Ana Sayfa Blog Sayfa 819

Hindistan merkezli bisiklet kiralama girişimi Bounce 105 milyon dolar yatırım aldı

Hindistan’da 36’ya yakın şehirde 20 bine yakın elektirkli ve benzinli bisiklet ve scooter ile hizmet veren bisiklet kiralama girişimi Bounce, ülke içerisinde genişlemek ve sürdürülebilir bir şirket haline gelerek her yerde bulunmak için hedeflediği yatırıma ulaştı.

D serisi yatırım turuyla birlikte önemli bir turu geride bırakan Bounce, turda 105 milyon dolar yatırım aldı. Şirketin mevcut yatırımcıları B Capital ve Accel Partners liderliğinde yönetilen turda yatırımlar 500 milyon dolar değerleme üzerinden yapıldı. Geçtiğimiz haziran ayında 200 milyon dolar değerlemeye sahip olan şirketin değerlemesini ciddi anlamda arttırdığı da yeni yatırım turuyla birlikte göze çarpan önemli detaylardan biri oldu.

Toplam yatırım 200 milyon dolara yaklaştı

Bounce’nin Seri D turunda aldığı yatırım daha önce aldığı yatırımların çok daha üstündeyken şirket yeni yatırımla birlikte toplam yatırımını 196 milyon dolar seviyesine yükseltti. Şirket, tüm hedeflerinin yanı sıra bu yatırımı kendi elektrikli scooter’larını üretmek için de kullanacağını belirtiyor. Daha önceki ismi Metro Bikes olan Bounce, isim değişikliğiyle birlikte sadece bisiklet değil scooter ürünleriyle birlikte daha büyük bir genişleme yapabileceğine inanıyor.

Günlük 120 bin saat sürüşe ulaşan Bounce, kullanıcıların yapacağı sürüşlerdeki ilk kilometesinde 1 Hint rupisi yani yaklaşık 0.15 sent ödemesine olanak tanıyor. Böylelikle kısa mesafe ulaşım sağlayan kişiler çok düşük bir ücretle ulaşım sağlayabiliyor ve bu durum Bounce’nin kullanımını tüm şehirlerde önemli bir biçimde yaygınlaştırıyor.

OpsGenie içerisinde geliştirilen Thundra, 4 milyon dolar Seri A yatırım aldı

Girişimin kurucusu Berkay Mollamustafaoğlu’ndan aldğımız bilgiye göre, 2018 yılında popüler proje yönetimi yazılımı Jira’nın yapımcısı Atlassian tarafından 295 milyon dolara satın alınan OpsGenie bünyesinde kurulan ve satış sonrasında şirketten ayrılarak bağımsız bir şirket olan Thundra, Seri A turunda 4 milyon dolar yatırım aldı.

OpsGenie CEO’su Berkay Mollamustafaoğlu‘nun OpsGenie’den daha büyük bir girişim olacağını öne sürdüğü Thundra aldığı ilk yatırımla da beklentileri karşılıyor.

Yatırımın liderliği Battery Ventures tarafından yapıldı

Thundra’nın Seri A yatırımının liderliğini Battery Ventures üstlenirken tura OpsGenie CEO’su Berkay Mollamustafaoğlu, York IE, Growth Circuit ve Dilek Dayınarlı katıldı. Yatırımla birlikte Battery Ventures’in üst düzey yöneticisi Neeraj Agrawal Thundra’nın yönetim kuruluna katıldı. Ayrıca şirket, CEO’luk görevine Ken Cheney‘in ve CTO’luk görevine ise Serkan Özal‘ın getirildiğini duyurdu.

Uluslararası alanda faaliyet gösteren Türk girişimi Thundra, temel olarak uygulamaların AWS Lamda faaliyetlerini izlemesine, hatalarını ayıklamasına ve güvenliğinin sağlanmasına yardımcı oluyor. Yatırımla büyüme hedefini geliştiren şirket ilk etapta Amerika Birleşik Devletleri’ndeki pazarlama ekibinde daha fazla kişiyi istihdam ederken Türkiye’deki mühendislik ekibini ise iki katına çıkarmak istiyor.

Thundra’nın mevcut yönetim kurulunda yatırımla birlikte yatırımcı Battery Ventures’ı temsilen yönetim kurulu üyesi olan Neeraj Agrawal ile birlikte Berkay Mollamustafaoğlu ve Izzy Azeri yer alıyor.

Martı, Türkiye’nin ilk yerli elektrikli scooter’ını tanıttı

2019 yılında kurulan paylaşımlı elektrikli scooter kiralama platformu Martı, bugün düzenlediği basın toplantısında Türkiye’de üretilen yerli elektrikli scooter’ı Anadolu-1‘i duyurdu. Türk mühendisler tarafından geliştirilen Anadolu1, Martı uygulamasıyla birlikte 2020 yılının mart ayında sokaklarda olacak.

Alper Öktem, Martı Kurucusu

Türkiye’de ilk kez hayata geçen mikrobolite ulaşım girişimi Martı’nın yerli elektrikli scooter’ı Anadolu-1’in lokasyon, şarj ve hız seviyelerini anlık olarak takip etme imkanı sağlayan IoT Box‘nın üretimi Türk mühendisler tarafından yapıldı. Ayrıca Anadolu-1 ile birlikte yolculukları daha konforlu hale getiren güncellemeler yapılırken %100 yerli üretime geçildi.

Yeni ve yerli süspansiyon sistemiyle birlikte üretilen Anadolu-1 tümsek, çukur ve engebelerde minimum titreşimle yolculuk imkanı sağlıyor. Ayrıca gece sürüşleri için eklenen güçlü aydınlatma ve fren lambası Martı’nın görüş mesafesini de diğer scooter’lara göre arttırdı.

Anadolu-1’de, çapı 25.4 santim olan, patlama ve yırtılma riskine karşı dayanıklı dolgu lastikler ve yol tutuş ve sürüş güvenliğini maksimum seviyeye çıkaran mekanik ve elektronik fren sistemi bulunuyor.

250W motor gücü sayesinde saatte 25 kilometrelik bir hıza çıkma kapasitesine sahip olan Anadolu-1’ler, optimal 18 kilometre hıza göre sabitlendi. Şase ve motoru Türkiye şartlarına göre tasarlanan Anadolu-1, 15 dereceye kadar yokuş çıkma kabiliyetini de kazandı.

Martı kurucusu Oğuz Alper Öktem ve Sena Öktem’in, “Türkiye’de üretmekten onur duyuyoruz” diyerek lanse ettiği Anadolu-1, mart ayından itibaren Türkiye’nin tüm cadde ve sokaklarında kullanıcısıyla buluşacak.

Armut.com yüzde 65 gelir büyümesiyle Avrupa pazarında lider olmayı hedefliyor

Kullanıcıların internet üzerinden birçok konuda hizmet almalarını sağlayan Armut.com, geçtiğimiz yıl %65 büyüme göstererek bir önceki dönemin üstünde bir büyüme sergiledi. 2020 yılında üç yeni ülkeye daha açılarak teknoloji ihracatı gerçekleştirecek Armut, yurt dışındaki markası HomeRun ile Polonya pazarına açılacak.

HomeRun’la 2020’de 3 yeni ülke

HomeRun talepleri %253 büyürken, hizmet sayısı 13 kat artarak 669 farklı serviste hizmet verilmeye devam etti. Hizmet veren sayısı da 2019 yılında %389 arttı. Hızlı büyüme trendini sürdürerek Avrupa liderliğine yerleşmek isteyen Armut, bu hedef doğrultusunda 2020 yılında Polonya başta olmak üzere 3 yeni ülkede daha hizmet vermeye başlayacak.

2.4 Milyon hizmet talebine, yüz binlerce hizmet veren

4 binin üzerindeki hizmet sayısına bakıldığında 2019 yılında Armut.com üzerindeki en büyük kategoriler %29’la tadilat, %22’yle nakliyat, %17’yle temizlik ve %8’le özel ders olarak belirlendi. 1 Ocak – 31 Aralık 2019 tarihleri arasındaki verilere göre Armut, 2.4 milyon talep aldı ve 472.646 hizmet vereni bu taleplere yönlendirdi.

Yeni Hizmet Kategorileri, Teknoloji Çağını İşaret Ediyor

2019’da yeni açılan hizmet alanları, dijital dünya hızını yakalıyor. Geçen yılın yeni hizmetleri arasında yer alan SQL ve Python, Power BI danışmanlık ve Rhinoceros 3D modelleme özel derslerine talepler yükselişte.

Şehirli İnsanların Talepleri Farklılaşıyor

Dünya hızla değişirken, Armut.com üzerinden alınabilen hizmetler de günü yakalıyor. 2019 yılında şehirli insanların, alışılagelmişin dışında hizmetlere yönelik talepleri, Armut’un hizmet ağını genişletti. Geçen yıl yeni açılan hizmetler arasında postür danışmanı, kaykay özel dersi, dövme eğitimi ve yerinde oto yıkama hizmetleri bulunuyor.

Talep Karşılamada Armut’un Hızına Yetişilemiyor

Hizmet sektörünün en güvenilir platformu Armut, hizmet ihtiyaçlarını karşılamada şaşırtıcı bir hız gösterdi. 2019 verilerine göre en hızlı teklif alan iş, 6 saniye ile matematik özel ders oldu. 4 teklifi en hızlı tamamlayan hizmet kategorisi 18 saniye ile su tesisatı olurken, kullanıcı verilerine göre en hızlı teklif seçimi yapılan hizmet 23 saniye ile kedi oteli/pansiyonuydu.

En hızlı büyüyen hizmetler arasında Enerji Kimlik Belgesi dikkat çekiyor

Bir önceki yıla göre artış oranları incelendiğinde en hızlı büyüyen hizmetlerde 31 Aralık 2019 tarihinde süresi dolan Enerji Kimlik Belgesi, pet nakil/pet taksi hizmeti, oto kuaför ve temizlik ile cilt bakımı dikkat çekiyor.

Temizlik Hizmetleri için Armut’un Kapısı Çalınıyor

2019 verilerine göre Armut.com üzerinden alınan temizlik hizmetlerinde yükseliş trendi görünüyor. Geçen yıl temizlik talebinde bulunan müşterilerin sayısında %68 oranında artış söz konusu iken toplam temizlik talebi, 298.226’ya ulaştı. Armut.com üzerinden düzenli ev temizliği aboneliği alan müşteriler, tek seferlik temizlik ücretleriyle kıyaslandığında toplamda 930 bin TL tasarruf etti.

Nakliye gerekiyorsa: Rahat Taşın!

Armut’un nakliye alanında özelleşen RahatTasin.com, büyüme trendini sürdürüyor. 2019 yılı verilerine göre Rahat Taşın’a gelen taşınma talepleri %92 oranında artarken müşteri memnuniyeti %99’a ulaşarak büyük bir başarı gösterdi.

Visa, Starbucks Türkiye mağazalarında temassız ödeme noktalarını devreye aldı

Ödeme teknolojileri denildiğinde akla gelen ilk şirketlerden biri olan Visa, Starbucks Türkiye mağazalarında kahve severlerin ödemelerini hızlı ve güvenli yapabilmesi için temassız ödeme noktalarını hayata geçirdi.

Türkiye genelinde 500’e yakın Starbucks mağazasına yerleştirilen hızlı ve güvenli temassız ödeme noktalarıyla birlikte kahve severler, temassız ödeme destekli kartlarıyla vakit kaybetmeden ödemelerini kolay bir şekilde yapabiliyor.

Proje, Starbucks Türkiye misafirleri tarafından büyük ilgiyle karşılandı. Kartlı ödemelerin içerisinde temassızın payı 3 ay içerisinde %50 oranında artış gösterdi ve her 3 kartlı işlemin 1’i temassız olarak gerçekleşti.

Starbucks ile gerçekleştirilen çalışma temassız ödeme kullanımının yaygınlaşmasında önemli bir adım

Visa Türkiye Genel Müdürü Merve Tezel, “Ülkemizde temassız altyapı ve kullanımının yaygınlaşması önem verdiğimiz alanlardan biri. Temassız, gündelik işlemlerde kasaların önündeki sıraların azalması, müşterilerin bozuk para derdinden kurtulması, düşük tutarlı işlemlerin hızlı ve güvenli bir şekilde gerçekleşmesi için müşteriler ve iş yerlerine kolaylık sağlıyor. Müşterilerin zamanının kısıtlı olabildiği ve işlemlerin hızlı gerçekleştiği Starbucks, bu alışkanlığı geliştirmede bizim için öncü bir iş ortağı oldu. Starbucks Türkiye işbirliği ile gerçekleştirdiğimiz bu çalışmada ödeme deneyimini tüm boyutlarıyla düşünerek yeniden tasarladık: Türkiye’deki tüm Starbucks mağazalarına temassız ödeme cihazları ve bu cihazların bulunduğu noktada temassız ödemelerin hızlı ve güvenli olduğuna dair bir mesaj yerleştirdik. Bu alışverişte çok önemli bir paydaş olan baristalara temassız ödemeler hakkında doğru bilgiye sahip olmaları ve müşterileri yönlendirmeleri için eğitimler verdik.

Üç ay gibi kısa bir sürede Türkiye’deki Starbucks’larda kartlı ödemelerin içerisinde temassızın payının %50 oranında artmış olması bu projenin ödeme alışkanlıklarının değiştirilmesinde ve temassızın günlük hayatımızın bir parçası haline gelmesinde başarılı olduğunun önemli bir göstergesi. Tüketiciler için hız, kolaylık ve güvenliği biraraya getiren temassız ödemelerin yaygınlaşması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”

Akıllı mobilya kilidi Onlock, Arıkovanı’nda hedefinin üzerine çıktı

Girişimcilere destek olmayı sürdüren Arıkovanı’nda bir girişimin fonlaması daha başarıyla tamamlandı. Oldukça ilgi gören ve hedeflediğinin üzerinde fon toplamayı başaran Onlock, elektronik bir anahtar görevi görerek eşyaları uzaktan kilitleyip açabilmeyi sağlıyor. Böylece anahtar taşıma derdini ortadan kaldırıyor.

Dolap, çekmece gibi mobilyaların içerisine yerleştirilen ve bluetooth bağlantısı ile eşyaları uzaktan kilitlemeyi sağlayan Onlock, 40 günlük süresinde hedeflediği 140 bin TL’lik desteğin üzerine çıkarak 141 bin 600 TL topladı. Dileyen kullanıcılar Arıkovanı Mağaza’dan ön sipariş vermeye devam edilebiliyor.

Çekmece her açıldığında telefona bildirim

Akıllı mobilya kilidi Onlock’ın mobil uygulaması kullanılarak, anahtar isteğe göre birden fazla kişi ile paylaşılabiliyor. Belirli bir saat aralığında ya da belirlenen günlerde anahtar kullanma yetkisi bir başkasına verilebiliyor. Uygulama, anahtarın paylaşıldığı ve kilidi kullanmakta olan kişilerin kayıtlarını tutuyor, böylece çekmeceye ya da dolaba kimin eriştiğine kolayca ulaşılabiliyor. Ayrıca bir başkası ile paylaşılan anahtar her kullanıldığında cep telefonuna bildirim göndererek anlık bilgilendirme sağlıyor.

Arıkovanı.com’da hedefinin üzerine çıkmayı başaran Onlock sayesinde ofislerdeki kişisel dolapları ya da evlerde çocukların ulaşmaması gereken eşyaların konulduğu bölmeleri uzaktan kilitleyerek güvende hissetmek mümkün.

Startup’lar neden bulut altyapısını seçiyor?

Amazon Web Services (AWS) Türkiye Ülke Müdürü Yinal Özkan, “Start-up’lar neden bulutu seçiyor?” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Bulut teknolojileri, şirketlerin, özellikle de startup’ların çalışma biçiminde devrim yaratıyor. Birçok startup ilk günden bulut altyapısını kullanmayı seçiyor. Artık küresel tabiriyle bulut tabanlı “cloud native” olmayan bir startup’a rastlamak nadir görülen bir durum. Nitekim Türkiye’den de Peak, Insider ve Opsgenie gibi başarı örneklerinin hızla büyümesinin ve inovasyon geliştirmesinin arkasında hızlı, güvenilir, çevik ve esnek bulut altyapısının önemli payı bulunuyor. Startup’lar buluta ve daha da önemlisi güvenliğe yaklaşımıyla, kurumsal alışkanlıklarının mirası nedeniyle yeni yetkinliklere uyum sağlamaya direnç gösteren büyük şirketlerden farklı.

Yinal Özkan
Yinal Özkan

Fikirleri hızla hayata geçirmek ve büyümek isteyen startup’lar ilk günden AWS Bulut’un sunduğu birçok avantajdan faydalanıyor. Çünkü bu şirketler güvenliğin sonradan düşünülecek bir konu olmadığını, tüm hizmet platformunun ve altyapının temel taşı olduğunu çok iyi biliyor.

Akıllı Yatırımlar

Yeni kurulan bir şirkette maliyet yönetimi kritik önem taşır. Bu nedenle, yatırımlarında mümkün olan en yüksek değeri ve yatırım getirisini (ROI) elde etmek zorunda oldukları için startup’lar da sadece kullandıkları kadar ödeme yapmalarına olanak tanıyan bulut hizmet modelini tercih ediyor. Böylece yüksek maliyetlere katlanmadan BT altyapılarını yönetebiliyorlar.

Öte yandan, düşük maliyet, düşük işlevsellik anlamına gelmiyor. Tam aksine, bulut altyapısı üzerinde çalışan bir startup, büyük işletmeler ya da kamu kurumlarıyla aynı hizmetlere ve olanaklara erişebiliyor. Bu durum startup’ların eşit bir oyun alanında rekabet etmelerine, hızlı bir şekilde inovasyon geliştirmelerine ve ürünlerini pazara sunmalarına olanak tanırken aynı zamanda en yaygın tehditlere karşı dünya standartlarında güvenliğe sahip olduklarını bilerek hareket etmelerini sağlıyor.

Ölçeklenebilirlik

Kararlı, azimli ve genişlemeye istekli oldukları için, startup’ların işletmelerini bulut üzerinde inşa etmeyi ve ölçeklendirmeyi seçmeleri oldukça doğal. Bulut onlara talep doğrultusunda hızla kaynaklarını küçültme ya da büyütme yani ölçeklenebilme olanağı sunuyor. Veri merkezlerine, sunuculara ve hizmet seviyesi anlaşmalarına yatırım yapmak zorunda kalmadan daha hızlı ve esnek tepki verebilir duruma geliyorlar. Böylece yeniliklere, inovasyona ve müşterilerine daha iyi hizmet vermeye odaklanabiliyorlar. Örneğin AWS’nin geniş çapta benimsenen ve dünya genelindeki veri merkezleri aracılığıyla sunduğu 165’in üzerindeki hizmeti kapsayan bulut platformu sayesinde startup’lar, tek bir tıka küreselleşebiliyor ve genişleme planlarını kolayca hayata geçirebiliyor.

Hız ve Çeviklik

Bulut platformları startup’lara, işletme hızını ve büyümeyi artırırken mevcut BT sistemlerini optimize etme ve operasyonel verimliliği artırma fırsatı sunuyor. Bir fiziksel sunucuyu tedarik etmek haftalar veya aylar sürebilirken, bir bulut sunucusu edinmek sadece birkaç dakika sürüyor. Örneğin AWS, sunduğu çok sayıda servisle startup’ların daha hızlı ürün geliştirmesini ve ürünlerini süratle pazara sunmasını destekliyor.

Güvenlik

Büyüklüklerinden bağımsız olarak tüm startup’ların güvenliği birinci öncelik yapması gerekiyor. Oluşabilecek herhangi bir güvenlik ihlali, startup’ların itibarlarını ve müşteri tabanlarını olumsuz etkileyebiliyor ve hatta bu durum birlikte çalıştıkları daha büyük kurumlara yansıyabiliyor. Startup’lar, bir tedarik zincirindeki en zayıf halka olmamak için güvenliklerini ilk günden yapılandırması ve olgun bir zemine oturtması gerekiyor.

Güvenlik Otomasyonu

Startup’lar için zaman oldukça değerli. AWS’nin bulutta sunduğu güvenlik otomasyonu servisleri, güvenlikteki insan yapılandırma hatalarını azaltıyor ve kritik olan diğer görevlerde çalışmak için ekiplere daha fazla zaman sağlıyor. Otomasyon servisleri, davranış kalıplarını izleme yeteneği sayesinde potansiyel tehditleri tespit etmek için daha akıllıca bir yaklaşım sunuyor. Davranıştaki değişiklikleri tespit edebilmek, olası saldırıların anında fark edilip ele alınması anlamına geliyor. Makine öğrenimi ve matematiksel mantığı güvenlik üzerine uygulamak, bulut platformlarının güvenlik değerlendirmeleri, tehdit tespiti ve politika yönetimi de dahil olmak üzere belli başlı güvenlik işlerini etkin bir şekilde yönetmesini sağlıyor.

Özetle startup’ların henüz ilk günden, güvenliğe karşı en duyarlı küresel işletmelerin gereksinimlerini karşılamak üzere tasarlanmış ağ mimarisine sahip bir bulut sağlayıcı seçmesi gerekiyor. AWS, startup’ların inovasyon için büyük bir itici güç olduğuna inanıyor. Ancak bu inovasyon, startup’lar büyüdükçe onları destekleyebilecek, onlarla gelişebilecek, verilerini güvende tutmalarına ve kötü niyetli siber saldırılara karşı korunmalarına olanak tanıyacak bir bulut sağlayıcısı ile çalışmadan mümkün görünmüyor. Ancak bulut tabanlı “cloud-native” bir yaklaşıma sahip olan ve güvenliği merkeze koyan startup’lar, inovasyonu başarabiliyor ve sektörlerini sarsacak (“disruptive”) atılımları başarabiliyor.

ABD merkezli Universal Havacılık, Türkiye pazarına girdi

Dünya genelinde 50’den fazla lokasyonda özel uçuşlar için yer hizmetleri sunan Universal Havacılık, Türkiye pazarına adım attı. Şirket, İstanbul Atatürk Havalimanı’na özel uçuşlarla gelen ziyaretçilerin seyahat deneyimini artırmak için yer hizmetleri desteği sunacak.

Türkiye gelişen ekonomisi ve yakın coğrafyadaki ticari potansiyeli sayesinde her yıl dünyanın birçok noktasından iş insanını ağırlıyor. İstanbul Havalimanı’nın açılmasıyla birlikte toplantı ve görüşmeler için özel uçaklarıyla İstanbul’a gelenler artık, ticari uçuş trafiği azalan ve şehir merkezine yakın konumuyla Atatürk Havalimanı’na yönlendiriliyor. Bu gelişmeyi fırsat bilen ABD’li havacılık şirketi Universal Weather and Aviation, merkez ofisi İstanbul Atatürk Havalimanı özel hangarlar bölgesinde bulunan Universal Havacılık Türkiye ile, özel jet uçuşlarına yer hizmetleri desteği sağlayarak küresel ağını genişletmeye devam ettiğini duyurdu. Türkiye’deki tüm havalimanlarında özel jet uçuşlarına destek vereceğini açıklayan Universal Havacılık Türkiye; Kaan Air, Ferda Yıldız ve Universal Weather and Aviation iş birliğiyle çalışmalarına başladı. Türkiye’ye genişleme kararının Türkiye’ye yönelik artan müşteri talebi ve daha iyi yer destek hizmeti verme amacıyla alındığı belirtiliyor.

“İstanbul’un iş dünyası için çekiciliğini artıracağız”

Türkiye’nin özellikle İstanbul’un, güçlü altyapısı ile büyüme potansiyeline sahip olduğunu ancak iş jetleriyle ülkeye gelen misafirlerin gözünde; park yeri, konaklama ve diğer yer hizmetleri için zorlu bir varış noktası olarak algılandığını söyleyen Universal Weather and Aviation CEO’su Greg Evans, “Müşterilerimiz uzun süredir bize İstanbul’a seyahatlerinde daha hızlı dönüş ve daha yüksek kalitede hizmete ihtiyaç duyduklarıyla ilgili geri bildirimde bulunuyordu. Özellikle fiyatlandırmalarda şeffaflık ve hızlı park onayları ziyaretçiler için büyük sorun teşkil ediyordu. Uluslararası standartlarımıza uygun olarak eğitilen uzmanlarımızla Türkiye genelindeki müşterilerimize doğrudan yer hizmeti sağlayarak, sorunları ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. İş dünyasının gözünde İstanbul’un hak ettiği değere kavuşması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

Özel uçuşlar Atatürk Havalimanı’ndan devam edecek

Türkiye’de özel uçuşlar için en doğru tercihin Atatürk Havalimanı olduğunu ve bu nedenle merkezlerini burada kurmaya karar verdiklerini belirten Greg Evans, “İstanbul Havalimanı’nın açılmasıyla birlikte özel uçuşlar Atatürk Havalimanı’na yönlendiriliyor. Ticari uçuş trafiği olmadığından; kalkış-varış, taksi ve transfer süreleri önemli ölçüde azalıyor. Aynı zamanda şehir merkezine ulaşımda elverişli bir konumda bulunması, otopark, hangar ve bakım seçenekleriyle müşteriler açısından daha fazla operasyonel esneklik sağlıyor” ifadelerini kullandı. Universal Havacılık Türkiye, Ferda Yıldız ve Kaan Air iş birliğiyle Atatürk Havalimanı’na iniş yapan misafirlerine iş toplantıları için helikopter ile transfer imkânı sunarak zorlu İstanbul trafiğinden kaçınmalarına destek oluyor.

2020 yılı Universal için büyüme yılı

Universal Weather and Aviation, Türkiye yatırımıyla birlikte Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’ndeki 18. hizmet noktasına ulaştı. Şirket ayrıca, Asya-Pasifik bölgesinde 17, Latin Amerika’da 19 lokasyon olmak üzere dünya genelinde toplam 25’ten fazla ülkede 50’yi aşkın lokasyonda hizmetlerine devam ediyor. Universal Havacılık Türkiye Operasyon Müdürlüğü görevini ise Gökmen Sendağ üstleniyor.

23 kategoride teknoloji yarışması yapılacak Teknofest, bu yıl Gaziantep’te düzenlenecek

Tüm Türkiye’nin büyük bir merak ve heyecanla takip ettiği, coşku ve gururun bir arada yaşandığı Teknofest’in 2020 tanıtım toplantısı evrensel kültür mirasımız Zeugma Müzesi’nde yapıldı.

Ülkemizin bağımsız, müreffeh ve güçlü yarınları için “milli teknoloji hamlesi” hedefleri doğrultusunda gerçekleştirilen Teknofest bu yıl 22-27 Eylül 2020 tarihlerinde Gaziantep Havalimanı‘nda düzenlenecek.

Teknofest’in, 2021 yılında tekrar İstanbul’da gerçekleştirileceği bundan sonra çift haneli yıllarda Anadolu’nun farklı şehirlerinde tek haneli yıllarda İstanbul’da gerçekleştirilmeye devam edilecekmiş.

Gaziantep’te düzenlenecek olan Teknofest 2020’de 23 farklı kategorideki Teknoloji Yarışmaları kapsamında geçtiğimiz yıldan farklı olarak; Biyoteknoloji İnovasyon Yarışması, Tarım Teknolojileri Yarışması, Çevre ve Enerji Teknolojileri Yarışması, Akıllı Ulaşım Yarışması, Eğitim Teknolojileri Yarışması, Helikopter Tasarım Yarışması, Jet Motor Tasarım Yarışması yer alacak.

23 Farklı Kategoride Teknoloji Yarışmaları için Son Başvuru Tarihi 28 Şubat!

Türkiye’de gençlerin millî teknoloji üretme ve geliştirme konusunda ilgilerinin arttırılmasını hedefleyen, bu alanda çalışan binlerce gencin projesine destek olmak için ön eleme aşamasını geçen takımlara toplamda 4 Milyon TL’nin üzerinde malzeme desteği sağlanacak. TEKNOFEST 2020 Gaziantep’te yarışıp dereceye girmeye hak kazanan takımları ise 3 Milyon TL’nin üzerinde ödül bekliyor olacak. #milliteknolojihamlesi heyecanı ile yolumuza devam ettiğimiz TEKNOFEST 2020 Gaziantep’te yarışma hakkını elde etmek için adayların son başvuru tarihi 28 Şubat 2020.

Başvurunuzu bu bağlantıdan yapabilirsiniz.

Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezi Cube Incubation, girişimcilerin başvurularını bekliyor

Ev sahipliği yaptığı girişimcilere uluslararası standartlarda fırsatlar sunan Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezi Cube Incubation derin teknoloji tabanlı projeler geliştiren girişimler için 2020 yılı başvuru takvimini açıkladı. Başvurunuzu bu bağlantıdan yapabilirsiniz.

2020 yılı ilk dönem başvuruları 1 Mart’ta sona eriyor!

Cube Incubation’ın 2020 yılı 1. dönem başvuruları 1 Mart’ta sona erecek. Başvurularını bu bağlantıdan yapan girişimciler Cube Incubation’ın planladığı adaptasyon kamplarından sonra Ar-Ge çalışmalarına hızla başlayabilecek. Faaliyete geçtiği günden bugüne; alanlarında geliştirdikleri teknolojilerle dünya genelinde takip edilen ve yatırım alan Startup’lara ev sahipliği yapmanın gururunu yaşayan Cube Incubation şu anda inovatif ve derin teknoloji tabanlı iş fikirleri üzerinde Ar-Ge çalışmaları yürüten 95’i aşkın girişimci grubuna ev sahipliği yapıyor. 2019’da 61 girişimciyi kabul eden merkez 20 girişimi de mezun etti.

Cube Incubation’da yer alan girişimcilerin; 2019’da 100 şirket ile 700’den fazla işbirliği toplantısı yaptığını vurgulayan Teknopark İstanbul Kuluçka Merkezi Yöneticisi Gürol Üzenç yine aynı aylarda girişimcilerin 30 yatırımcı kurumla 150’den fazla toplantı gerçekleştirdiğinin altını çiziyor. Yeni gelecek tüm girişimcilerin de bu fırsatlardan yararlanmasını istediklerini ve büyümeleri için ellerinden gelen her desteği sunmaya hazır olduklarını söyleyen Üzenç, bu girişimcileri heyecanla beklediklerini ifade etti.

“Incubatıon center for deep tech entrepreneurs” mottosuyla girişimcilere uluslararası standartlarda fırsatlar sunan Cube Incubation dünyanın sayılı kuluçka merkezleri arasında yer alma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Sıfır maliyetle markalaşma eğitimleri verildiği Cube Incubation’da girişimciler; 300 metrekarelik alana kurulu Biyoküp Laboratuvarı’ndan, 100 metrekarelik alana kurulu Temiz Odalar’dan, Post Kuluçka Alanı’ndan ve 400 metrekarelik alana kurulması planlanan Prototipleme Merkezi’nden ücretsiz ya da çok düşük bir maliyet karşılığında yararlanabiliyor.

Kuluçka merkezinde girişimciler; iş planı hazırlama, başarılı sunum teknikleri, pazarlama, finans gibi konularda eğitim ve mentörlük imkânlarından sıfır maliyetle yararlanıyor, mali desteklere ulaşmak noktasında ücretsiz danışmanlık hizmeti alıyor ve yatırımcı buluşmalarından faydalanarak işlerini nasıl büyütecekleri konularında bilgiler alabiliyorlar. Tüm bunların yanında sağlanan yan imkânlarla da ofis alanı, açık çalışma alanları, toplantı odaları, sistem odası, internet ve telefon hizmetlerini ücretsiz karşılayarak 18 ay boyunca yararlanabiliyorlar. Cube Incubation geçen yıl faaliyete geçirdiği Ortak Çalışma Alanı’yla (Co-working) da kuluçka merkezinden başarıyla mezun olan girişimcileri ofis kurana kadar desteklemeye devam ediyor. Kuluçka merkezinden mezun olan girişimciler teknopark firması olarak ticari ve Ar-Ge faaliyetlerini sürdürüyorlar. Ayrıca kuluçka mezuniyeti sonrası girişimciler; post kuluçka olarak adlandırılan dönemde düşük kira bedeli ödeyerek Teknopark İstanbul’da kalabiliyor.

Cube Incubation 2020 yılı takvimi;

  • Dönem Başlangıç: 01.12.2019 – 1. Dönem Bitiş: 01.03.2020
  • Dönem Başlangıç: 02.03.2019 – 2. Dönem Bitiş: 21.05.2020
  • Dönem Başlangıç: 22.05.2020 – 3. Dönem Bitiş: 30.08.2020
  • Dönem Başlangıç: 31.08.2020 – 4. Dönem Bitiş: 30.11.2020