Ana Sayfa Blog Sayfa 1051

The Pitcher 2017, EMEA’nın en iyilerini bir araya getirdi

Insprad tarafından bu yıl ikinci kez düzenlenen The Pitcher etkinliği, EMEA bölgesinden 1000’i aşkın girişimci, yatırımcı ve katılımcıyı bir araya getirdi.

The Pitcher 2017 kazananları Türkiye’de çevrimiçi e-spor eğitimleri sunan E-Sport Akademi, Dubai merkezli sağlık girişimi HeyDoc! ve gayrimenkul sahipleriyle kiracıları bir araya getiren Kiraplus oldu.

The Pitcher’ın bu yılki ayağı Workinton Levent 199 ev sahipliğinde, Turkcell Arıkovanı, TEB Özel Melek Yatırım Platformu, Etkin Proje ve İTÜ ARI Teknokent sponsorluğunda gerçekleştirildi. Öte yandan etkinlik, Hürriyet, Linkry Events, Pazarlama Türkiye, Girişimci Kafası, tivu.co ve ICMS tarafından desteklendi.

14 ülkeden gelen 521 başvurudan titizlikle seçilen 20 girişim, ana salonda gün boyunca yatırımcı sunumları gerçekleştirirken, isteyenler eş zamanlı olarak gerçekleştirilen birçok konferans ve tartışmaya katıldılar. Aralarında Trivago CEO’su Rolf Schrömgens’in de bulunduğu yüzlerce katılımcı ise birbirleriyle tanıştı ve yeni fikirlere şahit oldu.

Moderatörlüğünü Peter Hopwood’un üstlendiği The Pitcher 2017’nin kazananı, girişimci sunumlarını takip eden 72 yatırımcının oylamalarıyla belirlendi. Problem-ihtiyaç dengesi, takım, iş modeli, finansal öngörüler, çıkış stratejisi ve sunum kabiliyeti kriterlerine göre değerlendirilen 20 girişimden en yüksek puanları toplayanlar ise E-Sport Akademi, Kiraplus ve HeyDoc! şeklinde sıralandı ve kazanan ilk üç girişim TEB Özel Melek Yatırım Platformu ödülüne layık görüldü.

The Pitcher 2017 kazananları

17 yaşındaki genç girişimci Galip Sina Berik tarafından kurulan E-Sport Akademi, Türkiye’de çevrimiçi e-spor eğitimleri sunan tek girişim ve sporcuların bir sonraki mücadeleye hazır olmaları için yeteneklerini geliştirmesini sağlıyor. Girişim e-sporculara oyun koçluğu, çevrimiçi dersler, eğitici videolar ve özel ipuçları sunuyor.

The Pitcher 2017’nin ikincisi Dubai merkezli sağlık girişimi HeyDoc! oldu. HeyDoc!, hastaları doğru sağlık danışmanlarına yönlendiren ödüllü bir küresel teletıp platformu. Ayrıca fiziksel muayene gerektirmeyen sağlık sorunları için uygulama içi danışmanlık servisi de sunuyor.

Yatırımcı oylarıyla üçüncülüğe layık görülen girişim ise Kiraplus oldu. Gayrimenkul sahipleriyle kiracıları bir araya getiren girişim, tüm kiralama işlemlerini basit, hızlı, güvenilir ve avantajlı hale getiren bir akıllı kira platformu.

İlk üç girişim ayrıca Dorabase’den altyapı ve Etkin Proje’den Ar-Ge danışmanlığı ödülleriyle desteklendi.

Girişimlere özel ödüller dağıtıldı

The Pitcher 2017 finalistlerinden Bisou, 50.000 TL değerindeki Arıkovanı Özel Ödülü’ne layık görüldü. Dünyanın ilk dijital olarak özelleştirilebilir kolyelerini geliştiren Bisou, teknolojiyle sanatı bir araya getiren özel girişimlerden birisi ve Arıkovanı’nda kitlesel fonlama kampanyası başlatması bekleniyor.

Etkinliğin ev sahibi Workinton ise yatırımcıların oylarıyla en yüksek puanları toplayan beş girişim E-Sport Akademi, HeyDoc!, Kiraplus, Sweaters App ve Quanode’a yeni kurduğu hızlandırma programı Workincubation’a katılma hakkı tanıdı. Öte yandan, The Pitcher 2017’de sahneye çıkan 20 finalist, Workinton ortak çalışma alanlarından ücretsiz faydalanabilecek.

Hürriyet Ventures kuruluyor

The Pitcher 2017’de birçok yan oturum gerçekleştirildi. Bunlardan Hürriyet Ventures başlıklı konferansta sahneye çıkan Hürriyet CEO’su Çağlar Göğüş, Hürriyet ile Doğan Holding çatısı altında bulunan Öncü Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş. ile birlikte hareket ederek dijital girişimlere yatırımlar yapacakları Hürriyet Ventueres’ın kurulacağını duyurdu.

Hürriyet’in yatırım yapmayı hedeflediği sektörlere değinen Göğüş, şunları söyledi: “Yatırım yapacağımız ana sektörlerin başında içerik, reklam, yayıncılık ve iletişim teknolojileri, seri ilanlar ve ilgili pazaryerleri geliyor.” Yatırım yapacakları girişimlerin bulundukları seviyeyi anlatan Göğüş, “Fikir ve tasarım aşamasını tamamlamış ve bir ürün veya servisi hayata geçirmiş dijital girişimlere odaklanıyoruz. Kullanıcıya minimum özelliklerle değer katabilen (MVP) ürünleri hazır olan ve büyümeye başlamış olan dijital girişimlerle ilgileneceğiz” diye konuştu. Göğüş, bu kapsama giren firmaları değerlendirmeye çok kısa bir zaman içinde başlayacaklarını da sözlerine ekledi.

Ekosistemin nabzı tutuldu

The Pitcher 2017’de gün boyunca beş farklı yan etkinlik düzenlendi.

Madalyonun İki Yüzü isimli oturumda, girişimciler ve yatırımcılar kendi gözlüklerinden ekosistemin sorunlarına mercek tuttu. İTÜ ARI Teknokent’in erken aşama kuluçka merkezi İTÜ Çekirdek’te yetiştikten sonra yatırım alan girişimciler ve Türkiye’nin en aktif yatırımcılarından bazıları, İTÜ ARI Teknokent Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Deniz Tunçalp moderatörlüğünde Workinton Levent 199’da bir araya geldi.

Stand & Deliver: Pitching 101 başlıklı seansta ise Peter Hopwood, girişimci ve girişimci adaylarıyla iyi bir sunumun inceliklerini paylaştı. Katılımcılar, bir topluluk veya kamera karşısında konuşurken etkileyici olabilmenin gerekliliklerini öğrendiler.

Günümüzde dev bütçeli direkt pazarlama tekniklerinin yerini, görece düşük bütçeli ve potansiyel müşteriler ile uzun soluklu dostane ilişkiler inşa etmeye odaklanan akılcı muadilleri aldı. İçerik pazarlaması bu muadillerin en iddialılarından bir tanesi. Bir kitleyi anlamak, etkilemek ve kâr edilebilir müşteriler yaratmak için sürekli fakat bilgilendirici içerikler üretimine ve dağıtıma odaklanıyor. CEOtudent’ın kurucusu Yağmur Avvurur ile Pazarlama Türkiye’nin kurucusu Ender Satıcı, The Pitcher 2017 kapsamında düzenledikleri Girişimler İçin İçerik Pazarlaması panelinde, Mehmet Duru moderatörlüğünde yeni oyunun kurallarını anlattı.

Yerel ve küresel girişimcilik ekosisteminin nabzını tutan araştırma şirketi startups.watch’un kurucusu Serkan Ünsal ise Türkiye’de Girişimcilik Ekosisteminin Kısa Tarihi başlıklı konferansında, Türkiye girişimcilik ekosisteminin ilk çeyrek bilançosunu önceki yıllar ile karşılaştırdı, yaşanan gelişmeler ve küresel pazarda etkisini hissettiren trendleri katılımcılar ile paylaştı.

The Pitcher kapsamında duyurulan yeni programlardan bir tanesi de London Bridge Project (LBP) oldu. Etkin Proje ve Sunumo ortaklığıyla hayata geçirilen LBP, tarihi iki köklü ülkeyi teknoloji, inovasyon ve yatırım konularında sıkı sıkıya bağlamak için yola çıkıyor. İngiltere ve Türkiye’de faaliyet gösteren teknoloji tabanlı şirketleri, teknoloji transfer ofisleri ve teknokentleri, üniversiteleri, fon kuruluşlarını (AC, VC vb.), inkübasyon merkezlerini, hızlandırıcıları, dernekleri bir araya getirerek; networking, pazar araştırması, teknoloji araştırması, sunum hizmetleri fonlama, ön satış, satış, lokalizasyon, uluslararası teşvikler, fikri mülkiyet hakları konularında hizmetler vermeye başlıyor.

Vergi giderlerini azaltmak için yasal olarak ‘daha az vergi ödeme’ yolları

Özellikle son çeyrekte, gerek bireysel girişimlerin gerekse ortaklaşa kurulan tüzel girişimlerin sayısında, geçmiş dönemlere nazaran artışların olduğunu gözlemlemekteyiz. Bu artış beraberinde bazı temel sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu sorunların başındaysa işletmeler açısından ‘vergi yükü‘ gelmektedir. Yasal olarak daha az vergi ödemenin yolları vardır.

Altını kalın çizgilerle çizmek gerekirse vergi kaçırmak ile vergiden kaçınmak kesinlikle farklı sonuçları doğurmaktadır. Vergi kaçırmak, kanunların tamamına veya bir kısmına uymamak anlamına gelirken cezası ise ağır para cezalarından başlayıp hapis cezasına uzanan bir süreci içermektedir. Vergiden kaçınmak ise, tamamen hukuk kuralları vergi kanunları içerisinde kalıp, kanunun uygun maddelerini, ticari işletmemizin lehine çevirmektir. Bu yöntem daha çok ‘verginin planlanması’ veya ‘verginin ertelenmesi’ tabirleriyle anlatılabilmektedir.

Bu yazımızda detaya çok girmeden, işletmelerin kanuni çerçeveler içerisinde nasıl daha az vergi ödeyebileceklerini anlatmak ile alakalı olacaktır.

Kanunlarca uygulanan muafiyet ve istisnalardan faydalanmak:

Örnek 1: Son dönemlerde en çok bilinen istisna 29 yaş altı genç girişimci istisnasıdır. Girişimci 75.000 TL’ye kadar olan kazancını gelir vergisinden istisna tutabilmektedir.

Örnek 2: Türkiye’de faaliyeti olmayan şirketlere yapılacak olan yazılım, tasarım, mimarlık hizmetleri kanunda belirtilen şartları taşımak kaydıyla %50 kurumlar vergisi istisnasıdır.

İndirilecek giderlerin tespitini çok iyi yapmak ve ‘kanunen kabul edilmeyen’ giderlerin neler olduğunu belirlemek:

Örnek: Vergiye tabi matrahı bulurken indirilebilecek olan giderler gerek kurumlar vergisi kanununda gerekse gelir vergisi kanununda açıkça belirtilmiştir. Kanunlar nispetinde işin devam ettirilebilmesi için yapılacak giderlerin tespitini doğru yapmak, herhangi bir inceleme esnasında defter ve belgelerde hatalı indirimlerden kaçınmak işletme için önem arz etmektedir.

Duran varlıkların yani; işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve maddi olmayan duran varlıklar şeklindeki vb. iktisadi değerlerin amortismanlarını azalan bakiyeler (hızlandırılmış amortisman) yöntemine göre ayırmak:

Örnek: 10.000 TL’ye satın alınmış bir elektronik cihazın Amortisman süresinin 5 yıl olduğunu varsayalım.

Azalan bakiyeler (1) yöntemine göre amortisman ayırırsak;
100/5= Yıllık %20 oranına göre
1.Yıl: 4.000 TL (%20*2)
2.Yıl: 2.400 TL
3.Yıl: 1.440 TL
4.Yıl: 864 TL
5.Yıl: 1.296 TL (Son kalan bedel)

Normal amortisman (2) yöntemine göre amortisman ayırırsak;
100/5= Yıllık %20 oranına göre
1.Yıl: 2.000 TL
2.Yıl: 2.000 TL
3.Yıl: 2.000 TL
4.Yıl: 2.000 TL
5.Yıl: 2.000 TL

Görüldüğü üzere azalan bakiyeler (1) yönteminde ilk yılda ayırdığımız tutarla normal amortisman (2) yöntemine göre ayırdığımız tutar arasında iki katı bir fark oluşmaktadır. Bu fark ödeyeceğimiz vergiyi doğal olarak azaltacaktır.

Stok maliyeti, fire vb. kalemleri doğru tespit etmek:

Fiyatlar genel düzeyi, kar hesaplamaları, yönetim stratejileri vb. politikalara göre işletmeler ilk giren ilk çıkar veya ortalama maliyet yöntemlerini seçebilir, firelerini tam hesaplayarak doğru maliyeti bulabilir. Doğru maliyeti bulmaksa fazladan ödenecek vergiyi dengeleyecektir.

Serbest Bölge, Teknokent vb. gibi alanlarda şirket kurmak

Türkiyenin özellikle yazılım, kodlama, bilişim, robot ve teknoloji alanlarında ivmelenmesi yeni üretim alanlarının yeni toplanma bölgelerinin doğmasına neden olmuştur. Bunların başında Teknokentler gelmektedir. Teknokentlerde (kanuna ve uygulama alanlarına göre) gelir vergisi, kurumlar vergisi ve kdv’den bir takım istisnalar olduğunu biliyoruz. Keza serbest bölgelerde de aynı istisnalar yine kanunları uyarınca bulunmaktadır.

Kar/Zarar hesaplamalarının yapılacağı dönemlerde satışların bekletilmesini sağlamak

Bu yöntem her ne kadar özellikle perakende satış yapanlar, seri toptan satış yapanlar veya sürekli hizmet veren işletmeler için mümkün olmasa da dönemsel olarak uygulayabilecek işletmeler için güzel bir erteleme yöntemi olabilir.

Gelir vergisi ve kurumlar vergisi mükellefleri için, elde ettikleri kar üzerinden alınan verginin beyannamesi;

  • Mayıs ayı (Ocak-Şubat-Mart) dönemi,
  • Ağustos ayı (Nisan-Mayıs-Haziran) dönemi,
  • Kasım ayı (Temmuz-Ağustos-Eylül) dönemi,
  • Şubat ayı (Ekim-Kasım-Aralık) dönemi şeklinde verilmektedir.

Örnek: Bir internet sitesi yapım işinin 1 günde yapılabildiğini ve bedelininde 20.000 TL olduğunu varsayalım. 30 Mart günü işi yapacağımız müşteriyle görüştüğümüzü ve 31 Martta işi teslim edeceğimizi ve faturasını keseceğimizi varsayarsak;

31 Mart (Ocak-Şubat-Mart) dönemine denk geleceğinden 14 Mayısta verilecek geçici vergi beyannamesiyle vergisi ödenecektir.

  • 20.000 TL’nin %15 vergisi = 3.000 Gelir Vergisi
  • 20.000 TL’nin %20 vergisi = 4.000 Kurumlar Vergisi

Ancak bu işin 1 gün geciktirilebilir olması ve dolayısıyla faturanında 1 gün sonra kesilmesi durumunda;

1 Nisan (Nisan-Mayıs-Haziran) dönemine denk geleceğinden 14 Ağustosta verilecek geçici vergi beyannamesiyle vergisi ödenecektir.

Sonuç olarak 1 gün farkla ödenecek verginin vadesi 3 ay uzayacaktır.

Önemli not: Bu maddede ‘vergiyi doğuran olay’, ‘tahakkuk’, ‘tahsilat’ gibi kanunda özellikle geçen maddeler önem arz etmektedir. Mal veya hizmetin teslim edilmesinden sonra yasal süresinde fatura kesilmelidir.

Nakit sermaye artırımı yapmak

İşletmelerin güçlü sermaye yapısına kavuşmaları, borç almak veya 3. kişilerden kaynak kullanımı yapmak yerine özkaynak kullanımını hedefleyen bu teşvik neticesinde işletmeler vergi yüklerini azaltabilirler.

Örnek: 1 Ocak tarihi itibariyle 1.000.000 TL (Bir Milyon) nakit sermaye artırımı yapan işletme aşağıdaki formülü uygulamak suretiyle kurumlar vergisinden indirim yapabilir.

Art.Serm. X TCMB Faiz Or. X Süre X İndirim Oranı
1.000.000 X 0,16 (yaklaşık) X 1 X %50 = 80.000 TL

80.000 TL Kurumlar vergisinden indirim yapıldığında %20 kurumlar vergisi oranına göre işletmeye 16.000 TL gibi hatırı sayılı bir katkı yapacaktır.

Demirbaş Satış Karlarının Fona Aktarılması

Son olarak bahsedeceğimiz vergi avantajı ise işletmelerin genel olarak büyük sıkıntılar yaşadığı duran varlıklarının satışından elde ettikleri kar ile ilgili olacaktır. İşletmeler kullandıkları cihaz, makine, otomobil vb. duran varlıklarını amortisman süreleri bitişinde yapacakları satışlarda çok fazla kar ediyor gözükmektedirler. Bu yöntemle elde edilecek kar fon hesabında tutulacağından o yılın kazancına eklenmeyecek ve işletmeye nefes aldıracaktır.

Örnek: 250.000 TL bedelle satın alınmış bir cihazın 5 yıl sonra satıldığını ve faydalı ömrünü bitirmiş olmasına rağmen 2.el satışında bir tutar elde edileceğini bununda yaklaşık 75.000 TL olacağını düşünelim. Bu tutar normal şartlarda kurum kazancına ilave edilseydi %20 vergi hesaplamak suretiyle 15.000 TL vergi ödenmek durumunda kalınacaktı.

Ancak 15.000 TL yeni alınacak Demirbaşın amortismanından düşülmesi suretiyle işletme bu vergi yükünden de kurtulmuş olacaktır.

Diğer vergi avantajlarınında neler olduğundan kısaca bahsedecek olursak; Aktife kayıtlı gayrimenkulun 2 yıl sonraki satışları %75 istisnaya tabi tutulabilir, şüpheli hale gelmiş ticari alacaklar için karşılık ayrılabilir, Leasing, kiralama vb. anlaşmalar yapılabilir veya sat-geri kirala yöntemleri kullanılabilir. İmalatçı şirketlerin birleşmeleriyle ortaya çıkacak kazançlarıda %75 oranında 3 yıl boyunca kurumlar vergisinden istisna tutulabilir.

Vergi ve Muhasebe kategorisindeki diğer içeriklerimizi de okuyabilir, vergi avantajlarını takip edebilirsiniz.

Özel araç çağırma uygulaması YOLO, 200 bin dolarlık yeni yatırım aldı

Türkiye’de Uber‘in yerli rakiplerinden biri olan YOLO, 200 bin dolarlık yeni bir yatırım aldığını açıkladı ve karlı bir şirket olmaya bir adım daha yaklaştı.

YOLO, söz konusu yatırımın yarısını yatırımcı Zihni Turgut Güneri‘den diğer yarısını ise 8 farklı yatırımcıdan (bir melek yatırım ağı üzerinden) sağlamış. Zihni Holding’in Yönetim Kurulu Başkanvekili olan Turgut GüneriNew York’tan Türkiye’ye temelli dönüş yaparken Uber modeline çok inanıyordum ve ulaşım teknolojileri sektöründe Türkiye’de yatırım yapmak istiyordum, YOLO’nun başarıyla bu işi yaptığını duyunca, kendileriyle tanıştım ve yatırımcı olmaya karar verdim.” şeklinde bir açıklama yaptı. YOLO Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Çolakoğlu, 2016 sonundaki 16 milyon dolar değerlemeli yatırımı hatırlatarak YOLO’nun yükselen bir değer olduğunun altını çiziyor ve şu açıklamayı paylaşıyor;

Haydar Çolakoğlu

“Yeni yatırımcılarımıza YOLO’ya güvendikleri için teşekkür ediyorum. YOLO, Türkiye’nin milli ve yerli ulaşım teknolojileri şirketidir ve Türk’lerin biraraya gelip uluslararası seviyede bir teknoloji şirketi yaratabileceğinin göstergesidir. Şirketimiz bu ay EBITDA bazında başa-başa gelmiştir. Mevcut durumda kurumsal anlaşmalar ile ciddi bir hacim elde etmiş bulunmaktayız. Bundan sonraki hedef mobil bireysel uygulamada aynı başarıyı tutturmaktır.”

14 çalışan & 250 araç

iOS tarafında önümüzdeki ay bir ‘re-lauch’ yapacaklarını söyleyen Çolakoğlu’nun paylaştığı bilgilere göre YOLO şu anda 14 tam zamanlı çalışan ve 250 araç sayısı ile yoluna devam ediyor. Herhangi bir anda 50’ye yakın aracın sürüş halinde olduğu söyleyen Çolakoğlu “Sadece müşteri dostu değil, aynı zamanda yatırımcı dostu bir şirket olmak bizim için kuruluşumuzdan beri bir ilkedir.” diyor ve yurtdışında da aynı şekilde büyümek istediklerini paylaşıyor.

The Pitcher 2017 birincisi eSportAkademi.com kurucusu Galip Sina Berik ile röportaj

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da gerçekleştirilen The Pitcher 2017 etkinliğinin birincisi eSportAkademi.com kurucusu ve 17 yaşında olan Galip Sina Berik oldu.

eSportAkademi, Türkiye’deki tek eSpor özel dersi ve coaching hizmeti veren platformdur.

Sina ile gerçekleştirdiğimiz kısa röportajı izleyelim.

Workup, teknoloji girişimleri için girişimcilik destek programı

Workup, yöneticilerinden Safiye Sütlüdere ile gerçekleştirdiğimiz kısa özel röportaj. Teknoloji tabanlı girişimler için Workup girişimcilik destek programına başvurabilirsiniz.

Türkiye İş Bankası’ndan teknoloji girişimleri için yeni girişimcilik programı: Workup

Türkiye İş Bankası, teknoloji girişimlerini destekleyecek olduğu yeni girişimcilik programı Workup‘ı duyurdu. Bu girişim destek programına katılarak, teknoloji tabanlı iş fikrinle hayallerini gerçeğe dönüştürebilirsin.

Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcıları Sn. Yalçın Sezen ve Sn. Hakan Aran ile girişimcilerin yanında olduğunu belirten ‘fikrine inanan Startup’ların yanındayız‘ başlıklı video röportajı da Mart ayı içerisinde yayınlamıştık.

Workup, Türkiye İş Bankası’nın ana destekçisi olduğu, Kolektif House tarafından yürütülen, teknoloji odaklı girişimleri desteklemek için tasarlanmış bir girişimcilik programıdır. Buradaki girişimcilerin iş fikirleri, ölçeklenebilir ve sürdürülebilir iş modellerine dönüşür. Girişimcilere ihtiyaç duyacakları birçok konuda eğitimleri ve teknik destek verilir.

Hangi tür girişimcileri seçiyorsunuz diye sorduğumuzda, belli bir alandan söz etmediler. Fikrin teknoloji tabanlı olması yeterlidir dediler. Burada akıllara sadece fintech girişimlere destek verildiğinin gelmemesini de özellikle söylediler.

Workup program yöneticisi Safiye Sütlüdere ile gerçekleştirdiğimiz kısa özel röportaj.

Workup‘ta seni neler bekliyor?

  • Kolektif House Levent’teki Workup alanında yaşama ve çalışma imkanı,
  • Ekosistemin sevilen kişilerinden mentorluk desteği,
  • Girişimin için ihtiyacın olacak teknik ve altyapı desteği,
  • Girişimini hızlandırmana yardımcı olacak eğitimler,
  • Muhasebe, mali müşavirlik ve hukuk desteği,
  • Alanlarında başarılı şirketlerde iş bağlantıları kurma desteği.

Son Başvuru: 30 Nisan 2017

Workup başvuruları 30 Nisan’da sona eriyor. Siz de teknoloji tabanlı fikrinizle bu programa şimdi başvurabilirsiniz.

Biz de Türkiye İş Bankası’nın düzenlemiş olduğu bu programla ilgili detaylı bilgileri en güncel şekilde aktarıyor olacağız.

Aklınıza takılan soruları yorum alarak yazabilirseniz, sizin için yetkililerden bilgi alıp cevaplandırmaya çalışacağız.

Şirket kurulum aşamasında girişiminiz için hangi tür şirketi kurmalısınız?

Girişimlerin şirketleşme süreçlerinde, karar vermesi gereken kritik konulardan birini seçecekleri şirket türü oluşturmaktadır. O kadar ki, hukukçu olarak girişimlerle ilgili karşılaştığımız soru ve sorunların çoğunluğunu, yapılan yanlış seçimler nedeniyle şirket türünün nasıl değiştirilebileceği, ortaklıktan nasıl çıkılabileceği, hisse devrindeki zorlukların nasıl aşılabileceği oluşturmaktadır.

Bu sebeple, şirketleşmeyi düşünen girişimler için tavsiye ettiğimiz yapılanma “Anonim Şirket” yapılanmasıdır. Zaten, yatırım alma aşamasında, yatırım şirketleri de çoğunlukla girişimin bir anonim şirket şeklinde kurulmasını şart koşmaktadır.

Bunun ilk ve öncelikli sebebinin yapısal olduğunu söyleyebiliriz. Girişimlerin en büyük hedeflerinden biri, girişimlerine yatırımcı bulmaktır. Yatırımcı bulunduğunda ise, yatırımcının kolaylıkla şirkete girebilmesi ve istediğinde çıkabilmesi gerekmektedir. Anonim şirket yapılanmasında, hisse senetleri, tescil ve noter işlemleri gibi formalitelere gerek kalmaksızın, hatta çoğu zaman bir sözleşmeye dahi gerek kalmadan pay senedi bastırılması yoluyla devredilebilmektedir.

Pay senetlerinin devri olanağı devirlerdeki vergisel yükümlülükleri de azaltmaktadır. Aynı şekilde, anonim şirketler çok sayıda hissedarın bir arada olmasını elveren bir yapılanma olup şirket hedefleri tutturulup büyüdükçe profesyonel bir yönetim sağlanması açısından da idealdir. Kısa vadeli bir yaklaşım yerine uzun vadeli bir bakış açısıyla şirketinizi kurmak daha sağlıklı olacağından kurumsallaşmaya ve bu kapsamda kurumsal yönetime de en uygun şirket türü anonim şirketin tercih edilmesi yerinde olacaktır. Bu perspektiften yaklaşıldığında halka arz gibi farklı finansman modellerine en yatkın şirket türü de anonim ortaklıktır.

Anonim şirketin tercih edilmesi için diğer bir sebep, anonim şirket hisse devirlerinde, pay senedi veya ilmuhaber kullanılması durumunda devreden ve devralan hissedarların vergi kolaylıklarından yararlanabilmesidir. Anonim şirketlerde pay sahipleri, yalnızca getirmeyi üstlendikleri sermaye tutarıyla şirkete karşı sorumlu olup limited şirketten farklı olarak, ortakların kamu borçlarında da sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu da girişimler için önemli bir avantaj teşkil etmektedir.

Yukarıdaki açıklamalar bir arada değerlendirildiğinde her ne kadar kuruluş için gereken minimum sermaye miktarı en yüksek şirket türü olsa da (50.000-TL) girişimlerin sorumluluk, maliyet ve yatırımcı çekmedeki başarıları açısından, girişimciler için en avantajlı şirket türü olduğu söylenebilecektir.

Adgager, pazarlama araştırmasının geleceğini değiştirmek istiyor

Adgager, uzun sürelerde tamamlanan, yüklü maliyetlere sebep olan, manipülatif bilgi ve zorlu operasyonlar gerektiren pazarlama araştırma süreçlerine yepyeni bir anlayış getiriyor. İstenilen zaman diliminde, kolay ve hızlı bir biçimde araştırmalar başlatmanızı ve şeffaf bir şekilde takip etmenize imkan tanıyarak pazarlama araştırmalarının geleceğinin temellerini atıyor.

Yeni nesil bir araştırma servisi olan Adgager, kullanıcılarının markalara içerik üretebilmelerini ve fikir vermelerini sağlarken; satın alma alışkanlıkları, yeni konseptlerin test edilmesi veya marka gücünün ölçümü gibi araştırmalarının yanında ürün testleri, metaforik değerlendirmeler ve kalitatif yöntemler ile süreci destekliyor ve tüm tüketici araştırmalarını çevrimiçi, hedefli, şeffaf ve çok hızlı şekilde gerçekleştiriyor.

2015 yılı sonunda Umut Vural tarafından tohumları atılan proje, 2016 yılı Haziran ayında CTO olarak kurucu ekibe katılan Besim Vatan’la beraber can bulmaya başladı. Henüz fikir aşamasındayken projeye inanan ve 32 ülkede yapmış olduğu pazarlama araştırması çalışmalarıyla ekibe tecrübe katan Ayşe Topçu’yla beraber Adgager tohumları filizlenme sürecine girdi.

Adgager kurucusu ve CEO’su Umut Vural, geleneksel araştırma yöntemlerinin, araştırma yapan kişilere ya da kurumlara ne derece doğru bilgiler verdiğinin sorgulanması gerektiğini belirtirken; Adgager’ın yenilikçi yapısını şu şekilde açıklıyor:

“Yüklü maliyetleri ve uzun bir zamana yayılımı nedeniyle pek çok kişi ya da kurum pazarlama araştırması yapmaktan kaçınıyor. Geleneksel yöntemler, bu faktörleri göze alıp da araştırmayı yaptıranlara çoğu zaman anlamlı sonuçlar çıkartamıyor. Bunun nedeni ise esas olarak hedef kitleye ulaşamamaktan, ulaşılsa bile araştırma yöntemleri sebebiyle doğru cevaplara ulaşılamama risklerinin mevcut olmasından kaynaklanıyor. Öte yandan manipülasyona açık fokus grup gibi teknikler de araştırma sürecinin kalitesini düşürüyor.
Adgager, tamamen çevrimiçi olarak yürütülen bir sistem. Buna göre belli kriterlerden geçirdikten sonra ‘Gager’ adını verdiğimiz juri üyelerini ve son kullanıcıları bünyemizde topluyoruz. Kişiler ya da firmalar hedef kitlelerini Adgager üzerinden kendi panelleri aracılığıyla belirliyor; ucu açık, çoktan seçmeli veya puanlama sistemli sorularla hedef kitlenin tam olarak konuyla ilgili ne düşündüğünü birinci elden öğrenebiliyor. Gagerlar sistem içerisinde kullanabilecekleri “GAG” adını verdiğimiz kazançları elde ediyorlar. Gagerlar GAGlerini nakite, ödüle, bağışa veya eğitime dönüştürebiliyorlar. Böylelikle Adgager ile hem fikirlerini anlatmakta güçlük çeken, muhatap bulamayan yaratıcı ve nitelikli toplum bireylerine hem de araştırma yaptıranlara fayda sağlayan pazarlama araştırma yöntemini hayata geçirmiş bulunuyoruz.”

Adgager kullanıcılarına “Gager” ismini veriyor. Sadece Türkiye’de 15.000’den fazla Gager Eposta, GSM ve T.C Kimlik numaralarıyla doğrulanmış her türlü pazarlama fikrinin, ürünün etkin ve en hızlı şekilde hayata geçirilmesi için görüş bildirmek, cevap vermek için hazır ve çok heyecanlı. Gagerların vizyonları, motivasyonları ve nitelikleri sayesinde çok hızlı sonuç alınmasını sağlayan Adgager, geçtiğimiz hafta gerçekleşen en son araştırmasında 700 cevap/saat rekorunu kırdı.

İTÜ Çekirdek 2016 yılı ilk çağrı projelerinden olan Adgager, Big BANG 2016 yarışmasından da 2 ödülle birden ayrılan nadir projelerden. Şu an 12 kişilik dinamik ekibiyle İTÜ MAGNET bünyesinde çalışmalarına devam ediyor.

Yenilebilir su baloncuğu Ooho ile plastik su şişeleri tarihe karışabilir

İngiltere merkezli bir girişim Ooho ile plastik su şişelerinin tarihe karışacağı ve şişe atıklarının artık daha da azalacağı bekleniyor. Böylelikle sağlıklı sürdürülebilir bir dünya için önemli adımlardan biri atılmış oluyor. İnovasyon diye buna denir.

Ooho, tamamen organik bir yapı üzerine kurulu olarak yosun ve bitkilerden oluşuyor. Bu girişim şu an Crowdcube üzerinden fon topluyor. Girişim 2.9 milyon pound üzerinden değerleniyor. Fonlama sitesinde 400 bin pound’luk hedef ikiye katlanmış durumda.

Ooho, bir su baloncuğudur. Dışarısındaki zar tüketilmediği takdirde 6 hafta gibi bir sürede doğada çözünerek kayboluyor. Böylelikle plastik su şişelerinin oluşturduğu çevre kirliliğinin önüne geçilmiş oluyor.

egirişim içerisinde artık dünyadaki girişimcilik ekosistemlerinde olanları da takip edebileceksiniz.

Pubinno, 1.4 milyon TL’lik 2. tur yatırımını 3 ayrı ülkeden katılan yatırıcımlarla gerçekleştirdi

Sizlere daha öncesinde yatırım haberini duyurduğumuz Pubinno, Yunan VC şirketi VentureFriends, Trivago CEO’su Rolf Schrömgens, Keiretsu Forum Türkiye’den Emre Sayın, Nexus Ventures ve İstanbul Startup Angels, girişimin ilk yatırımcısı Fatih İşbecer ve bağımsız melek yatırımcılar Emre Göltepe ile Ömer Bakırcı’dan 1.4 Milyon TL yatırım aldı. Pubinno, Şubat ayında Türkiye’nin en başarılı 100 Startup‘ı listesinde de gösterildi.

Pubinno, akıllı bira muslukları üzerine yerli bir IoT girişimdir. Bardağa konulacak biranın en iyi şekilde kaliteli olmasını ayarlıyor, barların en çok yaşadığı sıkıntılardan biri olan fire oranını neredeyse sıfıra indiriyor çünkü taşmayı engelliyor, tek tuşla bira doldurmayı sağlıyor, günlük kaç bardak bira satılmış gibi detaylı raporlar sunarak işin geliştirilmesini sağlıyor.

Pubinno kurucusu Can Algül, bu yatırımı Taptronics isimli akıllı bira musluğunun 2. versiyonunu geliştirmek için ve globalde diğer pazarlara açılmak için kullanacaklarmış. Ayrıca “Bu turda, Avrupa’nın 2 farklı ülkesinden yatırımcı girmesi, global vizyonumuz ve satış planlarımız anlamında önemliydi. Bu kaynağı, ürünün çok daha hızlı ölçeklenebilir yeni versiyonunun geliştirmesinde ve satış ağı kurmakta harcayacağız.” dedi.

Ayrıca Pubinno San Francisco’daki operasyonunu genişletiyor. Girişimin açık pozisyonları için hemen pubinno.com/careers adresini ziyaret edin.

Pubinno ile ilgili gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.