Ana Sayfa Blog Sayfa 181

Abdi İbrahim’den doğan kurum içi girişim: Abdi Business Technologies

Yenilikçi ürün ve hizmetleri, cesur ve öncü girişimleriyle dokunduğu hayatları iyileştirmek için 111 yıldır çalışmalarını tutkuyla sürdüren Abdi İbrahim, bilgi ve uzmanlığını bilgi teknolojileri alanına da taşıdı. Abdi İbrahim bünyesinde bir kurum içi girişimcilik hikayesi olarak başlayan teknolojik iş çözümleri şirketi Abdi Business Technologies, şirketin köklü ve yenilikçi yapısından aldığı güçle farklı sektörlere teknoloji alanında çözümler üretmek amacıyla kuruldu.

Yazılım geliştirme, veri analitiği ve iş zekası, siber güvenlik, bulut bilişim, validasyon ve danışmanlık hizmetleri başta olmak üzere teknolojik iş çözümlerinde derin uzmanlığa sahip olan Abdi Business Technologies müşterilerine endüstri standartlarına uygun, güvenli ve etkili çözümler sunarak, işlerini geliştirmelerine ve maliyetleri azaltmalarına yardımcı oluyor.

Geniş yelpazede hizmet ve çözümler sunuyor

Sektör dinamikleriyle sürekli güncellenen müşteri taleplerine en hızlı ve en verimli şekilde yanıt verebilmek için ihtiyaç duyulan teknolojik desteği ve altyapıyı sağlayan Abdi Business Technologies’in şirketlere sunduğu teknolojik çözümler ise şöyle sıralanıyor:

  • Kurumsal çözüm desteği (SaaS yazılım ürünleri, SAP danışmanlık hizmetleri, veri analitiği ve iş zekası çözümleri, e-imza ve mobil imza çözümleri vb.)
  • Veri altyapı servisleri (Ağ ve altyapı, felaket kurtarma, iş sürekliliği, veri depolama ve yedekleme hizmetleri, IoT hizmetleri, fabrika üretim sistemleri altyapı hizmetleri vb.)
  • Siber güvenlik çözümleri
  • ERP sistemleri
  • Dijital dönüşüm süreç desteği
  • Yönetişim ve risk uyum hizmetleri (IT validasyon, IT kalite, uyum süreçleri vb.)
  • Yazılım geliştirme ve danışmanlık hizmetleri

“Bilgi Teknolojileri sektöründe kişiselleştirilmiş ve yenilikçi çözümler sunan öncü bir şirket olmayı hedefliyoruz”

İş zekâsı, makine öğrenmesi, veri analizi ve yapay zekanın yanı sıra medikal pazarlama alanında da sosyal medya çözümleri, çağrı yönetim sistemleri, iş sürekliliği gibi pek çok alanda hizmet verdiklerini belirten Abdi İbrahim Teknoloji Şirket Direktörü Koray Kurt, şunları söyledi:

“Girişimcilik ruhu ile Abdi İbrahim’in içinden doğan bir şirketiz. Sürekli geliştirdiğimiz teknolojik çözümlerimiz, sektörlere ve şirketlere özel kişiselleştirilmiş hizmetlerimiz, know-how’ımız, dinamik ekibimiz ve cesur bakış açımızla, bilgi teknolojileri sektöründe yenilikçi çözümler sunan öncü ve lider bir şirket olmayı hedefliyoruz. Bu hedefe giden yolda ise en büyük avantajımız, Abdi İbrahim’in 111 yıllık deneyimi ve teknolojiyi en etkin şekilde kullanma kültürüdür. Hizmet anlayışımızı oluşturan beş temel değerimiz; müşteri odaklılık, kalite, inovasyon, güvenlik ve takım çalışmasıdır. Bu değerlerle ilaç sektörü başta olmak üzere finanstan perakendeye, lojistikten enerji sektörüne pek çok farklı sektöre hizmet sunuyoruz. Sektörlere ve şirketlere özel kişiselleştirilmiş teknoloji çözümlerimiz ile müşterilerimizin iş süreçlerinin optimize edilmesine, verimliliğin, kârlılığın ve müşteri memnuniyetinin artırılmasına destek olmak istiyoruz.”  

“Yurt dışı pazarlara da açılmayı hedefliyoruz”

Uluslararası pazarlarda da var olmayı gelecek hedefleri arasında paylaşan Kurt;

“Yurt dışındaki müşterilerimize de hizmet sunmayı ve ürünlerimizi pazarlamayı amaçlıyoruz. Bu konuda pazar araştırmaları ve uygun stratejiler üzerinde çalışıyoruz. Abdi İbrahim’in yurt dışındaki fabrikaları ve iştiraklerine hizmet ve ürünlerimizi sunarak ilk adımlarımızı atmayı planlıyoruz” diye konuştu.

Samsung, ChatGPT benzeri bir yapay zeka geliştiriyor

Samsung, ChatGPT kullanan çalışanları nedeniyle veri sızıntısı yaşamasının hemen ardından kendi yapay zekasını geliştirmeye karar verdi. Naver ile stratejik bir ortaklık içinde olan Samsung, şirket içi kullanım için özel olarak geliştirilen üretken yapay zeka platformuyla kurumsal ortamını yeniden yapılandırmaya hazırlanıyor.

Şirket çalışanlarının yapay zekadan destek alarak önemli verileri sızdırmasıyla beraber ChatGPT ve Google Bard gibi üçüncü taraf yapay zeka araçlarının kullanımı yasaklandı. Harici yapay zeka platformlarıyla ilişkili potansiyel riskleri deneyimleyen Samsung, özel verilerini ve fikri mülkiyetini korumak için proaktif önlemler alıyor. Naver ile işbirliği içinde geliştirilen şirket içi yapay zeka asistanı, Samsung çalışanlarının karşılaştığı benzersiz gereksinimleri ve zorlukları ele alacak.

Selefinden farklı olarak bu yapay zeka platformu, Samsung’un güvenli sunucularında kalacak ve hassas yarı iletkenle ilgili bilgilerin ve özel kodun gizli kalmasını ve yetkisiz erişime karşı korunmasını sağlayacak. Samsung, belirli yarı iletken verilerini Naver ile paylaşarak güvenlikten ödün vermeden veya genel bulut alanına istenmeyen sızıntıları riske atmadan üretken yapay zekanın gücünden yararlanabiliyor.

Bu iş birliğinin öne çıkan bir avantajı, platformun Kore dilini daha iyi anlaması oluyor. Yapay zeka chatbot’unu Koreceyi mevcut tüm üretken yapay zeka araçlarından daha doğru bir şekilde anlayacak ve yanıtlayacak şekilde uyarlayarak Samsung, çalışanlarına sorunsuz ve sezgisel bir kullanıcı deneyimi sağlamayı amaçlıyor.

Başlangıçta Device Solutions Division çalışanları için tasarlanan şirket içi yapay zeka platformu, optimum performans ve uyumluluğu sağlamak için zorlu saha testlerinden geçecek. Başarılı bir değerlendirmenin ardından araç, diğer Samsung şubelerinde kullanılacak.

Apple, “Hey Siri” komutunu basitleştirerek sadece “Siri”ye çevirmek istiyor

Dünyanın en büyük teknoloji markalarından Apple, kullanıcıların sanal asistan Siri‘ye daha hızlı ulaşabilmesi için çeşitli testler yapıyor. “Hey Siri” komutu yerine yalnızca “Siri” komutuyla kullanıcıların sanal asistana ulaşması amaçlanıyor.

Apple sızıntılarıyla ünlü Mark Gurman‘a göre Apple, sanal asistan Siri’de “Hey Siri” cümlesine olan ihtiyacı ortadan kaldıracak önemli bir değişiklik üzerinde çalışıyor. Değişiklikle beraber sadece Siri diyerek istenen komutun gerçekleştirilmesi sağlanacak.

Siri’nin çeşitli aksanlar ve lehçelerde tekil “Siri” ifadesini doğru bir şekilde yorumlaması gerekeceğinden, iki kelimelik bir tetikleyici ifadeden tek bir kelimeye geçiş teknik zorluklar doğuracağı tahmin ediliyor. “Hey Siri” ifadesi, sistemin harekete geçmesini doğru şekilde tanımasında önemli rol oynuyor.

Bu harekete geçirici ifade değişikliğine ek olarak Apple’ın, Siri’nin üçüncü taraf uygulama ve hizmetlerle daha derin entegrasyonları üzerinde çalıştığı da söyleniyor. Bu entegrasyon, ek bağlamsal bilgilerden yararlanarak kullanıcılara daha iyi yardım sağlamaya öncülük edecek.

Kesin zaman çizelgesi teyit edilmemiş olsa da Siri’de yapılan bu değişikliklerin 2023 veya 2024’te kullanıma sunulması bekleniyor. Apple’ın bu güncellemeyi iOS 17 ile birlikte bu yaz WWDC 23’te duyurması olası olası görünüyor. Bununla birlikte, etkinliğin birincil odak noktasının Apple’ın karma gerçeklik gözlüğü olması bekleniyor. Bu nedenle Siri harekete geçirme değişikliği, etkinliğin en önemli parçası olmayabilir.

Söylentiler, iOS 17’nin el feneri parlaklığı üzerinde ayrıntılı kontrol, özelleştirilebilir Kilit Ekranı seçenekleri, daha fazla grafiğe sahip yeni Apple Music ve Uygulama Kitaplığını özelleştirme ve düzenleme yeteneği gibi iyileştirmeler getireceğini öne sürüyor. Yeniden tasarlanmış bir Kontrol Merkezi ve uygulama yükleme olasılığı da ayrıca tahmin ediliyor.

Taşınma hizmetlerini uçtan uca yöneten eTaşın, 365 bin dolar yatırım aldı

Taşınma hizmeti sektörüne yepyeni bir soluk getiren eTaşın, tohum turda toplamda 365 bin dolar yatırım aldığını duyurdu.

Namık Kural, Emre Kozlu, Sacit Sungu ve Aydın Mizrahi liderliğinde gerçekleşen yatırım turuna; TRAngels ve Q Angels‘tan bazı melek yatırımcılar ile herhangi bir ağa bağlı olmayan bazı melek yatırımcılar katıldı.

Tura katılan melek yatırımcılar arasında tedarik zinciri, lojistik, operasyon ve dijital dönüşüm alanlarında çok tecrübeli profesyonellerin de bulunduğu paylaşılan bilgiler arasında.

Ozan Özdemir ve Kadir Nezih Elgün tarafından 2019 yılında kurulan ve aynı zamanda bir İTÜ Çekirdek girişimi olan eTaşın, kurulduğu günden bu yana 2500’ün üzerinde taşıma hizmeti sunmuş durumda.

eTaşın, oldukça dağınık yapıdaki eşya taşıma sektöründe, ihtiyaç sahibi son kullanıcılarla, hizmeti sunacak olan iş ortakları arasında konumlanarak süreci sahiplenen ve yürüten bir “yeni nesil taşıma şirketi”. Neredeyse tamamen geleneksel hizmet sağlayıcılar tarafından temsil edilen bu sektörde müşterilerine kurumsal, güvenilir bir muhatap ve kaliteli, standart hizmet süreçleri sunmak eTaşın’ın en önemli değer önermesi.

Taşınma öncesi, sırası veya sonrasında ihtiyaç duyulabilecek sigorta, boya, temizlik, dezenfeksiyon, anahtar değişimi, montaj gibi ek hizmetleri de “anahtar teslim taşınma” konseptinde uçtan uca sunabilen eTaşın, müşterilerinin bu şekilde ciddi zaman kazanmasını mümkün kılmayı hedefliyor.

Kurucuların egirişim’e verdiği özel demeçte;

“Aldığımız bu yatırım ile araç içi yük optimizasyonu ve rota optimizasyonu ile verimliliği üst seviyeye çıkarmayı hedefliyoruz. Ayrıca önceliğimiz müşteri deneyimi, bu yüzde bu deneyimi mükemmelleştirecek seviyede ürünlerimizi geliştirmeye devam edeceğiz. Bir sonraki yatırım turumuzda da yurt dışına ilk adımımızı atacağız.”

Bireysel müşterilere sunulan evden eve taşınma hizmetinin yanı sıra; ofis taşıma, yurtdışına ev taşıma, depolama gibi hizmetleri de ölçeklendirme aşamasında olan eTaşın; özellikle yaşanan acı deprem felaketi sonrası ortaya çıkan farklı niteliklerdeki taşınma ihtiyaçlarına da kurumsallığı temel alarak kaliteli, hızlı ve adil şartlarda çözüm sunmakta. eTaşın’ın kurucu ortakları Ozan ve Kadir, hali hazırda birden çok üretim tesisi, hastane, banka ve yüksek öğrenim kurumlarının acil ve büyük ölçekli taşınma süreçlerini eksiksiz şekilde yönettiklerini ve bu kritik önlemlerin kolaylaştırıcısı ve destekleyicisi olmaktan dolayı da ayrı bir mutluluk duyduklarını ifade etmekteler.

Kendini bir teknoloji girişimi olarak tanımlayan eTaşın, önce Türkiye’nin ardından da bölgenin en büyük ev, ofis ve parça eşya taşıma şirketi olma vizyonuyla ilerliyor. Aldığı yatırımla teknolojisini ve ekibini güçlendirmenin yanı sıra; operasyonel kapasitesini ve yapay zeka destekli çözümleri entegre edeceği süreçleri geliştirmeye odaklanacak.

Twitter’ın tepe şirket X Corp. işe alım platformu Laskie’yi satın aldı

2023 yılında Elon Musk‘ın kurduğu ve Twitter‘ın tepe şirketi konumunda bulunan X Corp. ilk satın alımını gerçekleştirdi. Şirket, işe alım platformu Laskie‘yi satın aldı.

Kısa süre önce şirketin reklamverenler nezdindeki itibarını artırmak için görevini bırakarak bir CEO atayan Musk, Twitter’ı finansal hizmetler de dahil olmak üzere yeni kullanıcıları cezbetmek için çeşitli özelliklere sahip bir “superapp” e dönüştürmeyi planladığını söyledi.

Laskie, üyelik oluşturan kişilerden toplanan verilere, bir işverenin ihtiyaçlarına ve iş tanımlarına dayalı olarak bilgi teknolojisi için iş arayanlarla işverenler arasında bağlantı kurulmasına yardımcı oluyordu. Bu sayede işverenler ve iş arayanlar arasında adeta bir köprü görevi görerek kalifiye kişilerle iş arayan şirketleri bir araya getiriyor.

Şu an itibariyle, web sitesini ziyaret ettiğinizde “Laskie platformu artık kullanılamıyor” şeklinde bir mesaj çıkıyor. Elon Musk’ın platformu, Twitter’a mı entegre edeceği yoksa bağımsız olarak farklı bir uygulama olarak ele alacağı henüz bilinmiyor.

Twitter’ın tepe şirketi X Corp. tarafından satın alınan Laskie, 6 milyon dolar yatırım alarak sağlam adımlarla ilerledi. Twitter’ın Laskie’yi ne kadara satın aldığı henüz bilinmiyor. Ortaya çıkan iddialara göre platform için yapılan ödemenin nakit ve hisse senedi aracılığıyla yapılacağı paylaşıldı.

James Webb Uzay Teleskobu, kuyruklu yıldız etrafında su buldu

James Webb Uzay Teleskobu, ana asteroit kuşağındaki bir kuyruklu yıldızın etrafındaki ilk su buharı örneğini buldu. Bu keşif, bilim adamlarının güneş sistemindeki su buzunun dağılımı hakkındaki önceki varsayımlarına meydan okuyor ve bu gök cisimlerinin doğası hakkında merak uyandıran soruları gündeme getiriyor. 

Yıllar boyunca araştırmacılar, kuyruklu yıldızların, donmuş maddeleri sürdürmek için Güneş’ten yeterince uzak olan Kuiper Kuşağı veya Oort Bulutu’nda bulunduklarında ağırlıklı olarak su buzu içereceğini tahmin ettiler. Bununla birlikte, yakın zamanda bir ana kuşak kuyruklu yıldızının etrafındaki su buharının gözlemlenmesi, bilim camiasını hayrete düşürdü. 

James Webb Uzay Teleskobu tarafından mümkün kılınan bu buluş, ana asteroit kuşağındaki kuyruklu yıldızların gerçekten de su buzu koruyabileceğine dair somut kanıtlar sağlıyor. Su buharının saptanması hayret verici bir başarı olsa da gözlenen Read adlı kuyruklu yıldızda karbondioksit (CO2) bulunmaması bilim insanlarına yeni bir bilmece sunuyor. 

Tipik olarak CO2, kuyruklu yıldızlardaki potansiyel olarak buharlaşan malzemenin yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. Ancak Webb’in cihazları Read’de herhangi bir CO2 izine rastlamadı. Araştırmacılar iki olasılık öne sürüyorlar: ya CO2 milyarlarca yılda dağıldı ya da Read, Güneş Sisteminin CO2’nin olmadığı benzersiz bir bölgesinde oluştu.

Ana kuşak kuyruklu yıldız olarak sınıflandırılan öncü cisimlerden biri olan Read, bu sınıflandırmanın oluşturulmasında çok önemli bir rol oynadı. Şimdiye kadar, ana kuşak kuyruklu yıldızların incelenmesi, onları ayrıntılı olarak inceleyebilecek enstrümantasyon eksikliği nedeniyle sınırlıydı. James Webb Uzay Teleskobu‘nun güçlü yetenekleri sonunda araştırmacıların bu büyüleyici kuyruklu yıldızların gizemlerini daha derine inmelerini sağladı.

Read’in karbondioksit eksikliğinin keşfedilmesi merak uyandıran sorular ortaya çıkarsa da, bu özelliğin Read’e özel mi yoksa ana kuşak kuyruklu yıldızları arasında yaygın mı olduğunu belirlemek için daha fazla gözlem gerekiyor. Her iki durumda da araştırma ekibinin bir üyesi olan Stefanie Milam, Read gibi kuyruklu yıldızlar hakkında daha derin içgörüler elde etmek için bir örnek toplama görevi öneriyor. 

Böyle bir görev, Güneş’ten oldukça uzak olan uzak Kuiper Kuşağı’nı veya Oort Bulutu’nu keşfetmekten çok daha uygun oluyor. Su bulunması dahilinde dünya dışı yaşam için umudun daha da artacağı ve insanlık için önemli bir adım doğacağı düşünülüyor. 

Yapay zeka ekosisteminin paydaşları, 6.TRAI Çalıştayı’nda bir araya geldi

Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi TRAI’nin 6 Mayıs 2017’de hayata geçirdiği ve artık gelenekselleşen TRAI Çalıştayı bu sene 6. doğum gününde, yapay zeka alanında çalışmalarını sürdüren kamu, global ve yerli teknoloji şirketlerinden yöneticiler, sivil toplum kuruluşlarından temsilciler, akademisyenler, girişimciler, teknoloji basını mensupları ve öğrencilerin oluşturduğu paydaş gruplarıyla Vizyon 2033 teması ile gerçekleşti.

Çalıştayda, yapay zeka alanında farkındalık yaratma, ekosistem geliştirme, yetkinlik geliştirilmesi, inovasyonu destekleyici projelerin yapılması gibi başlıklara yanıt vermek üzere kurulan TRAI’nin ana misyonu çerçevesinde paydaşların katkısı ve bütüncül yaklaşımla Türkiye Yapay Zeka Ekosistemi’nin gelişim süreci değerlendirildi.

Paydaşların yapay zeka konusunu nasıl ele aldıkları, gündemlerinde neler olduğu, hangi problemlerle karşılaştıkları, çözüm önerileri, ekosisteme sağladıkları katkıların neler olduğu konuşuldu. Önümüzdeki on yıl boyunca yapay zekanın ekonomi, sosyal, teknoloji, çevresel ve hukuk gibi farklı bağlamlardaki etkisi tartışılarak daha işbirlikçi, daha hızlı büyüyen bir Türkiye Yapay Zeka Ekosistemi için ihtiyaçlar ve çözüm önerileri değerlendirilerek aksiyon planları oluşturuldu.

Çalıştayda Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi’nin ve çalıştayın hedefleri üzerinde duran TRAI Kurucusu ve CEO’su Halil Aksu şu bilgileri aktardı: 

TRAI Çalıştayı, tüm paydaşları ortak akıl üretebilmesi için bir araya getirdiği Türkiye Yapay Zeka Ekosistemi’nin geleceği hakkında konuşmak için en iyi ortamı sağlamayı hedefleyen bir yapıya sahip. Bu yılın “Vizyon 2033” teması, yapay zeka teknolojilerinin gelecekteki gelişimine ışık tutacak önemli tartışmalara ev sahipliği yaptı. Günümüzün dünyasında artık rekabeti, kalkınmayı, gelişimi yapay zeka teknolojilerinden bağımsız düşünülemez noktaya gelindi. Hukuki, etik, sosyal, ekonomik, çevresel gibi birçok alanı kapsayan ihtiyaçların belirlenmesi ve çözüm önerilerinin getirilmesi çalıştayın bu seneki hedeflerinin bir parçası diyebiliriz. 

6.TRAI çalıştayıyla, önümüzdeki on yılda teknolojinin verimli kullanıldığı, rekabetçi, işbirlikçi, daha hızlı büyüyen bir Türkiye Yapay Zeka Ekosistemi’nin tüm paydaşlarının ortak akılla hareket ederek birlikte aksiyon alması için gerekli planlamalar yapıldı. Yapay zeka ekosisteminde globaldeki gelişimler ışığında farklı paydaşlar arasındaki işbirliklerinin artırılması konusunda TRAI önemli bir etkiye sahip.

TRAI olarak yapay zeka startuplarını yakından takip ederek, yayınladığımız Yapay Zeka Girişim Haritası ve Yapay Zeka Paydaş Haritası gibi çalışmalarla kamuyu bilgilendiriyor ve paydaşlar arasındaki işbirliğini destekliyoruz. Ayrıca yurt dışı ekosistemleri ile ilişkiler geliştirerek, hem Türkiye ekosistemini globalde anlatıyor hem de Türkiye’deki işlerin daha global hale gelmesi için işbirlikleri geliştirmeye yönelik çalışıyoruz. Yapay zekanın dahil olduğu iş dünyasının önemli problemlerinden biri olan yetkinlik gelişimi konusunda destekleyici eğitimler veriyor, şirketlerdeki farkındalığı artırmak üzere seminerler düzenliyoruz. Yapay zeka olgunluğunu anlamak, artırmak, ekosistem işbirliklerini geliştirmek isteyen kurumlara çalıştaylar düzenleyerek, yol haritaları hazırlıyor ve işbirliği geliştirebilecekleri paydaşlarla bir araya getirerek bu yolculuklarına eşlik etmeye çalışıyoruz.” 

İyi örneklerin yaygınlaştırılmasını hedefleyerek başarılı yapay zeka projelerinin, teknolojik yetkinlik olarak öne çıkan projelerin daha fazla anlatılması gerektiğini belirten Aksu, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

“TRAI olarak yapay zeka projelerinin çeşitlenmesini, yapay zekaya olan yatırımın ve verimliliğin artırılmasını hedefliyoruz. Bu bağlamda TRAI Meetup, TR AI Week, TRAI Webinar gibi etkinlikleriyle, TRAI Blog ve TRAI Podcastlerle başarı hikayelerine yapay zekanın etkilerini ortaya koyuyor ve ekonomik olarak katkısını anlamaya ve anlatmaya destek oluyoruz. Sürdürülebilir bir kalkınma için ekosistem işbirlikleri, teknoloji yatırımları önem arz ediyor. Faydayı ve gelişimi odağına alan tüm paydaşlarımıza çalıştaya katılımları ve çalışmalarıyla yapay zeka ekosistemine katkıları için teşekkür ederiz.”

En önemli çıktılardan biri: TRAI Academy

Yapay zeka teknolojilerini kullanan farklı sektörel kurumların da yapay zeka teknolojisi üreten yerli ve global teknoloji şirketlerinin de en önemli ortak sorunu yetkin insan kaynağına ulaşabilmek. 2017 yılından beri gündeme gelen çalıştaylarda en önemli başlıklardan biri hem yeni yetenekleri ekibe dahil etmek hem de var olan yetkinlikleri geliştirmek. TRAI bu konuya hizmet etmek üzere TRAI Academy isimli eğitim akademisini kurdu. TRAI Academy’nin amacı veri bilimi ve yapay zeka alanında iş dünyası profesyonellerinin ihtiyaç duyduğu yetkinlik kazanımları için etkili verimli programlar sunmak. Amacı doğrultusunda bu alanda hem kurum içi yetkinlik gelişim programları hem de üniversite öğrencileri için bu alana özel iş hayatına hazırlık programları yürütülüyor.

Yerli girişim Chemic Medikal, kitle fonlama turunda hedefini tamamladı

Hastane, diş klinikleri ve veteriner klinikleri gibi cerrahi işlemlerin yapıldığı alanlarda indikatör stripler aracılığıyla sterilizasyonu kontrol eden Chemic Medikal, kitle fonlama turunda hedefini tamamladı. Efonla üzerinden kitle fonlama turuna çıkan girişim, %5 pay için 500 bin TL’nin üzerinde yatırım aldı.

Sterilizasyon cihazlarının uygun süre, sıcaklık ve gaz gibi etmenlerinin tam ve yeterli düzeyde etki edip etmediğini pratik bir şekilde gösteren teknolojidir. Bu indikatörler sterilizasyon türüne göre özel olarak üretilen etken maddenin renk değiştirmesi ile çalışıyor. İstenilen renk değişiminin gerçekleşmediği durumda sterilizasyon işleminin tekrar edilmesi gerekiyor. İndikatör strip kullanım kolaylığı ve yüksek doğruluk oranı sayesinde ameliyat sonrası bakteri ve virüs kaynaklı endikasyonların azaltılmasında büyük rol oynuyor.

Farklı çalışma programları kullanan sterilizasyon cihazlarının (otoklav) etkinliğini gösteren indikatör strip üretimi için fon talebinde bulunuldu. Cerrahi işlemler anında steril olduğu düşünülen aletlerin sterilizasyon onayını görsel olarak cerrahi ekibe kısa ve net bir şekilde bildiriyor. Bu sayede cerrahi işlem anında bulaşması muhtemel olan enfeksiyonların önleyici ilk adımı oluyor. Bu işlem ameliyat öncesi ve ameliyat anında etkin olan tüm sağlık personeline ekipmanların temizliği ile ilgili hayati bir bilgi veriyor.

Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan verilere göre 2020 yılında toplam 3.722.218 ameliyat gerçekleştirilmiş ve 2021 yılı verisine göre ise 353 milyar 941 milyon TL sağlık harcaması yapılmış. Bu veriler bizlere sağlık sektörünün önemini bir kez daha hatırlatıyor. Her bir ameliyat öncesinde hasta üzerinde kullanılan malzemelerin steril edilmesi gerekiyor. Sterilizasyon işleminin doğruluğunun test edilebilmesi için kullanılan indikatörler operasyon sonrası oluşabilecek olumsuz durumların önüne geçilebilmesi için hayati bir rol üstleniyor.

Bu indikatörler sadece hastane ve diş hekimliği kliniklerinde değil veterinerler, estetik tıp merkezleri gibi cerrahi işlemlerin yoğun olarak yapıldığı alanlarda da kullanılıyor. İndikatörler sterilizasyon işlemi sırasında ameliyatta kullanılacak aletlerin arasına yerleştirilir işlem sonrasında indikatör türüne göre üzerinde oluşan renk değişimi sayesinde sterilizasyonun istenmeyen mikroorganizmaları öldürücü düzeyde gerçekleştiği teyit ediliyor. Eğer indikatör başarılı sonuç vermiyorsa sterilizasyon işleminin tekrarlanması gerekiyor.

Projede fonlamanın başarı ile kapanıp fon tutarı girişimci hesabına aktarıldıktan sonra 24 ile 36 ay arası kitle fonlamadaki satış tutarı üzerinden geri alım garantisi veriliyor.

Yatırımla beraber girişim, 1. yıl sonunda 43.100 kutu ve 2. yıl sonunda 86.200 kutu indikatör stripler üretmeyi planlıyor.

Eğitim teknolojilerine odaklanan Oneday, 6.2 milyon dolar yatırım aldı

Girişimcilik eğitimi için kurulan ilk platform Oneday, düzenlenen Seri A turda 6.2 milyon dolar yatırım aldı. Tur, Ananda Impact Ventures, Brighteye Ventures, Outward VC, Flint Capital ve Sparkmind.vc katılımıyla gerçekleşti.

Ranbir Arora ve Taras Polik, İngiltere’nin geleneksel yüksek öğrenim endüstrisine meydan okuyan yeni bir eğitim teknolojisi platformu Oneday’i kurdu. Kurucu ikili, giderek daha fazla insan kurumsal işler yerine girişimciliğe, serbest mesleğe ve yaratıcı ekonomiye yöneldikçe alternatif bir eğitim türüne duyulan ihtiyacı fark etti.

Girişim, platformu aracılığıyla tomurcuklanan girişimcileri modern iş ortamının zorluklarına ve fırsatlarına hazırlayan pratik, gerçek dünya deneyimi sağlamaya odaklanıyor.

Programın lansmanı, gelişen iş ortamıyla, özellikle de birçok kişinin bir sonraki sanayi devrimi olarak adlandırdığı yapay zekanın hızlı gelişimiyle uyumlu oluyor.

Oneday, yaptığı anketin, İngilizlerin yüzde 26’sından fazlasının işlerinin önümüzdeki beş ila on yıl içinde yapay zeka teknolojisinden etkileneceğini düşündüğünü ortaya koyduğunu söylüyor. Önceki veriler, yapay zekanın 300 milyon işin yerini alabileceğini tahmin ediyor.

Oneday kurucusu ve CEO’su Ranbir Arora:

“6.2 milyon dolarlık başarılı bir bağış toplamanın ardından, yeni MBA programımızı başlatmaktan büyük heyecan duyuyoruz. Bu, girişimcilik etrafında daha geniş bir eğitim sistemi oluşturmanın ilk adımı oluyor.”

Ananda Impact Ventures’tan Johannes Weber:

“Erişilebilir, pratik girişimcilik eğitimi, bireysel finansal bağımsızlığın kilidini açmanın, ekonomik büyümeyi artırmanın ve yeniliği teşvik etmenin anahtarı oluyor. Oneday ile bu fırsat herkes tarafından erişilebilir hale geliyor. Bu dönüştürücü çabaya aktif olarak dahil olmaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi.

Girişim, aldığı yatırımı yeni akredite edilmiş MBA programını başlatmak için kullanacağını açıkladı.

Ford E-Tourneo Courier tanıtıldı: İşte aracın özellikleri

Ford, otomotiv dünyasının geleceğine öncülük eden ‘Geleceği Bugünden Yaşa’ vizyonu kapsamında Ford Otosan mühendisleri tarafından geliştirilen yeni, tam elektrikli E-Tourneo Courier‘i tanıttı. SUV’den ilham alan farklı tasarımıyla öne çıkan ve macera için tasarlanan çok amaçlı Tourneo Courier, aynı zamanda tarzıyla ve beş koltuğuyla yolculara geniş alan sunuyor.

Ford‘un çok yönlü Tourneo ailesinin elektrikli araç sahibi olmayı daha çekici ve erişilebilir hale getirmek amacıyla kapsamlı dijital deneyimler ve bağlantılı özelliklerle sunulan en yeni üyesi, gücünü rafine bir tam elektrikli aktarma organından alıyor. Pratik uzaktan yazılım güncellemeleri (OTA) de aracın kullanıcı deneyimini bağlanabilirlik teknolojileri ile daha da geliştirmeye imkân veriyor.

Ford CEO’su Jim Farley:

“E-Tourneo Courier gibi heyecan verici yeni araçlar Ford’un Avrupa’daki geleceği. Elektrikli, eğlenceli ve macera ihtiyacından besleniyor. Yeni tam elektrikli çok amaçlı aracımız, müşterilerimiz için bağlantılı, vazgeçilmez araçlar sunmak üzere yaptığımız küresel yatırımın en son göstergesi” dedi.

E-Tourneo Courier, Ford’un 2024 yılına kadar Avrupa’da sunmayı taahhüt ettiği on tam elektrikli modelden biri. 2035’te tüm araç satışlarında net sıfır emisyonu hedefleyen Ford bu kapsamda 2026 yılı sonuna kadar 2 milyondan fazla tam elektrikli aracı kullanıcılarla buluşturmak üzere küresel çapta 50 milyar dolar yatırım yapıyor.

Macera için tasarlandı

Geniş ve işlevsel bir araç yaratmak için geliştirilen E-Tourneo Courier, dinamik ve kompakt bir tasarıma sahip. Dış tasarımda kısa burun ve sade çizgiler görsel genişlik hissini ve sağlamlığı güçlendirirken, Ford’un imzası olan krom elmas ızgara ile elektrikli araçlara özgü uçtan uca farlar aracın fütüristik görünümünü tamamlıyor.

Tam elektrikli ve çok amaçlı E-Tourneo Courier, beş kişiyi ve bagajlarını konforlu bir şekilde taşıyacak şekilde geliştirildi. 60-40 oranında bölünmüş arka koltuk ve mevcut Tourneo Courier’den yüzde 44 daha büyük olan bagaj alanı pratikliği bir üst seviyeye taşıyor. Kullanıcılar ayrıca geliştirilmiş omuz ve baş mesafesinin yanı sıra yapılandırılabilir orta konsol, gizli bagaj bölmesi ve 44 litrelik bagaj dahil olmak üzere bir dizi kullanışlı saklama alanı seçeneğinden de yararlanıyor.

Araç içi dijital deneyimler ise, tam dijital gösterge paneli ile 12 inçlik geniş dokunmatik ekran aracılığıyla kontrol edilen SYNC 4 bilgi-eğlence sistemini kapsayan ‘digiboard’ gösterge paneli çevresinde toplanıyor. Tam bağlantılı kabin, kablosuz Android Auto ve Apple CarPlay entegrasyonunun yanı sıra hareket halindeyken bağlantıda kalmayı sağlamak üzere bir telefon şarj pedi sunuyor. Kablosuz yazılım güncellemeleri, servise gitmeyi gerektirmeden zaman içinde işlevselliği artırmak üzere planlanabiliyor.

E-Tourneo Courier; kontrast tavan rengi, çamurluk kemeri çıtaları ve tavan barları gibi bir dizi şık seri seçeneğiyle sunuluyor.

Tam elektrikli yeni sürüş deneyimi 

E-Tourneo Courier’in 100 kW (136 PS) gücündeki e-motoru, akıcı ve tam elektrikli yolculuk deneyimi vadederken, seçilebilir tek pedallı sürüş modu bu deneyimi daha da geliştiriyor. Sınıfının en kapsamlı gelişmiş sürücü destek sistemleri paketi ise günlük sürüş ve uzun yol seyahatlerini keyifli hale getiriyor. Sürücüler ayrıca Normal, Eko ve Kaygan sürüş modlarından birini seçebiliyor.

E-Tourneo Courier, AC’de 11kW ve DC’de 100 kW olmak üzere iki farklı şarj seçeneğiyle sunuluyor. Ford’un uçtan uca tasarladığı evde şarj çözümü, kullanışlı şarj uygulaması ve geceleri daha uygun elektrik tarifesinden yararlanmak üzere geliştirilen zamanlama özelliği ile şarj yönetimini kullanıcılar için daha kolay hale getiriyor.

AC şarj özelliğiyle 5,7 saatte yüzde 10-100 arası şarj sağlanıyor. Halka açık şarj cihazlarını içeren E-Tourneo Courier’in DC hızlı şarj özelliğiyle kullanıcılar araçlarını sadece 10 dakikada şarj edebiliyor ve 87 km menzil ekleyebiliyor, ayrıca evden uzakta hızlı bir şarja ihtiyaç duyduklarında 35 dakikadan kısa sürede yüzde 10-80 arasında şarj sağlayabiliyorlar.