Ana Sayfa Blog Sayfa 697

Mükellef, yeni uygulamasıyla ABD ve İngiltere’de şirket kurulum hizmeti vermeye başladı

Türkiye’de şahıs şirketi kurulumunu 10 dakika gibi kısa bir sürede, notere, ticaret odasına ve vergi dairesine gitmeden kurma imkânı sunan Mükellef, hayata geçirdiği yeni uygulamasıyla Amerika ve İngiltere’de de şirket kurulum hizmeti sunuyor. Yurt dışında şirket kurmak için fiziksel olarak gereken tüm prosedürlerin online platform üzerinden gerçekleştirilebildiği uygulama ile kayıt işlemlerinin tamamlanmasının ardından birkaç gün içinde şirket aktif hale geliyor.

Yurt dışı pazarlara açılmak isteyen girişimcilere sunulan bu yeni hizmetin dış ticaretin dijitalleşmesine katkı sağlayacağını söyleyen Mükellef kurucu ortağı Okan Şafak, “Özellikle ABD ve İngiltere’nin Türkiye’nin ihracatında ilk 5 ülke içerisinde yer alması hizmetimizin ilk aşaması için önemli bir potansiyel barındırıyor. Diğer yandan en fazla şirket kurulan 10 ülke içinde yer alıyorlar. 2019 yılı verilerine göre Amerika’da 1,5 milyon İngiltere’de 800 bin şirket kurulduğunu görüyoruz. Pandemiyle beraber hız kazanan dijitalleşme, pek çok sektörde iş süreçlerini mobilize ederken sanal fuarlar, toplantılar gibi pek çok konuyu da hayatımıza kattı. Türkiye’nin ardından başlattığımız yurt dışı açılımıyla, bu dönemde dijital iş imkanlarından faydalanmak isteyen girişimciler için önemli bir fırsat yaratmış oluyoruz. Şu anda ABD ve İngiltere için başlattığımız hizmetimizi, 2021 sonuna kadar 10 ülkeye çıkarmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Dijitalden şirket kurma dönemi

Okan Şafak

Şirket kurulumunun online platform üzerinden gerçekleştirilmesi konusunda Türkiye’de başarılı bir süreç yönettiklerini vurgulayan Mükellef Kurucu Ortağı Okan Şafak: “Özellikle pandemi döneminde Mükellef’i deneyimleyen kullanıcılarımız evden çıkmadan 10 dakika gibi kısa bir sürede şirket kurulumuna yoğun ilgi gösterdi. Platformun süreç yönetimindeki başarısı, gelen talepler ve girişimcilerin potansiyel pazar hedeflerini değerlendirdiğimizde, mevcut platform aracılığıyla yurt dışında şirket kurmak isteyen Türk girişimcilere, başka bir ülkede ikamet etmeden, o ülkeye gitmeden online süreçlerle kısa sürede şirket kurma hizmeti veriyoruz. Kullanıcılarımız şirket kurulumu sırasında ilgili ülkenin mevzuatına uygun şartları bilen lokal iş ortaklarımız aracılığıyla sanal ofis ve fatura işlemlerinde ihtiyaç duydukları yazılım gibi pek çok farklı hizmete Mükellef üzerinden kolayca ulaşabiliyor. İlk aşamada sunduğumuz hizmet sadece Türk vatandaşlarını kapsıyor. 2021 sonuna kadar hedefimiz diğer ülke vatandaşlarına da aynı hizmeti sunarak, dünyanın her yerinden girişimcilerin platformumuz üzerinden online olarak şirketlerini kurmalarını sağlamak” dedi. 

Yerli girişim Mükellef; Şirket kuruluşunun, e-Dönüşüm süreçlerinin, vergiye konu olan tüm dokümanların ve muhasebe işlemlerinin takibini sağlayan bir online platformdur. Mali Müşavirler ve mükelleflerin; tüm süreçlerini tek bir yerden takip edebilme imkanı sağlayan mukellef.co 2019 yılında kuruldu. İlk yılında binden fazla müşteriye ulaşan mukellef.co ön muhasebe hizmetlerinde, cari takibi, mobil uygulama, gelir gider takibi ve banka entegrasyonu bulunmaktadır.

Londra merkezli girişim Wufwuf, Teknasyon’dan yatırım aldı

Birleşik Krallık’tan Japonya’ya, İsviçre’den İsrail’e kadar uzanan hizmetleriyle ilerlemesini sürdüren Wufwuf, doğrudan edindiğimiz bilgilere göre Teknasyon‘dan yatırım aldı.

Teknasyon, her ay yeni bir temayla köpeklere ve sahiplerine farklı konseptlerde, sürprizlerle dolu kutular gönderen ve onlara eğlenceli bir yaşam tarzı sunan Londra merkezli WUFWUF’a yatırım yaptı. İngiltere’de önemli bir popülerliğe sahip olan ve dünyanın pek çok farklı yerinde hizmet veren WUFWUF; abonelerine her ay içerisinde ödül maması, oyuncak ve köpek dostların seveceği sürpriz ürünlerden oluşan temalı kutular gönderiyor ve köpek dostlarını mutlu ediyor.

“WUFWUF, hedeflerine ve misyonuna güvendiğimiz bir şirket.”

Gerçekleştirdikleri yatırımı değerlendiren Teknasyon Yazılım Kurucu Ortağı Burak Sağlık bu girişimle ilgili olarak WUFWUF’un vizyon ve misyonuna güvendiklerini, bu yatırımla WUFWUF’un daha da iyi seviyelere gelerek daha çok köpek dostuna ulaşmasını hedeflediklerini belirtiyor. Teknasyon olarak daima insana ve diğer tüm canlılara değer veren sosyal sorumluluk projelerinin destekçisi olduklarını söyleyen Sağlık: “Böyle anlamlı, manevi değeri olan girişimlere çok önem veriyoruz. WUFWUF, hedeflerine güvendiğimiz bir şirket, bu sebeple kendilerine büyük bir hevesle destek olmak istedik. Her zaman gelecek gördüğümüz, inandığımız işlerin yanında olmayı ve global yatırımlarımıza devam etmeyi planlıyoruz.” dedi.

WUFWUF’un yeni hedefi 10 bin aboneye ulaşmak!

WUFWUF CEO’su Umut İlhan ise, her ay abonelerine gönderdiği ilginç konseptli kutular ile hem insanlara hem de ürünlerle mutlu olan köpek dostlarına keyifli, eşsiz bir deneyim yaşattıklarını belirtti.

Şu anda 2 bin 600 aktif abonelerinin olduğunu söyleyen İlhan, bu sayının diğer kanallarla birlikte 6 bine ulaştığına dikkat çekerek, “Abonelerimizin yüzde 95’i Birleşik Krallık’ta; İngiltere, Kuzey İrlanda, Galler ve İskoçya’da bulunuyor. Geçen ay başladığımız uluslararası gönderim sonrasında ise bünyemize çok hızlı bir şekilde tüm Avrupa Birliği ülkelerinden yeni aboneler kattık. Esasen dünyanın her yerinden talepler alıyoruz, AB dışında ayrıca İsviçre, İsrail ve Japonya’da da abonelerimiz mevcut. Hedefimiz bu yatırımla birlikte sene sonuna kadar 10 bin aboneye ulaşmak ve kendi alanımızda Birleşik Krallık’ın en büyüğü olmak.” dedi.

SabancıDx’in dijital B2B satın alma platformu Pratis, Çimentaş’ın süreçlerini yüzde 40 hızlandırdı

Türkiye’nin ilk özel çimento fabrikası olarak İzmir’de kurulan ve 2001’den bu yana dünyanın önde gelen gruplarından Cementir Holding bünyesinde faaliyet gösteren Çimentaş, satın alma süreçlerini SabancıDx’in dijital B2B satın alma platformu Pratis ile dijitalleştirerek, insan hatasından kaynaklanan sorunları sıfıra indirdi ve satın alma süreçlerini yüzde 40 oranında hızlandırdı.

Çimento fabrikalarının yanı sıra ülke genelindeki 15 beton santrali ve Manisa’daki işletmesiyle Avrupa’nın en büyük ve modern atık yönetimi tesislerine sahip olan Çimentaş, satın alma süreçlerini hızlandırmak, hedeflerine ulaşmak, firma tekliflerinde hızlı güncellemeler ve revizyonlar yapabilmek için DIGITAL çözümleri hedeflemişti.

Satın alma süreçlerindeki, gerekli nitelikleri karşılayan dijital bir satın alma platformu arayışına hızla başlayan Çimentaş Grup Türkiye IT Müdürü Gökhan Yurtesen, çözüme ulaşma süreçlerini şöyle anlattı: “İhtiyacımızın hızlı, şeffaf, her yerden erişilebilir ve ERP sistemlerimizle entegre bir şekilde çalışabilecek dijital bir satın alma platformu olduğu tespiti, çözümün de ilk adımıydı. Dijital bir platform, satın alma fiyat ve maliyetlerinin rekabetçi ortamda düşürülebilmesi için hızlı, güncel ve herkesin anında erişebileceği bir nitelikte olmalıydı. Kullanıcı dostu bir ürün olarak, her profilden tedarikçiye hitap etmesi, barındırdığı tedarikçi senaryoları ve tedarikçileri değerlendirme imkanı sunması, Pratis’i firmamızın önceki dönemdeki oluşan hedefleri için en doğru adres olarak konumladı.”

Pratis’in becerileri, eski manuel süreçlerin karşısında hızla kendisini göstermeye başladı. Pratis’in sunduğu şeffaflıkla birlikte adil, tarafsız ve verimli çalışma tarzı kısa sürede hem Çimentaş’ta hem de tedarikçilerinde hissedildi. Çimentaş Satınalma Grubu Satınalma Kategori Şefi Yeliz Onur, Pratis’in getirdiği en önemli avantajlardan birinin tedarikçilerle kurulan iletişimi hızlandırması olduğunu söylüyor: “Manuel satın alma süreçlerinde en uygun maliyeti bulmak amacıyla sektörden daha önce ihalelerimize katılmamış tedarikçiler bulmaya çalışıyorduk. Tedarikçileri araştırmak ve daha sonrasında onlarla iletişim kurmak ciddi bir zaman ve maliyet yükü oluşturuyordu. Pratis’le beraber, yeni tedarikçi arama süreçlerimiz oldukça kısaldı. Hızın öneminin giderek arttığı rekabetçi piyasada, Pratis sayesinde ciddi oranda zaman tasarrufu sağladık. Pratis’le birlikte en büyük dönüşümü, süreçleri dijitale taşıyarak gerçekleştirdik. Teklif oluşturma, teklif toplama ve karşılaştırma süreçlerinin yanında, Pratis’in sunduğu raporlamalar ve grafiksel analiz yöntemlerini de süreçlerimizin içine kattık. Sağlanan avantajların belki de en önemlisi dalgınlık ya da dikkatsizlik gibi insan hatalarından kaynaklanan sorunların en düşük seviyeye inmesiydi. Pratis’in sunduğu olanaklar sayesinde sistemler arası aktarımlar ve elde yaptığımız işlemler en düşük seviyeye indi. Halihazırda kullanıcı kaynaklı hata oranlarımız sıfıra yaklaşmış durumda.”

SabancıDx gibi güçlü bir markanın Pratis’in arkasında olmasının bir güven unsuru oluşturduğunu belirten Gökhan Yurtesen, Çimentaş’ın Pratis’le yaşadığı dönüşümü şu sözlerle ifade etti: “Sektördeki rekabetin giderek arttığı bu dönemde, Pratis’in sunduğu zengin tedarikçi havuzu sayesinde geçmiş döneme kıyasla yüzde 5 ila 15 arasında maliyet avantajı sağladık.”

Çimentaş Grup Türkiye, dört yıl boyunca kullandığı Pratis’le satın alma süreçlerini yüzde 40 oranında hızlandırdı. Tedarikçiler ve satın alma ekibi arasında geçmişte uzun ve verimsiz olarak yürüyen süreçlerin ortadan kalkmasıyla birlikte Pratis, üretim ve satış faaliyetlerinde Çimentaş Grup Türkiye’nin itici gücü oldu. “Pratis’te bir sorun yaşadığımızda dahi, teknik destek konusundaki hızlı ve sürekli hizmetiyle sorunlar büyümeden giderildi. Teknik yardımın bu kadar hızlı bir şekilde gerçekleşmesi, bizim gibi tesislerinde 7 gün 24 saat üretim ve satış gerçekleştiren firmalar için hayati bir özellik diyebiliriz” sözleriyle Pratis kattığı değerden bahseden Gökhan Yurtesen, diğer ülkelerdeki şirketlerinde de örnek proje olarak gururla paylaştıklarını belirtti.

1.9 milyar dolar yatırım alan SpaceX’in değerlemesi 46 milyar dolara ulaştı

SpaceX, Reuters tarafından ilk kez tespit edilen bilgilere göre 1.9 milyar dolar yeni yatırım aldı. Bu yatırımdan sonra değerlemesi 46 milyar dolara ulaşmış.

SpaceX’in bu yılın başından bu yana yeni bir finansman arıyormuş. Ancak geçen hafta yatırım dünyasından şirkete oldukça fazla bir talep gelmiş. Bu durumdan ötürü de SpaceX, aradığı miktarda bir artış yapmış ve turu kapatmış. Tabi önümüzdeki günlerde şirkete yeni fonların girip girmeyeceği konusunda da henüz net bilgi yok.

Yatırım turuna katılan yatırımcıların kimler olduğu bilinmese de Fidelity Investments‘ın en büyük yatırımcıları arasında olduğu söyleniyor. SpaceX, yakın zamanda kaydettiği yüksek profilli başarılar göz önüne alındığında, yatırımcılardan önemli kaynaklar aramak için her zamankinden daha iyi konumlanmış.

Bildiğiniz gibi, Mayıs ayında Florida’dan kalkan roketiyle Uluslararası Uzay İstasyonu’nda iki aylık bir görevin ardından taşıdığı astronotlarla bu ayın başlarında Dünya’ya geri dönüş görevini başarıyla tamamlamıştı. ABD topraklarından havalanarak ilk özel insan uzay uçuşu görevini tamamlayan şirket, görevden sonra dikkatleri oldukça üzerine topladı. Görevlerinde başarılı bir şekilde tamamlanması, SpaceX’in artık düzenli olarak ISS’ye ve ISS’den ulaşım hizmetleri sağlayabileceği anlamına geliyor ve onlara özel uzay turistleri, araştırmacılar ve daha fazlası için ticari uzay uçuşu hizmetleri sunma hedeflerine de yaklaştırıyor.

SpaceX, bu ay prototipin başarılı bir kısa test uçuşu ile Starlink uzay aracı geliştirme programında da iyi bir ilerleme kaydetti ve NASA ile yıllık sözleşmeler imzaladı. Düzenli hizmetlerin de önümüzdeki süreçte başlaması bekleniyor.

Şirketle ilgili yeni bilgiler edindikçe sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Bitki bazlı et ve süt ürünleri üreten Impossible Foods, Seri G turda 200 milyon dolar yatırım aldı

Impossible Foods‘un bu hafta yaptığı açıklamaya göre; F Serisi Yatırım Turu’nda 500 milyon dolar yatırım almasının üzerinden henüz 5 ay geçmesine rağmen G Serisi turda 200 milyon dolar daha yatırım aldı.

Impossible Foods’un almış olduğu bu yeni fon, şirketin toplam yatırımını 1.5 milyar dolara çıkardı.

Silikon Vadisi merkezli girişim Impossible Foods, bitki bazlı et ve süt ürünleri üretiyor. Coatue liderliğindeki Seri G yatırım turuna, Mirae Asset Global Investments ve Temasek katıldı. Ayrıca, XN de şirketin yeni yatırımcılarına dahil oldu.

Şirketin en büyük rakiplerinden birisi olarak Beyond Meat‘i söyleyebiliriz. O da Impossible Foods gibi burger köftelerini ve sosislerini bitki bazlı üretiyor.

Impossible Foods’un açıklamalarına bakacak olursak şirket bu yeni fonla AR-GE’ye yatırım yapmayı, üretimi artırmayı, ürünlerin diğer ülkelerde bulunabilirliğinin arttırılmasını yani pazarını büyütmeyi ve henüz piyasaya sunmayı ürünleri üretime ve satışa geçirmeyi amaçlıyor.

Şirket, bitki bazlı hamburger köftesi ve sosis gibi ürünlerini Burger King ve Starbucks gibi zincir markalara da sunuyor. Bu da şirketin bilinirliğinin ve satışlarının artmasında büyük rol oynuyor ve aslında şirketin planları arasında bulunan global büyüme noktasında da büyük bir adım oluyor.

Ayrıca Impossible Foods perakende sektöründe varlığını büyük bir ölçüde artırmış. Şirketin açıklamalarına göre, pandemi salgınının başlangıcında Impossible Burger Amerika Birleşik Devletleri’nde yalnızca 150 markette bulunuyordu ancak şu anda ABD’de 8000’den fazla markette satışta. Bu büyümenin arka planında şirketin Mart ayında F Serisi’nden almış olduğu 500 milyon dolarlık yatırım olduğunu söylemek mümkün.

Geleneksel medyadaki reklamların etkisini ölçen Medialyzer, 3.2 milyon TL değerleme ile yatırım aldı

TV ve radyo reklamlarının performansının ölçülebilmesini, analiz edilmesini ve etkilerinin artırılmasını sağlayan Medialyzer, 3.2 Milyon TL değerleme ile TechOne ve twozero Ventures’dan tohum yatırım aldı. Mustafa Güllü, Abdurrahman Beşinci, Emre Gönültaş ve Can Üzüm tarafından kurulan Medialyzer, yapay zeka destekli görüntü tanıma teknolojisi ile geleneksel medya reklamlarının analiz edilerek takip edilmesine imkan sunuyor.

Televizyon ve Radyo Reklamlarının Etkisini Ölçün

Medya kanallarında reklam verenler için sunduğu Tvlyzer ve Radiolyzer ürünleriyle geleneksel olan ve etkisi ölçülemeyen TV ve radyo reklamlarının verimliliğini ve etkisini ölçen Medialyzer, makine öğrenmesi ile desteklediği ses ve görüntü tanıma teknolojisi ile kullanıcılara rakiplerinin tüm medya reklamlarını izleme olanağı sağlıyor. Kullanıcılar, Tvlyzer ve Radiolyzer ürünü ile reklamlarının verimliliğini analiz ediyor, rakiplerinin medya kanallarındaki reklamlarını takip ediyor ve reklamlarını otomatik olarak optimize ederek rekabet avantajı sağlıyor.

Geleneksel Reklamlara Teknolojik Çözüm

Global pazara açılma hedefiyle yola çıkan Medialyzer, geleneksel medya kanallarındaki reklam verenlere, reklamlarının maliyet analizini, kanal ve program bazında geri dönüşünü ve zaman bazlı performans analizlerini görme imkanı sunuyor. Kısa süre içerisinde TV ve radyo reklamlarının ölçümü dışında VoD platformlarının ve açık hava reklamlarının etkilerinin de ölçülebileceği ürünlerini aktif hale getirecek olan Medialyzer geleneksel medya kanallarına reklam veren kullanıcılar için eşsiz bir veri deposu haline gelecek.

“Offline medya için Online çözümler”

Offline medya kanallarındaki reklamların etkilerinin ölçülemediğini belirten Medialyzer Kurucu Ortağı Mustafa Güllü; “Reklam verenler başta TV olmak üzere offline medya kanallarına yaptıkları yatırımların sonuçlarını yeterince ölçemiyor. Kullanıcı tarafındaki çoklu ekran kullanımı sonucu ortaya çıkan dijital verileri, sahip olduğumuz video tanıma ve yapay zeka teknolojileriyle anlamlı hale getiriyoruz. Platformumuz sayesinde reklam verenler reklamlarının geri dönüşlerini analiz edip verimliliklerini artırabiliyor. Medialyzer olarak global pazarda offline medya kanallarının ölçülebilmesi için öncü ve ilk akla gelen teknoloji girişimi olmak istiyoruz.” dedi.

Magistum, 5 milyon TL değerleme ile Keiretsu Forum Türkiye’den yatırım aldı

Kurumsal iletişim, okul ve kurs yönetim sistemi Magistum, birçok farklı ürünü aynı anda kullanmanıza gerek kalmadan tüm ihtiyaçları tek bir üründe sunan eğitim teknolojileri girişimidir.

Doğrudan edindiğimiz bilgilere göre Magistum, Keiretsu Forum Türkiye‘den 5 milyon TL değerleme ile yatırım aldı.

Girişimin çözümleri arasında; Ders yoklaması, ödev gönderimi, yazılı ve optik formla sınavların yapılmasının yanı sıra online anket uygulanması, yemek listesinin yayınlanması, rehberlik süreçlerinin yönetimi, sosyal etkinliklerin planlanması ve duyurulması, kütüphane modülü ve ödeme takibinin yapılması gibi daha bir çok ihtiyaca çözüm olan hizmetleri mevcuttur.

Dağıtık mimari ile tasarlandığı için üçüncü parti yazılımlarla entegre olarak çalışabiliyor.

BKM verilerine göre Temmuz ayında kartlı ödeme tutarı 112 milyar TL’ye ulaştı

BKM’nin verilerine göre, temmuz sonu itibarıyla sektörde yaklaşık 175 milyon banka kartı, 72 milyonun üzerinde kredi kartı olmak üzere toplam 247 milyon kart bulunuyor.

Temmuz ayında normalleşme süreciyle beraber banka kartları ve kredi kartlarıyla toplam 112,1 milyar TL’lik rekor tutarda ödeme yapıldı. Bu, geçen yılın temmuz ayına göre %27’lik bir artış anlamına geliyor. Pandemi döneminde özellikle nisan ve mayıs aylarında kartlı ödemelerde daralma görülmüştü. Temmuz ayında yaşanan bu artış, haziran itibarıyla normalleşmenin başlamasıyla birlikte ödeme alışkanlıklarında da normalleşmeye işaret ediyor.

Temmuz ayındaki kartlı ödeme tutarının 92,6 milyar TL’sinde kredi kartları, 19,5 milyar TL’sinde banka kartları kullanıldı. Büyüme oranları özelinde incelendiğinde ise banka kartıyla yapılan ödeme tutarında önceki yılın aynı dönemine göre büyüme oranı yüzde 66 olurken, kredi kartıyla yapılan ödemelerde ise bu oran yüzde 21 olarak gerçekleşti.

Motorlu taşıtlar vergisi ödemelerinde internetten ödemeler tercih edildi

Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin (MTV) ikinci taksitinin ödendiği temmuz ayında, bu ödemeleri de kapsayan “Kamu-Vergi Ödemeleri” sektöründe, bu yıl son ödeme tarihinin 4 Ağustos’a kadar uzatılmasıyla beraber 1 Temmuz – 4 Ağustos tarihleri arasında kartlarla 5,6 milyar TL’lik ödeme yapıldı. Bu değer 2019 yılının aynı dönemine göre yüzde 21’lik bir büyüme anlamına gelirken, ortalama işlem tutarı 550 TL oldu. Kartlarla yapılan kamu-vergi ödeme tutarının yüzde 60’ında internetten ödeme tercih edildi, yani her 5 TL kartlı kamu-vergi ödemesinin 3 TL’si internetten yapıldı.

*2020’de Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin (MTV) son ödeme tarihinin 4 Ağustos’a kadar uzatılması sebebiyle, ilgili yıllarda 1 Temmuz – 4 Ağustos tarihleri arasında yapılan kamu/vergi ödemeleri baz alınmıştır.

Kurban Bayramı’nda kartlarla 10,5 milyar TL tutarında ödeme yapıldı

30 Temmuz-3 Ağustos tarihlerine denk gelen arife günü dahil Kurban Bayramı’nda kartlarla 10,5 milyar TL tutarında ödeme yapıldı. Bu değer, 2019 yılının Kurban Bayramı’na göre kartlı ödemelerde yüzde 36 oranında büyüme olduğunu gösteriyor.

Arife gününde ödeme adedi rekoru yenilenerek bugüne kadar bir günde gerçekleşen en fazla kartlı ödeme adedine ulaşıldı. Arife gününde 27,2 milyon adet ödeme işlemi yapılırken, bir önceki rekor 26,6 milyon adet ödeme işlemi ile bu yılın Ramazan Bayramı Arife Günü öncesinde (22 Mayıs 2020) görülmüştü.

Arife gününde en fazla kartlı ödeme adedinin gerçekleştiği saat aralığı 15.00-16.00 olurken en fazla ödemenin yapıldığı dakika ise 15.36 oldu.

Arife gününde yaklaşık 4,3 milyar TL’lik kartlı ödeme yapılırken, bu tutar Kurban Bayramı’nda toplam 5 gün süresince yapılan kartlı ödemelerin yaklaşık 5’te 2’sini oluşturdu.

Bayramda ödemelerin yarısı market, akaryakıt ve giyim sektörlerinde gerçekleşti

Kurban Bayramı’nda yapılan kartlı ödemeler sektör bazlı incelendiğinde en fazla kartlı ödemenin yüzde 30 pay ile “market-gıda” sektöründe gerçekleştiği görülüyor. “Market- gıda” sektörünü yüzde 11 pay ile “akaryakıt istasyonları” ve yüzde 9 pay ile “giyim ve aksesuar” sektörleri takip ederken; yüzde 7 pay ile “yemek” sektörü ve yüzde 6 pay ile “elektronik eşya” sektörü Kurban Bayramı süresince en fazla kartlı ödeme yapılan diğer sektörler arasında yer aldı.

Paramı yönetemiyorum diyenler için Özlem Denizmen’den yeni mobil uygulama girişimi: Moneye

“Parasını yöneten hayatını yönetir.” sözüyle tanıdığımız Finansal Okuryazarlık Öncüsü Özlem Denizmen‘in 2010 yılından beri biriktirdiği tüm bilgi, beceri ve tecrübenin yanı sıra, Nobel ödüllü davranışsal finans metodu ‘Nudge’ uygulayıcısı Prof. Dr. Zuhal Baltaş’ın ve Stanford Üniversitesi İnsan Davranış Bilimcisi Prof. BJ Fogg’un alışkanlık değişimi metotlarını baz alan girişim Moneye, hayatını yönetmek isteyen herkes için yaşamı kolaylaştıran ve güzelleştiren faydalı bir uygulamadır.

Moneye, kullanıcılarının davranışlarını tasarlayarak veya değiştirerek, onlara akıllı harcama, birikim yapma konularında yardımcı olan hibrit (bot + insan) yapıda bir Kişisel Finans İyilik Hali (Personal Financial Wellness – PFW) uygulamasıdır.

Özlem Denizmen

Bilişsel Davranış Tasarımı ve değişikliği, Yapay Zeka, Doğal Dil İşleme, Makina Öğrenmesi gibi teknolojileri kullanan Moneye; birikim, bütçe yapma, borç kapama, yatırım, sigorta, girişimcilik, para ilişkileri, akıllı harcama, kredi kartı kullanımı vb. çeşitli Kişisel Finans İyilik Hali (PFW) konuları üzerine geliştirdiği, fikri mülkiyet hakları münhasıran kendisine ait olan özgün ve zengin içerikler ile kişiselleştirilmiş finans üzerine kuruludur.

Özlem Denizmen‘den girişimi rakiplerinden ayıran özelliği sorduğumuzda: “Yalnızca otomatikleştiren ve analiz eden pek çok Kişisel Finans Yönetimi uygulamalarından farklı olarak Moneye, kullanıcılarına psikografik, demografik ve finansal açıdan kişiselleştirilmiş, insan benzeri bir sohbet deneyimi sunar. Günlük iletişim kurmak suretiyle, kullanıcılarına sağlıklı harcama / birikim yapma alışkanlığı kazandıran, kullanımı kolay, dostane ve güvenilir bir yardımcıdır.” dedi.

Uygulamayı indirdikten sonra kendinize bir birikim hedefi ve bu hedefe hangi harcama kalemlerinden tasarruf ederek ulaşacağınızı belirliyorsunuz. Her harcamanızı konuşma alanından veya kategori seçerek giriyorsunuz. Raporlarınızı takip ediyor, finansal sorularınızı soruyor, bütçe yapabiliyor ve birikim/borç bilgilerinizi takip edebiliyorsunuz.

Yerli biyoteknoloji girişimi ENBIOSIS, global pazardaki büyümesine Avrupa ile başlıyor

İnsan bağırsağında yer alan mikroorganizmaları analiz ederek obezite, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar gibi pek çok soruna kişiye özel sağlık çözümleri geliştiren ve sizlere de Temmuz ayı içerisinde paylaştığımız yerli girişim Enbiosis, sahip olduğu gelişmiş yapay zeka algoritması sayesinde biyoteknoloji ihracatı için ilk adımı attı.

Yerli girişim, Silikon Vadisi Merkezli Atomyum’un desteklediği Nutriomex ile imzaladığı iş birliği anlaşması sayesinde Türkiye’de edindiği tecrübeyi ilk olarak Avrupa pazarına sunmaya başladı. Enbiosis, Haziran ayında Bayer’in hızlandırma programı G4A Turkey 2020’ye seçilen 9 girişimden biri olmuştu.

Enbiosis’in bu hamlesinin odağında, Türkiye’nin sağlık teknolojileri alanındaki potansiyelini dünyaya göstermek ve daha fazla hastayı kişiselleştirilmiş sağlık çözümleriyle tanıştırmak olduğunu belirten ENBIOSIS kurucusu Ömer Özkan, “Dünya genelinde mikrobiyom alanındaki en gelişmiş yapay zeka algoritmasına sahip şirketlerden biri konumundayız. Türkiye’den sonra yurt dışında da insanların teknolojimizden faydalanacak olması bizi mutlu ediyor.” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin sağlık teknolojileri alanındaki gücü uluslararası arenada temsil edilecek

Ömer Özkan

Sağlık teknolojileri alanındaki bilgi ve tecrübe birikimini yurt dışı pazarlarda ticarileştirmeyi hedeflediklerini belirten Ömer Özkan, “Temmuz ayının başında Liv Hospital ve Medicana gibi sağlık kuruluşlarıyla yaptığımız iş birliği anlaşmaları ile çalışmalarımızı daha fazla hasta ile buluşturma imkanı bulduk. Mikrobiyom alanındaki sahip olduğumuz ileri düzey algoritma ile kazandığımız bu potansiyelin, ülkemizi uluslararası arenada en iyi şekilde temsil edecek güçte olduğuna inanıyoruz. Söz konusu algoritmayı literatür çalışmalarıyla besleyerek baz modelimizi belirli bir rasyonaliteye oturttuğumuz için algoritmamızın öğrenme eğrisi ve hizmet kalitemizin gelişim grafiği, diğer rakiplerimize nazaran çok daha yüksek. Türkiye’den sonra yurt dışında da insanların teknolojimizden faydalanacak olması bize gurur ve mutluluk veriyor. Bu vesileyle teknolojimizi Avrupa’ya taşıyacak Nutriomex’e de teşekkürü borç biliyoruz” dedi.

Öz kaynaklardan biyoteknoloji ihracatına

ENBIOSIS’in bu hamlesinin odağında, sağlık teknolojileri alanında geliştirdikleri projeleri farklı ülkelerine ihraç ederek, Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini dünyaya göstermek ve daha fazla hastayı kişiselleştirilmiş sağlık çözümleriyle tanıştırmak var. Ürünün geliştirilmesinden ilk satışların başlamasına kadar olan tüm süreci kendi öz kaynaklarıyla sürdüren ve henüz bir yatırım almayan girişimin ilk hedefi ise Avrupa’ya yıl sonuna kadar 100 bin dolarlık biyoteknoloji ihracı.

Erken tanı kitleri yolda

Mikroorganizmaların oluşturduğu mikrobiyom adı verilen ekosistemin önemine ve sindirim hastalıklarından psikolojik rahatsızlıklara pek çok sağlık sorununda etkin rol oynadığına değinen Ömer Özkan, “Vücüdumuzda bulunan trilyonlarca mikroorganizmanın oluşturduğu ekosistemin bozulmasının, sindirim sistemi hastalıkları, otoimmün hastalıklar, kronik hastalıklar, cilt hastalıkları ve psikolojik hastalıklar gibi pek çok sağlık sorunun temelini oluşturduğu, bilim camiası tarafından kabul gören bir gerçek. ENBIOSIS olarak bu ekosistemi anlayabilmek için 30.000 insandan aldığımız numunelerle elde ettiğimiz mikroorganizma DNA’larını, binlerce klinik veriyi işleyebilen yapay zeka algoritmamız ile analiz ediyor; kişinin sağlıklı mikrobiyoma sahip olmasını sağlayacak kişiye özel mikrobiyom diyet hizmeti sunuyoruz. Çalışmalarına başladığımız yeni projemiz ile de kişiye özgü probiyotik üretmeyi ve hastalıkların tanısını erken koyabilmeyi sağlayacak kitler geliştirmeyi hedefliyoruz” dedi.