Ana Sayfa Blog Sayfa 582

Sanofi’nin girişimcilik programı PharmUp’ın ikinci dönemine seçilen 6 girişim

Türkiye’de sağlık alanında yenilikçi çözümler geliştirmek ve sunmak için çalışan Sanofi’nin ikinci döneminde Türkiye’nin girişimcilik alanındaki en köklü kurumlarından Endeavor iş birliğinde gerçekleştirdiği girişimcilik programı PharmUp’ta yeni dönem katılımcıları belli oldu.

Akıllı Sağlık Cihazları ve Diagnostik Çözümler (giyilebilir teknolojiler ve hızlı test araçları), Medikal Eğitim ve İletişim Araçları, Sağlıklı Yaşam Çözümleri, Dijital Sağlık ve Teletıp, Veri Yönetimi ve Analitiği, Kurumsal Dijital Dönüşüm olarak belirlenen yeni dönem konuları doğrultusunda bu yıl başvurular arasından 6 girişim programa katılmaya hak kazandı.

PharmUp’ın 2021 dönemine seçilen 6 girişim:

Sanofi Türkiye, Levant ve İran Ülke Müdürü Cem Öztürk;

“PharmUp’ın başarıyla geçen ilk döneminin ardından ikincisini başlatmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirterek şunları kaydetti; “Sanofi, 64 yıldır Türkiye’nin sağlıklı geleceği çalışan ve inovasyona büyük önem veren yenilikçi bir ilaç şirketi. Yenilikçi duruşumuz sadece kendi bünyemizde hastalara ve hekimlere sunduğumuz tedavi seçenekleri ile sınırlı değil. Bugüne kadar Türkiye’ye bugüne kadar toplamda 1 milyar doları aşkın yatırım yapmış bir şirket olarak, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarımızı yürütmenin yanı sıra, bu alandaki gelişim fırsatlarıyla değer zincirinin tümüne destek olmak üzere proje ve iş birliklerine imza atıyoruz. Dolayısıyla, sektörümüzü daha ileriye taşıma potansiyeline sahip girişimlere katkı sağlamayı da Sanofi olarak çok önemsiyoruz. PharmUp bu vizyonumuza güzel bir örnek oluşturuyor. PharmUp’ın ilk dönem programına dahil olan girişimcilerin kat ettikleri aşamayı görmek programımızın yarattığı farkı göstermek açısından önemliydi. Girişimlerden birinin hayata geçirdiği uygulama ise dünyada bir ilk olma özelliğini de taşıyordu. PharmUp’ın, Endeavour iş birliğinde gerçekleştireceğimiz ikinci döneminde, kısa listemizde 6 inovatif fikir bulunuyor. Kendilerinin bu süreçte kaydedecekleri aşama ve kuracağımız olası iş birlikleri adına heyecan duyuyoruz.” dedi.

Endeavor Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kurttepeli ise;

“Türk girişimcilik ekosistemi için heyecanlı bir dönem yaşıyoruz. Geçtiğimiz sene hem Türkiye’de rekor şirket satışları gerçekleşti, hem ciddi yatırımlar oldu hem de kurumsal dünya ile girişimci iş birlikleri anlamında çok verimli bir sene yaşadık. Kurumsal şirketlerin girişimcilerle iş birliği içinde olması, girişimcilerin farklı kaynaklara erişerek daha hızlı büyümesinin yanında, kurumsal dünyanın da yeni teknolojilere erişerek hem kurum içi hem kurum dışı inovasyona hız kazandırmasına sebep oluyor. Türkiye’de özellikle sağlık teknolojilerinde oldukça gelişmeye açık fırsat var, bu bağlamda Sanofi gibi tüm dünyada alanında öncü bir kurumla partner olmak ve bu gelişime katkıda bulunmak bize mutluluk veriyor. Detaylı bir seçim süreci sonucu, PharmUp’a Sanofi ekibiyle birlikte 6 girişim seçtik. Tüm girişimcileri kutluyorum, Endeavor olarak kendilerine her türlü desteği vermeye hazırız.”

Programın sonunda Sanofi ile iş birliği fırsatı

Sağlık dikeyinde çalışan, ölçeklenebilir, geliştirilebilir ve sürdürülebilir fikirlerin hayat bulduğu programa seçilen girişimciler, mentörlük desteği ve eğitimler içeren 3 aylık hızlandırma dönemine başlayacak. Bu dönem sonrasında ürünlerini olgunlaştıran start-up’lar Temmuz ayında gerçekleştirilecek programın final gününde (Demo Day) sektörün önde gelen isimlerine projelerini tanıtma şansı bulurken somut çözümü olan projelere Sanofi ile iş birliği fırsatı sunulacak.

Sina Afra, Londra merkezli global yatırım grubu IKAR Industries’in hisselerini satın aldı

Teknoloji alanında Avrupa’nın en başarılı girişimci ve yatırımcılardan biri olan Sina Afra, Londra merkezli uluslararası yatırım grubu IKAR Industries LLP‘nin hisselerini satın aldı.

Satın alma detaylarının paylaşılmadığı bu yatırımda taraflar, finansal işlemin herhangi bir ayrıntısını kamuoyuna açıklamama konusunda anlaşmış.

IKAR Industries ve grup şirketleri, teknoloji, konaklama, gayrimenkul, emniyet, güvenlik, spor, eğlence ve enerji sektörü gibi geniş bir yatırım yelpazesine sahip. Şirket ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri, Kuzey Amerika, Avrupa ve gelişmekte olan pazarlarda faaliyet gösteren girişimci yatırım grubu. Grubun Amsterdam, Berlin, Boston, İstanbul, New York, Washington ve Zürih’te temsilciliği bulunuyor.

“40 teknoloji yatırımı gerçekleştirdim”

Konuyla ilgili açıklama yapan Sina Afra, “Şimdiye dek 40 teknoloji yatırımı gerçekleştirdim. IKAR ise başarılı ve çok gelecek vaat eden bir şirket grubuna yaptığım ilk yatırım. Kurucu Ortakların bir araya getirdiği yetenekler benzersiz bir güç merkezi oluşturuyor. Grubun tüm bileşenleriyle birlikte büyümesini desteklemekten büyük heyecan duyuyorum” dedi.

IKAR Industries Yönetim Kurulu Başkanı ve Kurucu Ortağı Mario Diel “Sina Afra gibi seçkin bir girişimci yatırımcıyla yan yana olduğumuz için son derece gururluyuz! Uluslararası ağ ve şirketleri ölçeklendirmedeki başarısı, önümüzdeki yıllarda lider bir küresel yatırım grubu olmamıza yardımcı olacak” dedi.

IKAR Başkanı ve kurucu ortağı Howard Beasey ise “Sina geçen yıl Danışma Kurulumuza katıldı ve grubumuzun son aylarda kaydettiği önemli büyümeye tanıklık etti. Yaptığı yatırım grubumuzun yönetimine ve iş stratejisine güveninin önemli bir göstergesi” dedi.

Volvo Trucks, 2022’de karayolu taşımacılığında elektrikli araçlara geçmeye hazırlanıyor

2022’nin ikinci yarısında ağır hizmet tipi tamamen elektrikli 3 yeni aracın satışına başlayacak olan Volvo Trucks, karayolu ağır yük taşımacılığında elektrikli araçlara geçişini hızlandırmayı hedefliyor.

Farklı nakliye ihtiyaçlarına yönelik çözümler sunan Volvo Trucks özellikle AB ülkelerinde yakın gelecekte tüm kamyon taşımacılığında elektrikli araçlara geçmeyi öngörüyor.

Tüketicilerin karbonsuzlaştırma ve daha yeşil nakliye seçeneklerini tercih etmeleri ve şirketlerin ilkim hedefleri nedeniyle, ulusal ve uluslararası nakliyatta elektrikli araçlara olan ilgi her geçen gün daha da artıyor.

Volvo Trucks, rekabetçi ve çevresel nedenlerle tüketicilerin bu taleplerini göz önünde bulunduran nakliye şirketlerinin ihtiyaçlarına yönelik olarak elektrikli araç ürün yelpazesine üç yeni ağır hizmet kamyonu ekledi.

Şehirlerarası taşımacılıkta elektrikli araç dönemi başlıyor

2017 yılı itibarıyla Türkiye distribütörlüğünü Temsa İş Makinaları’nın yürüttüğü Volvo Trucks’ın satışa sunduğu 3 yeni elektrikli kamyon modeli taşımacılıkta yeni bir dönem başlatıyor. Volvo FH ve Volvo FM modelleri ile kentsel taşımacılıkta kullanılan elektrikli kamyonların şehirlerarası bölgesel taşımacılık için de kullanılması artık mümkün. Yeni elektrikli Volvo FMX modeli ise inşaat taşımacılığı operasyonlarının daha sessiz ve daha yeşil gerçekleştirilmesine katkı sağlıyor.

Eksiksiz elektrikli ürün yelpazesi

2019’da Avrupa’da seri üretimine geçilen ve şehir içi ulaşımda kullanılan Volvo FL Electric ve Volvo FE Electric modelleri sonrasında, Aralık 2020’de Kuzey Amerika’da Volvo VNR Electric modelini satışa sunan Volvo Trucks, 2022’nin ikinci yarısında satışına başlayacağı 3 yeni modeli ile sektörde en geniş elektrikli ürün yelpazesine sahip olacak. Orta ve ağır taşımacılıkta 6 farklı elektrikli modeli ile şehir içi ve şehirlerarası taşımacılığında müşterilerinin ihtiyaçlarına farklı ihtiyaçlarına en uygun çözümü sunacak.

Avrupa Birliği’nin taşımacılık ihtiyaçlarının neredeyse yarısı karşılanacak

Eurostat 2018 “Mesafeye göre Karayolu Yük Taşımacılığı” istatistiklerine göre Avrupa’da karayolu ile taşınan tüm malların %45’i 300 km’den daha az bir mesafe kat ediyor. Dolayısıyla daha yüksek yük kapasitelerine, daha güçlü sürüş özelliklerine ve 300 km’ye kadar menzile sahip yeni kamyonlarıyla Volvo Trucks’ın elektrikli ürün portföyü bugün Avrupa karayolu taşımacılığının yaklaşık %45’ini kapsayabilecek. Böylece, resmi istatistiklere göre AB’deki toplam CO2 emisyonlarının yaklaşık %6’sını oluşturan karayolu taşımacılığından kaynaklanan iklim etkisinin azaltılmasına katkı sağlanacak.

Volvo Trucks’ın elektrikli araçlara geçiş süreci, hizmet odaklı yaklaşımı sayesinde, çok sayıda servis, bakım ve finansman çözümünün yanı sıra elektrikli taşımacılığa daha kolay ve daha hızlı geçişi kolaylaştırmaya yardımcı olabilecek farklı seçenekleri de içeriyor.

Yakın dönemde kamyon taşımacılığında elektrikli araçlara geçilmesi konusunda büyük bir potansiyel olduğunu belirten Volvo Trucks Başkanı Roger Alm, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Elektrikli kamyonların 2030 yılına kadar Avrupa’daki satışlarımızın yarısını oluşturmasını hedefliyoruz. Piyasaya sürdüğümüz bu üç yeni ağır hizmet kamyonu, bu hedefe ulaşma yolunda attığımız büyük bir adım. Küresel bayi ağımız ve servis atölyelerimiz aracılığıyla sunduğumuz bu eksiksiz elektrikli taşımacılık çözümleri, müşterilerimizin başarıları açısından da hayati bir role sahip.” dedi.

Sırada hidrojen yakıt hücreli elektrikli kamyonlar var

Uzun mesafeli ağır taşımacılıkta da elektrikli araçların kullanılacağını öngören Volvo Trucks hem yüksek yük kapasitesi hem de çok daha uzun mesafeler için elektrik üretmeye yönelik hidrojen yakıt hücreleri kullanmayı planlıyor.

Volvo Trucks Başkanı Roger Alm, “Bu teknoloji hızla gelişiyor ve amacımız aynı zamanda hem pilleri hem de yakıt hücrelerini kullanarak uzun sürüş mesafelerini elektrikli hale getirmek. 2020’li yılların ikinci yarısında yakıt hücreli elektrikli kamyonlar satışına başlamayı hedefliyoruz.” şeklinde konuştu.

Ozan Elektronik Para, yerli fintech Payfull iş birliği ile orta ve büyük ölçekli işletmelere yeni çözümler sunacak

Geçtiğimiz aylarda Ozan SuperApp ve Sanal POS ürünlerini kullanıcılarıyla buluşturan Ozan Elektronik Para, 2021 yılının ilk günlerinden itibaren önemli iş birliklerini duyurmaya devam ediyor.

Şubat ayında Visa üyeliğini duyuran ve ardından Albaraka Türk Katılım Bankası ile açık bankacılık alanında iş birliğine imza atan Ozan Elektronik Para, önemli bir projeye daha imza attı.

Yerli fintech girişim Payfull ile gerçekleştirilen iş birliği sayesinde, orta ve büyük ölçekli işletmeler Ozan Elektronik Para aracılığıyla ödeme geçidi (Payment Gateway) ve bayi tahsilat sistemleri çözümlerinden yararlanabilecek.

Ozan Elektronik Para CEO’su Ömer Suner: “Ozan Elektronik Para olarak, Sanal POS ürünümüz ile işletmelerin tüm ödeme alma problemlerini çözmeyi ve ticari faaliyetlerini daha rahat bir şekilde sürdürmelerini hedefliyoruz. Ancak hedefimiz sadece bununla sınırlı değil. İşletmelerin, ödeme almasından ve yapmasından, teknik altyapıya, ödeme geçidinden, kapsamlı tahsilat çözümlerine kadar ihtiyaç duydukları tüm süreçlerde var olmak istiyoruz. Bu çerçevede, Payfull ile yaptığımız iş birliği büyük önem taşıyor. Gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği ile işletme sahipleri, yeni nesil tahsilat çözümlerinden faydalanabilecek. Bu ve bunun gibi önemli iş birliklerimiz hem Türkiye’de hem de global arenada devam edecek.”

“Bu iş birliği işletmelere sayısız katma değerler sağlayacak.”

Yılın ikinci yarısında hayata geçmesi planlanan bu önemli iş birliği için Payfull CEO’su Recep Erdoğan ise “Payfull olarak 2015 yılından bugüne kadar Türkiye’nin en saygın kurumlarının B2B online tahsilat sistemlerini geliştirdik. Son bir yılda sistem üzerinden 20 milyar TL’nin üzerinde işlem hacmi oluştu ve bu rakam hızlı bir şekilde artış göstermeye devam ediyor. Geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiğimiz Ozan Elektronik Para iş birliği ise özellikle B2B tahsilatlarda, işletmelere sayısız katma değerler sağlayacak. Buna ek olarak açık bankacılık çözümlerimiz ile de işletmelere eşsiz finansal hizmet deneyimi sağlayan arayüzler sunacağız. İş birliğimiz sadece Türkiye ile sınırlı kalmayacak. Avrupa’nın en yenilikçi bankalarından biri olan European Merchant Bank ve yine OpenPayd gibi inovatif kurumlar ile de Payfull markasını uluslarası arenada birlikte büyüteceğiz.” dedi.

Yemeksepeti Banabi, Uraz Kaygılaroğlu ve Nilperi Şahinkaya’nın ekran yüzü olduğu reklamlarını yayınladı

Yemeksepeti’nin online market ürünleri sipariş platformu Yemeksepeti Banabi, 29 ilde, milyonlarca kullanıcısının hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor. Uraz Kaygılaroğlu ve Nilperi Şahinkaya’nın ekran yüzü olarak yer aldığı yeni reklam filmlerini art arda yayınlayan Yemeksepeti Banabi, hız, kolaylık ve kullanıcıya verdiği rahatlık hissiyle öne çıkan platformunu esprili bir dil ile işliyor.

#BanabiRahatlıkGeldi

#BanabiRahatlıkGeldi temasıyla kurgulanan reklam filminin ilki, evde sakin kalmaya çalışan Uraz Kaygılaroğlu ile başlıyor. Uraz, elinde bitmiş kumanda ve kurumuş boğazıyla sakinliğini korumaya çalışırken bir yandan, evin sakinlerinin dondurma, köpek maması gibi talepleriyle boğuşuyor. İyice paniğe kapılan Uraz, kapının ziliyle birlikte Yemeksepeti Banabi’nin geldiğini anlayınca “Bana bi’ geldi, rahatladım” diyerek güler yüzüyle siparişleri alıyor. TV’nin karşısına geçip rahatlayarak dondurma yiyen Uraz, dondurmayı kendine söylemediğini hatırlayarak tekrar Yemeksepeti Banabi’den bir dondurma daha sipariş vermesiyle reklam filmi sona eriyor.

Reklam filminin ikincisi ise öğlen saatlerinde uyanan Nilperi ile başlıyor. Nilperi koltuğunda otururken, bir elinde parçalanmış şarj kablosuyla şarjının yüzde 1 kaldığını fark ediyor. Daha sonra kahve ve çikolatasının da bittiğini fark eden Nilperi, ağlanacak haline gülerek sinirlenmeye başlıyor. Bir de üstüne kuzeninin geleceği haberini alarak iyice çileden çıkmışken kapının çaldığını duyup rahatlıyor. Banabi kuryesini güler yüzüyle karşılayan Nilperi, “Bana bi’ geldi, rahatladım” diyerek siparişlerini teslim alıyor. Büyük bir neşeyle telefonunu şarj eden Nilperi, keyifle çikolatanın tadını çıkartırken bir yandan da gelen pasta böreği misafiri için servis tabaklarına koyuyor. Kendine hakim olamayıp böreklerden de yemeye başladıktan sonra “Ne yapayım canım sıcak sıcak iyi gitti… Bu sefer de soda söyleyeyim” demesiyle reklam filmi sona eriyor.

İhtiyaç anlarında duyulan rahatsızlık hissini filmlerindeki eğlenceli tonuyla rahatlığa çeviren ve her geçen gün büyümeye devam eden Yemeksepeti Banabi, hızlı ve kaliteli çözümleriyle de her eve aynı rahatlığı getirme iddiasının altını çiziyor.

P&G’nin ilk girişimi Banabak, 1.6 milyon genç kullanıcıya ulaştı

Gençlerin dilinden anlamak mottosuyla 2014’te hayata geçirdiği mobil uygulama Banabak ile 1.6 milyon kişiye ulaşmayı başaran P&G, daha fazla gence dokunmak için markanın bütün süreçlerini yeniden tasarladı. Gençleşen yüzüyle kullanıcıların kampanya ve fırsatlardan maksimum yararlanmasını sağlayacak Banabak’ın hedefi 2 milyon gence ulaşmak

Temizlik ve kişisel bakım ürünleri şirketlerinden P&G’nin, Türkiye’de gençlerle sinerji yakalayıp onların beklentilerini anlamak ve bu doğrultuda gençlere birbirinden farklı ve cazip fırsatlar sunmak için 2014’te hayata geçirdiği mobil uygulaması Banabak, 1.6 milyon genç kullanıcıya ulaştı.

Banabak, daha fazla gence ulaşacak

Uygulamayı daha yaygın hale getirip daha fazla gencin kampanya ve avantajlardan yararlanması için Banabak’ın tüm süreçlerini yeniden tasarlayıp gençleştiren P&G, bu şekilde hem erişimini artıracak hem de yaptığı iş birlikleriyle daha fazla gence dokunacak.

P&G’nin Türkiye’deki ilk start up’ı olma özelliği taşıyan, 30 yaş altı gençlerin hedeflendiği Banabak, orta ve üst düzey kitleyi hedef alan sadakat programlarından ayrışıyor ve gençlere istedikleri ve ihtiyaç duydukları kampanyalar sunuyor. Sahip olduğu fiş okuma teknolojisi ve oyunlaştırma modeliyle gençlere aldıkları her P&G ürününden puan kazandırıyor ve böylece indirim ve farklı ödüller kazanma gibi avantajlar sunuyor. Yenilenen kullanıcı dostu arayüzüyle gençlerin çeşitlendirilen ödüllere ulaşmasını kolaylaştıran Banabak, relansmanla birlikte 2 milyon gence ulaşmayı ve 340 bin olan aktif kullanıcı sayısını ise 500 bine çıkarmayı hedefliyor.

“En büyük araştırma şirketlerinden biriyiz”

P&G’nin dünyanın en büyük araştırma şirketlerinden biri olduğu belirten P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya CMO’su ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Onur Yaprak, bu özellikleriyle tüketicinin sadece bugün değil, yarın da neye ihtiyacı olabileceğini anlamayı hedeflediklerini söyledi. Yaprak “İhtiyacı tespit etme yolunda saha araştırmaları, mobil uygulamalarımız ve buralardan beslenen veriyle tüketicilerin beklentilerini, yönelimlerini, alışkanlıklarını anlamaya çalışıyoruz. Büyük veri tabanımız, veri ortaklıklarımızla ulaştığımız 2’nci parti verilerimizin yanı sıra “Orkid Perio”, “Prima Kulübü”, “Kadınlarbilir.com” ve “Banabak” gençlik platformumuzdan besleniyor” dedi. 2014 yılında bir gençlik hareketi olarak başlatılan Banabak’ın, bugün gençleri anlamak için çok önemli bir kaynak görevi gördüğünün altını çizen Yaprak, “Dolayısıyla biz de onlardan aldığımız bu verilerle, telekomünikasyon, bankacılık ve perakende sektöründe kullanılan teknoloji ve veri analitiği yetkinliklerini P&G markaları için entegre edip, bire bir kitlesel pazarlamanın kapılarını açıyoruz ve böylece tüketicilerimize markalarımızla olan ilişkisinden her daim memnun kaldıkları bir deneyim yaşatmış oluyoruz. Tüketicilerin ihtiyaçlarına en iyi şekilde yanıt verdiğimiz bu faaliyetlerimizle de bulunduğumuz kategorilere liderlik ediyor, aynı zamanda sektörümüzün de bizimle birlikte büyümesini sağlıyoruz” diye konuştu.

Yolculuğun Öncüleri programının 2021 yılı 8 finalist girişimi belli oldu

Brisa, Türkiye’nin girişimcilik ekosistemini geliştirmeyi ve yeni iş alanlarında girişimcilere fırsat tanımayı en önemli hedeflerinin arasında tutmaya devam ediyor. Başvuruların değerlendirilmesi sonucu 2021 “Yolculuğun Öncüleri’’ açık inovasyon programı finalistleri açıklandı.

Türkiye lastik pazarı lideri Brisa, bu sene iş ortağı Viveka ile birlikte gerçekleştirdiği açık inovasyon programı Yolculuğun Öncüleri‘nde 2021 finalistlerini açıkladı. Değerlendirme sürecinde yaklaşık 90 başvuru arasından 19 farklı girişim ile 4 güne yayılan online görüşmeler gerçekleştirildi.

Yapılan değerlendirmeler sonucunda Arvia, Bren, FactoryX, Geodo, Hergele Electric Scooters, HumaTR, OptiWisdom ve Speedy.market girişimleri programa katılmaya hak kazandı. Finale kalan tüm ekipler; teknik mentorluk, potansiyel iş ortaklıkları, prototip geliştirme gibi zengin bir değer paketinin sahibi oldu. 8 Haziran’da çevrimiçi olarak gerçekleştirilecek final gününe dek, Brisa iş birimlerinin liderliğinde girişimlerle birlikte 7 haftalık bir iş birliği dönemi gerçekleştirilecek. Brisa, finalde birinci olan projeye, girişimini büyütebilmek için 50 bin TL destek verecek.

Finalist 8 girişim:

  • Arvia: Firmaların yüz yüze yaptıkları tüm görüşmeleri web sitelerine taşıyarak verimli bir şekilde satış, pazarlama yapabilmesini ve müşteri desteği vermesini sağlar.
  • Bren: Endüstrideki kritik ekipmanları akıllandırarak yapay zekâ tabanlı kendi enerjisini üreten akıllı sensör teknolojisi ile firmalara aylık %15’e kadar enerji, bakım ve zaman tasarrufu sağlar.
  • FactoryX: Üretkenliği artıran bir dijital fabrika akıllı saat çözümüdür.
  • Geodo: Endüstriyel hassas pozisyonlama, haritalama ve saha çalışmaları yönetimi çözümleri geliştiren bir girişimdir.
  • Hergele Electric Scooters: Bir elektrikli scooter üreticisi ve mobilite paylaşım platformu sağlayıcısıdır.
  • HumaTR: İnsansız hava araçları ile depo çözümleri sunar.
  • OptiWisdom: Veriyi değere dönüştürür; iş zekâsı, müşteri yolculuğu analizi vb. alanlarda her ölçekteki firma için yapay zeka çözümleri ve uygulamaları geliştiren veri bilimi girişimidir.
  • Speedy.market: Konut, hastane gibi yoğun halka açık yerler ve endüstri alanlarında kullanılan otonom teslimat çözümüdür.

Dünyada büyüyen çip krizi nedeniyle Monster Notebook’tan açıklama geldi

Pandemiyle birlikte küresel ölçekte çip üretiminde ciddi sıkıntılar yaşanmaya başladı ve üreticiler taleplere cevap vermenin yanı sıra, mevcut üretimlerinde de ciddi azalmalar yaşıyor.

Bu durum hem üretimi yavaşlatırken hem de az üretilen cihazların fiyatlarında ciddi artışlar yaşatmaya başlattı. Konuyla ilgili yerli şirketlerimizden Monster Notebook, bir açıklama paylaştı.

Monster Notebook’un açıklaması

Yüksek performanslı dizüstü oyuncu bilgisayarları ve oyuncu ekipmanları alanında faaliyet gösteren teknoloji markası Monster Notebook olarak, sektörümüzün mevcut koşullarına yönelik bu açıklamayı yapma ve kamuoyunu bilgilendirme gereği duyuyoruz.

Şirketimiz pandeminin ilk günlerinden itibaren yaşanan gelişmeler ışığında birçok önlem almış ve topluma, müşterilerine ve çalışanlarına karşı sorumlu bir şirket olma anlayışıyla üzerine düşenleri hayata geçirmiştir ve her geçen gün önlemlerini arttırmaya devam etmektedir.

Ancak, bugün sadece dünya devi teknoloji markalarını ve sektörümüzü değil, ekonomileri etkileyen başka bir sorunla karşı karşıyayız.

Küresel çip endüstrisinin pandemi sürecinin başından itibaren karşılaşmakta olduğu zorluklar artık, içinde yer aldığımız bilgisayar ve oyun ekipmanları sektörü de dahil, tüm sektörleri etkileyen bir çip krizine dönüşmüştür. 2020’nin ilk aylarında tedarik süreçlerinde yaşanan aksaklıklarla başlayan bu süreç, çip üretiminde kullanılan ham maddelerin imalatında yaşanan kesintilerle devam etmiş, çip üretim tesislerinin pandemi döneminde teknoloji ürünlerine yönelik talebin beklenmedik artışına yanıt vermekte zorlanmasıyla ciddiyet kazanmıştır.

Bu durum, dünyanın önde gelen çip üreticilerinin bulunduğu Tayvan’da yaşanan kuraklık sebebiyle çip üretim fabrikalarının ihtiyaç duyulan miktarda su kaynağına erişememesi gibi faktörlerin de etkisiyle küresel bir krize dönüşmüştür. Ayrıca, dizüstü bilgisayarların üretiminde kullanılan lcd ekran panelleri, vram gibi bileşenlerin tedarik süreçlerini de etkilemektedir.

Dünyadaki tüm teknoloji markalarının üretim süreçlerini olumsuz etkileyen bu krizin bir süre daha çözülemeyeceğini ön görüyoruz. Bu bağlamda kamuoyunu, yüksek talebe rağmen düşük üretim karşısında yaşanan bu durumun devam etmesi dolayısıyla önümüzdeki dönemde teknoloji ürünlerinin maliyetlerinde önemli bir artışa sebebiyet vereceği konusunda önceden bilgilendirme gereği duyuyoruz.

En yeni teknolojileri pazara en erişilebilir fiyatlarla sunma politikasını benimsemiş bir marka olarak, bugüne kadar fiyatlarımızın etkilenmemesi için üstümüze düşen tüm aksiyonları aldık.

Ancak bununla birlikte, kontrolümüz dışında gelişen bu sürecin, ilerleyen dönemde dünya genelindeki tüm üreticiler gibi, Monster Notebook ürünlerinin fiyatlarında zorunlu bir artışa yol açmasını bekliyoruz.

Kamuoyuna şimdiden duyururuz; her zaman müşterisinin yanında olan bir marka olarak tüm kullanıcılarımızın bilgisine sunarız.

CDN platformu geliştiren Medianova, kurumlara canlı yayın çözümleri sunuyor

Online canlı yayınlar içeriğin geniş kitlelere ulaştırılması için en etkili yöntemlerden biri olmayı sürdürürken izleyici ve katılımcılarla etkin bir iletişim kurmanın en önemli yollarından biri olarak da öne çıkıyor.

Google Trends verileri, canlı yayın platformları için yapılan aramaların Mart 2020 öncesi ve sonrası karşılaştırıldığında %300 ile %500 arasında arttığını gösteriyor. Canlı yayınların iletişimi sağlamasının yanında dijital pazarlamanın diğer metotlarından çok daha etkileşimli bir yöntem olarak öne çıktığına dikkat çeken yerli ve global teknoloji şirketi Medianova CEO’su Serkan Sevim, “Online canlı yayınlar hikayenizi daha fazla kişiye ulaştırarak markanızı güçlendirmek için kullanabileceğiniz önemli bir dijital çözüm, bu çözümle kurum içi iletişiminizi arttırmak, yönetim ve çalışanlarınızın kesintisiz iletişimini sağlamak da mümkün” diyor.

Hedef kitlenin marka ile doğrudan iletişim kurmasını sağlayarak, olumlu bir imaj elde etmesine yardımcı olan online canlı yayınlar, son dönemin en çok tercih edilen dijital iletişim çözümleri arasında yer alıyor. Gerçek zamanlı etkileşimi kontrol ederek içeriğin etkili olup olmadığının da ölçülmesini sağlayan online canlı yayınlarla etkinlikler dijitale taşınmaya devam ediyor.

Canlı yayın platformları globalde de daha çok kişiye ulaşmayı sürdürüyor. Google Trends verileri, canlı yayın platformları için yapılan aramaların Mart 2020 öncesi ve sonrası karşılaştırıldığında %300 ile %500 arasında arttığını gösteriyor.

24 ülkede bulunan CDN noktalarıyla yüksek kaliteli canlı yayın

CDN (İçerik Dağıtım Ağı) platformunu sunan Medianova, internet canlı yayın çözümüyle kurumlara hikayelerini daha fazla kişiye ulaştırma imkanı sunuyor. Etkinliğin, “Webcast” platformunda, sosyal medyada ya da kurumların kendi web sitelerinde yayınlanmasını sağlayan çözüm, izleyicilerin; cep telefonu, bilgisayar ve tabletlerden yayına kesintisiz ve kaliteli bir şekilde ulaşmasını sağlıyor.

8’i Türkiye’de olmak üzere toplam 24 ülkede bulunan CDN noktaları ile canlı yayının her yerden, yüksek kalitede izlenmesini sağlayan Medianova, sadece Türkiye’den değil tüm dünyadan izleyicilere yüksek kaliteli bir yayın içeriği sağlıyor.

2020’de 797 canlı yayın

Online canlı yayınların günümüz koşullarında kurumlara esnek bir iletişim çözümü sunduğunun altını çizen yerli ve global teknoloji şirketi Medianova CEO’su Serkan Sevim, “İnternet canlı yayınları son dönemin öne çıkan dijital çözümleri arasında yer alıyor. Bu çözüm sayesinde, kurum içi ve dışı iletişim stratejinizin zaman içinde nasıl gelişebileceğini daha iyi anlamak için canlı yayınlardan toplanan verileri kullanmak da kurumlara fayda sağlıyor” diyor.

2019’da 618 canlı yayın gerçekleştirirken bu sayıyı 2020’de 797 canlı yayına çıkardıklarını açıklayan Sevim, “2012’den beri halka açık şirketlerin genel kurullarını canlı yayınlıyoruz. 9 yıldır yaptığımız canlı yayınlar kapsamında 42 ilden, 570 farklı lokasyondan, toplam 9.555 saatlik, 3.550 canlı yayın gerçekleştirdik. Ayrıca, Vodafone 41. İstanbul Maratonu’nda yüksek ve yazılım tabanlı teknolojiler kullanarak; 150 kamera, 20 canlı yayın aracı, 250 kişilik ekip ve 20 drone’dan oluşan canlı yayın operasyonumuzla önceki yıllara oranla organizasyonu daha düşük maliyetle ve daha iyi bir performansla gerçekleştirdik. Son olarak pandemi döneminde birçok firmanın on binlerce çalışanıyla canlı yayınlar aracılığıyla iletişimde kalmasını sağladık. Canlı yayın hata kaldırmayan bir operasyon olduğu için pandemi döneminde bunca yıldır yaptığımız altyapı ve teknoloji yatırımımızın geri dönüşünü aldık” dedi.

“Medianova, Türkiye’nin en büyük dijital altyapı şirketi olarak yatırımlarına devam edecek”

Geçtiğimiz dönemde Medianova’nın toplam trafiğinin 3 katına çıktığına dikkat çeken Serkan Sevim, “Son yaptığımız yatırımlar ile Türkiye’de yerli ve yabancı dahil en büyük şirketin 5 katı kadar daha büyük bir CDN kapasitesine ulaştık. Türkiye’nin en büyük dijital altyapı şirketi olarak dünyadan da gelen talepleri başarıyla karşılamaya devam ediyoruz. Türkiye’de 8 noktadaki yatırımlarımız sayesinde internet altyapısının en önemli oyuncularından biri konumundayız. 2021’de de yerli ve global bir teknoloji şirketi olarak tüm internet kullanıcılarına ve teknoloji şirketlerine güç vermeye devam ederken, Türkiye’nin verisinin Türkiye’de kalması amacıyla e-ticaretten video-müzik servislerine kadar daha hızlı dijital servisler için ülkemize yatırım yapmaya devam edeceğiz” şeklinde sözlerini sürdürdü.

Banka hesap yönetimi uygulaması Finstant, Logo’nun onaylı ekosistem çözüm ortağı oldu

Kronosoft‘un 2018 yılında hayata geçirdiği banka hesap yönetim uygulaması Finstant, Türkiye’nin alanında lider köklü yazılım şirketlerinden Logo Yazılım‘ın onaylı ekosistem çözümlerinde yerini aldı.

23 Şubat’da Logo Yazılım tarafından lansmanı yapılan ve Logo Yazılım güvencesiyle satışa sunulan Finstant Banka Hesap Yönetimi, Türkiye’nin dört bir yanındaki tüm Logo müşterilerinin tüm bankalarda bulunan bakiye, hesap ve pos hareketlerini anlık olarak tek bir uygulamadan görüntülemesini ve raporlayabilmesini sağlıyor.

Aylık ve yıllık kiralama modeli seçenekleri ile satışa sunulan Finstant, yüksek yatırım maliyetleri gerektirmezken, finans departmanlarının yükünü önemli ölçüde azaltarak, şirketlerin dijital finans dönüşümüne katkıda bulunuyor.

Tüm bankaları tek bir uygulamada konsolide eden Finstant, yüzlerce kullanıcısına zaman tasarrufu sağlarken, insan kaynaklı hata payını da ortadan kaldırıyor. Anlık görüntüleme ve raporlama özelliğiyle şirketlerin finansal fotoğrafını hızlı bir şekilde görmesini sağlayan uygulama sayesinde, kritik finansal kararlar da hızla alınıyor.

Finstant’ın kolay kullanılabilir modern ara yüzü sayesinde üst yönetim ve finans birimleri, şirketlerinin anlık nakit durumunun yanı sıra ne zaman ve ne kadar nakit girişi olacağını da gerçek zamanlı verilerle raporlayabiliyor.