu.

Burak: “Bizde sıklıkla söylenen bir söz vardır; Doğduğumuz aileye değil seçtiğimiz aileye!”

The Academys, espor sektöründe neredeyse A’dan Z’ye markaların tüm gereksinimlerine göre tüm operasyonel sorumluluğu üstleniyor ve kurumlara özel organizasyonlar yapıyor. Girişim, 2019 yılının sonuna kadar Shoutcaster Academy ismiyle faaliyetlerini sürdürdü ve 2020 yılında yeni ismi The Academys ile Deniz Karadaş’ı da ekibine dahil etti.

Hangi sorundan yola çıkarak girişimi kurduğuyla ilgili Burak: “İnsanlar espor sektöründe nereden başlayacağını bilmiyordu, biz topluluğa yol göstermek ve onları iyi yerlere getirmek istedik. Sektöre istihdam sağlayan nitelikli bir eğitim şirketi olduk. Turnuva organizasyonları yaparakta hem lokal de hemde global de oyuncuların keşfedilmesini sağladık. Markalarla gençler arasında köprü olduk.” dedi.

Girişimin verdiği hizmetleri incelersek kurumlara ve bireylere verilen eğitimlerin yanı sıra, markalar için oluşturulan özel espor entegrasyonları, turnuvalar ve The Academys’in kendi stüdyosunda canlı yayınları var. Daha rahat ölçeklenebilmek için Nerf IT‘i kurma kararı verdiler ve Nerf IT ile birlikte etkinlikler, yayınlar, turnuvalar ve eğitimler tek bir platformdan ilerleyebilecek.

Son olarak hedeflerle ilgili: “Dünya’da espor girişimciliğinde rol model olabilecek bir konuma gelmek. Türkiye’deki cevherleri bulup bir katalizör etkisi ile gerek yurt içi gerek yurt dışında değerlendirebilmek. Eğitim ve Turnuva alanında dünyada tercih edilme sırasında ilk üçte olmak.” dedi.

The Academys, yakından takip ettiğimiz girişimler arasında. Yeni gelişmelerini sizlerle paylaşacağız.

Meta, yeni sanal para birimi için araştırmalar yapıyor

Meta, yeni bir Financial Times raporuna göre şirket hala finans ürünleri için araştırma yapıyor. Üretilmesi planlanan sanal para biriminin adının ise “Zuck Bucks” olacağı söyleniyor.

Tahminler, adını Zuckerberg’den esinlenen sanal para biriminin kripto para olmayacağı yönünde. Daha çok şirkete bağlı merkezi bir para birimi olacak ve değeri şirket kurallarına göre belirlenecek.

Şirket ayrıca Facebook’ta NFT’ler yayınlamaya ve paylaşmaya çalıştığı için Meta, blok zinciri ürünlerinden tamamen uzaklaşmış sayılmaz. Financial Times, şirketin Mayıs ayı ortasında tam da bunu yapmak için bir pilot uygulama başlatmayı planladığını söylüyor. Kısa bir süre sonra Meta’nın “NFT sahipliğine dayalı Facebook gruplarının üyeliğine ve NFT’leri basmak için bir başkasına” izin vermek gibi bazı özellikleri test edeceği düşünülüyor. Financial Times daha önce Ocak ayında Meta’nın Facebook ve Instagram için NFT planlarından bazılarını bildirmişti ve Zuckerberg Mart ayında NFT’lerin Instagram‘a geleceğini duyurmuştu.

Buna ek olarak Meta, Financial Times raporlarına göre örneğin Facebook gruplarına anlamlı katkılar sunan üyeler için ödül olarak verilebilecek “sosyal token” (social tokens) veya “itibar tokenı” (reputation tokens) gibi ürünleri araştırıyor. Şirket ayrıca görünüşe göre küçük işletme kredileri gibi geleneksel finansal hizmetleri de araştırıyor.

Meta sözcüsü Lauren Dickson, The Verge‘e yaptığı açıklamada, “Bugün paylaşacak güncellememiz yok” dedi. “İnsanlar, işletmeler ve içerik oluşturucular için sürekli olarak yeni ürün yeniliklerini değerlendiriyoruz. Bir şirket olarak, meta veri tabanı oluşturmaya odaklandık ve bu, ödemelerin ve finansal hizmetlerin nasıl görünebileceğini de içeriyor.”

Sağlık sektöründe değere dayalı ödeme platformu sunan Clarify Health, 150 milyon dolar yatırım aldı

Sağlık sektöründe değere dayalı bir sunan girişim Clarify Health, D Serisi finansman turunda 150 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Mevcut finansman turu, Clarify Health’in 115 milyon dolar yatırım aldığı haberini duyurmasından yaklaşık bir yıl sonra geldi.

SoftBank Vision Fund 2 liderliğindeki finansman turu, BlackRock, Memorial Hermann Health System, Insight Partners, Spark Capital, KKR, Aspenwood Ventures, Rivas Capital ve Sigmas Group katılımıyla gerçekleşti.

Sağlık hizmetinin zeka sistemini inşa ettiğini söyleyen Clarify Health, 300 milyondan fazla hasta yolculuğuna bağlı olarak yapay zeka destekli 18 milyar tahmin üretiyor. Bu tahminler, sağlık planlarını ve yaşam bilimleri şirketlerini daha iyi bakım kararları alma konusunda güçlendiriyor. Clarify, ödeme yapan kişiler, sağlayıcılar ve sağlık merkezleri arasındaki temel iş sorularını ele alan teklifi sayesinde değere dayalı ödemeleri etkinleştirir. Şirketin platformu, şeffaf bir kaynak ve değere dayalı ödemelerin işlenmesini sağlamak için klinik performansı finansal teşviklere bağlar. Değere dayalı bakımda başarılı olmak için ortaklar arasında güven gerektiğini belirten şirket, sözleşmeyi dijitalleştiren, işbirlikçi ve şeffaflığı artıran bir teklif geliştirir.

Clarify Health’in kurumsal analitik ve değere dayalı ödeme platformu, daha iyi bakım ve tedavi sunma konusunda destek sağlar. Clarify Health CEO’su Jean Drouin, “Misyonumuz, sağlık hizmetlerinin ödenme ve sunulma şeklini temelden iyileştirmek” sözlerine yer verdi. BlackRock Genel Müdürü Matt Singer tarafından yapılan bir açıklamaya göre sağlık hizmetindeki mavi çipli kuruluşlar, somut bir yatırım getirisi sağlaması nedeniyle Clarify ile ortak olmayı seçiyor. Son yatırım, Clarify’ın tekliflerinin genişletilmesini ve değer tabanlı ödeme platformunun benimsenmesini hızlandıracak.

Ankara merkezli paylaşımlı elektrikli scooter girişimi hop, yeni logosunu duyurdu

Ulaşım kaynaklı çevre kirliliğini, karbon salımını ve trafikte geçen zamanı azaltmayı hedefleyen yerli mobilite girişimi hop, 2019 yılında sürdürülebilir bir dünya için yola çıktı. Şu an rüzgar enerjisinden sağladığı çevreci enerji ile 10’dan fazla şehirde hizmet veriyor. Globale açılırken kurumsal kimliğini güncelleyerek yeni bir döneme giriyor.

Tüketici odaklı ve çevre dostu hizmet politikasını benimseyen hop, bu vizyonu dünyayla paylaşmak için çalışmalarına başlıyor. Yeni kurumsal kimliğiyle dünya çapındaki kullanıcılarına “merhaba” demek için gün sayıyor. Sadece Türkiye’deki tüketicilerin değil, tüm dünyadan kullanıcıların beğenisini kazanmayı hedefleyen görsel bir kimliği uygulamaya geçiriyor.

hop’un yeni logosu, kırmızı rengiyle markanın dinamik karakterine vurgu yapıyor. Kurumsal kimliğine eklenen sarı ve siyah renkler güçlü ve havalı bir görüntü sağlıyor. Daha minimal ve fütüristik bir yazı karakteriyle ise gelecek vizyonunu yansıtıyor. Çarpıcı ve akılda kalıcı bir marka kimliği ortaya çıkıyor.

Global bir hizmet ağına dönüşürken, yeni dönemde çevreci ulaşım alternatiflerini daha da geliştiriyor. Ürün gamına elektrikli bisiklet, motosiklet ve araba gibi farklı araç modellerini ekleyerek daha geniş kitlelere hizmet vermeyi hedefliyor.

hop’un eski logosu

hop büyümeye ve gelişmeye devam ediyor.

Eğitim teknolojileri girişimi Düşyeri, 350 bin kullanıcıyı geçti

Dijitalde çocuklar için devrim başlatan yerli edutech girişimi Düşyeri, ilk ürünü “Çocuk Modu” ile 350.000 kullanıcıyı geçtiğini duyurdu.

Girişimin yakın zamanda 35 milyon dolar değerleme ile önemli isimlerden 3,7 milyon dolar yatırım aldığını duyurmuştuk.

“Çocuk Modu” ile dijitalde çocukların geçirdikleri süre ve karşılaştıkları tehlikeler konusuna odaklanan Düşyeri, özellikle dijitalde en yüksek risk altında olan 2-10 yaş çocuklar için dijitalde geçirilen süreyi %100 güvenli hale getiren “çocuk modu” ürününü yatırımdan hemen önce, yıl başında kullanıma açtı. Kullanıma açıldığı günden bugüne kadar uygulamayı kullanan ailelerin sayısı 350.000’i geçti.

Hızlı büyüyüşü ile dikkatleri üzerine çeken girişimin yazılımını telefonunuza, tabletinize veya bilgisayarınıza indirdiğinizde artık çocuğun dijitalde geçireceği süre tamamen güvenli ve yaşına uygun hale geliyor. Sisteme çocuğun yaşı tanımlanıyor ve oyunlar, videolar, kitaplar hatta Youtube bile çocuğun yaşına, ilgi alanına uygun hale geliyor.

Ebeveynlerin çocuklara tablet, telefon, bilgisayar verdiklerinde “acaba sakıncalı bir içeriğe maruz kalıyor mu?” kaygısını yok eden girişim bu yaklaşımı ile dünyada bir ilk.

Çocukların dijital dünyada ihtiyaç duyduğu ve en çok kullandıkları tüm fonksiyonları çocuk için yeniden tasarlayan bir dijital deneyim yaşattıklarını söyleyen Düşyeri, şu an telefon, tablet ve bilgisayarlarda aktif durumda. Çok yakında akıllı tv’lerde de aktif olacak.

Düşyeri yazılım ekibinin “çocuklar üzerinden” değil “çocuklar için” yaklaşımı ile gelirştirdikleri, çocuğun yaşına ve bilişsel gelişimine uygun olarak ekran süresinin otomatik ayarlama özelliği ve çocuğu Düşyeri’nde geçirdiği süre boyunca akıllı algoritmalar ve yapay zeka ile tanıyan ve ebeveyne çocuğu hakkında düzenli gelişim raporları sunan özelliği de yakında aktif olacağı duyuruldu.

Çocuk Modu’nda yer alan tüm içeriklerin arkasında çağa ve günümüz çocuklarının ihtiyaçlarına özel tasarlanmış, tamamen oyunlaştırılmış, süper eğlenceli bir kazanımlar dünyası var. Eğitim, teknoloji ve çocuk üçgeninin tamamını kapsayan disiplinlerarası bir çalışma olan Düşyeri, “bu özelliklerimizle eğitimi dijital dünyanın kuralları ile yeniden tasarlıyoruz.” diyor.

Düşyeri Kurucusu Ayşe Şule Bilgiç; “Dijital dünya çocuklar için sayısız tehlike içeriyor. En yüksek risk grubu ise özellikle dijitalle yeni tanışan 2-10 yaş grubu. Düşyeri’nin birinci önceliğimiz bu yaş grubuna dijitalde güvenli bir deneyim yaşatmak, sonrasında ise dijital dünyanın tüm imkanlarını onların gelişimine destek olacak hale getirmek. Şu an Türkiye’de 350.000 aile bu tehlikeye karşı Düşyeri kullanmaya başladı. Hızla artan bu ilgiden çok mutluyuz.” dedi.

Düşyeri Ortağı ve CEO’su İbrahim Coşkuner; “Sadece Türkiye değil tüm dünya ebeveynlerinin dijitalde aynı sorunu yaşadığını tahmin ediyorduk. Düşyeri’nin kullanıcı sayısının kısa sürede 350.000’i geçiyor olması öngördüğümüz ihtiyacının gerçek bir ihtiyaç olduğunu gösteriyor.”

Düşyeri CTO’su Burak Karababa:”Dijital dünyada çocukları 360 derece bir bakış açısı ve ebeveyn hassasiyeti ile düşünen bir teknoloji şirketiyiz. Geliştirdiğimiz tüm teknolojiler çocukların yaşamlarını daha anlamlı kılıyor. Bu kadar teknik bir iş yaparken tüm ekip olarak bu anlam motivasyonu bize imkansızı gerçekleştirebilme gücü veriyor. 350.000 olan kullanıcı sayımızın hızla milyonlu rakamlar açıkacağına eminiz.” diyor.

Sıra beklemeden sipariş vermenizi sağlayan girişim: Beklemesen

Workup Girişimcilik Programı’nın 8. dönemine seçilen girişimlerden Beklemesen, Self-service hizmet veren kahve satıcılarında, müşterilerin zamandan tasarruf edebilmesi için siparişlerini önceden oluşturup, ödemelerini sağladıkları; sonrasında müşterinin siparişini kendisinin teslim aldığı bir pazaryeri platformudur.

Yurt dışında bu modelde bir trend olduğunu gören beklemesen kurucuları Murat Büyükekşi, Süleyman Nebati ve Hamdi Cem Karadaş, bu modeli Türkiye’de hayata geçirdi. Toplamda 6 kişilik ekipleri var.

Kullanıcılar beklemesen üzerinden konum bazlı olarak çevresindeki işletmeleri görür, bunların menülerine erişir, siparişini oluşturur ve teslim alacağı zamanı belirler. Sonrasında da restorana ya da kafeye gittiğinde sırada beklemeden ürünlerini uygulama üzerinden oluşturulan dört haneli kod ile teslim alır. Böylelikle ciddi bir zaman tasarrufu sağlar.

Kuruculardan Süleyman “Beklemesen olarak bu proje başladığımız zaman yurt dışındaki take-away kavramının bizde karşılığı yoktu. Bu kelimenin karşılığı olan gel-al kavramını Türkiye’de pandemiyle birlikte oturttuk. Kahve ve pastane sektöründe dikey olarak büyümeyi hedefliyoruz. Daha sonrasında da İstanbul dışına açılacağız. Yeme-içme pazarında yatay büyüyeceğiz. Türkiye’deki büyümemizi sağladıktan sonra da globale açılacağız” dedi.

Beklemesen’de işletme tarafı ve kullanıcı tarafı olmak üzere iki farklı ürün var. Kullanıcılar uygulamayı App Store, Google Play AppGallery‘den indirdikten sonra kolayca üye olup, ücretsiz bir şekilde kullanmaya başlıyor. İşletmeler ise partner olduktan sonra gerekli sözleşmelerin imzalanmasıyla birlikte portal tarafından giriş yapıp, ürünlerini yükledikten sonra bölgesinden müşteri almaya başlayabiliyor. Tüm süreç online işliyor.