Ana Sayfa Blog Sayfa 232

Google, mobil oyun dünyasını İstanbul’da bir araya getirdi

Mobil oyun dünyasının nabzını tutan İstanbul Mobil Oyun Etkinliği, 12 oturum ve 20 konuşmacıyla oyun ekosisteminin önemli isimlerini bir araya getirdi. Google ve Deconstructor of Fun birlikteliğiyle gerçekleşen etkinlik, gün boyunca oyun dünyasının yeni gelişmelerini ve merak edilenlerini odağına aldı.

Türkiye’den ve 50 farklı ülkeden 600’ün üzerinde davetlinin katıldığı, 800’den fazla kişinin de çevrimiçi takip ettiği etkinlikte aralarında Deconstructor of Fun ve Savage Game Studios Kurucusu Michail Katkoff, Savage Games Genel Müdürü Sophie Vo, Eric Kress, Matej Lancaric, Kim Nordström, Javier Barnes, Alpagut Çilingir, Josh Willner, Katie Funk, Varun Khanna ve Pasha Nahass gibi sektörün önde gelen isimleri konuşmacı olarak yer aldı. 

Etkinliğin moderatörlüğünü ve açılış konuşmasını yapan Deconstructor of Fun ve ve Savage Game Studios Kurucusu Michail Katkoff ve Savage Games Genel Müdürü Sophie Vo, gerçekleşen depremler nedeniyle tüm Türkiye’ye başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerini ileterek, yaşanan felakette hayatını kaybedenleri anarak etkinliğin açılışını yaptı. Açılış konuşmasında ikinci kez İstanbul’da gerçekleşen İstanbul Mobil Oyun Etkinliği’nin önümüzdeki yıl da devam ederek geleneksel bir etkinliğe dönüşmesini umduğunu söyleyen Katkoff, etkinlikte dünyanın dört bir yanından katılımcı olduğunu vurguladı ve İstanbul’un oyun dünyası için öneminin altını bir kez daha çizdi. 

“Türkiye oyun dünyası yatırımlarında 333 milyon dolarla Avrupa’da birinci sırada”

Değişen ekosistemde oyun dünyası üzerine konuşma yapan Google Türkiye Perakende ve Teknoloji Sektör Lideri Alpagut Çilingir, Türkiye’nin oyun şirketleri için uluslararası bir merkez olma yolunda ilerlediğini söyledi. Türkiye’nin oyun ekosistemine yapılan yatırımlarda 333 milyon dolarla Avrupa’da birinci sırada olduğunu belirtirken toplam girişimcilik ekosistemi yatırımlarındaysa Avrupa’da 4. sırada yer aldığını söyledi. Mobil oyun dünyasının değişen dinamikleriyle ilgiliyse Çilingir şu açıklamalarda bulundu: “Mobil oyun dünyası pazarı ilk kez bu yıl düşüşe geçti. Bu durum dünyanın her yerinde benzer bir ivme gösteriyor. Ancak yine de mobil oyunların ve oyuncuların sayısı her geçen gün artmaya devam ediyor. Dünya çapında 120 milyonun üzerinde mobil oyuncu bulunuyor. Böyle bir ekosistemde başarılı olmanın yoluysa dirençli olmaktan, oyun türünde çeşitlilik yaratmaktan, marka gücüne odaklanmaktan ve gelir modelini çeşitlendirebilmekten geçiyor. Google Türkiye olarak biz de gerçekleştirdiğimiz Oyun ve Uygulama Akademisi, Oyun ve girişimcilik programlarımız, Yetenek Geliştirme Bootcamp’larımız ve bu alandaki projelerimizle birlikte ülkemizin potansiyeline ulaşması ve uluslararası başarı öyküleri oluşturabilmesi için desteklerimizi sürdürüyoruz.” 

“Mobil oyun sektörünün geleceği sürdürülebilir büyümeyi yakalamaktan geçiyor”

İstanbul Mobil Oyun Etkinliği’nde; sektöre dair içgörüler, mobil oyun dünyasının değişen dinamikleri ve geleceğe dair öngörüler paylaşıldı. Konuşmacılar tarafından oyun dünyasının bugünkü dinamiklerine değinilirken, sürekli değişen ortamda sektör oyuncularının ne gibi önlemler alabileceği ve dikkat etmeleri gereken konular da konuşuldu. 

Gizlilik ve ölçümleme konularında Google’ın rolünü ve çalışmalarını anlatan Google Uygulama Reklamları Gizliliği ve Ölçümü Global Ürün Lideri Josh Willner konuşmasında kullanıcı verilerinin gizliliği ve güvenliğinin öneminin altını daha çizdi. Google Global Mobil Uygulama Reklamları Ürün Lideri Varun Khanna yapay zeka ile harmanlanmış kampanyaların sürdürülebilir büyüme noktasındaki önemine değinirken, Google Global Oyun Sektörü Ürün Lideri Katie Funk ise geliştiricilerin mobil oyuncuların ilgisini canlı tutmak için yararlanabileceği Google araçlarından bahsetti. Google Uygulama Reklamları Ürün Müdürü Pasha Nahass ise 2021 verilerine göre mobil oyun sektörü gelirlerinin bilgisayar ve konsol oyunlarıyla kıyaslandığında bir önceki yıla göre yüzde 4.4 artışla toplam pazarın 90.7 milyar dolarlık kısmını elinde bulundurarak pazardaki en yüksek paya sahip durumda olduğu söyledi. Nahass’ın paylaştığı verilere göre akıllı telefon kullanıcıları telefonlarına indirdikleri uygulamaların yüzde 75’inin varlığını bile unuturken, uygulamaların yalnızca yüzde 37’sini uygulamayı indirdikten 1 hafta sonra kullanmaya devam ediyor.

Meta, Twitter benzeri bir uygulama üzerinde çalışıyor

Instagram, WhatsApp, Facebook ve Messenger gibi platformların sahibi Meta, Twitter benzeri yazıların daha ön planda olduğu bir uygulama geliştiriyor. Platform hayata geçerse Twitter’a karşı oldukça iddialı bir rakip olacak.

Meta, kullanıcıların metin tabanlı güncellemeler yayınlamasına olanak tanıyan P92 kod adlı yeni bir sosyal medya uygulaması geliştiriyor. Ortaya çıkan bilgilere göre Meta, içerik üreticilerinin ve tanınmış kişilerin ilgi alanlarıyla ilgili güncellemeleri zamanında paylaşmaları için merkezi olmayan bir sosyal ağ araştırıyor. Araştırmaları yapılan sosyal ağ Twitter ile oldukça benzer bir yapı sergiliyor.

P92, kullanıcıların mevcut Instagram kimlik bilgileriyle giriş yapmalarına izin verecek. Henüz bir çıkış tarihi olmamasına rağmen, yasal ve düzenleyici ekiplerin potansiyel gizlilik endişelerini araştırması ile proje devam ediyor. Henüz başlangıç ​​aşamasında olan projenin liderliğini Instagram CEO’su Adam Mosseri üstleniyor. Projenin en dikkat çekici yönü, ağın merkezi olmayan bir yapıya sahip olacak olması, kullanıcıların kendi bağımsız sunucularını ve içerik moderasyonu için kurallar oluşturmasına olanak tanıması olacak.

Merkezi olmayan bir ağ oluşturmak, Meta’nın Facebook ve Instagram’a yönelik standart eleştirileri geri iten bir uygulama ile deneyler yapmasını sağlayacak gibi görünüyor. Farklı gruplar, Meta tarafından belirlenen bir kurallar “tabanıyla” kendi topluluk standartlarını belirleyecek. Bu, alt dizinler olarak bilinen bireysel toplulukların Reddit’e benzeyecek.

Twitter’ın eleştirilere maruz kaldığı bu dönemde Meta’nın nasıl bir yol izleyeceği oldukça merak ediliyor.

Yerli lojistik şirketi Sarp Intermodal, Litvanya merkezli Logiva’yı bünyesine kattı

Litvanya merkezli uluslararası taşımacılık şirketi Logiva ile Türkiye’nin öncü lojistik şirketlerinden Sarp Intermodal, Baltık pazarında büyümek için güçlerini birleştirdi. Logiva, Sarp Intermodal’in grup şirketleri arasına katıldı.

Türkiye ile Litvanya, Letonya, Estonya ve Finlandiya arasında kara yolu taşımacılığı, depolama ve gümrükleme hizmetlerinde uzmanlaşan Logiva, Sarp Intermodal’in filosundaki 5 bine yakın araç ve ekipman havuzundan yararlanarak gücünü pekiştirecek.

Litvanca, İngilizce, Rusça ve Lehçe konuşan uzman çalışanları ile pazarda öne çıkan Logiva, Türkiye-Litvanya arasında kara yolu taşımacılığı pazarının yaklaşık yüzde 15’ine sahip. Şirket, iş birliği sonrası Türkiye-Litvanya hattında pazar payını kısa sürede iki katına çıkararak yüzde 30’a ulaşmayı hedefliyor.

Türkiye-Baltık hattında özmal araçları ile hizmet verecek olan Logiva, komple taşımalara ilave, haftalık düzenli parsiyel seferler de gerçekleştiriyor. Minivan hizmetiyle de oldukça hızlı bir taşıma süreci sunan şirket, Türkiye ile bölge ülkeleri arasında 72 saatte ekspres taşımacılık hizmeti veriyor.

Şirket kara yolu taşımacılık hizmetlerinin yanı sıra intermodal faaliyetlerine de kısa süre içerisinde başlamayı planlıyor.

Baltık pazarında hedef liderlik 

Litvanya’nın Başkenti Vilnius ve İstanbul ofislerine ek olarak bu yıl içinde diğer Baltık ülkelerinde de yapılanmaya gidecek olan Logiva, orta vadede Türkiye-Baltık hattının en büyük oyuncularından biri haline gelmeyi amaçlıyor. Şirket uzun vadede ise, İskandinav ülkeleri ve Doğu Avrupa pazarında büyümeyi stratejik hedef olarak belirledi.

Bu arada TÜİK verilerine göre geçen yıl Türkiye’nin Litvanya, Letonya ve Estonya’dan oluşan Baltık ülkelerine ihracatı 1 milyar 241 milyon dolar, bu ülkelerden ithalatı ise 1 milyar 99 milyon dolar ile rekor seviyeye ulaştı. Böylelikle Türkiye’nin Baltık ülkeleriyle toplam dış ticaret hacmi, 2 milyar 340 milyon dolarla Cumhuriyet tarihinin en yüksek düzeyine çıktı.

Silicon Valley Bank hisselerinde yüzde 60 düşüş yaşandı

Silicon Valley Bank, yükselen faiz oranları nedeniyle yatırım yaptığı ABD hazine bonolarının ve ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin satışında 1.8 milyar dolar kaybetti. Bununla beraber hisselerinde %60 oranında düşüş yaşandı. Banka ayrıca, büyük ölçüde yeni girişimden oluşan müşteri tabanının şu anda bir finans kurumuna park edecek çok daha az parası olduğu göz önüne alındığında, azalan müşteri mevduatlarıyla da mücadele ediyor.

Silicon Valley Bank, müşterilerini ve hali hazırdaki yapısını koruyabilmek için para toplamaya karar verdi. Plan, yatırımcılara 1.25 milyar dolarlık adi hisse senedi, 500 milyon dolarlık dönüştürülebilir imtiyazlı hisse ve 500 milyon dolarlık adi hisse senedini ayrı bir işlemle özel sermaye şirketi General Atlantic’e satmayı ortaya çıkarıyor. bankanın muhafazakar davrandığını ve bu parayı kendisini istikrara kavuşturmak için topladığını tahmin etmesi amaçlanıyor.

Kripto odaklı Silvergate’in (SI.N) kapanmakta olduğunu açıklamasıyla beraber Silicon Valley Bank için endişeler daha arttı. Silikon Vadisi’nde yer alan girişimlerin neredeyse yarısı Silicon Valley Bank ile çalışıyor. Buna bağlı olarak yaşanacak herhangi bir olumsuzluğun buradaki girişimlerin yarısını etkileceği düşünülüyor.

Milyarder yatırımcı ve Pershing Square CEO’su Bill Ackman, Cuma günü erken saatlerde attığı bir tweet’te, SVB’nin başarısız olması durumunda, “VC destekli şirketler krediler için SVB’ye güvenip işletme nakitlerini tuttukları için ekonominin uzun vadeli önemli itici gücünü yok edebilir.” dedi.

Silikon Vadisi merkezli danışmanlık şirketi Constellation Research’ün kurucusu ve CEO’su Ray Wang, yaşanan olaya “Bankalar faiz oranlarındaki artışın kurbanları oldu.” dedi.

Silicon Valley Bank tarafında yaşanan sorunların devam etmesi halinde başta teknoloji olmak üzere birçok girişim ve kuruluşun olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz bir gerçek olacak.

Biometrik doğrulamalar yapan yerli girişim Newky, Lojipark ile iş birliğini duyurdu

Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezi Cube Incubation girişimlerinden olan Newky, bugün Lojipark ile stratejik iş birliği anlaşması imzaladı.

Fiziksel dünyanın dijital anahtarı mottosu ile yola çıkan Newky, biometrik temelli çoklu faktör doğrulaması (MFA) sayesinde kullanıcı ile aracın, ekipmanın, donanımın vb. unsurların eşleşmesini sağlamaktadır. Ortaya koyduğu değer önerisi sayesinde dolandırıcılık, suistimal gibi zaafiyetlerin önüne geçmektedir. Lojistik şirketlerine, operasyonlarını kolayca yönetebilmek, geniş taşıyıcı havuzuna erişebilmek ve süreçleri dijitalleştirebilmek adına, hem bir pazaryeri uygulaması hem de B2B SaaS çözümü sunan bir teknoloji şirketi olan Lojipark ile değer önerisini birleştiren Newky, bu anlaşma ile lojistik sektörüne güvenlik alanında dijital bir çözüm üretti.

İmza töreni öncesinde gerçekleştirilen panelde, dijitalleşmenin lojistik sektörüne sağlayacağı faydaların yanı sıra siber ve fiziksel güvenlik konusunun da hibrit bir biçimde ele alınması gerektiği vurgulandı. Panelistler, dijitalleşmenin lojistik firmalarının iş süreçlerini hızlandıracağı, maliyetleri düşüreceği ve verimliliği artıracağı konusunda hemfikir oldular. Ayrıca, lojistikte kullanılan biometrik temelli çoklu faktör doğrulaması gibi teknolojilerin kötüye kullanım ve hırsızlık gibi güvenlik açıklarını da önleyebileceği ifade edildi.

Bir başka konu da afet durumlarında lojistik firmalarının karşılaşabileceği zorluklar oldu. Panelistler, afet durumlarında lojistik firmalarının dijitalleşme sayesinde daha hızlı ve etkili bir şekilde müdahale edebileceklerini ve kaynakları daha verimli bir şekilde kullanabileceklerini belirttiler. Panelde ayrıca, dünya genelindeki lojistik sektöründe dijitalleşme ve güvenlik konularında yapılan çalışmalar hakkında da bilgi verildi. Özellikle, Asya ve Avrupa’daki lojistik firmaların dijitalleşme konusunda lider oldukları, diğer bölgelerde ise dijitalleşmenin henüz yeterince gelişmediği ifade edildi. Bunun ile birlikte, Türk lojistik şirketlerinin fiziksel ve siber odaklı sorunları ortadan kaldırmaya yönelik dijital çözümler bulma noktasında uluslararası rakiplerine kıyas ile iyi durumda olduğunun da altı çizildi.

Son olarak, panelistlerce ulusal ve uluslararası rakiplerine kıyas ile rekabet avantajlarını tesis edebilmek ve sürdürülebilir kılabilmek adına, startup’lar ile iş birliği yapmanın önemine değinildi. Lojistik firmalarının teknoloji alanında uzmanlaşmış startup’lar ile açık inovasyon çerçevesinde iş birliği yaparak, ARGE maliyetlerini startup’lara transfer etmenin ve birlikte kazanım elde etmesinin de önemli olduğu belirtildi.

Müşteri deneyimini dijitalleştiren yerli platform Cloud4Feed, ilk yatırım turunu tamamladı

11 ülkede, 17 farklı sektörden 70’i aşkın müşterisine, müşteri ve çalışan deneyimi alanında fark yaratan çözümler sunan Cloud4Feed, ilk yatırım turunu tamamladı. Yatırım turuna; APY Ventures ve hiVC katıldı.

Hizmet sunduğu alanları sadece Türkiye ile sınırlandırmayarak, yurt dışı pazarlara da taşıma hedefinde olan Cloud4Feed 2023 ilk çeyreği itibari ile İngiltere ve Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinden de potansiyel müşteriler ile görüşmeler yapmaya başladı.

“Farklı coğrafyalarda yenilikçi çözümler sunacağız”

Cloud4Feed Kurucusu ve CEO’su Cef Tovil, konuya ilişkin değerlendirmelerini şöyle özetledi: “Müşteri deneyiminin temel rekabet alanı haline geldiği günümüzde, Cloud4Feed olarak gizli müşteri ve çıkış anketi gibi süreçleri dijitalleştirerek iş ortaklarımıza doğru müşteri içgörüsü sağlamak amacıyla kurulduk. Bir işletmenin müşterileri ile temas ettiği tüm noktalardan yüksek sayıda geri bildirim toplayarak yapay zeka destekli analizler ve anlık aksiyonlarla müşteri bağlılığı ve sadakatinin artırılmasını sağlıyoruz. Bugüne kadar Türkiye’de 70’i aşkın büyük işletmede başarı hikayeleri yarattık ve 11 farklı ülkede operasyon gerçekleştirdik. Müşteri deneyimi ve pazar araştırmaları alanında çeşitli çok uluslu firmalarda uzun yıllar tecrübe edinmiş bir yönetim ekibine sahibiz. Kurulduğumuz günden beri kendi kaynaklarımızla büyümeye devam ederken, yatırımcılarımızın bu yatırımla vizyonumuza ve ekibimize olan güvenini göstermesi bizim için oldukça mutluluk verici. Yatırımla birlikte istikrarlı büyümemizi sürdürmenin yanı sıra müşteri ve çalışan deneyimi alanındaki ürün portföyümüzü geliştirmeyi ve yurtdışı pazarlara açılmayı hedefliyoruz. Müşterilerimizin başarısı her zaman önceliğimiz. Genişleyen sektör ve coğrafi kapsamımızla müşterilerimizin doğru içgörülere daha hızlı ve etkin ulaşabilmesini sağlamanın yanında inovatif çözümler geliştirecek mühendislik ekibimizi de genişletmeyi amaçlıyoruz.” dedi.

APY Ventures Yöneticisi Mustafa Keçeli ise verdiği demeçte “APY Ventures bünyesinde yönettiğimiz Bilişim Vadisi GSYF ile Cloud4Feed’in bu yatırım turuna katılmaktan son derece memnunuz. Müşteri deneyimi konusunda tecrübeli bir ekibin elinden çıkmış olan bu ürün ile Türkiye’de sağladıkları büyümeyi global arenada da yakalayacaklarından hiç şüphemiz yok. APY Ventures olarak temel mottomuz doğru yatırımcı ile doğru girişimciyi buluşturabilmek, bu doğrultuda da Bilişim Vadisi GSYF ile Cloud4Feed arasında güzel bir sinerji yakalayacağımızı düşünüyoruz.”

hiVC tarafından verilen demeçte ise “hiVC olarak girişimlerin sürdürülebilir bir şekilde büyümelerine, küresel ölçekte rekabet edebilecek düzeye çıkmalarına, bir sonraki yatırım turlarında daha yüksek tutarda yatırım almalarına ve iyi bir exit yapma süreçlerine liderlik etmek üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda Cloud4Feed’in bu yolculuğuna katkı sağladığımız için çok mutluyuz. Girişimcilere değer katmaya ve onları büyütmeye devam edeceğiz.” dedi.

Çalışanlarına değer veren bir yapıyla, güçlü ekibini büyütmeye devam edecek olan Cloud4Feed, önümüzdeki dönemde alanında tercih edilen lider bir ürün şirketi olma misyonuyla büyümeyi sürdürülebilir hale getirmeyi planlamaktadır.

Togg, NFT açık artırma süreciyle ilgili açıklama yaptı

“Bir otomobilden fazlası için” yola çıkan Togg, özel seri araçlar için başlattığı NFT açık artırma süreci hakkında açıklamarda bulundu. Kahramanmaraş’ta gerçekleşen depremler sonrasında ertelenen açık artırma sürecinden etkilendiğini belirten vatandaşlar için öenmli bilgiler paylaşıldı.

Togg tarafından yapılan açıklama şu şekilde:

“Togg, 5 Şubat’ta yoğun ilgiyle başlayan NFT açık artırmasını, ülkemizi derinden sarsan deprem felaketleri nedeniyle 6 Şubat’ta durdurdu ve sabah saat 08.46’da ileri bir tarihe ertelediğini duyurdu.   

Başladığı günden 10 gün sonra tamamlanacağı akıllı kontrat ile blok zincirine işlenen NFT açık artırması, depremin maddi manevi yıkıcı etkilerinin derinden yaşandığı bu zaman diliminde, şartnamesinde de açıkça belirtildiği gibi, kendiliğinden sona ermiş oldu. 

Açık artırmanın ileri bir tarihe ertelendiğinin duyurulmasından sonra bazı kullanıcılar Trumore dijital varlık cüzdanlarındaki AVAX’larını çektiler, bazıları ise cüzdanlarında tutmaya devam etti. (Burada açıkça ifade etmek gerekir ki; Togg’un kullanıcıların cüzdanlarına müdahale etme, AVAX’larına el koyma, bloke etme, satma ve sonra yeniden geri alma yetkisi yoktur.) 

100. Yıl Özel Seri araçlara sipariş verme hakkı tanıyacak NFT açık artırmasının ertelenmesi Togg planlarında değişikliğe neden olmamıştır. Marka, mart ayı içinde web sitesi ve Trumore uygulaması üzerinden ön sipariş almaya başlayacak, siparişleri ve siparişlerin teslimat sıralaması çekilişle belirlenecek ve mart ayı sonundan itibaren ilk akıllı cihazlarını kullanıcılarına teslim etmeye başlayacaktır.   

Ülke olarak içinde bulunduğumuz böylesine zor bir dönemde ve felaketin hemen ertesinde yeni bir açık artırma yapmayı doğru bulmayan Togg, Cumhuriyetimizin 100. yılına özel olarak üretilen “100. Yıl Özel Seri” Togg akıllı cihazları için ön siparişe katılma ve teslim alma sıralamasını belirleme hakkını sağlayan NFT açık artırmasını 2023 yılı içinde gerçekleştirecek ve ilgili serinin teslimatlarına 29 Ekim tarihinden itibaren başlayacaktır. Ertelenen NFT açık artırmasına katılmak için hesabında AVAX olan kullanıcılar, 2023 yılı içinde koşulları değiştirilmeden yapılacak NFT açık artırmasına mevcut AVAX’larıyla katılıp, 100. Yıl Özel Seri Koleksiyonu’na sahip olma hakkını sürdürebileceklerdir. Dijital cüzdanlarında AVAX olan kullanıcılar söz konusu AVAX’larını cüzdanlarından çekebilecekleri gibi, dilerlerse cüzdanlarında tutmaya devam edip NFT açık artırmasına katılabileceklerdir.  

Togg, 2023 yılında 20 bin adet akıllı cihaz üretecek ve akıllı cihazlar yıl boyunca kullanıcılarına teslim edilecektir.”

Yapay zeka destekli ilaç teknolojisi girişimi Iktos, 15.5 milyon euro yatırım aldı

Yeni ilaçları hastalarla buluşturmak için yapay zeka yardımıyla keşif yapan Iktos, düzenlenen Seri A turda 15.5 milyon euro yatırım aldı. M Ventures ve Debiopharm Innovation Fund tarafından ortaklaşa yönetilen tura Omnes Capital katıldı.

2016 yılında Quentin Perron, Nicolas Do Huu ve Yann Gaston-Mathé tarafından kurulan girişimin yapay zeka çözümleri, ilaç bulma sürecini önemli ölçüde hızlandırırken, ilaç adaylarının klinik geliştirmeye ilerlemede başarılı olma olasılığını artırabiliyor.

Iktos yaptığı açıklamada, ilaç geliştirmenin ilk aşamalarının – terapötik hedef keşfinden ilk klinik girişe kadar – şu anda ortalama beş yıl sürdüğünü ve ilaç adayı başına yaklaşık 100 milyon dolara mal olduğunu belirtiyor.

Iktos’un çözümleri, kullanıcıların tüm küçük molekül keşif projesi başarı kriterlerini karşılamak için önceden var olan verilerden simülasyonda optimize edilmiş moleküller oluşturmasını sağlayan üretken derin öğrenme modellerine dayanıyor.

Iktos’un platformunun kullanımı, yukarı yönlü farmasötik Ar-Ge’de önemli verimlilik kazanımları sağlıyor. Girişim, teknolojisini Chiesi Group, Galapagos, Janssen, Merck, Teijin, Ono Pharmaceuticals, Pfizer, Servier ve UCB gibi ilaç ve biyoteknoloji şirketleriyle 50’den fazla iş birliğiyle onayladı.

Iktos’un Başkanı ve kurucu ortağı Yann Gaston-Mathé, “Yeni ilaç maddesi arayışı, neredeyse sonsuz sayıda potansiyel molekülden oluşan bir kimyasal evreni keşfetmeye yönelik hala zahmetli ve belirsiz bir arayış. Yapay zekanın erken ilaç keşfi ve tasarımı için uygulanması, bu tür kimyasal evreni keşfeden araştırmacılar için radikal bir değişiklik olasılığı sunuyor.” dedi. 

Yeni yatırım, girişimin yapay zeka ve ilaç keşif yeteneklerini daha da geliştirmesinin yanı sıra mevcut SaaS yazılım teklifini genişletmesine yardımcı olacak.

BtcTurk, yerli müşteri destek ve satış girişimi Infoset’i satın aldı

Ülkemizin önde gelen kripto para şirketlerinden BtcTurk, şirketlerin tüm destek ve satış kanallarını tek yerden yönetmesini sağlayan yerli platform Infoset‘i satın aldı. Satın alımla beraber BtcTurk’ün müşteri destek hizmetleri Infoset ekibi tarafında yapılacak.

BtcTurk, müşterilerine daha hızlı ve daha iyi hizmet   sunmak için ekibini güçlendiriyor. Bu sayede ortaya çıkan sorunların hemen çözüme kavuşması amaçlanıyor. Infoset çözümleri de kripto para platformunun aradığı müşteri destek ekibini bir arada sunuyor.

Samed Düzçay ve Sercan Düzçay tarafından Ocak 2020’de İstanbul’da kurulan girişim; şirketlere bulut çağrı merkezi, e-posta, chat – chatbot, sosyal medya gibi tüm iletişim kanallarının tam entegre bir şekilde yönetimini ve otomasyonunu sağlıyor.

Infoset, tüm müşteri servis yönetimini tek ve tam entegre bir platformda sunarak şirketleri entegrasyon, raporlama, birden fazla ürün yönetimi gibi sorunlardan kurtarıyor. Destek ve satış süreçlerini omni otomasyonlarla kolaylaştırıyor, ekiplerin ağır işler yerine otomatize edilemeyen önemli işlere odaklanmalarını sağlıyor.

Eğitim platformu eduMe, yerli ‘TikTok for Learning’ platformu Playbook’u satın aldı

Eğitim teknolojileri geliştiren eduMe, TikTok for Learning formatı geliştiren yenilikçi öğrenme teknolojisi platformu olan Playbook‘u satın aldı. Anlaşamanın maddi şartları hakkında herhangi bir açıklama yapılmadı.

İş gücüyle alakalı dünyanın her yerinden ilgili bilgilere sorunsuz erişim sağlamayı amaçlayan girişim, herkese işinde başarılı olma fırsatı vermeyi misyon ediniyor. Yeni işe başlayan ya da iş tarafında değişiklikler yapan kişilerin yeni pozisyonlara uyum sağlaması için gereken tüm bilgiler bir ara sunuluyor.

eduMe, Uber, Marriott ve Vodafone gibi global şirketlerle, iş akışında önemli, tüketici düzeyinde eğitimi sorunsuz bir şekilde sunmak ve üretkenliği, elde tutmayı ve güvenliği iyileştirmelerine olanak tanımak için ortaklık yapıyor. Platform, Workday, Braze, Beekeeper ve Fountain gibi sürekli kullanılan araçlara entegre oluyor.

Aynı zamanda girişim, kendi öğrenme ürününe artık dünya çapındaki tüm Microsoft Teams kullanıcıları tarafından erişilebilmesini sağlayan Microsoft Teams ile bir ürün entegrasyonunu duyurdu.

Playbook, hızlı ve kolay iş eğitim videolarını QR yardımıyla ve entegre uygulamalarla yeni çalışanlara sunuyor. Girişim, QNBEYOND Hızlandırma Programı’nın 3. dönem girişimleri arasında yer aldı.

eduMe’nin ana ürününe halihazırda entegre edilmiş olan Playbook, çalışanların ihtiyaç duyduğu anda QR kodları ve diğer araçlar aracılığıyla sürükleyici, standartlaştırılmış eğitim sunabiliyor.

eduMe CEO’su ve kurucusu Jacob Waern, “Gündelik işlerde çalışanların büyük çoğunluğuna başarılı olmaları için gerekli araçlar ve eğitim verilmiyor. İşinde başarılı olmanın herkesin aynı hakkı olduğuna inanıyoruz. Tüketici sınıfı teknolojiyi günlük işlerinin akışı içinde herkesin kullanımına sunduk. Bunu yaparak, masasız iş gücü öğreniminin neye benzediği konusunda yeni bir standart belirliyoruz.” dedi.

Playbook kurucularından Can Özinci, “eduMe, Uber, Wolt, Marriott ve Deliveroo gibi müşterileri ile gündelik çalışma alanında dünya lideridir. Playbook ile gündelik iş gücü eğitiminin geleceğini inşa ettiğimize inandık. eduMe kesinlikle bu iddiayı gerçeğe dönüştürmek için doğru iş ortağıdır.” dedi.

eduMe müşterileri, platformu kurduktan kısa bir süre sonra işgücü verimliliğinde, elde tutmada ve güvenlikte önemli artışlar görüyor. eduMe kullanıcıları ve müşterileri, iş günlerinin mevcut akışında Microsoft Teams gibi iş ortaklarıyla sorunsuz entegrasyon yoluyla günlük olarak kullandıkları araçlardan erişilebilen, kolayca tüketilebilen içerik oluşturarak, masasız işletmelerin operasyonda karşılaştıkları tipik engellerin üstesinden gelmelerine yardımcı oluyor.