Ana Sayfa Blog Sayfa 313

Connect4Mobility etkinliği, Mobilitenin Dönüşümünde NET ZERO temasıyla düzenlendi

EIT Urban Mobility RIS Hub Türkiye konsorsiyum üyeleri Fark Labs, Farplas, Sabancı Üniversitesi ve PWC Türkiye tarafından, 25 Ekim Salı günü “Mobilitenin Dönüşümünde NET ZERO” temasıyla gerçekleştirilen #Connect4Mobility etkinliğinde yatırımcıların, girişimcilerin ve araştırmacıların  yanı sıra kamu, özel sektör ve sivil toplum temsilcilerini ağırladı. Bizim de katılarak Instagram üzerinden canlı bloglama yaptığımız etkinlikte, mobilite alanında önemli bilgiler paylaşıldı. 

“Net sıfır” emisyon, insan faaliyetleriyle atmosfere saldığımız sera gazının insan faaliyetleriyle tuttuğumuz veya yakaladığımız sera gazı miktarına eşitlenmesi anlamına geliyor. Ancak net sıfır artık bundan daha fazlasını ifade ediyor, iklim değişikliği nedeniyle potansiyel ekonomik kayıpları azaltmak ve önlemekten çok yepyeni bir ekonomik düzenin kurulmasını gerektiriyor. Dünya ülkelerini ve tüm endüstrileri köklü yapısal değişimlere zorluyor.

Küresel ve yerel net sıfır ekonomisi, farklı panellerde teknoloji, kamusal dönüşüm, kurumlar arası işbirliği ve finansman bağlamlarında tartışıldı. Mobilite alanındaki ilham verici başarı hikayeleri katılımcılarla paylaşıldı ve net sıfır ekonomisinin otomotiv endüstrisine etkileri de endüstrinin farklı paydaşları tarafından değerlendirildi.

Fark Labs CEO’su Haluk Akçalı’nın açılış konuşması ve şehirleri yaşanabilir kılmak üzere farklı ülkelerdeki kentsel hareketlilik paydaşlarını bir araya getiren EIT Urban Mobility’nin Direktörü Judith O’Meara’nın sunumuyla devam etti. 

Net Zero’da Teknolojinin Önemi

Fark Labs Ankara Direktörü İlknur İlkyaz Gül moderatörlüğünde gerçekleştirilen ilk panelin konuşmacılarından AirCar CEO’su Simon Karataş net sıfır hedefinin bir zorunluluk olduğunu hatırlatarak başladı. Bu zamana kadarki ulaşım inovasyonlarının mevcut yolcu taşıma biçimlerini sıfır emisyona taşımaya odaklandığını ancak bunların yeterli olamayacağını vurguladı. AirCar’ın ise sıfır emisyonlu yeni bir yolcu taşıma biçimi yaratmak üzere çalıştığını, böylece yeni karayollarının yapılmasının önüne geçebileceklerini ve mevcut yolların yayalaştırılmasına önayak olabileceklerini aktardı.

Comodif CEO’su Serdar Urçar, iklim krizinin dünya genelinde yaşanan politik ve ekonomik problemleri aştığını, teknoloji olmaksızın net sıfır hedefine ulaşılamayacağını vurguladı. Etkileri sınırlı ve dolaylı olsa da, Comodif gibi girişimlerin gerçek zamanlı verileri analiz ederek net sıfır emisyona erişmek için önemli birer araç olabileceğini hatırlattı: “Her şeye çare olacak mega çözümlerimiz, sihirli değneklerimiz yok. Ancak hepimizin yaptıkları bir araya gelince büyük sonuçlar alabileceğiz.”

Evreka’nın kurucusu ve CEO’su Umutcan Duman, iklim krizine yönelik önlemlerin yaygınlaşmasının ardından “yeşil aklama” (greenwashing) çabalarının da çoğaldığına işaret ederek küresel ölçekte hayata geçirilecek yasal düzenlemelerin önemini vurguladı. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen ikincil hammaddeler için kıyasıya rekabet yaşandığını, radikal bir şeffaflıkla kurulacak küresel tedarik zincirlerine ihtiyaç duyulduğunu aktardı. Evreka olarak atıkları artık birer kaynak olarak gördüklerini söyleyen Duman, ortak geleceğimiz için ekonomideki lineer gidişatın teknoloji aracılığıyla döngüselleştirilmesinden başka çaremiz olmadığını hatırlattı.

Optiyol Kurucu Ortağı Ozan Gözbaşı ise ürün dağıtımı esnasında ortaya çıkan karbon salımının yüzde 20’sinin kötü planlamadan kaynaklandığına işaret etti. Rota optimizasyonu sayesinde araç sayısını ve katedilen mesafeyi azaltmanın büyük tasarruflar üretebildiğini aktardı. Gözbaşı, Optiyol’un müşterilerine sunduğu teknoloji çözümünden hareketle iyi planlamanın etkili sonuçlar yaratabildiğine ve küçük gibi görünen tasarrufların büyük faydalar sağlayabileceğine dikkat çekti.

Belediyelerde Net Zero Dönüşümü

Okan Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Semih Bilgen moderatörlüğünde gerçekleştirilen ikinci panel, Türkiye’nin iki büyük kentinde (İstanbul ve Ankara) net sıfır hedefine yönelik uygulamaları odağına aldı.

Konuşmacılardan Prof. Dr. Haluk Gerçek, Türkiye’de yük taşımacılığının yüzde 90’ından fazlasının karayolu üzerinden yapıldığını ve karbon emisyonlarını azaltabilmemiz için önce bunu değiştirmemiz gerektiğini aktardı. Kentsel arazi kullanımı ile ulaşım planının mutlaka entegre edilmesi gerektiğini vurgulayan Gerçek, kentler kontrolsüz büyüdüğü sürece problemleri çözmenin imkânsız hâle geldiğini hatırlattı: “Motorlu araç talebinin azaltılması, mikromobilite araçlarının yaygınlaştırılması, temiz ulaşım türlerine geçişin teşvik edilmesi gerekiyor.”

İstanbul Şehir Hatları Genel Müdürü Sinem Dedetaş, İstanbul’da deniz ulaşımına yönelik talebin artırılmasını hedeflerken sürdürülebilir bir ulaşım planlaması yapmaya çalıştıklarını aktardı. “İstanbul’un 2050 yılında karbonsuz bir kent olması adına önemli adımlar atıyoruz,” diyen Dedetaş, Dünya Bankası’yla İstanbul’daki deniz ulaşımının elektrikli hâle gelmesi için yeni bir çalışma başlattıklarının ve bütüncül bir plan üzerinde çalıştıklarının haberini de izleyicilerle paylaştı.

İSPARK Sürdürülebilir Ulaşım Projeleri Yöneticisi Tanzer Kantık, mikromobilite ulaşım araçları için mevcut sistemin daha çok sahil şeritlerinde, boş zaman aktivitelerine hizmet edecek biçimde tasarlandığını hatırlattı. İstanbul’daki bisiklet filosunu hatırı sayılı ölçüde büyüttüklerini ancak net sıfır için ihtiyaç duyulan paradigma değişiminin ancak kamu-özel sektör işbirliğiyle hayata geçirilebileceğine dikkat çekti.

Ego Genel Müdürlüğü Proje Koordinatörü İsa Coşkun, AB işbirliğiyle geliştirdikleri proje sayesinde elektrikli bisikletleri Ankara için yeni bir ulaşım modu hâline getirdiklerini, bisikletli ulaşımı otobüs ve metro sistemlerine entegre etmeye başladıklarını aktardı.  Mevcut bisiklet filosunu geliştirmek için çalıştıklarını, daha yaşanabilir ve insan odaklı Ankara’yı canlandırmayı planladıklarını söyledi.

WRI Türkiye Kentsel Hareketlilik Yöneticisi Merve Akı ise gerçekçi bir yaklaşımı benimsememiz gerektiğini ve doğru altyapıları sunmadan kullanıcı alışkanlıklarının değiştirilemeyeceğini hatırlattı. Arazi kullanım politikasıyla uyumlu ulaşım altyapıları geliştirmek, iklim komisyonlarında belirlenen eylem planlarını uygulamak zorunda olduğumuzu vurguladı.

Net Zero Dönüşümünde Kurumlar Arası İşbirliği

Fark Labs CEO’su Haluk Akçalı’nın moderatörlüğü üstlendiği üçüncü panelin ana teması, net sıfırın zorunlu kıldığı kapsamlı dönüşümde kurumlar arası işbirliğinin rolüydü. Panelin tüm konuşmacılarının halihazırda birbirleriyle işbirliği hâlinde çalışması da dikkate değerdi.

İBB Başkan Danışmanı İbrahim Orhan Demir, net sıfır dönüşümünde önce kaynağa sonra da yerel ve merkezi yönetimlerin işbirliğine ihtiyacımız olduğunu söyledi. En önemli işbirliğinin de İstanbul’da yaşayanlarla olacağını hatırlattı, ayrıca bu dönüşümde, ulaşım ve altyapısı bakımından Adalar’ın bir laboratuvar olarak kullanılabileceğine dikkat çekti.

Fuudy Kurucu Ortağı ve CEO’su İlker Baydar, hız ve güven konusunda farkındalık yaratmak üzere ilk günden beri elektrikli araçlarla teslimatı tercih ettiklerini söyledi. Ancak bununla yetinmeyeceklerini üye işyerlerinin atık yönetimine de katkıda bulunarak döngüsel ekonomiyi canlandırmayı hedeflediklerini aktardı.

Yapıdrom Operasyon ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Ersoy Soyer, afet alanlarında mikromobilite araçlarının kullanılması üzerine çalıştıklarını belirtti. Mikrobilite alanındaki tüm oyuncuların birlikte hareket etmesi gerektiğini hatırlattı: “Tüm ulaşım biçimleri aynı plana dahil olduğunda verimlilik ve sürdürülebilirlik konuşabileceğiz.” 

Rakun Mobilite Pazarlama Direktörü Gizem Karagöz, hem yemek hem de perakende sektöründe hizmet eden birçok firmayla görüştüklerini, işbirlikleri geliştirdiklerini, ihtiyaca yönelik çözümler ürettiklerini aktardı. Ancak işbirlikleri kadar altyapıya ve regülasyona da ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekti.

MobiQu kurucusu Selçuk Koçhan, getirdikleri en büyük yeniliğin firmaların teslimat süreçlerini optimize etmek ve maliyetlerini aşağı çekmek olduğunu aktardı. En az maliyetin de  işbirliği geliştiren tüm tarafların sürdürülebilirlik hedeflerine hizmet ettiğini ifade etti. 

Net Zero’da Yatırım & Net Zero Ekonomisi

Net sıfır ekonomisinin büyüklüğünü ve finansman ihtiyacının değerlendirildiği dördüncü panel, Etki ve Yatırım Stratejisti İlkay Demirağ’ın moderatörlüğünde gerçekleşti.

Garanti BBVA Direktörü Çağrı Koray Öztopçu, “Türkiye’deki finansman sistemi net sıfır hedefini nasıl destekleyebilir?” sorusuna “uçtan uca finansman” çözümüyle yanıt verdi. Bütünleşik bir yaklaşımla elektrikli araçlar, şarj istasyonları, mikromobilite araçları ve güneş enerji sistemlerini hem üretici hem de tüketici tarafında uygun faizle finanse etmek üzere çalıştıklarını aktardı. Tüketim alışkanlıklarının yakın gelecekte değişeceğini, paylaşımlı modellerin yükselişi sürdüreceğini hatırlattı.

Fark Labs Kurucusu Ahu Büyükkuşoğlu Serter, dünya üzerinde dağıtılacak yeni kapitalin yaklaşık %80’inin mobilite varlıklarına gideceğini hatırlattı. Yeni fırsatları ancak yeni fikirlere ve işbirliği olasılıklarına odaklandığımızda yakalayabileceğimizi vurguladı: “Merak kabinemizde öğrenmek istediğimiz konulara yatırım yapmaya başlıyoruz, bunların kendi alanımızla ilgili olması da önemli değil. Ama zamanla birbiriyle ilgisiz görünen şeyler birbirine bağlanmaya başlıyor. Her şeyi kendimiz keşfetmemeliyiz. Birlikte nasıl yaparız, hangi fırsatları yaratabiliriz diye konuşmalıyız.”

Coşkunöz Holding Ar-Ge ve İnovasyon Direktörü Volkan Akıncı, klasik üretimi iyi bilen ama girişim sermayesi gibi yeni bir alana hakim olmayan şirketlerin uygun finansman bulduklarında iyi bildikleri alanda kalmayı tercih ettiklerinin söyledi. Özel sektörün öncelikli ihtiyacının da tedarik zincirlerini net sıfır hedeflerine uygun finansmanla buluşturmak olduğuna, yaygın etkinin böyle üretilebileceğine dikkat çekti.

TTGV Genel Sekreter Yardımcısı Hanzade Sarıçiçek, “Net sıfır ekonomisine nasıl bir katkıda bulunuyorsunuz?” sorusuna “iklim teknolojilerine yatırım yaparak” yanıtını verdi. Net sıfır hedefine ulaşmanın pahalı bir süreç olduğunu hatırlatarak, bu alanda bazı iklim etkilerini azaltan, iklime uyumu artıran ve iklimin sonuçlarını yöneten öncül projeler hayata geçirmek için yeni yatırım programları tasarladıklarını aktardı.

Net Zero Heroes: Mobility Success Stories

Etkinliğin dördüncü paneli, Fark Labs Fonlar ve Strateji Yöneticisi Ömer Hantal’ın moderatörlüğünde İngilizce olarak gerçekleşti. 4 farklı kurumdan temsilciler ilham verici başarı hikayelerini, izleyicilerin bakış açısını genişletecek sunumlar eşliğinde izleyicilerle paylaştılar.

Cecille Lavigne, Türkiye’deki şirketlerin Fransa’da iş kurmasına yardımcı olan Fransız kamu ajansı Business France  Türkiye adına söz aldı. Fransa’daki iş ve yatırım fırsatlarının yanı sıra Karsan, Getir Fransa ve DUCKT gibi şirketlerin başarı hikayelerine değindi.

Judith O’Meara,EIT Urban Mobility’nin Arvupa Birliği ölçeğindeki projelerine odaklandı. Net sıfır hedefiyle geliştirdikleri işbirliklerini ve 2050’ye kadar tüm AB şehirlerinin karbon-nötr olmasını öngören “Net Zero Cities” programının ayrıntılarını paylaştı. Ayrıca H2GO, BICIFICATION, e-ULTIMATE ve ZEUS gibi EIT Urban Mobility’nin iddialı ve çok paydaşlı projelerini anlattı.

ACTON CTO’su Gökşen Atalay, Fark Labs’de doğup dünyaya açılan şarj istasyonu ünitesi DUCKT’ın heyecan verici hikayesini anlattı. Ayrıca şehir elektrik şebekesine bağlı olmaksızın çalışabilen, yeni Ar-Ge projeleri Energy Autonomy’nin bazı ayrıntılarını izleyicilerle paylaştı.

Fraunhofer IPT Teknoloji Direktörü Toni Drescher ise geçmişte egemen olan mantık sistemleriyle geleceğe hükmedemeyeceğimizi, yeni bir vizyona ve ufka ihtiyacımız olduğunu vurguladı. Soğuk Savaş’ın ardından ABD ordusunun güvenlik ortamını tanımlamak üzere kullandığı “VUCA” (Volatile/değişken, Uncertain/belirsiz, Complex/karmaşık, Ambiguous/karışık) kavramını Vision/vizyon, User Priorities/kullanıcı öncelikleri, Cooperation/işbirliği, Agility/çeviklik kavramlarıyla yeniden tanımladı.

Net Zero’nun Otomotiv Sektörüne Etkisi & Yönetimi

Net sıfır ekonomisinin otomotiv sektörüne etkilerinin konuşulduğu son panelde moderatörlüğü M2i Danışmanlık’tan İffet İyigün Meydanlı üstlendi.

Vestel Genel Müdür Yardımcısı Selcen Uyguntüzel, iş yapma biçimlerinde iyileşme fırsatları olduğunu, zihinsel değişimle mevcut biçimlerin esnetilerek yeni işbirliği modelleri kurgulanabileceğine dikkat çekti. Ancak sektörde yaşanan en büyük sancı olarak işbirliği kültürünün yeterince gelişmemiş olmasını gösterdi. 

Ford Otosan İnovasyon ve Yeni Girişimler Direktörü Canalp Gündoğdu, şirket genelinde net sıfır hedefine yönelik farkındalığı artırdıklarını, karbon ayakizi ölçümleme alışkanlığını yerleştirdiklerini ve bunu artık tedarik zincirine doğru yaymaya başladıklarını aktardı. Ancak Türkiye’deki rekabet anlayışı nedeniyle yeni paydaşlarla hayata geçirebilecekleri kimi projelerde zorlandıklarını hatırlattı.

Adastec CMO’su Atalay Taşkoparan ise kurulduktan bu yana net sıfır vizyonuyla iş yaptıklarını, küresel trend’lerle uyumlu çalıştıklarını, net sıfır hedefine ulaşmak için iş yapma biçimlerinden ürün geliştirme yöntemlerine kadar değişim gerektiğini vurguladı. Ayrıca otonom sürüş teknolojileri alanında uzman seviyesinde insan kaynağı yetiştirmek üzere üniversiteli gençlere önemli yatırımlar yaptıklarını anlattı.

#Connect4Mobility etkinliği, 26 Ekim Çarşamba günü girişimlere ve yatırım fırsatlarına odaklandi. EIT Urban Mobility RIS Hub Türkiye tarafından yürütülen INNOMOTION Hızlandırma Programı’nın Startup Demo & Yatırımcı Günü’nde yenilikçi fikirleriyle net sıfır hedefine katkıda bulunmayı hedefleyen 12 girişim demo sunumlarını yaptılar. Almanya, Hollanda ve İngiltere’den kamu temsilcileri de sunum yapan girişimlerle bu Avrupa ülkelerindeki büyüme ve finansman fırsatlarını anlattılar ve içgörülerini paylaştılar.

Twitter, çalışanlarını toplu olarak işten çıkarıyor

Popüler sosyal medya platformu Twitter, gündemdeki yerini şimdi de toplu işçi çıkarma planıyla koruyor. Elon Musk tarafından satın alınmasının ardından gündemden düşmeyen şirket, çalışanlarının hepsine “Twitter’daki Rolünüz” başlığına sahip bir mail atarak süreç hakkında bilgi verdi.

İş insanı Elon Musk‘ın Twitter’ı satın aldığını duyurmasından sonra her gün yepyeni bir haber ortaya çıkıyor. Satın alım sonrasında Musk’ın üst düzey yöneticileri kovduğunu ve ardından doğrulanmış hesapların ücretli hale geleceğini sizlerle paylaşmıştık. Bu haberlerin ardından şimdi sıra normal çalışanlara geliyor.

“Twitter’daki Rolünüz” başlıklı maili alan çalışanların işlerine devam edeceği ve bu mailin gitmediği kişilerin ise işten çıkarılacağı iddia ediliyor. Gönderilen mailde, “Her çalışanın, Twitter sistemlerinin ve müşteri verilerinin güvenliğini sağlamaya yardımcı olmak için ofislerimiz geçici olarak kapatılacak ve tüm rozet erişimi askıya alınacak. Eğer ofisteyseniz veya ofise gidiyorsanız, lütfen evinize dönün.” açıklaması yapıldı.

Bu haberle beraber çalışan kişilerin bir kısmının şirket maili ve Slack uygulamasına erişemediği de ortaya çıktı. Satın alım sonrasında Elon Musk’ın 7.500 çalışanın yarısını işten çıkarmaya hazırlandığı söyleniyor. İş insanının şirketi bünyesine geçirdikten sonra yaptığı ilk iş Tesla mühendislerini Twitter kodlarını incelemesi için ofise getirmek oldu. Musk’ın ekibi, mühendislerden son 30-60 gün içinde yazdıkları kodu ortaya çıkarmalarını isteyerek Twitter çalışanlarının üretkenliğini şimdiden değerlendirmeye aldı.

İşten çıkarma sürecinden hangi departmanların etkileneceği henüz bilinmiyor. Elon Musk, Tesla’yı satın aldığında ilk işten çıkarma eylemini şirketin halkla ilişkiler departmanından başlattığını düşünürsek benzer şekilde Twitter’da da ilk işçi çıkarmasını halkla ilişkiler ekibinden başlatabileceği düşünülüyor.

Solarup Hızlandırma Programı’nda son aşamaya kalan girişimler

Gelecek kuşaklara sağlıklı bir dünya bırakma hedefi doğrultusunda yenilenebilir enerji ve yenilenebilir enerji teknolojileri üreten Kalyon PV geçtiğimiz aylarda, inovatif teknolojileri hayata geçirmek ve ekosistemi desteklemek amacıyla SolarUp Hızlandırma Programı’nı başlatmıştı. 

Ar-Ge dahil güneş paneli üretiminin dört aşamasının tek çatı altında toplandığı tesisiyle dünyada tek olan Kalyon PV, ’SolarUp Hızlandırma Programı ile uygulanabilir projelere kapılarını açtı. Programa yapılan yüzlerce başvuru arasından seçilen ve PoC (Proof of Concept/Konsept Kanıtlama) sürecine kalan 9 girişimin her biri, 50 bin TL tutarında PoC bütçesi ile desteklendi. 

PoC Sürecine 9 Girişim ile Devam Ediliyor

Kalyon PV tarafından düzenlenen ve Viveka iş birliği ile yürütülen SolarUp Hızlandırma Programı, sektör ayrımı yapmaksızın, Sürdürülebilirlik, Güneş Enerjisi, Endüstri 4.0, Akıllı Makineler, Yeşil Teknolojiler, Dijital Dönüşüm ve Yenilikçi Malzemeler alanındaki ölçeklenebilir teknoloji çözümleri ile bir araya geldi.

Ankara ve İstanbul’da düzenlenen toplantılarda ekosistem paydaşlarını bir araya getiren ve sürdürülebilir enerji alanında Türkiye’nin en önemli hamlesini hayata geçiren programda, 9 girişim ile PoC sürecine devam ediliyor.

PoC sürecine devam etmeye hak kazanan girişimler: 

  • Hummingdrone geliştirdiği termal kameralı otonom dronelar sayesinde güneş enerjisi santrallerini otonom olarak haritalıyor. Drone ile toplanan görüntüleri geliştirdiği bulut temelli analiz yazılımı INSPECT ile anlamlandırarak, bakım süreçlerinde hem zamandan hem de maliyetten tasarruf sağlıyor. INSPECT yapay zeka algoritmaları sayesinde hasarlı ve bakıma ihtiyaç duyan panelleri otomatik olarak tespit ederek, raporluyor.
  • Medron, müşterilerine ‘Nesnelerin İnterneti Teknolojileri’ni kullanarak dijital ve sistem dönüşüm hizmeti veriyor. Ürünleri; personel izleme, nesne takibi, akıllı cihazlar ile data toplama ve aktarma gibi endüstriyel ihtiyaçlara yönelik geniş bir skalayı kapsıyor. Geliştirdiği Deviceye Endüstriyel IoT cihazları ile hassas konum takip sistemi sayesinde iş sağlığı ve güvenliği için çözümler üretiyor.
  •  Stroma, görüntü tabanlı yapay zeka teknolojisi ve ödüllü uç donanımları ile endüstriyel ortamlarda önlenebilir kazaları önlemek ve kalite kontrol süreçlerine destek vermek için sahaya uçtan uca çözümler kuruyor. Sahada cihaz üzerinde veri işleme kapasitesi sayesinde herhangi bir üretim bandında hem iş güvenliği hem de kalite kontrol ekiplerine aynı anda destek verebiliyor.
  •  3pmetrics, uluslararası standartlar ve geçerlilikte kurumsal karbon ayak izi raporlaması ve analizleri üreten, bulut tabanlı bir servis olan platform, karbon ayak izi çalışmaları için uluslararası kabul gören Greenhouse Gas Protocol metodolojisine uygun hesaplamalar yapıyor ve ISO 14064 standartlarında raporlar üretiyor.
  •  ServisSoft, yapay zekâ tabanlı kestirimci bakım, dijital ikiz ve bulut tabanlı bakım yönetimi teknolojileriyle firmaların bakım-onarım ve üretim süreçlerini dijitalleştiren bir dijital bakım yönetim platformudur. Firmalar, ServisSoft ile üretimde kapasite artışı, personel yönetimi, bakım ve enerji tüketiminde ise verimlilik artışı sağlayabiliyorlar. 
  •  Wallids, internet sitelerini veri çalmaya yönelik ataklardan yapay zeka ve merkezi bulut sistemi ile koruyan bir siber güvenlik sistemidir. Alanında en hızlı olan 27 milisaniye gecikme süresiyle ve neredeyse sıfır yanlış pozitif maliyetiyle rakiplerinden ayrılıyor.
  •  Bomensoft, nesnelerin interneti, derin öğrenme, makine öğrenimi bilgisayarlı görü gibi konularda çalışmalar, araştırmalar, tasarımlar ve onaylı Ar-Ge projeleri gerçekleştirmek üzere kurulmuş, yapay zekâ konusunda uzmanlaşmış bir Ar-Ge şirketidir. 
  •  Peptask, masa başı olmayan ekipleri ve operasyonları yönetmeyi kolaylaştıran, esnek ve süreç odaklı bir platformdur. Peptask ile işletmeler kendilerine uygun şablonlar üzerinden süreçlerini yönetebiliyor veya kendi süreçlerini kolayca tasarlayabiliyorlar.
  •  Dumasis, geliştirdiği ‘Dijital Sicil Kartı’ ile endüstriyel üretim yapan firmaların ve kuruluşların üretim sürecindeki makina ve ekipmanlarının sicillerine ait karakteristik özelliklerin, arıza, bakım kayıtlarının ve diğer belgeler ile dokümanların (garanti kapsamı, kullanım kılavuzu, iş güvenliği ekipmanı vb.) dijital ortamda oluşturulmasını sağlayan, çeşitli bildirim ve uyarılarda bulunan, aynı zamanda tutulan dijital kayıtlara göre rapor ve analizler sunan bir dijital dönüşüm sistemidir.

Ayrıca SolarUp hızlandırma programı kapsamında Kalyon PV’nin güneş teknolojileri fabrikasını gezdiğimiz videoya buradan ulaşabilirsiniz.

Patreon, uzun zamandır merakla beklenen video özelliğini kullanıma sundu

Patreon, neredeyse bir yıl önce duyurduğu doğrudan video yükleme özelliğinin aktif edildiğini açıkladı. Bu sayede içerik üreticileri artık üçüncü parti uygulamalara gerek kalmadan direkt olarak platforma video yüklenebiliyor.

Uzun zamandır kullanıcılar tarafından merakla beklenen doğrudan video yükleme özelliği Patreon‘un Pro ve Premium planlarındaki uygun içerik üreticilerinin kullanımına sunulacak. Yeni özellikle beraber platformdaki içerik üreticilerini takip eden kişilerin ödeme yapan abonelere dönüşerek onları desteklemesi amaçlanıyor.

Platformda yer alan popüler kişiler, daha öncesinde Vimeo veya YouTube bağlantıları kullanarak ücretli abonelerine özel video içeriği paylaşıyorlardı. Yeni gelen Patreon Video, içerik üreticilerinin içerikleri üzerinde daha fazla kontrole sahip olmasını sağlarken aynı zamanda hayranlar için daha sorunsuz bir kullanıcı deneyimi sunacak. Ayrıca paylaşım yapan kişiler için videoların herkese açık şekilde görüntülenebileceği, videonun belirli bölümlerinden oluşan bir ön izleme de ayarlayabileceği belirtildi.

Patreon CPO’su Julian Gutman, “İçerik üreticilerinin Patreon’larını paylaşmayı tercih etmelerinin yolunun, sadece ‘Hey, ben Patreon’dayım’ demek değil, hayranlarıyla bir miktar değer paylaşmak olduğunu biliyoruz. Yani bu önizleme özelliği için gerçekten heyecanlıyız. Beta sırasında, içerik üreticilerinin üyeliklerini büyütmek için bunu oldukça başarılı bir şekilde kullandığını gördük ve bunu genişletmek için gerçekten heyecanlıyız.” dedi.

Yüklenen videoların uzunlukları konusunda herhangi bir sınırlama bulunmuyor ve Patreon aboneler tarafından desteklendiği için videolar içerisinde herhangi bir reklama sahip olmayacak. Pro ve Premium planlarındaki Patreon yaratıcıları 500 saatlik içeriği ücretsiz olarak yükleyebilecekler. Gutman, 2024 yılında ise bu hizmetin paralı bir özellik olması üzerine çalıştıklarını açıkladı.

Gutman, “Fiyatlandırmayı başlattığımızda, içerik üreticilerine bilgi vereceğiz ve 500 ücretsiz saati kullanmaya devam etmeleri için altı ayları olacak.” dedi.

Patreon Video, masaüstünde ve iOS ve Android uygulamalarında mevcut olacak. İlerleyen günlerde ise Android Chromecast ile Apple cihazlarda Airplay’i destekleyecek.

Foxconn ve Suudi Kamu Yatırım Fonu, elektrikli araç üretmeye hazırlanıyor

Akıllı telefonları markalar için hazır hale getiren Foxconn, Suudi Arabistan’ın egemen varlık fonu Suudi Kamu Yatırım Fonu ile ortaklaşa elektrikli araç geliştiriyor. Suudi Arabistan, ülkenin petrole olan bağımlılığını azaltıp ekonomisini çeşitlendirerek Vision 2030 hedeflerine ulaşmak için elektrikli araç işine giriş yapıyor.

Yapılan açıklamar doğrultusunda Ceer adındaki bu şirket, BMW’nin çeşitli bileşenlerini ve geliştirdikleri teknolojileri kullanarak elektrikli araç portföyü hazırlayarak üretim aşamasına getirip satış sürecine getirecek. Tayvanlı elektronik üreticisi Foxconn, Suudi Arabistan’ın bilgi-eğlence, bağlantı ve otonom sürüş teknolojisi alanlarında bir “ürün portföyüne” oluşturarak araçların elektrik mimarisini geliştiriyor.

Suudi Kamu Yatırım Fonu, Ceer’in ülkenin ilk elektrikli araç markası olduğunu ve 150 milyon dolar’dan fazla doğrudan yabancı yatırım çekeceğini ve 30.000 kişiye kadar doğrudan ve dolaylı iş gücü yaratacağını söyledi. Ceer markasının 2034 yılına kadar krallığın GSYİH’sine 8 milyar dolar katkıda bulunmasının öngörüldüğünü belirtildi.

Yatırım fonu, elektrikli araçlara ve diğer temiz teknolojilere daha önce de yatırımlar yaptı. 2018’de fon, Lucid Motors’a 1 milyar dolar yatırım yaparak şirketin en büyük hissedarı oldu. Lucid’in %61’ine sahip olan fon, 2022 baharında 10 yıllık zaman diliminde 50.000 araç Lucid imzalı elektrikli araç satın alacağının taahhütünde bulundu.

Foxconn da elektrikli araç konusunda otomotiv sektörünü derinden inceliyor. Foxconn, Lordstown Motors ve Fisker ile elektrikli otomobil üretmek için anlaşmalar imzaladı. Ayrıca Tayvanlı otomobil üreticisi Yulon Group ile Model C adlı elektrikli bir SUV oluşturmak için ortaklık kurdu.

Menzil, batarya, araç çeşitliliği gibi detayların açıklanmadığı Ceer’ın ilk elektrikli otomobillerinin 2025 yılında piyasaya çıkması bekleniyor.

Yerli girişim Logiwa, Seri B turda 10 milyon dolar devam yatırımı aldı

Yüksek hacimli doğrudan tüketiciye (DTC) ve çok kanallı işletmeler için lider bulut yerine getirme platformu Logiwa, düzenlenen Seri B turda ikinci kısmında 10 milyon dolar yatırım aldı. Prologis Ventures liderliğinde düzenlenen yatırım turuna BAM Elevate katıldı. Girişim, bulut tabanlı uçtan uca çözümler geliştirmek için ilk olarak Temmuz ayında 16.4 milyon dolar Seri B yatırım aldı ve şimdi toplamda 26.4 milyon dolar Seri B yatırım almış oldu.

Yakından takip ettiğimiz yerli girişim, 2017 senesinde Revo Capital’den Kuzey Amerika pazarında büyümek için ilk yatırımını almıştı. Geçtiğimiz yıl içerisinde de Seri A turda 8.5 milyon dolar yatırım aldı. Yatırımlarla beraber girişimin büyümesi yıllar geçtikçe daha da artış gösteriyor.

Logiwa’nın bulut tabanlı yerine getirme platformu, depo siparişi işleme kapasitesini %200’den fazla ve işgücü verimliliğini %40’tan fazla artırdığı iddia ediliyor.

Logiwa CEO’su Erhan Musaoğlu, “Şirketimize yatırımdan fazlasını getiren iki yeni ortağımızın aramıza katılmasından dolayı çok şanslıyız. Prologis Ventures, lojistik ve tedarik zinciri endüstrisinde dünyanın en büyük ve en saygın yatırım şirketlerinden biri. BAM Elevate ise, çok sayıda firmanın başlangıç ​​aşamasından pazar liderliğini kurmaya kadar olan karmaşık sürecine yardımcı oldu. Biz de DTC platformuyla beraber vizyonumuzu uygulamaya devam ediyoruz.” dedi.

Prologis Ventures’dan Will O Donnel, “E-ticaret işletmelerinin hızlanmasıyla birlikte, her büyüklükteki şirket, bu yüksek hacimli yerine getirme operasyonlarının karmaşıklıklarını ve doğrudan tüketiciye yönelik yeni büyüme alanlarını yönetmek için özel olarak oluşturulmuş bir çözüm aramakla sınırlı. Logiwa’nın şirketlere diğer yazılım çözümleriyle sorunsuz entegrasyonlar, sağlam hızlar ve yüksek hacimli envanterin işlenmesiyle kullanım kolaylığı sağlayan yazılımından etkilendik.” dedi.

BAM Elevate’den Jamie McGurk, “E-ticaretteki büyüme, yerine getirme operasyonlarını basitleştirmek ve kolaylaştırmak için sistemler gerekti. Şirket, muazzam bir pazar fırsatını yerine getirmek için ölçeklenirken Logiwa ve NewRoad ile ortak iş yapacak olmaktan heyecan duyuyoruz.” dedi.

Yeni yatırımla beraber girişim, artan tüketici beklentilerini karşılamak için geleneksel çözümlerden daha fazla esneklik ve daha hızlı uygulama gerektiren yüksek hacimli DTC e-ticaretinde pazar büyümesinden yararlanarak platformunun gelişimini hızlandırmayı amaçlıyor. Geliştirmeyi hızlandırmayı planladıkları öncelikleri arasında yapay zeka destekli ek otomasyon, gelişmiş analitik ve Logiwa‘nın yüzlerce pazaryerine, nakliyeciye, robotik ve diğer yönetim sistemlerine bağlanan hazır entegrasyon ekosisteminin birçok bölgeye genişletilmesi yer alıyor.

İnşaat işlerini dijitalleştiren girişim LetsBuild, 6.3 milyon euro yatırım aldı

Dijital teknolojiler sayesinde inşaat sektörüne yeni bir soluk getiren LetsBuild, 6.3 milyon euro yatırım aldı. Tur, Fortino Capital tarafından yönetilirken KAYA, Matexi ve Solar‘ın katılımıyla gerçekleşti.

2019 yılında Aproplan ve Geniebelt‘in birleşmesiyle kurulan LetsBuild, inşaatın karmaşık yapısını daha açık getirmeyi misyon ediniyor. Girişim, günümüzde inşaat sektörünün karşı karşıya olduğu temel zorlukları, yani artan talep ve kentleşmenin daha verimli ve sürdürülebilir inşaat ihtiyacı içinde olduğu sektörün temelini ele alıyor.

Oluşturulan sistem başlangıçta ekiplerin hem sahada hem de saha dışında projeleri planlamasına ve izlemesine yardımcı olarak süreci dijital, izlenebilir ve paylaşılabilir hale getiriyor. LB Aproplan, müteahhitlerin kalite ve güvenlik kontrollerini dijitalleştirmelerinin en kolay yolu oluyor. Geniebelt, çok projeli inşaat için tasarlanmış, tüm ilerlemeyi ve iletişimi plan etrafında merkezleyen eş zamanlı bir Gantt planlama modülü olarak lanse ediliyor.

Geliştirilen en yeni ürünler olan LB Site Diary ve LB Coordination, saha ustaları için yeni zorluklara karşı onlarca yıllık dijital inşaat deneyimini getiriyor. Avrupa genelinde 10.000’den fazla inşaat uzmanı, inşaatın karmaşıklığına açıklık getirmek için LetsBuild araçlarını kullanıyor ve hizmete yönelik talep hızla artıyor.

LetsBuild CEO Lars Rolf Jacobsen, “2023’e kadar, ürünlerimiz arasında giderek daha fazla bağlantının göründüğünü göreceksiniz. Projelerinize ve sonraki adımlara netlik kazandırmak için dijital olarak bilgi yakalamanın değerini katlamanıza olanak tanıyor. Bunların hepsi ekstra ücret ödemeden oluyor. Yarattığımız her şey inşaatın karmaşıklığına açıklık getirmek için tasarlandı. Bu yüzden yaptıklarımızdan gurur duyuyoruz.” dedi.

Fortino Capital’den Filip Van Innis“Mevcut müşterileri için sürekli gelişen ürünleri ve yeni kullanım durumları için yeni ürünler vaat eden bu ekibin doğru ekip olduğuna inanıyoruz. LetsBuild’in inşaat ekiplerine nasıl daha fazla netlik getirebileceği konusunda her gün birlikte çalışmaktan heyecan duyuyoruz.” dedi.

Yatırım, girişimin hem inşaat hem de yazılım sektörlerinde deneyime öncelik vererek, inşaatların doğru ekiple yapıldığından emin olmaya yardımcı olacak.

Tekstil endüstrisini akıllandırmak isteyen Smartex, 24.7 milyon dolar yatırım aldı

Tekstil ürünlerinin israfını azaltmak için cihazlar geliştiren Smartex, Seri A turda 24.7 milyon dolar yatırım aldı. Lightspeed Venture Partners ve Tony Fadell‘in bulunduğu Build Collective tarafından yönetilen tura H&M Group, DCVC, HAX, Spider Capital, Momenta Ventures, Bombyx Capital Partners ve Fashion for Good gibi önemli yatırımcılar katıldı.

Girişim, üretim bandında ters giden bir şeyler olduğunda üretimi durdurarak israfı önlemek için kullanılabilen, kusurları belirleyerek kumaş üretimini daha verimli hale getiren bir yazılımla endüstriye yardımcı oluyor. Üretim tesislerinin çoğu yapay zeka destekli bir altyapıyı bünyesinde barındırmıyor. Smartex’in sunduğu yazılım uçtan uca çözümleri bir araya getiriyor.

Smartex’in kurucu ortağı ve CEO’su Gilberto Loureiro, “Teknolojimiz ve yeteneğimizle moda endüstrisinde yeni bir sayfa açabileceğiz ve sonuçta israfı ve maliyetleri azaltabileceğiz. Bu global zorluğu çözmek ve daha sürdürülebilir bir dünyaya katkıda bulunmak için çabalıyoruz. Burada olumlu bir etki yaratmak için tüm uğraşlara ihtiyacımız var. Ayrıca paha biçilmez deneyime sahip böyle mentorlarla çalışmak harika. Lightspeed Ventures gerçekten global ölçekli ve faaliyet gösterdiğimiz birçok coğrafyada bizi destekliyor. Tony Fadell ve ekibi, birinci sınıf danışmanlarla benzersiz ürün ve pazarlama yaklaşımını yansıtıyorlar. Tony’nin son kitabı “BUILD” bizim için oldukça önemli bir yere sahip.” dedi.

Gilberto Loureiro, sözlerine şu şekilde devam etti: “Asya’daki tekstil üretimi ve Bangladeş, Vietnam, Çin gibi tüm mega üretim yerleri konusunda çok heyecanlıyım. Hiç kimse bu pazarlarda derin bir anlayışa ve mevcudiyete sahip olmadan tekstil sorunlarını çözemez. Bu yüzden kültürel yönlere girmek ve burada iş yapmak gerçekten harika bir deneyim oluyor. Nihai vizyonumuz ve uzun vadeli hedefimiz arasında dünyanın dört bir yanındaki fabrikaların önemli ölçüde daha az atıkla üretim yapmasını sağlamak için tekstil dışındaki diğer endüstrilere genişlemek bulunuyor. Büyük bir fark yaratana kadar durmayacağız.” dedi.

Smartex, aldığı yatırımı yeni pazarlarda faaliyet göstermek ve ekibini büyütmek için kullanacak.

Alzheimer riskini azaltmayı amaçlayan Neurotrack, 10 milyon dolar yatırım aldı

Alzheimer ve diğer bunama riskini azaltmak için çalışmalar yapan Neurotrack, 10 milyon dolar yatırım aldı. Turla alakalı detaylar paylaşılmazken yatırımcılar, teknoloji, klinik bakım, biyoteknoloji, hasta savunuculuğu ve bakıcılık dahil olmak üzere çeşitli disiplinlerde uzmanlar olarak nitelendiriliyor.

2012 yılında Elli Kaplan ve önde gelen nörobilimciler önderliğinde Silikon Vadisi’nde kurulan girişim, demans ve Alzheimer hastalığı için klinik olarak doğrulanmış bilişsel sağlık çözümler sunuyor. Geliştirilen çözümler bireylerin zaman içinde beyin sağlıklarını değerlendirmelerine, izlemelerine ve güçlendirmelerine yardımcı oluyor.

Girişim, Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların erkeden teşhis edilmesini sağlamak, bilişsel gerileme ve bozulmayı tarayabilmek için yalnızca 3 dakikalık dijital bilişsel değerlendirme testi hazırladığını duyurdu. Neurotrack testi, sağlıklı hipokampusu olan bir kişinin daha sonra basacağı ve saklayacağı aynı görüntü çiftlerini oluşturuluyor. Testin ortasında, kişinin daha önce gördüğü resimlerden birini yeni bir resimle beraber göstermeye başlayacak, kişinin nereye baktığını takip edecek ve merak ettiği, ilginç bulduğu ve nesneleri nerede bulduğu hakkında veri toplayacak. Daha sonra kişiden, hafızasını zaman içinde takip etmesi için düzenli aralıklarla geri gelmesi istenmektedir.

Neurotrack’in kurucusu ve CEO’su Elli Kaplan“Alzheimer veya bunama gibi bir tanı ile karşı karşıya kalan hastalar için erken teşhis kritik öneme sahip. Ancak ne yazık ki çoğu hasta, beyninde oluşan ilk değişiklikleri meydana geldikten 20 yıldan fazla bir süre sonra ortaya çıkabilecek semptomlar gösterene kadar bilişsel bozukluk için taramaya gelmiyor. Demans hastaları için daha erken bir teşhisin daha etkili müdahalelere yol açacağı umuduyla, sağlayıcıları bilişsel testleri 65 yaşından başlayarak yıllık fiziksel muayenelere yeni bir hayati işaret olarak entegre etmeleri için güçlendirmek istiyoruz.” dedi.

Yatırımla sonrası girişim, geliştirdikleri sistemi global çapta hazır hale getirip yeni pazarlarda faaliyet göstermek için kullanılacağı belirtildi.

Meta, WhatsApp Topluluklar özelliğini kullanıma sundu

Meta, WhatsApp uygulamasında bugünden itibaren Gruplara ek olarak, kullanıcılara ve grup yöneticilerine daha fazla kontrol imkanı tanıyan Topluluklar özelliğinin kullanıma sunulduğunu duyurdu. WhatsApp Topluluklar özelliği ile birlikte okul, aile, iş veya mahalle gibi gruplar altında toplanan kullanıcılar, artık birçok grubu tek bir çatı altında toplama fırsatına sahip olacak.

Meta‘nın getirdiği Topluluklar özelliği sayesinde kullanıcılar, topluluğa gönderilen duyurulardan kolayca haberdar olabilecek. WhatsApp, getirdiği yeni özellikler ile birlikte kullanıcıların, kendileri için önemli olan konularda daha büyük oluşumlar altında toplanabilmelerini amaçlıyor. Topluluklar özelliği aynı zamanda yöneticilere de daha geniş kontrol imkanları sunuyor. Topluluk üyelerine gönderilen duyuru mesajlarını belirlemenin yanı sıra, yöneticiler Topluluklara dahil edilecek gruplara ve kullanıcılara da karar verme yetkisine sahip olacak.

Kullanıcılar Android’de sohbetlerin üst kısmında, iOS’ta ise alt kısımda yer alan yeni Topluluklar sekmesi aracılığıyla bu özelliğe erişebilecek, sıfırdan yeni bir Topluluk oluşturabilecek veya mevcut gruplarını Topluluklarına ekleyebilecekler. Bir topluluğa katılan kullanıcılar, mevcut grupları arasında kolayca geçiş yapabilecek ve yöneticiler tarafından Topluluktaki kullanıcılara gönderilen duyuruları okuyabilecek.

Topluluklar yeni özellikler ile birlikte geliyor

Birbirine bağlı toplulukların, kendi aralarında iletişim kurmak için daha özel ve daha güvenli yollara duydukları ihtiyaçtan yola çıkan WhatsApp, Topluluklar ile birlikte platforma yenilikler de getiriyor. Yeni gelen özellikler ile birlikte tüm kullanıcılar çevrimiçi durumunu gizleme ve grubun tamamına bildirim gitmeden sessizce gruptan ayrılma imkanı elde edecek. Ayrıca grupta konuşulanların gizliliğinin korunması adına WhatsApp Topluluklardaki Yöneticiler, gönderilen duyuru mesajları ve dahil edilecek grupları kararlaştırma yetkisine de sahip olacak.

Kısa bir süre önce mesajlara emoji ile tepki verme özelliği; grup yöneticilerine mesaj silme yetkisi verilmesi; dosya paylaşımının 2 gigabayta kadar olan dosyaları destekleyecek şekilde artırılması ve 32 kişiye kadar tek dokunuşla sesli arama seçeneğinin getirilmesi gibi özellikleri kullanıma sunan WhatsApp, Grupları ve Topluluklar’ı daha da güçlendirecek yeni özelliklerin de yakın dönemde kullanıma sunulacağını açıkladı. Şirketten yapılan açıklamaya göre, yeni gelen özellikler ile birlikte sohbet içi anketler düzenlemek ve aynı Grup veya Topluluk’ta bulunduğunuz kullanıcıların bir konu ile ilgili genel görüşünü öğrenmek mümkün olacak. Ayrıca daha geniş kitleleri bir araya getirmeyi hedefleyen WhatsApp, 32 kişiye kadar görüntülü arama yapmaya ve 1024 kullanıcıya kadar grup oluşturmaya imkan tanıyacak.