Ana Sayfa Blog Sayfa 325

Yerli fintech Figopara, 50 milyon dolar değerleme üzerinden 11 milyon dolar yatırım aldı

Kurumsal şirketler için tedarikçi finansmanına aracılık etmenin yanında geliştirdiği çözümlerle KOBİ’lerin hızlı, kolay ve ucuz finansmana ulaşmasını sağlayan fintek şirketi Figopara, küresel olarak içinde bulunulan zorlu ekonomik durumda dahi eşsiz iş modeli ve sürdürülebilir büyümesiyle yerli ve yabancı büyük yatırımcıların gözdesi olmaya devam ediyor.

Şimdiye kadar iki ayrı yatırım turunda toplam 5.6 milyon dolar yatırım alan Figopara, Türkiye’nin en büyük yerli sermayeli bağımsız portföy yönetim şirketi konumundaki İstanbul Portföy’ün kurduğu Girişim Sermayesi Yatırım Fonu L2G Ventures’ın liderlik ettiği Seri A yatırım turunu 50 milyon dolar değerleme üzerinden 11 milyon dolar yatırım ile tamamladı.

Yatırım turuna mevcut yatırımcılardan Dünya Bankası Grubu üyesi IFC (Uluslararası Finans Kurumu), Eczacıbaşı Momentum ve Finberg’in yanı sıra Abdul Latif Jameel General Technology Ventures, İş Bankası’nın Maxis Girişim Sermayesi Fonu, Logo Yazılım, Sabancı Ventures, ScaleX Ventures, TechOne Venture Capital ve Türkiye Kalkınma Fonu çatısı altındaki TKYB Sermaye Fonu’nun aralarında bulunduğu yatırımcılar katıldı.

Figopara aldığı bu yatırımla KOBİ’lerin daha fazla finansmana ulaşmasına aracılık ederken, yatırımı ayrıca satın alma fırsatları ve yurt dışı büyüme hedefleri doğrultusunda da kullanacak.

Koray Bahar: “ Finansmana erişime aracı olmaya devam edeceğiz.”

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Figopara Kurucu Ortağı ve CEO’su Koray Bahar, şunları söyledi: “Hızlı büyüyen bir şirket olmamız, hali hazırda global açılımımız ve yurt dışı planlarımızla öngördüğümüz kaynağın çok üzerinde bir tutarı Figopara’ya getirmeyi başardık. Finansal teknolojiler ve girişim ekosisteminde bu kadar çok sayıda güçlü kurumun yatırım için bir araya geldiği bir şirket olmak da bizi ayrıca gururlandırıyor. Söz konusu bu yatırım turunda yatırımcılarımızın, alanında lider stratejik yatırımcılar ve girişim sermaye fonları olması bizim için büyük bir önem taşıyor. Bugün itibarıyla 20’den fazla banka ve 10’un üzerinde finansal kuruluşun entegre olduğu Figopara, yeni yatırımcılarından da aldığı güçle önümüzdeki dönemde hem yurt içinde hem de yurt dışında hızlı büyümesini sürdürecek. Öte yandan hali hazırda yatırımcımız olan Dünya Bankası Grubu üyesi IFC’nin bu dönemde yatırım turuna 3. kez katılarak Figopara’ya tekrar yatırım yapması Türkiye ekonomisine ve Figopara’ya olan güveni de perçinlemiş oldu. Yine mevcut yatırımcılarımızı bu turda da aramızda görmek bizi oldukça mutlu etti. Tura katılan çok kıymetli yeni yatırımcılarımızın da bize güç katacağına olan inancım sonsuz. Aldığımız bu yatırımı KOBİ’lerin vade problemini çözmek üzere finansman kaynağı olarak kullanacağız. Aslında bu, Figopara özelinde KOBİ’lere yapılmış bir yatırım diyebiliriz.”

Bahar “Yurt dışı açılımlarımız devam edecek”

Figopara’nın ilk iki yılında 5 kat büyüme hedefine ulaştığını ifade eden Bahar, “2022 yılında İzmir, Ankara ve Adana ofislerimizi açarken, KOBİ finansman tedariğimizi bir önceki yıla kıyasla 8 Kat büyüme ile kapatmayı hedefliyoruz. İtalya’dan sonra Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinde de yurt dışı açılımlarımız devam edecek” dedi.

Figopara Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bilgen ise: “Dünyada merkez bankalarının parasal sıkılaşma politikasına geçişiyle birlikte küresel ölçekte likiditenin piyasadan çekildiği bir dönemde Figopara olarak aldığımız bu yatırım ne denli doğru bir yolda olduğumuzun somut bir göstergesi. Figopara olarak dünyanın ve Türkiye’nin güçlü kurumlarından yatırım almaktan dolayı gururluyuz.”

Mehmet Ali Deniz: “Global pazarda rekabet edecek şirketlere odaklanıyoruz.”

L2G Ventures GSYF yönetici ortağı Mehmet Ali Deniz ise yatırım özelinde şu değerlendirmede bulundu: “L2G Ventures olarak stratejimiz, Türkiye’de sektöründe lider olup, bölgesel ve global piyasalarda rekabet edecek ekip, kaynak ve vizyona sahip olan firmaları desteklemek. Türkiye’de tedarikçi finansmanına getirdiği yenilikçi yaklaşımla sektörün öncüsü konumundaki Figopara’nın, öngördüğümüz lokalden globale büyüme planının yanında KOBİ’lerin finansmana ulaşmasına aracılık etme hedefinin önemli bir parçası olan bu tura liderlik ederek, çok değerli uluslararası ve Türk yatırımcılarla beraber finansman sağlamış olmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz.”

Söz konusu yatırımın, yatırım danışmanlığını Core Finance, hukuki danışmanlığı ise Gökçe Hukuk ve Danışmanlık tarafından yürütüldü.

Tıbbi teşhis platformu 5C Network, 4.6 milyon Euro yatırım aldı

Hindistan merkezli online tıbbi teşhis platformu 5C Network, düzenlenen Seri A yatırım turunda 4.6 milyon euro yatırım aldığını açıkladı. Celesta Capital liderliğinde düzenlenen yatırım turuna Unitus Ventures, Axilor Ventures, Ajay Gupta, Rohit Razdan ve Shiv Tallam katıldı.

Girişim, Hindistan’da yer alan devlet hastanelerinin kalabalık oluşu ve özel hastanelerin de oldukça pahalı olduğunu analiz ederek yepyeni bir yol geliştiriyor. Yenilikçi sistemle beraber alanında uzman kişiler, hastaların radyoloji sonuçlarını uzaktan yorumlayabiliyor. Bu sayede hastaların randevu alma, tetkik ve sonuçları gösterme gibi uzun süren aşamları hızlıca geçerek direkt olarak sonuçların uzaktan ve kolay göstermesi amaçlanıyor.

5C Network, Hindistan’da daha iyi sağlık hizmetleri teşhisi sağlamak için dijital altyapı oluşturuyor. Girişim, teşhis kuruluşları, radyologlar ve hastalar hakkında bilgi toplayan kişiler ve yöneticiler için erişim sağlıyor. Prodigi platformu aracılığıyla 5C, Hindistan’daki 300 şehirde 2000 hastane ve teşhis merkezine yılda 1.5 radyolojik rapor sunuyor.

Yapay zeka desteğiyle geliştirilen Prodigi, teleradyolojiyi büyük ölçekte mümkün kılıyor ve teşhis merkezlerinin ve hastanelerin taramaları göndermesini ve doğrudan bulut tabanlı platformda raporlara erişmesine yardımcı oluyor. Girişim, bu platformla beraber alanındaki büyük kişilerle beraber Hindistan’ın en büyük, organize radyolog ağını oluşturduğunu iddia etti.

5C Network CEO’su ve kurucu ortağı Kalyan Sivasailam, “Ülke genelinde eşit olmayan bir radyolog dağılımı var ve bunların yaklaşık %70’i 6-7 eyaletten oluşuyor ve geri kalanı diğer bölgelere yayılıyor. Sunduğumuz teknoloji, eşitsizliği ortadan kaldırarak alanını düzleştirerek asimetrik yapıyı büyük ölçüde nötralize ediyor. Teleradyoloji raporlamasıyla beraber belirsizlik unsurunu ortadan kaldırmayı amaçlıyoruz.” dedi.

Yatırımla beraber 5C, müşterilerine daha iyi hizmet verebilmek için teşhiste bulunan radyolog ekibini büyütmeyi, klinik çalışmaları için ekipmanlarını ve altyapısını geliştirmeyi planlıyor.

Yerli fintech Colendi’den yeni Insurtech girişim: Colendi Sigorta

Yerli fintech platformu Colendi, müşterilerinin finansal ihtiyaçlarını uçtan uca dijital olarak karşılama hedefine bağlı olarak, yeni nesil sigortacılık anlayışı ile insurtech alanında çözümler sunmak için Colendi Sigorta‘yı kurdu.

Colendi Sigorta, Türkiye’nin en büyük 4 sigorta şirketi ile acentelik sürecini tamamlayarak dijital platformu olan kurumlara altyapı sağlayarak sigorta alanında da çözüm ortağı olmayı ve platform kullanıcılarına yeni nesil sigortacılık hizmetleri sunmayı hedefliyor.

Insurtech girişimi olarak yeni nesil sigorta ürünlerini müşterileriyle buluşturmayı hedeflediklerini belirten Colendi Sigorta CEO’su Bülent Tekmen, “Colendi Sigorta ile hedefimiz, küresel insurtech girişimleri tarafında ‘teminat boşluğu’ olarak adlandırılan yeni bir alana odaklanmak. Bu terim değişen tüketici davranışlarından kaynaklanan ve teminat sağlanamayan bir sigorta açığını belirtmek için kullanılıyor. Örneğin Gartner’ın raporuna göre 2021 sonuna gelindiğinde 6 Trilyon Dolarlık siber güvenlik harcaması yapılmış olacağı öngörülüyor. Buna rağmen yine de küçük işletmeler ve bireyler siber saldırı riski altında kalmaya devam edecek. Üstelik siber riskler sadece verilerin çalınması anlamına gelmiyor. Dünya çapında 300 milyondan fazla kişi bugün kripto para sahibi. NFT’lerde de talep giderek artıyor. Bunlar gibi dijital varlıklara ilgi artmaya devam ederken kimse bu varlıkları teminat altına alamıyor. Bu alanlarda fark yaratabilmek için sadece müşteriye sunulan teminatın konusunu değiştirmek yetmiyor. Dijital varlıkların değerleri çok hızlı değişebildiğinden teminatın da varlığın değerine göre değişebilmesi ya da poliçenin otomatik aktif/pasif durumuna geçebilmesi gerekebiliyor. Dolayısıyla yeni nesil ürünlerin dinamik olarak değişebilmesi ya da kullandığın kadar öde gibi gelir modellerine uyum sağlayabilmesi gerekiyor. Amacımız bu ürünlerin sunulabilmesi için altyapıları sağlayarak platformların müşterilerine ait teminat boşluğunu doldurabilecek yeni nesil sigortalar sunabilmelerini sağlamak.” dedi.

Colendi Sigorta Ürün Yöneticisi Buğra Karamanoğlu ise “Sigorta sektöründeki yeni bir oyuncu olup pazardan pay almak yerine yeni gelişen ihtiyaçlara yönelik ürünlerle sigorta pazarını geliştirmek istiyoruz. Bunun için de pazar payı yüksek ürünler yerine biz, yeni nesil ürünleri kullanıcının farklı bir ihtiyacına ve platforma gömülü şekilde sunmaya yoğunlaştık. Örneğin elektronik cihaz sigortası özelinde düşünürsek, doğru an henüz cihaz satın alınırken sepette müşteriye sigorta teklifi sunulabilmesini sağlamak. Yapılan araştırmalar ve sektör uygulamaları da kanıtlıyor ki sigorta, özellikle doğru anda ve doğru yerde sunulduğunda farkındalık yaratabiliyor. Böylece yıllardır sektörde olan ve penetrasyonu tamamlanan ürünler yerine pazarı geliştirebilecek ürünlere odaklanabiliyoruz. Üstelik bu ürünleri sunarken Colendi’nin sağladığı ödeme yöntemleri sayesinde artık sigorta primleri müşterilerin kredi kart limitlerini bloke etmek zorunda kalmayacak. BNPL gibi ödeme yöntemlerini de sigorta sektörünün kullanımına açarak sigortaya erişimi kolaylaştırmış olacağız.” dedi.

İlk ürün olarak sektörde ciddi bir eksik olarak görülen evcil hayvan ve yenilenmiş elektronik cihaz sigortası üzerine çalışan Colendi Sigorta, özellikle siber güvenlik ve sağlık gibi alanlarda önleyici hizmetlerle ilgili çalışmalar planlıyor. Ancak sadece sigorta poliçeleri ile sınırlı kalmayıp risk henüz gerçekleşmeden önüne geçebilmek için hangi risk skor grupları ne gibi önlemlere ihtiyaç duyuyor konusuna da önem veriyor.

Eğitim teknolojisi girişimi Edurey, 20 milyon TL değerleme üzerinden yatırım aldı

Tüm kullanıcıların sistem üzerinde belirli roller dahilinde yetkilendirilebildiği eğitim teknolojisi girişimi Edurey, Global Trust Venture liderliğinde 20 milyon TL değerleme üzerinden yatırım aldı.

Yatırım turuna; Emre Kocadağ, Soner Canko, Nezih Sipahioğlu, Mehmet Selman Ertürk ve Can Mark Başoğlu katıldı.

Eğitimin deneyimsel sürecine odaklanan, kullanıcıyı doğrudan sürece dahil ederek interaktif bir yapı üzerinden eğitim altyapısı geliştirmelerini sağlayan Edurey, geliştirdiği yapay zeka modülü ile kullanıcılarına kurum içi eğitim konusunda kolaylıklar sağlıyor.

Global pazara odaklanan Edurey, aldığı bu yatırım ile eğitim deneyim platformu ve eğitim teknolojileri alanında büyümeyi hedefliyor. Eğitimde dijital dönüşüm ilkesiyle yola çıkan marka; eğitim pazar yeri, NFT sertifika, oyunlaştırma ve sosyal öğrenme modülleriyle dikkat çekiyor.

Edurey CEO’su Fatih Köroğlu yatırımla ilgili yaptığı açıklamada: “Ekibimle birlikte sadece teknoloji ve eğitim içeriği süreçlerinde değil farklı alanlarda da araştırmalar yaparak hem öğrenme deneyimi süreçlerini hem de kullanıcı alışkanlıklarını inceleme konusunda geliştirmeler yapıyoruz. Aldığımız yatırım ile küresel arenada da büyük başarılara imza atacağımıza inanıyorum. Bundan sonrası için ekibimizi büyütmeye, altyapımızı geliştirmeye ve Avrupa’daki büyümemize son hızla devam edeceğiz” dedi.

Yerli sanat yatırım platformu Artiox, 15 milyon dolar değerleme üzerinden 1 milyon dolar yatırım aldı

Değerli sanat eserlerini blockchain üzerinde tokenize ederek kullanıcıların bu eserlere diledikleri miktarda yatırım yapabilmelerini sağlayan Artiox, yeni turda 15 milyon dolar değerleme üzerinden 1 milyon dolar yatırım aldı.

Bu yatırım turunda Hedef GSYO ve Re-Pie gibi önemli yatırımcılar tura dahil olurken daha önce yatırım yapmış olan Alesta, Sertaç Özinal, İdeal Finansal Teknolojiler ve Namık Kemal Gökalp ise devam yatırımında bulundular.

2019 yılında Tuncay Dakdevir ve Cemal Doğan tarafından kurulan Artiox ve yeni yatırım ile birlikte değerlemesini 15 milyon dolara çıkaran Artiox, önümüzdeki süreçte hali hazırda çalışan platformuna yeni özellikler eklerken öncelikleri arasına yurtdışı kullanıcılarını da ekleyecek. Kısa zaman içinde yurtdışı açılımlarını tamamlayarak başta Avrupa olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinden kullanıcı edinmeyi hedefleyen Artiox, platforma yabancı sanatçıların eserlerini de kazandırarak portföyünü genişleteceği duyurdu.

Yayına geçtiği günden bu yana 14 farklı eser arz edilen Artiox’ta kullanıcılar 40 milyon lira üzerinde işlem hacmi gerçekleştirdi. Daha önce Picasso, Fahrelnissa Zeid, Devrim Erbil, Ahmet Güneştekin gibi sanatçıların eserlerini arz eden Artiox son olarak 11 Ekim’de Çağdaş Türk Sanatının en renkli isimlerinden Haluk Akakçe’ye ait eseri genel satışa sundu ve satış hızlıca tamamlandı.

Artiox’un kurucu ortağı Tuncay Dakdevir yeni alınan yatırıma ilişkin şu açıklamalarda bulundu: “Öncelikle kısa zaman içinde değerlememizi katlayarak yeni bir yatırım almış olduğumuz için heyecanlıyız. Ancak bizim için bir diğer önemli bir nokta da önceki yatırımcılarımızın devam yatırımında bulunmaları. Bize duymuş oldukları güven doğru işler yaptığımızı kanıtlar nitelikte. Önümüzdeki süreçte ise yurtdışı tarafına odaklanacağız, hızlı bir şekilde gerekli adımları atarak Artiox’un global yolculuğuna başlamış olacağız. Aynı zamanda çeşitli geliştirmeler ve iletişim yöntemleriyle Artiox’u daha geniş kitlelere ulaştırmak istiyoruz.

Artiox Yatırımcıları

Ayrıca globalde gözlemlenen finansal sıkıntılarla birlikte çok net görüyoruz ki değerli sanat eserleri zor zamanlarda güvenli bir yatırım aracı olduklarını bir kez daha kanıtlamış durumdalar. Artiox’ta kullanıcılar eksper onaylı ve sigortalı bir şekilde saklanan sanat eserlerine, blockchain teknolojisinin sağlamış olduğu güvenle birlikte kolayca yatırım yapabiliyorken bu yatırımlarını da geleneksel sanat yatırımlarına göre çok daha etkin bir şekilde yönetebiliyorlar. Bu noktada değerli sanat eserlerine yatırım yaparken hem giriş sermayesi bariyerinin ortadan kalkması hem de kitlelerin kolayca bu pazara dahil olması bu sektörü daha demokratik bir alana dönüştürüyor. Mevcut durumda ise yıllık 65 Milyar dolar hacme sahip dünya sanat piyasasına katılım ise nüfusun %2’sini geçmemekte. Dolayısıyla tüm bunları düşündüğümüzde Artiox’un gidecek daha çok yolu, erişmesi gereken kitleler, edineceği çok kullanıcısı bulunmakta.” dedi.

Ankara merkezli girişim Artiox’u yakından takip ediyoruz

Türkiye’den sonra Orta Doğu pazarına da giren Kavak, 130 milyon dolar yatırım yapacak

İkinci el araç alım satım pazarında teknoloji tabanlı yenilikçi iş modeliyle fark yaratan Kavak, attığı adımlarla büyümesini son sürat sürdürüyor.

Türkiye pazarına bu yıl Carvak markasıyla hızlı bir giriş yapan ve Latin Amerika’nın en hızlı büyüyen, en değerli özel girişimi olan Kavak, bölgesel oyuncu Carzaty ile birleşmesinin ardından Birleşik Arap Emirlikleri, Umman ve Suudi Arabistan pazarlarına da girdi. Bu yeni pazarlarla birlikte Kavak, operasyonlarını toplamda 10 ülkeye taşımış oldu.

Önümüzdeki iki yıl bölgeye 130 milyon dolar yatırım

Orta Doğu bölgesine yönelik agresif büyüme stratejisi kapsamında Kavak; önümüzdeki iki yıl içinde 130 milyon dolar yatırım yapacak. Bu yatırımlar kapsamında Kavak, bölgede büyük bir yenileme merkezini de faaliyete sokacak. Kavak, ayrıca önümüzdeki 12 ay içinde bölgede 1.000 kişiye de istihdam sağlayacak. Latin Amerika’nın ilk unicorn’u olan Kavak, 2016’daki kuruluşundan bu yana, sadece altı yıl içinde dünya çapında 10 ülkede 27 şehirde faaliyet gösterirken, 80 lojistik merkezinde 30.000 araç envanteriyle hizmet sağlamaya devam ediyor.

Her yıl yüzde 10 büyüyen pazarın ihtiyaçlarını karşılayacak

Mordor Intelligence’a göre Orta Doğu ve Afrika ikinci el otomobil pazarı, önümüzdeki beş yıl içinde, her yıl ortalama %10 oranında büyüme göstererek 2027’de 32 milyar dolara yakın hacme ulaşacak. Hızlı büyüyen Orta Doğu bölgesinde, ikinci el araç alım satım sektöründeki sorunlar ise yine Türkiye ile oldukça benzer. Bölgedeki başlıca sorunlar arasında; araç geçmişine ilişkin güven eksikliği ve şeffaflık; araç onarım, yedek parça kalitesi ve adil bir piyasa fiyatlandırması olmaması dikkat çekiyor. Teknolojiyi temel alan yenilikçi iş modeliyle Kavak, bölgede tüm bu ihtiyaçları hedefleyerek sektörü dönüştürmeyi planlıyor.

EIT Open Day, 18 Ekim’de Türkiye’ye geliyor

2010 yılında Avrupa Birliği EIT fonu desteğiyle kurulan Avrupa’nın enerji odaklı en büyük yatırım ve teknoloji şirketi EIT InnoEnergy, sahip olduğu bütçe ve portföyün yanı sıra teknoloji ve iş ağı itibariyle Avrupa’nın bu alandaki en geniş çaplı organizasyonlarından biridir.

Eylül 2017’de kurulan Türkiye ofisiyle birlikte ülkemizde de faaliyet göstermeye başlayan EIT InnoEnergy, enerji ve temiz çevre teknolojileri dikeyinde faaliyet gösteren özel sektör temsilcilerini, araştırma merkezlerini, üniversiteleri, vakıfları ve kamu kurumlarını finansman, iş ve pazar geliştirme, globalleşme, erken ve ileri aşama yatırım ile konsorsiyum ortaklıkları kurma gibi çeşitli başlıklarda desteklemektedir.

EIT InnoEnergy Türkiye ofisi, 18 Ekim’de 14:00-16:00 saatleri arasında, EIT Open Day etkinliğine ev sahipliği yapacak. Bu etkinlik, EIT (Avrupa İnovasyon ve Teknoloji Enstitüsü)’nün faaliyet gösterdiği Avrupa ülkelerinde gerçekleştirdiği INNOVEIT WEEKS 2022 kapsamında gerçekleşecek.

EIT Open Day’e katılarak; Avrupa İnovasyon ve Teknoloji Enstitüsü’nün Türkiye’de gerçekleştirdiği faaliyetleri, EIT ekosistemine katılmanın faydaları ve nasıl katılabileceğiniz ve Türkiye’deki inovasyon ekosisteminin gelişiminde EIT’nin rolü hakkında detayları öğrenebilirsiniz.

Etkinlikte, EIT InnoEnergy’nin yanı sıra diğer EIT kümelerinden; EIT Health ve EIT Food’un faaliyetlerini de dinleme imkanı bulacaksınız.

Ayrıca, yine EIT tarafından düzenlenen, erken aşama startuplar için sektörler arası bir ön hızlandırma programı olan EIT Jumpstarter hakkında da bilgi edinebilir ve bu konudaki sorularınızı sorabilirsiniz.

Erken aşama startuplar için Avrupa’nın en iyi ön hızlandırma programlarından biri olan EIT Jumpstarter, girişimcilerin yenilikçi ürün veya hizmet fikirleriyle uygulanabilir bir iş modeli oluşturmalarına ve bu modeli doğrulamalarına yardımcı olur. Bu süreçte girişimciler, EIT’nin eşsiz iş ağından yararlanır ve Avrupa’nın en iyi uzmanlarından ve koçlarından destek alırlar.

Etkinlikte, ayrıca, EIT Food tarafından desteklenen Fazla Gıda ve EIT InnoEnergy ve EIT Urban Mobility Tarafından desteklenen DUCKT (ACTON) da EIT’nin kendilerine olan katkısını ve bu sayede elde ettikleri başarıları anlatacak.

Etkinliğe buradan kayıt yaptırabilirsiniz.

Etkinlik Ajandası:

Oturum I:

  • 14:00-14:05: Açılış & Karşılama
  • 14:05-14:20: Türkiye için Ulusal Ar-Ge Öncelikleri ve EIT’nin Rolü
  • 14:20-14:30: EIT ve Avrupa’daki Rolü
  • 14:30-15:15: Avrupa’nın En Büyük İnovasyon Ekosistemine Katılmak – Size Ne Katıyor?
  • 15:15-15:20: Ara

Oturum II:

  • 15:20-15:30: EIT Jumpstarter Nedir?
  • 15:30-15:35: EIT ile Yolculuğum – DUCKT’nin Başarı Öyküsü
  • 15:35-15:40: EIT ile Yolculuğum – Fazla Gıda’nın Başarı Öyküsü
  • 15:40-16:00: Türkiye’de İnovasyon Ekosisteminin Geliştirilmesinde EIT’nin Rolü
  • 16:00-16:10: Kapanış Konuşmaları

Yerli fintech wamo, 19 milyon dolar değerleme üzerinden 1.5 milyon dolar yatırım aldı

2021 yılının Ocak ayında Londra merkezli olarak kurulan; İngiltere ve Avrupa’da KOBİ’lerin finansal yönetim ve organizasyonu üstlenmenin yanında Türkiye’den yurt dışına açılan ve açılmak isteyen girişimlere hizmet sunan finansal servis platformu wamo, yatırım turunu tamamladı.

Sağladığı dijital altyapıyla şirketlerin yurt dışı pazarlarda banka hesabı açmalarını kolaylaştıran ve kullanıcılarının her an her yerden ticaret yapabilmelerine olanak sağlayan platform, Re-Pie Portföy başta olmak üzere 8 melek yatırımcının katıldığı yatırım turunda 19 milyon dolar değerleme üzerinden 1.5 milyon dolar yatırım aldı.

Aldığı bu yatırımla wamo; büyümenin yanı sıra ekibini genişletmeye, Güney Kıbrıs ve İtalya başta olmak üzere yeni pazarlara girmeye ve yeni ürünler geliştirmeye odaklanacak.

“Küreselde iş yapmak isteyenlerin çözüm ortağı olacağız”

Kurdukları platform ve geliştirdikleri inovatif çözümlerle hızlı bir ivme yakaladıklarını ve Türkiye’deki kullanıcılara yurt dışı ticaretleri için gerekli olan banka hesabı açmak başta olmak üzere tüm finansal süreçlerin yönetimi konusunda hizmet sunduklarını ifade eden wamo’nun Kurucusu Yankı Önen “2021 yılı Ocak’tan bu yana elde ettiğimiz büyük başarı bizleri gururlandırıyor. wamo olarak şu anda hali hazırda İngiltere, Avrupa Birliği, İsviçre ve Cebelitarık bölgelerinde 31 ülkeden 2 bin 500 KOBİ’ye hizmet veriyoruz. Global ekonomilerin içinde bulunduğu mevcut konjonktürde iyi bir değerlemeyle başarılı bir şekilde tamamladığımız yatırımla 2022 yılı sonuna kadar Türkiye dahil hesap sayımızı 4 bine taşımayı hedeflerken, KOBİ’lerin ticaretini kolaylaştıracak yeni ürünler hayata geçireceğiz. Şimdiye kadar üzerimizden 350 milyon Euro’luk ticaret geçti. 2022 yılı sonunda bu rakamı 500 milyon Euro’ya taşıyacağımızı, 2023 yılı için ise 1,5 milyar Euro’luk bir ticaret hacmine ulaşacağımızı öngörüyoruz. İstihdamımızı yüzde 50 artırmayı planlıyoruz. Ayrıca 2022’de Güney Kıbrıs ve İtalya’dan sonra 2023’te Portekiz başta olmak üzere Güney Avrupa’ya açılarak şirketlerin ticaretlerini farklı pazar koridorlarına taşımayı hedefliyoruz. Böylece Avrupa, İngiltere pazarlarında şirket sahibi olmak ve küreselde iş yapmak isteyen herkesin ortak çözüm ortağı olan bir finansal platform olarak konumlanmak istiyoruz.”

Tüm değer zincirlerinde karbon nötr olmayı hedefleyen Trendyol, Sürdürülebilir Etki Planı’nı açıkladı

Trendyol, sürdürülebilir gelecek için dünyamız, tüm paydaşları ve toplum için değer yaratma hedefiyle hazırladığı uzun dönemli Sürdürülebilir Etki Planı’nı açıkladı. Sürdürülebilirlikle ilgili yol haritası niteliğindeki planda, Trendyol’un “Dünya ve İnsan” odağında belirlenen öncelik alanlarında atacağı kararlı adımlar paylaşıldı. Trendyol Sürdürülebilir Etki Planı, Türkiye e-ticaret ekosisteminde hazırlanan ilk ve en kapsamlı plan olma özelliğini taşıyor.

Sürdürülebilir Etki Planı’nın ön çalışmaları kapsamında; Trendyol ekibi, müşterileri, satıcıları, tedarikçileri ile akademisyenler ve sivil toplum temsilcilerinden oluşan 2 binden fazla paydaşın görüşlerine başvuruldu. Paydaşlar nezdinde yapılan anket sonuçları, dünya trendleri ve grubun öncelikleri göz önüne alınarak gerçekleştirilen önceliklendirme analizinde, dünya ve insana dair öncelikli konular; “Ambalaj Yönetimi, Satıcı ve Tedarikçi Uyumluluğu, Atık Yönetimi, Ürün Çevresel Etkisi, Çeşitlilik ve Kapsayıcılık, Ürün Güvenliği ve Kalitesi, Yetenek Geliştirme ve Elde Tutma, Toplumsal Yatırımlar, Karbon Emisyonları ve Sürdürülebilir Ürün Seçenekleri” olarak belirlendi. Trendyol kurduğu Paydaş Diyalog Platformu çatısı altında kanaat önderleri ve bu alanda uzun süredir değer yaratan profesyonellerin de görüşlerini alarak Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda etki stratejisini son haline getirdi.

“2050 yılına kadar tüm değer zincirimizle karbon nötr olmayı hedefliyoruz”

Trendyol Grubu Başkanı Çağlayan Çetin, Sürdürülebilir Etki Planı ile ilgili olarak “Günümüzün en temel önceliği olan sürdürülebilirlik konusunda Trendyol olarak uzun soluklu ve kapsayıcı bir sürecin içindeyiz. Danışmanlarımız, paydaşlarımız ve kanaat önderlerimiz ile birlikte gerçekleştirdiğimiz çalışmanın sonucunda belirlediğimiz yol haritamız, sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaşmak için atacağımız adımları, taahhütleri ve sorumlu iş uygulamalarını açık ve net olarak ortaya koyuyor. Bu etki planını oluştururken samimi, şeffaf, paydaş iş birliğine dayanan, hesap verilebilir ve bulunduğumuz tüm coğrafyalarda uygulanabilir bir yol haritası olmasına gayret ettik. Sürdürülebilirlik sürecini; çevresel etkiler, toplumsal fırsat eşitliği, çeşitlilik ve kapsayıcılığı da içeren geniş bir yelpazede tüm boyutlarıyla değerlendiriyoruz. Trendyol olarak büyümeye yönelik adımlarımızı atarken hizmetlerimiz, paydaşlarımız ve entegre değer zincirimizle sürdürülebilirlik yaklaşımının benimsenmesine, dünyamızın ihtiyaç duyduğu olumlu değişimin desteklenmesine ve elde edilecek faydanın artmasına katkı sağlamayı arzuluyoruz. Derinlemesine ve uzun süreli analizler doğrultusunda stratejik kararları da beraberinde getiren bu süreçte, güçlü adımlar atmaya hazırız. 2040 yılına kadar kendi operasyonlarımızda karbon nötr olmayı, 2050 yılına kadar tüm değer zincirimizle karbon nötr olmayı hedefliyoruz. Böylece tüm iş süreçlerinde sürdürülebilirliği önceliğimiz haline getiriyoruz. Bu anlamlı ve uzun soluklu yolculuğumuza katılan, destekleyen herkese, dünyamız, insanımız ve gelecek yaşam adına teşekkür ederiz.” dedi.

Ana başlıklar “Dünya” ve “İnsan”

Trendyol, sürdürülebilirlik stratejisindeki öncelik alanlarını “dünya” ve “insan” olarak iki ana başlık altında toplayarak kapsayıcı ve uygulanabilir olmasını hedefliyor. Aksiyon planında, paydaşları ve değer zinciri için yarattığı pozitif etkiyi artırırken doğa üzerindeki ayak izini azaltmayı amaçlıyor.

E-ticaret sektörünün sürdürülebilirlikle ilgili en önemli konu başlıklarından biri olan ambalaj konusunda net hedefler belirleyen Trendyol, öncelikli taahhütleri arasında 2025 yılına kadar kendi ürünlerinin ambalaj malzemelerinin tamamının sertifikalı kaynaklardan sağlanması, ürünlerin tamamının sürdürülebilir etiketlere sahip olması, 2023 sonunda kadar yüzde 100 geri dönüştürülebilir olan plastik ambalajlarının yüzde 70 geri dönüştürülmüş malzemeden üretilmesi ve 2025 yılı sonuna kadar tüm lojistik operasyon tesislerinin sıfır atık sertifikalı olması hedeflerini paylaştı.

Trendyol, 2030 yılına kadar kendi ürünlerinin yüzde 20’sinin yüzde 100 sürdürülebilir malzemelerden üretilmesini, 2030 yılı sonuna kadar ana tedarikçilerinin hepsinin çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) kriterleri açısından denetlenmesini ve bu kriterlere yüzde 100 uyumlu olmasını hedefliyor.

2040 yılına kadar kendi operasyonlarında karbon nötr olma taahhüdünde bulunan Trendyol, 2050 yılına kadar değer zinciri dahil karbon nötr olmayı hedefliyor.

Sürdürülebilir Etki Planı’nda ayrıca eşit işe eşit ücret ilkesini destekleyerek çalışma ortamında eşitliğin sağlanması, Trendyol’daki çeşitliliği ve katılımı artırma, çeşitlilik kültürünü geliştirme, en iyi işveren olma, çalışanların yetenek gelişimine yatırım yapma hedefleri de ayrıntılı biçimde ortaya konuyor. Plan, 2023 yılında Trendyol ile e-ticaret yapan KOBİ sayısı ve Trendyol kadın girişimcilik programındaki kadın satıcı sayısının artırılması hedeflerini de içeriyor. Trendyol, paydaşları ile birlikte belirlediği toplumsal sorumluluk öncelikleri kapsamında oluşturduğu sosyal sorumluluk projeleri ile yarattığı pozitif etkiyi artırırken, çalışanlarının katılımıyla gerçekleşecek gönüllülük aktiviteleri ile toplumsal ve çevresel sorunların çözümünde aktif rol oynamayı da amaçlıyor.

Trendyol farklı alanlardaki projelerle toplumu destekliyor

Toplum ve tüm paydaşları için değer yaratma anlayışıyla sosyal sorumluluk projeleri geliştiren Trendyol, iki yıl önce başlattığı Sepette İyilik Hareketi ile müşterilerinin toplumsal sorunların çözümüne ortak olmasını sağlıyor. 56 sivil toplum kuruluşunu tek çatı altında toplayan Trendyol Sepette İyilik Hareketi, STK’ların elde ettikleri gelirle ürettikleri toplumsal faydayı artırmalarına katkı sağlıyor.

UN Women ve UN Global Compact ortak inisiyatifi olan Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEPs) imzacısı Trendyol, Türkiye’nin dört bir yanındaki kadınları, ekonomik hayatta etkin şekilde yer almaları için özel programlarla destekliyor. KAGİDER (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) iş birliğinde gerçekleştirilen ‘Gelecek Kadınların’ programı ve kadın KOBİ destek programı ‘Güçlü Kadınlar’ ile on binlerce kadını dijital ekonomiye kazandırmayı hedefleyen Trendyol, platforma katıldıkları ilk günden itibaren teknoloji, pazarlama, finansman, operasyon ve eğitim gücüyle onlara katkı sağlıyor. Trendyol, girişimci kadınları pazaryeri modeli ile milyonlarca müşteriyle buluşturuyor, işlerini büyütmelerine destek oluyor.

Trendyol Sanat projesi, özellikle pandemi döneminden itibaren genç sanatçıların eserlerini, sanatseverlerle buluşturarak dijital dünyada toplumsal fayda ortamı sağlıyor.

TOG Eğitim Bursu ve TEV Kalpten Kalbe Burs Fonu ile üniversite öğrencileri tüm eğitimleri süresince karşılıksız burslarla desteklenirken aynı zamanda Trendyol’da staj imkanı ve mentorluk olanağı sunuluyor.

Trendyol ayrıca orman yangınları sonrasında TEMA ile gerçekleştirdiği iş birliği kapsamında 115 bin fidan bağışında bulunarak, ülkemiz ormanlarının geri kazanılmasına da destek oldu.

Trendyol her sene yayınladığı Etki Raporu ile de ekonomik ve sosyal girişim odağında yaptığı çalışmaları kamuoyu ile paylaşıyor.

Küçük işletmelerin araç kiralamasını yardımcı olan Lizy, 40 milyon euro yatırım aldı

Belçika merkezli Lizy, girişimcilerin, serbest çalışanların ve küçük işletme sahiplerinin ikinci el araçları düşük ücretler ve kısa süreli sözleşmelerle kolayca kiralayabilmeleri için 40 milyon euro yatırım aldığını duyurdu.

Alychlo’nun (LOSC’nin eski hissedarı ve RSC Anderlecht kulübünün sahibi) liderliğinde düzenlenen yatırım turuna New Alpha Asset Management, La Française Group (Crédit Mutuel Nord Europe) ve Volkswagen grubunun Belçika’daki ana distribütörü D’Ieteren Automotive katıldı.

2018 yılında Sam Heymans ve Vincent Castus tarafından kurulan girişim, küçük ve orta ölçekli şirketlerin araç kiralama sürecini kolaylaştırmayı amaçlıyor. Lizy Fransa Ülke Müdürü Martin Lehec, “Hedefimiz olarak nispeten küçük bir filoya sahip olan ve pazardaki daha büyük rakipleriyle rekabet etmekte zorlanan KOBİ’lere araçlar sunabilmek. Tüketim kalıplarımızın artık bir araca sahip olma ihtiyacından çok bir hizmetin ve kullanımın daha önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.

Girişim, giderek daha fazla insanı çeken bir hareketin parçası olmayı hedefliyor. Ağırlıklı olarak perakende sektörünü baz alarak ikinci el araçların kiralanmasını baz alıyor.

Yatırımla beraber girişim, Fransa’da uzun vadeli kullanılmış araç kiralamak için BtoB platformunu kurmak için 40 milyon euro yatırım aldı. Yatırımın 8.5 milyon euro’su kaynak olarak kullanılacakken 32.5 milyon euro’su borç için kullanılacak.

Lizy, giderek daha fazla insanı çeken bir hareketin parçası olmayı amaçlıyor. Bugüne kadar Belçika genelinde yaklaşık 1.500 şirket, Lizy’nin platformunu kullanarak araç kiraladı. Yatırım turuyla beraber girişim, özellikle Fransa, Almanya ve İngiltere’de çalışmalarını artırıp Avrupa pazarına tamamen açılmayı planlıyor.