Ana Sayfa Blog Sayfa 361

Kia, 2030 yılı için elektrikli araç satış hedeflerini açıkladı

2021’de “İlham Veren Yolculuk” sloganıyla dönüşüm yolculuğuna başlayan Kia, yeni elektrikli araçları EV6 ve Niro’ya özel olarak KKTC’de basın etkinliği gerçekleştirdi. Etkinlikte markanın elektrifikasyon stratejisi ve elektrikli modelleri tanıtıldı.

Sürdürülebilir ulaşım hedeflerine emin adımlarla ilerlediklerini söyleyen Kia Türkiye Genel Müdürü Can Ağyel, ‘Kia’nın 2020 yılında açıkladığı Plan S stratejisi ve 2030 yılı yol haritamız kapsamında elektrikli ürün gamımızı Türkiye’de de genişletmeye ve globalde başlayan dönüşüm yolculuğumuza devam ediyoruz. Kia, 2027 yılına kadar 14 elektrikli model geliştireceğini açıklamıştı. Yeni EV 6 ve Yeni Niro EV bu strateji doğrultusunda geliştirilen iki yeni modelimiz. Gelecek vizyonumuzla otonom sürüş teknolojilerini tüm araçlarımızda genişletmeyi, elektrikli ya da elektrik destekli motora sahip araçlarımızla hedeflerimize ulaşmayı istiyoruz’ dedi.

Kia’nın küresel ölçekte 2022 yılı sonunda toplam satışlarının yüzde 5’inin elektrikli araçlardan sağlanacağını söyleyen Ağyel, “Ulaşımın geleceğine yapılan yatırımla birlikte bu oran hızla artacak. 2026’da toplam satışların yüzde 21’i, 2030’da ise yüzde 30’u tam elektrikli araçlardan elde edilecek. Hibrit araçların da dahil edilmesiyle toplam satışlar içerisinde elektrikli ve elektrik destekli araçların payı yüzde 52’ye ulaşacak. Kia, global arenada 2030 yılında 1,2 milyonu elektrikli olmak üzere 4 milyon adet araç satmayı; bağlanabilirlik ve otonom sürüş teknolojilerini tüm araçlarında genişletmeyi ve PBV (amaca yönelik ticari araç) pazarında liderliği hedefliyor” şeklinde konuştu.

“2023 yılında da yeni elektrikli araçlarımızı Türkiye’ye getireceğiz” 

Yeni EV 6 ve Yeni Niro EV’nin Türkiye’ye gelir gelmez büyük ilgi çektiğini söyleyen Ağyel, “2030 yol haritamız kapsamında elektrikli araçlarımıza yatırım yapmaya devam edeceğiz. 2023 sonunda da bir diğer SUV gövde tipine sahip elektrikli modelimiz EV 9’u da Türkiye’ye getirerek elektrikli araçlarda da müşterilerimize sunduğumuz alternatifleri geliştireceğiz” ifadelerini kullandı.

Yeni Kia Niro İleri teknolojiye sahip özellikleriyle göz dolduruyor 

Kia’nın çevre dostu SUV’u Yeni Niro hem hibrit hem de elektrikli versiyonu ile satışa sunuluyor. Yeni Niro sürücü ve yolcular için güvenliği, kullanılabilirliği ve rahatlığı arttırılarak ileri teknoloji özelliklerle donatıldı. Yeni Kia Niro’nun bu özelliklerinin büyük bölümü, hibrit (HEV) ve elektrikli (BEV) Niro versiyonlarında standart olarak bulunuyor.

Kia Niro Hibrit, 1.6 litrelik benzinli motor ve 32 kWh elektrik motoruyla 141 PS kombine güç ve 265 Nm kombine tork sunuyor. Kia Niro EV ise 204 PS (150 kW) güç ve 255 Nm torka sahip elektrik motorunu 64,8 kWh batarya ile birleştirerek 460 km (WLTP) sürüş menziline ulaşabiliyor. DC şarj imkânı da sunan Niro, 50 kW DC şarj istasyonlarında 65 dakikada, 100 kW DC istasyonlarda ise 45 dakikada yüzde 10’dan yüzde 80’e şarj olabiliyor.

Türkiye’de ilk etapta Prestige paket olarak satışa sunulan Kia Niro Hibrit ve Kia Niro EV gelişmiş sürüş destek sistemleri, yolcu güvenliğini ve sürüş rahatlığını artıran ileri teknolojiye sahip özellikleriyle göz dolduruyor. Kia Niro’daki tüm teknik ve donanım özellikler hem hibrit hem de elektrik motorlu seçeneklerde satışa sunuluyor.

Kia EV6 elektrikli otomobillerin geleceğine ışık tutuyor

Avrupa’da “2022 Yılın Otomobili” ödülünü kazanan Kia EV6 modeli haziran ayında GT-Line 4×4 versiyonu ile Türkiye’de satışa sunuldu. Uzun menzil, sıfır emisyonlu güç-aktarma sistemi, ileri teknolojili 800V ultra hızlı şarj ve farklı crossover tasarımı ile elektrikli araç dünyasına tamamen yeni bir soluk ve yeni bir yaklaşım getiren EV6, Kia’nın elektrikli araçlar (BEV) için tasarladığı özel platformu (E-GMP) kullanan ilk otomobil olma özelliğini taşıyor.

Kia’nın yeni tasarım felsefesi “Zıtlıkların Birleşimi – Opposites United” felsefesiyle otomobil severlerle buluşan elektrikli araç olan EV6, bünyesinde barındırdığı gelişmiş özelliklerle elektrikli otomobillerin geleceğine ışık tutuyor. İddialı tasarımı, ileri mühendisliği, yenilikçi teknolojileri ve heyecan verici performansıyla her yolculuğa ilham vermek için tasarlanan EV6 yalnızca çevreci bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda Kia’nın malzeme ve üretim noktasında da sürdürülebilir ulaşıma yönelik uzun vadeli taahhüdünün başlangıcını temsil ediyor.

Gücü ve performansı ile dinamik ve sportif bir sürüş otomobili olarak öne çıkan Kia EV6, sürücülerin bir BEV ile uzun mesafeleri sportif ve eğlenceli bir sürüş ile kat edebileceğini gözler önüne seriyor. Kia EV6, WLTP verilerine göre tek bir şarjla 506 kilometreye kadar sürüş menziline ulaşabiliyor. Ayrıca Avrupa’da kullanılan gelişmiş 800V şarj teknolojisi sayesinde, aracın sadece 18 dakikada yüzde 10’dan yüzde 80’e şarj edilebilmesine olanak tanıyor. 2022’nin son aylarında ise EV6’nın 585 PS güce sahip GT versiyonu satışa sunulacak.

Temiz enerjiyle su üretmeyi amaçlayan Kumulus Water, 1 milyon euro tohum yatırım aldı

Havayı çeşitli araçlarla toplayıp su elde eden Kumulus Water, 1 milyon euro tohum yatırım aldığını duyurdu. Yatırım turuna Paris Techstars Accelerator, Flat6Labs, WILCO ve Bpifrance katıldı.

Tunus merkezli girişim, içme suyu tedariki için hava soğutmaya dayalı bir teknoloji geliştiriyor. Girişimin bu süreçteki tek kaynağı  güneş enerjisi ve nem oluyor. IoT teknolojisiyle toplanan veriler, su çıkışını ve enerji verimliliğini iyileştirmeye çalışan tahmine dayalı algoritmalar için kaynak olarak kullanılıyor.

Kumulus’un güneş enerjisi aracılığıyla oluşturduğu sisteminde makine havayı içine çekip havadaki tozu ayrıştırıyor. Bu işlemin ardından yoğuşma oluşturmak için hava sıcaklığı çiy noktasına düşürülerek havanın nemi alınıyor. Makinede yoğunlaşan su, kirleri gidermek için dört farklı filtreden geçiyor. Güneş enerjisiyle çalışan makinelerde ayrıca bir kontrol paneli ve altı kişilik bir ekip tarafından yönetilen bir uygulama bulunuyor. Her makine günde toplam 20-30 litre içme suyu üretiyor. Tunus’ta yaşanan su sorunuyla beraber girişimin geliştirdiği sistem, bu sorunu yenilenebilir enerjiyle çözmeyi sağlıyor.

Girişimin kurucuları Iheb Triki ve Mohamed Ali Abid, “Hedefimiz, güvenilir sayılacak yenilenebilir içme suyu kaynağının olmadığı ve su sorunun yaşandığı bölgelerde varlığımızı göstermek. Tunus’ta şişelenmiş su  ve yenilenemeyen yeraltı suyu gibi hali hazırda olan alternatifler, ülkenin yoksul vatandaşları için her zaman ulaşılabilir olmuyor. Tunus ve Mısır’da bir litre maden suyunun maliyeti 10 cent civarındayken, Fas’ta maliyet 15 centin üzerinde. Kumulus’un geliştirdiği teknik, günde 8 centten daha ucuza 25 litre su üretecek.” dedi.

Kumulus Water, tohum yatırımla beraber geliştirdiği makinelerin tedarikini sağlayacak.

Bulut tabanlı emlak çözümleri sunan Pinnacle Realty Advisors, 5 milyon dolar tohum yatırım aldı

Dallas merkezli bulut tabanlı emlak komisyonları için çalışmalar yapan Pinnacle Realty Advisors, 5 milyon dolar tohum yatırım aldı. Yatırım turuyla beraber girişim, emlakçılara çeşitli tavsiyelerde bulunan Realthy.io’yu satın aldı. Tur, Launchpad Capital tarafından yönetildi.

Emlak sektörünün ilk “BaaS (Brokerage as a Service) Platformu” olarak lanse edilen girişim, modası geçmiş emlak komisyonculuğu modelini modernize etmek için çeşitli çalışmalar yapıyor. 2020 yılında kurulan Pinnacle Realty Advisors, bir acente ile aracı kurum arasındaki ilişkiyi yeniden oluşturarak modern bir emlak komisyonculuğu anlayışını ortaya koyuyor.

Tohum yatırım ve Realthy.io satın alımıyla beraber Pinnacle Realty Advisors, benzersiz abonelik tabanlı hizmet ve ürün paketini geliştirerek emlakçılara sunduğu hizmeti ikiye katlamayı amaçlıyor. Girişim, acentelere ihtiyaçlarına uygun seçenekler sunmaya devam edecek.

Launchpad Capital’in Kurucusu Ryan Gilbert, “Pinnacle Realty Advisors, emlak sektörünün modası geçmiş, komisyon dağılımı modelini yeniden tanımlıyor. Eski komisyonculuk ve konut satışlarının aşağı yönde seyretmesiyle sektör yenilik için olgunlaştı. Pinnacle’ın tescilli yazılımı ve aboneliğe dayalı hizmetleri, işlerine ve başarısına odaklanarak bireysel aracıları ilk sıraya koyuyor.” dedi. Ayrıca Ryan Gilbert, yatırım sonrasında Pinnacle’ın Yönetim Kurulu’na katılacak.

Realthy.io, emlakçılar için tavsiye yazılımı oluşturmaya odaklanıyor. İlk altı ayında 4.000’den fazla kayıtlı kullanıcıyı sahip oldu ve 40’tan fazla eyaletten acentelere hizmet verdi. Realthy.io’nun deneyimli BT ve dijital pazarlama uzmanlarından oluşan tüm ekibi, Pinnacle Realty Advisors’a katıldı ve Pinnacle Realty Advisors’ın tescilli yazılım platformu olan PinnacleHQ’nun geliştirilmesi için çeşitli çalışmalar yapacaklar.

Pinnacle Realty Advisors CEO’su Sam Sawyer, “Komisyon bölünmeleri sona erdiği ve emlakçılar daha iyi araçları, daha iyi hizmetleri ve toplu olarak işlemleri kolaylaştıran daha iyi desteği hak ettiği için aracılık iş modelini sıfırdan oluşturuyoruz. Eski aracı kurumların aksine, BaaS modelimiz ofis maliyetlerinden, yavaşlayan işlemlerden veya komisyona bölünmüş gelirden etkilenmediği için herhangi bir pazar ortamında gelişmek üzere tasarlandı.” dedi.

Pinnacle Realty Advisors şu anda Teksas, Louisiana ve Arkansas’ta hizmet veriyor. Girişimin çok yakında Florida ve Kuzey Carolina’da da kullanıma sunulması bekleniyor.

Tesla, Walmart gibi devlerin tercih ettiği yerli işe alım platformu: Coensio

Teknoloji alanında yayınlanan iş ilanlarına gelen başvurular arasından, adayların teknik yetkinliklerini göz önüne alarak değerlendirme yapma imkanı sunan Coensio, 2021 başında hayata geçti.

Kodlama bilgisi olmayan işe alım uzmanlarının da rahatlıkla kullanabileceği, kısa sürede ve etkin şekilde değerlendirme yapma imkanı sunan bir platform yaratmak isteyen Taşkeli ve Girgin; geliştirdikleri ön-eleme testlerini önce kendi çalıştıkları şirketlerdeki işe alım süreçlerinde denediler.

Coensio’nun pazarlama müdürü Kübra Omural, konuğumuz oldu ve girişimle ilgili tüm detayları anlattı.

Techcareer ve TÜBİSAD, dijital yetenekler yetiştirmek için güç birliğine gidiyor

Dijitalleşme hayatın her alanında artarken iş dünyasının dijital yetenek ihtiyacı da giderek büyüyor. İş dünyasının yetenek açığını kapatmaya yardımcı olmak, teknoloji alanında ihtiyaç duyulan dijital yetenekleri yetiştirmek, üniversite 4. sınıf öğrencileri ve maksimum 2 yıl deneyimli gençlere de kariyer imkanı sunabilmek için güçlerini birleştiren Techcareer.net ve TÜBİSAD, Kodla Gelişiyoruz Bootcamp Programı’nı başlattı.

Program kapsamında; katılımcıların herhangi bir ücret ödemediği hem teorik hem de pratik eğitim kamplarıyla, teknoloji ve bilişim ekosistemine yeni yetenekler kazandırılması hedefleniyor. Techcareer.net ve TÜBİSAD, program kapsamında şirketlerin ihtiyaçlarına özel oluşturdukları bootcamp’lerle, aranan kriterlere uygun adayların belirlenerek istihdam edilmesine yardımcı oluyor.

Kodla Gelişiyoruz Bootcamp Programı 5 bine yakın başvuru aldı

2022 ilk yarısında başlayan Kodla Gelişiyoruz Bootcamp Programı’na şimdiye kadar yaklaşık 5 bin başvuru yapıldı. Yoğun ilgi gören eğitimlerde Front-End Bootcamp, Java Developer Bootcamp ve Android Developer Bootcamp’leri ile 72 kişi toplam 138 saat ücretsiz eğitim aldı. Techcareer.net ve TUBİSAD, program kapsamında sürekli devam eden ‘bootcamp’lerle bilişim alanında kariyer yapmak isteyen ve bu alanda yeteneği olan gençleri yetiştirmeye devam edecek.

Techcareer.net düzenlediği etkinliklerle milyonlara dokunuyor

İş dünyasının gündemindeki en önemli konulardan biri olan dijital yetenek açığını kapatmaya yardımcı olmak amacıyla çalışmalarını sürdüren Techcareer.net, düzenlediği bootcamp, hackathon ve hiring challenge’lar ile bilişim yeteneklerinin yetişmesine katkı sağlıyor. 2021 yılında düzenlediği 60’tan fazla etkinlik için 80 binin üzerinde başvuru alan Techcareer.net, her etkinliğinde milyonlarca kişiye ulaştı.

Görsel içerik sağlayıcısı Freepik, Original Mockups ve Iconfinder’ı bünyesine kattı

İspanya merkezli görsel içerik sağlayıcısı Freepik, uluslararası bağlantılarını güçlendiriyor. Kolombiya merkezli 3D kaynak ve maket şablonları sunan Original Mockups ve simgelerle illüstrasyonları tasarımcılarla buluşturan Danimarka, Kopenhag merkezli pazar yeri Iconfinder, Freepik tarafından satın alındı.

38 milyondan fazla grafik kaynağı sunan Freepik, Flaticon, Slidesgo, Videvo ve Wepik gibi markaların tepe markası oluyor. Girişim, 470+ çalışan, 450 özel uzaktan tasarımcı ve 23.000’den fazla kayıtlı katılımcıya sahip. İki farklı şirketin satın alınmasıyla beraber ekibin büyüyeceği ve daha fazla içeriğin üyelerle paylaşılması bekleniyor.

Original Mockups

Original Mockups anlaşmasıyla beraber Freepik’e 100 3D tasarım uzmanı geliyor. Satın alma aynı zamanda Freepik’in yüksek potansiyele sahip, hızla büyüyen bir pazar olan Latin Amerika (LATAM) bölgesine ilk adımlarını atmasını sağlıyor. Artık müşteri talebine yanıt olarak içerikler yerelleştirilerek bu bölge için daha özel hale getirilebiliyor. Original Mockups’ın CEO’su Alexander Ruiz, Freepik’te 3D & Mockups çalışmalarına liderlik edecek.

Original Mockups’ın kurucuları Alexander Ruiz ve Andrés Hernández, “Her zaman iki şirket arasında ortak bir tarih ve değerler olduğunu hissettik. Aynı dili konuştuk ve ortak bir hedefi paylaştık. Tasarımcılar için hayatı kolaylaştıracak bazı heyecan verici tasarım araçları geliştirmeyi amaçlanıyor.” dedi.

Iconfinder

Dünyanın en büyük simge ve ikon veritabanına sahip olan Iconfinder, Freepik’in bir servisi olan Flaticon’un doğrudan rakibi olarak çalışmalarını sürdürüyordu. Kopenhag merkezli Iconfinder’ın satın alınması, Freepik’in mevcut portföyünü ve uzman tasarım ekibini oluşturmasını sağlıyor. Amaç, iki ürünü tek bir görsel varlık kitaplığında harmanlamak oluyor.

Iconfinder, 7 uzman tarafından çalışmalarını sürdürüyor. Şirketin CEO’su Martin LeBlanc, Freepik’te ikon odaklı ekibe liderlik edecek.

Iconfinder CEO’su ve Kurucu Ortağı Martin LeBlanc için “Her iki şirket de işlerin nasıl ilerlemesi gerektiği konusunda benzer bir vizyonu paylaşıyor. Pandeminin getirdiği zor zamanlarda sorunsuz bir şekilde ilerledik ve başarılı olduk. Şimdi yeni yönümüzden eminiz. Ekiplerimiz birlikte iyi çalışacak ve herkesin büyümesi için fırsat olacak. Birlikte harika şeyler başarabiliriz. Freepik hakkında bizi cezbeden şey, çeşitli yapay zeka çözümleriyle kaydettiği ilerlemeydi.” dedi. 

Freepik’in Baş Strateji Sorumlusu Carlos Marín,Iconfinder ve Original Mockups satın almalarıyla Freepik, büyüyen görsel varlıklar pazarındaki varlığını güçlendiriyor. Bu kısmı güçleri birleştirmek ve Freepik’i bir sonraki büyüme düzeyine taşımaya yardımcı olabilecek uzmanlara yatırım yapmak için bir fırsat olarak gördük. Freepik zaten oldukça büyük bir abone tabanına sahip ancak içeriği yerelleştirmek her zaman akıllıca bir hareket ve genişleme planlarımızın bir parçası oluyor. Heyecan verici bir zaman ve birlikte çalışmayı dört gözle bekliyoruz.” dedi.

Satın almalarla birlikte Freepik, eksiksiz bir grafik kaynak koleksiyonu oluştururken Danimarka ve Kolombiya pazarlarına da genişleyecek.

Yaşlı bakımı için çözümler sunan Patronus, 27 milyon Euro yatırım aldı

Yaşlı bakımı için çözümler sunan Patronus, düzenlenen Seri A yatırım turunda 27 milyon euro yatırım aldığını duyurdu. Bu yatırım, Avrupa’da yaşlı bakımında şimdiye kadarki en büyük yatırım olarak tarihe geçti. Çoklu basamaktan oluşan yatırım turu, Paris merkezli Singular ve NYC merkezli Adjacent tarafından yönetildi.

2021’de lansmanı yapılan Patronus, yaşlıların en büyük sorunu olan acil bir duruma düşme ve yardım alamama korkusunu ele almayı amaçlıyor. Bu durum çok fazla yaşanıyor ve yaşlı bir kişi evine gidiyor ve yardım alamıyor. Yaşlıların zamanlarının çoğunu kendi başlarına geçirmeleri nedeniyle günlük yaşamları bu korkudan önemli ölçüde etkileniyor.

Patronus, akıllı saatleri yaşlılar için dijital saate dönüştüren bir yazılım sunarak bu sorunu çözüyor. Saat yazılımı, kullanıcının sağlık kayıtlarına ve bakıcı iletişim bilgilerine erişimi olan acil çağrı merkezine 7/24 bağlantı sağlıyor. Deutsche Telekom ile geniş kapsamlı bir iş birliği sunularak hem evde hem de hareket halinde de kullanılabiliyor.

Girişim, aile üyelerine, bakılan kişiye daha yakın olma seçenekleri sunmaya odaklanarak, aranan gönül rahatlığını sağlıyor. Ayrıca aile üyeleri, uygulama aracılığıyla uygulamaya dahil olan kişi hakkında konumları ve etkinlikleri gibi çeşitli önemli bilgileri de kolayca alabiliyor.

Berlin merkezli girişim, Avrupa’nın demografik değişimi ve artan bakıcı ve doktor sıkıntısı karşısında bakıcıların yükünü hafifletmeye kararlı görünüyor. Yeni yatırımla beraber girişimin yükselişe geçmesi planlanıyor.

Adjacent’in Kurucusu Nico Wittenborn, “Bu yıl iş hayatına giren her Alman için emekli olan iki Alman var. Global olarak demografik özelliklerdeki büyük bir değişimi yansıtıyor ve yaşlılarımıza bakmanın daha iyi yollarını bulmamızı gerektirecek. Patronus, sınıfının en iyisi tüketici abonelik metrikleri ile yenilikçi ve göze batmayan teknoloji aracılığıyla bu sorunun çözülmesine yardımcı oluyor.” dedi.

Patronus’un kurucu ortağı Ben Staudt, “Mevcut piyasa ortamında bu büyüklükte bir finansman turu, hafife alınacak bir durum değil. Demografik değişimin gerektirdiği alaka ve aciliyeti ve teknolojinin beraberinde gelen zorlukların ele alınmasına önemli ölçüde katkıda bulunabileceği inancını gösteriyor. Yeni yatırım, yaşlanmanın keyifli ve onurlu olduğu bir dünya inşa etme vizyonumuzu amansızca takip etmemizi sağlıyor. Mevcut ortaklarımız Cavalry ve UVC’ye ek olarak Singular, Adjacent ve BPI’nin misyonumuza katılmasından dolayı heyecan duyuyoruz.” dedi.

Yatırım turuna Principal Investments (BPI) ile mevcut yatırımcılar Cavalry Ventures ve UVC Partners’ın katıldı. Yeni yatırımla beraber girişimin çalışmalarını büyüteceği açıklandı. Aile uygulamasının devam eden beta testinin tamamlanmasının ardından Patronus, uygulamayı bu yılın 4. çeyreğinde kullanıma sunmayı planlıyor. Aynı zamanda girişim, ürün yelpazesini yaşlı kullanıcılar için dijital erişim noktasından yararlanabilecek diğer paydaşlara genişletme fırsatları sunacak.

Google, Afrika’da bulut tabanlı içerikler için ilk olarak Güney Afrika’da çalışmalarına başlıyor

Teknoloji devi Google, bulut odaklı içerikler sunmak için Afrika kıtasında, Güney Afrika bölgesinde çalışmalara başladığını düzenlediği etkinlikle duyurdu. Bu duyuruyla beraber şirketin Amazon Web Services (AWS) ve Microsoft Azure gibi birkaç yıl içinde kıtaya giriş yapan diğer rakipleriyle arayı kapatmaya çalıştığı görülüyor.

Google ayrıca, Nairobi (Kenya), Lagos (Nijerya) ve Güney Afrika’da (Capetown ve Johannesburg) kullanıcıların şirket içi ağlarını Google’ın şebekesine bağlayan Dedicated Cloud Interconnect siteleri inşa ettiğini söyledi. Afrika’daki müşterileri ve ortakları için bulut sisteminin sunduğu yetenekleri kolayca keşfetmek mümkün oluyor.

Güney Afrika artık Google’ın dünya çapındaki 35 bulut bölgesi ve 106 bölgeden oluşan küresel ağına katılıyor. Google Cloud bölgeleri, kullanıcıların belirli coğrafi konumlardan bulut kaynaklarını dağıtmasına ve bulut depolama gibi çeşitli hizmetlere erişmesine olanak tanıyor.

Google Cloud Afrika direktörü Niral Patel, “Afrika’daki ilk Google Cloud bölgesini duyurmaktan heyecan duyuyoruz. Yeni bölge, uygulamaların ve hizmetlerin yerelleştirilmesine izin verecek. Müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın, bilgisayar yapay zekasından veya makine öğrenimi yeteneklerimizden ve ilerledikçe daha akıllı iş kararları almak için veri analitiğinden yararlanabilecekleri, işleri için çözümleri hızla dağıtmalarını gerçekten kolaylaştıracak. Burada yaptığımız şey, müşterilere ve ortaklara, özellikle veri özgürlüğü bağlamında, verilerini nerede depolamak ve bulut hizmetlerini nerede kullanmak istedikleri konusunda bir seçenek sunmaktır. Böylece müşterilerin istedikleri takdirde verileri ülkede saklamalarına olanak tanıyoruz.” dedi.

Ayrıca Patel, yeni bölge ve ara bağlantıları, bulut bilişim hizmetlerini müşterilerine daha da yakınlaştıracağını ve müşterilerin ürünleri nereden tüketeceklerini seçmelerine olanak tanıyacağını da söyledi.

Google Cloud tarafından görevlendirilen AlphaBeta Economics tarafından yapılan araştırmaya göre, Güney Afrika bulut bölgesi Güney Afrika’nın GSYİH’sine 2,1 milyar doların üzerinde katkıda bulunacak.

Türkiye’de büyümüş iki Koreli girişimci, ilk yerli webtoon platformu Lokma Studio’yu duyurdu

Güney Kore, son birkaç yılda başta müzik grupları ve televizyon dizileri olmak üzere, ortaya çıkardığı popüler kültür öğeleriyle küresel eğlence endüstrisine yön vermeye devam etti. Son dönemde hızla yükselen mobil uyumlu dijital çizgi romanlar, bu trendin en güncel somut çıktısı olarak konumlandı.

Webtoon olarak adlandırılan dikey çizgi romanlar, özellikle genç ve dijital yerli kuşağın ilgisini çekti. Kısa sürede dünya çapında fenomene dönüşen, Business Proposal, Itaewon Class, Sweet Home, Dr. Brain, Hellbound, Kingdom, gibi dizilerin senaryolarının da webtoon serilerine dayandığı düşünüldüğünde, dünyanın önde gelen dizi film platformları da bu yeni içerik formatının potansiyelini değerlendirdi.

Türkiye’deki genç kuşağın Güney Kore kültürüne ve webtoon’lara olan ilgisi, Türkiye’de büyümüş iki Koreli girişimcinin dikkatinden kaçmadı. Bu içgörülerden ve yükselen küresel trendlerden hareket eden Hun Jang Cho ve MinSoo Kim, Türkiye’nin ilk webtoon platformunu Lokma Studio adıyla kurdu.

Platforma ilişkin bilgi veren Lokma Studio CEO’su Hun Jang Cho, “Türkiye’nin ilk webtoon uygulamasını 23 Eylül’de erişime açarak okurlarımıza ilk Türkçe webtoon içeriklerini sunduğumuz için heyecan ve mutluluk duyuyoruz. Türk okurlar, LOKMA’nın App Store ve Play Store’da yer alan mobil uygulamalarını indirerek veya www.lokmastudio.com adresimizi ziyaret ederek, birçok yerli içeriğe ücretsiz erişebiliyor. Eserler haftalık olarak güncelleniyor ve kütüphanemizi yeni eserlerle genişletmek için çalışmalarımız sürüyor” dedi.

Onlarca özgün webtoon serisine ücretsiz erişilebilecek

Küresel çizgi roman pazar büyüklüğünün 11 milyar dolarlık bir ekonomi oluşturduğu görüldü. Mobil cihazlar için oluşturulan webtoon serileri, erişilebilirliği ve kolay tüketilebilirliği sebebiyle 2025’e kadar her yıl %9 büyümesi beklenen çizgi roman pazarının lokomotifi olarak öne çıktı. Son yıllarda Güney Kore merkezli teknoloji devleri Kakao ve Naver bu formatın dünyaya yayılmasında öncü bir rol üstlendi. Geçtiğimiz günlerde Naver, 6 webtoon serisinin daha ekrana uyarlayacağını duyururken, webtoon doğrudan sinemaya uyarlanabilir formatıyla bugün Netflix, Disney+, Apple TV+, Amazon Prime gibi dizi ve film platformlarının orijinal yapımlarına da ilham oldu. Türkiye’nin gerek genç nüfusu, gerek de internet ve mobil cihazların eğlence amaçlı kullanım oranı açısından webtoon formatının büyümesi için büyük bir potansiyel taşıdığını belirten Hun Jang Cho, “Ayrıca Türkiye’de yoğun bir Kore yapımı dizi/film ve K-pop hayran kitlesi bulunuyor. Tüm bunlar, Türk okurların webtoon formatını benimsediğini ve yakından takip ettiğini kanıtlıyor” diye konuştu.

Yazar ve çizerler için gelir modeli oluşturmayı hedefliyor

Platformda ücretsiz olarak erişilebilen ve mobil cihazlardan kolaylıkla okunabilen yerli webtoon serileri sunduklarını hatırlatan Hun Jang Cho: “Türkiye’de Kore kültürüyle ilgili dikkate değer bir topluluk, halihazırda webtoon’lara yabancı dilde erişerek bu içerik formatını yakından takip ediyor. LOKMA’nın çizgi roman üreticilerini ve okurlarını bir araya getirerek topluluk odaklı bir uygulama olması için çalışıyoruz. LOKMA, Türkiye’de yerli çizgi roman sanatçılarının eserlerini yayımlayabilecekleri ve bu yolla gelir elde edebilecekleri bir platform olmayı hedefliyor. Yabancı webtoon serilerinin Türkçe olarak okunabileceği, orijinal içeriklerin üretilebileceği ve uzak olmayan bir gelecekte yerli yapımların yabancı dillerde de servis edilebildiği bir platform oluşturmak istiyoruz. Türkiye’de bu kültürün bir parçası olan herkesi ücretsiz mobil uygulamalarımızı indirerek LOKMA’yı deneyimlemeye çağırıyoruz.”

TÜV AUSTRIA Group, siber güvenlik girişimi SyberCode’un çoğunluk hissesini 15 milyon Euro’ya satın aldı

150 yıllık geçmişiyle 32 ülkede 63 şirketle denetleme ve belgelendirme hizmetleri sunan, otorite niteliğinde bir kurum olan TÜV AUSTRIA Group, Türkiye’den doğan siber güvenlik girişimi SyberCode’ un ağırlıklı hissesini satın aldı.

15 milyon Euro’luk yatırım özellikle SOC, MDR ve IR gibi hizmetlerin kalitesinin daha da artmasına ve müşterilerin sorunlarına nokta atışı çözümler üretilmesine yardımcı olacak. TÜV AUSTRIA Group’ un SyberCode ile birleşmesi neticesinde bölgede oluşan büyüme stratejisi de birkaç yıl içerisinde yapılacak 25 milyon Euro’luk siber güvenlik yatırımının da habercisi oldu.

TÜV AUSTRIA Group Holding CEO’su Stefan Haas, satın almaya dair şunları söyledi:
“TÜV AUSTRIA Group olarak 150 yıldır birçok ülkede ofis açarak ve değerli şirketleri satın alıp bünyemize katarak büyümeye devam eden bir hizmet şirketiyiz. SyberCode ile birlikteliğimizin de karşılıklı ortak amacımız doğrultusunda tüm dünyada bilişim sektöründe daha güvenli olmanın yolunu açacağına inanıyorum.”

TÜV AUSTRIA SyberCode Kurucusu ve CEO’su Serhat Yediel: “TÜV AUSTRIA Group siber güvenlik konusunda ciddi eğilimleri olan, Almanya ve Avusturya’da SOC üzerinde önemli çalışmalar yapan bir şirket. Global bir şirketin gücünü yanınızda hissetmek, doğru, kalıcı ve tam çözüm sağlayan siber güvenlik hizmetlerini çok daha kısa zamanda devreye almamıza yardımcı oluyor. Aldığımız 15 milyon Euro’luk yatırımla mevcut hizmetlerimizi çok daha hızlı bir şekilde hizmet sahamızdaki bölgelerle buluşturacağız. Özellikle MENA ve Kafkasya Bölgesi’ne, Türkiye bölge ofisinden hizmet verilmesi ülkemizdeki insan kaynağı gücünün ve yetkinliklerinin kullanımı adına da ciddi önem taşıyor. SyberCode satın alımıyla Türkiye bir ana üs ve bölge ofisi olarak konumlandırılmış oldu.”

Tüm dillerde ve saat dilimlerinde hizmet veren bir şirkete dönüşecek

Tüm dünyada siber güvenliğin önemi artarken nitelikli insan gücü açığından kaynaklanacak hizmet kesintilerini azaltmak ve birlikte geliştirilen katma değerli hizmetleri global ölçekte müşterilerle buluşturmak, TÜV AUSTRIA Group ve SyberCode birlikteliğinin ana odaklarını oluşturuyor. TÜV AUSTRIA Group ve SyberCode, 2 yıl içinde dünya genelinde insan kaynağı istihdam etmiş, tüm dillerde ve saat dilimlerinde hizmet verebilen, kurumların az sayıda personelle siber güvenliği hizmet olarak almasını sağlayan bir servis şirketi olmayı hedefliyor.

SyberCode tarafından sunulan siber güvenlik çözümleri Sınır Güvenliği, Ağ Güvenliği, Veri Güvenliği, Uygulama Güvenliği, siber olaylara müdahale gibi geniş ve uçtan uca bir hizmet, ürün ve danışmanlık kapsamından oluşuyor. SyberCode SIEM, SOAR, Enterprise Forensic, Veri Keşfi ve Veri Güvenliği konularında uzmanlaşmış ileri seviye uzman kadrosuyla EDR/XDR, IR, SOC ve MDR gibi kritik hizmetleri sunabiliyor. Tüm bunların yanında ileri seviye Tehdit Simülasyonu, Compromise Assessment, Threat Hunting, Red Team gibi terzi usulü hizmetler de şirketin siber güvenlik portföyünde yer alıyor.

SyberCode müşterilerinin siber güvenlik ürün, hizmet, danışmanlık ve test faaliyetlerini de içeren, yönetişim endişelerini ve maliyetlerini ortadan kaldıran SaaS modelini Türkiye’de hayata geçiren ilk firma olarak öne çıkıyor. Kritik altyapılara sahip olan, veriyi toplayan, işleyen ve yaptığı işle ilgili bu verileri saklamak zorunda olan finans, sigorta, enerji, üretim, e-ticaret, elektronik para piyasaları kuruluşları ve fintechler (fintekler), şirketin hedef kitleleri arasında yer alıyor.

2025 hedefi: 1.000 kişilik global istihdam

TÜV AUSTRIA Group – SyberCode birlikteliğinin önümüzdeki yıllara dair somut hedefleri şöyle:

  • MENA ve Kafkasya Bölgesi’nde 2 yıl içinde 1 milyon uç noktayı koruyacak.
  • Bölgede 2023 birinci çeyrek hedefi 2 kat büyümek.
  • 2025 yılında şirkette MDR, SOC, IR, Zafiyet Taraması, saldırı öncesi, sırası ve sonrasında Olay Müdahale hizmetleri ve danışmanlık hizmetlerinde uzman 1.000 kişilik bir ekip çalışacak.