Ana Sayfa Blog Sayfa 583

Banka hesap yönetimi uygulaması Finstant, Logo’nun onaylı ekosistem çözüm ortağı oldu

Kronosoft‘un 2018 yılında hayata geçirdiği banka hesap yönetim uygulaması Finstant, Türkiye’nin alanında lider köklü yazılım şirketlerinden Logo Yazılım‘ın onaylı ekosistem çözümlerinde yerini aldı.

23 Şubat’da Logo Yazılım tarafından lansmanı yapılan ve Logo Yazılım güvencesiyle satışa sunulan Finstant Banka Hesap Yönetimi, Türkiye’nin dört bir yanındaki tüm Logo müşterilerinin tüm bankalarda bulunan bakiye, hesap ve pos hareketlerini anlık olarak tek bir uygulamadan görüntülemesini ve raporlayabilmesini sağlıyor.

Aylık ve yıllık kiralama modeli seçenekleri ile satışa sunulan Finstant, yüksek yatırım maliyetleri gerektirmezken, finans departmanlarının yükünü önemli ölçüde azaltarak, şirketlerin dijital finans dönüşümüne katkıda bulunuyor.

Tüm bankaları tek bir uygulamada konsolide eden Finstant, yüzlerce kullanıcısına zaman tasarrufu sağlarken, insan kaynaklı hata payını da ortadan kaldırıyor. Anlık görüntüleme ve raporlama özelliğiyle şirketlerin finansal fotoğrafını hızlı bir şekilde görmesini sağlayan uygulama sayesinde, kritik finansal kararlar da hızla alınıyor.

Finstant’ın kolay kullanılabilir modern ara yüzü sayesinde üst yönetim ve finans birimleri, şirketlerinin anlık nakit durumunun yanı sıra ne zaman ve ne kadar nakit girişi olacağını da gerçek zamanlı verilerle raporlayabiliyor.

Param, Eçözüm’ün çoğunluk hisselerini satın aldı

Yerli finansal teknoloji şirketi Param, 402 bin noktada kullanılan ve geçen yıl 37 milyar TL tahsilata aracılık eden, bu yıl ise 55 milyar TL’yi hedefleyen Türkiye’nin en büyük tahsilat sistemi Eçözüm Bilgi Teknolojileri A.Ş.‘nin çoğunluk hissesini satın aldı.

Bireysel ve kurumsal elektronik para hesabı, dünya genelinde geçerli ön ödemeli kart, yurt içi ve yurt dışı para transferi, sanal pos, fiziki pos ve mikro kredi konularında faaliyet gösteren ve Türkiye’nin ilk dijital bankası olmayı hedefleyen Param, büyüme stratejisini yeni satınalma ile devam ettiriyor.

Netahsilat (Online Tahsilat Sistemi), NetEkstre (Açık Bankacılık Platformu), E-DBS (Doğrudan Borçlandırma Sistemi) ve POS Rapor (Pos ve Sanal POS Raporlama Sistemi) ürünleriyle geniş bir yelpazedeki kurumsal müşterilerine çözümler sunan Eçözüm ile güçlerini birleştiren Param, şirketlerin dijitalleşme süreçlerine büyük katkı sağlayacak yeni finansal çözümler sunacak.

Emin Can Yılmaz: “Zamana ve İnsana yatırım yaptık”

Eçözüm yatırımı konusunda görüşlerini dile getiren Param kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Emin Can Yılmaz: “Bugüne kadar her konuda ilk olarak, öncülük ettiğimiz ülkemiz FinTech sektöründe şirketlerimizin hızlı ve güçlü büyümesi en önemli önceliğimiz olmuştur. Hızlı ve güçlü büyümek için bugüne kadar izlediğimiz büyüme stratejimize yeni bir satın alma ile devam ediyoruz, ülkemizin köklü teknoloji şirketi Eçözüm’ü bünyemize katmış olmaktan son derece mutluyuz. Eçözüm güçlü altyapısı, alanında yetkin insan kaynağı ve hizmetlerinden memnun müşteri kitlesi ile dikkatleri üstüne çeken, uzmanlık alanında lider bir teknoloji şirketidir.

Yaptığımız bu yatırımdaki motivasyonumuz; Param markamızla geliştirdiğimiz tüm ürün ve hizmetleri kurumsal müşterilerimizle buluşturma sürecinde hızlı yol almaktır. Kurumsal şirketlere daha hızlı erişim, daha hızlı entegrasyon ile zamana, yetişmiş, tecrübeli, çalışkan ve işine bağlı insan kaynağı ile de insana yatırım yapmış olduk. Zamana ve insana yapılan yatırımının geri dönüşlerinin eşsiz ve rakipsiz olacağını düşünüyoruz ve bu stratejimizi başka satın almalarla da sürdüreceğiz. Eçözüm’ün geldiği bu başarılı noktada emeği olan 138 kişilik kadrosuna ve uzun yıllar liderlik yapmış olan kurucu ortakları Akif ŞİMŞEK ve Arif SARI’ya yatırım süreci boyunca gösterdikleri şeffaf ve yapıcı yaklaşımları için çok teşekkür ediyorum.”

Ayrıca son olarak “20 yıl önce kurdukları, büyük emekler ile büyüttükleri Eçözüm’ün çok daha iyi yerlere geleceğinden şüphemiz yok. Satın almanın tüm sektöre faydalı ve örnek olacağını düşünüyorum.” dedi.

Ixion: Biyometrik doğrulamalı akıllı kart üreten yerli girişim

Ixion, parmak izi sensörlü akıllı kart ile, Kişisel verileri koruma mevzuatına uyumlu biyometrik doğrulama imkanı sağlayan yerli teknoloji odaklı bir girişimidir.

Oğuz Çolak, Abdullah Küçükler ve Cemal Çağrı Çörez tarafından Temmuz 2020’de İstanbul’da kurulan Ixion, biyometrik doğrulamalı akıllı kartı B-IdPass, günümüzde neredeyse her yerde kullanılan giriş kartları ve parmak izi doğrulamasını bir araya getirerek Kişisel Verileri Koruma Mevzuatı‘na uygun çift faktörlü doğrulama sağlıyor. Bu ürün ile, hali hazırda biyometrik doğrulama yapan firmaların giriş kontrol sistemlerinin KVKK mevzuatına uygun hale getirilmesi ve günümüzde önemi gitgide artan veri güvenliği alanında bir çözüm üretiyor.

Girişimin ürettiği değer önerisine gelmek gerekirse; B-IdPass kullanıcısı, kendi kullanımına tahsis edilmiş kartının üzerine entegre edilen parmak izi modülü ile, parmak izi verinizi okuma, işleme ve saklamayı kartın içerisinde yaparak, biyometrik verinizin ikincil bir şahıs tarafından erişilmesini engelliyor. Edindiğimiz bilgi ile şu anda piyasada, biyometrik doğrulama yapan başka hiçbir ürün bu işlemi tamamen kişinin kontrolünde olacak şekilde yapamıyormuş.

Ixion nasıl kullanılıyor?

B-IdPass akıllı kart, kullanıcısına tahsis edildiği ilk anda, kullanıcısının parmak izi verisinin kart üzerindeki yönlendirmeler karta depolanması ile aktif hale geliyor. Günlük kullanım sırasında kullanıcı, kartını giriş kapılarında kullanılan standart bir kart okuyucuya yaklaştırarak aktif hale getirmekte ve kart kullanıcısının parmak izini beklemeye başlamaktadır. Bu aşamada, kartta tanımlı parmak kartının üzerindeki parmak izi sensörüne okuttulursa, kart kullanıcısının girişi için gerekli veriyi kart okuyucu cihaza iletiyor.

Kurucuların hedeflerle ilgili yaptığı ortak açıklamada; “Hedefimiz, akıllı kartlar ve IOT alanında, çağın en yeni teknolojilerini kullanarak alışılagelmiş problemlere yeni nesil çözümler sunmaktır.” dendi.

Gez Mobility: İzmir merkezli paylaşımlı elektrikli scooter girişimi

Paylaşımlı elektrikli scooter modelinin öneminin artmasıyla bu alanda faaliyet gösteren girişimlerde bir artış oldu. Bunun örneklerinden biri olan İzmir’de çalışmalarını sürdüren Gez Mobility, bu alanda çalışmalarını sürdürüyor.

Kutlu Çağan Şentürk ve Ülkü Öner tarafından Haziran 2020’de İzmir’de kurulan Gez Mobility, kullanıcıların A noktasından B noktasına hızlı ve ucuza ulaşmasını hedefliyor. Kullanıcılar uygulama içinden yakındaki araçlarımızı bulup kiralayabiliyorlar. Araçları hizmet alanı içinde istedikleri yerlere bırakabiliyorlar. Herhangi bir sorun yaşanma durumunda uygulama içindeki destek hattından veya acil whatsapp hattı üzerinden anında destek alabiliyorlar.

Gez Mobility’i deneyimlemek istediğinizde eğer park istasyonlarındaki araçları kullanırsanız, sistem size ekstra bir indirim tanımlıyor. Kuruculardan edindiğimiz bilgi doğrultusunda da park istasyonların artırmak için birkaç işletme ile bu konu hakkında görüşmelerini sürdürüyor.

Scooter’ların açılış ücreti 1.99 TL, dakikası ise 79 kuruştur.

Girişimin ürettiği değer önerisiyle ilgili Kutlu Çağan: “Araç paylaşımı uygulamamız sayesinde kullanıcılar istedikleri lokasyonlara hızlıca ulaşabiliyorlar. Rota park gibi dertleri olmuyor. Yapay zeka ve big data yöntemiyle araçlarımızı hangi lokasyonlara yerleştirmemiz gerektiği nerelerde daha çok kullanım olduğu gibi verileri işleyerek araçlarımızı daha verimli kullandırtıyoruz. Park istasyonu kuruyoruz. Park istasyonlarından araç alan kullanıcılardan açılış ücreti almıyoruz veya indirimli kullanım tanımlıyoruz. Scooterlarımız icin özel tasarladığımız parçalar ve taşıma apartlarıyla araçlarımızın ömürlerini uzatıyoruz. 1 araç için 3 yıl ömür ön görümüz var. Franchise sistemimiz ile bize katılmak isteyen firmalara sistemimizi kurarak yardım ediyoruz.” dedi.

Hedeflerle ilgili Ülkü: “Kullanıcı kitlemiz 15-45 yaş aralığında olduğu için ileride başka araçlarlada hizmet verdiğmizde kitlemiz moped, elektirikli araba ile ulaşım, elektirikli araç şarj istasyonu, taksi gibi ihtiyaçlarını da bizim uygulamamız üzerinden karşılayabilecekleri bir uygulama olmak en büyük hedefimiz . Yakın zamanda ürettiğimiz araba şarj istasyonlarınıda sistemimize ekleyerek kullanıcılarımızın arabalaranıdıa şarj edebilmelerini istiyoruz. Sonraki aşama olarak otonom scooter ile vale hizmeti vermek istiyoruz bunun içinden yerli bir scooter üretici firma ve arge ekibiyle anlaştık. Kendilerinin bizim için özel ürettikleri araçları kullanmayı hedefliyoruz. 2 ay içerisinde yaklaşık 10 bin indirme ve 8 bin kullanıma ulaştık. Düzenli kullancı (ayda 20 kereden fazla kullanan kullanıcı) sayımızda her geçen gün artıyor.” dedi.

Gez Mobility, Bilişim Vadisi’nin mobilite hızlandırma programına da kabul edildi.

Bir doktor gibi öğrenen yerli yapay zeka girişimi SmartAlpha’nın ODTÜ Teknokent’te başlayan hikayesi

Nisan ayının başında Ankara ODTÜ Teknokent ziyaretimizde tanışarak platformumuzda ilk kez, aldığı yatırım ile yer verdiğimiz tıbbi yapay zeka ürünleri geliştiren yerli girişim SmartAlpha kurucu ortağı Utku Kaya ile, yine aynı ziyaretimizde bir video içerik ürettik.

Bize hem hikayesini hem de gelecek hedeflerini anlatan Utku, yapay zeka alanında ürettikleri ürünle ilgili de detaylı bilgiler verdi.

Dyson, teknoloji girişimlerini desteklemek için 2.75 milyar sterlin büyüklüğündeki fonunu duyurdu

İngiltere merkezli teknoloji şirketi Dyson, kısa bir süre önce yeni teknoloji girişimlerine yönelik hazırladığı 2.75 milyar sterlinlik yatırım planının detaylarını duyurdu.

Şirket, yeni yatırımıyla yazılım, gelişmiş robotik ve yapay zekaya ilişkin araştırmalarını derinleştirmeye ve yeni uzmanlık alanları yaratmaya odaklanacağına işaret etti. Hazırlanan yatırım planı kapsamında, Dyson’ın mevcut yazılım ve elektronik mühendisliği ekipleri ikiye katlanacak ve Singapur’daki genel merkeze 250 mühendis daha alınacak. Science Park 1’deki mevcut merkezini koruyarak kısa süre içerisinde yeni binası St. James Elektrik Santrali’ne taşınacağını da doğrulayan Dyson’ın Singapur’daki ayak izi, iki katından fazla olacak.

Bununla birlikte; şirketin Birleşik Krallık’taki Malmesbury ve Hullavington İnovasyon Kampüsleri’nde enerji depolama, yapay zeka, makine öğrenimi, yüksek hızlı dijital motorlar, algılama teknolojisi ve malzeme bilimi gibi bir dizi alanda temel bilim, matematiksel ve mühendislik atılımlarına odaklanacak 200 yeni bilim ve araştırma görevi olacak. İlk dört yıllık eğitimlerini tamamlayacak Dyson Enstitüsü mezunlarının, Eylül ayında Dyson’a katılması planlanacak.

Kurucu ve baş mühendis James Dyson: “Katı pil ve robotik teknolojileriyle desteklenen makinelerimizin performansında köklü sıçramalar elde etmek için araştırma ve mühendislik ekiplerimizi büyütüyoruz. Yeni başlayanlar Dyson Enstitüsü’ndeki Dyson Lisans öğrencilerimizden, alanlarında dünya uzmanı olan insanlara kadar çok geniş bir ekibe katılacak. Dyson küresel bir şirket. Araştırma ve Geliştirme ekipleri giderek İngiltere, Singapur, Filipinler, Malezya ve ABD’yi daha fazla kapsıyor. Genel merkezimiz Singapur’da. Dünya çapında 83 pazarda satış yapıyoruz.” dedi.

Singapur’da 1400 dyson çalışanı mevcut

Edindiğimiz bilgilere göre Dyson’ın global genel merkezi olan Singapur, mühendislik ekiplerinin yanı sıra ticari, gelişmiş üretim ve tedarik zinciri operasyonları için bir merkez olma niteliği taşıyor. Yarısına yakınının mühendis ve bilim insanı olduğu bin 400 Dyson üyesi, Singapur’da çalışıyor. Şirketin, kısa bir süre sonra yeni global genel merkezi olacak olan tarihi ulusal anıt St. James Elektrik Santrali’ne taşınacağı belirtiliyor. St James Elektrik Santrali’nin ise Dyson’ın araştırma ve geliştirme becerilerini güçlendireceği ve Singapur’daki mühendislik ayak izini iki kat artıracağı dile getiriliyor.

Dyson, Singapur Teknoloji Merkezi’ni ve Science Park 1’i dijital, mühendislik ve küresel siber güvenlik çalışmaları için bir merkez haline getireceğini de doğruluyor. Alandaki yeni Siber Füzyon Merkezi; gelecekteki teknolojileri güvence altına almaya, Operasyonel Teknolojiler (OT) ve Nesnelerin İnterneti (IoT) gibi alanlarda araştırma ve geliştirmeye odaklanıyor. Dyson’ın 800 dönüm büyüklüğündeki, İngiltere’deki en büyük Ar-Ge merkezlerinden birini temsil eden Birleşik Krallık’taki iki kampüsüne de yeni araştırma odaklı görevler ekleneceği ifade ediliyor. İnovasyon Merkezi, çoğunluğu mühendis ve bilim insanı olan ve 59 farklı milleti temsil eden 4 binden fazla insana ev sahipliği yapıyor.

Dyson’ın Birleşik Krallık kampüsü ayrıca, Dyson Mühendislik ve Teknoloji Enstitüsü’nü de kapsıyor. Dyson Enstitüsü’nün lisans mühendisleri; derece çalışmalarının yanı sıra, gerçek hayat projeleri üzerinde de çalışıp öğrenim ücreti ödemeden tam maaş alıyor. Enstitü, Birleşik Krallık’ta Yeni Derece Ödül Yetkileri verilen ilk eğitim sağlayıcısı olduğu için kendi derecelerini verebiliyor. Dört yıllık lisans programından mezun olacak Dyson lisans öğrencilerinden oluşan ilk grup, mezuniyet sonrası kalıcı olmayı hedeflese de öğrencilerin Dyson’a bağımlı olmak zorunda olmadığının da altı çiziliyor.

James Dyson Vakfı ise mühendis adaylarını güçlendirmek için uluslararası düzeyde çalışıyor

Paylaşılan diğer bilgilere göre; Dyson, ilk torbasız elektrikli süpürge olan DC01’in 1993 yılında piyasaya sürülmesinden bu yana, yeni teknolojiye sahip süpürgeler, saç bakımı, hava temizleme, robotik, aydınlatma ve el kurutma için problem çözen teknolojiler tasarlamaya devam ediyor.

Şirket; yeni ürünlerini tasarlamak için 2.75 milyar sterlinlik yatırımın yanı sıra, katı pil hücrelerine, yüksek hızlı elektrik motorlarına, görüntü sistemlerine, robotiklere, makine öğrenim teknolojilerine ve yapay zekaya odaklanan küresel ekiplerle yeni teknolojiler de geliştiriyor.

James Dyson Vakfı ise mühendis adaylarını güçlendirmek, eğitimde mühendisliği desteklemek ve tıbbi araştırmalara yatırım yapmak için uluslararası düzeyde çalışıyor. Vakfın her yıl düzenlediği, tasarım ve mühendislik öğrencilerine açık uluslararası tasarım yarışması James Dyson Ödülleri’nin de 2005’ten bu yana mali olarak yaklaşık 250 icadı desteklediği kaydediliyor.

Yeni nesil hisse senedi yatırım platformu Finfree’nin hikayesi

İş Bankası’nın girişimcilik programı Workup’a seçilen girişimlerden Finfree, yatırımcılara Türk ve Amerikan hisselerine yalın bir yatırım deneyimi sunan, eğitim, temel analiz ve portföy takibi araçları ile finansı basitleştiren yeni nesil mobil yatırım platformudur.

Girişimin kurucu ortağı Senih Mete Dal, egirişim’e tüm detayları anlattı ve gelecek hedefleriyle ilgili bilgi verdi.

Yerli girişim VRLab Academy, Seri A öncesi turda 300 bin dolar yatırım aldı

Bilimsel laboratuvarlara yönelik deneyleri sanal gerçeklik teknolojisi kullanarak geliştiren VRLab Academy, Seri A öncesi yatırım turunu tamamladı.

Lima Ventures, hiVC, TechoneErsin Pamuksüzer, Ahmet Bilgen, Koray Gültekin Bahar ve İzzet Halyo’nun katıldığı turdaki yatırımcılardan 300 bin dolar topladı.

Gerçek bilimsel formüllerle çalışan ve dünyanın en gelişmiş deneylerini online ortamda uygulamayı mümkün kılan VRLab Academy’nin CEO’su Gürcan Demirci; VRLab Academy’nin son 1 yıl içerisinde 10 kat büyüdüğünü, 27 farklı ülkede, 4 farklı müfredata yönelik laboratuvar deneylerine ulaştıklarını belirtti. VRLab Academy’nin, eğitimin demokratikleşmesi adına da ciddi bir misyon üstlendiğini belirten Gürcan Demirci , dünyadaki en gelişmiş laboratuvarların geniş kitlelere VRLab Academy ile birlikte ulaşabildiğini vurguladı. Hibrit eğitim sisteminin eğitim kurumlarında aktif bir şekilde uygulanabilmesi adına dünyada önde gelen eğitim kurumları ve markalarla stratejik iş birliğine gittiklerini belirterek, VRLab Academy Londra yapılanması ile birlikte globaldeki büyümelerini artıracaklarını söyledi. Gürcan Demirci 2021 yılı içerisinde hayata geçirecekleri VRLab Academy Yapay Zeka Bilim Ligi’ne olan ilgiye de değinirken, bu yatırım turu ile birlikte Avrupa ve Amerika pazarlarında büyümeyi hedeflediklerini aktardı.

Lima Ventures adına kurucu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Argun; VRLab Academy gibi yeni nesil eğitim platformunun önemine vurgu yaparak, hali hazırda 27 farklı ülkeye satış yapan girişim ile gurur duyduklarını belirtti.

hiVC adına CEO Bora Şahinoğlu ise “Pandemi ile hali hazırda dijital dönüşümün içinde olan eğitim sektörü yeni nesil teknolojileri benimsemeye her zamankinden daha hazır. EdTech alanında faaliyet gösteren VRLab Academy gibi kuruluşlar eğitim sisteminin hem daha etkili, hem de daha demokratik olmasını sağlayacaktır. VRLab Academy EdTech alanından ümit verici bir girişim ve bu sektörde yaratacakları değeri takip etmek ve onları yatırımımız ile desteklemekten dolayı çok mutlu ve heyecanlıyız.” dedi.

TechOne Venture Capital adına kurucu ortak Yiğit Arslan; “Eğitim alanında dijital dönüşümün hızlanarak devam ettiğini ve teknoloji ihraç eden girişimlere destek vermeye devam edeceğiz.”

Yatırımcılardan Ersin Pamuksüzer: “Her şeyin dijitalleşip sanal dünyaya taşındığı bu zaman aralığında, VRLab Academy eğitimin temel taşlarından uygulamalı derslere muhteşem bir çözüm getiriyor. Bir an önce Türkiye pazarında rüştümüzü ispat edip globale açılma hedefi çerçevesinde bu yatırım hepimize hayırlı olsun.”

Yatırımcılardan Koray Gültekin Bahar: “VRLab Academy’nin yetenekli ekibi ile global bir EdTech girişimi olma yolunda hızlı adımlarla ilerlemesi beni çok heyecanlandırıyor. Yeni nesil eğitimi daha sık konuştuğumuz bu günlerde geleceği şekillendirecek bu girişimin yatırımcısı olabildiğim için çok mutlu ve gururluyum.”

İzzet Halyo ise: “Hibrit eğitim sistemi dünyada pandemiden sonra da kalıcı olacak ve VRLab Academy’nin dünya pazarında önemli bir açığı kapatacağını düşünüyorum. Ülkemizden Edtech alanında da bir “unicorn” çıkabileceğine inanıyorum ve VRLab Academy ile bu hedefe koşuyor olmaktan heyecanlıyım.” dedi.

Girişimcilik Vakfı Fellow Programı 2021 yılı başvuruları açıldı

Türkiye’de girişimcilik ekosistemini geliştirmek ve gençlere ilham vermek üzere kurulan Türkiye Girişimcilik Vakfı tarafından girişimcilik potansiyeli yüksek gençler için özel olarak hazırlanan Fellow Programı’na katılmak ve GİRVAK fellow’u olabilmek için başvurular başladı. Girişimcilik Vakfı, girişimcilik fikirlerine değil potansiyellerine bakarak seçtiği, Türkiye’nin dört bir yanından okuduğu üniversite ve bölüm fark etmeksizin tüm gençleri eşsiz bir yolculuğa katılmaya davet ediyor.

Fellow Programı’na katılmak isteyen öğrenciler, 14 Haziran 2021 tarihine kadar girisimcilikvakfi.org adresindeki başvuru formunu doldurarak başvurularını gerçekleştirebilecek. Programa, Türkiye’de ikamet edip T.C. vatandaşı olan, bir üniversiteye girmeye hak kazanmış ve kayıt yaptırmış, üniversitelerin hazırlık, 1, 2, 3 ve 4. sınıflarında okuyan 17-24 yaşları arasındaki tüm gençler katılabiliyor.

Fellow Programı gençlere neler sunuyor?

Fellow Programı’na katılma şansı bulan gençler, program kapsamında ulusal ve uluslararası bir ağın parçası oluyor. Her iki ayda bir rol model alabilecekleri başarılı girişimcilerle bir araya gelerek onların hikâyelerinden ilham alma fırsatını yakalayacak olan girişimci adayları, üniversitelerinde girişim elçileri olarak görev alıyor. Seçilen fellow’ların en önemli misyonları arasında kendi çevrelerinde girişimcilik kültürünü yaymak, çarpan etkisi yaratmak ve Girişimcilik Vakfı’nın “giveback” felsefesi doğrultusunda toplumdan aldıkları destekle kazandıkları deneyimi yine toplumla paylaşarak başarıyı çoğaltmak bulunuyor. Seçim sürecini başarıyla tamamlayan fellow’lar, program kapsamında bir yıl boyunca burs almaya hak kazanıyor.

Challenger Programı

Fellow Programı kapsamında, programa başvuranlar arasında hazırlık, 1’inci ve 2’inci sınıfta okuyan, girişimcilik potansiyeli yüksek gençler Challenger Programı’nda bir araya geliyor. Her iki ayda bir online ChallengerUp’larda bir araya gelen challenger’lar, ilham verici girişimci hikayelerini dinliyorlar. Online olarak gerçekleşen ChallengerUp’larda tematik, eğitsel içerikler üzerine alanında uzman kişiler misafir ediliyor. Challenger’ların istedikleri alanlarda ve kendilerini geliştirebilmeleri için çeşitli uzaktan eğitim araçlarına ve programlarına katılımları sağlanıyor. Ayrıca, girişimcilik ekosisteminde bulunan girişimlerde veya kurumsal şirketlerde staj ve ilk çalışma deneyimleri için fırsatlar paylaşılıyor. Challenger’lar kendileri gibi özelliklere ve hedeflere sahip gençlerle, GİRVAK çatısı altında bir yıl süresince aynı toplulukta var oluyorlar.

Mehru Aygül, GİRVAK genel müdürü

GİRVAK Genel Müdürü Mehru Aygül, “Girişimcilik Vakfı olarak 7. yılımızda ulaştığımız 24 milyon gençle girişimcilik kültürünü yaygınlaştırmak ve ülkemizde girişimciliğin önündeki engelleri kaldırmak için çalışıyoruz. Dünyada eşi benzeri olmayan gençlik programlarımızla her yıl yüz binlerce gence yeni bir geleceğin ilhamını veriyoruz. Dünya olarak içinden geçtiğimiz bu zor dönemde de değişimin ve geleceğin girişimcilikle iyileşeceğine inancımız tam. Bu yıl da üniversite öğrencisi gençlerimizi Fellow Programı’na başvurmaya, eşsiz bir network ve onlarla aynı bakış açısını paylaşan güçlü gençlerle bir araya gelerek eşsiz bir yolculuğa çıkmaya davet ediyoruz.”

Mart ayında internetten yapılan kartlı ödemeler 33 milyar TL’ye ulaşırken toplamda 127 milyar TL oldu

Bankalararası Kart Merkezi (BKM), 2021 yılının mart ayına ilişkin kartlı ödeme verilerini açıkladı.

BKM’nin verilerine göre, mart ayı sonunda Türkiye’de 78 milyon adet kredi kartı, 142,5 milyon adet banka kartı ve 46,8 milyon adet ön ödemeli kart kullanılıyor. 2020 yılının mart ayı ile kıyaslandığında kredi kartı adedinde yüzde 10’luk, banka kartı adedinde yüzde 6’lık, ön ödemeli kart adedinde ise yüzde 39’luk artış yaşandı. Toplam kart sayısı ise 267,3 milyon adede ulaşarak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12 oranında artış gösterdi.

Tablo 1: Kart Sayıları (Milyon Adet) Gelişimi

Mart ayında 127 milyar TL tutarında kartlı ödeme yapıldı

BKM verilerine göre, kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlar ile mart ayında yapılan toplam ödeme tutarı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 48 artarak 127 milyar TL oldu. Bu ödemelerin 106,3 milyar TL’si kredi kartları ile yapılırken 18,9 milyar TL’sinde banka kartları, 1,5 milyar TL’sinde ise ön ödemeli kartlar kullanıldı. Buna göre, kredi kartı ile ödemelerde önceki yılın aynı dönemine göre büyüme oranı yüzde 47, banka kartı ile ödemelerde yüzde 48 olurken ön ödemeli kartlar ile yapılan ödemelerde ise bu oran yüzde 232 olarak gerçekleşti.

Tablo 2: Kartlı Ödeme Tutarı (Milyar TL) Gelişimi

Kartlarla yapılan ödemelerde en fazla artış kamu/vergi ödemeleri sektöründe görüldü
Mart ayında kartlarla yapılan ödemelerin sektör dağılımı incelendiğinde geçen yılın aynı dönemine göre en fazla büyüme yüzde 236 artış ve 6,8 milyar TL’lik ödemeyle kamu/vergi ödemeleri sektöründe gerçekleşti. Bu artışta vergi borcu yapılandırmalarının ilk taksitlerinin ödenmesinin etkili olduğu görüldü. Kamu/vergi ödemeleri sektörünü sırasıyla, yüzde 92 artış ve 9 milyar TL’lik ödeme ile giyim ve aksesuar, yüzde 89 artış ve 9,5 milyar TL’lik ödeme ile elektronik eşya, yüzde 75 artış ve 4,3 milyar TL’lik ödeme ile mobilya ve dekorasyon, yüzde 65 artış ve 2,9 milyar TL’lik ödeme ile de eğitim/kırtasiye sektörleri takip etti.

Tablo 3: En Fazla Kartlı Ödeme Tutarı (Milyar TL) Artışı Görülen Sektörler

İnternetten kartlı ödeme tutarı geçen yılın 2 katına ulaştı

İnternetten kartlı ödemeler marketten yemek siparişlerine, perakendeden vergi ödemelerine kadar hayatın her alanında tercih edilmeye ve hızla yaygınlaşmaya devam ediyor. İnternetten kartlı ödeme tutarı mart ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 100 artarak, 33 milyar TL’ye ulaştı. İnternetten kartlı ödemelerin toplam kartlı ödemeler içindeki payı ise, geçen yıl mart ayında yüzde 19 iken bu yıl yüzde 25’e ulaştı; yani her 4 TL kartlı ödemenin 1 TL’si internetten gerçekleşti.

Tablo 4: İnternetten Kartlı Ödeme Tutarı (Milyar TL) Gelişimi

İnternetten ödeme gerçekleştirilen kart sayısı yüzde 38 artarak 26 milyona ulaşırken, internetten ödeme yapılan işyeri adedi yüzde 37 artarak 70 bin adedi geçti

Mart ayında toplam 26 milyon farklı kart ile internetten ödeme gerçekleşirken bu sayının geçen yıla göre yüzde 38 oranında arttığı görülüyor. Bu durum internetten kartlı ödemelerin kullanıcılar tarafından ne kadar yaygın kullanıldığına işaret ediyor. İşyeri tarafında da dijital dönüşüm hızla devam ederken mart ayında internetten kartlı ödeme gerçekleşen işyeri adedi geçen yıla göre yüzde 37 artarak 73 bin adede ulaşmış durumda. Hem kart kullanıcısı hem de işyerlerinde yaşanan bu dönüşüm internetten ödemelerin ne kadar hızlı yaygınlaştığını gösteriyor.