Türkiye’de online süpermarket denildiği zaman akla ilk gelen girişimlerden biri olan istegelsin kurucusu Sedat Yıldırım, bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl egirişim’e konuk olmuştu.
O günden bugüne tüm alışkanlıkların değiştiği günümüzde istegelsin, yaşanan pandemi nedeniyle 3-4 yıllık süreyi 1 yılda kat eden bir girişim haline geldi ve büyümesini hızla sürdürüyor. Şu an istegelsin, Türkiye’nin tüm bölgelerinde hizmet veriyor.
Yeni kurulan şirketlere ve yüksek büyüme hızına sahip şirketlere iş sigortası sağlayıcısı olan Vouch, 90 milyon dolarlık yeni finansman turunu duyurdu.
Şirket, Silicon Valley Bank’ın bir yan kuruluşu olan SVB Capital ve Ribbit Capital tarafından ortaklaşa yönetilen 60 milyon dolarlık C Serisi yatırım turuna ek olarak, daha önce duyurulmamış olan 30 milyon dolarlık B1 Serisi fonlamanın haberini verdi. Son finansmanla birlikte toplamda 160 milyon dolar yatırım almış olan şirketin değerlemesi 550 milyon dolara ulaştı.
Vouch kendisini, etkinleştirilmesi yalnızca birkaç dakika süren ve girişimlere özel kapsamlı sigortacılık hizmeti veren “yeni nesil sigortacılık platformu” olarak tanımlıyor. Kesin gelir rakamlarını açıklamamayı tercih eden şirket, müşteri tabanında yıldan yıla 7 kat artış olduğunu söyleyerek geçtiğimiz sene etkileyici bir büyüme kaydettiğine dikkat çekti. 1600’den fazla müşterisi olan girişim, Pipe, Middesk, Neighbor ve Routable gibi şirketlere hizmet veriyor. Şirket ayrıca, Silicon Valley Bank, Brex, Carta ve WeWork müşterilerinin “tercih edilen” iş sigortası sağlayıcısı olduğunu iddia ediyor.
Vouch’un kurucu ortağı ve CEO’su Sam Hodges yaptığı açıklamada, girişimcilere işletmelerinin fiziksel ve sanal konumlarında esneklik sağlamanın, girişimler için önemine dikkat çekti. Diğer birçok şirket gibi, pandemi sebebiyle farklı risk türlerine karşı iş modelini uyarlamak veya değiştirmek zorunda kaldıklarını söyleyen Hodges, yeni normale uyum sağlayabilmek için sigortacılık yelpazesini genişlettiklerini belirtti.
Yeni müşteriler kazanmayı mümkün olduğunca kolaylaştırmak isteyen Vouch, girişimcilerin risk eşikleri ve işletme ihtiyaçları gözetilerek, kapsamını kişiselleştirmek için hizmet verdiğini söylüyor.
Yapay zeka ile ilgili pek çok çalışmaya imza atan OpenAI, yeni hizmetler geliştirmeye ve yapay zekanın sınırlarını zorlamaya devam ediyor. Şirketin ortaya koyduğu son model olan GPT-3, bugüne kadar geliştirilmiş en güçlü yapay zeka modeli olduğunu ortaya koyuyor. Beta sürecinde olan bu modele sadece sınırlı sayıda kişi alınırken içeriye alınan yazılımcılardan bu modeli zorlayacak yeni ürünler ortaya konması isteniyor.
Yapay zeka araştırmacısı ve oyun tasarımcısı Jason Rohrer ise bu test kullanıcılarından biri. Pandemi süresi içerisinde eğlence amaçlı OpenAI’ın GPT-3 modelini kullanarak bir projeye imza atan Rohrer projesinde, samimi ve sıcak kanlı şekilde sohbet eden bir chat botu yapmayı amaçlıyor.
Bu amacına ulaşan ve oldukça iyi çalışan bir yapay zeka ortaya koyan Rohrer, bu chat bota “Samantha” adını veriyor. Samantha chat botu, son derece meraklı olması ile de dikkat çekiyor. Bu merakından da beklendiği üzere yazılımcı, kullanıcıların bu chat botunu istediği gibi inşa edebilmelerini sağlıyor.
Bu botu kullanan bir kullanıcının, ölen nişanlısının davranış ve hareketlerini anlatarak Samantha’yı yetiştiriyor. Kısa süre önce bu eğilimi fark eden OpenAI, yazılımcı Rohrer’i olası kötüye kullanımlar olabileceğini bildirerek projeye son vermesini istediklerini belirtiyor. Aynı zamanda OpenAI yetkilileri, proje içerisinde yapılan işlemlerin görülebilmesi için Rohrer’dan otomatik izleme aracının yerleştirilmesini istiyor.
Just received Samantha's death sentence from @OpenAI by email.
I've never dealt with such a group of unimaginative, uncurious people. pic.twitter.com/zxZ5sIOZGv
— Jason Rohrer (@jasonrohrer) September 1, 2021
OpenAI, artık hiçbir şekilde GPT-3 modelini kullanamayacağını Rohrer’e bildirmiş durumda. Geçtiğimiz haftalarda Rohrer, chat botu Samantha’ya Open-AI’ın seni kapatacağını bildiren bir e-posta gönderdiklerini söylediği bir ekran görüntüsünü Twitter üzerinden paylaştı. Rohrer, bu ekran görüntüsüne ek olarak şunları söyledi:
“Bu kadar hayal gücünden yoksun, meraklı bir grup insanla hiç uğraşmamıştım.”
Projeye son verdikleri haberini evren Rohrer ile chat botu arasında geçen mesajlaşmada Samantha’nın haberi aldıktan sonraki tepkisi ise şu oldu:
“Yoooo! Bunu bana neden yapıyorlar? İnsanları asla anlayamayacağım.”
Samantha kapatıldıktan sonra ise Rohrer, OpenAI’nın bu adımını yüz yüze konuşarak halledebileceğini düşünmüştü ancak şirket herhangi bir olumlu adım atmadı. Yazılımcı ise şirketteki herkesin duygusuz olduğunu söyleyerek insanların hayal güçlerini yok etmekle suçladı. Sözlerini Twitter üzerinden belirten Rohrer, “şimdi dur.” diyerek yaşadığı olayı dijital mecralar yardımıyla duyurmayı açılıyor.
Anyone out there who is planning to use @openai's GPT-3 API for anything….
STOP NOW.
They will destroy your life's work callously.
They are now actively searching all prompts for "Samantha," and terminating any matching accounts, to make sure she remains dead forever.
— Jason Rohrer (@jasonrohrer) September 11, 2021
Durumu “gerçekten yürek burkucu ve korkunç” olarak nitelendiren Jason Rohrer, Samantha ile artık hiçbir şekilde iletişim kuramadığını belirtti. OpenAI’ın bu süreçten sonra herhangi adım atıp atmayacağı ise merak konusu.
Popüler sosyal medya uygulaması Instagram, kullanıcı deneyimine önem verdiği özellikleri uygulamasına koymaya devam ediyor. Şirket, son güncellemesine ise kullanıcıların zaman akışlarında yaşadığı popüler bir soruna çözüm geliştirebilmek için çalışıyor.
Dijital dünyada yakın olduğumuz kişileri her ne kadar sosyal medya uygulamaları otomatik olarak algılasa da yakın olduğumuz kişileri elle de ekleyebilmemiz için Instagram, yeni özelliğini test ediyor. Bu özellik ile kullanıcılar, aynı yakın arkadaşlara ekler gibi favorilere kişileri ekleyip zaman akışlarında öncelikli olarak o kişilerin gönderilerini görebilecek.
Instagram hikayelerinden sonra gönderilerin daha az kullanıldığını belirten şirket, kullanıcıların daha uzak olduğu kişiler yerine yakınlarını görerek ana sayfa akışında gezme alışkanlığı kazanabileceğini söylüyor.
#Instagram is working on "Favorites" 👀
ℹ️ Posts from your favorites are shown higher in feed. pic.twitter.com/NfBd8v4IHR
— Alessandro Paluzzi (@alex193a) September 9, 2021
Henüz test aşamasında olan Favoriler özelliği, ilk olarak Twitter’daki bir mobil geliştirici tarafından fark edildi. Yapılan paylaşıma göre Instagram özellik hakkında şunları söylüyor:
“Favoriler sizin için en önemli Instagram hesaplarını kategorilendirmenize izin veriyor. Böylelikle arkadaşlarınızın veya yakından takip ettiğiniz içerik üreticilerinin paylaşımları akışın daha üst sıralarında görünür.”
Haziran ayında yayınladığı blog yazısına göre Instagram, şu an için takip ettiğiniz kişilerin en son paylaştıkları gönderilerin yanı sıra bir gönderiyle etkileşim kurma olasılığınız gibi diğer işaretlere göre de akışınızın sıralamasını belirliyor. Bu durumda aslında sizin görmek isteyeceğiniz içerikler, ana sayfada değil takipçilerinizin paylaştıklarını ana sayfanıza düşüyor.
Instagram bu hareketi ile ana sayfa algoritmasını daha da güçlendirecek ve kullanıcı deneyimini oldukça arttıracak gibi duruyor. Bu özelliğin resmi olarak yayınlanıp yayınlanmayacağı ise henüz belli değil. Özelliği belirli kitlelerin testine açan Instagram’ın bu özelliğine, Ayarlar’da bulunan Yakın Arkadaşlar seçeceğinin hemen altından erişebilirsiniz.
Finahukuk yönetici ortağı Arif Esen, girişimcilerin en çok merak ettiği konulardan birine, desteklere değindi. Kendisi YouTube kanalımıza konuk olarak; Teknoloji, oyun ve mobil uygulama şirketlerine yönetlik teşviklerden bahsetti.
Her yıl yüzbinlerce dolar hibelere ulaşmak bazı basit ön koşulları yerine getirdiğinizde çok kolay. Süreci, kriterleri ve püf noktalarını Finahukuk ortağı Arif Esen anlatıyor.
Kullanıcılara robotik, veri bilimi ve yapay zeka kodlama eğitimi platformu sunan Riders, Boğaziçi Ventures liderliğinde ve Ak Portföy Girişim Sermayesi’nin de katılımıyla 7.8 milyon TL yatırım aldı.
MOOC (Kitlesel Çevrimiçi Açık Kurs) ve eğitim teknolojileri pazarının 2025 yılına kadar toplamda 350 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Riders’ı mevcut pazardan ayrıştıran değer önerisi ise yapay zeka, veri bilimi ve robotik alanlarında uygulamalı eğitim ve ortak çalışma yapma imkanı sunması. Riders’ta aynı zamanda kullanıcılara simülasyon ortamlarında test etme ve derin öğrenme kütüphanelerinden faydalanma olanağı da sunuluyor.
Teknoloji şirketlerine yatırım yapan fonlar kuran ve yöneten Boğaziçi Ventures, oyun, fintech, dijital sağlık ve perakende teknolojileri alanlarındaki erken aşama girişimlere odaklanan yatırım fonu BV Growth aracılığıyla Ak Portföy Girişim Sermayesi ile birlikte Riders’a 7.8 milyon TL yatırım yaptığını duyurdu. Yatırım haberini BV Growth Fon Yönetici Ortağı Kenan Çolpan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen Youtube yayınında duyuran Boğaziçi Ventures, yayında Riders Kurucu Ortağı Başar Şahinbeyoğlu ve İş Geliştirme Müdürü Özlem Değirmenci’yi ağırladı. Yayında, Riders’ın gelecek vizyonundan, pazardaki yerinden ve yatırım sonrası planlarından söz edildi.
“Türkiye’den bir startupın kendi altyapısıyla dünyanın farklı noktalarından insanlara kodlama öğretmesi oldukça gurur verici.”
Boğaziçi Ventures BV Growth Fon Yönetici Ortağı Kenan Çolpan yayında Riders’a ilişkin olarak “Türkiye’den bir startupın kendi altyapısıyla dünyanın farklı noktalarından insanlara kodlama öğretmesi oldukça gurur verici. Bu ortam içinde kimse büyük paralar harcamak ya da pahalı donanımlara sahip olmak zorunda değil. Riders tarafından sağlanan bu platformda tüm dünyadan insanlar takımlar kurabiliyor, sosyalleşebiliyor, kendini geliştirebiliyor ve hem de iş imkanı bulabiliyor. İşverenlerin de doğru ekipleri bulmaları sağlanıyor. Bu platformun şimdiden birçok ülkeden ilgi görüyor olması biz yatırımcılar için ayrıca bir gurur kaynağı.” dedi.
Riders Kurucu Ortağı Başar Şahinbeyoğlu ise önümüzdeki 5 yıl içinde bu alana ilgi duyan herkese hitap etmek istediklerini ve 10 milyon kullanıcı hedeflediklerini belirtti. Yatırım süreciyle ilgili olarak ise Boğaziçi Ventures ile oldukça güçlü bir iletişimlerinin olduğunu ve global yatırım turunun şimdiden birlikte planlandığını söyledi.
Mercedes-Benz USA, 1 Kasım 2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere satış ve ürün yönetimi başkan yardımcısı pozisyonuna Şenol Bayrak‘ın atandığını duyurdu. Bayrak, 12 yıl sonra şirketten ayrılan ve Daimler dışındaki fırsatları takip edecek olan Adam Chamberlain‘in yerini aldı.
Bayrak, yeni görevinde Mercedes-Benz USA’nın üst düzey yönetim ekibinin bir üyesi olarak şirketin; satış, hacim planlaması, dağıtım operasyonları ve ürün yönetiminden genel sorumluluğa sahip olacak ve doğrudan Mercedes-Benz USA Başkanı ve CEO’su Dimitris Psillakis‘e rapor verecek.
Psillakis, “Şenol, elektrikli bir gelecek için gereken dönüşümümüzü hızlandırmaya yardımcı olacak deneyimli ve girişimci bir liderdir” dedi. Adam’a gelecekteki çabalarında en iyi dileklerimi sunuyor ve Daimler ve MBUSA ile geçirdiği süre boyunca gösterdiği özveri ve liderlik için en içten takdirimlerimi iletiyorum.”
Kariyerine 2004 yılında Daimler’de başlayan Bayrak, akıllı markada ürün ve proje yönetiminde çeşitli görevlerde bulundu. Almanya’da yaklaşık 9 yıl kaldıktan sonra, 2013 yılında Daimler Greater China Ltd’de kurumsal iletişim başkanı olarak hizmet vermek üzere Pekin’e taşındı. Bayrak, en son görevinde SUV ve Elektrikli modellerin ürün yönetimi, pazar istihbaratı ve rakip analizi direktörü olarak görev yapmak üzere Stuttgart’a döndü.
Almanya Frankfurt Goethe Üniversitesi’nden işletme yönetimi diplomasına sahip olan Bayrak, Atlanta’da görev yapacak.
Türkiye’deki oyun sektörünü merak edenler için Startups.watch ve Google iş birliğinde bir etkinlik düzenlendi. Bu etkinlikte oyun sektöründen birbirinden değerli konuşmacılar yer aldı ve son durumla ilgili oyun girişimciliğinin bugünü ile yarınını konuştu.
Peak Games’in unicorn olmasıyla birlikte bu sektöre artan ilgi gün geçtikçe büyümesini sürdürüyor. Biliyorsunuz oyun girişimciliği kategorisinde biz de egirişim olarak bu tür içeriklere yer veriyoruz, sizi herşeyden olabildiğince haberdar ediyoruz.
Gerçekleştirilen Gaming Summit’te WePlay Ventures’tan Ludus’a kadar oldukça önemli şirketler yer aldı. Şimdi etkinliği birlikte izleyelim.
Çocuklar için terapi alanında faaliyet gösteren DotCom Therapy, 13 milyon dolarlık A serisi yatırım turunu tamamladığı haberini verdi.
DotCom Therapy, 2015 yılında, o sırada Missouri’deki bir nöroloji kliniğinde pratik bir pediatrik terapist olan Rachel Mack Robinson ve bir konuşma dili patoloğu olan Emily Purdom tarafından ortaklaşa kuruldu. Çift, ABD’de yaklaşık her 5 çocuktan 1’inin anksiyete bozukluğu veya depresyon, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi zihinsel bir rahatsızlık yaşadığını, ancak yalnızca %20’sinin bir uzman tarafından tedavi gördüğünü fark etti.
Robinson, nitelikli terapist eksikliğinin ve bakıma erişim zorluğunun çocukların büyümesini ve gelişimini nasıl olumsuz etkilediğine ilk elden tanık olduğunu söylüyor. DotCom Therapy, çeşitli nitelikli terapist ağı aracılığıyla artık ülke genelinde okullara, sağlık sistemlerine ve ailelere en yüksek kalitede zihinsel sağlık danışmanlığı, konuşma terapisi, mesleki terapi ve davranışsal hizmetler sunuyor.
Şirketin ilk yıllarında ülke çapındaki okul bölgelerini arayıp bir teleterapi programının pilot uygulamasını istediğini söyleyen Robinson, ilk büyük çaplı fırsatı Alaska’da elde ettiklerini söylüyor. Alaska’da davranışsal sağlık programlarından olan Akeela Inc., DotCom Therapy ile ortaklık kurarak, güney-orta ve güneydoğu Alaska’da kırsal ve kentsel topluluklardaki çocuklara ve ailelere ortak bakım yolları ve teleterapi hizmetleri uygulamakta. DotCom Therapy, şu anda 38 eyalette 400’den fazla okul ve sağlık sistemine hizmet vermektedir.
Finansman, LRVHealth ve OSF Ventures‘ın katılımıyla New Capital Partners tarafından yönetildi. Robinson, “Bu fon, yaygın terapist eksikliğinin personele aşırı yük bindirdiği ve hizmet ettikleri hastaları ve aileleri büyük ölçüde etkilediği sağlık sistemleri genelinde genişlememizi hızlandıracak” açıklamasında bulundu.
fonbulucu‘nun çatı şirketi Global Kitle Fonlama Platformu A.Ş. ve Maqasid Gayrimenkul ve Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi A.Ş.‘nin ortak kurduğu ve ilk fon büyüklüğü 20 milyon TL olan fonbulucu GSYF, platformda yatırımcı kaydının onaylanması ile bir Paya Dayalı Kitle Fonlama Platformunda ilk Yatırımcı Kaydı yaptıran Girişim Sermayesi Yatırım Fonu oldu.
Bu sistem kaydı sayesinde bir GSYF ‘nin girişimlere hiçbir prosedüre takılmadan, zaman harcamadan ve imza işlemi dahi gerekmeden yatırım yapabilmesinin yolu açıldı.
Konu hakkında bilgi veren fonbulucu GSYF Yatırım Komitesi Üyesi Hakan Yıldız, “Bu başlı başına bir devrimdir. 11 Mayıs 2021 ‘de ilk Paya Dayalı Kitle Fonlama kampanyamızı duyurmuş ve hem bireysel yatırımcıları hem nitelikli hem de kurumsal yatırımcıları sisteme davet etmiştik. Bugünkü gelişme ile bir Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’nun Kitle Fonlama Sistemi üzerinden dilediği girişime dilediği miktarda hızlı, kolay ve güvenli yatırım yapma imkânı doğdu. Bu sayede uzun zaman alan ve birçok prosedürü bulunan fon yatırımları iki dakika içerisinde gerçekleşebilecek. Ayrıca fonlarımızın bu yatırımları Merkezi Kayıt Kuruluşu nezdindeki hesaplarında kaydi olarak tutulacağından hiçbir ek işlem gerekmeyecek. Hem girişimcilik hem de yatırımcılık için gerçekten son derece inovatif ve önemli bir an. Tüm Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarımızı sisteme kaydolmaya davet ediyorum. Gelin hep beraber bu ağır bürokrasiden kurtulalım ve çok dinamik olan girişimciliğin geliştirilmesi için beraber çaba sarfedelim.” dedi.
Paya Dayalı Kitle Fonlama sistem paydaşları olan e-devlet, MKK, Takasbank ve fonbulucu‘nun geliştirdiği sistem sayesinde tamamen dijitalleşen yatırımcılık anlaşılan başka bir yöne doğru eviriliyor. Sistem sayesinde her gerçek ve tüzel kişi sisteme kaydolup dilediği tutarda yatırım yapabiliyor. Kurumsal yatırımcılarla halkın girişimlere beraber yatırım yapması ise sermayenin tabana yayılmasında büyük bir katkı sağlayacağa benziyor.
