Türkiye’nin girişimcilik ve inovasyon üssü İTÜ ARI Teknokent’in Kuluçka Merkezi İTÜ Çekirdek, yarını düşünen girişimcilere, bugünden destek olmak isteyen yatırımcı, kurumsal şirket ve bireysel destekçilere seslendi ve:
“Geleceğin Teknolojilerine Bugünden Destek Olun” çağrısında bulundu.
Konuyla ilgili açıklama yapan İTÜ Çekirdek’in Kurucusu ve Direktörü Arzu Eryılmaz, “İTÜ Çekirdek olarak, 2011’den bu yana Türkiye’ye teknoloji girişimciliğini yayma, girişimcilere destek olma ve hayata dokunacak teknolojilerin üretilmesine katkı sunma hedefleriyle çalışmalarımızı Türkiye’den ve dünyadan binlerce girişim, yüzlerce kurum, mentor ve yatırımcıyla birlikte sürdürüyoruz.
Tüm dünyanın içinde bulunduğu bu süreç bizlere ‘sınırların’ hiçbir şeyi engellemediğini, ‘birlikte’ olmanın önemini ve ‘beraber’ hareket etmenin kıymetini gösterdi. Bu günlerden tek kurtuluşun teknolojik kalkınma ile olabileceğini bir kez daha kanıtladı. Girişimlere destek olmak isteyenleri ve ‘bugünleri güçlerimizi birleştirerek daha kolay aşarız’ diyenleri İTÜ Çekirdek’e davet ediyoruz.
Gelin, girişimcilerimize vereceğiniz destekler ile bugünden yarını düşünelim, ülkemizin teknolojik kalkınmasına katkı sağlayalım. Sizlerle beraber olursak, çok daha fazlasını başarabiliriz. GELECEK ELİNİZDE!” dedi.
Amazon.com.tr bugün yaptığı açıklamayla tüketicileri desteklemek ve öncelikli ürünlere daha kolay erişim sağlamak adına temel temizlik, tüketim ve ihtiyaç ürünlerinde seçeneklerini genişlettiğini duyurdu.
Bugünden itibaren tüketiciler tuvalet kâğıdı, deterjan, kâğıt havlu, şampuan gibi temizlik ve ev bakım ürünlerinden kozmetik ve kişisel bakım ürünlerine kadar binlerce farklı ürün seçeneğine Sağlık, Bakım, Temizlik & Kişisel Bakım ve Kozmetik kategorileri aracılığıyla ulaşabilecekler. Hızlı teslimat seçeneği ile tüketicilerin beğenisine sunulan ürünlerin tüm depolama ve teslimat süreçleri A’da Z’ye Amazon güvencesiyle gerçekleştirilecek.
Amazon.com.tr Ülke Müdürü Richard Marriott, konuyla ilgili, “Tüketicilerimizin anlık ihtiyaç duyduğu ürünlere öncelik verebilmek adına yakın zamanda lojistik, tedarik zinciri, satın alım ve üçüncü parti süreçlerimizde değişiklikler yaptık. Bu çalışmalarımız doğrultusunda, ürün yelpazemizi öncelikli ürün kategorilerinde genişletiyoruz. Amacımız olabildiğince fazla sayıda tüketiciye gerek duydukları ürünleri mümkün olan en hızlı ve güvenilir şekilde ulaştırarak destek sağlamak. Müşterilerimiz ister geniş ürün yelpazemizden herhangi bir ürünü, ister temel ihtiyaç ürünlerini tercih etsin, tüm talep ve ihtiyaçlarını karşılamak için yorulmadan çalışmalarımıza devam ediyoruz. Geniş ürün yelpazemiz, uygun fiyatlarımız ve hızlı teslimat sistemlerimizle müşterilerimizi karşılamaktan büyük heyecan duyuyoruz” dedi.
Kuaför, berber ve güzellik salonlarına 21 Mart 2020 tarihinde İçişleri Bakanlığı’nın Corona Virüs ile mücadele önlemleri kapsamında aldığı kararla getirilen çalışma yasağı, yine İçişleri Bakanlığı’nın yayınladığı yeni genelge ile 11 Mayıs’ta koşullu olarak son buldu.
Yasağın kalkmasıyla müşterilerine tekrar hizmet vermek isteyen işletmelerin karşılaması gereken koşulların başında ise randevu ile çalışma zorunluluğu geliyor. Bakanlığın öncelikli olarak salonlarda oluşabilecek kalabalıkların önlenmesi maksadıyla aldığı bu karar, özellikle daha önce randevu ile çalışmayan binlerce güzellik işletmesini acil bir arayışa itmiş durumda.
Güzellik işletmelerinin bu süreçte randevuyla çalışma zorunluluğunu karşılamak için aradığı randevu yönetim sistemi konusunda çözümü yerli girişim Kolay Randevu sunuyor.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu iki mühendis Uğur Çivi ve Candaş Sual tarafından 2015 yılında İstanbul’da kurulan Kolay Randevu, alanında uzman melek yatırımcılardan aldığı yatırımlarla, güzellik işletmelerine randevu yönetimi için dünya standartlarında hizmet sunan SalonAppy uygulamasını geliştirdi.
Kolay Randevu’nun sunduğu sistemi kullanan işletmeler hem İçişleri Bakanlığı’nın getirdiği randevuyla çalışma zorunluluğunu, hem de Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı önlemler arasında yer alan müşterilere verilen hizmetlerin kayıt altına alınması maddesini yerine getirmiş oluyor.
Aradan geçen 5 yılın ardından dünyanın 34 ülkesinde 5000’den fazla güzellik uzmanının randevularını yönetmek ve online randevu almak için kullandığı sistem, Türkiye’de de güzellik sektörünün önde gelen birçok ismi tarafından kullanılıyor.
İşletmelerin randevularını bilgisayarlarından ve mobil uygulamalar vasıtasıyla cep telefonları ile tablet bilgisayarlarından yönetmesini sağlayan uygulama, aynı zamanda müşterilerin online randevu almasına da olanak sağlayarak hem işletmelere hem de müşterilerine önemli ölçüde zaman kazandırıyor.
Koronavirüsle mücadele kapsamında randevu yönetim sistemi SalonAppy’yi aylık 100 randevuya kadar ücretsiz olarak sunan Kolay Randevu, Google Play ve App Store’da 2000’e yakın kullanıcı değerlendirmesiyle 5 üzerinden 4.7 ve 4.8 gibi dünyadaki rakiplerinin çok üzerinde bir müşteri memnuniyeti sunuyor.
Site yöneticisinin dijital asistanı Apsiyon, site yöneticilerini bilgilendirmek amacıyla düzenlediği sohbetleri Corona Virüs sebebiyle online platforma taşıdı.
‘Karantina Günlerinde Yönetici Sohbetleri‘ başlığı altında gerçekleştirilen ilk online sohbetin konusu “Koronavirüs ve Toplu Yaşam Alanları” oldu. 237 farklı toplu yapı, bina, alışveriş merkezinin 89 yöneticisinin ve profesyonel yönetim firması yetkililerinin katıldığı sohbette yöneticilerin aldığı önlemlere ilişkin veriler paylaşıldı.
Önümüzdeki günlerde de devam edecek sohbetler ile birlikte toplamda bini aşkın yönetici ve profesyonel yönetim firması yetkilisi ile 300 bin site sakinine ulaşmayı hedefleniyor.
“237 siteden 89 yönetici ve profesyonel yönetim firması yetkilisi ile bir araya geldik”
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Apsiyon CEO’su Kudret Türk, “Apsiyon olarak site yöneticileriyle belli aralıklarla bir araya gelerek, gündemi, yeni mevzuatları, sitelerinde ihtiyaç duydukları gereksinimleri ve sistemsel olarak geliştirilmesi gereken konuları ele aldığımız sohbetler düzenliyorduk. Tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan koronavirüs ile birlikte alınan tedbirler kapsamında, bu sohbetlerimizi online olarak gerçekleştirme kararı aldık. İlk online sohbetimizde 237 toplu yapı, bina, alışveriş merkezi yöneticisi ve profesyonel yönetim firması, entegre tesis yönetim şirketi yetkilileri ile bir araya geldik. Yöneticilere koronavirüsten korunmak için toplu yaşam alanlarında almaları gereken tedbirleri hatırlattık. Koronavirüs karşısında site yöneticilerinin almış olduğu tedbirleri değerlendirerek bazı önemli verileri de paylaştık” dedi.
“Yöneticilerin yüzde 60’ı ilk korona vakası açıklandığı an itibariyle yaşam alanlarını dezenfekte ettirdi”
Koronavirüsle birlikte Apsiyon olarak site yönetimleriyle çok hızlı aksiyon aldıklarını sözlerine ekleyen Türk, sözlerine şöyle devam etti, “İlk vaka açıklandığı an itibariyle site yöneticilerinin yüzde 60’ı bina dezenfeksiyonlarını gerçekleştirdi. Yöneticilerinin yüzde 90’ı ise bina içerisinde temasın en yüksek olduğu yerleri belirleyerek, temizlenme sıklığını artırdı. Site yaşam alanlarının yanı sıra otopark, bina içi ve girişi geçiş mahalleri, koridorlar, asansörler ve sosyal alanların da yüzde 80’e yakın kısmı dezenfekte edildi. Tüm bu süreçte toplam 10 tonluk dezenfeksiyon ürünü kullanıldı. Yöneticilerinin yaklaşık yüzde 70’i ise bina giriş çıkışlarına el dezenfektanı temin etti. Koronoyla mücadele kapsamında siteler yaklaşık 100 milyon TL’lik bir bütçe harcaması gerçekleştirdi.”
“Site yöneticileri koronavirüs ile mücadelede önemli bir rol oynuyorlar”
Site yöneticilerinin “Sağlık Tedbirleri Alma Sorumlulukları” hakkında da bilgilerin paylaşıldığına değinen Türk, “Toplu yaşam alanlarında görev yapan yöneticiler, koronavirüs ile mücadele kapsamında son derece önemli bir rol oynuyorlar. Bina içerisinde, geçiş yollarında, sosyal alanlarda ve otoparklarda koronavirüs bulaş riskini azaltmak için farklı önlemler alıyorlar. Yöneticiler asansörlerde temasın azaltılması için normalde maksimum 5-6 kişi binilebilen yüksek katlı binalardaki geniş kabinli asansörlere aynı anda 2 kişiden fazla binilmemesi, dört kişiden az kullanılan asansörlerin ise yalnız kullanılması ve “sosyal mesafenin” korunması yönünde de bir işlem uyguladıklarını ve ilk 3 katta yaşayanlar için zorunlu haller dışında asansör kullanmamalarını rica eden bilgilendirme yazıları paylaştıklarını da bizlere aktardılar” dedi.
Eticaret sitelerine rakip fiyat takip hizmeti sunan SaaS girişim Prisync, İngiliz rakibi Competitor Price Watch’u satın alarak İngiltere’deki pazar payını arttırdı. Geçtiğimiz sene de mart ayında Avustralyalı rakibi Spotlite’ı satın alan girişim, fiyat takip hizmeti sektöründe global pazar lideri olma yolundaki hedefine bir adım daha yaklaştı.
2020’ye 1,1 milyon dolarlık yatırımla merhaba demişlerdi
Prisync, firma ölçeği ya da sektör gözetmeksizin, tüm dünyadan e-ticaret firmalarına otomatik rakip fiyat takip, analiz ve fiyat optimizasyonu hizmeti sağlıyor. Hali hazırda 50’den fazla ülkeden 100’lerce firmaya bu alanda hizmet veren girişim, 2020’ye girerken aldığı 1,1 milyon dolarlık yatırımla büyümesine ve ürün gelişimine hız verdi.
Prisync CEO’su Burç Tanır satın almanın önemini: “İngiltere dünyada e-ticaret pazarının en aktif olduğu ülkeler arasında. Bu açıdan Competitor Price Watch markasını ve markanın müşterilerini bünyemize katıyor olmayı, Prisync’in Avrupa pazarındaki yerini sağlamlaştıracak önemli adımlardan biri olarak nitelendiriyoruz.” sözleriyle ifade etti.
Firmanın CTO’su ve bir diğer kurucu ortağı Samet Atdağ da, dünyanın en büyük e-ticaret platformları Magento ve Shopify altyapılarıyla entegrasyonu, Almanya ve Hollanda’nın e-ticaret dernekleri ile partnerliği bulunan şirketin büyümesinde ekibin önemini: “En büyük avantajımız Prisync’in teknolojisi gibi sürekli gelişen ve farklı ihtiyaçlara cevap verebilen genç ve dinamik bir ekibe sahip olmamız.” ifadeleriyle vurguladı.
Şirketin kurucu ortaklarından yazılım takım lideri Neslihan Şirin Saygılı:”Dünya çapında binlerce firmaya başarıyla hizmet vermenin formülü benimsenmiş bir ekip kültürü ve büyürken bu kültürü kaybetmemek. Önümüzdeki dönemde planımız ilk günden bu yana büyüyen Prisync teknik ekibini, ekip kültürünü koruyarak daha da genişletmek.” sözleriyle Prisync’in temelde bir üründen daha fazlası olduğunu vurguladı ve ekibin büyümeye devam edeceğinin sinyallerini verdi.
Pandemiden etkilenen KOBİ’lere destek programı
Müşterilerinin önemli bir kısmı küçük-orta ölçekli işletmelerden oluşan ve kendisi de genç bir girişim olan Prisync, pandeminin neden olduğu ekonomik daralmanın üstesinden ancak dayanışma ve işbirliği ile gelinebileceğini düşüncesiyle mart ayı başında hizmetini süreçten olumsuz etkilenen KOBİ’lere 2 aylık süreyle ücretsiz olarak kullanıma açmıştı.
Konuyla alakalı Tanır: “Pandeminin e-ticaretin belirli dikeyleri üzerinde yaratabileceği zararları bir nebze de olsa giderebilmek adına hizmetlerimizi süreçten olumsuz etkilenen KOBİ’lere açtık. Sürecin aynı zamanda birçok firmanın dijitalleşme serüvenini hızlandırdığını gözlemliyoruz. Daha önce dijitalleşme planlarını öteleyen hatta planlamaya bile başlamamış olan şirketler önceliklerini değiştirmek durumunda kaldı. Zaten her şeyin bir fiyatı olduğunu biliyorduk, önümüzdeki süreçte her şeyin bir çevrimiçi fiyatı olacağını hep birlikte göreceğiz. E-ticaret sektöründe yaşanacak büyümenin doğal bir sonucu olarak artan fiyat rekabetiyle beraber, firmaların Prisync gibi teknolojilere daha çok ihtiyaç duyacağını beklemek yanlış olmaz. Biz de müşteri merkezli hizmet anlayışımızla her geçen gün büyüyerek ve gelişerek dünyada fiyatlandırma denince ilk akla gelen marka olma yolunda ilerliyoruz.” ifadelerini kullandı.
İlk kez sizinle Kasım 2019’da paylaştığımız ve Workup’ın beşinci dönemine seçilen, küçük ve orta ölçekli şirketlerin veri koruma kanunları ve global güvenlik sertifikasyonlarına uyum süreçlerini kolaylaştıran bulut tabanlı çözüm Verilogy, Avrupa’nın en büyük hızlandırma programı olan Startup Wise Guys’ın yatırım fonundan 4.8 Milyon TL değerleme ile 428 bin TL yatırım aldı.
Ayrıca Startup Wise Guys’ın siber güvenlik dikeyinde yer alan Cyber North programı ile operasyonlarını Avrupa’ya taşıyor. Verilogy aldığı bu yatırımı; ekibi geniştletmek, ürünümüzü ölçeklendirmek, avrupa pazarı için pazarlama faaliyetlerinde kullanmayı hedefliyor. Kısa süre içerisinde özellikle müşterilerinin son kullanıcılarına odaklanan ve ilgili kişilerin kişisel verilerine ilişkin kontrolü kendilerine verdikleri modülleri duyuracak.
KVKK, GDPR ve CCPA gibi dört harfliler olarak adlandırdığımız kişisel veri kanunları her geçen gün daha da hayatımıza girmekte. Hukuk ve siber güvenliğin kesişiminden oluşan bu kanunların uygulanmasında maalesef birçok açık ve “gri alan” bulunmakta.Bunların başında vatandaşlar nezdinde farkındalığın az olması, kişisel veri koruma kurumlarının hala genç kurumlar olması, piyasada gerçekten elle tutulur uyum hizmeti verenlerin sayısının bir elin parmaklarını geçmemesi ve şirketlerin de uyum bütçelerini olabildiğince düşük tutmak istemeleri sebebiyle büyük bir kaos var.
Mert Can Boyar tarafından kurulan Verilogy, sektörde bir standart olmaması sebebiyle avukatlara ya da danışmanlık şirketlerine binlerce lira para ödemiş ve KVKK’ya uygunum diyen şirketlerin aslında ne kadar risk altında olduklarını görmelerini ve açıklarını tespit edebilmelerini sağlıyor.
Şirketler eğer bir uyum programı gerçekleştirdilerse, uyum programının denetleyerek eksik noktaları belirlemek için Verilogy’yi kullanabilir. Küçük ve orta ölçekli şirketler avukatlar tarafından saatler süren analiz ve bilgi toplama süreçlerini Verilogy’yi kullanarak gerçekleştirip avukatlara harcayakları bütçeleri kısabilirler. Ayrıca hukuk büroları ve danışmanlar özellikle girmekte olduğumuz “yeni normal” süresince uyum projelerini uzaktan yürütmek için Verilogy’den faydalanabilirler.
Verilogy ile kişisel verilerin korunmasında bir standart oluşturmak istiyor. Vatandaşların Verilogy’nin markasını gördüğünde kişisel verilerini şirketlere verirken temel hak ve özgürlüklere uygun olarak ve verilerine ilişkin kontrolün kendilerinde olacağını bilmesi, girişimin en büyük hedefleri arasında yer alıyor.
Yeni gelişmeleri egirişim’de paylaşmaya devam edeceğiz.
Gençlik ve Spor Bakanlığı, Koronavirüs tedbirleri nedeniyle evde geçirilen süre zarfında gençlerin kişisel gelişimini desteklemek, ev hayatı ve yaşam dengesini kurmaya yardımcı olmak, evde hareketliliği artırmak, gönüllülük faaliyetlerini iyileştirmek amacıyla ‘Online Genç Ideathon’ düzenliyor.
Evde Yaşam Üzerine Yenilikçi Fikirler Maratonu konseptiyle gerçekleştirilecek ‘Online Genç Ideathon’ 3 farklı kategoride yapılacak.
Evde Spor, Evde Gönüllülük ve Evde Kişisel Gelişim kategorilerinde düzenlenecek Online Genç Ideathon’a 14-29 yaş aralığında; bireysel, iki kişilik veya üç kişilik takımlar halinde başvuru yapılabilecek.
Yapılan ön elemenin ve finalistlerin açıklanmasından sonra finalistler, 13 Mayıs’ta online olarak yapılacak tanıtım ve oryantasyon toplantısı sonrasında projelerini Koronavirüs tedbirleri kapsamında sosyal mesafe kurallarına uygun şekilde online platformlarda gerçekleştirecekler. Finalistler, 15 Mayıs’ta çevrimiçi videolu görüşme yöntemi ile çalışmalarını alanında uzman isimlerden oluşan jüriye sunacak.
Sunumlar sonucunda, her kategori için birincilere 5 bin, ikincilere 3 bin ve üçüncülere ise 2 bin TL ödül verilecek.
Gençleri yarışmaya davet eden Gençlik ve Spor Bakanı Bakan Kasapoğlu, “Karantina sürecinin kahramanı sevgili gençler, fikirleriniz bizim için çok kıymetli… Evde Spor, Gönüllülük ve Kişisel Gelişim alanlarında “Bir Fikrim Var” diyorsanız hepinizi Online Genç Ideathon’a davet ediyoruz.” ifadesini kullandı.
Uluslararası dijital pazarlama ve SEO ajansı Zeo Agency’nin hazırladığı Online Market Sektör Raporu, 2019 ve 2020 yıllarının ilk çeyrek verilerini karşılaştırarak yaşanan değişimi, kullanıcı davranışlarını ve bunun dijital pazarlama ve organik trafiğe etkisini ortaya koyuyor.
Rapora göre COVID-19 salgını web sitelerindeki aylık ziyaretçi ortalamaları, sayfada ortalama kalma süreleri ve aranan anahtar kelimeler gibi başlıca verileri doğrudan etkilemiş görünüyor.
Zeo Agency’nin eticaret sektörünü farklı kategorilere ayırarak dönemsel olarak derinlemesine ölçümlemek üzere hazırladığı raporların ilki yayınlandı. 2019 ve 2020 yıllarının ilk çeyrek dönemini kıyaslayan Online Market Sektör Raporu; sektördeki web sitelerinin pazar payındaki değişiklikleri gözlemlemek, sektöre yönelik organik anahtar kelimelerin hacim değişikliklerini saptamak ve potansiyeli anlamlandırıp içgörüler elde etmek için oluşturuldu.
Araçlar yöntemiyle belirlenen 40 web sitesinin kategori haline getirildiği rapor; site bazlı iki çeyrek karşılaştırması yaparken, sektör liderlerinin sahip olduğu ortak ve en fazla hacme sahip 10.000 organik anahtar kelimenin de detaylı bir analizini sunuyor. Sektördeki lider 5 firmanın marka aramalarının kıyaslaması ve sektöre dair öngörüler ile eklenen katma değerler de raporda öne çıkan başlıklar arasında yer alıyor.
COVID-19 etkisiyle organik anahtar kelime aramalarında yüzde 30 artış
Online market sektörünün 2020’nin ilk çeyreğinde büyüme gösterdiğini ortaya koyan rapor; COVID-19 etkisinin başlıca yansımalarıyla birlikte sektöre artan ilginin dağılımı ve markaların bu dönemde benimsediği stratejiler hakkında çıktılar içeriyor. COVID-19’un özellikle web sitelerindeki aylık ziyaretçi ortalamaları, sayfada ortalama kalma süreleri ve aranan anahtar kelimeler gibi başlıca verileri doğrudan etkilediği görülüyor.
10.000 organik anahtar kelime üzerinden yapılan analizde, 2020 ilk çeyreği boyunca sektördeki kelimelerin aranma hacimlerinde 2019’un aynı dönemine kıyasla ciddi bir artış olduğu gözlemleniyor. Özellikle Mart ayında COVID-19 dönemi ile beraber bu artış oranı yüzde 30’lara ulaşıyor. Online sipariş uygulamalarının yaygınlaşması ile birlikte mobil büyüme oranı da 2020 Mart ayında 2019’a göre yüzde 40 artış gösteriyor.
Büyükşehirler dışındaki illerden de online markete ilgi artıyor
Toplam ziyaretçi ortalamasına bakıldığında online market alışverişi sektörünü oluşturan 40 web sitesinin trafik hacmi anlamında 2020 yılında %32,62 farkla yükselişe geçtiği görülüyor. Kullanıcıların anahtar kelime aramaları üzerinden incelenen konum dağılımı ise büyükşehirlerin dışındaki farklı illerde de sektöre dair aramaların arttığına ve sektörü büyütmeye devam ettiğine işaret ediyor.
Bebek, çocuk, yaşlı ve hastalar için evde bakım, özel öğretmen ve oyun ablası dikeylerinde kullanıcılara hizmet veren yerli girişim EvdekiBakıcım, verdiği hizmetlerin uzantısı olarak nano dezenfeksiyonu yapmaya başladı. Değişen bir dünyaya uyum sağlamak ve farklılaşan ihtiyaçlara cevap verebilmek için kendini geliştirdi ve yeni nano dezenfeksiyon markası Proteco‘yu duyurdu.
2 ay önce başladığı ailelerinin ev ve araçları için nano dezenfeksiyon hizmetinde -kurumsal müşterilerinin de talebi ile- inanılmaz bir büyüme gerçekleştirdi. Bu kısa sürede 1.000.000 metrekareden fazla alanı dezenfekte eden girişim, hizmeti farklı bir marka çatısı altına aldı.
“1.150.000 alanı dezenfekte ettik”
EvdekiBakıcım kurucu ortağı ve CEO’su Miraç Bal, “Ailelerimiz ve EvdekiBakıcım Kurumsal müşterisi firmaların Covid-19’a karşı koruma talebiyle başlayan nano-dezenfeksiyon hizmetimiz çok hızlı ilerleyerek büyümeye devam ediyor. Bu süreçte en iyi ve hızlı hizmet sunabilmek adına iş ortaklarımız için standardizasyon politikası geliştirdik. İki hafta aralıklı olarak hizmet alan firmalar, çalışanları için en güvenli ortamı sağlamak istiyorlar. En çok talep aldığımız alanlar ise plazalar, oteller, tedarik zinciri depoları, limanlar ve havaalanları. Bugüne kadar Türkiye genelinde 1.150.000 alanı dezenfekte ettik ve bundan sonraki süreçte Proteco markamız altında bu hizmeti sunmaya devam edeceğiz.” dedi.
Nano Dezenfeksiyon Nedir?
Nano dezenfeksiyon, ULV (soğuk sisleme) veya sırt pulvizatörü kullanılarak yapılan; ortamdaki tüm yüzeylere, kapı kolları, ışık anahtarları ve insanların ellerinin temas ettiği her bölgeye uygulanan, tüm yüzey alanını kapsayacak şekilde dezenfekte eden bir işlemdir. Üstelik dezenfeksiyon sırasında ortam terki uygun ve 10-15 dakika havalandırdıktan sonra ortam tekrar kullanılabilir hale gelebiliyor, bununla beraber dezenfeksiyon sonrası temizliğe gerek yok. Proteco’nun kullandığı Huwa-san TR50 adlı dezenfektan, gümüş ile stabilize edilmiş hidrojen peroksit içerdiği için ortamda bulunan hemen hemen tüm virüs, bakteri ve mantarları yok ediyor. Ayrıca tamamen biyolojik olarak yıkıldığı için ortama ve sağlığa zararı yok. Diğer kullanılan dezenfektan çeşitlerine göre etki süresi ve etki spektrumu çok daha geniş ve 25-30 gün süre boyunca ortamda virüs tutunumunu engelliyor.
Siz de evinize veya ofisinize nano dezenfeksiyon işlemi yaptırmak istiyorsanız, yerli girişimlere de destek olmak EvdekiBakıcım’ın yeni hizmeti Proteco‘yu deneyebilirsiniz.
3D teknolojilerin öneminin giderek arttığı dünyada Teknopark İstanbul‘un kuluçka merkezi Cube Incubation’da faaliyetlerini sürdüren 4 yıllık girişim Scalar Vision, 3D teknolojileri üzerine odaklı olarak çalışmalarının dönemde yoğunlaştırıyor.
Şirket 2018’in Ekim ayında başladığı gerçek zamanlı 3D iletişim sistemi olan Holoporter’ı hayata geçiriyor sunuyor. Scalar Vision’ın kurucusu Bülent Demirhan ile bir görüşme yaptım ve yakında şirketlere sunulacağının bilgisini aldım.
Yoğun uğraşlarla geliştirilen ürün Holoporter ile kişilerin üç boyutlu görüntüleri gerçek zamanlı olarak başka bir yere iletiliyor. Scalar Vision yetkilileri bilim kurgu ismi ile ışınlanma projesi olarak tanımlanabilecek bu proje ile Starwars filminde yer alan Obi Wan Kenobi’nin görüntüsünün galaksiler arası seyahat etmesinin bu projeye en yakın örnek olarak verilebileceğini belirtiliyor.
Hatta, görüntü iletme özelliklerinin yanında sunum, video veya üç boyutlu nesneler üzerinde birlikte çalışma modülleri ile Starwars’da kullanılan üründen daha fazla fonksiyon sağlıyoruz diyorlar.
Dünyadaki örneklerine göre daha işlevsel ve daha düşük maliyetli
Holoporter projesi kullandığı teknolojiler itibariyle çok karmaşık bir yapıya sahip. Görüntü işleme, üç boyut teknolojileri, oyun motoru, AR (Artırılmış Gerçeklik), grafik kartı programlama, sıkıştırma ve ağ üzerinden yayınlama teknolojilerinin en güncel tekniklerinin kullanılması hatta geliştirilmesi ile geliştirildi.
Sistem geliştirmesinde kullanılan donanımın düşük maliyetli olmasının ürünlerinin özellikle işletmeler tarafından satın alınabilecek bir fiyat noktasında olmasını sağladığına dikkat çeken Bülent Demirhan: “Firmamız tarafından geliştirilen yüksek performanslı yazılımımız sayesinde bu donanımlardan nitelikli görüntü elde edilerek çok önemli bir eşik aşıldı. Uygulamamız bir saniyede 900 MB büyüklüğünde veriyi (bir buçuk saatlik bir filmin dosya boyutu) gerçek zamanlı olarak işleyerek çalışıyor. Projemiz prototip aşamasına geldi ve kontrollü ortamda demo yapabilir durumdayız.
Bülent Demirhan
Dünyada benzer alandaki çalışmalar arasında en nitelikli sonucu veren ürün olduğu konusunda iddialıyız. Gerçek zamanlı 3D görüntü oluşturup, sunum imkanları sağlayan iletişim sistemi bizim projemiz dışında bulunmuyor. Çok yüksek maliyetli stüdyolarda genelde sinema sektörü için oluşturulmuş sistemler mevcut olsa da bunlar iletişim sistemi olarak kullanılmaya müsait değil ve prodüksiyon süreleri ve maliyetleri çok yüksek. Bunların dışında tek sensörlü ve çok dar açılı görüntü aktarma uygulamaları var. Dar açı sebebi ile gerçeklik hissiyatı düşük ve etkili iletişim için gerekli olan diğer sunum ve 3D obje paylaşımı imkanları bulunmuyor. Elimizde performans gösteren prototipimiz hazır durumda ve çok kısa sürede sipariş üzerine üretim yapabilir duruma gelebiliriz. Seri üretim ve yurtdışı piyasalara açılım içim yatırımcı arayışımız var ve bu konuda doğru yatırım platformuyla bir araya gelirsek dünyada önemli bir oyuncu haline gelebiliriz” dedi.
Holoporter nasıl bir çalışma deneyimi sunacak?
Holoporter sayesinde günlük hayattakine benzer üç boyutlu görüşme yapma imkanı sunuluyor. Günlük akışta mümkün olmayan başka imkanlar da bu teknolojiyle insanlığın kullanımına sunuluyor. Örnek olarak bir plaza toplantı odasına jet motoru fiziki olarak getirilemez ama bu teknolojiyle dijital olarak saniyeler içerisinde her türlü nesneyi bulunulan ortama getirip, birbirinden uzak noktalardaki insanların bu nesneler üzerinde birlikte çalışmaları sağlanmış oluyor.
Etkili ve güvenilir bir aşının ortaya çıkma zamanı henüz öngörülebilir değil. Uluslararası, şehirlerarası seyahat düzeninin hatta şehir içi karşılıklı görüşmelerin ne zaman normale döneceği de kestirilemiyor.
İlk sipariş savunma sanayi şirketinden!
Scalar Vision Kurucusu Bülent Demirhan ilk satış anlaşmasını yaptıklarını da belirterek, ülkemizin büyük bir savunma sanayi kuruluşunun geliştirilen teknolojiyi mevcut projesine entegre etmek üzere satın aldığına vurgu yaptı. Ayrıca, projenin gelecek nesil iletişimi temsil etmesi ve 5G’nin sağlayacağı diğer imkanlar özelinde ülkemizdeki ve yurtdışındaki bazı telekom operatörleriyle iş birliği görüşmelerinin sürdüğü de aktarıldı.