Ana Sayfa Blog Sayfa 360

İş ilanları ile adayları, yetenek avcıları üzerinden eşleştiren DigitalWisers, 5 milyon Euro değerleme üzerinden yatırım aldı

Açılan iş ilanlarını yapay zeka destekli algoritmalar kullanarak yetenek avcılarının portföylerindeki en iyi adaylarla eşleştirerek en kısa sürede işe alım sürecini tamamlamayı hedefleyen akıllı insan kaynakları platformu DigitalWisers, yurt içi ve yurt dışından katılan 4 melek yatırımcıdan 5 milyon Euro değerleme üzerinden tohum aldı.

Erkan Yıldırım tarafından kurulan DigitalWisers, iş insanlarının bugüne kadar sürdürülebilir bir gelir modeline dönüştüremediği kişi ağlarını (dolayısıyla yetenek portföylerini), açılan iş ilanlarına önererek kolayca “talent partner: yetenek paydaşı” olmasını sağlayan dijital bir platformdur. Bu anlamda Airbnb iş modelinin insan kaynakları versiyonu olarak düşünülebilir.

Hem şirketleri hem de yetenek paydaşlarını birbirleri ile bir satınalma sürecine girmeden çalışabilir hale getirir, önerilen yetenekler arasından skorlama, test ve bağımsız uzman değerlendirmeleri ile en uygun olanların seçilmesini kolaylaştırır.

DigitalWisers neler sunuyor?

  • Şirketlerin birden fazla yetenek paydaşı ile çalışarak açık pozisyonların hızla kapatılmasını sağlar,
  • Ağı güçlü insanların hızla yetenek paydaşı olmasını ve ek süreçler olmadan kolaylıkla gelir elde etmesini sağlar,
  • En iyi aday ve iş ilanı eşleşmelerini yakalar ve öne çıkmasını sağlar,
  • Adayların kariyer yolculuklarında birlikte çalışacakları yetenek paydaşları ile kolayca eşleşmesini sağlar.

Erkan Yıldırım, yatırımla ilgili: “Yatırımı platform altyapısının ve algoritmanın geliştirilmesinde, ekibin büyütülmesinde, kullanıcı bazının hızla genişlemesi için özellikle dijital platformlarda büyümeye dönük etkili satış-pazarlama aktiviteleri oluşturmada kullanacağız.”

İlk yurt dışı operasyonunu Berlin’de açan Trendyol, 1 milyar dolar global satış hacmine ulaşmayı hedefliyor

Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen e-ticaret platformlarından Trendyol, uluslararası büyüme ve e-ihracat planlarına hız verdi. Bu kapsamda ilk yurt dışı ofisini Berlin’de açtı. Geçtiğimiz günlerde Almanya ofisini ziyaret ederek, Trendyol Grup Başkanı Çağlayan Çetin‘den tüm bilgileri edindik.

Yurt dışı pazarlara açılarak, “%100 Made in Türkiye” ürünleri farklı coğrafyalardaki müşterilerle buluşturmayı hedefleyen Trendyol, 2023 yılında globalde 1 milyar dolarlık global satış hacmine ulaşmayı hedefliyor.

Trendyol’un gelecek planlarıyla ilgili bilgi veren Trendyol Grubu Başkanı Çağlayan Çetin, “Türkiye’den doğan Trendyol, 11 yıl içinde uluslararası teknoloji ligindeki önemli oyunculardan biri haline geldi. Gelecek planlarımızın odağında ise, yerli üreticilerimizi destekleyerek, yerel üretimi artırmak ve ülkemizin sahip olduğu bu potansiyeli dünyaya açmak var. Trendyol üzerinden Türkiye’de gerçekleşen satışların yüzde 70’ini yerli ürünler oluşturuyor. 83 bin satıcı Trendyol’da satışa başladıktan sonra daha önce satmadığı bir ürünü Türkiye’de üretti. Biz “%100 Made in Türkiye” damgalı ürünleri global arenaya taşıyarak ülkemizin e-ihracatına ve döviz girdilerine önemli katkı sunmayı hedefliyoruz. Ülkemizin ihracatçı sayısını ve ihracat gelirlerini artırırken, üreticilerimize yurt dışındaki milyonlarca müşteriye satış yapma imkanı sunacağız. Uluslararası yol haritamızı birbirini tamamlayan iki strateji üzerine kurduk. Bunlardan ilki uluslararası e-ticaret platformlarındaki Trendyol marka ürünlerimizle e-ihracat payımızı artırırken, Türk markalarını da bu platformlara taşımak. Şu anda 50’den fazla uluslararası e-ticaret platformunda yer alıyoruz. İkinci stratejimiz ise Türk üreticilerini ve markalarını platformumuz aracılığıyla global pazarlarla buluşturmak. E-ihracat çalışmalarımızın odağına, bu bağlamda gelişmiş bir pazar olan Almanya’yı aldık” dedi.

2021 yılında 6 milyon sipariş 4 milyon global müşteriye ulaştı

Halihazırda Almanya’daki müşterilerimize özel trendyol.com/de ve Avrupa’da 27 ülkeden ulaşılabilen trendyol.com/en aracılığı ile yerli üretim ürünlerimizi yurt dışındaki müşterilerimize ulaştırıyoruz. 2021 yılında 150 milyon dolar hacminde doğrudan e-ihracat gerçekleştirdik ve toplamda 6 milyon sipariş aldık. 2021’de gerçekleştirdiğimiz ihracat Avrupa’dan Orta Doğu ve Afrika’ya, çok geniş bir coğrafyada 100’e yakın ülkeyi kapsıyor. E-ihracatın yüzde 66’sını Avrupa ülkelerine yaparken, yüzde 23’ünü Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Güney Afrika ülkelerine yaptık. Şu an globalde, yerli üreticilerimizin ürettiği ürünlere Trendyol aracılığıyla ulaşan 4 milyon müşteri bulunuyor” diye devam etti.

“Almanya’da en fazla indirilen uygulama Trendyol”

Almanya’nın Trendyol’un gelecek planlarında önemli noktalardan biri olduğunu belirten Çetin “Yerli üreticilerimiz Almanya operasyonumuz başladığından beri trendyol.com/de üzerinden 90 milyon Euro değerinde ürün satışı gerçekleştirdi. SimilarWeb’e göre Almanya’daki en hızlı büyüyen ikinci platform olduk. Giyim kategorisinde en çok ziyaret edilen ve en yüksek etkileşim oranlarına sahip internet siteleri arasında yer alıyoruz. Almanya’da alışveriş kategorisinde AppStore’un, tüm kategorilerde ise Google Play’in en fazla indirilen uygulaması olduk. Kısa vadeli hedeflerimiz arasında Almanya’da da pazaryeri sistemine geçmek bulunuyor. Almanya pazarında yıl sonu gelir projeksiyonunu ise 400 milyon Euro olarak belirledik. Önümüzdeki 3 yıl içinde de Almanya’da yaklaşık 3 milyar Euro değerinde bir hacme ulaşma hedefimiz bulunuyor. Tüm bu hedeflerimiz doğrultusunda Almanya’da pazarlama çalışmalarımıza hız verdik. Bizim Almanya pazarına girdiğimizi duyan futbol takımlarından da şimdiden sponsorluk teklifi almaya başladık. Trendyol Berlin ofisimizde çalışan sayısını yıl sonunda 200 kişiye çıkaracağız.” dedi.

“Esnaf ve KOBİ’lerimizi tüm dünyada satış yapabilir hale getireceğiz”

Berlin’i Amsterdam ve Lüksemburg ofislerinin takip edeceğini belirten Çağlayan Çetin, yakın bir zaman önce Polonya’da ilk depolarını açtıklarını söyledi. Çağlayan; “Gelecek yıl İngiltere’de ofis açmayı planlıyoruz. Avrupa’yı, Orta Doğu ve diğer pazarlar takip edecek. Buralarda da depo yatırımlarımız olacak. 3 yıl içerisinde yurtdışında ulaştığımız müşteri sayısını 15 kat arttırmak istiyoruz. Satıcılarımızın global müşterilere gerçekleştirdiği satışlardan elde ettikleri geliri de (GMV) 35 kat artıracağız. Hedefimiz EMEA bölgesinin de lider e-ticaret şirketi olmak” dedi.

5 yıl içinde Trendyol’un toplam satışlarında e-ihracatın payını yüzde 33’e çıkarmayı hedeflediklerini belirten Çetin, “2023 yılında e-ihracat hacmimizi 1 milyar dolar olarak belirledik. Esnafımızı ve KOBİ’lerimizi tüm dünyada satış yapabilir hale getireceğiz. Bununla birlikte yakın zamanda Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) ile e-ihracat ekseninde yaptığımız işbirliği kapsamında, Türkiye’nin önde gelen markalarının global müşteriler ile buluşmasını hızlandıracağız. Bu doğrultuda teknoloji, lojistik ve pazarlama odağında önümüzdeki üç yıl içinde 500 milyon dolar yatırım yapacağız. Yerli üreticilerimizle birlikte hedeflerimize adım adım ulaşacağız” dedi.

Trendyol markalı ürünlerinin büyük çoğunluğu Anadolu’da yer alan 300’e yakın üretici tarafından üretildiğini belirten Çetin, “Şu an trendyol.com/de üzerinden de satışını gerçekleştirdiğimiz Trendyol markalı, “%100 Made in Türkiye” ürünleri üreten üreticilerimiz 30 bin kişiye istihdam sağlıyor. Bu üreticilerimizin yüzde 45’inin kadın girişimcilerden oluşmasından da ayrıca büyük memnuniyet duyuyoruz. Üreticilerimizin bulunduğu iller arasında Adana, Adıyaman, Balıkesir, Batman, Bursa, Diyarbakır, Düzce, Erzurum, Giresun, Karaman, Kahramanmaraş, Kastamonu, Kocaeli, Konya, Malatya, Mardin, Samsun ve Sivas gibi Anadolu’nun dört bir köşesinden iller yer alıyor” dedi.

Trendyol’un istihdam etkisi 2 milyon

Trendyol’un Türkiye’deki faaliyetlerine ilişkin de bilgi veren Çağlayan Çetin; “Trendyol, 30 milyondan fazla müşteriyi 260 bin satıcıyla buluşturan, yaşayan ve sürekli gelişen bir ekosistemi temsil ediyor. Bu yıl içerisinde ülkemizde de önemli yatırımlarımız hayata geçecek. Trabzon, Adana ve Ankara’da açacağımız üç depo ve aktarma merkezi ile 4.000’i aşkın kişilik istihdam sağlayacağız. 400 bin m2 olan operasyon alanımız 1 milyon m2’ye çıkacak. Aynı zamanda da Trendyol bünyesinde çalışan mühendis sayımızı da 1.500’den 3.500’e çıkararak, Ar-Ge çalışmalarımıza da hız kazandırmak hedeflerimiz arasında bulunuyor dedi”

Satıcıların yüzde 85’i cirosunu, yüzde 68’i istihdamını artırdı

Bağımsız araştırma kurulu Politika Analiz Laboratuvarı (PAL) tarafından yapılan “Trendyol’un Türkiye Ekonomisine Etkileri” araştırması sonuçlarına da değinen Çetin, “Araştırma sonuçlarına göre Trendyol ekosisteminin istihdama olan etkisi 2 milyona ulaştı” dedi. Satıcıların yüzde 99’u da KOBİ’lerden ve esnaflardan oluştuğunu ekleyen Çetin sözlerine şu şekilde devam etti: “Özellikle Anadolu illerinde Trendyol’a olan ilgi her geçen gün artıyor. 2021 yılında 3 büyük il dışında Trendyol’da bulunan satıcılarımızın sayısı 42 bin iken, bu sayı bir yıl içerisinde 3 katına çıkarak 127 bine ulaştı. Bu satıcıların yüzde 91’i Trendyol sayesinde yeni müşteri gruplarına ulaştıklarını ifade ediyor. Satıcılarımızın yüzde 85’i Trendyol ile çalışmaya başladıktan sonra cirosunu, yüzde 68’i ise istihdamını artırdığını belirtiyor. Aynı şekilde satıcılarımızın yüzde 93’ü Trendyol ile çalışmanın şirket performansını artırdığını, yüzde 89’u yeni bölgelere ve müşterilere ulaştıklarını, yüzde 87’si satış ve pazarlama kabiliyetlerini geliştirdiklerini ve müşteri deneyimini iyileştirdiklerini söyledi.”

“E-ticaret yasası platformların yurtdışı büyümesini desteklemeli”

Soru üzerine yeni e-ticaret yasası hazırlıkları ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Çağlayan Çetin, “Ticaret Bakanlığı’nın e-ticaret yasa tasarısı hazırlığından haberdarız ancak yasa henüz görüşe açılmadığından detaylı yorum yapmam doğru olmaz. Ülkemizin ihracatta katma değeri ve döviz gelirlerini artırması için e-ihracat çok önemli bir fırsat. Ülkemizin dört bir yanındaki 450 yerli üreticinin imal ettiği uygun fiyatlı ve yüksek kaliteli Trendyol markalı ürünlerimiz yurt içinde olduğu gibi yurtdışında da en çok tercih edilen markalar arasına girmeye başladı. Kendi markalarımıza ek olarak ülkemizin önde gelen diğer hazır giyim markalarının da ürünlerini 100’ün üzerinde ülkeye ihraç ediyoruz. Ama bizi asıl heyecanlandıran kendi markalarımızın ve diğer Türk markalarının ihracatında edindiğimiz tecrübeyle platformumuz üzerinde satış yapan 260 bin esnaf ve KOBİ’ye e-ihracat kapısını açmak. Bunun için durmadan çalışıyoruz. Satıcılarına, e-ihracat yapma imkanı sunan pazaryerlerinin tümü doğdukları ülkelerde güçlü köklere sahipler. Biz de esnaf ve KOBİ’lerden oluşan satıcılarımızla birlikte ülkemizde yakaladığımız başarı ve ulaştığımız ölçek sayesinde bugün dünyaya açılma planları yapabiliyoruz. Mevzuatımızın yüzbinlerce işletmenin e-ticaret yapmasına imkan veren pazaryerlerinin yurtdışı büyümesini desteklemesinin, e-ihracatın gelişimi için de kritik olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Kaliforniya merkezli gıda platformu Joywell Foods, 25 milyon dolar yatırım aldı

Tatlı protein üretimi için hazırlanan Joywell Foods, B serisi finansman turunda 25 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Yeni yatırım ile birlikte Joywell’in toplam sermayesi 38 milyon dolara ulaştı.

Piva Capital tarafından yürütülen yatırım turuna; B37 Ventures, Global Brain Corporation, Khosla Ventures, Evolv Ventures, SOSV’den IndieBio ve Alumni Ventures katıldı.

İlgili yatırım turundan sonra, Piva ortağı Adzmel Adznan’ın Joywell Foods’a katılacağı bilgisi verildi.

Yaklaşık 10 yıldır bu sektörde yer aldığını belirten Joywell Foods ekibi, tatlı proteinlerin yer alacağı platformu en kısa sürede oluşturacaklarını ve ilk ürünlerini kısa süre sonra satışa sunacaklarını belirtti.

Şirketin CEO’su Ali Wing, “Bu proteinlerin tadı şeker gibi. Şekerden daha tatlı olsalar da kan şekeri seviyelerini veya bağırsak mikrobiyomlarını etkilemiyorlar.

Bugün tüketime baktığınızda insanların % 70’inden fazlası diyetlerinde şekeri azaltmaya çalışıyor. Bunun 1 numaralı suçlusu günlük olarak yediklerimizin içinde bulunan şekerler. Yaptığımız işle bu duruma bir çözüm getirdiğimizi düşünüyoruz. Bu durum teknolojinin ve yaptığımız işin güzelliğini gösteriyor bize” dedi.

Daha önce sadece bir proteini olan Joywell, şimdi çeşitli meyvelerden elde edilen yaklaşık yarım düzine proteine sahip geniş bir ürün yelpazesi üzerinde çalışıyor. Wing, ürünler ile ilgili bir detay veremeyeceğini, ancak şirketin çikolata aromalı konserve içecekler ve yiyecekler üzerinde çalıştığını belirtti.

Joywell ekibi, yeni finansmanın Ar-Ge çalışmalarını hızlandıracağını ve işlerin daha hızlı bir şekilde büyüyeceğini de belirtti.

TİM-TEB Girişim Evi ve Amerika Büyükelçiliği iş birliğinde VIVA Technology fuarına gidecek 5 girişim

TİM-TEB Girişim Evi ve Amerika Büyükelçiliği iş birliği ile ülkemizde kadınların liderliğinde faaliyet gösteren girişimlerin güçlenmesine ve global çapta başarılı girişimlere dönüşmesine katkı verme amacıyla gerçekleştirilen AWE programı kapsamında 38 girişim mezun oldu.

Ülkemizin girişimcilik ekosisteminin ulaştığı seviyeye uygun olarak tasarlanan AWE Tekno Kadın Girişimcilik Akademisi hem başlangıç evresinde yer alan hem de ticarileşmenin ileri seviyelerine ulaşmış kadın liderliğindeki girişimleri hedefleyen iki ayrı programdan oluşmaktadır. Akademi kapsamında erken evrede yer alan girişimlere yönelik Start Up programı, küresele yönelik büyüme hedefleri olan ileri seviye girişimler için ise Scale Up programı uygulanmıştır.

Viva Technology fuarına gitmeye hak kazanan girişimciler;

Vivoo (Gözde Büyükaçaroğlu): İstanbul Sağlık Teknolojisi Sağlıklı yaşam asistanı, biyoteknoloji tabanlı wellness uygulamasıdır.

Vahaa (Nehir Boyacıoğlu): İstanbul Tarım, IoT IoT tabanlı, takip edilebilir, kontrol edilebilir bir akıllı tarım girişimidir. Dikey tarım çözümleri ile dünyanın her yerinde, iklimden bağımsız olarak yılın 365 günü üretim yapılabilmesini hedefleyen bir akıllı tarım girişimidir.

ConectoHub (Banu Akgül): İstanbul Yazılım İş Yönetimi ile entegre OKR modülü sayesinde kişi-takım ve şirket hedefleri uygulamadaki projeler ve görevler ile entegre edilerek hedef ilerlemeleri otomatik olarak iş verileri ile yapılmasını sağlayan iş yönetim platformudur.

Myth AI (Özgecan Üstgül): Yapay Zeka, Tasarım MYTH, tasarımcıları ve işletmeleri bir araya getiren yapay zeka tabanlı “son teknoloji” bir desen tasarım aracıdır.

Advoard Robotics (Pınar Oğuz Ekim): Lojistik ACROME endüstriyel ve akademik alanda kullanılmak üzere robotik ve mekatronik sistemler geliştiren ve aynı zamanda kontrol çözümleri sunan bir firmadır

Ekim ayında başlayan AWE Tekno Kadın Girişimcilik Akademisi’ne katılan girişimciler eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin yanında programı destekleyen kurumların sağladığı,

  • Birçok kurumsal şirket ve üst düzey kadın ihracatçının katıldığı Speed Mentoring etkinliklerinde yer alma
  • MentorTalks’larda birbirinden değerli iş insanı ile tanışma ve de tecrübe edinme fırsatı,
  • Program iş ortaklarının girişimcilere sunduğu avantajlı hizmetlerden faydalanma,
  • Amerika pazarına açılma konusunda özel eğitim ve webinar etkinliklerine katılma,
  • Ulusal/Uluslararası bilinirliğe katkı sağlayan tanıtım desteklerinden yararlanma,
  • Amerika Büyükelçiliği ile düzenlenen Gala’da yer alma

gibi önemli fırsatlara sahip olmuştur.

15-18 Haziran tarihinde Paris’te düzenlenecek olan VIVA Technology fuarına gitmeye hak kazanacak 5 girişimcinin belirlenmesi için Pitching Day düzenlenmiştir. Etkinliğe gitmeye hak kazanan girişimciler Vahaa, Vivoo, Connecthub, Myth.Ai, Advoard Robotics olmuştur.

ABD İstanbul Başkonsolosu Rezidansı’nda gerçekleştirilen ve bizim de egirişim olarak katıldığımız resepsiyonda programa dahil olan girişimciler TİM-TEB ve ABD Büyükelçilik üst yönetimi, girişimcilik ekosisteminden temsilciler bir araya gelmiştir.

Fiziksel ve ruhsal sağlık hizmeti sunan Friendly Apps, 3 milyon dolar yatırım aldı

İnsanların refah düzeyini artıracak uygulamalar hazırlayan Michael Sayman, Friendly Apps için 3 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. İlgili yatırım turuna; BoxGroup, Weekend Fund, Shrug Capital, Day One Ventures, Betaworks Ventures, SRB Ventures, 305 Ventures ve CoreVentures katıldı.

Sayman yeni girişimi Friendly Apps ile ilgili, “İnsanlara hem fiziksel hem de ruhsal sağlıkları konusunda yardımcı olmayı hedefleyen uygulamalar hazırlıyorum. Tasarlanma biçimleri nedeniyle birçok sosyal medya platformu, kullanıcılarının fiziksel ve ruhsal sağlığını yavaş yavaş bozuyor. Zaman geçtikçe, insanların alışkanlıkları değişiyor ve birbirlerinden uzaklaşarak sosyal medya uygulamalarına bağımlı hale geliyor. Bu uygulamalar, kullanıcıları izole ediyor ve sadece filtrelenmiş fotoğraflardan oluşan küçük bir pencere aracılığıyla hayatı izlemelerini sağlıyor. Özellikle genç nesillerde görmeye başladığımız birçok ruh sağlığı sorununun, bu izolasyonun ve dünyaya küçük bir pencereden bakışın bir sonucu olarak ortaya çıktığını düşünüyorum” dedi.

Bir melek yatırımcı olan Hayley Leibson yatırım ile ilgili, “Michael’ın benim gibi kadın melek yatırımcılara, annelere ve öğretmenlere öncelik vermesi beni son derece mutlu ediyor. Genel olarak, teknoloji dünyasından olan yatırımcılara pek öncelik vermiyor” dedi.

Sayman konu ile ilgili, “İnsanların ruhsal ve fiziksel sağlığına yardımcı olacak uygulamaları nasıl daha iyi yapabilirim diye düşünüyorum. Bu nedenle teknoloji dünyasından olmayan insanların olmasını daha çok önemsiyorum” dedi.

Sayman Frends App ile ilgili, uygulamaların test aşamasında olduğunu ve yaklaşık altı ay içinde halka sunmayı planladığını da söyledi.

Otomobil aboneliği hizmeti veren Finn, 110 milyon dolar yatırım aldı

Otomobil aboneliği hizmeti sunan Finn, B serisi finansman turunda 110 milyon dolar yatırım aldı. Finn’in toplam sermayesi, 500 milyon dolar’ın üzerine ulaştı.

B Serisi yatırım turu, Korelya Capital, Keen Venture Partners, Climb Ventures, Greentrail Capital ve Waterfall Asset Management tarafından yönetildi. İlgili yatırım turuna; White Star Capital, HV Capital, Heartcore Capital, UVC Partners ve Picus Capital gibi yatırımcılar katıldı.

Finn ekibi, “İnsanlar geleneksel araç sahipliği modelinden uzaklaşmaya başladı. Artık insanların abone olarak kullanabilecekleri otomobil platformları daha fazla ilgi çekiyor.

Şirketimiz, herhangi bir peşinat almadan müşterinin evine gönderilecek yeni kiralık araba seçenekleri sunuyor. Aylık olarak kiralamak yerine altı aylık bir kiralama hizmetimiz bulunuyor. Listelenen fiyata ise, aracın sigortası, bakım ve yol yardım hizmeti dahil oluyor” dedi.

Finn’in CEO’su ve kurucu ortağı Max-Josef Meier, “Müşteriler artık araçlara sahip olmak yerine direkt bu hizmete erişim istiyor ve güvenilir bir e-ticaret deneyimi bekliyor. Tesla, Volkswagen ve GM gibi dünyanın önde gelen otomobil üreticileriyle doğrudan OEM ortaklıklarımız bulunuyor. Bu durum müşterilerimize farklı model ve markaları hızlı ve güvenilir bir şekilde temin etmemize yardımcı oluyor” dedi.

New Jersey, Pennsylvania, Massachusetts ve Connecticut’ta faaliyet gösteren Finn mevcut yatırımını, 2023 yılında daha da büyümek için kullanacak. Şirketin hedefinde, Kaliforniya ve Florida olduğu söyleniyor.

Ekibini hem ABD’de hem de Almanya’da büyütmeyi düşünen Finn, yıl sonuna kadar dünya çapında 30.000 araca ulaşmayı da planlıyor.

E-ticaret ve metaverse için 3D ve AR deneyimi sağlayan Artlabs, 700 bin dolar yatırım aldı

E-ticaret ve metaverse alanlarında hizmet veren 3D gösterim ve artırılmış gerçeklik (AR) platformu Artlabs, 700 bin dolarlık tohum yatırım turunu tamamladı.

Techmine liderliğinde gerçekleşen turda EGİAD Melekleri ve Kültepe Yatırım da devam yatırımı yaptı.

2019 yılında 3 mühendis kurucu ortak Uğur Yekta Başak, Dr. Mahdi Kazempour ve Sercan Demircan tarafından kurulan artlabs, akademik birikimi güçlü 21 kişilik bir takımdan oluşuyor.

Şirket, geçen sene tamamladığı tohum öncesi yatırımından sonra teknolojisini iyileştirmeye odaklandı ve yapay zeka ile fiziksel ürünlerin dijital ikizlerini oluşturmayı ölçeklendirmeyi başardı. Yarattığı dijital varlıkları web, mobil, sanal mağaza, pazaryeri ve metaverse ortamlarına dağıtabilen çok kanallı bir entegrasyon altyapısı geliştirdi. Ardından lider perekendeci ve pazar yerleri ile çalışmaya başlayan artlabs, 2022 ilk çeyrekte gelirinin %95’ini Amerika ve İngiltere pazarlarından elde etti. 3D & AR teknolojisinin yanı sıra özellikle sneaker marketine sunduğu sanal deneme (VTO) özelliği ile müşterilerinin satışa dönüşüm oranlarını iki haneli yüzdelerde artırdı. Şirketin sunduğu “immersive” deneyimler, son bir yılda 4 milyon kullanıcı tarafından 40 milyondan fazla görüntülendi.

Metaverse alanında da aktif olan artlabs, 3D NFT ve sanal moda projelerindeki dijital varlıkların AR ile gösterilmesini sağlıyor. Aynı zamanda bu dijital varlıkların farklı metaverse ortamlarına göre optimize edilmesini sağlayan “interoperable” içerik üretimini gerçekleştiriyor.

Kurucu Ortak & CEO Uğur Yekta Başak, “Metaverse hayatımıza girdi bile, fakat anlamlı sanal deneyimlerinin yaratılabilmesi için kaliteli 3D içerik üretiminin demokratize edilmesi gerekiyor. Geliştirmeye devam ettiğimiz teknoloji sadece ticaret değil, birçok sektörde yeni deneyimlerin geliştirilmesine veya geliştirme süreçlerinin hızlanmasına ön ayak olacak. Metaverse’ün ilk akla gelen yapay zeka odaklı 3D içerik yaratma motoru olmak istiyoruz ve trilyon dolarlık bir marketi hedefliyoruz” dedi.

Aldıkları yatırım ile birlikte yenilenen marka kimliğini de duyuran takım, e-ticaret tarafında beklentilerin de ötesindeki deneyimleri Amerika ve Avrupa marketlerinde yaygınlaştırmaya devam edip gelirini katlamayı hedefliyor. Blockchain üzerinde “utility token” launch etme hazırlığında olan artlabs, önümüzdeki dönemde web3 ve oyun sektörü için 3D içerik üretimini de gündemine aldı bile.

Vergi ve muhasebe yazılımı sunan ZenLedger, 15 milyon dolar yatırım aldı

Irs’in kripto vergi ortağı ZenLedger, B Serisi finansman turunda 15 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. B serisi yatırım turu, yeni yatırımcı ParaFi Capital ve daha önce A serisine liderlik eden mevcut yatırımcı Bloccelerate VC tarafından yönetildi.

B Serisi yatırım turuna; King River Capital, G1 Ventures, Main Street Investment, Three Point Capital, Shorooq Partners, VaynerFund, Blizzard Fund ve AngelList Quant katıldı. Şirket’in kurucusu Pat Larsen, Zenledger’ın ne kadar gelir elde ettiğiyle ilgili ayrıntıları paylaşmasa da, gelirinin geçen yıla göre 5 kat arttığını belirtti.

Bugüne kadar ABD Hükümeti ile 500 bin dolar üzerinde dört anlaşma imzalayan ZenLedger ekibi, “Temel olarak yaptığımız şey kripto için bir plan oluşturmaktır. Tüm işlemleri, merkezi olmayan döviz gelirleri ve NFT satışları üzerinden alarak kontrol etmeliyiz. ABD hükümetinin güvenini kazandığımızı unutmamalıyız” dedi.

Larsen, “Zenledger’ın kurumsal sözleşmelerden ziyade bireysel vergi mükelleflerine odaklanması, onu TaxBit gibi rakiplerden de bir şekilde farklılaştırıyor. Yine de Zenledger’ın “Büyük Dörtlü” (Big Four) muhasebe firmaları, çeşitli vergi uygulamaları ve CPA firmaları tarafından kullanıldığını da söyleyebiliriz” dedi.

Son olarak ZenLedger, Nisan ayında bir CTO ve CFO dahil olmak üzere birden fazla üst düzey yöneticiyi işe aldığını duyurdu. Şirket, daha önce ZenLedger’ın eski COO’su Dan Hannum‘un, eğitim ve çalışma bilgilerini yatırımcılara ve genel halka karşı yanlış beyan ettiğini tespit ederek kendisini işten çıkarmıştı.

Bilişim teknolojileri hizmeti sunan Cribl, 150 milyon dolar yatırım aldı

Bilişim teknolojileri hizmeti sunan Cribl, Tiger Global Management liderliğindeki D Serisi finansman turunda 150 milyon dolar yatırım aldı.

İlgili yatırım turuna; CRV, IVP, Redpoint Ventures, Sequoia ve Greylock Partners katıldı. Cribl’in toplam sermayesi, 400 milyon dolara ulaştı. 2021 yılı itibariyle de müşteri tabanı üç kattan fazla arttı.

Daha önce Splunk’ta çalışan Clint Sharp, Dritan Bitincka ve Ledion Bitincka, merkezi bir kontrol noktası olmayan farklı BT araçları arasında veri taşımanın ve gözlemlenebilirlik pazarının büyümesi gerektiğini belirtmişti. 2017’de Sharp ve iki meslektaşı, Splunk’tan ayrılarak, Sharp’ın gözlemlenebilirlik aracı olarak tanımladığı platform Cribl’i oluşturmuştu. Cribl, ölçüm yapabilen, ayrıştırıp zenginleştirebilen ve uygun hedefe yönlendirebilen bir sistem olarak tanımlanmıştı.

Sharp, ”Özellikle pandemi sırasında gözlemlenebilirlik daha önemli bir hale geldi. Artan müşteri istekleri ve giderek daha karmaşık hale gelen güvenlik sorunları, hem BT hem de iş perspektifinden bakıldığında bu işi paha biçilemez bir hale getirdi. Şirketler hangi araçları kullanıyorlarsa kullansınlar daha hızlı ve güvenli bir şekilde hareket etmelerini sağlayabilir ve kaliteli veri elde etmelerine yardımcı olabiliriz. Böylece müşterilerimizin verilerle etkileşimde bulunmalarını ve veriler üzerindeki kontrollerini yeniden kazanmalarını sağlayabiliriz” dedi.

Cribl ekibi, ”Eski kurumsal BT şirketlerinden yepyeni girişimlere kadar gözlemlenebilirlik alanına girmek isteyen birçok şirket olmasına rağmen, müşterilerimizden duyduğumuz şey, gerçekten tarafsız ve güvenilir yazılım çözümü sunan tek şirket olduğumuzdur” dedi.

Sharp, ”Gözlemlenebilirlik kategorisinin geleceğini ve vizyonunu yönlendirmeye çalışıyoruz, bu yüzden Dritan Bitincka ve Ledion Bitincka başkanlığında yürütülen ve yeni ürün geliştirmeye odaklanan bir sistem olan C021’i kurduk.

Portföyümüzü ise, hem Cribl Edge hem de Cribl Search ile genişleterek, önde gelen gözlemlenebilirlik boru hattı şirketinden tam bir gözlemlenebilirlik paketine geçiriyoruz” dedi.

Şu anda 350 kişiyi istihdam eden Cribl’in hedefinde ise, bu sayıyı 500 kişiye çıkarmak olduğu söyleniyor.

Visa İnovasyon Programı’nın dördüncü dönemine seçilen 5 fintech girişim

Türkiye’nin ödemeler ekosisteminde inovasyonu desteklemek ve hızlandırmak amacıyla yürütülen Visa İnovasyon Programı’nın dördüncü dönemi başladı.

Türkiye’den 102 girişim arasından seçilen Alternatif SuperApp, Enno Wallet, MonoPayments, Qumpara ve Yancep 6 ay sürecek yeni döneme dahil oldu. Programın yeni dönemin temalarını yeni nesil ödeme çözümleri, yeni ödeme akışlarını mümkün kılma, KOBİ’lerin güçlendirilmesi ve sürdürülebilir ve akıllı bir gelecek başlıkları oluşturuyor.

Geçmiş dönemlerin mezun girişimlerine 6 milyon yatırım TL

Visa İnovasyon Programı Türkiye’de bugüne kadar 3. dönemde 15 mezun verdi. Bu fintech’ler 230 saati aşan eğitimlere katıldılar, 140’tan fazla mentörle bir araya geldiler. Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristan’daki programların tek bir çatı altında toplanmasıyla fintech’ler yurtdışındaki iş ortaklıkları ve uzmanlarla da çalışma fırsatını elde ettiler. Program süresince Visa’nın yerel ve global iş ağındaki banka, e-para kuruluşu ve üye işyerleri ile 23 pilot çalışma gerçekleştirildi. Mezun fintech’lerden bazıları toplamda 6 milyon dolar yatırım aldı ve pek çoğu yurt dışında iş ortaklığı kurma fırsatı buldu.

Dördüncü döneme seçilen girişimler:

1. Alternatif SuperApp: B2B müşteriler için dijital cüzdan, sadakat ve CRM gibi ihtiyaç duyduğu altyapıları sağlayan, aynı zamanda B2C için nakit ve kredi kartı alternatifi, bütün dijital cüzdanları bir yerde birleştiren bir pazaryeri uygulamasıdır.

2. Enno Wallet: Velayeti tamamen kullanıcının kendisinde olan ve merkeziyetsiz finans uygulamalarını cüzdanın bir parçası olarak sunan mobil kripto para cüzdanıdır.

3. MonoPayments: Elektronik para, ödeme kuruluşları, dijital bankalar, diğer finansal kurumlar ve E-ticaret platformları özelinde tek bir dijital platform üzerinden hepsi bir arada ‘no code’ fintek çözümleri.

4. Qumpara: Kullanıcılarına markaların tekliflerini ileterek alışverişlerinden kazanç elde etmelerini sağlayan Qumpara, alışverişçileri ödüllendirirken markalara da, tüketici davranışlarını daha iyi analiz ederek bağlılığı artırma ve bu bağlılık çerçevesinde ilişki kurma fırsatı sunuyor.

5. Yancep: Kullanıcıların hedeflerine ve risk tercihlerine göre modellenmiş portföylere yatırım yapmalarını sağlayan bir birikim ve yatırım uygulamasıdır.

Visa Türkiye Genel Müdürü Merve Tezel; “Visa İnovasyon Programı’na başlarken 3 hedef belirlemiştik. İhtiyaç doğrultusunda bankalar ve finans kuruluşlarıyla fintech’leri buluşturmak, yeni oyuncuları destekleyerek kartlı ödemeler pazarının büyümesini sağlamak ve 200 ülkeye yayılan global ağımız sayesinde fintech’lerin geliştirdikleri çözümlerle uluslararası pazarlara açılmalarına destek olmak. Geriye dönüp tamamladığımız 3 döneme baktığımızda bu hedeflerimizi tutturduğumuzu mutlulukla görüyorum. Şimdi de programımızın dördüncü dönem katılımcılarına başarılar diliyorum. Artık Türkiye’den de unicorn’lar çıkıyor. Girişim ekosistemimiz birkaç yıl öncesine göre daha nitelikli. Önümüzdeki dönemde fintech’leri de bu resmin içinde görmeyi umut ediyoruz.” dedi.

Hackquarters CEO’su ve Kurucusu Kaan Akın ise konuyla ilgili değerlendirmesinde “Visa Inovasyon Programı, Visa’nın yanı sıra fintech ekosisteminin önemli oyuncuları olan bankalar, perakende şirketleri ve bunun etrafındaki diğer şirketleri de kapsayan, tam anlamıyla ekosistemi bir adım ileriye taşımaya çalışan bir program. Fintech’lerin dünyadaki hızlı yükselişiyle birlikte hem Türkiye’deki girişim ve ekosistem partnerlerini bir araya getirmemizi, hem de yurtdışından gelen ilgiyle birlikte Türkiye’deki ekosistemin globalleşmesini desteklemeye devam eden bir platform. Her sene seçtiğimiz girişimlerin yanında, bu platformun bir parçası olmak isteyen kişilere de çok açık bir şekilde destek olabilmekten dolayı çok mutluyum. Etkisinin her sene katlanarak arttığını görmemiz de bu programın bir parçası olarak bizi çok mutlu ediyor.”