Ana Sayfa Blog Sayfa 700

Red Bull Basement, 25 Ekim’e kadar girişimlerin başvurularını bekliyor

Teknolojiyle ilgilenen girişimcileri destekleyen Red Bull Basement, üniversite öğrencilerine kampüs hayatını değiştirecek projelerini geliştirmeleri için fırsat tanıyor. Öğrenciler, kampüs deneyimini ileri götürmeyi amaçlayan fikirleri ile redbullbasement.com adresinden 25 Ekim’e kadar başvuru yapabiliyor. Başvuruların öncesinde gençlerin fikirlerine yön vermek için uzmanların yer aldığı bir çevrimiçi etkinlik herkesin katılımına açık olarak gerçekleştirildi ve genç girişimci adaylarına ilham veren hikayeler aktarıldı.

Daha iyi bir yarın inşa etmek amacıyla teknolojinin gücünden yararlanan girişimcileri ve inovasyon alanındaki fikir önderlerini destekleyen Red Bull Basement, her yıl genç girişimci adaylarını; sosyal inovasyonun gelişimi için sektörün önde gelen isimleri ile çeşitli konuşmalar, paneller ve atölyeler aracılığıyla buluşturuyor.

İkinci çevrimiçi etkinlik 18 Ekim Pazar günü Kolektif House’da gerçekleşti ve alanında uzman isimleri konuk etti. Codeway Kurucu Ortağı Tolunay Tosun moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte, Türkiye’de ortak çalışma alanı ve girişimcilik merkezi denince akla ilk gelen adreslerden biri olan Kolektif House’un Kurucu Ortağı Ahmet Onur, Boğaziçi Üniversitesi Girişimcilik Merkezi Direktörü Dr. Oğuzhan Aygören, Türkçe hazırlanan ilk meditasyon uygulaması Meditopia’nın geliştiricisi Deniz Bağan, Onaranlar Kulübü ismiyle onarmanın ve iyileştirmenin birleştirici gücünü odağına alan bir gönüllülük hareketinin kurucu ortağı Doğukan Güngör kendi başarı öyküleri ile fikirlerin olgunlaştırılmasında rol oynadı.

Etkinlikte sözü ilk alan isim Ahmet Onur “Başarı için birkaç yenilgi lazım. Ben de ilk 3 girişimimde başarısız oldum ve geriye dönüp baktığımda en büyük derslerimi buralardan çıkardığımı fark ediyorum. Aynı zamanda ilham alabilmek ve durup düşünmek için hedeflere giderken ara vermek de gerekiyor. Bu 3 girişimim ardından verdiğim ara sayesinde Kolektif House’u kurdum ve doğru zamanda, doğru anda başardığıma inanıyorum. Sanayi’de hiç olmayacak denilen bir yerde projemizin lokasyondan bağımsız bir şekilde başarılı olabileceğine inandık ve bunu da 6 yıldır gösteriyoruz” diye konuştu.

Daha sonra sözü alan Boğaziçi Üniversitesi Girişimcilik Merkezi Direktörü Dr. Oğuzhan Aygören, “Girişimci olabilmek için ne gerekiyor?’ diye sorulsa yanıtım: ‘Gelişmek, paylaşmak ve öğrenmek olurdu. Çünkü huzurla yattığımız bir gün mutlaka bunlardan birisini yapmış oluyoruz. Aynı zamanda değişimin öncüsü olabilmek ve yakınmak yerine inisiyatif alabilecek cesareti göstermek de gerekiyor. Bir sorunu öngörüp bugünden harekete geçmek ve çözüm üretmek için her zaman öncü olmalısınız” dedi.

Brezilya’nın Sao Paulo şehrinde doğan Red Bull Basement, bugün pek çok ülkede daha iyi bir gelecek inşa etmek amacıyla teknolojinin gücünden yararlanan üniversite öğrencisi girişimcileri, kod yazarlarını ve inovasyon alanındaki fikir önderlerini desteklemeyi sürdürüyor.

Başvuru için son tarih: 25 Ekim

Öğrenciler, kampüs deneyimini ileri götürmeyi amaçlayan fikir ve projelerini anlatan bir dakikalık video ile redbullbasement.com adresinden 25 Ekim’e kadar başvuru yapabiliyor. İngilizce bilen, lisans ve yüksek lisans öğrencileri, başvurularını bireysel veya iki kişilik takımlar halinde yapabiliyor. Jürinin değerlendirmesinden geçen bir finalist takım veya bireysel katılımcıya ödül olarak projelerini geliştirmeleri için uygun bir zemin sunulacak. Finale kalan proje sahibi, global sosyal inovasyon çevresi ile buluşma imkânı yakalıyor. Burada mentörlerin katkıları ile fikirlerini gerçeğe dönüştürme fırsatı yakalamanın yanında global bir eğitim programına da dahil oluyor.

Güvenilir veri ekosistemi sunan Zürih merkezli Decentriq, 3.2 milyon Euro yatırım aldı

Veri güvenliği uzmanlığı üzerinde çalışan İsviçre merkezli Decentriqbtov Partners liderliğinde, Paladin Capital Group ve mevcut yatırımcısı olan Atlantic labs tarafından 3.2 milyon Euro değerinde tohum yatırım aldığını duyurdu.

Şirketler için önem arz eden verileri sistemleştirmek adına bir platformun kurulmasını kolaylaştıran ve verilerini birbirleriyle paylaşmak isteyen şirketler içinde daha az sürede daha az maliyetli bir hizmet sunan Decentriq ,yapılan yatırımların müşteri tabanının geliştirilmesi ve uluslararası büyüme adına kullanılacağının altını çiziyor.

Günümüzde birçok şirketin iş planları bu verilere dayanılaraktan hazırlandığından elde edilen verilerin içeriğinin korunmuş ve güvenilir olması şirketler adına büyük bir önem teşkil ediyor. Bu verileri sağlayan kişilerinde bu verilerin kimler tarafında nasıl ve ne şekilde kullanıldığı hakkında bir güvenceye sahip olması ve veri sahiplerini de koruması gerekiyor. Decentriq ise , bu konuları dikkate alaraktan oluşturmuş olduğu bulut tabanlı platformu sayesinde kuruluşların ellerine geçen verilerin şifreleme yöntemleri ile korunmasını, analiz edilmesini , gözden geçirebilmesini ve bir başka kuruluş ile bir sorun yaşamadan paylaşmasını mümkün kılmayı amaçlıyor.

Decentriq’in kurucu ortağı ve CEO’su Maximialian Groth şu sözleri ile Decentriq öncesinde iki kuruluşun birbirleri ile veri ortaklığının ne kadar maliyetli ve zaman talep eden bir sisteme sahip olduğunu vurguluyor : ‘Bir banka ile bir sigorta şirketinin veri ortaklığı işbirliğine girmek istediği varsayıldığında her ikisininde makine öğrenimi altyapısına ve Veri gizliliği sorumlusu (DPO), Bilgi Güvenliği Görevlisi (CISO) gibi gerekli personellere ihtiyaç duyacaktır. Decentriq’in sağladığı platform bu işbirliğini kolaylaştırır , kuruluşları maliyetten ve zaman kaybından korur.Böylece şirketlerin veri analizine ve değerine daha çok odaklanmasını sağlar.’

Groth aynı zamanda btov ve Paladin öncülüğünde aldıkları yatırım karşısındaki heyecanın yanı sıra  iyi ölçüde bir büyümeye gidileceğinin ve müşteri tabanının genişletileceğinin altını çiziyor.

Vestel, ilk yerli elektrikli bisiklet bataryasının üretimine başladı

Türkiye’nin önde gelen teknoloji üreticilerinden Vestel, ilk yerli elektrikli bisiklet bataryasının üretimine başladı. Donanım, yazılım, mekanik tasarımları ile üretim ve test altyapısı tamamen Vestel mühendisleri tarafından üretilen bataryalar, güvenilirliği, uzun ömürlü kullanım imkanı ve online servis hizmeti ile avantaj sağlıyor.

Metropollerde yaşanan trafik sorunu ve sağlıklı yaşam bilincinin artması ile talebin yükseldiği elektrikli bisikletler, tüketicilerin tercihi olmaya devam ediyor. Avrupa’da ciddi pazar büyüklüğüne ulaşan elektrikli bisikletlere, Türkiye’de de ilgi her geçen gün artıyor. Ancak bataryaların yüksek maliyetli, kısa ömürlü olması ve güvenlik riskleri, kullanıcılar açısından engel oluşturuyor. Türkiye’nin önde gelen teknoloji şirketlerinden Vestel’in tasarlayıp ürettiği ve ilk kez geçen yıl düzenlenen IFA’da görücüye çıkarılan yerli tasarım ve üretim bataryalar bisiklet üreticilerine kalite, maliyet, teslimat süreleri ve satış sonrası hizmetlerde büyük avantaj sağlayacak. İlk siparişini Salcano’dan alan Vestel,tüm yerli bisiklet üreticileri ve dünyaya batarya üretmeyi hedefliyor.

Hızlı şarj ve yüksek güvenlik

Geleceğin teknolojilerine yatırım yapmaya devam ettiklerinin altını çizen Vestel CEO’su Turan Erdoğan, “Bir teknoloji şirketi olarak daima en iyi ve en yeniyi tasarlamaya odaklanırken, Akıllı Evler, Akıllı Şehirler ve Nesnelerin İnterneti konsept çatısı altında, hem birbirleriyle haberleşebilen hem de mobil cihazlar aracılığıyla kontrol edilebilen akıllı ürünleri piyasaya sunarak, tüketici deneyimine değer katacak teknolojileri geliştiriyoruz. Ülkemizin Akıllı Şehirlerinde Vestel’in imzası olacak. Geçtiğimiz sene görücüye çıkardığımız Vestel tasarım ve donanımına sahip bisiklet bataryalarımızın üretimine başladık. Bisiklet bataryalarımızı bisiklet üreticileri ve e-bisiklet sistem üreticilerinin kullanımına sunarak sektörde bir ilke imza atmış olduk” açıklamasında bulundu.

Otomotiv baz alınarak elektrikli bisikletlere uyarlanan bataryalar, EN50604-1 güvenlik sertifikalarını almayı başararak, müşteriler tarafından özellikleri ve tasarımı ile beğeni topluyor. Vestel’in ürettiği bu bataryalarda yüksek enerji yoğunluğuna sahip NCA hücreler kullanıyor. Bluetooth üzerinden batarya-cep telefonu bağlantısı ile online servis hizmetine olanak sağlayan sistem, aynı zamanda kullanıcının bataryanın durumunu aplikasyonla takip edebilmesini mümkün kılıyor. Vestel mühendislerinin tasarladığı bataryalar, IP66 seviyesinde su geçirmez tasarımı ile EN50604-1 onayının gerektirdiği şok, darbe ve ezilme testlerinden başarıyla geçerek diğer ürünlerin önüne geçiyor.

Apsiyon’un yazılım geliştirme müdürü Erçin Dedeoğlu oldu

Toplu yaşam alanı yöneticilerine CRM’den finans yönetimine, bakım takibinden dijital güvenlik sistemlerine kadar entegre çözümler sunan Apsiyon’da üst düzey bir atama gerçekleşti. 800 binden fazla konutta, 10 binden fazla sitede, 1.7 milyondan fazla kullanıcıya hizmet veren Apsiyon’un yeni Yazılım Geliştirme Müdürü Erçin Dedeoğlu oldu.

Ağustos ayı itibariyle göreve başlayan Dedeoğlu, Türkiye’nin en hızlı büyüyen 50 teknoloji şirketi arasında yer alan Apsiyon’un, yazılım ekibinden sorumlu olacak.

Erçin Dedeoğlu kimdir?

Sakarya Üniversitesi, Bilgisayar Programcılığı Bölümü’nden mezun olan Dedeoğlu, mezuniyet sonrası Anadolu Üniversitesi Bilgi Yönetim Sistemleri Bölümü’nde lisansını tamamladı. Kariyer hayatına 2003 yılında Experts Exchange’de başlayan Dedeoğlu, 2012 yılına kadar bu firmada, 8 farklı ülkedeki yazılım süreçlerine danışmanlık verdi ve Ar-Ge faaliyetlerini yürüttü. Dokuz yıllık uluslararası yazılım deneyiminin ardından, ülkesine dönerek Tam Sistem isimli girişime imza atan Erçin Dedeoğlu, bu girişim ile TÜBİTAK ve KOSGEB projelerine yazılım desteği sağladı. 2013 yılında GeoTech ile yolları kesişen Dedeoğlu, T.C. Dışişleri Bakanlığı başta olmak üzere, 222 farklı elçilikte kullanılacak olan bir ürün geliştirdi. Dedeoğlu, Agile ve Scrum tekniklerini Türkiye’de ilk uygulamaya başlayan ekipler içerisinde yer aldı.

2015 yılında Emse Mühendislik bünyesinde Yazılım Takım Lideri olarak görev alan DEDEOĞLU, bu deneyiminde, özellikle havacılık sektörüne önemli katkılar sağladı. Dünyanın en büyük havaalanlarında, büyük havayolu şirketleri ve yolcular tarafından da kullanılan Self Check-In kioskları, Self Bagdrop sistemleri, LiveGate konferans kioskları, Votebook anlık anket cihazları gibi pek çok büyük yazılım projesine imza attı.

2018 yılında MayCyber Technologies firmasında Yazılım Geliştirme Müdürü olarak çalışan Dedeoğlu, firma bünyesinde, video konferans sistemleri ve uzaktan eğitim sistemleri üzerine projeler geliştirdi. Bilgi ve tecrübelerini eğitmen olarak da paylaşan Erçin Dedeoğlu, Bilge Adam bünyesinde yazılım eğitimleri verdi. Son olarak Akgün Yazılım’da görev alan Dedeoğlu, 52 kişilik bir yazılım ekibine teknik danışmanlık sağladı.

Yerli fintech Param, dijital banka insha’ya 23.2 milyon TL yatırım yaptı

Türkiye’nin ilk dijital bankası olma vizyonuyla çalışmalarını sürdüren Param, Albaraka Türk tarafından iki yıl önce Avrupa’da kurulan dijital banka insha’nın yatırımcıları arasına katıldı. Param, insha’ya 232 milyon TL değerleme üzerinden 23.2 milyon TL tutarında bir yatırıma imza atmış oldu.

Hem bireysel hem de kurumsal tarafta elektronik para hesabı, ön ödemeli kart, para transferi, fatura ödeme, sanal POS konularında faaliyet gösteren Param, Albaraka Türk tarafından iki yıl önce Avrupa’da kurulan dijital banka insha’ya 232 milyon TL değerleme üzerinden 23.2 milyon TL yatırım yaptı. İki yıldır Almanya’da 43 bin üye, 400 binden fazla işlem ve 65 milyon Euro’yu geçen hesap hacmi ile faaliyet gösteren dijital banka insha, bu tohum yatırımla Avrupa’da yeni ülkelere açılacak.

“Türkiye’de ilk kez bir fintech şirketi, köklü bir bankanın iştirakine yatırım yapıyor”

Dijital bankaların yoğun rekabetine şahit olduğumuz Avrupa’da etik bankacılık anlayışıyla bilinçli tüketimi teşvik eden finansal araçları, çevreye duyarlı yaklaşımı ve reel ekonomiyi destekleyen yepyeni faizsiz dijital bankacılık modeliyle hizmet veren insha’ya yatırım konusunda görüşlerini dile getiren Param kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Emin Can Yılmaz şunları söyledi: “insha’nın Avrupa’da sunduğu finansal çözümleri önemsiyor ve iki yıl gibi kısa bir sürede geldiği noktayı çok değerli buluyoruz. insha’nın hayallerine ortak olmaktan dolayı mutlu ve heyecanlıyız. insha’nın koyduğu hedeflere, çizdiği vizyona ve ekibine güveniyoruz. Yaptığımız bu yatırımla hem insha’nın hem de Param’ın Avrupa’daki açılımını daha da hızlandırmak istiyoruz. Öte yandan Türkiye’de ilk kez bir FinTech, köklü bir bankanın iştirakine yatırım yapıyor. Bunu gerçekleştirmek Türkiye FinTech ekosistemi için çok stratejik ve önemli bir gelişme. Bu yatırımın her iki taraf için de önemli getirileri olacağına inanıyorum” dedi

“Insha’nın gücüne güç kayacak, ekosisteme katkı sunacak”

Param’ın insha’ya yaptığı yatırımı değerlendiren Albaraka Türk Genel Müdürü Melikşah Utku ise “İki yıl önce katılım bankacılığı alanında bir ilki gerçekleştirerek Avrupa’da dijital bankacılık hizmeti vermek üzere insha’yı hayata geçirmiştik.Şubesiz ve tamamen dijital bankacılık hizmeti veren iştirakimiz insha bugün bir ilki daha gerçekleştirerek Param gibi güçlü bir FinTech’i yatırımcıları arasına almış oldu. Param ile birlikte insha’nın gücü daha da artacak. Her iki tarafın daha iyi, daha hızlı bir şekilde büyümesini sağlayacak ve tüm ekosisteme katkı sunacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Nurol Teknoloji’den yeni nesil staj programı: Sen Ol!

Üniversiteli gençlerin dijital çağda ihtiyaç duydukları yetkinlikleri kazanmaları ve böylelikle sürdürülebilir bir geleceği inşa edebilmeleri için kurgulanan Sen Ol! programı Ekim 2020-Şubat 2021 tarihleri arasında yürütülecek.

Sen Ol! staj programından Ankara’daki üniversitelerin mühendislik fakültelerinde okuyan ve Nurol Teknoloji’de staj yapan 32 öğrenci faydalanacak.

Konuyla ilgili açıklama yapan Nurol Teknoloji İK ve Kurumsal Gelişim yönetiminden sorumlu İcra Kurulu Üyesi İlkşen Çetintaş; “Sen Ol! öğrencilere sadece mesleki beceri değil dijital çağda ihtiyaç duyacakları yetkinlikleri kazandırmayı hedefleyen özgün bir staj programı. Gençler için çalışan bir sosyal girişim ile birlikte tasarlanmış ilk kurumsal staj programı. Üniversitelerin kariyer merkezleri ve Mühendislik Fakültesi Bölüm Başkanları’nın desteğiyle seçtiğimiz 32 öğrencimize, 6 aylık staj dönemleri süresince 24 farklı yetkinlik kazandıracağız. Alanında en iyi eğitmenler, iş insanları ve girişimcilerle buluşturup ilham almalarını sağlayacağız. Kitap, müzik ve sanatın farklı alanları ile buluşturarak vizyonlarını genişletmelerine destek olacağız. Bilim Virüsü ile tasarladığımız bu programın, Covid-19 ile yeniden şekillenen dünyaya hazırlanırken gençlere önemli bir referans olacağından eminiz. Üniversite-Sanayi iş birliğinde gençlere ve topluma karşı sorumluluğumuzun ezber bozan bilinci ile benzersiz bir değer yaratıyoruz” dedi.

Gençlere bilim tutkusu bulaştırmak ve 21.yüzyıl becerileri kazandırmak için faaliyet gösteren sosyal girişim Bilim Virüsü’nün kurucusu Şule Yücebıyık da şöyle konuştu; “Bu programla, Nurol Teknoloji’de staj yapan üniversiteli gençlere Sen Ol! diyoruz. Kendi değerleri ile buluşmaya, potansiyellerini keşfetmeye ve hayallerindeki geleceği inşa etmeye davet ediyoruz. Nurol Teknoloji bu programla; gençlere belirsiz ve değişken dünyada ihtiyaç duydukları becerileri kazandırmakla kalmıyor, geleceğe dair umutlarını da artırıyor.”

Sen Ol! staj programı ile üniversite öğrencilerine öz-farkındalık, eleştirel düşünce, hayal kurma, yaratıcılık, dijital okuryazarlık, kurum içi girişimcilik, sürdürülebilirlik bilinci, iletişim gibi yetkinlikler ve yaşam boyu öğrenme becerileri kazandırılması hedefleniyor.

Program süresince öğrenciler; CEO ve yöneticilerle bir araya gelerek kitap okuyacak, kültür ve sanat atölyelerine katılacak ve yaratıcı çalışmalar yapacaklar. Bu kapsamda düzenlenecek 24 atölye çalışması; İçindeki Marka, Anlamlı ve Esnek Hayat Tasarımı, Tasarım Odaklı Düşünme, Hayalini Kap da Gel, İnovasyon ve Çevik Takımlar, Algoritmik Düşünme ve Dünyayı Değiştiren İletişim gibi konu başlıklarından oluşuyor.

Atölye çalışmalarına Şule Yücebıyık, Burçin Gürbüz, Leo Halepli, Ekin Yasin, Ufuk Çarşıbaşı, Hande Arıkan, Gamze Nurluoğlu, Enis Erdem Yurdatapan, Emre Peker, Ayşıl Gül Tokcan gibi sektör profesyonelleri ve alanının önde gelen eğitimcileri liderlik yapacak.

QNBEYOND’un ilk çalışmalarından biri olan finansal dijital asistan: Q-Finansal Zeka

QNB Finansbank’ın girişim hızlandırma programı QNBEYOND’un ilk çalışmalarından biri olan ve 2019 yılında hayata geçen dijital asistan Q, 3.5 milyon mobil şube müşterisinin hayatına yeni bir yön getirdi. Q, düzenli işlemleri zamanında hatırlatarak ve önemli konularda uyararak kullanıcıları, bankacılık işlemlerini takip etme zahmetinden kurtarıyor.

QNB Finansbank müşterilerine sunduğu ürün ve hizmetlerle bankacılık sektöründe fark yaratmaya devam ediyor. Bankamızın çatısı altında insanlara ve yaratıcı fikirlere değer katan, startuplarla el ele vererek fark yaratmaya odaklanan inovasyon laboratuvarımız QNBEYOND’un en önemli çıktılarından biri olan dijital bankacılık asistanı Q, kurulduğu 2019 yılından bu yana mobil şube müşterilerinin %80’ine hizmet verdi, hayatlarını kolaylaştırdı.

Q-finansal Zeka hakkında bilgi veren QNBEYOND Genel Müdür Yardımcısı Derya Düner:

“Q’nun en büyük özelliği kullanıcılarını tanıyıp alışkanlıklarını öğrenmesi. Düzenli yapılan bankacılık işlemlerini sizin yerinize takip edip zamanı geldiğinde hatırlatıyor. Bu yönüyle Q, bankaların müşterileri ile iletişim şeklini kökünden değiştiriyor. Üstelik bunu sizinle konuşur gibi sohbet kolaylığında yapıyor. Sizi çok iyi tanıyan ve işinin ehli bir asistan gibi işlemlerinizi takip ediyor, önemli konularda sizi bilgilendiriyor, sorularınızı cevaplıyor. Fatura tutarındaki beklenmedik yükselişleri , kartınızdan çift çekilen tutarları ya da talimatınızın süresinin dolması gibi konuları fark ederek uyarıyor.” dedi.

Dünyada benzer örneklerine göre büyük fark yaratan Q- finansal zekâ her geçen gün kendini geliştirerek müşterilerin hayatını kolaylaştırmak için çalışmaya tüm gücüyle devam ediyor.

İki yılda 100 bin kullanıcıyı aşan araç paylaşım platformu MOOV by Garenta, 2 milyon kiralamayı geçti

Araç paylaşım platformu MOOV by Garenta, iki yıl gibi kısa bir sürede 100.000’i aşkın kullanıcısıyla 2 milyon defadan fazla kiralama gerçekleştirdi. Faaliyete başladığı ilk günden itibaren hizmetini geliştiren MOOV, araç sayısını 3 katına çıkararak İstanbul, Ankara ve İzmir’de MOOVER olarak tanımladığı kullanıcılarıyla buluşmaya devam ediyor.

Üç büyük şehirde tek bir uygulama üzerinden hizmet veren MOOV by Garenta’da ister 15 dakika, ister 2 saat, isterseniz günlerce araç kiralamak mümkün.

Eylül 2018’de ilk olarak İstanbul’da hizmet vermeye başlayan araç paylaşım hizmeti MOOV, MOOVER olarak tanımladığı kullanıcıları tarafından yoğun ilgi görmeye devam ediyor. Bu yılın ocak ayında 1 milyon kiralama sayısına ulaşan MOOV, sosyal mesafenin korunabildiği alternatif ulaşım modeli olarak dokuz ay gibi kısa bir sürede 1 milyon defa daha kullanıldı ve toplamda 2 milyon kiralama sayısına ulaştı.

Araç kiralama sektöründe ezberlerin bozulduğunu ve geleceğin ulaşım modellerinde paylaşımlı araçların önemli bir yeri olacağını belirten Garenta ve ikinciyeni.com Genel Müdürü Emre Ayyıldız, “Araç kiralama sektöründeki yeni nesil beklentilere cevap vermek için hayata geçirdiğimiz Türkiye’nin ilk serbest dolaşımlı araç paylaşım hizmeti MOOV by Garenta ile her gün yeni başarılara imza atıyoruz. Uygulaması toplamda 600 bin defa indirilen ve 100 binden fazla kişinin aktif olarak kullandığı hizmetimizle yeni bir rekora imza attık ve 2 milyon defa kiralama sayısını geçtik” dedi.

MOOV by Garenta’nın salgın döneminde de önemli bir ihtiyaca cevap verdiğini söyleyen Emre Ayyıldız, “Salgın döneminin başlarında toplu taşıma kullanım oranının yüzde 85’lere varan oranda düştüğünü gördük ve bu dönemde tam dijital alt yapıyla hayata geçirmiş olduğumuz MOOV hizmetimizle sosyal bir soruna çözüm getirdik. Sokağa çıkma kısıtlamalarının yaşandığı günlerde MOOVER’lar arasında yaptığımız anket sonucuna göre, %69’unun işe gidip gelirken MOOV kullandığını gördük. Düzenli olarak dezenfekte ettirdiğimiz araçlarımızla ekstra hiçbir temasa gerek duymadan istenilen süre kadar araç kiralanabiliyor. Salgın döneminde, sokağa çıkma kısıtlamalarının olduğu günler dikkate alınmazsa salgın öncesi dönemden daha iyi performans gösterdiğimizi söyleyebilirim. Bu kadar kritik bir dönemde sosyal bir görevi üstlenmekten gurur ve mutluluk duyuyoruz.” şeklinde konuştu.

Çevreci bir hizmet olan MOOV’un gençler tarafından daha çok tercih edildiğini belirten Ayyıldız, “Bugün 1 paylaşımlı aracın aktif olarak kullanılmasıyla 10 araç trafikten çıkmış oluyor. Yapılan araştırmalara göre paylaşımlı araçları tercih edenler, şahsi araçlarıyla seyahat edenlere kıyasla yüzde 11 daha az kilometre yapıyor. 2 milyon defa kullanılan MOOV araçlarıyla 6,2 milyon km daha az yol kat edildi ve böylece bin tonluk CO2 salınımının önüne geçilmiş oldu” ifadelerini kullandı.

Hem çevreye hem de trafiğe fayda sağlayan araç paylaşım modelini tam dijital alt yapıyla hiçbir ekstra temasa gerek kalmadan sunduklarını söyleyen Ayyıldız, yeniliğe açık ve trendleri takip eden gençler tarafından yoğun ilgi gördüklerini belirtti ve gösterilen ilgiden dolayı tüm MOOVER’lara teşekkür ederek sözlerini noktaladı.

Airbus, Mars’tan Dünya’ya örnekler getiren uzay aracı MSR’nin ERO misyonu için ana yüklenici olarak seçildi

Airbus, Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından Mars’tan Dünya’ya örnekler getiren ilk uzay aracı olan Mars Sample Return (MSR)’nin Earth Return Orbiter (ERO) misyonu için ana yüklenici olarak seçildi.

Mars Sample Return (MSR), ESA ve NASA ortak misyonudur ve Mars’ı keşfetme görevinde bir sonraki adımıdır. ERO ve Sample Fetch Rover (SFR), MSR’nin iki ana Avrupalı bölümüdür ve Airbus tarafından tasarlanacak ve inşa edilecektir. Örnekleri SFR’den Mars Ascent aracına (MAV) aktaracak olan Sample Transfer Arm (STA) olarak adlandırılan bir kol, MSR programına üçüncü Avrupalı katkıdır. ERO sözleşmesinin değeri 491 milyon Euro’dur.

Beş yıllık görev, uzay aracının Mars’a gidişi, Dünya ile bir iletişim rölesi olarak hareket edişi, yörüngedeki örneklerle buluşma ve onları Dünya’ya güvenli bir şekilde getirmeyi içerecek. MAV Mars yüzeyinden fırlatılmadan önce Mars örnekleri, numune tüplerinde saklanacak ve Airbus’ın çalışma aşamasını başlattığı SFR tarafından toplanacaktır.

ERO için Airbus, başarılı otomatik transfer aracındaki (Automated Transfer Vehicle – ATV) teknolojileri ve Avrupa’nın ilk Jüpiter misyonu olan JUICE’dan gelen son gelişmeleri kullanarak, optik navigasyonda on yılı aşkın süre boyunca biriken otonom buluşma ve yerleştirme uzmanlığını kullanacak.

Airbus Uzay Sistemleri Başkanı Jean-Marc Nasr, “Bu görevin başarılı olmasını sağlamak için Rosetta, Mars Express, Venus Express, Gaia, ATV, BepiColombo ve JUICE deneyimlerimizden elde ettiğimiz tüm gücü kullanıyoruz. Örnekleri Mars’tan Dünya’ya getirmek olağanüstü bir başarı olacak, gezegenler arası bilimi yeni bir seviyeye taşıyacak ve Airbus’ın, uluslararası ortak misyonun bir parçası olarak bu sorumluluğu üstlenmesinden heyecan duyuyoruz” dedi.

2026 yılında fırlatılacak olan 6 ton ağırlığında, 6 m yüksekliğinde, 40 m açıklığa sahip 144m2 güneş panelleri ile donatılmış uzay aracı olan Ariane 6’nın Mars’a ulaşması yaklaşık bir yıl sürecek. Seyir ve spiral iniş fazları için elektrik iticisi ve Mars yörüngesine yerleştirme için kimyasal iticiyi birleştiren kütle-verimli bir hibrit tahrik sistemi kullanacak. Varışta, MSR görevinin iki önemli parçası olan NASA Perseverance Rover and Sample Retrieval Lander (SRL) misyonları için data sağlayacak.

Görevinin ikinci kısmında ERO, SFR tarafından toplanan örnek tüpleri barındıran ve Orbiting Sample (OS) adı verilen basketbol topu büyüklüğünde bir nesneyi tespit etmek, onunla buluşmak ve onu almakla görevlidir ve tüm bunlar yer kontrolünden 50 milyon km uzakta gerçekleşecek. Alındıktan sonra OS, ikincil bir muhafaza sisteminde tutulacak ve değerli örneklerin maksimum bilimsel geri dönüş için dünya yüzeyine sağlam bir şekilde ulaşması için etkili bir üçüncü muhafaza sistemi olan Earth Entry Vehicle (EEV) içine yerleştirilecek. Sonrasında, ERO’nun Dünya’ya geri dönmesi bir yıl sürecek ve bu fazda Güneş’in etrafında istikrarlı bir yörüngeye girmeden önce EEV’yi önceden tanımlanmış bir iniş alanına doğru hassas bir yörüngeye itecek.

İnişten sonra, örnekler karantinaya alınacakları özel bir işleme tesisine transfer edilecek. Örnek tüpler açıldıktan sonra, numunelerin belirli bölümlerinin daha sonraki uzman bilim araştırmalarında hedef oluşturulmasını sağlamak için ayrıntılı bir data kataloğu oluşturmak üzere ilk ölçümler yapılacak.

Airbus, ERO misyonunda, Toulouse’da uzay aracını geliştirmekten ve Stevenage’da görev analizi yapmaktan sorumlu olacak. Thales Alenia Space Torino, uzay aracını monte etmek, iletişim sistemini geliştirmek ve yörünge ekleme modülünü sağlamak da önemli bir rol oynayacak. RIT-2X iyon motorlarını sağlamaktan ArianeGroup sorumlu olacak.

Üç boyutlu yazıcı üreten yerli girişim Zaxe, 8 milyon TL yatırım aldı

Sizlere geçtiğimiz ay içerisinde hikayesini paylaştığımız üç boyutlu yazıcı üreten yerli girişim Zaxe, yeni turda aralarında KVK, Nevzat Aydın ve Muzaffer Akpınar’ın bulunduğu bir grup yatırımcıdan 8 milyon TL yatırım aldı.

Alınan bu yatırımla eğitim ve sanayi sektöründe lider konumda kullanılan Zaxe 3D yazıcılarının geliştirilmesi ve 2 senedir Ar-Ge çalışmalarını tamamladıkları bireysel kullanıcılara yönelik yeni 3D yazıcı modellerinin Türkiye ve dünya pazarına sunulmasını hedefleniyor.

Zaxe, 2015 yılında yerli ve milli 3D yazıcı üretmek hayali ile Baki Gezgen ve Aydonat Atasever tarafından kuruldu. İkili Zaxe markası ile ilk ürünleri X1’i 2016 yılında piyasaya çıkarmayı başardı. Bu model hali hazırda 400’den fazla eğitim kurumunda kullanılmaktadır. Zaxe, 2017 yılında Keiretsu Melek Yatırımcı grubundan aldığı destek ile üretim ve Ar-Ge çalışmalarına hız vermiş, yeni modelleri ile eğitim kurumlarına ek olarak, Kobi ve sanayi kuruluşlarına uygun Z serisi modellerini başarı ile satışa sundu.

Yerli girişim Zaxe’nin hikayesi

2019 yılında Genel Müdür Emre Akıncı’nın takıma katılması ile firma çok başarılı olduğu B2B segmentine ek olarak B2C’yi de hedefine aldı ve 4 yeni modelle geliştirdiği ürün gamını Türkiye pazarına ek olarak dünya pazarına da sunmak için çalışmalara başladı.

Yurtdışına ileri teknoloji ihraç eden bir şirket haline gelecek

Uzmanlaşmış mühendis kadrosunun ekip lideri olan kurucu Baki Gezgen “Bu yatırım Zaxe üretim süreçlerine ve AR-GE faaliyetlerine büyük hız kazandıracaktır. Geliştirmekte olduğumuz yeni 3D yazıcılarımız ile teknoloji ihraç eden bir şirket olmak en büyük hedefimiz”

4 farklı 3D yazıcı modeli bulunuyor

Kullanım alanının genişlemesiyle birlikte şu anda 400’ün üzerinde eğitim kurumunun yanı sıra çok sayıda farklı sektörden kuruluşa 3D yazıcı çözümleri sunan Zaxe’nin xlite, X2, Z1 ve Z1+ olmak üzere dört adet 3D yazıcı modeli bulunuyor. 3D yazıcılarla birlikte Türk yazılım mühendisleri tarafından geliştirilen xDesktop yazılımı ücretsiz olarak veriliyor. Gelişmiş özellikleri ve kullanım kolaylığı ile rakip yazılımlardan farklılaşan xDesktop, daha önce hiç 3D yazıcı kullanmamış 7’den 70’e tüm kullanıcıların üç adımda kolayca baskı alabilmelerine olanak tanıyor.

Global Yatırımcıların radarına girdi

Şirketin stratejik büyümesinden ve yatırım adımlarının planlanmasından sorumlu kurucu ortak Aydonat Atasever, Zaxe’nin çok kısa bir zamanda global yatırımcı ekosistemi içerisinde adının konuşulacağından emin olduğunu bildirdi ve şunları söyledi: “3D Teknolojiler ile ilgili yabancı fonlar hem şirketimizi, hem de Ar-Ge kadromuzu yakından takip etmeye başladı. Zaxe markasının global pazarlarda ürünlerinin satılmaya başlaması ile şirketimizin değerlemesinin çok hızlı şekilde yukarı çıkacağını düşünüyoruz.”

Bu yatırım turunda Zaxe’ye danışmanlık hizmetlerini Core Finans sağladı. Kurucu ortaklarından Alper Kiresepi ise “Bu yatırım, Zaxe ekibinin bugüne kadarki başarılarının üzerine ekleyerek devam etmesini ve pazardaki liderlik konumunu güçlendirmesini sağlayacaktır. Şirket büyümeye devam ederken kendilerini desteklemeyi ve yurtdışından yatırım çekmeyi dört gözle bekliyoruz. ” diye belirtti.

Yatırımcılarımız çok tecrübeli

Zaxe kurucuları, bu yatırım turuna dahil olan ve çok sayıda projeye yatırım yapan YemekSepeti kurucusu Nevzat Aydın, yıllarca telekomünikasyon ve teknoloji alanlarında tecrübesi olan Muzaffer Akpınar ve Türkiye’nin mobil iletişim ürünleri satış ve satış sonrası servis hizmet sektöründe lideri olan KVK’nın inanılmaz destekleri olacağını düşünüyorlar.
KVK Genel Müdürü Serdar İbrahim Gölbek ise “Zaxe geliştirdiği teknoloji ve 3D yazıcılar ile katmanlı imalat endüstrisinde Türkiye’nin lider temsilcisi olduğunu gösterdi. Şirketin ticari büyümesi ve yeni teknolojiler geliştirmesi ile hem Türkiye pazarına hem de yurt dışı pazarlara hakim olma yeteneği hakkında yüksek beklentilerimiz bulunmaktadır. KVK olarak biz de bu hedefe ulaşmasında üzerimize düşen görevi ortak olarak yerine getireceğiz” dedi.