Ana Sayfa Blog Sayfa 597

Insider, en az 1 yıldır ekipte olan hissedarlarına yaklaşık 8 milyon TL ayırdı

8 yıl önce Türkiye’de kurulmasının ardından şu anda aralarında Singapore Airlines, Virgin, Uniqlo, Nestle, Nissan, Samsung, Lenovo, Puma, Media Markt, IKEA, Allianz, Santander, Dominos, Avon ve CNN gibi markaların bulunduğu 25 ülkedeki 1100’dan fazla partnerinin dijital büyümeye giden yolda güvendiği, 4 yıl üst üste Türkiye’nin En İyi Start-Up’ı seçilen başarılı SaaS girişimi Insider yeniden karşımızda.

2018’de dünyanın en büyük girişim sermayesi firmalarından olan, daha önce Whatsapp, Airbnb gibi şirketlere de yatırım yapan Sequoia Capital’dan 2018’de Seri B ve Temmuz 2020’de aldığı 32 Milyon dolarlık yatırımla Seri C turunu tamamlayan Insider, son zamanlarda Türkiye’de bir ilke imza attı. Hisse sahibi çalışanlarına nakit çıkışı hakkı sunarak nakit çıkışı isteyenlerden hisselerinin bir bölümünü satın almak için yaklaşık 8 Milyon Lira ayırdığını açıkladı. Böylelikle Türkiye’de ilk defa bir şirket “Çıkış” yapmadan, yani girişim satılmadan veya mevcut payını elden çıkarmadan, hisse sahiplerine böyle bir opsiyon sunmuş oldu.

Insider IK Direktörü Duygu Devecioğlu hissedarlığın Insider ve Insiderlılar için maddi kazanımın yanında manevi değerinin de çok büyük olduğundan bahsediyor. Duygu Devecioğlu “Hisse sahibi olan kişiler aylık hissedar toplantılarına, Sequoia Capital ile olan yönetim kurulu toplantılarına ve Insider’ın stratejik karar süreçlerine dahil olabiliyor, farklı sorumluluklar alabiliyorlar. Yine aynı şekilde önemli kararları ve haberler ilk olarak onlarla paylaşılıyor. İçeride de ciddi anlamda güzel etkiler yaratan, uzun süredir bizimle bulunan arkadaşlar bu sistemin bir parçası, bizim isteğimiz Insider’daki tüm çalışanlara bu fırsatı sunmak. “Sharevisor” adını verdiğimiz program ile hisse sahibi olan Insiderlılar, 1 senesini doldurmuş kişilere mentörlük yapıp bu süreçte yardımcı ve rol model oluyorlar.” diyor ve ekliyor; “Insider bugün aslında bir ilki yaratıyor ve girişimcilere örnek oluyor. Günümüzde birçok girişimin hisselendirme sistemlerini yeni kurduğu bu dönemde Insider’ın bu şekilde çıkış opsiyonu sunmuş olması ekosistemde yeni bir kapı açıyor, bu bize ayrı bir gurur veriyor.”

Insider, kurulduğu günden bu yana Türkiye’de pek de yaygın olmayan bir uygulamaya sahip; Hissedarlık sistemi. Belirli kriterleri karşılayan tüm çalışanlara hisse veriliyor, üstelik performans anlamındaki başarının yanı sıra kaç yıldır Insider’da bulundukları, kültüre uygunluk, yarattıkları etki, Insider’a ve insanlara kattıkları değer gibi birçok farklı kriter de bu değerlendirme sürecine dahil. Bu değerlendirme her sene yapılıyor, olumlu olduğu takdirde kişilere hisse opsiyonu sunuluyor. Olumsuz sonuçlanması durumunda ise kişilere geliştirilmesi gereken yönleri de belirtilerek gelişim imkanı sağlanıyor ve bu sayede süreç aslında hep devam ediyor. Sequoia Capital yönetici ortaklarından (Managing Partner) Pieter Kemps’in bir açıklamasında belirttiği üzere Insider’ın belirli kriterleri karşılayan çalışanlarına hisse vermesinin, Sequoia Capital tarafından örnek proje olarak seçildiğini ve Insider’ın bu hareketiyle Sequoia’nın portfolyosunda bulunan diğer girişimler için de bir ilham kaynağı olduğunu biliyoruz.

Pandemi dönemine rağmen genişleyerek Latin Amerika ve Amerika Birleşik Devletleri pazarlarına açılan Insider, sadece 2020’de bünyesine 348 kişi katarak hızla büyümeye devam ediyor. Şu anda aktif olarak 25 ülkede operasyonu bulunan Insider, global pazarlara Türk mühendisler tarafından geliştirilen yapay zeka ve makine öğrenmesi destekli teknolojiyi ihraç ediyor. Her ülkedeki partnerlerine kendi dilinde hizmet verebilmek amacıyla 48 farklı milletten Insiderlı ile operasyonlarını yürüten Insider’da şu an 234 yazılımcı çalışıyor.

Insider kurulduğundan bu yana yenilikçi karar ve uygulamalarıyla sıkça gündeme gelen bir girişim. En son almış oldukları hisse sahibi çalışanlarına çıkış opsiyonu kararıyla ilgili olarak da tecrübelerini ve uygulama örneklerini Türkiye’deki benzer modelleri uygulamak isteyen girişimcilerle ve girişimcilik ekosistemi ile paylaşmaya hazır.

BIO Startup Program’ın 2021 yılı 5 finalisti belli oldu

Türkiye’nin ilk ve tek biyoteknoloji temalı hızlandırıcı programı BIO Startup Program‘ın beşincisi geçtiğimiz sene yapılan 56 başvuru arasından gerçekleşen değerlendirme sonucunda seçilen 12 startup ile başladı. Startuplar, geçen yıl aldıkları ilk etap çevrimiçi eğitimlerin devamında, programın ikinci aşaması olan Biyogirişimcilik Kampı’nda, uzman eğitmenler ve sektörün önde gelen profesyonellerinden mentorluk ve online eğitimler aldılar. Biyogirişimciler 30 Mart’ta gerçekleşen BIO Startup Demo Day’de akademi, kamu, yatırım ve iş dünyası ile sivil toplumun önde gelen temsilcilerinden oluşan jürinin karşısına çıktılar. Birbirinden inovatif projeleri beşer dakikalık sunumlar halinde dinleyen jüri üyeleri, sorularını katılımcı startuplara ilettiler. Demo Day sonucunda seçilen beş startup Biyogirişimcilik Kampı’nın ikincisine ve gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra da 10-18 Haziran 2021 tarihlerinde dijital ortamda düzenlenecek dünyanın en büyük biyoteknoloji organizasyonu BIO Digital Convention’a katılma hakkına sahip oldu.

BIO Digital Convention öncesinde düzenlenecek ikinci Biyogirişimcilik Kampı’nda biyogirişimciler, bir ay boyunca küresel aktörlerle verimli temaslarda bulunduktan sonra ihtiyaç duyacakları, regülasyon, patent, iletişim, pazar analizleri gibi alanlarda yol haritaları hazırlamak üzere mentorlarla birlikte çalışacaklar.

BIO Startup Program’da finale kalan beş finalist:

Funktor geliştirdiği medikal bilgi işleyen, yenilikçi arama motoru ile literatür araştırmalarına interaktif bir yöntem kazandırıyor.

Bilişsel Bilimci Erdem Ünal, ontoloji ve yapay zeka uzmanı Doç. Dr. Aziz F. Zambak, fizikçi Onur Yeşil ve matematikçi Tennur Baş tarafından kurulan girişim, yeni bir veri yapılandırma kaynak dili üzerinde çalışıyor. Geliştirdikleri “Carnap” ismindeki ürün, yeni bir tür medikal bilgi arama ve keşif motoru olarak dikkat çekiyor. Carnap, medikal veriyi yeni bir yapılandırma mimarisi kullanarak işliyor ve farklı bir keşif deneyimi içeren interaktif bir arayüzle sunuyor. Çözümleri hakkında bilgi veren Erdem Ünal şu ifadeleri kullanıyor: “Bilimsel literatüre her sene 3 milyon yeni makale ekleniyor, bu da yaklaşık her 10 saniyede bir yeni makale anlamına geliyor. Yaygın olarak kullanılan PubMed/ Medline veritabanında halihazırda olan makale sayısı ise 30 milyon civarında. Yaşam bilimleri alanındaki bilgi üç ayda bir iki katına çıkıyor. Tek sorun çok sayıda bilgi öğesi ile sınırlı zamanda başa çıkmak değil, bu içeriğin bilim alanına sunabileceği potansiyelden verimli bir şekilde yararlanamamak, bu kalabalıkta duran üstü kapalı bilgilere erişememektir. Carnap işte bu sorunların çözümünü hedefliyor. Carnap’ta sonuçları, sadece arama terimleri değil, terimler arasındaki ilişkiler belirliyor. Böylelikle herhangi bir ayar yapmaya gerek olmadan ilk adımda bile ilgili sonuçlara erişilebiliyor.”

GlakoLens glokom hastalığına yönelik akıllı kontak lens, giyilebilir okuma, kayıt ve takip sistemleriyle tedavi sağlıyor.

Biyomedikal Mühendisi Özgür Kaya, Elektronik Mühendisi Günhan Dündar, Elektronik Mühendisi Arda Deniz Yalçınkaya ve Elektronik Mühendisi Hamdi Torun tarafından hayata geçirilen girişim, göz tansiyonunu takip eden kontakt lensler geliştiriyor. Dünyada 70 milyon, Türkiye’de ise 1 milyon hasta önlenebilir körlüğün en önemli ikinci sebebi olan glokomdan muzdarip. Glokoma bağlı gelişen görme kaybının bilinen bir tedavisi bulunmuyor. Glokomun en sık rastlanan şekline yüksek göz tansiyonu neden oluyor. GlakoLens Genel Müdürü Özgür Kaya girişimleriyle ilgili şu açıklamayı yapıyor: “Göz tansiyonu gündüz ve gece sürecinde değişkenlik gösterdiği için 24 saat boyunca düzenli ölçüm yapmak kritik önem taşıyor. GlakoLens olarak bu alanda çözüm sunmayı hedefliyoruz. Geliştirdiğimiz kontakt lense gömülü biyosensör sistemiyle, göz tansiyonu dalgalanmalarını 24 saat boyunca takip ederek, göz doktorlarının doğru teşhis koyabileceği, kişiselleştirilmiş bir glokom yönetimine odaklanıyoruz. GlakoLens, göz tansiyonu takip eden kontakt lenslerini tüm dünyanın erişimine açtıktan sonra, patentli biyosensör teknolojisinin diğer medikal uygulamalarına da odaklanacak.”

GlaucoT ilaçsız ve invasif olmayan tekniklerle nöroprotektif glokom tedavisi geliştiriyor.

Elektronik Mühendisi Veysel Özkapıcı ve Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Abdulkadir Oduncu tarafından hayata geçirilen girişim, GlaucoT cihazı ile göz tansiyonu hastalığına (glokom) kalıcı çözüm üretmeyi hedefliyor. GlaucoT’nin geleneksel glokom tedavi yöntemlerinden farklı olarak, girişimsel olmayan nöron koruyucu bir tedavi sunan, dünyadaki ilk tedavi yöntemi olduğunu belirten Op. Dr. Abdulkadir Oduncu, “GlaucoT ile hastaların evlerinde günlük bir saatlik özel bir gözlük kullanımıyla hastalığın gözde ve beyinde meydana gelen nöronal hasarı düzeltmeyi hedefliyoruz. Yenilikçi teknoloji ile geliştirilen GlaucoT gözlüğü göz çevresinde kişiye özel vakum ile glokomdan kaynaklanan optik sinir başındaki translaminar basıncı dengeliyor. Aynı anda 40 Hz frekansında titreşen ışık ile beyinde görme merkezindeki nöronal hasarı geriletiyor. Glokom hastalığında gözde ve beyinde biriken toksik proteinleri hedefleyen başka bir tedavi yöntemi dünyada yok. GlaucoT tedavisiyle nöronal inflamasyonu geriletmek mümkün olacak” diyor. Veysel Özkapıcı ise, 2021 son çeyreği içerisinde bu hastalığın etkilediği ve belki de görme fonksiyonunu yitirmek üzere olan hastalara kalıcı bir ürün sunabileceklerini aktarıyor.

Oruba çeşitli sağlık testleri ve takibi sağlamak adına idrar miktarı ve hız ölçümü yapan ve otomatik, steril ve operatör ihtiyacı olmaksızın çalışan üroflowmetre geliştiriyor.

Utku Uluşahin tarafından hayata geçirilen girişim, çeşitli sağlık testleri ve takibi sağlamak adına idrar miktarı ve hız ölçümü yapan ve otomatik, steril ve operatör ihtiyacı olmaksızın çalışan üroflowmetre geliştiriyor. Üniversite mezuniyet projesi olarak başlayan girişim, mühendislik ve tıp fakültelerindeki öğretim üyelerinin danışmanlığıyla devam eden bir yıllık çalışmanın akabinde, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından desteklenmeye layık görüldü. Kendi kendini temizleyebilen bir üroflovmetri cihazı olan Oruflow, dünyada ön tanı testlerinin klinik dışına taşınması trendinin üroloji alanındaki ilk uygulaması.

Virasoft klinik tanılar ve teşhisler için dijital patoloji yazılımı geliştiriyor.

Biyomühendis Gökhan Hatipoğlu ve Bilgisayar Mühendisi Samet Ayaltı tarafından hayata geçirilen girişim, kanser tanısında yapay zeka ve dijital patoloji (DP) kullanımı üzerine çalışıyor. DP alanında tüm temel ihtiyaçları eksiksiz olarak karşılayacak ürünleri olduğunu ifade eden Virasoft İş Geliştirme Müdürü Özgür Teke, “Acıbadem Hastaneler Grubu başta olmak üzere ülkemizin önde gelen özel kurumlar, kamu kurumları ve Ankara Şehir Hastanesi’nde ürünlerimiz kullanılıyor. Yurtdışında ise Koch Institude for Integrative Cancer Research at MİT ve Massachusetts General Hospital Cancer Center ile bilimsel işbirliklerimiz mevcuttur” diyor. Ülkemizde DP’nin doğru kurgulanmasına ve gelişmesine öncülük etmeyi hedeflediklerini aktaran Ayaltı ise, “Sonrasında ABD pazarına başarılı bir giriş yapmayı hedefliyoruz” diye ekliyor.

Clubhouse benzeri ses tabanlı yerli sosyal ağ: Mahal

Yerli girişim Mahal, çeşitli konulardaki sesli odalarda konuşma imkanı sağlayan Clubhouse benzeri ses tabanlı bir sosyal ağdır.

Connected2me kurucusu Ozan Yerli tarafından Ankara’da kurulan Mahal, şu anda Android platformlarda hizmet veriyor. Yakında iOS cihazlarda çıkması bekleniyor.

Yerli Clubhouse: Mahal

Mahal’ı kullanmak için uygulamayı indirdikten sonra davetiye sistemi ile içeri kabul ediliyorsunuz. Bir arkadaşınızın size referans olması gerekiyor. Daha sonra arkadaşlarınızı sisteme davet edebiliyorsunuz. Uygulamanın içindeyken ilgilendiğiniz konulardaki kanallara girerek dinleyici veya konuşmacı olarak katılım sağlayabiliyorsunuz.

Ozan: “50 milyon kullanıcıya ulaşan Connected2.me ile sahip olduğumuz deneyimle kullanıcıların severek kullanmaya başladığı ses tabanlı bir sosyal ağ geliştirdik. Özellikle pandemi sürecinde insanların sesli iletişim ihtiyacının arttığını gözlemledik. Biz de en doğal iletişim halimiz olan ses tabanlı bir sosyal ağ geliştirdik. Son dönemde özellikle mobil uygulama alanındaki gelişmelere rağmen ses tabanlı platformlar yeni çıkmaya başladı ve bu alana yapılan yatırımların ileride çok büyük geri dönüş sağlayacağına inanıyoruz. Ayrıca ses bazlı içerik üreten ve pandemi döneminde yine sıkıntı yaşayan müzik ve eğlence sektöründeki başarılı isimlere de bir gelir modeli sunarak evlerinden takipçilerine çok rahat ve hızlı bir şekilde ulaşmalarını sağlıyoruz.” dedi.

Ozan, ürettikleriyle değer önerisiyle ilgili de: “Clubhouse’dan farklı olarak Android platformuna yönelik teknolojimizi tamamladık. Yapısı gereği Android üzerine gerçek zamanlı ses uygulaması geliştirmek oldukça güç. Deneyimimiz sayesinde başarıyla kendi ses platformumuzu geliştirdik. Ayrıca baştan hem iOS hem Android tabanlı çalışacak şekilde hazırladığımız için yakın zamanda iki platformda da hizmet vermeye başlayacağız. Türkiye pazarını hedeflediğimiz ve bu pazarda çok iyi bir deneyimimiz olduğu için rakiplerimizin Türkiye’de sunamayacağı gelir modeli sistemleri geliştirmekteyiz. Bu sayede başarılı Türk içerik üreticiler ve yayıncılar, uygulamamızdan gelir elde edebileceklerdir.”

Mahal’ın hedefleri

Ozan: “Türkiye’de ve global pazarda en çok kullanılan mobil platform Android. Bu nedenle ilk amacımız Dünya çapındaki Android kullanıcılarının severek kullandığı bir ses platformu haline gelmek. Şu andaki hızlı büyümemiz kullanıcıların platformumuzu çok beğendiklerini gösteriyor. İkinci aşamada ise iOS uygulamamızla birlikte her iki platforma da hizmet veren en büyük ses platformu olmayı hedefliyoruz. Ayrıca gelir modelimiz sayesinde ses alanında başarılı içerik üreticilere de gelir elde etme imkanı sağlayan tek platform olacağız.”

Mahal uygulamasına yaklaşık 1 milyon dolar kaynak ayrılmış. Ozan, çalışmalarını şu an Silikon Vadisi’nde sürdürüyor. Uygulama için vadideki yatırımcılarla da görüşmeler içerisinde olduğunu dile getirdi.

İK yönetiminde oyunla veri analitiğini birleştiren Settings Labs, 800 bin TL’lik yatırım turunu tamamladı

Eylül ayında 800.000 TL‘lik pre seed round yatırımı alan ve halihazırda Türkiye’nin öncü firmalarıyla çalışan Settings Labs, 2021 yılı içerisinde globale açılmayı hedefliyor.

Şirketlere yönelik oyun tabanlı teknoloji çözümleri sunan Settings Labs, bireysel melek yatırımcıların katıldığı ön tohum yatırım turunu tamamladı. 800 bin TL yatırım alan ekip, bu kaynağı yazılım Ar-Ge ekibini genişletmek için kullanıyor.

Çağan Yıldırım ve Cem Özdemir tarafından kurulan Settings Labs, işe alımdan oryantasyona, eğitim süreçlerinden çalışan motivasyonu ve etkileşimine kadar, çalışan yaşam döngüsünün her adımına dokunan oyun tabanlı çözümler geliştiriyor. Mobil, browser, VR oyunlar ve hatta espor aracılığıyla, şirketlerin kültürel dönüşüm çalışmalarını zenginleştiriyor.

Şirketin kurucusu Çağan Yıldırım, pandemi bittiğinde oluşacak yeni normallerde ofislerin küçüleceğini, bir haftada dönüşüme uğrayan dijital ve uzaktan çalışma modellerinin kalıcı hale geleceğini ve en önemlisi çalışanların bağlılığı, şirket kültürü, yetenek ve performans yönetimi gibi süreçleri ilerletebilmek için verinin vazgeçilmez olacağını belirtti. Oyunun ve oyunlaştırılmış süreçlerin, mevcut çalışanları ve adayları tanıma konusunda çok önemli veriler sağladığını belirten Yıldırım, geliştirdikleri API ile oyun ve oyunlaştırılmış süreçleri kullanarak çalışan deneyimine yeni bir perspektif kazandırdıklarını, böylece şirketlerin çalışanlarını daha iyi anlamasına ve onlar için doğru adımlar atmalarına yardımcı olduklarını dile getirdi.

Kendi remote mülakat oyunları ve VR eğitim uygulamalarını geliştiren Settings Labs, çok yakında SaaS modeliyle gelir üretecek oyun platformunun da yayına girmesiyle birlikte global pazara açılmayı hedefliyor. Son olarak, Settings ekibinin Türkiye’nin tek şirketler arası espor turnuvası GGCorp’u da organize ettiklerini belirtelim.

Finch Capital, Nomu Pay aracılığıyla Wirecard Türkiye’yi satın aldı

Finch Capital, ödeme varlıklarına yatırım yapan Nomu Pay aracılığıyla bugün Wirecard Ödeme ve Elektronik Para Hizmetleri’ni (Wirecard Türkiye) satın almak için anlaşmaya vardı. Anlaşmanın 2021 yazına kadar tamamlanması bekleniyor ve düzenleyici onayları da dahil olmak üzere belirli koşullara tabi olduğu belirtiliyor.

Bu yatırım, Nomu Pay’in Türkiye ve Ortağoğu bölgesindeki ödeme altyapısına yatırım yapmasına yönelik daha büyük planının bir parçası. Stratejinin tamamlanması ve yeniden markalaşmanın ardından daha fazla ayrıntı sağlanması bekleniyor.

Finch Capital Yönetici Ortağı Radboud Vlaar şunları söylüyor: “Bu muazzam büyüme fırsatı, Türkiye’de yaşayan 80 milyon kişinin ödeme deneyimini daha da zenginleştirecek. Wirecard Türkiye ile CEO’su Serkan Yasin’in liderliğinde bir ekip oluşturmaktan heyecan duyuyoruz. Büyüme ve gelişmeyi hızlandırmak için bölgede daha fazla birleşme ve satın alma (M&A) fırsatları aramaya devam ediyoruz.”

7.5 milyon kullanıcıyı aşan Papara’nın 5 yeni özelliği

Kullanıcılarına maliyetsiz ve uğraşsız sahip olabilecekleri bir dijital hesap ve kart sunan Papara, sağladığı finansal hizmet ve ürünlere yenilerini ekledi. “Bağış” özelliği, “bireysel ticari hesap”, “çoklu sanal kart oluşturma”, “işlem geçmişi indirme” ve “abonelikler” eklenen son özelliklerin başında geliyor.

Herkesin dilediği an kolayca ulaşıp, finansal işlemlerini gerçekleştirebildiği Papara, 5 yıl gibi kısa bir sürede elektronik para ve ödeme sistemleri sektöründe dinamikleri değiştiren önemli yeniliklere imza atarak 7.5 milyonu aşkın kullanıcıya ulaştı. Kurulduğu 2016 yılından bu yana katlanarak büyüyen, geçtiğimiz yıl kullanıcı bazında yüzde 100’lük büyüme kaydeden ve ortalama her iki haftada yeni bir özelliği yayına alarak taşları yerinden oynatan Papara, bugün ihtiyaç duyulan çok sayıda finansal hizmeti ücretsiz olarak kullanıcı ile buluşturan bir süper uygulama (SuperApp) haline geldi.

Bireysel Ticari Hesap

Zaman ve maliyetten uzak finansal işlemlere dijital çözümler üreten Papara, kullanıcılarına artık bireysel ticari hesap başvuru imkânı sunuyor. Ticari hesaba başvuru yapılabilmesi için kullanıcının Papara hesabının sözleşmeli hesap türünde ve elektronik posta adresinin onaylı olması gerekiyor. Bireysel ticari hesap sahibi olan şahıs şirketleri, bireysel satıcılar ve bağımsız çalışanlar müşterilerden ödeme almak için Papara numaralarını kullanabiliyor ya da Papara ile QR kod oluşturup anında ücretsiz ödeme alabiliyor. Müşteriler ise bireysel ticari hesap sahiplerine ister Papara hesaplarından isterlerse de hesaplarında kayıtlı olan diğer banka/kredi kartlarından ödeme yapabiliyor.

Her ay 10 Sanal Kart

Papara, anında ücretsiz oluşturulan ve internet harcamalarında kullanılan Papara Sanal Kart’a çoklu sanal kart özelliğini de getirdi. Bu özellik sayesinde onaylı ve sözleşmeli hesap sahibi Papara kullanıcıları, artık bir ay içinde birden fazla Sanal Kart oluşturabilecek ve kartlarını diledikleri gibi isimlendirebilecek. Bu özellik sayesinde her ay en fazla 10 tane ücretsiz Sanal Kart oluşturulabiliyor.

Bağış Özelliği

Paparalı’lar yeni eklenen “bağış” özelliği sayesinde aralarında AKUT, Darüşşafaka Cemiyeti, Tohum Otizm Vakfı, UNICEF ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın da olduğu sivil toplum kuruluşlarına ister kendi adına isterse başkaları adına kolaylıkla bağış yapabiliyor. Bağış uygulaması henüz yeni olmasına rağmen günde 250’den fazla kullanıcı Papara üzerinden kurumlara bağış yapıyor. Papara ile bağış yapmak için ödemeler sekmesinde yer alan Bağış alanını seçmek yeterli oluyor. Bu özellik üzerinden tek seferlik veya düzenli bağış da planlanabiliyor.

Abonelik Takibi

Papara Card’a eklenen “abonelikler” özelliği ile artık her ay düzenli olarak yapılan abonelik ödemeleri takip edilebiliyor. Abonelik ödemeleri iptal edilmek istenirse, ilgili platformdan kart bilgilerinin silinmesine gerek kalmadan kart abonelik ödemelerine kapatılabiliyor. Aynı zamanda, son 1 yıl içerisinde yapılan bütün abonelik ödemeleri de görüntülenebiliyor.

İşlem Geçmişini İndirme

Papara, kullanıcılarına ayrıca harcamalarını detaylı olarak görebilmeleri için işlem geçmişi indirme özelliğini de getirdi. Kullanıcılar “Son İşlemler” bölümünden “İndir” butonuna dokunarak ay bazlı yaptıkları bütün harcamaların detaylarına ulaşabiliyor. Diledikleri tarihi seçip, Excel veya PDF dosyası olarak kendilerine e-posta aracılığı ile iletebiliyor.

Houston Bionics, StartersHub’ın da dahil olduğu yatırım turunu 400 bin dolar ile tamamladı

Nörolojik rahatsızlığı bulunan hastaların tedavilerini ev ortamına taşıyan, yüksek tekrarlı hareket tedavisini görsel geribesleme ile birleştiren, kullanımı kolay, giyilebilen cihazlar geliştiren Houston Bionics, yatırım turunu 400 bin dolar ile tamamladı.

Sizlere Ocak ayında girişimin Alesta’da 50 bin dolar yatırım aldığını duyurmuştuk. İşte bu tur, yeni yatırımcılar ile tamamlanmış oldu.

Ön tohum yatırım turuna; StartersHub, Alesta Yatırım, Geometri Yatırım Ağı gibi şirketlerin yanı sıra bireysel yatırımcılarından; Koray Gültekin Bahar, Umur Çubukcu, Erbil Karaman, Mine Senuysal Özgür ve Şule Mene de dahil oldu.

Klinik olarak etkisi kanıtlanmış ilk ürünleri ExoRehab X ile hastaları hem terapistler hem de birbirleri ile online ortamda bulusturmayi amacliyorlar. HoustonBionics Türkiye ve Avrupa’da satışlara başlamış olup, 2021’de ABD pazarına açılmayı hedefliyor.

Houston Bionics bu kaynak ile ABD pazarı için gerekli olan FDA sertifikasyon sürecini tamamlamayı, önemli klinikler ile partner olarak bireysel kullanıcılara 2021 yılı içinde ulaşmayı hedefliyor. HoustonBionics’in ürünleri Mayıs ayı itibariyle ile satışa baslayacak olan, National Institute of Health tarafından desteklenen ve ev ortamında nörorehabilitasyon başlığı ile yürütülecek olan klinik çalışmada University of Texas Health Science Center Houston ve TIRR-Memorial Hermann adli kurumların terapistleri ve hastaları tarafından kullanılmaya başlanacak.

Girişimin kurucularından Ali Utku Pehlivan doktorasını robotik rehabilitasyon alanında yaparken hastaların görsel geribesleme sağlayan giyilebilir cihazlara olan ilgisini deneyimledi ve bu teknolojiyi hastaların evlerinde kullanabilecekleri hale getirmeyi tasarladı. Diğer kurucu yüksek makine mühendisi Kutay Pehlivan ile bu fikri hayata gecirdi. Kurucular iş geliştirme alanında Facebook ve Lyft’in erken aşama ürün geliştirme liderlerinden Erbil Karaman‘dan ve EY Turkiye’nin inovasyon, sağlık ve yaşam bilimleri lideri Mehmet Gülez‘den destek aldı. Aynı zamanda şirketin danışmanları arasında Dr. Zahra Kadivar (TIRR-Memorial Hermann fizik tedavi rehabilitasyon) ve Prof. Dr. Marcia O’Malley (Rice University, Houston Teksas, Makina Muhendisligi) de yer alıyor.

Stabil kripto para şirketi BiLira, 7.5 milyon TL yatırım aldı

Geleceğin özgür ve merkeziyetsiz finansını, Türkiye ile tanıştırmayı hedefleyen yerli stabil kripto para girişimi BiLira, Alameda Research, Future Perfect Ventures, İstanbul Portföy ve melek yatırımcılardan 7.5 milyon TL yatırım aldı.

Bu haber egirişim’e özel BiLira tarafından gönderildi ancak biraz gecikmeli yayınladık 🙂

Nisan 2019’da resmi olarak kurulan BiLira, tohum yatırım turunda en büyük kripto para odaklı yatırım fonlarından Alameda Research, daha önce Blockchain.com isimli kripto platformuna yatırım yapan Future Perfect Ventures, İstanbul Portföy, Borderless Capital, Türk ve yabancı melek yatırımcılar olmak üzere, toplam 7.5 milyon TL yatırım aldı.

Stabil kripto para şirketi, aldığı yatırımı ekibini genişletmek, teknik ve operasyonel anlamda hizmetine seviye atlatmak, en basit şekilde kripto para alım-satımı deneyimi ve farklı ürünleri geliştirmek için kullanacak. BiLira, Aralık 2019’da 250 bin dolarlık yatırım turunda Avalanche kurucusu Prof. Dr. Emin Gün Sirer’in Ava Labs’ı başta olmak üzere başka melek yatırımcıların dahil olduğu bir grup tarafından tohum öncesi yatırımı almıştı. İkinci yatırım turunda ise, Türk melek yatırımcıların yanı sıra, yabancı melek yatırımcılar da bulunuyor.

BiLira’nın Türk Lirası’na endeksli stabil kripto parası TRYB, dünyanın en büyük kripto para borsalarından FTX, mobil kripto para portföy takibi ve alım-satım platformu Blockfolio, Avrupa’nın en büyük kripto borsalarından Bittrex, stabil kripto para borsası VirgoX ve yerli kripto para borsası Icrypex’te listeli olarak bulunuyor. BiLira kullanıcıları bu sayede yüzlerce çeşit kripto paraya erişirken, tokenleştirilmiş varlıklardan, gelişmiş yatırım araçlarına kadar pek çok özellikten faydalanabiliyor.

Bunun yanı sıra, ilk başta sadece Ethereum zincirinde bulunan TRYB, geçtiğimiz aylarda, Avalanche blokzincirinin üzerinde de hayata geçti ve BiLira merkeziyetsiz finans (DeFi) konusunda kullanıcılarını bu alana daha fazla yönlendireceğine dair sinyaller verdi. Ayrıca, TRYB’nin farklı zincirlerde de kullanılmaya başlanacağı, bu sayede DeFi kullanımının daha fazla artması bekleniyor. BiLira’ya ait TRYB tokeninin çıkarılmasından bugüne kadar 2.5 milyar TL’lik transfer gerçekleştiği ve toplam BiLira Platformu üzerinden TRYB alım-satım hacminin 800 milyon TL olduğu belirtiliyor.

Ayrıca stabil kripto para girişimi, ekibini genişletmek için farklı pozisyonlar için adaylar arıyor. BiLira Platformu’nu kullanıcı açısından en iyi deneyimi sağlayacak stratejileri belirleyen bir Product Manager, farklı partnerlikler ve iş birliklerini geliştirecek Business Development, BiLira kullanıcılarına ve operasyonel anlamda yardımcı olacak Operation Associate ve yazılım ekibini genişletmek, daha hızlı ürünler çıkarmak için Senior beckend ve frontend olmak üzere iki adet yazılımcıyı ekibe katacak.

Pratik filtre kahve üreticisi Kahvegibikahve, 7.5 milyon TL değerleme ile yatırım aldı

Kaliteli, taze ve pratik kahveye her zaman ve her yerde ulaşmak isteyenler için sallama filtre kahve çözümü sunan Kahvegibikahve, 7.5 milyon TL değerleme ile Ramazan Evren, Ayşe Araz, Ömer Duran, Mehmet Ertürk, Tac Girişim Yatırım ve Danışmanlık A.Ş, Ali Rıza Babaoğlan ve Onur Okutur’dan yatırım aldı.

Girişim; Happy Center, Çağrı Market, Üçler Gıda ve Özkuruşlar gibi yerel perakende zincirlerinde ve globalde ürünlerini başarılı bir şekilde konumlandırıyor. Kahvegibikahve, almış olduğu ara yatırım ile hammadde süreçlerini ve nakit akış yönetimlerini hızlandırarak globalde adından söz ettirmeyi amaçlıyor. Hem yerel pazarda hem de globalde ürünlerini listeleyen Kahvegibikahve, özel üretim fiber filtresi ile kahve içme keyfini sağlıyor.

Fiber Filtre™ ile yenilikçi çözüm sunuyor

Özel olarak tasarlanan ve mısır fiberinden üretilen Fiber Filtre™ ile her zamankinden daha lezzetli ve pratik kahve içme keyfi sunan Kahvegibikahve, demlik poşetlerinde katkı maddesi ve koruyucu içermeyen kahve çekirdekleri kullanıyor. Doğada çözünebilen yapısı ile çevre dostu olan Fiber Filtre™ kahvenizin ideal yoğunluğuna ulaşmasını kolaylaştırıyor. Geleneksel yöntemlere kıyasla %95’e kadar daha düşük karbon salınımına neden olan Fiber Filtre™ kurumların karbon ayak izini de küçültme imkanı veriyor.

“Global pazarda Kahvegibikahve’den güçlü bir şekilde söz ettirmek istiyoruz”

Kahvegibikahve kurucusu Ubeydullah Güngör; “ Son yatırım turunda bahsettiğimiz hedefleri Kahvegibikahve olarak gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bir önceki aldığımız yatırım ile birlikte seri üretime geçerek çok daha fazla kahve severe ulaşmayı başardık. Ürünlerimizi perakende zincirleri, hotel, restaurant ve cafelerde konumlandırarak başarılı bir şekilde ilerlemeye devam ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bu ara yatırım turu ile birlikte hammadde süreçlerimizi ve nakit akış yönetimimizi hızlandırarak global pazarda Kahvegibikahve’den güçlü bir şekilde söz ettirmek istiyoruz. Tarvenn’in ve yeni yatırımcılarımızın desteği ile başarılarımızın artarak devam edeceğine inancımız tamdır.” dedi.

Visa’nın “Kadın Teknoloji Girişimcileri Araştırması” raporunda dikkat çeken detaylar

Visa, Kadın Teknoloji Girişimcileri Araştırma sonuçlarını açıkladı. Visa için Ipsos tarafından gerçekleştirilen araştırma, teknoloji girişimcisi kadınlar, erkekler ve bu alana yatırım yapan yatırımcıların görüşlerine dayanarak kadın teknoloji girişimcilerinin profilini, önlerindeki fırsat ve engelleri ortaya koyuyor. Araştırma, kadın teknoloji girişimlerinde STEM eğitimi, mentörlük ve rol modellerin önemine işaret ederken, yatırımlara erişimde yaşanan güçlüklere ilişkin veriler de sağlıyor.

STEM eğitimi teknoloji girişimciliğinde önemli

Araştırmanın öne çıkan bulguları arasında, kadın teknoloji girişimcilerinden üniversitede STEM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik, Matematik) eğitimi alanların oranının düşüklüğü göze çarpıyor. Buna göre STEM eğitimli teknoloji girişimcisi kadınların oranı %26 iken bu oran erkeklerde %60’lar seviyesine çıkıyor. Teknoloji girişimciliğinde STEM eğitimi almış olmak şirket kurucularının yaptıkları işe hakimiyetleri ve dış kaynaklara daha az bağımlı olmalarıyla ilişkilendiriliyor. Araştırma sonuçları, yatırımcıların da konuyu aynı sebeplerle önemsediğini ortaya koyuyor. Dolayısı ile teknoloji girişimcisi kadınların arasında STEM eğitimine sahip olanların oranının düşük olması, girişimlerine yatırım almaları önünde de bir engel oluşturuyor.

Mentorluk, ekosistemin genelinde düşük

Mentorluk, startup ekosisteminde; çeşitli uzmanlık alanlarında deneyime dayalı bilgi paylaşımı, yatırım hazırlığı ve girişimlerin olgunlaşması bakımından önemli rol oynuyor. Araştırma, teknoloji girişimlerinin genelinin yeterince mentor desteği alamadığını ortaya koyuyor: Kadın girişimcilerin yalnızca %22’si, erkek girişimcilerin de %28’i mentörle çalışma deneyimine sahip. Bu rakamlar, ülkemizde mentörlük sisteminin yaygınlaştırılması gerektiğine işaret ediyor.

Kadın teknoloji girişimcilerinin yarıdan fazlasının rol modeli yok

Visa Kadın Teknoloji Girişimcileri Araştırması, kadın teknoloji girişimcilerinin %53’ünün kendilerine başarı hikayeleriyle ilham verecek veya engelleri nasıl aştıklarıyla ilgili tecrübelerini paylaşacak bir rol modelinin olmadığını gösteriyor. Oysa rol model olabilecek girişim örnekleri, gerek elde ettikleri başarı, gerekse aştıkları engellerle, aynı yolda ilerleyen diğer girişimlere örnek olmak, ilham vermek veya onları zorluklar karşısında cesaretlendirmek açısından önemli bulunuyor. Araştırma bulguları, bu örneklerin yeterince erişilebilir veya görünür olmadığını düşündürüyor.

Bilgi eksikliği yatırım almada en önemli engel

Araştırma, kadın teknoloji girişimcilerinin yatırıma yönelik yaklaşımları ve bilgi düzeyleri ile ilgili pek çok veriye de ışık tutuyor. Araştırmaya göre kadın teknoloji girişimcilerinin yalnızca %17’si yatırım arayışında iken, bu oran erkeklerde %47. Kadınlardan, girişimlerini kurmak için yatırımcı desteğine başvuranların oranı ise %10 gibi düşük bir seviyede. Aynı oran, erkek teknoloji girişimcilerinde üç katına çıkıyor.

Yine araştırmaya göre, kadınlar yatırım almaktan kendi istekleriyle uzak duruyorlar. Kadın teknoloji girişimcileri yatırımcı desteği aldıkları takdirde işlerine müdahale edileceği endişesini taşıyor. Yatırımcı dünyasını bir erkekler kulübü olarak nitelendiren kadın girişimciler, yatırım turlarında yer almak için gerekli hazırlık ve networking toplantılarını da yük olarak görüyorlar. Kadınların yatırıma yönelmeleri önündeki en önemli engel ise bilgi eksikliği. Araştırmada yer alan girişimcilerden %40’a yakını yatırım seçeneklerinden haberdar olmadıklarını ifade ediyorlar. Tüm bu etkenler sonucunda kadınlar, yatırıma erişim anlamında karşılaştıkları zorlukları, girişimci olarak deneyimledikleri öncelikli engeller arasında sayıyorlar.

Berna Ülman: “Elimizi taşın altına koyuyoruz”

Startups.watch verilerine göre Türkiye’de kurucusu kadın olan startup’ların oranının %14 olduğunu, dünyadaki oranın da bu rakamdan sadece bir kaç puan yukarıda olduğunu vurgulayan Visa Güneydoğu Avrupa Bölge Genel Müdürü Berna Ülman, Visa Kadın Teknoloji Girişimcileri Araştırmasının kadın teknoloji girişimciliğine dair pek çok noktaya ışık tuttuğunu belirtti.

“Dünyada olduğu gibi ülkemizde de teknolojiyi yaratan girişimlerde kadınların payının artması gerekiyor. Gerçekleştirdiğimiz araştırma kadınların bu alanda güçlenmesi için giderilmesi gereken eksiklikleri ortaya koyuyor. Araştırma bulgularından yola çıkarak Visa olarak Türkiye’de üç ana başlıkta harekete geçmeye karar verdik. Öncelikle, fintech’lere yönelik gerçekleştirdiğimiz Visa İnovasyon Programımıza aday seçiminde kadınlara erkeklerle eşit şans tanıyacağız. İkinci olarak, kadın girişimcilerin mentörlüğe erişimlerini Visa olarak destekleme kararı aldık. Bunun için, her biri alanında uzman çalışanlarımızın kadın start-up’lara mentörlük yapması için yeni bir programı devreye alıyoruz. Son olarak, rol modellerin daha çok girişimciye ulaşabilmesi için kadın start-up’ların başarı hikayelerini görünür kılmaya yönelik yeni bir proje başlatacağız. Bu küçük adımlarla Visa olarak elimizi taşın altına koyuyoruz. Hayata geçirdiğimiz bu aksiyonların, girişimcilik ekosistemi ve paydaşlarımızın katkısı ile çoğalabileceğine inanıyoruz.” dedi.

Visa adına Ipsos tarafından gerçekleştirilen “Visa Kadın Teknoloji Girişimcileri Araştırması” kantitatif ve kalitatif araştırma teknikleri kullanılarak gerçekleştirildi. Kantitatif araştırma kapsamında toplam 79 girişimci ile online anket yöntemi kullanılarak görüşüldü. Kalitatif araştırma kapsamında ise 7 yatırımcı ve 13 girişimci ile birebir derinlemesine görüşmeler gerçekleştirildi. Araştırma ülkemizde, kadın teknoloji girişimciliği alanında yapılmış ve bu alandaki yatırım olanaklarını cinsiyet eşitliği açısından inceleyen araştırmalar arasında ilklerden biri olma özelliğini taşıyor.