Ana Sayfa Blog Sayfa 879

Spatial, toplantılara arttırılmış gerçeklik teknolojisi kazandırıyor

Bir sanal gerçeklik platformu olan Spatial, Uno kurucu ortağı ve Expa kurucusu Garrett Camp’ın yer aldığı iNovia Capital‘den 8 milyon dolarlık tohum fonu ile lansmanına başladı.

Bu güne dek gelişen AR teknolojileri oyun, eğlence ya da mekansal gözlemler için kullanıldı Spatial ise iş toplantıları için kullanılmasını amaçlıyor. Aslında Google Hangouts ve Zoom gibi toplantı yapılabilen uygulamalar sanal toplantı imkanı sağlıyor Spatial ise daha efektif toplantılar için sanal toplantı anlayışına gerçeklik boyutunu kazandırıyor.

Spatial geleceği olan hatta geleceğin tamamını kapsayacak bir platform, gelecekte insanların hologram kimliği ile var olabilecekleri düşünüldüğünde Spatial bu durumun başlangıç noktalarından biri olabilir.

Platform iki ana özellik barındırıyor. İlki insanların toplantı yapacağı kişilerle yüz yüze görüştüklerini hissetmeyi, diğeri ise kullanılan bir dizi aracı odanızda görüntüleyebileceğiniz sonsuz bir masaüstü olarak kullanmayı sağlayabilmesi.

Sanal gerçeklik toplantısı için AR gözlüğü açıp mevcut ortam taranır ve Spatial bu alanı toplantıdaki diğer kişilerle paylaşır ve onların mekana katılmalarını sağlar. Spatial sayesinde odanın etrafına baktığınızda iş arkadaşlarınızı görebilir ve onlarla etkileşime geçebilirsiniz. Spatial platformunun asıl heycan verici kısmı ise paylaşılan döküman, web sitesi, resim ve sizin veya takım arkadaşlarınızın paylaşım alanına eklediği not yada fotoğraflar ile etkileşime girebilmeyi sağlaması.

Şuan Spatial uygulamasını kullanan çok az şirket var bu firmalardan biri de Ford X, uzaktan işbirliği ve ekiplerin yazılım testleri için kullanıyor. Spatial şimdilik 20 kişiye kadar kullanıcıyı destekliyor ancak amacı yüzlerce kişiyi ölçeklendirmek.

KoçSistem, SD-WAN hizmetini paylaşımlı olarak sunmaya başlıyor

KoçSistem, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek yeni nesil network teknolojisi SD-WAN hizmetini, veri merkezleri üzerinden “paylaşımlı” olarak sunuyor. Versa Networks ile yapılan iş birliği sonucunda hayata geçen yazılım tabanlı SD-WAN teknolojisi, şirketlerin network ağlarını en verimli şekilde yönetebilmelerine imkân tanıyor.

KoçSistem özel bulutu üzerinden paylaşıma açık yazılım tabanlı SD-WAN hizmetinin sektörde ilk ve tek olduğunu dile getiren KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca; “Bu uygulama ile müşterilerimizin karmaşık bilgi teknolojileri süreçlerini basitleştirecek ve teknolojik alt yapı maliyetlerinden tasarruf etmelerini sağlayacağız. KoçSistem olarak kullanıcıların tek cihazla çoklu işlem yapmasına olanak tanıyarak doğru bir servis sağlayıcı ile çalışmanın tüm avantajlarını müşterilerimize sunacağız. Aynı zamanda, performans sorunlarını da çözmeyi amaçlıyoruz. Otomasyonel yapısıyla insan hatasını en aza indiren çözümümüz ile şirketlerin karmaşık süreçlerini en verimli şekilde yönetebilmelerini sağlarken; networkleri üzerinde daha önce hiç olmadıkları kadar kontrol sahibi olmalarını mümkün hale getireceğiz” dedi.

KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca

Dijital dönüşüm için network dönüşümü şart

KoçSistem’in SD-WAN çözümü yazılım tabanlı, otomatik, programlanabilir, proaktif ve iş odaklı oluşu ile eski network yapılarından farklılaşarak öne çıkıyor. SD- WAN çözümü ile yönetim ve performans sorunları geride kalırken birçok farklı özelliğiyle de firmalara yepyeni bir iletişim deneyimi sunuyor.

Türkiye’nin 81 ilinde konum bağımsız olarak verilecek hizmet sayesinde networkler 7/24 izlenecek ve SD-WAN yapılarındaki olası sorunlara anında destek hizmeti sağlanacak. SD-WAN çözümü; güvenlik, yüksek kullanılabilirlik, hızlı şube açılışı, taşıma, gelişmiş izleme, raporlama, daha az maliyet ile daha yüksek bant genişliği gibi faydaları da beraberinde getirecek.

SD-WAN çözümü ile neler yapılabilir?

  • Tak çalıştır kurulum ile dakikalar içerisinde yeni şube açılışları.
  • Birden fazla hat birleştirme ile yüksek bant genişliği.
  • Gelişmiş trafik mühendisliği sayesinde hat dengeleme ve kesintisiz iletişim.
  • Tek cihaz üzerinden kolay yönetim ve servis değişiklikleri imkânı.
  • Uygulama seviyesine kadar uçtan uca detaylı görüntüleme ve raporlama.

Biyonik yenilenebilir enerji girişimi BREN, Tarvenn’den 2.4 milyon TL değerleme ile yatırım aldı

Yenilenebilir sınırsız enerji çözümleri sunan BREN, 2,4 milyon TL değerleme ile ilk yatırımını Tarvenn‘den aldı. Geliştirdiği hibrit nano jeneratörler sayesinde, yüzeyler arasındaki sıcaklık farkından elektrik enerjisi üretebilen BREN girişimi, farklı alanlarda bireysel ve kurumsal çözümler sunarak enerji tasarrufu sağlamayı ve birçok cihazın pil ve şarj problemini ortadan kaldırmayı hedefliyor.

Dünyanın en başarılı kuluçka merkezlerinden biri olan İTÜ Çekirdek bünyesinde çalışmalarını sürdüren BREN, sıcaklık farkını, titreşim ve hareketi elektrik enerjisine dönüştürebilen hibrit nano jeneratör sayesinde birçok farklı alandaki atık enerjiden elektrik üretebiliyor. Kurumsal çözümlerin yanı sıra bireysel müşteriler için ürettiği akıllı giyilebilir bileklik sayesinde vücut sıcaklık ve hareketinden enerji elde ederek bu enerjiyi akıllı cihaz şarj etmekten lokasyon paylaşımına kadar farklı alanlarda kullanma imkânı sunabiliyor.

BREN yenilenebilir enerji ile tasarruf sağlıyor

BREN kurumsal çözümüyle, endüstriyel ekipmanların atık ısılarını kullanarak, yüzeyler arasındaki sıcaklık farkını elektrik enerjisine dönüştürüyor. Böylece fabrikaların ve endüstriyel üreticilerin tesislerinde enerji tasarrufu yapmasını ve elektrik faturalarını düşürmelerini sağlıyor. Bireysel alanda ise vücut sıcaklık ve doğal hareketinden enerji üreten akıllı bileklik çözümü ile şarj cihazı veya powerbank taşıma ihtiyacınızı ortadan kaldırıyor. Geliştirdikleri enerji üretici akıllı bileklik ile anlık maksimum enerji elde etme, depolama ve kablosuz aktarma yeteneği sağladıklarını ifade eden BREN İleri Teknoloji Enerji A.Ş. Kurucusu Çınar Laloğlu, istediğiniz cihazı şarj etmenin yanında akıllı özelliklere de sahip, hafif ve kullanışlı bir ürün geliştirdiklerini belirtiyor.

“Hedef yerli yenilenebilir enerji üretimi”

Potansiyel enerji kaynaklarını belirleyerek hareket/titreşim içeren sistemlerin enerji kazanımlarını arttırdıklarını vurgulayan Çınar Laloğlu, geliştirdikleri hibrit nano jeneratörlerin daha uzun ömürlü, sessiz, güvenilir olduğunu belirtiyor. Laloğlu; “Türkiye’de sadece akıllı cihazları şarj etmek için yılda 300 Milyon TL harcıyoruz. Düşük güçteki enerji ihtiyaçlarını karşılamak için geliştirdiğimiz bu teknolojinin Türkiye endüstriyel pazarında kullanımını yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Havacılık, Savunma ve Uzay Teknolojileri, Otomotiv, Tekstil, Biyomedikal Cihazlar, IoT uyumlu veri takip ve transfer sistemleri gibi birçok sektöre yönelik çözümler sunmaktayız. Tesislerdeki enerji kayıplarının önüne geçerek elektrik tüketimini azaltabiliyoruz. Ayrıca farklı alanlardaki düşük enerji ihtiyacı olan cihaz üreticileri ile iş birlikleri yaparak şarj ve batarya problemini çözmek istiyoruz. Tarvenn’den aldığımız yatırımla finansal ve kurumsal olarak güçlenerek Türkiye yenilenebilir enerji sektöründe paya sahip olmayı ve yakın zamanda yurtdışına açılmayı hedefliyoruz. Tarvenn’in desteği şimdiye kadar büyüme ve kurumsallaşma yolunda büyük adımlar attık. Her adımda birlikte çalışıyoruz. Tarvenn’in geniş ağı ve uluslararası bağlantıları sayesinde büyümeye devam edeceğiz” dedi.

“Teknolojiyi dünyaya ihraç etmek istiyoruz”

Hibrit ve biyonik yenilenebilir enerji çözümleri ile BREN’in enerji sektörünü yeniden şekillendirebileceğini belirten Tarvenn Genel Müdürü Mustafa Kopuk, “Yenilenebilir enerji çözümleri hayatımızda her geçen gün daha fazla öneme sahip oluyor. BREN, geliştirdiği teknoloji ile, düşük voltajla çalışan birçok cihazın batarya ve şarj problemini tamamen ortadan kaldırma potansiyeline sahip. Ayrıca üretim tesislerindeki atık ısıları kullanarak sıcaklık farkını elektrik enerjisine dönüştürebiliyor ve bu sayede enerji tasarrufu sağlıyor. Hedefimiz teknolojinin yerli seri üretimini sağlayarak dünyaya ihraç etmek olacak” dedi.

Epic Games’in dijital oyun mağazası kapılarını açtı

Geliştiricisi olduğu Unreal Engine oyun motoruyla sayısız oyunun hayat bulmasını sağlayan Epic Games, geçtiğimiz günlerde duyurduğu dijital oyun mağazasını kullanıma açtı. Firma, oyun sektörünü ciddi biçimde değiştirme potansiyeli olan mağazanın oyuncuları, geliştiricileri ve içerik üreticilerini daha önce yapılmamış bir şekilde bir araya getirmesini hedefliyor.

İlk Oyunlar Eklendi

Daha önce yaptığı açıklamada platformun 2019 süresince çok sayıda geliştiriciyi ve oyunu kataloğuna ekleyeceğini belirten Epic, mağazanın ilk oyunlarını da bugün kullanıcıların beğenisine sundu. Listede Supergiant Games tarafından geliştirilen Hades, A44 tarafından geliştirilen Ashen ve tinyBuild’in oyunu Hello Neighbor: Hide and Seek yanında Epic Games’in kendi oyunları olan Shadow Complex, Unreal Tournament ve Fortnite da yer alıyor.

Daha önceki duyurusunda platformun farklı oyun motorlarıyla yapılan oyunlara da açık olacağını açıklayan firma, yakın zamanda mağazadan satın alınabilecek diğer oyunları da açıkladı. Buna göre aşağıdaki oyunlar da kısa süre içinde kullanıcıların erişimine açılacak.

Ayrıca şu an için PC ve Mac desteği olan platform 2019 yılında Android desteğine de kavuşacak.

  • Darksiders III
  • Satisfactory
  • Outer Wilds
  • Rebel Galaxy Out Law
  • Journey
  • Super Meat Boy Forever
  • Maneater
  • World War Z
  • Genesis Alpha One

Ayrıca firma 2019 boyunca her iki haftada bir oyunculara bir adet oyunu ücretsiz olarak oynama şansını vereceğini duyurdu. Bu oyunlardan ilki 14 Aralık’ta ücretsiz sunulacak olan Subnautica. 29 Aralık tarihinde ise Super Meat Boy ücretsiz olarak oyuncuların erişimine sunulacak.

Geliştiriciler İçin Avantajlar

Gelirlerin %88’lik kısmının geliştiricilere verileceği açıklamasıyla oldukça dikkat çeken Epic Games mağazası oyunlarını Unreal Engine ile yapan geliştiricilere çok özel fırsatlar sunuyor. Bu geliştiriciler oyun motoru lisansı için Epic Games’e ödemeleri gereken ücreti de ödemeyecekler.

Oyunlarını Epic Games mağazasında yayınlayan geliştiriciler, oyuncularıyla daha sıkı bir iletişim kurma şansına da sahipler. Kullanıcılar oyunlarını satın aldıkları geliştiricilerin çalışmaları ve oyunları hakkındaki gelişmeleri kendi ana sayfalarında görecekler. Ayrıca arzu eden kullanıcılar bir oyun satın alırken e-mail adreslerini doğrudan geliştirici ile paylaşabilecekler.

İçerik Üreticilerini Destekleme Programı

Epic Games mağazası oyunseverlere ve geliştiricilere olduğu kadar oyun kültürünün önemli bir parçası haline gelen içerik geliştiricileri için de faydalar barındırıyor. Ürettikleri içeriklerle mağazadaki oyunların satışına katkı yapan YouTube ve Twitch yayıncıları gibi içerik üreticileri, oyun satışlarından gelir elde etme fırsatını yakalayacak. Oyun geliştiricileri kendi belirledikleri oranda bir payı içerik üreticileriyle paylaşabilecekler. Üstelik ilk 24 ay için bu oranın %5’lik kısmını Epic Games ödeyecek.

Böylelikle geliştiriciler oyunlarını tanıtmaya hazır 10 binden fazla içerik üreticisiyle doğrudan bağlantı kurma şansı yakalarken, içerik üreticileri de gelir elde edebilecekleri yeni bir iş modeline kavuşmuş olacaklar.

Türkçe ve Türk Lirası Desteği

Epic Games mağazasına Epic Games Launcher masaüstü uygulamasından ve store.epicgames.com adresinden ulaşmak mümkün. Üstelik mağazanın arayüzü ve tüm içeriği Türkçe. Ayrıca yerel fiyat politikası uygulayacağı belirtilen mağazadan Türk Lirası ile alışveriş yapmak da mümkün.

Twitter Türkiye’de 2018 yılında, teknolojide en çok blockchain konuşuldu

Dünyada ve Türkiye’de olan ne varsa aynı anda Twitter’da da oldu. 2018 yılında Türkiye’nin en çok konuştuğu konuları açıklayan Twitter, Türkiye’deki teknoloji eğilimini de ortaya koyan veriler paylaştı. Twitter’ın verilerine göre Türkiye, teknoloji alanında bu yıl en çok bitcoini konuştu.

Bitcoin, blockchain, cryptocurrency kavramları hayatımıza yeni girmiş olsa da uzun zamandır çok konuşuluyor ve tartışılıyor. Türkçesi ‘blok zinciri’ olan, kriptografi kullanılarak bağlanan ve güvenli hale getirilen, bloklar adı verilen, sürekli büyüyen bir kayıt listesi olan blockchain; elektronik para birimi olan bitcoin ve nakite çevrilebilen bir sanal unsur olan kripto para, tüm dünyayı son zamanlarda kasıp kavuran teknolojik gelişmeler olarak göze çarpıyor.

Türkiye’nin Twitter’da 2018 yılında en çok konuştuğu teknoloji hashtagler:

Twitter’ın verilerine göre, Türkiye’de de bu üç yeni konsepte ilgi büyük: Türkiye, Twitter’da 2018 yılında teknoloji alanında en çok “bitcoin,” “blockchain” ve “crptocurrency” hashtaglerini kullandı.

Popülerliğiyle teknoloji alanında öne çıkan bu konseptler aynı zamanda genel olarak da Türkiye’nin 2018 yılında en çok konuştuğu konular arasında üst sıralarda. En çok konuşulan 3 konuya baktığımızda aslında hepsinin çatısının 2. sırada yer alan blockchain olduğunu da görüyoruz.

Verimli bir uyku geçirmenizi sağlayan yüzük Oura, 5 milyon dolar yatırım aldı

MSD Capital liderliğinde Youtube kurucu ortaklarından Steve Chen, Twitch kurucu ortağı Kevin Lin, Sunrise kurucusu Dave Morin ve JUMP kurucusu Ryan Rzepecki olduğu yatırım turunda uyku iyileştirme yüzüğü Oura, 5 milyon dolar yatırım aldı ve topladığı toplam fon 20 milyon doları aştı.

Uyku düzeninizi, uyku alışkanlıklarınızı ve daha iyi uyku uyumanıza yardımcı olan Oura parmağınıza takabileceğiniz bir yüzük. Bu yüzük sayesinde palmar arterlerinden gelen kan basıncını ölçelerek 3D ivme ölçer ve jiroskop kullanarak vücut hareketlerinin yönünü ve yoğunluğunu tesbit ediyor ve NTC sıcaklığınızı ölçerek uyku veriminizi arttırmayı sağlıyor.

Hayat hızımızın gün geçtikçe artmasıyla birlikte sürekli stres altında ve hızla halletmek zorunda olduğumuz birçok işimiz var. Verimli uyku hepimiz için gün geçtikçe büyük önem kazanıyor. Oura, yüzüğü sayesinde bize en çok ihtiyacımız olan verimli uykuyu vaad ediyor. Birçok yatırımcının ilgisini çeken Oura yüzüğü şuanda 100’den fazla ülkeye 299-999 dolarlık fiyat aralığında satışa sunuluyor.

Dünyada uyku konusunda çalışmalar sürdüren birçok girişim bulunuyor. En sonuncusu Intel’e satılan Basis Health ve akıllı yüzük Motiv ve uyku izleyen giyilebilir giysiler.

Facebook, abonelik testini daha fazla yayıncıyı kapsayacak şekilde genişletiyor

Geçtiğimiz Kasım ayında yayıncıların Instant Articles’da kullanabilecekleri abonelikler için bir ödeme duvarı geliştirdiğini duyuran Facebook, bugün üyelik araçlarına yapacağı birkaç güncellemeyi ve teste 28 yayıncıyı daha katacağını duyurdu.

Üyelik araçlarını çok sayıda yayıncı tarafından ulaşılabilir kılmak adına geliştirme zamanını 4-8 haftadan 1-2 haftaya indiren Facebook, yayıncıların Facebook’ta Instant Articles ile bir ödeme duvarını uygulamaya koymalarını kolaylaştırmak için Instant Articles ödeme duvarını üçüncü taraf ödeme duvarı sağlayıcılarına entegre ediyor.

Facebook ayrıca, henüz üyeliği olmayan okuyucularla daha derin bir ilişki kurmak isteyen yayıncılar için, bir yayıncının okuyucunun e-posta adresini paylaşması halinde okumaya devam etmesine izin vermesini sağlayan bir özelliği de test ediyor. Yayıncılara hâlihazırdaki abonelerini daha iyi ellerinde tutma konusunda yardım etmenin de önemli olduğunun farkında olan Facebook, bu alandaki çalışmalarını da paylaştı. Buna göre

Facebook;

Hâlihazırdaki abonelere ücretini ödedikleri içerikleri daha çok gösterecek ve yayıncılara abonelerine Facebook üzerinden doğrudan ulaşmanın yollarını sunacak. Yayıncıların abonelerine doğrudan ulaşmalarına ve abone olmanın değerini hissettirmelerine yardımcı olmak adına, yayıncıların sadece abonelerini hedefleyen gönderiler oluşturmalarını sağlayacak bir özelliği test ediyor.

Facebook Analytics’i Facebook’taki kitlelerini daha iyi anlamak ve geliştirmek isteyen aboneliğe dayalı yayıncılar için daha kullanışlı hale getirmek adına yayıncılar ile birlikte çalışıyor. Bunların dışında Facebook, yeni aboneleri yayıncının sayfasını takip etmeye teşvik eden ve o yayıncının içeriklerini Haber Kaynağı’nda daha çok görmelerini sağlayan bir karşılama ekranıyla, bir yayıncının sayfasını takip eden yeni abonelerin oranını yüzde 54’ten 94’e çıkardı.

Üyelik modellerine dayanan yayıncıları da desteklemek isteyen Facebook, Aralık ayı itibariyle okuyucuların doğrudan Facebook üzerinden ödeme yaparak bu tür haber yayıncılarını desteklemelerini sağlayan bir ürün de test edecek.

Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay ile sosyal girişimcilik üzerine röportaj

Kale Grubu’nun Başkanı Zeynep Bodur Okyay ile sosyal girişimcilik üzerine bir röportaj yayınlıyoruz. Bildiğiniz gibi Kale Grubu, 2017 yılında İbrahim Bodur anısına İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü‘nü başlatarak Türkiye’deki sosyal girişimlere destek olmaya başladı.

Kale Grubu’nu İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü’nü hayata geçirmeye teşvik eden neydi? Ödülün ikinci yılında bu alanda katettiğiniz mesafeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü’nü, 2016 yılında aramızdan ayrılan kurucumuz İbrahim Bodur’un anısını ve değerlerini yaşatmak amacıyla geçtiğimiz yıl hayata geçirdik. İbrahim Bodur, Anadolu’ya sanayiyi götüren ve Anadolu’da kalkınmanın önünü açan bir vizyoner. Yerel değerleri küresel vizyonla harmanlayarak özgün bir kalkınma modeli oluşturan İbrahim Bodur, hayatı boyunca yaptığı her işte sosyal faydayı gözetir, topraktan aldığını topluma geri vermeyi önceliklendirirdi. Değişime öncülük eden, cesur, yenilikçi ve sosyal faydayı önceliklendiren yaklaşımının onun ismini verdiğimiz ödül programıyla yaşamaya devam etmesi en büyük temennimiz.

İlk yılımızda, bu alana yeni giren bir aktör olarak çevremizden ve sosyal girişimcilik alanından çok güzel geri bildirimler aldık. Ülkemizde sosyal girişimciliğe daha fazla dikkat çekilmesine ve bu alanın gelişmesi için farkındalığın artmasına katkı sağladığımızı düşünüyorum. Bu yolculuktaki kıymetli proje ortağımız Ashoka Türkiye. Hem ödül programının içerik ve süreç tasarımında hem de sosyal girişimcilik ekosistemine ulaşılmasında Ashoka’nın desteği bizim için çok önemli. Bu süreçte, Türkiye’nin dört bir yanında, yenilikçi, kalıcı ve etkili çözümler geliştiren değişim öncüleri ile tanıştığımız için heyecanlıyız.

Geçtiğimiz yılın kazananları ödülü aldıktan sonra neler yaşadı? Ödülün tek avantajı para kazanmak olmadı sanırım?

Bu soruyu yanıtlamaya geçtiğimiz yıla ait hoş bir anekdotla başlamak istiyorum. Ödül programını hayata geçirdiğimizde hedefimiz başvuruların arasından bir sosyal girişimci seçip ödül vermekti; ancak, başvuruları değerlendirirken birbirinden değerli projeler olduğunu gördük. Hal böyle olunca, Seçici Kurul Üyelerimizle birlikte gerçekleştirdiğimiz ve kazananları belirlediğimiz değerlendirme toplantısında ödülün sayısını ve ödül miktarını artırma kararı aldık. Böylece, bir sosyal girişimci yerine üç sosyal girişimciye ödül verdik.

2017 yılında, bireysel bağışçılığı öne çıkaran ve büyük kitlelerin yalnızca kuruşlarını bağışlayarak büyük değişimler yaratabilmesine imkân sağlayan Yuvarla ile Emre ve Erdi; köy okullarının nitelikli eğitim için büyük fırsatlar sunabileceği inancıyla ortaya çıkan Köy Okulları Değişim Ağı’nın kurucusu Mine ve otizmli çocukların iyi eğitim almaları için çocuklara gereken ve eksik kalan eğitimin tablet bilgisayarlar aracılığıyla evde verilmesini amaçlayan Otsimo’nun kurucusu Zafer İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü’nün kazananları oldu. Biz ödülü kazanan sosyal girişimcileri sadece o yılın başaranları olarak görmüyoruz. Ödül töreninden sonra kazananlarla yollarımız ayrılmıyor; aksine yolculuğumuz yeni başlıyor, onlar Kale Ailesi’nin bir parçası haline geliyor.

2017 yılının kazananları ile ödül töreninden sonra çeşitli vesilelerle bir araya geldik; İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü ile başlayan iş birliğimizi nasıl daha ileriye taşıyabiliriz diye kafa yorduk. Örneğin, KODA Çanakkale’de bir saha ziyareti yaparak bölgedeki köy okullarında birlikte hayata geçirebileceğimiz faaliyetleri değerlendirdi. Bu yıl bizi çok mutlu eden bir gelişme daha oldu ve geçtiğimiz yılın İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü Birincisi Zafer Ashoka Fellow’u seçildi. Türkiye’den küresel Ashoka Fellowship ağına katılan üç sosyal girişimcinin açıklandığı bu ilham verici etkinlikte biz de Zafer’in yanındaydık ve bu sevinci hep birlikte paylaştık.

Kale Ailesi’nin bir parçası olan sosyal girişimcilerimiz, ihtiyaçları doğrultusunda, Kale Grubu’ndan mentorluk dahil her türlü desteği alıyorlar. Maddi ödül yani tohum yatırımı ile girişimcilik ekosistemini destekliyor, ödül kazananlara Türkiye’nin ilk çağdaş seramik sanatçısı Füreya Koral’ın öğrencilerinden değerli seramik sanatçısı M. Tüzüm Kızılcan imzalı özel tasarım tohum heykeli hediye ediyoruz. Gelecek umutlarımızı yeşerten tohumlarımızın her sene çoğalarak, Türkiye’nin dört bir yanına dağılmasını ve dokunduğu hayatları iyileştirmesini temenni ediyoruz.

Sosyal girişimlerin ekonomiye katkısı nedir sizce? Geleceğimize etkisini değerlendirebilir misiniz?

Sosyal girişimciler, günümüzün kronik sorunlarına faaliyet gösterdikleri alanlarda yenilikçi, kalıcı ve etkili çözümler geliştiren değişim öncüleri. “Özel sektör kâr eder, sivil toplum fayda yaratır” ezberini bozuyorlar. Kârı optimize ederken, sosyal faydayı maksimize eden sosyal girişimler böylece 21. yüzyılda yepyeni ve ezber bozan bir iş modeli ortaya koyuyorlar. Bu noktada, alışılagelen büyüme modellerinin değiştiğini ve sosyal girişimcilerin bu alanda yeni bir fırsat penceresi oluşturduğunu söylemek mümkün. Burada bize düşen de maksimum desteği sağlayarak sosyal girişimcilerin toplum için yarattığı pozitif etkiyi çoklamak.
Bugün dünyamızın içinde bulunduğu durumu ve gelecek öngörülerini değerlendirdiğimizde birçok kişinin karamsar bir tablo ortaya koyduğunu görüyoruz. Ben sosyal girişimcilerin bunu değiştirebileceğine yürekten inanıyorum. Herkes için refahı artırmaya yönelik kapsayıcı büyümeye her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Sosyal girişimcilere bu alanlarda büyük iş düşüyor. Ekonomik, sosyal ve çevresel konularda pozitif etki yaratan işlerin yaygınlaşmasının yolu, sosyal girişimcilik ekosisteminin güçlenmesinden geçiyor.

Teknoloji durmaksızın gelişiyor… Sizce sosyal girişimcilik de etkileniyor mu bundan?

Teknoloji, hayatımızın her alanında olduğu gibi sosyal girişimciler için de büyük bir kolaylaştırıcı. Daha büyük kitlelere, daha hızlı ve daha az maliyetli bir şekilde ulaşabilmenin yolu teknolojiden geçiyor. Sosyal girişimciler de iş modellerine ve iş yapış biçimlerine teknolojiyi entegre ettikleri sürece yarattıkları sosyal faydanın ölçeğini büyük oranda genişletebiliyorlar. Geçen yılın kazananlarından Zafer, Emre ve Mine’nin girişimleri bu alanda iyi örnekler. Bununla birlikte, İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü Seçici Kurulunda yer alan Tülin Akın’ın sosyal girişimi TABİT mobil teknoloji platformu ile Türkiye’deki birçok çiftçiye bilgi, beceri ve yeni pazarlara erişim sağlıyor. Benzer şekilde, Seçici Kurul Üyelerimizden Renay Onur’un kurucusu olduğu Adım Adım ve Açık Açık girişimleri de teknolojinin yaratıcı fikirlerle birleştiğinde hayatımıza ne kadar büyük bir pozitif etki sağlayabileceğinin bir diğer göstergesi. Bu örnekler elbette çoğaltılabilir. Ne mutlu bize ki, teknolojiyi başarılı bir şekilde kullanan sosyal girişimcilerin sayısı oldukça fazla. Umarım, ilerleyen yıllarda bu güzel örneklerin sayıları çoğalır.

Biz sosyal girişimcileri, hem Türkiye hem de dünya için geleceğin habercileri olarak görüyoruz. Kendi alanlarında çığır açacak, değişim öncüleri olarak değerlendiriyoruz. Onlar bizim kanatlarımız. Vicdanlı, sorumlu, duyarlı, teknolojiyi iyilik için kullanan, insanı ve sosyal faydayı merkeze koyan girişimcileri sonuna kadar destekliyoruz.

KPMG’nin H2 Ventures ile hazırladığı Fintech100 raporu yayınlandı

KPMG’nin yatırım şirketi H2 Ventures ile birlikte hazırladığı ‘Fintech100’ listesinin beşincisi yayınlandı. ‘Lider 50’ ve ‘Gelişen 50’ kategorileri için 36 ülkeden şirketlerin seçildiği listeye bu yıl da ABD’li ve Çinli şirketler damgalarını vurdu.

KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Sinem Cantürk, listeye ilişkin yaptığı açıklamada, “2018 Fintech100, küresel fintech pazarının gittikçe artan çeşitliliği ve ölçeğini yansıtıyor. Ödemeler ve kredi sektörlerinin hakimiyeti sürüyor, ancak varlık yönetimi de listedeki 14 şirketle oldukça popüler bir konumda, Insurtech de 12 şirketle listedeki yerini koruyor. Bu yıl göze çarpan bir gelişme de, ‘neo bankaların’ bu yılki listede 10 şirketle temsil edilmesi. Bu, dijital bankacılık modellerindeki büyümeyle birlikte neo bankaların artacağına dair inancımızı pekiştiriyor” diye konuştu.

Listeye giren şirketlerin risk sermayelerine olan destek 2018’de büyük artış gösterdi. Şirketler risk sermayesi yönünden 2018’de 52 milyar dolarlık bir büyüme gösterdi. Bu rakam geçen yılın listesindeki toplamın iki katından daha fazla, son 12 aylık süreçte de 27 milyar doların üzerinde bir sermayeye denk geliyor.

100’er milyon dolar büyüdüler

Fintech100 listesine giren 26 şirket, son 12 aylık dönemde en az 100’er milyon dolarlık büyüme kaydetti. ‘Lider 50’ listesindeki ilk 4 şirketin geçen yılki toplam büyümesi 1 milyar doları aştı.

Çin’in önlenemez yükselişi

Çinli fintech şirketlerinin listedeki hakimiyeti bu yıl da sürdü. Listenin ‘Lider 50’ bölümünde ilk beşte 3 Çinli şirket yer aldı. Listede birinciliği Ant Financial, ikinciliği JD Finance, dördüncülüğü ise Baidu kazandı. Üçüncülüğü alan Singapur şirketi Grab ise bu yıl listeye yeni girenlerden. Amerikan fintech şirketi Sofi ise yükselişe geçerek listede beşinci sıraya çıktı.

Bu yılki listede 36 ülkeden şirketlerin yer alması, küresel rekabetin arttığının göstergesi. Bu rakam 2016’da 22, 2017’de ise 29 olarak açıklanmıştı. Listeye ilk kez giren ülkeler Arjantin, Bahreyn, Kolombiya, Çek Cumhuriyeti, Endonezya, Ürdün, Malezya, Myanmar, Birleşik Arap Emirlikleri, Vietnam ve Tayland.

Bu yılki listede yer alan şirketlerle ilgili bazı dikkat çekici ayrıntılar şöyle:

  • 2018 Fintech100 listesine giren şirketlerin yarıya yakını (41) gelişmekte olan pazarlarda kurulmuş ve faaliyetlerini bu pazarlarda sürdürüyor.
  • ABD’nin listede, üçü ilk 10’da olmak üzere 18 fintech şirketi bulunuyor. ABD’yi 12 şirketle Birleşik Krallık, 11 şirketle de Çin izliyor. Avustralya 7, Singapur ise 6 şirketle listede güçlerini hissettiren ülkelerden.
  • Listede yer alan Asya Pasifik merkezli şirketlerin sayısı bu yıl 6 artarak 37’ye yükseldi.
  • Listede toplamda 34 şirket ile ödeme şirketleri ağırlığını koyuyor. Ödeme şirketlerini 22 şirket ile kredi kuruluşları, 14 şirket ile varlık yönetim kuruluşları ve 12 şirketle sigorta şirketleri takip ediyor. Ant Financial şirketinin başını çektiği “çok amaçlı şirketler” (müşterilere çok çeşitli finansal hizmetler sunan fintech şirketleri) listenin zirvesini kaplamış durumda.
  • Listeye giren internet devlerinin (Amazon, Facebook, Alibaba, Baidu ve Tencent) bu yıl finansal hizmetler alanında daha fazla yer almaya başladığı görülüyor.
  • Dijital veya “neo bankalar” listede 10 şirkete ulaşarak pastadaki paylarını artırdı. Bunlar arasında Monzo, Number26, SolarisBank ve Starling Bank “Lider 50” listesine ilk kez giriyor.
  • Bu yıl listede yer alan 12 şirketin, ‘ilk dijital para arzıyla’ sermayelerini artırdıkları göze çarpıyor. Bu şirketlerin Litvanya, Rusya, Tayland, Arjantin ve Barbados gibi gelişmekte olan pazarlardan çıktığı görülüyor.

Kurum içi girişimciliği odağına alan Tat Gıda, çalışanların fikirlerini destekliyor

“Tüketicisine değer katan, bağlılık yaratan ürün ve hizmetler sunan bölgesel ve dünya markalarını zaman içerisinde yaratma” vizyonu kapsamında çalışmalarına büyük bir enerjiyle devam eden Tat Gıda, bir beceriye dönüştürdüğü inovasyonu kurum kültürüne yaymak ve sürekliliğini sağlamak amacıyla 2015 yılından bu yana çalışmalarına devam ediyor.

Şirket çalışanlarının fikirlerine her zaman değer veren, başarıya giden yolun şirket çalışanlarının başarısından geçtiğini bilen Tat Gıda, bu doğrultuda sistem ve süreçlerini düzenli olarak gözden geçirerek daha iyiye ulaşma konusunda sürekli adım atıyor. Önerileri ile tüm çalışanlarının katılımını amaçlayan Tat Gıda, ortaya çıkan fikirlerin değerlendirilmesi için belirli platformlar kullanıyor.

Bir iyi fikir ile başlar her şey…

Fotoğraf: Kurum içi girişimcilik projelerinden “kahvaltımmasamda” projesinin MVP denemesi.

“Bir iyi fikir ile başlar her şey, yaratıcı fikirleri olan ve bunları hayata geçirmek isteyen herkesin projesi iyi fikir ile hayat bulacak” sloganıyla 2014 yılında, Koç Holding’in liderlik ettiği Koç İnovasyon Programı’nın desteğiyle, “İyi Fikir” platformunu kuran Tat Gıda, sadece şirket çalışanlarından değil yenilikçi ve yaratıcı fikirlere sahip tüm dış paydaşlarından da fikirlerini toplayacak şekilde çalışmalarını sürdürüyor.

Tat Gıda’nın, İyi Fikir platformunda çalışanların da katkılarıyla yeni fikirlerin hayata geçirilmesi odaklandığı temel alanlar:

  • Kurum içi girişimcileri desteklemek
  • İnovasyonu sadece ürün ile sınırlamayıp tüm süreçlere yaymak
  • Açık inovasyonu iş yapış biçimi haline getirmek
  • Doğru inovasyon süreçleri oluşturmak
  • İnovasyonu organizasyon kültürünün temel parçalarından biri haline getirmeye çalışmak

Her yıl şirket çalışanlarına inovasyon ile ilgili eğitimler düzenleyen Tat Gıda, çalışanlarına eğitimden elde edilen kazanımlarını uygulama imkanı da sunuyor. 2015 yılından bu yana düzenli olarak gerçekleştirilen kurum içi girişimcilik ve hızlandırma çalıştaylarında, kurum içi girişimciler kendi ekiplerini oluşturarak, hayallerindeki projeleri girişime dönüştürme fırsatı buluyor.

Tat Gıda sadece kurum içi girişimcilik çalışmalarına değil aynı zamanda açık inovasyon çalışmalarına da aktif bir şekilde devam ediyor. Tat Gıda’nın gelecekteki faaliyet alanına doğrudan veya dolaylı bir şekilde etki edebilecek trendler, teknolojik gelişmeler göz önünde bulundurularak yeni odak alanları saptanıyor. Belirlenen bu odak alanlarındaki gelişmeleri destekleyecek dünyadan ve Türkiye’den start-up’larla etkileşim halinde olan Tat Gıda, potansiyel işbirliklerini tespit ederek bu işbirliklerini karşılıklı fayda çerçevesinde nasıl sürdürebileceğine ilişkin çalışmalar gerçekleştiriyor.