Ana Sayfa Blog Sayfa 283

Huawei, geliştirdiği 5G patentlerini Oppo ile paylaşıyor

Çin merkezli teknoloji devi Huawei, ABD yaptırımları sonucunda üzerinde çalıştığı 5G patentlerini kullanamadığı için bu patentleri rakipleriyle paylaşmayı planlıyor. Yapılan anlaşmayla beraber Oppo, Huawei’nin önemli 5G çiplerine erişebilecek.

ABD’nin eski başkanı Trump dönemine kadar Huawei dünyanın en büyük akıllı cihaz üreticilerinden biriydi. Hatta o dönemde ortaya çıkan raporlara göre Çinli akıllı cihaz markası, hem Samsung’u hem de Apple’ı geride bırakarak dünyanın en büyük akıllı telefon üreticisi oldu. Trump tarafından getirilen ambargoyla beraber Huawei’nin satışları, ters düzeyde etkilendi ve satışlar neredeyse durma noktasına geldi.

Ambargonun etkisiyle her ne kadar kendi ekosistemini geliştirme kararı alsa da şirket, kullanamadığı patentleri artık Çinli rakipleriyle paylaşmaya başladı. Huawei, bu hafta en büyük yerel rakibi ile bir çapraz lisanslama patent anlaşması imzaladığını duyurdu.

Huawei’nin Fikri Mülkiyet Departmanı Başkanı Alan Fan, “20 yılı aşkın süredir devam eden inovasyonun ardından Huawei, küresel pazarda 5G, Wi-Fi ve ses/video codec’leri gibi alanlarda çok sayıda yüksek değerli patent portföyü geliştirdi. Oppo ile bir çapraz lisanslama anlaşmasına vardığımız için çok mutluyuz. Şirketler arasında fikri mülkiyet değerinin karşılıklı olarak tanınması, yüksek değer standartlarında olumlu bir inovasyon ve araştırma döngüsünü teşvik etmeye yönelik büyük bir adımdır: yatırım yapmak, yatırımdan getiri elde etmek, ve ardından yeniden yatırım yapmak. Bu, sektörümüzün yenilik yapmaya devam etmesini ve tüketicilere daha rekabetçi ürün ve hizmetler sunmasını sağlayacaktır.” dedi.

Oppo Kıdemli Fikri Mülkiyet Direktörü Adler Feng, “Huawei ile patent çapraz lisans anlaşmasına girmekten çok memnunuz. Bu, iki şirketin birbirinin fikri mülkiyetinin değerini bildiğini ve bunlara büyük saygı duyduğunu açıkça gösteriyor. Bu, her iki taraf için de bir kazan-kazan anlaşması oldu. Her zaman olduğu gibi, fikri mülkiyet lisanslarının dostane müzakerelerle çözülebildiği ve her şirketin patent değerine büyük saygı duyulan sürdürülebilir, sağlıklı bir fikri mülkiyet ekosisteminin kurulmasını savunacağız.” dedi.

Anlaşmanın ABD’de ve dünyanın diğer bölgelerinde nasıl ilerleyeceği henüz bilinmiyor. Yapılan anlaşma baz alındığında Oppo ve şirketin diğer alt markalarının akıllı telefon modellerinde Huawei tarafından geliştirilen 5G teknolojilerini sorunsuz kullanabileceği düşünülüyor.

Dahili kulaklığa sahip Huawei Watch Buds tanıtıldı: İşte özellikleri

Çinli teknoloji devi Huawei, kablosuz kulaklığı bünyesinde barındıran Watch Buds akıllı saatini tanıttı. Akıllı saat, kulaklıklara sahip olmasının yanı sıra sağlık özellikleriyle de dikkatleri üzerine çekiyor.

Hem akıllı saat hem de kablosuz kulaklığı bir araya getiren cihaz, markanın Flip Cover tasarımı olarak adlandırdığı manyetik bir kapakla birlikte geliyor. Cihaz, güvenilir ve pürüzsüz bir menteşeyi bünyesinde barındırıyor. Kullanıcılar, saatin kapağını tek parmakla kolaylıkla açabiliyor. Kulaklıklar, IP54 su geçirmezliğe sahip olsa da Huawei, akıllı saatin kulaklık bölmesine su girmemesi konusunda kullanıcıları uyarıyor.

Huawei Watch Buds, 1300 derece sıcaklıkta oluşturulmuş paslanmaz çelik gövdeli ve 3D kavisli camla geliyor. Akıllı saat 47 mm çapında, 466 x 466 piksel çözünürlüğe sahip 1.47 inç AMOLED ekranla bizleri karşılıyor. Sadece 4 gram ağırlığındaki kulaklıkların dış kısmında çeşitli işlevlerin kontrol edilebileceği dokunmatik bir alan bulunuyor.

Akıllı cihaz, aktif gürültü önleme ve şeffaflık modunu bünyesinde barındırıyor. Aramalarda net kalite için yapay zeka destekli gürültü azaltma da bulunuyor. Kullanıcılar, bir akıllı saate veya telefona geçmek zorunda kalmadan, gelen bir aramayı doğrudan kulaklıktan cevaplayabiliyor.

Huawei Watch Buds’ın akıllı saat kısmı ise kalp atış hızı ve SpO2 sensörü ile donatılıyor. Giyilebilir cihaz ayrıca anormal kalp atış hızı okumaları için atriyal fibrilasyon ve EKG‘yi de kullanıcılarına sunuyor. Akıllı saat, 80’den fazla egzersiz modu ve 200 sağlık odaklı program desteği sunuyor.

Huawei Watch Buds

Huawei Watch Buds, 410 mAh batarya kapasitesiyle 3 güne varan pil ömrü sunduğunu iddia ediyor. Her kulaklık 30 mAh pil hücresiyle destekleniyor. ANC açıkken 4 saat kullanım kullanım ömrü vaat ediyor. Akıllı saat kablosuz olarak şarj edilebilirken, kulaklıklar kutunun içine yerleştirilebiliyor. Giyilebilir cihaz, HarmonyOS 3 işletim sistemiyle çalışıyor.

Huawei Watch Buds, 429 dolar fiyatıyla raflardaki yerini alacak. Siyah ve Haki renk seçenekleriyle sunulan modelin ülkemizde satışa sunulup sunulmayacağı henüz bilinmiyor.

Getir, Alman rakibi Gorillas’ı 1.2 milyar dolara satın aldı

Türkiye’nin önde gelen hızlı teslimat girişimi Getir, Alman rakibi Gorillas’ı 1,2 milyar dolara satın aldı. Türk hızlı teslimat girişimi Getir, Alman rakibi Gorillas’ı satın alma anlaşmasını imzaladı.

Eylül ayında 3 milyar dolar olarak ifade edilen Gorillas‘ın değeri 1.2 milyar dolar civar olarak belirlendi. Getir de kendi değerini dörtte bir civarında düşürdü. Getir’in değeri Mart ayında aldığı 800 milyon dolar yatırım ile 11,8 milyar dolara kadar çıkmıştı.

Financial Times’ta yer alan haberde anlaşmanın pandemi döneminde start-up finansmanındaki patlamanın Avupa’nın 2 büyük kazananı olan Getir ve Gorillas’ı bir araya getirdiği, 2 şirketin 2020’den beri girişim sermayesi fonlarından 3 milyar dolardan fazla yatırım aldığı belirtildi.

Uygulama üzerinden market hizmeti sunan pek çok start-up şirketi kapanırken Getir ile birlikte ABD merkezli Gopuff ve Almanya merkezli Flink sektörün büyük oyuncuları olarak kaldı.

Varılan anlaşma sonrası 2020 yılında Gorillas’ın kurucularından biri olan Kağan Sümer’in de ayrıca şirketten ayrılması bekleniyor.

Sağlık teknolojileri geliştiren Juno Medical, 12 milyon dolar yatırım aldı

Yetişkinliklere yönelik sağlık hizmetleri sunan Juno Medical, düzenlenen Seri A turda 12 milyon dolar yatırım aldı. NEXT VENTURES ve Serena Ventures liderliğinde düzenlenen tura Vast Ventures, New York Ventures, TXV Partners, Genius Guild, Gaingels, Atento Capital ve Humbition katıldı.

Juno’nun ekibi, sağlık hizmetlerini, teknoloji ve iş uzmanlığını bir araya getiriyor. Juno kurucusu ve CEO’su Dr. Akili Hinson‘ın da sağlık geçmişi, girişimin başarılı bir yol izlemesine olanak sağlıyor. Girişimin ürün ve hizmetleri, birinci basamak, pediatri, kadın sağlığı, aynı gün bakım ve uzaktan bakım hizmetlerinin en iyilerini özenle tasarlanıp tek bir deneyimde bir araya getirerek ailenin en büyük yardımcısı olmayı amaçlıyor. 

Girişim, Nisan 2020’de New York’ta hizmetlerine başladı. Juno, yüzlerce kişiye Covid testi ve hasta bakımı sağlamanın yanı sıra, pandemi sırasında yüz yüze önleyici bakım sunmaya devam etti. Bu yöntemle de tedavi edilebilir kanserlerin ve asemptomatik kadın ve erkeklerde daha önce teşhis edilmemiş kronik durumların tanımlanması sağlandı.

Dr. Akili Hinson, “Juno’nun vizyonu, olağanüstü, aile merkezli bakımı Amerika Birleşik Devletleri’nin %99’u için erişilebilir ve uygun fiyatlı hale getirerek sağlık hizmetlerinin geleceğini yeniden tasarlamaktır. Juno’da, ait olunacak bir yer gibi hissettiren güzel bir ortamda en yüksek kalitede bakım ve inanılmaz hizmet sunarak insanların sevdiği sağlık hizmetleri tasarladık.” dedi. 

Serena Ventures’ın yönetici ortağı ve ünlü sporcu Serena Williams, “Her türden insanın görüldüğünü, duyulduğunu ve hoş karşılandığını hissettiği kapsayıcı, tam hizmetli sağlık evi modelini genişletmek için Juno ile ortaklık yapmaktan onur duyuyoruz. Juno ve yetenekli ekibi, sağlık hizmetlerindeki kabul edilemez statükoyu bozacak vizyona, modele ve geçmiş performansa sahip.” dedi. 

Daha sağlıklı bir dünya yaratma misyonunun bir parçası olarak girişim, aldığı yatırımı yeni pazarlara açılmak ve Atlanta, Tulsa ve Los Angeles’taki en yüksek kalibreli yetenekleri işe almak için kullanacak. Juno’nun yeni klinikleri Doğu Atlanta, Greenwood (Tulsa) ve Inglewood’un (Los Angeles) tarihi ama gözden kaçan mahallelerinde yer alacak. Yatırım, Juno’nun güçlü teknoloji platformunun sürekli genişlemesini de destekleyecek.

Starbucks, NFT destekli Starbucks Odyssey platformunu kullanıcılarla buluşturdu

Starbucks Odyssey

Dünyanın en büyük kahve zinciri Starbucks, blockchain tabanlı sadakat programı ve NFT topluluğu Starbucks Odyssey‘i ABD’deki beta test kullanıcılarıyla buluşturuyor.  Gerçek dünya deneyimlerine dönüşen kahve temalı NFT’leri içeren yeni girişim, Starbucks’ın mevcut sadakat programı Starbucks Rewards‘ın bir uzantısı oluyor.

Starbucks’ın dijital bir topluluk oluşturmak için çalışmalar yaptığını daha önce sizlere paylaşmıştık. Gelen bilgilere göre kahve zinciri, Odyssey ile NFT ve web3 tabanlı içerik alemine girişi yapıyor. Starbucks Odyssey’in en sadık müşterilerin ücretsiz içeceklerin ötesinde daha geniş, çok çeşitli ödüller kazanmaları için bir yol olduğu belirtiliyor.

Odyssey, “Journeys” adı verilen kullanıcıların platforma üye olmalarını tavsiye edecek yeni bir yol çiziyor. Üyeliğini tamamlayan kişilere Journey Stamps kazanmalarını sağlayarak etkileşimli etkinliklere sahip olmaları sağlanıyor. Journeys, Starbucks markasını tanıtmak ve müşterilere kahve ve şirketin geçmişi hakkında bilgi vermek için tasarlandı. Video izlemek veya testler yapmak, bulmaca oynamak ve hatta şirketin tanıtmak istediği yeni içecekleri denemek için mağazaya gitmek gibi birçok aktiviteyi bünyesinde barındırıyor.

Starbucks Odyssey, üyelerin bir araya gelebildiği, etkileşimde bulunabildiği ve kahve sevgilerini paylaşabildiği, dijital toplulukla çevrili bir deneyimi sunuyor. NFT tabanlı oluşturulan Stemps, kullanıcıların sadakat programı kapsamında ödüllendirilmesine yardımcı oluyor. Stemps toplandıkça üyelerin toplam puanı artacak ve başka hiçbir yerde bulunamayacak benzersiz avantajlara ve deneyimlere erişebilmek için kilitleri açabilecekler.

Starbucks’tan Brady Brewer, “Starbucks, müşterilerimiz adına yenilik yapmak ve onu ana akıma kolayca erişilebilir kılmak için gelişmekte olan teknolojiyi kullanma konusunda bir geçmişe sahiptir. Yenilikçi ruhumuz ve müşterilerimizin beklentilerini sürekli olarak aşma arzumuz, Starbucks Odyssey’in ortaya çıkmasını sağladı.” dedi. 

Beta testi, 8 Aralık‘ta bekleme listesinde yer alan küçük bir bölümde yer alan üyelere gönderiliyor. Ocak 2023‘te Starbucks, bekleme listesinde yer alan daha geniş bir üye grubuna aylık davetiyeler göndermeye başlayacak.

Twitter, shadowban yiyen hesapları gösterecek bir özellik üzerinde çalışıyor

Twitter, kullanıcılarının erişim ve etkileşim konusunda shadowban yiyip yemediğini gösterecek yeni bir özellik üzerinde çalışıyor. Yapılan çalışmalar doğrultusunda kişiler, olumsuz yönde etkileşim yaşayan içerikleri görebilecek ve üzerlerinde değişiklik yapabilecekler.

Geçtiğimiz günlerde Instagram‘ın shadowban yiyen kişiler hakkında çalışmalar yaptığını sizlerle paylaşmıştık. Bu özellikle beraber Instagram tarafından olumsuz olarak değerlendirilip etkileşimi ve önerileri düşürülen kişiler, içerik konusunda platformla iletişime geçebiliyor. İletişim sonrasında içerikle alakalı karar almak yine kullanıcıya kalıyor.

Twitter da Instagram’ın yaptığı özelliğin bir benzerini uygulamaya getiriyor. Platformun yeni sahibi Elon Musk, Twitter’da kullanıcıların shadowban yiyip yemediğini açıkça gösteren bir araca erişmelerini sağlayacak bir yazılım üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Shadowban yiyen kişiler, yaptığı paylaşımları neredeyse sadece kendisi görüyor. Bunun üzerine Elon Musk, gizli erişim engeli yiyen kişilerin neden buna maruz kaldığını nasıl itirazda bulunabileceklerini de açıkladı.

Twitter, Elon Musk yönetimine geçmeden önce kullanıcılara gizli erişim yasağı getirerek etkileşim almalarını engelledi. Özellikle seçim zamanlarında yapılan bu özellikle beraber platform yönetiminin istemediği kişilere shadowban uyguladığı ortaya çıktı. Hatta ABD seçimlerinde ABD eski başkanı Donald Trump’ın seçimi kaybetmesiyle beraber Twitter hesabı da süresiz olarak kapatılmıştı.

Özgürlük ortamı ile pekişmeyen bu yapıyı bozmak isteyen Elon Musk da yönetimi ele aldıktan kısa bir süre sonra Donald Trump’ın hesabını tekrar aktif etti. Geçmişte hesapları kapatılan birçok kişi için de genel bir af geleceğini paylaştı.

Her ne kadar Elon Musk’ın satın almasıyla beraber çalkantılı bir süreç geçirse de Twitter, yeni yapılanmada daha şeffaf ve daha sağlam bir yapı kurmak istiyor. Her ne kadar Twitter’a reklam veren şirketler bu durumdam çok memnun olmasa da Elon Musk, kararın arkasında duruyor.

50 milyon TL sermaye ile kurulacak Norm Yeşil Enerji, Hedef Girişim’den 10 milyon TL yatırım aldı

Günümüzde enerji kaynaklarının verimli kullanılmasına dair sistemler ve depolama sistemlerinin üretimi, kurulumu ve ticareti en az enerji üretimi kadar önem taşıyor.

Hedef Holding iştiraki Hedef Girişim, günümüz teknolojisinde ihtiyaç duyulan temiz enerjiye gereken desteği vermek, hızla gelişen pazardaki enerji depolama sistemleri ve ekipmanları endüstrisinde yer almak amacıyla yeni bir yatırım kararı aldı ve İmaj Makina Sanayi A.Ş. ile “Girişim Sermayesi Yatırım Sözleşmesi” imzaladı.

Sözleşme kapsamında, enerji depolama sistemi üretilmesi hedefiyle Norm Yeşil Enerji’nin kurulmasına karar verildi. 50 milyon TL sermaye ile kurulacak olan yeni şirketin yüzde 20 hissesi Hedef Girişim’in oldu. Hedef Girişim, Norm Yeşil Enerji’nin kurulması için 10 milyon TL TL girişim yatırımı yaptı.

Enerji depolama çözümleri geliştirecek

Norm Yeşil Enerji bünyesinde inşa edilecek olan batarya (enerji depolama sistemi) üretimi tesislerinde yıllık 1 GWh’lık enerji depolama sistemi üretilmesi planlanıyor. Kurulacak şirket, enerji depolama çözümlerinin entegrasyona dâhil edildiği tesis kurulum hizmetlerini de yürütecek. Türkiye’de elektrik üretiminde fosil yakıt kullanımı yüzde 60’ların üzerinde. Sürdürülebilirlik çerçevesinde tüm dünya enerji üretim kaynaklarını sorgularken, yenilenebilir enerji kaynakları ile üretilen enerjinin süreksizliği nedeniyle depolanması da kritik önem taşıyor. Batarya çözümleri geliştirecek olan Norm Yeşil Enerji’nin çevreye olumlu katkısının yanı sıra yeşil dönüşüm için ülke ekonomisine de katma değer sağlaması amaçlanıyor.

DHL Express, Türkiye’deki elektrikli araç sayısını arttırıyor

DHL Express, global çapta yaptığı elektrikli araç yatırımlarına ülkemizde de devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde sizlerle paylaştığımız 2000 adet Ford E-Transit elektrikli araçların bir kısmı ülkemizde de kullanılacak.

Bu yıl içerisinde Türkiye filosundaki elektrikli araç sayısını 29’a çıkaran DHL Express Türkiye, 2025 sonuna kadar Türkiye’deki araç filosunun %80’ini elektrikli araçların oluşturacağını açıkladı.

“Operasyonlarımızı sürdürülebilirlik hedeflerimiz doğrultusunda yeniden şekillendiriyoruz”

 

Dünyanın öncü lojistik şirketi olarak sürdürülebilirlik lideri haline gelmeyi sorumlulukları arasında gördüklerini vurgulayan DHL Express Türkiye CEO’su Mustafa Tonguç, “DHL Express Türkiye olarak doğa dostu lojistik konusunda sektörümüze öncülük ediyoruz. Amaçlarımıza ulaşmak için işimizin her boyutunu sürdürülebilir kılmak üzere çalışıyor, operasyonlarımızı çevreyi koruyacak şekilde yeniden şekillendiriyoruz. Sera gazı emisyonunu 2030 yılına kadar 41 milyon metrik tondan 29 milyon metrik tona indirmeyi amaçlıyoruz. Bu doğrultuda filomuzdaki doğa dostu elektrikli araç sayısını da artırmaya devam ediyoruz.” dedi. Doğrudan elektrikli araç almanın yanı sıra filolarındaki benzinli araçların bir kısmını elektrikliye dönüştürdüklerini de belirten Mustafa Tonguç, “Sürdürülebilirlik yol haritamız doğrultusunda 2023’ün sonuna kadar filomuzdaki elektrikli araç sayısını 59’a çıkarmayı, 2025 yılının sonuna kadar ise son teslimat etabı araçlarımızın yüzde 80’ini elektrikli araçlara dönüştürmeyi hedefliyoruz.” açıklamasında bulundu. Tonguç ayrıca, bu süre içinde elektrikli araçların menzili mevcut duruma göre artarsa yüzde 80 olarak belirlenen hedefin de yükseleceğini ekledi.

DPDHL Group’un filosunun %60’ı elektrikli araç olacak

Öte yandan, DHL Express’in bağlı bulunduğu DPDHL Group, 2030 yılına kadar global filosunun %60’ının elektrikli araçlardan oluşmasını hedefliyor. Tüm dünyada “Sürdürülebilirlik Yol Haritası” doğrultusunda doğa dostu elektrikli araç kullanımını artırmayı planlayan şirket bu kapsamda ilk olarak 2 bin adet yeni Ford E-Transit araç siparişi verdi.

Teknofest Girişim Programı’nın 2. dönem başvuruları açıldı

Teknofest Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali kapsamında, T3 Girişim Merkezi yürütücülüğünde 2018, 2019, 2020, 2021, 2022 yıllarında Teknofest bünyesinde düzenlenen teknoloji yarışmalarına katılarak finale kalan üniversite ve üzeri seviyedeki takım veya takım üyelerine özel düzenlenen Teknofest Girişim Programı 2. dönem başvuruları başladı. Başvurular 19 Aralık 2022 tarihinde sona erecek.

Dünün Yarışmacıları, Bugünün Girişimcileri, Yarının Teknoloji Liderleri

İlk defa 2022 yılında hayata geçen Teknofest Girişim Programı 1. döneminde 5 hızlandırma, 20 ön kuluçka ekibi olmak üzere toplamda 25 Girişime 3 milyon TL hibe desteği sağladı. Türkiye girişimcilik ekosisteminde, milli teknoloji girişimlerinin doğması, büyümesi ve dünya pazarına açılmasındaki teknik, ticari ve finansal bariyerleri ortadan kaldırarak ve yerli sermaye sahiplerini teknoloji yatırımcısına dönüştürerek Türkiye ekonomisine yüksek katma değerli teknoloji üreten girişimler kazandırmaya yönelik çalışmalarına devam eden T3 Girişim Merkezi, bu kapsamda programın 2. döneminde Ön Kuluçka seviyesindeki ekiplere 150.000 TL, Hızlandırma seviyesindeki ekiplere 300.000 TL olmak üzere toplamda ise 5 milyondan fazla maddi destek sağlayacağını açıkladı.

Seçilen ekiplere maddi desteğin yanı sıra Girişimcilik Eğitimleri, Mentorluk Desteği, Ofis Desteği, Patent, Tescil, Marka ve Faydalı Model Desteği, Teknofest Girişim Hikayeleri Tanıtım Desteği, Teknofest Girişim Gösteri Günü (Demoday) Katılım Hakkı, İlham Buluşmaları, Take Off Girişim Zirvesinde Stant Açma Hakkı, Bulut / Sunucu Desteği, Yatırımcı Görüşmeleri ve İş Birliği Görüşmeleri gibi pek çok alanda destek veren T3 Girişim Merkezi Dünün Yarışmacılarını, Bugünün Girişimcilerine, Yarının Teknoloji Liderlerine dönüştürmek için çalışmalarını sürdürüyor.

Amazon, TikTok benzeri olan Inspire özelliğini duyurdu

Amazon, uygulamasına TikTok benzeri bir alışveriş deneyimi getirmek için Inspire özelliğini tanıttı. Şirket, bu özellikle beraber tüketicilerin ürünleri ve fikirleri keşfetmesine, influencer’lar, markalar ve diğer müşteriler tarafından oluşturulan içerikten alışveriş yapmasını sağlıyor.

Yeni kısa biçimli video ve fotoğraf akışı hizmeti, kullanıcıların videolarda ya da fotoğraflarda gördükleri ürünleri satın alması üzerine kuruluyor. Bu özellik, tüketicilerin dikkatini markaların doğrudan tüketicilere pazarlayabildiği TikTok gibi uygulamalardan uzaklaştırarak Amazon‘daki satışları artırmak için tasarlanıyor. 

Amazon’un TikTok benzeri bir uygulama ya da özellik üzerinde çalıştığı daha öncesinde biliniyordu. Özellik, Amazon mobil uygulamasının altında kendi gezinme düğmesine sahip olduğu sürümleri test ediyor. Şu anda çıkan sürümde, ana kısımdaki üst düzey yerleşim aynı kalıyor. Inspire beslemesine artık testlerde görülen elmas simgesi yerine bir ampul simgesiyle karşımıza çıkıyor.

Müşteriler, Inspire’ı kullanmaya başlamak için Amazon Shopping uygulamasını açacak ve Inspire’ın simgesine dokunacak. İlk başlatıldığında, Inspire ksmını kişiselleştirmek için makyaj, cilt bakımı, evcil hayvanlar, oyun, bitkiler, yürüyüş, iç tasarım, seyahat, koşu ve daha fazlasını içeren 20’den fazla ilgi alanı arasından seçim yapmaları isteniyor.

Inspire, kısa biçimli video içeriğine odaklanırken, aynı zamanda fotoğraflar için destek sunarak onu TikTok ve Instagram arasında bir melez haline getiriyor. Instagram gibi içeriği beğenmek için ekranda herhangi bir yere iki kez dokunabilirsiniz. Bununla birlikte, bir sonraki videoyu görmek için alttan yukarı kaydırdığınız TikTok’un dikey video arayüzünü kullanmak gibi Inspire deneyiminde gezinebilirsiniz. Etkileşim düğmeleri, TikTok’ta olduğu gibi ekranın sağ tarafında da kapalıdır.

Amazon Inspire şu anda yalnızca iOS ve Android’deki Amazon mobil uygulamasında bulunuyor. E-ticaret devi, alışveriş özelliğinin ilk olarak Aralık ayı başlarında ABD’deki belirli müşterilere sunulacağını ve ilerleyen süreçte ABD’li müşteriler için geniş çapta kullanımına sunulacağını açıkladı.