Ana Sayfa Blog Sayfa 331

Cleantech girişimi Moxion Power, 100 milyon dolar yatırım aldı

Kaliforniya merkezli temiz, mobil enerji depolama teknolojisi üzerinde çalışan Moxion Power, düzenlenen Seri B yatırım turunda 100 milyon dolar yatırım aldığını açıkladı. Yatırımla beraber girişim, mobil enerji depolama ürün yelpazesine yönelik artan talebi karşılamak için üretim tesisinde üretimlerini artırmayı planlıyor.

2020 yılında kurulan Moxion Power, inşaat, ulaşım, etkinlikler ve eğlence, film prodüksiyonu ve telekomünikasyon gibi sektörlerde jeneratörler yerine mobil piller ve enerji depolama ürünleri üretiyor. İlk üretim tesisinin inşaatına kısa süre önce başlayan girişim, 2024 yılında ikinci üretim tesisini devreye almayı planlıyor.

Moxion’un Kurucu Ortağı ve CEO’su Paul Huelskamp, “Geçici enerji üretimi, inşaat, film prodüksiyonu, canlı etkinlikler ve afet müdahalesi dahil olmak üzere birçok endüstrinin kritik bir parçası oluyor. Bu endüstriler karbondan arındırmaya çalışırken tarihsel olarak dayandığı fosil yakıt ile çalışan jeneratörlere daha temiz alternatifler için muazzam bir talep bulunuyor. Sürdürülebilir iş liderleriyle önemli ortaklıklar kurma misyonumuzun yeni adımını duyurmaktan heyecan duyuyoruz” dedi.

Bu yılın başlarında, Sunbelt Rentals, Moxion ile 2025 yılına kadar çok yıllı bir satın alma sözleşmesi taahhüdünde bulundu ve Seri B yatırımı öncesinde şirkete stratejik bir yatırım yaptı. Şirketler, endüstriyel, ticari ve inşaat sektörlerinde elektrifikasyonu hızlandırmak için ürün geliştirme, yazılım entegrasyonu ve farklılaştırılmış hizmet modelleri üzerinde işbirliği yapmayı planlıyor.

Tamarack Global liderliğindeki Seri B yatırım turuna Energy Impact Partners, Sunbelt Rentals, Amazon bünyesindeki Climate Pledge Fund, Microsoft Climate Innovation Fund, Enterprise Holdings Ventures, Marubeni Ventures, Suffolk Technologies ve Rocketship gibi önemli yatırımcılar katıldı.

Web3 tabanlı veri platformu Space and Time, 20 milyon dolar yatırım aldı

Kurumsal işletmeler için hızlı ve güvenli veri işlemeye yardımcı olan merkeziyetsiz Space and Time, 20 milyon dolar yatırım aldığını açıkladı. Microsoft’un yatırım fonu M12 liderliğinde düzenlenen yatırım turuna Framework Ventures, HashKey, Foresight Ventures, SevenX Ventures, Polygon, Avalanche, Stratos, Hash CIB ve Coin DCX katıldı.

Proof of SQL adlı bir şifreleme protokolü aracılığıyla ilerleyen Web3 tabanlı veri platformu Space and Time, işlemlerin sorunsuz bir şekilde ilerlemesine yardımcı oluyor. Girişim, Web3 destekli girişimlerin gelişmelerinde önemli rol oynayan Chainlink Labb’s’in “Startup with Chainlink” programıyla destekleniyor. Space and Time’ın akıllı sözleşmeleri, yazılım şirketi Oracle aracılığıyla yakın zamanda hayata geçirilecek.

Space and Time, merkezi sistemlerdeki iş mantığının otomatikleştirilmesine ve doğrudan akıllı sözleşmelere bağlanmasına izin verecek. Blockchain teknolojisi çok çeşitli endüstrilerde uygulamalar bulduğundan bu sistemin Microsoft için önemli olacağı düşünülüyor.

Microsoft’un yatırım fonu M12’nin Kurumsal Başkan Yardımcısı ve Global Başkanı Michelle Gonzalez, “Blockchain teknolojisi çok çeşitli endüstrilerde uygulamalar bulduğu için Space and Time, bu çalışmayı Web3 ortamında şekillendirmek için temel oluşturuyor. M12 bu yolculuğa ortak olmayı dört gözle bekliyor.” dedi.

Space and Time aynı zamanda Microsoft’un bulut bilgi işlem hizmeti Azure ile entegre çalışacak. Böylece müşterilerine blok zincirine özgü verilere erişmek, yönetmek ve analitik gerçekleştirmek için kolay bir alan sunacak.

Merkeziyetsiz girişim, henüz tüm geliştiricilere açılmadı. Bu yıl sonunda oyun ve DeFi alanlarındaki geliştiricilere açılması bekleniyor. Space and Time’ın gereken testler ve geliştirme sürecinin ardından 2023 sonbaharında kullanıma sunulacağı tahmin ediliyor.

Otonom endüstriyel temizlik robotları üreten Avidbots, 70 milyon dolar yatırım aldı

Kanada merkezli robot üreticisi Avidbots, Seri C yatırım turunda 70 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. 2014 yılında kurulan girişim, alışveriş merkezleri ve depolar gibi ticari ortamlar için özel olarak robotlar geliştiriyor.

Neo 2 adlı temizlik robotuyla pazarda yer alan Avidbots’ın ABD’deki Huntsville ve Cincinnati / Northern Kentucky’deki havaalanlarında kullanıldığı ve birçok şirketin robotlara ilgi duyduğu belirtiliyor. Amerika, Asya, Avrupa, Orta Doğu ve Avustralya’da toplamda 1.000’den fazla robotun sorunsuz şekilde çalıştığı açıklandı.

Girişimin temizlik robotlarının tercih edilmesinin arkasında yatan en büyük sebepler arasında çalışanların sürekli olarak çalışmaması ve yüksek personel ücretleri yer alıyor. Neo 2 ile beraber bu tarz sorunların önüne geçiliyor.

Robot temizlik robotlarıyla beraber veri ve performans konusunda yüksek verim elde ediliyor. Web tabanlı komuta zinciri sayesinde robotların nerelerde olduğu ve temizlemeleri gereken alanların ne durumda olduğu kolayca görülebiliyor.

Daha önce 37 milyon dolar yatırım alan girişim, 70 milyon dolar değerindeki yatırımla beraber toplamda 107 milyon dolar yatırım aldı. Avidbots’ın Seri C yatırım turunu Jeneration Capital yönetirken tura GGV Capital, True Ventures, Kensington Capital Partners, Next 47, SOSV, BDC Capital, Golden Ventures, BMO Capital Partners, Golden Vision Capital ve Nicola Wealth katıldı.

Son yatırımla beraber girişim, temizlik robotları için geliştirdiği yazılımı geliştirmeye devam edeceği ve robot süpürge sayısını artıracağı açıklandı. Ayrıca Avidbots’ın önümüzdeki sene çalışan sayısında da artış yapacağı belirtildi.

Avon, yerli girişim BlindLook’un sesli simülasyon teknolojisini online platformuna entegre etti

Avon, görme engellilerin online alışveriş yaparken yaşadıkları zorlukları ortadan kaldırmaya yardımcı olmak amacıyla, görme engelliler için özgürlük teknolojileri geliştiren Türkiye merkezli bir sosyal girişim olan BlindLook ile işbirliği gerçekleştirdi.

Söz konusu işbirliği ile Avon, Türkiye’de BlindLook’un Sesli Simülasyon (Audio Simulation) teknolojisini internet sitesine entegre eden ilk kozmetik markası oldu. Sesli Simülasyon teknolojisi sayesinde artık tam veya kısmi görme kaybı olan Avon müşterileri, çok daha kapsayıcı ve görme engelliler için engelsiz bir online alışveriş deneyiminin keyfini çıkarabiliyor.

BlindLook kurucu ortağı Sadriye Görece, “Türkiye’de 1 milyon görme engelli birey ve görme engelli topluluğun aileleri ve yakın çevrelerini de dahil ettiğimizde, yaklaşık 5 milyon insanın hayatına dokunacak bir çözüm sunuyoruz. Bizim için herkesin özgürce ve bağımsızca yaşayabildiği bir dünya mümkün. İşte bu dünyanın dönüşümüne Avon gibi öncü markalar eşlik ediyor. Bu partnerlik görme engellilerin kişisel bakım ve kozmetik ürünlerine bağımsızca ulaşabilmesini ve bu ürünleri özgürce kullanabileri için gereken erişilebilirliği sağlıyor. Avon’a eşit ve engelsiz bir dünya hayalimizi paylaştığı ve bu hayali destekleyip, büyüttüğü için teşekkür ederiz ” dedi.

BlindLook tarafından geliştirilen ses odaklı erişilebilirlik teknolojisi Sesli Simülasyon, görme engelliler için ürün ve hizmetleri erişilebilir hale getiriyor ve tam veya kısmi görme engelli bireylerin dijital ürün ve hizmetleri yardıma ihtiyaç duymadan kullanmalarına olanak sağlıyor. Ekran okuyucu programlarla paralel bir biçimde çalışan teknoloji, herhangi bir websitesi veya uygulamayı kullanırken alınması gereken aksiyonları sesli bir biçimde aktararak kullanıcıları yönlendiriyor. Avon ürünlerine ve internet sitesine entegre edilen bu teknoloji ile görme engelli ya da düşük görme yetisine sahip Avon müşterileri artık ürün seçenekleri arasında özgürce gezinebilirken, Avon’un sunduğu hızlı ve kolay alışveriş deneyiminin de keyfini çıkarabiliyorlar.

‘Tüm yeniliklerimizin temelinde insan odaklı yaklaşım var’

Avon Türkiye genel müdürü Orkun Gül, işbirliğiyle ilgili, “Avon olarak her zaman dünya için çalışan en iyi güzellik markası olma vizyonumuz doğrultusunda çalışıyor ve insanı odağımıza alarak hayata geçirdiğimiz yeniliklerimizle onların yanında oluyoruz. BlindLook ile gerçekleştirdiğimiz işbirliği ile Türkiye’deki 1 milyon görme engelli birey için daha erişilebilir durumdayız. Türkiye’de EyeBrand sertifikasına sahip ilk kozmetik markası olduğumuz için ayrıca gurur duyuyoruz. BlindLook’un eşit, erişilebilir ve kapsayıcı bir dünya inşa etme vizyonundan ilham alıyor ve Avon’da görme engelliler için engelsiz bir çevrimiçi alışveriş deneyimi sağlayarak bu amaca katkıda bulunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

Yerli içerik pazar yeri Textoni, Goodwater Capital’den 2 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

2021 yılında kurulan ve freelancer üreticilerle markaları buluşturan içerik pazar yeri Textoni, Silikon Vadisi’nin önde gelen VC’lerinden Goodwater Capital’den 2 milyon dolar değerleme ile yatırım aldı. Getir’den sonra Türkiye’deki diğer yatırımını Textoni’ye yapan Goodwater Capital’in yatırım portföyünde ise dev teknoloji şirketlerinden TikTok, Twitter, Spotify yer alıyor.

Geçtiğimiz yıl Atanova Ventures’ten 4 milyon TL değerleme ile yatırım alan Textoni, bir yıl içerisinde yüzde 900 büyüme sağladı.

Textoni ve Freelancer ekosistem

Aldığı yatırım ile global pazara açılmak için büyük bir adım atan Textoni, 58 farklı ülkeden yaklaşık 30.000 içerik üreticisini platformunda barındırıyor.

Geçtiğimiz aylarda sesli içerik alanında da aktif olarak rol alacağını açıklayan girişim, Türkiye’nin en büyük içerik üretici hacmine sahip platformlardan biri olma niteliği de taşıyor. Ayrıca Textoni’nin inovatif ürünlerinden biri olarak X-Team, markaların nitelikli freelancerlardan oluşan takımlar kurarak uzun vadeli çalışma olanağı da sağlıyor.

Küresel freelance pazar hacmi 2021 yılında 339 Milyar dolarken, 2026 yılında yaklaşık 919 Milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Yatırım süreci ve yatırım sonrası hedefler

Textoni’nin yatırım turuna Goodwater Capital ile birlikte Türkiye ve Avrupa’dan önemli melek yatırımcılar da katıldı. Textoni CEO’su Tufan Kızılırmak’ın konu ile ilgili yaptığı açıklama ise şu şekilde; “Kurulduğumuz ilk gün tüm yol haritamızı global ölçeklenme hedefiyle oluşturduk. Goodwater Capital’den bu kadar erken aşamada aldığımız yatırım ise doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Goodwater’ın Getir’den sonra Türkiye’den bir girişime daha yatırım yapması ülkemizdeki start-up ekosistemi için ve bizim için çok değerli bir gelişme oldu.

Aldığımız bu yatırım, hedeflediğimiz Amerika pazarına ilk adımı atmak için güzel bir fırsat. Sonraki yatırım turlarında da yine Silikon Vadisi VC’leri ile ilerlemek ve bu pazarın içinde rekabete katılmak istiyoruz.

Freelance çalışma sistemi, şu an bir trend değil, güncel bir iş modeli olarak kabul ediliyor. Global pazardaki tüm verileri okuduğumuzda, freelancer ekonomisinin her geçen gün pasta payını artıracağını öngörebiliyoruz. Bu sebeple bizim de yatırım sonrası kısa vadedeki hedefimiz güçlendireceğimiz CMS / CRM paneliyle ekip yönetimi teknolojimizi geliştirmek olacak.

Amerika pazarında ölçeklenmek ve insanların Textoni üzerinden ekonomik özgürlüğüne ulaşmasını sağlamak Textoni’nin en önemli misyonu.” dedi.

Dassault Systemes montaj yardımı ve kalite kontrol yazılım çözümleri geliştiricisi Diota’yı satın aldı

Dassault Systèmes, üretim ve operasyonlar için montaj yardımı ve kalite kontrol yazılım çözümleri geliştiricisi Diota’yı satın aldı. Satın alma, Dassault Systèmes’in 3DEXPERIENCE platformunu üretim alanında eyleme geçirilebilir sanal ikiz deneyimleriyle genişletecek.

Satın alımla beraber havacılık ve savunma, endüstriyel ekipman ile ulaşım ve mobilite sektörlerindeki müşterilerin karmaşık endüstriyel süreçlerindeki performanslarının optimizasyonu ve operasyonel verimliliklerinin artışı sağlanacak.

2009 yılında Fransa’da kurulan Diota, endüstriyel şirketlerin dijital dönüşüm çağına girmesine yardımcı olan dijital destekli operasyonlar ve dijital tabanlı robotik denetimi için yazılım çözümleri sunuyor. Diota’nın sunduğu etkileşimli 3D, artırılmış gerçeklik (augmented reality – AR), bilgisayar görüşü, yapay zeka (artificial intelligence – AI) ve derin öğrenme gibi son teknolojiler, üretim ve bakımdan sorumlu ofis mühendisliği ve yerinde operasyon faaliyetlerini birbirine bağlayarak üretkenliği, ürün kalitesini, gelişmiş iş gücü rehberliğini ve güvenliği artırıyor. Diota’nın çözümleri, 16 farklı ülkeden aralarında BAE Systems, Dassault Aviation, Iveco, Latécoère, Naval Group, ORANO, Safran, Stellantis ve Thales Alenia Space’in de olduğu 100’den fazla şirket tarafından kullanılıyor.

Diota’nın çözümlerini DELMIA uygulamalarına entegre edecek olan Dassault Systèmes’in bu uygulaması yeni zeka ve karar verme düzeyleriyle üretim, tedarik zincirleri, lojistik ve hizmetlerin iş birliği içinde ve sanal olarak modellenmesini, optimize edilmesini ve yürütülmesini sağlıyor. Bu kombinasyon sayesinde, sanal bir ikizi sahadaki gerçek dünya verileriyle birleştiren etkileşimli, operasyon düzeyinde çözümler sunmak, üretim operasyonları için dijital modellerin ve bunlarla ilişkili dijital süreçlerin kullanımını geliştirmek mümkün olacak. Müşteriler, çok karmaşık işlemleri ilk seferde gerçekleştirmenin yanı sıra sanal ikizi; sürekli geliştirme yöntemlerini benimsemek, izlenebilirliği geliştirmek ve fikri mülkiyetten yararlanmak için kalite referansı olarak kullanabilecekler.

3 milyar dolar değerlemeye ulaşan Calendly, işe alım platformu Prelude’u satın aldı

Geçtiğimiz yıl 3 milyar dolar değerlemeyle dikkatleri üzerine çeken planlama girişimi Calendly, insan kaynaklarında çalışanların işe alım sürecini kolaylaştıran Prelude‘u satın aldı. Bu satın almayla beraber Calendly’nin hizmet sunduğu şirketlerin işe alım sürecinde daha gelişmiş ve daha detaylı sonuçların bir arada sunulmasını sağlıyor.

Calendly, 10 milyonun üzerinde kişinin toplantılar planlamasını, ortak planlar yapmasını ve toplantılar için sunduğu çeşitli araçlarla dikkatleri üzerine çekti. Google, Microsoft ve diğer planlama şirketleriyle pazarda yer alan girişim, rakiplerinin önüne geçmek için çalışmalarını sürdürüyor. Calendly, şirketlerin işe alım sürecini planlayıp organize etme sürecini kolaylaştıran Prelude’u bünyesine kattı. Bu satın alım, Calendly’nin bünyesine kattığı ilk şirket oluyor.

Prelude, işe alım sürecinde her aday için gereken kriterleri modernize ederek müşterilerin işe alım stratejilerinde en iyi sonuçları bir araya getiriyor. Calendly’nin Prelude’u satın almasıyla beraber şirketlerin daha iyi toplantılar ve etkili zamanlama yoluyla hedeflerine ulaşması amaçlanıyor. Dev girişimin bireylerin ve kuruluşların gelirlerini, müşteriyi elde tutmalarını artırmalarına yardımcı olmaya devam edeceği açıklandı.

Prelude’un kurucusu ve CEO’su Will Laufer, “Bu satın alma, modern şirketlerin potansiyel işe alımlarıyla sahip oldukları etkileşim ve deneyimlerin miktarıyla muazzam bir pazar fırsatı sunuyor. Ortak vizyonumuz, işe alım ekiplerine tek bir entegre platformla kapsamlı bir çözüm sağlamak olduğundan, burada doğal bir uyum bulunuyor. Programlama otomasyonu, şirketlerdeki iş ekibinin başarısı için gerçekten çok önemli ve Calendly ve Prelude birleşmesi şirketler için açık seçim olacaktır.” dedi.

Satın alım, Calendly’nin kurumsal sektöre daha kapsamlı hizmet vermesine kesinlikle yardımcı olacak. “Interview Schedule” adıyla piyasaya sürülen Prelude, Sam ve Jack Altman, Fuel Capital, Elad Gil ve diğer yatırımcılardan 2,4 milyon dolar topladı. Satın alımla ilgili finansal şartlar açıklanmasa da Prelude’un One Media, Duolingo, Cloudflare ve Samsara dahil olmak üzere “yüzlerce” müşterisi olduğu belirtiliyor.

2021 yılında 350 milyon dolar yatırımla beraber değerlemesi 3 milyar dolara ulaşan Calendly’nin bu satın alımla beraber şirketlere hem planlama hem de zamanlama konusunda yardımcı olacağı belirtildi.

Biyoteknoloji ve tıbbi yapay zeka odaklı Surge, 2.5 milyon euro yatırım aldı

Biyoteknoloji ve yapay zekayı bir araya getiren Surge, hastanelerde klinik çalışmalarını yürütebilmek için 2.5 milyon euro yatırım aldı. Yatırım turu, HCVC tarafından yönetilirken Boutique Venture ve Nicolas Godin‘in de yatırım turunda yer aldığı açıklandı.

Surge, ameliyat olan hastalar için tedaviyi optimize etmeye odaklanmış bir biyoteknoloji girişimi olarak karşımıza çıkıyor. Girişim, komplikasyon riski taşıyan hastaları belirlemek için bir test geliştirdi. Geliştirilen testle bir hastanın ameliyat sonrası enfeksiyon riskini doğrulukla tahmin edilmesi, cerrahlara klinik kararlarını yönlendirmek için bilgi vermesi ve hastalara kendi sağlıkları hakkında temel bilgilere erişmesi sağlanıyor.

Surge’nin teknolojisi, bağışıklık sisteminin biyolojik analizini bir yapay zeka algoritmasıyla birleştiriyor. Surge, her hastanın cerrahi komplikasyon riskini hesaplayıp bakım yolunu optimize etmek için özelleştirilmiş önleyici yönetim stratejileri önerebiliyor.

HCVC Partners’ın Kurucusu Alexis Houssou, “Ameliyat sonrası komplikasyon riskini azaltma hedefinde Surge’ı desteklemekten gurur duyuyoruz. Uluslararası, çok disiplinli ekibi saygıyı hak ediyor. AP-HP ve AP-HP ve Institut Pasteur ve Stanford, hedeflerine ulaşmalarını sağlayacak sağlam bir ağ kuruyor dedi.

Surge Başkanı ve Kurucu Ortağı Julien Hédou, “Amacımız cerrahi alanda referans çözümler geliştirmek oluyor. Tüm cerrahi komplikasyonlar için immün profilleme araçlarıyla teknolojimizin uygulamalarını genişletmeyi ve çeşitlendirmeyi planlıyoruz. Bunun sonucunda metodolojimizi diğer terapötik alanlara da uygulamak istiyoruz .” dedi. 

Şirket, aldığı yatırımla beraber ekibini daha da geliştirmeyi ve 2022 baharında Fransa, Suresnes’deki Foch Hastanesi’nde başlatılan çalışmalar gibi diğer hastanelerle klinik çalışmalar yürütmek için kullanmayı planlıyor.

Yeni müşteri edinme platformu Tamly, hiBoost’un girişim geliştirme stüdyosuna dahil oldu

Fikir aşamasındaki girişimleri odağına alan hiBoost, şirketlerin kendi ağlarının dışında kalan potansiyel müşterilere kendi geliştirdiği algoritmalar aracılığıyla ulaşmasını sağlayan yerli girişim Tamly’e girişim geliştirme programı kapsamında yatırım yaptı.

Yeni müşteri edinimi ve kitlesel iletişim araçlarını kullanarak tüketicilere ulaşmaya odaklanan Tamly, belirlenen hedef kitleden karar vericilere ulaşma, e-posta ve LinkedIn davet otomasyonunu kullanarak hedef kitleyle ticari ilişkiler kurma gibi servisler sunuyor. Hızlandırma programına dahil olan Tamly, aldığı bu yatırımla birlikte kullanıcılarına çok daha geniş kapsamda hizmetler sağlamanın yanı sıra yurtdışı pazarlarına da açılacak.

“Avrupa ve Ortadoğu pazarlarında fark yaratacağız”

Şirketlerin pazarlama ihtiyaçlarını doğrudan karşılayacak yenilikçi ürünler geliştirmek üzere yola çıktıklarını belirten Tamly Kurucusu Yavuz Tunç Emran “Tamly’nin doğuş hikayesi B2B pazarlamanın zorluklarını bizzat deneyimlememize dayanıyor. Tamly’i kullanacak doğru kişileri tanımlayıp onlarla manuel olarak iletişime geçmek hem zaman hem de operasyonel bir maliyet gerektirdi. Bu gereksinimlerden yola çıkarak bugünkü Tamly’nin temel taşı olan Tamly Lead Generator’ı hayata geçirdik ve pazarlama operasyonlarımızın birçoğunu otomatize etmiş olduk. Böylelikle doğru müşteri adayını bulma, isabetli müşteri iletişim yönetimi ve dijital iletişim kanalların verimli kullanımı süreçlerini otomatik bir şekilde yönetilebiliyoruz. hiBoost’tan aldığımız yatırım ve destekle, ürünlerimizi şirketlerin pazarlama ihtiyaçları doğrultusunda geliştirerek Avrupa ve Ortadoğu pazarlarında B2B pazarlama operasyonlarında fark yaratmayı hedefliyoruz.” dedi.

Tamly’nin, şirketlerin önemli bir ihtiyacına doğrudan çözüm üreten iyi bir iş fikri olduğunu belirten hiBoost CEO’su Bora Şahinoğlu, şöyle konuştu: “Tamly gibi pazardaki ihtiyacı fark eden, niş konulara yönelik hizmet sunan daha da önemlisi bir soruna çözüm üreten ve yüksek büyüme potansiyeli olan girişimlerin yolcuklarına eşlik etmekten dolayı çok mutluyuz. Erken aşama bir girişim olan Tamly’nin büyüme sürecindeki tüm aşamalarında ihtiyaç duyulacak iş ağını oluşturmaya ve global yolculuğunda kazanan bir iş modeli haline gelme noktasında hiBoost olarak rehberliğimizi sürdüreceğiz.”

Gana merkezli tarım girişimi Farmerline, Oikocredit’ten 1.5 milyon dolar yatırım aldı

2013 yılında Gana’da kurulan agtech girişimi Farmerline, Hollanda merkezli Oikocredit‘ten 1.5 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Nisan ayında 13 milyon dolar yatırım alan Farmerline’ın yeni yatırımla beraber müşterilerine daha iyi bir deneyim sunacak.

Girişim, yapay zeka teknolojisinin ve yerel altyapının konuşlandırılması yoluyla kıtadaki çiftçilerin ürünlerindeki verimini artırmak ve çiftçilik maliyetini azaltmak için tarım işletmelerine tedarik zincirini güçlendirmeyi planlıyor.

Alloysius Attah ve Emmanuel Owusu Addai ortaklığında kurulan Farmerline , gübre ve tohum dahil olmak üzere yüksek kaliteli kaynaklara erişim sağlamak için genellikle çiftçilerin ilk noktası olan tarımsal satıcılarla iş birliği yaparak çalışmalarını sürdürüyor. Girişimin ortaklık kurduğu satıcılar, müşterilerine dijitalleşmeyi öğretmek, arz-talep dengesini sağlamak ve stok yönetimini sorunsuz yürütebilmek için yapay zeka destekli Megdata‘yı kullanıyorlar. Tüm bu veriler sayesinde satıcılara verilecek kredi tutarı da hızlıca hesaplanabiliyor.

Kuruculardan Alloysius Attah, “Oikocredit’in desteğiyle dağıtım, lojistik ve finansman hizmetlerimiz sadece Gana’da değil, yakın zamanda genişletme sürecine başladığımız Fildişi Sahili’nde de devam edecek. Gübre fiyatları dört kattan fazla ve Ukrayna’daki çatışma küresel gıda güvenliği zorluklarını artırdığından, bu yatırım çok önemli.” dedi.

Farmerline, sistemiyle beraber çiftçiler ve uygulamadaki satıcılar vasıtasıyla şimdiye kadar yaklaşık 18 milyon dolar değerinde işlem yapıldığını belirtti. 2019 yılında 8.000 çiftçiye erişen girişim, 2019’da 36.00 çiftçiye erişirken geçtiğimiz sene iki katın üzerinde büyüme gerçekleştirerek toplamda 79.000 çiftçiye erişti. 2022 yılında Farmarline, yaklaşık %400 artışla 300.000 çiftçiye ulaşmayı hedeflediğini açıkladı.