Ana Sayfa Blog Sayfa 584

Musixen, global pazarda hizmet vermek için ilk adımını Azerbaycan’a attı

2020 yılında hayata geçerek dijital performans platformu ve müzisyen pazaryeri olarak konumlanan Musixen, müzisyen ve sahne sanatçılarının canlı performanslarını dijital ortama taşıyarak sanatseverlere de istedikleri yerde dijital konser izleme fırsatı sunmaya devam ediyor.

Dünyaca ünlü girişimcilik fonu ve teknoloji üssü Plug and Play’den yatırım alan Musixen, uluslararası alanda hizmet vermek için ilk adımını Azerbaycan’a attı.

Pandemi dönemiyle gelir kaybı yaşayan pek çok müzisyen ve sahne sanatçısına umut olan Musixen, Türkiye’nin adını YouTube, Instagram, Spotify, Facebook gibi global devlerin arasına sokmak, kaliteli dijital canlı müzik performansları ve canlı sahne sanatlarının yer aldığı global bir içerik platformu olmak adına çalışmalarını sürdürüyor.

Müzisyen ve sahne sanatçılarının seslerini duyurabilecekleri, sanatseverlerin de sevdikleri sanatçıların canlı performanslarını izleyebilecekleri Musixen uygulamasında, poptan elektroniğe, rock’tan halk müziğine pek çok müzik türü yer alıyor. Sadece müzik değil, sahne sanatlarının her türüne kucak açan Musixen, uluslararası alanda ilk çalışmalarına başladı.

Geçtiğimiz günlerde dört farklı ünlü Azeri sanatçı ile yayın yapılan Musixen uygulamasında, Bakü’nün popüler isimlerinden Çınare Melikzade de performans sergiledi. Çınare Melikzade’nin bir buçuk saat süren yayınına, yaklaşık 1000 izleyici katıldı.

Azerbaycan’daki sanatçılara ulaşmak adına, orada faaliyet gösteren bir menajer ile süreçleri yürütmeye devam ettiklerini belirten Musixen’in kurucusu Çağrı Bozay, şunları söylüyor: “Biz de, buradaki ekibimiz ile Azerbaycan’daki sanatçılar ile iletişime geçerek, bölgenin popüler isimlerinin platformumuzda yer alması için çalışıyoruz. Azerbaycan’daki sanatçı sayımızın artmasıyla birlikte, bu ülke özelinde kullanıcı edinme üzerine pazarlama çalışmalarını da başlatıyor olacağız. Sonraki hedefimiz ise, MENA, Avrupa ve Amerika pazarında faaliyete geçmek olacak.” dedi.

Petify: Evcil hayvan sahipleri ile hizmet sağlayıcılarına çözümler sunan yerli girişim

Yerli girişim Petify, evcil hayvan sahipleri ve hizmet sağlayıcılarını bir araya getirerek ekosistemin ihtiyaçlarına yönelik çoklu inovatif çözümler geliştiren teknoloji odaklı sosyal girişimdir.

Alphan Yuvalı tarafından Aralık 2018’de İstanbul’da kurulan girişim, evcil hayvan sektöründe hizmet veriyor ve yaklaşık 10 kişilik bir ekibi var. Petify, evcil hayvan sahipleri ve sektördeki hizmet sağlayıcıların ihtiyaçlarını sadece birkaç tıklamayla karşılayabileceği özellikler sunarken, girişimin tüm ekosistemi tek bir çatı altında buluşturarak 360 derece hizmet anlayışına sahip olması, diğer benzer çözümlerden ayrıştığı çözüm olarak önümüze çıkıyor.

Evcil hayvan sahiplerine çok yönlü çözüm

Alphan: “Teknoloji odaklı bir pet dünyası oluşturma vizyonu da diyebiliriz. Sunmakta olduğumuz ve sunmayı planladığımız hizmetlerimizi parça parça sunan rakiplerimiz mevcut, ancak tek bir platform olarak çalışan rakibimiz Türkiye’de bulunmamakta, uluslararası arenada ise PetPaw gibi rakiplerimiz bulunuyor.” dedi.

Girişimin kullandığı teknolojiler

  • SaaS için Ruby on Rails ve Laravel framework iskeleti tercih edildi.
  • B2C için PHP dili kullanıldı.
  • RDBMS olarak PostgreSQL kullanıldı.
  • AWS üzerinde veritabanı mimarimiz inşa edildi.

B2B SaaS bulut çözümü PetifyVet, mobil uyumlu tasarlanan arayüzleriyle web sitesi üzerinden kullanılıyor ve veteriner kliniklerine dijital bir asistan gibi hizmet veriyor. Evcil hayvan sahiplerine yönelik B2C platformu ise BETA aşamasında geliştirilmeye devam ediyor.

Hedeflerle ilgili Alphan: “2021 yılının sonuna kadar veteriner kliniklerinde yüzde 5 pazar sahibi olmayı ve B2C odaklı tasarlanmakta olan mobil uygulamamızla birlikte 2 yıl içerisinde 200 bin son kullanıcıya ulaşmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki 3 yıl içinde Türkiye’de evcil hayvan endüstrisinin lider şirketi olmayı ve yakın coğrafyadan başlayarak franchising yöntemiyle global pazarlara açılmayı planlıyoruz.”

Petify, Ankara merkezli bir konsorsiyumdan hibe aldı ancak henüz bir yatırım sürecine dahil olmadı. Bu konuyla ilgili bir gelişme olduğunda da takipçisi olacağız. Ayrıca yeni özelliklerini de paylaşmaya devam edeceğiz.

Speedy Market: Teslimatları robotlar tarafından yapılan yerli otonom online market

Konut, işyeri ve hastane gibi yoğun insan trafiği olan alanlarda teslimat ve servis robotları geliştiren Saha Robotik ve Teslimat Teknolojileri‘nin yeni ürünü yüksek teknolojili otonom market konsepti Speedy Market ile sizleri tanıştıralım.

Murat Ayrancı, Emre Çekiç ve Orhan Gazi Hafif tarafından kurulan Speedy Market, binaya özel kurulan ve teslimatları robotlar tarafından yapılan otonom online market konseptidir.

Bu otonom robotlar, girişimin asansör firmalarıyla yaptığı partnerlik ile dünyada asansörleri de kablosuz iletişim ile kullanabilen az sistemden biridir. Yani robotlar bulunduğunuz kata gelirken asansörleri tamamen kendisi yönetiyor. Ayrıca insan trafiğinin içerisinde güvenli bir navigasyon araması da yapabiliyor.

Eğer bulunduğunuz lokasyonda bu sistem varsa, Google Play ve Apple Store üzerinden Speedy Market uygulamasını akıllı telefon ve tabletlerinize indirerek kolayca sipariş verebilirsiniz. Verilen siparişin ardından ürünleri teslim almak için otomat sistemine giden Speedy, tüm ürünleri el değmeden teslim alıyor. Binanın kat planlarına ve asansör sistemine entegre olan Speedy en kısa zamanda siparişinizi kapınıza getiriyor. Siparişi tam zamanında getiren Speedy zilinizi çalar ve telefonunuza bildirim gönderir. Speedy kapınızın önünde beklerken akıllı cihazlarınıza gelen bildirime dokunarak Speedy’nin kapağını açabilir ve ürünlerinizi güvenle teslim alabilirsiniz. Ayrıca yolculuğu esnasında da tam olarak nerede olduğunu görebilirsiniz.

Kurucu ortak Murat Ayrancı, hedeflerle ilgili: “Saha robotik olarak geliştirdiğimiz servis ve teslimat robotlarını farklı sektörlerce kolay kullanıcı arayüzü ile kullanılabilmesini istiyoruz. Ayrıca Speedy.market konseptimizde ise büyük gıda perakende şirketlerine teknolojisi sağlayıcısı olarak hizmet vermek hedeflerimiz arasında. Speedy.market konsepti 5 dakika içinde teslimat yapabilen ve dünyada rakibi olmayan orijinal ve inovatif bir konsept.” dedi.

Girişimle ilgili yeni gelişmeler oldukça sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Yerli girişim MindBehind, WhatsApp’ın işletme çözümü sağlayıcısı oldu

Yerli girişim MindBehind, dünyada sınırlı sayıda bulunan WhatsApp İşletme Çözümü Sağlayıcılarından (BSP) oldu.

BSP’ler, aralarında artık MindBehind’ın da bulunduğu küresel bir topluluk; WhatsApp Business API konusunda uzman birkaç düzine girişimi kapsıyor. MindBehind, Türkiye’de WhatsApp İşletme Çözümü Sağlayıcısı (BSP) olan ilk yerli girişimlerden biri oldu.

180 ülkede 2 milyar aktif kullanıcısıyla dünyanın en popüler mesajlaşma uygulaması olan WhatsApp, Türkiye’de de en aktif kullanılan mesajlaşma uygulaması olarak öne çıkıyor. Durum böyle olunca şirketlerin de WhatsApp’de yer almak istemesi kaçınılmaz.

WhatsApp Business API, orta ve büyük ölçekli işletmeler için WhatsApp tarafından sunulan bir çözüm. WhatsApp Business API kullanan şirketler, müşterilerinin anlık mesajla ilettikleri taleplerine tek bir telefondan yetişmeye çalışmak yerine, pek çok müşteriye aynı anda, aynı numara üzerinden cevap verebilecek şekilde birden çok müşteri temsilcisi ile destek sağlayabiliyor ve yine uygulamada sanal asistanlar gibi yapay zekâ destekli çözümleri kullanabiliyor. Ayrıca tüm mesaj akışları entegrasyonlar sayesinde CRM ve ERP gibi servislerle konuşabiliyor ve tüm mesaj akışı raporlanabiliyor.

WhatsApp Business API kullanmak isteyen şirketler, bu hizmeti WhatsApp tarafından seçilmiş, mesajlaşma konusunda uzman çözüm sağlayıcılarından alabiliyor; dünyada sınırlı sayıda bulunan bu çözüm sağlayıcılarından biri olan MindBehind, Türkiye’de bu hizmeti sağlayabilen ilk yerli şirketlerden biri olmasıyla dikkat çekiyor. Ayrıca MindBehind her numara için yapılacak hesap kurulumunu Türkiye Data Center ya da On-Premise olacak şekilde de sağlayabilirken, faturalaşma da Türk lirası üzerinden gerçekleşiyor.

WhatsApp ile sundukları bu çözüm hizmetine dair değerlendirmelerde bulunan MindBehind Kurucu Ortağı Anıl Kiper şu ifadeleri kullandı:

Uzun zamandır markalarımıza WhatsApp Business konusunda çözümler sağlıyorduk. Ancak bu hizmeti markalarımıza yurtdışı çözüm sağlayıcılarından sunabiliyorduk. Artık gururla söyleyebiliriz ki WhatsApp İşletme Çözümü Sağlayıcısı (BSP) olan ilk Türk girişimlerden biri olduk. Türkiye’deki şirketlere Türkiye’nin en popüler mesajlaşma uygulamasını güvenilir ve ölçeklenebilir bir şekilde kullandırabileceğiz. Sektördeki ve mesajlaşma alanındaki deneyimimiz ile şirketlere WhatsApp yolculuklarında yardımcı olmayı ve WhatsApp işletme çözümlerini tam potansiyeliyle kullanabilmeleri için onları desteklemeyi heyecanla bekliyoruz.

Earlybird yatırımlarından UiPath, New York Borsası’nda halka arz oldu

Earlybird‘ün Digital East Fund kapsamında 2018 yılında yatırım yaptığı robotik süreç otomasyonu (RPA) girişimi UiPath, New York Borsası’nda halka arz oldu yani teknik ifadeyle IPO yaptı.

Kurumsal şirketlerin otomasyon süreçlerini hedefleyen UiPath, 2015 yılında Daniel Dines ve Marius Tîrcă tarafından Romanya’da kuruldu ve daha sonrasında ABD’ye açılarak çalışmalarını bu pazar odağında sürdürdü. UiPath’ın geliştirdiği otomasyon sistemi, global odaklı şirketlerde çalışan insanları bire bir taklit ederek, bu süreci tamamen robotik hale getiriyor. Özellikle rutin işlerde insan hatasını ortadan kaldırmayı, süreci hızlandırmayı ve daha hızlı rapor almayı amaçlıyor.

Earlybird’ün Digital East Fund yatırımı: UiPath

UiPath, global kaynaklardan edindiğimiz bilgi ile 2015 yılında Earlybird’ün Digital East Fund’ı, Seedcamp ve Credo Ventures’ın katıldığı turda 1.6 milyon dolar yatırım aldı. 2017’de Accel’in liderlik ettiği turda 30 milyon dolar yatırım aldı. Temmuz 2020’de 10.2 milyar dolar değerleme üzerinden 225 milyon dolar yatırım aldı ve aradan geçen 7 aylık bir süreçten sonra Şubat 2021’de ise 35 milyar dolara ulaşan değerlemesi ile 750 milyon dolarlık yatırım turunu kapattı.

New York Borsası’nda IPO yapmasıyla birlikte de, 2015 yılında 1.6 milyon dolarlık yatırım yapan ilk yatırımcıları aradan geçen 6 yılın ardından bu %220.000 yani 2200x çarpana ulaşacağı söyleniyor.

Daniel Dines

Kuruculardan Daniel: “Biz bu girişimi hayata geçirdik çünkü insanlara rutin işlerde harcanan zamanı ve stresi azaltmaya yardımcı olabileceğimizi farkettik. Biz de bu süreci robotikleştirdik. Ürettiğimiz teknoloji sayesinde insanlar, gerçekten zevk aldıkları ve kendilerine değer üretebilecekleri işleri odaklanmak için zaman buldular. İnsanların robot olmasına gerek kalmadan, biz onların yerine rutin işlerini yapabilecek bir robot yaptık.

Dijital bir çağda yaşıyoruz ancak bilgi çağından öncesinde olduğu kadar da birçok iş sıkıcı ve tekrarlı kaldı. Dosyalama, belgeleme, veri girişi, veri işleme vb. örnek olarak gösterebilir. Dolayısıyla insanlar monotonluktan kurtulamadı. Düşünüp üretmek için onlara araçlar tanımak yerine, yoğun çalışmalar için araçlar sunuldu. İşleri hızlı bir şekilde sonuçlandırmanın ötesine geçilmedi ve günlerini doldurmaları için düzinelerce yeni yeni işler verildi.

Daha iyisini yapmalıyız. Daha iyisini yapabiliriz. Ve şimdi sunduğumuz otomasyonla daha iyisini yapıyoruz. İnsanlar, UiPath ile, işletmelerin karşılaştığı zor sorunları düşünüp çözebilir, yeni iş birlikleri yapabilir ve tekrarlayan sıkıcı görevlerden kurtulabilir. UiPath, işletmeleri tam otonom hale getirir.

Yolculuğumuz Romanya’da bir apartmanda 10 kişi ile başladı. Altı yılda büyüdük ve yaklaşık 30 ülkede faaliyet gösteren çok uluslu bir şirket haline geldik ve şimdiye kadarki en hızlı büyüyen modern kurumsal yazılım şirketlerinden biri olduk. Bu durum, ürünümüze, yenilik hızımıza ve pazar fırsatlarına mükemmel bir şekilde uyum sağlamamıza bağlıdır.

Çalışanlarımıza, binlerce müşterimize ve ortaklarımıza: UiPath’e olan güveniniz için teşekkür ederiz. Sizi ve şirketinizi, başarıya giden yolda desteklemek için buradayız ve burada olmaya devam edeceğiz.” dedi.

2018 yılında Trendyol’un büyük hissesini satın alan Alibaba, şirkete 350 milyon dolarlık sermaye artışı yaptı

Reuters’ın haberine göre dünyanın en büyük eticaret sitelerinden biri olan ve herkes tarafından bilinen Alibaba, Türkiye’nin en değerli eticaret sitelerinden olan Trendyol‘a, 350 milyon dolarlık bir sermaye artışı yaptı.

Trendyol’un henüz doğrulamadığı bu haberi Reuters, Çin ticaret siciline yapılan bir girişe göre tespit etmiş. Değerlemesi henüz açıklanmasa da 10 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’den çıkan bir decacorn girişim diyebiliriz.

Trendyol, yabancı yatırımcılardan da destek alarak Türkiye’nin eticaret pazarında lider konumunu koruyor. 2018 yılında Trendyol’u satın alan Alibaba, kayda göre işlem sonrasında hissesini yüzde 86,5’e çıkarmış.

getir’e yapılan yatırımı göz önünde bulundurursak, bu iki sürecin farklı olduğunu söyleyebiliriz. getir’in yatırımı, Türk kurucuların hisselerinin büyük çoğunluğuyla kapandı.

Dile getirdiğimiz gibi bu zaten Trendyol’un büyük hissesine sahip olan Alibaba’nın, şirket içerisindeki hisselerini arttırmak için yaptığı bir ek sermaye yatırımıdır.

Trendyol’dan da bu konuyla ilgili resmi bir açıklama yapıldığında sizlerle paylaşacağız.

Son olarak; Bizim duyurduğumuz getir’in unicorn olduğu yatırım haberi, halen son zamanların en büyük haberi olma özelliğini koruyor 🙂 Küçük bir ekiple hızla büyümemizi sürdürüyoruz.

Yerli fintech girişim PayTR, 2021’in ilk çeyreğinde işlem adedinde yüzde 560 büyüdü

Geliştirdiği ürün ve teknolojilerle müşterilerinin ve tüketicilerin hayatlarını kolaylaştıran ödeme şirketi PayTR, 2021 yılının ilk çeyreğinde, pandeminin henüz başlamadığı 2020 yılının ilk çeyreğine göre işlem adedinde yüzde 560, işlem tutarında ise yüzde 153 büyüme gerçekleştirdi.

2020 ile 2021 yıllarının ilk çeyrekleri karşılaştırıldığında en çok satış artışı görülen kategoriler; yüzde 261 ile kadın hazır giyim, yüzde 148 ile aksesuar ve konfeksiyon, yüzde 107 ile evcil hayvan mağazaları, yüzde 93 ile muhtelif ev eşyaları, yüzde 87 ile bilgisayar ürün ve hizmetleri, yüzde 83 ile kozmetik ve yüzde 23 ile kitapçılar oldu.

Gıda mağazaları dijitale yöneldi

Pandeminin olmadığı 2020’nin ilk üç ayı ile dijitalleşmeye yönelimin arttığı 2021 yılının ilk üç ayında PayTR’a üye olan iş yerlerinin kategorileri incelendiğinde ise en fazla artışın yüzde 197 ile muhtelif gıda mağazalarında olduğu görülüyor. Onu sırasıyla yüzde 176 ile otomotiv parça ve aksesuar mağazaları, yüzde 163 ile kadın hazır giyim mağazaları, yüzde 129 ile okullar ve eğitim hizmetleri, yüzde 113 ile bilgisayar ürün ve hizmetleri, yüzde 102 ile ayakkabı mağazaları, yüzde 97 ile aksesuar ve konfeksiyon mağazaları, yüzde 71 ile hediyelik eşya mağazaları ve yüzde 68 ile kozmetik mağazaları izliyor.

“Hedefimiz 6 milyarlık bir hacme ulaşmak”

Pandemiyle birlikte tüm sektörde dijitalleşmenin ön plana çıktığını söyleyen PayTR Genel Müdürü Tarık Tombul; “2020’nin ilk üç aylık verileri ile 2021’in ilk üç aylık verilerine baktığımızda pek çok sektörde dijitalleşmenin ön plana çıktığını ve toplam perakende içinde online perakende hacminin büyük bir artış gösterdiği görüyoruz. Pandeminin etkisi hem online alışverişlere hem de tercih edilen kategorilere yansıdı. 2021 yılı, dijital dönüşümün aynı hızla devam edeceği bir yıl olacak. 2021 yılında hedefimiz 6 milyarlık bir hacme ulaşmak” dedi.

Oyun geliştirmek isteyen girişimciler için İTÜ ARI Teknokent’te yeni merkez: Yazılım Laboratuvarı

Sizlere 9 Nisan’da Lenovo Türkiye ve İTÜ ARI Teknokent ortaklığında özellikle oyun girişimleri odaklı bir yazılım merkezinin açıldığını paylaşmıştık.

Açılan bu merkez bizi oldukça heyecanlandırdı. Laboratuvara yüksek kapasiteye sahip iş istasyonları ve oyun girişimcilerinin oyun geliştirme noktasında ihtiyacı olabilecek güçte bilgisayarlar yerleştirildi.

Biz de bu alanla ilgili kaynağından bilgi almak adına merkezi ziyaret ettik ve Lenovo Türkiye genel müdürü Emre Hantaloğlu ve İTÜ ARI Teknokent genel müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş ile bir video içerik ürettik. Bize burasıyla ilgili detaylı bilgi verip girişimcileri bu alandan faydalanmak üzere davet ettiler. Siz de oyun geliştiren bir girişimseniz, hemen başvuru yapabilirsiniz.

YouTube’un çocuklara özel uygulaması YouTube Kids, Türkiye’de hizmete sunuldu

YouTube Kids çocukların yeni içerikleri ve ilgi alanlarını keşfetmelerini daha eğlenceli ve daha güvenli hale getiriyor. Ebeveynlere de bu dijital deneyimi özelleştirmek için kullanımı kolay denetim araçları sunuyor.

YouTube’un çocuklara özel uygulaması YouTube Kids, Türkiye’de hizmete sunuldu. YouTube Kids’in Türkiye lansmanı; Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İnternet Güvenliği Derneği ile Google Türkiye yetkililerinin katılımıyla bugün düzenlenen basın toplantısıyla gerçekleşti. YouTube Kids çocukların dijital dünyada eğlenmesini, keşfetmesini, öğrenmesini daha güvenli hale getirip yerel içeriklerle destekleyen bir uygulama. Uygulama, ebeveynlere çocuklarının bu dijital deneyimini özelleştirmek için kullanımı kolay denetim araçları sunuyor.

On üç yaş altı çocuklar için geliştirilen YouTube Kids tamamen onların kullanımına özel tasarlanmış ve YouTube’dan ayrı bir web sitesi, Android ve İOS cihazlar için ayrı bir mobil uygulaması olan yepyeni bir video izleme platformu. YouTube Kids’in geniş içerik havuzu, yaş grubuna göre 4 yaş altı, 5-7 yaş arası ve 8-12 olarak kategorize edildi. Çocuklar YouTube Kids’de yer alan kanallar, çalma listeleri ve yepyeni içerikler aracılığıyla öğreniyor ve eğlenme olanağı buluyor. YouTube Kids altında sunulan çeşitli kategorilerden bazıları ise şöyle: Öğrenme & Hobiler, Sanat & El Sanatları, YouTuberlar & Aile Vloggerları, Müzik & Dans, Oyuncak & Oyun.

Google’dan çocuklar için daha güvenli bir dijital dünya

Google Türkiye, 2006 yılından bu yana Milli Eğitim Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ve STK’larla işbirlikleri çerçevesinde dijital vatandaşlık, çocukların internette güvenliği, dijital ebeveynlik konularında pek çok proje ve program yürütüyor.

YouTube Kids: Güvenle Keşfetmek ve Eğlenmek için

YouTube Kids uygulaması ile Google, Türkiye’de çocuklara daha güvenli bir dijital deneyim sunmak için devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları ve uzmanlar ile birlikte çalışarak ailelere sunduğu araçlar ve kaynaklara bir yenisini ekliyor. YouTube Kids çocuklara merak duydukları konuları daha güvenli ve zengin içeriklerle keşfetme imkanı sunarken ebeveyn denetimleri ile güçlendirilmiş, çocuklar için tasarlanmış bir YouTube deneyimi sunuyor.

Her ailenin farklı, her çocuğun ilgi alanının özgün olduğu bilinciyle geliştirilen YouTube Kids, kullanıma sunulduğu birçok ülkede ebeveynler ve çocuklar tarafından en çok tercih edilen uygulamalar arasında yer alıyor. Çocukların sağlıklı dijital alışkanlıklar edinmesinde destek olan uygulama, Türkiye’deki çocukların yakından tanıdığı, sevdiği Sevimli Dostlar, Kral Şakir, Pepee ve Niloya gibi yerel ve kültürel olarak duyarlı ve alakalı içeriklerle ailelerle buluşuyor.

Aileye Özel Deneyim Olanağı

YouTube Kids ebeveynlere, her ailenin kendisi için doğru deneyimi seçebilmesi için bir dizi kullanımı kolay denetim özelliği de sunuyor. Anne-babaların çocuklarının YouTube Kids deneyimini yönetilmesine imkan sağlayan özellikler arasında şunlar yer alıyor:

Kişiselleştirilmiş profiller: Bu özellik, ebeveynlerin çocukları için ayrı profiller yaratmasına izin veriyor. Böylelikle, farklı yaşlardan ve farklı ilgi alanlarına sahip çocuklar için ayrı izleme tercihleri ve tavsiyeleri oluşturulabiliyor.

Ebeveyn onaylı içerik: Çocuklarının hangi içerikleri izleyebileceği konusunda tam kontrol sahibi olmak isteyen ebeveynler için ise YouTube Kids’in “Yalnızca Onaylı İçerik” modu öne çıkıyor. ‘Yalnızca Onaylı İçerik’ modu seçildiğinde çocuklar sadece ebeveynlerinin manuel olarak seçtiği ve onayladığı videoları veya kanalları izleyebiliyor.

Aramayı kapatın: Arama kapatıldığında, çocuğunuz video arayamıyor ve sadece belirli bir kanaldaki/kanallardaki videoları izleyebiliyor.

Dahili zamanlayıcı: Dahili zamanlayıcı sayesinde, ebeveynler çocuklarının ekran karşısında geçirdikleri süreyi kolaylıkla belli sınırlar içinde tutabiliyor. Oturum bittiğinde, çocuk uygulama tarafından bilgilendiriliyor.

Kanal veya İçerik Engelleme: Ebeveynler, tek bir tuşa tıklayarak belirli kanalları ve içerikleri engellemeyi seçebiliyor.

Zorlu Holding’in kurum içi girişimcilik programı Parlak Bi’Fikir kapsamında yatırım aşamasına gelen 4 girişim

Zorlu Holding’in kurum içi girişimcilik programı Parlak Bi’Fikir’in ikinci döngüsü kapsamında, Jüri’nin değerlendirmesi sonucunda yatırım görüşmesi yapmaya hak kazanan fikirler belli oldu.

Yatırım görüşmesi için Vestel Ventures ile masaya oturacak Be Right Back, Geliverio, Ne Ekersen ve Selffix takımları, yatırım için el sıkışıldığı takdirde, Zorlu Holding’in yüzde 25 ortaklığında birer start-up olarak faaliyet göstermeye başlayacak. Görüşmeler sonunda yatırım kararında hemfikir kalınamayan girişim adayı takım üyeleri ise Zorlu Grubu’nda inovasyon elçisi olarak yolculuklarına devam edip; kurumun inovasyon kültürünün dönüşmesinde etkin rol oynayacak.

Parlak Bi’Fikir programına gelen 700’ü aşkın fikir arasından seçilerek tohum yatırım alan 8 proje takımı, 15 Nisan 2021 Perşembe günü, nihai yatırım almak için Jüri karşısında sunumlarını gerçekleştirdi.

Dört takım yatırım görüşmesi yapacak

Jüri üyelerinin değerlendirmesi neticesinde finale kalan sekiz takım arasından Be Right Back, Geliverio, Ne Ekersen ve Selffix takımları yatırım görüşmesi yapmaya hak kazandı.

Takımlardan Be Right Back, oyunculara istediği oyunu, istediği zaman, dilediği cihazdan oynama imkanı sunan bir yazılım geliştiriyor. Geliverio, kargo şirketlerine kolay gönderi deneyimi sağlarken işletmelere dinamik fiyatlama ve hızlı teslimat ile en uygun kargo alternatiflerini sunan bir uygulama üzerine çalışıyor. Yatırım görüşmesine hak kazanan diğer bir takım olan Ne Ekersen, çiftçiler için başta hasat olmak üzere çeşitli akıllı tarım hizmetleri sağlayan bir teknoloji firması olarak öne çıkıyor. Selffix ise elektronik ürünlerin servis ihtiyaçlarını uzaktan çözmeye yönelik bir platformun geliştirilmesine odaklanarak uçtan uca etkileşimi yeniden tasarlayan bir araç olmayı hedefliyor.

Seçilen takımlar, yatırım görüşmesi için masaya oturacak. Bu süreç sonunda yatırım için el sıkışılan projelere Zorlu Holding yüzde 25 ortak olacak. Ayrıca hukuk, muhasebe, finans, iletişim gibi birçok alandaki ihtiyaçları da Zorlu Holding tarafından sağlanacak.

Pandeminin getirdiği belirsizliklere rağmen Parlak Bi’Fikir’in ikinci döngüsünü gerçekleştirdiklerini dile getiren Zorlu Holding CEO’su Ömer Yüngül; “Akıllı Hayat 2030 stratejimizin en kritik süreçlerinden biri olan kurum için girişimcilik programımız Parlak Bi’Fikir’de ikinci döngüyü ne mutlu ki tamamlıyoruz. Pandemi döneminde grup olarak inovasyon odaklı yaklaşımı, çeviklik ve hızlı öğrenme gibi meziyetlerimizi daha da geliştirdik. Girişim dünyasında yaygın olan bazı kavram ve çalışma biçimlerini de kurum kültürümüze daha çok entegre ettiğimiz bir dönemden geçtik. Hukuk, insan kaynakları, satın alma, muhasebe, kurumsal iletişim, finans Vestel Ventures ekibi başta olmak üzere tüm proje ekibi canla başla çalıştı; ekiplere destek verdi. Mentorluk üstlenen, arkadaşlarımıza bilgi ve deneyimlerini aktaran yönetici arkadaşlarım, her kademede desteğini esirgemeyen bu sürece inanan, heyecan duyan herkese teşekkür ediyorum. Girişimcilik ve inovasyon ruhunu kurum kültürümüzde pekiştirmeyi amaçlayan bu yolculukta; belirsizliklerle dolu bir dönemde sorumlu oldukları görevleri en iyi şekilde yerine getirirken; bir yandan da bu programın parçası olan, azim ve kararlılıkla çalışmaya devam eden tüm ekip üyelerimizi gönülden kutluyor, teşekkür ediyorum.” dedi.

Parlak Bi’Fikir sürecinde bir kaybeden olmadığını, herkesin kazandığını dile getiren Vestel Ventures Genel Müdürü Metin Salt; “Kazan-kazan yaklaşımıyla; katılımcıların ve hatta Zorlu Grubu’ndaki herkesin hep birlikte öğrendiği, dönüştüğü bir platform, bir süreç söz konusu… Grubumuzda sürdürülebilirliği bir iş yapış biçimine dönüştürmek adına inovasyon gücümüzü ve girişimcilik kültürümüzü daha da güçlendirme yolunda Parlak Bi’Fikir programı gerçekten kıymetli bir kazanım. Amacımız sadece yenilik bulmak ya da kar odaklı girişimler yaratmak değil. Biz aksine grubumuzda kökten bir değişim başlatmak ve bunu kurum kültürümüze işlemek için bu programı kritik bir araç olarak konumlandırdık. Bu çalışmaların herhangi birine dokunmuş bir çalışma arkadaşımız, kendisini mutlaka geliştirdi ve kurumsal hayatın getirdiği standart kalıplardan sıyrılıp, farklı bakış açıları kazanarak motivasyonunu daha da arttırdı. Programa katılıp yatırım alamayan ama inovasyonu şirket içinde yayan, kurum içi girişimcilik sürecinde aldıkları eğitimler ile iş yapış şekillerine pozitif katkı sağlayan bu arkadaşlarımızı gönülden tebrik ediyorum.” dedi.

İkinci döngüye yoğun ilgi

“Parlak Bi’Fikir”in ikinci döngüsünde Zorlu Grubu genelinde yapılan açık çağrıya; 720 fikirle çalışanlardan yanıt geldi. 168 çalışan da takımlarda yer almak için başvuru yaptı. Yapılan değerlendirmeler sonucunda fikirler ve bu fikirler etrafında birleşen takımlar seçildi. Bu takımlar, çalıştaylar, bootcamp, açık alan ve bireysel dönüşüm atölyeleriyle 200 saate yakın online çalışma gerçekleştirdi. Takımlar, design-thinking ve lean start-up metodlarını kullanarak fikirlerini danışmanlarının ve Vestel Ventures ekibinin katkılarıyla geliştirdi. Her hafta 8 online buluşma ile süreç boyunca 112 buluşma, ek eğitimler, ilham buluşmalarıyla da bir araya geldiler.