Ana Sayfa Blog Sayfa 870

Kadınların doğurganlık analizini yapan SteadySense, 6 milyon Euro yatırım aldı

Graz merkezli SteadySense girişimi, doğurganlık çizelgesi oluşturan ve bu süreci takip eden bir uygulama geliştirdi. Uygulama kadınların doğurganlık için en verimli günlerini saptamak adına eşsiz bir yöntem kullanıyor. 2016 yılında kurulan girişim, eQventure’dan 6 milyon Euro yatırım aldı.

SteadySense’in yeni ürününün merkezinde, femSense uygulamasıyla birlikte çalışan ve kadınların daha hızlı gebe kalmasını sağlayan yapışkan yama içine yerleştirilmiş akıllı bir sıcaklık ölçüm sensörü bulunuyor. FemSense Kinderwunsch Conception Destek Yaması biyo uyumlu malzemelerden yapılmış, cilt renginde olan zarif yapılı bir yamadır.

Kurucu CEO Werner Koele, yamanın kolun altına yapıştırılmak suretiyle menstrüasyon döngüsü boyunca (beş ile yedi gün arasında) giyilerek kullanılması gerektiğini açıkladı. Yama vücut ısısını sürekli olarak ölçüyor ve verileri akıllı bir telefonla NFC üzerinden okunup yorumlanana kadar saklıyor. FemSense uygulaması, kendi kendine öğrenme algoritmasını kullanarak verileri yorumluyor ve işliyor daha sonra uygulama üzerinden kadınların doğurganlık için uygun günlerini görüntülüyor.

FemSense’in kuruluş aşamasından bu yana ürünün gelişimine eşlik eden Dr. Michael Schenk, gün içinde insan vücudunun sıcaklığının değiştiğini uyurken bu değerin daha sabit olduğunu söylüyor. Konvansiyonel yöntemler sadece ısınma sıcaklığını ölçerken, femSense yumurtlamayı güvenilir bir şekilde saptayarak birkaç gün boyunca sıcaklık eğrilerini ölçüyor ve karşılaştırıyor.

Döngü izleme uygulaması kadınların kendi bedenlerini daha iyi anlamasına ve yorumlamasına yardımcı oluyor çünkü menstrüasyon günlüğünü takvim biçiminde sunuyor. Takvim içinde doğurganlık için verimli günler ve o günlere ait semptomları görselleştirmek için kullanılan istatiksel veriler mevcut. Ayrıca uygulama çocuk sahibi olma yolunda olmayan kadınların da bu işlevden bağımsız olarak kullanabileceği bir platform.

Google bulut üzerinden çalışan yeni bir oyun konsolu hazırlıyor

Sony PlayStation ve Microsoft Xbox platformlarının baskınlığıyla ilerleyen oyun konsolları pazarı, önemli değişiklikler göstermediği için her geçen gün farklı teknoloji şirketlerine yeni bir kapı yaratıyor. Bu kapılardan birinden girmek isteyen son teknoloji devi ise Google oldu.

Google’ın kendi oyun yayın servisi için geliştirdiği oyun konsolu ortaya çıkan patentiyle birlikte görüntülendi. Patentte, Google’ın geliştirdiği oyun kumandasının standart kontrolcülere yakın bir tasarımla geldiği ancak birkaç farklılık gösterdiği anlaşılıyor. Standart kontrollerin dışında kumandanın üstünde Google Asistan’ı aktif etmenizi sağlayan bir butona da yer veriliyor.

Oyun platformu tamamen bulut odaklı ilerliyor

Ayrıca Google’ın yeni oyun servisi için geliştirdiği kumandanın sadece tarayıcı üzerinden veriler alacağına yönelik sızıntılar, şimdilik Project Stream adıyla gizlenen Google oyun konsolu projesinin üst seviye grafikli oyunları bulut sunuculardan oynatacağı anlamına geliyor. Bu da yüksek internet hızınız olduğu takdirde, oyunları indirme ihtiyacı duymadan bu oyun yayın servisi üzerinden oynayabileceğinizin en önemli işareti.

Google, yeni oyun yayın servisini geliştirirken şimdilik sadece Assassin’s Creed: Odyssey ile oyun testlerini gerçekleştiriyor. İlerleyen zamanlarda Google’ın bu servisle ilgili çeşitli duyurulara başlaması ve farklı oyunları da test programına dahil etmesi bekleniyor.

Kullanıcıların akıllı telefon alırken en çok dikkat ettiği özellikler

Akıllı telefon sektörünün artık doyum noktasına ulaşmak üzere olmasıyla birlikte telefon modellerini birbirinden ayıran en önemli kriterler en başarılı oldukları alanın farklılık göstermesi oluyor. Bunların başında ise telefonların tasarımı, teknik gücü, kamera yetenekleri ve batarya performansı gibi kriterler geliyor.

Akıllı telefon kullanıcıları için hangi kriterin daha önemli olduğuyla ilgili araştırmalar yürüten CyberMedia Research, yayınladığı raporda kullanıcıların öncelik verdiği kriterleri açıkladı.

Kullanıcılar en çok kameraya önem veriyor

CyberMedia Reserach tarafından paylaşılan bilgilere göre akıllı telefon kullanıcılarının %89’u bir telefon satın alırken öncelikle telefonun kamera yeteneklerine önem verdiğini gösteriyor. Kamera yeteneklerini %87 oranla batarya kapasitesi, %79 oranla bellek miktarı ve %72 oranla dahili hafıza boyutu takip ediyor.

Kullanıcıların %92’si satın aldıkları bir akıllı telefondan genel bir kalite sunmasını bekliyor. %90’lık bir kısım telefonun teknik performansının ve akıcılığının önemli olduğunu belirtirken %82 oranında kullanıcı telefonun tasarım detaylarına öncelik veriyor. Akıllı telefon kullanıcılarının bir akıllı telefondan %72 oranla beklentisi ise satış sonrasında iyi bir teknik destek almak.

PayU, çevrimiçi ödeme şirketi Wibmo’yu 60 milyon dolara satın almaya hazırlanıyor

Dünyanın en büyük dijital ödeme şirketlerinden PayU, büyüme hedefleri kapsamında çevrimiçi ödemelerde uzmanlaşmış Bengaluru ve Cupertino merkezli startup Wibmo‘yu satın almaya hazırlanıyor. Bu işlemin de tamamlanması için son aşamada olduğu belirtildi.

Topladığımız bilgilere göre; bu satın almanın yaklaşık 50-60 milyon dolar civarında olacağı söyleniyor. PayU’nun bu satın alma işlemi gerçekleşirse, Hindistan pazarında büyümek için ayırdığı 1 milyar dolardan fazla bütçe kapsamında da önemli bir adım olacak.

Erken aşamada girişim fonu Accel Partners tarafından desteklenen Wibmo, dijital ödeme işlemlerinde mobil ödemeden satıcı ödemelerine kadar, güvenli ödeme alanında uzmanlaşan bir şirkettir. Wibmo eskiden Enstage olarak biliniyordu.

Daha fazla bilgi aldıkça sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Kemal Apaydın ile Blockfellow ve Blockchain konuştuk

2017 yılında sizlere “Google’ı reddettim girişimci oldum” başlığında paylaştığımız Viralking kurucusu Kemal Apaydın, bu kez yeni girişimi Türkiye’nin ilk blockchain hackathon’u Blockfellow ile karşınızda.

Benzer nitelikte eğitici röportajlarımız devam edecek. YouTube kanalımızı takip etmeyi unutmayın.

Jupiter Intelligence, 23 milyon dolarlık seri B yatırım turunu kapattı

Hava koşulları ve iklim değişikliğinden kaynaklanan riskleri tahmin eden Kaliforniya merkezli startup Jupiter Intelligence, Seri B yatırımını 23 milyon dolar ile kapattığını duyurdu.

Jupiter Intelligence, 2018 yılının başında 1,2 milyon dolarlık tohum yatırım almıştı. Energize Ventures liderliğinde gerçekleşen yatırım turuna Mitsui MS&AD, QBE, Nephila, SYSTEMIQ, Data Collective (DCVC) ve Ignition Partners katıldı.

2017 yılında kurulan Jupiter Intelligence, iklim değişikliliğinin neden olduğu riskleri tahmin etmek ve yönetmek için çeşitli analitik hizmetler sunuyor. Tüm hizmetlerin, Jupiter ClimateScore Intelligence Platformu‘na entegre edilmesiyle değişen iklim etkilerini tahmin etmek için dinamik, hiper-yerel ve 1 saatten 50 yıla kadar uzanan iklim odaklı analizleri yapabiliyor.

(Deniz Seviyelerinin Yükselmesi Senaryosu, 2030 yılı, Jupiter Intelligence )

Platformun içerisindeki, Jupiter FloodScore ile taşkınlara yönelik analizler yapılırken; Jupiter HeatScore ile de sıcaklık değişkenleriyle ilgili analizler de yapılabiliyor.

Gayrimenkul, sigorta, enerji, altyapı gibi alanlarda kamu ve özel şirketlerine; şiddetli hava olayları, yoğun fırtınalar, yükselen deniz seviyeleri ve sıcaklıklar hakkında hizmetler veriyor. Kullanıcılar bu hizmetleri, sermaye planlama, risk yönetimi, saha seçimi, şehir tasarım planlamaları, tedarik zinciri yönetimi, yatırım değerlemeleri ve hissedar açıklamalarını içeren geniş bir uygulama yelpazesi için kullanıyor.

Jupiter Intelligence şu anda; New York City, Güney Florida, Houston ve Avrupa’da çalışmalarını sürdürüyor.

Snapchat kurucusu Evan Spiegel’in hayatı dizi oluyor

İlk kez 2010 yılında beyaz perdede sergilenen The Social Network filmi, bir sosyal ağ olan Facebook’un nasıl ortaya çıktığını ve kurucusu Mark Zuckerberg’in başından geçen serüveni beyaz perdeye taşımıştı. Bu kez Facebook’un ardından bir sosyal medya ağının hikayesi daha izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor.

Snapchat kurucusu Evan Spiegel‘in hayatının ve 13 – 24 yaş aralığındaki gençlerin favori sosyal ağı Snapchat’in kuruluş hikayesinin anlatılacağı Frat Boy Genius, The Social Network’ten farklı olarak film yerine dizi olarak yayınlanacak ve geleneksel mecralar yerine dijital yayın platformu Quibi’de izleyiciyle buluşacak.

Platform 1 milyar dolar yatırımla hayata geçti

Hollywood’taki önemli prodüksiyon şirketlerinin 1 milyar dolar yatırımıyla desteklenerek Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulan ve Silikon Vadisi’nde geliştirilen Quibi’ye özel olacak Frat Boy Genius dizisi, kısa bölümlerden oluşacak ve her bir bölüm bir öncekinden bağımsız bir hikayeyi izleyiciye anlatacak.

Çekimlerine yakın zamanda başlanması planlanan dizinin, önümüzdeki yıl nisan ayında Quibi’de yayına başlaması bekleniyor.

Öte yandan Frat Boy Genius dizisi Quibi için de büyük önem taşıyor. Amazon Prime, Netflix ve YouTube gibi servislere rakip olarak hayata geçen Quibi’nin ilk ses getiren önemli özel içeriklerinden biri olacak Frat Boy Genius, aynı zamanda platformun rakipleri karşısında nasıl konumlanacağını da bizlere gösterecek.

Londra merkezli terapi girişimi Spill, 760 bin Euro tohum yatırım aldı

Akıl hastalığı, dünya çapında dört kişiden birini etkileyen ve giderek büyüyen global bir sorundur. Londra merkezli Spill, insanların duygusal zekalarını artırmalarına ve yaşamın zorluklarını aşma yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olmak amacıyla mesaj tabanlı terapiler sunan bir uygulamadır.

2018’de kurulan girişim, Passion Capital, Seedcamp ve Made.com’un kurucusu Julian Callede ve Urban’ın kurucu ortağı Jack Tang dahil olmak üzere melek yatırımcılarından 760 bin Euro tohum yatırım aldığını açıkladı.

Spill, iş kurucu ve ortak olan bireylerin hem kamu hem de özel sektör seçeneklerinin önündeki mevcut engellerle ilgili hayal kırıklıklarını ele alarak kurulmuş bir girişim olup, zor dönemden geçen veya sadece yardım ve koçluk isteyen kişiler için hem maliyetli olan hem de sonucunda ‘sosyal leke’ olarak anılan terapilere alternatif olarak geliştirilmiştir.

Spill uygulamasında kullanıcılar, anonim yazılı terapötik iletişim kullanarak psikoterapi derneklerindeki kayıtlı danışmanlar ve psikoterapistlerle bağlantı kurabilir, böylece özel ve esnek bir refah desteği almış olurlar. Ayrıca Spill şirketlerle ve üniversitelerle birlikte çalışmakta olup, üniversite öğrencilerine ve çalışanlara ücretsiz hizmet vermektedir.

Spill’in kurucu ortağı olan Calvin Benton’a göre uygulama, zor zamanlarımızda yanımızda olacak bir kaynak niteliğinde ve tıbbi bir üründen ziyade bir tüketici uygulaması gibi kullanılmak üzere tasarlanmış olduğu için bireylerin utanmadan yardım alabilmelerine olanak sağlıyor. Mevcut Spill kullanıcılarının %84’ü daha önce herhangi bir zihinsel sağlık rehberliğine veya danışmanlığına başvurmamış. Bu istatistik, kullanımı kolay ve korkutucu olmayan bir hizmetin yararını ve potansiyel erişimini göstermektedir.

Uygulama zaten en az on çalışanı olan küçük girişimlerden, Monzo ve Rightmove gibi hızlı büyüyen şirketlere ve Hargreaves Lansdown’ı da içeren şirketlere kadar her boyutta kuruluşa dahil olmuş durumda. Spill’in vizyonu, dahil olduğu şirketlere terapi ve danışmanlık hizmeti vererek onlara fayda sağlayabilmektir.

Kullanıcılarından oldukça iyi geri dönüşler alan uygulamaya yapılan bu son sermaye enjeksiyonu, şirketin mühendislik ekibini büyütmek, kuruluşlara sunduğu temel teklifleri daha da geliştirmek ve üniversite gibi akademik kurumlara olan potansiyel genişlemeyi yönlendirmek için kullanılacak.

Fikir Kampı girişimcilik programı 2019 yılı başvuruları açıldı

Fikir aşamasındaki girişimini Fikir Kampı liderliğinde 4 haftada dene, geliştir, yatırımcılara sun ve ödül kazanma şansını yakala.

İlki Kocaeli Üniversitesi’nde düzenlenen Fikir Kampı’nda toplamda 1.6 milyon TL ayni ödül dağıtıldı. Girişimciliğe adım atmadan önce bu program ile fikrini deneyebilirsin. Böylelikle fikrinin tutup tutmayacağı noktasında önemli bir tecrübe edinmiş olacaksın.

Fikir Kampı nedir?

Fikir Kampı, insanlara sadece girdi veren seminer etkinliklerinin ötesine geçerek, girişimci olmak isteyen yaratıcı gençlerin fikirlerini, dört hafta gibi kısa bir sürede yatırımcı karşısına çıkabilecek seviyeye getirip sahneyi onlara bırakan, girişim hızlandırma geliştirme ve eğitim platformudur.

Fikir Kampı hakkında detaylı bilgi almak ve başvurmak için: fikirkampi.com

Elektrikli otomobil Nissan Leaf’in satış rakamı 400 bini geçti

Japon otomotiv devi Nissan’ın ilk nesliyle 2010 yılında piyasaya sunulan elektrikli otomobili Leaf, 400 bin satış adedine ulaştı. Leaf, elde ettiği yeni satış rakamıyla sürdürülebilir mobiliteye geçiş sürecinde Nissan’ın liderlik konumunu güçlendirdi.

Nissan Intelligent Mobility özellikleriyle donatılmış ve otonom sürüş özellikleriyle dikkat çeken NISSAN’ın elektrikli otomobili Leaf, son dönemde Kuzey Avrupa, Çin, Japonya ve ABD’de yoğun ilgi görüyor. 2018 yılında Avrupa’da da en çok satan elektrikli otomobil olan Nissan Leaf, aynı zamanda Norveç’te en çok satan binek otomobil olmuştu.

NISSAN’ın Global Pazarlama, Satış ve Elektrikli Araçlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Daniele Schillaci konuyla ilgili olarak, “Bu bizim için bir dönüm noktası. Sayısı bugün 400 bine ulaşan ve gittikçe artan müşterilerimizin NISSAN LEAF’e duyguğu güven ve heyecanın güçlü bir göstergesi.” dedi.

Nissan Leaf ile yıllık 3,8 milyon varil petrol tasarrufu

2010 yılından bu yana Leaf sahiplerinin arabalarıyla kat ettiği yol toplamda 10 milyar kilometreyi geçerken, bugüne kadar satılmış olan tüm LEAF’ler her yıl 3,8 milyon varil petrolden tasarruf sağlıyor.

Birinci kuşak Leaf’i piyasaya sürerken, sıfır emisyonlu araçların üretiminde ve tanıtımında küresel bir lider olma taahhüdünü de üstlenen NISSAN, hükümetler ve kamu hizmeti veren şirketlerle yaptığı iş birlikleriyle elektrikli araç kullanımını teşvik etmeye, şarj işlemini kolaylaştırmanın yanı sıra daha elverişli hale getirmeye ve elektrikli araba akülerine ikinci bir kullanım alanı yaratmaya yönelik çalışmalar yaparak öncü rolünü sürdürüyor.

Bu çalışmalar kapsamında “Nissan Enerji” girişimini kurarak dünyanın birçok yerinde ortaklıklar kuran Nissan, elektrikli araç akülerinin daha fazla enerji depolamasını; evlerde, işyerlerinde ve elektrik şebekelerinde yedek güç kaynağı olarak kullanılmasını ve elektrikli araçların daha kullanışlı hale gelmesini sağlamak suretiyle verimli enerji kullanımını teşvik ediyor.