Ana Sayfa Blog Sayfa 677

Uydu görüntülerinden tarım verileri elde edilmesini sağlayan SpaceSense, 1 milyon Euro yatırım aldı

Yapay zeka teknolojisi sunarak çiftçilere uydu görüntüleri sunan Fransa merkezli girişim SpaceSense, ilk turda; Techmind, Space Ventures InvestorsMarc Batty ve Thomas Cabrol‘den 1 milyon Euro‘luk bir tohum yatırım aldı.

Bu yatırım; uzay teknolojisinin uydu görüntüleri için yapay zeka platformunun geliştirilmesi ve ekibe yeni kişiler alınması için kullanılacak.

2019 yılında kurulan SpaceSense, uydu görüntülerinden mümkün olduğunca çok insanın erişebileceği bilgiler sunmayı hedefliyor ve Avrupa Uzay Ajansı, 50 Partner, Ecole Polytechnique ve CNES gibi kuruluşlar tarafından da girişim destekleniyor.

Yapay zeka ile uydu görüntüsü verilerinin karmaşıklığını ortadan kaldırarak, bu verilerin analizini çok hassas ve çok az şirket için erişilebilir hale getiriyor, ancak bu teknolojinin küresel yapısı, iklim değişikliğini anlamayı ve bunlarla mücadele etmeyi de hayati hale getiriyor.

SpaceSense, platform aracılığıyla, uydu görüntülerinden gelişmiş öngörüler elde etmek için özel olarak tasarlanmış Yapay Zeka (AI) modellerinin oluşturulmasını ve dağıtımını basitleştirerek şirketlere sunuyor.

Bu ihtiyaç ilk olarak SpaceSense’in kurucu ortağı ve CEO’su Jyotsna Budideti tarafından belirlendi. Konuyla ilgili “Uydu görüntülerini kullanarak farklı projeler üzerinde çalışarak, analizin son kullanım durumu ne olursa olsun, işimin önemli bir kısmının her zaman aynı olduğunu fark ettim. Bu uydu görüntü projelerinin süresini ve karmaşıklığını önemli ölçüde azaltacak bir araç yapma fikrim vardı ve  SpaceSense ile de bu hedefime ulaşıyorum. Kendimizi kullanıma hazır uydu öngörüleri sağlayıcısı olarak konumlandırıyoruz.”

Platformun amacı birkaç endüstride kullanılmak ama ilk başta Tarıma odaklanacak. “Tarım, uydu görüntülerinden en çok yararlanabilecek alanlardan biridir” diyen girişimin diğer kurucu ortağı Sami Yacoubi, “Çiftçilerin karşılaştığı yasal ve çevresel zorluklar, onları gelişmiş mahsul izleme çözümlerini kullanmaya itiyor. Uydu, doğruluk ve maliyet arasında mükemmel bir çözümdür” diyor. Platform, kullanıcılarına verim tahmini, toprak nemi tespiti, mahsul sağlığı izleme vb. gibi çok çeşitli kullanımlar için özelleştirilmiş veriler sunuyor.

Türkiye’deki medya yatırımları bu yılın ilk yarısında 6 milyar 294 milyon TL’ye ulaştı

Türkiye’de Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları 2020 Yılı İlk 6 Ay Raporu’na göre, toplam medya yatırımları 6 milyar 294 milyon TL olarak gerçekleşti. Yine bu dönemde toplam medya ve reklam yatırımlarının tutarı, 7 milyar 867 TL oldu. İlgili rapor, Reklamcılar Derneği (RD), Reklamverenler Derneği (RVD), İnteraktif Reklamcılık Derneği (IAB), Açıkhava Reklamcıları Vakfı (ARVAK), Ulusal Radyo Yayıncıları Derneği (URYAD) ve Mobil Mecralar Araştırma Pazarlama ve Reklamcılık Derneği (MMA TR) adına bağımsız danışmanlık şirketi Deloitte tarafından hazırlandı.

Pandemi sürecinin yatırımlardaki etkisi dikkat çekici

Tüm dünyayı etkileyen pandemi, Türkiye medya ve reklam yatırımlarının üzerinde de direkt etkisi gözlemleniyor. Bu süreçte reklamverenler öncelikle marka bilinirliğinin korunması için, daha sonra da satış odaklı kampanyalar gerçekleştirdi. Özellikle yaşam stili (“lifestyle”) tarzı ürün skalasına sahip olan reklamverenlerin yeni öncelikleri, evde geçirilen sürelerin artışıyla birlikte yeni müşteri kazanmak oldu. Birçok reklamveren de evde geçirilen zamanın artmasıyla doğru orantılı şekilde ev içinde daha çok tüketilen mecralara yöneldiler. Pandemi sürecinin reklam yatırımları üzerindeki etkisi en çok bu yılın ikinci çeyreğinde hissedildi. TV ve dijital diğer mecralara göre pandeminin olumsuz etkisini daha az yaşarken, özellikle sinema ve açıkhava medya yatırımlarında büyük düşüşler gerçekleşti.

TV izleme süreleri yükseldi

Türkiye’deki medya yatırımları içerisinde yüzde 34,7 oranında paya sahip olan TV medya yatırımları, bu yılın ilk altı ayında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 4,9 artarak 2 milyar 186 milyon TL’ye yükseldi. Pandemi öncesi global TV reklam harcamalarında, 2020 yılında yüzde 2,5 büyüme beklenirken pandemi etkisi sonrasında ise yüzde 13,8’lik küçülme ile sonuçlanması bekleniyor.

Türkiye’de pandemi döneminde evde geçirilen zamanın artması ile toplam TV izleme süreleri yükseldi. Mart-Mayıs döneminde tematik kanal izlenmesi daha hızlı artarken kısıtlamalar sebebiyle çekimlerin iptali, ana kanallarda tekrar yayınları zorunlu kıldı. Perakende, finans ve özellikle e-ticaret sektörlerinde günün şartlarını adresleyen kampanyalar ile hareketlilik sağlanırken bazı reklamverenler özellikle prodüksiyondaki zorluklar nedeniyle önemli ölçüde kampanyalarını iptal ettiler veya ertelediler. Bu nedenle, hızlı başlayan televizyon reklam yatırımları beklenenin altında büyüdü. Tematik kanallara talep artarken özellikle bu kanallarda yer alan canlı yayınlardaki reklam yatırımları önem kazandı. Tüm spor müsabakalarının iptali veya ertelenmesi, tematik kanal içeriğini olumsuz yönde etkiledi.

Haziran itibariyle kısmen normale dönüş ile Temmuz ve Ağustos’ta ertelenmiş olan talebin, teşvik kredilerinin devreye girmesi sonucu, mevsimsel etkinin tersine televizyon, artan bir talep aldı. Yıl sonu raporunda ikinci yarıyıl reklam yatırımlarında kayda değer bir artış bekleniyor.

Dijital içerik tüketimi arttı

Dijital medya yatırımlarının raporlanmasında bu yıl yapılan metodoloji değişikliği ile yatırımlar daha geniş bir kapsamda ele alınıyor. Metodoloji değişikliği nedeniyle toplam dijital medya yatırımları bir önceki yılın aynı dönemi ile birebir karşılaştırılamamakla beraber önemli bir büyüme gerçekleştiği görülüyor. Türkiye’deki Medya Yatırımları içerisinde yüzde 55,3 oranında paya sahip dijital medya yatırımları, bu yılın ilk 6 ayında 3 milyar 479 milyon TL seviyesine ulaştı.

Pandemi döneminde karantina ve uzaktan çalışma uygulamaları sebebiyle evde geçirilen zamanın artması ile tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de dijital içerik tüketimi arttı. Gündem sebebiyle haber içeriklerinin tüketiminde ve buna bağlı olarak haber portalları, gazete ve haber kanallarının internet sitelerinin ziyaretçi sayılarında artış oldu. Dijital platformlardan dergi okuyanların sayılarında da artış yaşandı. Benzer şekilde, PC üzerinden ve mobilden oyun oynama, video izleme ve müzik dinleme süreleri uzadı. Gerek bireysel, gerek kurumsal hesapların sosyal medya ve video platformları üzerinden canlı içerik paylaşımları ve bu içeriklerin tüketimi önemli nispette artış gösterdi. Dijital platformlar üzerinden film ve dizi yayını yapan platformların aboneliklerinde, dijital radyo ve podcast dinleme alışkanlığında da artış gözlemlendi.

Bu dönemde arama motoru, video reklamları ve sosyal medyanın dijital reklam yatırımlarından aldıkları paylarda önceki yıllara göre artış yaşandı. Mobilin, dijital reklam yatırımlarından aldığı pay, önemli ölçüde yükselerek yüzde 71,6’ya ulaştı, programatik yöntem ile satın alınan yatırımların payı ise yüzde 81,4’e çıktı.

Dijital Reklam Yatırımlarının özellikle okula dönüş ve Kasım-Aralık dönemindeki online satış kampanyalarının etkisiyle 2020’nin ikinci yarısında artış göstereceği; diğer yandan pandeminin günlük yaşama etkilerinin nispeten azalması sonucu ilk yarıda yatırım ve buna bağlı pay kaybı yaşayan mecralara yapılacak yatırımların artmasıyla, dijitalin toplam reklam yatırımlarından ilk yarıda aldığı payın değişebileceği öngörülmekte.

Mobilde günlük aktif kullanıcı sayısında artış

Pandemi dönemi boyunca dijital dönüşümün ve evden çalışma oranının yükselmesi ile mobil ticaret, mobil bankacılık, evlere servis eden mobil uygulamaların kullanımları, mobil oyunlar, hayatı kolaylaştıran mobil hizmetlerin ve uygulamaların kullanımları ciddi oranda arttı. Mobil reklam yatırımları, 2020’nin ilk 6 ayında 2 milyar 491 milyon TL seviyesine ulaştı.

Mart ayı itibariyle, e-ticaret verilerinin yükselmesi, haberleşmek için yoğun olarak mobil haberleşme teknolojileri ve sosyal medyanın kullanılması, özellikle müzik, eğlence, yemek tarifleri, spor içerikleri, hobilere yönelik içerikler ve dizi tekrarı içeriklerinin yoğun olarak mobil ortamlardan tüketilmesi reklamverenlerin de ilgisini artırdı. Pandemi döneminde mobil oyunlarda günlük aktif kullanıcı sayısında yüzde 15 artış görülerek bazı oyunların, Türkiye’de günlük aktif kullanıcı sayıları 5 milyon seviyelerine ulaştı. Bu vesileyle oyun içi reklamlarda da artış yaşandı. Ek olarak Audio reklam vb yeni formatlar da hayatımıza girdi.

Tirajlarda ciddi kayıplar meydana geldi

Türkiye’deki medya yatırımları içerisinde toplamda yüzde 2,9’luk paya sahip olan yazılı basın medya yatırımları, bu yılın ilk 6 ayında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre, yüzde 37,3 oranında azalarak 185 milyon TL oldu. Pandemiden kaynaklı kısıtlamalar sebebiyle tüketici mecra alışkanlığı sert bir değişim gösterdi; gündem haber portalları ve televizyona evrildi.

Gazete dağıtımının sokağa çıkma yasağı sebebiyle mümkün olmadığı günlerde, alternatif dağıtım yöntemlerinin de etkisiyle, yazılı basın mecralarında tiraj kayıpları yaşandı. Birçok dergi, kısıtlama döneminde kağıt baskıdan dijital yayına dönüş gösterdi. Yine reklamverenin de tercihini gazete ve dergi yerine, haber portalleri ve tematik kanallardan yana kullanması sebebiyle ilk altı ay rakamlarında düşüş raporlandı.

Açıkhavanın hızla toparlanması öngörülüyor

2020’nin Ocak ve Şubat ayları, hatta pandeminin başlangıcı olarak görülen Mart ayının ortalarına kadar açıkhava açısından hareketli bir performans gerçekleşti. Mart ortalarında pandeminin gündemi ele geçirmesi ve sokağa çıkma kısıtlamaları, kent içi trafiğinin tamamen denecek kadar durmasına neden oldu. Açıkhavanın en temel özelliği hiçbir araç veya aracı kullanmadan sokağa çıkan kitlelere direkt ulaşması iken, kitlelerin evlerden çıkamaması açıkhavayı durdurdu.

Bu etkilerle, Türkiye’deki medya yatırımları içerisinde toplamda yüzde 4,6 oranında bir payı bulunan açıkhava medya yatırımları, bu yılın Ocak-Haziran döneminde, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 26,7 oranında azalarak 289 milyon TL olarak gerçekleşti. Düzenli büyüme gözlemlenen açıkhava mecrasının ilk kez bu denli küçülme yaşaması beklenmeyen bir sonuç. 2020 sonuna kadar ilk yarıyıldaki küçülmeyi tamamen telafi edemese de hızla toparlanması öngörülüyor.

Radyoda yılın ikinci yarısında kayıpların telafi edilmesi bekleniyor

Türkiye’deki medya yatırımları içerisinde toplamda yüzde 2,1 oranında bir paya sahip olan radyo medya yatırımları, bu yılın ilk 6 ayında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 17,1 oranında düşüş göstererek 130 milyon TL olarak gerçekleşti. Bununla birlikte bu yılın ilk çeyrek sonuçlarına göre, yıla çok iyi başlayan radyolar, özellikle sokağa çıkma yasaklarında neredeyse reklam kuşaklarını tamamen boş geçirdi. Pandemi döneminde aslında radyoların dinlenme süreleri arttığı halde, reklamverende yıllardır yerleşmiş olan radyo arabada dinlenir algısı ile gelirlerde ciddi bir düşüş yaşandı. Yapılan araştırmalar radyonun hala evde dinlendiğini gösteriyor. Radyoların, yılın ikinci yarısında kayıpları telefi edip az da olsa bu yılı yükselişle kapatacağı öngörülüyor.

Sinema en olumsuz etkiyi hissetti

Açık olduğu Ocak-Mart döneminde önceki yıla göre büyüme gösteren sinema sektörü açıkhava ile en olumsuz etkiyi hisseden ve hissetmeye devam eden mecra olarak göze çarptı.

Türkiye’deki medya yatırımları içerisinde toplamda yüzde 0,4 oranında bir paya sahip olan sinema medya yatırımları, bu yılın ilk 6 ayında, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 54,1 oranında ciddi bir düşüş göstererek 25 milyon TL’de kaldı.

Pandemi öncesinde global sinema reklam yatırımlarında, 2020 yılında yüzde 5,0 büyüme beklenirken pandemi etkisi ile bu mecrada, yüzde 31,6 küçülme bekleniyor. Sinemaların Mart ayında kapatılması ve Ağustos ayında katı sınırlamalar ile açılması, mecranın yaşadığı en önemli sorunların başında geliyor. Kısıtlamalar sebebiyle gerek Hollywood gerekse de Türk yapımcıların film yapımını tamamen durdurması sebebiyle, reklam yatırımlarının ilk altı ayda sert bir düşüş gösterdiği ifade ediliyor.

Pandemi döneminde markalar dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırdı

Değişen tüketici davranışları doğrultusunda markalar bilgi verme kanallarını ve yöntemlerini gözden geçirerek, dijital çözümlere yönelip dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırdılar. Bu alana yaptıkları yatırımları arttırdılar. Örneğin, bu dönemde online alışverişte kayda değer bir artış yaşandığı ve yeni kullanıcılar kazanıldığı için gerek e-ticaret firmalarının gerekse de online satış kanalı da olan diğer firmaların dijital reklam yatırımlarında büyüme gerçekleşti. Sosyal medya üzerinden yapılan canlı yayınlarda sponsorluk ve marka entegrasyonu uygulamaları, bu dönemde kullanıcı sayıları artan birçok sosyal medya platformunun mecra karmasına dahil edilmesi, influencer pazarlaması çalışmalarındaki artış vb. değişimler de pandemi döneminde değişen tüketici davranışlarının ve oluşan yeni trendlerin medya yatırım dağılımlarına etkisini göstermekte.

17 yaşındaki Emre Ergül’ün kurduğu oyun girişimi Daxe Games, 1 milyon TL değerleme ile yatırım aldı

Şubat 2020 tarihinde Emre Ergül tarafından kurulan hypercasual türünde oyun geliştiren Daxe Games, Sedat Eryılmaz tarafından 1 milyon TL değerleme ile ilk yatırımını aldı.

Henüz 17 yaşında yatırım alan genç girişimci Emre Ergül, yatırımla beraber mevcut iş gücünü arttırmak için çalışacaklarını, ekiplerini büyüteceklerini ve istihdama katkı sağlayacaklarını söyledi. Ergül ayrıca son dönemdeki Türk oyun stüdyolarının başarılarına katkı sağlamak adına çalışmalarına ara vermeden devam edeceklerinin altını çizerek en büyük hedefinin ise Daxe Games’i dünyanın sayılı oyun stüdyolarından birisi haline getirmek olduğunu söyledi.

Melek yatırımcı Sedat Eryılmaz ise oyun sektörünün potansiyelini gördüğünü ve güçlü bir yatırımla ülke ekonomisine katkıda bulunmak istediğini belirtti. Ergül, çalışmalarına oyun hızlandırma programı Game Factory ile devam edeceklerini ve ekosistemi desteklemek adına farklı işbirliklerini değerlendirdiklerini söyledi.

Game Factory kurucu ortağı Efe Küçük ise “Game Factory, Daxe Games dahil olmak üzere onlarca ekibe ve yüzlerce oyun geliştiriciye ev sahipliği yapıyor. Platformumuz içerisinde sıfırdan kurulan girişimlerden biri olan Daxe Games de yolun başından beri bizlerleydi. Kısa bir süre içerisinde potansiyellerini açığa çıkararak güzel bir başarıya imza attılar. Başarıya doğru çıktıkları bu yolda her zaman yanlarındayız. Mutluyuz ve gururluyuz.” diyerek temennilerini iletti.

Oyun girişimleri için bir hızlandırıcı görevi gören Game Factory, 40’tan fazla oyun stüdyosuna da ev sahipliği yapıyor ve sadece 1 yıl içerisinde 5’ten fazla ekibin yatırım almasına destek oldu. Türkiye oyun sektörünün giriş kapısı olma hedefiyle ilerleyen Game Factory kurucu ortağı Efe Küçük, oyun sektöründe olan ya da girmek isteyen herkese açık olduklarını ve üyelerini başarıya ulaştırmak için gereken her destek ve yatırıma hazır olduklarını söyledi.

Game Factory’yi herkese ulaştırmak adına bir topluluk projesi başlatacaklarının da müjdesini veren Küçük, önümüzdeki günlerde platformaları üzerinden gelişmelerin paylaşılacağını söyledi. Game Factory, oyun sektörüne girmek isteyen ya da oyun sektöründe bulunan her insan için onlarca içeriği tamamen ücretsiz olarak sağlıyor. Bunların içerisinde mentörlük, destekleri, offline ve online etkinlikler, kurslar, kariyer olanakları, networking potansiyeli gibi birçok önemli etken sayılabilir.

Game Factory’ye erişmek ve katılmak ise tamamen online ve ücretsiz. Websitelerinden ücretsiz bir şekilde başvurup kabul aldıktan sonra, kullanıcılar online olarak yüzlerce oyun geliştiriciyle tanışıp eğitimlere katılıyorlar. Aynı şekilde içeride bulunan network sayesinde üyeler kendi ekiplerini kurabiliyor, ya da bir ekibe katılabiliyorlar. Game Factory de bünyesinde kurulan ve faaliyet gösteren tüm girişim ve ekiplerin tüm ihtiyaçlarına cevap vermek için çalışıyor.

Microsoft’un Dijital Savunma Raporu’na göre Sivil Toplum Kuruluşları siber saldırıların yeni hedefi oldu

Microsoft’un Dijital Savunma Raporu’ndan elde edilen veriler, siber korsanların her geçen gün teknolojilerini ve taktiklerini geliştirdiklerini; dolayısıyla siber tehditlerin giderek daha komplike bir hal aldığını ortaya koyuyor. Siber korsanlar, Covid-19 pandemisinin başında yoğunlaşan toplumsal endişelerden faydalanarak sağlık kurumlarına saldırdıkları gibi, insanların merak duygusunu ve bilgi edinme ihtiyacını kullanarak her gün yeni döngülerle sistemlere saldırıyorlar. Raporda, son dönemin yükselen siber tehdit trendleri arasında kimlik hırsızlığının ve sivil toplum kuruluşları / dernekler gibi devletlerle bağı bulunan çok paydaşlı kurumlara yönelik saldırıların dikkat çektiği belirtiliyor.

Microsoft tarafından yıllık olarak hazırlanan Dijital Savunma Raporu’nun sonuçları kamuoyu ile paylaşıldı. Geçtiğimiz senenin siber güvenlik trendlerini içeren rapor, siber korsanların tespit edilmelerini zorlaştıracak teknikler kullanarak en bilinçli hedefleri bile tehdit edebilecek kadar ustalaştıklarını ortaya koyuyor. Saldırıların giderek daha komplike hale gelmesinin yanı sıra, siber korsanların belirli teknikleri daha sık kullandıkları ve kullanıcı bilgisi çalmaya, korsan yazılımlara ve IoT cihazlarına olan ilgilerini arttırdıkları görülüyor.

Bireyler ve kuruluşlar için çeşitli güvenlik önerilerinin de paylaşıldığı raporda öne çıkan maddeler şöyle:

2019’da 13 milyarı aşkın şüpheli mail adresini bloklayan Microsoft, bu adreslerin 1 milyarı aşkın kısmının kimlik dolandırıcılığı yapmak üzere hazırlanan URL’ler olduğunu tespit etti.
Raporda IoT’a yönelik tehditlerin de giderek arttığı ve evrildiği; 2020’nin ilk yarısında, 2019’un ikinci yarısına kıyasla saldırıların ortalama %35 oranında arttığı kaydedildi.

Siber suç örgütleri tekniklerini geliştiriyor

  • Fidye yazılımlar büyük bir tehdit olarak büyümeye devam ediyor.
  • İşletmeleri hedef alan suç örgütleri teknik altyapılarını buluta taşıyarak yasal servislerin arasında saklanabiliyor. Siber saldırı planlayanlar, ağırlıkla sistemleri korsan yazılımlara karşı savunmasız olanları hedefliyor.
  • Siber korsanlar, Covid-19 pandemisinin başında yoğunlaşan toplumsal endişelerden faydalanarak sağlık kurumlarına saldırdıkları gibi, insanların merak duygusunu ve bilgi edinme ihtiyacını kullanarak her gün yeni döngülerle sistemlere saldırıyorlar.
  • Geçtiğimiz yıllarda zararlı yazılımlara odaklanan siber korsanların, son zamanlarda %70 oranda bireylere ait gizli bilgileri toplamalarına yardımcı olan kimlik hırsızlığına yöneldikleri görülüyor. Korsanlar, kişileri gizli bilgileri paylaşmaya ikna etmek amacıyla çoğunlukla büyük ve güvenilir markaları taklit eden e-posta’lar gönderme yolunu seçiyor. Özellikle kurye ve teknoloji şirketlerinden gelen e-postalar konusunda kullanıcıları uyaran Microsoft yetkililleri; pandemi ile birlikte dağıtım, e-ticaret ve teknoloji şirketlerinden gelen e-postalar açılırken dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor.

Kamuyu hedef alan siber korsanlar da yöntemlerini değiştiriyor

  • Kamuyu hedef alan siber korsanlar da artık daha çok sivil toplum kuruluşları, think tank’ler, uluslararası ilişkiler ve güvenlik konularında faaliyet gösteren topluluklar gibi devlet politikalarına etki edebilecek pozisyondaki yapılara yönelik saldırılar gerçekleştiriyor.
  • Geçtiğimiz yıl kamuyu hedef aldığı tespit edilen siber saldırıların ağırlıkla Rusya, İran, Çin ve Kuzey Kore üzerinden yapıldığı belirtiliyor.
  • Evden çalışma modeli de eskisine kıyasla çok daha geniş bir dijital ağı kontrol altında tutma zorunluluğuyla karşı karşıya kalan işletmelerin işini güçleştiriyor.
  • Organizasyonlar uygulamalarını buluta taşımaya devam ederken, siber korsanlar da sunucuların normal trafiğini engellemeye ve erişimi yok etmeye yönelik saldırılarını aynı paralelde arttırıyor.
  • Öte yandan Microsoft’un yakın geçmişte yaptığı bir araştırmaya göre, CISO’ların (Chief Information Security Officer / Bilgi Güvenliği Yöneticisi) %73’ü, son 12 ay içerisinde şirketlerinden hassas verilerin dışarıya sızdırıldığını düşünüyor ve bu doğrultuda şirket içi risk yönetim teknolojilerine daha geniş bütçe ayrılması gerektiğine inanıyor.

Microsoft Türkiye Pazarlama Grup Direktörü Ozan Öncel: “Siber güvenlik alanına yapılan yatırımları arttırmak artık bir lüks değil, bir zorunluluk”

Raporun sunduğu sonuçlara ilişkin görüşlerini paylaşan Microsoft Türkiye Pazarlama Grup Direktörü Ozan Öncel, “Dijital Savunma Raporu’ndan elde ettiğimiz verileri incelediğimizde, siber güvenlik alanına yeni kurallar getirilmesinin gerekliliğini çok açık şekilde görebiliyoruz. Pandemiyle birlikte hayatımızda kalıcı bir yer edinen uzaktan çalışma /uzaktan öğrenme gibi yeni modeller, nihayet siber güvenliğe bakışımızı değiştirmeye başladı. Devlet ve özel sektör ayrımı yapılmaksızın, tüm organizasyonların siber saldırıları durdurmak için yetkin iş gücüne ve teknolojiye daha geniş kapsamlı ve ciddi yatırımlar yapmasının bir zorunluluk haline geldiği konusunda artık hemen herkes hemfikir. Önümüzdeki dönemde güvenlik güncellemeleri, yedekleme politikaları ve MFA (Multifactor Authentication / Çok Yönlü Otantisite) gibi kavramların işletme bünyelerinde daha fazla içselleştirileceğini umuyoruz; çünkü açıkçası veri güvenliğini korumak isteyen yapıların bu konuya hassasiyetle yaklaşmaktan başka çaresi yok. Raporun sonuçları, sadece MFA’nın (Çok Yönlü Otantisite) erişilebilirliğini arttırmanın bile siber saldırıların önünü büyük ölçüde keseceğini ortaya koyuyor” dedi.

Siber güvenlik alanına yapılan tüm yatırımların ötesinde, bu alanda gerçek bir ilerleme sağlanabilmesi için çalışma hayatının paydaşlarının, fikir liderlerinin, ilgili devlet birimlerinin ve bireylerin iş birliği içinde çalışması ve bilgi paylaşımını sürekli hale getirmesi gerektiğini vurgulayan Ozan Öncel, bu nedenle ilk olarak 2005 yılında Microsoft Güvenlik Bilgileri Raporu olarak yayınlanmaya başlayan raporun zamanla Microsoft Dijital Savunma Raporu’na evrildiğini belirtti. Öncel, Microsoft’un bu derinlikli raporunun, dijital ekosistemin siber güvenliğini sağlamak adına iş birliği içinde çalışan sektör paydaşlarına katkı sağlayacağına inandığını da sözlerine ekledi.

Microsoft, siber korsanlar ve zararlı yazılımlarla etkin bir şekilde mücadele edebilmek adına teknolojiyi, operasyonlarını, yasal aksiyonları ve politikaları eş zamanlı olarak uygulamaya koymaya özen gösteriyor. Microsoft’un Dijital Suçlar Birimi, 2010’dan bu yana güvenlik güçleri ve iş ortaklarıyla iş birliği içinde 22’den fazla siber saldırı girişimini bertaraf ederek 500 milyonun üzerinde cihazın siber suçlulardan korunmasını sağladı.

Apsiyon, alışveriş merkezleri için yeni AVM Yönetim Yazılımı’nı duyurdu

Toplu yaşam alanlarının uçtan uca entegre bir şekilde yönetilmesini sağlayan yerli girişim Apsiyon, yeni ürünü AVM Yönetim Yazılımı’nı tanıttı.

Alışveriş merkezi yönetim süreçlerini kolaylaştıran yeni ürün, tek ekrandan süreçlerin yönetilmesine imkan veriyor. Alışveriş merkezi yönetimleri için geliştirilen en kapsamlı yazılım olma özelliği de taşıyan Apsiyon’un AVM Yönetim Yazılımı, entegre sistemler sayesinde ekstra zaman ve verimlilik kazandırıyor.

Bulunduğumuz ve zaman geçirdiğimiz tüm alanlar günün ihtiyaçları doğrultusunda hızla dijitalleşmeye devam ediyor. Günün değişen ihtiyaçlarına her zaman hızlı çözümler getiren Apsiyon, yeni geliştirdiği AVM Yönetim Yazılımı ile alışveriş merkezlerinin yönetimde ihtiyaç duyduğu tüm süreçlere uygun çözümler sunuyor ve AVM’lerin tek bir ekranda yönetilmesine olanak tanıyor.

AVM yönetimlerinde karmaşık olan süreçleri pratikleştiren yazılım, Apsiyon’un site yönetim yazılımındaki tüm modüllerini bünyesinde barındırırken ayrıca AVM Yönetimleri’nin; kiracı bazında sözleşme şartlarını belirlemesini ve sözleşmeleri hazırlamasını, mağazaların ve kiracıların sözleşmelerine göre sabit kira veya ciro üzerinden bağımsız bölümlere göre 4 farklı tipte borçlandırma yapabilmesini sağlıyor.

Hataların ve unutkanlıkların önüne geçmek ise çok kolay! Borçlandırılan döneme ait mükerrer borçlandırma yapılmasını engelleyen yazılım, aynı zamanda AVM yönetimlerine kiracı bazında ve seçilen kriterlere uygun olarak “Sözleşme Bitiyor Hatırlatması” da yapıyor.

Tüm akıllı cihazlardan erişim imkanı

AVM Yönetim Yazılımı, kullanıcılarını tek bir bilgisayar ile sınırlandırmıyor. Kurulum gerektirmeyen online yapısı sayesinde internete bağlı olan tüm telefon, tablet, masaüstü bilgisayar ve notebook gibi cihazlardan kolay erişime imkan tanıyor. Apsiyon tarafından donanım, bağlantı bakımı ve desteği sayesinde, her zaman yedeklenen ve üst seviye sunucularla çalışan AVM Yönetim Yazılımı, her gün yenilenen güncel yapısı ile de kesintisiz hizmet veriyor.

AVM yönetimlerine özel web sitesi

AVM yönetimine özel olarak tasarlanabilen web sitesi sayesinde, web sitesi maliyetlerini de azaltan AVM Yönetim Yazılımı, sistem ile tam entegre olarak çalışıyor. AVM resimleri, adresi, telefon numarası, hava durumu, anketleri, güncel haberleri, Facebook ve Twitter gibi sosyal medya sayfaları ve duyuruların paylaşabileceği web sitesine, hiçbir ek ücret ödemeden sahip olunabiliyor. Ayrıca yine ciro tutarları AVM Yönetimi tarafından web sitesine girilebiliyor veya kiracıların web sitesi üzerinden yöneticiye göndermesi sağlanıyor.

Entegre sistemler ile kolay kullanım imkanı

Kira dağıtımının ve takibinin kolaylıkla yapılabildiği AVM Yönetim Yazılımı, doküman yönetimi sayesinde tüm evrakları kayıt altına alarak gerekli olduğunda kolayca ulaşılmasına olanak tanıyor. Tam entegre Muhasebe Modülü sayesinde hatasız işlemler yaparak zamandan tasarruf ettiren yazılım ile tüm finansal raporlara her an ulaşılabiliyor. Tüm bankalar ile entegre çalışan yazılım, Online Tahsilat süreçlerini de hızlandırıyor. İş Takibi özelliğiyle tüm süreçlerin kolayca yönetilerek verimliliğin artırılmasına imkan tanıyan sistem, tamamen entegre olarak çalışan Kartlı Geçiş ve ve Plaka Tanıma Sistemleri ile de tüm giriş ve çıkışları tek ekrandan yönetilmesi d sağlıyor.

Oyuncu bilgisayarı markası Monster’ın 20 yıllık hikayesini kurucusu İlhan Yılmaz anlattı

Oyuncu bilgisayarı denince akla gelen ilk markalardan biri olan yerli girişim Monster’ın kurucusu İlhan Yılmaz, egirişim’in konuğu oldu. Küçük bir dükkanda başlayan hikaye bugün büyük bir genel merkez haline dönüştü.

Yılmaz, 20 yıllık bir geçmişe sahip olan şirketin hikayesini, yaşadığı zorlukları ve hedeflerini anlattı. Global açılımını da geçtiğimiz hafta Almanya ile yapan Monster, gelecekte bir dünya markası olmak istiyor. 2030’lu yıllarda ise kuantum teknolojisini deneyerek önemli bir adım atmayı da en büyük hedefleri arasında olarak gösteriyor.

Monster notebook, gelecekte; yerel dizüstü bilgisayar üreticileri sıralamasında; özellikle Gaming ve Performans ürünleri ile Monster markası ile globalde ilk 5 teknoloji firması arasında yer almayı hedeflemektedir. Özellikle dizüstü bilgisayar ürünleri tarafında butik mağazacılık hizmetini yaygınlaştırmayı, online satış kanalları ve mağazacılık kanalları tarafında yapılacak çalışmalar ile de marka bilinirliliğini arttırmayı hedefliyor.

Türkiye’deki başarılı teknoloji şirketleri ile yeni içeriklerimiz gelmeye devam edecek.

Kurumsal çalışanların finansal sağlığını iyileştirme yardımcı olan Nowpay, 2.1 milyon dolar yatırım aldı

Gelişmekte olan pazarlarda kurumsal çalışanların ‘finansal sağlığını‘ iyileştirmeye yardımcı olan platform NowPay, tohum turda 2.1 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu.

Yeni yatırım; platformun yeteneklerini daha da derinleştirmek ve geliştirmek, ekibini genişletmek ve MENA ve bölge pazarlardaki genişlemesi için kullanılacak.

Bu tura; ABD, BAE, Çin ve Mısır’dan yatırımcılarla birlikte; Foundation Ventures ve Endure Capital katıldı. Yatırımcılar arasında şu an; BECO Capital, 500 Startups, Plug and Play, 4dx Ventures, MSA Capital, EFG-EV Fintech ve Ebtikar bulunuyor. Tura ayrıca; Quirky Ventures, Gehan Fathi ve Rolaco gibi bölgenin önde gelen melek yatırımcıları da katıldı.

Microsoft Research’teki inovasyon ekiplerine daha önce liderlik eden NowPay’in Kurucu Ortağı ve CEO’su Mostafa Ashour, “Pandemi olduğu bir dönemde, tanınmış ve seçkin yatırımcıların bize güven duyduğunun mutluluğu ve gururu içindeyim. Girişimimizin temeli; Tasarruf, harcama, bütçeleme ve borçlanmayı yöneterek finansal sağlığımızın korunmasını sağlıyor. Finansal stres, çalışanlar için en büyük dikkat dağıtıcı faktör olarak önemli bir rol oynuyor. NowPay, bu boşluğu doldurarak, çalışan sağlığı alanını proaktif olarak ele almayı seçen işverenlere için çeşitli avantajlar sunuyor. Özellikle son aylarda NowPay, hem çalışanları hem de işverenleri güçlendirmeye oldukça yardımcı oldu. Çalışanlar için her türlü finansal yönü iyileştirmek ve finansal katılımı gerçeğe dönüştürmek istiyoruz.” dedi.

2019 yılında kurulan NowPay, çok hevesli ve deneyimli bir ekibe sahiptir. Mostafa Ashour liderliğindeki ekipte Amazon Lendind’te çalışmış kurucu ortak Ahmed Sabry, daha önce EFG’de genel müdür olarak çalışan Gehan Fathi ve Fortune 500 Stanley-Black & Decker için Mısır satışlarını yöneten Mahmoud ElHosseiny bulunuyor.

Giderler ve gelir arasında, çalışanın moralini çok fazla strese sokan ve üretkenliği engelleyen bir asimetri var diyen Foundation Ventures’ın Yönetici Ortağı Ziyad Hamdy, “Finansal istikrarın sağladığı mutluluk ve çalışanları güçlendirmeye yönelik bu yolculukta NowPay’in muhteşem ekibine katılmaktan heyecan duyuyoruz” dedi.

Mediterra Capital, yerli fintech PayCore’un çoğunluk hissesini satın almak üzere sözleşme imzaladı

Dünya çapında 30’dan fazla yatırım ve yönetim kurulu üyeliği tecrübesine sahip Mediterra Capital, Türkiye’nin yazılım ve yönetilen servis ödeme sistemi altyapı sağlayıcısı PayCore’un çoğunluk hisselerini satın almak üzere imza attı.

İşlemle ilgili yasal izinlerin alınmasının akabinde şirket devir işlemlerinin tamamlanması beklenmektedir.

PayCore, finans kuruluşlarına ve ödeme hizmeti sağlayıcılarına, ödeme sistemlerini yönetebilecekleri altyapıları on-premise veya cloud üzerinden as-a-service olarak sağlamakta; yazılım, entegrasyon ve operasyon yönetim hizmetlerini sunmaktadır.

2001 yılında kurulan Paycore, dünya çapında 35 ülkede 185’i aşkın müşteriye bu hizmetlerini sunmaktadır. Türkiye’de PayCore’un yazılımlarıyla, 1 milyon adetten fazla POS terminali yönetilmekte, gerçekleşen kredi kartı işlemlerinin 60%’ında finans kuruluşları PayCore’un ödeme çözümlerini kullanmaktadır.

Paycore, 2019 yılında 12 ülkede faaliyet gösteren Mastercard Payment Transaction Services Turkey Bilişim Hizmetleri A.Ş.’yi bünyesine katarak global bir oyuncu olma yönünde önemli bir adım atmıştır.

Şirket, 18 yıllık EMV ve Kernel tecrübesi ile ödeme teknolojileri alanında devrim niteliği taşıyan, akıllı telefon ve tabletlerin herhangi bir donanıma ihtiyaç duymadan POS terminali olarak kullanılmasını sağlayan SoftPOS teknolojisinin dünyada öncüsü olmuş ve Mastercard ve Visa’dan bu teknolojinin ödeme sistemlerinde kullanılması için onay almıştır. Fiserv ve Global Payments gibi şirketler SoftPOS teknolojilerinin sağlayıcısı olarak Paycore’u tercih etmişlerdir.

2011 yılında kurulan Mediterra Capital, Türkiye’de orta ölçekli şirketlere yatırım yaparak istihdam yaratmaya ve global pazarlarda rekabetçi oyuncular yaratmaya odaklanan bir özel sermaye fonudur.

Şu anda yaklaşık 330 milyon EUR fon büyüklüğü yöneten Mediterra Capital’ın yatırımcıları arasında EBRD (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası), IFC (Dünya Bankası), EIF (Avrupa Yatırım Fonu) ve FMO (Hollanda Kalkınma Bankası) gibi uluslararası kurumsal yatırımcılar bulunmaktadır.

Mediterra kurulduğu 2011 yılından bu yana on bir şirkete yatırım yapmıştır. Glasshouse, Logo Yazılım, Mobiliz ve Mikro Ödeme yatırımlarından sonra Paycore’a yaptığı yatırımla, teknoloji sektöründeki yatırım sayısını beşe çıkaran Mediterra’nın, alanlarının lider şirketleri Tavuk Dünyası, Söke Un, Arkel, Terra Pizza, ACP Sigorta ve Uğurlu Balık şirketlerine de yatırımları bulunmaktadır.

Octo markasıyla hizmet veren yerli sosyal ağ platformu Ahtapot App, 12 milyon TL değerleme ile yatırım aldı

2016 yılında kurulan ödüllü sosyal ağ platformu Ahtapot App, yeni turda Hüseyin Karayağız lider yatırımcılığında TRANGELS tarafından 12 milyon TL değerleme ile yatırım aldı. Aldığı yatırımla 2021’de global ölçekte varlık göstermeye hazırlanıyor.

Ahtapot App ile kişiler ve kurumlar başka bir markanın müşterisi olmak yerine kendi platformunun sahibi olacaklar.

Girişimin kurucu ortağı Özer Akıncı: “Artık Bireyler ve kurumlar kendi marka ve logolarıyla kendi mobil uygulamalarına sahip olabilecekler. Türkiye’de pazar payımızı arttırmayı hedefliyoruz. Kamu sektöründe yabancı iletişim altyapılarının yasaklanması Türkiye’nin uzun süredir yerli ve milli yazılımlara ihtiyaç duyduğunun en güçlü göstergesi. Ahtapot App olarak an itibariyle kamu, özel sektör, eğitim, dernekler ve bireylerin hemen kullanmaya başlayabileceği “Octo” isminde çok yönlü bir sosyal iletişim aracı geliştirdik ve mühendislerimizle birlikte Octo’yu sürekli geliştirmeye devam ediyoruz. 2021’in ilk çeyreğinde hazırlıklarımızı tamamlayıp belirlediğimiz dört pilot ülkede global piyasaya açılacağız. Türkiye pazarına kıyasla rekabetin daha yoğun olduğu global piyasada, yapay zeka temelli topluluk yönetim araçlarımızın bize pazarda ciddi stratejik avantaj sağlayacağını öngörüyoruz. Global pazarda Ahtapot App, Octo ismiyle tanıtılacak.” dedi.

Kendinize ait “Mobil” platformunuzda;

  • Yazı, fotoğraf ya da video gibi içeriklerin paylaşımı
  • Görüntülü görüşme
  • Anket Oluşturma
  • Mesajlaşma
  • Konum bildirme
  • Etkinlik oluşturma
  • Entegre ödeme sistemi
  • Uygulama pazar yeri
  • API Entegrasyonu
  • Yapay zeka ile topluluk verilerini anlamlandırma gibi bir çok gelişmiş araçlara sahip olacaksınız. Kullanıcılarınız platforma istedikleri ekrandan, cep telefonu, tablet, bilgisayardan (web) ulaşabilecekler.

90’ların sonu, 2000’lerin başında bilgisayarlara geçiş ve Fax teknolojisinin yerini mail teknolojisine devrettiği dönem gibi şimdi de mobil telefonlara geçiş ve mail teknolojisinin herkesin gündelik hayatta kullandığı yeni bir deneyim olan mesajlaşma ve gönderi paylaşımı pratiğine dönüşmesinin arefesindeyiz. İşte Ahtapot App olarak OCTO ile yeni iş yapma modelinin altyapısına sahip olmayı çok kolay hale getirdik.

Octo ile bireysel kullanım için üretilmiş diğer iletişim altyapılarının aksine tümüyle kontrolün sizde olduğu kendinize ait bir platformun sahibi olursunuz. Kişisel verileriniz ve kullanım esnasında üretilen tüm veriler sizde kalır ve bu verileri analiz ederek topluluğunuz hakkında çeşitli iç görülere sahip olursunuz.

Veri güvenliği ve verinin Türkiye’de kalması Ahtapot’un en başta gelen başlıklarından biri. Ahtapot’un en önemli özelliklerden biri de verinin sahipliğinin müşteride olması ve verinin müşterinin istediği yerde tutulması. Kurum ve kuruluşlar isteğe bağlı olarak platformu tamamen kendi sunucuları üzerinde çalıştırabiliyor ya da “Octo bulut sunucuları” üzerinden hizmet alabiliyor. Uçtan uca şifreleme ile verileriniz her zaman güvende kalıyor.
Kullanıcılar, API platformunu kullanarak ya da pazar yerinden seçebileceği binlerce uygulamayı sadece birkaç adımda Octo’ya entegre edip gündelik hayatta kullanmaya alışık olduğu uygulamaları kullanmaya devam edebiliyor.

Mono App: Kullanıcılar ile markalar arasında etkileşim sağlayan mobil uygulama

Türkiye’de ve dünyada yeni bir yöntemle markaları ve tüketicileri tek bir dijital platformda bir araya getiren Mono App; uygulama marketleri App Store, Google Play ve AppGallery’de yerini aldı.

Mono App ile kullanıcılar istedikleri markaların bildirimlerine izin verecek, sadece bu markalardan bildirim alacak, bildirim aldıkça da puan kazanacaklar. Mono App kullanıcıları puanlarını TL olarak hesabına transfer edebilecek veya uygulama içerisindeki çeşitli yöntemlerle harcayabilecekler.

Mono App’i telefonlarına indiren kullanıcılar, mesaj almak istedikleri markalardan SMS yerine mobil bildirim alabilecek ve aldıkları her bir bildirim için mono puan kazanacaklar.
Kazandıkları mono puanları QNB Finansbank veya Enpara.com hesaplarına TL olarak da transfer edebilen kullanıcılar, isterlerse bu puanları Türk Hava Yolları Yolcu Programı Miles&Smiles Miline, Türkiye’de 3 binden fazla noktada geçerli hediye çekine, 45 binden fazla noktada geçerli Ticket yemek kuponuna da dönüştürebilecek. İsteyen Mono App kullanıcıları puanlarını sokak hayvanlarına mama olarak ulaştırılması için Hayvan Hakları Federasyonu HAYTAP’a bağışlayabilecek ya da iklim değişikliği ile mücadele için yenilenebilir enerji projelerine aktarabilecek.

Mono uygulamasının dikkat çeken bir diğer özelliği Düello ile kullanıcıların uygulamada keyifli vakit geçirmeleri ve çeşitli hediyeler kazanmaları hedefleniyor. Her gün farklı saatlerde yapılacak Düello’lar da düelloya kayıt yaptıran kullanıcılar arasında en hızlı olanlar, markalardan çeşitli hediye çeklerini kazanabilecekler.

Proje Sponsoru QNB Finansbank Bilgi Teknolojileri, Operasyon, Kanallar ve İş Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Kürşad Demirkol konu ile ilgili şunları söyledi; “Mono, QNBEYOND Fikir Kampı’nda seçilen ve QNB Finansbank tarafından yatırım alan yenilikçi bir uygulama. Amacımız birbirinden değerli markalar ile müşterilerini, karşılıklı kazanımların olduğu bir platforma taşımak ve iletişimlerini sağlamak. Bir yandan markalar için tüketicilere ulaşabilecekleri yeni bir kanal oluşturuyorken; diğer yandan tüketiciler için sadece istedikleri markalardan bildirim almalarını sağlıyoruz. Mono App’in yenilikçi yönü ile bu platformda hem markalar, hem de tüketiciler kazanıyor.”