Ana Sayfa Blog Sayfa 598

Uzman Posta, 2020 yılına ait Türkiye İş E-postası Pazar Verileri’ni paylaştı [Infografik]

İnternet kullanım alışkanlıklarının neredeyse baştan yazıldığı 2020 yılını geride bırakırken, pandemi kaynaklı kısıtlamalar sebebiyle iş yapış biçimlerindeki hızlı değişimlerin tetiklediği çevrimiçi ortak çalışma gereksinimleri ve e-posta kullanımındaki artış, 2023 sonrası için projekte edilen dijitalleşme hedeflerine 2020 sonu itibariyle ulaşılmasını sağladı.

Türkiye’nin yerli ve milli e-posta servis sağlayıcısı Uzman Posta’nın yayınladığı infografiğe göre, 2018 yılında 5,501 milyon olan bir şirket veya kuruma ait e-posta hesabı sayısı 2020 Kasım ayı itibariyle 7,702 milyona ulaşarak %40’lık rekor bir artışa imza attı.

E-posta kullanımı dünyada da yükselişte

Dünya genelinde günlük ortalama 306 milyar e-posta’nın gönderildiğine dikkat çekilen infografikte, yer kürede kayıtlı e-posta adetinin 1.7 milyara ulaştığı vurgulanıyor. E-posta hesaplarındaki son 3 yıllık artışa baktığımızda ise, dünya ortalamasının ülkemizin 31 puan gerisinde kalarak sadece %9’luk bir artış gösterdiği edindiğimiz diğer önemli bilgiler arasında.

Uzman Posta Genel Müdürü Gökalp Çakıcı, son 3 yılda ülkemizde dünya ortalamasını geride bırakan bu artışın şirketlerin dijitalleşme iştahı ile paralellik gösterdiğini belirterek; “2009 yılından beri e-posta teknolojilerine odaklanan ve 1200’den fazla şirket için profesyonel çözümler üreten bir firma olarak e-posta ihtiyaçlarının gelişimine birinci elden şahitlik ediyoruz. İnfografiğimize yansıyan bu kantitatif artışa yakından baktığımızda artık işletmelerimizin sadece bir e-posta değil; kesintisizlik, yüksek güvenlik ve regülasyon uyumu gibi kalitatif ihtiyaçlarını da öncelediklerini görüyoruz.

Bu talebin kaçınılmaz sonucu olarak Uzman Posta kurulduğu günden beri dünya standartlarında ve hatta kamu mevzuatları gereği bu standartların da üzerinde e-posta teknolojileri üreten, üstelik bu üretimin tamamını milli kaynaklarımızla işleten, yüzde 100 yerli profesyonel bir e-posta servis sağlayıcısı” sözleriyle şirketinin çalışmalarını ve gelişen trendin getirdiği yeni müşteri talebini özetliyor.

Mobil açık ara önde

E-posta kullanılan cihazlar incelendiğinde ülkemizde mobil cihazların bilgisayarlara göre liderliği elinde bulundurduğu, oransal olarak bakıldığında ülkemiz genelinde mobil cihazlar üzerinden e-posta kullanımının %53 seviyesinde olmasına karşın yalnızca iş profesyonelleri düşünüldüğünde bu oranın %65’e ulaştığı görünüyor.

Şirket başına düşen ortalama e-posta sayısından gönderi büyüklüğüne kadar daha pek çok ilgi çekici veriye göz atabilmeniz için sizleri Uzman Posta imzalı infografik ile başbaşa bırakıyoruz.

Infografik

Küresel teknoloji lideri Xiaomi, İstanbul’da açtığı fabrika ile üretime başlıyor

En güncel inovatif teknolojileri herkes için erişilebilir kılmayı amaçlayan küresel teknoloji lideri Xiaomi, akıllı dünyaya güç veren partneri Salcomp ile üretime başlayacağı dördüncü fabrikasını, düzenlenen basın toplantısı ile resmi olarak açtı.

Basın toplantısına Xiaomi Ortadoğu Başkanı Ronnie Wang, Xiaomi Türkiye Ülke Müdürü Vincent Chang, Salcomp Kıdemli Başkan Yardımcısı Travel Xue, Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Yurt Dışı Faaliyetler Daire Başkanı Furkan Karayaka, İstanbul Yatırım Ofisi Başkanı Nihat Narin, Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli ve Avcılar Kaymakamı Kemal İnan gibi isimler katıldı.

Açılışa özel olarak mektup yollayan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “Xiaomi ve Salcomp ortaklığında kurulan üretim tesisinin şirketiniz ve ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Bugün dünya devlerinin yatırımlarında ülkemizi tercih etmesinin gerisinde, Türkiye’nin girişimci dostu yatırım ikliminin önemli payı bulunuyor. Ayrıca ülkemiz, dinamik ve nitelikli iş gücü, geniş iç ve bölgesel pazarlara ulaşım imkânı, stratejik konumu ve yaygın teşvik sistemi ile uluslararası yatırımcılar için çok ciddi fırsatlar sunuyor. Yatırım ortamını daha da iyileştirmeye yönelik ekonomi reform paketimizin hayata geçmesi ve salgının etkilerinin hafiflemesiyle bu ivmenin giderek artacağına inanıyorum. Yıllık 10 milyonun üzerinde cep telefonu satışının gerçekleştiği; Avrupa, Rusya ve Ortadoğu pazarlarının birleşme noktası Türkiye, akıllı telefon üreticileri için bölgenin üretim üssü olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Xiaomi ve iş ortağı Salcomp’un yaklaşık 30 milyon Dolarlık yatırımla, 14 bin metrekare arazi üzerinde kurduğu bu fabrika, yıllık 5 milyon üretim kapasitesiyle 2 bin kişiye de istihdam sağlayacaktır. Dünyanın Kovid-19 salgını sebebiyle sancılı günler yaşadığı bir dönemde, sizlerin şahsında Türkiye’ye güvenen, ülkemizin potansiyeline ve geleceğine inanan tüm yatırımcılara şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bu vesileyle, ülkemize yatırım yapan tüm firmaların Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerini Türkiye’de kurma noktasındaki taleplerine açık olduğumuzu ifade etmek istiyorum.” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ilettiği video mesaj ile “2018’den bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren Xiaomi, başarılı faaliyetlerini bu yatırımla taçlandırıyor. Xiaomi’nin bu yatırımı Türkiye’nin küresel üretim üssü olması yolunda köşe taşlarından biridir. Ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sağlayacaktır. Ekonomik belirsizlikte birçok ülkede yatırımlar durma noktasına gelirken ülkemiz ivme kazandı. Yabancı yatırımcılar için yüksek teknolojili sektörlerdeki Ar-Ge ve nitelikli insan kaynağını geliştirmek için yoğun gayretteyiz. Teşviklerimizi ve desteklerimizi bölge bağımsız artırarak devam ediyoruz. Xiaomi tesisi de öncelikli desteklerimizden faydalanacak. Yatırımcılara her türlü kolaylığı sağlıyoruz. Bu yatırım kararı da tüm gayretlerimizin meyvesini verdiğini gösteriyor. Xiaomi ve Salcomp ortaklığındaki bu stratejik yatırımda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” açıklamasında bulundu.

Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan da açılışa ilişkin videosunda “Xiaomi ve Salcomp’un Türkiye’ye yatırım gerçekleştiriyor olmasından büyük memnuniyet duyuyorum. Bu yatırım teknolojisi ve ihracat potansiyeli ile son derece dikkat çekici ve stratejik bir yatırımdır. Xiaomi ve Salcomp’a aramıza hoş geldiniz diyorum. Bakanlık olarak bu alanda teşviklerimizi artırıyoruz. Rekabetçilik yönünde sağladığı avantajlarla yatırımcıya verilen destekler sayesinde doğrudan yabancı yatırım alanında çekim ve cazibe merkezi olmayı sürdürecektir. Xiaomi’ye ülkemizdeki fırsatı gördükleri için tebrik ve teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum. Bu fabrika ülkemiz için önemli bir paydaş olacak, sektörün diğer aktörleriyle önemli etkileşimler sağlayacak ve bu yatırımlarla büyük kazanımlar elde edecektir. Bu fabrikanın hayırlı olmasını temenni ediyor ve çalışanlara başarılar diliyorum” diyerek duygularını ifade etti.

Açılışta konuşma yapan Cumhurbaşkanlığı Yatırım Yurt Dışı Faaliyetler Daire Başkanı Furkan Karayaka: “Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak ülkemize gelen her türlü katma değerli yatırımdan büyük memnuniyet duyuyoruz. Sanayimizin küresel değer zincirindeki yerinin güçlenmesi için bu tür teknoloji düzeyi yüksek yatırımların artması bizim için çok önemlidir. Uluslararası yatırımlar açısından Bilgi Teknolojileri ve İletişim sektörü öncelik verdiğimiz sektörlerin başında geliyor. Bu kapsamda yatırımcı firma önemli teşviklerden faydalanıyor. Bu yatırımın tüm fazlarının gerçekleşmesiyle 2000 kişiye istihdam fırsatı sağlanacağını duymanın mutluluğu içerisindeyiz. 30 milyon dolarlık bu yatırım ülke ekonomisine ithalatı azaltma noktasında ciddi katkı sağlayacaktır” dedi.

Açılışta söz alan Çin Halk Cumhuriyeti’nin Türkiye Cumhuriyeti Olağanüstü ve Tam Yetkili Temsilcisi Liu Shaobin, Türkiye’deki Çin Büyükelçiliği adına Xiaomi Group’u tebrik ederek Türkiye’deki üretim ve faaliyetlerini sorunsuz bir şekilde sürdürmesini diledi. Bu yatırımın Çin-Türkiye yüksek teknoloji iş birliğine daha fazla ivme kazandırmasından duyduğu mutluluğu paylaştı. Shaobin sözlerine; “Bu yıl Çin ile Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 50. yıldönümü. Geçtiğimiz 50 yıl içinde her iki tarafın ortak çabaları sayesinde son derece verimli sonuçlar elde ettik. Her iki tarafın da Çin ile Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 50. yıl dönümünü, iki ülke arasındaki iş birliklerini daha da güçlendirmek ve karşılıklı ilişkilerinin gelişmesine yeni büyük katkılar sağlamak için bir fırsat olarak değerlendireceğini umuyorum” şeklinde devam etti.

Xiaomi Ortadoğu Başkanı Ronnie Wang ise: “Xiaomi olarak en büyük önceliğimiz en güncel teknolojileri adil fiyatlarla dünyanın her yerinde kullanıcılarımız için ulaşılabilir kılmak… Bu misyonla temel stratejimizi de akıllı telefonlar ve yapay zeka destekli nesnelerin interneti birleşimi üzerine kurguladık. Bu strateji önümüzdeki 5 yıl içinde 7 milyar dolar yatırım yapmayı planladığımız 5G ve yapay zeka destekli nesnelerin interneti çalışmamızın daha geniş bir versiyonu. Bu yeni strateji ile de var olduğumuz alanlardaki liderliğimizi sürdüreceğiz. 2020’nin son çeyrek raporlarına göre 54 ülkede ilk 5 telefon markasından biriyiz, 10 ülkede de birinci sıradayız. Genel anlamda da dünyanın 3 numaralı akıllı telefon markasıyız. Kurduğumuz nesnelerin interneti platformu ile 289,5 milyon cihazı birbirine bağlıyoruz. 2020 yılı içinde yüzde 19,4 büyüyerek kullanıcılarımız için daha fazla çalışma imkanına sahip olduk. Bizi Türkiye’de de kucaklayan Xiaomi severlere teşekkür ediyoruz. Bu ülkede yatırımlarımız Türkiye Devleti destekleriyle devam edecek” diyerek konuşmasını tamamladı.

Xiaomi Türkiye Ülke Müdürü Vincent Chang: “Türkiye’de lokal bir partner haline gelerek bizim için kilit görevi gören bu pazarda üretime başlamamızdan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu ülkede katma değer yaratarak istihdam fırsatları sunacak olmamız nedeniyle çok gururluyuz. Hedefimiz bu yıl için beyaz ve mavi yaka olarak 2000 kişiye iş alanı yaratmak ve 5 milyon adet akıllı telefon üretmek. İlk etapta giriş segmentindeki Redmi 9C modelimizi bu fabrikada üreteceğiz. Verdiğimiz tüm hizmetleri Türkiye’nin dört bir yanına ulaştırmak için Mi Store’larımızın sayısını da 100’e ulaştırmayı hedefliyoruz. Sürecin başından beri desteğini esirgemeyen bakanlıklarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Aynı şekilde 2019 yılından beri bizi Türkiye’nin en sevilen telefon markalarından biri haline getiren kullanıcılarımıza da teşekkür ediyoruz” dedi.

Salcomp Kıdemli Başkan Yardımcısı Travel Xue da: “Xiaomi ile atıl durumda olan bu fabrikayı yeniden inşa ederek son teknoloji üretim hatları inşa ediyoruz. Bu tesisi Xiaomi akıllı telefonları için bölgesel bir üretim merkezi haline getirmek için çalışıyoruz. Yıllara dayanan küresel uzmanlığımız neticesinde Türkiye’de de büyük işler başaracağımıza inanıyoruz. Başta personelimize yönelik eğitimlerimiz olmak üzere verdiğimiz hizmeti daha kaliteli hale getirmek için her gün daha fazla çabalıyoruz. Bu fabrikayla ilk yıl yaratılacak 200 milyon dolarlık katma değeri her yıl artıracağız. Türkiye’nin lider telefon markası olarak Xiaomi’nin Türkiye yolculuğu hız kesmeden yeni yatırımlarla devam edecek” açıklamasında bulundu.

Dünyadaki herkesin yenilikçi teknolojiler aracılığıyla daha iyi bir yaşam sürmesini sağlamak için durmaksızın çalışarak adil fiyatlarla harika ürünler üretme misyonuna sahip olan Xiaomi, Türkiye’de yerel üretimle büyümeye devam edecek..

Medianova CEO’su Serkan Sevim: “Dijital dönüşüme yatırım yapanlar kazanacak”

Dijitalleşmenin hız kazanması küresel rekabeti de artırdı. Önümüzdeki dönemde “gelişmiş ülkelerin teknolojiyi, gelişmekte olan ülkelerin de ürünleri” ürettiği uluslararası iş bölümünde köklü dönüşümler yaşanması bekleniyor. Bu kapsamda teknoloji üretimi ülkelerin küresel arenada söz sahibi olmaları için bir mecburiyet haline geldi. İçe kapalı ekonomi modellerinin yerini alan küresel ekonomi modeli neredeyse tüm ülkelerin birbiriyle rekabet edebileceği bir ekonomik konjonktürün kapılarını araladı. Bu konjonktürde söz sahibi olmak isteyen ülkeler de hem nitelikli iş gücü hem de teknolojiye yatırım yaparak önümüzdeki dönemin stratejilerini oluşturdu.

Ülkemizin dijital dönüşüme uyum sağlaması için kat etmesi gereken önemli bir mesafe var

Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği tarafından hazırlanan Dijital Dönüşüm Endeksi 2020 raporu, ülkemizin dijitalleşme konusunda geldiği noktayı gözler önüne seriyor. Endekste, Türkiye’nin dijital dönüşüme uyumu, dijitalleşmeyle ilgili 64 gösterge kullanılarak 5 üzerinden hesaplanırken, 2019 ve 2020 yılları için 5 üzerinden sırasıyla; 2,94 ve 3,06 olarak hesaplandı. 2019’dan 2020’ye %4’lük bir iyileşme oluşsa da, bu ortalama performans Türkiye’nin dijital dönüşüme uyumu açısından kat etmesi gereken önemli bir mesafe olduğuna işaret etti. Endeks, Türkiye’de yenilik ve yatırım ortamını bozan faktörler arasında yer alan ileri teknoloji ürünlerinin kamu tarafından tedariğinin ve bilişim teknolojileri alanında üniversite sanayi iş birliğinin yetersizliğini ortaya koydu.

Dijital altyapı sorunlarının giderilmesi gerekli

Endeksin ortaya koyduğu veriler ülkemizdeki altyapı sorunlarına dikkat çekti. Dijitalleşme için altyapıyı yetersiz kılan en önemli üç faktör “elektrik üretimi”, “uluslararası internet bant genişliği” ve “güvenli internet sunucuları” olarak öne çıktı.

Türkiye’de 1 milyon kişiye düşen güvenli internet sunucusu sayısının 4.340 olduğunu gösteren endeks verileri, ülkemizin bu oranla seçilmiş ülkeler ortalamasının oldukça gerisinde kalarak; Güney Kore, Brezilya, Çin, Meksika ve Hindistan ile birlikte alt sıralarda yer aldığını gösterdi.

Veriler, Türkiye’nin performansının en düşük olduğu alanlardan birisinin de “internet kullanıcısı başına uluslararası internet bant genişliği olduğunu ortaya çıkardı. Bu göstergede; en kötü performans 850 kb/s ile Honduras iken, en iyi performans 10767262 kb/s ile Hong Kong’a ait olduğu görüldü. Türkiye’nin değeri ise 94995 kb/s ile 429665 kb/s olan dünya ortalamasının oldukça altında çıktı. Buna karşın altyapı konusunda Türkiye’nin en iyi olduğu alanın ise “mobil ağ kapsamı” olduğu görüldü.

Türkiye, dijitalleşmede “kullanım” konusunda iyi

Türkiye’nin dijitalleşme konusunda en iyi olduğu alanın “kullanım” olduğunu gözler önüne seren Dijital Dönüşüm Endeksi 2020 raporu, bireysel internet kullanımı oranında Meksika ve Brezilya’nın ardından 3. sırada olan Türkiye’de, nüfusun %71,04’ünün bireysel internet kullanıcısı olduğunu gösterdi. Veriler, her 100 kişide yalnızca 16,28 sabit geniş bant internet üyeliği ile Türkiye’nin yine seçilmiş ülkeler ortalamasının altında yer aldığına dikkat çekti.

Dijital dönüşüm konusunda toplumsal farkındalığın düşük olduğuna dikkat çeken endeks, mevcut fiber altyapısının yeterli olmamasının yatırımları olumsuz etkilediğini ve altyapı yatırımları konusunda rekabet ortamının gelişmemiş olmasının da olumsuz göstergeler arasında yer aldığını gösterdi. Üniversitelerden mezun olanların, sektörün ihtiyaçlarını karşılayabilecek niteliklere sahip olmadığına dikkat çeken endeks, matematik ve fen eğitimi kalitesinin de düşük olmasına dikkat çekti.

Daha çok yazılımcıya, veri bilimciye, sistemciye ve ürün yöneticisine ihtiyacımız var

Medianova CEO’su Serkan Sevim, “Dijital dönüşümün önemini yadsımak bugün artık mümkün değil, hem altyapı hem de eğitim bağlamında çözülmesi gereken sorunlarımızın bulunduğu açık. Daha çok gencin dijital dünyaya dahil edilerek onların parlak zihinlerinden faydalanmamız gerektiğini düşünüyor; gençlerimizin, girişimcilerimizin meraklı, sorgulayan ve daha iyi eğitilmiş şekilde iş dünyasına katılmasını arzuluyoruz. Global vizyonu olan, iyi İngilizce konuşan ve çevik yöntemler ile çalışan daha çok girişimciye, yazılımcıya, veri bilimciye, sistemciye ve ürün yöneticisine ihtiyacımız var” dedi.

Önümüzdeki dönemde dijital dönüşümün daha da hız kazanacağını vurgulayan Serkan Sevim, “Yerli bir şirket olarak dijital yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Son yaptığımız yatırımlar ile Türkiye’de yerli ve yabancı dahil en büyük şirketin 5 katı kadar daha büyük bir kapasiteye ulaştık. Türkiye’nin verisinin Türkiye’de kalması için ve e-ticaretten video, müzik servislerine kadar daha hızlı dijital servisler için ülkeye güven içinde yatırıma devam edeceğiz” diyor.

Geçtiğimiz dönemde Medianova’nın toplam trafiğinin 3 katına çıktığına dikkat çeken Sevim, “Türkiye’nin en büyük altyapı operatörü olarak dünyadan da gelen talepleri başarıyla karşılamaya devam ediyoruz. Türkiye’de sekiz noktadaki yatırımlarımız sayesinde internet altyapısının en önemli oyuncularından biri konumundayız. 2021’de de yerli ve global bir teknoloji şirketi olarak tüm internet kullanıcılarına ve teknoloji şirketlerine güç vermeye devam edeceğiz” şeklinde sözlerini sürdürdü.

Stil danışmanlığı hizmeti veren Clotie, Angel Effect liderliğinde 400 bin dolar yatırım aldı

Kişisel stil danışmanlığı hizmeti ile kullanıcılara yepyeni bir alışveriş deneyimi sunan yerli girişim Clotie, Angel Effect liderliğinde 400 bin dolar yatırım aldı.

Angel Effect’in liderliğini üstlendiği bu turda ana yatırımcı APY Ventures iken Lima Ventures’ın yanı sıra melek yatırımcı olarak da Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Nazif Orakçıoğlu, Orka Holding Yönetim Kurulu Eş Başkanı Halidun Orakçıoğlu, iyzico’nun Kurucu Ortağı Barbaros Özbuğutu, Onur Gargılı, Enver Doğuş Kuran, Kemal Cihan Seyithanoğlu ve Seyfettin Ersen Erol yer aldı. Temmuz ayında APY Ventures ve Angel Effect‘ten 700 bin TL yatırım almıştı.

Gökhan Akar: “Clotie’nin başarı hikayesi yolculuğuna ikinci kez eşlik etmekten mutluyuz”

Yatırım liderliğine ilişkin değerlendirmede bulunan Angel Effect Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Akar, şunları söyledi: “Clotie’nin başarı hikayesi yolculuğuna ikinci kez eşlik etmekten mutluluk duyuyoruz. Yeni yatırımla birlikte daha da geniş kitlelere ulaşacağına, global için adımlar atacağına inanıyoruz. Bu süreçte sadece yatırım yaparak değil, sektörde tecrübeli ortaklarımız ile mentorluk ederek de yanlarında olacağız.”

Emin Özer: “Clotie pandemiye rağmen büyük bir performans sergiledi”

Albaraka Portföy Genel Müdürü Emin Özer ise “İlk yatırım turuna liderlik ettiğimiz ve ana yatırımcı olarak desteklediğimiz Clotie ekibini pandemi dönemine rağmen sergiledikleri performanstan dolayı tebrik ediyoruz. Girişimcilerimiz gerçekleştirdiğimiz yatırımlarda başarılı olmaları durumunda desteğimizin süreceğini ilk andan itibaren biliyorlar. Bu şekilde daha cesur davranabildiklerini düşünüyoruz. Bu tura katılan değerli yatırımcıların tecrübeleriyle beraber Clotie daha güçlü bir şekilde yoluna devam edecektir. Biz de bu süreçte Clotie’nin yanında olmaktan dolayı gurur duyuyoruz” dedi.

Ahmet Argun: “Teknoloji odağını güçlendirme globale açılmada etkili”

Lima Ventures Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Argun da özgün iş modeli ile tekstil e-ticaretine yeni bir soluk getiren Clotie’ye yatırım yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Argun, girişimin teknoloji odağını güçlendirmek konusunda üstlendikleri rolün, Clotie’yi uluslararası arenaya taşımakta belirleyici bir rol oynayacağına dikkat çekti.

Süleyman Nazif Orakçıoğlu: “Online styling hizmetiyle, moda sektöründe yine bir ilke imza atacağız”

“Her zaman Türkiye’de ve globalde inovasyonun ve yeniliklerin öncüsü bir marka olduk. Türkiye’deki gençlerimizin böyle güçlü adım atmaları, bizimle aynı dinamizmi paylaşmaları bizi çok mutlu ediyor” diyen Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Nazif Orakçıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Sektörün öncü markası olarak deneyimlerimizi ve operasyon gücümüzü paylaşarak, artık müşterilerimize daha akılcı ve farklı bir hizmet vermeyi hedefliyoruz. Orka Holding ve Clotie ile beraber online satış kanallarını bir üst seviyeye taşıyacağız böylece müşterilerimizin online alışveriş serüvenine “online styling” hizmetiyle, moda sektöründe yine bir ilke imza atacağız.”

Clotie kurucu ortağı Engin Can Kurt: “İlk yatırım sonrası 6 kat büyüdük”

Son olarak Clotie’nin kurucu ortaklarından Engin Can Kurt “Geçtiğimiz yıl temmuz ayında aldığımız yatırım sonrası kısa zamanda 6 kat büyüdük. Sektör deneyimleri ile Clotie’ye ekstra değer katacağını bildiğimiz, alanlarında öncü kişilerin katılımıyla tamamladığımız yatırım turu için heyecanlıyız. 2021 yılı Clotie için çok daha hızlı bir yıl olacak, sunduğumuz kişiselleştirilmiş yepyeni alışveriş deneyimini Türkiye’de ve farklı ülkelerde geniş kitlelere ulaştıracağız” diye konuştu.

Hedgeblue: Şirket hazineleri ve finansal kurumlara yönelik SaaS tabanlı algoritmalar ve ürünler geliştiren girişim

QNBEYOND’un üçüncü dönemine seçilen Hedgeblue, şirket hazineleri ve finansal kurumlara yönelik SaaS tabanlı algoritmalar ve ürünler geliştiren yerli bir girişimdir.

Aras Orhan ve Berk Orbay tarafından Ekim 2020’de İstanbul’da kurulan Hedgeblue, Fintech ve Regtech sektöründe hizmet vermektedir.

Kuruculardan Aras, hizmetin detayıyla ilgili verdiği açıklamada: “Kurumsal tecrübemizden biliyoruz ki şirket hazine ve raporlama birimleri çoğunlukla Excel’e dayalı ve manuel adımlardan oluşan süreçlere sahip. Fintech ve Regtech’in daha yaygın olduğu finans kurumlarında dahi bazı kritik süreçler Excel’de kişilerin becerileri ile ilerliyor. Hedgeblue’nun yazılım çözümleri hazine ve raporlama dünyasına yönelik algoritmalardan ve robotik otomasyon sistemlerinden oluşuyor. İlk ürünümüz hedge accounting (riskten korunma muhasebesi) olarak bilinen mevzuatsal bir konunun fiyatlaması ve otomasyonuna yönelik bir çözüm. Hedge accounting dünyada IFRS, US GAAP, China GAAP ve Japanese GAAP gibi raporlama standartlarının hepsinde olan, ancak karmaşık olarak görülen bir konu. Bizim yazılımımız Excel ve uzman ekiple birkaç gün süren süreçleri birkaç dakikaya indiriyor. Sıradaki ürünler ise daha çok optimizasyon, simülasyon ve tahmin algoritmalarına dayalı yazılım çözümleri olacak.” dedi.

Hedgeblue’nin değer önerisi

Aras: “Hedge accounting ürünümüz ile bir kaç fayda sağlıyoruz.”

Bunlar:

  1. Manuel adımlardan oluşan veri toplama, işleme ve hesaplama süreçlerini SaaS ile otomatik hale getiriyoruz,
  2. Gelecekteki hedge accounting sonuçlarına ilişkin simulasyonları platform içerisinde üretiyoruz. Bu uygulamadan faydalanan bir kurum güncel piyasa verileri ve bu verilerin gösterdiği gelecekteki (implied) sonuçları ya da mesela bütçe kurlarını girerek hedge accounting’in gelecekteki seyri hakkında fikir sahibi olabiliyor,
  3. Raporlama döneminde denetçi tarafından kontrol edilecek hesaplamalar ve ortaya çıkacak finansal raporlama kalemlerini otomatik olarak üretilip istenen formatlarda kullanıcıya sunuluyor Şu ana kadar Türkiye’de üretilen böyle bir yazılım yoktu, biz bu konuda ilk baştan-sona yazılım çözümünü geliştirdik.

“Şimdiden büyük çaplı kurumsal firmaları müşterimiz olarak bünyemize kattık. Hesapladığımız hedgelerin toplam boyutu 3.5 doların üstüne çıktı. Yurtdışına açılmadan önce ürünü yurtdışında da rekabetçi hale getirecek yeni nitelikler kazandıracağız.”

Ürünün kullanımı

Ürünümüz web tabanlı bir çözüm. Piyasa riskinden korunma işlemleri yapan (hedging) reel-sektör şirketleri ve finansal kurumların kullanımı amaçlı bir yazılım. Şu anki versiyonda hedge accounting yapmak ve sürdürmek isteyen kurumlar tarafından kullanılıyor.

Son olarak kurucular, hedefleriyle ilgili yaptığı açıklamada ise: “Şirket hazine ve raporlama birimleri tarafından ihtiyaç duyulan ve kolaylık sağlayan bir platform olmak istiyoruz. Amacımız nakit akışı ve risk yönetimi konularında karmaşık konulara gelişmiş algoritmalar ile çözüm bulurken aynı zamanda şirket üst yönetimlerini yönlendirebilecek kadar net ve anlaşılır çıkarımları da aynı platformda sunabilmek.” dedi.

Biz de egirişim olarak Hedgeblue ile ilgili tüm gelişmelere yer vermeye devam edeceğiz.

Yerli oyun girişimi Fortune Mine, Ludus Girişim Stüdyosu’ndan 850 bin dolar yatırım aldı

Mobil oyunlar geliştiren ve yeni kurulan yerli girişim Fortune Mine, oyun girişimlerine yatırım yapmak için kurulan fon Ludus Girişim Stüdyosu‘ndan 850 bin dolar yatırım aldığını açıkladı.

Ludus Girişim Stüdyosu ilk yatırımını ünlü twitch yayıncısı Cantuğ Özsoy’un da kurucusu olduğu HEY Games’e yapmıştı. Bu yıl içerisinde 3 girişime daha yatırım yapması bekleniyor.

850 bin dolarlık tohum öncesi yatırımı alarak; Deniz Korzay, Bulut Korzay, Utku Sarıdede ve Özer Höbek tarafından yeni kurulan Fortune Mine, hızlı bir şekilde büyüyüp sosyal oyun alanında sektör liderlerinden biri olmayı hedefliyor.

Kurucu ortaklardan Deniz Korzay, “Fortune Mine Mobile Gaming Studio olarak ana amacımız, mobil oyun pazarının en çok büyüyen alanlarından biri olan sosyal etkileşim odaklı oyunlar dizayn ederek oyuncuların keyifli zaman geçirmesini sağlamak. Öncelikli hedefimiz ise ilk 12-18 aylık periyotta ekibimizi hızla büyüterek özellikle Kuzey Amerika ve Avustralya bölgelerinde oyun listelerinde ilk sıralara ulaşmak. Mobil oyun ve reklamcılık sektöründe deneyimli ve uluslararası tecrübelere sahip kurucu ekibimiz ve LUDUS gibi kendini global arenada kanıtlamış bir girişim stüdyosunun desteğiyle yola çıkıyor olmaktan ötürü fazlasıyla gururlu ve heyecanlıyız.” şeklinde iletti.

Ludus’tan egirişim’e yapılan açıklamada ise: “Türkiye’de öncülük etmeyi istediğimiz girişim stüdyosu modeliyle Fortune Mine’a hedefleri doğrultusunda her türlü desteği sağlamak istiyoruz. Sosyal oyunların büyüme hızının devam edeceğini ön görüyor ve Fortune Mine’ın bu alanda önemli işlere imza atacağına inanıyoruz. Önümüzdeki süreçte farklı oyun kategorilerine yatırım yapmaya devam edeceğiz.” şeklinde açıklamada bulundu.

Ludus Girişim

Sanat eseri yatırım platformu ARTIOX, 7 milyon TL değerleme ile 700 bin TL yatırım aldı

Sizlerle ilk kez geçtiğimiz ay içerisinde detaylarına yer vererek paylaştığımız yeni nesil sanat eseri yatırım platformu Artiox, ikinci turda Keiretsu Forum Türkiye yatırımcıları; Alesta ve Sertaç Özinal‘dan yatırım aldı.

Tuncay Dakdevir ve Cemal Doğan tarafından kurulan girişim, Mayıs 2019’da aldıkları tohum öncesi yatırım ile şirketlerini kurarak Artiox’u geliştirmeye odaklandı. Uzun ve yoğun tempoda geçen ürün geliştirme döneminin ardından yaklaşık 6 ay da testnet sürecinde gerçek kullanıcılar ile testlerini gerçekleştirdiler. Geçtiğimiz Ağustos ayında ise Artiox’u yayına alarak ilk eser arzlarını gerçekleştirdi.

Artiox, blockchain teknolojisi ile değerli (yatırım sınıfı) sanat eserlerini tokenize ederek kullanıcıların diledikleri miktarda bu sanat eserlerine yatırımı yapabilmelerini ve bu yatırımlarını kolayca yönetebilmelerini sağlayan platformdur.

Artiox’ta listelenen sanat eserlerinin hepsi eksper onaylı, sigortalıdır ve her esere özel bir ‘token’ bulunmaktadır. Böylece kullanıcılar tek bir sanat eserine yüklü miktarda fon ayırmak yerine kullanmak istedikleri fonlarını çeşitli eserlerle değerlendirerek kendilerine bir portföy oluşturabiliyorlar ve 7/24 aktif olan platform sayesinde portföylerinin anlık değerlerini gözlemleyebiliyorlar. Üstelik kullanıcılar geleneksel modellere göre sanat yatırımlarını daha etkin yönetebiliyorken aynı zamanda çok daha düşük komisyon oranlarıyla işlemlerini gerçekleştiriyorlar.

Girişimin kurucuları: “Şöyle ki Artiox yayına geçtiği günden bu yana platform üzerinde gerçekleşen alım-satım hacimlerinin toplamı geçtiğimiz ay 2 milyon TL üzerine çıkmıştı. Ve bunu sadece 200 bin liralık eser arzı ile gerçekleştirdik.

Ayrıca: “Şu an aktif olarak Artiox gibi çalışır durumda bir platform yok. Avrupa ve Asya’da birkaç ekibin bize yakın modeller için çalıştığını biliyoruz ancak Artiox gerek kolay al-sat bölümü, gerekse gelişmiş al-sat bölümü ve güçlü ‘matching engine’i ile onu takip eden ekiplerden çok önde. Ayrıca son zamanların popüler konusu NFT’ler (non-fungible token) özellikle dijital sanat eserlerinin son kullanıcıya ulaşmasında ve değer görmesinde etkili oldu. Dijital sanat eserleri ile ilgili olarak şu an için NFT tarafındaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Altyapımız NFT ile temsil edilen dijital sanat eserlerini platformumuzda listelemeye uygun. Ancak bu konuda gelişmelerin yatırımcı tarafına zarar vermeyecek şekilde ilerlemesini, dijital sanat eserleri tarafında taşların yerine oturmasını bekliyoruz.” açıklamasını da yaptılar.

Girişimin gelir modeli

Eserler listelenirken koleksiyoner tarafından talep ettikleri bir listeleme komisyonu ve kullanıcıların gerçekleştirdikleri her işlemden aldıkları yüzde 0.5’lik alım-satım komisyonu bulunuyor.

Kurucular: “Şunu belirtmek isteriz ki sanat en güvenli varlık saklama araçlarından biri olarak görülüyor ancak son kullanıcının daha önce sanat yatırımlarına ulaşım imkanları oldukça kısıtlıydı. Buna rağmen dünyada yıllık 65 Milyar dolar üzerinde sanat market hacmi bulunuyor. Artiox modeliyle yukarıda bahsettiğim gibi hem bu hacim katlanarak artacak hem de sanat yatırımlarına ulaşım imkanları daha demokratik hale gelmiş olacak. Böylece daha çok katılımcının olacağı bu market büyürken aynı zamanda sanatçılar için yeni fırsatların ortaya çıkacağına inanıyoruz.” dedi.

Girişimin hedefleri

Tuncay ve Cemal hedeflerle ilgili: “Yatırımcılarımızın bize duyduğu güven için teşekkür etmek istiyorum bu konuya başlamadan önce. Aldığımız bu yatırım ile ekibimize bazı pozisyonlarda takviye yapacağız ve Artiox’u daha geniş kitleler ile tanıştıracağız. Bugüne kadar pazarlama tarafında hamlelerimiz olmamıştı, daha çok platformumuzda bulunan kullanıcılarımızın bizi önermesiyle yol almıştık. Biz bu süreci Artiox’ta yeni sezon başlıyor şeklinde yorumluyoruz. Bu sezonun daha hareketli ve büyüme odaklı geçeceğini hepimiz biliyoruz ve çok heyecanlıyız. Çok geçmeden platformumuzda listelenen eser sayısında artış ve kullanıcı tarafında yüksek sayıları görmeyi planlıyoruz. Bu yılın sonuna doğru ise platformumuzu yurtdışı kullanıcılarımız ile buluşturmayı düşünüyoruz.”

Girişimle ilgili yeni gelişmeler oldukça sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Houze Istanbul: Fikirlerin hayata geçirilmesi için Reynmen liderliğinde kurulan yeni nesil ev

Houze İstanbul, sosyal medya dünyasında Reynmen olarak bilinen asıl adı Yusuf Aktaş‘ın liderliğinde fikirlerin hayata geçirildiği bir ev olarak konumlandırıldı.

Video içerisinde Influencer Mehtap Algül de, röportaja konuk olarak kadın girişimcilere kendi Instagram hesabı üzerinden destek vereceğini açıkladı. Bu destekten faydalanmak için [email protected] adresine bir eposta göndermelisiniz.

Stars of Region’ın 2021 yılı yarışmasını kazanan girişimler: Blok-Z, Nanomed, PulpoAR

Girişim ekosistemi tüm dünyada iş yapış şekillerini değiştirirken bölgenin en büyük iş ve ekonomi buluşması etkinliklerinden biri olan Uludağ Ekonomi Zirvesi, bu yıl yine Google Türkiye sponsorluğunda ve Galata Business Angels iş birliğiyle bir kez daha düzenlendi.

Ülkeyi aynı zamanda bir girişimcilik üssü olarak da konumlandırmayı amaçlayan Stars Of Region’ın kazananları, zirvenin ilk gününde gerçekleşen törenle açıklandı.

Stars Of Region 1.’lik ödülünü Blok-Z alırken, PulpoAR 2.’lik ve Nanomed 3.’lük ödülüne layık görüldü. Artficial ise jüri özel ödülünü almaya hak kazandı. Seçilen ilk 3 girişim sırasıyla 1000 dolar, 2000 dolar ve 5000 dolar para ödülü de kazandı.

Dünyaya örnek olacak projeler

Stars Of Region 2021’in birincisi olan Blok-Z, enerji sektöründe yazılım hizmetleri sunuyor. 2018 yılında kurulan şirket, enerji sektöründeki dijital dönüşüm sürecinin blok zincir ile gerçekleştirilmesine destek oluyor. Blok-Z, herkesin yeşil enerjiye ekonomik, şeffaf ve takip edilebilir şekilde erişimine olanak sağlıyor.

Stars Of Region’ın ikincisi olan PulpoAR, sanal deneme çözümleri sunuyor. Güzellik markalarına terzi usulü çözümler sunan PULPOAR, gerçekçi ve kolay entegre edilebilen sanal deneme altyapısı ile son kullanıcıya ürünü satın almadan önce deneyimleme ve deneme fırsatı veriyor.

Üçüncülük ödülünü almaya hak kazanan Nanomed, 2017 yılından bu yana sağlık biyoteknolojileri alanında inovatif ürünler geliştiriyor. NANOMED, geliştirdiği biyosensörlerle tanı sürecini kısaltıp maliyetleri düşürüyor.

Jüri Özel Ödülü’ne layık görülen Artficial, İtalya merkezli heykel sanatının 3D baskı ile klonlanmasını sağlayan bir platform. Artficial, talep edilen heykelin 3D kopyasını alıp, 3D yazıcı ile istenilen boyutta ve renkte yeniden oluşturulmasını gerçekleştiriyor.

Yarışmacılar başvuruları ardından öncelikle bir ön elemeye tabi tutuldular. Yarı finale kalan adaylarla yapılan görüşmeler sonrasında toplam 10 finalist belirlendi. Finale kalan 10 girişimci sunumlarını Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde yaptı. GBA yatırımcıları ve Zirve’nin konuşmacılarından oluşan liderler karşısında gerçekleşen sunumlarla ilk 3 belirlendi. Kazananların belirlenmesinde, girişimci fikirlerin özgünlüğü, ölçeklenebilirliği, pazarın büyüklüğü, girişimin yarattığı giriş bariyeri, girişimcinin ve ekibinin geçmiş deneyimleri göz önünde bulunduruldu.

Citrix, çalışma yönetimi çözümleri sunan Wrike’ı 2.25 milyar dolara satın aldı

Dijital çalışma alanı ve uygulama sağlama çözümlerinde dünya lideri olan ve Türkiye ülke müdürlüğünü Serdar Yokuş‘un yaptığı global şirket Citrix, yaklaşık 2.25 milyar dolar nakit karşılığında, hizmet olarak sunulan yazılım alanında iş birliğine dayalı çalışma yönetimi çözümlerinin lider sağlayıcısı olan Wrike‘ı satın alma işlemini tamamladığını duyurdu.

Bu satın alma ile Citrix, tüm çalışanların ve ekiplerin istenen her çalışma kanalı, cihaz veya konumda tüm çalışma türlerine mümkün olan en verimli, etkili ve güvenli bir şekilde erişmelerini, iş birliği yapmalarını ve bunları yürütmelerini sağlamak üzere sektörün en kapsamlı, bulut tabanlı çalışma platformunu sunacak.

Citrix’in Başkanı ve Yönetim Kurulu Başkanı David Henshall şunları söylüyor: “Citrix, otuz yılı aşkın süredir BT kuruluşlarına, çalışanların işlerini yapmak için ihtiyaç duydukları uygulamaları, içeriği ve iş hizmetlerini güvenli bir şekilde sunmalarına olanak tanıyan dijital çalışma alanı altyapısı sağlamada lider olmuştur. Wrike’ın, Walmart, Fitbit, Siemens Smart Infrastructure, Chosen Foods ve diğer pek çok kuruluş gibi önde gelen şirketlerin, daha verimli ve iş birliğine dayalı çalışma yürütmeyi desteklemek için güvendikleri iş birliğine dayalı çalışma yönetimi yeteneklerinin eklenmesiyle birlikte, işleri bir üst seviyeye taşıyabilir ve kişilerin, ekiplerin ve kuruluşların en iyi şekilde performans göstermelerini sağlayabiliriz.”

Çalışan Deneyiminin Dönüştürülmesi

Dijitalleşmenin yanı sıra esnek ve hibrit çalışma modellerinin kullanımı hızlanmaya devam ediyor. Ancak karmaşık ve dağıtılmış çalışma ortamları, çalışanları engelleyen, verimli ve anlamlı çalışmanın önüne geçen farklı türde bir dizi uygulama, iletişim kanalı ve cihazla dolu. Enterprise Strategy Group’un kıdemli analisti Mark Bowker şöyle diyor: “Çalışanlar için güvenli ve basitleştirilmiş bir çalışma deneyimi sağlama ihtiyacı hiç bu kadar önemli olmamıştı. Çalışanların günümüzün hibrit çalışma ortamında ilgili ve üretken olmaya devam etmeleri için şirketlerin, onlara işlerini yapmak üzere ihtiyaç duydukları kaynaklara güvenli ve güvenilir erişim sunmakla kalmayıp aynı zamanda tüm çalışma kanalları, cihazlar ve konumlar genelinde daha verimli ve etkili çalışmalarına imkan tanıyacak araçları da sağlamaları gerekiyor.”

Citrix ve Wrike ile işte bunu başarabilirler.

Çalışmanın Basitleştirilmesi

Citrix Workspace™, çalışma kaynaklarını birleştirme ve bunların güvenliğini sağlama ve çalışma türleri arasındaki iş akışlarını sorunsuz hale getirme becerisi bakımından benzersiz bir uygulama. Citrix, Wrike ile birlikte, proje tabanlı çalışma, portföy yönetimi ve diğer iş birliğine dayalı çalışma türleri için sınıfının en iyisi, iş birliğine dayalı çalışma yönetimi çözümüyle yeteneklerini daha da geliştirecek.

Citrix, Wrike ve Citrix Workspace’i bir araya getirerek, aşağıda belirtilenler aracılığıyla, işlerin yapılma biçimini dönüştüren gerçek bir dijital çalışma platformu sağlayacak:

  • Hizmet olarak sunulan yazılım uygulamaları, web uygulamaları, mobil uygulamalar, sanal masaüstü bilgisayarlar, içerik ve iş hizmetleri dahil olmak üzere, tüm iş kaynaklarının güvenli bir şekilde sunulması
  • Uygulamalar, içerik, veriler, projeler ve iş akışları için yerel birleştirme ve entegrasyonlar
  • İş akışı otomasyonu için yerleşik, az sayıda kod içeren/kod içermeyen araçlar
  • Strateji/hedef planlama ile portföy planlamadan kapasite planlaması, proje yürütme ve proje içgörü ve analitiği ile proje planlamaya kadar kuruluş genelinde çeşitli çalışma seviyelerini yürütmek için güçlü proje ve çalışma yönetimi araçları

Citrix Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Wrike Genel Müdürü Andrew Filev ise “Yenilikçi şirketler; modern, çevik bir kuruluşu güçlendirmek için çalışanlarının çalışma şeklini dönüştürmeleri gerektiğini anlıyorlar. Wrike’ın iş birliğine dayalı iş yönetimi inovasyonlarını Citrix Workspace ile birleştirerek, işletmelerin değişen çalışma tarzlarına ve iş gereksinimlerine hızlı bir şekilde uyum sağlamalarına ve çalışanlarının yaşamlarının en iyi işini yapmalarına olanak tanıyan, deneyim odaklı bir çalışma platformu sunabiliriz.” dedi.