Ana Sayfa Blog Sayfa 342

Sağlıklı atıştırmalık üreticisi Rawsome, kitle fonlama ile 8.2 milyon TL yatırım aldı

Türkiye’de Rawsome, Avrupa Birliği, Birleşik Krallık ve ABD’de Rawmygod markalarıyla faaliyet gösteren Türkiye’nin ilk sağlıklı, vegan, glutensiz, şeker ilavesiz atıştırmalık üreticisi Pachamama Gıda, paya dayalı kitle fonlama platformu fonbulucu üzerinde 6.75 milyon TL hedefiyle başlattığını paylaştığımız kampanyada 8.2 milyon TL yatırım aldı.

Yoğun ilgi gören ve planlanan son tarihten bir ay önce hedef fonlama limitini aşan kampanya, yasa gereği %120 üzerinde fonlama yapılamaması nedeniyle yeni taleplere rağmen planan bitiş tarihinden önce başarılı bir şekilde tamamlanmış oldu. 54 milyon TL değerleme ile yatırım turuna çıkan Pachamama Gıda, 1115 yatırımcının katılımıyla turu tamamlandı. 

Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Rawsome’ın çatı şirketi Pachamama Gıda’nın Kurucusu ve Genel Müdürü Semra İnce, gördükleri yoğun ilgiden çok memnun olduklarını, toplanan yatırımı halihazırda tescilli markalarıyla ihracat faaliyetleri yürüttükleri Avrupa Birliği ülkeleri, Birleşik Krallık ve ABD’nin dışında yeni pazarlarda ve daha geniş bir ürün yelpazesi ile tüketiciyle buluşmak için kullanacaklarını belirtti. Yatırım sonrası ihracat artışını desteklemek için alt yapılarını güçlendirmeye, yeni ürün kategorileri eklemeye, istihdama ve üretim ekipmanı yatırımlarına odaklanacaklarını belirten Semra İnce, önümüzdeki yıl uluslararası gıda fuarlarında daha çok yer alacaklarını söyledi. 

İstanbul’daki bin metrekarelik tesisinde üretim yapan Pachamama Gıda, halihazırda 9 ülkeye ihracat yapıyor. Ürün gamı kuruyemiş ve meyve barları, fonksiyonel kuruyemiş ve meyve barları, granola ve müsliler, dolgulu meyve ve yemiş toplarından oluşan 3 farklı kategoride 32 çeşit ürüne ulaşan marka, KKTC, Almanya ve Kuveyt’te distribütörleri aracılığıyla faaliyet gösteriyor. Pachamama Gıda ayrıca, pek çok yerli ve uluslararası marka için “private label”üretim yapıyor. Şirket, alanında dünya markası olma vizyonuyla çalışıyor. 

Kitle fonlamayla yatırım toplama sürecinin hızla büyüyen bir pazarda küresel adımları hızlandırmak için hareket alanı sağlayacağını düşünen Semra İnce, 2023 yılında Avrupa ve ABD’de ofis açmayı planladıklarını ifade etti. 

Marka, 5 yıldır sahip olduğu A derece BRC kalite sertifikasıyla uluslararası pazarda kolayca ilerleyebiliyor. Online, HORECA, market zincirleri, ihracat ve private label satış kanalları üzerinden pek çok ülkeye ulaşan Pachamama Gıda’nın, Rawsome ve Rawmygod markalarıyla konsept, Ar-Ge ve reçete çalışmalarını tamamladığı 3 farklı kategorideki ürünleri, önümüzdeki aylarda raflardaki yerini alacak. 

Sparga1, 16 milyon TL hedefle ikinci kez kitle fonlama yatırım turuna çıkıyor

Kuşkonmaz üretimi yaparak yerel ve ihracata dayalı sürdürülebilir bir tarım modeli inşa etmek misyonuyla geliştirilen Sparga1 Kuşkonmaz girişimi, sizlerle paylaştığımız ve rekorla tamamlanan birinci aşama yatırım turunun ardından 7 Kasım Pazartesi günü ikinci aşama paya dayalı kitle fonlama kampanyasını başlattı.

20 gün sürecek ikinci fonlama sonunda 16 milyon TL finansmana ulaşmayı hedefleyen girişim şirketi, ilk kampanya ile şirket kuruluşunu gerçekleştirmiş ve büyük ölçekli üretim hazırlıklarını başlatmıştı. Sparga1 Kuşkonmaz girişimi; yabani formlarına Türkiye’nin çok büyük bölümünde rastlanmasına ve içerdiği mineraller, folik asit, B ve C vitaminleri ile biyoaktif bileşenler açısından insan sağlığına yararlarına rağmen ülkemizdeki sınırlı üretim nedeniyle ithalata bağımlı durumda olan kuşkonmaz üretim alanlarını kısa sürede 4 bin dekar seviyesine getirmeyi planlıyor.

İlk kampanyaya katılanlar ikinci kampanyada pay oranlarını koruyabilecek

Sparga1 Kuşkonmaz girişimine ilk kampanyada yatırım yapan yatırımcılar ikinci kampanyaya da katılarak sermayedeki pay oranlarını koruyabilecek. Kampanyanın ilk 15 günü boyunca sadece birinci yatırım turuna katılmış olan 1.868 yatırımcı yatırım yapabilecek. İlk 15 gün içerisinde %100 fonlamaya ulaşılması durumunda, kampanya erken sonlandırılabilecek. Kampanyanın erken sonlandırılmaması durumunda ilk tura katılmamış olan yeni yatırımcılar 22 Kasım Salı saat 00:01 itibari ile yatırım yapabilecek. Kampanya süresince herhangi bir zamanda fazla fonlama olması halinde, kısmi iadeler oransal olarak hesaplanarak yapılacak.

“Küresel pazar her yıl yaklaşık %3 büyüyecek”

Güncel piyasa tahminlerine göre küresel kuşkonmaz pazarının 2027 yılına kadar 37 milyar ABD doları toplam piyasa değeri ile yaklaşık 10 milyon tonluk küresel bir pazar hacmine ulaşmak için yılda yaklaşık %3 büyümeye devam edeceğini söyleyen Girişimci – Sparga1 Yönetim Kurulu Üyesi Osman Dağlı, Türkiye’de 1930’lu yılların başında Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde dikimler yaparak kültür kuşkonmazı üretimine başlanmış olmasına rağmen, üretiminin ve tüketiminin hala yaygınlaşamadığını ifade etti. Türkiye’de bugüne kadar üretimin kısıtlı olmasından dolayı kuşkonmazın pahalı bir ürün olarak algılandığını sözlerine ekleyen Osman Dağlı, şu anda yıllık 300 ton olarak yerel üretimin yeni girişimler sayesinde sıçrama yapması ile ürünün daha ekonomik bir seviyeye oturacağının altını çizdi. Dağlı, “Konunun tüm bileşenleri ile ilgili 15 yıllık bir deneyime sahibiz. Büyük ölçekli üretim ile amacımız, kısa zamanda hem yerel hem Avrupa pazarında artan talebin ülkemizin lojistik, ekonomik işçilik ve uzun tedarik sezonu avantajlarını kullanarak karşılamaktır. Öte yandan paranın değer kaybettiği ekonomik koşullarda, kuşkonmaz tarım projesinin riski minimize ve potansiyeli maksimize eden bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Projemiz iki yıllık kök gelişim bekleme sürecinin ardından, önümüzdeki 10 yıl boyunca temettü dağıtma fırsatı yaratarak uzun vadeli bir kazancın kapılarını aralayacaktır” dedi.

“Sparga1 Kuşkonmaz girişimi bir değer önerisi sunuyor”

fonbulucu Kurucusu ve CEO’su Hakan Yıldız ise yaptığı açıklamada, “Tüketimi yurt dışında her geçen gün artmasına rağmen üretim açığı bulunan kuşkonmazı sahiplenerek ilk aşama yatırım turuna çıkan Sparga1 Kuşkonmaz girişimi, ilk yatırım turunu rekor seviyede fonlanarak kapatmıştı. Platformumuzda 3 Eylül 2022 günü yatırımcılarla buluşan Sparga1 Kuşkonmaz birinci aşama kampanyası, 10 günde 16 milyon TL fonlanarak talep ettiği 4 milyon TL’lik tutarı %400 fazla taleple aşmış ve daha önce yine platformumuzda tura çıkan Fernvaille Oyun girişimine ait olan %216.8’lik rekoru geliştirmişti. Tarım gibi son derece önemli bir alanı sahiplenen girişimimizin bu ikinci yatırım turunda da aynı başarıyı yakalayacağına yönelik şüphemiz yok. Katma değeri ve ihracat potansiyeli çok yüksek olan kuşkonmaz üretimi, sürece dahil olan paydaşlara gelir kazandıracağı gibi ülke ekonomisini güçlendirmede rol oynayacaktır. Bir değer önerisi sunan Sparga1 Kuşkonmaz girişimine ortak olmak isteyen tüm yatırımcılarımızı kampanyamıza davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

YouTube, içerik üreticileri için ortak canlı yayın özelliğini test ediyor

İçerik platformu YouTube, hem içerik üreticilerinin hem de kullanıcıların dikkatini çekecek “Go Live Together” (Birlikte Canlı Yayına Geç) özelliğini kullanıma sunmaya hazırlanıyor. Yeni özellikle ilgili ilk bilgiler, YouTube Creator Insider kanalında ve resmi blog gönderisinde paylaşıldı.

Ortak canlı yayın özelliği, akıllı telefon üzerinden başa bir içerik üreticisiyle canlı yayın yapma imkanı sunuyor. Yayını yapacak olan kişiler ister bilgisayar üzerinden planlayarak isterse de direkt olarak akıllı telefon üzerinden canlı yayına geçebiliyor. Bunun dışında canlı yayınlara misafir de davet edilebiliyor. Bu sayede canlı yayınların daha fazla etkileşimli bir hal alması amaçlanıyor.

Önümüzdeki birkaç hafta içinde içerik üreticilerinin hesaplarına Go Live Together butonu eklenecek. Buna bağlı olarak da içerik üreticilerinin başlık, açıklama, para kazanma ayarları, küçük resimler ve görünürlük ayarları dahil olmak üzere akış ayrıntılarının değiştirilmesi gerekiyor. Bir yayıncıyı davet etmek için yayın sahibi konumunda olan kişinin bir link göndermesi gerekiyor. Bu linkle beraber daveti kabul eden kişi ilk önce bekleme odasına gönderilir ve yayının sahibi davetliyi konuk olarak almaya hazır olduğunda “Canlı Yayına Geç” butonuna dokunarak ortak yayına başlayabilir.

YouTube’un konuk akışları reklam yayınlayabilir, ancak gelirlerin sunucuya aktarıldığı belirtiliyor. Ayrıca yayına konuk olan kişilerin kanalında bu canlı yayının görüntülenmediği de belirtildi. Bu konunun oldukça önemli olduğunu belirten YouTube, ilerleyen süreçte gelen talebe göre konukların kanalında da videoların yayınlanabileceğini açıkladı.

TikTok ve Twitch‘in yakın zamanda kendi ortak akış özelliklerini başlatmasından sonra YouTube da rakiplerine eşlik ederek bu özelliği kullanıma sunuyor. Hem TikTok hem de Twitch’de canlı yayına birden fazla kişilerin katılmasına olanak sağlanırken henüz YouTube’da bu özellik bulunmuyor. Birlikte Canlı Yayına Geç özelliğinin ilk adımda sadece belli içerik üreticileri tarafından test edileceği ardından daha büyük bir kitleye açılacağı açıklandı.

Twitter, ücretli olacak doğrulanmış hesapların kullanıma sunulacağı tarihi açıkladı

Popüler sosyal medya platformu Twitter, ücret talep ettiği doğrulanmış hesapları 8 Kasım Salı günü ABD’deki ara seçimlerin hemen ardından kullanıma sunacağını açıkladı. Yenilenmiş olarak gelen Twitter Blue’nun 7.99 dolar fiyatıyla çok yakında kullanıma sunulması bekleniyor.

Elon Musk’ın satın alımıyla beraber çalkantılı bir süreçten geçen şirket, yenilenmiş ve teknoloji severlerin dikkatini çekecek birçok yeni özelliği aktif etmeyi planlıyor. Doğrulanmış hesapların da içinde yer aldığı yeni Twitter Blue paketinin testleri Cumartesi günü başladı. Bugün kullanıma sunulması beklenen özelliğin ABD’deki seçimlerde platform üzerinden herhangi bir sorun yaşanmaması için ileri bir tarihe ertelendiği paylaşıldı. Bunun sebepleri arasında fake bir hesabın doğrulama alarak yanlış bilgiler paylaşabilme ihtimali bulunmasından kaynaklı olduğu iddia ediliyor.

Twitter Blue ile birlikte kullanıcılar, sadece mavi tik almayacak, aynı zamanda daha uzun tweet’ler atarak daha az reklamlar görecek ve mention ettikleri ya da yanıt yazdıklarında diğer kullanıcılara oranla daha üst kısımlarda yer alacak. Bu sayede kullanıcıların uygulamayı daha efektif kullanması sağlanıyor.

Sosyal medya devi her ne kadar yenilikler getirse de çalışanlarını işten çıkarmasıyla da gündemden düşmüyor. İşten çıkarmalardan etkilenen eski çalışanlar, aniden bir fesih mektubu almanın veya Slack gibi dahili araçlara veya veritabanlarına erişimlerinin aniden iptal edildiğini görmenin ötesinde, çok az resmi iletişimin olduğunu belirtiyor.

Twitter’ın İnsan Hakları eski Danışmanı Shannon Raj Singh, işten çıkarıldığını açıkladı. Twitter’ın artık eski erişilebilirlik başkanı, şirketin engelliler için ürünü geliştiren erişilebilirlik deneyimi ekibinin de ortadan kaldırıldığını belirtti. Kapatılan ekipler sadece bunlar sınırlı olmuyor. Etik yapay zeka ve algoritmik şeffaflık konusundaki keşif çalışmaları yapan ve trend olan konuları platforma entegre eden küratör bölümünün de kapatıldığı açıklandı.

Yenilikleri Twitter Blue aracılığıyla kullanıcılarla buluşturmak isteyen şirketin çalışanları işten çıkarma süreci göz önünde bulundurulduğunda olumlu imaj oluşturabilmek için nasıl bir yol izleyeceği merakla bekleniyor.

Platformlar arası oyunlar geliştiren Playgig, 10.85 milyon dolar tohum yatırım aldı

Oyuncu evreninin erişebileceği, platformlar arası ve oynaması ücretsiz oyunlar yaratan yeni oyun stüdyosu olan Playgig, 10.85 milyon dolar tohum yatırım aldı. March Gaming liderliğinde düzenlenen tura Birleşik Krallık’tan Aream, Güney Kore’den Paramark ve LGBTQIA+ yatırım sendikası Gaingels‘ın katıldı.

2021 yılının Ocak ayında Riot Games’in eski yöneticisi Bruno Schirch tarafından kurulan stüdyo, derinden ilgi çekici çok oyunculu oyunların eğlencesini daha geniş bir küresel oyuncu topluluğuna getirmek için sıfırdan çalışmalar yürütüyor.

Playgig, milyar dolarlık eğlence franchise’ları inşa eden çeşitli sanatçılar, mühendisler, yazarlar, oyun tasarımcıları ve oyun geliştirme profesyonellerinden oluşuyor. Stüdyonun geliştirdiği ilk oyun Mystic Kingdoms, evrende geçen bir takım savaşçısını işliyor. Schirch, hızlı, ele geçirilmesi kolay ve oynaması ücretsiz olacak ve aynı zamanda ustalık peşinde koşan oyunculara tatmin edici bir derinlik sunacağını iddia ediyor.

Playgig’in kurucusu Bruno Schirch, “Şu anda temel oyunumuzu olabildiğince ilgi çekici ve eğlenceli hale getirmeye devam ederken, geri bildirimleri inanılmaz derecede faydalı olan yüzlerce oyuncuyla test ediyoruz. 2023’ün başlarında alpha öncesi lansmanımız için oyuncu sayısını artırmayı planlıyoruz. Ticari lansmana doğru ilerlerken, devam eden testler ve geri bildirimler için oyunu daha fazla oyuncuya açmak için sabırsızlanıyoruz.” dedi.

March Gaming’den Louis Gresham, “Playgig’in platformlar arası, oynaması ücretsiz oyunları geniş bir oyuncu pazarına getirme konusundaki iddialı vizyonunu gerçekleştirmede desteklemek bir ayrıcalıktır. Dünyanın ne inşa ettiklerini görmesini sabırsızlıkla bekliyorum ve vizyonlarını hayata geçirmeye devam ederken Bruno ve ekibiyle ortak olmayı dört gözle bekliyorum.” dedi.

Testlerin tamamlanmasının ardından oyunun tüm ana dillerde, tüm büyük platformlarda oynanabilir ve küresel ve çeşitli kitleye erişilebilir olması bekleniyor.

Kurumsal veri alanında çalışmalar yapan Alation, 123 milyon dolar yatırım aldı

Kurumsal veri alanında uzmanlaşmış olan Alation, Seri E turunda 123 milyon dolar yatırım aldı. Tur, Thoma Bravo, Sanabil Investments ve Costanoa Ventures‘ın liderliğinde Databricks Ventures, Dell Technologies Capital, Hewlett Packard Enterprise (HPE), Icon Ventures, Queensland Investment Corporation, Riverwood Capital, Salesforce Ventures, Sapphire Ventures ve Union Grove katılımıyla düzenlendi. Yatırımla birlikte girişim, 1.7 milyar dolar değerlemeye ulaştı.

Veri entegrasyonu ve yazılımları şirketler için oldukça önemli görünüyor. Müşteri davranışlarını izlemek, anlamak ve tedarik zincirlerini, envanteri, satışları, müşteri hizmetlerini ve daha fazlasını yönetmek için büyük miktarda veri toplamak istiyor. Verilerin detaylandırılarak içgörülere dönüştürerek güvenilir bilgiler elde edilmesi için veri zekası platformuna ihtiyaç duyuluyor. İşte tam bu anda da Alation devreye giriyor.

2012 yılında Satyen Sangani, Aaron Kalb, Feng Niu ve Venky Ganti tarafından kurulan California merkezli Alation, AbbVie, Cisco, General Mills, Munich Re, NASDAQ, Pfizer, Raiffeisen Bank, Salesforce, The Very Group, Vattenfall ve Virgin Australia dahil olmak üzere yaklaşık 450 kurumsal müşteri için bu sorunu çözüyor.

Alation CEO’su ve kurucu ortağı Satyen Sangani, “123 milyon dolar topladık çünkü yatırım yapmaya devam etmek ve müşterilerimize hak ettikleri birinci sınıf veri zekası deneyimini sunmak istedik. Yatırımcılarımızdan gelen güven, Alation’ın lider veri istihbarat platformu olduğunu ve genişleyen pazarımızdaki fırsatlardan yararlanmak için iyi bir konumda olduğumuzu pekiştiriyor.” dedi.

Thoma Bravo İş Ortağı Robert (Tre) Sayle, “Veri zekası hızlı büyüyen bir pazar ve Satyen ve yetenekli ekibi, dünya çapındaki işletmelerin güvendiği lider bir platform oluşturdu. Alation’ın Seri E turuna liderlik etmekten ve etkileyici ticari büyümesini, ürün inovasyonunu ve pazar liderliğini sürdüren şirketi desteklemekten heyecan duyuyoruz.” dedi.

Sanabil Investments, “Sanabil, sınıfının en iyisi ekibi, ürün sunumu ve yürütme yetenekleri ile yüksek kaliteli bir şirketi desteklemekten gurur duyuyor. Alation, yaklaşık 450 kurumsal müşteriye hizmet vererek ve ARR’de 100 milyon doların üzerine çıkarak, endüstriler arasında veri kültürünün benimsenmesini ölçeklendirme ve yönlendirme yeteneğini kanıtlamıştır. Alation’ın Thoma Bravo ve Costanoa ile birlikte Seri E turunu birlikte yönetmekten heyecan duyuyoruz ve yatırımcıların Alation’ın veri istihbaratında bir lider olarak başarısını geliştirme becerisine duydukları güveni gösteriyoruz.” dedi.

Costanoa Ventures’ın Kurucusu ve Genel Müdürü Greg Sands, “Alation’ın olağanüstü bir vaatte bulunduğunu gördüğümüz anda biliyorduk” dedi. Thoma Bravo ve Sanabil ile birlikte bu finansman turunu birlikte yönetmekten ve veri zekasının evrimini yönlendiren Alation’ı desteklemekten gurur duyuyoruz.” dedi.

Alation, alınan yatırımı ürün geliştirme (satın almalar dahil) ve halka odaklanarak Alation’ın satış, mühendislik ve pazarlama ekiplerini genişletmek için kullanacak.

Yapay zeka odaklı desen tasarım aracı: Myth AI

Myth AI: Yapay Zekanın geldiği en son noktayla Desen ve Doku Tasarım Teknolojisi Geliştirerek Moda, Tekstil, Ev Tekstili, Ambalaj, Metaverse ve Oyun gibi tasarımları geliştiren tasarım teknolojisidir. Girişim kurucusu Özgecan Üstgül bize girişiminin hikayesini anlattı.

Connect4Mobility etkinliği, Mobilitenin Dönüşümünde NET ZERO temasıyla düzenlendi

EIT Urban Mobility RIS Hub Türkiye konsorsiyum üyeleri Fark Labs, Farplas, Sabancı Üniversitesi ve PWC Türkiye tarafından, 25 Ekim Salı günü “Mobilitenin Dönüşümünde NET ZERO” temasıyla gerçekleştirilen #Connect4Mobility etkinliğinde yatırımcıların, girişimcilerin ve araştırmacıların  yanı sıra kamu, özel sektör ve sivil toplum temsilcilerini ağırladı. Bizim de katılarak Instagram üzerinden canlı bloglama yaptığımız etkinlikte, mobilite alanında önemli bilgiler paylaşıldı. 

“Net sıfır” emisyon, insan faaliyetleriyle atmosfere saldığımız sera gazının insan faaliyetleriyle tuttuğumuz veya yakaladığımız sera gazı miktarına eşitlenmesi anlamına geliyor. Ancak net sıfır artık bundan daha fazlasını ifade ediyor, iklim değişikliği nedeniyle potansiyel ekonomik kayıpları azaltmak ve önlemekten çok yepyeni bir ekonomik düzenin kurulmasını gerektiriyor. Dünya ülkelerini ve tüm endüstrileri köklü yapısal değişimlere zorluyor.

Küresel ve yerel net sıfır ekonomisi, farklı panellerde teknoloji, kamusal dönüşüm, kurumlar arası işbirliği ve finansman bağlamlarında tartışıldı. Mobilite alanındaki ilham verici başarı hikayeleri katılımcılarla paylaşıldı ve net sıfır ekonomisinin otomotiv endüstrisine etkileri de endüstrinin farklı paydaşları tarafından değerlendirildi.

Fark Labs CEO’su Haluk Akçalı’nın açılış konuşması ve şehirleri yaşanabilir kılmak üzere farklı ülkelerdeki kentsel hareketlilik paydaşlarını bir araya getiren EIT Urban Mobility’nin Direktörü Judith O’Meara’nın sunumuyla devam etti. 

Net Zero’da Teknolojinin Önemi

Fark Labs Ankara Direktörü İlknur İlkyaz Gül moderatörlüğünde gerçekleştirilen ilk panelin konuşmacılarından AirCar CEO’su Simon Karataş net sıfır hedefinin bir zorunluluk olduğunu hatırlatarak başladı. Bu zamana kadarki ulaşım inovasyonlarının mevcut yolcu taşıma biçimlerini sıfır emisyona taşımaya odaklandığını ancak bunların yeterli olamayacağını vurguladı. AirCar’ın ise sıfır emisyonlu yeni bir yolcu taşıma biçimi yaratmak üzere çalıştığını, böylece yeni karayollarının yapılmasının önüne geçebileceklerini ve mevcut yolların yayalaştırılmasına önayak olabileceklerini aktardı.

Comodif CEO’su Serdar Urçar, iklim krizinin dünya genelinde yaşanan politik ve ekonomik problemleri aştığını, teknoloji olmaksızın net sıfır hedefine ulaşılamayacağını vurguladı. Etkileri sınırlı ve dolaylı olsa da, Comodif gibi girişimlerin gerçek zamanlı verileri analiz ederek net sıfır emisyona erişmek için önemli birer araç olabileceğini hatırlattı: “Her şeye çare olacak mega çözümlerimiz, sihirli değneklerimiz yok. Ancak hepimizin yaptıkları bir araya gelince büyük sonuçlar alabileceğiz.”

Evreka’nın kurucusu ve CEO’su Umutcan Duman, iklim krizine yönelik önlemlerin yaygınlaşmasının ardından “yeşil aklama” (greenwashing) çabalarının da çoğaldığına işaret ederek küresel ölçekte hayata geçirilecek yasal düzenlemelerin önemini vurguladı. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen ikincil hammaddeler için kıyasıya rekabet yaşandığını, radikal bir şeffaflıkla kurulacak küresel tedarik zincirlerine ihtiyaç duyulduğunu aktardı. Evreka olarak atıkları artık birer kaynak olarak gördüklerini söyleyen Duman, ortak geleceğimiz için ekonomideki lineer gidişatın teknoloji aracılığıyla döngüselleştirilmesinden başka çaremiz olmadığını hatırlattı.

Optiyol Kurucu Ortağı Ozan Gözbaşı ise ürün dağıtımı esnasında ortaya çıkan karbon salımının yüzde 20’sinin kötü planlamadan kaynaklandığına işaret etti. Rota optimizasyonu sayesinde araç sayısını ve katedilen mesafeyi azaltmanın büyük tasarruflar üretebildiğini aktardı. Gözbaşı, Optiyol’un müşterilerine sunduğu teknoloji çözümünden hareketle iyi planlamanın etkili sonuçlar yaratabildiğine ve küçük gibi görünen tasarrufların büyük faydalar sağlayabileceğine dikkat çekti.

Belediyelerde Net Zero Dönüşümü

Okan Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Semih Bilgen moderatörlüğünde gerçekleştirilen ikinci panel, Türkiye’nin iki büyük kentinde (İstanbul ve Ankara) net sıfır hedefine yönelik uygulamaları odağına aldı.

Konuşmacılardan Prof. Dr. Haluk Gerçek, Türkiye’de yük taşımacılığının yüzde 90’ından fazlasının karayolu üzerinden yapıldığını ve karbon emisyonlarını azaltabilmemiz için önce bunu değiştirmemiz gerektiğini aktardı. Kentsel arazi kullanımı ile ulaşım planının mutlaka entegre edilmesi gerektiğini vurgulayan Gerçek, kentler kontrolsüz büyüdüğü sürece problemleri çözmenin imkânsız hâle geldiğini hatırlattı: “Motorlu araç talebinin azaltılması, mikromobilite araçlarının yaygınlaştırılması, temiz ulaşım türlerine geçişin teşvik edilmesi gerekiyor.”

İstanbul Şehir Hatları Genel Müdürü Sinem Dedetaş, İstanbul’da deniz ulaşımına yönelik talebin artırılmasını hedeflerken sürdürülebilir bir ulaşım planlaması yapmaya çalıştıklarını aktardı. “İstanbul’un 2050 yılında karbonsuz bir kent olması adına önemli adımlar atıyoruz,” diyen Dedetaş, Dünya Bankası’yla İstanbul’daki deniz ulaşımının elektrikli hâle gelmesi için yeni bir çalışma başlattıklarının ve bütüncül bir plan üzerinde çalıştıklarının haberini de izleyicilerle paylaştı.

İSPARK Sürdürülebilir Ulaşım Projeleri Yöneticisi Tanzer Kantık, mikromobilite ulaşım araçları için mevcut sistemin daha çok sahil şeritlerinde, boş zaman aktivitelerine hizmet edecek biçimde tasarlandığını hatırlattı. İstanbul’daki bisiklet filosunu hatırı sayılı ölçüde büyüttüklerini ancak net sıfır için ihtiyaç duyulan paradigma değişiminin ancak kamu-özel sektör işbirliğiyle hayata geçirilebileceğine dikkat çekti.

Ego Genel Müdürlüğü Proje Koordinatörü İsa Coşkun, AB işbirliğiyle geliştirdikleri proje sayesinde elektrikli bisikletleri Ankara için yeni bir ulaşım modu hâline getirdiklerini, bisikletli ulaşımı otobüs ve metro sistemlerine entegre etmeye başladıklarını aktardı.  Mevcut bisiklet filosunu geliştirmek için çalıştıklarını, daha yaşanabilir ve insan odaklı Ankara’yı canlandırmayı planladıklarını söyledi.

WRI Türkiye Kentsel Hareketlilik Yöneticisi Merve Akı ise gerçekçi bir yaklaşımı benimsememiz gerektiğini ve doğru altyapıları sunmadan kullanıcı alışkanlıklarının değiştirilemeyeceğini hatırlattı. Arazi kullanım politikasıyla uyumlu ulaşım altyapıları geliştirmek, iklim komisyonlarında belirlenen eylem planlarını uygulamak zorunda olduğumuzu vurguladı.

Net Zero Dönüşümünde Kurumlar Arası İşbirliği

Fark Labs CEO’su Haluk Akçalı’nın moderatörlüğü üstlendiği üçüncü panelin ana teması, net sıfırın zorunlu kıldığı kapsamlı dönüşümde kurumlar arası işbirliğinin rolüydü. Panelin tüm konuşmacılarının halihazırda birbirleriyle işbirliği hâlinde çalışması da dikkate değerdi.

İBB Başkan Danışmanı İbrahim Orhan Demir, net sıfır dönüşümünde önce kaynağa sonra da yerel ve merkezi yönetimlerin işbirliğine ihtiyacımız olduğunu söyledi. En önemli işbirliğinin de İstanbul’da yaşayanlarla olacağını hatırlattı, ayrıca bu dönüşümde, ulaşım ve altyapısı bakımından Adalar’ın bir laboratuvar olarak kullanılabileceğine dikkat çekti.

Fuudy Kurucu Ortağı ve CEO’su İlker Baydar, hız ve güven konusunda farkındalık yaratmak üzere ilk günden beri elektrikli araçlarla teslimatı tercih ettiklerini söyledi. Ancak bununla yetinmeyeceklerini üye işyerlerinin atık yönetimine de katkıda bulunarak döngüsel ekonomiyi canlandırmayı hedeflediklerini aktardı.

Yapıdrom Operasyon ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Ersoy Soyer, afet alanlarında mikromobilite araçlarının kullanılması üzerine çalıştıklarını belirtti. Mikrobilite alanındaki tüm oyuncuların birlikte hareket etmesi gerektiğini hatırlattı: “Tüm ulaşım biçimleri aynı plana dahil olduğunda verimlilik ve sürdürülebilirlik konuşabileceğiz.” 

Rakun Mobilite Pazarlama Direktörü Gizem Karagöz, hem yemek hem de perakende sektöründe hizmet eden birçok firmayla görüştüklerini, işbirlikleri geliştirdiklerini, ihtiyaca yönelik çözümler ürettiklerini aktardı. Ancak işbirlikleri kadar altyapıya ve regülasyona da ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekti.

MobiQu kurucusu Selçuk Koçhan, getirdikleri en büyük yeniliğin firmaların teslimat süreçlerini optimize etmek ve maliyetlerini aşağı çekmek olduğunu aktardı. En az maliyetin de  işbirliği geliştiren tüm tarafların sürdürülebilirlik hedeflerine hizmet ettiğini ifade etti. 

Net Zero’da Yatırım & Net Zero Ekonomisi

Net sıfır ekonomisinin büyüklüğünü ve finansman ihtiyacının değerlendirildiği dördüncü panel, Etki ve Yatırım Stratejisti İlkay Demirağ’ın moderatörlüğünde gerçekleşti.

Garanti BBVA Direktörü Çağrı Koray Öztopçu, “Türkiye’deki finansman sistemi net sıfır hedefini nasıl destekleyebilir?” sorusuna “uçtan uca finansman” çözümüyle yanıt verdi. Bütünleşik bir yaklaşımla elektrikli araçlar, şarj istasyonları, mikromobilite araçları ve güneş enerji sistemlerini hem üretici hem de tüketici tarafında uygun faizle finanse etmek üzere çalıştıklarını aktardı. Tüketim alışkanlıklarının yakın gelecekte değişeceğini, paylaşımlı modellerin yükselişi sürdüreceğini hatırlattı.

Fark Labs Kurucusu Ahu Büyükkuşoğlu Serter, dünya üzerinde dağıtılacak yeni kapitalin yaklaşık %80’inin mobilite varlıklarına gideceğini hatırlattı. Yeni fırsatları ancak yeni fikirlere ve işbirliği olasılıklarına odaklandığımızda yakalayabileceğimizi vurguladı: “Merak kabinemizde öğrenmek istediğimiz konulara yatırım yapmaya başlıyoruz, bunların kendi alanımızla ilgili olması da önemli değil. Ama zamanla birbiriyle ilgisiz görünen şeyler birbirine bağlanmaya başlıyor. Her şeyi kendimiz keşfetmemeliyiz. Birlikte nasıl yaparız, hangi fırsatları yaratabiliriz diye konuşmalıyız.”

Coşkunöz Holding Ar-Ge ve İnovasyon Direktörü Volkan Akıncı, klasik üretimi iyi bilen ama girişim sermayesi gibi yeni bir alana hakim olmayan şirketlerin uygun finansman bulduklarında iyi bildikleri alanda kalmayı tercih ettiklerinin söyledi. Özel sektörün öncelikli ihtiyacının da tedarik zincirlerini net sıfır hedeflerine uygun finansmanla buluşturmak olduğuna, yaygın etkinin böyle üretilebileceğine dikkat çekti.

TTGV Genel Sekreter Yardımcısı Hanzade Sarıçiçek, “Net sıfır ekonomisine nasıl bir katkıda bulunuyorsunuz?” sorusuna “iklim teknolojilerine yatırım yaparak” yanıtını verdi. Net sıfır hedefine ulaşmanın pahalı bir süreç olduğunu hatırlatarak, bu alanda bazı iklim etkilerini azaltan, iklime uyumu artıran ve iklimin sonuçlarını yöneten öncül projeler hayata geçirmek için yeni yatırım programları tasarladıklarını aktardı.

Net Zero Heroes: Mobility Success Stories

Etkinliğin dördüncü paneli, Fark Labs Fonlar ve Strateji Yöneticisi Ömer Hantal’ın moderatörlüğünde İngilizce olarak gerçekleşti. 4 farklı kurumdan temsilciler ilham verici başarı hikayelerini, izleyicilerin bakış açısını genişletecek sunumlar eşliğinde izleyicilerle paylaştılar.

Cecille Lavigne, Türkiye’deki şirketlerin Fransa’da iş kurmasına yardımcı olan Fransız kamu ajansı Business France  Türkiye adına söz aldı. Fransa’daki iş ve yatırım fırsatlarının yanı sıra Karsan, Getir Fransa ve DUCKT gibi şirketlerin başarı hikayelerine değindi.

Judith O’Meara,EIT Urban Mobility’nin Arvupa Birliği ölçeğindeki projelerine odaklandı. Net sıfır hedefiyle geliştirdikleri işbirliklerini ve 2050’ye kadar tüm AB şehirlerinin karbon-nötr olmasını öngören “Net Zero Cities” programının ayrıntılarını paylaştı. Ayrıca H2GO, BICIFICATION, e-ULTIMATE ve ZEUS gibi EIT Urban Mobility’nin iddialı ve çok paydaşlı projelerini anlattı.

ACTON CTO’su Gökşen Atalay, Fark Labs’de doğup dünyaya açılan şarj istasyonu ünitesi DUCKT’ın heyecan verici hikayesini anlattı. Ayrıca şehir elektrik şebekesine bağlı olmaksızın çalışabilen, yeni Ar-Ge projeleri Energy Autonomy’nin bazı ayrıntılarını izleyicilerle paylaştı.

Fraunhofer IPT Teknoloji Direktörü Toni Drescher ise geçmişte egemen olan mantık sistemleriyle geleceğe hükmedemeyeceğimizi, yeni bir vizyona ve ufka ihtiyacımız olduğunu vurguladı. Soğuk Savaş’ın ardından ABD ordusunun güvenlik ortamını tanımlamak üzere kullandığı “VUCA” (Volatile/değişken, Uncertain/belirsiz, Complex/karmaşık, Ambiguous/karışık) kavramını Vision/vizyon, User Priorities/kullanıcı öncelikleri, Cooperation/işbirliği, Agility/çeviklik kavramlarıyla yeniden tanımladı.

Net Zero’nun Otomotiv Sektörüne Etkisi & Yönetimi

Net sıfır ekonomisinin otomotiv sektörüne etkilerinin konuşulduğu son panelde moderatörlüğü M2i Danışmanlık’tan İffet İyigün Meydanlı üstlendi.

Vestel Genel Müdür Yardımcısı Selcen Uyguntüzel, iş yapma biçimlerinde iyileşme fırsatları olduğunu, zihinsel değişimle mevcut biçimlerin esnetilerek yeni işbirliği modelleri kurgulanabileceğine dikkat çekti. Ancak sektörde yaşanan en büyük sancı olarak işbirliği kültürünün yeterince gelişmemiş olmasını gösterdi. 

Ford Otosan İnovasyon ve Yeni Girişimler Direktörü Canalp Gündoğdu, şirket genelinde net sıfır hedefine yönelik farkındalığı artırdıklarını, karbon ayakizi ölçümleme alışkanlığını yerleştirdiklerini ve bunu artık tedarik zincirine doğru yaymaya başladıklarını aktardı. Ancak Türkiye’deki rekabet anlayışı nedeniyle yeni paydaşlarla hayata geçirebilecekleri kimi projelerde zorlandıklarını hatırlattı.

Adastec CMO’su Atalay Taşkoparan ise kurulduktan bu yana net sıfır vizyonuyla iş yaptıklarını, küresel trend’lerle uyumlu çalıştıklarını, net sıfır hedefine ulaşmak için iş yapma biçimlerinden ürün geliştirme yöntemlerine kadar değişim gerektiğini vurguladı. Ayrıca otonom sürüş teknolojileri alanında uzman seviyesinde insan kaynağı yetiştirmek üzere üniversiteli gençlere önemli yatırımlar yaptıklarını anlattı.

#Connect4Mobility etkinliği, 26 Ekim Çarşamba günü girişimlere ve yatırım fırsatlarına odaklandi. EIT Urban Mobility RIS Hub Türkiye tarafından yürütülen INNOMOTION Hızlandırma Programı’nın Startup Demo & Yatırımcı Günü’nde yenilikçi fikirleriyle net sıfır hedefine katkıda bulunmayı hedefleyen 12 girişim demo sunumlarını yaptılar. Almanya, Hollanda ve İngiltere’den kamu temsilcileri de sunum yapan girişimlerle bu Avrupa ülkelerindeki büyüme ve finansman fırsatlarını anlattılar ve içgörülerini paylaştılar.

Twitter, çalışanlarını toplu olarak işten çıkarıyor

Popüler sosyal medya platformu Twitter, gündemdeki yerini şimdi de toplu işçi çıkarma planıyla koruyor. Elon Musk tarafından satın alınmasının ardından gündemden düşmeyen şirket, çalışanlarının hepsine “Twitter’daki Rolünüz” başlığına sahip bir mail atarak süreç hakkında bilgi verdi.

İş insanı Elon Musk‘ın Twitter’ı satın aldığını duyurmasından sonra her gün yepyeni bir haber ortaya çıkıyor. Satın alım sonrasında Musk’ın üst düzey yöneticileri kovduğunu ve ardından doğrulanmış hesapların ücretli hale geleceğini sizlerle paylaşmıştık. Bu haberlerin ardından şimdi sıra normal çalışanlara geliyor.

“Twitter’daki Rolünüz” başlıklı maili alan çalışanların işlerine devam edeceği ve bu mailin gitmediği kişilerin ise işten çıkarılacağı iddia ediliyor. Gönderilen mailde, “Her çalışanın, Twitter sistemlerinin ve müşteri verilerinin güvenliğini sağlamaya yardımcı olmak için ofislerimiz geçici olarak kapatılacak ve tüm rozet erişimi askıya alınacak. Eğer ofisteyseniz veya ofise gidiyorsanız, lütfen evinize dönün.” açıklaması yapıldı.

Bu haberle beraber çalışan kişilerin bir kısmının şirket maili ve Slack uygulamasına erişemediği de ortaya çıktı. Satın alım sonrasında Elon Musk’ın 7.500 çalışanın yarısını işten çıkarmaya hazırlandığı söyleniyor. İş insanının şirketi bünyesine geçirdikten sonra yaptığı ilk iş Tesla mühendislerini Twitter kodlarını incelemesi için ofise getirmek oldu. Musk’ın ekibi, mühendislerden son 30-60 gün içinde yazdıkları kodu ortaya çıkarmalarını isteyerek Twitter çalışanlarının üretkenliğini şimdiden değerlendirmeye aldı.

İşten çıkarma sürecinden hangi departmanların etkileneceği henüz bilinmiyor. Elon Musk, Tesla’yı satın aldığında ilk işten çıkarma eylemini şirketin halkla ilişkiler departmanından başlattığını düşünürsek benzer şekilde Twitter’da da ilk işçi çıkarmasını halkla ilişkiler ekibinden başlatabileceği düşünülüyor.

Solarup Hızlandırma Programı’nda son aşamaya kalan girişimler

Gelecek kuşaklara sağlıklı bir dünya bırakma hedefi doğrultusunda yenilenebilir enerji ve yenilenebilir enerji teknolojileri üreten Kalyon PV geçtiğimiz aylarda, inovatif teknolojileri hayata geçirmek ve ekosistemi desteklemek amacıyla SolarUp Hızlandırma Programı’nı başlatmıştı. 

Ar-Ge dahil güneş paneli üretiminin dört aşamasının tek çatı altında toplandığı tesisiyle dünyada tek olan Kalyon PV, ’SolarUp Hızlandırma Programı ile uygulanabilir projelere kapılarını açtı. Programa yapılan yüzlerce başvuru arasından seçilen ve PoC (Proof of Concept/Konsept Kanıtlama) sürecine kalan 9 girişimin her biri, 50 bin TL tutarında PoC bütçesi ile desteklendi. 

PoC Sürecine 9 Girişim ile Devam Ediliyor

Kalyon PV tarafından düzenlenen ve Viveka iş birliği ile yürütülen SolarUp Hızlandırma Programı, sektör ayrımı yapmaksızın, Sürdürülebilirlik, Güneş Enerjisi, Endüstri 4.0, Akıllı Makineler, Yeşil Teknolojiler, Dijital Dönüşüm ve Yenilikçi Malzemeler alanındaki ölçeklenebilir teknoloji çözümleri ile bir araya geldi.

Ankara ve İstanbul’da düzenlenen toplantılarda ekosistem paydaşlarını bir araya getiren ve sürdürülebilir enerji alanında Türkiye’nin en önemli hamlesini hayata geçiren programda, 9 girişim ile PoC sürecine devam ediliyor.

PoC sürecine devam etmeye hak kazanan girişimler: 

  • Hummingdrone geliştirdiği termal kameralı otonom dronelar sayesinde güneş enerjisi santrallerini otonom olarak haritalıyor. Drone ile toplanan görüntüleri geliştirdiği bulut temelli analiz yazılımı INSPECT ile anlamlandırarak, bakım süreçlerinde hem zamandan hem de maliyetten tasarruf sağlıyor. INSPECT yapay zeka algoritmaları sayesinde hasarlı ve bakıma ihtiyaç duyan panelleri otomatik olarak tespit ederek, raporluyor.
  • Medron, müşterilerine ‘Nesnelerin İnterneti Teknolojileri’ni kullanarak dijital ve sistem dönüşüm hizmeti veriyor. Ürünleri; personel izleme, nesne takibi, akıllı cihazlar ile data toplama ve aktarma gibi endüstriyel ihtiyaçlara yönelik geniş bir skalayı kapsıyor. Geliştirdiği Deviceye Endüstriyel IoT cihazları ile hassas konum takip sistemi sayesinde iş sağlığı ve güvenliği için çözümler üretiyor.
  •  Stroma, görüntü tabanlı yapay zeka teknolojisi ve ödüllü uç donanımları ile endüstriyel ortamlarda önlenebilir kazaları önlemek ve kalite kontrol süreçlerine destek vermek için sahaya uçtan uca çözümler kuruyor. Sahada cihaz üzerinde veri işleme kapasitesi sayesinde herhangi bir üretim bandında hem iş güvenliği hem de kalite kontrol ekiplerine aynı anda destek verebiliyor.
  •  3pmetrics, uluslararası standartlar ve geçerlilikte kurumsal karbon ayak izi raporlaması ve analizleri üreten, bulut tabanlı bir servis olan platform, karbon ayak izi çalışmaları için uluslararası kabul gören Greenhouse Gas Protocol metodolojisine uygun hesaplamalar yapıyor ve ISO 14064 standartlarında raporlar üretiyor.
  •  ServisSoft, yapay zekâ tabanlı kestirimci bakım, dijital ikiz ve bulut tabanlı bakım yönetimi teknolojileriyle firmaların bakım-onarım ve üretim süreçlerini dijitalleştiren bir dijital bakım yönetim platformudur. Firmalar, ServisSoft ile üretimde kapasite artışı, personel yönetimi, bakım ve enerji tüketiminde ise verimlilik artışı sağlayabiliyorlar. 
  •  Wallids, internet sitelerini veri çalmaya yönelik ataklardan yapay zeka ve merkezi bulut sistemi ile koruyan bir siber güvenlik sistemidir. Alanında en hızlı olan 27 milisaniye gecikme süresiyle ve neredeyse sıfır yanlış pozitif maliyetiyle rakiplerinden ayrılıyor.
  •  Bomensoft, nesnelerin interneti, derin öğrenme, makine öğrenimi bilgisayarlı görü gibi konularda çalışmalar, araştırmalar, tasarımlar ve onaylı Ar-Ge projeleri gerçekleştirmek üzere kurulmuş, yapay zekâ konusunda uzmanlaşmış bir Ar-Ge şirketidir. 
  •  Peptask, masa başı olmayan ekipleri ve operasyonları yönetmeyi kolaylaştıran, esnek ve süreç odaklı bir platformdur. Peptask ile işletmeler kendilerine uygun şablonlar üzerinden süreçlerini yönetebiliyor veya kendi süreçlerini kolayca tasarlayabiliyorlar.
  •  Dumasis, geliştirdiği ‘Dijital Sicil Kartı’ ile endüstriyel üretim yapan firmaların ve kuruluşların üretim sürecindeki makina ve ekipmanlarının sicillerine ait karakteristik özelliklerin, arıza, bakım kayıtlarının ve diğer belgeler ile dokümanların (garanti kapsamı, kullanım kılavuzu, iş güvenliği ekipmanı vb.) dijital ortamda oluşturulmasını sağlayan, çeşitli bildirim ve uyarılarda bulunan, aynı zamanda tutulan dijital kayıtlara göre rapor ve analizler sunan bir dijital dönüşüm sistemidir.

Ayrıca SolarUp hızlandırma programı kapsamında Kalyon PV’nin güneş teknolojileri fabrikasını gezdiğimiz videoya buradan ulaşabilirsiniz.