Ana Sayfa Blog Sayfa 214

Insurtech girişimi Tamamliyo, kitle fonlama turunda 2.4 milyon TL yatırım aldı

Fongogo, sigorta şirketleri ile sigorta ürünü satmak isteyen dijital işletmeleri uçtan uca entegre eden sigorta girişimi Tamamliyo’nun ikinci kitle fonlama kampanyasını 30 milyon TL değerleme üzerinden 2 milyon TL hedef ile başlattı. Girişim, 2 milyon 400 bin TL’ye ulaşarak %120 oranıyla başarıyla fonlandı.

İhtiyaç duyulan sermayenin kitlelerin desteğiyle bir araya getirilmesine aracılık eden Fongogo, paya dayalı kitle fonlama platformunda sigorta şirketleri ile dijital işletmeleri uçtan uca entegre eden Tamamliyo’nun 2.4 milyon TL fon toplanmasına aracılık etti. Kampanya sürecinin 2. haftası bitmeden hedeflenen fon miktarı olan 2 milyon TL’ye ulaşılırken, bu rakama ulaşılmasının ardından toplam 200’ün üzerinde yatırımcıdan yüzde 120’lik fon artışıyla toplanan fon tutarı 2.4 milyon TL olarak gerçekleşti.

Türkiyede InsurTech odağındaki en aktif startup: Tamamliyo

Tamamliyo Kurucu Ortağı Metin Öngüç, Türkiye’de InsurTech odağında faaliyet gösteren en yenilikçi ve aktif startup olduklarını belirterek sözlerine şöyle devam etti:

“Başardığımız ilk kampanyanın ardından yazılım ve teknik ekibimizi genişletip güçlendirmiştik, aldığımız bu yatırım ile yeni sigorta ürünleri geliştirerek gelir olanaklarımızı artıracağız ve en önemlisi kendi broker’lık sistemimizi kurarak satış departmanımızın verimini en yüksek noktaya taşıyacağız.”

Tamamliyo Kurucu Ortağı ve CTO’su Deniz Gül:

“İlk yatırım süreciden sonra geliştirdiğimiz sigorta teknolojileri ile yurt dışına açılma sürecimizi hızlandıracağız. Çok yakında ‘embedded insurance’ modelinde Türkiye’yi yurt dışında temsil eden bir insurtech girişimi olacağız.”

Sosyal dil öğrenme platformu BukyTalk, kitle fonlama turunda 2.25 milyon TL yatırım aldı

Yabancı kültürden konuşmacılar ile İngilizcesini geliştirmek isteyen katılımcıları bir araya getiren BukyTalk, Fonangels üzerindeki üçüncü yatırım turunu tamamlayarak iki farklı kitle fonlama platformunda fonlanan ilk girişim oldu.

İlk yatırımını 2020 Aralık ayında 750 bin TL değerleme ile Alesta Yatırım’dan alan BukyTalk, yaklaşık 11 ay kadar sonrasında fonbulucu üzerinden 4 milyon TL değerleme ile 480 bin TL yatırım almış ve döneminin en hızlı fonlanan girişimi olmuştu. Üçüncü yatırımında ise Fonangels üzerinden 21 milyon TL değerleme ile yatırım turuna çıkan BukyTalk 2 milyon 250 bin TL’lik bir talep toplayarak üçüncü yatırım turunu tamamlamış oldu. 

Aynı zamanda girişim iki farklı kitle fonlama platformunda fonlama başarısı gösteren ilk ve tek girişim olma unvanını da taşıyor.

Alınan yeni yatırımla birlikte hedeflerine değinen BukyTalk CEO’su Hasan Can Üretmenoğlu:

“İlk aldığımız yatırım ile ürün ve pazar uyumumuzda kesinliğe ulaşmıştık. Panellerimizi yenilemiş, ekibimizin gelişimi için ilk tohumları atmıştık. İkinci yatırım ile birlikte ekip sayımızı genişletmiş, aplikasyonlarımızı çıkartmıştık. Tabir-i caizse gaza basmak için zemini iyi bir şekilde hazırladık. Şimdi gelen üçüncü yatırım ile gaza basma zamanı geliyor.’’

Türkiye’de İngilizce konuşma pratiği pazarında gelişmeye devam edeceklerini belirten Üretmenoğlu hedeflerinin yıl içerisinde Almanya ve Hollanda olduğunu da ekledi.

“Türkiye’deki İngilizce konuşma pratiği cirolarımız ilk aldığımız yatırımdan bu yana 18 kat arttı. Ancak Pazar çok büyük ve daha da büyümeye müsait. Yaptığımız işleri daha da duyurmaya devam edeceğiz. Yıl sonuna kadar Avrupa’da da boy göstermeye başlayacağız’’ dedi.

Aldıkları üçüncü yatırımla birlikte ölçekleme anlamındaki sorumuza değinen girişimin CTO’su Emre Baş ise:

“Yıl sonuna kadar aynı zamanda Türkçe konuşma pratiği pazarına da gireceğiz. Ürünümüzdeki ilk ölçeklendirme projesi olacak olan bu ürün ile Dolar kazanarak Türk Lirası harcamayı hedefliyoruz. Anadili Türkçe olan kişiler ile Türkçe öğrenmek isteyen veya Türkçe bilgisini geliştirmek isteyen katılımcıları bir araya getirerek Ortadoğu bölgesine, Türki Cumhuriyetlere ve özellikle dördüncü neslini yaşayan Almanya’daki soydaşlarımızdan talepler gelmesini bekliyoruz.’’ diye belirtti.

BukyTalk, aynı zamanda geçtiğimiz aylarda Startup Centrum tarafından yapılan halk oylamasında “Yılın Eğitim Girişimi’’ seçildi.

Microsoft, Windows’un sonraki sürümünde güvenlik ve yapay zekaya odaklanacak

Microsoft, daha iyi güvenlik ve daha hızlı güncellemeler içeren yeni bir “modern” Windows sürümü üzerinde çalışıyorCorePC adı verilen girişim, eski uygulamaları desteklemeye devam ederken Windows’un farklı cihazlar için daha iyi ölçeklenmesine izin verecek.

Güvenilir kaynaklardan ortaya çıkan bilgilere göre CorePC, Microsoft‘un işletim sisteminin modüler bir modernizasyonu olarak faturalandırdığı emekliye ayrılan Windows Core OS (iptal edilen Windows 10X dahil) ile aynı hedeflerin çoğunu hedefleyecekti. CorePC, “durum ayrımını” kullanıyor ve Windows’u iOS ve Android’e benzer şekilde birden çok bölüme ayırıyor. Bu özellik, güncellemeleri daha hızlı yaparken kötü amaçlı yazılımların sisteme bulaşmasını zorlaştırabiliyor.

Sızıntı uzmanlarının aktardığı bilgiler doğrultusunda sistem dosyaları, kullanıcı verileri ve program dosyalarının tümü aynı yerde saklanıyor. CorePC, işletim sistemini birden çok bölüme ayırıyor; Bu sistem de daha hızlı işletim sistemi güncellemelerini etkinleştirmenin anahtarı oluyor. Durum ayrımı, eğitim sektöründeki Chromebook rekabet cihazları için önemli olan daha hızlı ve daha güvenilir sistem sıfırlama işlevi de sağlıyor.

CorePC, Microsoft’un farklı donanımlar için her biri için belirli özellikleri ve uygulamaları destekleyen çeşitli Windows sürümleri sunmasına izin veriyor. Örneğin, eğitim odaklı bir varyant, yalnızca Edge tarayıcısını, web uygulamalarını, Office ve benzetilmiş Android uygulamalarını çalıştıran ChromeOS gibi hafif bir ayak izine sahip olabiliyor. Tersine, CorePC, modern Windows 11 masaüstünün tüm mevcut özelliklerini ve yeteneklerini destekleyen tam teşekküllü Windows sürümleri de sunabiliyor. 

Microsoft, yapay zekayı bu tarz yeni projeye dahil ediyor. Planlar içerisinde ekrandaki içeriği analiz edip uygun bağlamsal ipuçları sağlamak için yapay zekayı kullanmak yer alıyor. Microsoft’un Windows’un bir sonraki ana sürümü için CorePC kullanmayı hedeflediği ve bunun 2024 için planlandığı bildiriliyor.

3D tarama girişimi Th3rd, Snap tarafından satın alındı

Snapchat’in ana şirketi Snap, açıklanmayan bir bedel karşılığında Amsterdam merkezli bir 3D tarama firması olan Th3rd‘ü satın aldı. Hollanda merkezli girişim, yapılan bu anlaşmayı doğruladı.

2014 yılında Rudo Bisschop, Esther Bisschop ve Tristan Bethe tarafından kurulan Th3rd, kurumsal çözümü 3DSaaS aracılığıyla insan ve ürünlerin yüksek kaliteli 3B dijital ikizlerini oluşturma konusunda uzmanlık sergiliyor. Çeşitli uygulamalarda ve kullanım durumlarında değer zinciri boyunca dijital ürün ikizlerini kullanarak şirketlerin maliyetleri ayarlamasına ve zincirin her aşamasını daha verimli, daha hızlı ve daha ucuz hale getirmesine yardımcı oluyor.

Girişim, tarama çözümü başına ve tercih edilen bir konumda yılda 50.000 adede kadar öğeyi dijitalleştirebileceğini iddia ediyor. Marka, her bir dijital ikiz (3B model) için yalnızca belirli bir miktar harcıyor ve çıktı formatını ve derece düzeyini seçebiliyor. Dijital 3B modeller, (dijital) pazarlama, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik için, hologramlar olarak ve reklam kampanyaları oluşturmak için varlık koleksiyonunda bir ana dosya olarak kullanılabiliyor.

Th3rd, Adidas ve Vans gibi şirketlere geniş ölçekte 3D ürün kopyaları üretmede yardımcı oluyor. 2020’de şirket, hiper-gerçekçi 3D ayakkabı taramaları oluşturmak için Adidas ile ortaklık kurdu ve Avrupa’da Adidas’ın Hızlandırıcısı için seçildikten sonra 2.500 çiftten fazla spor ayakkabıyı dijitalleştirdi.

23 Mart’ta Snap, artırılmış gerçeklik araçlarını ticari müşterilerine sunmaya başlayacağını duyurdu.

Şirket:

“Ortalama olarak her gün 250 milyondan fazla kişinin AR’mizle etkileşim kurduğunu” söylüyor.

Son zamanlarda Snap, AR destekli girişimlere yatırım yapıyor ve teknolojiden yararlanmak için platformunu genişletiyor. Bu yatırımlarla beraber şirketin gelecekte metaverse alanına ve dijital çağda insanların ve nesnelerin uyumlu görünümlerine kolayca adapte olabileceği tahmin ediliyor.

Mobilite odaklı çözümler geliştiren Cabify, 110 milyon dolar yatırım aldı

Şahsi araçlarla şehir içi ve şehirlerarası seyahatleri azaltmak isteyen Cabify, 110 milyon dolar yatırım aldı. Tur, Orilla Asset Management, AXIS, Fond-ICO Next Tech‘in katılımıyla gerçekleşti.

Mobilite ölçeklendirmesi Cabify, 2011’den beri Avrupa’nın mobilite pazarını şekillendiriyor. Kullanıcılara yalnızca birkaç tıklamayla farklı ulaşım seçenekleri sağlayan bir mobilite uygulaması sunan İspanya merkezli girişim, son yıllarda sürdürülebilirlik planlarını ileriye taşıyor.

Şehirleri daha hareketli hale getirme vizyonuyla Cabify’ın çoklu mobilite platformu, özel araçlarla şehir içi seyahati azaltmak için farklı alternatifler sunuyor ve şehirleri daha yaşanabilir hale getirmek için teknolojiden yararlanıyor. Girişim, yerel ekosisteme olan bağlılığı nedeniyle akredite edilmiş BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin bir üyesi olduğunu da belirtiyor. 

Şu anda girişim, İspanya ve LATAM’da 7 ülke ve 40 şehirde faaliyet gösteriyor ve 42 milyondan fazla kayıtlı kullanıcıya ve 1.2 milyon işbirliği yapan sürücü ve taksi şoförünü bünyesinde barındırıyor.

Cabify, 2022’deki cirosunun 2019’a göre %24 ve 2021’e göre %32 daha yüksek olduğunu bildirdi. Girişim, platformunda yapılan tüm yolculukların 2025 yılına kadar İspanya’da ve 2030 yılına kadar Latin Amerika’da sıfır emisyonlu araçlarla gerçekleştirilmesini hedefliyor. 

Cabify CEO’su Juan de Antonio

“Stratejik yatırımcıların bu anlaşması, Cabify’ın yatırımcılarımız ve faaliyet gösterdiğimiz şehirler için uzun vadeli değer yaratmaya devam etme konusundaki olumlu etkisinin ve potansiyelinin tanınmasını yansıtıyor. Yatırımcılarımız, sürdürülebilir mobilite endüstrisi vizyonumuzu paylaşan ve stratejik planımızın hayata geçirilmesini hızlandırmamızı sağlayacak ortaklarımız oluyor.” dedi.

Bu yeni yatırım, girişimin hedef pazarlarında büyümesine, filonun elektriklenmesine ve şirketin inovasyon stratejisinin desteklenmesine yardımcı olacak.

Togg T10X ön sipariş sürecine 177 bin 467 kişi katıldı

Türkiye’de ilk defa uçtan uca dijital satış yöntemiyle gerçekleşen Togg T10X ön sipariş sürecinde dijital çekiliş heyecanı yaşanıyor. Ön sipariş sürecinde ön ödeme için kredi kartı ve banka yoluyla e-Cüzdan’a yapılan transferler, 27 Mart günü saat 17.00’ye kadar işleme alındı ve aynı gün saat 22.00’de sipariş sistemi kapatıldı.

16-27 Mart tarihleri arasında Trumore uygulamasından ve Togg websitesi üzerinden ön sipariş sürecine katılan 177 bin 467 kişi, 29 Mart’ta noter huzurunda yapılacak dijital çekilişe katılmaya hak kazandı. Togg’un, websitesi ile Trumore uygulaması üzerinden ön sipariş numaralarıyla ad ve soyadlarının ilk harflerinin bulunduğu sıralı listeyi açıkladığı kullanıcılar arasından şanslı 20 bin kişi, 2023 yılında teslim edilecek T10X için ön sipariş hakkı kazanacak. Asıl ve yedek liste dışında kalan kullanıcıların yaptıkları ön ödemeler de (60 bin TL) Trumore cüzdanları üzerinden iade edilecek.

Yedek liste de belirlenecek

Çekiliş sonucu ayrıca şanslı 20 bin kullanıcının yanı sıra 20 bin kişilik yedek liste de belirlenecek. 2023 yılı için planlanan teslimatlarda iptallerin yaşanması halinde, yedek listedeki kullanıcılar devreye alınacak. Ancak 2023 yılı teslimatları için yedek listeden asıl listeye geçemeyenler 2024 yılı ocak ayı itibarıyla belirlenecek yeni paket ve konfigürasyon seçenekleriyle T10X sipariş edebilecekler. Bu siparişi verenler, 2024 yılı Haziran ayına kadar herhangi bir çekilişe girmeden akıllı cihazlarını teslim alabilecekler.

Beklenen süre kadar ek garanti ve Trugo’dan aylık 85 kWs (500 km) enerji dolum hakkı

Çekiliş sonuçlandığında asıl ve yedek listeye girmeye hak kazanan 40 bin kişi, akıllı cihazlarını teslim almaya kadar geçen süre boyunca da çeşitli ayrıcalıklara sahip olacak. Kullanıcıların hesaplarına nisan ayından itibaren, teslimat gerçekleşene kadar geçen zaman için ilave garanti süresi eklenip, Trugo’dan da aylık 85 kWs (500 km) enerji dolum hakkı tanımlanacak.

Sosyal medya hesaplarından canlı yayın

Togg sosyal medya hesaplarından da canlı olarak yayınlanacak çekilişte, sipariş hakkı kazanan kullanıcılar akıllı cihazlarının teslimat tarihi geldiğinde, ön ödeme tutarı düşülmüş bir şekilde kalan ödemelerini yapacak. Asıl ve yedek listede yer alamayan kullanıcıların yaptıkları ön ödemeler ise hesaplarına iade edilecek.

Microsoft’un yeniden tasarlanan Teams uygulaması, daha hızlı ve daha az bellek tüketiyor

Microsoft, kullanımı daha hızlı ve daha kolay hale getirmek için Teams’i yeniden tasarlıyor. Şirket, Teams kullanıcılarının programı başlatmak ve görüntülü aramalara katılmak gibi görevlerin yarısı kadar zaman aldığı, mevcut sürümden iki kata kadar daha hızlı olan yeniden tasarlanmış bir uygulamayı sabırsızlıkla bekleyebileceklerini söyledi.

Yenilenen uygulama, yer tutucu varlıkların kullanımından kaçınırken daha yumuşak kaydırma imkanı da sunuyor. Aynı zamanda Microsoft, yeni Teams’in yüzde 50 daha az bellek kullandığını söylüyor.

Ayrıca şirket, bildirimlerinizi yönetmek, bilgi aramak ve kanalları düzenlemek gibi işlemleri yapmak için gereken tıklama sayısını azaltmak için arayüzü yeniden tasarladı. Bu özelliklerle beraber, farklı hesaplar ve kiracılar arasında geçişi kolaylaştırmak için daha güçlü kimlik doğrulama, senkronizasyon ve bildirim sistemleri ekledi. Doğal olarak, yeni Teams, Microsoft’un bu yılın başlarında duyurduğu akıllı özet ve Copilot’tan başlayarak ve gelecekte daha fazlası gelecek olan yapay zeka özelliklerini destekleyecek.

Şirketten yapılan açıklama şu şekilde: 

“Bir toplantıya veya sohbete katılmadan önce neler olduğu konusunda sizi hızlandırarak ve tartışmanın akışı içinde sorularınızı yanıtlayarak, birlikte çalışmanın işini ortadan kaldırmak için yapay zekayı kullanacağız. Teams içindeki yapay zekanın potansiyelini daha yeni görmeye başlıyoruz ve gelecekte paylaşacak çok şeyimiz olacak.” 

Microsoft’un konuyla ilgili yaptığı paylaşımda, şirketin bir yılı aşkın süredir test ettiği 3D avatarlardan bahsedilmiyor. Teknoloji devi, Avatar ve benzeri özelliklerin kısa bir süre önce Mayıs ayında halka açık hale geleceğini tahmin ettiğini söyledi.

Twitter, “Sana Özel” kısmını sadece Twitter Blue abonelerine sunacak

Ücretli abonelik modeliyle sosyal medya platformlarına yeni bir gelir kapısı ekleyen Twitter, platformundaki “Sana Özel” kısmını sadece Twitter Blue kullanıcılarına sunacağını açıkladı. Bu çalışmayla beraber Twitter Blue’ya sahip olan kişilerin ayrıcalıklı, olmayanların ise daha fazla reklama ve daha az içeriğe maruz kaldığı yeni bir düzen ortaya çıkıyor.

Twitter patronu Elon Musksosyal medya platformunun 15 Nisan’dan itibaren Sana Özel’in tavsiyelerinde yalnızca doğrulanmış hesaplardan gelen tweetleri görüntüleyeceğini duyurdu. Musk, şirketin yapay zeka botlarıyla savaşmak için harekete geçtiğini ve bunun “gelişmiş yapay zeka bot sürülerinin” kontrolü ele geçirmesini önlemenin “tek gerçekçi yolu” olduğunu açıkladı. Ayrıca yapay zeka botlarının bir insanı taklit etmedikleri sürece doğrulama için ödeme yapabileceklerini de her ne kadar ürkünç olsa da dile getirdi. 

Twitter’ın Sana Özel arayüzü, yalnızca bir kullanıcının takip ettiği hesaplardaki tweet’leri değil, aynı zamanda daha önce beğendikleri veya ağlarındaki diğer kişilerin beğendiği tweet’lere dayalı içeriği de gösteriyor. Bu özellik, diğer platformlara geçmeden önce Takip Etme sekmesine bir alternatif olarak Ocak ayında iOS’ta kullanıma sunuldu.

Birçok kişi tarafından bu kısım beğenilmese de Twitter, web ve mobil uygulamalarının varsayılan olarak kullanıcıların çıktıktan sonra en son açtığı zaman çizelgesi sekmesine dönmesi için bir güncelleme yayınladı. Ancak yalnızca doğrulanmış kullanıcıları görüntülemek, potansiyel olarak onu görüntülemeyi seçenlerin çok daha fazla promosyon tweet’i göreceği anlamına geliyor. 

Twitter daha önce 1 Nisan’da eski onay işaretlerini kaldırılacağını, kamuya mal olmuş kişileri, şirketleri, hükümet ve sivil toplum kuruluşlarının da ödeme yapmadıkları sürece doğrulanmış statülerinin elinden alınacağını açıkladı. Elon Musk’ın stratejisi, halihazırda kullanılan yeni özellikleri ilk olarak tüm kullanıcılara benimsetmek ve hemen ardından alışılan bu özelliklerin ücretli hale dönüştürülerek yeni kişilerin abonelik satın almasını sağlamak oluyor. İlerleyen zamanlarda Twitter Blue abonelik sayısında nasıl bir değişiklik olacağı oldukça merak ediliyor. 

Evlerin ısınmasını daha ucuza getirmek isteyen Mixergy, 8.5 milyon euro yatırım aldı

Evler için ısınma sürecini yeniden düşünerek onu daha verimli, sürdürülebilir ve uygun maliyetli hale getirmeyi amaçlayan Mixergy, 8.5 milyon euro yatırım aldı. Tura, EDP Ventures, Nesta, Oxford Science Enterprises (OSE), Kiko Ventures, Foresight WAE Technology ve Centrica katıldı.

Net sıfıra doğru ilerlemek, enerjiye nasıl yaklaştığımıza dair radikal bir yeniden düşünmeyi gerektiriyor. Enerjiyi nasıl elde ettiğimizi ve onu nasıl kullandığımızı yeniden hayal etmeyi içeriyor. Sonuç olarak, Avrupa’da giderek daha fazla sayıda ev yenilenebilir enerji kaynaklarına ve akıllı enerji sistemlerine yöneliyor ve bu da onların enerji kullanımlarını daha iyi kontrol etmelerini sağlayarak karbon ayak izlerini ve aynı zamanda maliyetleri düşürüyor.

Oxford merkezli bir girişim olan Mixergy, su ısıtma için faturaları %40’a kadar ve gaz tüketimini %21’e kadar azalttığını iddia eden bir ev ısıtma çözümü geliştirdi. Bunlar etkili bir görünüm sergileyip 2050 yılına kadar net sıfır hedeflerine ulaşılmasına yardımcı olacak güçlü bir potansiyele sahip oluyor.

Mixergy, ısıtma ve ev enerji yönetimi sistemlerinin yanı sıra akıllı ve bağlantılı sıcak su depoları geliştiriyor. Çözümler birlikte, hanelerin daha iyi yaşamasını, paradan tasarruf etmesini ve çevre üzerindeki etkilerini azaltmasını sağlıyor.

Yenilikçi girişim, ısıtmaya yukarıdan aşağıya bir yaklaşım benimsiyor ve yalnızca ihtiyaç duyulanı ısıtmak için termal tabakalaşmayı kullanıyor. Bu, algılama ve kontrol yetenekleriyle birleştiğinde, basit sıcak su depolarını, güneş enerjisi, gaz kazanı veya alternatif olsun, herhangi bir enerji kaynağına bağlanabilen akıllı ısı pillerine dönüştürüyor.

Her sistemin 25 yıldan uzun süre dayandığı, yani bir pilin ömrünün 3 katı olduğu ve farklı enerji kaynaklarına uyarlanabildiği bildiriliyor. Bu, gelecekte güneş enerjisi veya başka bir şeyin baskın kaynak haline gelmesine bakılmaksızın, Mixergy’nin çözümünün talep görmeye devam edeceği anlamına geliyor. Net sıfıra ve daha sürdürülebilir bir enerji görünümüne ulaşmamıza yardımcı olmak için uzun vadede ihtiyaç duyulan karbon azaltımlarına katkıda bulunmak için kesinlikle güçlü bir konumda görünüyor.

Energy Savings Trust, Mixergy’nin maliyetleri %40 düşürürken gaz tüketimini %20’ye kadar azaltabildiğini doğruluyor. Ayrıca bu sayıların, dünyanın her yerindeki elektrik şebekelerinde ortaya çıkan ve sürekli artan rüzgar ve güneş enerjisi fazlasını kullanan yenilenebilir tarifelerini kullanarak yükselebileceği belirtiliyor.

Enerji tasarrufu ve maliyet düşürme etkisinin yanı sıra, çözüm aynı zamanda suyu geleneksel sistemlerden 110 kata kadar daha hızlı ısıtıyor. Bu uygulama ile ev sahipleri su ısıtma sürecini kolayca kontrol edebiliyor.

Mixergy CEO’su Peter Armstrong, verdiği demeçte;

“Bu yatırımdan heyecan duyduk ve yeni yatırımcılarımız EDP Ventures ile Nesta’yı aramızda görmekten memnuniyet duyuyoruz. EDP ​​Ventures, Güney Avrupa’daki en büyük enerji sağlayıcılarından biri ve onların gelişi, Mixergy’nin güneş PV’nin yanı sıra harika bir ürün pazarına uygun olduğunu gördüğümüz Portekiz ve İspanya’daki genişlemesi için bir katalizör görevi görüyor. Nesta, karbon emisyonlarını azaltırken yakıt azlığını ele alma çabamızı tamamlayan sosyal etkiye vurgu yapmanın yanı sıra bu sektöre hatırı sayılır bir deneyim getiriyor. Misyonumuzu desteklemeye devam eden mevcut yatırımcılarımız OSE, IPG, Foresight ve Centrica’ya ve bu yolculuğu gerçekleştiren Mixergy’deki inanılmaz ekibimize teşekkür etmek istiyorum.”

Girişim, bu yeni yatırımla, güneş enerjisinin popülaritesinin hızla arttığı iki pazar olan Portekiz ve ardından İspanya’dan başlayarak uluslararası alanda genişlemeyi planlıyor.

Q Yatırım Bankası, Fimple’ın bulut tabanlı SaaS bankacılık platformu ile faaliyetlerine başlıyor

Özel olarak hazırladığı hizmetleri ve uluslararası standartlarda hizmet kalitesi ile yerli ve yabancı yatırımcıların en iyi iş ortağı olmayı hedefleyen Q Yatırım Bankası, 2022’nin son çeyreğinde BDDK tarafından kuruluş iznini aldı.

Bünyesinde Qua Granite ve Bien Finans şirketlerini barındıran Q Yatırım Holding, rekabetçi ve sürdürülebilir büyüme potansiyeli olan iş ortaklarının sağlıklı şekilde ve milli ekonominin gereklerine uygun olarak gelişmelerini ve devamlılığını güvence altına almak için bankacılık faaliyetlerine başlıyor. Yeni nesil dijital yatırım bankası olma vizyonuyla modern ve özel bir bankacılık deneyimi sunmayı hedefleyen Q Yatırım Bankası en güncel bankacılık teknolojisine sahip olmak amacıyla Fimple ile el sıkıştı.

Kullandıkça öde modeli yeni bankalar için ilgi çekici oldu

Fimple kurucu ortağı ve CEO’su Dr. Mücahit Gündebahar, verdiği demeçte;

“Büyük bir titizlikle en güncel teknolojileri kullanarak geliştirdiğimiz ana bankacılık platformumuzun yeni kurulan finans kuruluşları tarafından tercih edilmesinden dolayı gururluyuz. Son olarak Q Yatırım Bankası ile yaptığımız iş ortaklığı, SaaS yaklaşımı ile çalışan bulut tabanlı bankacılık platformumuzla sektördeki etkinliğimizi ve yenilikçi teknolojilerimizin farkındalığını artırmaya devam ettiğimizi gösterdi” dedi.

Fimple müşteri memnuniyetini artırmayı sağlıyor

Gündebahar açıklamalarına şöyle devam etti:

“Fimple’ın bulut tabanlı ana bankacılık platformu, kullandığı modern teknoloji ve müşterilerine sunduğu iyi hizmetle, bankaların işlem hacmini artırırken, müşteri memnuniyetinin artmasını da sağlıyor. Q Yatırım Bankası, Fimple’ın yeni nesil platformunu seçerek, dijitalleşme ve müşteri memnuniyeti açısından daha yüksek bir düzeye ulaşmayı ve platform bankacılığı iş modellerini sunmayı hedefliyor. Fimple olarak, müşterilerimizin iş ihtiyaçlarına uygun çözümler sunmak ve onların işletme performansını artırmak için tüm enerjimizle çalışmaya ve üretmeye devam ediyoruz.”

Yeni dönem bankacılık entegrasyon kabiliyetiyle şekilleniyor

Fimple Kurucu Ortağı ve CTO’su Abdurrahman Çınar, bulut tabanlı bankacılık yazılımının, bankaların dijitalleşme sürecini hızlandırmasına ve operasyonel verimliliği artırmasına olanak tanıdığını ve Fimple’ın müşterilerinin, güvenilir, güncel ve kolay kullanımlı bir yazılım çözümüyle işlerini yürütmelerine yardımcı olduklarını belirtti. Ek olarak Q Yatırım Bankası’nın yeni nesil dijital yatırım bankası vizyonunun temelini oluşturacak gerekli teknolojik altyapı sağlayıcısı olduklarından duyduğu memnuniyeti vurgulayarak onlara en iyi hizmeti sunmak için çalışmaya devam edeceklerini ifade etti. Mikroservis mimarisi temelinde API-First yaklaşımıyla yazılan Fimple Platformu’nun, tüm fonksiyon setinin API’lerden oluştuğunu ve bu sayede entegrasyon kabiliyetinin çok yüksek olduğunu ve kolay bir şekilde yeni ürün geliştirme imkanı sağladığını vurgulayan Çınar, hızlı ve kolay bir şekilde yeni ürün geliştirip servis bankacılığı gibi yeni iş modelleri kurgulamak isteyen kurumların sistemde bulunan yaklaşık 2100 finansal API sayesinde bu ihtiyaçlarını çok rahatlıkla karşılayabileceklerinin altını çizdi.