Ana Sayfa Blog Sayfa 216

100 milyon euro yatırım alan kripto varlık cüzdanı Ledger, 1.3 milyar dolar değerlemeye ulaştı

Kritik dijital varlık güvenliğinde dünya lideri olan Ledger, Seri C yatırım turu kapsamında 100 milyon dolar yeni yatırım alarak toplamda 1,3 milyar dolar değerlemeye ulaştı.

Ledger’ın, milyonlarca kişiye yeni nesil güvenilir cihazlar sunma misyonunun, uzun vadeli yatırımcıların devam eden desteği ve donanım devrimine önem veren yeni yatırımcıların vizyonu sayesinde hızlanması planlanıyor.

Ledger CEO’su Pascal Gauthier yaptığı açıklamada “Uzun vadeli yatırımcılarımıza devam eden destekleri için minnettarız. Mevcut değer ve donanım devrimini destekleyen yeni yatırımcılara ise ‘Hoş geldiniz.’ diyoruz. Bu yatırım, kritik dijital varlıkları ve blok zinciri özellikli teknolojiyi keşfeden milyonlarca kişiye yeni nesil güvenilir cihazları sunma misyonumuzu hızlandıracak. Bildiğiniz gibi 2022, önemli kripto borsalarının çöküşü ve değişen makroekonomik koşullar da dahil olmak üzere kripto endüstrisi için zorlu bir yıl oldu. Bu zorlu ortamda Ledger, işimizin donanım ve hizmet bölümleri için sürekli olarak güçlü bir esneklik ve artan bir uyum gösterdi.” dedi.

“Ledger’ı Sektörde Altın Standart Olarak Konumlandırıyoruz”

Ledger’ın kuruluşundan bu yana piyasanın inişli çıkışlı bir seyir izlediğini belirten Ledger CEO’su Pascal Gauthier;

“İnsanların kriptonun var olup olmaması gerektiğini sorguladığı zamanlar oldu ancak bizim blok zinciri inovasyonuna olan inancımız hiç bir zaman sarsılmadı. Kripto para birimlerinin vaadini yerine getirerek ve Ledger’ı sektörde altın standart olarak konumlandırarak değişken anlarda müşterilerimiz için güvenli liman olmaya devam ediyoruz. Piyasadaki endişeler arttığında, insanlar Ledger cihazlarını satın almak ve Ledger Live işlem hizmetlerini günlük olarak kullanmak için yarışıyor.” dedi.

“Değer Zinciri Her Sektörü Yeniden Tanımlayacak”

“Önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde, değer zinciri yükselişinin milyarlarca insanın varlıklarını yönetme şeklini yeniden şekillendireceğine, internet ile etkileşimimizi, aracıların rolünü, küresel ekonomiyi ve her sektörü yeniden tanımlayacağına inanıyorum.” diyen Pascal Gauthier, “Temel güvenlik özelliklerinden yoksun akıllı telefon ve bilgisayarlar, merkezi olmayan bir değer zincirinde varlık sahibi olmak ya da ticaret yapmak için değil, merkezi bilgi internetinde içerik üretmek ve paylaşmak için üretildi. Yeni dönemi keşfetmek için ise yeni nesil bir donanıma ihtiyacımız var. Ledger Stax’ın yakın zamanda piyasaya sürülmesiyle, tam olarak bunu mümkün kılmayı planlıyoruz. Bu yeni nesil donanım cüzdanı, Ledger’ın benzersiz güvenliği ile iPod ve iPhone’un ortak mucidi ve tasarımcısı Tony Fadell tarafından tasarlandı. Aldığımız tepkiler bizi çok memnun etti. En iyi kullanıcı deneyimini yaratmak için çalışmaya devam ediyoruz.”

“Ledger Live’i ve Diğer Birçok Yeni Hizmeti Geliştirmeye Devam Edeceğiz”

“Bu nedenle Ledger Live’a yeni coin’ler, blok zincirleri, hizmetler ve özellikler entegre ederek ve Ledger Extension’ın yakın zamanda piyasaya sürülmesinin de gösterdiği gibi Web3 deneyiminize kullanım kolaylığı sağlayıp Ledger yazılım deneyiminizi geliştirmeye devam edeceğiz. B2B tarafında, işletmelere yönelik Ledger Enterprise, giderek artan sayıda şirketin uygun yönetim ve güvenlik çerçeveleriyle dijital değerden yararlanmasını sağlayacaktır. Ledger cihazlarımız değeriniz, kimliğiniz, verileriniz, hisse senetleriniz ve çok daha fazlası dahil olmak üzere sürekli genişleyen bir dizi token haline getirilmiş varlığı yönetmenize olanak tanıyarak tam sahiplikle bağlantı kurmanızı sağlayacaktır.” dedi.

Dünyanın en büyük oyun odaklı etkinliklerinden E3, iptal edildi

Bu yıl düzenlenmesi planlanan video oyun endüstrisinin önemli etkinliklerinden biri olan E3 veya Electronic Entertainment Expo, iptal edildi. Büyük şirketlerin etkinlikte yer almaması bunun en büyük nedenlerinden biri oluyor.

E3, genellikle Los Angeles, California’da düzenlenir ve oyun donanımı, yazılımı ve aksesuarlarında en son ve en iyiyi sergilemesiyle bilinir. Etkinlikte sektör profesyonelleri, gazeteciler ve meraklılar için basın toplantıları, ürün duyuruları, uygulamalı demolar ve ağ oluşturma fırsatları yer alıyor. E3, 1995’teki başlangıcından bu yana oyun endüstrisinde önemli bir etkinlik oldu ve her yıl merakla beklenen bir etkinlik olmaya devam ediyor. Geçmişteki en büyük oyun lansmanlarından birine ev sahipliği yapan etkinlik, 2023 için iptal edildi.

Geçen hafta Ubisoft fuardan çekildiğinde E3’ün iptali oldukça muhtemel görünüyordu. Bu hamle, Microsoft ve Nintendo gibi video oyunu devlerinin de etkinlikten çekilmesinin ardından geldi. Bu şirketlerin çoğu, aynı tarih civarında kendi etkinliklerine ev sahipliği yapmayı planlıyor. Aslında, Ubisoft’un kendi etkinliği Ubisoft Forward Live’ın bu yıl 12 Haziran’da yapılması planlanıyor ve bu E3’ün tarihiyle çelişiyordu. 

Covid-19 salgını, oyun lansman etkinlikleri üzerinde önemli ve olumsuz bir etkiye sahipti. 2020’de E3, virüsün yayılmasıyla ilgili endişeler nedeniyle tamamen iptal edildi. Bunun yerine, birçok oyun şirketi yakında çıkacak ürünlerini duyurmak ve sergilemek için dijital etkinlikler düzenlemeyi tercih etti. Bu eğilim, E3’ün yalnızca çevrimiçi formata geçmesiyle 2021’de devam etti. 

Dijital etkinlikler daha geniş erişilebilirlik ve erişim sağlarken, geleneksel olarak oyun etkinlikleriyle ilişkilendirilen yüz yüze etkileşimlerden, heyecandan ve deneyimlerden yoksundu. Sonuç olarak bazı şirketler kendi bağımsız etkinliklerine ev sahipliği yapmayı veya daha küçük, yerelleştirilmiş fuarlara katılmayı seçti. Salgının oyun endüstrisini ürünlerini sunmanın ve tanıtmanın yeni yollarını uyarlamaya ve denemeye zorladığı oldukça açık. Etkinliğin gelecek senelerde beklenen katılımla düzenlenip düzenlenmeyeceği henüz bilinmiyor. 

Yapay zeka destekli görüntüler oluşturan Midjourney, ücretsiz denemelerini sonlandırıyor

Yapay zeka kullanarak gerçekçi görüntüler oluşturan Midjourney, kullanıcıların sistemi kötüye kullanması nedeniyle ücretsiz deneme sürümünü sonlandıracağını açıkladı. Donald Trump ve Papa’nın sahte görüntülerinin oluşturulmasının ardından bu karar alındı.

Yapay zeka, istesek de istemesek de hayatımıza sıkı sıkıya entegre olmaya evam ediyor. İşlevsel özellikleri sayesinde uzun süren işlerin oldukça hızlı yapılmasını sağlayarak hayatı kolaylaştırsa da olumsuz yönleri de bulunuyor. Bunlar arasında deep fake ya da ultra gerçekçi görüntüler yaratmak bulunuyor. Yapay zeka destekli görüntüler oluşturan Midjourney de olumsuzluklardan etkilenen platformlar arasına ekleniyor.

Midjourney kendisini son haftalarda istenmeyen ilginin merkezinde buldu. Kullanıcılar, tutuklanan Donald Trump ve modaya uygun bir ceket giyen Papa Francis’in deep fake görüntülerini oluşturmak için şirketin yapay zekasını kullandı. Görsellerin sahte olduğu hemen tespit edilse de, kötü düşünceli kişilerin yanlış bilgi yaymak için Midjourney, OpenAI‘nin DALL-E ve benzeri platformlarını kullanabileceklerinden endişe ediliyor.

Midjourney, içerikle ilgili politikalar oluşturmada sorun yaşadığını kabul etti. 2022’de Holz, Discord kullanıcılarına ekibinin yalnızca “dramayı en aza indirmek” istediğini ve Çin’de herhangi bir erişimin hiciv içeriğine izin vermekten daha önemli olduğunu söyleyerek Çinli lider Xi Jinping’in resimlerinin yasaklanmasını haklı çıkardı. Kullanıcılarla geçtiğimiz günlerde yaptığı bir sohbette David Holz, yapay zeka her zamankinden daha gerçekçi görüntüler sağladığından içerik ilkelerini belirlemekte güçlük çektiğini söyledi. Kurucu, Midjourney’in kötüye kullanımı tarayan yapay zeka denetimini geliştirmeyi umduğunu da sözlerine ekledi.

Bazı geliştiriciler, olayları önlemek için katı kurallara başvurdu. Örneğin OpenAI, devam eden siyasi olayların, komplo teorilerinin ve politikacıların tüm görüntülerini engeller. Aynı zamanda nefreti, cinselliği ve şiddeti yasaklıyor.

Yapay zeka destekli görüntü üretimi için tek sorun yanıltıcı içerikler olmuyor. Mevcut görüntülerin sıklıkla referans noktası olarak kullanıldığı düşünülürse ortaya çıkan içeriklerin gerçek olup olmadığını kontrol edip halka sunmak daha zorlu bir hal alacak. Birçok şirket yapay zekayı benimseyip ona yönelik içerikler üretirken bir kısmı da yapay zekaya karşı endişe duyuyor. Şirketlerin bu konuda nasıl bir yol izleyeceği bilinmiyor.

Baidu ve Giant Network, Çin’in ilk yapay zeka destekli mobil oyun karakterini geliştirdi

Giant Interactive Group ve Baidu‘nun yapay zeka ekibi, Çin’in yapay zeka tarafından geliştirilen ilk mobil oyun karakteri olan “Space Shark”ı duyurdu. yapay zeka görüntüsü, arama devi Baidu’nun ChatGPT alternatifi ERNIE Bot‘un arkasındaki aynı teknoloji kullanılarak oluşturulduğu belirtiliyor.

Baidu’nun Wenxin büyük model ekibi, bu yapay zeka görüntüsünün eğitimi, üretimi ve derinlemesine optimizasyonundan sorumluyken, Giant’ın ekibi genel planlama ve oyun içi geliştirmeyi üstlendi. Yapay zeka görüntüsü, Giant tarafından geliştirilen çevrimiçi oyun Super Sus: Who is the Impostor‘da kullanılıyor. Super Sus, kullanıcıların kendi kurallarını oluşturmasına ve yeni dış görünümler ve görüntüler gibi kullanıcı tarafından oluşturulan içerikleri eklemesine olanak tanıyor. Yapay zeka teknolojisinin oyun karakter geliştirme sürecine entegrasyonu, oyunun daha önce mümkün olmayan daha gelişmiş özelliklere ve yeteneklere sahip olmasını sağlıyor.

Giant ve Baidu arasındaki işbirliği, yapay zeka teknolojisinin oyun endüstrisine artan entegrasyonunun açık bir göstergesi oluyor. Oyun şirketleri, oyun karakterleri oluşturmak için yapay zeka teknolojisini kullanarak işçilik maliyetlerinden tasarruf edebiliyor. Ayrıca üretim maliyetlerini düşürürken aynı zamanda verimliliği artırabiliyor. Bununla beraber yapay zeka teknolojisi, kullanıcılar için oyun deneyimini geliştirebilir ve yeni gelir akışları için fırsatlar sağlayabiliyor.

“Space Shark”ın başarısıyla, oyun karakterlerinin geliştirilmesinde ve oyun pazarının diğer yönlerinde yapay zeka teknolojisini benimseyen daha fazla oyun şirketinin olacağı tahmin ediliyor. Giant ve Baidu arasındaki ortaklık, gelecek için heyecan verici olanaklarla birlikte benzer ortaklıkların doğmasını sağlayabilir.

Müşteri hizmetlerine yapay zekayı entegre eden Parloa, 20 milyon euro yatırım aldı

Çok kanallı müşteri hizmetlerini otomatikleştirmeye yönelik etkileşimli yapay zeka geliştiren Parloa, 20 milyon euro yatırım aldı. EQT Ventures tarafından yönetilen tura Newion, Senovo ve mevcut yatırımcılar katıldı.

2018 yılında Malte Kosub ve Stefan Ostwald tarafından kurulan Parloa, rahatsızlığı azaltan ve yüksek hacimli verimliliği artıran doğal konuşmalarla müşteri desteğini otomatikleştirmeye odaklanan bir yapay zeka girişimi olarak karşımıza çıkıyor. Girişimin İletişim Merkezi yapay zeka platformu, kulağa doğal gelen müşteri konuşmalarını ilgili tüm destek platformlarında genişletmek, çözüm süresini kısaltmak ve müşteri ve personel deneyimlerini iyileştirmek için teknolojiden yararlanıyor.

Tüm özelliklerle beraber Parloa’nın yapay zekası günlük İngilizce ile iletişim kurup, sorgulara kendi yanıtlarını vererek katı, aşırı kodlanmış yanıt sistemlerinin neden olduğu sorunları çözebiliyor. Bu, çağrı merkezi çalışanlarının sıkıcı, tekrarlayan görevlerinden kurtulmalarına yardımcı oluyor. Ayrıca onların daha talepkar, yüksek temaslı, yüksek değerli etkileşimlere konsantre olmalarını sağlıyor.

Şu anda Parloa’nın 100’den fazla çalışanı bulunuyor. Girişimin müşterileri arasında sigorta şirketleri ERGO, Helvetia, Swiss Life ve AdmiralDirekt; perakende şirketleri Decathlon, HSE ve Thalia; bu kategoriler haricinde Alman Kızılhaçı yer alıyor.

Girişimin kurucu ortağı Malte Kosub:

“Platformumuz, yapay zeka araçlarının müşteri hizmetlerine getirdiği muazzam değeri çok basit ve çığır açan yollarla zaten gösteriyor. Bu yollar, şirketler, çalışanları ve müşterileri için büyük bir fırsatı temsil ediyor ve yapay zekanın anında uygulanabilirliğini ve değerini gösteriyor.”

Parloa, alınan yatırımın yapay zeka konuşma uygulamasının uluslararası alanda genişlemesini hızlandırmasına yardımcı olacağını söylüyor.

Bain & Company Küresel Girişim Sermayesi Raporu’na göre girişim sermayeleri, uzun vadeli büyümeye hazırlanıyor

Bain & Company‘nin 27 Şubat 2023’de yayınlanan 14. yıllık Küresel Girişim Sermayesi Raporu‘nun ortaya koyduğu sonuçlara göre küresel girişim sermayesi; artan enflasyon ve faiz oranlarının yanı sıra yaşanan ekonomik çalkantıların ve belirsizliklerin yol açtığı ani olumsuzluklara karşın, daha güçlü ve uzun vadeli büyüme yönündeki trendi 2022 yılında da devam ettirdi.

Rapor yıl ortasında ABD Merkez Bankası’nın sert bir şekilde yükselen enflasyona yönelik olarak gerçekleştirdiği bir dizi faiz artışının satın almalar, satışlar ve fon toplama alanlarında tetiklediği sapmalara rağmen, 2022’nin hala girişim sermayesi tarihindeki en güçlü ikinci yıl olduğunu vurguluyor.

Uzun zamandır yaşanmayan makroekonomik şoklar ardından Haziran ayında yaşanan gerileme, girişim sermayesi endüstrisinin on yıldır devam eden, tutarlı ve cazip gidişatını önemli ölçüde yavaşlatabilecek bir tablo ortaya koymuş olsa da, Bain’in araştırması, sektörün temellerin güçlü ve dayanıklı olduğunu ortaya koyuyor. Rapor ayrıca, değişen ekonomik dalgalanmalara rağmen girişim sermayesi sektörünün piyasaların sınırlamalarının ötesine geçmek isteyen yatırımcılar için daha da cazip hale gelme potansiyeline işaret ediyor.

Bain ayrıca, küresel bankacılık sisteminin çökme noktasına geldiği 2007-08 döneminden farklı şekilde, girişim sermayesinin gelecekteki büyümesine yönelik temel yatırım tezlerinin bozulmadığını ve mevcut koşulların, sektörün daha önce üstesinden gelemediği herhangi bir durum içermediği değerlendirmesinde bulunuyor.

Bain & Company Küresel Girişim Sermayesi Bölümü Başkanı Hugh MacArthur görüşlerini şu sözlerle dile getirdi:

“Bu yıl hareketlilikte hala devam eden bir yavaşlama söz konusu olmakla birlikte, girişim sermayesinin yatırımcılar açısından uzun vadeli çekiciliği hala geçerliliğini koruyor. 2023’te satın alma faaliyetleri toparlanmaya başlarken, sektör uzun vadeli büyümeye yönelik iyi konumunu korumayı sürdürüyor. Anlaşma, çıkış ve fon derleme faaliyetlerindeki düşüşe rağmen 2022, tarihin en iyi ikinci yılıydı. Küresel pazarda inkâr edilemez bir belirsizlik söz konusu, ancak bu, girişim sermayesinin daha önce de karşı karşıya kaldığı ve sonuna kadar yönetebileceği bir durum.”

Sektörün mevcut ve gelecekteki zorluklarını inceleyen Bain’in analizi, faiz oranları daha uzun süre yüksek kalsa bile satın alma alanına enerjisini geri kazandıracak şeyin ekonomik koşullardan ziyade net stratejik “bakış açıları” olduğunu vurguluyor.

Raporda endüstrinin geçtiğimiz yılı 3.7 trilyon dolarlık rekor bir fon birikimi ile kapattığını belirten Bain; yatırımcıların paniklemek yerine riski yönetmeye ve hafifletmeye odaklanarak kendilerini bu sıkıntılı dönemden çıkmak için bir evvelki krizden alınan derslere dikkat çekiyor. Analizin sonuçlarına göre, önde gelen oyuncular makroekonomik koşulları hesaba katarak yeni ve yaratıcı satın alma fırsatları bulmaya ve agresif kalmaya devam edecek.

Bain & Company Küresel Girişim Sermayesi Bölüm Başkanlarından Rebecca Burack:

“Piyasalarda gözle görülür bir aksama olmakla birlikte sermayedarların kendilerini çeşitli koşullarda sağlıkla devam ettirebileceği yeni satın almalar yapacak şekilde konumlamaları mümkün. En iyi fonlar bunu daha az sayıda satın almanın yaşandığı durumlarda bile gerçekleştirebilir. Kazananlar kendilerini kanıtlanmış yatırım tezi alanlarına odaklarken , uzmanlıklarının ve güvenlerinin en yüksek olduğu alan ve sektörlerde yatırım yapmak başarılı olmaları açısından kritik önemde olacaktır. Bu stratejiyi izleyen yatırımcıların çok güçlü getiriler elde ettiğini geçmiş dönemlerde gördük; bu nedenle oyunun içinde kalmak, sektörün tüm paydaşları açısından önemli.” dedi.

2022’de rekor seviyelerde gerileme olsa da piyasa yeniden canlanma için hazır

Bain’in raporu, 2022’nin geniş kapsamlı ekonomik ve jeopolitik türbülansının gidişatını ve bunun makroekonomik rüzgarların yükünü taşıdığını düşündüğü girişim sermayesi sektörü üzerindeki etkisini ortaya koyuyor.

2021’de sektör için 12 yıllık çarpıcı bir yükselişi temsil eden 1 trilyon dolar değerinde gerçekleşen satın almaların,  yeni rekor seviyelere ulaşmasından sonra, girişim sermayesi faaliyetleri 2022 yılının ortalarında yaşanan ani kırılma ile geçtiğimiz yıl küresel satın alma değerinde (eklentiler hariç) %35’lik sert bir düşüşle 654 milyar dolara indi. Bu süreçte, toplam satın alma sayısı %10 düşerek yaklaşık 2.318 adet ile tamamlandı.

2022’nin toplam satın alma değerleri, tarihsel olarak pazardaki en iyi ikinci büyüklüğü temsil etmekle birlikte, bu durum ağırlıklı olarak yılın ilk yarısındaki olağanüstü ivmelenmeden kaynaklandı. Yılın ikinci yarısındaki satın alma faaliyetleri ve değerlerdeki sert düşüş, tüm coğrafyalarda ve çoğu sektörde hissedilirken, Asya-Pasifik’te Covid kısıtlamaları nedeniyle tekrarlanan piyasa kapanmalarıyla daha da şiddetlendi.

Bain, satın alma piyasasının 2022 yılı sonunda nasıl bir tablo ortaya koyacağını, faiz oranlarının yükselmesi ve ekonomik kaygıların yoğunlaşmasıyla birlikte bankaların yıl ortasından itibaren büyük kaldıraçlı işlemlere borç verme konusundaki isteksizliğinin belirlediğini ifade ediyor. ABD ve Avrupa genelinde kaldıraç için kullanılan krediler %50 düşüşle 203 milyar dolara geriledi.

Sonuç olarak yıllarca satın alma büyüklüklerini arttıran, yüksek kaldıraçlı işlemlerde bir düşüş yaşanırken; 2014’ten bu yana her yıl istikrarlı bir şekilde tırmanarak 2021’de 1.2 milyar dolarlık rekor seviyeye ulaşan ortalama şirket satın alma değeri 2022’de %23 azalıp 964 milyon dolara geriledi. Bu durum toplam işlemlerde giderek artan bir pay alan daha küçük ölçekli satın almaların ve Kuzey Amerika satın almalarının %72’sini oluşturan konsolidasyona yönelik küçük şirket alımlarını yansıtırken, yatırımcıları ve “satın al ve konsolidasyonla büyüt” stratejisini takip eden fonlara yöneldi.

Bain’in analizi ayrıca, 2022’de girişim sermayesinde yaşanan gerilemenin, daha öncesinin en hareketli segmentleri olan büyüme sermayesi ve geç aşama girişim yatırımını da etkilediğini ortaya koyuyor. Bu segmentlerdeki toplam satın alma değeri %28 düşüşle yaklaşık 644 milyar dolara geriledi. Yatırımcıların risk iştahını yeniden ayarlaması ve girişim sermayesi ortakların (GP) değerli nakit rezervlerini korumaya yönelik muhafazakâr hamleleri ile birlikte, yükselen faiz ortamının gelecekteki getiriler için satın alma iskonto oranlarını arttırarak fiili aktiviteyi azalttı.

Bain’in analizi, şirket satışlarının yatırım faaliyetlerinden daha sert düştüğünü gösteriyor. Satışlar açısından her kanal düşüşe geçerken; satın alma destekli çıkışlar %42 düşüşle 565 milyar dolara, büyüme sermayesi çıkışları ise %64 düşüşle 312 milyar dolara geriledi. Düşüşler, halka arz piyasasına gerçekleşen hisse satışlarında sert düşüşlerin yanı sıra fondan fona yapılan satın almalarda %58’lik düşüş ile neredeyse tamamen kapandığını yansıtıyordu. Stratejik alıcılara yapılan satışlar, büyük ölçüde kurumsal kazançların dayanıklılığı nedeniyle beş yıllık ortalamanın üzerinde gerçekleşmiş olmakla birlikte, yine de 2022 yılı önceki yıla göre yaklaşık %21 düşüşle kapandı.

Girişim sermayesi fon toplama görünümünün aşırı derecede yükselişe devam ettiği, yeni fon yaratımının ise geçen yılki kötüleşen koşullar ve güven azalmasından dolayı 2021 yılındaki seviyelerin %10 altına inerek -en yüksek ikinci rekor düzeyi olan- 1.3 trilyon dolara düştüğü görülüyor.

Geçen yıl satın alma yapma, satışlar ve kaynak yaratma alanlarındaki tüm düşüşlere rağmen, makroekonomik koşullarda bir dönüşün kesin olarak tahmin edilmesi imkânsız olsa da, girişim sermayesi için uzun vadeli görünüm umut vadediyor ve beklenen yeniden canlanmayı kuvvetle destekleyebileceğini gösteriyor. Bain’in çalışması, girişim sermayesi sektöründe daha fazla büyüme için önemli olacak bazı temel sektör trendlerini ve temalarını da ele alıyor.

Girişim sermayesinin bir sonraki büyük büyüme motoru: Küresel varlık byüklüğünün yarısını temsil eden bireysel yatırımcılar servetleri:

Bain’in raporuna göre girişim sermayesi için yeni büyük büyüme motorunun, bireysel yatırımcılar ve varlıkları olması bekleniyor. Rapor bireysel perakende yatırımcılarının servetlerinin (275 ila 295 trilyon dolar arasında olduğu tahmin edilen) fonlarla yönetilen tüm küresel varlıkların kabaca %50’sini temsil ettiğini, ancak busermayenin yalnızca %16’sının alternatif yatırım fonlarında tutulduğunu; bu segmentin sektör olgunlaştıkça çift haneli büyümeyi sürdürmek isteyen girişim sermayesi yöneticileri açısından çok büyük ve kullanılmayan bir pazarı temsil ettiğini gösteriyor.

Bain, halihazırda perakende yatırım piyasalarını kovalayan fonların hızla hareket ettiğini ve bunun endüstrinin geri kalanını “oyuna girip girmeme” ve konumları konusunda seçimler yapmaya zorladığını tespit ediyor. Aynı zamanda, çeşitlendirme seçeneklerini ve halka açık sermaye piyasaları ve borçlanma için geleneksel piyasaların sunacağından daha yüksek getirileri buldukça, yüksek servet büyüklüklerine sahip bireyler ve onların yatırım danışmanları alternatif yatırımlara giderek daha fazla ilgi duyuyor.

Yüksek servet büyüklüklerine sahip bireylerin, alternatif varlık sınıflarına erişmesine izin veren birçok fonun piyasaya sürüldüğünü, bankaların ve yatırım danışmanların müşterileri için yeni seçenekleri araştırdığını ve FinTech sektörünün de bu süreci kolaylaştırmak amacıyla araçları ve çözümleri uyarlamaya çalıştığını gözlemliyoruz. Ancak Bain, bu yeni büyüme alanının aynı zamanda, bu kanalı geniş ölçekte çalıştırmak isteyen katılımcılar için zorlu öğrenme eğrileri içerdiği konusunda da uyarıda bulunuyor.

Yüksek faiz ortamı sürerken, girişim sermayesinin hızlı organik büyüme ve marj genişlemesi yaratabilen yatırım tezleri ekseninde bulunması gerekiyor

Bain’in raporuna göre, 2022’den bu yana ortaya çıkan yüksek faiz oranları ve enflasyonist baskı kombinasyonu, girişim sermayesi ve yatırımcıları açısından çifte tehdit oluşturuyor.

Fiyatların ve enflasyonun belirsiz seyrine yönelik tahminde bulunmanın zorluğunun altı çizilen analizde; yaşlanan nüfus, hükümet bütçelerindeki kesintiler ve küresel tedarik zincirindeki sıkıntılar nedeniyle artan malzeme maliyetleri ve üretimi ülke içine taşıma eğilimleri dahil olmak üzere bir dizi güçlü trendin ise kalıcılığını devam ettirdiği belirtiliyor. Tarihsel olarak eşi benzeri görülmemiş sıfıra yakın ve hatta negatif faiz oranları döneminin sona erdiği ve dolayısıyla yatırımcıların daha yüksek faiz oranı riskini üstlenmeleri gerektiği görülüyor.

Bu çerçevede rapor, söz konusu durumun girişim sermayesi yatırımları açısından hedef şirketlerde marjları arttırabilme ve organik büyüme yoluyla değer yaratma konusunda yeni bir zorunluluk yarattığı tespitinde bulunuyor. Son yıllarda girişim sermayesi getirileri büyük ölçüde değerleme çarpanındaki artışlardan kaynaklansa da bu, girişim sermayesi ortaklarının gelecekte şirketlerin daha yüksek değerleme çarpanlarına çıkacağı  varsayımına güvenemeyeceği, pazar genişlemesi ve enflasyonist maliyet baskılarının zorlaştırıcı etkisine karşın getirilerin kazançlardaki (FAVÖK) büyüme yoluyla aranması gerekeceğini gösteriyor.

Bain Türkiye girişim sermayesi ve satınalma ve birleşmeler lideri Volkan Kara:

“Önümüzdeki küresel durgunluk ve stagflasyonist dönemde inovatif, ezber bozan yeni teknolojileri merkezine alan şirketler dışında çarpan büyümesi beklemenin çok riskli olduğunu vurguladı, bu dönemde şirket değerlemelerini  ve karlılığı (FAVÖK) büyütmek için pazar payı arttırmak, dikey ve yatay entegrasyon, operasyonel verimlilik artışı, efektif işletme sermayesi yönetimi gibi daha geleneksel metodlara bağlı olacağına dikkat çekti.”

Bain’in raporu bu zorlu ortamda başarılı olacak girişim sermayesi firmalarının; otomasyona, tedarik zinciri çeşitliliği ve siber güvenliğine yatırım yapmak ve faiz oranlarının “daha uzun sürede yüksek” seyredebileceği riskine karşı şirket bilançolarını yönetmek dahil olmak üzere, bu yeni makroekonomik baskılara uyum sağlamanın gerekeceği sonucuna varıyor. Ayrıca girişim sermayesi oyuncularının yatırım alanlarını belirlerken, fiyat duyarlılığı daha düşük olan müşteri gruplarını ve sektörleri hedeflemesi gerekiyor. Raporda son olarak, ortaya çıkan yeni teknolojiler, zayıf GSMH büyümesi ve durağan veya azalan nüfus gibi faktörler birçok şirketin gelecek pazar genişlemesini sınırlayacağını, girişim sermayesinin organik iş büyümesine daha fazla odaklanması gerekeceğini ortaya konuyor.

Küresel enerji dönüşümü ve web3, girişim sermayesi için hem zorluklar hemde fırsatlar sunuyor

Net sıfır arayışında, karbon bazlı yakıtlardan uzaklaşan küresel enerji dönüşümü ve kripto dünyasındaki mevcut abartı ve kargaşaya rağmen web3’ün artan etkisi ve girişim sermayesi açısından zorluk ve fırsatlar raporda ayrıntılı olarak incelenen iki diğer önemli alan arasında yer alıyor.

Bain’in analizi girişim sermayesi firmaları üzerindeki portföyleri karbondan arındırma baskısının; düzenleyici kurumlar, tüketiciler, B2B müşterileri ve yatırımcıların değişime yönelik çağrılarını artırmasıyla birlikte 2022’de yoğunlaştığını vurguluyor. Bain aynı zamanda, yeni alternatif enerji kaynakları ve diğer düşük karbonlu çözümler geliştirme yarışının, sermayeyi işe koymak açısından nesiller boyu sürecek bir fırsatı şekillendirdiğini belirtiyor. Rapor, enerji dönüşümünün trilyonlarca dolarlık yeni sermayeye ihtiyaç duyacağını vurguluyor. Yasal düzenlemeler, değişimin hızı, politika ve diğer konularla ilgili belirsizlik devam edecek olsa da, girişim sermayesi ve sermaye ortakların bu tür belirsizliklerin harekete geçmeyi gölgelemesine izin veremeyeceğini öngörüyor. Bunun yerine firmaların tecrübelerini geliştirmeleri, yeteneklerini artırmaları ve değişimi kendi avantajlarına çevirmelerini sağlayacak ağları beslemeleri gerekiyor.

Bain yardımcı ortağı Armando Guastella:

“Diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye de dekarbonizasyon yolculuğunda artık hızlanıyor. Sonuç olarak, bugün ESG lehine yatırımlar ve özellikle Enerji Dönüşümü ile ilgili projeler için büyük bir ihtiyaç ve ilgili talep var. Ulaştırma, Enerji Üretimi, Sivil Binalar, Endüstriyel Süreçler ve LULUCF (AKAKDO – arazi kullanım değişikliği ve ormancılık) olmak üzere beş makro sektör boyunca belirli hedefleri destekleyen birçok girişim halihazırda belirlendi.” dedi. “Ancak, 2050 veya sonrasında net sıfır hedefine ulaşmak için daha fazla çözüme ihtiyaç duyulacak. Arz mevcut talebi karşılayabildiğinde, bu Türkiye ve yatırımcılar için önemli bir fırsat olacağını ekledi”

Bain, girişim sermayesinin web3’ün getirdiği zorlukların da üstesinden gelmesi gerektiğini düşünüyor. Rapora göre, mevcut “kripto çöküşüne” rağmen, genel ifadesiyle web3 olarak bilinen kriptonun arkasındaki blockchain teknolojileri varlığını korumaya ve iş dünyası ile pazarlarda geniş kapsamlı etki sağlamaya devam edecek. Rapor; ister yeni nesil bilişim teknolojileri altyapısına yatırım yapan biri, ister web3 etkisine maruz kalan geleneksel şirketler üzerinde durum tespiti yapan bir fon yöneticisi veya yeni fon türlerini ve dağıtım kanallarını değerlendiren bir girişim sermayesi stratejisti olsun; web3’ün önümüzdeki 10 yıl içerisinde kritik bir tema olarak ortaya çıkma olasılığı çok yüksek olduğundan birçok fon için artık bu alanda deneyim oluşturma ve sonuçta ortaya çıkacak teknolojik değişimlerden yararlanacak araçlarını değerlendirme zamanı olduğu belirtiliyor.

Katlanabilir akıllı telefon satışları, 2027’de 48 milyon adedin üzerine çıkacak

Akıllı telefon pazarının yenilikçi oyuncularından katlanabilir akıllı telefonlar, gelecekte kendine daha fazla yer edinecek gibi görünüyor. 2027 yılına kadar bu akıllı cihazların satış rakamlarında 48 milyon adedin üzerine çıkacağı tahmin ediliyor.

IDC tarafından yayınlanan bir rapora göre, 2027’de küresel katlanabilir telefon sevkiyatı, 2023’e oranla toplam 21.4 milyon adede ulaşacak. Bu, 2022’de satılan 14.2 milyon adedin üzerinde yüzde 50 gibi büyük bir artışa işaret ediyor. katlanabilir telefon sevkiyatlarının yalnızca 2027’de toplam 48.1 milyon adede ulaşması bekleniyor. Başka bir deyişle, 2022’den 2027’ye yüzde 27.6’lık bileşik yıllık büyüme oranına işaret ediliyor.

Öte yandan normal akıllı telefon modellerinin 2027’de 1.322,9 milyon adede ulaşması ve aynı 5 yıllık dönemde yıllık yüzde 2.1’lik bileşik büyüme hızına ulaşması bekleniyor. IDC, akıllı telefonların ortalama satış fiyatının da yaklaşık yüzde 6.8 oranında düşeceğini tahmin ediyor. Bu tahmin, yazılım ve donanım yükseltmelerinin yanı sıra dayanıklılık ve yapı kalitesinde iyileştirmeler yapan OEM’lere dayanıyor.

IDC Cep Telefonları Araştırma Müdürü Anthony Scarsella:

“Tüketiciler yeni form faktörünü benimsemeye başladıkça katlanabilir telefon pazarı, önceki tahminden biraz daha yüksek bir performans sergiledi.Bu yıl yarışa katılan yeni marka ve modellerle, katlanabilir pazarın 2023’te %50.5 büyüme ile tek parlak nokta olmasını, toplam akıllı telefon pazarının ise %1,1 daralmasını bekliyoruz.”

Akıllı telefon satışlarının düşüş yaşamasındaki en büyük etkenlerden biri markaların artık müşterilerin dikkatini çekebilecek bir yenilik sunmaması oluyor. Daralmaya devam edecek olan bu pazarda markaların hayatta kalabilmesi için nasıl bir yol izleyeceği oldukça merak ediliyor.

Prastisyen hekilere uzman hekim desteği sağlayan For Physician, 7.52 milyon TL değerleme üzerinden yatırım aldı

Pratisyen hekimler için anlık vaka danışma uygulaması sunan For Physician, ilk çıktığı turda Alesta Elektronik Teknoloji Yatırım A.Ş. ve Geometry Venture Development’dan 7.52 milyon TL değerleme üzerinden yatırım aldı.

Kübra Kablan Tuğlu ve Yusuf Bayram Tuğlu tarafından Haziran 2022’de kurulan yerli girişim For Physician, uygulamaya üye olan pratisyen hekimlere, önlerine gelen vakalarda uzman hekimlere anında danışıp yorum alabilmelerini sağlıyor.

5 milyondan fazla pratisyen hekimin ihtiyaç duyduğu yardımcı sistemler için For Physician, pratisyen hekimlere saniyeler içinde hasta danışma imkanı ve 7/24 online uzman hekim desteği sunuyor.

Tüm hekimlerin vakalarına erişerek sürekli eğitim imkanıyla, doğru tanı ve tedavi yaklaşımı kazandırarak hastasına sunduğu sağlık hizmetini iyileştirme imkanı veriyor.

GPT-4 destekli Bing Chat’e çok yakında reklamlar eklenecek

Microsoft, GPT-4 tarafından desteklenen Bing Chatbot‘una reklamlar eklemeye hazırlanıyor. Dünya çapında oldukça fazla popüler hale gelen sistem üzerinden ek kazanç elde edileceği konuşuluyor.

Microsoft, geçtiğimiz günlerde günlük aktif kullanıcı sayısı 100 milyonu aşarak Bing ile dikkate değer bir kilometre taşına ulaştığını duyurdu . En son yapının yayınlanmasının ardından şirket, günlük aktif kullanıcılarının üçte birinin arama motorunda yeni olduğunu gördü. Neredeyse bir hafta önce şirket, yapay zeka destekli yeni Image Creator’ı Bing arama motoruna tanıttı. 

Tüm bunların ortasında Microsoft, şimdiye kadar Bing Chat sayfasına herhangi bir reklam dahil edilmediğini fark etti. Microsoft Pazarlama Sorumlusu Yusuf Mehdi, kısa bir süre önce reklamların yakında Bing Chat’te yer almaya başlayacağını söyledi. 

Yayınlanacak reklamların, kullanıcıları rahatsız edecek düzeyde olmayacağı tahmin ediliyor. Debarghya Das tarafından atılan bir tweet, şirketin yeni arama motorundan para kazanma planına ışık tutuyor ve beklenenden oldukça farklı şekilde işliyor. Bir kullanıcı belirli bir ürünü aradığında reklamlar gösterilecek. Bu kısım da önyargının kullanıcıları doğrudan etkilemeyeceği anlamına geliyor. Yani kullanıcılar, herhangi bir içerik aramadan rastgele veya hedefli reklamlar tarafından rahatsız edilmeyecek.

Debargya’nın tweet’te belirttiği gibi, bu reklamlar aracılığıyla dönüşüm oranı doğrudan karşılaştırılamaz. Çünkü bu reklamlar, geçmiş aramalardan ziyade kullanıcının mevcut aramalarına dayalı oluyor. Bu da gelecekte reklamların yapay zeka destekli arama motorlarıyla çalışma şeklini değiştirmeye yönelik önemli bir adım olabilir. Reklamlardan elde edilen gelir, içeriği doğrudan kullanıcının isteğiyle sohbet yanıtına katkıda bulunan iş ortakları arasında dağıtılacak. 

Microsoft’un reklamlı ve reklamsız yanıtlar arasında nasıl bir denge sağlamayı planladığı belirsizliğini koruyor. Kesin olan tek şey sisteme reklamların dahil edilmesiyle belirli bir yanıtın güvenilirliğini ayırt etme görevini daha da karmaşık hale getireceği olacak. Microsoft’un bu konuda nasıl bir yol izleyeceği oldukça merak ediliyor. 

Uber Taksi, Bursa, Mersin ve Kayseri’de hizmet vermeye başladı

Global teknoloji platformu UberUber Taksi ürünü ile Türkiye’deki faaliyetlerini büyütmeye devam ediyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Adana’dan sonra şimdi Bursa, Mersin ve Kayseri’de de faaliyetlerine başladı.

Hem Bursa, Mersin ve Kayserililer, hem de bu şehirleri ziyaret eden yerli ve yabancı turistler, 30 Mart 2023 itibariyle Uber uygulaması üzerinden Uber Taksi çağırabilecekler.

Uber Türkiye Genel Müdürü Neyran Bahadırlı,

Uber Taksi, İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Adana’nın ardından Bursa, Mersin ve Kayseri’de de faaliyete başladığı için mutluyuz. Uber teknolojisini, başka yeni şehirlere de en kısa zamanda getirmeyi arzu ediyoruz” dedi.

Kullanıcılarının dakikalar içinde diledikleri yere kolayca ulaşmalarını sağlayan ulaşım teknolojisi platformu Uber, her yolculukta sigorta koruması, GPS üzerinden yolculuk takip imkanı, sürücü kalite kontrol sistemi ve sürücü puanlama sistemi ile her zaman yüksek güvenlik standartları sağlamayı hedefliyor.

Uber’in yeni şehirlere gelişini kutlamak adına tüm kullanıcılarına yalnızca Bursa, Mersin ve Kayseri’de geçerli 70 TL’ye kadar bir (1) adet ücretsiz Uber Taksi yolculuğu hediye ediyor. Bursa, Mersin ve Kayseri’deki tüm Uber kullanıcıları HOSGELDINUBER kodu ile ücretsiz yolculuk imkanından faydalanabilecekler.

Uber uygulaması nasıl çalışır:

1. Uygulamayı akıllı telefonunuza indirin.

2. Şehrin herhangi bir yerinden Uber uygulamasını açın, varış noktanızı girin ve yolculuğunuz için bir taksi çağırın.

3. Uber Taksi’yi uygulama üzerinden takip edin, taksinin sizi almak için kaç dakika içinde varacağını ve sürücü ile ilgili tüm bilgilerin yanı sıra aracın model ve plaka numarasını takip edin.

Uber uygulamasında Cüzdan sekmesindeki Promosyonlar bölümüne HOSGELDINUBER kodunu ekleyip, Uber Taksi çağırırarak 70 TL’ye kadar ücretsiz yolculuk yapabilirsiniz.