Ana Sayfa Blog Sayfa 844

Yerli fintech girişimleri globale açacak Visa İnovasyon Programı duyuruldu

Visa, Türkiye dijital ödeme ekosisteminde inovasyonu desteklemek ve hızlandırmak amacıyla yerli fintech odaklı girişimler için Visa İnovasyon Programı‘nı başlatıyor.

Hackquarters ortaklığında başlayan bu program her dönem için 6 ay sürecek. Fintech girişimler iş modellerini geliştirmek için eğitimler ve birebir mentorluk alacak. Bu programın en büyük katkısı, girişimler Visa’nın global ağından faydalanma şansını yakalayacak. Böylelikle bir ödeme kuruluşunun desteğini alarak, dış pazarlara girme konusunda büyük bir avantaj ve destek sağlayacak.

Fintech girişimler program kapsamında dijital ödemeler, sınır ötesi harcamalar, altyapı ve kart kabulü alanlarında yeni nesil çözümler üzerinde çalışacaklar.

Ayrıca tüm teknoloji odaklı girişimler, açık olan Visa Developer Platform üzerinden Visa API’lerine de erişerek Visa’nın en çok talep gören ürün ve hizmetini geliştirdikleri çözümlere entegre edebilecekler.

Visa İnovasyon Programı‘na başvurunuzu bu bağlantı üzerinden yapabilirsiniz.

Ayrıca etkinliğin nasıl geçtiğiyle ilgili vlog içerik çalışmamız sürüyor. En kısa sürede paylaşımını da yapacağız.

Yazılı aramaya yeni nesil alternatif: Sesli arama

Yapay zekanın gelişimiyle hız kazanan dijital dönüşüm, tüketici alışkanlıklarını değiştirmeye devam ediyor. Sesli arama, sadece konuşarak arama yapmanın ötesine geçerek internet ve teknoloji kullanımının tanımını değiştiriyor. Kullanıcıyı sesinden tanıyan bu sistem ile işler hiç olmadığı kadar kolaylaşıyor.

Akıllı telefonlarla gündelik hayatın vazgeçilmez parçalarından biri haline gelen teknoloji, her geçen gün daha fazla sayıda cihaz ile buluşarak onları akıllandırmaya devam ediyor. Dijital dönüşüm olarak da bilinen ve yaşamı kolaylaştıran bu durum, kullanıcı alışkanlıklarını da tamamen değiştiriyor. Şirketler dijital çağın gereksinimlerine ayak uydurmaya çalışıyor; dünyada işler artık farklı şekillerde yapılıyor.

Pilot çalışmalarına yaklaşık 12 yıl önce başlanan “Sesli Arama” konsepti, internette arama yapmanın yeni trendi olma yolunda hızlı adımlarla ilerliyor. Dünyanın dört bir yanında yükselişe geçen yapay zeka, makine öğrenimi, derin öğrenme gibi yıkıcı teknolojilerden ve veri madenciliğinden en iyi şekilde faydalanan bu sistem, kullanıcılara karşılarında bir insan varmışçasına arama yapma imkanı tanıyor.

Teknolojiyle etkileşim kurma dönemi başlıyor

Telefonlardaki akıllı asistanlar ile başlayan ve internette arama yapmanın tanımını değiştiren “teknolojiyle iletişime geçme dönemi”, kullandığımız akıllı cihazların kendi aralarında iletişim kurmasını sağlayan nesnelerin interneti teknolojisiyle birlikte hız kazanıyor. Sesli arama sadece arama yapmayı sağlamıyor, kullanıcısına her konuda, sınırları günden güne daha da genişleyen bir alanda hizmet sunuyor. Hızla gelişen teknolojiyle, geleceğin firmaları için kullanıcının yalnızca sesi üzerinden konum, cinsiyet, yaş ve ilgi alanı gibi bilgilere kolaylıkla erişebilecekleri günler yaklaşıyor.

Yapılan araştırmalar Türkiye’deki internet kullanıcılarının yüzde 44’ünün en az bir kez sesli arama yaptığını gösteriyor. Sanal asistanına “Beni trafiğe sokmadan işe götür” diyen bir kişi, bu sayede hem ellerini direksiyondan ayırmadan hem de trafik sorunu yaşamadan iş yerine gidebiliyor. Öğle arasında ise aynı asistana “Bana karışık pizza söyle” komutunu vererek zahmetsiz bir şekilde yemek siparişi verebiliyor.

Sesli arama, işleri kolaylaştırıyor

Sesli aramadan faydalanan bir kullanıcı, evinde kullandığı akıllı asistanına “Benim için kuaförden randevu al” dediğinde, asistan önce kişinin takvimini kontrol ediyor sonra ise tıpkı bir insan gibi konuşarak kuaförden randevu alıyor. Kullanıcı hakkında toplanan veri havuzuna dahil edilen ses verileri işleri kökten değiştiriyor. Henüz geliştirme aşamasında olan bu çalışmaların yakın gelecekte bir standart haline geleceği öngörülüyor.

2022 yılının sonuna kadar İngiltere ve Amerika’da sesli aramayla yapılan elektronik ticaretin 40 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Eticaret sektörünün genelinde yüzde 5’lik bir yere sahip olan bu rakam karşısında şirketler, akıllı asistanlara özel uygulama geliştirmek için birbirleriyle yarışıyor. Sesli arama, firmaların müşterilerine çok daha verimli bir şekilde ulaşmasını sağlıyor.

Boğaziçi Üniversitesi BOUNtenna Laboratuvarı’nda Akıllı Ortopedik İmplant geliştiriliyor

Türkiye’deki bilim insanlarının geliştirdiği ürünleri paylaşmak, Bizi hem heyecanlandırıyor hem de geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor. Şimdi sizleri Boğaziçi Üniversitesi’nden Dr. Sema Dumanlı Oktar ile tanıştıralım.

Nesnelerin Interneti (IoT) sayesinde yakın gelecekte başta sağlık alanında olmak üzere günlük hayatımızda hemen her yerde çok daha fazla akıllı cihaz kullanılacak. Boğaziçi Üniversitesi, kalça değişim ameliyatlarında kullanılan protezin herhangi bir sebepten başarısız olduğunu erken teşhis edecek, bulunduğu ortamı izleyecek ve enfeksiyon tanısı konulursa enfeksiyona karşı harekete geçebilecek “Akıllı Ortopedik İmplant” cihazını geliştiriyor.

Ameliyat sonrası geri dönüşü olmayan hasarlara çözüm

Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Dr. Sema Dumanlı Oktar liderliğinde, BOUNtenna Laboratuvarı bünyesinde geliştirilecek olan cihaz, ameliyattan sonra oluşabilecek başarısızlığı insan bedeninde geri dönüşü olmayan hasarları oluşmadan önceden tahmin edebilecek.

Sema Dumanlı Oktar, “Giyilebilir sensörler gibi bedenimizin içine yerleştirilebilen protezler de neden akıllı olmasın?’’ sorusundan yola çıkarak geliştirdikleri Akıllı Ortopedik İmplant (AkIm/ SimpliFy-B) hakkında şu bilgileri verdi:

‘’Günümüzde sağlık hizmetlerinden yararlanma biçimimizde teknolojinin sunduğu imkânlar hızla yükseliyor ve mühendislik bilimlerindeki ilerlemeler ortopedik protez pazarında da çok önemli dönüşümler yaratıyor. Öte yandan protezlerin vücuda yeterince iyi yerleştirilmemiş olması, zaman içinde kullanılan materyalin aşınması veya enfeksiyona bağlı sorunlar hala sıklıkla yaşanmakta. Bu tarz başarısızlıklar çoğu zaman yeni bir ameliyat daha gerektiriyor ve hastanın yaşam kalitesini oldukça düşürüyor. Hatta bazı durumlarda uzvun kesilmesine veya hastanın yaşamını yitirmesine sebep olabiliyor. Bu sonuçları minimize etmek amacıyla geliştirmekte olduğumuz akıllı implant tasarımıyla ameliyattan sonra oluşabilecek başarısızlığı insan bedeninde geri dönüşü olmayan hasarlar oluşmadan önceden tahmin edecek, bizi uyaracak ve hatta bir adım daha atıp enfeksiyon ile savaşabilecek bir cihaz geliştirmeyi amaçlıyoruz.” dedi.

Beden içi şartları gözlemleyebilen ve kablosuz iletişim yoluyla hastanın diğer cihazları ile iletişime geçecek bu tasarımın yakın gelecekte sektörde yerini almasını beklediklerini belirten Dumanlı, bu projenin Türkiye’nin sağlıkta yüksek teknoloji ihraç etme potansiyeli bakımından önemli bir adım olacağını sözlerine ekledi.

Giyilebilir cihazlar için anten tasarlanıyor

Lisans ve yüksek lisans derecesini Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği’nden, doktorasını ise Bristol Üniversitesi’nden (İngiltere) 2010 yılında alan Sema Dumanlı Oktar, 2010-2017 yılları arasında uzman araştırmacı olarak Toshiba’nın Bristol’daki Avrupa Araştırma Laboratuvarı’nda çalıştı. 2018 yılında Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği’nin öğretim kadrosuna katılan Dumanlı, kişilerin beden ağlarından ve internete bağlı diğer sağlık nesnelerinden oluşan Sağlık Nesnelerinin İnterneti’nin sağlık hizmetlerini hastane dışına yayarak hem hastaların daha kaliteli hizmet almalarına hem de devletin sağlık harcamalarını azaltmasına yol açacağını belirtti.

Diyabetliler için giyilebilir medikal cihaz geliştirecek

Önümüzdeki projeleri arasında diyabet hastaları için giyilebilir medikal cihaz tasarımının da olduğunu belirten Dumanlı, “Diyabet, sonuçları sürekli izleme ile kontrol altına alınabilen bir rahatsızlık olmasına rağmen, 2015 senesinde 1.6 milyon kişinin ölümüne sebep oldu. Teletıbbın ise diyabet kontrolünde etkili olduğu, yaşam kalitesini artırıp hekim ziyaretlerini azalttığı pilot çalışmalarla gösterilmiştir. Bu kapsamda sürekli glikoz izlemesi yapan giyilebilir medikal cihazların Sağlık Nesnelerinin İnterneti’nin en etkili kullanım alanlarından biri olacağını tahmin etmek güç değildir. BUMerANg adlı projemizde de kontak lens tabanlı glikoz algılayıcısından ölçüm alan ve beden üzeri veya beden dışı bağlantı kurabilen bir akıllı gözlük tasarlamayı planlıyoruz’’ bilgisini verdi.

MediaMarkt Startup Challenge 2019’un başvuruları açıldı

Avrupa’nın önde gelen elektronik perakendecilerinden MediaMarkt’ın, Tekzen kurumsal ortaklığıyla geçen yıl Türkiye’de ilkini gerçekleştirdiği MediaMarkt Startup Challenge projesinin ikinci dönemi için başvurular açıldı.

Son Başvuru: 10 Haziran 2019

Perakende dünyasında, inovatif değişikliklerle fark yaratan ve dönüştüren uygulamaları hayata geçirmeyi amaçlayan proje kapsamında girişimler, 10 Haziran 2019 tarihine kadar başvurularını yapabilecek.

Başvuru: mediamarktstartupchallenge.com

Dijitalleşmeyi iş süreçlerine adapte edebilen ve bu bağlamda perakende sektörüne yönelik çözümler geliştiren projelerin ödüllendirileceği programa gelen başvurulardan, yine program kriterlerine uygun 10 proje, 25 Haziran günü düzenlenecek MediaMarkt Startup Challenge Day etkinliğinde jüriye sunum yapacak ve kazananlar o gün açıklanacak.

Bu yıl Yunanistan’dan da başvurular alınacak

MediaMarkt Startup Challenge, perakende satış teknolojileri, satış sonrası teknolojiler ve kurumsal dijitalleşme süreçleri gibi perakendeye yönelik 3 ana başlığa odaklanırken; bu yıl başvurular; MediaMarktSaturn Grup İcra Kurulu Üyesi, MediaMarkt Türkiye ve Yunanistan İcra Kurulu Başkanı Yenal Gökyıldırım’ın yönetim bölgesi olan Yunanistan’a da açık olacak.

Startup’lara Projelerini Avrupa’da hayata geçirme fırsatı

MediaMarkt Startup Challenge Day etkinliğinde ilk üçe giren projeleri oldukça cazip ödüller bekliyor. Birinci olan proje, Münih’te gerçekleşecek Retailtech Hub Programı’na katılmanın yanı sıra; girişimciler için kurumsal ortaklıklar sunan hızlandırma programına dahil olma hakkı, Silikon Vadisi’nin en aktif yatırımcıları arasında olan Plug and Play’in girişimci ağına dahil olma fırsatı yakalayacak. İkinci olan proje ise MediaMarkt ve Tekzen’in Türkiye’deki mağazalarında pilot uygulama fırsatı ve Kategori Mağazacılığı Derneği’ne çözümlerini sunma hakkı elde edecekken; üçüncü olacak proje de yine MediaMarkt ve Tekzen’in Türkiye’deki mağazalarında pilot uygulama imkanına sahip olacak. Ayrıca her üç proje, 1 Ekim’de İstanbul’da gerçekleşecek Perakende Teknolojileri Konferansı’nda çözümünü tanıtabilecek.

Hamdi Ulukaya Girişimi üçüncü dönemine seçilip New York’a gidecek girişimler

Hamdi Ulukaya Girişimi, 3.senesinde Startup Destek Programı’na 4 bin 653, Girişimci Adayı Destek Programı’na ise 30 bin 448 başvuru aldı. Yaklaşık 3 ay süren değerlendirme sürecinde adaylar toplam 17 jüri üyesi tarafından değerlendirildi.

Hamdi Ulukaya Girişimi 2019 katılımcılarının yarısından fazlasını kadınlar oluştururken, programa Elazığ’dan İzmir’e kadar Türkiye’nin dört bir yanından gençler davet edildi. Hamdi Ulukaya Girişimi, 4 aşamadan oluşan değerlendirme sürecinde kullandığı, TÜİK’in belirlediği 12 istatistiki bölge ve cinsiyet dağılımı gibi kriterleri göz önünde bulunduran algoritmasıyla coğrafya, cinsiyet ve eğitim düzeyinden bağımsız olarak herkese ‘eşit hayal kurma hakkı’ sağlamayı amaçlıyor.

Hamdi Ulukaya Girişimi 3. dönemine seçilen girişimler:

Arkim: Yumurta kabuğundan doğal gıda koruyusu üreten ve yiyeceklerin raf ömrünü uzatmaya sağlayan bir biyoteknoloji firması.

Age of kids: Çocuklara yönelik içerik üreticilerine mobil dünyaya göç etme olanağı sunmayı ve tüm bu içerik üreticileri ile ebeveynleri çocuk ekseninde dijital bir platformda bir araya getirmeyi amaçlıyor.

Devecitech: Metrobüs ve karayollarında araçların ürettiği rüzgarı kullanarak yenilenebilir enerji üretilmesi amaçlanıyor.

ForFarming: Kapalı alanlarda kullanılmak üzere tasarlanmış ölçülebilir, kontrol edilebilir, raporlanabilir dikey tarım desteği sağlıyor.

Parrotize: Etkinlik, konferans ve toplantılarda talep edilen simultane çeviri ihtiyacını mobil bir uygulama aracılığıyla karşılıyor.

TION Healthcare: Kalp hastalıklarından en sık rastlanılan ritim bozukluğu tanısı için yapay zeka destekli sticker şeklinde giyilebilir sensörler üretiyor.

Zemin İstanbul, ulaşım odaklı girişimlerin başvurularını 30 Mayıs’a kadar bekliyor

İstanbul Kalkınma Ajansı Güdümlü Proje Desteği kapsamında desteklenen Zemin İstanbul‘u sizlere daha geçtiğimiz yılın Kasım ayında ilk ofis turunu yaparak paylaşmıştık.

Şişhane metrosu içerisinde yer alan Zemin İstanbul’un; yenilikçiliğin, girişimciliğin ve vatandaşla etkileşimin zemini ve ortamı haline gelmesi hedefleniyor.

“İstanbul’un yeni nesil ulaşımını beraber tasarlayalım”

Özellikle Kuluçka Merkezi bünyesinde girişimcilere mentor desteği, hızlandırma eğitimi, ofis desteği ve patent desteği sağlayan Zemin İstanbul, yerli milli ürünlerin geliştirilmesine katkıda bulunuyor. İlk çağrıya 2018 Nisan ayında çıkılmış olup şehir bilimi üzerine odaklanılmıştır. Bu çerçevede 678 başvuru sağlanmış olup 20 adet girişimci Zemin İstanbul’a seçildi.

Son Başvuru: 30 Mayıs 2019

İBB Ulaşım birimleri ile 25 Şubat 2019 tarihinde düzenlenen çalıştayda ikinci çağrı olarak “Ulaşımda Kullanıcı Odaklı Yenilikler” konusu belirlenmiştir. İlgili hızlandırma programına başvurular 30 Mayıs 2019 tarihine kadar devam ediyor.

Ulaşım dikeyindeki bu çağrıya prototipini çıkarmış, iş modeli ve ürünü hazır, ürün satışına başlamış, KOBİ ve girişimciler başvurubilir.

Zemin İstanbul’un genel web sitesini buradan ziyaret edebilir, ulaşım çağrısına ise doğrudan bu bağlantıdan başvurabilirsiniz.

İstanbul’un yeni nesil ulaşımını beraber tasarlayalım” mottosu ile yeni dönemde ulaşım alanına odaklanan Zemin İstanbul yeni girişimcilerini aramaktadır.

Şehnaz Çağlı, girişimler için yatırım fonu Collective Spark’a Vice President olarak atandı

Erken aşama teknoloji girişimlerine yatırım yapmak ve onları güçlendirmek, global boyutta hızlı büyümelerine destek olmak amacıyla kurulan yatırım fonu Collective Spark ekibi, Şehnaz Çağlı‘nın katılımıyla büyümeye devam ediyor. Son olarak Londra’dan Avrupa’daki girişim sermayesi yatırımlarıyla ilgilenen Çağlı, kariyerinin ilk yıllarından itibaren teknolojinin yanı sıra sigorta, medya, enerji ve perakende sektörlerinde tecrübe edindi.

Çağlı’nın ekibe katılmasının mutluluğunu dile getiren Collective Spark Kurucu Ortağı Görkem Oktay, “Türkiye’de daha önce önemli şirket birleşmelerinde ve satınalmalarında yer alan Şehnaz’ın ekibe güç katacağına inanıyorum. Yurt dışında elde ettiği yatırımcı ve girişimci ağı ile tecrübesinden oldukça yararlanacağız. Bununla birlikte oluşturduğumuz fonun büyümesinde ve yurt dışında ses getirecek, milyar dolarlık şirket olmaya aday yatırımlara katkıda bulunacağına eminim” dedi.

Princeton Üniversitesi’nde mühendislik, London Business School’da MBA eğitimini tamamlayan ve Avrupa’da edindiği tecrübeyi Türkiye’deki girişim ekosisteminin gelişmesi için kullanacak olan Şehnaz Çağlı, ekibe katılmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti şu sözlerle ifade etti:

“Türkiye’de deneyim ve bilgi birikimi açısından ideallerimle örtüşen bir fonun parçası olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Londra’da edindiğim tecrübe ardından, Türkiye’de gelişmekte olan girişim sermayesi alanında çok büyük potansiyel görüyorum. Ülkemizdeki ekosistemin gelişmesi ve ideal ortamın oluşması için çalışacağım.” dedi.

Verifone, üç yıl önce çoğunluk hisselerini satın aldığı Panaroma’nın tamamını bünyesine kattı

Dünya genelinde 30 milyon kurulu cihaz ve terminal ile ödeme sistemlerinin önde gelen şirketlerinden Verifone, üç yıl önce çoğunluk hisselerini satın aldığı Türk şirketi Panaroma’nın tamamını bünyesine kattı.

Türkiye’deki yatırımlarına önümüzdeki dönemde de devam edeceklerini söyleyen Verifone Güney Doğu Avrupa, Türkiye ve Türki Cumhuriyetler’den Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Onur Altınbaş, “2023 hedefimizi sahada aktif kullanılan Verifone markalı bir milyon yazar kasaya ulaşarak pazar payımızı yüzde 50’ye çıkarmak olarak belirledik” dedi.

Onur Altınbaş: “Verifone’un global bilgi birikimi, Panaroma’nın yerel tecrübesiyle buluştu.”

Verifone Güney Doğu Avrupa, Türkiye ve Türki Cumhuriyetler’den Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Onur Altınbaş, satın almayla ilgili açıklamalarda bulundu. Panaroma’nın çoğunluk hisselerini ödeme sistemlerinde yapılan regülasyonların ardından almaya karar verdiklerini hatırlatan Altınbaş, “Verifone’un global çapta bilgi birikimi ile Panaroma’nın yurt içindeki tecrübesini buluşturarak kısa sürede pazar payımızı büyüttük. Çoğunluk hisselerini satın almamızın üçüncü yılında, Nisan 2019’da bu kez Panaroma’nın tamamını Verifone bünyesine kattık. Bu satın almayla birlikte, her segmentteki esnafın ihtiyaçlarını karşılama hedefimize bir adım daha yaklaştık” dedi.

2023’te pazarın yarısı hedefleniyor

Verifone’un Türkiye pazarındaki payı hakkında da bilgi veren Onur Altınbaş, “Şu anda Türkiye genelinde 250 bin Verifone marka yazar kasa ile hizmet veriyoruz, pazar payımız ise yüzde 30’a yaklaşmış durumda. 2023 vizyonumuz çerçevesinde, sahada bir milyon yazar kasa çalıştırmayı ve pazar payımızı yüzde 50’ye çıkarmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Bayiler, satış ve servis noktasına dönüşüyor

Verifone’un küresel stratejisi doğrultusunda perakende yatırımlarıyla birlikte servis alanında sundukları hizmeti de geliştirdiklerini söyleyen Onur Altınbaş, “İlk etapta 30 yıldır hizmet veren bayilerimiz arasından seçtiğimiz beş bayimizi satış ve servis noktası haline getirdik, şimdi bu hizmeti 81 ilimize taşımayı amaçlıyoruz. Böylece bizler tüm bayilerde standart bir hizmet kalitesi sağlarken müşterilerimizin ürün ve çözümlerimizi Türkiye’nin dört bir yanından kolaylıkla satın almalarına olanak tanıyacağız. Bayilerimizi satış ve servis noktasına dönüştürmek için yurt çapında fizibilite çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

Grabono: Müşteri etkileşim ve sadakat odaklı mobil uygulama

Grabono, işletmelerin verimsiz sadakat problemlerine çözüm olarak geliştirilmiş bir mobil uygulamadır. Kullanıcılar uygulama aracılığıyla kullanıcılar, işletmeden puan toplayabiliyor ve topladığı puanlarla aynı yerden ödül alabiliyor.

Barlas Karahocaoğlu ve Semih Hakkıoğlu tarafından Ağustos 2018’de İstanbul’da kurulan Grabono uygulaması aracılığıyla müşteriler, bir sadakat programına dahil oluyorlar ve o işletmeye uğrama frekanslarını ve dolayısıyla harcamalarını arttırıyorlar. Hedefinde öncelikli olarak 3. nesil kahveciler, gurmer burger, tatlıcılar, sağlıklı yiyecekler dükkanları gibi yiyecek-içecek sektörü var.

Grabono kurucularından Barlas, egirişim’e konuk oldu ve bize girişimiyle ilgili detaylı bilgi verdi.

Kurucular ilk satışını Ekim 2018’de gerçekleştirdi. Yaşadıkları zorluklara değinirken “Uygulamayı büyütme noktasında gördüğümüz en büyük zorluk; satış, operasyon vs gibi çok deneyimli olmadığımız yerlerde kendimizi geliştirmek ve bu ekipleri ölçeklemek oldu.” açıklamasında bulundular.

Grabono, İş Bankası’nın hızlandırma programı Workup‘ın 4. dönemine seçilen girişimler arasında yerini de aldı.

Türkiye’deki teknoloji ve inovasyon odaklı girişimleri paylaşmaya ve o girişimlerle video röportajlar yapmaya devam edeceğiz.

Facebook, Türkiye’de Sivil Toplum Programı’nı faaliyete geçirdi

Facebook, İstanbul’da gerçekleştirdiği bir etkinlikle Sivil Toplum Programı’nı Türkiye’de hayata geçirdiğini duyurdu. Facebook, bu yeni programla Türkiye’deki STK’ların dijital okuryazarlık becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmayı ve yarattıkları topluluklara değer ve anlam katma misyonlarına ulaşmalarında destek olmayı hedefliyor. Platform, ayrıca program kapsamında STK’lara daha çok kaynak sunarak sosyal medya kampanyalarına da destek olacak.

Facebook, Türkiye’deki bağış sayısını ve sivil toplum alanındaki farkındalığı artırmak adına, 2017 yılında Sosyal Bağış Hareketi adını verdiği bir programı hayata geçirmişti. Yakın zamanda yapısı ve işleyişinde değişiklikler yapılan Sosyal Bağış Hareketi, Facebook Sivil Toplum Programı olarak yeniden faaliyete geçecek. Bu yeni program, iki ana başlıktan oluşacak: Sivil Toplum Programı kapsamında, Facebook Kadir Has Üniversitesi işbirliğiyle her üç ayda bir dijital okuryazarlık eğitimleri düzenleyecek. Sosyal medya ve iletişim odaklı olacak eğitimlere, tüm STK üyeleri katılım gösterebilecek. Programın ikinci başlığında ise, program dahilindeki STK’lara workshoplar ve kampanyalar da dahil olmak üzere her ay ajans desteği verilecek.

Önümüzdeki dönemde Facebook, TOBB ve Habitat işbirliğiyle açmayı planladığı topluluk merkezi kapsamında gerçekleştirdiği bu program da dahil olmak üzere hayata geçireceği bir dizi girişimle Türkiye’deki yatırımlarını genişleterek yerel toplulukları desteklemeye devam edecek.

“Türkiye’deki STK’ları desteklemek için daha iyi yollar bulmak istiyoruz”

Program hakkında konuşan Facebook Türkiye Kamu Politikaları Müdürü Çağatay Pekyörür, şunları dile getirdi:

“Facebook olarak misyonumuz, insanlara topluluk oluşturma gücü vermek ve dünyayı birbirine daha yakın bir yer haline getirmek. Sosyal Bağış Hareketi’ni 2017 yılında Facebook topluluğu içerisinde sosyal amaçlar için bağış toplama konusunda farkındalık yaratma amacıyla başlattık. Yakın zamanda, STK’ları desteklemek için daha iyi yollar bulmak ve önümüzdeki dönemde Türkiye’de sosyal bağışın öneminin altını çizmek adına bu programı yeniden yapılandırdık.

Şu anda Türkiye’de Facebook kullanan insanların yüzde 32’si sosyal bir amaca hizmet eden aktivitelere katılırken, yüzde 11’i ise Facebook’ta gördüğü bir içeriğin ardından bağış yapmaya karar veriyor. Gelecek dönemde, bu oranı ve Facebook Sivil Toplum Programı bünyesindeki STK’ların sayısını artırmayı hedefliyoruz. ” dedi.