Ana Sayfa Blog Sayfa 1031

Coding Autisim: Otistik insanların yazılım alanında istihdam edilmesini sağlayan yeni girişim

Otizmli insanlar yeni girişim Coding Autisim ile yazılım programlama alanında ihtiyaç duydukları destek becerileri elde edebilecek. Bu girişimin en önemli özelliği ise yine Otizmli insanlar tarafından yapılmış olması!

Faaliyetlerine bu ay başlayan Coding Autisim, otistik insanlara kodlama, web geliştirme ve yazılım mühendisliği becerilerini öğretmek üzere Los Angeles’ta bir okul geliştiriyor.

Coding Autisim Programına katılanlar, teknoloji yeteneklerini geliştirmek için 15 haftalık tam zamanlı bir hazırlık kampına katılacaklar. Programda ayrıca atölye çalışmaları, kariyer danışmanlığı, mülakat hazırlığı ve profesyonel danışmanlara erişim de bulunmaktadır. Bu programdan mezun olduktan sonra, katılımcıların yazılım programlama alanında çalışması mümkün olacak. Öğrenciler ayrıca, Coding Autisim’in web sitesinde portföylerini sergileyecekler, böylece potansiyel işverenler onları rahatlıkla bulabilecek.

Coding Autisim’in kurucu ortağı ve CEO’su Oliver Thornton, kendisi gibi otistik insanlara istikrarlı, kârlı teknoloji mesleklerine başlamasına yardımcı olan bu programı hayata geçirdi.
Thornton, projeyi tanıtan bir videoda “Otistik bireylerin mesleklerinde ve yaşamlarında başarılı olabilmeleri için bir başarı formu hazırlıyoruz” dedi.

ABD’de 68 yetişkinin yaklaşık 1’i otizmli. Otizm oran olarak oldukça yüksek olmasına rağmen, otizm spektrumu bozuklukları hakkındaki damgalama ve yanlış kavramalar, özellikle istihdam söz konusu olduğunda, işverenler tarafından sıcak bakılmıyor. Birleşmiş Milletler rapolarına göre, çalışma yaşında olan otistik insanların işsizlik oranının yüzde 80 civarlarında olduğu tahmin ediliyor.

Her yıl teknoloji endüstrisinde yaklaşık 500.000 programlama ve mühendislik işi açılıyor, yeni yeteneklerin mesleğe girmesi için muazzam bir potansiyel var. Ancak bu pozisyonların yalnızca yüzde 1’i otistik yetenekle doludur. Bununla birlikte, birçok otistik yetişkin kodlama otizmine göre, tekrar endüstri görevlerine duyulan özen nedeniyle, teknoloji endüstrisinde mükemmelleşti.

Bir program katılımcısı videoda “Bence birçok otistik insan yazılım programlama yapmaktan hoşlanıyor, çünkü bu alan aklınızı kullanmanızı sağlıyor.” diye vurguladı.

Coding Autisim, 15 öğrencinin açılış sınıfının eğitim ücretini tamamen karşılayacak şekilde hazırlanmaktadır. Thornton, programın otistik yetişkinler için istihdam açığını kapatmakla kalmadığını da dile getirdi. Aynı zamanda otistik toplumun temel perspektifini de dahil ederek teknoloji şirketlerini ve ürünlerini iyileştirmekle ilgilidir.

Thornton, “Otizmle yetişkinlerin otizm uzmanlaşmış kodlayıcı kapsamlı programla eğitilmesi sayesinde, şirketlerin işgücünü çeşitlendirmeye, şirketlerinin ve ekiplerinin kültürünü genişletmeye ve faaliyetlerinde yeniliği sağlamaya yönelik kapılar açıyoruz” dedi.

İlk kodlama sınıfı, bu yıl yaz ayının başında başlayacak. Los Angeles’ta çalışmalarına başlayan Coding Autisim, ilgi ve katılım artması durumunda ABD’ye yayılmak istiyor.

Etohum-Deloitte iş birliği ile büyük şirketlerin girişimcilerle buluşmasına geri sayım başladı

Etohum, Türkiye’de ilk kez kurumsal şirketlerle yenilikçi girişimcileri “Early Customer Demo Day for Brands” etkinliğinde bir araya getiriyor. Deloitte işbirliği ile 23 Mayıs’ta düzenlenecek Demo Day’le, şirketlerin bu girişimlerle erken aşamada işbirliği yaparak iş dünyasında bir adım öne geçmeleri hedefleniyor.

Etohum, Deloitte işbirliği ile düzenleyeceği Early Customer Demo Day for Brands etkinliğiyle Türkiye’de bir ilki gerçekleştiriyor ve kurumsal şirketlerle yenilikçi çözümleri olan girişimleri bir araya getiriyor. 23 Mayıs Çarşamba günü Deloitte Maslak’ta düzenlenecek Demo Day’de, kurumsal şirketler ve girişimciler erken aşamada buluşarak ortak fayda elde edecek. Allianz, Aygaz, Hepsiburada, Vestel Ventures, RKT Energy, ING Bank, Opet ve Tofaş gibi şirketler Etohum tarafından seçilmiş girişimleri dinleyecek ve bu girişimlerle erken aşama işbirliği yapma fırsatı elde edecekler.

Demo Day’in girişimcilere olduğu kadar şirketlere de faydası olacağını belirten Etohum Kurucusu Burak Büyükdemir, “Gerçekleştirdiğimiz bu etkinlik ile büyük kurumsal şirketlere yetenekli girişimcileri ve onların piyasa sunduğu ürünleri keşfetme fırsatı sunuyoruz. Kurguladığımız bu model sayesinde büyük şirketler de girişimcilik ekosistemine dâhil olacak. Bir yandan pazara ürün sunmuş girişimcileri desteklerken, diğer yandan bu girişimlerle kendi iş süreçlerini geliştirecekler. Girişimciler de ulaşmakta zorlandıkları kurumlara ürünlerini kolaylıkla sunarak satışlarını artırma şansını elde etmiş olacak” dedi.

Gripper’da ödüllerin değeri 1 milyon TL’ye yaklaştı

Kısa sürede şehir kaşiflerinden ve işletmelerden büyük ilgi gören konum tabanlı ödül kazanma uygulaması Gripper, 2017 yılında da büyümesini sürdürüyor.

Üye iş yerlerinin tanımladığı ödülleri, kullanıcıların mobil cihazları yardımıyla yakaladığı ve yakalarken hem eğlendiği hem de kazandığı konum tabanlı ödül yakalama uygulaması Gripper, verdiği ödüller ile büyümesine hız kesmeden devam ediyor.

2017 yılının başından bu yana 2 bin 455 yeni üye ve 52 yeni şirketin daha katıldığı uygulama, 62 bin 518 kullanıcıya ulaşırken üye şirket sayısını da 411’ye yükseltti.

Bugüne kadar yaklaşık 900 bin TL değerinde, 179 bin 904 ödül dağıtan uygulama üzerinden bu yılın ilk çeyreğinde en çok ilgili gören ödüller ise sırasıyla sinema bileti, burger, nargile, kahve ve lahmacun oldu.

Garajyeri – Kişiden Kişiye Araç Kiralama Platformu

Garajyeri.com kurucu ortağı Arda Aşkın ile girişimi üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.

Garajyeri.com’da en ucuz fiyatla araç kiralama ister web sitesi ister Garajyeri mobil uygulaması üzerinden internetten birkaç tıkla kolayca gerçekleştirebilir. İstanbul’da araçları sahibinden en hesaplı fiyatlara güvenle kiralayabilirsin. Araç kiralamak istediğiniz yer ve tarih için mahallendeki kiralamaya uygun olan araçları listeleyerek, fiyatlarını karşılaştırabilirsin.

Sosyal girişim Otsimo, iOS’tan sonra artık Android’de de yayında

Otizm sendromlu çocuklara ücretsiz eğitsel oyunlar ve çocukların ailelerine yapay zekaya dayalı kontrol imkanı sunan sosyal girişimcilik örneği mobil platform Otsimo, artık Android’de (indir) de hizmet vermeye başladı.

Otsimo otizmli çocukların yoğun ve kaliteli bir eğitim almaları için çocuklara gereken ve eksik kalan eğitimin akıllı cihazlar aracılığıyla evde verilmesini sağlayan bir mobil uygulama. Otsimo, bundan böyle Android kullanıcılarına da hizmet veriyor. Otsimo Android uygulamasını indiren kullanıcılar Otsimo Aile ve Otsimo Çocuk’a tek yerden ulaşabiliyor.

Otsimo’nun Çocuk bölümü içinde otizmliler için kanıtlanmış bir eğitim methodu olan Uygulamalı Davranış Analizi (ABA) tekniği uygulanarak geliştirilen oyunlar bulunuyor. Uygulama sayesinde çocuklar için en doğru oyunları açmak ve onları eğitmek oldukça kolay.

Otsimo’nun Aile bölümünde ise kullanıcılar çocukları hakkında bütün bilgilere erişebiliyor. Karneler ve istatistiklerden, uzaktan kontrole ve eğitimi optimize etmeye kadar birçok ayar yapılabiliyor.

Aileler, Otsimo Aile üstünden çocuğunun karnesini ve uygulama hakkındaki en yeni bilgileri alabiliyor, “Eğitim” bölümünden özel olarak oluşturulmuş evde otizm eğitimi hakkında bilgilere ulaşıyor, “Oyunlar” bölümünden yeni oyunlar ekleyebiliyor ve var olan oyunların ayarlarını yapabiliyor, “Ayarlar” bölümünden ise uygulamalar hakkındaki bütün ayarlara ve bilgilere ulaşabiliyorlar.

Google Play’den şimdi indirin.

Bankalararası Kart Merkezi’nden dijital teknoloji ve sosyal sorumluluğu buluşturan girişim

BKM’nin yeni uygulamasıyla okuyucular yerli ve yabancı birçok esere, sivil toplum kuruşlarına yapacakları 1 TL bağış karşılığında ulaşılabilecekler. Aralarında Startups.watch’un kurucusu Serkan Ünsal’ın son kitabı “Dijital Girişimci İçin Ürün Yönetimi”nin de bulunduğu yayınlara erişim için yapılan bağışlar farklı birçok sivil toplum kuruluşuna (STK) ulaşıyor.

Teknoloji ve finans sektörüne değer katan yerli-yabancı kaynakları çeviri ve yayıncılık hizmetiyle okuyucuyla buluşturan BKM, attığı adımlarla dijital girişimciliğe yeni bir boyut getiriyor. Geliştirilen yeni uygulamayla artık bkm.com.tr sitesi altında yer alan BKM Yayınları’nda her bir e-kitabın bir QR kodu oluyor. Okuyucular BKM Express dijital cüzdanının “QR ile ödeme” özelliği sayesinde sivil toplum kuruluşlarına (STK) yaptıkları 1 TL’lik bağış ile diledikleri esere ulaşıyor. Bu uygulamayla sektöre ve ekosisteme değer katan eserler okuyucuyla buluşturulurken, STK’lara da destek sağlanmış oluyor.

Dijital yayıncılık aracılığıyla TEGV’e Destek

BKM Yayınları’na son eklenen e-kitaplardan biri de Startups.watch’un kurucusu Serkan Ünsal’ın “Dijital Girişimci İçin Ürün Yönetimi” oldu. Tecrübeli bir dijital girişimci olan Serkan Ünsal’ın yeni kitabı dijital dönüşüm adına fark yaratmak isteyen tüm kurumlar için bir rehber niteliğinde. Dijital girişimcilik adına stratejik bir yol haritası olan kitap, bilişim dünyasında bir ürün piyasaya sürmek isteyen veya sürmüş, yolun başındaki tüm girişimcilere ve ürün yöneticisi adaylara ulaşmayı amaçlıyor. “Dijital Girişimci İçin Ürün Yönetimi” e-kitabının QR kodu okutularak yapılan 1 TL değerindeki bağış Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’na (TEGV) ulaşacak.

BKM’nin sivil toplum kuruluşlarına desteğini sürdüreceğini belirten BKM Genel Müdürü Dr. Soner Canko, yeni uygulama hakkında şunları söyledi: “Biz de BKM olarak yayınlarımızda, pek çok alanda kendini geliştirmek isteyenlere doğru içeriği sunarken sosyal faydayı da gözetiyoruz. Kolay ve güvenilir dijital cüzdanımız BKM Express ile ilk günden bu yana ödemenin olduğu her alanda kullanıcıların hayatlarını kolaylaştırıyoruz. Bağış işlemleri de bunun bir parçası. Yuvarla, Givin ve AskıdaNevar gibi sosyal girişimlere verdiğimiz destek ve Facebook Messenger üzerinden chatbot teknolojisi ile e-bağış uygulamamız da bu vizyonun ürünleridir.”

İstanbul merkezli girişim reflect, sürdürülebilir moda kavramına yeni bir bakış açısı getiriyor

Türkiye’den inovasyona dayalı girişimlerin son zamanlarda önem kazandığının farkındayız. İstanbul merkezli olarak yola çıkan reflect, oluşturduğu katılımcı ve sürdürülebilir tasarım anlayışı ile moda alanına yeni bir bakış açısı geliştirmeyi hedeflerken, bir yandan da toplumda sanatın gücüyle bir farkındalık yaratmayı amaçlıyor.

Dört kurucu ortak Eray Erdoğan, Edipcan Yıldız, Ece Altunmaral ve Egemen Filiz tarafından kurulan girişim, Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen Sürdürülebilir Kalkınma İçin Küresel Hedefler doğrultusunda, “sorumlu üretim” ve “sorumlu tüketim” kavramlarını çıkış noktası olarak seçti.

Kuruculardan Ece‘nin yaptığı açıklamada: “Artık satın aldığımız ürünlerin hikayesini, üretim şartlarını, kullanılan materyalleri, markanın kuruluş amacını, çevreye verdiği zararı, topluma kattıklarını merak ediyoruz, önemsiyoruz. Global araştırma şirketi Nielsen’in “Global Survey of Corporate Social Responsibility” araştırmasında dünya çapında katılımcıların %66sı eğer bir şirket çevreye duyarlıysa ve sosyal bir amaca hizmet ediyorsa sunulan ürün veya hizmete daha fazla para vermeye hazır olduğunu belirtmiş. Biz de bu doğrultuda sorumlu üretim ve sorumlu tüketim konularında fark yaratacağına inandığımız bir tasarım anlayışı sunuyoruz ve tüm sosyal farkındalığı yüksek insanları bu değişime ortak olmaya davet ediyoruz.” dedi.

Üretimin her aşamasında adil ticaret şartlarının gözetildiğinden ve kullanılan her materyalin
çevre dostu (organik, geri dönüştürülmüş veya ileri dönüştürülmüş) olduğundan emin olan
marka; üretimden, paketleme ve dağıtıma kadar bütün süreçlerini sürdürülebilir bir
çerçevede yapıyor.

Sertifikalı organik üretim ve sınırlı sayıda ürün

“Hızlı moda” için kullanılan zararlı kimyasallar ve sentetik ilaçlar çevreyi geri dönüştürülemez
bir şekilde kirletirken, reflect ekolojik dengeyi korumak ve bu duruma karşı harekete geçmek
için organik üretimi tercih ediyor. Seri üretime ve aşırı tüketime karşı bir duruş sergileyen
markanın tüm ürünleri sıkı denetimlere tabi GOTS ve GRS sertifikalı, sınırlı sayıda ve uzun
vadeli kullanımı hedefliyor.

reflect, insanları sanat terapisi ile tasarım sürecinin bir parçası hâline getiriyor

Ürün tasarım sürecinde, insanların yaratıcılığını, kimliğini ve ifadelerini merkezine
alıyor. Ürünün arkasındaki hikâyeyi tasarım sürecinin bir parçası haline getirerek, insanların
ürünle duygusal ve kültürel bir bağ kurmasına yardımcı oluyor.

Ayrıca girişim “Sürdürülebilir Kalkınma İçin Küresel Hedefler”de yer alan başlıklarla ilgili bir meseleye eğiliyor ve bu meselelerden müzdarip dezavantajlı insanlar ile sanat terapisi atölyeleri düzenliyor. Sanat terapisinin, insanların kendilerini ve yaşadıkları sosyal sorunları en açık ve doğal bir biçimde ifade ettiği yöntem olduğuna inanan reflect, sosyal sorunlar etrafında geliştirdiği sanat terapileri ile insanların deneyimlerini yansıtmaları için çalışıyor.

İlk koleksiyon: “Solidarity

Her koleksiyonda farklı bir sosyal meseleye odaklanacak reflect’in “Solidarity” adını taşıyan
ilk koleksiyonu “Eğitimde Fırsat Eşitsizliği” konusuyla ilişkili olarak İstanbul’daki Suriyeli çocukların eğitime entegrasyonunu hedefliyor. İlhamını ise İstanbul’da yaşayan Suriyeli mülteci çocuklar ile gerçekleştirilen sanat terapisinden alıyor. Hayatlarındaki savaş, göç, kaos, komün yaşam gibi büyük kavramlar, reflect’in atölyesi ile farklı bir anlam kazandı ve tuvallere yansıdı. Çocukların hayal gücünden ortaya çıkan imgeler de, genç tasarımcıların ve sanatçıların yorumlamalarıyla reflect’in ürünlerine nakış ile yansıdı.

Koleksiyondan satın alınan ürünlerin tüm tasarım maliyeti Small Projects Istanbul’un Suriyeli mültecilerin eğitime entegrasyonu üzerine çalışılan “Back to School” projesine aktarılacak.

Girişimle ilgili gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

Başakşehir Living Lab’de IOT uygulamaları ile Akıllı Şehirler Hackathon’u gerçekleştirildi

İTÜ IEEE Öğrenci Kolu işbirliği ile düzenlenen Akıllı Şehirler – Internet Of Things Hackathon’u 28-29 Nisan tarihlerinde Başakşehir Living Lab’de gerçekleştirildi. Vatandaşlara yönelik çözümler, hizmet, akıllı uygulamalar gibi Başakşehir’e özel konularda fikirlerin üretildiği program iki gün sürdü. Konu belirleme, ekip, fikir oluşturma ve projelendirme aşamalarından geçen çalışmalar iki gün süresinde sunuma hazır hale getirildi.

Konu ile ilgili eğitimlerin de yer aldığı Hackathon’da alanında uzman danışmanlar katılımcılara yol göstererek projelerini geliştirmelerini sağladı. Lise ve üniversite öğrencilerinden oluşan katılımcıların yer aldığı etkinlikte, İTÜ Ayazağa Kampüsü ve Çapa Fen Lisesi’nden servisler kaldırılarak Living Lab merkezine ulaşım sağlandı. Yoğun bir katılımla başlayan etkinlikte, ilk olarak katılımcılara Başakşehir ilçesinin genel yapısı ve çağrı merkezi istatistiklerine göre vatandaş talepleri aktarıldı. Hackathon kurallarının ve işleyişin anlatılmasıyla devam eden çalışma, üç ile beş kişilik ekiplerin projelerini hayata geçirip, IOT Uygulamaları ile Akıllı Şehirler Hackathon’u IBM Bluemix eğitimi ile devam eden etkinlik, ikinci gününde jüriye anlatmalarıyla son buldu. İki günlük Hackathon’un sonunda etkinliğe katılan tüm öğrencilere sertifika verildi.

Başakşehir için özgün fikirler yarıştı

30 Nisan günü İTÜ Ayazağa Kampüsü’nde gerçekleştirilen IoT Line Fair 2017 fuarında da, Başakşehir Belediyesi Bilgi Teknolojileri Şefi Soner Dedeoğlu’nun sunumuyla, hem gerçekleştirilen Hackathon’un değerlendirmesi yapıldı, hem de Başakşehir Belediyesi’nin akıllı şehir ve Living Lab vizyonları fuar katılımcılarına aktarıldı.

İki gün süresince oluşturdukları projeler ve sundukları fikirlerle Başakşehir’e yeni bir değer katmaya çalışan öğrenciler etkinlikle ilgili memnuniyetlerini dile getirdi.

İTÜ Öğrencisi Ece Sayılı, “İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencisiyim, fikir alışverişinde bulunup beyin fırtınası yapabildiğimiz güzel bir atmosfer oldu. Herkes kendi branşında fikirlerimizi nasıl birleştirebiliriz bunu tartışıyoruz. Biz şehir merkezinde okuyan insanlar olarak Başakşehir’de böyle modern bir merkez beklemiyorduk. Başakşehir’e karşı ilgimiz arttı diyebilirim.

İTÜ Öğrencisi Cemre Özkan,” Kendimi okul ortamında gibi hissetim hatta çok daha rahat hissediyorum diyebilirim. Beklediğimden daha keyifli bir ortam ve etkinlik oldu benim için.”
Özgür Milletsever, “ İTÜ Elektrik Mühendisliği öğrencisiyim. Katılan herkes için çok faydalı bir etkinlik olduğunu düşünüyorum. Öğrenirken bunları geliştirme şansımız olacak. Living Lab Merkezi’ne ilk gelişim ve ortam beni çok etkiledi. Her imkanın olduğu çok güzel bir merkez yapılmış.”

KOAH ve astım hastaları için mobil sağlık platformu Spirohome, tohum yatırım aldı

KOAH hastalarının tedavilerini takip etmeleri için nefes test cihazı ve mobil uygulamadan oluşan sağlık platformu SpirohomeACT Venture Partners ve 500 Startups Istanbul’dan tohum yatırım aldı. ODTÜ Teknokent firması olan Spirohome, aldığı bu yatırımı ürünün ticarileşmesinde ve seri üretimde kullanacakmış.

Kistik Fibrosis ve meslek hastalarının akciğer değerlerini hastaneye gitmeden takip etmelerine imkan sağlayan Spirohome, kullanıcılarının ilaç kullanımlarını ve tedavi süreçlerini kontrol altında tutarak nefes krizleri ile acil servis ziyaretlerinin önüne geçmeye çalışıyor.

Kurucu ortaklardan Kerem Yaşar, Spirohome’un 2017’nin son çeyreğinde satışa sunmayı planladıklarını söylüyor. Şu an ön sipariş toplayan Spirohome’un hedeflediği pazarlarla ilgili de Yaşar şunları söylüyor: “Ürün belgelendirme süreci ardından Türkiye ile beraber Avrupa pazarında da satışa çıkacak. Geçtiğimiz iki yıl prototiplerimizle katıldığımız fuarlarda güzel bir ilgi topladık. İngiltere ve Almanya’dan potansiyel müşterilerimiz bulunuyor.

Kerem Yaşar, 2014 yılı verilerine göre dünyada 500 milyonun üzerinde solunum hastası olduğunu vurguluyor. Girişim, aldığı yatırımla birlikte, kısa sürede ürününü satışa hazır hale getirebilir ve  AB pazarı için CE, ABD için de FDA belgelerini alarak ticarileşme sürecini tamamlayabilir.

Girişimle ilgili gelişmeleri sizlere aktarmaya devam edeceğiz.

Segmentify, Seedstars Gobal Summit’te 3000 girişim arasından ilk 12’ye seçildi

Bu ay Lozan’da Seedstars Gobal Summit yapıldı. Büyük ödül bu defa başka güzel bir projeye gitti. Türk girişimlerinden Segmentify da bu summitte Türkiye’yi temsil ederek yerini aldı.

Segmentify, bu yarışmaya başvuran 3000 girişim arasından, en iyi 65 girişim arasına girerek Lozan’a gitme hakkını elde etti ve Lozan sahnesinde 1 dakikalık pitch (sunum) hakkı kazandı.

1 dakikalık sunum sonucunda başarılı olan girişim, 12 finalist arasında yerini aldı ve etkinlikte 2. gün gerçekleştirilen 5 dakikalık sunum hakkını elde etti.

Etkinliğin son gününde Seedstars Gobal Summit sahnesinde 5 dakikalık sunum yapan Segmentify, ilk 3 arasına giremese de, 3000 girişim arasından ilk 12’ye girerek büyük bir başarı elde etti diyebiliriz.

Segmentify’ı tebrik ediyoruz.