Ana Sayfa Blog Sayfa 522

Gıda israfını önlemek için fazla yiyeceklerin paylaşılmasını sağlayan Olio, 36.2 milyon euro yatırım aldı

Londra merkezli topluluk sürdürülebilir platformu Olio, 36.2 milyon euro yatırım aldığını duyurdu.

Komşuları birbirleriyle ve yerel işletmelerle bağlayan Olio, yiyeceklerin paylaşılmasına olanak tanıyor. Son kullanma tarihi yaklaşan yiyecekler, evde yetiştirilen sebzeler veya gıda dışı ev ürünleri Olio aracılığıyla başkalarıyla ücretsiz paylaşabiliyor. Uygulama, kullanıcıların ürünlerin fotoğraflarını yüklemelerine, ürünün nerede ve ne zaman teslim alınabileceğine dair bilgileri eklemelerini sağlıyor.

2015 yılında Tessa Clarke ve Saasha Celestial-One tarafından kurulan şirket, beş milyonluk bir kullanıcı tabanına sahip. Clarke, evini taşırken buzdolabındaki yiyeceklerini verecek kimse bulamaması üzerine bu uygulamayı geliştirmeye başladığını söylüyor. Her yıl 1 trilyon euro değerinde gıda israfı yapıldığı düşünüldüğünde, Clarke’ın bu soruna karşı çıkmak için önemli bir adım attığını söyleyebiliriz. Olio, insanların evlerindeki atıkları azaltmak, daha yerel ve sürdürülebilir şekilde tüketmelerine yardımcı olmak amacıyla kurulmuş. Uygulama, piyasaya sürülmesinden bu yana, 25 milyondan fazla porsiyon yiyeceği ve üç milyon gıda dışı ürünün çöpten kurtarılmasını sağladığını iddia ediyor.

B Serisi finansman turuna mevcut yatırımcılardan VNV Global ve Lugard Road Capital büyük ilgi gösterirken, yemek dağıtım firması Delhivery Hero’nun VC kolu olan DX Ventures da katıldı. Yeni sermaye, şirketin uluslararası genişleme planlarını hızlandırmasını ve sıfır gıda israfı konumuna ulaşma arayışlarında dünyanın dört bir yanındaki gıda işletmelerini ve restoranları destekleyen “Food Waste Heroes” programını hızla büyütmesi için kullanılacak.

Birleşik Krallık’ta bir yıllık hızlı büyümenin ardından Olio, uygulamanın çok güçlü organik büyüme kaydettiği Latin Amerika, Kuzey Avrupa ve Asya’daki 10 kilit pazara odaklanarak dünya çapında varlığını artırmayı planlıyor.

Google, depolama hizmeti Google Drive’ın çevrimdışı modunu herkesin erişimine açıyor

Popüler arama motoru Google, kullanıcıları için geliştirdiği uygulamaları daha premium bir hizmet sunmak için çalışamalarına devam ediyor. Google’ın depolama hizmeti olarak kullanılmaya devam eden Google Drive, internet olmadan bile kullanılabilmenize imkan tanıyor.

Bulut depolama konusunda akıllara gelen Google Drive için şirket, yalnızca birkaç ay önce yeni ve büyük bir değişikliği duyurmuştu. Bu değişiklik ise uygulamanın masaüstü sürümünde büyük bir revizyona girecek olmasıydı. Bu değişikliği uygulamadan önce önemli bir değişikliği de web sürümü için yaparak çevrimiçi modunu aktif hale getiriyor.

Normal süreçte aktif bir bağlantı ihtiyacına duyan Google Drive, iCloud, OneDrive veya diğer bulut depolama servisleri; kritik dosya ve dökümanları erişilebilmesini sağlayarak öne çıkmayı amaçlıyorlar. Google’da web kullanıcıları için bu kritik dosyaları erişime izin vererek kullanıcı deneyimini arttıracak.

Workspace güncellemeri için kullanılan blog sayfasında detayları paylaşan Google, 2019 yılında Drive kullanıcılarının Google Drive Web’i kullanırken çevrimdışı olarak kullanılabilen ve Google dışı dosya türlerini işaretlemesine olanak tanıyan bir beta programı başlatmıştı. Bu özelliği şimdi tü kullanıcılara açacak olan Google, özellik hakkında şunları söylüyor:

“Bu dosyaları çevrimdışı kullanılabilir olarak işaretlediğinizde, bu dosyaları internete bağlı olmasanız bile tarayıcınızdan kolayca açabilirsiniz ancak PDF’ler, resimler ve Microsoft Office dosyaları gibi Google dışı dosyaların, çevrimdışıyken bilgisayarınızda Google Drive Web aracılığıyla yüklü uygulamalar kullanılarak açılması gerekiyor.”

Google, bu özelliğini belirli müşterilerinin erişimine açmış durumda. Tüm kullanıcıların erişimi için planlanan yayınlanma tarihi ise 14 Eylül. Tüm kullanıcıların anında bu özelliğe erişemeyeceğini belirten şirket, herkesin özelliği elde edebilmesi için 15 gün sürebileceğini söylüyor.

Global Yatırım Holding, İstanbul Portföy’deki yüzde 40 opsiyonlu hissesini satın alarak payını yüzde 66,6’ya çıkardı

Global Yatırım Holding (GYH) odaklandığı stratejik sektörlerdeki yatırımlarına devam ediyor.

Bu çerçevede Türkiye’nin en büyük yerli ve bağımsız portföy yönetim şirketi İstanbul Portföy’ün yüzde 40 hissesini satın alma opsiyonuna sahip olan GYH, bu opsiyonunu Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) izninin alınmasına müteakip kullanarak şirketteki payını yüzde 26,6’dan yüzde 66,6’ya yükseltti. Şirket ortakları Hasan Turgay Ozaner, Tufan Deriner ve Alpaslan Ensari’nin payı ise toplam yüzde 22,34 olacak.

Yönettiği varlıkların toplamı 11 milyar TL’yi aştı

İstanbul Portföy’deki opsiyonu kullanma kararı ile ilgili konuşan GYH Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman, “Varlık yönetimi iş kolunda büyüme stratejimiz doğrultusunda, böylesine güçlü bir şirketin çoğunluk hissedarı olduğumuz için çok mutluyuz. İstanbul Portföy, mevcut kurumsal yatırımcı tabanı, alternatif varlık sınıflarında pazar lideri konumu ve yabancı ülke varlık fonları ile Türkiye’nin en kapsamlı varlık yönetimi platformudur. İstanbul Portföy Yönetimi, iki şirketin yıllar içinde biriktirdiği know-how ile yaratılan sinerji sayesinde, Eylül 2020’deki birleşmeden bu yana yönetimi altındaki varlıkları neredeyse ikiye katlamayı başardı ve şu anda 11 milyar TL’yi aştı. Böyle bir referansa sahip olarak, bu şirketin gelecekte pazar lideri olmayı hedefleyerek yeni zirvelere ulaşmaya devam edeceğine inanıyorum” dedi.

Bağımsız portföy yönetim şirketlerinin değerini gösterdik

Actus Portföy ile İstanbul Portföy’ün birleşmesi ile sektörün gelişimi için bir katalizör olduklarını hatırlatan İstanbul Portföy Kurucu Ortağı Hasan Turgay Ozaner, “Birleşme ile birlikte Türkiye’nin en büyük yerli ve bağımsız portföy yönetim şirketi olmuştuk. O günden bu yana hızlı büyümemizi sürdürüyoruz. Elde ettiğimiz tatminkar mali sonuçlarla, finans sektörüne tam bağımsız portföy yönetim şirketlerinin değerini gösterdik. Global Yatırım Holding finans piyasalarında birçok ilke imza atmış bir grup. Kullanılan opsiyon sonrası, birlikte mevcut başarılı performansımızı daha da artıracağımıza inanıyoruz” diye konuştu.

‘Hedeflerimizi daha hızlı gerçekleştireceğiz’

İstanbul Portföy çatısı altında gerçekleşen birleşme sonrasında yeni fonlar hayata geçirdiklerini anlatan İstanbul Portföy Genel Müdürü Barış Hocaoğlu, şunları söyledi: “Özellikle hayata geçirdiğimiz Two.Zero Girişim Sermayesi Fonu ile son dönemde başarılı exitler ile dikkat çeken spor, medya ve eğlence sektörlerine yatırımlar yapıyoruz. Bu fon ile bölgesel bir oyuncu olmayı hedefliyoruz. Dünyanın birçok yerinde yatırımı olan Global Yatırım Holding’in opsiyonunu kullanmasının ardından, küresel pazar deneyimi İstanbul Portföy’e de yansıyacak ve hedeflerimizi daha hızlı gerçekleştirmemize olanak sağlayacak.”

GYH’nin Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yaptığı açıklamaya göre şirketin yeni ortaklık yapısı şöyle oldu; “Global Yatırım Holding yüzde 66,60, Hasan Turgay Ozaner yüzde 7,45, Tufan Deriner yüzde 7,45, Alpaslan Ensari yüzde 7,45, Polis Bakım ve Yardım Sandığı (POLSAN) yüzde 6,65, Lütfi Emre Cezairli yüzde 2,50 ve Mehmet Fevzi Çelebi yüzde 1,91.”

Düşük maliyetli temiz et üretimini sağlayan yerli teknoloji şirketi Biftek, 12.5 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Dünya çapında hayvancılık faaliyetleri sera gazlarının yüzde 15’inden sorumlu. Tüm ulaşım araçlarının toplamından daha fazla bir rakama denk geliyor bu oran. 1 kg kırmızı et üretimi için 15 tondan fazla su, 200m2’ye yakın bir toprak gerekiyor. Ayrıca tüm dünyadaki antibiyotik kullanımının yüzde 80’ini hayvancılık sektörü tek başına yapıyor.

Prof. Can Akçalı, Dr. Erdem Erikçi, Melih Akçalı ve Kerem Erikçi tarafından kurulan ve çalışmalarını Ankara’da sürdüren yerli teknoloji şirketi Biftek INC, tohum turda 12.5 milyon dolar değerleme üzerinden Big Idea Ventures, Kanada’dan Cult Food Sciences, Türkiye’den Sankonline ve TR Angels‘tan yatırım aldı.

Son yıllarda iklim değişikliği, nüfus artışı, su ve toprak kaynaklarındaki kısıtlar, gıda arz güvenliği, artan protein ihtiyacı gibi birçok farklı probleme önemli bir çözüm sunmayı vadeden temiz et teknolojisi konusunda çalışan yerli teknoloji şirketi Biftek, laboratuvar ortamında et üretiminin önündeki en büyük engellerden biri olan büyüme ortamı (growth medium) konusunda araştırma çalışmalarında önemli aşama kaydetti. Temiz et veya kültür eti ismi verilen teknoloji hayvandan küçük bir kök hücrenin alınarak steril ortamlarda kas hücrelerinin elde edilmesi mantığına dayalı. Klasik usullerde hayvanın içinde gelişen hücreler, laboratuvar ortamında büyütülerek hayvanlara olan ihtiyacın önemli ölçüde azalması sağlanıyor.

Kendi alanında ilk girişimlerden biri olan Biftek ilk patent başvurusunu ABD Patent Ofisi’ne 2020 yılı içerisinde gerçekleştirdi. Konu hakkındaki ikinci patent başvurusunun da yakında yapılacağını bildiren firmanın dünya çapında 15 kadar rakibi bulunuyor. Biftek’in en önemli özelliği, rakiplerinin birbirini taklit eden teknolojilerinde çok farklı bir yaklaşımda bulunarak et üretimi hızlandıran ve maliyetleri düşüren doğal yöntemleri odağına alması oldu.

Özellikle ABD, İsrail, Singapur ve Hollanda gibi ülkeler konuya büyük yatırımlar yapıyor ve yeni girişimlere destek veriyorlar. Katar ve Suudi Arabistan gibi ülkeler gıda güvenliği konusunda şimdiden temiz et firmalarına yatırımlarını yapmaya başladılar.

Bu yatırım ile Biftek, büyüme ortamı prototipinin dünyadaki çeşitli kültür eti firmalarında test edilmesi ve seri üretime hazır hale getirilmesi için kullanılacak. Bu kapsamda dünya çapında öncü birçok temiz et firması ile iş birliği anlaşmaları olan Biftek, konu ile yakından ilgilenen klasik et ve gıda firmaları ile de stratejik çalışmalar yapma konusunda temaslarına devam ediyor.

Canlı yayınlara interaktif reklam verebilme olanağı sağlayan yerli girişim LIVAD, 400 bin dolar yatırım aldı

Geliştirdiği yapay zeka destekli yazılım ile markaların, Twitch, Youtube gibi platformlarda gerçekleşen canlı yayınlara zarif ve yayını bölmeyen reklamlar yerleştirebilmelerini sağlayan yerli girişim LIVAD; lk turda TechOne VC liderliğindeki yatırım turunda StartersHub ve twozero Ventures’ın yanı sıra Ömer Aras ve Can Tunçer’in de katılımıyla 400 bin dolar yatırım aldı.

Canlı yayınlarda minimum efor, maksimum etki!

Arda Genç, Bera Aksay ve Akın Sert tarafından hayata geçirilen LIVAD, veriye dayalı yaklaşımıyla yayıncıların markalar tarafından fark edilmelerini ve içeriklerini kazanca dönüştürmelerini sağlarken; markaların reklamlarını, yayın akışını kesintiye uğratmadan yayıncıların ekranlarında otomatik olarak göstermelerine imkan sağlamaktadır. Yayıncılar ve markalar tüm reklam kampanyalarının gösterim performanslarını ve etkileşim analizlerini detaylı kırılımlarıyla birlikte LIVAD’in sunduğu kullanıcı dostu paneller üzerinden canlı olarak takip ederken, reklam kampanyalarından maksimum verimi alabilmek adına kampanyalarını kolaylıkla yönetebilirler. Ayrıca LIVAD, etkileşimli, dinamik ve yayını kesintiye uğratmayan reklam modeli sayesinde izleyiciler için de çok daha eğlenceli bir izleme deneyimi sunar.

12 ay içerisinde 100’den fazla reklam kampanyası gerçekleştirdi.

Hizmet vermeye başladığı andan itibaren büyük bir ivmeyle büyüyen LIVAD’in, anlaşmalı olduğu 1000’den fazla yayıncı ile aylık 60 milyonun üzerinde bir reklam gösterim kapasitesi bulunuyor. Aralarında Vodafone, Philips, Yemeksepeti, Schneider Electric gibi markaların bulunduğu 40’tan fazla firma için 100’den fazla reklam kampanyası gerçekleştiren LIVAD, yeni yatırım turu ile birlikte başta İspanya ve Latin Amerika olmak üzere global pazarda hızla büyüyerek “Canlı Yayın Pazarlaması” dendiğinde akla ilk gelen firma olmayı hedefliyor.

LIVAD’in kurucu ortaklarından Arda Genç; “Üçüncü taraf çerezlerinin devre dışı kalmasıyla online reklam dünyasında büyük değişiklikler olacak. Benim öngördüğüm birinci büyük değişim, kitleleri üzerinde büyük etkileri olan influencerlar aracılığıyla yapılan pazarlama çalışmalarının değerinin daha da artacak olması. Beklediğim bir diğer büyük değişim ise reklam kişiselleştirme kabiliyetinin zayıflamasıyla bağlamsal hedeflemenin yeniden önem kazanacak olması. Canlı yayın izlenmelerinin her geçen gün arttığı bu dönemde aldığımız yatırımla da birlikte görüntü işleme ve doğal dil işleme gibi teknolojilere yatırım yaparak markaların canlı yayınlarda da bağlamsal hedefleme yapabilmelerini sağlamayı hedefliyoruz. Bununla birlikte bu alandaki iş birliklerini marka ve yayıncılar için zahmetsiz, izleyiciler için de eğlenceli hale getirmeyi amaçlıyoruz. ” dedi.

WhatsApp, yeni mesaj tasarımını ve Instagram’da yer alan mesaj tepkileri özelliğini test etmeye başladı

Popüler mesajlaşma uygulaması WhatsApp, kullanıcı deneyimini arttıracak yeni özelliklerini duyurmaya devam ediyor. Facebook bünyesinde yer alan şirket, diğer bir uygulaması olan Instagram’dan bazı özellikleri kendi uygulamasına dahil ediyor.

WABetaInfo’nun ortaya çıkardığı yeni bilgilere göre WhatsApp, uygulamasının yeni beta sürümünde yeni özelliklere yer veriyor. Bunlar; Instagram’da yer alan mesaj tepkileri özelliği ve yeni mesaj baloncuğu tasarımı.

WhatsApp Mesaj Tepkileri

Instagram mesajlarında yer alan mesaj tepkileri özelliği, DM kullanıcıları için oldukça sık tercih edilen bir yapı. Bu özelliğin çok tercih edildiğini anlamış olacak ki şirket, Instagram DM’lerindeki bu özelliği kendi uygulamasına dahil edecek.

Bu yeni özellikle birlikte size gönderilen bir mesaja uzun bir süre bastığınız taktirde bir dizi emoji ekrana çıkacak. Böylece gönderilen mesaja herhangi bir cevap vermek zorunda kalmadan mesaja anında tepki verebileceksiniz.

Yeni Mesaj Tasarımı

Android için geliştirilen bir WhatsApp beta sürümünde şirket, mesaj balonları yeni bir tasarım kullanmaya başladı. İlk olarak Android üzerinde keşfedilen bu özellik, sonrasında iOS cihazlarında da yer almaya başladı. Yenilenen tasarım, daha yeşil bir renge ve daha yuvarlak bir tasarım formuna sahip.

Yukarıda gösterilen karşılaştırmarda görüldüğü üzere yeni mesaj baloncuk tasarımı daha modern bir görünüm sunuyor. Ayrıca bu baloncuk tasarımının daha öncekine göre daha büyük göründüğü açıkça belli oluyor.

WhatsApp’ın bu yeni özellikleri ne zaman uygulamasına dahil edeceği ise henüz bilinmiyor. WABetaInfo, gelecek güncellemeler ile bunun dahil olacağını belirtirken her cihaza aynı anda gelmeyebileceğini de söylüyor.

Geçtiğimiz ay yatırım alan TikTak, Renault Mais ile 400 adetlik elektrikli araç Zoe anlaşması yaptı

Renault Mais ve araç paylaşım girişimi TikTak, Türkiye’de elektrikli araçların kullanımı ve farkındalığının artması için önemli bir anlaşmaya imza attı.

2020 yılında kurulan ve İstanbul’da 300 bin üyesine kentsel ulaşım hizmeti sağlayan TikTak, anlaşma kapsamında 400 adet Renault Zoe tedarik ederek filosunu elektrikli araçlarla büyütecek. TikTak, geçtiğimiz ay içerisinde 3 milyon dolarlık ilk yatırımını almıştı.

Renault Mais genel müdürü Berk Çağdaş, “TikTak ile yaptığımız anlaşmanın, üçüncü nesil Zoe gibi tüketicinin tüm beklentilerini karşılayan, çevre dostu elektrikli otomobillerin ülkemizde daha fazla yaygınlaşmasına katkıda bulunacağına inanıyoruz. Renault olarak elektrikli araç teknolojisinin öncü markalarındanız. Nitekim önümüzdeki yıl Renault Grubu 3 elektrikli aracı daha satışa sunacak. Bu alandaki amiral gemimiz olan Zoe, ülkemizde elektrikli otomobil dendiğinde akla gelen ilk modeller arasında yer alıyor. Günümüzde teknoloji ve maliyet odaklı paylaşımlı araç kullanımına yönelik talepler artıyor. Bu doğrultuda iş birliklerine önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

TikTak’ın Kurucusu ve CEO’su Ersan Öztürk, “18 milyon dolar değerindeki bu anlaşma, mobilite hizmetimizin yeni nesil elektrikli araçlar ile büyümesi için çok önemli bir adım niteliği taşıyor. Çevre dostu misyonumuz doğrultusunda kullanıcılarımızın karbon ayak izini azaltmayı ve hava temizliğine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin diğer şehirlerinde de büyürken, elektrikli araçlara yatırım yapmayı sürdürmeyi planlıyoruz. Renault MAİS, TikTak için önemli bir iş ortağı ve bu anlaşmadan dolayı büyük bir heyecan duyuyoruz” dedi.

Kariyer.net, dijital yetenekleri değerlendirme platformu Coensio’ya yatırım yaptı

Türkiye’nin en büyük online istihdam platformu Kariyer.net, teknoloji alanında yayınlanan iş ilanlarına gelen başvurular arasından en nitelikli adayların en az efor ile ve en hızlı şekilde seçilmesini sağlayan aday ön-değerlendirme platformu Coensio’ya yatırım yaptı.

Barkın Yersu Taşkeli ve Mustafa Girgin tarafından 2021 başında hayata geçirilen Coensio, şirketler açısından aday eleme sürecini hızlandırırken, doğru değerlendirilemediği için gözardı edilen potansiyelli adayları da ön plana çıkarıyor.

Teknik yetkinlikler ön planda

Teknoloji alanında yayınlanan iş ilanlarına gelen başvurular arasından, adayların teknik yetkinliklerini göz önüne alarak değerlendirme yapma imkanı sunan Coensio, 2021 başında hayata geçti. Kodlama bilgisi olmayan işe alım uzmanlarının da rahatlıkla kullanabileceği, kısa sürede ve etkin şekilde değerlendirme yapma imkanı sunan bir platform yaratmak isteyen Taşkeli ve Girgin; geliştirdikleri ön-eleme testlerini önce kendi çalıştıkları şirketlerdeki işe alım süreçlerinde denediler.

Mezun olunan okul, çalışılan şirket gibi niteliklerin, adayların teknik yeterliliklerinin önüne geçtiğini saptayan Taşkeli ve Girgin; gözardı edilen ancak kendini geliştirmiş iyi adayları yakalamayı başardıklarını gördüler. Böylece teknoloji alanındaki işe alımlar için bir ön-değerlendirme aracı olan Coensio’yu yaratan girişimciler; işe alımda yapılan teklifi kabul etme olasılığı daha yüksek, şirkete daha bağlı ve daha uzun süre çalışacak adayları ortaya çıkardıklarını saptadılar.

Kariyer.net’ten genç girişimcilere destek

İş arayanlarla işverenleri 22 yıldır yeni nesil teknolojilerle bir araya getiren Kariyer.net, Coensio’ya yatırım yapma kararı aldı. Kariyer.net Genel Müdürü Fatih Uysal, yatırım kararını şu sözlerle değerlendirdi: “Türkiye’nin teknoloji alanındaki ilk girişimlerinden biri olan Kariyer.net’te, 22 yıldır start-up ruhuyla ve ilk günün heyecanıyla çalışıyoruz. Doğru adayı doğru işle buluşturarak istihdama katkı sağlama misyonuyla hareket ediyoruz. Teknoloji alanında yetişmiş yetenek bulmak, sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada işe alım ekiplerinin zorlandığı konuların başında geliyor.

Hem teknoloji hem de işe alım ekiplerinin, doğru yeteneği saptamak için gereğinden fazla zaman harcadığını; buna rağmen bir çok teklifin işe alımla sonuçlanmadığını görüyoruz. Teknoloji alanındaki işe alımlarda; doğru yeteneği bulmayı kolaylaştıran Coensio’nun hem Türkiye’de hem de dünyada bir çok işe alımcının hayatını kolaylaştıracağına inanıyoruz. Barkın ve Mustafa’nın Coensio ile çıktıkları yolda başarılı olacaklarına inanıyor; binlerce işe alımcının hayatını kolaylaştıracak olan Coensio’ya stratejik ortak olarak yatırım yapmaktan mutluluk duyuyoruz. Her yıl 30 binden fazla şirkete işe alım alanında çözüm ortaklığı yapan bir şirket olarak Coensio’yu Kariyer.net müşterileri ile buluşturmak için sabırsızlanıyoruz.”

Coensio kurucularından Barkın Yersu Taşkeli de “Biz Kariyer.net’tan aldığımız yatırımı sadece maddi bir destek olarak değil; Kariyer.net ile kurulmuş çok doğru, bizi hedeflerimize çok daha hızlı ulaştıracak bir beraberlik olarak görüyoruz. Hedefimiz; Kariyer.net’in desteğiyle emekleme dönemimizi hızla geçip bir an önce yurt dışına açılmak ve remote iş ilanları sayesinde ürünümüze giderek artan ihtiyaca farklı ülkelerde de cevap vermek. Coensio’yu kullanmaya başlayan işverenlerden aldığımız geri dönüşler doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.” dedi.

Xiaomi, Android işletim sistemindeki açıklara karşı güvenlik sağlayan MIUI Pure Mode’u duyurdu

Çinli teknoloji devi Xiaomi, kullanıcıların güvenliğini sağlayacak yeni araç ve yazılımlar geliştirmeye devam ediyor. Kısa süre önce paylaşılan bilgilere göre şirket, kullanıcıların güvenliğini üst düzeye taşıyacak bir MIUI yazılımı üzerine çalışıyor.

Bu yazılıma MIUI Pure Mode adını veren Xiaomi, Android işletim sisteminde yer alan açıklara karşı kendini savunacak. Android işletim sistemi, günümüzde oldukça bilindik bir işletim sistemi ancak iOS’e göre oldukça açık olan bu yazılım güvenlik konusunda da bir takım açıklar barındırıyor.

Kullanıcılarının güvenliğini riske atmak istemeyen şirket, MIUI Pure Mode ile bunu sağlamaya çalışacak. Bilindiği üzere Android işletim sistemi, .apk uzantılı uygulamaları çalıştırmakta. Bu uygulamaları her zaman Google Play Store’dan indirmek zorunda değilsiniz, Google üzerinden .apk uzantılı dosyasını indirerek da kurabiliyorsunuz.

Ancak bu indirme ile birlikte pek çok virüsün geldiğini de belirten Xiaomi, yeni yazılımında bunu tamamen önlemek kullanıcı güvenliğini sağlayacak. Ayrıca şirket asıl güvenliğinin, bu uygulama ile beraber gelen ve arka planda indirmeye çalışılan uygulamalar için olacağını söylüyor.

Android işletim sistemine hakim olmayan kullanıcılar için MIUI Pure Mode ile dışarıdan yükleme özelliklerinin kapatılması, oldukça faydalı olacağa benziyor. Play Store dışı yüklemelere izin veren bu özellik, yeni sistem ile istenildiği zaman açılıp kapanabilecek. Yine bu davranış da güvenlik riski taşısa da böylece arka plan indirmeleri ve istenleyen yüklenmeler son bulacak.

Henüz test aşamasında olduğu belirtilen MIUI Pure Mode; çok yakında Xiaomi, Redmi ve POCO cihazda yerini alacak. Hangi modellerde yer alacağı ise henüz belirsizliğini koruyor.

NASA, Joby’nin elektrikli hava taksisiyle uçuş testine başladı

Joby Aviation, NASA‘nın Gelişmiş Hava Hareketliliği Ulusal Programı kapsamında elektrikli dikey kalkış ve iniş uçağını uçuran ilk şirket oldu.

Joby’nin Big Sur, Kalifornia yakınlarındaki Elektrikli Uçuş Üssü’ndeki iki hafta sürecek test uçuşlarının bir parçası olarak Joby, NASA ile işbirliği içerisinde olduğunu duyurdu. Şirketin ticari projesinin bir parçası olarak kullanmayı planladığı tamamen elektrikli eVTOL hava taksisinin gürültü seviyesini ölçmek için 50 mikrofon kullanılarak gürültü kontrolü yapılacak.

Bu program, NASA’nın yeni nesil uçaklar ve hava taksilerinin ticari kullanıma hazır olmasını sağlamayı amaçlayan Gelişmiş Hava Hareketliliği programının bir parçası olarak yapılacak. Test uçuşları, ilk eVTOL testi olarak kayıtlara geçti. Uçuş programından elde edilen verilerin, 2022’de hem diğer taksileri hem de daha karmaşık uçuş durumlarını içeren daha kapsamlı bir dizi kampanya testine yardımcı olması bekleniyor.

NASA’nın Gelişmiş Hava Hareketliliği programının entegrasyon müdürü olan Davis Hackenberg, Joby gibi endüstri liderlerinden gelen verilerin, NASA’nın araştırma faaliyetleri ve gelişmekte olan uçak konfigürasyonlarının gelecekteki standardizasyonu için büyük bir öneme sahip olduğunu söyledi.

Joby’nin kurucusu ve CEO’su JoeBen Bevirt, NASA’nın elektrikli havacılığa geçişte önemli bir adım attığına dikkat çekti. Bevirt, 2012’deki ilk NASA ve Joby işbirliğinden bu yana birçok çığır açan projede ortaklık kurmaktan gurur duyduğunu söyledi. 31 Ağustos’ta başlayan test uçuşları, 10 Eylül’de sona erecek.

Joby, temmuz ayında elektrikli hava taksisinin 150 mil uzunluğundaki yolcuğunun görüntülerini paylaşmıştı. Bu uçuş, bugüne kadarki en uzun eVTOL uçuşu olarak kayıtlara geçmişti.