Ana Sayfa Blog Sayfa 599

Paym.es üzerinden satışı gerçekleştirilen ürünler, gelal ile hızlı bir şekilde teslim edilecek

Kargo ve taşımacılık sektörünün dijital dönüşüm öncüsü gelal, e-ticarete hız kazandıracak bir marka iş birliğine imza attı. İş birliği kapsamında online ödeme platformu Paym.es üzerinden satışı gerçekleştirilen ürünler, alıcısına dakikalar içinde teslim edilecek.

Akıllı cihaz kullanımının artması, pandemi etkisi ve sosyal medya platformlarının e-ticarete uyumlu hale gelmesiyle e-ticaret yapan kişi ve marka sayısında büyük artış görüldü. Son zamanların yükselen trendi “online satış”, gelal & paym.es iş birliği ile hareketlilik kazanıyor.
Kargoları aynı yöne giden taşımacılarla buluşturan gelal, “hızlı kurye” ve “hızlı kargo” seçeneklerinde Paym.es kullanıcılarına özel avantajlar sunuyor. Online ödeme platformu Paym.es üzerinden satılan ürünler, gelal uygulaması ile alıcısına hemen ulaştırılıyor. İş birliği kapsamında gelal uygulamasına gönderici ya da taşımacı olarak kayıtlı tüm kullanıcılar, Paym.es üzerinden düşük komisyon avantajıyla online satış yapabiliyor.

Online satış süreci kolaylaşıyor

gelal bu iş birliği ile online satış yapan bireysel kullanıcılara kurye ve kargo sürecinde hız kazandırarak e-ticaretin gelişmesine katkıda bulunuyor. Kullanıcıların tüketicilere daha hızlı ulaşmasını sağlayarak satış sürecini kolaylaştırmayı hedefliyor.

Paym.es aracılığıyla sosyal medya üzerinden giyim, takı tasarımı, ev aksesuarları gibi ürünlerin yanı sıra; el yapımı ürünler ve butik kurabiyeler gibi hassas taşıma gerektiren ürünler de satılıyor. Kargoları aktarmasız taşıyan gelal ile hassas taşımalar da güvenle yapılıyor. Kargo taşımaları için gün ve saat sınırlaması bulunmadığından, müşteri memnuniyetinin de artması ve teslimat sürecine hız kazandırılması hedefleniyor.

Yeni girişimcilere destek

Dünya Sağlık Örgütü’nün ve Sağlık Bakanlığı’nın uyarıları doğrultusunda alınan önlemler, tüketicileri temassız alışverişe yönlendirdi. Verilere göre pandemi döneminde mobil alışveriş deneyiminde ve kredi kartı kullanımında büyük artış görüldü.

Tüketicilerin mobil alışverişi tercih etmesiyle birlikte, online satış yolunu açmak isteyen yeni girişimler doğdu. gelal & paym.es iş birliği yeni girişimleri de destekliyor. Gelir modelini her satış için %6 komisyon üzerine oluşturan Paym.es, gelal kullanıcılarına özel %1.99 komisyon avantajı sunuyor. Kullanıcılar böylece ürünlerini sosyal medya aracılığıyla satışa çıkarabiliyor.

Paym.es üzerinden en çok satış yapılan şehirlerin başında, İstanbul, İzmir ve Ankara geliyor. İlk olarak İstanbul teslimatları için yapılan iş birliğinin, teknolojinin gücüyle kısa sürede tüm Türkiye’ye açılması hedefleniyor.

BtcTurk, Bitcoin geliştirme platformu Brink’e 210 bin dolarlık fon sağladı

Kripto para borsası BtcTurk, Bitcoin’in geliştirilmesi amacıyla 2020’de John Pfeffer ve Wences Casares’in finansal sponsorluğunda kurulan ve kâr amacı gütmeyen Brink’e 210 bin dolarlık fon sağladı.

Sponsorluk sayesinde Brink, açık kaynak kodlu Bitcoin yazılımını geliştirmeye odaklanan yazılım geliştiriciler fon sağlarken aynı zamanda geliştiricilere rehberlik ediyor.

Brink’in geliştiricilere sağladığı burs ve hibe fonlarını BtcTurk’ün de aralarında bulunduğu, dünyanın en büyük kriptopara alım satım platformları ve vakıflar, program sponsoru olarak sağlıyor. Bitcoin protokolü için araştırma ve geliştirme yapmak isteyen yazılım geliştiricilerinin programlara başvuru, seçilme, finansal koordinasyonu aşamalarını yöneten Brink, destekçilere gerekli bilgi ve süreci sağlayarak hizmet veriyor.

BtcTurk, Brink’in destekçileri arasında yerini aldı

BtcTurk, Brink’e destek sağlayan Nexo, Gemini, Kraken, Square Crypto ve Human Rights Foundation’ın bulunduğu sponsorların arasına katıldı. Burs programında seçilen yazılım geliştiricileri 1 yıllık programa dahil oluyor. Seçilen kişiler Brink direktörlerinin deneyimlerinden faydalandıkları bu dönemde, Bitcoin çekirdek sisteminin tüm yönlerini öğrenerek projeye katkı sağlamaya başlıyorlar. Bu sayede burs programına kabul edilen ve bu dönemi tamamlayan yazılım geliştiricileri, Bitcoin çekirdek sisteminde ve diğer açık kaynak kod projelerinde programda edindikleri deneyimi hayata geçirme şansı elde ediyor.”

BtcTurk CTO’su Ozan Yurtseven; “Yeni nesil hizmet anlayışıyla 2021 yılında 3 milyonu aşan kullanıcımıza en iyi hizmet sunarken, sektörümüz için de katma değerli işler yapmaya devam ediyoruz. BtcTurk olarak, sektörün geleceğine ışık tutmak için her daim çalışıyor ve sektörün küresel gelişimine katkı sunuyoruz. Bu yaklaşımla, Bitcoin’in gelişimi için çalışmalar yürüten, yazılımcılar için eğitim ve mentörlük sağlayan Brink ile önemli bir iş birliğine imza attık. Böylelikle, Bitcoin’in uzun vadeli sürekliliği ve başarısı için çalışan yazılım geliştiricileri için sürdürülebilir finans modelini desteklemiş olduk. Sizlerin de bildiği gibi Bitcoin arzı tüm dünyada 21 milyon ile sınırlı. Bu sınırlamaya atıfta bulunmak için BtcTurk olarak Brink’e 210.000 dolar fon sağladık. Bitcoin’e olan güvenimiz ve inancımız ile bu alanda çalışacak olan yazılım geliştiricilerini fonlayarak küresel sektörü desteklemek bizi gururlandırıyor” dedi.

Türkiye’den çıkan Palo Alto merkezli girişim Code2, ScaleX’ten 1 milyon dolar yatırım aldı

Türkiye’den çıkan Palo Alto merkezli teknoloji girişimi Code2, Scalex’ten 1 milyon dolarlık yatırım aldığını duyurdu. Bu yatırım ile şirket bir süredir üzerinde çalıştığı no-code web uygulaması geliştirme platformunu kullanıma sundu. Şirketlerin ve girişimcilerin kodlama yapmadan kapsamlı uygulama geliştirmesini amaçlayan Code2, ScaleX Ventures önderliğinde çekirdek yatırım aldı.

Code2 CEO’su Mustafa Sakalsız, “Günümüzde bilinen gelişmiş low-code/no-code platformları kurumsal şirketlerin iç uygulamalarını hedefliyor. Oysa çoğu girişim, kod yazma becerilerinden bağımsız olarak, ürünlerini en kısa zamanda kullanıcılarına ulaştırma derdinde. Girişimler büyüyor, ihtiyaçları giderek karmaşık hale geliyor. Bugün piyasada bulunan ve girişimleri hedefleyen no-code platformlar bir aşamadan sonra bu ihtiyaçlara yanıt vermiyorlar. Biz Code2 olarak sadece prototip veya ilk sürümden ziyade, uygulamanın tüm aşamalarında müşterilerimizin kullanabileceği bir platform geliştiriyoruz,” diyerek şirketin vizyonunu açıkladı.Ayrıca Sakalsız, “No-code platformları yazılım yapmak isteyenler için teknoloji bariyerlerini ortadan kaldıracak” diye ekledi.

Sektör 2022 yılında 21 milyar dolar hacme ulaşacak

No-code platformları yalnızca yazılımcı olmayan insanların işini kolaylaştırmakla kalmıyor. Neredeyse yazılım olmadan bir işin yapılmadığı talepkâr ve zorlu iş dünyasında, geliştiricilerin de sınırları zorlanıyor. Bu da yazılımcıları daha hızlı sonuç elde etmek için çözüm arayışına itiyor. “Code2 bir hevesin sonucunda ortaya çıkmadı, ” diyor Code2 CTO’su Veli Öztürk ve ekliyor:

“Code2 iki teknik kökenli girişimcinin yirmi yıllık kariyerlerindeki deneyimlerden süzülerek ortaya çıkmış bir ürün. Code2 biz geliştiricilerin sevmediği yinelenen, tekdüze işleri yapmaktan kurtarıyor ve böylelikle bir organizasyonun en değerli parçası olan insanları, yaratıcılıklarını ve becerilerini daha iyi kullanabilecekleri işlere yönlendirmeye yardımcı oluyor.”

Yazılıma duyulan talep, yazılımı üreten geliştiricilerin sayısına kıyasla çok daha hızlı bir biçimde artıyor. Özellikle yetenekli geliştiricilere cazip imkânlar sunamayan ilk aşama girişimler bu durumdan olumsuz etkileniyorlar. Bu boşluğu doldurmaya en büyük aday ise girişimlerin yazılımcı ihtiyacını ciddi oranda azaltan low-code/no-code platformları. Yayımlanmış sektör raporları bu beklentiyi doğruluyor ve low-code/no-code sektörünün 2022 yılı itibarıyla 21 milyar dolar ölçeğinde bir sektör haline gelmesi bekleniyor.

Code2, erken seviye girişim sermayesi şirketi ScaleX Ventures’ın başını çektiği ve Code2’nin ilk müşterisi Aytekin Oldaç ile PrimeTek kurucusu Çağatay Çivici’nin de dahil olduğu bir yatırımcı grubundan 1 milyon dolar yatırım aldı bile. ScaleX’in kurucu ortakları Dilek Dayınlarlı ve Berkay Mollamustafaoğlu, son yıllarda yazılıma yönelik talebin 5 misli arttığını vurgularken şunları söyledi: “Bu talebi mevcut yazılımcı sayısıyla karşılamak mümkün değil. Dolayısıyla, Code2 gibi platformlara olan ilginin büyük bir hızla artacağını öngörüyoruz. Mustafa ve Veli yazılım sektörünün ne yöne doğru ilerlediğini görüyorlar ve ellerinde geleceğin ihtiyaçlarına yanıt verecek bir ürün ve vizyon var.”

Turkcell Superonline’ın genel müdürü Emre Erdem oldu

Turkcell’in dünya ile aynı anda fiber internet çağını başlattığı şirketi Turkcell Superonline’ın genel müdürlüğüne Emre Erdem atandı. Erdem bu kapsamda, bireysel ve kurumsal müşterilerin sabit ses ve internet çözümlerinin yanı sıra uluslararası operatör iş birliklerinin yönetiminden de sorumlu olacak.

Telekomünikasyon alanında yaklaşık 20 senelik deneyimi bulunan Erdem, 2007 yılından beri Turkcell Grup bünyesinde çeşitli görevlerde bulundu. Yüksek kalite ve hızda internet sağlayarak bireylerin yanı sıra kurumların da dijitalleşmesine katkı sağlayan Turkcell Superonline, Türkiye’nin bölgesel bir veri iletişim üssü olması için gerçekleştirmesi gereken altyapı atılımlarına da öncülük etmeye devam edecek.

Emre Erdem kimdir?

İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümü mezunu olan Emre Erdem, Turkcell Superonline Genel Müdürü olarak atanmadan önce Uluslararası ve Toptan Satış Direktörü olarak Turkcell Grubu’nun ulusal ve uluslararası operatörler ile gerçekleştirdiği ses, data, uluslararası dolaşım ve dijital iş birlikteliklerinin ticari operasyonları ve müşteri yönetiminden sorumluydu. Turkcell ailesine 2007 yılında katılan Erdem, grubun çeşitli şirketlerinde müdürlük ve direktörlük pozisyonlarında yer aldı. Profesyonel iş hayatına 2000 yılında Arthur Andersen’da finansal denetimci olarak başlayan ve 2004 yılına kadar Ernst&Young’da çalışan Erdem, Borusan Telekom’da üstlendiği yöneticilik göreviyle telekomünikasyon sektörüne geçiş yaptı.

Lumnion, InsureTech Hub Munich’in NXT programına dahil olan ilk yerli girişim oldu

Sizlere geçtiğimiz hafta içerisinde Sabancı Ventures ve StartersHub’dan 4.5 milyon TL üzerinde yatırım aldığını duyurduğumuz Lumnion, Avrupa’nın en iyi sigorta teknolojileri programlarından InsureTech Hub Munich‘in NXT Programına dahil olarak burada yer alan 25 sigorta şirketi ve Avrupalı yatırımcılara çözümlerini sunarak Almanya pazarına giriş yapıyor.

DIA Community tarafından 2021 yılında izlenmesi gereken 100 sigorta teknolojisi şirketi arasında gösterilen, İTÜ Çekirdek 2020 Insuretech ve Top 20 girişimlerinden olan sigorta teknolojileri şirketi Lumnion, sigorta sektörüne yönelik yapay zekâ ve makine öğrenmesi tabanlı risk fiyatlama platformları geliştiriyor.

Yurt içinde ve yurt dışında sektörün önde gelen birçok şirketiyle çalışan Lumnion’un yarattığı modüler platform, sigorta şirketlerinin risk modellemesini bütün kabul edilmiş makine öğrenmesi algoritmalarını da kullanarak yapabilmesine, portföyleri üzerinde aldıkları ticari kararları optimize etmek için simülasyonlar yapmasına ve günlük saha fiyatlamasını yönetmesine olanak sağlıyor. Bunun yanı sıra, platformun davranışsal optimizasyon özelliği sayesinde fiyatlamayı müşteri bazında kişiselleştirmek de mümkün oluyor.

Lumnion tarafından geliştirilen özel metotla kara kutu olarak tanımlanan birçok makine öğrenmesi algoritmasının sonuçları anlaşılır ve şeffaf hale getirilerek sigorta fiyatlamasında kullanılabiliyor.

Sabancı Ventures ve StartersHub’dan aldığı yatırım sonrasında yurt dışı operasyonlarının gelişimini hızlandırmayı planlayan Lumnion, Almanya’nın ardından Avusturya ve İsviçre pazarına da girerek tüm Avrupa pazarında etkin konuma gelmeyi hedefliyor.

Mobil oyun geliştiricisi ve yayıncısı CrazyLabs, 4 milyar indirilmeyi geçti

Şirket portföyüne sadece geçen yıl içerisinde 1 milyardan fazla indirme ekledi. Kasım 2020’de de genel toplamda 3.5 milyar indirilmeyi devirmişti.

CrazyLabs’in 3.5 milyar indirilen portfolyosundan dikkat çeken yapımlar arasında sırasıyla 90 ve 80 milyon indirilme sayılarına ulaşan Tie Dye ve ASMR Slicing yer alıyor. Aynı zamanda Arcylic Nails 60 milyon indirilme alırken, CrazyLabs’in yeni yapımı Phone Case DIY şimdiden 60 milyon indirilmeyi geçti.

Phone Case DIY’ın yayınlanma hikayesi şubat ayında Pocket Gamer’da paylaşılmıştı. İndirmelerdeki bu kilometre taşı, CrazyLabs’in, Polonya’da açacağı beşinci hyper-casual hızlandırıcı merkezi CrazyHubs Varşova’nın duyurulması ve CrazyHubs İstanbul açılışının da yaklaştığı bu anlamlı dönemde geldi.

Hyper-casual hızlandırma merkezi olan CrazyHubs, ilk olarak Hindistan’ın Mumbai şehrinde karşımıza çıktı.

CrazyLabs 2021’in sonuna kadar 8 ila 10 hub’ı dünyaya açmayı planlıyor. Firmanın, şu an Hindistan, Türkiye, İsrail, Sırbistan ve Polonya’da hyper-casual programları bulunuyor.
Crazyhub İstanbul’un ilk dönem kayıtları 12 Nisan’da kapanacak ve program mayıs ayının başında başlayacak. Geliştiriciler program başladıktan sonra da ilk dönemin ardından başlayacak olan ikinci dönem için başvuru yapabilecekler.

CrazyLabs’in CEO ve kurucusu Sagi Schliesser. “Dünyanın birçok bölgesinden 350 partnerimiz ve oyun stüdyolarımız var. CrazyHubs’ın hyper-casual eğitim program ve geliştiriciler ve oyun stüdyoları için boot cap’leri ile bu sayıyı önemli ölçüde artırmayı hedefliyoruz.” dedi.

Brisa’dan girişimler için gelişim ve mentorluk programı: Startup Pitch Perfect

Türkiye’nin girişimcilik ekosistemini geliştirmek ve yeni iş alanlarında girişimcilere fırsat tanımak amacıyla hareket eden Türkiye lastik pazarı lideri Brisa, girişimcilere yönelik programlarına bir yenisini ekledi.

Brisa’nın Startup Pitch Perfect adını verdiği ve Viveka İnkübasyon Merkezi ile Brisa Akademi iş birliğiyle hayata geçirdiği bu gelişim ve mentorluk programı kapsamında 11 Brisalı mentor 11 Girişimci ile buluştu.

Startup Pitch Perfect

Müşteri görüşmeleri ve iletişim stratejileri konusunda kendini geliştirmek isteyen startuplara yönelik tasarlanan Startup Pitch Perfect programı kapsamında girişimcilere 50 saatin üstünde mentorluk seansı ile Brisa Akademi desteğiyle; Hikâye Anlatıcılığı, Müşteri Memnuniyeti, İkna ve Pazarlık Becerileri üzerine online eğitimler verdi. Kasım 2020’de başlayıp Şubat 2021’de sona eren program boyunca girişimciler daha önce başarıya ulaşmış girişimcilerin deneyimlerini dinleme ve “Startup iş birliklerinde karşılıklı hukuki koruma” konusundaki webinara katılma fırsatı da buldular.

Programın final gününde, girişimciler Brisa çalışanlarına sunum yaptı. Sunumları bir girişimci gözüyle dinleyen Brisalılar, yatırıma değer gördükleri projelere oy verdi. En çok sanal yatırımı alan proje Patika Robotics olurken, izleyicilerin kalbini kazanan girişim ise Xena Vision oldu.

Brisa CIO’su Tekin Gülşen, Brisa’nın startuplara bakışı ve Startup Pitch Perfect Programı ile ilgili şunları söyledi: “Brisa olarak startup dostu bir firmayız. Startup iş birlikleri ile hem yeni girişimcilere fırsat vererek Türkiye’nin girişimcilik ekosisteminin gelişmesine katkıda bulunuyoruz hem de bunu bize farklı bakış açıları ve yetkinlikler getiren bir fırsat olarak görüyoruz. Startup taramaları ve Yolculuğun Öncüleri açık çağrı platformumuzla gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla her sene 150 yeni girişimciyi iş birimlerimizle tanıştırıyoruz. Startup Pitch Perfect Programı da bu anlayışın bir sonucu olarak ortaya çıktı. Viveka İnkübasyon Merkezi ile başlattığımız program ile Brisa Akademi eğitim yetkinliğimizi ve İnovasyon ekiplerimizin startup’larla yaptıkları iş birliklerinden edindikleri deneyimi ekosistemdeki girişimcilere aktarmayı hedefledik. İç yetkinliklerimizi girişimcilere aktararak aslında sektörde mevcut bilgi birikiminin devridaimini de sağlıyoruz. Bu programı ayrıca Brisa ekiplerimizin mentorluk ve iş birliği yetkinliklerini geliştirdiği için de önemli buluyoruz. Girişimcilerle iş birliklerimiz devam edecek.”

İki yerli girişim Bizero Robotics ve Nanosilver, dezenfeksiyon robotu üretimi için iş birliği yaptı

Teknopark İstanbul girişimlerinden Nanosilver ve Bizero Robotics ile hijyen ve dezenfeksiyon robotu üretimi için iş birliği yaptı.

Bizero’nun Pika yarı-otonom teslimat robotu üzerinden geliştirilen dezenfeksiyon robotu Pika-Hygo, belirlenen rotalarda halka açık alanların ve paylaşımlı araçların dezenfeksiyonu için tasarlandı.

Pika’nın kargo alanına yerleştirilen Nanosilver’ın yerli imkanlarla ürettiği “Nano-Gümüş” bazlı Hygo dezenfeksiyon sıvısı, robotun üzerinde bulunan Yiber’in bu proje için geliştirdiği nozullar yardımıyla çift taraflı olarak dezenfeksiyon yapabiliyor. Dezenfeksiyon akabinde ortamdaki virüsler yok edildiği gibi 15 gün boyunca da bulaş riskine karşı tekrar dezenfeksiyona gerek kalmadan koruma sağlıyor.

AR&GE çalışmalarını Teknopark İstanbul laboratuvarlarında yapan Nanosilver, bilgi ve teknoloji transferini İstanbul Teknik Üniversitesi’nde geliştirilen çalışmalardan alıyor. Ayrıca Cube Incubation girişimlerinden olan Nanosilver, Nano-Gümüş üretimi yapan Türkiye’deki ilk ve tek şirket olma özelliğini taşıyor.

Pilot bölge uygulamaları geçtiğimiz haftalarda İzmir’de Bizero’nun üye işyeri Bisikoop bisiklet istasyonlarında ve Bostanlı-Karşıyaka sokaklarında gerçekleştirilen Pika-Hygo dezenfeksiyon robotu otopilot ve rota kayıt özelliğine sahip. Hem iç mekan, hem de dış mekanda servis verebilirken her türlü yol koşuluna adapte olabiliyor.

Pika-Hygo otonom hijyen robotu için iç mekan kullanımında hotel ve havaalanlarıyla, dış mekan dezenfeksiyonu için de paylaşım scooter operatörleri ve belediyeler ile görüşmelere başlayan Nanosilver, Bizero ile birlikte satış ve kiralama gibi opsiyonel gelir modellerini de kurum ve kuruluşlara sunuyor.

Mikro Yazılım’dan ürün ve hizmetleriyle ilgili yeni arama motoru: Buluo

Mikro Yazılım 30 yıllık bilgi havuzunu Buluo ile kullanıcılarına açtı. Mikro Yazılım’ın ürün ve hizmetleriyle ilgili merak edilen her türlü soru ve cevabının yer aldığı arama motoru Buluo’ya 7/24 ücretsiz erişilebilecek. Ayrıca kullanıcılar Buluo aracılığıyla Mikro Yazılım ile olan tüm destek süreçlerini monitör edip, yönetebilecek, Mikro Yazılım’ın ürün geliştirme süreçlerinde aktif rol alabilecekler.

Sorulara 7/24 yanıt bulunabilecek

Mikro Yazılım müşterilerinin ve iş ortaklarının, herhangi bir ücret ödemeden kullanabildikleri Buluo’da, Mikro Yazılım ürün ve hizmetlerine ilişkin her türlü bilgiye saniyeler içerisinde, 7/24 ulaşılabilecek. Kullanıcılar sorularına cevap bularak hızlı ve kolay şekilde çözüm elde edebilecekler. Ayrıca Buluo’dan blog içeriklerine, sürüm yeniliklerine ve ürün eğitim içeriklerine ve videolarına da erişilebilecekler.

30 yıllık birikimin ürünü

Müşteri Takıntılı bir şirket olarak Türkiye’nin her noktasında müşterilerine kesintisiz destek vermeye devam ettiklerini vurgulayan Mikro Yazılım Genel Müdürü Alpaslan Tomuş, “Buluo ile Mikro Yazılım’ın 30 yıllık bilgi havuzunu müşterilerimize açtık. 2015 yılından bugüne müşterilerimizle yaptığımız tüm destek görüşmelerinde oluşan vakaları kayıt altına alıyorduk. Böylelikle elimizde 10 bini aşkın vaka ve çözümlerimizi içeren bir kütüphanemiz oluştu. Buradaki veriyi ‘Buluo’ adını verdiğimiz arama motorunu geliştirmekte kullandık ve 2021 yılının başında kullanıma açtık. Buluo, akıllı ve öğrenen altyapısıyla, her geçen gün müşterilerimize daha kaliteli, self servis bir hizmet vaat ediyor” dedi.

“Müşterilerimiz ürünlerimize yön veriyorlar”

Buluo’yu Mikro Yazılım müşterileri ve iş ortaklarının, herhangi bir ücret ödemeden kullanabildiklerinin altını çizen Tomuş: “Müşterilerimiz, Buluo ile Mikro Yazılım ürün ve servislerine ilişkin her türlü bilgiye saniyeler içerisinde, 7/24, self servis ulaşabiliyorlar. Mikro Yazılım servislerinin son versiyonunu kullanan müşterilerimiz ise Buluo’ya giriş yapıp, gelişmiş fonksiyonlardan yararlanırken bizimle olan bütün destek geçmişlerini, aktif vakalarının durumunu (bizimle iletişim kurdukları kanal fark etmeksizin) takip edebilir hale geliyorlar. Müşteri Takıntılı bir şirket olarak tüm iş süreçlerimizin merkezine müşterilerimizi yerleştiriyor, abonemizi mutlu etmeyi hedefliyor, bunun için sürekli deneyimin iyileştirmelerine odaklanıyor, ürünlerimizi müşterilerimizle birlikte geliştiriyoruz. Buluo’da bu vizyonun en önemli aracı. Müşterilerimiz Buluo aracılığıyla ürün geliştirme süreçlerimize entegre oluyor, ürünlerimize yön veriyorlar. 2021 yılı bizim için ‘Müşteri Deneyimi İyileştirme Yılı’ olacak. ‘Müşteri Takıntılı’ bir yazılım servis sağlayıcı olarak yarışımızı, daha kaliteli hizmet, daha iyi müşteri deneyimi, uzun süreli abonelik ilişkisi üzerine kuruyoruz. Bu hedefimizin doğrultusunda çalışmalarımıza devam ederek hizmetlerimize yenilerini eklemeye devam edeceğiz.” dedi.

Web uygulamalarını önden test etmenizi sağlayan yerli girişim PreFlight, 1.2 milyon dolar yatırım aldı

Web uygulamalarını canlıya almadan önce kolay bir şekilde ve önden test etmenizi sağlayan platform PreFlight, 5 milyon dolar değerleme üzerinden 1.2 milyon dolar yatırım aldığını, bizimle iletişime geçerek duyurdu.

Mustafa Bayramoğlu tarafından kurulan yerli girişim PreFlight, ayrıca Y Combinator hızlandırma programı kapsamında da 150 bin dolar ek nakit destek aldı. Yatırımla birlikte toplam 1.35 milyon dolar elde etti.

Bu yatırım turuna; M25, HPVP, OCA ve Grand Ventures katıldı.

Chicago’da başlayan bir hikaye: PreFlight

Mustafa Bayramoğlu

Çalışmalarına ABD’nin Chicago eyaletinde başlayan Bayramoğlu “QA mühendislerin ilk olarak bir sistemi otomatikleştirmesi çok uzun zaman alıyor. Biz bu süreci 1 saate kadar düşürdük. Sistemimizi herkesin testi çok kolay bir şekilde oluşturabilmesi icin oluşturduk. Manual QA mühendisler genelde hemen test olayına başlayabiliyorlar fakat onların test etmesi genelde 3-4 saat sürebiliyor. Sadece zaman değil, ayrıca bu pahalı bir süreç.

QA Automation mühendisler ise bu işlemi kodlayarak (selenium, cypress, puppeteer) yapabiliyorlar fakat bu işlem genelde 2-3 ay sürebiliyor. Biz de bu süreçleri 1 saat gibi kısa bir zamana indirdik.” dedi.

Ürünün değer önerisiyle ilgili Bayramoğlu: “Rakip firmalarımız genelde Selenium, puppeteer kullanıyorlar. Bizim farkımız fare ve klavyeyi işletim sisteminde kullanarak tamamen bir kullanıcının hareketlerini mimik etmek. Selenium gibi framework’ler genel de fare tıklamasını tarayıcı içerisinde olmuş gibi varsayarak yaparlar. Bu yöntemin sıkıntısı genel olarak kullanıcı gibi değil de bir robot gibi davranıldığı için bazı özelliklerin çalışmaması gözden kaçırılabilir. PreFlight ile bu sorunu da çözüyoruz. Hedefimiz bir web uygulamasını bir kullanıcı gibi yani klavye ve fare kullanarak ile adapte olabilecek şekilde test etmek.” dedi.

PreFlight nasıl kullanılıyor?

Chrome eklentisi ile testlerinizi kaydettikten sonra, otomatik olarak testlerinizi Chrome, Firefox, Internet Explorer ve Edge gibi tarayıcılarda çalıştırabiliyorsunuz.