Ana Sayfa Blog Sayfa 74

Sağlıklı atıştırmalık markası Uniq2go, 10 milyon TL hedefle kitle fonlama yatırım turuna çıktı

Hali hazırda 150 milyar dolar hacminde olan global sağlıklı atıştırmalık pazarının önümüzdeki 10 yıl boyunca yüzde 6’lık yıllık bileşik büyüme oranı (CAGR) ile tırmanışına devam edeceği tahmin ediliyor. Türkiye’de yaklaşık 110 milyon dolar değerindeki pazarın, yüzde 12,5 CAGR ile önümüzdeki beş yılda 200 milyon dolara ulaşması bekleniyor. Enerji ve protein barlarındaki büyümenin ise yüzde 15 CAGR ile daha hızlı olacağı öngörülüyor.

2013’te doğal, katkısız, koruyucusuz, şeker ilavesiz protein barını üreterek faaliyetlerine başlayan Protein Stüdyo; büyümeyi hızlandırma, ulusal bazda payını artırırken global pazarda da söz sahibi olma hedefiyle Uniq2go markası ile ilk kez yatırım turuna çıktı.

Uniq2go, fonbulucu’daki yatırım turunda şirket paylarının yüzde 6’sının yatırımcılara arzı yoluyla toplamda 10 milyon TL finansman elde etmeyi amaçlıyor. 1 Mayıs’a kadar devam etmesi planlanan tur bireysel ve kurumsal tüm yatırımcılara açıkken, belirlenen minimum yatırım tutarı 100 TL.

Uniq2go, son beş yılda yüzde 28,8 brüt kar marjı yakaladı

White label ürün üretimi, satışı ve mevcut iş birliklerimiz ile beş yıldır yurt dışına ihracat yapan deneyimli bir firma olan Protein Stüdyo; son beş yılda yüzde 28,8 brüt kar marjı ortalaması yakaladı. Şirket beş yılda yurt içi satış gelirinde yaklaşık 5,8 kat, yurt dışı satış gelirinde ise yaklaşık 7 kat büyüme gösterdi. Protein Stüdyo’nın ürünleri Migros, Macrocenter, Carrefour mağazaları; Şok Market, Caffe Nero şubeleri; Gratis e-ticaret kanalları; Trendyol, Hepsi Burada, Çiçek Sepeti, Defacto Fit, Getir, Yemek Sepeti gibi yaygın platformların yanı sıra oteller, spor salonları, 300’den fazla seçkin şarküteri ve benzin istasyonu gibi satış noktalarında yer alıyor.

Büyüme trendimizi vites arttırarak sürdüreceğiz

Yatırım turu hakkında konuşan Kurucu Ortak ve Genel Müdür Bilge Ünver verdiği demeçte;

“11 yılı aşkın geçmişe sahip, sağlıklı atıştırmalık sektörünün kurucusu ve ilk oyuncusu olan şirketimiz, şimdiye kadar hiç yatırım almadan kendi imkanlarıyla büyüyüp ölçeklenebilir olduğunu ispat etti. Fonlama sonrasında alacağımız yatırım, mevcut karlılığımızdan ödün vermeden büyüme trendimizi vites artırarak sürdürmemizi sağlayacak. Fonlama sonrası markamız, pazarlama ve reklam faaliyetlerini artırarak yurt içinde daha da dikkat çeker hale gelecek. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere beş yılı aşkındır düzenli ihracat yapıyor olmamız, firmamıza globalde de güven duyulduğunun ve yurt dışı piyasalarda da varlığımızı güçlendireceğimizin önemli bir göstergesi. İçinde yer aldığımız sağlıklı atıştırmalık pazarı, Türkiye’de ve dünyada hızla büyümekte olan bir sektör. İlham veren bir ruhla çalışarak kendini ispatlamış bir girişimin sağlıklı nesiller yetiştirme vizyonuna katkıda bulunmak yatırımcılarımız için önemli bir motivasyon kaynağı olacaktır. Bu motivasyonun ışığında, büyümemize katkıda bulunmak isteyen yatırımcılarla buluşmaya hazır ve hevesliyiz.”

Enerji sektörünü dijitalleştiren Ankara merkezli girişim: İnavitas

2012 yılında kurulan Ankara merkezli İnavitas, sunduğu enerji yönetimi ve zekası platformu ile enerji alanında sektörün önde gelen sağlayıcısı olarak faaliyet gösteren bir teknoloji şirketidir.

2023 yılının son günleri yaklaşırken İnavitas, Alfasolar Teknoloji Yatırımları A.Ş.’den 12.5 milyon dolar yatırım aldığını sizinle paylaşmıştık.

Biz de Ankara ziyaretimizde İnavitas ofisini ziyaret ettik ve CEO’su Erman Terciyanlı ve yatırımcısı Alfa Solar Enerji kurucu ortağı ve CEO’su Hüseyin Mertcan Karabaş ile bir video içerik ürettik.

İnavitas’ın hikayesi

Uber’in İstanbul’daki hedefi Taksi’de rezervasyonu yaygınlaştırmak

Tek bir tuşa basarak istediğiniz yere gitme fikriyle yola çıkan Uber, bugün 6 kıtada, 70 ülkede, 10 binden fazla şehirde yolculuk yapılmasına imkan yapılmasını sağlayan global girişimlerden bir tanesi.

Edindiğimiz bilgilere göre 2023 yılında, dünya çapında 150 milyon aktif platform kullanıcısı ile yıl boyunca 137 milyar doların üzerinde işlem hacmi kaydetmiş.

Türkiye’nin ise, 2023 yılında Uber içinde en hızlı büyüyen ülkelerden birisi olduğunu ifade eden Uber Türkiye Genel Müdürü Neyran Bahadırlı verdiği demeçte;

Neyran Bahadırlı, Uber Türkiye Ülke Müdürü
Neyran Bahadırlı, Uber Türkiye Ülke Müdürü

“Türkiye’de şu anda Uber Taksi hizmeti ile faaliyet gösteriyoruz. Uber Sarı Taksi, en büyük şehirlerimiz İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya başta olmak üzere 10 şehirde, Uber Sarı Taksi’ye ek olarak Siyah Taksi, Sarı-Siyah Geniş Taksi ve Turkuaz Taksi hizmetleri ise İstanbul’da aktif olarak kullanılabiliyor. Geçtiğimiz yıl hem yolcular hem de taksi sürücüleri arasında Uber kullanımına yönelik ilgi katlanarak arttı. 2023 yılı boyunca çoğunluğu İstanbul olmak üzere 45 bin taksi sürücüsü Uber uygulamasını kullandı. Uber uygulaması yıl boyunca 35 milyon kez taksi çağırmak için kullanıldı ve uygulamanın Türkiye’deki toplam indirilme sayısı 6,7 milyonu geçti. Uber Türkiye olarak çok başarılı sonuçlarla tamamladığımız 2023 yılını geride bırakırken, bu güçlü büyüme performansını 2024 yılında da devam ettirmeyi hedefliyoruz.” dedi.

Uber’in 2023 yılı projeleri

2023 yılının son çeyreğinde hayata geçirilen Uber Rezervasyon özelliği ile Uber, kullanıcılarına dünyada ilk kez Türkiye’de, Taksi yolculuklarını önceden planlayarak uygulama üzerinden geleneksel Taksi rezervasyonu yapabilme imkanı sunmuş.

Uber, teknolojisini kullanarak rezervasyon oluşturulmasını ve rezervasyon saatinde belirtilen konumdan Taksi sürücüsünün yolcuyu almasını sağlıyor. Neyran Bahadırlı, Uber Rezervasyon hizmetinin, Uber’in özellikle İstanbul’da Taksi sektörüne getirdiği bir yenilik olduğuna inandıklarını söyledi.

“Uber Rezervasyon hizmetinin Uber’in özellikle İstanbul’da Taksi sektörüne getirdiği bir yenilik olduğuna inanıyoruz. Uber kullanıcıları artık rezervasyon hizmeti ile taksi yolculuklarını önceden planlayarak İstanbul ve Ankara’da ve yakın gelecekte Uber’in faaliyet gösterdiği diğer şehirlerde de, daha planlı bir Taksi deneyimi yaşayabilecekler.”

Uber uygulamasında bulunan “Rezervasyon” seçeneği ile kullanıcılar, taksi yolculuklarını en az 30 dakika önceden ve en fazla 90 gün önceye kadar sabit bir ek rezervasyon ücreti ile rezerve edebiliyor.

Uber 2023 yılında, lüks taksi minivanlar ile hizmet verdiği Siyah Taksi’ye ek olarak, Haziran ayında lansmanını yaptığı Geniş Taksi ürününü İstanbul’da hayata geçirdi. Aileler ve arkadaş grupları için ideal, daha geniş oturma alanına sahip, özel ihtiyaç sahibi kişiler için kolay engelsiz biniş ve iniş imkanı sağlayan Geniş Taksi ile yeni bir ürün seçeneğini de kullanıcılarına sunmuş oldu. Uber aynı zamanda, otomotiv şirketleri ile ortaklıklar gerçekleştirerek, Sarı Taksi’den hem Siyah Taksi’ye hem de yeni Sarı-Siyah Geniş Taksi kategorisine dönüşümü desteklemek amacıyla taksi plaka sahiplerine ‘Araç Alım Desteği’ programı sağlamış.

Uber, her sene olduğu gibi 2023 yılında da İstanbul’daki geniş ulaşım ağını kullanarak topluma fayda sağlayan projeler geliştirmeye devam etti. Herkese Kitap Vakfı iş birliği ile İstanbul’daki kullanıcılarına kolayca kitap bağışlama imkânı sunan Uber, tüm kitap bağışlarını ücretsiz toplayarak Anadolu’da ihtiyaç sahibi okullara ulaştırılmasına aracılık etti.

Uber, 2024 yılında Taksi’de Rezervasyon özelliği ile büyümesini hızlandıracak

2024 yılı stratejisinin bir parçası olarak Taksi Rezervasyonunu önceliklendirmeyi planlıyor. Faaliyet gösterdiği şehirlerde rezervasyon özelliğini yaygınlaştırarak kullanıcılarına daha kolay, güvenilir ve planlı bir yolculuk deneyimi sunarak büyümesini hızlandıracak.

Toptan alışveriş girişimi Topi, 2.5 milyon dolar değerlemeyle Ahmet Bilgen’den yatırım aldı

Toptan alışveriş pazarında dijitalleşmeye öncülük ederek geliştirdiği platform ile geleneksel perakendenin rekabet ve satış gücünü arttırmayı hedefleyen yerli girişim Topi, ilk yatırımını girişimcilik ve fintech dünyasının önde gelen isimlerinden Ahmet Bilgen‘den aldı.

Topi’nin ilk değerlemesi 2.5 milyon dolar

Bilgen, 2022 yılında kurulan ve toptancılarla geleneksel perakende noktaları arasındaki sipariş ve ürün akışını optimize eden Topi’ye tohum öncesi yatırımı, 2.5 milyon dolar değerleme üzerinden yaptı. Şubat 2024 itibariyle Topi’nin hedeflenen büyümeyi aşan performansı ile, yatırım 2,5 milyon dolar değerleme üzerinden kapandı.

Topi kurucu ortakları Sedat Yıldırım ve Köksal Yılmaz, e-ticaret ve teknoloji alanındaki deneyimlerini, perakende sektöründeki toptancı ile satıcı arasındaki verimsiz iş süreçlerini iyileştirmek üzere yeni girişimlerini 2022 yılında hayata geçirdiler.

Topi, İstegelsin kurucu CEO’su Sedat Yıldırım’ın gruptan ayrıldıktan sonraki ilk girişimi olarak dikkat çekiyor.

Büyümenin finansmanında kullanılacak

Topi, tohum öncesi yatırımdan aldığı bu fonu tohum yatırım turuna kadarki süreçteki büyümeyi finanse etmek için kullanmayı planlıyor. İşletme sahiplerinin ve kullanıcılarının kazançlı çıktığı platformda kaliteli ürünlere esnek ödeme seçenekleriyle hızlı erişim sağlayan Topi, 5 bin çeşide varan geniş ürün yelpazesine en iyi fiyatla ulaşabilme ve güncel toptan piyasa fiyatlarıyla kontrol edebilme imkânı sunuyor. Tüm siparişleri kendi lojistik ağıyla teslim eden Topi, geliştirdiği dağıtım optimizasyon yazılımı sayesinde 40 farklı toptancı ürününü perakende noktalarına teslim ediyor.

Topi, 81 ilde hizmet vermeyi hedefliyor

Topi’den alışveriş yapan geleneksel perakende noktaları, ödemelerini ister kredi kartı ister havale ister Fibabanka 30 gün vadesiz kredi isterlerse de Multinet MultiAvantaj ile yapabiliyor. Şimdilik sadece Ankara, Bolu ve Bartın’da hizmet veren Topi, ürün gamını ve dağıtım alanını her geçen gün genişleterek 81 ile hizmet vermeyi hedefliyor.

Yıllık 20 milyar doları aşan ve Türkiye’nin tüm hızlı tüketim pazarının yüzde 65’ini oluşturan geleneksel perakende pazarı yüz binlerce ailenin geçimini sağlıyor. İşletme sahipleri, Topi’nin sunduğu avantajlı fiyat, güvenle teslim ve esnek ödeme seçenekleriyle dijitalleşerek, zincir marketlerle rekabetinde güç kazanıyor.

2013 yılında kurulan Webtekno, resmen Mediazone çatısı altına girdi

11 yıldır bilim, teknoloji, oyun dünyasındaki gelişmeleri tarafsızlığı birinci önceliği kabul ederek samimi bir dille sizlere aktarmayı görev edinen İzmir merkezli içerik platformu Webtekno, bugün daha büyük bir ailenin parçası haline geldi.

Webtekno, Kaan Kayabalı liderlğinde kurulan ve bünyesinde Onedio, Mynet, Maçkolik, TVEkstra gibi popüler platformları bulunduran Mediazone bünyesine resmen katıldı.

Satın almayla ilgili demeç veren Webtekno kurucusu İbrahim Akman;

“Mediazone’un dijital medya ve reklam teknolojileri üzerine olan planlarnda Webtekno’nun yerinin oldukça kritik olduğunu düşünüyorum ve bu planların gerçekleşeceğine inancım tam. Bu yüzden Webtekno birleşmesinin yanında Mediazone’a nakdi de yatırım yaparak bu vizyonun ve hayalin bir parçası olmaya devam edeceğim. Webtekno, teknoloji dikeyinde yaptığı yayıncılığın kapsamını genişleterek en iyi yaptığı işi yapmaya devam edecek ve ürettiği içerikleri artık daha fazla kişiye ulaştıracak, ben de artık bir Mediazone yatırımcısı olarak bu süreçte Kaan Kayabalı ve Mediazone ekibine planlarını gerçekleştirmeleri adına elimden gelen her türlü desteği sağlayacağım.”

Mediazone kurucu ortağı ve CEO’su Kaan Kayabalı‘nın ise bu anlaşmayla ilgili demecinde

“Bu satın alma ile, çok güçlü olduğumuz Spor, Gündem, Haber ve Yaşam kategorilerinin yanına çok güçlü bir teknoloji dikeyi de eklemiş oluyoruz. Webtekno ile artık hayatımızın bir parçası haline gelen teknolojinin her alanına odaklanarak tüm okuyucu ve takipçilerimizin içinde bulunduğumuz çağı yakından takip etmesini sağlayacağız. Onedio, Mynet, Webtekno ve Maçkolik arasında oluşacak sinerji bizi çok heyecanlandırıyor. Ayrıca İbrahim Akman’ın da geçmiş tecrübe ve birikimiyle Mediazone’a çok şey katacağını biliyorum. Bu tarz stratejik hamlelere geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da devam edeceğiz.” dedi.

Bugün itibarıyla imzalanan anlaşmayla birlikte Webtekno kurucusu İbrahim Akman, 1.5 milyon dolarlık bir yatırım ile Mediazone’un hissedarlarından biri haline geldi.

Bayer G4A Hızlandırma Programı’nın 2024 yılı sürecine seçilen 5 girişim

Türkiye’de sağlık ve tarım alanında yenilikçi çözümler sunan, fikir aşamasını geçmiş, bir ürüne veya prototipe sahip ya da satış aşamasında olan girişimlere destek olmak amacıyla yola çıkan Bayer, Hackquarters by Tenity iş birliği ile 2018 yılından bu yana yürüttüğü G4A Girişim Hızlandırma Programı ile Türkiye’nin girişimcilik ekosistemine yedinci yılında da katkı sağlamaya devam ediyor.

Bu yıl Bayer’in İlaç, Tüketici Sağlığı ve Tarım Ürünleri iş bölümlerine yönelik 200’den fazla girişimin değerlendirildiği programa CorPal, O-Asistan, Afara, Eczita ve Relate olmak üzere 5 girişim seçildi.

Tüm girişimler programın sunduğu fırsatlardan yararlanarak iş ağlarını genişletme, girişimlerini hızlandırma, inovatif çözümlerini geliştirme ve Bayer ile iş birliği yapma imkânı elde edecek. 100 gün boyunca iş modeli yaratmadan B2B satışa, marka ve pazarlama stratejisinden fiyatlandırma politikasına kadar birçok farklı konuda eğitime katılacak. Aynı zamanda Bayer çalışanlarından ve Hackquarters by Tenity’nin network’ünde yer alan, alanında uzman kişilerden mentorluk desteği alacak. 5 girişim arasından belirlenen 3 girişime ise 300’er bin TL hibe desteği verilecek.

G4A girişim hızlandırma 2024 girişimleri:

CorPal: Uzun dönem takip gerektiren hastalıklar için özel geliştirilmiş yapay zekâ destekli bütüncül rehabilitasyon platformunu hastaların mobil cihazlarına taşıyarak hastaların kişiselleştirilmiş içeriklere ve psikolojik desteğe ulaşmalarını, istedikleri zaman ve yerde doğru egzersizleri yapmalarını sağlıyor.

O-Asistan: Onkoloji ve hematoloji alanında hastalar, hasta yakınları ve doktorlar için sunduğu akıllı kemoterapi takvimi, ilaç hatırlatmaları, yan etki yönetimi ve ikinci uzman görüşü özellikleriyle tedavi sürecinin izlemesini, takip edilmesini ve yönetilmesini mobil uygulama üzerinden kolaylaştırıyor ve doktorlara daha hızlı ulaşılmasını sağlıyor.

Afara: Tarım robotu ile pamuk hasadı sonrası yere dökülen pamukları, görüntü işleme yöntemi ile tespit edip vakumlu toplama sistemleri ile topluyor; otonom kontrol edilebiliyor ve verimlilik esaslı tarla verileri sağlıyor.

Eczita: Dijital cüzdan uygulaması ile markaların ve eczanelerin, müşteri alışveriş deneyimini daha verimli hale getirmeyi amaçlıyor. Markaların panelleri üzerinden oluşturduğu kampanyaları geçerli olan eczanelerde son kullanıcıyla buluşturarak kullanıcıların, anne & bebek, kişisel bakım, dermokozmetik ve gıda takviyesi kategorilerinde eczanelerden daha uygun fiyatla doğru ürüne erişmesini sağlıyor.

Relate: Uzman psikologlar tarafından hazırlanan bilimsel içerikler, alışkanlık ve duygu takibi özellikleri ile kişiselleştirilmiş çözümler sunarak kullanıcıların kendilerini daha iyi hissetmelerini ve geliştirmelerini sağlıyor.

Girişimler hız kazanıyor, yatırım alıyor

Bayer; sağladığı hibe, mentorluk, eğitim desteği ve iş birliği imkânlarıyla Türkiye’deki girişimcilik ekosistemine 4 milyon TL’ye yakın katkı sağladı. Programa bu zamana kadar seçilen 37 girişim; stratejilerini gözden geçirme, prestij ve görünürlük elde edebilme fırsatı buldu, Bayer’in ve Hackquarters by Tenity’nin network’üne kolayca erişip ihtiyaç duyduğu her noktada destek alabildi ve hız kazandı. Girişimlerden bazıları yurt dışı pazarlarına açıldı, yatırım aldı ve yeni iş birliklerine imza attı.

Logo Ventures yönetici ortağı Merve Zabcı ile fonun bugünü ve yarınını konuştuk

Türkiye’nin önde gelen yatırım şirketlerinden Logo Ventures yönetici ortağı Merve Zabcı ile egirişim olarak uzun süredir yapmadığımız bir şey yaptık ve yazılı röportaj gerçekleştirdik. Genelde video olarak bu içerikleri üretiyoruz ama merak etmeyin, kendisini ayrıca kadrajlarımıza da konuk edeceğiz.

Logo Ventures ile özel röportaj

Hilmi Öğütcü: Logo Ventures olarak 2023 yılı sizin için nasıl geçti? Bu yıl gerçekleştirdiğiniz çalışmalardan söz edebilir misiniz? Kaç girişime yatırım yaptınız, ne kadarlık yatırım düzeyine ulaştınız?

Merve Zabcı: “2023 yılında 10 yatırım yaptık ve portfoyümüz 17 girişime ulaştı. Geçen yıl hem yatırım tempomuzu devam ettirdiğimiz hem de yakın coğrafyalara açılım, sürdürülebilirlik ve platformlaşma konularında önemli adımlar attığımız bir yıl oldu.

Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ile uzun zamandır ilgileniyoruz, bu coğrafyadaki girişimler globale açılma süreçleri ve ihtiyaçları açısından Türkiye’deki girişimler ile oldukça benzer. Biz de bu coğrafyadaki girişimleri kendi platformumuza dahil ederek o pazarlarda da katma değer yaratabileceğimizi düşünüyoruz. 2023 yılında bu coğrafyaya ilk yatırımlarımızı yapmaya başladık ve 2024 yılında farklı iş birliktelikleri ile daha akitf olmayı hedefliyoruz.

Fotoğraf: Hilmi Öğütcü

Sürdürülebilirlik oldukça önem verdiğimiz alanlardan biri, 2023 yılında hem fonumuzun hem de portföy şirketlerimizin Birleşmiş Milletler Hedefleri doğrultusunda ve belirlediğimiz kriterler çercevesinde etki haritalarını ve yatırım öncesi etki karnelerini çıkarttık. Bu yıldan başlayarak her yıl sürdürülebilirlik ve etki raporumuzu yanınlayacağız.

Porföy şirketlerimizin sayısı artıkca onlara verdiğimiz desteği daha sistematik sunabilmek için Surge platformunu oluşturduk. Surge’un amacı girişimlerin global pazarlara açılabilmeleri için gereken kaynağı onlara sunmak ve onları global arenada sektör uzmanları, insan kaynağı, müşteri ve yatırımcılar ile bir araya getirmek. Surge’un etrafında 50’yi aşkın sektör liderini ve uluslarası kuruluşu bir araya getirdik. Uzmanlar portföy şirketlerimizde danışmanlık ve yönetim kuruluğu üyeliğinden bir fiil şirkette yönetici veya yatırımcı olmaya kadar farklı görevler alıyorlar.”

Hilmi Öğütcü: 2024 hedefleriniz neler? Kaç girişime yatırım yapmayı planlıyorsunuz, bir exit beklentiniz var mı?

Merve Zabcı: “2024’te 2023 yılına benzer bir yatırım temposunda olacağız. 6-8 girişime yeni yatırım yaptığımız ve devam yatırımları ile mevcut portföyümüzü desteklediğimiz bir yıl planlıyoruz.

Çıkış konusunda ise portföy şirketlerimize stratejik yatırımcılardan ilgi var, özellikle de yeni bir dikeye girmek isteyen veya mevcüt ürün gamlarına yenilikçi ürünler eklemek isteyen firmalardan. Fakat fonumuz halen oldukca genç, girişimlerimize ortalama 1.5 yıl önce yatırım yaptık. Dolayısıyla çıkıştan ziyade yeni yatırımlara odaklandığımız bir dönemdeyiz.”

Hilmi Öğütcü: 2024 yılında öne çıkmasını beklediğiniz sektör ve alanlar var mı? Yapay zeka rüzgarı esmeye devam edecek mi?

“Teknolojinin hiç olmadığı kadar hızlı geliştiği farklı bir dönemden geçiyoruz. Yapay zeka ve açık kaynaklı yazılımlar sayesinde teknoloji daha erişilebilir oldu ve demokratikleşti. Örneğin GitHub kodların 70%’i artık autopilotta yazılıyor. Yapay zeka gündelik işlerimize de dahil olarak hızla derinleşecek ve bu alandaki regulasyonları daha çok konuşmaya başlayacağız.

Yükselmesini beklediğimiz sektör ve alanlar; öncelikle yapay zeka ve büyük dil modelleri’nin (LLM) farklı dikeylere odaklanan aplikasyonları. Ayrıca, artan veri ve gelişen uygulamalarla birlikte siber güvenliğin giderek önem kazanmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Ve Sürdürülebilirlik /iklim teknolojileri gözden kaçmaması gereken bir alan; mevcut doğal kaynakların gelecek nesiller için korunabilmesi ancak teknoloji ile mümkün olacak.”

Hilmi Öğütcü: Gelecek dönemde yatırım yaptığınız alanlarda bir değişiklik olacak mı? Özellikle belirlediğiniz bir hedef sektör var mı?

Merve Zabcı: “İki ana stratejimiz var ilki Türkiye ve Orta ve Batı Avrupa’da kurulmuş ve küresel teknoloji ihracatı yapabilecek girişimler, örneğin Wask, Miros AI, Evreka, Flowla ve Quin AI yatırımlarımız bu kapsamdadır. İkincisi ise Türkiye nüfüsu ve ticaret hacmi ile çok önemli bir yere sahip. Biz de bu büyük pazarda belli sektorlerde lider konuma gelebilecek girişimlere yatırım yapmaktayız FigoPara ve Kamion yatırımlarımız bu çerçevededir.

2024 yılında da bu iki strateji altında ilerleyeceğiz. Hedeflediğimiz öncelikli sektörler ise farklı sektör dikeylerinde Yapay Zeka ile çözüm bulan aplikasyonlar, Siber Güvenlik ve İklim Teknolojileri.”

Hilmi Öğütcü: Girişim ekosistemi 2023’ü nasıl geçirdi? 2024’e ilişkin beklentileriniz neler?

Merve Zabcı: “Girişim ekositemi için 2023 yılı bir geçiş dönemi oldu; gereğinden fazla olan likidite piyasadan çekildi ve yeni düzende girişimciler, girişimler ve yatırımcılar kendi eksik noktalarını gidermeye çalıştılar. Türkiye’de ise yaşadığımız deprem felaketi ve seçim yılının etkisi ile global piyasalara göre durgunluk daha fazla hissedildi. Aynı zamanda 2023 yılında global teknoloji hisseleri 2022 yılındaki düşüşün ardından tekrar toparladı ve eski seviyelerine yaklaştı. Girişim şirketlerinde ise, Yapay Zeka girişimleri haricinde, değerlemeler konservatif kalmaya devam etti.

2024 yılının ise yatırımcılar için hiç olmadığı kadar iyi bir fırsat sunduğunu düşünüyorum. Değerlemelerdeki balonun azaldığı, birim karlılığın ve sürdürülebilirliğin tekrar önemsenmeye başlandığı anlamlı bir yatırım ortamı oluştu. Biz de 2024 yılında güçlü ekipler tarafından kurulmuş girişimleri desteklemeye devam edeceğiz.”

Logo Ventures’la ilgili egirişim’deki tüm içeriklere buradan ulaşabilirsiniz.

600’den fazla yerli ve yabancı yatırımcının katıldığı Revo Building Bridges etkinliği gerçekleştirildi

Türkiye’nin en büyük girişim sermayesi fonlarından Revo Capital‘in, bu yıl dördüncüsü düzenlenen Revo Building Bridges etkinliği, 42 Venue Maslak’ta gerçekleşti.

Türkiye ve Avrupa’dan önde gelen 600’den fazla yatırımcı, girişimci ve iş insanının katıldığı önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapan Revo Building Bridges etkinliğinin açılış konuşmasını Revo Capital Kurucu Ortağı ve CEO’su Cenk Bayrakdar yaptı. Revo Capital’in Türkiye girişimcilik ekosistemindeki katkılarına ve potansiyeline dikkat çekilen etkinlikte, ayrıca girişimcilerin ve yatırımcıların en çok merak ettiği konular arasında olan yapay zekâ, teknolojide kadın liderlik, siber güvenlik, fintek, gaming trendleri ve enerjide sürdürülebilirlik konularında tematik paneller düzenlendi.

Üçüncü fonun detayları hakkında bilgi veren Revo Capital Yönetici Ortağı Cenk Bayrakdar şunları söyledi verdiği demeçte;

“Revo Capital olarak Türkiye’nin şu anda en değerli şirketleri arasında yer alan Getir’in 2017 yılında ilk yatırımcıları arasındaydık ve diğer yatırım yaptığımız Param, Midas, ikas, Massive Bio ve Akinon’da Türkiye’de sektörlerinde lider konuma ulaştı. Yatırım alanındaki 10 yıllık başarılı stratejimizi devam ettirmek için 100 milyon dolarlık üçüncü fonumuzu kuruyoruz. Yatırımlarımızın yüzde 80’ini Türkiye’ye yapmayı hedefliyoruz ve diğer 2 fonumuzda da olduğu gibi Doğu Avrupa bölgelerinde de yatırım fırsatlarını değerlendirmeye devam ediyoruz. Türkiye’deki büyüme aşamasındaki girişimciler için önemli olan yatırım boşluğunu doldurmayı hedefliyoruz. Fonumuz, stratejik olarak Ar-Ge ve yazılımcıları Türkiye’de olan ve 6 temel sektörde faaliyet gösteren şirketlere yatırım yapacak: Fintek, B2B SaaS, siber güvenlik, sağlık teknolojileri, enerji ve oyun. Özellikle yapay zekâ teknolojilerine büyük ilgi duyuyoruz ve bunların tüm sektörlerde inovasyonun katalizörleri olarak potansiyeline inanıyoruz.”

“Son 12 yılda Türkiye’ye yapılan küresel yatırımlar 260 milyar doları aştı”

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Hisse Senedi Genel Müdürü Dirk Wener, yaptığı açılış konuşmasında, 2023 yılında 2.5 milyar Euro ile Türkiye’nin EBRD tarafından en fazla yatırım yaptığı ülke olduğuna dikkat çekti.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu ise konuşmasında, 2024-2028 stratejilerinin, Türkiye’nin uluslararası doğrudan yatırım pazarındaki payını %1’den %1,5’e çıkarmayı hedeflediklerini dile getirdi. Dağlıoğlu, son iki on yılda Türkiye’nin istikrarlı ekonomik büyümesini vurgulayarak, bölgede uluslararası yatırım için bir merkez olarak kilit rolünü vurguladı. Türkiye’de şu anda teknoparklarda ve AR-GE merkezlerinde faaliyet gösteren 700’den fazla uluslararası şirketin bulunduğunu ve farklı sektörlerde hizmet veren 80 binden fazla uluslararası şirketin çeşitli hizmetler sağladığını açıkladı.

“İstanbul Avrupa’nın Silikon Vadisi olarak yükselişte”

Etkinlikte, teknoloji, girişimcilik, yapay zeka, bulut bilişim, siber güvenlik, finansal teknolojiler, enerji ve oyun sektörleri üzerine paneller düzenlendi. Oyun panelinde Istanbul’un Avrupa’daki oyun alanındaki silikon vadisine dönüşmesi ve Türkiye’deki 700 aktif oyun şirketi ile bu alandaki önemine dikkat çekildi. Kurumsal girişimcilik panelinde Fortune 100 şirketlerinin yüzde 71’inin şu anda kurumsal girişim sermayesi fonlarına sahip olması ve bu sayının 2000 yılından sadece 10 olduğu vurgulandı. Borsada işlem gören şirketlerin girişim sermayesi fonlarının piyasayı neredeyse yüzde 50’ye kadar aşan bir performansla geride bırakması ve girişimcilikte aktif kurumların sayısının artırılmasına yönelik öneriler de panelde tartışıldı. Kadınların teknoloji alanında liderliği ve iş dünyasındaki yönetici rollerinde artış, girişim sermayesi yatırımları, yapay zeka ve bulut bilişimdeki gelişmeler, finansal teknolojilerin yükselişi gibi konular ön plana çıktı. Türkiye’nin girişimcilik ekosistemi ve ekonomik potansiyeli üzerine raporlar sunuldu. Büyük şirketlerin yapay zeka kullanımı ve ekonomik büyümeye katkısı tartışıldı.

Ayrıca etkinlik kapsamında McKinsey & Company tarafından yapılan sunumda, 2030’a kadar şirketlerin yüzde 70’inin yapay zekayı kullanacağı ve ekonomik faaliyetlerde ekstra 13 trilyon dolarlık bir artış sağlayacağı öngörüldüğü paylaşıldı.

Girişimciliği destekleyen kurumların yoğun katılım gösterdiği etkinlikte; Özyeğin Üniversitesi, İstanbul Kalkınma Ajansı, TEB ve Microsoft, PwC Türkiye ana sponsorlar olarak yer alırken, Türkiye İş Bankası ve Integra Sigorta Brokerlik ise destekçiler arasında yer aldı.

Hızlandırma programı QNBEYOND’un altıncı dönemine seçilen 8 girişim

QNB Finansbank’ın hayata geçirdiği hızlandırma programı QNBEYOND‘un altıncı dönemine kabul edilen 8 girişim belli oldu. Girişimler altı ay süreyle birçok iş birliği fırsatını değerlendirirken QNB Finansbank, iştirakleri veya müşterileriyle birçok iş fırsatını değerlendirecekler.

QNBEYOND Hızlandırma Programı yeni döneminde; Boston, San Francisco, Berlin, Londra ve İstanbul’dan girişimleri programına aldı. Programa giren ekipler daha önce Apple, Aselsan, BiTaksi, Crunchbase, EBRD, GameStop, Goldman Sachs, Google, HelloFresh, IBM, King, McKinsey, Meta, NASA, TOGG, Trendyol ve Youtube gibi önde gelen şirketlerde deneyimler elde etti.

Altıncı dönem girişimleri sürdürülebilirlik, kuantum teknolojisi, kripto, DevOps ve veri mühendisliği alanlarına odaklanıyor.

Bugüne kadar QNBEYOND

2023’de tamamlanan beşinci dönemde 8 girişim QNBEYOND Hızlandırma Programı’ndan mezun olurken; 5. dönemle birlikte 43 mezuna ulaşan QNBEYOND Hızlandırma Programı’ndan çıkan girişimler toplamda 100 milyon dolardan fazla yatırım topladı.

QNBEYOND’un sahip olduğu güçlü mentor ağı, iş ortakları ve üst yönetim desteği
Sektör profesyonelleri ve QNB Finansbank çalışanlarından oluşan 130 kişiyi aşkın güçlü bir mentor ağına sahip olan QNBEYOND, girişimcilerin ihtiyaç duyabileceği neredeyse tüm konular için alanında uzman bir mentora sahip.

Ayrıca hızlandırma programına katılan girişimlere; Amazon Web Services, Google Cloud, Microsoft Azure gibi servis sağlayıcılar, Hubspot, Notion, Docsend, New Relic, Miro, Remote, Asana gibi yabancı servisler ve Fol, iyzico ve TalentGrid gibi şirketlerden on binlerce dolar değerinde indirim fırsatı da sunuluyor.

QNBEYOND’un 6. dönem girişimleri:

Apollo IoT: Türkiye’nin ilk ve tek yapay zeka destekli, bulut tabanlı, 360 derece dijital enerji yönetim platformudur.

Boston Quantum: Kuantum algoritmalarla hazine yönetimi ve uluslararası ödeme çözümleri sağlayan bir altyapı teknoloji girişimidir.

Bruin: Veri analistlerinin ve veri bilimcilerin herhangi bir özel kod olmadan yüksek kalitede veri akışları oluşturmasına, belgelemesine ve yönetmesine olanak tanıyan platformdur.

Clave: Blokzincir üzerine kurulu bir fintech uygulamasıdır. Biyometrik doğrulama yöntemlerini entegre ederek hesap oluşturmada ve yönetiminde web3 dünyasının rahatsız olduğu anahtar kelimelerden arındırarak, programlanabilir hesaplar ve blok zincir tabanlı ödeme yöntemleri aracılığıyla daha iyi ve güvenli bir deneyim yaratır.

Covalent: Atmosferden yakalanan karbonu kalıcı olarak silen mühendislik temelli carbon removal projelerinin sertifikalandırılmasını ve finansmana erişmesini sağlayan bir platformdur.

EcoTrove: Ev hanelerinin elektrik ve doğalgaz ihtiyaçlarını 12 aylık sabit fiyatlı aboneliğe bağlayan, fatura indirimleri yaratan ve tüketimi yeşil enerji kaynaklarıyla optimize eden bir yeşil enerji abonelik platformudur.

Scrape.do: Hedef web sitelerinden bloklanmadan ve anti-bot sistemlerine yakalanmadan halka açık verilerle scraping yapılmasını kolaylaştıran web scraping API servisidir.

Infrastack: AI yapay zeka tabanlı bir application observability platformudur. Uygulamalarda; sistemin durumunu, sorunlarını görünür kılar, ayrıntılı bilgiler verir ve yardımcı pilot ile geliştiricilerin süreçlerini hızlandırır.

QNBEYOND’la ilgili tüm gelişmeleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Avrupa Birliği’nin Yapay Zeka Yasası neler getiriyor?

Avrupa Birliği; temel hakları, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve çevresel sürdürülebilirliği korumak için risk temelli bir yaklaşım benimseyen kapsamlı bir Yapay ZekA Yasası (EU AI Act) üzerinde geçtiğimiz yılın sonunda anlaşmaya varmıştı. Bu yıl yasalaşması ve 2025 yılına kadar kurumların uyum sağlaması beklenen bu yasanın yapay zekâ alanında fiili yeni küresel standart olarak kabul görmesi de bekleniyor.

Son olarak KPMG de hazırladığı AB Yapay Zeka Yasası’nın Şifresini Çözümü (Decoding the EU AI Act) isimli raporunda Yapay Zekâ Yasası’nın etkisini ve kurumların bu yasaya nasıl uyum sağlayabileceklerini irdeliyor.

Raporla ilgili değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye İnovasyon ve Teknoloji Danışmanlığı Lideri Gökhan Mataracı;

“Yapay Zekâ Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle AB, yapay zekânın benimsenmesini teşvik etmek ve bireylerin yapay zekâyı sorumlu, etik ve güvenilir bir şekilde kullanımını sağlamak arasında bir denge kurmayı amaçlıyor. AB Yapay Zekâ Yasası, son kullanıcıları korurken inovasyonu teşvik etmeye yardımcı olacaktır. Raporumuz, Yapay Zekâ Yasası’nın yapısını, getirdiği yükümlülükleri, uyum için zaman çizelgelerini, kuruluşların dikkate alması gereken eylem planını ve stratejik yol haritasını ele alıyor. Bu yasanın iş dünyası üzerindeki yansımalarına bakacak olursak şirketler, geliştirdikleri ve kullandıkları yapay zekâ sistemlerinin bir haritasını oluşturmalı ve bunları yapay zekâ yasasında belirtilen risk seviyelerine göre kategorize etmelidir. Eğer bu sistemlerden herhangi biri sınırlı, yüksek veya kabul edilemez risk kategorisine giriyorsa yasanın etkileri uçtan uca değerlendirilerek hızlıca bir aksiyon planı çizilmelidir.”

KPMG’nin raporunda öne çıkan bazı başlıklar şu şekilde:

  • Yasaya göre yapay zekanın tanımı genişliyor: Yapay Zekâ Yasası, yakın zamanda güncellenmiş olan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tanımından türetilmiş geniş kapsamlı bir yapay zekâ sistemi tanımını konu alıyor. Bu tanımın, tek kullanım amaçlarına odaklanan daha basit teknolojiler ve sistemlerden derin öğrenme ve üretken yapay zekâ alanındaki gelişmiş uygulamalara kadar geniş bir yelpazeyi kapsamak üzere bilinçli bir şekilde geniş tutulduğu gözlemleniyor. Sonuç olarak, yapay zekâ yasasının kapsamı, başlangıçta tahmin edilenden çok daha geniş bir hal aldı ve gelişmiş ve üretken yapay zekâ konusundaki daha yeni anlayışımızın da ötesine ulaştı. Diğer yandan, yapay zekâ yasasının belirlediği kapsam, askeri veya savunma amaçları için kullanılan yapay zekâ sistemleri için bazı muafiyetleri bulunduruyor ve ücretsiz ve açık kaynaklı sistemler için ise sınırlı muafiyetler içeriyor.
  • Yapay Zeka Yasası, yapay zekânın etik kullanımını düzenlemeyi amaçlıyor: Yapay zekâ, dünyayı insanlığın yararına değiştirmek için büyük bir umut vaat ediyor. Ancak yapay zekânın risklerini, bilinen ve bilinmeyen potansiyel olumsuz sonuçlarını yönetmek de kritik önem taşıyor. Yapa Zeka Yasası, 2024 yılında tamamlanacak ve yapay zekâ sistemlerinin güvenli olmasını sağlamayı, temel haklara saygı göstermeyi, bu teknolojiye yatırımı teşvik etmeyi, yönetimi iyileştirmeyi ve yapay zeka için uyumlu bir tek AB pazarı oluşturmayı amaçlıyor.
  • Çoğu yapay zeka sisteminin 2026 yılının ilk yarısına kadar yasaya uyması gerekiyor: Yapay Zeka Yasası’nın yapay zekâ tanımının geniş olması nedeniyle çeşitli teknolojileri ve sistemleri kapsaması bekleniyor. Sonuç olarak, kurum ve şirketlerin Yapay Zekâ Yasası’ndan önemli ölçüde etkilenmesi öngörülüyor. Yükümlülüklerin çoğunun 2026 yılının başlarında yürürlüğe girmesi gerekiyor. Bununla birlikte, yasaklanmış yapa zekâ sistemleri, Yapay Zekâ Yasası yürürlüğe girdikten altı ay sonra aşamalı olarak kaldırılacak. Genel amaçlı yapay zekâ yönetme kurallarının 2025’in başlarında uygulanması bekleniyor.
  • Yüksek riskli yapay zeka sistemlerinin sağlayıcıları ve kullanıcıları katı yükümlülüklerle karşı karşıya: Yapay Zeka Yasası, yapay zekâ sistemlerini farklı risk seviyelerine ayırarak risk temelli bir yaklaşım uyguluyor. Bunlar; kabul edilemez, yüksek, sınırlı ve minimum riskler şeklinde sıralanıyor. Yüksek riskli yapay zekâ sistemlerine izin verilse de bunlar en katı yükümlülüklere tabi sistemler. Bu yükümlülükler sadece kullanıcıları değil, aynı zamanda yapay zekâ sistemlerinin “sağlayıcılarını” da etkiliyor. Yapay Zekâ Yasası’ndaki “sağlayıcı” terimi, tamamen kurum içi kullanım için yapay zekâ sistemleri geliştiren kuruluşlar da dâhil olmak üzere, yapay zekâ sistemleri geliştiren kurumları kapsıyor. Bu nedenle bir kuruluşun hem kullanıcı hem de sağlayıcı olabileceğini bilmek önem taşıyor. Sağlayıcıların muhtemelen risk yönetimi, veri kalitesi, şeffaflık, insan denetimi ve sağlamlık ile ilgili katı standartlara uyumu sağlamaları gerekecek. Kullanıcılar da yapay zekâ sistemlerini Yapa Zekâ Yasası’nın yasal sınırları dahilinde ve sağlayıcının özel talimatlarına göre çalıştırmaktan sorumlu olacak.

AB’nin önerdiği düzenlemenin, yapay zekânın gücünden faydalanan tüm kuruluşlar üzerinde geniş bir etkisi olacağı öngörülüyor ve uyumsuzluğun sonuçları, pazardan menetmeden ciddi para cezalarına kadar değişiklik gösteriyor. Cezalar, ihlalin ve şirketin büyüklüğüne bağlı olarak 35 milyon euro veya küresel cironun yüzde 7’sinden 7,5 milyon euro veya cironun yüzde 1,5’ine kadar değişiyor.

  • GPAI modelleri için hükümler eklendi: Büyük üretken yapay zekâ modelleri de dâhil olmak üzere genel amaçlı yapay zekâ (GPAI) modellerindeki son gelişmelere yönelik de yeni hükümler eklendi. Çeşitli görevler için kullanılabilen ve yüksek riskli sistemler de dâhil olmak üzere çok sayıda yapay zekâ sistemine entegre edilebilen bu modeller, giderek AB’deki birçok yapay zekâ sisteminin temeli haline geliyor.
  • Yapay Zeka Yasası AB’nin mevcut hukukunu etkilemiyor: Kişisel veriler, ürün güvenliği, tüketicinin korunması, sosyal politika ve ulusal iş hukuku ve uygulamaları gibi AB’nin mevcut yasalarının yanı sıra ürün güvenliği ile ilgili sektörel yasama eylemleri de geçerli olmaya devam edecek. Yapay Zekâ Yasası’na uyum, kuruluşları bu alanlarda önceden var olan yasal yükümlülüklerinden kurtarmayacak.
  • Yasanın kuruluşunuz üzerindeki etkisini anlamanız başarı için çok önemli: Kuruluşlar, geliştirdikleri ve kullandıkları yapay zekâ sistemlerinin bir haritasını oluşturmak için zaman ayırmalı ve Yapay Zekâ Yasası’nda tanımlandığı gibi risk seviyelerini kategorize etmelidir. Yapay zekâ sistemlerinden herhangi biri sınırlı, yüksek veya kabul edilemez risk kategorisine girerse Yapay Zekâ Yasası’nın kuruluşları üzerindeki etkisini değerlendirmeleri gerekecektir. Kuruluşların bu etkiyi ve nasıl yanıt verileceğini mümkün olan en kısa sürede anlamaları büyük önem taşıyor.