Ana Sayfa Blog Sayfa 211

Atık yönetimine döngüsellik katan Seenons, 10 milyon euro yatırım aldı

Amsterdam merkezli atık yönetim platformu Seenons, 10 milyon euro yatırım aldı. Tur, Invest-NL, Swiss Post, Shamrock Ventures, CapitalT ve Tablomonto Ventures katılımıyla gerçekleşti.

Seenons, giderek artan atık sorununu çözmek için BT çözümlerini ve akıllı lojistiği kullanmayı amaçlayan bir teknoloji girişimi olarak lanse ediliyor. 2019 yılında Joost Kamermans, Jorn Eiting van Liempt ve Martin Kayser tarafından kurulan girişim, artık atığın bir çöplükte veya okyanusta son bulmamasını veya yakılmamasını sağlamayı amaçlayan dairesel bir atık yönetimi platformu oluşturdu.

Girişim, platformuyla bir malzemenin atık durumuna ulaşmasını engellemek ve sektörde şeffaflığı teşvik etmek istiyor. Platform, atıklardan kurtulma sürecinin çok pahalıya mal olduğunu ve birçok ülkenin atıklarını başka yerlere boşaltmayı tercih ettiğini açıklıyor. Seenons bunu, atık öğütücüler ile lojistik şirketleri ve lojistik şirketleri ile atık işleyiciler arasında mümkün olan en şeffaf şekilde bağlantı kurarak yapıyor.

Buradaki fikir, atıklar şirketler tarafından ayrıştırılır ayrıştırılmaz platformun, bu atığı bir ürüne veya ham maddeye dönüştürebilecek doğru taşıma modunu ve işlemciyi seçebilmesi oluyor. Asya ve Afrika, Avrupa atıklarını kabul etmeyi reddederken, Avrupa atıklarını birbirine aktarmaya başlıyor. Hollanda kısa süre önce Roma’dan atık yakmak için atık ithal etme planlarını duyurdu ve bu da atıksız bir dünya için acil ihtiyacı daha da vurguluyor.

Atıksız bir dünya yaratmak için ülkeler ve atık zincirindeki herkes döngüsel bir ekonomiyi benimsemek zorunda kalacak. Seenons, kuruluşundan bu yana, 75 çalışana ulaşan ve Hollanda’nın ötesine geçen Hollandalı ölçek büyütme ile hiper büyüme gördü.

Seenons kurucu ortağı ve CTO’su Martin Kayser:

“Ekonomiyi doğrusaldan döngüsele dönüştürmek için bir atık düzenleyici görevi gören bağımsız bir platform olan lider Avrupa döngüsel platformumuza büyük yatırım yapacağız” dedi.

Girişim, uluslararası çalışmalar yapmaya odaklanarak ve teknolojisini iyileştirerek döngüsel platformunu daha da geliştirmek için 10 milyon avroluk finansmanı kullanmayı planlıyor. Ayrıca “azalt, yeniden kullan, geri dönüştür” platformunu da Avrupa’daki birçok ülkeye genişletecek.

Google, Android uygulamalarının kullanıcı verilerini silmesini isteyecek

Google, bir uygulama hesabını silmeyi, bir hesap oluşturmak kadar kolay hale getirmek istiyor. Şirket, Play Store‘daki Android uygulamalarının yakında bir hesabı ve verilerini hem uygulama içinden hem de web üzerinden silmenize izin vermek zorunda kalacağını duyurdu.

Bu yeni karar sonucunda uygulamayı kullanan kişiler, hesabını tamamen silmek istediğinde, geliştiricilerin de hesabın verilerini de silmesi gerekecek. Hareket, kullanıcıları verileri üzerinde sahip oldukları kontrol konusunda “daha iyi eğitmeyi” ve hem uygulamalara hem de Play Store’a genel olarak güveni artırmayı amaçlıyor. Ayrıca daha fazla esneklik sağlar. Google, hesabınızı tamamen silmek zorunda kalmadan belirli verileri (yüklediğiniz içerik gibi) silebileceğinizi söylüyor. 

Web gereksinimi, yalnızca bilgilerinizi temizlemek için bir uygulamayı yeniden yüklemek zorunda kalmamanızı da sağlıyor. Bu yeni politika aşamalı olarak yürürlüğe girecek. İçerik üreticilerinin, uygulamalarının güvenlik formunda veri silmeyle ilgili soruları yanıtlamak için 7 Aralık’a kadar süreleri bulunuyor. Mağaza listeleri, değişiklikleri 2024’ün başlarında göstermeye başlayacak. Geliştiriciler, uzatma için önümüzdeki yılın 31 Mayıs’ına kadar başvurabilecek.

0

Değişiklikler, Apple’ın App Store için benzer bir kural koymasından birkaç ay sonra geliyor. Her iki durumda da şirketler, gizlilik ihlalleri ve ardından gelen serpintilerden endişe duyuyorlar. Bir uygulamayı kullanmayı bıraktıklarında hesapları veya hassas bilgileri kolayca silemeyecekleri için kullanıcıların veri ihlallerinin tuzağına düşmesini istemiyorlar.

Bu aynı zamanda, düzenleyicilerin hizmetler üzerinde daha fazla kontrol talep etme yönündeki çabalarını da takip ediyor. Böylece uygulama sahiplerinin istedikleri gibi hareket etmesinin önüne geçiyor.

Meta’nın yeni yapay zekası, görüntülerdeki detaylı nesneleri tespit edebiliyor

Meta, geliştirdiği yeni yeni yapay zekayla geleneksel yapay zeka saptama yöntemlerinden uzaklaşıyor. Geliştirilen modelleme, görüntülerde daha önce hiç görülmemiş nesneleri algılayabiliyor. 

Yapay zeka, bir görüntünün görsel özelliklerini analiz eden bilgisayar görme tekniklerini kullanarak görüntülerdeki nesneleri algılıyor. İşlem tipik olarak, farklı nesne kategorilerine karşılık gelen görüntü verilerindeki kalıpları tanımlamak için bir evrişimli sinir ağı kullanmayı içeriyor. Evrişimli sinir ağı, önce bir dizi evrişim ve havuzlama katmanı kullanarak görüntüden özellikler çıkarır ve ardından bu özellikleri, farklı nesnelerin varlığı hakkında tahminler yapmak için kullanıyor. 

Ağ, genellikle çok çeşitli bağlamlarda nesnelerin doğru bir şekilde nasıl tanınacağını öğrenmek için etiketli görüntülerden oluşan büyük veri kümeleri üzerinde eğitiliyor. Ortaya çıkan yeni görüntülerde nesneleri algılamada yüksek düzeyde doğruluk elde edebiliyor. Meta da buna yeni bir boyut kazandırıyor.

Sosyal medya devi tarafından yayınlanan bir araştırma makalesine göre bu model, nesneleri tıklayarak veya serbest biçimli metin istemlerini kullanarak seçerek kullanılabiliyor. Yapay zeka, yalnızca “kuş” yazarak belirli bir fotoğraftaki tüm kuşları vurgulayacaktır. Ayrıca model, bir nesneyi 3 boyutlu olarak yeniden yapılandırmaya veya bir karma gerçeklik başlığından görüntüler çizmeye yardımcı olmak için diğer modellerle yakın iş birliği içinde çalışabiliyor.

Mevcut modelin, daha ince detayları kaçırmak ve sınırları tespit etmede diğer modeller kadar doğru olmaması gibi sınırlamaları olsa da yalnızca eğitim verilerine güvenmenin pratik olmadığı durumlarda yardımcı olabiliyor. Örneğin, bir sosyal ağ, hızla büyüyen içerik hacmine ayak uydurmak için teknolojiyi kullanabiliyor. 

Bu yapay zeka, hızlı ve doğru nesne algılaması gerektiren cihazlarda kullanılamasa da bunun gibi modeller, ek yapay zeka eğitimi ihtiyacını sınırlama potansiyeli gösteriyor. Meta, hem AI modelini hem de veri setini ticari olmayan bir lisansla indirilebilir hale getirdi. Bu hamle, öncelikle araştırma amaçlı olmak üzere teknolojiye erişimi genişletecek. Bununla birlikte atılan adım, Meta’nın bilgisayar görüşünü genelleştirmek istiyor. Şimdiden sosyal uygulamaları için üretken yapay zeka “kişileri” planlıyor.

Meta, zararlı içeriklerin ve asılsız bilginin önüne geçmek için genel seçimlere hazırlanıyor

Meta, 14 Mayıs’ta düzenlenecek genel seçimlerin güvenli ve emniyetli bir şekilde yapılmasını sağlamak için yanlış bilginin yayılmasını azaltmak ve zararlı içerikleri kaldırmak için teknoloji ve insan kaynaklarına yatırım yaptığını duyurdu. Seçim yaklaştıkça, potansiyel tehditleri gerçek zamanlı olarak belirlemek ve daha hızlı aksiyon alabilmek için Seçim Operasyonları Merkezini devreye sokan Meta, Türkiye’deki dijital okuryazarlığı artırmak ve seçimlerle ilgili çevrimiçi yayılan asılsız bilgilerin önüne geçebilmek için eğitim programları başlattığını belirtti.

Meta zararlı içeriklerin ve asılsız bilginin önüne nasıl geçiyor?

Meta’nın Topluluk Standartları, halihazırda Facebook ve Instagram’daki taciz, şiddete teşvik, etnik köken veya din temelli saldırıları yasaklayan politikalarının yanı sıra seçimlerle ilgili birçok alanı da kapsıyor. Meta, bu kuralları ihlal eden içerikleri tespit ettiğinde platformlarından kaldırıyor. Seçim günü yaklaştıkça bu tür içeriklerin herkes için daha kritik bir konumda olduğunun altını çizen Meta, Topluluk Standartları sistemini desteklemek amacıyla, potansiyel tehditleri gerçek zamanlı olarak tespit edebilmek ve daha hızlı aksiyon alabilmek için Türkiye Seçim Operasyon Merkezini etkinleştirme kararı aldı.

Meta’nın algoritması, belirli durumlarda, oy vermeyi engellemeyi amaçlayan asılsız bilgi ve haberleri Facebook ve Instagram’dan tamamen kaldırıyor. Diğer tüm asılsız bilgi türleri için de, daha az insanın görmesi adına içeriğin yayılmasını yavaşlatıyor ve insanları yetkili kaynaklardaki bilgilere yönlendirmeye odaklanıyor. Meta, bunu en doğru şekilde yapabilmek için aralarında Doğruluk Payı ve Teyit’in de olduğu, 90’ın üzerinde bağımsız üçüncü taraf doğrulama kuruluşu ile birlikte çalışıyor. Bu kuruluşlardan aldığı destek ile kullanıcıları haber ve bilgilerin doğruluğunu teyit etmek için teşvik ediyor. Aynı zamanda kuruluşların içeriğin asılsız olduğuna dair hazırladığı makaleye yönlendiren uyarı etiketleri ekliyor.

Meta, aynı zamanda WhatsApp’ta, insanlara şüpheli veya yanlış gibi görünen bir mesaj geldiğinde, onları içeriğin doğruluğunu teyit etmek adına doğrulama kuruluşları ile bu bilgileri tekrar kontrol etmeye teşvik ediyor. Geçtiğimiz sene WhatsApp’ta bir kez iletilen herhangi bir mesajın, bir seferde yalnızca bir gruba iletilebileceğini duyuran Meta, 2020’de aynı özelliği iletilme oranı yüksek olan mesajlar için kullanıma sunduğunda gönderilen bu mesajların sayısında yüzde 70’in üzerinde bir oranda azalma gördüğünü belirtiyor.

Bunların yanı sıra Meta, Bilgi Üniversitesi, MediaWise ve Habitat Derneği de dahil olmak üzere akademik, medya ve kar amacı gütmeyen kuruluşlarla iş birliği yaparak asılsız bilgileri tespit etmeye odaklanan ve Türkiye’de dijital okuryazarlığı geliştirmeyi amaçlayan programlar başlattı.

Meta, platformlarındaki siyasi reklamlar konusunda nasıl adımlar atıyor?

Meta platformlarında sosyal meselelerle, seçimlerle veya siyasetle ilgili reklamlar yayınlamak isteyen reklamverenlerin, kim olduklarını ve hangi ülkede yaşadıklarını kanıtlamak için bir doğrulama sürecinden geçmeleri gerekiyor. Şirketin şeffaflık ilkelerine paralel olarak paylaşımların üzerine reklamverenin kim olduğunu gösteren etiketler ekleniyor. Ayrıca, insanların uygulamalarında daha az reklam görmeyi seçebilmeleri için yeni kontroller de ekleyen Meta, kullanıcılara etiketlenmiş reklamları görmeme seçeneği sunuyor.

Meta, tüm siyasi ve seçime dayalı reklamları, yedi yıl boyunca Reklam Kütüphanesinde barındırıyor; insanlar buradan hangi reklamların yayında olduğunu, hedeflemeyle ilgili bilgileri ve bunlara ne kadar harcama yapıldığını öğrenebiliyor.

Yerli girişim Denebunu’dan SaaS pazar araştırması platformu: Sorbunu

Denebunu tarafından hayata geçirilen SaaS pazar araştırması platformu Sorbunu, gerçek zamanlı tüketici geri bildirimleri temelinde, tüketici davranışlarındaki trendleri belirlemeye, işletmelerin veri odaklı görüşlerle daha bilinçli kararlar almalarına yardımcı oluyor.

3.5 milyondan fazla Denebunu üyesine anlık erişim sağlayarak, işletmelere hedef kitle için 250’den fazla ileri seviye segmentasyon seçeneği sunan Sorbunu’da; NPS, rating, görsel oylatma gibi 12 farklı soru tipine erişilebilirken, sonuçlar anlık görüntülenebiliyor, yanıtlar tüketicilerin verdikleri yanıtlara ya da demografik verilerine göre filtrelenebiliyor.

Denebunu ve Sorbunu‘nun kurucu ortağı ve CEO’su Duygu Akbudak Özgün, verdiği demeçte;

“Sorbunu ile işletmelere, pazarlama stratejileriyle ilgili bir karar almadan önce, ihtiyaçlarına göre özelleştirilebilen anketlerimiz ile potansiyel tüketicilerinin fikirlerini almalarına olanak sağlıyoruz. Cilt tipinden, sosyo ekonomik statüye; tüketicilerin yaşadığı mahalleden, spor alışkanlıklarına kadar 250’den fazla hedef kitle filtreleme seçeneği sayesinde, geleneksel metotlar ile ulaşması haftalar sürebilecek kişilere dakikalar içerisinde erişim sunuyoruz. Pazar araştırması artık küçük, büyük tüm işletmeler için mümkün.” dedi.

Denebunu, pazar araştırması sektöründe yeni nesil bir teknoloji şirketidir. Çoğunlukla hızlı tüketim ve kozmetik sektörlerindeki markaların ürünlerini, 3 buçuk milyondan fazla üyesine satın almadan önce deneme şansı sunan, tüketicilerin ürünlerle ilgili görüşlerini hem markalar hem de diğer tüketicilerle paylaşan bir dijital platformdur.

Denebunu, özel algoritması ile, platformundaki milyonlarca üyenin yüz milyonlarca veri noktasını firmaların tüketici segmentasyonu ihtiyacı için benzersiz bir şekilde sunarken; üyelere satın alma eğilimleri olabilecek ürünleri denetir ve üyelerin denebunu.com üzerinden paylaştığı ürün yorumlarını birçok e-ticaret web sitesine aktararak işletmeler arası teknolojik çözümler sağlar.

Ayrıca egirişim okuyucularına özel EGIRISIM25 koduyla yüzde 25 indirim alabilirsiniz.

BtcTurk, startup’lara yatırım yapmak üzere BtcTurk Girişim’i kurdu

Türkiye’nin ilk Bitcoin ve kriptopara alım satım platformu olarak bugün 5 milyonu aşkın müşterisine 7/24 hizmet sunan BtcTurk, büyümeyi geliştirecek atılımları desteklemek üzere BtcTurk Girişim‘i kurdu. BtcTurk Girişim, BtcTurk Grubu’nun Kurumsal Girişim Sermayesi kolu olarak faaliyet gösterecek.

BtcTurk Girişim öncelikle, yurt içinde ve yurt dışında teknoloji odaklı iş modelleriyle faaliyet gösterdikleri pazarları ve geleneksel endüstrileri yıkıcı inovasyon ile değiştirme potansiyeli olan, güçlü bir takıma sahip, katma değerli ürün veya hizmetler geliştiren ve büyüme potansiyeli yüksek şirketlere odaklanacak.

BtcTurk’ün yeni nesil self servis finansal hizmetler grubu olma yolculuğunda genişleyen faaliyet alanları kapsamında sinerji ve değer yaratabilecek şirketlere yönelik stratejik yatırımlar da BtcTurk Girişim’in öncelikli amaçları arasında olacak.

Kuluçka veya tohum devresini tamamlayan startup’lar hedefte

Yatırım safhası olarak tercihen kuluçka/tohum devresini tamamlayan, erken veya büyüme aşamasındaki şirketlere (Pre-Series A veya Series A) odaklanan BtcTurk Girişim, daha ileriki aşamada olan ve belirli bir olgunluğa ulaşmış firmalara da yatırım yapma esnekliğine sahip olacak. Aynı şekilde yatırımlarda önceden belirlenmiş bir çıkış (exit) süresi bulunmayıp, portföy şirketlerinin büyümesinin uzun vadeli stratejik bir bakış açısıyla desteklenmesi hedeflenmekte.

BtcTurk Grubu, BtcTurk Girişim kanalıyla önümüzdeki 2-3 yıllık vadede 500 milyon TL’yi aşkın bir kaynağı Türkiye girişim ekosistemi başta olmak üzere yatırıma yönlendirmeyi hedefliyor. Burada spesifik girişimlere yatırım açısından herhangi bir yatırım sınırı bulunmayacak. Yatırım tutarları her bir girişim özelinde girişimin değer önerisi, büyüme potansiyeli ve finansman ihtiyacına göre belirlenecek.

Yatırımlarında çoğunluk hissedarı olacak

BtcTurk CEO’su Özgür Güneri verdiği demeçte;

“Yatırımlarımızda çoğunluk hisseye sahip olmanın stratejik karar verme sürecine aktif olarak katılmamıza, operasyonel iyileştirmeleri yönlendirmeye ve uzun vadeli değer yaratmak için yönetim ekipleriyle yakın çalışmamıza olanak sağlayacağına inanıyoruz. Bununla birlikte BtcTurk Grubu olarak finansman ve network desteği dışında özellikle teknoloji alanındaki tecrübe ve kaynaklarımızın, yatırım yaptığımız portföy şirketlerimiz için çok değerli bir varlık olabileceğine inanıyoruz” dedi.

BtcTurk Girişim’den ilk yatırım Infoset’e

Bu süreçte yeni bir atılım daha gerçekleştiren BtcTurk Girişim, yazılım şirketi Infoset’e yatırım yaparak çoğunluk hissedarı oldu. Infoset, teknoloji odaklı müşteri destek hizmetleri sunan Türkiye’nin önde gelen yazılım şirketlerinden biri. Şirket, e-posta, telefon, canlı destek, WhatsApp, sosyal medya gibi müşteriye odaklanan tüm destek kanallarını tek bir platform üzerinden yönetme imkânı sunuyor. İşletmeler için gelişmiş bulut çağrı merkezi, çok kanallı destek, chatbot teknolojisi, süreç yönetimi gibi özellikler sağlayan Infoset, müşteri yolculuğundaki her adımı titizlikle takip eden teknolojilerle yenilikçi çözümler geliştiriyor.

BtcTurk bu yatırımla müşteri hizmetleri operasyonlarını daha da geliştirmeyi ve kişiselleştirilmiş destek sağlayabilmek için platformun yeteneklerinden yararlanmayı hedefliyor. Geçen yıl 6 kattan fazla büyüme kaydeden Infoset ise BtcTurk’ten aldığı yatırımla, platformu daha da geliştirmek ve erişimini genişletmek için artık BtcTurk Grubu’nun kaynaklarından ve uzmanlığından yararlanabilecek. Satın alma, Infoset’e ürün ve hizmetlerini ölçeklendirme, yeni pazarlara ulaşma ve büyüme yörüngesini hızlandırma fırsatı sağlayacak.

Evler için akıllı termostatlar geliştiren tado, 12 milyon euro yatırım aldı

Evlerdeki enerji verimliliğini artırmak için akıllı termostatlar geliştiren tado, 12 milyon euro yatırım aldı. Yatırım, S2G Ventures (S2G) tarafından yapıldı. Girişimin geçtiğimiz aylarda sizlerle paylaştığımız 43 milyon euro (46.9 milyon dolar) yatırım almasının hemen ardından gerçekleşen bu turla beraber alınan toplam yatırım 55 milyon euro‘ya çıktı.

2011 yılında kurulan girişim, akıllı termostatları ve ev ısıtma ve soğutma sistemlerini yönetme platformuyla tanınmaktadır. Platform, evde kimsenin bulunup bulunmadığına bağlı olarak evin sıcaklığını kontrol eden ve aynı zamanda açık pencereleri tespit edip kullanıcıları uyarabilen akıllı sistemi bünyesinde barındırıyor.

Kullanıcı dostu cihazların kurulumu kolaydır ve ısıtma maliyetlerini ortalama %22 azalıyor. Girişimin geliştirdiği ürün, birkaç çapraz üretici platformundan biri olarak öne çıkıyor. Bu, akıllı termostatların ve servislerin her türlü ısıtma veya soğutma sistemine bağlanabileceği anlamına geliyor.

tado, bu yılın Ocak ayında aWATTar GmbH‘yi satın aldı. Birleşen işletme şimdi paket teklifini büyük ölçüde ölçeklendirmeyi ve mümkün olan en düşük maliyetle ve CO2 emisyonuyla sıcak evler sağlamayı planlıyor.  

tado kurucu ortağı ve baş ürün sorumlusu Christian Deilmann:

“2023, tado için önemli bir yılı işaret ediyor. Şimdi, evin ısıtma maliyetlerini düşürüp CO2 emisyonlarını iki katına çıkaracak benzersiz bir enerji yönetimi teklifini ölçeklendirmek için doğru zaman gibi görünüyor. tado için aynı vizyonu paylaşan ve kendini büyümemizi desteklemeye adamış olan S2G ​​Ventures’ı aramızda görmekten memnuniyet duyuyoruz.” dedi.

Yeni yatırımla beraber girişim, ev içi enerji yönetimi teklifini genişletmeyi hedefliyor.

Girvak, TÜBİSAD ve TBV’den ortak açıklama: Yeni ek vergi yasasının girişim ekosistemine yıkıcı etkileri olabilir

Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) ve Girişimcilik Vakfı (Girvak), “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”la ilgili ortak bir açıklama yayınladı.

“Yeni ek vergi uygulamasının Türk teknoloji şirketlerine, girişim ve yatırım ekosistemine yıkıcı etkileri olacaktır”

“Resmi Gazetede yayımlanan ‘Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ ile getirilen ve yatırım alan girişimlerin de ödemekle yükümlü kalacağı yeni ek vergi Türkiye’nin Girişim ve Yatırım Ekosistemine çok ciddi olumsuz etki edecek ve özellikle yabancı yatırımcılar açısından Türkiye’ye olan güveni sarsacaktır.

Uygulama yatırımcı ilgisinin azalması ve yatırım yapılacak şirketlerin yurt dışına taşınması gibi sonuçların yanı sıra yatırım yapan ve büyüme amacı olan şirketlerin teknoloji geliştirme odaklı yeni ticari faaliyetlerinin olumsuz etkilenmesine de neden olabilecektir.”

Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) ve Girişimcilik Vakfı tarafından yapılan ortak açıklamada aşağıdaki ifadeler yer aldı:

“Ülkemizde 6 Şubat’ta meydana gelen ve hepimizi yasa boğan deprem felaketi sonrasında, toplumumuzun dayanışma ve birlik ruhu içerisinde hareket ederek afetzedelere yardım etme çabaları umut verici olduğu kadar takdire şayandır. Bu zor günlerde ülke ekonomisinin küçük büyük tüm aktörleri depremin ilk gününde başlattıkları seferberlik ile kesintisiz bir şekilde yardımlarını sürdürmektedir.

 

Ancak, ülkemizin özellikle dış yatırıma ihtiyacı olan bu dönemde alınan yeni ek vergi kararının hem girişimler hem de yatırımcılar tarafında, ayrı ayrı, olumsuz etkileri olacaktır. Ülkemizin gelişmesi, istihdam ve geleceğe yapılan yatırımlar anlamına gelen girişim ekosistemimizde 2022 yılında sadece teknoloji girişimleri 670 milyon dolar yatırım almış ve bu yatırım önemli ölçüde yurt dışından gelmiştir. Ülkemize olan yatırım ilgisinin kaybolmasına neden olacak bu vergi aynı zamanda başarılı girişimleri Türkiye’de kalmaya ikna etmeyi de zorlaştıracaktır. Düzenleme nedeniyle Türkiye’nin yatırıma ihtiyacı olduğu bu dönemde yatırımcılar uzun süre yatırım yapmaktan kaçınacak ve özellikle küçük işletmeler, çaresiz bir şekilde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.

 

Alınan yeni kanun kararı ile girişimler, melek yatırımcılar veya girişim sermayesi yatırım fonlarından aldıkları yatırımların yüzde 10’u tutarında bir vergi yükümlülüğü ile karşı karşıya kalmıştır. Çoğu zarar eden girişimler, aldıkları yatırımları araştırma, teknoloji geliştirme, istihdam gibi ana alanlara yönlendirmektedir. Söz konusu yatırımları emisyon primi üzerinden alan girişim şirketleri aldıkları yatırımın yüzde 10’unu ek vergi olarak ödemek durumunda kalacaktır. Yatırımın kayda değer bir kısmının ek vergiye harcanacak olması hem şirketlerin faaliyetlerini durdurma noktasına gelmesine neden olacak hem de ülkemize gelecek potansiyel yatırımcıların ilgisine olumsuz etki edecektir.

 

Bugün küçük yatırımlar ve ekipler ile teknoloji üreten girişimlere vergi yükümlülüğü getirilmesi girişim ekosisteminin büyümesi önünde geri dönüşü olmayacak bir engel yaratacaktır. Dolayısıyla ülkemizin teknoloji ve inovasyon alanlarında gelişiminde başat rol üstlenmiş olan, geleceğin unicorn adayı olan şirketlerin vergi yükümlüğü kapsamından çıkarılması özellikle daha fazla üretmeye ve yabancı yatırıma ihtiyacımız olan bu dönemde hayati önem arz etmektedir.

 

Her koşulda geçtiğimiz yıl sağlanan her türlü istisna veya avantajların zaten konu girişim ve şirketlerin gelişim ve büyümesi için kullanıldığından veya yatırıma dönüşmesinden dolayı çoğunluğunun yeni taze finans kaynağına ihtiyacı varken bu beklenmeyen vergi yükü ticari faaliyetleri son derece olumsuz etkileyecektir.

 

Tüm bu hususların yanı sıra ‘ölçülülük’, ‘belirlilik’ ve ‘eşitlik’ ölçütleri de dikkate alınarak, mükelleflere getirilen bu düzenlemenin tekrar değerlendirilerek yeniden düzenlemeye gidilmesi elzemdir.

 

Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız.”

Apple, kulaklık kutularına dokunmatik ekran entegre ettiği bir patent aldı

Apple, AirPods modellerini rakipsiz hale getirecek yeni bir paten aldı. Patentin içeriğine bakıldığında, AirPods şarj kutularına dokunmatik ekranın entegre edildiği bir model görülüyor.

Yeni yayınlanan bir patente göre, kullanıcıların ses kaynaklarını kontrol etmelerini ve bağlı cihazla ilişkili uygulamalarla etkileşimde bulunmalarını sağlayacak yerleşik bir dokunmatik ekrana sahip gelecekteki bir AirPods tasarımı ortaya çıkıyor. Apple tarafından Eylül 2021’de dosyalanan ve geçen hafta ABD Patent ve Ticari Marka Ofisi tarafından yayınlanan bu patent, kulaklıkları adeta mini bir akıllı cihaza çeviriyor.

Apple, kullanıcının ses çalmayı kontrol etmesine, ses seviyesini, favori şarkıları ayarlamasına ve müzikleriyle başka yollarla etkileşime girmesine izin veren dokunsal geri bildirim de sağlayan bu dokunmatik ekranın Apple Music’in ile kontrol edilmesini öngörüyor. Başka bir düzenlemede şarj kutusu, ekrandaki içerikte gezinmek ve Siri’yi çağırmak için dokunma ve kaydırma gibi belirli hareketlere yanıt veriyor.

Apple, kasanın geleneksel olarak akıllı telefonlar, bilgisayarlar ve diğer bağlı cihazlarla ilişkilendirilen belirli talimatları gerçekleştirmesine izin verecek ek işlemciler ve bellek modülleri içerebileceğini öne sürüyor. Örneğin, bazı düzenlemeler, Telefon, Posta, Mesajlar, Kamera, Takvim, Hava Durumu, Haritalar ve daha fazlası dahil olmak üzere iPhone uygulamalarına etkileşimli erişim sağlayan kasanın dokunmatik ekranında görünebilecek.

Etkileşimli bir dokunmatik ekranı bu şekilde entegre ederek patent, “kablosuz kulaklıkların kullanıcı kontrolüyle ilişkili eksikliklerin azaltıldığını veya ortadan kaldırıldığını” savunuyor.

Aşınan çoğu patentte olduğu gibi Apple’ın bu patenti yakın gelecekte hayata geçirip geçirmeyeceği henüz bilinmiyor. Patent aşamasında da olsa geliştirilen teknoloji, günümüz standartlarının ötesinde olduğu için oldukça merak uyandırıyor.

Uluslararası ödüllü Timus Networks yatırımcılarla buluştu

SASE ve ZTNA teknolojileriyle modern işyerlerinin ağ güvenlik ihtiyaçlarını karşılayan Timus Networks yatırım ekosistemiyle buluştu.

Etkinlikte, Timus Networks ekibinin yanı sıra birçok yatırımcı ve fon yöneticisi de yer aldı. Girişimin kurucusu Tuğrul Tekbulut, kurucu ortak ve CTO’su Ahmet Polat, COO Hakan Hintoğlu Timus’un kuruluş hikayesini ve teknolojik altyapısının sektöre getirdiği inovatif yaklaşımı anlattı.

Timus’un CSO’su Gökhan Say ise şirketin Amerika’ya açılma stratejisini ve bugüne kadar yapılanları paylaştı. Ayrıca günümüzde şirketlerin siber güvenlikle ilgili yaptığı hatalar ve çıkarılması gereken derslere değinildi.

Yatırım ekosistemiyle bir araya gelmenin kendileri için önemli olduğunu ifade eden Timus Networks Kurucusu Tuğrul Tekbulut, verdiği demeçte;

“Günümüzde insanların ve işletmelerin sanal ortamda yaptıkları basit hatalar büyük maddi kayıplara yol açabiliyor. Timus Networks olarak biz de bu kayıpların önlenmesine yönelik çözümler sunuyoruz. SASE ve ZTNA gibi hizmetlerimizle özellikle KOBİ’lerin siber alanda güvenliğini sağlıyoruz. Öte yandan faaliyet gösterdiğimiz alanının halihazırda önem kazandığını ve gelecekte de bu önemin artmaya devam edeceğini biliyoruz. Dolayısıyla düzenli olarak böylesi etkinlikler aracılığıyla yatırım ekosistemimizin temsilcileriyle bir araya gelerek kendimizi anlatmayı amaçlıyoruz.” dedi.

Timus Networks’ün de içinde bulunduğu siber güvenlik sektörü, global çapta 150 milyar dolar büyüklüğe ulaşırken, McKinsey’nin raporuna göre de önümüzdeki dönemde 1,5 trilyon dolara ulaşma potansiyeli taşıyor. Bu kapsamda geçtiğimiz yıl ABD’de bir ekip kurmaya başlayan Timus Networks, 2023 yılında globalleşme çalışmalarını hızlandırmayı amaçlıyor. Timus Networks, ZTNA ve SASE teknolojileriyle modern iş yerlerinin ağ güvenlik ihtiyaçlarını karşılıyor.

Girişim, mobilite ve uzaktan erişime odaklı bir şekilde işletmelerin daha güvenli ve etkili iş akışları elde etmelerine destek oluyor. Dinamik Güvenlik Duvarı, AI destekli Güvenli Web Ağ Geçidi, Kötü Amaçlı Yazılımdan Koruma ve İzinsiz Girişi Önleme Sistemi gibi siber güvenlik bileşenlerini kapsayan Timus Networks, bulut tabanlı bir SASE mimarisine sahip. Öte yandan geçtiğimiz 6 ay içerisinde Timus Networks’ün platformu CRN, Globee Cybersecurity Awards ve Cybersecurity Excellence Awards tarafından öncü siber güvenlik firmaları arasında ağ güvenliğine getirdiği inovatif yaklaşımı ve üstün teknolojik altyapısı ile 5 farklı ödüle layık görüldü.