Ana Sayfa Blog Sayfa 1050

Girişiminiz için ekip kurarken daha önceden birlikte çalışmış olanları tercih edin

Bir girişimdeki kurucu ortakların birbirini tanımasına ve daha önceden birlikte işler yapmış olmasına yatırımcılar ve mentorlar tarafından özellikle dikkat edilmesine hepimiz rastlamışızdır. Bir kaç “pitching” izlemiş olanlar, yatırımcıların “peki siz birbirinizi ne kadar zamandır tanıyorsunuz” ya da “birlikte daha önce bir şey yaptınız mı” tarzı sorularına kulak misafiri olmuştur. Emin olun yatırımcı ya da mentor arkadaşlar bunu zaten başınızda var olan onlarca derdi daha da arttırmak için sormuyorlar. Deneyimleri, bu sorunun ve cevabının proje başarısı ile orantılı olduğunu söylediği için bu sorular ile karşılaşıyorsunuz.

Kurucu ortaklar bir yana, bir girişimdeki yazılım geliştirici ekibin birlikte toplam çalışma tecrübelerinin yüksekliğinin de işin başarısını etkilediği konusunda ahkam kesmek istiyorum. Oxford Üniversitesi’nden David Upton’ın yürüttüğü, 1.004 ayrı proje üstünde çalışan 11.376 kişi ile yaptığı “Ekibi bir arada tutmanın/ekibin uzun süreli birlikte çalışmasının gizli yararları” konulu HBR’de 2013 yılında da yayımlanan bir araştırmanın sonuçlarında şöyle bir şey var.

Eğer bir yazılım ekibindeki birlikte çalışmış olma tecrübesi %50 artarsa, ortaya çıkan ürün %19 daha az hatalı ve bütçeden sapma oranı da %30 daha az oluyor.

Araştırmaya göre, bir ekibin birlikte çalışmaya ne kadar aşina olduğu, her bir bireyin kendi başına ne kadar tecrübeli olduğundan da önemli bir performans göstergesi haline geliyor.

Girişimciler ne yapsın?

Daha önceki yıllarda kurumsal firmalardaki IT ekipleri proje verimliliği ile ilgili birkaç çalışma yapmıştım. Bahsettiğim HBR’deki araştırmanın çok benzeri sonuçlar elde etmiştim. Daha sonraki yıllarda kurumsal hayattan vazgeçip girişim dünyasına girdiğimde de gözlemlerim bu yönde oldu.

Girişim dünyası için ilk bakışta biraz alakasız bir araştırma gibi gelebilir. Bir çok girişim, zaten kurucu ortaklardan en az birisinin teknik becerileri ile yola çıkıyor. Ancak konu, fikrinizin başarısı olduğunda, ekip, takım ya da çalışma arkadaşları kavramlarının önemi neredeyse fikrinizin kendisinden bile önemli hale geldiği yadsınamaz. Fikriniz dünyayı değiştirecek nitelikte devrimsel olsa bile, bunu yürütebilecek ve gerçekleştirebilecek bir ekip ile birlikte hareket edemiyorsanız, başarısız olma olasılığınız çok yüksek olur. Neydi mottomuz? Fikir 1 kuruş, gerçekleştirme/sürdürebilme 99 kuruş.

Örnekler, örnekler, örnekler…

Bu konunun matematiğine varsayımsal bir örnek ile hızlıca bakalım (evet, hepimiz matematiği, dokümantasyonu ve tabloları çok severiz girişimciler olarak). Bu varsayımsal örnekte seçimi bir robota bıraktığınızı ve robotun “sadece” tablodaki verileri göre karar verdiğini düşünmenizi istiyorum (Terminator bu iş için çok uygun olmayabilir, belki başka bir robot!). Yoksa bir ekip seçerken değerlendirilecek konular içinde “kişilik”, “uyum”, “ego”, “fikre inanmışlık”, “adanmışlık” gibi onlarca insani konuların da çok önemli gerek-şart olduklarını hepimiz kabul ediyoruz.

Diyelim ki bir yazılım projeniz var ve işin teknik geliştirme kısmı ile ilgili kendinizin ya da kurucu ortaklardan birisinin üstlenebileceği bir birikiminiz, yazılım geçmişiniz de yok. Yani işi bir yazılım ekibi ile birlikte yapacaksınız. Ekip kurmak için arayıştasınız, etrafınızı bilgilendirdiniz, kendi tanıdık ağınızdakiler ile görüştünüz, sosyal medyada ilanlar yayınladınız. Birbirini tanıyan üç arkadaş size geliyor ve bu işi üstlenebileceklerini ve MVP’yi 3 ayda tamamlayabileceklerini söylüyorlar. Karşılığında da sizden (tamamen varsayımsal değer olan) 15 adet elma istiyorlar. Diğer yandan, yine aynı işinizi yapabilme potansiyeli olan üç ayrı kişi sizden toplamda 10 adet elma istiyor. İşi de toplamda 2.5 ayda tamamlayabilecekleri bilgisini elde ediyorsunuz. Özgeçmişlere, geçmiş tecrübelere bakıyor ve şöyle bir sonuç ortaya çıkarıyorsunuz:

Ekip adı

Bireysel tecrübe toplamı

Tutar

Teslim Süresi

Ekip 1

6 + 5 + 4 = 15 yıl

15 elma

3 ay

Ekip 2

6 + 7 + 6 = 19 yıl

10 elma

2.5 ay

Not: Bireysel tecrübe toplamı = her bir bireyin kendi alanındaki tecrübe yılı toplamı

Sonuca sadece Excel rakamları olarak bir finans uzmanı gözüyle ya da bahsettiğimiz robot gözü ile baktığımızda, rakamlar 1. ekip için pek iç açıcı değil. Hem süre daha uzun, hem de istenilen ücret diğer ekibin toplam maliyetine göre %25 daha fazla. Yani her ay için 1. ekip sizden 5 elma isterken, diğer ekip de aslında her ay için 4 elma talep etmekte gibi görülüyor. Ayrıca bireysel tecrübelerine bakıldığında, Ekip 2’deki herkesin ciddi bir birikimi olduğu da görülüyor. Kolay ve matematiksel seçim sizin 2. ekibi seçmeniz yönünde baskılıyor. Maliyet ve ürünü piyasa çıkarma konusunda Ekip 2 gerçekten çok avantajlı durumdalar. 

Ancak, burada özellikle deneyimsiz yatırımcıların gözden kaçırdıkları, deneyimlilerin ise çok ilgilendiği en önemli değer, araştırmaların da ortaya koyduğu gibi, “Birlikte iş yapma süreleri”. Bunu da yukarıdaki tabloya yerleştirdiğimizde işler biraz farklı görülmeye başlıyor.

Ekip adı

Birlikte iş yapma süreleri

Bireysel tecrübe toplamı

Tutar

Süre

Ekip 1

4 yıl

6 + 5 + 4 = 15 yıl

15 elma

3 ay

Ekip 2

0.5 yıl

6 + 7 + 6 = 19 yıl

10 elma

2.5 ay

Deneyimli bir yatırımcı, buradaki birlikte çalışma süresinin, projeyi başarabilmeyi ve çıkan ürünün kalitesini ne kadar etkilediğini bilecek ve büyük ihtimalle Ekip 1 yönünde oy kullanacaktır. Deneyimsiz ve sadece maliyet eksenli bakış açısına sahip birisinin ise, Ekip 2’de ısrarcı olması daha muhtemeldir.

Yapılacak çok iş var…

Ekip içinde daha önceden birlikte proje yapmış olmak, hem profesyonel olarak iş aktarımlarının hangi dilde, ne şekilde yapıldığını daha önceden netleştirmiş olacak, hem de birlikte bir işi daha tamamlamanın mutluluğunu yaşatacaktır. UI ile ya da UX ile ilgili konuda çalışan ekip arkadaşınıza “login sürecini X projesinde yaptığımız gibi yapalım” demek, “login süreci için şu şekilde talepler olmuş, bunu da şöyle şöyle yapalım” demekten çok daha hızlı sonuca götürecektir.

Ekip üyelerinin birbirleriyle uzun süreler çalışıyor olmasının performans güçlendirici bir değer olduğunu hem deneyimlerimiz ile hem de araştırmalar sayesinde biliyoruz. Ancak, özellikle yazılım gibi yaratıcılık da gerektiren konularda çok uzun süredir birlikte çalışmış olan ekiplerin yüksek performanslarının, yıllar geçtikçe düşüşe geçtiği de bir gerçek. Bu durumda ekip içindeki alışkanlıkların değiştirilmesine yöneliyor olmak, bu konuda çaba sarfediyor olmak çözüm olabilir. Çoğu yerde dediğimiz gibi; fikri oluşturmak kolay, önemli olan onu nasıl işletebildiğimiz.

Nintendo, güvenlik kusurlarını bulan hackerlara 20 bin dolara kadar ödül verecek

Nintendo, son konsolundaki güvenlik açıklarının bulunması için çalışmalara başladı. Büyük bir güvenlik problemi bulan ve gönderene 20.000 dolara kadar ödeme yapacaklarını açıkladılar. Bulunan güvenlik kusurlarının büyüklüğüne göre ödeme bandı 100 dolar ile 20.000 dolar arasında değişiyor.

Bu proje kapsamında 2016’nın aralık ayında 3 kişi ödülünü almıştı. Şirket özellikle ; Kullanıcı alanından imtiyaz tırmanışı, çekirdek ele geçirilmesi, ARM® TrustZone® ele geçirilmesi ve kullanıcı alanı ele geçirilmesi (uygulamalar için) alanlarındaki güvenlik açıklarını arıyor.

Rapora uygun yeni bir güvenlik açığı bulursanız Nintendo, raporu aldıktan ve sorunu düzelttikten dört ay sonra sizi ödüllendiriyor. Ayrıca Google ve Facebook‘un da dahil olduğu birçok başarılı teknoloji şirketi, bu tarz programlar sunarak, açıkları fark edebilecek İnsanlardan ekipler oluşturuyor.

GCIP, temiz teknolojiler girişimcilik hızlandırma programı başvuruları başladı

GCIP; Türkiye’de, TÜBİTAK‘ın ev sahipliğinde Birleşmiş Milletler Sınai ve Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) tarafından 2014 yılından beri temiz teknolojiler alanında yürütülmekte olan bir girişimcilik hızlandırma programıdır. Program ulusal ve uluslararası iki aşamadan oluşmaktadır. Ulusal aşamada iş fikri ön değerlendirmeden geçen girişimci takım mentorluk ve eğitim destekleriyle projesini geliştirir. Kamu ve özel sektörden çok sayıda paydaşı ve destekçisi olan program katılımcılara program süresince ve sonrasında çeşitli tanıtım ve sermayeye ulaşım destekleri de sağlar.

Son Başvuru: 10 Mayıs 2017

Başvuruların 10 Mayıs 2017’ye kadar devam ettiği programa ‘Yenilenebilir Enerji’, ‘Enerji Verimliliği’, ‘Atık Yönetimi’, ‘Su Verimliliği’, ‘Yeşil Binalar’, ‘Ulaşım’ ve ‘İleri Malzemeler’ kategorilerinde fikri olan herkes www.turkey.cleantechopen.org adresinden başvuru yapabilir.

GCIP 2017 Başvuru Kategorileri

Programın ulusal aşaması sonunda düzenlenen yarışmada birinci seçilen takım 50.000 TL olan Ulusal Birincilik Ödülü’nü, ikinci seçilen takım 25.000 TL İkincilik Ödülü’nü ve üçüncü seçilen takım 15.000 TL Üçüncülük Ödülü’nü almaya ve aynı zamanda Silikon Vadisi’nde gerçekleşen Global Forum’da ülkemizi projeleri ile temsil etmeye hak kazanırlar. Burada Global Forum’un sunduğu küresel yatırımcılar, iş çevreleri ve uluslararası mentorlar ile tanışma ve küresel platformda diğer ülke ekipleri ile yarışma fırsatı da yakalarlar.

New York merkezli Makaron üreticisi Woops, franchising ile büyümeye devam ediyor

Woops CEO’su Raj Bhatt 2012’de New York’un Bryant Parkında bir dükkan açtı ve sadece dokuz haftada 200 bin dolarlık satış yaptı. 2015 yılında bayilik yapmaya başlayan marka Austin, Boston ve Tucson da dahil olmak üzere ülkenin 33 noktasına kadar yayılmayı başardı. Woops bu yıl alışveriş merkezi franchisingleri ile büyümeye devam ediyor.

Makaron, dünyanın birçok ülkesinde yapılan tatlıdır. Acıbadem kurabiyesi, Fındıklı makaron, Cevizli makaron gibi birçok çeşitleri vardır. İsteğe göre fındık, ceviz, badem eklenerek şeker ve yumurta beyazı ile yapılır. (Vikipedi)

Entrepreneur.com’un Woops ile gerçekleştirdiği röportaj.

Alışveriş merkezleri risk altında bu sizi etkilemiyor mu?

Alışveriş merkezi endüstrisi zor bir vakit geçiriyor.Ancak en lüks alışveriş merkezleri halen mükemmel bir müşteri trafiği yaşamakta.Alışverişe gelen müşteriler alışılagelmiş mağazalar dışında özel bir hizmet istiyorlar. Bizi seçmelerinde ki en büyük etken de büfemizin güzel görünmesi ve müşterilerimizi özel hissettirecek bir hizmet sunmamızdır. Büfe işimiz büyüdükçe kafe işine de girmeye karar verdik. Taze hamur işleri, kahve, makaron ve küçük Avrupa tarzı sandviçlerle bir kafeye ihtiyacımız olduğunu düşündük. Kafe konseptini de denedik ve çok iyi bir sonuç aldık.Woops Bakeshop olarak kafe sektörüne de girmeye başladık.

Makaron trendinin sona ermesinden korkuyor musunuz?

Trendlerden hep endişe duyarım. Her şeyin raf ömrü vardır. Ancak, makaronların çok uzun zamandır trend olduğu New York’ta bile satışlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Büyük şehirlerin dışında, insanların hala makaronların ne olduğunu bilmediklerini görüyoruz. Birçok kişi görüntüsü sebebi ile sabun olduğunu düşünüyor. Bizim hedefimiz önümüzdeki 10 yıl içerisinde temel ürün olarak makaron satmak değil, Amerikan kitleye dünyanın en iyi şekerlemelerini de sunabilmektir. Kafelerimizde, Belçika gofretleri, geleneksel rugelach, Arjantin alfajores gibi birçok ürün bulunmaktadır.

Makaron yapmak zor. Bayilikleriniz bunu nasıl başarıyor?

Fırınımız Bronx’ta kurulu haldedir. Nakliye işlemleri için özel bir sistem kullanıyoruz. Makaronların iki bisküvisi ve ganajını bir araya getirdikten sonra, onları dondurulmuş olarak naklediyoruz. Ürünün taze kalmasını sağlamak için yaptığımız birçok formülümüz bulunmakta. Diğer hamur işlerini ise nakliye işleminden önce hazırlayıp, nakliye sonrasında taze olarak pişiriyoruz. İş akışını düzenleyici birçok sistemimiz bulunmakta ve ürünlerin en taze halini müşterilere sunmak için gece gündüz çalışma halindeyiz.

Fransızlara bir gün yenileceğinizi düşünüyor musunuz?

Makaronlarımızın hem yapım hem de satış aşamasında diğer yerlere göre daha titiz davrandığımızı düşünüyorum. Ürünlerimizi elimizden geldiğince Amerikanlaştırmıyoruz. Her yıl yaptığımız gibi Bryant Park’ta standımızı açıp uluslararası bir müşteri trafiği yakalıyoruz. Ve müşterilerimizden her zaman makaronlarımızın Paris’teki makaronlar kadar iyi olduğunu duyuyor ve gururlanıyoruz.

BiTaksi, son yaşanan güvenlik olayından sonra uygulamada bazı güncellemeler yaptı

BiTaksi, geçtiğimiz haftalarda bir sürücü ile yolcu arasında yaşanan ve güvenlik açığından kaynaklanan bir sorundan dolayı önemli derecede sıkıntı yaşadı. Sosyal medyada ve uygulama marketlerinde ciddi derecede tepki ve eksi puan aldı.

BiTaksi ise, daha iyi hizmet vermek, kaybettiği kullanıcıları geri kazanmak ve güvenlik açıklarını kapatmak amacıyla bazı önemli geliştirmeler yaptı.

Bu geliştirmeler;

  • Yolculara memnun kalmadığı sürücülerle bir daha eşleşmeme imkanı tanındı.
  • Yolculuğun sonunda, yolcu “Sürücüyle bir daha eşleştirme” seçeneğini tıkladığında, süresiz olarak bir daha o sürücüyle eşleşmeyecek.
  • Yolcu “Sürücüyle bir daha eşleştirme” seçeneğini tıklamasa bile, sürücüye 1 veya 2 yıldız vermesi halinde sürücüyle 1 yıl süreyle eşleşmeyecek.
  • 1 ve 2 yıldız verilen yorumlar sürücüler tarafından görüntülenmeyecek. Bu yorumları sadece BiTaksi değerlendirecek, sürücüye belli bir zaman sonra toplu ve anonim halde geri bildirimde bulunulacak.
  • Yolculuğun sonuna “Müşteri Hizmetleri Beni Arasın” seçeneği eklendi. Bu sayede, yolcuların müşteri hizmetlerindeki muhtemel yoğunluktan etkilenmeden BiTaksi ile iletişime geçebilmesi kolaylaştırıldı.
  • BiTaksi sürücüsü olarak sistemde kalmak için gereken yıldız ortalamasını 5 üzerinden 4 yerine 4,5’e çıkarıldı ve ortalaması 4 ile 4,5 arasında olan sürücülere ortalamalarını yükseltmeleri için 1 aylık geçiş süresi tanındı.

Bu geliştirmelerin BiTaksi’ye etkisini, zamanla yapılacak olan resmi açıklamada göreceğiz.

Tapu.com, mevcut yatırımcılarından 1.2 milyon dolarlık yeni tur yatırım aldı

Değerleme raporlu tapuların, açık artırmayla alıcılarını ve fiyat seviyesini bulduğu pazar yeri Tapu.com, 1.2 Milyon dolarlık yeni tur yatırımını aldı.

Şirketin mevcut yatırımcılarından Earlybird, Can Yücaoğlu ve Banu Küçükel tarafından gerçekleştirilen yatırımla birlikte, Tapu.com’un kuruluşundan itibaren aldığı toplam yatırım miktarı yaklaşık 3 milyon dolara yükseldi.

Tapu.com; Hasan Aslanoba‘dan 500 bin dolar ve sonrasında da aynı yatırımcılardan yaklaşık 1.3 milyon dolar yatırım almıştı.

Türkiye’de 57 şehirde satış tamamlayan ve ayda ortalama 50 tapu (gayrimenkul) satışı gerçekleştiren Tapu.com, bu yatırım turundan sonra 12-15 ay içinde yeni yatırım beklendiği söyleniyor.

1 Milyon TL’lik yeni yatırım alan Kolay Randevu, Ankara’ya açıldı

2015 yılı başında kurulan ve kısa sürede güzellik sektörüne online randevu sistemini getirmesiyle devrim yaparak ezberleri bozan Kolay Randevu, Kasım 2016’da yatırım aldığı mevcut yatırımcıları Altay Tınar, Joachim Behrendt, Ömer Erkmen, BIC Angels, Enern, Miton ve Protos‘tan 2. yatırım turunun devamı niteliğinde, 1 milyon TL’lik yeni yatırım aldı. Bu yatırımla birlikte Ankara’da da hizmet vermeye başladı.

Uğur Çivi “İlk hedefimiz İstanbul’daki başarımızı Ankara’da da göstermek”

Kolay Randevu kurucu ortağı Uğur Çivi, İstanbul’da faaliyete başlamalarından bu yana geçen yaklaşık 2 senelik sürede aylık 30.000 randevu barajını aştıklarını belirterek, sıradaki hedefin bu başarıyı Ankara ve İzmir başta olmak üzere Türkiye’nin diğer büyük illerine de taşımak olduğunu da söylerek cümlelerine şöyle devam etti; “İstanbul’lu güzellik işletmeleri ve son kullanıcılar bizi çok sevdi. Bir süredir diğer şehirlerde de hizmet vermeye başlamamız konusunda üzerimizde tatlı bir baskı vardı. Aldığımız yeni yatırımla birlikte açılımımıza Ankara ile başladık. Sırada ise İzmir var.” dedi.

Kolay Randevu üzerinden randevu alınabilen salonların arasında Mehmet Tatlı, MOS, Ali Gür, Bayram Bal gibi zincir güzellik işletmelerinin yanı sıra ünlülerin uğrak noktası olan Muammer Yaprakgül, Sabit Akkaya, Adem Terzi gibi bir çok marka salon da bulunuyor.

Restoranların, Çiçekçilerin, Doktorların ardından Güzellik İşletmeleri de İnternette!

Uğur Çivi, Türkiye’de sayıları 100.000’i aşan kuaför, berber, güzellik salonu, manikür salonu vb. güzellik işletmesi bulunduğunu belirterek, şimdiye kadar farklı girişimlerin başarılı çabalarıyla restoranlar, doktorlar, çiçekçiler, taksiciler gibi farklı sektörlerden işletmelerin işlerini internete taşıyarak yeni çağa ayak uydurmak konusunda öncü olduklarını belirterek, güzellik sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin de bu yola girmesinde geç bile kalındığını belirtti.

Güzellik işletmeleri dijitalleşme sürecinde her ne kadar yarışa geç başlamış da olsalar, Kolay Randevu sayesinde güzellik sektörünün bayrağı kısa sürede eline alacağı konusunda emin olduklarını belirten Çivi, henüz birkaç yıl öncesine kadar neredeyse tamamen geleneksel yöntemlerle işlerin yürüdüğü sektörde önümüzdeki yıllarda köklü ve büyük bir değişime önayak olmayı misyon edindiklerini iletti.

Yerli ve yabancı yatırımcıların güveni artarak devam ediyor

Daha önce Türkiye’den Altay Tınar, Ömer Erkmen ve Joachim Behrendt öncülüğünde BIC Angels yatırımcılarından ve Çek Cumhuriyeti merkezli VC (Yatırım Fonu)’ler Enern ve Miton ile Polonya merkezli Protos’tan toplamda 2 milyon Türk Lirası yatırım alan Kolay Randevu, son yatırım ile birlikte aldığı toplam yatırım tutarını 3 milyon Türk Lirası’na çıkarttı.

Çivi, Türkiye’nin özellikle 2016 yılında içinden geçtiği zorlu dönemde yerli yatırımcılar dahi daha dikkatli davranmaya çalışırken, yerli yatırımcılarına ek olarak 2 farklı ülkeden 3 VC’yi Kolay Randevu’ya, dolayısıyla da Türkiye’ye yatırım yapmaya ikna ederken gösterdikleri başarıyı, geçen sürede ortaya koydukları hızlı büyüme ile birlikte taçlandırdıklarını ve mevcut yatırımcıların Kolay Randevu’ya olan inancının son yatırımla birlikte daha da perçinlendiğinin göründüğünü belirtti.

Doğu Avrupa pazarındaki liderliğini sağlamlaştırıyor

2016 yılında Polonya’nın en büyük online güzellik randevu platformu Lavito ile aynı çatı altında birleşerek bu alanda Doğu Avrupa’nın en büyük oyuncusu haline geldiklerini hatırlatan Uğur Çivi, hem Kolay Randevu’nun hem de Lavito’nun ülkelerinde gösterdiği hızlı büyümeyle birlikte Doğu Avrupa pazarındaki liderliklerini daha da sağlamlaştırdıklarını belirtti.

Kolay Randevu ile daha önce gerçekleştirdiğimiz röportaj

Ünlü tasarımcıların ürünlerini kapınıza getiren Londra merkezli uygulama: Farfetch

Londra merkezli moda teknolojileri girişimi Farfetch, yeni kurduğu partnerlik sayesinde Gucci markalı giyim ürünleri ve aksesuarlarını 90 dakikada kapınıza getiriyor. Geleceğin mağazası olarak adlandırılan girişim, geçtiğimiz çarşamba günü Gucci ile yaptığı ortaklığı duyurdu.

Farfetch, müşterilerin; lüks markaların mağazadaki ürünleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmalarını amaçlayan bir yazılım olarak ortaya çıktı. Müşteriler Farfetch uygulaması ve web sitesi aracılığıyla seçkin Gucci ürünlerinden alışveriş yapabilecek. Londra, New York, Dubai, Los Angeles, Madrid, Miami, Milano, Sao Paulo, Tokyo ve Paris’teki mağazalardan yapılabilecek olan alışverişlerde, ürünlerin kapınıza gelme süresi ise 90 dakika. Girişimin gönderim yaptığı ülkeler arasında Türkiye de var.

2008 yılında lüks butikler için bir eticaret firması olan Farfetch, şu an tasarımcılar için teknoloji sağlayıcısı konumunda. Ayrıca web sitesinde Yves Saint Laurent ve Armani ürünlere de ulaşmak mümkün.

Farfetch’in sunduğu hizmetler ise çok çeşitli. Mesela bir müşteri mağazaya girdiğinde akıllı telefonu ile daha önceden giriş yapmış olduğu uygulama sayesinde, o mağazadan geçmişte hangi ürünleri aldığını görebiliyor. Böylece uygulama karşısına beğenebileceği ürünleri de öneri şeklinde sunuyor.

Girişim ayrıca, müşterilerin ünlü ayakkabı tasarımcısı Nicholas Kirkwood’dan farklı deriler renkler deneyerek özelleştirilmiş ayakkabılar tasarlamasını ve sipariş etmesini sağlayacak bir ‘holografik ekran’ sergiliyor. Farfetch’in bu teknolojisi de ilerleyen zamanlarda, daha önce NewYork’ta satın almış olduğu bir butikte sergilenecek.

Dünyadaki girişimlerde neler olduğunu egirişim’den artık takip edebileceksiniz.

Avustralya merkezli Fleet Space, geleceğin İnterneti için Nano Uydu Filosu inşa etmek istiyor

Her şeyin İnternete bağlanabileceği bir geleceğe doğru ilerliyoruz. Peki bunu kaldıracak alt yapımız var mı? Avustralya merkezli bir girişim olan Fleet Space Technologies, nano uyduların, İnternet alt yapısının omurgasını oluşturmasını istiyor. Bu amaçla şirket, geçtiğimiz hafta 5 milyon dolarlık bir bütçe açıkladı.

Şirketin CEO’su ve kurucu ortağı Flavia Tata Nardini, 2025 yılına kadar 75 milyon cihazın, doğru araçlar olmadığı için İnternete bağlanamayacağını farkettiklerini belirtti ve şu sözleri ekledi. ”Bizim amacımız bu devrimi gerçekleştirmek. Çünkü bu durum gelecekte yaşanacak ve çözüm sanıldığı kadar kolay olmayacak.” dedi.

Nano uydular geçmişte ve günümüzde gözlem ve haritalama gibi bir çok ticari faaliyette kullanıldı. Avustralyalı Chris Boshuizen tarafından kurulan California şirketi Plant Labs, bu alanda oldukça iyi bir şirket. Ancak Nardini, kuracakları filonun sanayi genelindeki akıllı cihazların ve sensörlerin ağa bağlamasına da yardımcı olmasını istiyor.

Şu an için şirket, 2018’de ilk uyduları fırlatmadan önce, tarım, nakliye, petrol ve doğalgaz gibi farklı pazarlarda pilot programlar yapmayı planlıyor. Eğer planlar tutarsa önümüzdeki 4 yıl boyunca 100 nano uydu çevirimiçi olacak.

Birçok ülkede aktif olacaklarını söyleyen şirket, Avrupa genelinde özel bir uzay ajansı kurulması gerektiğini de düşünüyor. Hükümetlerin de gelecek yıllar için, bu alanda önemli yatırımlar yapmasının gerekli ve önemli olduğunu düşünüyor.

Hürriyet, İnternet girişimlerini desteklemek için yatırım şirketi ‘Hürriyet Ventures’ kuruyor

Hürriyet CEO’su Çağlar Göğüş, Hürriyet ile Doğan Holding çatısı altında bulunan Öncü Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş. ile birlikte hareket ederek dijital girişimlere yatırımlar yapacakları Hürriyet Ventures’ın kurulacağını duyurdu.

Hürriyet’in yatırım yapmayı hedeflediği sektörlere değinen Çağlar Göğüş, şunları söyledi: “Yatırım yapacağımız ana sektörlerin başında içerik, reklam, yayıncılık ve iletişim teknolojileri, seri ilanlar ve ilgili pazaryerleri geliyor.” Yatırım yapacakları girişimlerin bulundukları seviyeyi anlatan Göğüş, “Fikir ve tasarım aşamasını tamamlamış ve bir ürün veya servisi hayata geçirmiş dijital girişimlere odaklanıyoruz. Kullanıcıya minimum özelliklerle değer katabilen (MVP) ürünleri hazır olan ve büyümeye başlamış olan dijital girişimlerle ilgileneceğiz” diye konuştu.

Göğüş, bu kapsama giren firmaları değerlendirmeye çok kısa bir zaman içinde başlayacaklarını da sözlerine ekledi.

Hürriyet Ventures‘la ilgili gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.