Ana Sayfa Blog Sayfa 1020

ING Bank ile İTÜ ARI Teknokent iş birliğine giderek, İTÜ Çekirdek’ten fintech girişim yetiştirecek

ING Bank, finansal teknolojiler (fintech) üzerine çalışan girişimcilerin projelerini hayata geçirmesine destek olmak üzere İTÜ ARI Teknokent ile iş birliğine gitti. Buna göre, Kasım ayında 6’ncısı düzenlenecek “Big Bang” yarışmasında başarılı fintech girişimlerine mentorluğun yanı sıra “ING Bank Fintech Özel Ödülü” verilecek ve toplam 40 bin Euro ödül dağıtılacak. Hedef, fikirlerin finansal teknoloji alanında ticari ürünlere dönüşmesini sağlamak.

Tüm Türkiye’den İTÜ Çekirdek’e başvurarak önkuluçka aşamasını tamamlayan başarılı girişimci ekipler, Big Bang’de finansman ve kuluçka desteğine ulaşmak için yarışacak. Bu kapsamda ödül veya yatırım olarak toplam 5 milyon lirayı aşkın sermaye desteğinin girişimcilerle buluşması bekleniyor.

Fintech girişimcileri, 19 Ağustos 2017 tarihine kadar İTÜ Çekirdek’e başvurarak eğitim ve önkuluçka sürecinden yararlanma ve Big Bang 2017 adayları arasına girme fırsatı yakalayacak.

Tüm Türkiye’den başvuran girişimcilerle, melek yatırımcıları ve hiçbir karşılık beklemeden destekte bulunan kurumları bir araya getiren Big Bang Girişimcilik Yarışması, ticarileştirilebilir ürünlerin ortaya çıkarılmasını amaçlıyor. Bu yıl 6’ncısı düzenlenen Big Bang Girişimcilik Yarışması’nda başarılı bulunarak toplam 5 milyon liradan fazla ödül veya yatırıma ulaşması beklenen tüm girişimciler, İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi’nde de bir yıl süreyle özel destekleme ve mentorluk programına alınacak.

ING Bank Operasyon ve Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Görkem Köseoğlu, artık fintech’lere kuluçka döneminde de destek olacağız derken, İTÜ ARI Teknokent CEO’su Kenan Çolpan ise yeni fintech fikirlerin, İTÜ Çekirdek’te gelişmeye daha uygun bir ortam bulacağını dile getirdi.

İTÜ Çekirdek Big Bang’de projesiyle yer almak isteyen girişimcilerin daha fazla bilgi ve kayıt için Big Bang sitesini ve İTÜ Çekirdek internet adreslerini ziyaret etmeleri yeterli.

Yerli girişim Fosefi, Dünyadaki medya içerikleri ticaretine yeni bir model getirerek tekelciliği yıkmayı hedefliyor

Delaware merkezli bir Türk girişimi olan Fosefi; dizi, film, belgesel, çizgi film, reality tv show’ları gibi yayın hakları ticaretinin online ve global olarak yapılmasına imkan sağlayan bir B2B pazar yeridir. Fosefi, kullandığı son teknolojiler ve sisteme entegre ettiği yapay zeka algoritmalari ile içerik ticaretini farkli bir boyuta taşımayı ve müşterilerine Dünya’nin en hızlı pazarlama kanalı sunmayi hedeflemektedir.

Girişimin ilk adımları Mayıs 2016’da İstanbul’da Serhan Yıldırım tarafından atıldı. Fakat gerçek anlamda bir girişim kimliğini Ekim 2016’da kazandı diyebiliriz. Ekim 2016’da çekirdek kadrosu oluşturuldu ve bu sürede takımlarını televizyon ve hukuk dünyasından önemli isimler bu girişime dahil oldu. Şu an Fosefi 7. ayına girdi ve kurucusu Serhan girişimin, 1 yaşına girdiğinde ayağa kalkıp yürümeye başlayacağını dile getirdi.

Fosefi henüz 3. ayını doldururken Etohum 2017 girişimlerinden biri olarak seçildi. Sonrasında Girişimcilik Zirvesi ve Startup Turkey gibi Türkiye’nin en büyük Startup etkinliklerinde yerli ve yabancı iş dünyasına kendini tanıtma şansı yakaladı. Bu süreçte ekosistemden birçok kişiyle beyin fırtınaları yaparak işlerini geliştirmede önemli bir süreçten geçti. Kendisi de bu süreçlerin ürünlerini geliştirmesinde katkısı olduğunu söylüyor. Mesela yapay zeka teknolojisi bu süreçte sistemlerine dahil edilmiş. Şimdilerde machine learning üzerine çalışıyorlarmış. Amaçları bu teknolojilerden faydalanarak Fosefi’yi Dünya’nın en hızlı içerik pazarlama aracı haline getirmek.

Girişim; AWS, Google-Widevine, Stripe, MongoDB, Nodejs, AngularJs kullandığı alt yapılarınu kullanıyor.

Kurucusu Serhan Yıldırım, girişimin gelişmesiyle ilgili şu sözleri söylüyor.

“Dünya’nın en büyük ve en prestijli Televizyon ve Video On Demand içerikleri etkinliği olan, Fransa’nın Cannes şehrinde ki MipTv’ye katılarak bu ilişkileri global boyuta taşıdık. MipTv’de Hindistan’dan Kore’ye, Kore’den Amerika’ya kadar çeşitli lokasyonlardan farklı rollere sahip firmalardan görmüş olduğumuz ilgi bizi çok mutlu etti ve buradan elde etmiş olduğu şimdilik sözlü anlaşmalar ile alıcı sayısını 50’ye, içerik sayısını da 400’e çıkarmayı başardık. Fosefi’nin geliştirme sürecini Temmuz ayı sonunda bitirmeyi planlıyoruz. Şu an Dünya’da spesifik olarak bu alanda ki tek rakibimiz trx.tv isimli şirket. Tabi ki Miptv, Discop gibi fiziksel marketlerde rakiplerimiz diyebiliriz.”

Girişim, ilk günden global bir girişim olarak kuruldu. En büyük hedefleri Dünya’daki içerik ticaretine hakim olan oligarşiyi yıkmak. Bunu eğer başarabilirse, Fosefi’nin oluşturduğu etkinin milyonlara ulaşacağı söyleniyor. Şöyle düşünebilirseniz bir Türk filmi Fosefi üzerinden Arjantin’e satıldığında; Arjantin’li milyonlar Fosefi’nin de katkısıyla Türk kültürüyle tanışmış olacaklar.

Gelir Modeli

Bütün teknolojiler kullanıcılarına ücretsiz olarak sunulacak. Kullanıcılar sadece yaptıkları ticaret başına ufak bir komisyon ücreti ödeyeceklermiş. Bunun yanı sıra Fosefi içerisinde kullancılara sağlanan bazı ekstra servisler ücretli olacakmış. “Fosefi Original” olarak kategorilendirilen ve Fosefi’nin içerik üretim takımı tarafından hazırlanan içeriklerden elde edilen gelirler de olacakmış.

Girişimle ilgili gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

UBER ile 5 Haziran’da, BMW i3 araçlarıyla İstanbul’da ücretsiz yolculuk yapabilirsin

5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde bir UberGREEN çağırıp tamamen elektrikli BMW i3 araçlarıyla çevre dostu ve ücretsiz yolculuk yapabilirsin.

UberGREEN’i nasıl kullanabilirsiniz?

İstanbul’da belli bir bölgede kullanabiliyorsunuz.

Ücretsiz UberGREEN kullanabileceğiniz bölge

Henüz Uber kullanıcısı değilseniz, Uber uygulamasını App Store‘dan veya Google Play‘den ücretsiz indirin ve bir hesap oluşturun. 5 Haziran, 13:00 – 18:00 arası, Uber uygulamasını açın, İstanbul’da aşağıdaki bölge içindeyseniz, aşağıda UberGREEN için bir çağırma butonu bulacaksınız. Alınmak istediğiniz konumu işaretleyin ve bir UberGREEN çağırın. UberGREEN aracıyla eşleştiğinizde, bir BMW i3 aracı dakikalar içinde bulunduğunuz konuma gelecek ve sizi gitmek istediğiniz yere götürecek.

Yemek Sepeti, dünyanın en başarılı üniversitelerinden olan Harvard’da derslere konu oldu

2000 yılında kurulan ve Türkiye’nin önemli bir İnternet markası olan Yemek Sepeti, dünyanın en başarılı üniversitelerinden Harvard‘da derslere konu oldu. Okulun vaka çalışmaları arasına girmiş oldu.

Growing and Expanding the Business Model Through Data – Veri Sayesinde İş Modelini Büyütme ve Geliştirme” isimli çalışma kapsamında, Yemeksepeti’nin iş modeli analiz edildi.

HBS Profesörü William Kerr tarafından yürütülen çalışma kapsamında, Yemeksepeti Kurucusu ve CEO’su Nevzat Aydın dahil olmak üzere şirket çalışanlarıyla 4 ay süren bir görüşme yapıldı.

Çalışmada, Türkiye’de henüz internetin yaygın şekilde kullanılmadığı ve girişimcilik ekosisteminin oluşmadığı yıllarda bir internet girişimi olarak yola çıkan Yemeksepeti’nin süreç içerisinde geliştirdiği özgün iş modeli incelendi.

Bu doğrultuda kullanıcı memnuniyeti odaklı yaklaşımı, mobil entegrasyon süreçleri, yatırım kararları, ürün geliştirme, marka işbirlikleri ve pazarlama çalışmalarında veri tabanlarının kullanımı gibi konulara vurgu yapıldı.

Gelecekte daha fazla marka çıkması temennisiyle, Yemek Sepeti’ni tebrik ediyoruz.

KOSGEB’ten İş Geliştirme Merkezi (İŞGEM) desteği

KOSGEB, KOBİ’lere işletme geliştirme koçluğu, destek ağlarına ulaşım, finans kaynaklarına erişim imkânı, uygun koşullarda iş yeri mekânı, ortak ofis ekipmanı ve ofis hizmetleri sunmak amacıyla kurulacak bir İŞGEM’in, kuruluş ve işletme giderlerine geri ödemesiz destek sağlamaktadır.

Bu desteğe; Belediyeler, Yüksek Öğretim Kurumları, Özel İdareler, Meslek Kuruluşları ve İnkübatörler (Kuluçka Merkezleri) başvurabilir.

İŞGEM Kuruluş Desteği süresi en fazla 18 ay,
İŞGEM İşletme Desteği süresi en fazla 36 ay’dır.

KOSGEB İŞGEM Desteği Oranları

> Bölgeler: KOSGEB Bölgeleri

İŞGEM Kuruluş Desteği

  • Bina tadilatı için 500.000 (beş yüz bin) TL,
  • Ofisler ve ortak kullanım alanları için gerekli olan mobilyalar ve donanım (bilgisayar altyapısı dâhil) alımı için toplam 100.000 (yüz bin) TL,
  • Personel net ücreti (asgari geçim indirimi, ikramiye, prim vb. ek ödemeler hariç), kişi başına 3.000(beş bin)TL’yi geçmemek üzere en fazla 3(üç) personel için, toplam 50.000 (elli bin) TL

olmak üzere, geri ödemesiz destek üst limiti 650.000 (altı yüz elli bin) TL’dir.

İŞGEM İşletme Desteği

  • Personel net ücreti (asgari geçim indirimi, ikramiye, prim vb. ek ödemeler hariç), kişi başına 3.000 (üç bin) TL’yi geçmemek üzere en fazla 5 (beş) personel için, toplam 100.000 (yüz bin) TL
  • İŞGEM işletmelerine yönelik toplu eğitim/danışmanlık faaliyetleri için 50.000 (elli bin) TL,
  • İŞGEM Binası küçük tadilat işleri için 20.000 (yirmi bin) TL,
  • İŞGEM tanıtım/organizasyon giderleri, işbirliği ağlarına erişim giderleri için 30.000 (otuz bin) TL, olmak üzere geri ödemesiz destek üst limiti 200.000 (iki yüz bin) TL’dir.

Destekten Yararlanma Koşulu ve Başvuru

İŞGEM kuruluş ve işletme desteği için KOSGEB Müdürlüğü’ne iş planı ve ilgili belgeler ile birlikte başvuru yapılması gerekmektedir..

Destekten yararlanmak isteyen işletici kuruluş, www.kosgeb.gov.tr adresindeki KOSGEB Veri Tabanına kayıt olur.

TÜBİTAK 1511 Programı ile Girişimciler için 3 Milyon TL’ye kadar hibe desteği alma imkanı

2017 yılının başlamasıyla birlikte çoğu sektörde olduğu gibi devlet nezdindeki Ar-Ge ve girişimcilik fonlarında da bariz bir hareketlenme gözleniyor. Özellikle TÜBİTAK tarafında önce ödemelerin hızlandırılması ve akabinde 1512 BİGG programının yeniden açılması, sermaye arayışındaki girişimcileri oldukça heyecanlandırdı.

TÜBİTAK son olarak, 1511 Öncelikli Alan Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı kapsamında oldukça özgün teknoloji alanlarında 32 ayrı çağrı açarak bahsi geçen alanlarda çalışan girişimciler ve teknoloji şirketlerine proje başına 3.000.000 TL’ye varan hibe desteğinden faydalanma imkanı sunmuş oldu.

Peki TÜBİTAK 1511 Programı nedir? Nasıl destek alınır? Diğer programlardan farkları nedir? Bu yazımızda tüm bu sorulara olabildiğince net yanıtlar vermeye çalışacağız.

Girişimciler ve İşletmelere Yönetlik TÜBİTAK Destekleri

Yukarıdaki görselde ifade edildiği üzere temelde girişimcilerin TÜBİTAK nezdinde faydalanabileceği 5 ana destek programı var. İstatistiklere, en çok 1507 ve 1501 programına başvuru yapıldığını gösteriyor. Çünkü her iki program için de yılın 365 günü konu ve sektör sınırlaması olmaksızın başvuru yapılabiliyor. Örneğin kuruluşundan bu yana saha satış yönetimi yazılımları geliştiren bir işletme, istediği herhangi bir zaman diliminde “makine öğrenmesi destekli beyin egzersiz ve eğitim yazılımı” gibi bir proje için 1501 ve 1507 programlarına başvuru yapıp hibe alma fırsatı edilenebilir.

1509 programı için ise yurt dışından en az 1 ortak bulması gerekli. Akabinde yine zaman ve konu sınırlaması olmaksızın başvuru yapılabilir. 1512 programı içinse girişimcinin bireysel olarak ve çağrı açıldığı zaman başvuru yapması gerekli.

Diğer 4 programın aksine 1511 programı ise; her yıl 2 defa TÜBİTAK tarafından açılan özel teknoloji alanlarına yönelik olarak “yine bu alanlarda özelleşen ve teknolojik know-how sahibi” teknoloji şirketlerinin başvurularını kabul etmektedir. Eğer ilgili teknoloji şirketi, 1511 çağrısının gerektirdiği uzmanlık alanına sahip değilse ve/veya bunu proje dökümanında yeterince iyi anlatmazsa, henüz projenin ön değerlendirme aşamasında elenmesi söz konusu olabilecektir.

Aşağıdaki görselde, henüz 1 gün evvel TÜBİTAK tarafından 1511 programı kapsamında açılan yeni proje çağrıları yer almaktadır.

TÜBİTAK 1511 Programında Açılan Yeni Çağrılar (Haziran 2017)

1511 programları, girişimci ve teknoloji şirketlerinin diğer TÜBİTAK programlarına oranla çok daha yüksek destek oranlarıyla çok daha fazla hibe alabilmelerini sağlamaktadır. Örneğin 1507 programında KOBİ ölçeğindeki bir işletmenin alabileceği maksimum hibe miktarı 375K iken 1511 programında 3M; 1501 programı kapsamında Sanayi ölçeğindeki bir işletmenin alabileceği maksimum destek oranı %60 iken 1511 programında %66’dır. Bu yönüyle 1511 programı, diğer programların aksine çok daha caziptir.

O halde, 1511 programından faydalanmak için ne yapmak gerekli?

  1. Bu bağlantıda işletmenin faaliyet alanları ve teknolojik yeteneğiyle uygun bir çağrı bulunmalı,
  2. Bulunan uygun çağrıya ait çağrı rehberi detaylıca okunmalı ve çağrıya ilişkin özel şartları sağlamak adına gerekli adımlar atılmalı,
  3. TÜBİTAK’ın proje başvuru sistemi PRODİS, üzerinden işletmeye bir profil oluşturulmalı ve ön kayıt işlemi gerçekleştirilmeli,
  4. PRODİS üzerinden proje dökümanı hazırlanmalı ve TÜBİTAK’a online olarak gönderilmeli.
  5. Sabretmeli 🙂

1511 programına ilişkin takvim ise şu şekilde:

Başarılar!

“Not: yazının hazırlanması sürecinde egirişim’e özel desteklerini esirgemeyen Projemetre R&D Consultancy ekibine teşekkürler.”

Yeni nesil çalışma modeli: Açık Ofis Alanları

Günümüzde bazı şirketler evden çalışma konusunda esnek davranmaya başladığı gibi, bazı şirketlerde açık ofis alanlarından yer kiralayarak iş gücünün bir kısmını buralara taşımaya başladı. Ülkemizde son yıllarda aktif olan açık ofis alanları ile freelancer iş yapanlar ya da daha ufak yapıda olan şirketler, bu noktalarda konumlanarak, yeni nesil çalışma alanlarından faydalanıyorlar.

eOfis Pazarlama Müdürü Onur Kenar ile gerçekleştirdiğimiz röportaj ile bu alanlarda çalışmanın faydalarından bahsetti. Özellikle açık bir ofiste çalışıyorsanız iş arkadaşlarınızla daha rahat iletişim kurabilir, problem çıkma ihtimalini azaltabilir ve performansınızı artırabilirsiniz.

Açık ofislerde çalışanlar, diğer şirket çalışanları ile sosyal bir ortam geliştirerek beraber iş yapabilirler ve yeni müşteriler kazanabilirler. Bu alanlardaki şirket çalışanları ofise gelmeye teşvik olacak ve kurumsallaşmış monoton yapılardan biraz daha uzaklaşıp, şirket içerisinde daha verimli olmaya başlayacaktır.

Özellikle girişimler için de sektöre yeni girdiklerinde karşılaşacakları klasik ofis maliyetlerinin fazla olmasının yarattığı dezavantajlardan kurtuluyorlar.

Açık ofisteki farklı disiplinlerden çalışanların bir arada olduğu atmosferi göz önünde bulundurduğumuzda, yeni insanlarla tanışarak, işimizi geliştirebilir ve işimizle ilgili yeni fikirler üretebilmenizi sağlıyor. Kısa dönem yapılabilecek sözleşmelerin getirdiği esneklik olduğu gibi, depozito gibi maliyetleriniz de olmuyor.

Hızlı internet, posta kargo takibi, resepsiyonist ve sekreterya hizmetinin işlerini oldukça kolaylaştırmanın yanı sıra ihtiyaç duydukları prestijin sağlaması. Çünkü yeni şirketlerde bütçenin henüz olmamasından dolayı, bu alanlarda bu eksikleri daha uygun fiyatlara yapabiliyorsunuz.

İş toplantıları için farklı lokasyonlardaki tam donanımlı toplantı odalarından da yararlanabilme olanağı bulunuyor. Müşterilerinizi birçok yerde ağırlayabiliyorsunuz. Ayrıca siz de açık ofis alanının diğer illerdeki şubelerinden yararlanarak, birçok ilde rahat rahat çalışabiliyorsunuz.

Onur Kenar yaptığı bir açıklamada; “Home Office konseptine kıyasla farklı şehirlerden, farklı kültürlerden yerli yabancı bir çok girişimci ile aynı ortamda bulunmanın kazandıracağı sosyalleşme duygusu ve motivasyon, global çağda bunun bir gereklilik oluşu, bu alanların tercih edilmesini sağlıyor.

Rezervasyonların ve sekreterya hizmetinin eOfisim mobil uygulama ile cepten yönetilmesi, ofis yönetiminin tek tuşla sağlanabilmesi.

Bu alanlarda yazılım ve bilişim sektörlerinden profesyonellerin düzenlediği seminerler sık sık gerçekleştiriliyor, böylelikle girişimcilik temalı seminerleri yakından takip edebiliyorsunuz.

eOfis kurucu Onur Kenar’a, açık çalışma alanları ile ilgil bilgi verdiği için teşekkür ederiz.

Girişimler için üç önemli sembol

Yer ve zaman kavramı olmadan yaşamayı öğrendiğimiz bir dönemdeyiz. Peki biz bu dönemin içerisinde neredeyiz? Girişimler için üç başlıkta toplamaya çalıştım. Deneyimde farklılaşmak için neler yapmamız gerek?

1) Müşteri ile Kesintisiz Diyalog Kur :

  • Anket
  • Bu üründen veya hizmetten memnun kaldınız mı?

Değil !! Sıkıcı. Sıkıldık bunlardan.

Önce müşteri konuşsun. Sen konuşma dinle ve anla.

Kesintisiz Diyalog Nedir?

Müşterilerin gerçekten süreçlerin içine dahil olduğu;

  • Yeni Ürün Geliştirmede,
  • Kampanya Tasarlanırken,
  • Fiyat Belirlerken,

müşteri tarafından fikir beyan edilmesidir.

2) Gücünü dengede tut :

Girişimimizi hayatta tutmak için spor yaptırıyoruz. Bu sporu dengeli ve yetenekleriyle doğru orantıda yaptırırsak sağlıklı bir girişim sahibi oluruz.

Bunun için var olan gücünüzü doğru mesaj ile doğru kanal üzerinden, doğru mecralara yatırmamız ve bunun ROI’sine bakmamız gerekiyor.

Biz ne kadar gücümüzü doğru kullanırsak o zaman hedeflediğimiz kitleye daha verimli ulaşmış olacağız.

3) Müşteri beklemez, beklenir :

İnsanlara soruyorlar en sevdiğiniz hayvan hangisi diye.

Sonuçlara baktığımızda çoğu hızlı hayvanları söylemiş.

Hızı seviyoruz. Hız ile yaşıyoruz.

Son yıllarda “HIZ” hayatımızın biçimlendiren bir argüman oldu.

Bugün bankaya gitmeden mobilden sıra alabiliyor, gideceğimiz yere mobil uygulama sayesinde ne kadar sürede gideceğimizi görebiliyoruz.

Müşteri beklemek istemiyor.

Müşteri kendisine İşletmelerin sunduğu ürün ve hizmetleri hıza göre değerlendiriyor.

Tüm bunlara kendimizi hazırlamalıyız.

Haftaya görüşmek üzere.

Yavuz Borazan

Lise öğrencisi Mert, bomba bulan casus drone projesi ile uluslararası ödül aldı

Muş’ta 11 yaşındaki ortaokul öğrencisi Mert Delibalta, toprağa gömülü patlayıcıların yerini tespit edebilen bomba bulan casus drone projesi geliştirdi. Mert, yaptığı bu projeyle Erciyes Üniversitesi’nin düzenlediği “2. Uluslararası Eru Mekatron Robot Yarışması”nda birinci oldu.

Bu drone, toprağın 1 metre altında kadar barutu tespit edebildiği söyleniyor. Projede; görüntü işleme cihazı, kontrolcü kartı, karbon fiber özel çizilmiş şase, kamera, motor, yazılım ve kumanda kullanılmış.

Mert, projesiyle ilgili yaptığı açıklamada;

“Drone üzerine görüntü işleme cihazını yerleştirdim. Bu cihaza barutun elementlerini bilgisayar ortamında java yazılımı desteğiyle kodladım. Kodlanmış görüntü işleme cihazına bağlı kamera, bu elementleri dedektör sistemi sayesinde gördüğünde hemen uyarı sinyali vermeye başlıyor. Barutun nerede olduğunu tespit ediyor. Drone bir metre derinliğindeki barutu bulabiliyor. Barutun elementlerini tanıtmak için bin 107 satır kod yazdım. Bu kodlama işlemi 3 ay sürdü.”

Projenin test aşamasında yaşadıklarını da şu şekilde anlatıyor;

“Bir metre derinliğe torpil patlayıcı bıraktık. O bölgede drone ile çalışma yaptık. Burada canlı kamera görüntüsü sayesinde patlayıcının nerede olduğunu gördük. Patlayıcı tespit edildiğinde kumanda üzerinde yeşil nokta yandı.”

Sina Afra’dan Markafoni’nin kapanmasıyla ilgili basın açıklaması

Markafoni’den 2014 yılında hisselerinin tamamının satışını gerçekleştirdikten sonra exit yapan Sina Afra, bugün Markafoni’nin kapanma kararıyla ilgili bir açıklama yaptı.

“Kurucuları arasında yer aldığım Markafoni’nin, faaliyetlerine son vereceğini duyurduğu andan itibaren başta basın sektöründen olmak üzerek pek çok dostumdan görüş talebi aldım. Bu konuda bir bilgi kirliliği bulunduğunu gördüğüm için kısa bir açıklama yapmak istedim.

Markafoni’yi 2008 yılında ortaklarım Tolga Tatari ve Ahmet Emre Sarı ile birlikte kurduk. Türkiye’de e-ticaret alanındaki standartları belirleyen ve bizler için halen çok büyük gurur vesilesi olan bir başarıya imza attık.

Dünyanın önde gelen internet ve medya şirketlerinden Naspers (MIH Allegro), 2011 yılında Markafoni Grubu’nun çoğunluk hissesini satın aldı. Anlaşma kapsamında, anlaşmanın üçüncü yılının sonunda kurucu ortaklar ve Naspers arasında hisse devrinin yapılması öngörülüyordu. 2011-2014 yılları arasında Markafoni’nin cirosu 4 kat büyüdü.

Markafoni’nin kurucu ortakları olarak, 2014 yılında geri kalan hisselerimizin tamamını Naspers’a sattık ve şirketten tamamen ayrıldık. Dolayısıyla 2014’ten bu yana Markafoni ve yönetimiyle ilgili herhangi bir görevim, yetkim ve tasarrufum olmadı.

Markafoni’nin faaliyetlerinin sona ermesinden üzüntü duymakla birlikte, bu kararın sebeplerine ilişkin soruların doğru adresi olmadığımı bu bağlamda hatırlatmak istedim.”