Ana Sayfa Blog Sayfa 923

Doğru üniversite ve bölüm seçmenizi sağlayan girişim: Hangi Üniversite Hangi Bölüm

Her geçen gün, fayda odaklı, değer üreten ve çözüm sunan yeni girişimlerin çıktığını birlikte görüyoruz. Şimdi ise Workup’a seçilen girişimlerden biri olan Hangi Üniversite Hangi Bölüm (HÜHB) girişimini inceleyeceğiz.

Hangi Üniversite Hangi Bölüm; Üniversite öğrencileri ile aday öğrencileri bir araya getirerek, aday öğrencinin kendine en uygun bölüm ve üniversitesini seçmesini sağlayan bir girişimdir. Kısacası; siz üniversite seçerken, web sitesi üzerinden o üniversite ve bölümde okuyan kişilerin, yorumlu içeriklerine ulaşıyorsunuz ve dolayısıyla, o bölümü ve üniversiteyi okuyup yaşamış bir öğrenci size deneyimlerini anlatıyor. Sistem içerisinde, en sık sorulan 13 sorunun cevabı, puan hesaplama ve tercih robotu bulunuyor.

YouTube’da çeşitli içerikler üreten iki isim, Elif Aleyna Duman ve Berke Yağız Sevim tarafından 2 ay önce hayata geçirildi. Bu girişim fikri ilk olarak bir Instagram hesabı ile başladı. Talebin yoğun olması ve Instagram’ın bu konuda çok efektif kullanılamaması, iki girişimciyi bir web siteyi kurmaya yönlendirdi.

“Üniversite tanıtım günleri doğru gelmiyordu”

Doğru bölümü seçme sürecinde yaşadığı zorluklardan yola çıkan Elif ve Berke, konuyu şu şekilde özetliyor: “İkimiz de sınava 2 kez girdik ve şu an henüz 1. sınıftayız. Anlayacağınız işimizin sahasından ayrılalı çok olmadı, bu yüzden bu ihtiyaç aslında kendi arayışlarımızdan başladı. Hem kendimize en uygun bölümü hem de buna en uygun üniversiteyi keşfetmeye çalışıyorduk ancak tanıtım günleri hiç doğru gelmiyordu. Sonra herkesin Facebook’ta okul gruplarına yazıp, oradan birileriyle tanışmaya çalıştığını farkettik. Biz de bu yoğun çabayı kendi girişimimizle daha kolay ve geniş kapsamlı bir hale getirmeyi hedefledik. Bu yüzden Hangi Üniversite Hangi Bölüm girişimini kurmaya karar verdik.”

Türkiye’de her yıl ortalama 2 milyon kişi sınava giriyormuş ve bu sayı her geçen gün artmaya devam ediyormuş. Ortalama ise 160 bin öğrenci yerleştiriliyormuş. Bu rakamları da göz önünde bulunduran Elif ve Berke, pazar büyüklüğünden oldukça memnun.

İki girişimci daha öncesinde öğrenciler için sanal asistan isimli bir girişim kurmaya çalışmışlar. Ancak bütün özellikleri tek bir uygulamada toplamaya çalışmaları, mükemmele ulaşmak için sadece tasarıma odaklanmaları, yazılımcıya da ceplerindeki harçlıklardan artırdıkları şekilde maaş ödemeleri, bir süre sonra bu durumun sürdürülebilir olmadığını farketmeleri ile paralarının kalmamasından ötürü başarısızlıkla sonuçlanmasına neden oldu.

Biz de girişimi yakından takip ediyoruz.

Salto-1P atlama robotu ile tanışın

Salto, arazi engelleri üzerinde zıplama yapabilen çevik bir atlama robotu 2017 yılında üzerine çalışmaya başlanan bu minik robot mesafe hassasiyeti, çevik ve hızlı zıplama kabiliyeti ile bir çekirge gibi yukarı, aşağı, ileri zıplayabiliyor.

UC Berkeley Biyometrik Laboratuvarı tarafından oluşturulan bu küçük robot bir çekirge kadar sezgisel zıplaya bilmek için rotor tabanlı iticiler ve bouncy bacaklarını kullanıyor. “Arazi Engelleri Üzerinde Uyarlanabilir Hareket” anlamına gelen SALTO Latince atlama anlamına da geliyor. Salto, kanguru ve çekirge gibi hayvanları taklit edecek şekilde tasarlanmıştır.

Tüm atlayışları başarı ile sonuçlandıramayan 100 gram ağırlığına ve 26 santim (10 inç) uzunluğuna sahip Salto tasarımı için ilham alınan hayvanlar kadar etkileyici değil fakat bir metre kadar ileri zıplamayı başardı.

ABD Ordusu Araştırma Laboratuvarı tarafından finanse edilen Salto, farklı görevler üstlenen robotların felaket bölgelerinde, zorlu arazilerde gezinebilecek bir gözetim aracı olarak kullanılabileceği söyleniyor.

Horeca dikeyinde video CV platformu: Catchjobs

Farkındaysanız artık girişimleri daha seri bir şekilde paylaşıyoruz. Türkiye’de faaliyet gösteren ve bizim adını duyduğumuz 40’ın üzerinde kuluçka ve hızlandırma programı var. Tüm bu programlar içerisindeki girişimleri hızlı bir şekilde her gün paylaşmaya devam ediyoruz.

Şimdi sizi Catchjobs ismindeki yeni kurulmuş bir girişimle tanıştırmak istiyoruz. Catchjobs, horeca dikeyinden başlayarak iş arayanları, işverenlerle 45 saniyelik video CV’ler ile buluşturan yeni bir girişimdir. Catchjobs sayesinde artık iş arayanlar kendilerini daha iyi ifade ederken iş verenler ise büyük zaman kazanacak ve işe alım sürecinin birçok kaleminde tasarruf edecek.

Catchjobs Chris Maxwell, Ege Sirman, Burak BirandAşkın Karaduman ve Kerem Yılmaz tarafından geçtiğimiz haftalarda hayata geçirildi. Uygulama içerisindeki geliştirmeler Workup girişimcilik programı kapsamında geliştirilmeye devam ediyor.

Kuruculara “bu girişimi neden kurdunuz?” diye sorduk.

“Video’nun yaratacağı insani dokunuşun işe alım sürecinin iki tarafına da büyük katkı sağlayacağını geçmiş deneyimlerimize dayanarak öngörebiliyoruz. Mevcut yöntemler de ne yazık ki iki tarafta da büyük aksaklıklar yaratmakta bu da bizim için büyük avantaj sağlıyor.

Özellikle hizmet sektöründe yerleştirmelerin zorluğu, konvansiyonel cv’lerin yarattığı çöplük ve kağıt parçalarının çalışanların karakterlerini yansıtmadığını ve sürekli insanlarla ilişkide olan bu çalışanların kendilerini yeterli şekilde ifade edememesi en büyük motivasyonumuz oldu. Farklı şehir ve ülkelerdeki açık pozisyonlara başvurmak isteyen insanların artık kendilerini video ile ifade edebilecek olmaları onları tüm başvuru maliyetlerinden kurtaracaktır. Özellikle yazın yaşanan yurtdışı ve Ege bölgesine giden çalışanların ilk mülakat yerine önden videolarının izlenmesi işletmelere çok büyük vakit ve nakit kazancı sağlayacaktır. Ayrıca pozisyonların artık çok daha erişilebilir olması, Catchjobs’un global bir oyuncu olmasını kolaylaştıracağından dolayı ekip olarak çok heyecanlıyız.” olarak cevap verdiler.

Yerel ve global hedefleri

Ege, bu konuyla ilgili “Ağustos ayı ile birlikte önceden belirlediğimiz yurtdışı lokasyonlara agresif olarak açılmaya başlayacağız. Londra şehri başta olmak üzere yurt dışında bir çok iyi otel ve restoran ile anlaşmalarımızı yaptık. Yerel global ayrımı yapmıyoruz. Kurucu ortağımız Chris’in global profesyonel deneyimlerinden ve çevresinden yararlanmak için ürünümüzün canlıya çıkmasını bekliyoruz.” açıklamasında bulundu.

Girişimin Türkiye’nin ekonomisine katkısı nedir?

“Ekonomiye en büyük katkımız istihdam alanında olacak, horeca dikeyinden başlayarak süreçleri iyileştirerek daha çok ve kalifiye insanın işe alınacağını düşünüyoruz, tabi bunun için büyük bir içerik ve eğitim platformu çalışmamız da uygulamamız ile kullanıcılara sunulacak. Horeca tek hizmet vereceğimiz dikey olmayacak.” dediler.

Girişiminizi avantajlı hale getiren, diğer girişimlerden ayıran nedir?

“Ürün, ekip ve sahip olduğumuz network ayrıca niş bir dikeyi seçmiş olmamız bizim için büyük avantaj oldu. Amacımız hizmet sektöründe kendimizi gösterip bir tohum yatırım ile başka dikeylere yönelmek. Görüşmelerimiz sürüyor.”

diyerek akıllarımızda kalan soruları cevapladılar. Elbette ilerleyen zamanlarda yeni gelişmeleri de paylaşacağız.

45 ülkeye giriş yapmayı hedefleyen General Mobile, Ukrayna’ya açılıyor

Türkiye’nin en çok tercih edilen telefon markalarından biri olan General Mobile, yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası pazarlarda da başarısını sürdürüyor. General Mobile, global bir marka olarak bulunduğu 33 ülkede büyümeye ve potansiyel gördüğü pazarlara yatırım yapmaya devam ediyor. Bu stratejisi doğrultusunda, 2018 yılında 45 ülkeye giriş yapmayı hedefleyen General Mobile’ın bu yılki hedef pazarları arasında Ortadoğu, Afrika ve Doğu Avrupa önem taşıyor.

2017 sonu itibariyle ihracat ağına Dubai’yi katan General Mobile, kısa sürede gösterdiği başarıyla hedef pazarlarında büyümeye devam ediyor. Bu kapsamda General Mobile, Avrupa’nın önemli pazarlarından Ukrayna’ya da son teknoloji ürünleriyle giriş yaptı.

General Mobile Yönetim Kurulu Başkanı Sebahattin Yaman, “Google ile olan stratejik iş birliğimizle geliştirdiğimiz son teknoloji ürünlerimizi ulaşılabilir fiyatlarla uluslararası arenada da tüketicilerimizle buluşturuyoruz. Bu anlamda, Ukrayna, Doğu Avrupa’da önemli pazarların başında geliyor. Bunun avantajlarından faydalanmak için Doğu Avrupa’da faaliyet gösterdiğimiz ülkelerin arasına Ukrayna’yı da dahil ettik. Ukrayna’da ilk olarak, Ukrayna’nın en büyük GSM operatörlerinden Lifecell ile iş ortaklığı yaparak ürünlerimizi Lifecell’in tüm satış noktalarında tüketicilerimizle buluşturacağız” dedi.

Yaman: Hedefimiz 2018 yıl sonuna kadar 45 ülkeye ihracat

Sebahattin Yaman, Yönetim Kurulu Başkanı, General Mobile

General Mobile’ın ihracatla büyüyen bir marka olduğuna değinen Sebahattin Yaman, “Ukrayna’yla birlikte uluslararası arenada 33 ülkede faaliyet göstermeye başladık. Hedefimiz, 2018 yıl sonuna kadar 45 ülkede faaliyet göstermek. Marka olarak ihracat büyüme stratejimizin önemli bir parçası. 2017 yılındaki ciromuzun %10’u ihracat gelirinden geldi. Uluslararası pazarlardaki agresif büyüme stratejimizle, hem bir Türk markası olarak ürünlerimizi dünyanın birçok ülkesinde tüketicilerle buluşturmak hem de Türkiye’nin ihracatına katma değer sağlamak istiyoruz” şeklinde konuştu.

Müzisyenlerin performanslarını canlı yayınlayabilecekleri dijital platform: Epiqur

Epiqur, müzisyenlerin evlerinde veya sahnelerde hayata geçirdikleri performansları yüksek ses kalitesiyle yayınlamalarına, dijital ortamda depolamalarına ve bu performanslarla hem bilinirliklerini artırmalarına hem de para kazanmalarına, dinleyicilerin de bu performansları diğer platformlarda olduğu gibi yüksek ses kalitesiyle her an dinleyebilmelerine, sevdikleri müzisyenlere maddi-manevi destek olmalarına, benzer müzik zevki olan diğer insanlar ile sosyalleşmelerine olanak sağlayan sosyal bir canlı yayın platformudur.

Workup girişimcilik programı 3. dönemine kabul edilen Epiqur, Salim Cihan Acar ve Murat Alıravcı tarafından Aralık 2017’de San Francisco merkezli olarak kuruldu.

Salim Cihan Acar

Müzisyenlerin dijital dünyaya yeterince adapte olamaması, kurucuların bu işe girmesindeki en büyük etkenlerden biri oldu. Henüz işe başlamadan birçok müzisyenle görüşerek, bu duruma çözüm olacak bir girişimin olmasının gerekliliğini anladılar, bu pazar araştırmasından sonra işe koyuldular. Bildiğiniz gibi artık kasetler, cd’ler, bilgisayarın depolama alanlarını dolduran müzikler yok. İnsanlar anlık olarak İnternet’e bağlı herhangi bir noktadan müziğini dinliyor, içerikleri çok hızlı tüketiyor. Yeni ekonomide var olmak demek, yeni neslin içerisinde olduğu İnternet’e bağlı olmak demek.

Cihan ve Murat’ın ilk hedefi, 2019’un sonuna kadar aktif 1500 içerik üretici müzisyen ve 150 bin dinleyiciye ulaşması. Epiqur müzik teknolojileri ve canlı yayın (live broadcasting) pazarlarında faaliyet gösteriyor. Globale açıldıklarında öncelikli hedef pazarları olan Kuzey Amerika ve Avrupa da 100 milyon bireysel dinleyici ve 250 bin amator-profesyonel müzisyen bulunuyor. Bu pazarlarda önemli bir oyuncu olmak istiyorlar.

Epiqur henüz fatura kesmedi. İlk faturasını kestiğinde haberini diğer girişimlerde olduğu gibi sizinle paylaşacağız.

Epiqur’u diğer girişimlerden ayıran özellik nedir diye sorduk

“Müzik canlı yayını konusunda modelin benzersiz olması Epiqur’u diğer girişimlerden ayıran en önemli özellik. Şu an icin mÜzik dünyasında exclusive olan bir hizmeti inclusive; her müzisyenin (amator veya profesyonel) kullanabileceği şekile getiriyor olması, bu sektör içerisinde ciddi bir avantaj sağlıyor.”

Sizinle güzel bir girişimi daha paylaştık ve yeni girişimleri paylaşmaya devam edeceğiz. Bu girişimle ilgili güncel haberleri egirişim’den okumaya devam edeceksiniz.

İBB’nin kuluçka merkezi Zemin İstanbul, 15 Ağustos’ta kapılarını girişimcilere açıyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Türkiye’de ilk olarak Başakşehir’de hayata geçirdiği “Living Lab – Yaşam Merkezi” projesi “Zemin İstanbul” adıyla İstanbul geneline yayılıyor.

Fikir sahibi girişimcilere teknolojik ekipman ve laboratuvar imkanı sunacak merkez 15 Ağustos 2018‘de Şişhane Metro tünelinde açılıyor. Yerli ve milli ürün üretmek için “Zemin İstanbul” ile Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri ve kurumları işbirliği protokolü imzalayacak.

Türkiye’de inovasyon ve girişimciliğin yeni adresi olacak “Zemin İstanbul” kapılarını açmaya hazırlanıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen çalışmalarda sona gelindi.

Restorana daha önce gelen müşterilerin ödediği hesapları gösteren girişim: HesApp

Bu zamana kadar herhangi bir restoranda beklemediğiniz bir hesap geldi mi?

Şimdi size hepimizin yaşadığı, canımızı çok sıkan soruna çözüm sunan bir girişimden bahsedeceğiz. HesApp, size herhangi bir restorana gitmeden, o restoranda daha öncesinde yemek yemiş müşterilerin ödediği hesapları gösteriyor. Dolayısıyla ödeme anında sürpriz bir hesapla karşılaşmıyorsunuz ya da bütçenize göre bir yer seçebiliyorsunuz.

HesApp, restoranların hesaplarını paylaşan ve kullanıcıların nerede ne kadar hesap öderim sorusuna cevap bulabilecekleri, özel indirim ve kampanyalardan faydalanabilecekleri dijital bir platformdur. Kullanıcılar, restoranlarda müşteriler tarafından ödenmiş gerçek hesapları inceleyerek ödeyecekleri rakam hakkında net fikir sahibi olurken, aynı zamanda kendilerine sunulan özel fırsat, kampanya ve müşteri sadakat uygulamalarından da faydalanırlar.

HesApp, Ata Samlı tarafından Temmuz 2016’da İstanbul’da kuruldu.

HesApp girişim fikri nereden ortaya çıktı?

HesApp girişim fikrinin nereden ortaya çıktığını Ata’ya sorduğumuzda: “HesApp girişimi Türkiye’de alkollü restoranlarda menüden sipariş verme alışkanlığı olmaması, kişiye özel fiyat uygulanması ve bazı ücretleri (kuver, garsoniye-servis ücreti) ancak ödeme anında görebilmeniz probleminden yola çıktı.

Biz istedik ki müşteriler meyhane, balıkçı, ocakbaşı gibi restoranlara gitmeden önce, diğer müşteriler tarafından ödenmiş gerçek hesapları inceleyebilsinler ve ne ödeyecekleri hakkında bilgileri olsun. Yeme-içme sektöründe etki yaratacak bir iş modeli oluşturabilme düşüncesi bizi fazlasıyla motive ediyor açıkçası.” açıklamasında bulundu.

Ata Samlı, Kurucu

HesApp’ı, kullanıcıların dışarı çıkmadan önce mutlaka göz atmak isteyecekleri dijital bir platform haline getirmeyi hedefliyor. Türkiye pazarındaki hedeflerine ulaştıktan sonra global hedefleri konuşmaya başlayabileceğini söylüyor.

Yeme-içme sektörü Türkiye’de 40 milyar TL civarında bir pazar. Son yıllarda daralma gösterse de alışkanlıklar hızla değişiyor. Eskiden yemek evde yenirken, çalışan nüfus arttıkça ev dışı tüketim hızla büyümeye başladı. Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında büyük bir potansiyele sahibiz ve HesApp gibi girişimler bu pazarı daha da büyütebilir.

HesApp’ın Türkiye’nin ekonomisine katkısı nedir?

Ata Samlı, bu girişimin Türkiye ekonomisine katkısını da; “HesApp olarak amacımız, dışarıda yeme-içme fiyatlarının daha makul seviyelere inmesi, restoranda yemek yiyen insan sayısının artması ve bunların sonucu olarak da restoranların cirosunun arttırılması olarak özetlenebilir. Yani biz hem tüketiciye, hem de restoranlara fayda sağlayarak aslında bu pazarın büyümesini hedefleyen bir girişimiz.” olarak açıkladı.

HesApp, Workup Girişimcilik Programı 3. dönemine kabul edilen girişimler arasında yerini aldı. Biz de gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

Yemek Sepeti CEO’su Nevzat Aydın’ın Boğaziçi Üniversitesi Mezuniyet Töreni’nde yaptığı konuşma

Yemek Sepeti’nin kurucu ortağı ve CEO’su Nevzat Aydın, Boğaziçi Üniversitesi’nin 151. mezuniyet töreninde çok güzel bir konuşmaya imza attı.

Zebrapos: Abonelik eticareti, abonelik tahsilatı ve faturalama altyapısı sunan girişim

Girişim Hızlandırma Programları ve Kuluçka Merkezleri bünyesinde bulunan girişimleri seri olarak paylaşmaya devam ediyoruz. Şimdi Workup Girişimcilik Programı 3. dönemine seçilen girişimlerden biri olan Zebrapos‘tan bahsedeceğiz.

Zebrapos, müşterilerine abonelik eticareti, abonelik tahsilatı ve faturalaması altyapısını uçtan uca sunan yerli bir girişimdir. Özetle müşterilerin çeşitli varyasyonlarda ödeme almasını sağlıyor. Deniz Aydemir ve Burhan Tutan tarafından Mart 2016’da İstanbul’da kuruldu. 2008-2016 yılları arasında 100’den fazla, içlerinde abonelik modeli de bulunan eticaret sitesi geliştiren Deniz ve Burhan, sonrasında bu tecrübe ile 2016 Mart ayında, proje bazlı çalışmak yerine ürünleşmeye giderek Zebrapos’un temellerini attı.

Zebrapos’u neden kurduklarını şu şekilde açıkladılar

“Dünyada sahip olma ekonomisinden, paylaşım ekonomisine doğru bir geçiş söz konusu. Bunun bir kanıtı olarak şu veriye bakabiliriz; Amerika’da 2018 Nisan ayındaki araba satışları 2017 Nisan ayına göre %8 oranında düşmüş durumda (BBC) ve önümüzdeki 25 sene içinde bu rakamın %40’a çıkması beklenmekte (Barclays). Bunun en büyük sebeplerinden bir tanesi ise Uber ve Lyft gibi paylaşım ekonomisine dayalı girişimler olarak görünmekte. Paylaşım ekonomisinin arz-talep dengesini sağlayarak en verimli çalışma şekli ise abonelik modelidir. Şu anda hem Uber hem de Lyft Amerika’da aylık sabit bir ücret alarak abonelik modelini uygulamakta ve arz-talep dengesini sağlamaya çalışmaktadır. Abonelik modelinin büyümesinin en büyük nedenlerinden biri ise SaaS ürünlerin artışıdır. SaaS pazar büyüklüğü şu anda 76 milyar dolar olmakla birlikte 2020’de ulaşılacak pazar büyüklüğü 133 milyar dolar olarak öngörülmektedir. Gartner raporlarına göre 2018’in sonunda B2B satışların %25’i abonelik modeliyle, 2020’ye geldiğimizde ise yazılım şirketlerinin %80’i ürünlerini satmak yerine abonelik modeliyle sunuyor olacaklardır. Pazarın bu yöne doğru gitmesi, oyuncu sayısının az olması ve edindiğimiz tecrübe ile abonelik iş akışlarına hakim olmamız bizleri bu dikeyde çalışmaya itmiştir.”

Girişimcilerin hedefinde global pazara açılmak var. Ancak ilk aşamada Türkiye’de yeterli büyüklüğe ulaştıklarında ise, herhangi bir değişiklik olmazsa 2019’un ikinci çeyreğinde Avrupa ve MENA bölgesine açılmak istiyorlar. Türkiye’de kutu abonelik modelinin aylık 10.000+ müşterisinin olduğunu söylüyorlar.

İlk müşterinizi nasıl buldunuz?

“Zebrapos’un şu anda ödeyen müşterileri mevcut. Kurulduğu günden bu yana fatura kesmektedir. Aslında ilk müşterimiz bizi buldu diyebiliriz.”

Zebrapos’u diğer girişimler ayıran özellik nedir?

“Abonelik modelindeki akışlar gerçekten kompleks ve kapsamlıdır. Bizim burada en büyük avantajımız, ürünümüzü çıkarmadan önce elde ettiğimiz tecrübelerdir. Bu tecrübeler ışığında Zebrapos ürünü ortaya çıktı ve her gün geliştirilmeye, yeni özellikler ile daha iyi hizmet sunmaya devam etmektedir. Aynı zamanda daha önce de belirttiğim gibi Zebrapos olarak bizler uçtan uca çözüm sunmaktayız. Bu da hem abonelik altyapısını hem de satıştan teslimata kadar tüm süreçlerinizi sunmuş olduğumuz yönetim paneli ile yönetmenizi sağlamaktadır.”

Netaş’tan yazılımcılar için mobil uygulamaların farklı cihazlarda test edilmesini sağlayan cihaz

Netaş tüm sektörlerdeki yazılım geliştiriciler için sunduğu test hizmetlerinin kapsamını artırdı, mobil uygulamaların farklı cihazlarda test edilmesini sağlayan Cihaz Parkuru‘nu (Device Farm) devreye aldı. Farklı platformlarda geliştirilen her tür mobil ve internet uygulamasının mümkün olan en yüksek sayıda cihaz üzerinde performans testlerini gerçekleştiren Netaş Test Merkezi, uygulamaların sistem ve güvenlik açıklarını da tespit ediyor.

Mobil teknolojilerdeki hızlı gelişime paralel olarak ortaya çıkan yeni iş modelleri, ürünler ve hizmetlerle birlikte dünya genelinde mobil uygulamaların sayısı ve kullanımı da artıyor. 2017 yılı itibarıyla dünya genelinde kullanıcılar 178 milyar kez mobil uygulama indirirken, bu rakamın 2022 yılında 258 milyar adet seviyesinde yükselmesi bekleniyor. Bunun yanında, uygulama performans ve güvenliğinin hizmet kalitesini en çok belirlediği alanlardan biri olan e-ticaret Türkiye’de hızla gelişiyor. TÜBİSAD verilerine göre, Türkiye’de e-ticaretin hacmi 2017 yılı sonu itibarıyla, bir önceki yıla göre %37 büyüyerek 42,2 milyar TL seviyesine ulaştı. 2012 yılında %1,7 olan e-ticaretin toplam perakendedeki payı ise %4,1’e yükseldi. Gelişmiş ülkelerde bu oranın ortalama %9,8 seviyesinde olduğu göz önüne alındığında Türkiye e-ticaret pazarının büyüme potansiyelini koruduğu görülüyor.

E-uygulama ve e-ticaret yoğunluğunun arttığı günümüzde, en önemli gündem konularından olan siber güvenlik çerçevesinde, her tür yazılım, uygulama ve internet sitesinin güvenlik zafiyetlerinin tespit edilerek, zafiyetleri giderme yöntemlerinin belirlendiği Sızma Testleri (PenTest) Netaş Test Merkezi sunulan hizmetler arasında yer alıyor.

Netaş Genel Merkezi

Netaş, genişleyen hizmet portföyüyle bankacılık, finans, telekom, sigortacılık ve e-ticaret sektörünün önde gelen kuruluşlarına hizmet vermeye başladı.

Mobil uygulamaları geliştirilirken en büyük zorluklardan biri uygulamanın mümkün olan en fazla cihazda test edilerek gerekli geliştirmelerin tespit edilmesidir. Sanal olarak kurulan cihazlar, gerçek cihazların uygulamaları çalıştırma performansını tam anlamıyla göstermemektedir. Dolayısıyla farklı marka ve modeldeki cihazlara fiziki olarak erişim sağlamak, farklı işletim sistemleri üzerinde test gerçekleştirmek uygulama veya internet sitesinin kalitesi bakımından büyük önem taşıyor. Ancak bu cihazları, kurumların bünyelerinde barındırması hem ciddi maliyet hem de stok yönetimi bakımından zaman kaybına neden oluyor.

Netaş Test Merkezi bünyesindeki Cihaz Parkuru sayesinde, tüm platformlarda geliştirilen mobil ve internet uygulamaları yüzlerce farklı marka ve modeldeki cihaz üzerinde test edilerek gerekli geliştirmeler tespit ediliyor. Bunun yanında, farklı diller için kullanıcı deneyimi testleri yapılarak mobil uygulamaların kalitesi tanımlanıyor. Buna bağlı olarak da müşteri memnuniyetini yükseltmek için gerekli adımlar belirleniyor.

Netaş Test Merkezi ve yeni kurulan ‘Device Farm’ hakkında bilgi veren Netaş Test ve Yönetilen Hizmetler Direktörü Hasan Kaya, “Günümüzde tüm kurumların en az bir internet sitesi, bunun yanında giderek artan sayıda kurumun mobil uygulamaları bulunuyor. E-ticaret’in toplam perakende pazarındaki payı giderek artıyor. Verdiğimiz test hizmetleriyle, kurumların test ekipman ve personeli yatırımı yapmalarına gerek olmadan, ürün ve hizmet kalitelerini artırmalarını sağlıyoruz,” açıklamasını yaptı.