Ana Sayfa Blog Sayfa 745

Bankalararası Kart Merkezi CEO’su Soner Canko görevinden ayrıldı

Sizlerle bugün önceki haberde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Bankalararası Kart Merkezi’ne büyük hissedar olduğunu paylaşmıştık.

Bu ortalıktan sonra 25 Temmuz 2011 tarihinden bu yana Bankalararası Kart Merkezi CEO’luk görevini sürdüren Dr. Soner Canko da istifa etti. Genel Müdürlük görevine 1 Mayıs 2020 tarihi itibarıyla Celal Cündoğlu vekaleten atandı.

Yeni bilgiler aldıkça sizlerle paylaşacağız.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Bankalararası Kart Merkezi’ne ortak oldu

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bugün haber ajanslarına yansıyan gelişmelere göre Bankalararası Kart Merkezi‘ne (BKM) hissedar olduğunu duyurdu. TCMB’nin açıklamalarında BKM‘ye hakim ortak olarak hissedar olunduğu belirtiliyor.

Merkez Bankası’nın açıklamasında Bankalararası Kart Merkezi’nin TCMB‘den aldığı izinlerle faaliyet gösterdiği belirtilirken Türkiye’deki ödeme sistemleri açısından öneme sahip bir sistem işleticisi olduğu vurgulandı.

Açıklamada hakim ortak olma kararı “TCMB, ödemeler altyapısına ve yenilikçi iş yapış yöntemlerine ilişkin önemli geliştirme alanları belirlemiştir. Bu doğrultuda yapılacak çalışmalar açısından BKM’nin, mevcut durumda üstlendiği ve temel olarak kartlı ödemeler alanına odaklanan rollerine ilave olarak önemli görevler üstlenmesi planlanmaktadır. Bu kapsamda TCMB, 6493 sayılı Kanun’un 8. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca BKM’ye hakim ortak olarak hissedar olmuştur.” ifadesine duyuruldu.

Bankalararası Kart Merkezi kartlı ödeme sistemlerinin yönetilmesinin yanı sıra finans teknolojileri alanında Türkiye’de önemli projeler geliştiriyor. Türkiye’nin yerli ödeme sistemi Troy ve dijital ödeme servisi BKM Express gibi önemli projeleri geliştiren ve fintech alanındaki girişimleri destekleyen BKM, ilerleyen süreçte de çok daha büyük görevler üstlenecek.

Yerli oyun şirketi Fiber Games, çizgi kahraman Kral Şakir’i oyuna taşıdı

Weld it 3D oyunuyla, 154 ülkede iOS platformunda Top10 listesine girerek büyük bir başarıya imza atan yerli oyun şirketi Fiber Games, yerli çizgi kahraman Kral Şakir’i oyuna taşıdı.

Kral Şakir; Macera Adası adını taşıyan oyunun en büyük özelliği tekrar oynanabilirlik ve dinamik yapısı. Oyunun Android ve iOS platformlarında ve ücretsiz yayınlandığını söyleyen Fiber Games Kurucu ortağı Furkan Faruk Akıncı, “Önümüzdeki dönemde hedefimiz, aklımızdaki PC ve konsol multi-platform projelerini hayata geçirebilmek” diye konuşuyor.

Oyunu App Store veya Google Play‘den indirebilirsiniz.

Yıldız Kuluçka girişimlerinden Fiber Games, Türkiye’de yıllık 1 milyar dolar civarında seyreden oyun piyasasında faaliyet gösteren şirketlerden biri. 2018 yılında kurulmuş bir şirket olsa da Fiber Games, son yıllarda yükselişe geçen, ‘hypercasual’ olarak tanımlanan ve toplu taşımada, ayakta yolculuk yaparken bile rahatlıkla oynanan oyunlarda kendini ispatlamış durumda. Çünkü şirketin geliştirdiği hypercasual oyunu Weld it 3D, İOS platformunda 154 ülkede Top10 listesine girerek ilk büyük başarısını elde etti. Ardından ise Android ve IOS platformlarına Kral Şakir: Macera Adası oyunuyla çıktı şirket. Bu oyunun yerli bir çizgi kahraman için hazırlamış hikâye serisini takip eden ilk oyun olduğunun altını çizen Fiber Games kurucu ortaklarından Furkan Faruk Akıncı, Kral Şakir’i sevenlerin yakın zamanda çıkan Macera Adası kitabının hikayesinin devamını oyunun içinde bulabileceğini de sözlerine ekliyor.

Fiber Games ortakları önlerine önümüzdeki dönem için hedefler de koymuş. Akıncı “5 yıllık nihai hedefimiz, hayalimizdeki Türkiye oyun sektörünü ivmelendirecek multi-platform oyun projelerini hayata geçirebilmek” diye bu hedefleri özetliyor. Akıncı, bu projeleri hayata geçirirken yatırımcı arayışlarının olabileceğinin de altını çiziyor.

Oyunun projesi nasıl doğdu?

Kral Şakir markası birçok platformu, çizgi-dizi, animasyon film, kitap gibi ürünlerle trans-medyayı etkili kullanıyor. Varol Yaşaroğlu ve Grafi2000’in yaratmış olduğu bu dünyayı benzerlerinden ayıran en önemli unsursa her yaşa hitap eden bir yanının olması. Kral Şakir’in çok katmanlı bir mizah altyapısı var.

Kitap serisinin yayıncı olan Eksik Parça Yayınları Fiber Games’e olası bir oyun projesi için ulaştığı zaman oldukça heyecanlandıklarını söyleyen Fiber Games Kurucu Ortağı Furkan Faruk Akıncı: “Tekrar oynanabilirlik ve dinamik yapı bizim için önemliydi. Kral Şakir: Macera Adası oyununda birbirinden farklı beş bölüm bulunuyor ve bölümlerin tümü birbirinden tamamen farklı bir oyun mekaniğine sahip. Kral Şakir dünyasını seven her yaştan oyuncu deneyip sevecektir. Oyunu her denediğinizde daha iyi oynayıp yüksek skor elde etmeye ve Şakir ve arkadaşlarını her bir bölümde en uzak mesafeye taşımaya çalışıyorsunuz.” dedi.

Büyük başarı yakalayan ilk oyunu: Weld it 3D

Fiber Games yol haritasını üç faza bölmüş. Birincisi basit ama keyifli oyunlar üretebilmek. Şu an hyper casual modelinde faaliyet gösteriliyor. iOS platformunda 154 ülkede Top10 listesine giren Weld it 3D şirketin ilk büyük başarısı oldu. Hyper casual stüdyosu şu an 8 kişi ve ayda ortalama 10 prototip üretebilir durumda. İkinci faz ise servis bazlı çevrimiçi bir ya da iki proje üretebilmek. Şirket önümüzdeki 2 yıl içerisinde bu iş modeline bir ürün çıkarmayı planlıyoruz. Mobil cihazlardan oynanabilen, rekabetçi ve servis bazlı iki proje fikrinin masalarında olduğunu söyleyen Akıncı, “Bunlardan en az birini yere indirmeyi hedefliyoruz.” diye konuşuyor. Üçüncüsü ise AAA kalitesinde bilgisayar ve konsol oyunları üretebilen bir stüdyoya dönüşmek.

Yeni yatırımcılarını arıyor

Planlanan üçüncü fazda ise AAA kalitesinde bilgisayar ve konsol oyunları üretebilen bir stüdyoya dönüşmek var. Akıncı bu konuyla ilgili şöyle konuşuyor: “5 yıllık nihai hedefimiz, aklımızdaki PC ve konsol multi-platform projelerini hayata geçirebilmek. Yıldız Teknopark bünyesinde bu hedeflerimize ulaşabilmek için oldukça faydalı teşviklerle birlikte ivmeyi yakaladık. Bir sonraki faz için yatırımcı arayışımız olacak fakat yatırımcı tarafında işe sadece finansal açıdan bakmıyoruz. Bize yatırım yapmak isteyenler mutlaka oyun sektörünü biliyor olmalı; buna tutku duymalı. Yatırım sadece para yatırmak olmamalı, bizim önümüzü açacak, bize inanacak her kişi ya da kurumla görüşebiliriz. Bu önemli bir network’ü açmak olabilir, uluslararası yayıncı ilişkileri olabilir. Finans kaynağı bir şekilde bulunabiliyor ancak fikirleri ve network’üyle bize katkıda bulunabilecek kişiler ve kurumlar da bizi heyecanlandırır.” dedi.

Türkiye oyun sektöründe faaliyet gösteren girişimleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

İTÜ ARI Teknokent genel müdürü Doç. Dr. Deniz Tunçalp görevinden ayrıldığını açıkladı

İTÜ ARI Teknokent‘in bir süredir genel müdürlük görevini sürdüren Doç. Dr. Deniz Tunçalp, görevinden sosyal medya üzerinden açıkladı.

Bu kararı almasında üniversite yönetiminin ortak kararı olmasının yanı sıra; İTÜ’deki kendi akademik işlerine odaklanmak istemesi varmış. İTÜ Çekirdek tarafında, oldukça önemli katkıları olan ve girişimleri kurumlarla buluşturma noktasında iyi çalışmalar yürüten Tunçalp, bakalım bundan sonraki süreçte girişimlere ne kadar yakın olacak, yine mentor olarak devam edecek mi birlikte göreceğiz.

Konuyla ilgili Tunçalp’tan açıklama:

Geçtiğimiz haftadan itibaren, bölümdeki akademik görevim dışındaki tek görevim gönüllülük çerçevesinde yürüttüğüm İTÜ Çekirdek mentorluğu.

Bu süre zarfında, büyük bir adanmışlıkla gece gündüz çalışan tüm @ariteknokent ekibine ne kadar teşekkür etsem az. Ekibin gelmiş, geçmiş, halen çalışan her bir üyesine benimle gösterdikleri omuz omuza çalışma birliği için teşekkür ederim. @ariteknokent çalışanlarının her birinden bu süreçte çok şey öğrendim, elimden geldiğince de onlara abilik, kardeşlik ve liderlik yapmaya çalıştım. Söylemeliyim ki, İTÜ ARI Teknokent ekibinin niteliği ve adanmışlığı bu yapının en büyük şansıdır.

Girişimcilerden ayrılmıyoruz. Akademik işlerimle dengeli bir biçimde onların büyümesi ve gelişmesi için çaba göstermeye devam edeceğim.

Velhasıl olanda hayır vardır. Güzel, sağlıklı, salgın hastalıksız yarınlarda görüşmek ve birlikte yeni yeni değerler üretmeye devam etmek üzere.”

Teknokentler ile Ar-Ge tasarım merkezlerine verilen destek 4 ay uzatıldı

16 Mart’ta Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın aldığı kararla teknopark şirketleri ile Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde çalışanlar için evden çalışmanın önü açılmıştı.

Üç bakanlık tarafından yapılan ortak açıklamayla, evinden çalışmaya uygun gördükleri personel sayılarını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bildiren teknopark şirketleri ile Ar-Ge ve tasarım merkezlerinin muafiyet ve teşviklerden Nisan ayı sonuna kadar faydalanmaya devam edebilecekleri bildirilmişti.

Nisan 2020 sonuna kadar geçerli olan bu uygulama, 11 Mart’tan itibaren olmak üzere 4 ay uzatıldı. 17.04.2020 tarih ve 31102 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7244 sayılı “Yeni Koronavirüs (Covıd-19) Salgınının Ekonomik Ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamında Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde yürütülen faaliyetlerin Ar-Ge ve tasarım merkezleri dışında da yapılmasına karar verildi. Ayrıca 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında bölge sınırları içinde yürütülen faaliyetlerin bölge dışında da yürütülmesine kararı alındı. Konuyla ilgili olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına izin verebilme yetkisi tanındı.

Şirketlere veri güvenliği sağlayan yerli girişim SwordSec, 4.1 milyon TL değerleme ile yatırım aldı

Türkiye’deki yatırımları paylaştığımız serimizde, Ankara merkezli siber güvenlik girişimi SwordSec, aldığımız bilgi ve tarafımıza kanıtlanmış sözleşme doğrultusunda 4.1 milyon TL değerleme ile Serdar Sezen‘den tohum yatırım aldığını duyurdu. Yatırım miktarı şu an için gizli tutuluyor.

Not: Yatırımcıyla ilgili detaylı bilgi aldığımızda sizlerle ayrıca paylaşacağız.

Dijitalleşen dünyada veri güvenliğinin sağlanması önemli bir problem olarak ortaya çıkmaktadır. Her yıl binlerce kurum ve kuruluş veri ihlali nedeniyle itibar kaybı yaşıyor ve milyonlarca dolar ceza alıyor.

Seyfullah Kılıç tarafından Ocak 2018’de Ankara’da kurulan girişim SwordSec, şirketlerin dijital verilerinin açık internette, deep veya dark web de sızdırılmış olup olmadığını öğrenip, şirketlere bilgi veren bir siber güvenlik odaklı SaaS yazılımdır. Yani geliştirmekte oldukları büyük veri ve siber güvenlik yazılımı ile dış tehdit istihbaratı sağlıyor.

Siber Güvenlik sektörü geçtiğimiz yıl 170 milyar dolar olduğu söyleniyor. 2023 yılında ise 250 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. Bu pazarda yerini almak isteyen SwordSec, orta vadede yerel hedef olarak Türkiye’nin en önemli şirket ve kurumlarını kendi geliştirecekleri yazılım teknolojisi ile korumak ve yine aynı süreç içerisinde globalde de Gartner Magic Quadrant‘da boy göstermek istiyormuş.

Havelsan JET Hızlandırma Programı’nda birincilik ödülü

SwordSec, 2018 yılında Teknopark Ankara’nın kuluçka merkezi NAR‘a ve Viveka hızlandırma programına kabul edildi. 2020 yılında da Türkiye savunma sanayii hızlandırma programı olan Havelsan JET Hızlandırma Programı‘nda birincilik ödülü aldı. Ayrıca T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ve Dijital Dönüşüm Ofisi öncülüğünde Siber Güvenlik Kümelenmesi tarafından Antalya’da düzenlenen 2. Sektör zirvesinde “Yılın Parlayan Yıldızı Ödülü“nü aldı.

SwordSec’in artık bundan sonraki tüm gelişmelerine egirişim üzerinden ulaşabilirsiniz. İlk kez egirişim’de yer verdiğimiz girişimcilere bu yeni süreçlerinde başarılar dileriz.

Yarını Kodlayanlar Online Covideathon’un kazanan projeleri belli oldu

Türkiye Vodafone Vakfı’nın yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Habitat Derneği işbirliğiyle online düzenlediği Yarını Kodlayanlar Online Covideathon‘un sonuçlar belli oldu.

14-17 yaş arası lise öğrencilerine yönelik olarak düzenlenen etkinlikte birinciliği, “Yeni Nesil Otonom Dezenfeksiyon Robotu” projesiyle İTO Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi 10. sınıf öğrencileri Zehra Betül Tekin ve Damla Korkmaz’ın oluşturduğu InovaTeam takımı kazanırken, “Covcam” projesiyle Özel Enka Teknik Okulları 11. sınıf öğrencileri Dilay Dal ve Dilan Deniz Uçar’ın oluşturduğu Covcam takımı ikinci ve “COVID RH” projesiyle Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi 12. sınıf öğrencileri Ceyda Özdemir ve Özge Yılmaz’ın oluşturduğu The Optimizers takımı üçüncü oldu.

Türkiye ve KKTC’den 129 takım ve 339 gencin katıldığı online ideathon’da dereceye girenlere toplam 17 bin TL değerinde teknoloji çeki dağıtıldı. Bununla birlikte, projeleri hayata geçirmek için fizibilite çalışmalarına da başlandı.

“Yarını Kodlayanlar Online Covideathon”da katılımcılardan virüs salgınının halk üzerinde yarattığı olumsuz etkileri minimuma indirecek bir teknolojik fikir geliştirmeleri istendi. Gençlerin 2-4 kişilik takımlar halinde yer aldıkları ideathon’da, katılımcılara online mentorluk sunuldu. Ön değerlendirme sonucu finale kalan 10 takım bir telekonferansta projelerini jüriye sundu. Yapılan puanlamanın ardından ilk 3’e giren takımlar belirlendi.

“Yarını Kodlayanlar Online Covideathon”da birinci olan “Yeni Nesil Otonom Dezenfeksiyon Robotu” projesi, bölgeyi ultraviyole ışınla dezenfekte etmeyi hedeflerken; ikinci olan ‘Covcam’ projesi, Covid-19 virüsünün tespiti için kullanılabilecek bir uygulama; üçüncülüğü alan “COVID RH” projesi ise Covid-19 virüsüne karşı uygulanan plazma tedavisinin doğru kişiye yönlendirilmesini sağlayan bir uygulamadan oluşuyor.

Zoom, Çin dışındaki kullanıcıların verilerini artık ülkedeki sunucularda tutmayacağını duyurdu

Zoom, görüşmeler ve webinar’lar için en iyi kalitede hizmet alabilmek isteyen kullanıcılarına yeni bir özellik sunuyor. 18 Nisan’da kullanıma açılan veri yönlendirme özelliği, ücretli Zoom kullanıcılarının gerçek zamanlı görüşmelerinin taşındığı veri merkezlerinde belirli değişiklikler yapılmasına olanak sağlıyor.

Tercih edilen ve istenmeyen veri merkezleri belirlenebiliyor

Zoom Meeting ve Webinar kullanıcıları, artık belirli bir veri merkezi bölgesini seçerek tüm iletişim trafiklerinin bu merkez üzerinden gerçekleştirilmesini sağlayabilecek. Ücretli Zoom hesap yöneticileri ve hesap sahipleri, hesap, grup ve kullanıcı düzeyinde bu değişikliği gerçekleştirebilecek. Ancak hesabın tedarik edildiği bölgedeki veri merkezi bu durumun istisnası olacak, örneğin Türkiye’de açılan bir hesap, bölgedeki veri merkezini kullanmayı bırakamayacak, ancak diğer veri merkezlerinin de veri rotasına dahil edilmesine ya da devre dışı bırakılmasına karar verebilecek.

Yeni özellik, Zoom’un sektör lideri video iletişim hizmetlerini kullanırken, küresel ağ ile etkileşimleri ve verileri üzerinde daha fazla kontrol olanağı sağlayacak.

ABD, Kanada, Avrupa, Hindistan, Avustralya, Çin, Latin Amerika, Japonya ve Hong Kong’daki kendisine ait veri merkezlerdeki sistemlerin yanı sıra, sağlam bir açık bulut mimarisi üzerinde hizmet sunan Zoom, kullanıcıların bölgesel tercihlerini, görüşmeler için ihtiyaç duyulan kaynaklara bakmaksızın uygulayacağını belirtti.

Buna göre, kullanıcıların hizmet almak istemediği bölgelerdeki Zoom Konferans Odası Bağlayıcıları (CRC’ler), görüşmelere ya da webinar’lara bağlanamayacak. Bir bölge devre dışı bırakıldığında, görüşmelere katılmayı sağlayan bölgesel arama numaraları da kullanım dışı kalacak.

Ücretsiz Zoom kullanıcıları ise hesaplarının etkinleştirildiği bölgelerdeki varsayılan hizmet merkezlerinden platformu kullanmaya devam edebilecekler.

Çin dışındaki kullanıcıların verileri hiçbir zaman Çin’de tutulmadı

Zoom, Çin dışında hesap açan ücretsiz kullanıcıların verilerinin artık hiçbir şekilde Çin’den geçmeyeceğini de belirtti. Çin’deki kullanıcıların hesapları ise hesap yöneticisi Çin’i devre dışı bıraktığında, 25 Nisan’dan başlayarak veri taşıma için Çin’deki merkezleri kullanmayacak. Zoom yetkilileri, yaptıkları açıklamada Çin’deki toplantı sunucularını kullanan ve Çin dışındaki kullanıcıların verilerinin bugüne kadar hiçbir zaman Çin’de tutulmadığını da belirttiler. Zoom, Çin üzerinden kasti olmayan bağlantıları önlemek için 3 Nisan’da Çin’deki tüm HTTPS Tünelleme sunucularını kapatmıştı.

2020 yılının ilk çeyreğinde en çok indirilen mobil uygulama kategorileri: İş, Yeme ve İçme, Oyun

COVID-19 salgını, dünya genelinde ekonomiyi negatif yönde etkilerken, Mobil Uygulama Ekonomisi bu dönemden olumlu yönde etkileniyor. Global SaaS şirketi Adjust’ın yıllık Global Mobil Uygulama Trendleri raporu, 2019 yılı verileri ışığında, gelecek dönem trendlerini masaya yatırıyor. Rapor, 2019’un ilk çeyreği ile 2020 yılının ilk çeyreğindeki rakamları karşılaştırarak, COVID-19 salgınının Mobil Uygulama ekonomisini nasıl etkilediğini inceliyor.

Yapılan araştırmadaki verilere göre, 2020 yılında birçok sektörü kapsayan uygulamalara yapılan kullanıcı girişlerinde ve kullanıcıların yeni Uygulamaları indirmelerinde ciddi bir artış var. Bu artış özellikle İş, Yeme & İçme ve Oyun sektörlerinde görülüyor.

  • Salgın hastalık nedeniyle, evden çalışan kişi sayısının artması ve bunun bir zorunluluk haline gelmesi nedeni ile iş uygulamalarının kullanımında (2019’un ilk çeyreğine göre yüzde 105) ve yeni uygulama indirmelerde (yüzde 70) çok büyük bir artış görülüyor. Evden çalışmayı daha kolaylaştırmak amacıyla kullanıcılar, uygulamaların ücretli versiyonlarını tercih ettiklerinden, ciroya katkı sağlayan uygulama-içi hareketler de yüzde 75 oranında arttı.
  • Dükkanların kapalı olma zorunluluğu nedeniyle, birçok restoran sadece evlere servis vermeye başladı, dolayısıyla yeme ve içme uygulamalarına yapılan girişler geçen yıla göre yüzde 73 artış gösterdi. Uygulamaları yeni indiren ve kullanmaya başlayanlarda ise bu artış oranı yüzde 21.
  • Bu dönemde, oyun uygulamalarında da büyük bir artış oldu. Evlerinde oyun oynamak isteyen ve zaten var olan kullanıcılara, yenileri eklendi. Mart ayının son haftasında bu sektörde yapılan uygulama indirmeleri, geçen yıla göre yüzde 132 arttı. Genel olarak bakıldığında oyun uygulamalarında; 2019’un ilk çeyreğine göre uygulama girişlerinde %47 ve yeni uygulama indirmelerinde de yüzde 75 artış görüldü.

Rapor, indirilen ücretli ve ücretsiz uygulamalar arasındaki farkları ortaya koyuyor. Rapor gösteriyor ki, pazarlamacılar, rekabet arttıkça, uygulama içi aktiviteleri paralı hale getirmeye devam ediyor. Ücretli kaynaklardan indirilen uygulamalar, 2019’da toplam uygulama indirmelerinin yüzde 30’unu oluştururken, bu oran 2018’de yüzde 24 idi.

Ek olarak rapor, kullanıcıların mobil uygulama sektörü ile gün içinde nasıl bir etkileşimde olduğunu inceliyor, kullanımın en yoğun olduğu saatleri ve reaktivasyon kampanyaları için fırsat pencereleri hakkında bilgiler içeriyor.

  • E-ticaret uygulamalarının en çok kullanıldığı zamanlar, öğlen 12:00-14:00 arası ve akşam 19:00-22:00 arası, ki bu zaman dilimleri günlük toplam kullanımlarının çeyreğini oluşturuyor. Buna benzer olarak yeme ve içme uygulamalarına girişiler de akşam 17:00-20:00 arası yapılıyor ve bu zaman dilimi de kullanıcıların toplam günlük yaptıkları uygulama girişlerinin yüzde 31’ini oluşturuyor.
  • Öte yandan, birçok oyun uygulamasının kullanımı, gün boyunca çok önemli değişiklikler göstermiyor. Gündelik oyun aktiviteleri, 12:00-16:00 arası artıyor ama buradaki kullanıcı alışkanlığı değişimi sadece yüzde 15. Bu arada mid-core oyunlara yapılan girişler, sabah 05:00 gibi erken saatlerde artmaya başlıyor ve 13:00 gibi zirve noktasına ulaşıyor.

İş Bankası, R3 Blockchain Birliği’ne katılan ilk Türk bankası oldu

Türkiye İş Bankası, 30 Mart 2020 tarihinde dünyanın en geniş katılımcı ağına sahip blockchain platformu R3’ün Corda platformuna üye olarak, R3 Blockchain Birliği’ne katılan ilk Türk bankası oldu.

Dünyada kamu ve özel sektörden 300’den fazla katılımcının bulunduğu geniş bir ekosistem üzerinde çalışmalarını yürüten, kurumsal ölçekte blockchain yazılımları geliştiren R3 firması, Corda ismini verdiği blockchain platformu üzerinde yarattığı işbirliği ortamı üzerinden üyelerin blockchain tabanlı uygulamalar geliştirmesini sağlıyor.

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Yalçın Sezen, üyelikle ilgili olarak şunları söyledi: “Blockchain teknolojisini; güvenlik, hız ve operasyonel verimliliği artırma potansiyeli nedeniyle finans sektörünün ve bankacılığın geleceğini şekillendirecek, yeni bir iş modeli olarak görüyoruz. Henüz blockchain teknolojisi tam olgunlaşmamış olsa da yakın gelecekte bu teknolojinin bankacılık sektöründe çok farklı akışlarda yaygın bir şekilde kullanılacağını düşünüyorum. Blockchain teknolojisini kullanarak, İş Bankası ve Grup bünyesinde yer alan finansal iştiraklerimiz ile bugüne kadar birçok konsept çalışma gerçekleştirdik.

Tüm denemelerimizde, blockchain alanında başarılı çıktılar üretmek için farklı paydaşlarla bir arada çalışmanın ne kadar önemli olduğunu da gördük. Bunun üzerine ilk olarak Türkiye’de blockchain ekosisteminin oluşmasına katkı sağlamak amacıyla oluşturulan Blockchain Türkiye Platformu’na dâhil olduk. Bir yandan, Blockchain Türkiye Platformu üzerinde bankacılık ve finans dikeyinde yürütülen çalışmalara aktif katkı sağlarken, bir yandan da uluslararası arenada devam eden çalışmaları yakınen incelemeye devam ettik. Dünyanın en geniş katılımcı ağına sahip blockchain platformu konumunda bulunan R3’ün küresel blockchain ağına katılmaktan büyük heyecan duyuyoruz. Bu platformun bir üyesi olarak, R3’ün Corda platformu üzerinde yürütülen 100’den fazla projeyi yakından inceleme ve R3 üye ağında bulunan 300’den fazla paydaş ile işbirliği ve fikir alışverişi yapma avantajlarından faydalanacağız. Kazanımlarımız ile blockchain alt yapısına entegre olarak geliştireceğimiz hizmetlerimiz ile bu alanda Türkiye’de öncü banka olmayı hedefliyoruz. ”