Ana Sayfa Blog Sayfa 225

Kanseri erken saptamayı amaçlayan GenoME Diagnostics, 1.5 milyon euro yatırım aldı

Yumurtalık kanserinin daha erken ve daha doğru saptanmasına yönelik çözümler geliştiren GenoME Diagnostics, 1.5 milyon euro yatırım aldı. Tur, QUBIS, Co-Fund NI ve Deepbridge Capital‘in katılımıyla gerçekleşti.

Kanseri erken teşhis etmek oldukça önemli bir konu olarak görülüyor. Erken teşhis, kanser yayılmadan tedavinin başlayabileceği ve hayatta kalma şansını büyük ölçüde artırabileceği anlamına geliyor. Yumurtalık kanseri söz konusu olduğunda en erken evrede teşhis konulan her 10 kadından 9’undan fazlası hastalıklarını en az 5 yıl boyunca yaşıyor. Bu, yumurtalık kanseri en ileri aşamada teşhis edildiğinde 10 kadından 1’in biraz üzerine düşüyor.

Queen’s University Belfast’tan ayrılan GenoME Diagnostics, teşhisi daha hızlı ve daha doğru hale getiren bir çözüm geliştirdi. Girişim, genişlemek için yeni yatırımlar aldı.

GenoME Diagnostics’in yenilikçi ürünü OvaME, yumurtalık kanserinin daha erken ve daha doğru tespiti için yeni bir kan testi sunuyor. Plan, teknolojiyi ek kanser türlerine genişletmek için araştırma ve testlerin üzerine inşa ediyor.

GenoME Diagnostics sorumlusu Chris Mosedale, “Yumurtalık testimizi geliştirmek için kullandığımız boru hattı, kanserin ötesinde bile çok çeşitli hastalıklara uygulanabilir. Teknolojimizin diğer kanserleri ve hastalıkları teşhis etmek için kullanılabileceğine dair çok güçlü kanıtlar var. Bu yatırım turu, bu varsayımı daha fazla araştırmamızı ve test etmemizi sağlayarak daha fazla kanser hastasının şansını artıracak.” dedi.

Bu yeni yatırım, laboratuvar testlerini tamamlamak, AB’de yasal onay başvurusunda bulunmak, düzenleyici yaklaşımını Birleşik Krallık ve Kuzey Amerika’ya genişletmek ve araştırma geliştirmeye devam etmek için kullanılacak.

Honda, iş alanları için geliştirilen otonom aracını tanıttı

Japon otomotiv devi Honda, iş alanlarında araçlarla robotları bir araya getirmek için Autonomous Work Vehicle (AWV) aracını duyurdu. 3. nesil olan araç artık insan yardımı olmadan iki palet değerindeki malları şantiyelerde taşıyabiliyor.

Autonomous Work Vehicle, ATV modellerinin üstü kesilmiş gibi görünen bir tasarımla ve otonom yapısıyla karşımıza çıkıyor. 2. nesil versiyonla karşılaştırıldığında, yeni AWV daha büyük bir çalışma alanına (iki palet) ve daha yüksek kapasiteye sahip oluyor. 10 MPH’ye kadar daha yüksek otonom sürüş hızı, 10 saate ve 28 mile kadar dayanıklılık sunan daha büyük bir batarya ve daha kolay yükleme yapılabilmesi için alçak yükleme alanı, aracı daha özel kılıyor.

Direk üzerindeki bir dizi sensör sayesinde şantiyeler gibi zorlu arazilerde otonom olarak veya uzaktan kumandayla çalışabiliyor. Bu sensörler, tümü tablet tabanlı bir arayüz tarafından kontrol edilen bulut bağlantısı ile birlikte GPS, radar, LiDAR ve kamera teknolojilerini içeriyor. Şirket, “Önceki saha testleri, birden fazla Honda AWV’nin inşaat malzemelerini ve malzemeleri önceden belirlenmiş bir rota boyunca kesin noktalara taşıyabildiğini ve teslim edebildiğini de başarıyla doğruladı.” dedi.

Honda, AWV’nin inşaat ve diğer şirketlerin işçi sıkıntısı ve şantiye taşımacılığı gibi sorunları ele almasına olanak sağlayacağına inanıyor. Son modeli kapsamlı bir şekilde test ettikten sonra şirket, AWV 3. sürümü artık gerçek hayattaki saha denemeleri için hazır olduğunu ve 14 Mart 2023’ten itibaren Las Vegas’ta gerçekleşecek bir inşaat fuarında ortaklar aradığını söyledi.

Honda Motor sistemleri bölümünden Jason VanBuren, “CONEXPO’da, aracı şantiyelerinde sahada test etmekle ilgilenen potansiyel iş ortakları ve şirketlerle görüşmek istiyoruz. Honda AWV’nin inşaat ekiplerini desteklemek ve aynı zamanda şantiye verimliliğini ve güvenliğini artırmak için değerli bir çözüm olabileceğine inanıyoruz.” dedi.

Apple, üçüncü taraf üreticilere bağımlılığını 2023 yılında azaltacak

Teknoloji devi Apple, gerek rakiplerinden gerekse kendi alanında uzmanlaşan ekipman üreticilerinden aldığı parçaları bu yıl azaltmayı planlıyor. Bu planla beraber ürünlerindeki parçaların çoğunluğu şirketin kendi üretimi olacak.

Apple’ın iPhone modellerinde kendi 5G modemini tanıtma planları gerçeğe dönüşüyor. Şirket, TSMC’nin 3nm teknolojisiyle seri üretilecek iPhone 16 ailesinde ‘Ibiza’ kod adlı kendi özel çözümünü kullanarak Qualcomm’un sektördeki liderliğini kırmayı planlıyor. Hareket, Apple’ın Broadcom da dahil olmak üzere üçüncü taraf çip sağlayıcılarından kurtulma çabalarının bir parçası olarak görülüyor.

Hazırlanan bir rapora göre tedarik zinciri kaynakları, Apple’ın özel 5G modemi için risk üretiminin 2023’ün ikinci yarısında başlamasının beklendiğini ve yavaş yavaş artmasının beklendiğini ortaya koydu. Ürünlerde, muhtemelen yeni Snapdragon X70’ten yararlanarak Qualcomm’un 5G modemlerini özel olarak kullanılmaya devam edilecek.

Bununla birlikte Apple’ın hedefi hücresel, Wi-Fi ve Bluetooth bağlantısını tek bir pakette birleştirmek ve tamamlanması oluyor. Belirtilen işlem ise birkaç yıl alacak. Bu arada Apple, güç tasarrufu, iPhone ile daha iyi entegrasyon ve uydu bağlantısında ayarlanan daha geniş özellikler içeren bir 5G modem sunmaya odaklanıyor.

Kendi 5G modeminin piyasaya sürülmesiyle Apple, donanım ve yazılımı üzerinde daha fazla kontrole sahip olacak ve şirketin cihazlarında daha iyi performans ve verimlilik sunmasına olanak tanıyacak. Ayrıca, Apple’ın üçüncü taraf tedarikçilere daha az bağımlı olma ve şirkete tedarik zinciri üzerinde daha fazla kontrol sağlama şeklindeki uzun vadeli hedefine ulaşma yolunda önemli bir adım olarak görülüyor.

Şirket içi modem geliştirmeye geçiş birkaç yıl alacak olsa da bu, Apple’ın üçüncü taraf tedarikçilere daha az bağımlı olma yönündeki uzun vadeli hedefine yönelik çalışmaları, sıkı sıkıya artıyor.

Açık bankacılık platformu Abound, 601 milyon dolar yatırım aldı

İngiltere merkezli bir tüketici kredisi hizmeti ve açık bankacılık platformu geliştiren Abound, 601 milyon dolar yatırım aldı. Tur, hem borcu hem de öz sermayeyi içeriyor. Citi Bank ve Waterfall Asset Management hem borcu hem de öz sermayeyi içeriyor borç turunda yer alırken K3 Ventures, GSR Ventures ve Hambro Perks öz sermaye turunda yer aldı.

2020 yılında kurulan girişim, apay zeka tabanlı risk ve borç verme profillerini oluşturmak için kullandığı banka işlem verilerini “finansal röntgenlere” benzer şekilde işliyor. Yapay zekayla beraber borçlu kişilerin profilleri analiz ediliyor ve en iyi faiz oranlarının kişilere ödeme kolaylığı sunuluyor.

Abound CEO’su ve kurucu ortağı Gerarld Chappell, “Kendimizi kredi puanlamanın ötesine geçiyor olarak görüyoruz.” dedi.

K3 Ventures CEO’su Kuok Meng Xiong yaptığı açıklamada, “Kredi verme endüstrisi, son on yılın teknolojik gelişmelerini göz ardı eden geleneksel kredi puanlama gibi eski uygulamaların hakimiyetindedir” dedi. “Abound, benzersiz bir ürün ve farklılaştırılmış bir yaklaşım sunuyor ve şimdiden binlerce müşteri için işe yaradığını kanıtlıyor. Abound’un teklifinin önümüzdeki yıllarda büyüdüğünü görmekten heyecan duyuyoruz.” sözlerini kullandı. 

Yatırımla beraber girişim, Birleşik Krallık’taki doğrudan tüketiciye yönelik teklifini tamamlamak için Avrupa’da kendi açık bankacılık çerçevesi PSD2’yi inşa eden bir B2B hizmeti olarak genişlemeyi planlıyor.

VW destekli Scout Motors, Güney Carolina’da 2 milyar dolarlık fabrika kuracak

Elektrikli araçları ABD pazarına sunmayı hedefleyen VW Grubu yan kuruluşu Scout Motors, Güney Carolina’da yılda 200.000 elektrikli araç üretebilen 2 milyar dolarlık bir fabrika kurmayı planlıyor. Vergi indirimi ve çeşitli avantajlardan faydalanacak olan şirket, bu sayede daha uygun fiyatlı araçları piyasaya sürebilecek.

ABD’de hayata geçirilen Enflasyou Düşürme Yasası ve muhtemelen Güney Carolina eyalet hükümetinin bir tür teşvik paketi sayesinde Scout, çeşitli paketlerden yararlanabilecek. Eyalet hükümeti, Scout’a hangi teşviklerin sağlanabileceğine ilişkin ayrıntıları açıklamadı. Bununla birlikte Güney Karolina Valisi Henry McMaster, Ekim 2022’de imzalanan ve elektrikli araç altyapısının oluşturulmasına, eyalet iş gücünün gelişmiş üretim işleri için hazırlanmasına ve merkezi bir devlet altında elektrikli araç planlamasının düzenlenmesine öncelik veren bir yürütme emriyle eyaleti bir elektrikli araç merkez üssü haline getirmeyi bir öncelik haline getirdi.

Scout Motors, Blythewood’daki fabrikasını Columbia’nın yaklaşık 20 mil kuzeyinde kuracak ve en sonunda 4.000 kişiyi istihdam edecek. Gelişmekte olan batarya kuşağının tam ortasında 1.600 dönümlük bir alana kurulacak. Tesisin kendisi bu mülkün 1.100 dönümünü kullanacak. 

Scout, VW Group’un sağladığı fon ve teknolojiyle klasik bir isim plakasını yeniden canlandırıyor. Ancak bu fabrika, ana şirketinden bağımsızlığını temsil ediyor. Elektrikli araç markası, Jeep Wrangler, Ford Bronco ve Rivian R1S’ye karşı kendi kamyonet modelini hayata geçirecek. Scout Motors, markanın Magna Steyr veya Foxconn gibi bir şirketle ortak olacağına dair söylentilere rağmen fason üretim yoluna gitmiyor. Marka direkt olarak kendi araçlarını piyasaya sürerek rekabet halinde olacak. 

Scout CEO’su Scott Keogh, “Amerika’da üretim yapmanın kesinlikle önemli olduğunu düşünüyoruz, Enflasyonu Düşürme Yasası, eyaletlerin yaptıklarıyla birleştiğinde, kiralamaya karşı satın almayı akıllı bir zaman haline getiriyor.” dedi.

Şimdilik Scout Motors, Amerikan yapımı, Amerikan odaklı ürünlerini 2026’nın sonuna kadar üretmeye odaklanıyor. Bu araçlar, motorlar ve invertörler gibi VW bileşenlerini kullanacak olsa da tüm platformları paylaşmayacak.

Hepsiburada, deprem bölgesi için uzun vadeli destek planını açıkladı

Hepsiburada, 6 Şubat 2023 ve sonrasında gerçekleşen depremlerden etkilenen 11 ilde sürdürülebilir, kalıcı refahın sağlanmasını desteklemek için “Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü” programını hayata geçiriyor. Program KOBİ, esnaf ve aile işletmelerinin, girişimci kadınların ve kadın kooperatiflerinin desteklenmesi; bölgenin e-ticaret ve lojistik kapasitesinin artırılması; istihdam artırıcı hizmet ve faaliyetlerin bölgeye kaydırılmasının yanı sıra çocuklara ve ailelere eğitim ve sosyal destekleri kapsıyor.

Türkiye’yi derinden etkileyen depremlerin ilk saatlerinden itibaren tüm imkanlarıyla birçok yardım çalışmasını hayata geçirerek depremzedelere ihtiyaç malzemelerini ulaştırmaya devam eden Hepsiburada, bölge ekonomisinin tekrar ayağa kalkması için bölgedeki üretici, girişimci, KOBİ ve esnafları tüm teknoloji, lojistik, satış ve pazarlama gücüyle destekleyecek.

E-ticaret Siparişleriyle Destek Devam Ediyor 

17 Şubat 2023’te hayata geçirilen “Her Sipariş, Bir Destek” projesiyle deprem bölgesinde faaliyet gösteren üreticilerin ve kadın kooperatiflerinin yöresel ürünlerini, ticari amaç gütmeksizin satışa sunan Hepsiburada, projeyi deprem bölgesinde bulunan tüm işletmelere, üreticilere ve esnafa açtı.

Depremin ardından esnaf ve KOBİ’lerin işlerini hızla toparlamalarına destek olmak amacıyla Hepsiburada ilk etapta, bölgedeki iş ortaklarının satış gelirlerinin tamamını, kesintisiz, komisyonsuz ve vade süresiz işletmelere aktarıyor. Buna ek olarak satıcıların daha fazla müşteriye ulaşmalarını sağlamak amacıyla her bir işletmeye HepsiAds üzerinden reklam ve tanıtım desteği de sağlıyor. Bölgeden, platformda satış yapan işletmelere e-ticaret, satış ve pazarlama gibi konularda online eğitimler de sunuluyor.

Ayrıca yine ilk aşamada depremzede satıcılara personel alımı ve muhasebe konularıyla ilgili desteklerin yanı sıra Hepsiburada’nın lojistik imkânları da seferber ediliyor, Hepsiburada iş ortaklarının büyük şirketler tarafından kullanılan pazarlama uygulamaları bölgedeki KOBİ ve esnafın hizmetine sunmak üzere hazırlıklar yapılıyor.

Bölgeden Tüm Türkiye’ye ve Dünyaya 10 Milyar TL’lik Satış Hacmi

Hepsiburada’nın Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü’ Programı kapsamında bölgede e-ticaret yapmaya devam eden ve desteklerle e-ticarete adım atmak isteyen toplam 10 bin iş ortağı için sağlanan farklı destekler ve tüm Türkiye için kurgulanacak özel kampanyalar 2 yıl boyunca farklı ihtiyaçlar çerçevesinde devreye alınacak. Destekler işletme ve esnafın teknolojik ve ticari kapasiteleri, sektörleri, büyüklükleri, işletme yapılarına göre farklı seviyelerde verilecek. “Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü” programıyla Hepsiburada 2 yılda bölgeden yapılacak satışları 10 milyar TL’lik hacme ulaştırmayı hedefliyor.

120 Bin Kişinin İstihdamına, 500 Bin Kişinin Geçimine Katkı

Bölgedeki üretici ve satıcıların ürünlerinin, yapay zekâ temelli teknolojilerle Hepsiburada’nın bireysel ve kurumsal müşterileriyle buluşturulmasıyla ve özel kampanyalarla platform satışlarında bölgenin ağırlığı ve hacmi artırılacak. Hepsiburada’nın tedarikçilerden aldığı hizmetlerin bir bölümünü bölgeye kaydırmasının yanı sıra bölgede e-ticareti artırmaya yönelik destek ve yatırımların etkisiyle 120 bin kişinin istihdamına ve 500 bin kişinin geçimine katkı sağlanması hedefleniyor.

3 Şehirde E-Ticaret İhtisas Merkezleri Kurulacak

Hepsiburada ayrıca bölgede e-ticaret ekosisteminin büyüyüp gelişmesi ve küçük işletmelerin ofis, stok, lojistik, pazarlama, müşteri hizmetleri ve eğitim ihtiyaçlarına yanıt verecek ve 3 farklı şehirde kurulacak ‘E-ticaret İhtisas Merkezleri’ projesini de hayata geçirecek.

İlk aşamada depremden etkilenen satıcıların ofis, bilgisayar, malzeme ve hizmet ihtiyaçlarına yanıt vermek üzere hazırlanmaya başlanan mobil ofislerin faaliyete geçmesi için çalışmalar devam ediyor.

İkinci aşamada içinde çağrı merkezleri, HepsiJet transfer merkezleri, iş ortakları için ofisler, eğitim ve toplantı alanlarından oluşan E-ticaret İhtisas Merkezleri oluşturulacak. İhtisas merkezlerinde e-ticaret ekosisteminin farklı seviyelerinde eğitim, tecrübe ve uzmanlık kazanmak isteyen gençlere imkanlar sunulacak. Bu merkezlerle özel sektör, kamu, eğitim kurumları, üniversiteler ve STK’lar ile bölgedeki ticaret ekosistemi arasındaki işbirliklerinin güçlendirilmesi hedefleniyor.

Girişimci Kadınlara ve Kadın Kooperatiflerine Destek

Hepsiburada, 2017’den itibaren yürüttüğü Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü Programı kapsamında bölgeden 5 bin girişimci kadına destek verecek. Platform üzerinden satış yapan girişimci kadın ve kadın kooperatifleri içerisinden deprem nedeniyle üretim ve tedarik süreçlerine devam edemeyenlere depolama, paketleme, kargo hizmetleri başta olmak üzere pek çok hizmet ücretsiz sağlanacak. Kadın girişimciliğinin artırılmasına yönelik faaliyetlerle, kadınların ticari ve ekonomik hayata daha fazla katılması ve destek verilen esnaf ve işletme sahiplerinin yarısının kadınlardan oluşması hedefleniyor.

Hepsiburada’nın Lojistik Gücü Sahada Olmaya Devam Edecek

Deprem bölgesine gereken desteği, güçlü lojistik kabiliyetleri ile ilk günden itibaren ulaştıran ve bölgede zarar gören kargo ve nakliye operasyonlarına hızla işlerlik kazandıran Hepsiburada, ihtiyaç duyulan ürünleri ve malzemeleri bölgeye; bölgedeki satıcı ve üreticilerin ürünlerini ise tüm Türkiye’ye ve dünyaya kesintisiz ve sorunsuz ulaştırmayı sürdürecek. Deposu depremden zarar görmüş iş ortaklarına, Hepsiburada’nın tecrübesi ve bölgedeki lojistik imkanları çerçevesinde depolama hizmeti de sağlanacak.

Çocuklara, Gençlere ve Ailelere Eğitim ve Sosyal Destekler

Hepsiburada bölgede hayata geçireceği sosyal sorumluluk projeleriyle de depremden etkilenen çocuklar, gençler ve aileler için destek çalışmalarına başladı. Hepsiburada afet bölgesinde yaşayan depremzedelere yönelik olarak kamu, sivil toplum kuruluşu ve özel sektör paydaşlarının da dahil olduğu projeler geliştirecek; deprem sonrası sosyal destek, eğitim ve spor imkanları sağlayacak. “Bir Gülüş Yeter” projesinin tüm faaliyetlerini 2 yıl boyunca Deprem Bölgesindeki çocukların kitap, oyuncak ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak üzere hayata geçirecek olan Hepsiburada, ayrıca tüm bölgede basketbol aktiviteleriyle çocuk ve gençleri sporla buluşturacak.

Hepsiburada, önümüzdeki dönemde ‘Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü’ programı kapsamındaki tüm adım ve gelişmelerle birlikte programın ekonomik ve sosyal etki analizlerini de içeren bilgilendirme ve duyuruları paydaşları, basın ve kamuoyuyla düzenli olarak paylaşacak. Bu kapsamda bölgedeki faaliyetlerle ilgili iletişim ve bilgilendirmeler gerçekleştikçe devam ederken konsolide program faaliyetleri ile bölgedeki ekonomik ve sosyal etkileri 3 aylık periyotlarla basın ve kamuoyuyla paylaşılacak. 

Rekabet Kurumu, Twitter’ın sahibi Elon Musk’a para cezası verdi

Rekabet Kurumu, Elon Musk‘a Twitter‘ı satın alması nedeniyle ceza kesti. Ceza kesilme sebebinin ise platformu satışı esnasında Türkiye’den herhangi bir izin almamasıydı.

Geçtiğimiz senenin başından beri Twitter’ı satın almak için oldukça çaba sarf eden Elon Musk, Ekim ayında hedefine ulaşarak platformun yeni patronu oldu. Bununla beraber iş insanı, Türkiye’den büyük bir ceza aldı.

Türkiye’den herhangi bir izin almadan işlem yapan yüklü bir para cezasına çarptırıldı. Elon Musk, 2022 yılında Twitter’ın ülkemizde kazandığı gayri safi gelirinin binde birini ceza olarak ödeyecek. Ceza sonrasında satın alım işleminin ülkemizden onay aldığı da duyuruldu.

Konuyla ilgili Rekabet Kurumu‘ndan yapılan açıklama şu şekilde:

Rekabet Kurulunun 02.03.2023 tarihli toplantısında, Elon R. MUSK tarafından Twitter Inc.in tek kontrolünün devralınmasına yönelik işlemin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 11. maddesi uyarınca resen incelenmesi sonucunda,

  1. İşlemin 4054 sayılı Kanun’un 7. maddesi ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan 2010/4 sayılı Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ kapsamında izne tabi olduğuna;
  2. İşlem sonucunda etkin rekabetin önemli ölçüde azaltılmasının söz konusu olmaması nedeniyle işleme izin verilmesine,
  3. Bununla birlikte, dosya konusu işlemin Rekabet Kurulunun izni olmaksızın gerçekleştirilmesi nedeniyle, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 16. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca devralan konumundaki işlem tarafı olan Elon R. MUSK’a 2022 yılına ait Türkiye’de elde edilen gayri safi gelirinin binde biri oranında olmak üzere idari para cezası uygulanmasına

gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemelerinde yargı yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir.

Letgo Otoplus, Pilot Garage ile 8 ayda 33 şehirde hizmet vermeye başladı

Geçtiğimiz yıl Pilot Garage’ın yüzde 25 hissesini satın alarak ülkemiz otomotiv sektörüne önemli bir yatırım yapan Letgo Otoplus, yatırımlarını sürdürmeye devam ediyor. Hali hazırda 300’ü aşkın şubesi bulunan Pilot Garage’ın ülke çapındaki yaygınlığını kullanarak gelişimini sürdüren Letgo Otoplus, 33 farklı ilde, Pilot Garage noktalarında araç sahiplerinin araçları için alım noktası görevi görüyor.

Temmuz ayından itibaren dönüşüm sürecine büyük bir hız verdiklerini söyleyen Pilot Garage Genel Koordinatörü Cihan Emre, “Ortaklığımızla birlikte ortaya çıkardığımız konsept sayesinde Otoplus, çok hızlı bir ivmeyle ülke çapında yaygınlık göstermeye başladı. Yeni yatırımlarla 81 ilde alım noktasına ulaşarak Türkiye’nin en yaygın kurumsal ikinci el araç kompleksi olmak üzere çalışmalarımızı kurguluyoruz.” dedi.

Yıl içinde 1 milyon aracın uğrak noktası haline gelen Pilot Garage, Letgo Otoplus’ın büyüme sürecinde etkin bir rol oynamaya başladı. 2022 yılının temmuz ayında Letgo Otoplus’un, Pilot Garage’a ait hisselerin yüzde 25’ini satın almasıyla yeni bir konseptin ortaya çıkması amaçlanırken, Pilot Garage oto ekspertiz hizmet noktalarında dönüşüm başlatılmış oldu. Otoplus, Pilot Garage bayilerinde oluşturulan yeni alım noktalarıyla 8 ayda sırayla Adana, Afyon, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bursa, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kırıkkale, Kocaeli, Konya, Manisa, Mardin, Mersin, Osmaniye, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon, Uşak, Van illerine ulaştı.

Hedef Türkiye’nin en yaygın ikinci el kompleksi olmak

Otoplus’ın büyüme stratejisinde önemli bir göreve talip olduklarını dile getiren Pilot Garage Genel Koordinatörü Cihan Emre, “Ortağımız ile geliştirdiğimiz konsept ile hedefimiz, Türkiye’nin en yaygın ikinci el kompleksi unvanına erişebilmek. Çok hızlı bir ivmeyle 8 ay gibi kısa bir süre içinde Letgo Otoplus 33 farklı ile yayılarak saha büyümesini önemli biçimde artırmış oldu. Orta vadede yeni yatırımlarla birlikte 81 ilde alım noktasına ulaşmak istiyoruz. İş ortağımızla ülkemize yatırımlarımızı sürdürmeye kesintisiz devam edeceğiz.” açıklamasını yaptı.

Optik çözümler geliştiren EFFECT Photonics, 37.6 milyon euro yatırım aldı

Entegre optik çözümler üzerinde çalışmalar yapan EFFECT Photonics, 37.6 milyon euro yatırım aldı. Tur, Invest-NL ve Innovation Industries liderliğinde düzenlendi.

2010 yılında Dr Boudewijn Docter ve Tim Koene-Ong tarafından kurulan EFFECT Photonics, yüksek performanslı, uygun maliyetli optik çözümlere yönelik ihtiyacı karşılayan dikey olarak entegre bir iş modeline sahip bağımsız bir optik sistemler girişimi olarak lanse ediliyor.

EFFECT Photonics, sahada kanıtlanmış dijital sinyal işleme, ileri hata düzeltme teknolojileri ve ultra saf ışık kaynakları kullanarak entegrasyon, maliyet verimliliği, düşük güç tüketimi ve tedarik güvenliği ile küçük form faktörü çözümleri sunuyor.

Girişim, “Yerleşik mikroelektronik ekosistemlerinden yararlanarak, ürünlerimizi uygun fiyatlı ve 5G ve ötesindeki zorluklara, erişime hazır tutarlı çözümlere ve bulut ve bulut uç hizmetlerine yönelik yüksek hacimlerde kullanılabilir hale getirmeyi hedefliyoruz.” açıklamasını yaptı.

Hollanda merkezli EFFECT’in İngiltere, ABD ve Tayvan’da ek tesisleri ve dünya çapında bir satış ağı bulunuyor.

EFFECT Photonics CEO’su Roberto Marcoccia, “Bu yatırım, iletişimin geleceğini yeniden şekillendirecek ve statükoyu olumlu yönde bozacak entegre optik çözümler portföyümüzü ilerletmek için bizi iyi konumlandırıyor.” dedi.

Girişim, aldığı yatırımı ürün geliştirmeyi hızlandırmak ve pazara açılma girişimlerini, özellikle entegre tutarlı optik ürün portföyü ve pazarın gereksinimlerini karşılayan çözümlerle ilgili olanları desteklemek için kullanacak.

Süt ve süt ürünlerini sürdürülebilir hale getirmeyi planlayan MilkApp, 1.6 milyon TL hedefle kitle fonlama yatırım turuna çıktı

Süt ve süt ürünleri üreten mandıralar, çiftlikler, çiftçiler, süt toplama kooperatifleri ve süt birlikleri için analiz ile raporlama odaklı yazılımlar üreten teknoloji girişimi MilkApp, kitle fonlama platformu fonbulucu’da yatırım turuna çıktı. Süt ürünlerinin üretimi esnasında oluşan üretim kaçaklarını tespit etmenin yanı sıra ürünlerin hammadde kalitesini ve kimliğini belirleyen bir yazılım olan MilkApp, piyasa ortalaması 60 saniye olan ölçüm süresini 10 saniyeye indirerek zaman ve maliyet verimliliği sağlıyor.

Üç yıl sonunda Türkiye’nin en büyük süt analiz hizmet sağlayıcısı ve en büyük süt veri bankası hedefiyle fon arayışına giren girişim, yatırım turunda şirket paylarının %12’sinin arzıyla 1.6 milyon TL fon talep ediyor. %20 ek fonlama ile %14.4 hissesi karşılığı talebini 1 milyon 920 bin TL’ye çıkaracak olan MilkApp, yatırım turunda fonTar tarım fonu tarafından da desteklenecek. 6 Mart Pazartesi günü saat 10.00 itibariyle tura başlayan girişim şirketi, ilk 15 iş gün içerisinde EFT veya kredi kartı ile yapılan yatırımlarda yatırımcılara %20 fazladan pay verecek.

Geleneksel yöntemler süt ölçümünde verimsiz

Ulusal Süt Konseyi’nin yayınlamış olduğu Ulusal Süt Kalite Raporu verilerine göre Türkiye’de toplama usulü ile fabrikalara götürülen sütlerin ortalama %40’ında usulsüzlük yapıldığının tespit edildiğini söyleyen MilkApp Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Mert Ulukurt, “2020 yılında, toplama yöntemi ile elde edilen sütlerin en az %10’unda su ekleme usulsüzlüğü tespit edilmiş ve %50’den fazlasında süt yağının alındığı kanısına varılmıştır. Günde 2 bin litre süt işleyen bir mandırada hesaplamalar yapıldığı zaman yıllık maddi zararın 600 bin TL’den fazla olduğu hesaplanıyor. Hali hazırda süt analizi yapan sistemlerde ise 60 saniye ile başlayan ölçüm süresi 150 saniyeye kadar çıkıyor ve bu uzun süreler sütün sağlına zarar verdiği gibi çevresel şartlardan da etkilenen sütün ölçüm sonuçlarına tutarsızlık olarak yansıyor.” açıklamasında bulundu.

Ölçüm süresini altı kat hızlandırıyor 

Donanım olarak mobilite tabanlı yepyeni ve gelişmiş bir tasarım sunan MilkApp yazılımı hakkında bilgi veren Ahmet Mert Ulukurt, “MilkApp’in ölçüm modülü, toplama araçlarına entegre edilebilir şekildedir. Bu sayede ek efor gerektirmez. Tüm süt sağlayıcılarını teker teker kaydeden ve bu kişileri muhasebe, kalite, ödeme alanlarında özelleştiren yazılımımız, tüm süt tedarikçilerine teker teker kimlik oluşturan, süt ürünleri üretimini kolaylaştıran ve uçtan uca takip edilebilirlik sağlayan bir ürün. Ürünümüz benzerlerinden ayıran en önemli unsur ise ölçüm süresi. MilkApp, piyasa ortalaması olan 60 saniyelik ölçümden tam altı kat daha hızlı bir şekilde yani 10 saniyede ölçüm yapma kabiliyetine sahip. Hızlı ölçüm süresi ile gecikmeden sütü tanımayı sağlıyor, kalitesini tayin ediyor, endüstriyel planlamaya katkı sağlıyor verileri bulut ortamında yıllar boyu saklayarak sürdürülebilir bir takip sistemi yaratıyor.” dedi.

fonbulucu Girişim İlişkileri Direktörü Muhammed Bellek ise, “Gelecek beş yıl içerisinde Türkiye pazarının yüzde 20’sinden fazlasına erişerek 50 milyon TL’nin üzerinde net kâr öngören MilkApp, süreç boyunca yüksek teknoloji üretimi için çalışacak. Üçüncü yılın sonunda şirket değerlemesini en az %50 artırmayı planlayan girişimimiz, dördüncü ve beşinci yılda yurt dışı pazarına açılıp global piyasada bilinir seviyeye gelmeyi hedefliyor. fonbulucu olarak “MilkApp’in bu potansiyelde olduğuna inanıyor, bireysel ve kurumsal yatırımcılarımızı bu yerli girişimi desteklemeye davet ediyoruz.” şeklinde konuştu.