Ana Sayfa Blog Sayfa 334

Epic Games’in desteklediği derin teknoloji girişimi Hadean, 30 milyon dolar yatırım aldı

Londra merkezli derin teknoloji girişimi Hadean, üzerinde çalıştığı metaverse altyapı teknolojisini geliştirmek için Seri A yatırım turunda 30 milyon dolar değerinde yatırım aldı. Molten Ventures liderliğinde düzenlenen Seri A yatırım turuna Epic Games ve Tencent dahil olmak üzere 2050 Capital , Alumni Ventures , Aster Capital , Entrepreneur First ve InQTel katıldı.

2015 yılında Londra’da çalışmalarına başlayan Hadean, “herkes için süper bilgisayar düzeylerinde işlem gücü”nü amaçlayarak çalışmalarına başladı. Hadean, web 3.0 ve meta veri tabanı için dağıtılmış, uzamsal ve ölçeklenebilir hesaplamayı yeniden tasarlıyor. Girişim, ölçeklenebilirlik, güvenlik ve birlikte çalışabilirlik sağlayarak kurumsal, ticari, oyun ve devlet müşterileri için meta veri tabanı ve dijital sürükleyici deneyimleri yönlendiriyor. Kurulduğu günden bu yana girişimin farklı alanlara yöneldiği ve Minecraft gibi büyük oyunların arka planlarında yer alarak dikkatleri üzerine çektiği görülüyor.

30 milyon dolar değerindeki yatırımla beraber Hadean’in meta veri tabanına güç verip bu çalışmaların gerçeğe dönüşebilmesi için “altyapı” çalışmalarını artıracak çalışmalar yapacağı açıklandı.

Epic’in Unreal Engine Ekosisteminden Başkan Yardımcısı Marc Petit, “Hadean’ın bilgi işlem gücü, ölçeklenebilir bir meta veri tabanı oluşturmaya çalışırken ihtiyaç duyulan altyapıyı sağlayacak” dedi. “Şirketin teknolojisi, çok sayıda eşzamanlı kullanıcıyı etkinleştirerek ve içerik oluşturucular ve geliştiriciler için yeni araçların kilidini açarak Epic’in Unreal Engine’ini tamamlıyor. Hadean’ın büyümesine katkıda bulunmaktan mutluluk duyuyoruz ve meta evrenin temelini atmak için birlikte çalışmaya devam etmeyi dört gözle bekliyoruz.” dedi.

Hadean Kurucu Ortağı ve CEO’su Craig Beddis: “Hadean’ın misyonu, fiziksel ve sanal dünyalar arasında köprü kurmak ve daha iyi kararlar almamıza ve nihayetinde fiziksel dünyadaki yaşam kalitemizi iyileştirmemize yardımcı olmak. Günümüzün sanal dünyaları sınırlı bir deneyim sunduğu için küçük ölçekli ve güvensiz oluyor. Bu tarz sorunlar da bugün uğraştığımız teknik zorlukları yansıtıyor. Ancak meta veri deposunun gerçek başarısının ve kitlesel olarak benimsenmesinin, içerik üreticilerin açık ve sağlam bir hizmet olarak meta veri tabanı teknolojilerinden yararlanarak kendi deneyimlerini ölçekte oluşturabilme kolaylığına bağlı olacağına inanıyoruz. Bu gerçek için bizim değer yargılarımızı ve tutkumuzu paylaşan Epic Games gibi sektör liderleriyle çalışmaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi.

Yeni yatırım turuyla birlikte Hadean’ın içerik üreticilerle çalışma, inşa etme, satın alma ve tüketme şeklimizin her yönünü değiştirmeleri için yeni ve gelişmekte olan metaverse pazarlarındaki araçları verme yeteneğini hızlandırması planlanıyor.

Teknelerin uzaktan takip edilebilmesini sağlayan yerli girişim Vanemar, 650 bin dolar yatırım aldı

Tekne sahiplerinin kurulumu kolay kablosuz sensörler ile dakikalar içerinde teknelerini uzaktan takip edebilmelerini sağlayan yerli girişim Vanemar, 650 bin dolar yatırım aldı.

Doğrudan edindiğimiz bilgilere göre Vanemar’ın bu yatırım turuna; Berkay MollamustafaoğluErhan DolakTolga KaskatıKadir Vardarİsmail Can ve Tolga Özek katıldı.

Girişim; Mevlüt ŞahinMehmet YetişmişÖnder Arık ve Gökhan Moral tarafından 2018 yılında Ankara’da kuruldu.

Vanemar Gateway adında bir ana modül ve ona bağlı çalışan kablosuz sensörlerden oluşan Vanemar’ın sistemi, kablosuz sensörler ile tekneye ait sintine yüksek su, akü, duman, motor ve tank verilerini kullanıcılara gösterilebiliyor. Ürün ayrıca teknede oluşabilecek yangın, hırsızlık, düşük akü voltajı gibi durumlardan anında haberdar ederek oluşabilecek kayıpların önüne geçiyor.

Dünya çapında 35 milyondan fazla tekne sahibi teknelerinde oluşan sorunlardan zamanında haberdar olamadıkları için her yıl binlerce dolar para kaybediyor. Vanemar tam da bu noktada devreye girerek teknede oluşabilecek sorunları anında bildirip müşterilerinin para ve zaman kaybetmesini önleyebilmeyi vadediyor.

Vanemar, sadece ağustos ayında 3 ayrı müşterisinin teknesinde duman algılayarak yangınların önüne geçti.

Hali hazırda ABD, İsviçre, İrlanda, Malta, Yunanistan, Singapur gibi ülkelerde müşterilere sahip olan Vanemar, aldığı yatırım ile ABD pazarındaki büyüme çalışmalarına hız katmayı hedefliyor.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin önemli tekne kiralama firmalarından E.G.G. Yachting’in tüm filosunun takibi için Vanemar’ı tercih etmesi ile Vanemar son kullanıcı satışlarının haricinde kurumsal satışlarına da başlamış oldu.

Girişimin kurucu ortağı ve CEO’su Mevlüt Şahin “Baştan sona mümkün olan en gelişmiş kullanıcı deneyimini kullanıcılarına sunmaya adanmış, olağanüstü yetenekli bir ekibimiz var. Bu hikayeye birbirinden değerli yatırımcılarımızın da katılmış olması heyecan verici. Onların da değerli tecrübe ve katkılarıyla Vanemar’ı bir dünya markası haline getirmek için çalışmaya devam edeceğiz.”

Onarıcı Finans temalı Akbank ReFi Hackathon, 30 Eylül’de Sabancı Center’da gerçekleştirilecek

Akbank LAB, bu sene odağını daha da derinleştirerek Onarıcı Finans teması ile her sene düzenli olarak gerçekleştirdiği hackathon’lara bir yenisini daha ekliyor.

Akbank ReFi Hackathon, Avalanche ağı iş birliği ile Türkiye’de bir banka tarafından blok zincir ağı üzerinde düzenlenecek ilk hackathon olacak. Avalanche platformu üzerinde insanın ve dünyanın onarım sürecini başlatacak yenilikçi fikirler geliştirilecek Hackathon’a ülkenin dört bir yanından yazılımcı, tasarımcı ve geliştiriciler büyük ilgi gösterdi.

30 Eylül – 2 Ekim arasında Sabancı Center’da fiziksel olarak gerçekleştirilecek Akbank ReFi Hackathon’da yarışacak ekipler; yeni bir ekonomi tasarlayacak, insanın ve dünyanın onarım sürecini başlatacak fikirlerini 48 saat içerisinde Avalanche platformu üzerinde geliştirecekler. 2 Ekim günü gerçekleştirilecek finalde ise en başarılı 3 ekip jüri değerlendirmesi sonucunda sırasıyla 100.000 TL, 60.000 TL ve 40.000 TL’lik ödüllerin sahibi olacak.

Birbirinden değerli jüri üyeleri arasında BDDK Başkan Yardımcısı Mustafa Aydın ve Akbank Bireysel Bankacılık ve Dijital Çözümler Genel Müdür Yardımcısı Burcu Civelek Yüce yer alırken, blok zincir ekosisteminden Avalanche Foundation Yöneticisi Aytunç Yıldızlı ve Ava Labs Türkiye İş Geliştirme Direktörü Selim Kender; etki ekosisteminden ise Purpose-Sustainable Ideas Kurucusu Dilek Bil yer alacak.

Akbank ReFi Hackathon’a gelen başvurularda çoğunluğu, üniversite öğrencileri ve bu alanda projeler geliştiren genç profesyoneller oluşturdu. Özellikle üniversitelerin blok zinciri kulüplerinin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte finalist takımlar arasında 7 şehirdeki 23 farklı üniversiteden katılımcılar da yer alacak. Yapılan değerlendirme sonucu seçilen 19 takımdan oluşan toplam 80 kişiyi kıyasıya bir rekabet ve soluksuz bir yarışma bekliyor.

Takımlar, insanın ve dünyanın onarım sürecine katkıda bulunacak blok zinciri tabanlı yenilikçi fikirleriyle yarışırken; Onarıcı Finans, Blok Zinciri ve Finansal Teknolojiler alanlarını tanıma ve uygulamalarını öğrenme fırsatı de bulacaklar. 30 Eylül saat 14.00’te Akbank Bireysel Bankacılık ve Dijital Çözümler Genel Müdür Yardımcısı Burcu Civelek Yüce’nin katılımı ile gerçekleştirilecek Açılış Oturumu ile başlayacak Hackathon heyecanı networking ve mentorluk seansları ile devam edecek.

Başta Akbank ve Ava Labs ekipleri olmak üzere; BiLira, Enno Wallet, Gamiworld, Graph Commons, Ledger, Lytera, Menthol Protocol, Majoris, Markr, Mindstone Blockchain Labs, Muhabbit Capital, Neufi, S360, Viveka gibi birçok kuruluştan da mentorlar katılımcılara destek verecek.

Yerli girişim Twiser, Plug and Play’den 20 milyon dolar değerlemeyle yatırım aldı

OKR ve performans yönetimi odağında, insan kaynakları süreçleri için yapay zeka destekli hizmet olarak yazılım (SaaS) çözümleri geliştiren Twiser, 20 milyon dolar değerlemeyle ABD merkezli küresel inovasyon platformu Plug and Play Tech Center’dan yatırım aldı.

Yatırım süreciyle ilgili değerlendirmelerini paylaşan Twiser CEO’su Ongun Demirler, Google, Apple ve Dropbox gibi yatırımlarıyla tanınan Plug and Play Tech Center’ın yatırım portföyüne katılma şansı buldukları için mutlu olduklarını ifade etti. Türkiye’yi öncelikli pazar olarak gördüklerini kaydeden Demirler, yatırımla birlikte uluslararası pazarlardaki varlıklarını da güçlendireceklerini söyledi.

Portföyünde 1 milyar dolar değerlemeyi aşarak unicorn statüsüne ulaşmış 30 şirkete ev sahipliği yapan Plug and Play Tech Center’ın ortaklarından Alireza Mansour, Twiser’ın yolculuğuna katılmaktan heyecan duyduklarını söyleyerek, şirketin geliştirdiği çözümlerin pazarlama, müşteri ilişkileri ve çalışan performansı arasında güçlü bir köprü kurduğunu vurguladı.

Aralarında Boyner, CMS, Hayat Holding, Insider, MESS, Sahibinden, Yapı Kredi ve Yıldız Holding’in bulunduğu farklı sektör ve ölçeklerdeki şirketler tarafından kullanılan Twiser’ın sunduğu platform, çalışan ve işverenlerin şirket performansına ve hedeflere bakışını hizalamaya, bu sayede şirket performansını ileri taşımaya yarayan yapay zeka destekli bir çözüm.

Çalışanlarla işveren arasında anlam ve amaç birliği yaratmaya yarayan OKR metodolojisini ve performans yönetimi süreçlerini her şirket için 2-3 haftada kullanıma hazır hale getiren Twiser, şirketlerde ilerlemelerin tek bir ekrandan takip edilebilmesine olanak tanıyor. Twiser platformunu kullanan şirketlerde geri bildirim vermek, şirket kültürünün parçası haline geliyor ve çalışanların potansiyellerini tam anlamıyla gerçekleştirebilmelerine zemin hazırlanıyor. Twiser çözümlerini kullanan şirketler, yönetici – çalışan iletişimlerinde %85 iyileşme, hedef sistemine %100’e varan katılım ve performans yönetim aracının 20 kat daha fazla kullanımı gibi kazanımlar elde ediyor.

Bugün 25 ülkede, 12 farklı sektörden 60 bini aşkın kullanıcıya hizmet veren Twiser, çalışan ve işveren arasındaki görünmez mesafeyi kaldırarak kurumsal stratejileri, şirketin her kademesine yaymayı kolaylaştırıyor. Geribildirim ve işbirliği kültürüyle kurumsal performansı artan şirketler, ölçülebilir sonuçlarla yaptıkları yatırımların doğruluğunu da kolayca değerlendirebiliyor.

E-ticaret sitelerini optimize eden Segmentify, Esor Investments’tan 1 milyon dolar yatırım aldı

Yatırım yaparken yapay zeka teknolojisi, makine öğrenmesi ve tarım teknolojisi bazlı girişimleri tercih eden girişim sermayesi yatırım firması Esor Investments, e-ticaret sitelerinin kişiselleştirmeyle dönüşüm oranlarını optimize etmelerine yardımcı olan girişim Segmentify‘a 1 milyon dolar daha yatırım yaparak, toplam yatırım miktarını 4.5 milyon dolara çıkarttı.

Esor Investments Kurucu Ortağı Şevki Kuyulu, “Segmentify teknolojisi, çevrimiçi perakendecilerin; en alakalı deneyimi sunmak ve kişiselleştirilmiş ürün önerileri yapmak için her bir müşteriyi bire bir, gerçek zamanlı ve geniş ölçekte tanımasını ve onlarla etkileşime geçmesini sağlıyor. Yapay zeka algoritmaları ile e-ticaret şirketlerinin her müşterisinin profiline ve ihtiyacına yönelik özel ürün önerileri sunması açısından bizim için çok değerli bir yatırım” diye konuştu.

40 ülkede hizmet

Segmentify’ın verdiği hizmetlerle müşterilerinin satışlarının yüzde 30’lara kadar artmasını sağladığını belirten Kuyulu, “Segmentify, şu anda 40 ülkede 300’den fazla çok önemli markaya hizmet veriyor. Müşterileri arasında Puma, Samsung, Intersport, Celtic F.C., Colombia, Migros, CarrefourSA ve Beymen gibi çok önemli markalar bulunuyor. Segmentify’ın bizim için öncelikli odak notlarından ikisi olan e-ticaret alanında hizmet vermesi ve makine öğrenmesi teknolojileri sunması bu kapsamda önemli. Şu ana kadar Segmentify’a 3.5 milyon dolar yatırım yapmıştık, 1 milyon dolar daha yatırım yaparak toplam yatırım miktarımızı, 4.5 milyon dolar seviyesine çıkarttık” dedi.

“İki haftada yüzde 10 ek gelir”

Segmentify’ın özelliklerinden de bahseden Şevki Kuyulu “Markaların, e-ticaret müşterilerine çok kanallı bir alışveriş deneyimi sunmalarına ve dönüşüm oranlarını optimize etmelerine yardımcı olan uçtan uca e-ticaret büyüme platformu Segmentify, yalnızca bir gün içinde herhangi bir e-ticaret mağazasıyla entegre edilebiliyor, sonraki iki gün kullanıcı davranışlarını işlemeye başlıyor ve iki hafta gibi kısa bir sürede yüzde 10’a varan ek gelir elde edilmesine olanak sağlıyor. Segmentify teknolojisi, çevrimiçi perakendecilere en alakalı deneyimi sunmak ve kişiselleştirilmiş ürün önerilerinde bulunmak için her müşteriye bire bir, gerçek zamanlı ve geniş ölçekte tanımasını ve onlarla etkileşime geçmesini sağlıyor.”

Pandeminin, e-ticaret hacmindeki büyümenin hızını beklentilerin ötesinde artırdığını belirten Segmentify Kurucu Ortağı ve CEO’su Murat Soysal, “2021 yılında Avrupa’da yerleşik her dört internet kullanıcısından üçü, en az bir kez online alışveriş yaptı. Pazarın büyümesinin getirdiği fırsatlarla, 2023 yılı itibarıyla e-ticaretin toplam ticaret içindeki payının yüzde 22’ye ulaşması bekleniyor. Bu pozitif etkilerin yanında, hızla artan reklam (beş kat) ve tedarik maliyetleri (dört kat), e-ticaret dünyası için yeni zorluklar da doğurdu. Şu anda e-ticaretin ilk adımı müşteri ediniminden, son adımı olan alışveriş sonrası servislere kadar her aşamada kişiselleştirme servislerimizi sunuyoruz.

Bunun yanında, dünyanın önde gelen e-ticaret yöneticilerinin katılımıyla oluşturduğumuz Mükemmeliyet Merkezi (Excellence Center) ile müşterilerinizin rekabette her zaman birkaç adım önde olmasını sağlıyoruz. Bu merkez farklı dikeyler için gerekli pazarlama stratejilerini, iyi kullanım örneklerini (Best Practice), endüstri standartlarını belirliyor, hazırlıyor ve tüm Segmentify ekosisteminin kullanımına sunuyor. Ayrıca ürün yelpazemizi de Mükemmeliyet Merkezi’mizin hazırladığı bu süreçlerle entegre olacak şekilde geliştiriyoruz. Böylece, müşterilerimizin cirolarını artıran stratejileri en verimli şekilde hayata geçiriyoruz.” dedi.

Esor Investments’tan aldıkları 1 milyon dolarlık yeni yatırımla, Segmentify’ın Avrupa’da devam eden büyüme stratejisini APAC, MENA, LATAM ve Amerika’da tekrarlayacaklarını söyleyen Soysal, “Uzun zamandır üzerinde çalıştığımız bu modelle 100’ün üzerinde iş ortaklığımız, şu an tüm dünyada Segmentify’ın Kişiselleştirme Platformunu müşterilerine sunuyor” diye konuştu.

Türkiye’de Carvak markasıyla faaliyetlerini sürdüren Kavak, 810 milyon dolar finansman sağladı

Türkiye’de Carvak markasıyla faaliyetlerine başlayan ve başarıyla sürdüren Kavak’a; HSBC, ikinci el otomobil kredisi ileri tahsilat haklarını satın alma anlaşması kapsamında 675 milyon dolar tutarında finansman sağlarken, Goldman Sachs 100 milyon dolar ve Santander ise 35 milyon dolar tutarında finansman desteği sundu.

Tüm pazarlarda iş modelini geliştirecek, envanterini güçlendirecek

Kavak, HSBC, Goldman Sachs ve Santander’den sağladığı kaynağı, şirketin iş modelini geliştirmek, envanterini güçlendirmek ve yatırım yaptığı tüm pazarlardaki konsolidasyonunu sürdürmek için kullanacak.

Meksika’nın ilk unicorn’u Kavak, sadece beş yıl içinde, dünya çapında 7 ülkede 24 şehirde, 7 binden fazla çalışanı, 75 operasyon merkezi ve 30 binden fazla araç envanteri ile büyük bir operasyon kurdu. Kavak’ın yenilikçi iş modeli Latin Amerika’daki ikinci el otomobil sektöründe ezberleri bozmayı başardı. Kavak, Meksika, Arjantin, Brezilya, Şili, Kolombiya ve Peru’daki operasyonları da dahil olmak üzere, bölgedeki pazarın yüzde 80’inden fazlasına hakim durumda.

Şirketin vizyonu, planları ve şimdiye kadar elde ettiği sonuçlar, Softbank, General Atlantic ve Greenoaks gibi dünyanın önde gelen risk sermayesi fonlarını, beş finansman turunda 1,6 milyar ABD dolarından fazla yatırım yapmaya ikna etmişti.
Kavak yakın zamanda faaliyetlerini Latin Amerika dışına taşıyarak, Türkiye’de de operasyonlarına başladı.

Sektörde dönüşümün öncüsü

Kavak, yenilikçi iş modeliyle işlemler sırasında dolandırıcılık riskini en aza indirerek ve araç yenileme işlemlerini kontrol ederek sektörde bir dönüşümün öncüsü oldu. Buna ek olarak, şirket, daha önce hiç kredi başvurusu onaylanmamış farklı kredi profillerine sahip kişilere de araba satın alma olanağı sağlayan bir finansal teknolojiyi piyasanın hizmetine sundu.

Kavak CFO’su Moises Flores, alınan destek ve piyasa koşulları hakkında şunları söyledi: “Latin Amerika’da ikinci el otomobil işlemlerinin yüzde 40’ında usulsüzlük ve dolandırıcılık riski taşıyor. Bu koşullar altında, kurumların ikinci el otomobilleri finanse etme riskini üstlenmesi zor. Sadece Meksika’da, ikinci el araç alım satımında işlemlerin yüzde 5’inden daha azı finansman alabiliyor. Bu da insanların araba satın alma erişiminin çok sınırlı olduğu anlamına geliyor.”

İşbirliği hakkında konuşan HSBC Mexico Mortgage ve Otomotiv Kredileri Direktörü Enrique Margain, “HSBC ve Kavak arasındaki işbirliği, her iki şirketin de dijital inovasyon, risk yönetimi ve küresel standartlar alanındaki en iyi uygulamaları paylaşmasına olanak tanıyacak. Yaptığımız işbirliği sayesinde Kavak, endüstri için temsil ettiği dönüşüm sayesinde geleceğin otomobil pazarında değişimin temellerini atıyor.” dedi.
Goldman Sachs Mexico’nun Başkanı ve CEO’su Samuel Villegas ise şöyle konuştu: “Kavak’ın iş modeli, birçok olası araç sahibi için tam da şimdiye kadar zorlandıkları bir noktaya değiyor ve ikinci el otomobil finansmanı pazarına giriş kısıtlarını azaltmayı amaçlıyor. Kredi, Latin Amerika’daki şirket ve fintech sektörü için daha geniş bir büyüme fırsatını destekliyor”.

Kavak CFO’su Moises Flores Botello, sözlerini şöyle tamamladı: “ABD’de her 10 vatandaştan 7’sinin arabası var, bu da her 10 kişiden sadece 1,5’inin bu imkana erişebildiği Latin Amerika pazarının gerçeğiyle çelişiyor. Dönüşümümüzün ana hedefi tam da bu; dünya çapında yükselen pazarlardaki insanların mobilite sorunları için gerçek uzun süreli çözüm ortağı olmak.”

Togg, Konsept Akıllı Cihazı ile Galataport İstanbul’da şehrin yerli ve yabancı misafirleri ile buluşuyor

2023 yılının ilk çeyreğinde doğuştan elektrikli ilk akıllı cihazı C SUV’u banttan indirmeye hazırlanan Togg, seri olarak üretilmesi planlanmayan ancak markanın vizyonunu ortaya koyan Konsept Akıllı Cihazı ile Galataport İstanbul’da şehrin yerli ve yabancı misafirleri ile buluşuyor.

Lansmanı ocak ayında dünyanın en büyük Tüketici Elektroniği Fuarı CES 2022’de yapılan Konsept Akıllı Cihaz, 15 Eylül itibarıyla Galataport İstanbul Doğuş Meydanı’nda sergilenmeye başladı. 15 Ekim tarihine kadar ziyaretçilerle buluşacak olan Konsept Akıllı Cihaz, Togg’un gelecekte kullanacağı teknolojilerle ilgili önemli ipuçları veriyor. Aynı zamanda doğuştan yeşil olan Togg ile çevre dostu uygulamalarıyla Avrupa’nın ikinci en büyük LEED Platin sertifikalı projesi unvanını kazanan Galataport İstanbul, inovatif yaklaşıma ek olarak sürdürülebilirlik açısından da güçlü bir birliktelik sergiliyor.

Kapılar bir kitap gibi açılıyor

Togg’un vizyonunu yansıtan cihaz, Togg DNA’sında bulunan stilistik özelliklerin korunduğu, dinamik ve yenilikçi bir fastback. Stil konseptinin temelini, kaslı arka tasarım ve ön farlardan başlayıp aracın profilini güçlendirerek arkaya kadar uzayan omuz çizgi oluşturuyor. Otomobil üzerinde bulunan aydınlatmalı Togg logosu ise Doğu ve Batı’nın birlikteliğini simgeliyor. Murat Günak liderliğinde Togg tasarımcıları tarafından geliştirilen ve Pininfarina stüdyolarında üretilen cihazdaki ön cam, doğuştan elektrikli mimariyle uyumlu olacak şekilde neredeyse baştan tasarlanırken, jantlar Togg DNA’sına ait çok kollu stilize edilmiş lale özelliğini taşımaya devam ediyor. Menekşe ve çivit mavisinin karışımına çalan metalik gri renge sahip Akıllı Cihaz’da, dış tasarımın yanı sıra iç tasarım ve yolcuların kabin deneyimi de bir üst seviyeye taşınıyor. İçeride C SUV’un tasarımına sadık bir yaklaşım izlenmesine rağmen, direksiyon simidi, sportif ve zarif bir tasarımla baştan yaratılmış durumda. İç mekânda entegre emniyet kemerlerine sahip 4 adet tekli koltuk yer alıyor ve orta sütunu ortadan kaldıran tasarımla kapılar bir kitap gibi açılıyor. Ön koltuklarda açık renk deri kullanılırken, arka koltuklarda koyu renk tercihi göze çarpıyor. Emniyet kemerlerinde ise özgünlüğü vurgulamak için açık mavi renk tercihi dikkat çekiyor.

Ekim ayında seri üretime hazır

Ekim ayında seri üretime hazır olacak Togg, uluslararası teknik yeterlilik (homogolasyon) testlerinin tamamlanmasının ardından 2023 yılının ilk çeyreğinin sonunda C segmentindeki doğuştan elektrikli SUV’u pazara çıkaracak. Ardından yine C segmentindeki Sedan ve Hatchback modelleri üretim sırasına girecek. Takip eden yıllarda B-SUV ve C-MPV’nin de aileye katılmasıyla, aynı DNA’yı taşıyan ve 5 modelden oluşan ürün gamı tamamlanacak. Togg, 2030’a kadar tek bir platformdan 5 farklı model üretimiyle toplam 1 milyon adet araç üretmeyi planlıyor.

Sohbet içi e-ticaret platformu Helorobo, aynı alanda faaliyet gösteren Shopishi ile birleşti

E-ticaret sektörünün öncü kuruluşlarından T-Soft’un kurucuları olarak tanıdığımız Ömer Arıkan ve Avni Arıkan’ın 20 yıllık e-ticaret deneyimlerini aktardıkları sohbet içi e-ticaret platformu Helorobo sosyal ticaretin en dikkat çeken girişimleri arasında.

Bu alandaki öncü yatırımlarıyla META’nın global partnerleri arasında yer alan Helorobo, aynı sektörde faaliyet gösteren Shopishi ile güçlerini birleştirdiklerini duyurdu.

2003 yılında Ömer Arıkan ve Avni Arıkan liderliğinde kurulan T-Soft, “Sosyal Ticaret”in en iddialı girişimlerinden olan sohbet içi e-ticaret platformu Helorobo’yu güçlendirmeye devam ediyor. Helorobo, META iş ortaklığıyla; Whatsapp, Instagram DM ve Facebook Messenger gibi sohbet kanalları üzerinden gelen e-ticaret müşterilerine; ürün seçme, sepet oluşturma, indirim kuponu tanımlama ve ödeme alma gibi birçok çözümü üçüncü bir aplikasyon veya web sitesine yönlendirmeden uygulama içi e-ticaret deneyimi olarak sunmasıyla dikkat çekiyor. Shopify veya T-Soft e-ticaret platformlarından herhangi birine sahip bir e-ticaret firması, Helorobo sayesinde tüm satış ve müşteri hizmetleri operasyonlarını tek bir noktadan yönetebiliyor. E-ticaret yazılımı olmayan firmalar için ise kendi bünyesindeki e-ticaret yazılımı olan HeloScope ile bütünleşik bir hizmet sunuyor. Helorobo’nun sağladığı çözümler bunlarla sınırlı kalmayıp; markaların sosyal medya yorumlarının cevaplanması ve şablon mesajlarla müşterilere remarketing kampanyası yapılması gibi özellikleri de kapsıyor. Tüm bunların yanında Helorobo ile META’nın desteklediği “Kolay Reklamlar” özelliğiyle de çok sade bir arayüz üzerinden yüksek dönüşümlü reklamlar hazırlayıp markaların, müşterilerini Whatsapp numaralarına ya da Instagram DM’lerine yönlendirerek satışlarını arttıracak aksiyonlar alabilir hale getiriyor.

Shopishi ile gerçekleştirdiğimiz birleşme sonrası “İletişime Dayalı Online Satış Modelinde” Helorobo’yu global pazar lideri yapmaya kararlıyız.

Helorobo, 2022 Ağustos itibari ile aynı alanda faaliyet gösteren girişimlerden Shopishi ile birleşme kararı alarak Helorobo markasıyla faaliyetlerine devam etme kararı aldı. Birleşme sonrası Shopishi’nin kurucusu Kağan Tonyukuk Fikri şirketin CEO’luk görevini üstlendi. Kağan Tonyukuk Fikri konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Shopishi’de ancak birkaç yıl içinde varmayı hayal ettikleri noktayı çoktan geçmiş olan Helorobo’ya katılmaktan büyük bir heyecan ve onur duyduğunu ifade etti.

Helorobo kurucularından Ömer Arıkan ise globalde “conversational commerce” olarak adlandırılan, iletişime dayalı online satış modelinin, uzun yıllardır adı konulmadan büyümeye devam ettiğini, son aylarda ise bir trend haline geldiğini belirterek: “Bu konuya inanan, öneminin farkına varmış, e-ticaretin en büyük büyüme fırsatlarının olduğu bir alanda, ayrı şirketler ile küçük adımlar atmak kimseye kazandırmayacaktı. Aynı işi yapmak üzere teknoloji geliştiren yerli girişim Shopishi ile birleşerek bu işe inanan Kağan’ı aramıza dahil ettik. Aynı vizyona sahip olduğumuz insanlar ile güç birliği yapmak çok değerli, yönümüz sınır ötesi, ekibimiz artık çok daha güçlü. Bizim tecrübemiz ve Kağan’ın liderliğinde Helorobo’yu global pazar lideri yapmaya kararlıyız” açıklamasında bulundu.

Arıkan, açıklamalarını şu sözlerle tamamladı: “Çok kısa bir süre içinde yatırım süreçlerini başlatacağız ve global pazarlarda zorlanmamak için finansal imkanlarımızı da güçlendireceğiz. T-Soft olarak belirli bir ölçeğe ulaşmamız 20 yılımızı aldı, bu sefer bu yolu tercih etmeyeceğiz, Unicorn olmak istiyoruz ve bunun için 20 yılı beklemeyeceğiz. E-ticaret sektöründeki tüm tecrübemizi ve iş fikirlerini burada ideal hali ile hayata geçiriyoruz. Helorobo globalde büyüyecek, henüz yeni yerleşen bu iş modelinde dünyanın en iyi ürünü olmaya kararlıyız”.

Akıllı teslimat platformu QDelivery, idacapital’dan yatırım aldı

Berlin ve İstanbul merkezli olarak ticarileşmiş ve 6 ay gibi kısa bir süre içerisinde 1000’den fazla kuryenin her gün onbinlerce teslimatını perakende sektörünün öncü şirketleri için uçtan uca yöneten QDelivery, Innovate21st İvmelendirme Programı kapsamında idacapital‘dan yatırım aldı.

QDelivery, teslimat öncesi, teslimat anı ve teslimat sonrası süreçlerin uçtan uca planlandığı, yönetildiği ve optimize edildiği bulut tabanlı bir teknoloji platformudur. “Teslimat Operasyon Merkezi” kavramının temelini oluşturacak olan bu platform ile teslimattan önce sipariş konsolidasyonu, siparişten teslimata dönüşüm, rota optimizasyonu, teslimat atamaları, teslimat takibi, teslimat kanıtlarının toplanması, teslimat sonrası operasyon yönetimi ve raporlama fonksiyonlarını sağlanmakta.

QDelivery, 2022 yılı sonuna kadar İstanbul merkezli başlattığı KuiK operasyonuyla 50’den fazla küçük işletmenin aylık 2.5 milyon TL’lik ticaretine aracılık etmeyi hedefliyor. Elde ettiği deneyimlerle kobi segmentindeki çözümlerini 2023 yılından itibaren tüm Avrupa’ya yaygınlaştırmayı planlıyor.

QDelivery üç yıl içinde Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın da önde gelen son mil lojistik operasyon platformu olacak. Halen platformunda Türkiye’nin en büyük teslimat operasyonları koşan QDelivery, yakın zamanda da KuiK markası ile küçük işletmelere servis sunmaya başladı. idacapital’ın ilk yatırımı ile beslenen büyüme, net müşteri ve gelir artışı ile QDelivery’i iki yıldan kısa sürede 20 milyon doların üzerinde bir değere taşıyacak. Yatırım kapsamında idacapital devam turlarında da, QDelivery’e devam yatırımlarını sürdürecek.

Innovate21st programı idacapital tarafından yürütülen ve programa özel olarak alınan girişimlerin, eş zamanlı yatırımla birlikte 36 aylık bir dönemde büyüme süreçlerine bilgi ve yatırım sağlanan bir programdır. Bu program kapsamındaki idacapital girişimleri son iki yılda 5 milyon USD üzerinde yatırım almış ve şirket değerlerini ortalamada 5 kat arttırmış durumdadır.

İzmir’de kurulan zaman ve bütçe yönetim yazılımı BeforeSunset, 250 bin dolar yatırım aldı

ABD pazarında yoğun bir şekilde tercih edilen saatlik bazda çalışma sistemi, dünya genelinde etkisini artırıyor. Özellikle ekonomik durgunluk veya küresel salgın gibi nedenlerle iş hayatında belirsizliğin hâkim olduğu bu dönemlerde, saatlik çalışanlara olan ihtiyaç artıyor. Ancak, saatlik bazda çalışanların yeterli tazminat, iş-yaşam dengesi, rahatlık ve esneklik gibi imkânlara sahip olmadığı ise üzücü bir gerçek olarak karşımızda duruyor.

2021 yılında İzmir’de kurulan BeforeSunset, bu olumsuz koşullardan kaynaklanan ihtiyaçları gördü yola çıktı ve isimlerinin gizli tutulduğu bir grup melek yatırımcıdan 250 bin dolar yatırım aldı. (Yatırımcıların açıklanması bekleniyor, haber güncellenecek…)

BeforeSunset, dünya çapındaki çalışanların, iş günleri üzerinde hakimiyet sahibi olmaları için onları doğru araçlar ile bir araya getirme vizyonu taşıyor. Şirket kurucuları, çalışanların bir iş gününde yapacaklarını “gün batımından önce” bitirmelerini sağlama fikriyle yola çıkıyor. Platform, insanları kısıtlı getiriler için fazla çalışmaya zorlayan modern iş-yaşam normlarını değiştirmek istiyor.

BeforeSunset’in kuruluş hikâyesi

Daha önce, İstanbul merkezli bir yazılım geliştirme şirketinde çalışan kurucu ekip, kendi iş kollarında verimliliklerini artırmak adına; “proje yönetimi, teknoloji sektörlerinde zaman yönetimi ve çalışanlara bu gibi konularda destek olan teknolojik araçlar” üzerine araştırma fırsatı buluyor. Verimli zaman yönetimini bir numaralı öncelikleri olarak konumlandıran ekip, piyasada kullanımı kolay, hedef odaklı ve en önemlisi verimli bir zaman yönetimi ürünü olmadığını hayretle görüyor. Bunun üzerine ekip, yazılım geliştirme ve kullanıcı deneyimindeki uzmanlıkları ışığında bir yan proje olarak zaman yönetimi platformu oluşturmak için işe koyuluyor. Onlar daha ne olduğunu anlayamadan tüm şirket bu platformu günlük olarak kullanmaya başlıyor. Kullanıcı tabanının şirket dışına ve müşterilere genişlemesi ise organik bir şekilde oluyor. Ve BeforeSunset doğuyor! Dünya çapında birçok melek yatırımcıdan toplamda 250 bin dolarlık destek alan BeforeSunset, 15’i aşkın çalışanıyla merkez ofisi ABD başta olmak üzere faaliyetlerine son hız devam ediyor.

Pandemi sonrası değişen iş-yaşam dengesi

Geleneksel “9-5” çalışma sistemi, pandemi öncesinde de yeni jenerasyon, diğer adıyla Z kuşağı tarafından rağbet görmüyordu. İş hayatından beklentileri söz konusu olduğunda her şeyden önce iş-yaşam dengesini kurmaya öncelik veren Z kuşağı iş vereni de düşündürüyordu. Dolayısıyla geleneksel çalışma düzeni pandemi yaşanmasa da değişmeye mahkumdu. Pandemiyle birlikte başlayan karantina dönemi, birçok sektörde uzaktan çalışmayı mecbur kılınca, çalışan da iş veren de bu farklı düzene hızla adapte olmak zorunda kaldı. Tam da bu noktada başka bir sorun baş gösterdi: İş gününün ne zaman başlayıp ne zaman bittiği… Bu durum özellikle, gelirini artırmak amacıyla fazladan mesai yapan birçok çalışan için çalışma saatlerini daha da bulanık hale getirdi. İş günlerine sınır belirlemek son derece sancılı bir durum oldu. Üstelik pandemi sonrası evden çalışma iş modeli bazı sektörlerde kalıcı olacağa, bazı sektörlerde ise ofise gidiş gelişle birlikte süreceğe benziyor.

Z kuşağının, iş gücünde varlığını artırmasıyla birlikte iş verenlerin de onların önceliklerine duyarsız kalması düşünülemez. Bu nedenle uygun zaman ve bütçe yönetimi yazılımları, çalışan ve işveren açısından önem kazanıyor. Bu yazılımlar sayesinde, bir yandan çalışanın iş günlerini en verimli şekilde planlaması, bir yandan da çalışanın önceliklerini dikkate alan işverenin istihdam kaybı yaşamaması mümkün olabilir.

Uzaktan çalışanların sorunlarına dair BeforeSunset araştırma ekibi tarafından yürütülen ankete katılanların yüzde 70’i yakın dönemde kendilerini en çok zorlayan şeyin zaman ve ücret taahhüdü yaklaşımları olduğunu söylüyor. Ankette, bu çalışanların, tam zamanlı çalışanlarla aynı muameleyi görmedikleri ve onlar gibi tazmin edilemedikleri ortaya çıkıyor.
Aynı anket, katılımcıların yüzde 41’inin zamanlarını takip etmek için yetkin herhangi bir teknolojik araçtan haberdar olmadıklarını veya mevcut yöntemleri kullanışsız bulduklarını da gösteriyor.

İşte burada BeforeSunset uygulaması devreye giriyor. Kuruluşundan bu yana, sadece birkaç hafta içinde 100’den fazla kullanıcıya ulaşan BeforeSunset, zaman ve bütçe yönetimi pazarında şimdiden önemli bir konuma sahip.

BeforeSunset platformu nasıl çalışıyor?

BeforeSunset platformu, kullanımı oldukça kolay bir zaman ve bütçe yönetim yazılımı. Sorunsuz kullanıcı arayüzü ve duyarlı müşteri destek hunisi ile BeforeSunset, çalışanların daha çok çalışmak yerine, daha akıllıca çalışmaya başlamalarına; iş günlerini kendilerine göre yönetmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor. Platform, her ay yeni özelliklerin eklendiği benzersiz sürümlerin yanı sıra, basit proje ve zaman yönetimi için aşağıdaki temel özelliklerden yararlanmamızı sağlıyor:

  • Proje yönetimi kolaylaştırılmasında sınırsız imkan
  • Görevlerde/projelerde taahhüt edilen zamanı takip etmek için tek tıklamayla başlatılan zamanlayıcı
  • İş arkadaşlarına birden fazla görev ataması yapabilme
  • Sorunsuz raporlama için haftalık ve aylık raporlar
  • Proje yöneticileri, serbest çalışanlar, saatlik çalışanlar ve ekip liderleri için birden çok kullanıcı rolü
  • Faturalandırılabilir ve faturalandırılmayan görev yönetimleri