Ana Sayfa Blog Sayfa 220

Güneş enerjisi odaklı Roofit.Solar, 6.45 milyon euro yatırım aldı

Avrupa’nın artan güneş enerjisi talebini karşılamak isteyen Roofit.Solar, 6.45 milyon euro yatırım aldı. Tur, BayWa re Energy Ventures ve EdgeCap Partners liderliğinde düzenlendi. 

Avrupa genelinde giderek daha fazla sayıda insan yeşil enerji çözümlerine yöneliyor. Bu çözümler, Avrupa’nın enerji görünümünü daha çevreci hale getirmeye, yeşil geçişi hızlandırmaya, ev sahiplerine daha fazla enerji özerkliği sağlamaya ve uzun vadede daha ekonomik olmaya yardımcı oluyor.

Ev sahiplerinin yeşil geçişe katılmalarına yardımcı olan Estonya merkezli Roofit.Solar, 2016’dan beri geleneksel çatı kaplamaya alternatif olarak güneş çatıları sağlıyor. Ayrıca ev sahiplerinin yenilenebilir enerjiyi günlük yaşamlarına basitçe entegre etmelerine olanak tanıyor.

Girişim, tasarımı en son güneş enerjisi teknolojisiyle harmanlamayı amaçlayan güneş çatıları tasarlar ve üretiyor. Tamamen binaya entegre (BIPV) güneş enerjili çatılar, aşırı hava koşullarına dayanabiliyor. 2’si 1 arada kurulumla azaltılmış toplam inşaat maliyeti sunarak stilden ödün vermiyor. Çatılar ayrıca tarihi binalara da kurulabiliyor. Bu da tüm binalar için güneşi mümkün kılar ve güneş hareketine katılmanın önündeki tüm engelleri kaldırıyor.

Roofit.Solar şu anda Estonya, İsveç ve Almanya’nın yanı sıra Norveç, Polonya, Avusturya, Belçika, İsviçre ve Birleşik Krallık dahil olmak üzere Avrupa’daki 17 ülkeden müşterilere hizmet veriyor. 

Roofit.Solar CEO’su ve kurucu ortağı Andres Anijalg, “Güçlü yatırımcı tabanımızın desteğiyle, misyonumuza devam ediyoruz: ev sahiplerine geleneksel güneş panellerine alternatif olarak zarif metal güneş çatıları sunmak. Ayrıca, güneş enerjisine geçiş yapmak isteyen geleneksel çatı kaplama endüstrisi için ilk tercih olmaya çalışıyoruz.” dedi. 

BayWa re Energy Ventures Yatırım Direktörü Greg Zavorotniy, “Güneş enerjisi, dünya çapında yeşil enerjiye geçişin ana direklerinden biri. Roofit.Solar’daki kendini işine adamış ekip, güneş enerjisi çatı modülleri ile pratik yazılım kombinasyonunun yalnızca verimli ve karlı olmadığını, aynı zamanda üstel büyüme potansiyeline sahip olduğunu kanıtladı. Bu nedenle, Roofit.Solar ile uzun vadeli ortaklığımızı genişletmek konusunda kendimize güveniyoruz.” dedi. 

Yeni yatırım, Roofit.Solar’ın dağıtım ağını Avrupa çapında genişletirken kendi ana pazarları olan Almanya, İsveç ve Estonya’da önemli ölçüde büyümesini sağlayacak.

HSBC, Silicon Valley Bank UK’i bünyesine kattı

Geçtiğimiz günlerde hisselerinin %60 değer kaybederek birçok girişimi ve girişimciyi korkutan Silicon Valley Bank’in İngiltere kolu Silicon Valley Bank UK, HSBC tarafından satın alındı. Bu anlaşmayla beraber Silicon Valley Bank’in iflas etmesinin önüne geçilerek müşterilerinin güvende olduğu belirtildi.

Anlaşma, SVB ve İngiltere kolunun çöküşüne büyük ölçüde maruz kalan Birleşik Krallık teknoloji sektörü için büyük bir rahatlama ve finansal sisteme olan güveni desteklediğini ortaya koyuyor. HSBC, işlemin “hemen tamamlandığını” söyledi. Satın alma mevcut kaynaklardan finanse edilecektir. 

Banka tarafından yapılan açıklamada, “10 Mart 2023 itibarıyla SVB UK’nin yaklaşık 5.5 milyar sterlinlik kredileri ve yaklaşık 6.7 milyar sterlinlik mevduatı vardı. 31 Aralık 2022’de sona eren mali yıl için SVB UK, 88 milyon £ vergi öncesi kar kaydetti. SVB UK’nin maddi öz sermayesinin yaklaşık 1.4 milyar sterlin olması bekleniyor. İktisaptan doğan kazancın kesin hesabı zamanı geldiğinde verilecektir.” dedi. 

HSBC CEO’su Noel Quinn yaptığı açıklamada, “Bu satın alma, Birleşik Krallık’taki işimiz için mükemmel bir stratejik anlam ifade ediyor.” sözlerini kullandı.

Açıklamanın ardından İngiltere Merkez Bankası, İngiltere’nin bankacılık sisteminin sağlam olduğunu söyledi. Bankacılık sektörünün önemli oyuncularından olan HSBC, Silicon Valley Bank UK’i 1 pound gibi sembolik bir fiyata satın aldı.

Siber güvenlik şirketi Kaspersky, Ximi Pro’nun yüzde 49’unu satın aldı

Kaspersky, yazılım konteyneri altyapılarının korunması konusunda kapsamlı bir çözüm olan Tron’u geliştiren Ximi Pro‘nun %49’unu satın aldı. Bu satın alma, şirketin Cloud Workload Protection (Bulut İş Yükü Güvenliği) konsepti dahilinde, tam kapsamlı çözüm geliştirmesine olanak tanıyor. Bu sayede yaklaşmakta olan XDR çözümünü konteyner altyapısındaki tehditleri tespit etme ve bunlara yanıt verme yeteneği  geliştirebiliyor.

Ticari konteyner yazılımları için küresel pazar hızla büyüyor. Gartner’ın tahminlerine göre, 2023’e kadar global şirketlerin 70’i ikiden fazla konteyner içeren uygulama çalıştırıyor olacak ki bu oran 2019’da %20’den azdı. Bu büyümenin nedeni, sanallaştırma teknolojisi sayesinde kurumsal BT altyapılarını ve geliştirme süreçlerini optimize etme fırsatı olarak açıklanıyor. Ancak bazı durumlarda konteyner altyapısı, yanlış yapılandırma nedeniyle hedefli saldırıların ilk vektörü haline dönüşebilir. Kaspersky, bu tür riskleri ele almak için portföyünü bir konteyner güvenlik çözümü ile genişletiyor.

Bu satın alma, Kaspersky’nin konteyner altyapısını, uygulamasını ve buna dayalı hizmetleri Genişletilmiş Algılama ve Yanıt (XDR) senaryolarıyla kapsamasına olanak tanıyacak. Ayrıca, konteynerlerden ve ortamlarından ek telemetri verileri elde edebilecek, gerekli yanıtları verebilecek ve kuruluşların varlıkları için daha kapsamlı güvenlik sağlayabilecekler. Ayrıca, konteyner altyapısına tam görünürlük sağlayan bu yeni ürün, şirketlerin şüpheli davranışları tespit etmelerine ve saldırılarında konteynerlerin yanlış yapılandırılmasını kullanan tehdit aktörlerine karşı savunma yapmalarına yardımcı olacak.

Sektörde konteyner güvenliğine yönelik talep artıyor

Kaspersky İş Geliştirme Direktörü Andrey Efremov şunları söylüyor: “Stratejimizin temel hedeflerinden biri, kurumsal müşterilerimizin tüm güvenlik ihtiyaçlarını karşılayacak bir ekosistem geliştirmek. Daha fazla ve daha fazla şirket günlük olarak konteyner altyapısını kullandıkça, günümüzde yalnızca yazılım geliştirme ve BT’de değil, aynı zamanda üretim, finans, perakende vb. her tür sektörde konteyner güvenliğine yönelik artan bir talep görüyoruz. Bu önemli kabiliyeti büyüyen portföyümüze eklediğimiz için çok heyecanlıyım.” 

Ximi Lab Genel Müdürü Artem Tovbin de şu yorumu yapıyor: “Ekibimiz, etrafımızdaki dünyayı iyileştirmek ve bilgi güvenliği, geliştirme kültürü ve yönetim alanlarındaki uzmanlığını geliştirmek için çabalıyor. Kaspersky ile iş birliği yapmak bize en iyi uluslararası bilgi güvenliği şirketlerinden biriyle çalışma fırsatı veriyor ve bu da dünya standartlarında bir ürün yaratmamızı sağlıyor. Günümüzün BT dünyasında bir ekosistem, kurumsal düzeyde satış ve güçlü bir marka olmadan herhangi bir ürün ikincil olmaya mahkumdur. Kaspersky ile ortaklığımız bize bu avantajları sağlıyor. İşbirliğimizin pazara güvenilir bilgi güvenliği araçları sağlayacağını ve çok sayıda işletmenin temel hizmet ve ürünlerine odaklanmasına yardımcı olacağını umuyoruz.”

Kaspersky, Bulut İş Yükü Koruması kapsamında koruma sağlayan teknolojiler de geliştirdi. Şirket, özellikle hibrit ortamlar için geliştirilmiş buluta özgü bir çözüm olan Kaspersky Hybrid Cloud Security’yi sunuyor.

İnsan destekli dijital iş platformu Kalfa, 180 milyon TL değerleme üzerinden 15 milyon TL yatırım aldı

Mali müşavirlere zaman kazandıran, güncel regülasyonlar hakkında bilgiye erişimi kolaylaştıran ve katma değerli servislerle mali müşavirlik ofislerinin gelirlerini artıran insan destekli dijital iş platformu Kalfa, ilk yatırım turunda 180 milyon TL post-money değerleme üzerinden 15 milyon TL yatırım aldı.

Boğaziçi Ventures’ın liderlik yaptığı tura APY Ventures, Mindvest GSYF, Mikro Yazılım, Hedef Portföy ve bireysel yatırımcılar katıldı.

Sistem Global Danışmanlık’ın spin-off şirketi Kalfa, bu yatırım ile teknolojisini güçlendirmeyi ve daha fazla mali müşavire ulaşmayı hedefliyor.

Konuya ilişkin açıklamada bulunan Sistem Global Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Karslıoğlu, “Ekosistemdeki 27 yıllık tecrübemizden doğan ilk spin-off şirketimiz Kalfa, mali müşavirlik ve muhasebe dünyasının dönüşümüne öncülük ediyor. Uçtan uca mesleki dijitalleşmenin gerçekleştirildiği ilk platform olan Kalfa şu an yoluna rakipsiz olarak devam ediyor. Kalfa ekibine ve hayalimizi paylaşan yatırımcılarımıza teşekkür ederim” dedi.

Dijital iş platformu Kalfa’nın kurucularından Demirhan Şener ise “Bugün mali müşavirlik ofislerinin karşı karşıya kaldığı üç temel sorun var: Operasyonel yoğunluk, hızlı değişen regülasyonun doğru yorumlanması ve ek gelir ihtiyacı. Kalfa, bu üç problemi çözmek üzere yola çıktı. Mali müşavirlerin operasyonel yüklerini üzerlerinden alarak onlara zaman kazandırıyor, otuz yıllık sektör dergisi Yaklaşım’ın dijital versiyonu ile regülasyon değişikliklerini tercüme ediyor ve müşterilerine sunabilecekleri ek servislerle gelirlerini artırıyoruz. Bu iş modelinin sadece Türkiye’de değil KDV ve vergi sistematiği Türkiye ile aynı olan Avrupa ülkelerinde de karşılığı var” dedi.

2018 yılından bu yana Turkcell’in CFO’su olan Osman Yılmaz, artık Getir’in yeni CFO’su oldu

Market ürünlerini dakikalar içerisinde kullanıcılarla buluşturan Türkiye’nin decacorn girişimi Getir, son yıllarda uluslararası ölçekte kaydettiği büyümeyle hızlı market ürünleri teslimat sektöründeki öncülüğünü ileri taşıyacak stratejik bir atama gerçekleştirdi.

Üç kıtada 9 ülkede faaliyet gösteren şirket, 1 Mart 2023 tarihi itibarıyla Global CFO’su olarak Osman Yılmaz’ı göreve getirdi.

Yeni rolüne, finans, finansal teknolojiler, operasyon ve risk yönetimi alanlarındaki 16 yılı aşkın bilgi ve deneyimini taşıyacak olan Yılmaz, Getir’in küresel finans stratejisinin kurgulanmasına ve finans operasyonuna liderlik edecek.

“2015 yılından bu yana çalışmalarını takip ettiğim Getir’in küresel vizyonuna ve sürdürülebilir büyümesine katkı sağlamak için sabırsızlanıyorum,” diyen Yılmaz, “Getir, hepimizin hayatına dokunan ve gurur duyduğumuz bir şirket. Bu başarı hikayesinin parçası olmaktan mutluyum,” ifadelerini kullandı.

Getir’e katılmadan önce, New York Menkul Kıymetler Borsasında (NYSE) işlem gören Turkcell’in CFO’luğunu 2018 yılından bu yana yürüten Yılmaz, şirketin finansal teknolojiler alanındaki dönüşümünde ve büyümesinde kilit rol oynadı. Kariyerine İş Bankası’nda başladıktan sonra sırasıyla TEB ve HSBC’de finansın farklı alanlarında liderlik görevleri üstlenmişti.

Matematiksel Finans alanında doktora sahibi olan Yılmaz, öncesinde Boğaziçi Üniversitesi’nden Finans Mühendisliği alanında yüksek lisans ve London School Economics / İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Ekonomi ve Yönetim alanında lisans derecesine sahiptir.

Yerli enerji girişimi Bataryasan, 4.7 milyon TL hedefle kitle fonlama yatırım turuna çıktı

Mevcut ve potansiyel müşterilerinin enerji ihtiyacına yönelik çözümler içeren yazılımlar üreten teknoloji ve Ar-Ge şirketi Bataryasan, ‘Taşınabilir Güç İstasyonu’ projesi ile paya dayalı kitle fonlama turuna çıktı. Cep telefonu, dizüstü bilgisayar, TV, elektrikli ısıtıcı gibi elektronik cihazları farklı güç değerlerindeki ürünleriyle çalıştırabilen Taşınabilir Güç İstasyonu, donanımında bulunan USB, AC ve 12 V DC çıkışları sayesinde her türlü enerji ihtiyacında kullanıcıların yanında oluyor.

12 Mayıs 2023’e kadar fonbulucu platformunda turda kalacak olan girişimi, şirket paylarının %10’nun arzıyla yatırımcılardan 4.7 milyon TL fon talep ediyor. Girişim şirketinin hedefi, 2031’e kadar 5.9 milyar dolara ulaşması beklenen küresel taşınabilir güç kaynakları pazarının liderlerinden biri haline gelmek.

İlk 20 gün yatırımcılara bedelsiz pay verilecek 

Yatırım turunun başlama tarihi olan 13 Mart Pazartesi saat 10.00 itibari ile 20 iş günü içerisinde EFT veya kredi kartı ile yapılan yatırımlarda yatırımcılara %15 fazladan pay vereceğini duyuran şirket, Bataryasan BT-300 W Taşınabilir Güç İstasyonu ürününün V3 versiyonundan sipariş etmek isteyen yatırımcılara özel liste fiyatı uygulayacak. Buna göre; 10 bin TL üzeri yatırım yapan yatırımcılara %10, 20 bin TL üzeri yatırım yapan yatırımcılara %20, 30.bin TL üzeri yatırım yapan yatırımcılara %30 indirim sağlanacak.

Doğal afetlerin yanı sıra doğa sporları ve kampçılıkta kullanılıyor

Bataryasan Taşınabilir Güç İstasyonu’nun uzun süren Ar-Ge çalışmalarının bir sonucu olduğunu belirten Kurucu Ortak ve Genel Müdür Doç. Dr. Mehmet Fatih Kaya’nın verdiği bilgiye göre; içerisindeki li-lon teknolojisi sayesinde oldukça hafif ve taşınabilir olan ürünler, birbirlerine kablo ile bağlanarak kapasitelerini güçlendirebiliyor ve şebeke elektriği ile bir saate kadar hızlı şarj olabiliyor. Gelişmiş ara yüzüyle mobil uygulamalarla kontrol edilebilen, kablosuz şarj olabilen tüm cihazları hızlı bir şekilde şarj edebilen ürünler; savaş, deprem, yangın, sel gibi doğal afetlerin yanı sıra kampçılık, doğa sporları gibi her türlü enerji ihtiyacında kullanılabiliyor. Ürün içeriğindeki komponentler Bataryasan’ın kendi ürünleri olup, gömülü sistemlerin taklit edilebilmesinin mümkün olmadığı ifade ediliyor.

Önümüzdeki bir yılda 11 milyon TL üzerinde ciro öngörüyor

Kampanya sonrası hedefleri hakkında konuşan Doç. Dr. Mehmet Fatih Kaya, “Şirketimiz, ulusal ve uluslararası teşvik, destek ve hibe programlarından en etkili şekilde yararlanarak büyüme hedeflerine emin adımlarla yürümekte. Halen satışlarını yaptığımız BT Serisi V3 ürünlerimizin yanı sıra bu kampanya sonrasında BT Serisi V4 ürünümüzde farklı teknolojik geliştirmeler yapacağız ve küresel rekabette kullanıcılara daha fazla hitap eden bir ürün ortaya çıkaracağız. Kampanyanın başarıyla sonlanmasını takip eden dönemde, üretim kapasitemizi artırarak ve nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılayarak dünya genelinde meydana gelen savaşlar ve ülkemizde meydana gelen depremler gibi doğal afetlerde veya diğer özel kullanımlarda mevcut talebi karşılayabilir bir konumda olabileceğimize inanıyoruz. Öte yandan önümüzdeki bir yılda 2022 yılında elde ettiğimiz yaklaşık 1,2 milyon cironun üzerine çıkarak 11 milyon TL’nin üzerinde ciroya ulaşacağımızı öngörüyoruz” dedi.

İlerleyen dönemlerden temiz ve sürdürülebilir enerji dönüşümü sağlayan yenilikçi hidrojen enerjisi sistemleri alanında ikinci yatırım turuna çıkmayı planlayan girişim; uzun vadede 1MWh güç değerlerinin üzerinde enerjiye sahip Bataryasan Stationary (BS) serisi ürünlerle hem yenilenebilir enerji sistemleri ile entegre olabilen hem de konteynır boyutlarında şebekeden bağımsız olarak enerji ihtiyacını karşılayabilen sistemler geliştirerek rekabette öne geçmeyi hedefliyor.

Akıl sağlığı girişimi Cerebral, kişisel hasta verilerini Meta, Google ve TikTok ile paylaştı

Pandeminin ilk günlerinde popülarite kazanan tele sağlık girişimi Cerebral, bu hafta 3.1 milyondan fazla ABD’li hastanın kişisel verilerini Google, Meta ve TikTok gibi sosyal medya şirketleri ve reklamverenlerle paylaştığını açıkladı. Şirketin, Ekim 2019’dan bu yana Meta tarafından üçüncü taraf geliştiricilere reklam için sunulan “piksel” olarak bilinen izleme komut dosyalarını kullandığı ortaya çıktı.

Cerebral, yazılımını inceledikten sonra, Sağlık Sigortası Taşınabilirlik ve Hesap Verebilirlik Yasası kapsamında korunan sağlık bilgileri olarak düzenlenebilecek bazı bilgileri ifşa ettiğini keşfetti. Bu bilgiler hastaların adlarını, telefon numaralarını, doğum tarihlerini ve sigorta bilgilerini içeriyor. Girişimin, danışmanlık randevularını planlamak için hastalar tarafından tamamlanan akıl sağlığı öz değerlendirmeleri yoluyla toplanan bilgileri de ifşa etmiş olabileceği de konuşuluyor. Cerebral’in belirttiği üzere bu süreçte şirket tarafından herhangi bir sosyal güvenlik numarası, banka bilgisi veya kredi kartı numarasının paylaşılmaması dikkat çekiyor.

Aksiliği keşfettikten sonra Cerebral, verileri ifşa etmekten sorumlu olan izleme piksellerini devre dışı bırakmak, yeniden yapılandırmak ve kaldırmak için hızla harekete geçti. Şirket, gelecekte benzer olayların meydana gelme riskini en aza indirmek için bilgi güvenliği uygulamalarını ve teknoloji inceleme prosedürlerini de güçlendirdi.

ABD Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı, Federal Ticaret Komisyonu’nun hasta verilerini Meta ve Google ile paylaştığı için GoodRx’e verdiği 1.5 milyon dolarlık para cezasının ardından konuyu şu anda araştırıyor. Ayrıca ajans, bu ayın başlarında çevrimiçi danışmanlık şirketi BetterHelp ile 7.8 milyon dolarlık bir anlaşmaya vardığını ve şirketin reklam hedefleme amacıyla sağlık bilgilerini paylaşmasını yasaklamaya çalıştığını duyurdu.

Google, mobil oyun dünyasını İstanbul’da bir araya getirdi

Mobil oyun dünyasının nabzını tutan İstanbul Mobil Oyun Etkinliği, 12 oturum ve 20 konuşmacıyla oyun ekosisteminin önemli isimlerini bir araya getirdi. Google ve Deconstructor of Fun birlikteliğiyle gerçekleşen etkinlik, gün boyunca oyun dünyasının yeni gelişmelerini ve merak edilenlerini odağına aldı.

Türkiye’den ve 50 farklı ülkeden 600’ün üzerinde davetlinin katıldığı, 800’den fazla kişinin de çevrimiçi takip ettiği etkinlikte aralarında Deconstructor of Fun ve Savage Game Studios Kurucusu Michail Katkoff, Savage Games Genel Müdürü Sophie Vo, Eric Kress, Matej Lancaric, Kim Nordström, Javier Barnes, Alpagut Çilingir, Josh Willner, Katie Funk, Varun Khanna ve Pasha Nahass gibi sektörün önde gelen isimleri konuşmacı olarak yer aldı. 

Etkinliğin moderatörlüğünü ve açılış konuşmasını yapan Deconstructor of Fun ve ve Savage Game Studios Kurucusu Michail Katkoff ve Savage Games Genel Müdürü Sophie Vo, gerçekleşen depremler nedeniyle tüm Türkiye’ye başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerini ileterek, yaşanan felakette hayatını kaybedenleri anarak etkinliğin açılışını yaptı. Açılış konuşmasında ikinci kez İstanbul’da gerçekleşen İstanbul Mobil Oyun Etkinliği’nin önümüzdeki yıl da devam ederek geleneksel bir etkinliğe dönüşmesini umduğunu söyleyen Katkoff, etkinlikte dünyanın dört bir yanından katılımcı olduğunu vurguladı ve İstanbul’un oyun dünyası için öneminin altını bir kez daha çizdi. 

“Türkiye oyun dünyası yatırımlarında 333 milyon dolarla Avrupa’da birinci sırada”

Değişen ekosistemde oyun dünyası üzerine konuşma yapan Google Türkiye Perakende ve Teknoloji Sektör Lideri Alpagut Çilingir, Türkiye’nin oyun şirketleri için uluslararası bir merkez olma yolunda ilerlediğini söyledi. Türkiye’nin oyun ekosistemine yapılan yatırımlarda 333 milyon dolarla Avrupa’da birinci sırada olduğunu belirtirken toplam girişimcilik ekosistemi yatırımlarındaysa Avrupa’da 4. sırada yer aldığını söyledi. Mobil oyun dünyasının değişen dinamikleriyle ilgiliyse Çilingir şu açıklamalarda bulundu: “Mobil oyun dünyası pazarı ilk kez bu yıl düşüşe geçti. Bu durum dünyanın her yerinde benzer bir ivme gösteriyor. Ancak yine de mobil oyunların ve oyuncuların sayısı her geçen gün artmaya devam ediyor. Dünya çapında 120 milyonun üzerinde mobil oyuncu bulunuyor. Böyle bir ekosistemde başarılı olmanın yoluysa dirençli olmaktan, oyun türünde çeşitlilik yaratmaktan, marka gücüne odaklanmaktan ve gelir modelini çeşitlendirebilmekten geçiyor. Google Türkiye olarak biz de gerçekleştirdiğimiz Oyun ve Uygulama Akademisi, Oyun ve girişimcilik programlarımız, Yetenek Geliştirme Bootcamp’larımız ve bu alandaki projelerimizle birlikte ülkemizin potansiyeline ulaşması ve uluslararası başarı öyküleri oluşturabilmesi için desteklerimizi sürdürüyoruz.” 

“Mobil oyun sektörünün geleceği sürdürülebilir büyümeyi yakalamaktan geçiyor”

İstanbul Mobil Oyun Etkinliği’nde; sektöre dair içgörüler, mobil oyun dünyasının değişen dinamikleri ve geleceğe dair öngörüler paylaşıldı. Konuşmacılar tarafından oyun dünyasının bugünkü dinamiklerine değinilirken, sürekli değişen ortamda sektör oyuncularının ne gibi önlemler alabileceği ve dikkat etmeleri gereken konular da konuşuldu. 

Gizlilik ve ölçümleme konularında Google’ın rolünü ve çalışmalarını anlatan Google Uygulama Reklamları Gizliliği ve Ölçümü Global Ürün Lideri Josh Willner konuşmasında kullanıcı verilerinin gizliliği ve güvenliğinin öneminin altını daha çizdi. Google Global Mobil Uygulama Reklamları Ürün Lideri Varun Khanna yapay zeka ile harmanlanmış kampanyaların sürdürülebilir büyüme noktasındaki önemine değinirken, Google Global Oyun Sektörü Ürün Lideri Katie Funk ise geliştiricilerin mobil oyuncuların ilgisini canlı tutmak için yararlanabileceği Google araçlarından bahsetti. Google Uygulama Reklamları Ürün Müdürü Pasha Nahass ise 2021 verilerine göre mobil oyun sektörü gelirlerinin bilgisayar ve konsol oyunlarıyla kıyaslandığında bir önceki yıla göre yüzde 4.4 artışla toplam pazarın 90.7 milyar dolarlık kısmını elinde bulundurarak pazardaki en yüksek paya sahip durumda olduğu söyledi. Nahass’ın paylaştığı verilere göre akıllı telefon kullanıcıları telefonlarına indirdikleri uygulamaların yüzde 75’inin varlığını bile unuturken, uygulamaların yalnızca yüzde 37’sini uygulamayı indirdikten 1 hafta sonra kullanmaya devam ediyor.

Meta, Twitter benzeri bir uygulama üzerinde çalışıyor

Instagram, WhatsApp, Facebook ve Messenger gibi platformların sahibi Meta, Twitter benzeri yazıların daha ön planda olduğu bir uygulama geliştiriyor. Platform hayata geçerse Twitter’a karşı oldukça iddialı bir rakip olacak.

Meta, kullanıcıların metin tabanlı güncellemeler yayınlamasına olanak tanıyan P92 kod adlı yeni bir sosyal medya uygulaması geliştiriyor. Ortaya çıkan bilgilere göre Meta, içerik üreticilerinin ve tanınmış kişilerin ilgi alanlarıyla ilgili güncellemeleri zamanında paylaşmaları için merkezi olmayan bir sosyal ağ araştırıyor. Araştırmaları yapılan sosyal ağ Twitter ile oldukça benzer bir yapı sergiliyor.

P92, kullanıcıların mevcut Instagram kimlik bilgileriyle giriş yapmalarına izin verecek. Henüz bir çıkış tarihi olmamasına rağmen, yasal ve düzenleyici ekiplerin potansiyel gizlilik endişelerini araştırması ile proje devam ediyor. Henüz başlangıç ​​aşamasında olan projenin liderliğini Instagram CEO’su Adam Mosseri üstleniyor. Projenin en dikkat çekici yönü, ağın merkezi olmayan bir yapıya sahip olacak olması, kullanıcıların kendi bağımsız sunucularını ve içerik moderasyonu için kurallar oluşturmasına olanak tanıması olacak.

Merkezi olmayan bir ağ oluşturmak, Meta’nın Facebook ve Instagram’a yönelik standart eleştirileri geri iten bir uygulama ile deneyler yapmasını sağlayacak gibi görünüyor. Farklı gruplar, Meta tarafından belirlenen bir kurallar “tabanıyla” kendi topluluk standartlarını belirleyecek. Bu, alt dizinler olarak bilinen bireysel toplulukların Reddit’e benzeyecek.

Twitter’ın eleştirilere maruz kaldığı bu dönemde Meta’nın nasıl bir yol izleyeceği oldukça merak ediliyor.

Yerli lojistik şirketi Sarp Intermodal, Litvanya merkezli Logiva’yı bünyesine kattı

Litvanya merkezli uluslararası taşımacılık şirketi Logiva ile Türkiye’nin öncü lojistik şirketlerinden Sarp Intermodal, Baltık pazarında büyümek için güçlerini birleştirdi. Logiva, Sarp Intermodal’in grup şirketleri arasına katıldı.

Türkiye ile Litvanya, Letonya, Estonya ve Finlandiya arasında kara yolu taşımacılığı, depolama ve gümrükleme hizmetlerinde uzmanlaşan Logiva, Sarp Intermodal’in filosundaki 5 bine yakın araç ve ekipman havuzundan yararlanarak gücünü pekiştirecek.

Litvanca, İngilizce, Rusça ve Lehçe konuşan uzman çalışanları ile pazarda öne çıkan Logiva, Türkiye-Litvanya arasında kara yolu taşımacılığı pazarının yaklaşık yüzde 15’ine sahip. Şirket, iş birliği sonrası Türkiye-Litvanya hattında pazar payını kısa sürede iki katına çıkararak yüzde 30’a ulaşmayı hedefliyor.

Türkiye-Baltık hattında özmal araçları ile hizmet verecek olan Logiva, komple taşımalara ilave, haftalık düzenli parsiyel seferler de gerçekleştiriyor. Minivan hizmetiyle de oldukça hızlı bir taşıma süreci sunan şirket, Türkiye ile bölge ülkeleri arasında 72 saatte ekspres taşımacılık hizmeti veriyor.

Şirket kara yolu taşımacılık hizmetlerinin yanı sıra intermodal faaliyetlerine de kısa süre içerisinde başlamayı planlıyor.

Baltık pazarında hedef liderlik 

Litvanya’nın Başkenti Vilnius ve İstanbul ofislerine ek olarak bu yıl içinde diğer Baltık ülkelerinde de yapılanmaya gidecek olan Logiva, orta vadede Türkiye-Baltık hattının en büyük oyuncularından biri haline gelmeyi amaçlıyor. Şirket uzun vadede ise, İskandinav ülkeleri ve Doğu Avrupa pazarında büyümeyi stratejik hedef olarak belirledi.

Bu arada TÜİK verilerine göre geçen yıl Türkiye’nin Litvanya, Letonya ve Estonya’dan oluşan Baltık ülkelerine ihracatı 1 milyar 241 milyon dolar, bu ülkelerden ithalatı ise 1 milyar 99 milyon dolar ile rekor seviyeye ulaştı. Böylelikle Türkiye’nin Baltık ülkeleriyle toplam dış ticaret hacmi, 2 milyar 340 milyon dolarla Cumhuriyet tarihinin en yüksek düzeyine çıktı.