Ana Sayfa Blog Sayfa 411

Tinder, uygulamasına kullanıcılarının eşleştikleri kişilerin geçmişlerini sorgulayabilecekleri yeni bir özellik getiriyor

Tinder, ABD’deki kullanıcılarına eşleşmeleri hakkında geçmiş sorgulaması yapmaları için yeni bir yol sunuyor. Uygulama üzerinde mavi kalkan simgesine dokunarak ulaşılabilen güvenlik merkezi aracılığıyla, kar amacı gütmeyen bir geçmiş sorgulaması platformu olan Garbo‘nun web sitesi ziyaret edilebiliyor.

Garbo genellikle sorgulanan kişi hakkında bilgi verebilmek için kişinin adı ve telefon numarası gibi bilgilere ihtiyaç duyuyor. Eğer uygulama, aranan kişi hakkında hiçbir şey bulunamazsa, kişinin yaşı gibi ekstra detaylar soruyor.

Hizmet, genel olarak şiddet geçmişi taraması yapıyor. Garbo, bir milyardan fazla şiddet, zararlı davranış ve cinsel içerikli suçlar kayıtları içeren bir veri tabanına, yani tutuklamaların ve gözaltıların kamuya açık kayıtlarına sahiplik yapıyor. Aynı zamanda şirket, daha adil bir geçmiş sorgulaması platformu oluşturabilmek adına şiddet içermeyen küçük çaplı suçları hariç tutuyor.

Uygulama kullanılırken eğer bir kullanıcı şiddet geçmişi olan başka bir kullanıcıyla eşleşirse, bunu Tinder’a bildirmesi için teşvik edilecek. Garbo aynı zamanda, kullanıcılara zihinsel sağlık kaynakları ve Ulusal Aile İçi Şiddet Yardım Hattı ile iletişim kurmanın bir yolunu sunacak.

Garbo’daki her aramanın maliyeti 2,5 dolar ve artı olarak işlem ücreti. Özellik kullanılmaya başlanınca, Tinder, her kullanıcıya toplamda iki ücretsiz geçmiş sorgulaması sunacak. Bu ABD için toplamda 500,000 ücretsiz aramaya denk gelecek.

Tinder’ın çatı şirketi Match Group, geçen Mart ayında Garbo’ya yatırım yapmıştı. Match Group, kullanıcı güvenliğini artırmak için Garbo platformunu diğer uygulamalarına da entegre etmeyi planlıyor. Match Group,  Match, Meetic, OkCupid, Hinge, Pairs, PlentyOfFish, Azar gibi diğer uygulamalara sahiplik yapıyor.

Ürün yönetimi platformu Producter, Boğaziçi Ventures liderliğinde 300 bin dolar yatırım aldı

Ürün yönetimi platformu Producter, tohum öncesi turda Boğaziçi Ventures ve hiVC’den aldığı 300 bin dolarlık yatırım ile takımını büyütme ve ürününü geliştirme yolundaki hedefine bir adım daha yaklaştı.

Merve Cankız Çoruh ve Samet Özkale tarafından kurulan Producter, dijital ürün şirketlerinin müşteri geri bildirimi toplama, görevleri yönetme, yol haritasını izleme ve güncellemeleri paylaşması için geliştirilmiş hepsi bir arada bir ürün yönetimi aracıdır. Kullanıcı merkezli ürün geliştirme ve kullanıcılarla olan tüm iletişim süreçlerini otomatikleştirmeye odakalanan Producter değer önerisiyle ürün yönetimi pazarında fark yaratmayı planlıyor. Producter’ın amacı ortak bir hedef doğrultusunda çalışan farklı ekiplerin verimli bir şekilde koordine olmalarını sağlarken hiyerarşiden bağımsız tüm ekip üyelerinin büyük resmi görmelerini sağlamaktır. Producter, ekiplerin doğru kararları alabilmesini, müşteri odaklı çalışabilmesini ve ortak hedeflere ulaşabilmesini destekleyen çözümü ile kullanıcıları tarafından tercih edilmektedir. Tüm bu özelliklerinin yanı sıra Producter geliştirilen ürünlerin başarısını sürdürülebilir kılmayı da desteklemektedir.

Boğaziçi Ventures Growth Fonu Yatırım Komitesi Üyesi Kenan Çolpan, “Portföyümüzün yeni üyesi Producter’ın 2 süper kurucusu Merve ve Samet‘e takıma hoşgeldiniz diyor, Türkiye’den bir dünya markası çıkaracaklarına ve Producter dijital ürün yönetimi yapan birçok şirketin, yakın zamanda ilk tercihi olacağına gönülden inanıyorum. ” dedi.

Portföyündeki şirketlerin aralıksız her gün kullandığı, 130’dan fazla ülkeden trafik alan ve bekleme listesinde 3000’den fazla kişiye ulaşmayı başarmış olan Producter, Boğaziçi Ventures ve hiVC’den aldığı yatırım ile küresel erişimi de artırmayı hedeflemektedir. Yatırımı büyük ölçüde daha kapsamlı müşteri deneyimi sunabilecek yeni bir versiyon için kullanacak olan Producter, bu yeni versiyon ile global ürün yönetim pazarında ilk akla gelen ürün yönetim aracı olmayı hedeflemektedir.

Aldıkları yatırımı Producter ekibini büyütmek ve ürünlerini daha iyi bir versiyona taşımak için kullanılacaklarını belirten kurucular: “Şirketlerin ürün yönetim süreçlerinde kullanıcıyı merkeze koyarak uçtan uca bir geliştirme deneyimi sağlayacak bir versiyonla daha çok ülkede Producter’ın bilinirliğini artırmayı amaçlıyoruz. Global ürün yönetimi pazarında ilk akla gelen ürün yönetimi aracı olma yolunda sağlam bir temel atmak istiyoruz.” dedi.

Instagram, Rusya ve Ukrayna’daki özel hesaplar için takipçi bilgilerini gizlemeye başladı

Instagram, Rusya ve Ukrayna’daki özel hesaplar için takipçi bilgilerini gizlemeye başladığını açıkladı. Instagram’ın ana şirketi Meta, salı günü yayınladığı kurumsal bir blog gönderisinde bu yeni gelişmeyi duyurdu.

Şubat ayının son günlerinde Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından teknoloji dünyasında da büyük bir kırılma yaşandı. Neredeyse her gün Rusya ve Ukrayna’ya dair bir haber görmek artık hiç de şaşırtıcı değil. Bununla birlikte sosyal medya platformlarından ve teknoloji şirketlerinden Rusya’yı hedef alan kararlara her geçen gün tanıklık ediyoruz. Sosyal medya platformu Instagram, kurumsal blogunda bir süredir bu olay ile ilgili aldığı kararları ve kar amacı gütmeyen kuruluşlar için toplanan yardımı takipçileriyle paylaşıyor. 8 Mart günü paylaşılan bu son özellik, Instagram’ın Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline son yanıtı niteliğinde.

Meta tarafından yapılan açıklamada, “Ukrayna ve Rusya’daki topluluklarımızı korumaya yardımcı olmak için, insanların takipçileri, kimleri takip ettikleri ve bu iki ülkede bulunan özel hesaplar için birbirini takip eden kişiler hakkındaki bilgileri gizli tutacağız” açıklamasına yer verildi. Bu gelişme, Ukrayna ve Rusya merkezli özel hesapları takip eden kişilerin artık bu hesapların kimleri takip ettiğini veya onları kimlerin takip ettiğini göremeyecekleri anlamına geliyor. Şirket, bunun “Ukrayna ve Rusya’daki insanları güvende tutmaya ve yanlış bilgilerin yayılmasını azaltmaya yardımcı olmak” için yapılan bir güncelleme olduğunu belirtti. Meta, Ukrayna ve Rusya’daki özel hesapları bu değişiklikten haberdar ettiğini ekledi.

Instagram ayrıca, Aktiviteniz ve Bilgilerinizi İndirin gibi özelliklerin önemini vurguladı. Aktiviteniz özelliği, kişilerin fotoğraf ve videolar gibi yayınladıkları içeriklerin yanı sıra önceki beğeni ve yorumlarını toplu olarak silmelerine olanak tanır. Bilgilerinizi İndirin ise, insanların Instagram verilerinin bir kopyasını almalarına yardımcı olur.

Google, siber güvenlik şirketi Mandiant’ı 5.4 milyar dolara satın alıyor

Google, 5,4 milyar dolar ödeyerek siber güvenlik şirketi Mandiant‘ı satın aldığını duyurdu. Şirket artık Google Cloud‘un bir parçası haline gelecek. Google, Mandiant’a hisse başına 23 dolar ödeyecek. Şirketin değeri geçen yıldan bu yana yüzde 18 arttı. Ayrıca hisse fiyatları, Google’ın satın alma duyumlarıyla beraber son birkaç gündür de kayda değer bir artış sergilemiş durumda.

Google Cloud başkanı Thomas Kurian, şirketlerin, özellikle Ukrayna’daki savaş şiddetlenirken, benzeri görülmemiş güvenlik tehditleriyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Bu noktada Mandiant, Google Cloud için güvenlik hizmeti verecek.

Kurian yaptığı açıklamada, “Bu, uçtan uca bir güvenlik paketi sunmak ve dünyanın en iyi danışmanlık kuruluşlarından birin genişletmek için bir fırsat. Birlikte bulut güvenliğini sağlamada, bulut bilişimin benimsenmesini hızlandırmada ve nihayetinde dünyayı daha güvenli bir hale getirmede derin bir etki yaratabiliriz” dedi.

Moor Insights & Strategy‘nin kurucusu ve baş analisti Patrick Moorhead, anlaşmanın Google’ın mevcut güçlü güvenlik politikalarını iyileştireceğini ve genişleteceğini düşündüğünü belirtti. Bulut güvenlik alanında analizler yapan Gartner analisti Neil Macdonald ise, bu yılın başlarında Siemplify‘ın satın alınmasıyla birlikte Google’ın güçlü bir güvenlik altyapısı inşa etmesine dikkat çekiyor. Macdonald, “Google’ın yakın zamanda güvenlik orkestrasyon, otomasyon ve olaylara müdahale (SOAR) için Siemplify’ın satın alınmasının ardından, Mandiant’ın satın alınması, Google’ın, Google Cloud güvenlik bölümündeki gelirini artırması konusunda atılımlar yaptığının açık bir işaretidir” diye ekledi.

Mandiant, 2004 yılında Kevin Mandia tarafından kuruldu ve bugüne kadar 70 milyon dolarlık yatırım aldı. Şirket 2013 yılında 1 milyar dolara FireEye‘a satıldı. Geçen yıl ise iki şirket yollarını ayırdı.

Doping Hafıza, dünyanın en başarılı eğitim teknoloji şirketleri arasında yer aldı

Ülkemizde teknoloji tabanlı çevrimiçi eğitimin lider markalarından Doping Hafıza, global büyüme sürecine hızla devam ediyor.

Geçtiğimiz aylarda İngiltere yapılanmasını oluşturan ve şirketleşen, devamında Birleşik Krallık tarafından “Küresel Ölçekte Büyük Etki Yapacak” firmaların davet edildiği Küresel Girişimcilik Programı (Global Entrepreneur Program)’a dahil olan Doping Hafıza yakın zamanda 2 önemli başarı daha elde etti.

Digital Education Awards tarafından Evde Öğrenme Kategorisinde 5 finalist’ten biri olma başarısı gösteren Doping Hafıza, Education 2.0 Conference tarafından “Dünyanın En Başarılı Eğitim Teknoloji Şirketleri” ödülüne layık görüldü.

Eğitim alanında sınırları aşarak elde ettiği başarılarına bir yenisini daha ekleyen Doping, küresel anlamdaki yolculuğuna Mart ayı içerisinde lansmanını yapacağı ve ABD’de SAT sınavını girecek öğrencilerin sınav başarısını arttırmayı hedefleyen ve onlara sınava hazırlıkta ihtiyaç duyabilecekleri her türlü desteği tek platform üzerinden verecek olan DopiSAT uygulamasını pazara sürerek devam ediyor olacak. Bu uygulama ile öğrenciler aynı anda matematik müfredatına erişebilecek, çözemedikleri soruları çevrimiçi öğretmenlere sorup anında sorunlarına çözüm alabilecek, anlamadıkları konular ile ilgili yine öğretmenlerden ders dinleyebilecek ve meslek tercihleri/motivasyon arttırma konularında rehberlik öğretmenleri ile görüşebiliyor olacak.

Devamında ise 2022 yılının son çeyreğinde çocukların ve yetişkinlerin öğrenme süreçlerini daha etkin hale getiren, müfredatı öğretmenin yanı sıra hayati dair (Karbon Ayak izinin azaltılması, Yapay Zeka/Blok Zincir kavramları, Küresel Isınma vb.) ve onları geleceğe daha nitelikli hazırlayacak olan kavramları makine öğrenmesi ile kişiselleştirilmiş olarak öğreten Dopiverse uygulamasını pazara sürüyor olacak.

Ülkemizden çıkan ve küresel anlamda da daha çok ses getireceğine inandığımız Doping Hafıza’nın küresel büyümesini heyecanla bekliyor olacağız. Türkiye’deki öncülüğünü globale de taşıyacağına inandığımız Doping Teknolojiyi izlemeye devam ediyoruz.

Belge tarama ile dolandırıcılık tespitine odaklanan Thirdfort, 15 milyon sterlin yatırım aldı

Kara para aklama ve dolandırıcılık tespitine odaklanan Thirdfort adlı Londra merkezli girişim, 15 milyon sterlinlik bir finansman turunu duyurmanın heyecanını yaşıyor. Breega tarafından yönetilen A Serisi finansman turu, Element Ventures’ın yanı sıra, ComplyAdvantage, Tessian, Fenergo, R3, Funding Circle ve Fidel’in kurucularının katılımıyla gerçekleşti.

Kara para aklama, son zamanlarda oldukça önemli bir konu haline geldi. Thirdfort Kurucu Ortağı Olly Thornton-Berry, bir arkadaşlarının Londra’da bir daire satın alırken bir kimlik avı saldırısı nedeniyle 25.000 sterlin kaybetmesinin ardından Jack Bidgood ile Thirdfort’u kurmaya karar verdiklerini söylüyor. Yaşanan bu dolandırıcılık vakası, dolandırıcıların satın alma anlaşması hakkında bazı veriler ele geçirmesi ile başlamış. Dolandırıcılar, satın alma için kullanılan hukuk firmasının alan adına benzer bir alan adı kullanarak ve avukat taklidi yaparak Thornton-Berry ve Bidgood’un arkadaşının 25.000 sterlin kaybetmesine sebep olmuşlar.

Günümüzde müşteri kimliği doğrulaması ve fon transferi gibi bazı süreçler, hala ağırlıklı olarak kâğıt tabanlı olarak gerçekleştiriliyor. Dolandırıcılar ve kara para aklayıcılar, sahte mali kayıtlar ve kullanarak bu durumu istismar ediyor.

Thirdfort kullanan işletmelerin müşterileri, doğrulama verilerini girmek ve profesyonel danışmanlarına güvenli bir şekilde para göndermek için Thirdfort mobil uygulamasını indirebilirler. Şirket, mobil uygulamasının son iki buçuk yılda Birleşik Krallık’ta 500.000’den fazla kişi tarafından indirilmiş olduğunu söylüyor. Çok sayıda kullanıcı bir mülk satın almak, ipotek işlemini gerçekleştirmek veya bir veraset meselesini çözmek gibi önemli süreçlerde Thirdfort uygulamasını tercih ediyor.

Ocak 2020’de 30 müşterisi ve 10 kişilik bir ekibi olan Thirdfort, şu anda 700’den fazla müşteriye hizmet veriyor. Şirket, yeni sermayeyi özellikle ödeme altyapısını geliştirmek için kullanmayı planlıyor.

Mozilla, Android ve iOS uygulamalarına birtakım güncellemeler getiriyor

Mozilla, geçen Salı yaptığı açıklamada, Android’de Firefox Focus ve iOS’ta Firefox için yeni özellikler getirdiğini duyurdu. Android’de Mozilla, gizlilik merkezli mobil tarayıcısı Firefox Focus’a “yalnızca HTTPS” modunu ekliyor.

“Yalnızca HTTPS” modu nedir?

“Yalnızca HTTPS” modu, düz HTTP protokolünün gizlilik açıklarını engelleyen bir mod. Yani tarayıcınızı verilerinizin izlenebilir, çalınabilir ve değiştirilebilir bir sürüm olan HTTP üzerinden kullanmaktansa, yalnızca HTTPS moduyla internette daha güvenli gezinebilirsiniz. Çünkü HTTPS modu, sunucuyla tarayıcı arasında güvenli ve şifrelenmiş bir bağlantı kurarak hassas verilerin korunmasını sağlıyor.

Mozilla, blog yazısında, “Basit varsayılan yardımcı uygulamamız olarak, Firefox Focus’u kullanıcılarımız için daha güvenli hale getirmek için daha fazla ne yapabiliriz diye düşündük ve yalnızca HTTPS modunu geliştirdik.” dedi. “Android için Firefox Focus artık mevcut en iyi güvenlik ve gizlilik için otomatik olarak HTTPS’yi seçiyor ve dikkatiniz dağılmadan veya endişe duymadan hızlı arama yapabilmenizi sağlıyor”

iOS’ta ise Mozilla, Firefox uygulamasında ekranınızın altına veya üstüne yerleştirilebilecek yeni bir ayarlanabilir arama çubuğu ekliyor. Şirket, bu küçük değişikliğin kullanıcıların çevrim içi olarak ziyaret etmek istedikleri yerlere hızlı bir şekilde erişmelerine yardımcı olacağını söylüyor. Yeni seçenek, Apple’ın Safari tarayıcısının hali hazırda sunduğu ayarlanabilir arama çubuğuna benziyor.

Bunlardan bağımsız olarak Mozilla, Disney ve Pixar‘ın “Turning Red” filminden ilham alan mobil duvar kağıtlarını ABD’deki tüm kullanıcılarına sunduğunu duyurdu. Mozilla, aralarından seçim yapılabilecek çeşitli duvar kağıtları olduğunu ve önümüzdeki aylarda küresel olarak paylaşılacak yeni duvar kağıdı seçeneklerinin mevcut olacağını ekledi.

General Motors, elektrikli araç üretimi için Kanada’da bir tesis kurmaya hazırlanıyor

Elektrikli araç üretimi için yapılan yatırımlar gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Bir yandan Ford, Hyundai gibi şirketler uzun vadeli elektrikli araç üretimi için milyarlarca dolar yatırım yaparken, Tesla Avrupa’daki ilk giga fabrikası için izin aldığını duyurdu. Elektrikli araçlarla ilgili bir diğer haber ise General Motors‘dan geldi.

Amerikanın en büyük otomobil üreticisi General Motors ve Güney Koreli POSCO Chemical, Kanada’da pil malzemeleri üretmek için 400 milyon dolarlık bir tesis inşa edeceklerini duyurdu. Bu yatırımla beraber otomobil üreticileri, gelecekte ağırlık olarak elektrikli araçlar üretme planlarını hızlandırmayı amaçlıyorlar.

Tesis, Quebec, Becancour’da araç aküleri için katot aktif materyali (cathode active material) üretecek. Katotlar, bir elektrikli araç aküsünün en karmaşık ve en maliyetli kimyasal bileşenleri olan bir malzeme.

General Motors Kanada sorumlusu ve genel müdürü Scot Bell bir basın toplantısında, “Katot, her bir elektrikli araç pil hücresinin maliyetinin yaklaşık %40’ını temsil ediyor” dedi. “2025 yılına kadar Kuzey Amerika’da bir milyon elektrikli araç üretme kapasitesine sahip olmayı planlıyoruz”

Tesisin inşaatına hemen başlanacak ve tesis 2025 yılına kadar faaliyete geçecek. Yapılan açıklamaya göre tesis, yaklaşık 200 bin kişilik istihdam yaratacak. General Motors, 2035 yılına kadar sadece elektrikle çalışan, ağırlık bakımından hafif araçlar üretmeyi hedefliyor.

Tesiste üretilen katot, Chevrolet Silverado, GMC Hummer, Cadillac LYRIQ gibi şirketlerin elektrikli araçları için güç sağlayacak Ultium pillerini üretmek için kullanılacak. Bell, General Motors’un Ingersoll, Ontario’daki fabrikasının bu yıl içinde elektrikli araç üretimine başlayacağını belirtti.

Kanada, elektrikli araç üretimi için lityum, grafit, kobalt ve nikel gibi temel malzemeler açısından oldukça zengin. Kanada Sanayi Bakanı Francois-Philippe Champagne, Becancour’un ülkenin elektrikli araç pil ekosistemi için bir merkez olacağını söyledi.

Apple, profesyonel içerik üreticileri için Mac Studio ve Studio Display’i tanıttı

Apple bugün kullanıcılara rüyalarındaki stüdyoyu yaratmaları için gereken her şeyi sağlamak üzere tasarlanan yepyeni Mac masaüstü bilgisayar Mac Studio’yu ve Studio Display ekranı duyurdu.

Kişisel bilgisayar deneyiminde çığır açan Mac Studio, gücünü M1 Max’ten ve kişisel bilgisayarlar için dünyanın en güçlü çipi olan yeni M1 Ultra’dan alıyor. Mac Studio, benzersiz bir performans düzeyini, çok çeşitli bağlantı seçeneklerini ve yepyeni özellikleri inanılmaz derecede kompakt bir tasarımla masanızın üzerinde ve elinizin altında buluşturan ilk bilgisayar. Mac Studio ile kullanıcılar, devasa 3D ortamlar için render alma ve 18 adet ProRes video akışını oynatma gibi, hiçbir masaüstü bilgisayarda mümkün olmayan işlemleri yapabiliyor.1 Mac Studio’yu mükemmel bir şekilde tamamlayan Studio Display, tüm Mac’lerle de kusursuz şekilde eşleşiyor. Studio Display geniş bir 27 inç 5K Retina ekrana, Ana Sahne özellikli 12 MP Ultra Geniş kameraya ve uzamsal ses özellikli, yüksek kaliteli ses sunan altı hoparlörlü ses sistemine sahip. Mac Studio ve Studio Display bir araya geldiğinde her çalışma alanını yaratıcı bir güç merkezine dönüştürüyor. Apple’ın şimdiye kadarki en dayanıklı ve güçlü Mac serisinde yerlerini alan ikili, bugünden itibaren sipariş edilebilecek ve 18 Mart Cuma gününden itibaren müşterilere gönderilmeye başlayacak.

“Mac Studio ve Studio Display ile yepyeni bir Mac masaüstü bilgisayar ve ekran sunmanın heyecanını yaşıyoruz.” diyen Apple Global Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Greg Joswiak sözlerini şöyle sürdürdü: “Gücünü M1 Max ve M1 Ultra çipten alan inanılmaz bir performans, çok çeşitli bağlantı seçenekleri ve kullanıcıların ihtiyaç duyduğu her şeye kolayca erişmesini sağlayan kompakt bir tasarımla Mac Studio, masaüstü bilgisayarda yeni bir çağa öncülük ediyor. Studio Display ise büyüleyici 5K Retina ekranı ve bir masaüstü ekranda şimdiye kadar sunulan en iyi kamera ve ses kombinasyonuyla alanında benzersiz.”

Mac Studio

Mac Studio çığır açıcı performansı, çevre birimleri için çok çeşitli bağlantı seçenekleri ve mükemmel bir yerleşim oluşturmayı sağlayan modüler sistemiyle, yaratıcılıklarının sınırlarını zorlamak isteyen kullanıcılara daha da fazla özellik sunuyor.

Apple Çip Saysesinde Devrim Niteliğinde Masaüstü Bilgisayar Tasarımı

Apple çipin gücüne ve verimliliğine sahip Mac Studio, yüksek performanslı bir masaüstü bilgisayarın görünümünü bütünüyle yeniden tanımlıyor. Mac Studio’nun içindeki her bileşen, M1 Max ve M1 Ultra’nın performansını optimize etmek üzere tasarlandı. Böylece masa üzerine yerleşebilen özel formunda benzersiz bir güç ve özellikler sunabiliyor.

Tek parça alüminyum kalıptan üretilen Mac Studio, yalnızca 19,5 santimetre kenarlı kare yüzeyi ve 9,4 cm yüksekliğiyle çok az yer kaplıyor ve çoğu ekranın altına kusursuz şekilde sığıyor. Mac Studio ayrıca olağanüstü bir performansa imkan veren yenilikçi bir termal tasarıma sahip. Benzersiz çift taraflı fan sistemi, hassas bir biçimde yerleştirilmiş hava akış kanalları ve kasanın hem arka hem de alt kısmında yer alan delikler, havayı dahili bileşenler arasından dışarıya yönlendirerek yüksek performanslı çiplerin soğumasına yardımcı oluyor. Üstelik Apple çipin verimliliği sayesinde Mac Studio, en ağır iş yüklerinin altındayken bile son derece sessiz kalıyor.

M1 Ultra çipe sahip Mac Studio, son derece güçlü Media Engine’i sayesinde dünyada hiçbir bilgisayarın yapamadığını başararak 18 adet 8K ProRes video akışını oynatabiliyor. Mac Studio, M1 Max çiple 64 GB’a kadar, M1 Ultra çiple ise 128 GB’a kadar sistem üzerinde birleşik bellek sunarak masaüstü bilgisayarlarda grafik belleğinin sınırlarını da alt üst ediyor. Bugün piyasada bulunan en güçlü iş istasyonu grafik kartının yalnızca 48 GB video belleği sunduğu düşünüldüğünde, bu kadar geniş bir belleğe sahip olmak profesyonel iş yüklerinde oyunun kurallarını değiştiriyor. Mac Studio’daki SSD ise 7.4 GBps’ye kadar performans ve 8 TB’a kadar kapasite sunarak kullanıcıların çok büyük projeler üzerinde inanılmaz bir hız ve performansla çalışmasını sağlıyor.

Joygame, üç Türk girişimci tarafından Londra’da kurulan Drybrush’a yatırım yaptı

Pandeminin değiştirdiği eğlence alışkanlıklarına NFT ve metaverse gibi kavramların sahip olduğu potansiyeller de eklenince video oyun endüstrisinde hızlı bir büyüme kaçınılmaz oldu. 2022’nin video oyun endüstrisi için yatırım, birleşme ve satın alma yılı olacağı tahmin edilirken, arka arkaya gelen bu tür haberlere bir yenisi daha geldi.

Geçtiğimiz haftalarda aldığı küresel yatırımla Netmarble’dan ayrılıp kendi yoluna devam eden Joygame, Londra merkezli oyun stüdyosu Drybrush’a yatırım yaptı.

Joygame’in oyun yayıncılığındaki kuralları baştan yazmak istediğini ve yatırımlarına hız kesmeden devam ettiğini hatırlatan Joygame CEO’su Özberk Ölçer, “Geçtiğimiz haftalarda duyurduğumuz yatırımla elde ettiğimiz finansal gücü, deneyimlerimizle ve doğru ortaklıklarla birleştirmek için adımlar atıyoruz. Üç Türk girişimcinin Londra’da hayata geçirdiği Drybrush oyun stüdyosuna yaptığımız yatırımla Türkiye ve İngiltere’deki farklı yetenekleri bir araya getirerek sektörde fark yaratmayı hedefliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

“Derinlikli ve uzun soluklu deneyimler sunan oyunlar üretmeye odaklanıyoruz”

Joygame 2022’ye hızlı bir başlangıçla gerçekleştirdiği Drybrush yatırımıyla Action-RPG türünde mobil oyunlar geliştireceğini de duyurmuş oldu. Drybrush’ın oyun endüstrisinin farklı alanlarında çalışan ve 2000’lerden bu yana tanışan üç Türk girişimci tarafından 2021 başında Londra’da kurulduğuna dikkat çeken Drybrush Games CEO’su Alper Türktaş, “RPG öğelerinin sunduğu derinliğin hibrit oyun türleri için önemli bir unsur olduğunu düşünüyoruz. Joygame’le hem enerjimiz hem de oyun sektörünün geleceğine dair vizyonumuz uyuştuğu için bu işbirliğine çok inanıyoruz.” dedi. Drybrush Kurucu Ortağı ve Yaratıcı Yönetmeni Polat Yarışçı ise stüdyonun uluslararası tecrübeleri olan ve hayatını RPG oyunlarıyla geçirmiş bir ekip tarafından kurulduğunu vurgulayarak, “Her platformda derinliği olan ve uzun soluklu deneyimler sunan oyunların, oyuncular tarafından daha çok tercih edildiğini görüyoruz. Üretim sürecine gösterilen titizlik ve özen, oyuncular tarafından mutlaka ödüllendiriliyor. Action-RPG oyun türüne ilginin yoğun olduğu bu dönemi Joygame ile birlikte yola çıkmak için en doğru zaman olarak görüyoruz” ifadelerini paylaştı.

“Joygame yatırımları hız kesmeyecek”

Drybrush’la, oyun sektörünün reklam harcamaları ve yaratılan sanal heyecanlar yerine kaliteli oyunlar, oyuncu deneyimi ve komüniteye odaklanması gerektiği vizyonunda ortaklaştıklarını vurgulayan Joygame CEO’su Özberk Ölçer, Joygame’in 2022 planlarını şu sözlerle paylaştı: “Drybrush’ın da eklenmesiyle bugüne kadar toplamda 7 stüdyoyla ortaklık kurmuş olduk. 2022’de bu yatırımlarımızı üçe katlamayı planlıyoruz. Bu kapsamda hız kesmeden hyper-casual, hybrid-casual ve NFT tabanlı oyunlar geliştiren stüdyoları desteklemeyi sürdüreceğiz. Ortaklık kurduğumuz stüdyolarla birlikte geliştirdiğimiz oyunlarla uluslararası pazarlarda yer alarak küresel oyun endüstrisindeki büyüme hedeflerimize son hızla koşmaya devam edeceğiz.”