Türkiye’de girişimciliğe odaklanan en köklü kurumlardan biri olan Endeavor Türkiye, pazarda müşteri bulmuş ürün ve hizmetleri olan girişimlerin büyümesi ve uluslararası pazarlara açılmasına aracılık eden ScaleUp Hızlandırma Programı’nın 2019 yılı ikinci dönemini 11 Ekim’de başlattı ve seçilen 25 girişimi açıkladı.
Hedeflere erişim ScaleUp ile hızlanıyor
Dünyada “Etkin Girişimcilik” hareketinin öncüsü olan Endeavor, yüksek gelir ve istihdam katkısı sunan ScaleUp girişimleri destekleyerek ekonomik büyümeye katkıda bulunuyor. Endeavor’ın 2019 yılında İstanbul Kalkınma Ajansı desteğiyle başlattığı ScaleUp Programı, hedef kitle ve odak olarak Türkiye’de ilklerden biri olma niteliğini taşıyor. 6 ay süren program, girişimlerin farklı ihtiyaçlarına eğilen atölye ve mentörlük seansları ile hedeflerine daha hızlı erişmesini amaçlıyor. ScaleUp Programı’nın 2019’un ilk yarısında gerçekleşen 1. Dönemine katılan girişimlerin %90’ı cirolarını yükseltti, %40’ı ekiplerini büyüttü ve programa katılan 6 şirket yatırım aldı.
Türkiye’nin yerli ve milli ödeme kuruluşu olan ve bugün 12 binin üzerinde işyerine Sanal POS ile ödeme alma, sahtecilik önleme ve tek tıkla ödeme (kart saklama) hizmeti sunan PayTR, 10. yılında büyümesini sürdürüyor.
TOBB tarafından açıklanan Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen 100 şirketi arasında her yıl yerini alan PayTR, 2019 yılında da yüzde 100’ün üzerinde büyümeyi ve 2 milyar liralık ödemeye, 20 milyon dolarlık küresel ödemeye aracılık etmeyi hedefliyor.
Şirket 10. yılını PayTR Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Yiğit Cengiz ile PayTR Genel Müdürü Tarık Tombul’un ev sahipliğinde iş ortaklarının katıldığı etkinlikle kutladı.
Garaj felsefesiyle yola çıktı, 12 bin işletmeye ulaştı
Etkinlikte konuşan PayTR’nin Kurucusu Yiğit Cengiz, “İzmir’de garajdan çıkan bir startup felsefesi ile 14m2’lik bir ofiste tek kişi ile başlayan girişimcilik serüvenimizde; bugün onlarca kişiyi istihdam eden, binlerce KOBİ’nin dijitalleşmesine öncülük eden, Türkiye genelinde spor kulüpleri, e-ticaret siteleri ve üniversiteler dahil olmak üzere 12 binin üzerinde işletme ve kuruluşa sanal POS ve ödeme hizmetleri sunan bir yapıya kavuştuğumuz için gururluyuz” dedi. İzmir’in PayTR için çok önemli olduğunun altını çizen Cengiz, sözlerine şöyle devam etti: “İzmir Limanı nasıl yıllar boyunca bu toprakların ürünlerinin dünyaya açılan penceresi olduysa, dijital dönüşüm çağında da İzmir aynı görevi yazılımın ve teknolojinin merkezi olarak üstlenecek. PayTR olarak önce bölgesel, sonra ulusal, bunun bir sonucu olarak da uluslararası ekosistemler yaratmak istiyoruz.”
2019 yılında hedef 2 milyar liralık ödemeye aracılık etmek
2018 yılını yüzde 100’ün üzerinde bir büyümeyle kapattıklarının altını çizen PayTR Genel Müdürü Tarık Tombul ise “Kurulduğumuz ilk günden itibaren 10 yıl içinde birçok ilke ve rekora imza attık. 2018 yılında yeniden yapılanma süreci kapsamında İzmir genel merkezi dışında İstanbul’a da bir irtibat ofisi açtık. Geçtiğimiz yıl boyunca yazılım ve donanımsal hazırlıkları tamamlayarak, stratejilerimizi güncelledik ve ihtiyaçlar doğrultusunda ekibi büyütmek için istihdam planı oluşturduk. Hedeflerimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. 2019 yılında da yüzde 100’ün üzerinde bir büyüme öngörüyor ve geçen yılı 2’ye katlayarak yıl sonunda 2 milyar TL’lik ödemeye aracılık etmeyi hedefliyoruz. Öte yandan sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde de kullanıcılara hizmet sunuyoruz. Geçen yıl 20 milyon dolarlık yurt dışı ödemelerine aracılık ettik. Bu yıl için hedefimiz bu rakamı da 2 katına çıkararak e-ihracata daha çok destek olmak. Yolculuğumuzda bizimle beraber ilerleyen herkese PayTR adına teşekkür ediyorum” dedi.
Türkiye girişim ekosisteminin 2019 verilerinin 3. çeyreği startups.watch tarafından açıklandı. Açıkçası tablonun iç açıcı olmadığını üzülerek belirtmek istiyoruz. Açıklanan verilere göre, bu yılın ilk 9 ayında toplamda 13.9 milyon dolarlık bir yatırım yapıldı.
2018 yılında girişimlere açıklanan toplamda 100 girişime 58.9 milyon dolar yatırım yapılmıştı. Bu yıl sonuna kadar yeni açıklanacaklarla birlikte maksimum 21-22 milyon dolarla kapatacağımız öngörülüyor.
Yatırım yapılan 43 girişimin verilerine göre;
250 bin doların altında 27 girişime,
250-500 bin dolar arasında 8 girişime,
500 bin dolar – 1 milyon dolar arasında 6 girişime,
1 milyon dolar – 2 milyon dolar arasında 1 girişime,
2 milyon dolar – 5 milyon dolar arasında ise yine 1 girişime yatırım yapılmış.
Türkiye’deki Çeyrek Bazında Erken Aşama Yatırımların DağılımıTürkiye’deki Ay Bazında Erken Aşama Yatırımların Dağılımı
Bu yıl içerisinde Türkiye’de Seri B veya Seri C yatırım göremedik.
Yatırım Turu Türlerine Göre Türkiye’de Yatırımlar
2019 yılı Türkiye’deki Yatırımlar, Yurt Dışındaki Türkler, Yurt Dışına Yapılan Yatırımlar
Türkiye’deki Melek ve VC Yatırımları: 14 milyon dolar
Türkiye’deki Private Equity Yatırımları: 32 milyon dolar
Yurt Dışındaki Türklerin Aldığı Yatırımlar: 123 milyon dolar
Türk Yatırımcıların Yurt Dışındaki Yabancı Girişimlere Yaptığı Yatırımlar: 6 milyon dolar
Bu tablodaki verileri kısaca yorumlamak gerekirse; yurt dışında Türklerin kurduğu girişimler toplamda 123 milyon dolar yatırım almış. Türk yatırımcılar ise yurtdışındaki yabancı girişimlere 6 milyon dolar yatırım yapmış. Girişimlere özellikle global odaklı düşünün diye belli aralıklarla içerikler üretiyoruz. Bu tablolar ise global odaklı bir girişim olmanın avantajlarını gösteriyor. Bugün yurt dışına açılan girişimlerin satışları, Türkiye’de yaptıkları satışları fazlasıyla katlıyor.
Türkiye’de En Çok Fonlanan 5 Alan (2019-Q3)
Pazaryeri
SaaS
Düğün/Etkinlik
Robotik
Yapay Zeka ve Fintek
Türkiye’deki Yıl Bazında Erken Aşama Açıklanan Yatırımlar
Bu tabloda 2019 yılı üçüncü çeyreğinde ülkelere göre yapılan yatırımların verilerini görebiliyoruz. Sadece 3 ayda; Birleşik Krallık’ta 3.2 milyardolarlık bir yatırım yapılırken Türkiye’de 5.4 milyon dolarlık bir yatırım yapıldı. Rakamlara göre bir lig sıralaması yapıldığında ise Türkiye olarak 3. ligde yer alıyoruz.
Yıl Bazında Türkiye’deki Startup’lardaki Kadın Girişimci Oranları
Kurucusu Kadın Olan Girişimcilerin Türkiye ve ABD’deki Oranı
2019 yılı ilk 9 ayında kurucuları arasında kadın girişimci olan girişimlerin aldığı yatırımlar; Adalethanım, Armut, ComPay, Mianibux, Paym.es, Shopi, Tutumluanne, Twin, Vispera.
2019’un son çeyreğinde açıklanmayı bekleyen yatırımlar var. Umarız 2020 için umut vaad eden adımlar atarız.
İş dünyasının melekleri; henüz yolun başında olan, yüksek büyüme potansiyeli içeren girişimlere yatırım yaparak gelişmeleri için sermaye, tecrübe aynı zamanda global ağlara erişim sağlayan ve melek yatırım kültürünü yaygınlaştırmayı amaçlayan Angel Effect’i hayata geçirdi.
Kurucuları arasında Türkiye’nin önemli teknoloji yatırımcılarından Ersin Pamuksüzer, Gedik Yatırım CEO’su Onur Topaç, melek yatırımcılardan Ömer Erkmen, Şahin Tulga, Olcay Ungun, Koray Bahar, Ercüment İnanç, İlker Arslan, İlhan Bağören, İlter Terzioğlu, İzzet Zakuto, Engin Frayman ve Mustafa Mutlu’nun da bulunduğu “Angel Effect”, girişimcilik dünyasındaki melek yatırım ortamının ve kültürünün geliştirilmesini, kazanan girişimcilik ekosistemleri ile köprüler kurmayı, dünya genelindeki erken aşama girişimlere erişerek yatırımlar yapmayı, kurumsal dünyadan liderleri ve geleneksel sermaye temsilcilerini girişimcilik ekosistemine kazandırmayı hedefliyor.
Bugüne kadar yurtdışı da dahil pek çok ülkede ve teknoloji girişimlerinde yatırımları bulunan Ersin Pamuksüzer ve Türkiye girişimcilik ekosisteminin önemli isimlerinden Ömer Erkmen: “Girişimcilerin ve melek yatırımcıların yaşadığı sorunlardan yola çıkarak Angel Effect’i hayata geçirdik. Amacımız, ekosistemimize geleneksel sermaye temsilcilerini ve kurumsal dünyanın liderlerini de dahil ederek yeni oyuncuların giriş noktası haline gelmek ve girişimlerin sermaye ve yüksek etkili mentorluğa daha hızlı erişebilmelerine olanak sağlamak” dedi.
Angel Effect’in CEO’su: Orhan Bayram
Angel Effect CEO‘su Orhan Bayram, “Angel Effect platformu ile kazanan girişimcilik ekosistemlerinde yüksek etkili yatırım fırsatlarına iş ortaklarımız sayesinde erişim sağlıyoruz.
Şu ana dek 27 farklı ülkeden girişimleri inceledik, amacımız etki alanımızı olabildiğince yaygınlaştırmak, girişimleri hızlı değerlendirmek ve yatırım sürecini hızla tamamlamak.
Farklı sektörlerden ve kültürlerden gelen ortaklarımız ile girişimlere tecrübe, deneyim ve yüksek etkili mentorluk desteği de sağlıyoruz. Kurucularımız arasında hem geleneksel sermayeden şirket satışları gerçekleştirmiş isimler, hem de yeni nesil başarılı girişimciler bulunuyor. Amacımız her iki dünyanın da girişimcilik ekosistemine deneyimlerini, tecrübelerini aktarabilecekleri bir platform olmak. Bunun yanında melek yatırımcıların hisseleri kolayca likide dönüştürebilecekleri bir online pazar yerini de hayata geçirmeyi planlıyoruz.” diye konuştu.
Girişimler yüksek etkili mentorluk ve iş ağı desteği alabilecek
Angel Effect, girişimlerin erken aşama seviyelerinden sonraki aşamalara kadar ihtiyaç duydukları etkili yatırım, yüksek etkili mentorluk ve iş ağı desteği alabilecekleri bir platform. Angel Effect, girişimcilik ekosistemine çeşitli nedenlerle dahil olamayan ya da yüksek yatırım miktarları nedeniyle yatırım yapamamış profesyonelleri girişimcilik ekosistemine kazandırmayı amaçlıyor. Ayrıca, yüksek etkili girişimler üretecek bir ekosistemi geliştirmeyi de hedefleyen Angel Effect, yurtdışındaki girişimlere de yatırım yaparak bilgi ve yetenek transfer süreçlerini sağlıklı ve hızlı bir şekilde yerine getirecek.
Angel Effect, düşük tutarlarla kolektif yatırımlara olanak sağlayacak
Bu sayede, Türkiye’deki yüksek etkili girişim sayısını da üst seviyelere çıkarmaya yönelik çalışmalar gerçekleştirecek olan Angel Effect ile birlikte, düşük miktarlı yatırım tutarlarıyla kolektif yatırım yapılabilmesine olanak sağlanacak ortam da yaratılmış olacak.
Girişimlere kazanan iş modeline giden yolculuklarında ışık tutan yüksek etkili mentorluk platformu Mentor Effect’ten de itici bir güç olarak yararlanacak olan Angel Effect, daha önce başarılı işleri hayata geçirmiş ya da başarılı işlere liderlik etmiş iş insanları ve üst düzey yöneticileri de yeni nesil iş dünyasının dinamikleriyle donatarak girişimlere yüksek etkili mentorluk desteği de sunacak.
Girişim ekosisteminde son dönemin yükselen yıldızı Getir gibi talep üzerine anında teslimat yapan yaratıcı girişimler. 2019 yılının ikinci çeyreğinde bu girişimlere 52,7 milyar dolar yatırım yapıldı.
Revo Capital Yönetici Ortağı Cenk Bayrakdar, “Talep üzerine anında teslimat girişimleri, tüm dünyada fintech’leri dahi geride bırakarak en fazla yatırım yapılan alan haline geldi. Genel eğilim, pazarın giderek dev oyuncular tarafından konsolide edilmesi yönünde. Revo Capital olarak desteklediğimiz, Türkiye’de bu alanda en yenilikçi girişimlerden olan Getir’in önümüzdeki dönemde bir dünya markası olacağına inanıyoruz” dedi.
Tüketici ihtiyaçlarını doğru tespit ederek yenilikçi iş modelleriyle bu ihtiyaçlara çözüm üreten girişimler yalnızca tüketim alışkanlıklarını değiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda start-up ekosisteminde de önemli bir etki yaratıyor.
“Talep üzerine anında teslimat” (demand delivery) girişimlerinin çektiği yoğun yatırım ve ilgi bu eğilimin en güzel örneklerinden. Öyle ki son dönemde tüm dünyada en fazla yatırım açık ara bu girişimlere yapılıyor.
Türkiye’nin en büyük girişim sermayesi fonlarından Revo Capital’in desteklediği önemli girişimlerden biri olan Getir de bu alandaki başarılarıyla dikkat çekiyor.
“Anında teslimat pazarı dev oyuncular tarafından konsolide ediliyor”
Revo Capital Yönetici Ortağı Cenk Bayrakdar, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Günümüzün değişen ihtiyaçları değişen iş modelleri anlamına geliyor. Çok daha hızlı dönen bir dünyada zaman tasarrufu sağlayan, hizmeti ayağınıza getiren çözümler çok çabuk benimseniyor. Talep üzerine anında teslimat girişimleri bunun en güzel örneklerinden biri. 2010 yılından bu yana bu alanda girişimlerin sayısı da bu alana yapılan yatırımlar da istikrarlı bir artış gösteriyor. Hatta bu alan, finansal teknoloji girişimlerini (fintech) dahi geride bırakarak, en fazla yatırımı alıyor. Genel eğilim, pazarın giderek dev oyuncular tarafından konsolide edilmesi yönünde. 2010 başlarında 10 milyar dolar seviyelerinde olan bu alandaki yatırımlar 2019 ikinci çeyreği itibarıyla 3 bin 855 işlemle 52,7 milyar dolara ulaşmış durumda. Yalnızca Avrupa bazında bakacak olursak, aynı dönemde 825 işlemde 8,7 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirildiğini görüyoruz. Avrupa bazında toplam fonlama hacminde ve orta seviye girişimlere yapılan yatırımlarda artış devam ediyor. Seri A döneminde yapılan yatırımlar ise 2019’un ilk yarısında 8 milyon dolara ulaştı” diye konuştu.
“Getir’in bir dünya markası olacağına inanıyoruz”
Revo Capital olarak Türkiye’de bu alanda en yenilikçi girişimlerden biri olan Getir’e Aralık 2017’de yatırım yaptıklarını belirten Bayrakdar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yatırım yapacağımız girişimlerde aradığımız belli başlı unsurlar var. Bunlardan ikisi işin sürdürülebilirliğini sağlayacak güçlü bir takım ve farklı bir iş modeli yaratılması. Getir’in kurucusu Nazım Salur ve ekibi bu anlamda bizi çok etkiledi. Çok yetkin ve azimli bir ekip olarak, bambaşka bir bakış açısıyla yaratıcı bir iş modeli geliştirmişlerdi. En fark yarattıkları alanlardan biri günümüzün en büyük değeri diyebileceğimiz veriyi çok etkili kullanmaları. Veri odaklı bir iş olarak müşteri deneyimini iyileştirecek çok güzel işler yapıyorlar. Son olarak da pazar büyüklüğüne önem veriyoruz. Global anlamda uygulanabilir ve büyük pazarlara hitap eden çözümlere yatırım yapıyoruz. Önümüzdeki dönemde Getir’in ciddi bir dünya markası olacağına inanıyoruz.”
“Girişim ekosisteminin büyüyeceği konusunda umutlu olmamızı gerektiren pek çok gelişme var”
Bayrakdar, Türkiye’de start-up ekosisteminin son 10 yılda 20 kat büyümeyle 205 milyon dolarlık büyüklüğe ulaştığını, Getir gibi yenilikçi girişimlerin bu büyümede itici güç oluşturduğunu belirterek, “Türkiye’de ekosistem görece küçük olsa da son dönemde gelecek konusunda umutlu olmamızı gerektirecek pek çok gelişme var. Her şeyden önce 80 milyonluk genç nüfusumuz, ekonomik büyüklüğümüz ve eğitimli insan kaynağımız güçlü bir temel oluşturuyor. Buna sayıları 40’ı aşan melek yatırımcı ve girişim sermayesi sayısı, devletin exit’lerde varlık vergisi muafiyeti, vergi ve diğer alanlarda ayrıcalıklar sunan melek yatırımcı lisansları ve Ar-Ge harcamalarındaki teşvikleri gibi pozitif gelişmeler de eklendiğinde girişim ekonomisinin büyüyeceğine eminiz. Bu inançla Revo Capital olarak yıl sonuna kadar 90 milyon Euro’luk bir fonu devreye almayı planlıyoruz. Ayrıca girişimcilerin yatırımcıların radarına girmesini destekleyecek ‘Revo Start-up Camp’ gibi etkinliklerle start-up ekosistemini beslemeyi sürdürüyoruz” dedi.
Edelkrone kurucusu Kadir Köymen, yeni bir modele geçerek şirketinin tüm yönetimini çalışanlarına devretti, kendisi sadece hissedar olarak devam edecek. Ancak yönetimde hiçbir etkisi kalmadı. Tüm kararları artık çalışanlar verecek.
Fiziki bir depodan, online kiralama startup’ına dönüşen Omni, şirkete yakın iki kaynağa göre işten çıkarmalarla uğraşıyor. Omni, daha yeni 7 operasyon ekibi üyesinin işine son verdi. Startup’ın Thumbtack‘ten alacağı faiz sonrasında, mühendislik ekibini Coinbase‘e devredeceği de konuşulanlar arasında.
Çok makul fiyatlara çadır, bisiklet veya matkap kiralama fırsatı sunan Omni, yeterli kullanıcısı olmaması sebebiyle zor günler yaşıyor. Aslında Omni, tuğla ve harç satıcılarının kendi kiralama işletmelerini kurmasına imkan veren beyaz etiketli pazaryeri konseptinde bir platform başlatmayı planlamıştı.
Ancak geçen yılın başlarında kripto para şirketi Ripple’dan 25 milyon dolar yatırım aldıktan sonra büyük oranda gelir elde etmesine rağmen, Omni yeni platformunun da başarısız olacağından ve beklentileri karşılamayacağından korktu.
Şirket, online eğitim programlarını tamamlamaları için kullanıcılarını kripto parayla ödüllendiren Coinbase Earn üzerinde çalışacak mühendislik personelinin bir kısmını işe alması için Coinbase ile görüşüyor. Bazı çalışanlar bugün Coinbase’de mülakat sürecinde. Bununla birlikte, Coinbase şu anda resmi bir anlaşma olmadığını söyledi. Omni, TechCrunch‘a konu hakkında açıklama yapacağıyla ilgili söz verdi ancak daha sonra konu hakkında konuşmayı reddetti.
Türkiye İş Bankası’nın Silikon Vadisi’ndeki inovasyon merkezi Maxitech ve ABD’li danışman firma US Market Access Center (USMAC) işbirliği ile yürütülen yurtdışı programının ilk ayağı, Türkiye’de gerçekleştirildi.
Workup‘ın 5. dönem girişimleri ve önceki dönem mezunlarına USMAC’in alanında uzman mentorlarından üç gün boyunca ABD’de etkin satış, sunum ve iş geliştirme teknikleri konusunda eğitim ve mentorluk verildi. Eğitimin sonunda programın ABD’de yürütülecek bölümüne katılacak 3 girişim seçildi. Seçilen girişimler Agrovisio, PCI Checklist ve Holonext; uluslararası pazarlara açılma hedefi ile kendi alanlarıyla ilgili iş geliştirebilecekleri global şirketler ve yatırımcılarla buluşmak üzere Ekim ayı sonunda San Francisco’ya gidecek.
Girişimlerin Türkiye’de oluşturdukları değere ek olarak uluslararası pazarlara açılmalarını daima destekleyen Workup Girişimcilik Programı, seçilen 3 girişimin kendi dikeyinde iş geliştirebileceği kişiselleştirilmiş bir yurtdışı programını hayata geçirerek, programın global vizyonunu bir kez daha vurgulamış oldu.
Workup’ın yurtdışı programına seçilen girişimler:
Agrovisio: geliştirdiği yapay zeka temelli tarım teknolojisi sayesinde uydu görüntülerini kullanarak toprağı, ürünü ve iklimi takip ediyor, tarım alanlarının güncel durumu ile ilgili analizler sunuyor.
PCI Checklist: kart verisi işleyen, depolayan ve taşıyan işletmeler için zorunlu bir sertifikasyon olan PCI-DSS yetkilendirmesinin gerçek zamanlı süreç denetimini gerçekleştiren bir platform olup, e-ticaret siteleri, fintech startup’ları, bankalar ve ödeme altyapısı kuruluşları için değer yaratmayı hedefliyor.
Holonext: Firmaların ve bireysel kullanıcıların Artırılmış Gerçeklik (AR) deneyimlerini kolayca tasarlayabilmelerine ve farklı platformlar üzerinden görüntüleyebilmelerine yardımcı olan bulut tabanlı bir AR içerik geliştirme platformu.
2017 yılının Mayıs ayından bu yana Kolektif House bünyesinde yürütülen Workup Girişimcilik Programı’na kabul edilen girişimlere, 6 ay süre ile ofis ve mentorluğun yanı sıra yatırım ve iş geliştirme konularında işbirliği desteği sunuluyor. Bugüne kadar 67 girişimin seçildiği ve ilk 4 dönemde toplam 40 mezunun verildiği Workup’ın Aralık ayında sona erecek 5. dönemi 10 girişim ile devam ediyor.
Sitelerin yönetim ve finans süreçlerini üstlenen yerli girişim Apsiyon ile girişimi üzerine konuştuk. Kurucu ortağı ve CEO’su Kudret Türk, bize girişiminin tüm süreçlerinden bahsetti.
Apsiyon’u sizlerle egirişim’de ilk kez Eylül 2016’da 2.5 milyon dolar aldığı yatırımla paylaşmıştık. Yatırımla beraber çalışmalarını hızlandıran girişim, bir sonraki yıl, Mayıs 2017’de rakibi Siyonet’i satın aldı. Aynı yıl içerisinde, Eylül 2017’de ise Avrupa’nın en gözde 100 girişimi arasında gösterildi.
Şimdi sizleri adım adım başarı süreçlerine ortak olduğumuz yerli girişim Apsiyon’un hikayesi ile baş başa bırakıyoruz.
Gençlere yönelik dünyanın en büyük sosyal girişimcilik programı olma özelliğine sahip ve yaşadığı dünyada pozitif bir etki bırakmak isteyen girişimcileri, geleceği şekillendiren bireylere dönüştürmeyi amaçlayan “Social Impact Award” Türkiye’nin ilki; Impact Hub Istanbul’da gerçekleştirilen Jüri Sunumları ve Ödül Töreni ile sonuçlandı.
Nisan ayında Impact Hub İstanbul’da gerçekleşen bir açılış buluşmasının ardından; uzmanlar tarafından gerçekleştirilen ücretsiz eğitim ve atölyelere katılan genç girişimciler; ödül başvurularını tamamlanmadan önce bir yandan fikirlerini ayakları yere basan iş modellerine dönüştürme, bir yandan da “girişimcilik”, “fikir geliştirme”, “iş modelleri” ve “iş geliştirme” konularında kendilerini geliştirme şansını yakaladılar.
İşte kazanan girişimler:
Bu heyecan dolu ve keyifli akşamda “Social Impact Award Türkiye’nin” kazananları; tasarladıkları mobil uygulama ile restoranları ve menüleri görme engelliler için erişilebilir kılma hedefi ile Blindlook girişimi, ortaokul, lise ve üniversiteli gençlere sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin ve girişimciliğin, sosyal fayda ve inovasyon çatısı altında birleştirildiği bir deneyim sunma hedefi ile Circle Up ve tarım atıklarını, mantar miselyumu kullanarak geri dönüştürüp kompozit materyaller üreterek, ekonomiye katkı sağlama hedefi ile Bioseos girişimleri oldu.
Yoğun ve dolu dolu geçen bu ön-eğitim programının ardından, Social Impact Award başvurularını başarıyla tamamlayan genç girişimciler arasından seçilen 8 proje “Social Impact Award” Kuluçka Programına katılmaya hak kazandı. Kuluçka sürecinde iş fikirlerini; strateji, finans, pazarlama ve yönetim süzgecinden geçiren genç girişimciler, alanının önde gelen deneyimli iş insanları ile bir arada farklı atölye, seminer ve eğitimlere katıldılar.
26 Eylül, Perşembe akşamı arasında Sinan Güler (Güler Legacy), Dilara Alp (Finance in Motion), Gonca Ongan (KUSİF), Mesut Keskin (e-bursum), Merve Nur Okutan (Ashoka Türkiye) ve Erman Fenerci (S360) gibi isimlerin de yer aldığı jüriye yapılan proje sunmaları ile tamamlanan “Social Impact Award” programında, genç girişimciler ciddi bir yatırımcıya sunum yapma deneyimi de edinmiş oldular.