Ana Sayfa Blog Sayfa 262

Boston Dynamics, Atlas robotunun yeni sürümü hakkında bilgiler verdi

Boston Dynamics, insansı robotu Atlas’ın en son demosunu paylaştı. Robot, özel olarak geliştirilen ayakları sayesinde zaten zorlu koşullarda arazilerde koşup zıplayabiliyor. Yeni özelliklerle beraber, robotun geliştirilen elleri insan gücü gerektiren işlemleri de kolayca yapmasını sağlıyor.

Yapılan güncellemeler robota yeni bir hayat veriyor. Yük taşıyan sıradan bir cihaz yerine Boston Dynamics‘in geliştirdiği Atlas, bağımsız olarak yakalayabileceği her şeyi alıp bırakabilen bir insana daha yakın bir makine haline geliyor. Yayınlanan videoda robotun bir kalası alıp iki platform arasında yürümek için bir köprü oluşturduğu görülüyor. Bunu bir araç setini tutarken yapıyor. Atlas daha sonra zahmetsizce ince tahta üzerinde yürüyerek alet çantasını iskelenin tepesindeki kişiye fırlatıyor. Şirket, bu hareketi ters 540 derecelik, çok eksenli bir çevirme olarak adlandırıyor. Robotun hareketleri tam olarak burada bitmiyor. Akıllı cihaz, tekrar mükemmel bir şekilde ayağa kalkmadan önce platformdan ters takla atıyor.

Pençe benzeri kıskaç, bir sabit parmak ve bir hareketli parmaktan oluşur. Boston Dynamics, kıskaçların ağır kaldırma görevleri için tasarlandığını ve ilk olarak Atlas’ın başının üzerinde bir fıçı tuttuğu bir Super Bowl reklamında gösterildiğini söylüyor.

Atlas gibi insansı robotların, aşırı yükseklerde çalışmak veya bir insan için çok zehirli veya dar bir alanda malzeme taşımak gibi insanlar için çok tehlikeli görevleri nasıl yerine getirebildiğini gösteriyor. Arama – kurtarma operasyonları, robotların uygulanmasıyla daha yüksek derecede basitleştirilebiliyor. Boru hatları ve köprüler gibi altyapıyı korumak ve denetlemek için bile insan gücü yerine robotların kullanılabileceği düşünülüyor. Bu sayede insan kayıplarının en aza indirgenmesi amaçlanıyor.

Veri güvenliği sunan Veeam, Veri Koruma Trendleri Raporu 2023’ün sonuçlarını açıkladı

Modern Veri Koruma şirketi Veeam Software tarafından dijital dünyada veri korumanın nasıl geliştiğini daha iyi anlamak için hazırlanan yıllık Veri Koruma Trendleri Raporu’nun dördüncüsünün sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre şirketler daha karmaşık hibrit BT ortamlarıyla karşı karşıya kalıyor, siber saldırıları savuşturmak için bütçelerini artırıyor ve üretim ortamları çeşitli bulutlar arasında çeşitlenmeye devam ediyorlar.

Sonuç olarak BT liderleri yeterince korunmadıklarını düşünüyor. Bu yıl kuruluşların en önemli önceliği yedeklemelerin güvenilirliğini ve başarısını artırmak ve Hizmet Olarak Altyapı (IaaS) ve Hizmet Olarak Yazılım (SaaS) korumasının iş yükleri için güvendikleri veri merkezi odaklı korumaya eşit olmasını sağlamak.

Veeam Veri Koruma Trendleri Raporu 2023’te öne çıkanlar

  • İşletmelerin çalışmaya devam edebilmesi için modern Veri Korumaya ihtiyaç var: Her beş kuruluştan dördü, iş birimlerinin beklentileri ile BT hizmetlerinin sağlayabilecekleri arasında bir açık, bir memnuniyetsizlik olduğuna inanıyor ya da bununla ilgili endişeli. %82’si sistemlerin ne kadar çabuk kurtarılabilir olması gerektiği ile BT’nin bunları ne kadar çabuk geri getirebileceği arasında bir ‘Kullanılabilirlik Açığı’ olduğunu belirtiyor. %79’u ne kadar veri kaybedebilecekleri ile BT’nin verilerini ne sıklıkla koruduğu arasında bir “Koruma Açığı” olduğunu belirtiyor. Bu açıklar, kuruluşların %57’sinin 2023 yılında birincil veri korumalarını değiştirmeyi beklemelerinin bir nedeni ve aynı zamanda artan veri koruma bütçelerinin gerekçesi.
  • Veri Koruma bütçeleri artıyor: Küresel olarak, kuruluşlar 2023 yılında veri koruma bütçelerini %6,5 oranında artırmayı bekliyor; bu oran BT’nin diğer alanlarındaki genel harcama planlarından oldukça yüksek. Veri koruma bütçelerini artırmayı planlayan kuruluşların %85’inin planladığı ortalama artış %8,3 ve genellikle siber güvenlik araçlarına yapılan yatırımların artmasıyla birlikte gerçekleşiyor.
  • Farkındalık ve hazırlık düzeyindeki artışa rağmen fidye yazılımları kazanıyor: Rapora göre, siber saldırılar 2020, 2021 ve 2022 yıllarında kuruluşlar için en etkili kesinti nedeni oldu. Kuruluşların %85’i son 12 ay içinde en az bir kez saldırıya uğradı; bu oran geçen yılki raporda %76’ydı. Özellikle, kuruluşların şifrelenmiş/yok edilmiş verilerinin yalnızca %55’inin saldırılardan kurtarılabildiğini ifade etmesi nedeniyle kurtarmanın ana endişe kaynağı olduğu söylenebilir. Ankete göre, kuruluşların modern bir veri koruma çözümünde aradıkları en önemli özellik “veri korumanın bir siber hazırlık stratejisine entegre edilmesi” odu.
  • Fidye yazılımları Dijital Dönüşümün önündeki en büyük engel: Fidye yazılımları ve mevcut değişken siber güvenlik ortamı, bütçeler ve insan gücü üzerinde önemli bir yük oluşturmaları nedeniyle BT ekipleri için öncelikli hale geliyor. Bu durum, başlangıçta Dijital Dönüşüm girişimlerine ayrılan BT kaynaklarının ve bütçelerinin siber önlemeye yönelmesine neden oluyor. Siber saldırılar, operasyonel bütçeleri fidyelerden kurtarma çabalarına aktarmakla kalmıyor, aynı zamanda kurumların gelecekteki başarıları için modernleşme becerilerini de azaltıyor; bunun yerine, statükonun önlenmesi ve hafifletilmesi için ödeme yapıyorlar.
  • Konteyner merkezli iş yüklerinin popülaritesi giderek artıyor: Konteynerler ve daha spesifik olarak Kubernetes, beş yıl önce SaaS’ı veya 15 yıl önce sanallaştırmayı ilk benimseyenlerde görülen aynı tür veri koruma stratejisi eşitsizlikleri ile ana akım bir üretim platformunun tüm özelliklerini gösteriyor. Katılımcıların %52’si şu anda konteyner kullanıyor, kurumların %40’ı ise konteyner kullanmayı planlıyor; ancak çoğu kurum iş yüklerini bütünsel olarak korumak yerine yalnızca temel depolama alanını koruyor. Bu durum, yeni üretim platformlarının ana akım haline gelmesinin ardından eski yöntemlerin yetersiz kaldığının fark edilmesi ve böylece üçüncü taraf yedekleme araçlarının kapsamlı koruma sağlaması için bir fırsat yaratması nedeniyle tipik bir durum olarak görülebilir.

“BT liderleri ikili bir zorlukla karşı karşıya. Bir yandan siber saldırıların hacmi ve karmaşıklığı artıyor, bir yandan da giderek daha karmaşık hibrit ortamların kurulup bunların desteklenmesi gerekiyor.” diyen Veeam CTO’su ve Ürün Stratejisi Kıdemli Başkan Yardımcısı Danny Allan, “Liderler iş operasyonlarını her türlü kesintiden nasıl koruyacaklarını ve kurtaracaklarını düşünüyor ve bu büyük bir endişe kaynağı. Eski yedekleme yaklaşımları, IaaS ve SaaS’tan konteynerlere kadar modern iş yüklerine hitap etmiyor ve en çok ihtiyaç duyulan zamanda iş için güvenilmez ve yavaş bir kurtarma sunuyor. Siber esneklik planlarını değerlendiren BT liderlerinin zihinlerini meşgul eden şey de bu. Bu nedenle Modern veri korumasına ihtiyaçları var.”

Raporda yer alan dikkate değer sonuçlar şöyle: 

  • Güvenilirlik ve tutarlılık (veri merkezi sunucularının yanı sıra IaaS ve SaaS’ın korunmasında) 2023’te veri korumanın iyileştirilmesi için temel itici güçler. Bulutta barındırılan verileri eski yedekleme çözümleriyle korumakta zorlanan kuruluşların, veri merkezi yedekleme çözümlerini IaaS/PaaS ve/veya SaaS özellikleriyle desteklemesi muhtemeldir.
  • Fidye yazılımları, doğal afetler (yangın, sel vb.) ve kullanıcı hataları (üzerine yazma, silme vb.) ile birlikte kesintilerin hem en yaygın hem de en etkili nedeni. Kuruluşlar, kapsamlı bir siber esneklik sağlamak için veri korumaya yönelik bütünsel bir yaklaşımı destekleyen ve diğer siber tespit ve iyileştirme teknolojileriyle entegre olabilen yedekleme ve kurtarma çözümleri uygulamalı.
  • Bulut tabanlı hizmetler her büyüklükteki kuruluş için neredeyse kaçınılmaz görünüyor. Ancak tek bir tür üretim bulutu olmadığı gibi, tek bir koruma bulutu senaryosu da yok. Kuruluşlar saklama, Hizmet Olarak Yedekleme (BaaS) ve nihayetinde Hizmet Olarak Felaket Kurtarma (DRaaS) için bulut katmanlarını göz önünde bulundurmalı.

Shell, elektrikli şarj istasyonu kuran Volta’yı 169 milyon dolara satın aldı

Shell, elektrikli araçlar için şarj şebekesi oluşturan Volta‘yı 169 milyon dolar ödeyerek satın aldığını duyurdu. Anlaşmayla beraber Shell USA, Volta’nın hisselerini hisse başına 0.86 doları nakit olarak satın alacak. Kasım ayından bu yana 1 doların altında işlem gören Volta hisseleri, duyurunun ardından %0.73 yükselişe geçti.

2021 yılında özel amaçlı bir satın alma şirketi ile birleşerek halka açılan Volta, reklama dayalı bir iş modeliyle karşımıza çıkıyor. Şirket, şarj cihazlarını elektrikli araç sürücülerinin pillerini ücretsiz olarak şarj edebilecekleri alışveriş merkezlerine ve marketlere yerleştiriyor. Şarj cihazları, perakendecilerin ve tüketim malları şirketlerinin elektrikli araç kitlesine ulaşmak için reklam yapabileceği bir alan olan büyük medya ekranlarıyla dikkatleri üzerine çekiyor.

Volta CEO’su Vince Cubbage, “Volta’nın bunu bağımsız olarak, zorlu piyasa koşullarında ve devam eden sermaye kısıtlamalarıyla yakalama yeteneği sınırlıydı. Bu işlem hissedarlarımız için değer yaratıyor ve istisnai çalışanlarımıza ve diğer paydaşlarımıza açık bir yol sağlıyor.” dedi.

Volta yönetim kurulu tarafından oybirliğiyle onaylanan anlaşma, elektrikli araçlara olan talep arttıkça elektrikli araç şarj altyapısına yatırım yapan enerji şirketlerinin son örneği oluyor. BP, Total ve Fransa’dan EDF, elektrikli araç şarj istasyonlarını satın alan petrol şirketlerinin büyüyen bir listesi arasında yer alıyor.

Satın almalar, Shell’in Shell markalı lokasyonlarda ve diğer yerlerde yaklaşık 90.000 elektrikli araç şarj portunu işletmesine ve roaming ortaklıkları aracılığıyla ilave 300.000 istasyona sahip olmasını sağlıyor. Şirket, 2025 yılına kadar dünya çapında 500.000 elektrikli araç şarj noktası çalıştırmayı ve kazanmayı hedefliyor.

Türkiye’nin elektronik para şirketlerinden Birleşik Ödeme, İngiltere pazarına açıldı

İnovatif FinTek çözümleriyle fark yaratan Türkiye’nin ilk elektronik para şirketlerinden Birleşik Ödeme, 2023 yılına yeni bir ülke açılımıyla başladı. Bölgenin lider FinTek şirketi olma hedefiyle Türkiye’nin yansıra Azerbaycan, Romanya ve Gürcistan’da faaliyetlerini sürdüren Birleşik Ödeme, FinTek dünyasının nabzının attığı İngiltere’de de ofisini açtı.

Londra’da birçok başarı hikayesine ev sahipliği yapmış, startup ve teknoloji merkezi Level39’da yer alan yeni ofisi ile şirket, teknoloji ihracatı için önemli bir dönüm noktasına ulaştı. 

‘Londra ofisimiz ile inovatif çözümlerimizi daha ileri bir noktaya taşıyacağız’

İngiltere operasyonu ile ilgili bilgi veren Birleşik Ödeme CEO’su İlker Sözdinler, “Birleşik Ödeme’nin 12 yıllık geçmişi ve tecrübelerimizle dünya arenasında yerimizi kuvvetlendirdiğimiz bir yılı tamamlıyoruz. Finansal teknolojilere yönelik yeteneklerimizi yurtdışında da kullanıcılarla buluşturduk. 2023’e yeni girdiğimiz bugünlerde İngiltere ofisimizle birlikte 5 ülkeye ulaşarak hizmetlerimizi genişletiyoruz. Londra, FinTek dünyasının kalbi ve pek çok ilklerin üretildiği bir teknoloji merkezi olarak konumlanıyor. İngiltere sadece FinTek alanında 40 binden fazla şirketin olduğu, Avrupa’nın en yetenekli yazılımcılarının yer aldığı ve Avrupa’daki yatırımların çok önemli bir kısmının yapıldığı yer olarak karşımıza çıkıyor. FinTek adaptasyonu olarak baktığımızda da her 100 tüketiciden 90’ının temassız ödeme yaptığı, 250’den fazla bankanın hizmet verdiği ve çok kültürlü, tam anlamıyla global bir coğrafya. Biz de FinTek alanındaki hedeflerimizi daha da ileriye taşımak, trendleri yakından takip etmek ve ilham alarak bölgemize yansıtmak için burada yerimizi aldık. Şirket olarak halihazırda 15 milyon kullanıcıya dokunarak, 50 milyar TL işlem hacmi ile sektörün önde gelen şirketlerinden biri olmayı sürdürüyoruz. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılı olan 2023’te daha da hareketlenecek olan FinTek pazarında inovatif çözümlerimiz ve hizmet kalitemizle gerek ülkemizde gerekse yurt dışında fark yaratmaya devam edeceğiz.” dedi.

‘Ülkemizin finansal teknolojiler alanında bölgesel bir güç olması için çalışıyoruz’ 

Birleşik Ödeme olarak sektöre yönelik sorumluluklarını da en iyi şekilde yerine getirmek amacıyla çalıştıklarını belirten İlker Sözdinler, “FinTek ekosistemimizi büyütmek ve kendi teknolojimizi beslemek adına sektörde dikkat çeken startup’lara yönelik yatırım yapmaya devam ediyoruz. Son olarak iWallet, Turan Teknoloji ve Poca’nın eklenmesiyle birlikte bünyemizdeki iştiraklerin sayısı 13’e ulaşmış oldu. Bunun yanı sıra DEİK Dijital İş Konseyi FinTek Başkanı olarak da son derece önemli temaslarda bulunmaya devam ediyoruz. Hem DEİK’teki hedefler hem de Birleşik Ödeme’de yürüttüğümüz projeler ile ülkemizin finansal teknolojiler alanında bölgesel bir güç olması için büyük görev bilinci ile hareket ediyor ve büyük heyecan duyuyoruz. Hem şirketlerin yurt dışına açılmaları noktasında onlara destek verecek hem de bu sayede global arenada Türk şirketlerinin gücünü göstererek, yabancı yatırımcının Türkiye’ye gelmesine imkân sunacağız.” diye konuştu.

Ankara merkezli TrabTech, 6.6 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

2013 yılında ODTÜ TEKNOKENT’te kurulan ve eklemeli imalat alanında ürün ve hizmetler geliştiren BTech’in (şimdiki unvanı ile Addpark) spin-off şirketi olan TrabTech, 6 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı. Tura, Fark Holding, Teknokent Girişim Destek ve Yatırım, Coşkunöz Holding, Ahu Serter, Şule Mene, Emin Ataç, Ömer Burhanoğlu, Deniz Büyükkuşoğlu, Mehmet Murat Ayabakan ve Ertuğrul Birol Şen katıldı.

Bu yatırıma ek olarak TrabTech, ileri malzeme araştırmaları ve pediyatrik uygulamaların da dahil olduğu, ortopedi ve pediatrik alanında geliştireceği yeni implant malzemeler için Avrupa Birliği fonlarından 1.3 milyon euro destek aldı.

Bu desteklerle TrabTech, ilk seri imalat ürünü olan kalça protezi TrabCup’ın ticarileşmesini sağlamayı, yeni geliştirilen ürünlerin regülasyon süreçlerinin tamamlanmasını, şirket merkezinin Almanya’ya taşınarak Avrupa Pazarına açılmayı ve FDA başvuru hazırlıklarını devam ettirmeyi hedefliyor. TrabTech’in kurucuları arasında Kuntay Aktaş, Katalist Yatırım şirketi kurucusu Dr. Erol Teberoğlu ve BTech’in ortakları yer alıyor.

TrabTech yeni bir imalat yöntemi olan ve 3 Boyutlu yazıcılar olarak da bilinen eklemeli imalat yöntemiyle, kemik ile çok daha hızlı entegre olabilen, hızlı iyileşme sağlayan, genç ve yaşlı hastalarda kullanılabilen “Trabeküler İmplant” serisini geliştiriyor. İmplant yüzeyinde kemiğin trabeküler yapısına benzeyen yüzey teknolojisi, kemik ve dokuların büyümesini sağlarken, boşluklu yapısı sayesinde doku ve kanlanmayı maksimum seviyede tutmakta, nano seviyedeki pürüzlülük hücrelerin de tutunması için özel bir ortam oluşturuyor. Üstelik titanyum malzeme ve eklemeli imalat ile üretilen implantlar, yüksek biyouyumluluk, mukavemet ve sürtünme katsayısının yanında esneklik ve kolay stabilizasyon sağlıyor. Bu sayede implantların insan vücudundaki ömrünün artırılması ve ileri yaşlardaki veya daha önce implant ameliyatı geçirmiş hastaların hayat kalitesinin önemli seviyede arttırılması hedefleniyor.

İmplant endüstrisinde getirdiği yenilikler ile büyük bir dönüşümü tetikleyen bu teknolojide uzun yıllardır çalışan TrabTech ekibi, kişiye özel implantlar ile birlikte Türkiye’nin Class III medikal cihaz olarak alanındaki ilk seri imalat ürünü, Dünya’da da sayılı örneği olan kalça implantı projesini sertifikalandırarak önemli bir aşama kaydetti. Ürünün ise 2023 yılında pazarda olması planlanıyor.

Eklemeli İmalat’ta kafes yapı adı verilen gözenekli yapılar “Eklemeli İmalat ile Tasarım” yöntemlerinin ileri seviye kullanımını gerektiren komplike bir tasarım yöntemi olarak biliniyor. Bu alanda uzun yıllardır araştırma yapan ve ürün geliştirme konusunda tecrübeli bir ekibe sahip olan TrabTech; kazandığı bilgi birikimini hem pazardaki medikal ürünlerinde hem de ileri teknoloji yeni implant sistemlerini geliştirmek üzere yürüttüğü yeni Ar-Ge projelerinde kullanmaktadır.

TrabTech’in yaptığı iş birliklerine değinen firmanın CEO’su Kuntay Aktaş, “Bu alanda çalışmaya başladığımız günlerde “Eklemeli İmalat” teknolojisi ve medikal kullanımlar çok yaygın ve bilinir değildi. Bugün geldiğimiz noktada ise implant endüstrisini dönüştürecek bir teknolojinin kabulünden bahsedebiliyoruz. Bu tür dönüşümler ise ancak iyi iş birlikleri ile olabilir. Geliştirdiğimiz ürünleri Dünya’nın en prestijli üniversite ve kurumları ile yürüttüğümüz iş birlikleriyle hayata geçiriyoruz. TrabTech bir implant veya ortopedi firması değil.  Geliştirdiği ürünlerin ötesinde kullandığı yöntemler, araçlar, iş yapma biçimi ve çok uluslu şirket kültürü ile yeni nesil bir teknoloji firması. İsviçre, Almanya, İsveç, İngiltere ve Amerika’nın önemli kuruluşları ile yaptığımız ortak çalışmalar vizyonumuzu ve yetkinliğimizin karşılık bulması sebebiyle bizi daha da heyecanlandırıyor. Amacımız bu alanda yüksek nitelikli ürünler geliştiren dünyanın en önemli teknoloji şirketlerinden birisi olmak. Bize inanan yatırımcılarımıza, bu rüyanın gerçek olmasını sağlayan, çalışkan, donanımlı ve tutkulu mühendislik ekibimize, beraber çalıştığımız bilim insanlarına, “Eklemeli İmalat” ve “Medikal 3D Printing” uygulamalarının gelişmesine fayda sağlayan endüstriyel dostlarımıza çok teşekkür ederim.” dedi. 

Türkiye’de kurulan ve bu günlerde Avrupa ofisinin kurulum süreçleri devam eden TrabTech’in diğer bir önemli gelişmesi ise 2023 yılında başlayacak yeni araştırma projeleri. Medikal alanda 3 Boyutlu yazıcılar olarak bilinen “Eklemeli İmalat” teknolojisi konusunda uzmanlığı ile Avrupa’nın en saygın ve önemli üniversitelerinin ve kurumlarının bulunduğu bir çok araştırma grubunda yer alan TrabTech’in,  yürütücüsü olduğu yeni bir projesi geçtiğimiz aylarda Avrupa Komisyonu’ndan onay aldı. 

Yapay zeka destekli çeşitli tasarım yöntemlerinin, özel boşluklu yapıların kullanılacağı implant ürünlerinin yeni bir prosesle geliştirilmesi de hedefleniyor. Macaristan’dan bilim insanlarının destek vereceği proje 1.3 milyon Euro bütçesi ile önemli bir araştırma kaynağı yaratıyor.

Online PR Servisi B2Press, 2022 yılında iş hacmini yüzde 104, gelirlerini ise yüzde 164 artırdı

2016’dan bu yana markalara ‘kullandığın kadar öde’ modeliyle PR hizmeti sunan Online PR Servisi B2Press, 2022’de 450’den fazla markayla çalışarak iş hacmini %104, cirosunu ise %163 artırdı. İş hacmindeki artışın lokomotifi %280’lik bir yükselişle yurt dışı basın bülteni dağıtımları olurken, yurt dışı gelirlerinin toplam cirodaki payı da yarıya yaklaştı. 

2022’nin beklentilerinin birkaç adım ötesinde bir yıl olduğunu belirten B2Press Yönetici Ortağı Ediz Tokabaş, “Artan iş hacmini verimli yönetmek adına yeni stratejiler geliştirdik. Medya satın alımına dair önemsenecek miktarda yatırım yapmadığımız halde, 2022 pazarda tutunduğumuz, marka bilinirliğimizi önemli düzeyde artırdığımız ve bunu ticarileştirebildiğimiz bir dönemdi.” dedi. 

Her basın bülteniyle ortalama 103 yansıma elde edildi

Online PR Servisi B2Press, dünya genelindeki basın bülteni dağıtımlarını bir önceki yıla kıyasla %62 artırarak 1.911’e çıkardı. Her basın bülteni ortalama 103 basın yansımasına dönüşürken, toplamda 146.368 yansıma elde etti. Farklı mecralarda yayımlanmasını sağladığı özel haber ve röportaj çalışmalarını da %375 artırarak 874’e ulaştırdı.

En çok basın bülteni dağıtımı Dubai/BAE, Avrupa ve ABD’de

B2Press, geçtiğimiz yıl Türkiye’de 1.421 basın bülteni ve 823 özel haber/röportaj çalışmasına imza attı. Yurt dışında ise 55 farklı haber ajansı ve medya veritabanı işbirliğiyle 490 basın bülteni gönderimi ve 51 özel haber/röportaj çalışması gerçekleştirdi. Globalde 25 dilde basın bülteni dağıtan şirket, en çok Dubai/BAE, Avrupa ve ABD’de basın bülteni servis etti. Bunun yanı sıra en çok basın bülteni dağıttığı aylar ise ekim, kasım ve aralık oldu. 

Dijital içerik servisi B2Press Plus’ı hayata geçirdi

İspanya, Hollanda, Polonya, Irak, Malezya, Endonezya gibi yeni pazarlardan da talep alan  B2Press, 2022 boyunca yeni ürün ve hizmetleriyle yurt dışında büyümeye devam etti. Mevcut müşterilerinden gelen taleplere istinaden B2Press Plus ismi verilen dijital içerik servisini hayata geçirdi. Henüz lansmanı yapılmayan hizmet kapsamında markaların söylem dünyasını zenginleştirmeyi hedefleyen şirket, önde gelen siber güvenlik, kurumsal yazılım sağlayıcıları ve holdingleri için teknik doküman (white paper), blog yazıları, web sitesi içeriği, rakip, gündem ve trend analizleri başta olmak üzere özel içerikler üretmeye başladı. 

SAP Türkiye, Zer, Philips, VitrA, RE/MAX, Roksit, CoinWExpress VPN, SPARK, The Stevie Awards, True Global Ventures gibi farklı sektörlerde faaliyet gösteren 450’den fazla şirketle çalışan B2Press; 2022’de markalar için hazırladığı TV programı, lansman etkinlikleri, dijital medya projeleriyle de iş ve gelirlerini çeşitlendirdi.

2023’ten beklentisi daha da büyük

B2Press Yönetici Ortağı Ediz Tokabaş, şirketin 2023 için hedeflerini de şöyle açıkladı: “2023 hedeflerimiz, geride bıraktığımız yıla kıyasla çok daha büyük. Öncelikle içerik yönetim sistemi gibi hedeflediğimiz projeleri canlıya almayı planlıyoruz. Türkiye’de olduğu gibi Avrupa’nın da önemli yayın gruplarıyla anlaşmalar yapmak için görüşmelerimiz devam ediyor. Dijital içerik servisimiz B2Press Plus ile gelirlerimizi çeşitlendirerek hedef pazarlarımızdaki olası oynaklıklardan en az düzeyde etkilenmeyi hedefliyoruz.”

Uber Kurye hizmeti İstanbul’da faaliyetlerine başlıyor

Uber Kurye

Global teknoloji platformu Uber, anlık paket teslimatı yapılabilen “Uber Kurye” hizmetini İstanbul’da başlattı. 19 Ocak tarihinden itibaren Uber ayrıcalığı ile İstanbul’da hızlı, kolay ve güvenli anlık paket teslimatı yapılabilecek.

Yolcuların bir yerden bir yere gitmelerine yardımcı olmanın yanı sıra platform, insanların daha hızlı ve daha hesaplı bir kargo hizmetine de başlıyor. Bununla beraber sağlık hizmetlerine ulaşımın önündeki engelleri kaldırarak yeni taşımacılık rezervasyonu çözümleri oluşturuyor. Ayrıca şirketlerin çalışanlarına sorunsuz bir yolculuk deneyimi sağlamalarına yardım ederek her zaman sürücü ortakları ve kuryelerin para kazanmasını da sağlıyor.

Uber, dünyanın nasıl daha iyi hareket edebileceğini yeniden tasarlamayı misyon ediniyor. Geliştirilen teknoloji, yolculuk yapmak isteyen tüketicilerle bağımsız yolculuk hizmeti sağlayıcıları ve bunun yanı sıra toplu taşıma, bisiklet ve scooter gibi başka ulaşım araçlarını eşleştiren çok taraflı platformlar geliştirmeye ve sürdürmeye yardımcı oluyor.

Uber Kurye ile gönderilecek paketler, Uber uygulamasında belirtilecek adresten teslim alınır ve iletilmek istenen adrese teslim edilir. Uber kullanıcıları, uygulamada bulunan ‘Paket gönder’ seçeneğine ek olarak, ‘Paket al’ seçeneğini de kullanarak belirttikleri adresten paket aldırıp teslimat adresine ulaştırabilir.

1000W motora ve kendi kendini onarabilen lastiklere sahip Bugatti Bytech e-Scooter 2023 duyuruldu

Bugatti, Bytech ile ortaklaşa geliştirdiği Bugatti Bytech e-Scooter modelini dünyanın en büyük tüketici elektroniği fuarı CES 2023‘te görücüye çıkardı. Yeni model, 2022 lansman modelinin başarısını temel alıyor ve birinci sınıf tasarımı ve gelişmiş özellikleriyle onu bir sonraki seviyeye taşıyor.

Yenilenen scooter modelindeki en önemli değişikliklerden biri de boyutunda oluyor. Scooter, daha rahat ve dengeli bir sürüş sağlayan önceki modelden %10 daha büyük olarak geliyor. Daha geniş taban kısmıyla beraber aynı zamanda daha fazla ayak alanı sağlanıyor. Bu sayede scooter’ı manevralarda kontrol etmek kolaylaşıyor.

Scooter’a güç sağlamak için 36V, 15,6 Ah akü ve 1000W pik güçlü motor kullanılır. Bu kombinasyon, scooter’ın çoğu şehir içi ulaşım için yeterince hızlı olan 22 mil / saat hıza ulaşmasını sağlıyor. Scooter ayrıca 18°’ye kadar olan eğimleri de kaldırabiliyor. Böylece engebeli araziler için uygun hale geliyor. Tek şarjla 50 km menzile sahip olan yeni modelle, 2022 modelden daha uzağa seyahat etme imkanı sunuyor.

2023 Bugatti elektrikli scooter’ın en yenilikçi özelliklerinden biri de kendi kendini onaran 10 inç lastikleri oluyor. Bu lastikler, lastik patladığında otomatik olarak serbest kalan, patlağı onarmaya ve yola geri dönmenize yardımcı olan özel bir yapıştırıcı sistemi ile geliyor. Bu özellik, sizi lastik değiştirme zahmetinden ve masrafından kurtarabiliyor.

Scooter ayrıca entegre LED dönüş sinyal lambalarına sahip deri kulpları da bünyesinde barındırıyor. Bu dönüş sinyalleri, sürücü için ekstra bir güvenlik katmanı sağlayan, beraberindeki MIPS donanımlı bir kask üzerine yansıtılabiliyor. E-scooter ayrıca, şifre koruması ve sürüş modunuzu değiştirmek ve farlarınızı kontrol etmek için kullanabileceğiniz yerleşik bir dokunmatik ekran gibi yeni özellikleri kullanıcılarına sunuyor. Ekran, hız ve kalan pil ömrünün görüntülenmesi için de bu ekran kullanılabiliyor.

2023 Bugatti elektrikli scooter mavi, sarı ve mavi olmak üzere üç farklı renkte satışa sunulacak. 2023 Bugatti Bytech elektrikli scooter’ın ne zaman satışa çıkacağı veya ne fiyatının ne olacağı henüz bilinmiyor. 2022 model cihaz, 1200 dolara satışa sunuldu. Bu model baz alındığında yeni e-scooter’ın daha yüksek fiyatla gelmesi bekleniyor.

Sporcu sakatlıklarını erken tespit eden yerli girişim Aivisiontech, 3 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Sporculara özel yapay zeka çözümleri üreterek onların daha az sakatlanmasını veya sakatlığın önlenmesini sağlayan yerli girişim Aivisiontech, yeni ai4sports ürünüyle 3 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldığını egirişim üzerinden duyurdu.

Yatırım turu adı açıklanmayan bir bankanın genel müdürü tarafından gerçekleştirildi. Adının açıklanmasını istediğinde de burayı güncelleyeceğiz.

Aivisiontech Elektronik Yazılım A.Ş., Konya Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Murat Ceylan, tarafından kuruldu. Daha sonrasında da Hulusi Berik ve Ali Aksakarya girişime hem yatırımcı hem de yönetici ortak olarak katıldı.

ODTÜ Teknokent’te kurulan daha sonra merkezini Konya Teknokent’e taşıyan Aivisiontech, Türk Telekom’un girişim hızlandırma programı Pilot’a da kabul aldı ve mezun oldu.

Yapay zeka çözümleri üreten Aivisiontech’in, ai4sports adında “Sporcu sakatlanmalarında kişiselleştirilmiş erken teşhis ve sakatlık önleme” yazılımı aynı zamanda ai4sportsW ürünüyle de Kadın sporcularda ve E-Spor alanında sahip olduğu çözümleri alanında ilk ve tek çözümler olarak dikkat çekiyor.

Problem nedir?

Futbolda sakatlanmaların takımlara yüksek maliyetler getirmesi ve bunların da önlenebilir olması, Doç. Dr. Murat Ceylan’ın bu alanda bir çözüm üretmesine ilham olmuş.

Girişimci, futbolda kas sakatlıklarının yüzde 90’ı, alt vücut sakatlıklarının yüzde 66’sı ve eklem sakatlıklarının yüzde 60’ının temassız gerçekleştiğini ve önlenebileceğini savunuyor.

Buradan da yola çıkarak bu girişimin temellerini atmış.

Peki ne çözüm sunuyor?

Aivisiontech, ai4sports ürünüyle termal görüntüleme ve yapay zeka kullanarak, 30 saniyeden daha kısa sürede sporcu sakatlıklarını erken tespit edebiliyor.

  • Termografi, deriden yayılan kızılötesi radyasyonu elektrik sinyallerine dönüştürerek görselleştiren klinik bir görüntüleme tekniğidir.
  • Çoğu tıbbi görüntüleme sistemi anatomik görüntüleme kullanırken, termografi fizyoloji ve fonksiyon görüntülemeye odaklanır.
  • Vücuttaki termal anormallikler tespit edilerek çeşitli hastalıklar ve fiziksel yaralanmalar belirlenir.

Galatarasaray, Fenerbahçe, Trabzonspor’un da dahil olduğu Süper Lig takımlarıyla 2 sezon çalışılmış ve sakatlıkların yüzde 95’i önden doğru olarak tahmin edilmiş.

Girişimi yakından takip ediyoruz ve gelişmeleri oldukça da yer vermeye çalışacağız.

Global dizüstü bilgisayar pazarı, son 10 yılın en düşük sevkiyat seviyesine geriledi

Global ekonomiyi olumsuz etkileyen birçok etkenden dolayı elektronik ürün pazarı gibi birçok pazarda belirsizlikler sürüyor. TrendForce tarafından yakın zamanda yapılan bir analize göre, küresel dizüstü bilgisayar sevkiyatlarının hem 2022 hem de 2023’te yıldan yıla düşmesi bekleniyor.

En son raporlara göre, küresel dizüstü bilgisayar sevkiyatı, bir önceki yıla göre %24.5 düşüşle 2022’de yaklaşık 186 milyon birime ulaşacağı tahmin ediliyor. 2023’te dizüstü bilgisayar pazarının performansına ilişkin görünüm belirsizliğini koruyor. Toplam cihaz sevkiyatın yıllık %7.8 düşüşle yalnızca 171 milyon adet olması bekleniyor. Bu düşüş, küresel ekonomiyi ve siyaseti etkileyen ve tüketici elektroniğine olan talepte keskin bir düşüşle sonuçlanan çeşitli önemli olaylara bağlanıyor.

Ekipman sevkiyatlarının pandeminin neden olduğu parça eksikliklerinden etkileneceğine dair endişeler de bulunuyor. Sonuç olarak, küresel dizüstü bilgisayar sevkiyatlarının 2023’ün ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %9.5 düşüşle 35.1 milyon adede düşmesi bekleniyor. Bu sayı, ilk çeyrek sonuçları için 10 yılın en düşük seviyesinde görünüyor.

ABD-Çin arasında yaşanan anlaşmazlıklar, jeopolitik gerilimlerin artmasına neden oluyor. Buna bağlı olarak da büyük elektronik markalarını tedarik zinciri stratejilerini yeniden düzenleme yapmaya koyuluyor. Bu markalar arasında bulunan ABD markaları, ekipman üretimini değiştirme ve alternatif bileşen tedarik kaynakları bulma konusunda en aktif rolü üstleniyor. 

Coğrafi ve demografik avantajları nedeniyle Vietnam, üretim üssü olabilmek için popüler bir seçim haline geliyor. Compal Wistron, Foxconn ve diğer ODM üreticileri, ABD’li bir müşteriden gelen Talep ile başa çıkmak için Vietnam’da dizüstü bilgisayar montaj hatları kurmaya başladı. Ayrıca, ABD’li bir dizüstü bilgisayar markası, 2023’e kadar Vietnam’dan yapılan cihaz sevkiyatlarındaki payını %20’ye çıkarma ve 2027’ye kadar Çin’den yapılan cihaz sevkiyatlarındaki payını %20%30 aşağıya düşürmeyi hedefliyor.